25 Kasım 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
ş29 OGAK 1998 PERŞEMBE CUMHURİYET SAYFA HABERLER Giir ve Mutlu .ortadan kayboldu • Haber Merkezi - Haklanndaki dosya, Balıkesir l. Ağır Ceza Mahkemesi tarafından tutuksuz olarak cyargılanırken "çete" .kapsamına altnarak Ankara Devlet Güvenlik Mahkemesi'ne gönderilen -Balıkesirspor Kulübü Başkanı ve Misya Seyahat Şirketi'nin sahibi Ergun -Gür ıle Balıkesir • Seyahat in sahibi Ilhami r Mutlu. haklannda ıtutuklama kararı Tçıkmasının ardından ortadan kayboldu. Halen 'aranan Gür ve Mutlunun ikişer adamı hakkında da tutuklama karan verildi. Gür'ün adamlanndan Mercan Yarar ve Ahmet Itubilay ile Mutlu ailesinden Fuat Mutlu ve İRamazan Şahin de ^arananlar arasmda. Çağan, ILO ile görüşecek • ANKARA (AA) - V e Sosyal Ciüvenlik Bakanı Nami Çağan. Uluslararası Çalışma Örgütü (ILO) ile jlgili, inceleme ve görüşmelerde bulunmak üzere bugün ttalya'ya, ^bradan da Isviçre'ye gidecek. Çalışma Bakanlığı'ndan yapılan yazılı açıklamaya göre. Jtalya'nın Torino kentinde ILO Uluslararası Eğitim Merkezi'nde incelemelerde -bulunacak olan Çağan, daha sonra Isviçre'nin Cenevre kentine geçerek. burada ILO Genel Müdürü Miche! Hansenne ile görüşecek. Nami Çağan. Türkıye-ILO ilişkilerinin değerlendirileceği "göriişmede. Hansenne'ye Türk çalışma yaşamına ilişkın bılgi verecek. Soru önergeleri • ANKARA(AA)-CHP Ankara Millctvekili Ali "ftinçer. Ankara Altındağ Belediyesi"nin, Fehmi Yağcıoğlu Mahallesi'nin «dını Fazilet Partisi'nden Ssinlenerek "Fazilet vlahallesi" olarak değiştirdiğini ileri sürerek, "Mahallemize 'Fazilet' adı verilmesi. haksız ve partizan bir uygulama değil midir?" diye sordu. ÇHP Balıkesir Milletvekili .Önder Kırlı da Milli •Eğitim Bakanı Hikmet Uluğbay'ın yanıtlaması istemiyle TBMM Başkanlıgı'na sunduğu önergesinde. "Sekiz yıllık kesintisiz zorunlu eğitime katkı payı olarak şimdiye kadar hangi gelir kalemlerinden toplam ne kadar gelir sağlandığını" sordu. Bayramda 493 işçi grevde • İZMİR(AA)-Şeker Bayramı'na, Türk-lş, Disk ve Hak-lş'e bağlı 12 sendikaya üye 21 işyerinde ^93 işçi grevde girecek. Tûrk-Iş, DiskveHak-lş j/etkililerinden edinilen bilgiye göre, grevde bulunulan işyerleri. f :nellikle küçük ölçekli ve da, tekstil. nakliyat, etal, hizmet ve turizm sektöründe yoğunluk gösteriyor. Tanm-lş Sendikası'nca löTemmuz T990'da başlatılan Köy-Tur Erzurum ile 11 Ağustos J990"da başlayan Köy-Tur JDiyarbakırgrevleri. en uzun grev leri oluşturuyor. öu işyerlennde grevler, kâğıt üzerinde devam edıyor. Öğretmenler iş bırakacak • ANTALVA (AA) - Sğitim-Sen Antalya Şubesi 'aşkanı Kadir Zeybek. revli toplusözleşmeli endika yasasının akmaması halinde. >aklaşık 1 milyon 500 bin öğrencinin katılacağı Dniversite Öğrenci Seçme •we Yerleştirme Smavlan'nda görev almayacaklarını bildirdi. Kamuya ve özel sektöre olan borçlannı da ödemeyeceklerini kaydeden Zeybek. 'îSendika Genel Merkez Yönetim Kurullan ve Şube Yönetim Kurullan'nın süresiz açlık grevine başlamasını önereceğiz" dedi. Başbakan Yardımcısı Bülent Ecevit, Susurluk raporunu değerlendirdi 'Okurken ateş basü'ANKARA (Cumhuriyet Büro- su)- Başbakan Yardımcısı Bülent Ecevit, Başbakanlık Teftiş Kuru- luBaşkanı KutluSavaş'ın devlet içi yasadışı örgütlenmelere iliş- kin inceleme raporunu değerlen- dirirken "Okurken ateş basü" dedi. Raporun gizlenen bölümle- rinde gazetemiz yazan Uğur Mumcu'nun katledilmesiyle il- gili herhangi bir bilgi bulunup bulunmadığını anımsamadığını kaydeden Ecevit, suikasta ilişkin bilgilerin raporun ekleri arasında yer almış olabileceğini söyledi. Ecevit, Başbakanlığın önceki akşam basına dağıttığı Susurluk raporuyla ilgili olarak Cumhu- riyet'ın sorularını yanıtlarken Savaş'ın çalışmasının devlet içindeki yasadışı örgütlenmeyi, çeteleşmenin değişik kesimleri arasındaki bağlantılan ortaya koyduğuna, devleti saran karan- lık ilişkiler ağıru bütünlük içinde gösterdiğine işaret etti. Ecevit şöyle devam etti: "Çetelerle mücadele ederken çeteleşenler, bunlann uyuşturucu mafyasıyla, kumar mafyasıvla. ihale mafyasıyla bağlantılan, bankalar sisteminin kısmen bu işlerin içine çekilmesi ortaya kon- du. Devletin güvenlik güçlerinin nasıl hukuk dışı davranışlara yö- neldikleri bir bütünlük içinde gözler önüne serüiyor. Bunlann çoğu bölük pörçük açıklanmışü. Fazla yenilik olmadığı söylenebi- lir. Devletin ne hale geririldiğini gösteriyor. Beni okurken ateş bas- tı. Raporda yer alanlardan bü- yük çoğunluğunu komisyon ça- lışmalarından ve rahmetli Lğur Mumcu'nun yazılarından öğren- miştik. Mumcu. yazılannı bugün yazmış gibi." Raporun. devlet içi çeteleşme sorununun üzerine sonuç alıcı bi- çimde yürümenin güçlüğünü gösterdiğini kaydeden Ecevit. güçlüğe neden olan 2 unsuru Yeşü'in bir adı da Terminatör ANKARA (Cumhu- riyet Bürosu) - Milli Is- tihbarat Teşkilatı (MİT) tarafından Başbakanlık Teftiş Kurulu Başkanlı- gı'na gönderilen "Yeşfl" kod adlı Mahmut Yıklı- nm hakkındaki bilgı no- tunda, aranan katil zan- lısının, aralannda Musa Anter, Mehmet Sincar, Ahmet Cem Ersever'in de bulunduğu çok sayı- da faili meçhul cinayete kanştığı belirtildi. Ra- porla birlikte başlayan tartışmalar sırasında "Yeşir ın infaz edildiği savlan yalanlanırken, Devlet Bakanı Eyüp Aşık "Yaşryor. tfade ve- recek. Kontrol altuıda" dedi. Raporda, aynen yer alan MÎT belgesini, kısaltarak yayımlıyoruz: Mahmut Yıldınm. Kod adı "Ahmet Yeşil, Mehmet Kırnuzı, Tire, Sakallı, Terminatör". Salih-Derdi oğlu, Bin- göl 1953 doğumlu. - 1973 'te Bingöl- Genç tlçe Jandarma Ko- mutanlığı tarafindan faydalanılrruştır. Verdiği bilgilerin komutanlıkça değerlendirilmesinde £Üçtük çekildiği gerek- çesiyle teşkilata devre- dildi. Askerden döndük- ten sonra 1975 yılında milli görüş doğrultusun- da istifade edilmeye baş- landı. Ancak Mayıs 1989'da yarattığı komp- likasyonlar nedeniyle teşkilatımızla ilgisi ke- sildi. Tunceli Jandarma Bölge Komutanı'nın emriyle komutanlık adı- na Nazımiye ve Ovacık ilçelerinde istihbari bil- giler toplayarak. güven- lik kuvvetleriyle birlikte uygulamalara katıldı... -Mart 1992"de Tun- celi'de ilgili birimimizle yaptığı sohbette, Tunce- li'deki PKK faaliyetini drije eden Aysel Doğan'ı illegal olarak sorguya alacağını. konuşmadığı takdirde ortadan kaldı- racağını ifade etmesi üzerine personelimiz ta- rafından bu eylemi yap- maması yönünde ikna edıldı. 27.05.1992- de Muş'ta yakalanan 5 PKK'li, sorgu amacıyla özel harekât şubesine götürülürken Yeşil tara- fından öldürüldü. - Yeşil. 05.05.1992'de Muş Valisi. Emniyet Müdürü. II Jandarma Komutanı ve Bingöl Bölge Müdürü'nün ha- zır bulunduğu il emniyet komisyonu toplantısına katıldı. Toplantıda Bin- göl birimimizden yar- dım görmediğini söyle- di. ÇİZMEDEN YUKARI MUSA KART 1VLAM YAPRAK, aralannda Ağar'ın da bulunduğu pek çok politikacıya seçim yardımı \ apmış. Ozal döneminin de raporda yer alması gerektiği belirtildi CHP: Rapor düş kırıkhğı ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - Kamuoyuna ~sansiiriü" açıklanan Susurluk raporuna siyasi partilerden farklı tepkilergeldi. Raporun "düşkı- nkbğı'' yarattığını belirten CHP, yar- gının harekete geçirilmesini isterken ANAP sözcüleri, Meclis gündeminde bulunan "Pişmanlık Yasa Tasansı" görüşülürken u çete"nin tanımlanaca- ğını söylediler. CHP Genel Başkanı Deniz Baykal Şeker Bayramı dolayısıyla yayımla- dığı mesajda Susurluk raporunu da yorumladı. Baykal, iyimser beklenti- lere neden olan Susurluk raporunun u hayal kuTklığı" yarattığma dikkat çe- kerek toplumun tüm kesımlerinın, ko- nuyla ilgili duyarlılık sergilemeyi sür- dürmesinin, gerçeklerin ortaya çık- masınabüyük katkı sağlayacağını bil- dirdi. Susurluk kazasıyla ortaya çıkan ilişkilerin bugüne dek hukuki sonuca bağlanamamasının üzüntü verici ol- duğunu belirten Baykal, konunun sav- saklanmasının, örtbas edilmesinin, başka yönlere çekilmesinin kabul edi- lemeyeceginı kaydetti. CHP Genel Sekreter Yardımcısı Si- nan YerUkaya, rapordaki "Yeşil" kod adlı Mahmut Yıldınm'la ilgili sapta- malan daha önce kendisinin de dile getirdiğini anımsatırken "Ancak Tur- gut Özal dönemine hiç değinilmeme- si, raporun ister istemez biraz taraflı olduğu düşüncesini akla getiriyor. Oy- sa Abdullah Çath, Özal döneminde devlet tarafından kullanıldı" dedi. Başbakan Mesut N'ılmaz'ın bir sü- re önce yaptığı "Yeşil öldürülmüşola- bilir" açıklamasının. kendi Dev let Ba- kanı Eyüp Aşık tarafından yalanlandı- ğına dikkat çeken Yerlikaya. "Evet, Yeşil yaşıyor. 1997 kışında da Mehmet Eymür'le birlikte Ankara Gölbaşı'nda kalıyordu* 1 diye konuştu. Yeşil ile 18'Şubat 1997'de telefon- la görüştüğünü de anımsatan Yerlika- ya, "Bana, "niçin beni deşifre ediyor- sun' diye sormuştu. Sonra buluşma teklif ettinı. ama rande\uya gelmedi" dedi. Yeşü'in 1993 öncesınde devlet tarafından kullanıldığına dikkat çeken Yerlikaya. şunlan söyledi: "Raporda, Yeşfl'in yurtdışı bağlantılan yok ya da açıklanmadı. bu büyük eksiklik. Yeşil 1987'de Elazığ'da ferro-krom işletme- lerinde çalışıyor. daha sonra MHP gençlik kollannda görev alıyor. 1990- 91 MİIannda iseTunceli'de devlet tara- findan kullanılıyor.operasvonlara ka- tılıyor. Yani Yeşil'in Günevdoğu'daki faaliyetieri 1993 öncesine dayanıyor. Raporda 1993 sonrasına ilişkin faili meçhul cinayetler. çeteleşme, Yeşil olaylan ile ilgili bilgiler, tamamen doğ- ru. Devlet içindeki çetelerde 1993'ten sonra Mehmet Ağar'la birlikte orga- nizeolmuştur. Bu bilgiler de doğnı. A- ma özel harekânn kuruluşu da Özal dönemine rastuyor. Çünkü Abdullah Çatlı, Özal döneminde devlet tarafın- dan görevlendirildi. Yeşil'in ortaya çı- kışı da bu döneme davanıyor. Aynca, Yılmaz'ın Budapeşte'de uğradığı sal- dınnın nedenleri. Veşil'in bir gün ön- ce oraya gittiği bilgileri de raporda y- er almıyor. Böyle bir rutum, raporun taraflı olduğu izlenimi ni doğuruyor". ÇHP Grup Başkanvekili Önder Sav da düzenlediği basın toplantısın- da. Susurluk olayınm rapor hazırla- makla çözülemeyeceğıni belirterek "Devlet içine çöreklenmiş çeteleri ya- kala>ıp yargıya teslim etmek gerekir" dedi. Sav, raporun düş kınklığı yarat- tığını belirterek "Kamuoyundan giz- lenen bilgiler açıklanmadıkça bu ra- por, TBMM'de hazuianan Susur- luk raporunun da gerisinde kalacak- ör"di>e konuştu. Sav. de\letin bazı kişileri kullandı- ğının raporla kesin olarak ortaya çık- tığına dikkat çekti. ANAP Grup Başkanvekili L'ğur Aksöz ise Pişmanlık Yasa Tasansının görüşülmesi sırasında gerek muhale- fetin. gerekse kendilerinin vereceği önergelerle. öncelikle çete tanımının yapılacağını söyledi. şöyle açıkladı: "Ilki bu işlerin içine girmiş, bu işlere tanık «Imuş kişilerin konuş- maktan çekinmeleri. Bu, kanıt toplamay ı ve tanık bulmayı zor- laştınyor. İkincisi de >argı sistemL Burada yargıçlann sav cılann hiç- bir kabahati yok, fakat sistemde bu olaylann üzerine yürümeyi güçleştiren unsurlar var. Soruş- turma kanallan büyük ölçüde b- kah. Polis yapınca soruşturmayı, meslek dayanışması nedeniyle polis polisi koruyor, Memu- run yargılanmasını düzen- leyen >asa nedeniyle me- mur memuru koruyor. Do- kunulmazlık nedeniyle mil- letvekili millervekilini koru- yor. \e kanıt akışı çok sınır- İı kalı\or." Toplu yargılama Ecevit, çeteleşmenin çok boyutlu bir olay olduğunu, her mahkemenin bu olayın bir boyutunu ele aldığını belirterek daha önce Cum- huriyet'e açıkladığı toplu yargılamaya ilişkin çalış- malann sorunun çözümün- de önemli bir aşama olabi- leceğini kaydetti. Adalet Bakanı'nın konuyla ilgili çalışmalannın sürdüğünü belirten Ecevit, bakanlığın adli kolluk gücü kurulma- sı yenne, savcılann soruş- turmayı doğrudan üstlen- mesini gündeme getirdiği- ni kaydetti. Ecevit. Yüksek Denetleme Kurulu'yla ilgi- li düzenlemenin de soru- nun yolsuzluk boyutunun aşılmasında önemli olabi- leceğini vurguladı. 'Yiırtdışı faaliyetler gizlendi' Raporun gizlenen bö- lümlerinin yurtdışı faali- yetlerle ilgili olduğunu kaydeden Ecevit, Uğur Mumcu suikastına ilişkin herhangi bir bilgi bulunup bulunmadığına ilişkin bir soru üzerine, "Tam olarak hatıriamıyorum. Ek belge- lerde olabilir. Bazı önemli avnntılar onlar arasında v- er alacakn. Gözüme çarp- mamış. Belgelerde yer alı- yor olabilir" dedi. tddialann odağındaki isimlerden Mehmet Ağar'ın kendini savunur- ken "devletin esenliği" sa- vunmasında bulunmasını eleştiren Ecevit. "Beni en çok rahatsız eden, devlet anlayışının çok sağlıksız bir hale gelmiş olması. Meh- met Ağar'ın Meclis'te ko- nuşması çok ilginçti. Devle- tin esenliği uğnına her şey i mübah sayıyor. Fatih Sul- tan Mehmet'in devletin esenliği uğnına çocuklannı öldürmeyi meşrulaştırma- sına benzeven bir şey. O çağda olabilirdi belki de, bu çağda olacak şey değil. Bu tutumun benimsenmesi kendilerini kurtanr. Bu iş Ağar, Bucak meselesi değil. Bu işte onlara da bir rol düşmüş" diye konuştu. Ecevit. devlet uğruna. \ atan millet uğruna dağ ba- şında sokaklarda insan öl- dürmenin insani olmayışı. hukuk dışı olmasının yanı sıra istihbaratın engellen- mesine de yol açacağını kaydederken terör örgütüy- le mücadele eden de%letin karşısındaki unsurlann yöntemini değil. hukuk devleti yöntemlerini uygu- laması gerektiğine işaret etti. IRMIKI AYDIN ENGİN Ağlasan ya da çığlıklar salsan belki kurtulacaksın. llgini odak- landırabileceğin bir başka konu, herhangi bir konu bulsan üstü- ne atlayacaksın. Gelışıgüzei uçuşan düşünce kırpıntılarını birbirine bağlayabilsen, o izlek- te yol alsan, yüreğin belki böy- lesine daralmayacak. Ama hapsi nafile. Gözlerin, adına ekran denen ışıklı pencereye saplanmış, içinin acısını dinliyorsun. Için acıyor. Kendini kirlenmiş, çok kiıien- miş hissediyorsun. Böylesine yayılmış, böylesine bir pisliğin göbeğınde debelendiğini du- yumsuyorsun. Uçuşan sozcük- ler bile değdikçe kirletiyor seni: Çefe, Ağar, Çatlı, M. Ali Yaprak, Rapor, Susurluk, uyuşturucu, özel tim, Jitem, hukuk, kanıt, belge, gene rapor, devlet, dev- letin sım, devletin polisi, devle- tin görevlisi, pasaport, yeşil pa- saport, yeşil, san, mor, kırmızı, kan kırmızı, kan, beyaz, toz, toz beyaz, eroin... Ustelik Bugün Bayram... Bir bayram sabahı, tertemiz gıysileriyle, babalarının elinden tutmuş; dedesınin, ninesinin eli- ni öpmeye giden çocuklara bak- mak bile içinin acısını yoğunlaş- tırıyor. Bu kirlenmeden onların da pay almaması olanaksız. Belki yakında sokak aralarında "Su- suhukçuluk" oynayacaklar. Ses- ler duyacağız belki: - Ben Çatlı'yım, tamam mı ? Sen de şey ol. Sen Ayhan Çar- kın'sın. - Hiç bite değil. Ben de şey olurum o zaman... Eee, Oral Çe- likolurum ben de... Masanın üstünde kim bilir hangı yazı için arşivden alınmış, geri verilmesi unutulmuş bir fo- toğraf: Köy Enstitüsü öğrencile- ri kitap okuyor. Yoksul kütüpha- nenin camlı dolabına saçları as- kertıraşlı bıroğlanın elindeki ki- tabın kapağı yansımış: Devlet. Eski Yunan bilgesinin devlet ta- nımlamalan, Kepirtepe Köy Ens- titüsü Kütüphanesi'nın camla- rından yansıyıp bilincınde han- dıyse unutulmuş bilgı kırıntılan- nı canlandınyor. Platon'un "yar- gıçlar devleti - bılgeler devleti" arayışlarındakı soylu endışeleri düşünüyorsun. Yurttaş hakkını kutsayan, yurttaşlarının özgürve korkusuz yaşayacağı bir devlet arayışı için yüzyıllar boyu akıl yürüten. fikir üretenler sıraya giriyor. Platon, Vottaire, Nizamülmülk Rous- seau, Abraham Lincoln, Şeyh Bedrettin, Marx, Konfiçyus, Lenin, Berstein, Chomsky... Kolun kanadın kınk gibi. Han- diyse keşke "Rapor açıklansın, devlet saydamlaşsın" filan diye yazmasaydın. Habire böyle ya- zan, inatla yazan arkadaşlarını, meslektaşlanm uyarsaydın diye düşünüyorsun. Sonra bu uçuk düşünceleri kovmaya çabahyor- sun. Çok yalın cümlelere ındirge- nebilecek yaşamöykülen belle- ğın derınlıklerinden kopup geli- yor. Bozkırdakı çekırdeği çatlat- mak için Hasanoğlan'da harç karanlar, uykusuzluktan kızarmış gözleri, bozkır tozuna bulanmış saçları. kaşları ve sakalları ile Anadolu'yu demir ağlarla ören- ler, Halkevlerinde müsameredü- zenleyenler, anlamaz gibi görü- nen, yüzlerinde kıl kıpırdamayan işçilere sendikayı, sendikalaş- mayı anlatanlar, kornünist parti- sine girenler, şıir yazanlar, kıtap çevirenler, maden arayanlar, Fı- rat'a köprü kuranlar... Oh, hayııi Bugün duru, düz- gün, birbiriyle ilintili düşünceler akıtamazsın. Çok söylenmiş. çok doğru ama çok aşınmış ül- küleri sıralamaya kalktığında ağ- zına pas tatları geliyor. Gene de sıralamaya çabalıyorsun: Daha yaşanılası birdünya... Savaşsız, sömürüsüz bir dünya... Huku- kun egemenliği... Haksızlıkla sa- vaşmak... Eşitlik, özgüriük... Tutup kentin bir alanına fırla- san, bayram alışverişi için koşu- şanlara seslensen: - Biz, hepimiz, dedelerimiz ve ninelerimiz, analanmız ve baba- lanmız, bu ülkeyi bu hale getir- sinler diye mı çabaladık ? Nâzım bundan mı on yıllarca hapis yat- tı? Kurtuluş Savaşı'nda, Sakar- ya 'nın bilinmez bir büklümünde çamura ve kana bulanmış yatan o asker bunun için mi öldü? Bu kirtenme, bu pislik, bu vı- cık vıcık... • • • Yarın sakinleşecegiz. Siz de, ben de. Günlerdirtırmanan, sa- lı gecesi TV ekranında, çarşam- ba sabahı yazılı medyada tepe noktaya ulaşan kan ve ırın sağa- nakl^rını serın kafayla değerlen- direceğiz. Işi, yazmak olanımız yazacak, okumak olanımız oku- yacak. Ama bugün... İçin acıyor. Üstelik bugün bayram.. POLİTİKA GÜNLÜĞÜ HİKMET ÇETİNKAYA Rapor... f Türkiye Cumhuriyeti laik. demokratik bir hukuk devleti midir? Günlerdir Kutlu Savaş'ın hazırladığı 'Susuriuk Raporu' tartışılıyor, 'devlet içinde örgütlü çefe'nin kendi çıkariarı doğrultusunda yaptığı eylemler ko- nuşuluyor... Ama birileri, Türkiye'nin demokratik bir hukuk devleti olduğunu unutup şöyle diyor: "Biz ne yaptıysak ülkenin bölünmez bütünlüğü için yaptık..." Hukuk devletinde yargısız infaz yapılır mı? Terörle mücadele etmek başka şey, insanlan öl- dürmek başka şeydir... Güvenlik güçlerinin görevi, suçluyu yakalayip, yar- gıya teslim etmektir... Sansüriü 'Susurluk Raporu'nu okuyunca, devle- tin güvenlik birimleri. itirafçı ve ülkücü çetelerle bir- likte pek çok eylem yaptıklan. Behçet Cantürk'ten Savaş Buldan a. Musa Anter'den emekli binbaşı Cem Ersever'e dek çok sayıda kişiyi sorguladıktan sonra öldürdükleri anlaşıhyor... Sansürlü 'Susurluk Raporu'nda anlatılan olaylar, bize pek yabancı gelmedi. Kamuoyu tüm bunlan yıl- lardan beri biliyordu... 1991 yılında HEP İl Başkanı Vedat Aydın'ın Di- yarbakır'da evinden alındıktan sonra işkenceden geçirilmesi, daha sonra öldürülüp cesedınin Elazığ- Ergani il sınınna bırakılmasını dün gibi anımsıyoruz... Bakın o tarihte Vedat Aydın'ın eşi Şükran Aydın, olayı nasıl anlatıyordu: "Yatmayahazıhanıyorduk. Kapıçalındı. Vedat çık- tı, baktı. içerigeldi, 'Polis gelmiş, karakola kadargi- decekmişiz' dedi. Polislen içeh almadık. Yeniden yanlanna gitti, sanıyorum 'Yann sabah ben gelirim' dedi. Kabul etmediler. Döndü, giyindi ve yanlanna gitti. Ben dean<asından çıktım. Uç kişiydiler. Ikisi Ve- dat'ın kollanna girdi. Vedat, 'Ben yürürüm, sarhoş değilim' dedi. Telsizli olanı 'Bırakınbirşeyolmaz'de- di. Polisler kollannı bıraktılar. Telsizli bana da döne- rek, 'Korkmanıza gerek yok, bir şey olmaz' dedi. Aşağı indiler. Pencereden baktım. Bir Renault ara- ba bekliyordu. Arabanın uzun devre farları yanıyor- du. Plakasını görmedim. Vedat'ı kolundan bükerek arabaya bindirdiler..." • • • Susurluk Raporu'nda 11 sayfa kamuoyundan giz- leniyor... Neden, niçin? Gizlenen bölüm devlet sım mıdır? Hiç sanmıyo- ruz... Raporda nedense 'Susurluk çetesi'yie ilişki için- de olan 'dinci terör örgütlen" yer almıyor... Güneydoğu'da itirafçılar ve güvenlik güçleriyle birlikte hareket eden (1993-1996) islami Hareket ve Hizbullah'ın yaptığı eylemler raporda anlatılmıyor... TBMM Faili Meçhul Siyasi Ginayetleri Araştırma Komisyonu'nun raporunda 'dinci terör örgütleri' önemli yer tutmakta ve şöyle denilmektedir: "Diyarbakır'da yakalanan örgüt mensuplannın ifa- delerinden anlaşıldığı üzere; Hizbullah adı altında örgütlenen oluşumun örgüt şeması, gerek Diyarba- kırgerek Batman ve getpkse de Marçtin'de ayqı şe- kıldedir. Herşeyden önce başlannda bir sorumlu, buna bağlı isöşare meclısi, bunun yanında tebliğ ka- nadı (Diyarbakır'da bu kanat 3 kolda faaliyet gös- termektedir) faaliyet göstermekte, bu kanat yöre- sel bazı özellikleri göz önünde tutarak yapılanması- nı genişletebilmektedir. Bu iki kanadın yanında bir de askeri kanat bulunmaktadır. Kaldı ki örgütlenme şemalan yanında örgütün işleyiş tarzı da aynı şekil- de olmaktadır. Bunlaraynı yayın organlannı takip et- mekte, aynı görüşleripaylaşmakta, aynı şekilde ca- milerde, Kuran kurslannda, çay ocaklarında, med- reselerde, kitabevlerinde toplanıp örgütlenmekte- dir. Bu bilgilerden de her ne kadar örgüt yapısı ve üst yönetim ile çalışma usulleri tam olarak deşifre edilememiş ise de; dıştan bakıldığında bunlar ara- sında irtibat olduğu görülmektedir. Bunlann aynı ideolojiyi benimseyip, aynı kavramlardan hareket- le şer'i esaslara dayalı kendi yorumladıkları gibi bir İslam Devleti kurmayı amaçladıklan göz önünde tu- tulursa bu fikrimizin doğru olduğu görülmektedir." • • • Susuriuk kazasıyla ortaya çıkan 'devlet içinde ör- gütlü silahlı çefe'nin dinci terör örgütleriyle (bunlar dahaönceleri ülkücüydü) olan bağlantısının açıklan- maması bize hayli düşündürücü geliyor... Acaba 'dinci terör örgütleri'um Güneydoğu'da yaptığı kanlı eylemler de mi devlet sırnna giriyor? Ersever'i kim öldürdü? Rapora göre Yeşil kod adlı Mahmut Yıldınm, iti- rafçı Alaaddin Kanat! Ölümünden önce Cem Ersever, gazeteci Soner Yalçın'la konuşurken şöyle diyor: "1970'liyıllardaki ülkücü tetikçiler, birsonrakidö- nemde polisin ve askerin emrine girdi. Tek amaç- lan PKK ile savaşmaktır. Bunlann silahlannı, mermi- lerini devlet karşılar. Gözlehni kırpmadan adam öl- dürürler. Kendilerine Türk Intikam Tugayı veya Os- manlı Türk Intikam Tugayı gibi isimler verirler. Her- kesin kendi grubu vardır. Birbirlen'ni kıskanırtar. Bun- lann en güçlüsü, tehlikelisisakallı; yani Yeşil'dir..." Devlet içinde salt 'Susurluk çetesi' yok; daha pek çok çete var... Düğümü çözmek o denli zor mu dersiniz? E. Posta: Hikmet.Cetinkaya (o raksnet.com Faks numaramız: 0212/ 513 90 98 500 milyarlık yardım Yargıtay'dan DYP'ye 'Yaprak' incelemesi ANKARA / tSTAN- BUL (Cumhuriyet) - Yar- gıtay Cumhuriyet Başsav- cılığı. Susurluk raporunda yer alan. Güneydoğulu işadamı Mehmet AB Yap- rak' ın 'D\T ye 500 milyar lira yardım ettiği' savıyla ilgili inceleme başlattı. DYP lideri Tansu Çiller ise bu iddiayı ortava atanlarla ilgili yargı yoluna başvu- racagını açıkladı. Raporun açıklanmasın- dan sonra harekete geçen Yargıtay Cumhuriyet Baş- savcılığı. DYP ile ilgili ge- niş kapsamlı inceleme başlattı. Cumhuriyet'e bil- gi veren Yargıta} Cumhu- riyet Başsav cılığfndan bir yetkili, raporda ileri sürü- len savlann gerçek olup olmadığını saptamak için öncelikle Kutlu Savaş'ın hazırladığı raporu. en kısa zamanda Başbakaniık'tan isteyeceklerini belirtti. Ay- nı yetkili. sa\lann doğru olduğunu tespit etmeleri durumunda da 'gerekH iş- lemleriyapacaklannf vur- guladı. Çiller ise Susurluk ra- porunda Coptagon ticare- ti yapmakla suçlanan Yap- rak'ın. partisine 500 mil- \ar lira bağışta bulunduğu iddialannı 'çamur politi- kası' diyerek reddetti. Çil- ler. partisınin Maltepe ilçe teşkilatına yaptığı ziyare- tın ardından bağış iddiala- n> la ilgili soru soran gaze- tecilere. "Dava acacağız" dedi.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle