18 Mayıs 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
13EKİM1998 SALI CUMHURİYET SAYFA HABERLER Özelleştirmeye karşı miicadeie • ANKARA (Cumhuriyet Biirosu) - Tes-lş Sendikası. " imtiyaz sözleşmelerinin" Danıştay tarafmdan onaylanarak elektrik santrallanmn ve dağıtım şebekelerinin özelleştirilmesinin önünün açıldıgı şeklindeki haberlerin yanıltıcı olduğunu bildirdi. Sendikadan yapılan açıklamada. imtiyaz sözleşmelerinin Danıştay tarafından onaylanması durumunda bile sendikaca açılan iptal davalannın etkilenmeyeceğine dikkat çekilerek "Sendikamızın özelleştirmeye karşı verdiği hukuki mücadele, tüm yasal yollar tükenınceye kadar hiçbir ödün vermeksizin devam edecektir" denildi. Yılmaz'a sigara sorusu • ANKARA (ANKA) - TBMM Başkanhk Divanı Üyesi ve DYP Kastamonu Milletvekili Haluk Yıldız, Başbakan Mesut Yılmaz'a selden zarar gören çiftçilere yardım olarak "New Blend" marka fıltreli sigaranın neden dağıtıldığını sordu. Bu duyumlann doğru olup olmadığını soran Yıldız, önergesinde "Zarar gören halkımıza temel gıda maddeleri gibi yardımlar yapılması gerekirken görsel ve yazılı basında sigaranın zararlan ve içılmemesı konusunda açılan kampanyalarla halkımız uyanlırken, zaten zarar gören halkımıza zararlı bir maddenın dağıtılmasındaki maksat nedir" dedi. Yabancı basınm Türkiye ilgisi • ANKARA (AA)- Türkıye, bu yılın ocak- eylül döneminde yabancı basının ilgi odağı oldu. Turizm Bakanlıgı yurtdışı tanıtım bürolanndan alınan bilgüeçe göre. bu yılın ocak-eylül döneminde toplam RSRıyabancı gazete ve dergi 1501 sayfalık yazıda Türkiye'yi anlatırken. yabancı radyo ve televizyonlarda yayımlanan toplam 569 dakikalık 9 programda Türkıye'yeyerverildi. Bu yayınlar sonucunda, Türkiye'nin tanıtımına 6 trilyonl82milyar 100 milyon 672 bin liralık reklam değerinde katkı saölandı. Korutürk anıldı • ANKARA (AA) - Türkiye Cumhuriyeti'nin 6. Cumhurbaşkanı Fahri Sabit Korutürk. ölümünün 11. yıldönümünde törenle anıldı. Devlet Mezarlığf ndakı törende. Cumhurbaşkanı' nı temsilen Cumhurbaşkanlığı Hukuk İşleri Kanunlar Kararlar Başkanı Kemalettin Alikaşıfoğlu, Türk Silahh Kuvvetleri'ni temsilen Genelkurmay Başkanlığı Harekât Başkanı Korgeneral Yaşar Bûyükanıt, ailesi adına da torunlan Mehmet ve Zeynep Korutürk çelenk bıraktı. Cumhurbaşkanı Süleyman Demirel, Korutürk 'ün ölüm yıldönümü nedeniyle eşi Emel Korutürk'e telgraf gcnderdi. Filistin, Mısır ve Cezayirli aydınlar, ülkelerindeki irticanın izlediği yöntemleri anlattılar 'Önce cami sonra belediyeler'ANKARA (Cumhuriyet Biiro- su)-Mısır, Filistin ve Cezayir'den aydınlar, ülkelerindeki köktendın- cilerin izlediği yöntemleri. Türki- ye'de yaşanan süreçle karşılaştıra- rak anlattılar. Mısırlı araştırmacı yazar Dr. Şerif Hetata. camilerı propaganda merkezı olarak kulla- nan köktendincilenn sahip olduğu "irticai sennayenin" Ortadoğu'da çok büyük güç oluşturduğunu vur- guladı. Hetata, Mısır'da öncelikle beledıyeleri elde eden köktendin- cılenn "demokratiann unuttuğu kent varoşlanna yakın ilgi göster- diğtai", sağlık ve sosyal sen isle- ri ıle yoksullara büyük olanaklar sağladığını, böylece kendı mıli- tanlannı yarattıİdannı söyledi. Aydınlık dergisınce düzenlenen "Cumhuriyet'in 75. Yüında Baü ve lrtica" konferansı ıçın Anka- ra'ya gelen Mısır, Cezayır ve Fı- listınli aydınlar, şeriatın ülkelerin- deki gelişim sürecini anlattılar. • 'Cumhuriyetin 75. Yılında Batı ve lrtica' konulu konferans için gelen aydınlar, şeriatın ülkelerindeki gelişim sürecini anlattılar. Mısırlı araştırmacı Dr. Hetata, köktendincilerin belediyeleri elde ederek, yoksullara olanak sağlayarak militanlannı yarattığını söyledi. Cezayirli gazeteci Benmuhammed de şeriatçı parti FlS'ın belediyeler yoluyla oy vermeyenleri tehdit ettigini savundu. Filistin PEN Başkanı Awad ise Hamas, îslarni Cihad gibi şeriatçı örgütlerin CIA ve MOSSAD'la bağlantılı olduğunu anlattı. Cezayır El Mücahıt gazetesinin terorızm uzmanı gazeteci Mulud Benmuhammed, irticanın kökünü kazımaya yönehk çalışmalar ya- pan, Cezayır'ın bağımsızlık sem- bolü Cumhurbaşkanı Muhammed Budiyaf ın 1992'de köktendinci- lerce öldürülmesine tanık olduğu- nu vurgulayarak "Ogündenbuja- na köktendinciliğe karşı mücade- le veriyorum. Köktendinciler, 1992'den bu yana yalnızca avdın- lan değiL hiçbir parti militanı ol- mayan korunmasız yurttaşlan da hunharca kaüettiler" dedi. Şeriat- çı parti FlS'in genel seçımler ön- cesinde daha önce kazandıkları belediyeler kanalıyla yurttaşlan kandırdığını vurgulayan Benmu- hammed, " Belediyelerin araç,tek- foD her türlü kaynakiannı kendi çıkarlan için kullandılar. Kendile- rine oy \-ermeyenleri tehdit ettiler" dedi. Benmuhammed, FlS'ın ta- kıyyelerine yönelik gözlemlenni de şöyle anlattı: "FIS Uderi Ue 1990'da söyleşi \apmak istedim. Evi çok lükstü. Ancakfotoğrafçekmek istedigim- de, yere oturmak ve öyle poz ver- mek istedi. Niyetiçok açıku, seçme- ni aldatmak istedi. Kendisini, yok- sul ve bir peygamber gibi göster- mek istiyordu. Söyleşinin ardından da bana 'Bizım çok paramız var. Yanımızda yer al ve bizim çalış- malan anlatan yazılar yaz' teküfı- ni yapn." Köktendincilerin iktıdara gel- mesinin ardından şeriatçı uygula- malar başladığını, sendikacı, ay- dın, kadın ve şairlerin cumhuriye- tin kurtanlması için komite oluş- turduğunu anlatan Benmuham- med, "Komitede imzası bulunao- lar ve direnen kadınlar. terorizmin ilk kurbanlan oMu" dedi.Benmu- hammed, ordunun tarihi görevine çağnlarak 14Ocak 1992'deseçim- lerin durdurulduğunu, bu tarihten sonra da köktendinci şiddetin ar- ÇtZMEDEN YUKARI MUSA KART )ÂLUUt>. ALLAüi '4LUUL Türban yasağı bahanesiyle yapılan protesto gösterilerine tepki 'Zincireylemlerişeriatpıvvası'tstanbul Haber Servisi - Sözde üniversitelerde uygulanan türban yasağmı protesto etmek amacıyla önceki gün Istanbul 'da yapılan zın- cir eyleminin "şeriatçı kalkışma- mn ön provası" olduğu vurgulan- dı. Gerici eylemin Fazılet Parti- sı'nce örgütlendiğı öne sürüldü. Zincir eylemine ve AvTasya Ma- ratonu'nun Istanbul Beledıye Baş- kanı Recep Tayyip Erdoğan" ın si- yasi şovuna dönüşmesine tstanbul- luların yanı sıra siyasi partiler de tepki gösterdi. CHB Istanbul ll Başkanı Etem Cankurtaran tarih ve dünya kenti olan îstanbul'un önceki günkü iki gösteriyle ezildi- ğini vurguladı. Cankurtaran dün yazılı bir açıklama yaparak "Bir taraftan laik cumhuriyete lanet yağdıran kara giysili, kara zihni- yetli türban göstericüeri kenti ezer- ken diğer \andan cumhumete kar- şı suç işlemekten mahkûnı Tayyip Erdoğan, geleneksel bir spor yanş- masının adını ldrletmekte)di" diye belirttı. lrtica eylemleriyle türba- nın masum bir örtünme aracı değil, siyasi bir bayrak olarak kullanıldı- ğının birkez kanıtlandığını vurgu- layan Cankurtaran şöyle devam et- ti: "Bütün bu çirldnliklerin sorum- iulannı ve destekçilerini kınıyor. önümüzdeki süreçte ülkeyönetimi- ni. dini si\asete alet edenlerden, şe- riat hukuku istejenkrden. partile- rini mafv a \e çete egemenliğine tes- lim edenlerden kurtarma\ı CHP'- liler olarak görev sayıyoruz. Laik- demokratik cumhurivetten yana olanlan, bir süreden beri yer alüna inen ancakönceki gün yeniden baş- kaldıran irticaya karşı dayanışma- ya çağuıyoruz." İP lstanbul ll Başkanı Turan Öz- eylemin çağnsını yapmışlardır." Eylemi planlayan ve örgütleyen gücün Fazilet Partisi olduğunu öne süren Özlü. FP Genel Başkanı Re- cai Kutan'ın bu yasadışı ve cum- huriyet yıkıcısı eyleme sahip çık- tığına da dikkat çekti. Özlü, FP'li milletvekillerinin de bu eylemin içinde yer aldığını vurgulayarak hükümeti de olaylan salt izlemek ve gereken önlemleri ahnamakla eleştirdi. Türkiye'nin böyle bir hü- kümetle ırticayla mücadele etme- • Zincir eyleminin Türkiye'nin hemen hemen tüm tllerinde, aynı gün ve aynı saatlerde gerçekleştirilmiş olması "şeriatçı kalkışma" olarak değerlendirilirken hükümet bu eyleme seyirci kalmakla eleştirildi. lü, zincir eyleminin cumhuriyetin 75. yılında cumhuriyete karşı bir meydan okuma olduğunu savun- du. Özlü, eylemle ilgili dün yaptı- ğı yazılı açıklamada zincir eylemi- nin en temel özelligini şöyle ifade etti: "Eytemler beiirti bir merkez tarafindan planlanmış. örgütlen- miştir. Türkiye'nin hemen hemen bütün illerinde. aynı gün, aynı sa- atte eyleme geçilmiştir. Şeriatçı kal- kışma için bir prova>apümıştır. Şe- riatçı köşe yazarlan ve gazeteler bu sinin olanaksız olduğunu vurgula- yan Özlü "solda güçbirliği'' çağn- sını yineledi. Özlü şöyle devam et- ti: "Türkiye dışanda ABD ve Bati tarafindan da>aülan sorunlarla bo- ğuşurken içcrideki şer güçleri de hareket geçirilmiştir. Türkiye ha- yati ulusal davalar Ue yüz yüze iken kendi içinden hançerlenmektedir. lrtica kendini Batı'ya bağiayarak Ban'vı arkasuıa alarak Türkiye'yi bir iç savaşa sürüklemektedir. Ge- ri dönülmez bir noktaya geuneden irtica saktansı püskürtülmeüdir.'' Sosyalıst tktidar Partisi (StP) de eyleme arka çıkan devlet görevli- lerinin hesap vermesini istedi. SİP Genel Merkezi tarafindan yapılan yazılı açıklamada, zincir eylemi sı- rasında Izmit'teki StP Kocaeli il binasına saldınldığı ve binaya ası- lı olan "Türban Maraş'ür, Srvas- 'ür. Kahrolsun Gericilik" yazılı pankartın indirilmek istendiği be- lirtilerek "Binaya ginneyi başara- mavan gericilerin imdadına polis ve itfaiye yetişti ve pankarn dışar- dan indirdfler" denildi. Ülkemiz- de temel eğitim, güvenlik, üniver- siteler gibi kurumlaşmalann geri- ciler tarafmdan işgal edildiğinin herkeçe bilindiği vurgulanan açık- lamada, gericilere arka çıkıp cesa- ret verenlerin, saldınlann hesabı- nı yobazlarla birlikte verecekleri belirtildi. Gazetemizi arayan çok sayıda yurttaş da "İstanbul'u kuşatüma- sına göz yuman, bugüne dek bu ve benzer eylemleri küçümseyenier yannı göremeyenlerdir. Devletin te- pesindekikrL siyasi partileri ve siv- il toplunı kuruluşlannı görevlerini yapmaya davet ediyoruz" şeklinde tepkılennı dile getirdıler. tarak sürdüğünü söyledi. Aydmlarla başlayan direnişin yurttaşlan da sannaya başladığını kaydeden Benmuhammed, Batı'da ve diğer ülkelerde yansıtılanın ter- sine terorizmin Cezayir'in her noktasında olmadığını vurguladı. 48 ilden 20'sinde terör hareketi ol- duğunu kaydeden Benmuham- med, "Bugün bu terör daha da azalarakbirkaç Ue sıkıştınklı" de- di. Benmuhammed, Cezayir plaj- larının bu yıl insanlarla dolup taş- tığına dikkat çekerek "Ashnda sa- \BŞ >ok. Köktendinciler, medyatik etki varatmak için en ücra köşe- lerdeki vurttaşları kadın, çocuk, bebekdemeden kadedivorlar" de- di. Benmuhammed, yaşanan vah- şetin tek getinsinin Cezayır halkı- nın bılinçlenmesi olduğunu söy- ledi. Batı destekli köktendincili- ğin kaybettiğini vurgulayan Ben- muhammed, bazı köktendinci Ce- zayirlilerin lstanbul üzerinden Is- viçre ve ttalya'ya geçmek istediğine işaret ederek bu konuda önlem alınmasmı is- tedi. Mısırlı tıp doktoru, ya- zar ve siyasetçi Dr. Şerif He- tata, emperyalizm destekli irticanın durdurulması için güçbirliği gerektiğini anlat- tı. Mısır devletinin 1946'dan beri demokratik-liberal-sol güçleri yok etmeye çalıştı- ğını kaydeden Hetata, "Ohıştunılan poiitik boşhık- tan irticai güçler \arariana- rak ülkede büyük bir güç ha- finegeidi" dedi. Demokratik sol güçlerin zayıfladığını, bölündüğünü söyleyen He- tata, "Sosyal ve ekonomik geüşmelerolduğundaisepo- litik İslam zayıflıyor" dedi. Hetata, köktendincilerin devletin unuttuğu köy kö- kenli yurttaşlara özel ilgi gösterdiğine işaret ederek "Çünkü kentiere göç, köytü- nün uyum sorununu günde- me getiriyor. Müslüman güç- ler kent kenarlanndaki va- roşlaria ilgikniyor ve onlan kazanıyor. Onlara sosyal hizmetve sağhk servisleri su- nuyor" dedi. 'Camiler propaganda yeri' Islami sermayenin gücü- ne de dikkat çeken Hetata, köktendincilerin başta bele- diyeler olmak üzere tüm devlet kurumlanna sızdığını anlattı. Hetata, camileri pro- paganda yeri olarak kulla- nan şeriatçılann ellerindeki olanaklara da işaret etti. Köktendincilere karşı sine- ma yoluyla savaşım hareke- ti başlattıklannı anlatan He- tata. "Televizyon, devletin elinde. Devlet, şeriatçılann, gericilerin konuşmasına izin veriyor. Ama bize konuşma hakkı vermhor. Biz de bu ne- denle irtica tehükesine işaret eden 4-5 film yapük. Sine- ma, en büyük «Iahımi7-1\- kemizin en se>ilen sporunun futbol olduğunu da dikkate alarak fiıtbolculan kendi saflanmıza çekmeye başla- dık" dedi. Hetata, Ortado- ğu'nun ortasında kurulu Is- rail'in Tevrat'ı temel alan bir irticai devlet olduğunu sa- vunarak "İsrail'deki irticai hareket, Arap irticasuu teş- vik ediyor. Komşu de>1etier de aşın uca doğru koşuyor. Bu nedenle de EUistin-İsrail sorunu çözülemiyor" diye konuştu. Filistin PEN Baş- kanı, yazar-şair Hanan Avvad. Hamas, tslami Cihad gibi şeriatçı örgütlerin ABD gizli haberalma teşkitalı CIA ve tsrail gizli servisi MOSSAD bağlantılı oldu- ğunu anlattı. Ülkesindeki bağımsızlık, egemenlik ve özgürlük mücadelesinde şe- riatçılann olumsuz rol oyna- dığıru kaydetti. UZ YAZIIORHAN BtRGİT Pazar günkü eylemin henüz başlaya- c ^ ı saatlerde, Başbakan Yardımcıs Bü- leit Ecevit NTV'de canlı yayın konuğu oliuğu Ismet Solak'ın sorusunu yanrt- laken, en gerçekçi teşhisi koyuyor. "Devlete karşı başkaldındır. Bazı çev- reer bunu genç kızlanmızın arkasına sedanarak yapıyorlar." 0 "bazı çevreler'm genç kızlanmızın arasına saklanarak neyi yapmak iste- diderinin anahtannı da, başkentteki gös- teicilerin ellerindeki bir pankart çözü- ycdu: "Bu zulüm 75 yıldır sürüyor.' 75 yıl... Yani bu ayın sonunda tüm ufcsça kutlayacağımızı aylardır ilan et- rnkte olduğumuz Atatürk Cumhuriye- ti'ıinyaşı. ı/e o Cumhuriyet ile bıriikte kendileri- r»i zulüm aitında olduğunu söyleme açık selülüğünü gösteren, bunu dıle getir- r-nk amacı ile pazar günü kentlerde el ele tujşan kimi çarşaflı, kimi Hizbullah ka- cjılan gibi gıyınmiş, kimileri salt başör- t ü. hatta bazısı da başlan açık, makyaj- İ £ abartılı hanımlar, genç kızlar. Onlann suaianna saklanmış, genç-yaşlı erkek- !••€.. 75 yıldır sürdüğüilerisürülen zulüm, l-cnı <ız öğrencilerin türban adı verdıkle- r i ırtür başörtüsü ile ünrversitelerde ders Ljzrrelerine izin verilmemesıni mi amaç- Başkaldınnın Provası... lıyor, yoksaanalanmızın, eşlerimizin, ba- cılanmızın bir bölümünün çarşaflı, başör- tülü, türbanlı olarak çarşı pazarda dolaş- ma özgürlüğüne sahip olmayışlan savı- nımı? Fazilet Partisi'nin organı "Milli Gaze- fe'nin dünkü sayısının birinci sayfasında, Işte Türkiye bu" manşetinin üzerindeki fotoğraflardan birisine bakarsanız kafa- nız ne kadar karışırsa kanşsın, gerçek amacın kızlanmızın türbanla üniversıte^ lerde ders görmeleri ile doğrudan ilgili olmadığını fark edersiniz. Çünkü bir yandan 75 yılı zulüm olarak nitelendirenler, öte yandan Gazı Musta- fa Kemal'in eşi Latrfe Hanım ile çekil- miş bir fotoğrafınıkendilennekalkan ola- rak seçerek "işte Atatürk de eşinin ba- şının kapalı olmasına ses çıkarmıyordu" demek istemektedırler. Tabiı Gazi'nin o günkü giysisinin ta- mamlayıcısı olarak başında kalpak bu- lunduğunu da unutmuşçastna bu fotoğ- rafı ellerinde dolaştırmışlardır. Tıpkı eylemden görüntüler yansıtan te- levizyonlarda, başı açık, saçlan abartılı olarak havalandırılmış bir genç kızımızın eylemcilere destek amacı ile orada bu- lunduğunu söylerken, Avrupa Insan Hak- ları Mahkemesi'ni kendisıne referans gostermesiyle hangi çelişkiye düştüğü- nü fark etmeyişi gibi. Ama galiba önceki günkü eylem için tertipleyenlerin amaçladığı asıl gerçekçi anlatım, 75 yılın bir zulüm dönemı oldu- ğunun söylenmesidir. O zulme karşı bir başkaldınnın provasıdır. Bu nedenle de radikal dincilerin sözcüleri olarak tanı- nan gazetelerin eylemle ilgili haberierde hangi yorumlara ağırttk verdiklerini gör- mekte yarar vardır. Akitegöre, "Askerler de alkışlayarak eyleme destek vermiş"t\r. Gazete, An- kara'daki eylemde askeri personelin oturduklan lojmanlardan el saliayarak ey- leme destek verdiklerini; Samsun'da ba- zı emniyet mensuplarının eylemi önleme isteklerini, polislerin kaskları ve coplan- nı çıkanp yol kenanna bırakarak engel- ledıklerini ve girişimi desteklediklerinı de ılen sürüyor. Böylelıkle taraftarlara açık ve belırli bir mesaj verilmeye çajışılıyor: "Sakın ola ki çekinmeyin, korkmayın, Apkara ve Samsun'da askerler, polısler sizleıie biriikteydi. Bundan sonraki ey- lemlerde bunu bilerek sokağa adım atı- nız." Tabii, bir gün önce, pazar günkü eyle^ min yasadışı olacağını ilan eden Içişleri Bakanlığı'nın bu açıklamayı ne amaçla yapıtığı da. o gün kimi illerde caddeler- den toplanan 261 yurttaş için nasıl bir ko- vuşturma yapıldığı da havada kalıyor. Havada kalıyor. Çünkü pazar günkü olayın devlete karşı bir başkaldın oldu- ğunu söyleyen Başbakan Yardımcısı Bü- lent Ecevit'in bu sözlerine arka çıkan bir tek siyaset adamı boy göstermiyor. Kimi çevrelerin zaman zaman gerici- leri ödün vermekle suçladığı Bülent Ece- vit, NTV'deki sözleri ife baş başa bırakı- lıyor. Ama eylemin asıl amaç odağı olan YÖK'ün, dün aldığı bir açığa alma kara- nhariç. Yüksek Öğrenim Kurumu, "75 yıldır devam eden zulmû" protesto edenlere destek vermek için Van caddelerinde saf tutan "100. Yıl Universitesi Tıp Fakülte- si Dekanı Prof. Dr. Dursun Odabaş" ile arkadaşlan için kovuşturma başlatıyor. Başlatırken cfe Dekan Bey'i açığa alryor. Böylelıkle ortaya önemli bir laboratuvar testi için fırsat da çıkmış oluyor. Pazar aünkü eylem yasal mıydı? De- ğil miydi? Sanınm Van caddelerindeki eylemci- lerie birlikte yürtiyen Tıp Fakültesi Deka- nı Prof. Dr. Dursun Odabaş, kendisine görevden el çektiren YÖK aieyhine dün yapmadıysa bugün, olmazsa mutlaka yann Danıştay'abaşvuracaktır. Bakalım Danıştay ne diyecektir? Vatandaşlarımız, türbanlı öğrencilerin başlannı siyasal amaçlaria bağiayarak üniversitelerde ders görmelerini engelle- yenleri protesto amacı ile caddelere çı- karak gösteri yapmakla yasal haklannı kullanmışlardırderse, aklanacakolan sa- dece Dekan Bey değil, önceki günkü ey- lemi hazıriayanlann tümü olacaktır. Demezse.. Dese de, demese de benim kafamda çözemediğim soru bir burgu olarak kal- makta devam edecektir: Bu genç kızlanmızın başlannı örterek üniversitelerde ders görmelerini bu kadar canı yürekten savunan, mesela Kanal 7 televizyonunun hanım spikerleri niçin açık başlaria, saçlan yapılmış, makyajla- rı eksiksiz ekran başı yapıyoriar da, te- settüriü birgörünümü seçmiyorlar? Yok- sa onlann dünyalannda da mı, 75 yılın zulmü devam ediyor! POLTIİKA GLONLÜĞÜ HİKMET ÇETİNKAYA 'Solun Güçbirliği../ lrtica görev başında!.. Sözde 'türban eylemi' yapıyorlar... Eylemin arkasında kimler var? DYP, BBP, Fazilet Partisi, Milli Gazete, Akit, Yeni Şafak, İBDA-C, Hizbullah, Islami Hareket, Tarikat- larvePKK... Başbakan Yardımcısı Bülent Ecevit ne diyor: "Bu eylem devlete karşı bir başkaldın!.." Türban eyleminin yapıldığı saatlerde Ankara'da Aydınlık dergisinin düzenlediği "Cumhuriyet'in 75. Yılında Batı ve lrtica" konulu uluslararası bir toplan- tıdakonuşmacıydık... Toplantıyı CHP Parti Meclisi üyesi Hasan Fehmi Güneş yönetiyordu. Konu şuydu: "Fethullah Gülen örgütü ve ılımlı İslam..." Prof. Dr. Alpaslan Işıklı. Faik Bulut, Adnan Ak- fırat ve ben konuşmacılardık... Konuşmaya başladığım sırada Güneş'e ihbar gel- miş: "Salona bomba konuldu!" Hasan Fehmi Güneş, toplantı sırasında durumu açıkladı... Salon sabahın dokuzunda dolmuştu... Aydınlık yüzlü insanlar konuşmacılan dikkatle din- liyordu... Salona bir göz attım... Tanıdık yüzler, gençler hep oradaydı... Zihni Anadol, Mustafa Gazalcı, Suphi Gür- soytrak, Suphi Karaman, Cahit Angın, Şule Pe- rinçek, Ali Karşılayan, Ferit llsever, Yakup Ke- penek, Hasan Yalçın, Mustafa Şerif Onaran ve daha pek çok isim... En önde, eski Cezayir Milli Eğitim Bakanı Prof. Dr. Ahmet Cabbar, konuşulanları ilgiyle, üstelik not alarak izliyordu... Cabbar bir gün önce önemli bir konuşma yapmış- tı. Köktendinci yobazlann Cezayir'de nasıl örgütlen- diklerini anlatmıştı: "Cezayir, ilk olarak hem kız hem erkek öğrenciler için 10yıllıkzorunlu temel eğitimekararverdi. (1962 yılında). Çünkü savaşlarvesömürgecilik, Cezayir'de sadece 10 ulusal okul bırakmıştı. Bu nedenle hızlı bir eğitim seferberliğine gidildi. 1980'lere kadar 16 bin okul açıldı. 8 milyon öğrencisiyle Tunus'un tüm nüfusu kadarbir potansiyel yaratıldı. Cezayir'de bu büyük öğrenci kitlesi karşısında yeterti sayıda öğ- retmen yoktu. Bu nedenle Ortadoğu ülkelerinden Müslüman profesörler, öğretmenler getirildi. An- cak bunlann ideolojik kökeni denetlenmedi. Böy- lece çoksayıda gerici, okullara sokulmuş oldu. Bu noktada da tuzağa düşüldü." • • • Pazar günü Istanbul'daki 'irtica ey/em/'nin arka- sındaki güçler biliniyor; özellikle Abdurrahman Di- lipak'ın başını çektiği grubun günlerdir Anadolu'yıı dolaştıkları gözleniyordu... Insan Haklan Derneği lstanbul Şubesi bu eylemin içinde değil miydi? Elbet içindeydi... Kanal 7'de izledim... Sanki Afganıstan'da gazetecilik yapan bir kadını anımsatan giysiler içindeki muhabir, 'basın karb' verilmeyince soluğu İHD'de almıştı... Dünyanın hiçbir laik demokratik ülkesinde bıra- kın başörtüsünü, alnınıza bir bant yapıştınp fotoğ- rafınızı çektirip başta pasaport almak üzere kimlik kartı alamazsınız... Türkiye'de de bu kural geçertidir "Cepheden çekilmiş, iki kulağı görülecek biçim- de başı açık fotoğraf..." Acaba IHD yöneticileri, 'giyim kuşam özgürlü- ğü'nü kural tanımamazlık olarak mı nitelendiriyor- lar?.. Irtica, laik demokratik cumhuriyete karşı eyleme geçti!.. lrtica ve onun yandaşlan 'devlet içinde ör- gütlü çeteler'\e işbirliği içinde!.. Eski Cezayir Milli Eğitim Bakanı Prof. Dr. Ahmet Cabbar, köktendincileri tanımlarken şöyle diyor: "Kimi zaman şiddet kullanarak harekete geçer- ler. Bu amaçla savaş başlattılar. Ikinci strateji ola- rak da ekonomik krizden yararianarak sosyal kuv- vetleri harekete geçirir ve halk ayaklanması yaratır- lar. Üçüncü olarak, demokratik kurumları kullana- rak teokratik devleti kurmak isterler. Demokrasiyi kullanarak demokrasiyi yıkariar. Onlar için önemli olan milletin değil, Allah'ın ideolojisidir. Allah'ın is- teğini yerine getirmek de şehatla olur düşüncesiy- le demokrasiyi yok ederler." * • • Köktendinci hareketin 'ulusal ve uluslararası' bir boyutu olduğu gerçeğini görmemezlikten gele- meyiz... Bat'nın ve ABD'nin Ortadoğu politikası bugün apaçık ortadayken kimi aymaz aydınlar, şeriatçılar- la ve Kürt milliyetçileriyle niçin birlikte hareket edi- yoriar? Suriye bugün PKK ve diğer terör örgütlerini besleyen, destekleyen bir ülkedir. ABD'nin Kuzey Irak'ta ne yapmak istediği de ortaya çıkmıştır... Türban eylemi ne düşünce ne de inanç özgüriü- ğü içindir. Burada amaç, Ecevit'in belirttiği gibi laik demokratik cumhuriyete yöneliktir... Devlet soyut bir kavram değil mi? 50 yıldır devlet erkini elinde tutan güç, gerici-fa- şist siyasi kadrolardır... Bu ülkede niçin çetelere, katillere, soygunculara karşı yüz binler eylem yapmıyor? Uğur Mumcu, Turan Dursun, Musa Anter, Me- det Serhat, Namık Erdoğan, Muammer Aksoy, Bahriye Üçok'un katilleri nerede bugün? İrticaya, çetelere, soygunculara, köktenyiyicilere 'duf demek için 'solun güçbirliği' gerekiyor... hikmet.cetinkayaC« cumhuriyet.com.tr Faks numaramız: 0212/ 513 90 98 "Özürlüler Vakfı olarak bir hayali gerçeğe dönüştürmek için kolları sıvadık. Bir başkasının yardımına muhtaç olan özürlü insanlar için "BAKIM YURDU" yapmayı hedefliyoruz. Eşya Piyangosu biletlerimizi Vakıfbank şubelerinden alarak yapılacak olan Bakım Yurdu'na bir tuğla da siz koyun." ÖZÜRLÜLER VAKFI Kanye Mahallesı Şeyh Eyüp Sokak No: 20/4 Edımekapı-lstanbul Tel: 0 212 631 98 08 - Faks: 0 212 521 75 73
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle