Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
ş29 OGAK 1998 PERŞEMBE CUMHURİYET SAYFA
HABERLER
Giir ve Mutlu
.ortadan
kayboldu
• Haber Merkezi -
Haklanndaki dosya,
Balıkesir l. Ağır Ceza
Mahkemesi tarafından
tutuksuz olarak
cyargılanırken "çete"
.kapsamına altnarak Ankara
Devlet Güvenlik
Mahkemesi'ne gönderilen
-Balıkesirspor Kulübü
Başkanı ve Misya Seyahat
Şirketi'nin sahibi Ergun
-Gür ıle Balıkesir •
Seyahat in sahibi Ilhami
r
Mutlu. haklannda
ıtutuklama kararı
Tçıkmasının ardından
ortadan kayboldu. Halen
'aranan Gür ve Mutlunun
ikişer adamı hakkında da
tutuklama karan verildi.
Gür'ün adamlanndan
Mercan Yarar ve Ahmet
Itubilay ile Mutlu
ailesinden Fuat Mutlu ve
İRamazan Şahin de
^arananlar arasmda.
Çağan, ILO ile
görüşecek
• ANKARA (AA) -
V e Sosyal
Ciüvenlik Bakanı Nami
Çağan. Uluslararası
Çalışma Örgütü (ILO) ile
jlgili, inceleme ve
görüşmelerde bulunmak
üzere bugün ttalya'ya,
^bradan da Isviçre'ye
gidecek. Çalışma
Bakanlığı'ndan yapılan
yazılı açıklamaya göre.
Jtalya'nın Torino kentinde
ILO Uluslararası Eğitim
Merkezi'nde incelemelerde
-bulunacak olan Çağan,
daha sonra Isviçre'nin
Cenevre kentine geçerek.
burada ILO Genel Müdürü
Miche! Hansenne ile
görüşecek. Nami Çağan.
Türkıye-ILO ilişkilerinin
değerlendirileceği
"göriişmede. Hansenne'ye
Türk çalışma yaşamına
ilişkın bılgi verecek.
Soru
önergeleri
• ANKARA(AA)-CHP
Ankara Millctvekili Ali
"ftinçer. Ankara Altındağ
Belediyesi"nin, Fehmi
Yağcıoğlu Mahallesi'nin
«dını Fazilet Partisi'nden
Ssinlenerek "Fazilet
vlahallesi" olarak
değiştirdiğini ileri sürerek,
"Mahallemize 'Fazilet' adı
verilmesi. haksız ve
partizan bir uygulama
değil midir?" diye sordu.
ÇHP Balıkesir Milletvekili
.Önder Kırlı da Milli
•Eğitim Bakanı Hikmet
Uluğbay'ın yanıtlaması
istemiyle TBMM
Başkanlıgı'na sunduğu
önergesinde. "Sekiz yıllık
kesintisiz zorunlu eğitime
katkı payı olarak şimdiye
kadar hangi gelir
kalemlerinden toplam ne
kadar gelir sağlandığını"
sordu.
Bayramda 493
işçi grevde
• İZMİR(AA)-Şeker
Bayramı'na, Türk-lş, Disk
ve Hak-lş'e bağlı 12
sendikaya üye 21 işyerinde
^93 işçi grevde girecek.
Tûrk-Iş, DiskveHak-lş
j/etkililerinden edinilen
bilgiye göre, grevde
bulunulan işyerleri.
f
:nellikle küçük ölçekli ve
da, tekstil. nakliyat,
etal, hizmet ve turizm
sektöründe yoğunluk
gösteriyor. Tanm-lş
Sendikası'nca löTemmuz
T990'da başlatılan Köy-Tur
Erzurum ile 11 Ağustos
J990"da başlayan Köy-Tur
JDiyarbakırgrevleri. en
uzun grev leri oluşturuyor.
öu işyerlennde grevler,
kâğıt üzerinde devam
edıyor.
Öğretmenler iş
bırakacak
• ANTALVA (AA) -
Sğitim-Sen Antalya Şubesi
'aşkanı Kadir Zeybek.
revli toplusözleşmeli
endika yasasının
akmaması halinde.
>aklaşık 1 milyon 500 bin
öğrencinin katılacağı
Dniversite Öğrenci Seçme
•we Yerleştirme
Smavlan'nda görev
almayacaklarını bildirdi.
Kamuya ve özel sektöre
olan borçlannı da
ödemeyeceklerini
kaydeden Zeybek.
'îSendika Genel Merkez
Yönetim Kurullan ve Şube
Yönetim Kurullan'nın
süresiz açlık grevine
başlamasını önereceğiz"
dedi.
Başbakan Yardımcısı Bülent Ecevit, Susurluk raporunu değerlendirdi
'Okurken ateş basü'ANKARA (Cumhuriyet Büro-
su)- Başbakan Yardımcısı Bülent
Ecevit, Başbakanlık Teftiş Kuru-
luBaşkanı KutluSavaş'ın devlet
içi yasadışı örgütlenmelere iliş-
kin inceleme raporunu değerlen-
dirirken "Okurken ateş basü"
dedi. Raporun gizlenen bölümle-
rinde gazetemiz yazan Uğur
Mumcu'nun katledilmesiyle il-
gili herhangi bir bilgi bulunup
bulunmadığını anımsamadığını
kaydeden Ecevit, suikasta ilişkin
bilgilerin raporun ekleri arasında
yer almış olabileceğini söyledi.
Ecevit, Başbakanlığın önceki
akşam basına dağıttığı Susurluk
raporuyla ilgili olarak Cumhu-
riyet'ın sorularını yanıtlarken
Savaş'ın çalışmasının devlet
içindeki yasadışı örgütlenmeyi,
çeteleşmenin değişik kesimleri
arasındaki bağlantılan ortaya
koyduğuna, devleti saran karan-
lık ilişkiler ağıru bütünlük içinde
gösterdiğine işaret etti. Ecevit
şöyle devam etti:
"Çetelerle mücadele ederken
çeteleşenler, bunlann uyuşturucu
mafyasıyla, kumar mafyasıvla.
ihale mafyasıyla bağlantılan,
bankalar sisteminin kısmen bu
işlerin içine çekilmesi ortaya kon-
du. Devletin güvenlik güçlerinin
nasıl hukuk dışı davranışlara yö-
neldikleri bir bütünlük içinde
gözler önüne serüiyor. Bunlann
çoğu bölük pörçük açıklanmışü.
Fazla yenilik olmadığı söylenebi-
lir. Devletin ne hale geririldiğini
gösteriyor. Beni okurken ateş bas-
tı. Raporda yer alanlardan bü-
yük çoğunluğunu komisyon ça-
lışmalarından ve rahmetli Lğur
Mumcu'nun yazılarından öğren-
miştik. Mumcu. yazılannı bugün
yazmış gibi."
Raporun. devlet içi çeteleşme
sorununun üzerine sonuç alıcı bi-
çimde yürümenin güçlüğünü
gösterdiğini kaydeden Ecevit.
güçlüğe neden olan 2 unsuru
Yeşü'in
bir adı da
Terminatör
ANKARA (Cumhu-
riyet Bürosu) - Milli Is-
tihbarat Teşkilatı (MİT)
tarafından Başbakanlık
Teftiş Kurulu Başkanlı-
gı'na gönderilen "Yeşfl"
kod adlı Mahmut Yıklı-
nm hakkındaki bilgı no-
tunda, aranan katil zan-
lısının, aralannda Musa
Anter, Mehmet Sincar,
Ahmet Cem Ersever'in
de bulunduğu çok sayı-
da faili meçhul cinayete
kanştığı belirtildi. Ra-
porla birlikte başlayan
tartışmalar sırasında
"Yeşir ın infaz edildiği
savlan yalanlanırken,
Devlet Bakanı Eyüp
Aşık "Yaşryor. tfade ve-
recek. Kontrol altuıda"
dedi. Raporda, aynen
yer alan MÎT belgesini,
kısaltarak yayımlıyoruz:
Mahmut Yıldınm.
Kod adı "Ahmet Yeşil,
Mehmet Kırnuzı, Tire,
Sakallı, Terminatör".
Salih-Derdi oğlu, Bin-
göl 1953 doğumlu.
- 1973 'te Bingöl-
Genç tlçe Jandarma Ko-
mutanlığı tarafindan
faydalanılrruştır. Verdiği
bilgilerin komutanlıkça
değerlendirilmesinde
£Üçtük çekildiği gerek-
çesiyle teşkilata devre-
dildi. Askerden döndük-
ten sonra 1975 yılında
milli görüş doğrultusun-
da istifade edilmeye baş-
landı. Ancak Mayıs
1989'da yarattığı komp-
likasyonlar nedeniyle
teşkilatımızla ilgisi ke-
sildi. Tunceli Jandarma
Bölge Komutanı'nın
emriyle komutanlık adı-
na Nazımiye ve Ovacık
ilçelerinde istihbari bil-
giler toplayarak. güven-
lik kuvvetleriyle birlikte
uygulamalara katıldı...
-Mart 1992"de Tun-
celi'de ilgili birimimizle
yaptığı sohbette, Tunce-
li'deki PKK faaliyetini
drije eden Aysel Doğan'ı
illegal olarak sorguya
alacağını. konuşmadığı
takdirde ortadan kaldı-
racağını ifade etmesi
üzerine personelimiz ta-
rafından bu eylemi yap-
maması yönünde ikna
edıldı.
27.05.1992-
de
Muş'ta yakalanan 5
PKK'li, sorgu amacıyla
özel harekât şubesine
götürülürken Yeşil tara-
fından öldürüldü.
- Yeşil. 05.05.1992'de
Muş Valisi. Emniyet
Müdürü. II Jandarma
Komutanı ve Bingöl
Bölge Müdürü'nün ha-
zır bulunduğu il emniyet
komisyonu toplantısına
katıldı. Toplantıda Bin-
göl birimimizden yar-
dım görmediğini söyle-
di.
ÇİZMEDEN YUKARI MUSA KART
1VLAM YAPRAK, aralannda Ağar'ın da bulunduğu pek çok politikacıya seçim yardımı \ apmış.
Ozal döneminin de raporda yer alması gerektiği belirtildi
CHP: Rapor düş kırıkhğı
ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) -
Kamuoyuna ~sansiiriü" açıklanan
Susurluk raporuna siyasi partilerden
farklı tepkilergeldi. Raporun "düşkı-
nkbğı'' yarattığını belirten CHP, yar-
gının harekete geçirilmesini isterken
ANAP sözcüleri, Meclis gündeminde
bulunan "Pişmanlık Yasa Tasansı"
görüşülürken
u
çete"nin tanımlanaca-
ğını söylediler.
CHP Genel Başkanı Deniz Baykal
Şeker Bayramı dolayısıyla yayımla-
dığı mesajda Susurluk raporunu da
yorumladı. Baykal, iyimser beklenti-
lere neden olan Susurluk raporunun
u
hayal kuTklığı" yarattığma dikkat çe-
kerek toplumun tüm kesımlerinın, ko-
nuyla ilgili duyarlılık sergilemeyi sür-
dürmesinin, gerçeklerin ortaya çık-
masınabüyük katkı sağlayacağını bil-
dirdi. Susurluk kazasıyla ortaya çıkan
ilişkilerin bugüne dek hukuki sonuca
bağlanamamasının üzüntü verici ol-
duğunu belirten Baykal, konunun sav-
saklanmasının, örtbas edilmesinin,
başka yönlere çekilmesinin kabul edi-
lemeyeceginı kaydetti.
CHP Genel Sekreter Yardımcısı Si-
nan YerUkaya, rapordaki "Yeşil" kod
adlı Mahmut Yıldınm'la ilgili sapta-
malan daha önce kendisinin de dile
getirdiğini anımsatırken "Ancak Tur-
gut Özal dönemine hiç değinilmeme-
si, raporun ister istemez biraz taraflı
olduğu düşüncesini akla getiriyor. Oy-
sa Abdullah Çath, Özal döneminde
devlet tarafından kullanıldı" dedi.
Başbakan Mesut N'ılmaz'ın bir sü-
re önce yaptığı "Yeşil öldürülmüşola-
bilir" açıklamasının. kendi Dev let Ba-
kanı Eyüp Aşık tarafından yalanlandı-
ğına dikkat çeken Yerlikaya. "Evet,
Yeşil yaşıyor. 1997 kışında da Mehmet
Eymür'le birlikte Ankara Gölbaşı'nda
kalıyordu*
1
diye konuştu.
Yeşil ile 18'Şubat 1997'de telefon-
la görüştüğünü de anımsatan Yerlika-
ya, "Bana, "niçin beni deşifre ediyor-
sun' diye sormuştu. Sonra buluşma
teklif ettinı. ama rande\uya gelmedi"
dedi. Yeşü'in 1993 öncesınde devlet
tarafından kullanıldığına dikkat çeken
Yerlikaya. şunlan söyledi: "Raporda,
Yeşfl'in yurtdışı bağlantılan yok ya da
açıklanmadı. bu büyük eksiklik. Yeşil
1987'de Elazığ'da ferro-krom işletme-
lerinde çalışıyor. daha sonra MHP
gençlik kollannda görev alıyor. 1990-
91 MİIannda iseTunceli'de devlet tara-
findan kullanılıyor.operasvonlara ka-
tılıyor. Yani Yeşil'in Günevdoğu'daki
faaliyetieri 1993 öncesine dayanıyor.
Raporda 1993 sonrasına ilişkin faili
meçhul cinayetler. çeteleşme, Yeşil
olaylan ile ilgili bilgiler, tamamen doğ-
ru. Devlet içindeki çetelerde 1993'ten
sonra Mehmet Ağar'la birlikte orga-
nizeolmuştur. Bu bilgiler de doğnı. A-
ma özel harekânn kuruluşu da Özal
dönemine rastuyor. Çünkü Abdullah
Çatlı, Özal döneminde devlet tarafın-
dan görevlendirildi. Yeşil'in ortaya çı-
kışı da bu döneme davanıyor. Aynca,
Yılmaz'ın Budapeşte'de uğradığı sal-
dınnın nedenleri. Veşil'in bir gün ön-
ce oraya gittiği bilgileri de raporda y-
er almıyor. Böyle bir rutum, raporun
taraflı olduğu izlenimi ni doğuruyor".
ÇHP Grup Başkanvekili Önder
Sav da düzenlediği basın toplantısın-
da. Susurluk olayınm rapor hazırla-
makla çözülemeyeceğıni belirterek
"Devlet içine çöreklenmiş çeteleri ya-
kala>ıp yargıya teslim etmek gerekir"
dedi. Sav, raporun düş kınklığı yarat-
tığını belirterek "Kamuoyundan giz-
lenen bilgiler açıklanmadıkça bu ra-
por, TBMM'de hazuianan Susur-
luk raporunun da gerisinde kalacak-
ör"di>e konuştu.
Sav. de\letin bazı kişileri kullandı-
ğının raporla kesin olarak ortaya çık-
tığına dikkat çekti.
ANAP Grup Başkanvekili L'ğur
Aksöz ise Pişmanlık Yasa Tasansının
görüşülmesi sırasında gerek muhale-
fetin. gerekse kendilerinin vereceği
önergelerle. öncelikle çete tanımının
yapılacağını söyledi.
şöyle açıkladı:
"Ilki bu işlerin içine girmiş, bu
işlere tanık «Imuş kişilerin konuş-
maktan çekinmeleri. Bu, kanıt
toplamay ı ve tanık bulmayı zor-
laştınyor. İkincisi de >argı sistemL
Burada yargıçlann sav cılann hiç-
bir kabahati yok, fakat sistemde
bu olaylann üzerine yürümeyi
güçleştiren unsurlar var. Soruş-
turma kanallan büyük ölçüde b-
kah. Polis yapınca soruşturmayı,
meslek dayanışması nedeniyle
polis polisi koruyor, Memu-
run yargılanmasını düzen-
leyen >asa nedeniyle me-
mur memuru koruyor. Do-
kunulmazlık nedeniyle mil-
letvekili millervekilini koru-
yor. \e kanıt akışı çok sınır-
İı kalı\or."
Toplu yargılama
Ecevit, çeteleşmenin çok
boyutlu bir olay olduğunu,
her mahkemenin bu olayın
bir boyutunu ele aldığını
belirterek daha önce Cum-
huriyet'e açıkladığı toplu
yargılamaya ilişkin çalış-
malann sorunun çözümün-
de önemli bir aşama olabi-
leceğini kaydetti. Adalet
Bakanı'nın konuyla ilgili
çalışmalannın sürdüğünü
belirten Ecevit, bakanlığın
adli kolluk gücü kurulma-
sı yenne, savcılann soruş-
turmayı doğrudan üstlen-
mesini gündeme getirdiği-
ni kaydetti. Ecevit. Yüksek
Denetleme Kurulu'yla ilgi-
li düzenlemenin de soru-
nun yolsuzluk boyutunun
aşılmasında önemli olabi-
leceğini vurguladı.
'Yiırtdışı faaliyetler
gizlendi'
Raporun gizlenen bö-
lümlerinin yurtdışı faali-
yetlerle ilgili olduğunu
kaydeden Ecevit, Uğur
Mumcu suikastına ilişkin
herhangi bir bilgi bulunup
bulunmadığına ilişkin bir
soru üzerine, "Tam olarak
hatıriamıyorum. Ek belge-
lerde olabilir. Bazı önemli
avnntılar onlar arasında v-
er alacakn. Gözüme çarp-
mamış. Belgelerde yer alı-
yor olabilir" dedi.
tddialann odağındaki
isimlerden Mehmet
Ağar'ın kendini savunur-
ken "devletin esenliği" sa-
vunmasında bulunmasını
eleştiren Ecevit. "Beni en
çok rahatsız eden, devlet
anlayışının çok sağlıksız bir
hale gelmiş olması. Meh-
met Ağar'ın Meclis'te ko-
nuşması çok ilginçti. Devle-
tin esenliği uğnına her şey i
mübah sayıyor. Fatih Sul-
tan Mehmet'in devletin
esenliği uğnına çocuklannı
öldürmeyi meşrulaştırma-
sına benzeven bir şey. O
çağda olabilirdi belki de, bu
çağda olacak şey değil. Bu
tutumun benimsenmesi
kendilerini kurtanr. Bu iş
Ağar, Bucak meselesi değil.
Bu işte onlara da bir rol
düşmüş" diye konuştu.
Ecevit. devlet uğruna.
\ atan millet uğruna dağ ba-
şında sokaklarda insan öl-
dürmenin insani olmayışı.
hukuk dışı olmasının yanı
sıra istihbaratın engellen-
mesine de yol açacağını
kaydederken terör örgütüy-
le mücadele eden de%letin
karşısındaki unsurlann
yöntemini değil. hukuk
devleti yöntemlerini uygu-
laması gerektiğine işaret
etti.
IRMIKI AYDIN ENGİN
Ağlasan ya da çığlıklar salsan
belki kurtulacaksın. llgini odak-
landırabileceğin bir başka konu,
herhangi bir konu bulsan üstü-
ne atlayacaksın. Gelışıgüzei
uçuşan düşünce kırpıntılarını
birbirine bağlayabilsen, o izlek-
te yol alsan, yüreğin belki böy-
lesine daralmayacak.
Ama hapsi nafile.
Gözlerin, adına ekran denen
ışıklı pencereye saplanmış, içinin
acısını dinliyorsun.
Için acıyor.
Kendini kirlenmiş, çok kiıien-
miş hissediyorsun. Böylesine
yayılmış, böylesine bir pisliğin
göbeğınde debelendiğini du-
yumsuyorsun. Uçuşan sozcük-
ler bile değdikçe kirletiyor seni:
Çefe, Ağar, Çatlı, M. Ali Yaprak,
Rapor, Susurluk, uyuşturucu,
özel tim, Jitem, hukuk, kanıt,
belge, gene rapor, devlet, dev-
letin sım, devletin polisi, devle-
tin görevlisi, pasaport, yeşil pa-
saport, yeşil, san, mor, kırmızı,
kan kırmızı, kan, beyaz, toz, toz
beyaz, eroin...
Ustelik Bugün Bayram...
Bir bayram sabahı, tertemiz
gıysileriyle, babalarının elinden
tutmuş; dedesınin, ninesinin eli-
ni öpmeye giden çocuklara bak-
mak bile içinin acısını yoğunlaş-
tırıyor.
Bu kirlenmeden onların da
pay almaması olanaksız. Belki
yakında sokak aralarında "Su-
suhukçuluk" oynayacaklar. Ses-
ler duyacağız belki:
- Ben Çatlı'yım, tamam mı ?
Sen de şey ol. Sen Ayhan Çar-
kın'sın.
- Hiç bite değil. Ben de şey
olurum o zaman... Eee, Oral Çe-
likolurum ben de...
Masanın üstünde kim bilir
hangı yazı için arşivden alınmış,
geri verilmesi unutulmuş bir fo-
toğraf: Köy Enstitüsü öğrencile-
ri kitap okuyor. Yoksul kütüpha-
nenin camlı dolabına saçları as-
kertıraşlı bıroğlanın elindeki ki-
tabın kapağı yansımış: Devlet.
Eski Yunan bilgesinin devlet ta-
nımlamalan, Kepirtepe Köy Ens-
titüsü Kütüphanesi'nın camla-
rından yansıyıp bilincınde han-
dıyse unutulmuş bilgı kırıntılan-
nı canlandınyor. Platon'un "yar-
gıçlar devleti - bılgeler devleti"
arayışlarındakı soylu endışeleri
düşünüyorsun.
Yurttaş hakkını kutsayan,
yurttaşlarının özgürve korkusuz
yaşayacağı bir devlet arayışı için
yüzyıllar boyu akıl yürüten. fikir
üretenler sıraya giriyor. Platon,
Vottaire, Nizamülmülk Rous-
seau, Abraham Lincoln, Şeyh
Bedrettin, Marx, Konfiçyus,
Lenin, Berstein, Chomsky...
Kolun kanadın kınk gibi. Han-
diyse keşke "Rapor açıklansın,
devlet saydamlaşsın" filan diye
yazmasaydın. Habire böyle ya-
zan, inatla yazan arkadaşlarını,
meslektaşlanm uyarsaydın diye
düşünüyorsun. Sonra bu uçuk
düşünceleri kovmaya çabahyor-
sun.
Çok yalın cümlelere ındirge-
nebilecek yaşamöykülen belle-
ğın derınlıklerinden kopup geli-
yor. Bozkırdakı çekırdeği çatlat-
mak için Hasanoğlan'da harç
karanlar, uykusuzluktan kızarmış
gözleri, bozkır tozuna bulanmış
saçları. kaşları ve sakalları ile
Anadolu'yu demir ağlarla ören-
ler, Halkevlerinde müsameredü-
zenleyenler, anlamaz gibi görü-
nen, yüzlerinde kıl kıpırdamayan
işçilere sendikayı, sendikalaş-
mayı anlatanlar, kornünist parti-
sine girenler, şıir yazanlar, kıtap
çevirenler, maden arayanlar, Fı-
rat'a köprü kuranlar...
Oh, hayııi Bugün duru, düz-
gün, birbiriyle ilintili düşünceler
akıtamazsın. Çok söylenmiş.
çok doğru ama çok aşınmış ül-
küleri sıralamaya kalktığında ağ-
zına pas tatları geliyor. Gene de
sıralamaya çabalıyorsun: Daha
yaşanılası birdünya... Savaşsız,
sömürüsüz bir dünya... Huku-
kun egemenliği... Haksızlıkla sa-
vaşmak... Eşitlik, özgüriük...
Tutup kentin bir alanına fırla-
san, bayram alışverişi için koşu-
şanlara seslensen:
- Biz, hepimiz, dedelerimiz ve
ninelerimiz, analanmız ve baba-
lanmız, bu ülkeyi bu hale getir-
sinler diye mı çabaladık ? Nâzım
bundan mı on yıllarca hapis yat-
tı? Kurtuluş Savaşı'nda, Sakar-
ya 'nın bilinmez bir büklümünde
çamura ve kana bulanmış yatan
o asker bunun için mi öldü?
Bu kirtenme, bu pislik, bu vı-
cık vıcık...
• • •
Yarın sakinleşecegiz. Siz de,
ben de. Günlerdirtırmanan, sa-
lı gecesi TV ekranında, çarşam-
ba sabahı yazılı medyada tepe
noktaya ulaşan kan ve ırın sağa-
nakl^rını serın kafayla değerlen-
direceğiz. Işi, yazmak olanımız
yazacak, okumak olanımız oku-
yacak.
Ama bugün...
İçin acıyor. Üstelik bugün
bayram..
POLİTİKA GÜNLÜĞÜ
HİKMET ÇETİNKAYA
Rapor... f
Türkiye Cumhuriyeti laik. demokratik bir hukuk
devleti midir?
Günlerdir Kutlu Savaş'ın hazırladığı 'Susuriuk
Raporu' tartışılıyor, 'devlet içinde örgütlü çefe'nin
kendi çıkariarı doğrultusunda yaptığı eylemler ko-
nuşuluyor...
Ama birileri, Türkiye'nin demokratik bir hukuk
devleti olduğunu unutup şöyle diyor:
"Biz ne yaptıysak ülkenin bölünmez bütünlüğü
için yaptık..."
Hukuk devletinde yargısız infaz yapılır mı?
Terörle mücadele etmek başka şey, insanlan öl-
dürmek başka şeydir...
Güvenlik güçlerinin görevi, suçluyu yakalayip, yar-
gıya teslim etmektir...
Sansüriü 'Susurluk Raporu'nu okuyunca, devle-
tin güvenlik birimleri. itirafçı ve ülkücü çetelerle bir-
likte pek çok eylem yaptıklan. Behçet Cantürk'ten
Savaş Buldan a. Musa Anter'den emekli binbaşı
Cem Ersever'e dek çok sayıda kişiyi sorguladıktan
sonra öldürdükleri anlaşıhyor...
Sansürlü 'Susurluk Raporu'nda anlatılan olaylar,
bize pek yabancı gelmedi. Kamuoyu tüm bunlan yıl-
lardan beri biliyordu...
1991 yılında HEP İl Başkanı Vedat Aydın'ın Di-
yarbakır'da evinden alındıktan sonra işkenceden
geçirilmesi, daha sonra öldürülüp cesedınin Elazığ-
Ergani il sınınna bırakılmasını dün gibi anımsıyoruz...
Bakın o tarihte Vedat Aydın'ın eşi Şükran Aydın,
olayı nasıl anlatıyordu:
"Yatmayahazıhanıyorduk. Kapıçalındı. Vedat çık-
tı, baktı. içerigeldi, 'Polis gelmiş, karakola kadargi-
decekmişiz' dedi. Polislen içeh almadık. Yeniden
yanlanna gitti, sanıyorum 'Yann sabah ben gelirim'
dedi. Kabul etmediler. Döndü, giyindi ve yanlanna
gitti. Ben dean<asından çıktım. Uç kişiydiler. Ikisi Ve-
dat'ın kollanna girdi. Vedat, 'Ben yürürüm, sarhoş
değilim' dedi. Telsizli olanı 'Bırakınbirşeyolmaz'de-
di. Polisler kollannı bıraktılar. Telsizli bana da döne-
rek, 'Korkmanıza gerek yok, bir şey olmaz' dedi.
Aşağı indiler. Pencereden baktım. Bir Renault ara-
ba bekliyordu. Arabanın uzun devre farları yanıyor-
du. Plakasını görmedim. Vedat'ı kolundan bükerek
arabaya bindirdiler..."
• • •
Susurluk Raporu'nda 11 sayfa kamuoyundan giz-
leniyor...
Neden, niçin?
Gizlenen bölüm devlet sım mıdır? Hiç sanmıyo-
ruz...
Raporda nedense 'Susurluk çetesi'yie ilişki için-
de olan 'dinci terör örgütlen" yer almıyor...
Güneydoğu'da itirafçılar ve güvenlik güçleriyle
birlikte hareket eden (1993-1996) islami Hareket ve
Hizbullah'ın yaptığı eylemler raporda anlatılmıyor...
TBMM Faili Meçhul Siyasi Ginayetleri Araştırma
Komisyonu'nun raporunda 'dinci terör örgütleri'
önemli yer tutmakta ve şöyle denilmektedir:
"Diyarbakır'da yakalanan örgüt mensuplannın ifa-
delerinden anlaşıldığı üzere; Hizbullah adı altında
örgütlenen oluşumun örgüt şeması, gerek Diyarba-
kırgerek Batman ve getpkse de Marçtin'de ayqı şe-
kıldedir. Herşeyden önce başlannda bir sorumlu,
buna bağlı isöşare meclısi, bunun yanında tebliğ ka-
nadı (Diyarbakır'da bu kanat 3 kolda faaliyet gös-
termektedir) faaliyet göstermekte, bu kanat yöre-
sel bazı özellikleri göz önünde tutarak yapılanması-
nı genişletebilmektedir. Bu iki kanadın yanında bir
de askeri kanat bulunmaktadır. Kaldı ki örgütlenme
şemalan yanında örgütün işleyiş tarzı da aynı şekil-
de olmaktadır. Bunlaraynı yayın organlannı takip et-
mekte, aynı görüşleripaylaşmakta, aynı şekilde ca-
milerde, Kuran kurslannda, çay ocaklarında, med-
reselerde, kitabevlerinde toplanıp örgütlenmekte-
dir. Bu bilgilerden de her ne kadar örgüt yapısı ve
üst yönetim ile çalışma usulleri tam olarak deşifre
edilememiş ise de; dıştan bakıldığında bunlar ara-
sında irtibat olduğu görülmektedir. Bunlann aynı
ideolojiyi benimseyip, aynı kavramlardan hareket-
le şer'i esaslara dayalı kendi yorumladıkları gibi bir
İslam Devleti kurmayı amaçladıklan göz önünde tu-
tulursa bu fikrimizin doğru olduğu görülmektedir."
• • •
Susuriuk kazasıyla ortaya çıkan 'devlet içinde ör-
gütlü silahlı çefe'nin dinci terör örgütleriyle (bunlar
dahaönceleri ülkücüydü) olan bağlantısının açıklan-
maması bize hayli düşündürücü geliyor...
Acaba 'dinci terör örgütleri'um Güneydoğu'da
yaptığı kanlı eylemler de mi devlet sırnna giriyor?
Ersever'i kim öldürdü?
Rapora göre Yeşil kod adlı Mahmut Yıldınm, iti-
rafçı Alaaddin Kanat!
Ölümünden önce Cem Ersever, gazeteci Soner
Yalçın'la konuşurken şöyle diyor:
"1970'liyıllardaki ülkücü tetikçiler, birsonrakidö-
nemde polisin ve askerin emrine girdi. Tek amaç-
lan PKK ile savaşmaktır. Bunlann silahlannı, mermi-
lerini devlet karşılar. Gözlehni kırpmadan adam öl-
dürürler. Kendilerine Türk Intikam Tugayı veya Os-
manlı Türk Intikam Tugayı gibi isimler verirler. Her-
kesin kendi grubu vardır. Birbirlen'ni kıskanırtar. Bun-
lann en güçlüsü, tehlikelisisakallı; yani Yeşil'dir..."
Devlet içinde salt 'Susurluk çetesi' yok; daha pek
çok çete var...
Düğümü çözmek o denli zor mu dersiniz?
E. Posta: Hikmet.Cetinkaya (o raksnet.com
Faks numaramız: 0212/ 513 90 98
500 milyarlık yardım
Yargıtay'dan DYP'ye
'Yaprak' incelemesi
ANKARA / tSTAN-
BUL (Cumhuriyet) - Yar-
gıtay Cumhuriyet Başsav-
cılığı. Susurluk raporunda
yer alan. Güneydoğulu
işadamı Mehmet AB Yap-
rak' ın 'D\T ye 500 milyar
lira yardım ettiği' savıyla
ilgili inceleme başlattı.
DYP lideri Tansu Çiller ise
bu iddiayı ortava atanlarla
ilgili yargı yoluna başvu-
racagını açıkladı.
Raporun açıklanmasın-
dan sonra harekete geçen
Yargıtay Cumhuriyet Baş-
savcılığı. DYP ile ilgili ge-
niş kapsamlı inceleme
başlattı. Cumhuriyet'e bil-
gi veren Yargıta} Cumhu-
riyet Başsav cılığfndan bir
yetkili, raporda ileri sürü-
len savlann gerçek olup
olmadığını saptamak için
öncelikle Kutlu Savaş'ın
hazırladığı raporu. en kısa
zamanda Başbakaniık'tan
isteyeceklerini belirtti. Ay-
nı yetkili. sa\lann doğru
olduğunu tespit etmeleri
durumunda da 'gerekH iş-
lemleriyapacaklannf vur-
guladı.
Çiller ise Susurluk ra-
porunda Coptagon ticare-
ti yapmakla suçlanan Yap-
rak'ın. partisine 500 mil-
\ar lira bağışta bulunduğu
iddialannı 'çamur politi-
kası' diyerek reddetti. Çil-
ler. partisınin Maltepe ilçe
teşkilatına yaptığı ziyare-
tın ardından bağış iddiala-
n> la ilgili soru soran gaze-
tecilere. "Dava acacağız"
dedi.