14 Mayıs 2024 Salı English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHURİYET 29 OCAK 1998 PERŞEMBE 10 HABERLERİN DEVAMI T U R KIYI Istanbul Edirne Kocaelı Çanakkale Izmir Manisa Aydın Denizlı PB PB K PB PB PB PB PB 5 3 4 5 7 6 5 3 Sinop 7 Adana Samsun 8 Mersın Trabzon Y 10 Diyarbakır K Gıresun 7 Şanlıurfa Y Ankara K 4 Mardin Eskişehır K 0 Siirt Konya K 2 Van Sıvas K -4 Kars Zonguldak K 4 Antalya PB 9 Hakkâri -2 AVRUPA K -2 Beflin K -5 Budapeşte K 3 Marmara'nın doğusu, Doğu Akdenız. Iç Ana- dolu, Karademz ıle Doğu ve Güneydoğu Anadolu bolgelerı ya- ğışlı, otekı yerler par- çalı buiutlu geçecek. Londra Yağışlar Doğu Akde- Amsterdam Y 6~ Belgrad nız ve Doğu Karade- gr l i k s e | nızkıyılanndayağmur, 5 öteki yerlerde karla r a n s Oslo Helsınkı Stockholm K -2 Madrıd K Y 7 Vıyana K -2 PB 3 Sofya PB PB 7 Roma PB uıcı\ı ycııcruc ı\<xna karışık yağmur ve kar Bonn i şeklınde olacak. Münih Y 6 Atina PB 9 K -1 Zürih PB 0 Taşkent Tahran Kahıre» ASYA Moskova Aşkabat Akmola Taşkent Bakû Bişkek Tiflis Kahire K K K K K K K Y -2 6 -10 -6 6 3 5 20 Şam Açık Parçalı bu'Lfilu Ssı BuljtiL t Çok Dulutlu Wm Yaömurlu »—«•• 1 w j w Kariı Sulu Kar 1 Gok gürultulu G U N C E L CÜNEYTARCA\1JREK • Baştarafı 1. Sayfada Raporda öyle yerler var ki, önemli dokundurma- lar, hatta suçlamalar içeriyor. Kanıtlanmadığı za- man milyarlık davalara yol açacak suçlamalar. Ama önemli olayı anlatan bir paragraf veya cüm- le "öyle olduğu düşünülmektedir" diye bağlanıyor ve olayın duyumlardan kaynaklanan düş gücüne dayanarak yazıldığı ortaya çıkıyor. Saptamaları çoğu kez doğru çıkan bir devlet yet- kilisine göre; "Dikkatle incelendiğinde rapor diye anılan metin; birtakım kuşkularla kaygılar, birtakım zanlar ve birtakım farzlar üzerine kurulu". Bu nedenle "hukukun kullanacağı dokümanlan bu rapordan çıkarmak ancak soruşturma ile ola- naklı hale geliyor". Kuşkusuz, görevi aldığından beri Kutlu Savaş'ı, Başbakanlık Denetleme Kurulu Başkanhğı'ndan Türkiye'de eşi ve örneği bulunmaz süper müfet- tişliğe yücelten başta Hürriyet'e, genellikle med- yamıza kimi olguları anlatmak zorlaşıyor. Şimdilik geçelim! Dilerseniz, rapor olayının öteki yüzündeki man- zaralara değinelim: Batılılaristedikleri kadarTürkdemokrasisini be- ğenmesinler. Demokrasimiz kendine özgü öylesi örnekler ve- riyor ki... Inanılmaz, ama tarifi olanaksız keyif duy- mamıza neden oluyor: Bir Devlet Bakanımız var, adı Eyüp Aşık. Konuş- kan mı konuşkan. Neredeyse siyasiler arasında çenesi düşük diye anılacak. Trabzon'agidiyor. Yerel birTV'deki konuşmasın- da değişik içerikte öyle bir Susurluk raporu yazı- yor ki; Kutlu Savaş solda sıfır kalıyor. Raporuna almadığına bakılırsa Kutlu Savaş şu dedikoduyu duymamış olacak: Susurluk çeteleri- ne adı karışan Haluk Kırcı diye birini polis arıyor. Eyüp Aşık'a göre, bu adam yakın günlerde Emni- yet Genel Müdürlüğü'nde, özel timdekı arkadaş- larını ziyaret ediyor. Çay, kahve içiyor ve "elini, ko- lunu sallayarak çıkıp gidiyor". Ne yakalayan ne de görevlileri uyarana rastlam- yor. Içişleri Bakanı Murat Başesgioğlu. olayı "Söz konusu değil" diye yalanlıyor, "Zaten bu olayın ol- ması da mümkün değil" diyor. Kocaman bir Devlet Bakanı, "olayı bilmese, hiç söylermi?" Ya "bizim cephe"? Hükümette görevli bıri Dev- let, öteki Içişleri Bakanı iki sorumlu siyasetçı ara- sındaki çatışmaya medya şöyle bir dokunup ge- Çiyor- Mersin'e ve tersine gidenler Bir gün geçiyor; uyarı ajdığı için mi yoksa Trab- zon'dan Ankara'ya gelince ayağı yere bastığından mı nedir, elbette anlaşılmıyor. Aşık Devlet Bakanı- mız, Kırcı'nın "özel timden birinin yanına gıtmesi- nin, 'münferit' bir olay olduğu için bütün polis ör- gütüne mal edilemeyeceğini" beyan eyliyor. Medya ayakta, devlet ayakta, hükümet ayak- ta... Çeteler aranıyor ve bulundukları an üyelerinin üzerine gidiliyor. Rapor üstüne rapor... Sonra? Bir çeteyle bağlantısı olduğu için polis- çe aranan Kırcı elini, kolunu sallayarak, üzerinde çeşitli varsayımlar üretilen özel timi ziyaret ediyor. Devlet ayağa kalkmış, çeteler arıyoruz. Çeteler- le ilişkili "aranılan adam", çeteleri aramakla görev- li Emniyet Genel Müdürlüğü'nde çay, kahve içiyor! Medya ise, Eyüp Aşık'ın açıklamalarıyla polisten sorumlu Içişleri Bakanı'nın karşı demecini kısa ha- berlerde veımekle yetiniyor. ödül üzerine ödül alan cin gibi muhabirler. ünlü yazarlar, büyük genel yayın müdürleri nerede? Kutlu Savaş'ın raporunda çete anyorlar. lyi mi? Yaşasın sürekli konuşan, ama aradığını birtürlü bulamayan özgür medya! Başka? Taze olay; Işın Çelebi Çalışma Baka- nı'na takmış; emeklilik yaşını IMF'nin istediği gibi yapacaksın, diye yükleniyor. Hükümet de, bu hükümet hani? Bir Başbakan ki Türkiye'yi endekslediği raporu Cumhurbaşkam'na bile iki gün sonra verirse, bir Başbakan ki Bakanlar Kurulu'nda görüşmeden gi- derek içli dışlı olduğu medyanın bir grubuna sızdı- rırsa... Elbette, saymakla biter mi yanlışlıklar, hatalar? Siverek uyuşturucu merkeziYurt Haberleri Servisi - Susurluk raporunda "uyuşturucu ticaretin- den" geçindikleri belirtilen ve "devlet içindebeylik" diye tanımla- nan Bucak Aşjreti'nin etkin olduğu Siverek uyuşturucu ve faili meçhul cinayetlerin üssii haline geldi. Sedat Bucak'ın milletvekili se- çildiği 1991 "den sonra olaytann yo- ğunlaştığı Siverek "te 1994yılından bu yana toplam 61 faili meçhul ci- nayet işlenmiş durumda. Bu yanıy- la Batman'ı da sollayan Siverek'te- ki cina>etlerin 25'inin polis. 36'sı- nın ise jandarrrta bölgesinde işlen- mesi Bucak Aşireti"nin "devlet için- deki gücü" olarak nitelendirildi. Bucaklar"ın söz sahibi olduğu Si- verek'ın bir diğer özelliği ise son i- ki yılda uyuşturucu hammaddesi ekilen bir bölge olması. Altaylı, Nurtepe, Divanlı ve Narlıkaya köy- leri ile mezralannda yoğunlaşan ekimin 220 ton esrar üretilebilecek büyüklüğe ulaşlığı belirlenirken, jandarmanın operasyonları sonu- cunda, anılan bölgede 110 milyon kök hintkeneviri ele geçirilmesi dikkat çekti. Siverek Kaymakamı Abdülkadir Karakaş. son iki yılda ele geçirilen hintkenevirinin 10 TIR'ı doldura- cak kadar çok ve 880 milyar lira de- ğerinde olduğunu belirtti. Sive- rek"te 1997 yılında dişi hintkenevi- rinin yanı sıra 106 kilogram toz es- rar. 83 kilogram hintkeneviri ve 800 gram da yaprak esrar ele geçirildi. Kaymakam Karataş, uyuşturucu işine bulaşan 14 kişinin yakalandı- ğını, ancak 8'inin mahkemelerce serbest bırakıldıgjnı söyledi. Bucak Aşireti'ne üye birçok ki- şinin isminin de uyuşturucu ile il- gılı operasyonlarda geçmesı dikkat Susurluk raporuna Türkmen tepkisi ANKARA (Cumhuriyet Büro- su) - Başbakanlık Teftiş Kuru- lu'nun büyük bölümünü önceki gün basına dağıttığı Susurluk rapo- runda devlet içindeki çetelerin ya- bancı ülkelerde giriştiği eylemlere ilişkin bölümler Ankara'yı sıkıntı- ya soktu. Öldürülen kumarhaneci Ömer Lütfü TopaTın Türkmenis- tan'da nüfuz kurma girişimleriyle ilgili raporda yer alan açıklamala- ra Aşkabat'tan "iddialar gülünç" diye tepki geldi. Susurluk raporundaki iddialann ardından Azerbaycan Cumhurbaş- kanı Haydar Aliyev'in yayımladı- ğı birgenelgeyle yönetimi Emper- yal şirketinin elinden alınan Avru- pa Oteli yöneticileriybe "iddialar asılsız" dediler. Türkmenistan'ın Ankara Büyü- kelçisi Nurmuhammct Hanamov Cumhuriyet'in konuya ilişkin so- rulan üzerine medyada Topal'ın Türkmen petrolü ve doğalgaz pro- jelerinde çok yetkili birisi olarak gösterilmek istendiğini belirterek u Bu çok gülünç bir durumdur. Bu alandaTopalhiçbiriş yapmamışbr. TopaL, Türkmen petrolü veya do- ğalgazryla ügili hiçbir zaman hiç- btr ihaieye katumamıştır" dedi. Büyükelçi Hanamov, Susurluk raporunun önceki gün açıklanan Türkmenistan'a ilişkin aynntıh bö- lümüyle ilgili Dışişleri Bakanlı- ğı'ndan bilgi isteyeceğini de söy- ledi. Yaptığı açıklamayla Türkmenis- tan'ın, Türk hükümetinin resmi görüşlerini içeren rapordaki bilgi- leri yalanladığının anımsaülması üzerine Büyükelçi Hanamov. fc Ewt doğru, ama Savm Mesot Yıl- maz. raporun daha önce basında yer alan bölümleriyie ilgili vapağı açıklama>la bizi ranatlatnııştı" ya- nıtını verdi. Hanamov. Topal'ın Türkmenis- tan'daki faaliyetlerine ilişkin şu açıklamayı yaptı: "Grand Türkmen Oteli inşaatı bittikten sonra otelin işletmesi Tu- rizm Bakanlığı taraftndan Topal'a verilmiştir. Onun da nedeni şudur: Topal kredhi geri ödeme>i üstlen- miştir ve 0 kredi geri ödeninceye kadar Grand Türkmen Oteli'nin işletmesinden elde edilecek para- nın tümünün kendisüıe \erilmesi- ni istemiştir. Bunun üzerine ise Tu- rizm Bakanhğı'yla anlaşma yapü- mıştır. Topal da otd işletmcciliğh- lebeiirli bir sevh'ede başanlı obnuş- rur. Diğer Türk şirketlerinüı baş- kaıüanylaeşh şartlarda Topal'a da normal vatandaşlık pasaportu ve- Susıu'luk raporunun Azerbay- can'da yarattığı etküerse sürüyor. Önceki gün Aliyev tarafindan ya- yımlanan bir genelgeyle işletmesi Emperyal şirketinin elinden alınan Avrupa Oteli'nin genel müdürü Rupert Haarhoff, AA muhabirine yaptığı açıklamada, genelgede yer alan "otelde yasadışı işler döndü- ğü" yolundaki iddialan yalanladı. Haarhoff, "Devlet, vergiji bizden yasal olarak abyordu. Yasadışı bir şev varsa göstersinler'" dedi. Otel kumarhanesinde karaparaaklandı- ğı yolundaki iddialann da asılsız olduğunu söyleyen Haarhoff. ote- lin işletmeciliğinin Emperyal'den alınması konusunda şu ana kadar kendilerine resmi bir tebligat iletil- mediğini, karann yerine getiril- mesi için de bir girişimde bulunul- madığım söyledi. çekti. Susurluk raporunda yüklü miktarda eroinle yakalandığı anla- tılan Bucaklar'ın korucubaşısı Adil Akpirinç de suçlamalann hedefi. Kasım 1997'de, 1.5 gram eroinle yakalanan Hakim Altınboğa'nın eroini Akpirinç'ten aldığını söyle- mesi üzerine gözaltına alınan Akpi- rinç bir süre sonra serbest bırakıldı. Akpirinç'in 1980 yılından bu yana geçici köy korucusu olduğu ve Si- verek'te resmi kayıtlara göre çok sayıda uyuşturucu hammaddesi ek- mekten sabıkalı olduğu biliniyor. 13 büyük aşiretin bulunduğu Sive- rek'te resmi bilgilere göre 610 gönüllü köy korucusu- nun 500"ü ve 312 geçici köy korucusunun ise 150'si Bucaklar'ın kontrolünde bulunuyor. Yetkililerin "a- sayişin berkemâl" olduğu- nu belirttiği ilçede 1994'ten bu yana PKK eylemi olma- dığı gözleniyor. Ancak son sayımın geçi- ci sonuçlanna göre 145 bin 615 kişinin bulunduğu ilçe- de Bucak"ın dokunulmaz- lığının kaldınlması günde- me geldikten sonra başla- yan gerginlik ise yerini olaylara bırakmış durumda. MHP ilçe binası, Ziraat Bankası bankamatiğinin bombalanmasından sonra Sedat Bucak'ın kardeşi DYP ilçe Başkanı ve Bele- diye Başkanvekili Ahmet Bucak' ın yakını. kimilerine göre ise koruması olan Cu- ma Rüzgar'ın otomobili patlayıcılarla havaya uçu- ruldu. Bu olaydan bir gün sonra ise yerel birgazetenin bürosu tarandı. l5ört olayı gerçekleştirenlerin izlerine rastlanmazken, otomobili- ne bomba konulan Cuma Rüzgar'ın herhangi bir şi- kâyette bulunmaması ise dikkat çekti. Rapor Avrupa yolunda ANKARA (Cumhurivet Bürosu) - Susur- luk raporunda bahsi geçen bazı faili meçhul cinavetlerin arkasından "devlet'" çıkarken: Günevdoğu'da öldürülen işadamlan ve siya- setçilerin yakınlan da\a açacaklannı bildirdi- ler. Raporun A\ rupa Insan Haklan Mahkeme- si "nde (Al H M) süren bazı davalara kanıt ola- rak sunulacağı öğrenildi. HADEPGenel Baş- kan Yardımcısı OsmanÖzçelik. "Saldınlann arkasında Çi Iler \ar. Çeteler arasında iç çaüş- ma başladı. İş başındaki iyi çete. kötü çete\i kirienmiş bir mendil gibi atı\or" derken eskı DEP Mılletsekıh Sım Sakık "DEP'İ parla- mentodan atan da bu çete\di" dedi. Sa\as"ın hazırladığı raporda "Bölgedekigörevlilerhak- lı olarak PKK'li teröristin canı da malı da dev- lete helaldir görüşündeler" denırken Batı ıl- lerınde de dogudan göç etmış Kürtlenn "özel timin hedefi haline geldiği" belirtıliyor. Beh- çet Cantürk \e Musa Anter'ın öldürülmesi. Ozgür Gündem gazetes.ının bombalanması olavlarında devletin sorumluluğuna dikkat çekilen raporda. "İ'lkenin birliğine. bütünlü- ğüne a> kın e> lem sahipleri agır bir ceza>ı ha- k ermişlerdir. \apılanlarla aramızdaki tek ih- rilaf u\gulamanın şekline \c neticelerine iliş- kindir. Anter'in öldürülmesinin hata olduğu söjlenmektedir" benzerı iiıratlarada >er\e- rildi. Raporda, Bucak aşıretinin "devlet için- de devlet" görüntüsü verdiği vurgulanırken "Yeşirin bölgedeki etkinliklerine de geniş y- cr a>nldı. TBMM Faili Meçhul Cinayetleri Araştırma IComisyonu raporunda da "koru- cu-itirafcı-JtTElVI mensuplanrun kartşOğı ya- sadışı otaylar" aktanlırken 1992-93 yıllann- da faili meçhul cinayet artışına dikkat çekil- mişti. Bu rapora göre 1980'de faili meçhul si- yasi cinayet sayısı 98 iken 1992'de 316. I993'te 314 oldu. Faih meçhul cinayetlerin gerçekleştiğı illerarasında Diyarbakır, Istan- bul. Batman \e Mardin ilk sıraları aldı. TB- MM Susurluk Araştıtma Komısyonu rapo- runda da Yüksekova çetesını ortaşa çıkaran jandarma istihbarat göre\lisi Hüseyin Oğuz'un "Akşam istihbarat örgütleri bize bir liste verirdi, sabahlev in de teü'kçiler bu listele- ri gider vururlardr ıfadesıne yer verilirken "JITEM'in e> lemlerinin taröşmasız olduğu" da\urgulandı. Kutlu Savaş'ın hazırladığı raporla özellik- le Güneydoğudaki "faili meçhurierin "fa- il"len netleşmeye başlarken öldürülen Kürt işadamlan ve siyasetçilerinin aileleri davaaç- ma hazırlığına girdı. DEP Millervekili Meh- met Sincarın eşi Cihan Sincar . Savaş Bul- dan'ın ağabeş 1 Necdet Buldan ile yazar Musa Anter'ın ailesının de\let aleyhıne da\a aça- caklan bildirildi. Y i n e y a r g ı s ı z i n f a z Adana'da polis ev bastı: 3 ölü ADANA (Cumhuriyet Güney tlleri Bürosu) - Adana Terörle Mücadele Şubesi'ne bağlı ekipler, önceden belirlenen bir e\e yaptıklan baskında, DHK.P-C örgütü üyesi olduğu ileri sürülen üç kişiyi öldürdüler. Merkez Yüreğir ilçesi Kiremithane Mahallesi 95. Sokak'ta bulunan bir evedüngece 21.00 sıralannda polis ekiplerince baskın düzenlendi. Polis yetkilileri, baskın sırasında evde bulunanlann "teslim ol çağnlanna uymayarak silahla karşılık verdiklerinL, çıkan çaüşma sonucu üç kişinin öldUrüldüğünü' açıkladılar. Açıklamaya göre, iki kişi olay yerinde yaşamını yitirirken bir kişi de kaldınldığı Adana Devlet Hastanesi'nde öldü. Yetkililer, ölen üç kişinin DHKP-C örgütü üyesi olduğunu ileri sürdüler. Baskın sonrasında basın mensuplan olay yerine yaklaştınlmazken evin içinden görüntü almalanna da uzun süre izin verilmedi. Polis yetkilileri, 'evebubi tuzağı yerleştirilmiş olabileceği' kuşkusunun bulunduğunu, bu nedenle bomba imha ekiplerinin 2.5 saat süreyle araştırma yaptığını söylediler. • Baştarafı 1. Sayfada litikacılar. kamu görevlileri ve aşiret li- derleri şöyle: TansuÇiller: PK.K'yeyardım eden işa- damlarının listesinin elinde olduğunu söyledikten sonra infazlar başladı. llgi çekıcı tasarruflarda bulundu. MİT eskı başkanlanndan NuriGündeş'i Başbakan İstihbarat Başmüşavirliği'negetirdi. Nu- ri Gündeş. Başbakan'ın eşi ile yakın ıliş- kisi sayesinde etkili oldu. Mehmet Ey- mür de aynı kanalı kullandı. Behçet Cantürk'ün öldürülmesiyle Çilier'in açıkladığı 100"e yakın PKK'fi- nansörü işadamının elde olan listesinden bir kişi eksildi. Savaş Buldan. MedetSer- hat Yöş, Metin Can, Vedat Aydın için de PKK bağlantılan nedeniyle aynı husus- largeçerliydi. TurhanGü\en: Dönemin Başbakanlık Teftiş Kurulu Başkanvekili. Başbakan'la irtibat noktası aynı. Başbakan'a sunula- cak onaylan. Başbakan'ın eşine tevdi et- tı. Hatta teftişteki resmi konuttelefon nu- maralannın bile Başbakan'ın eşine ve sekreterine ait olduğu açık bir bilgidir. Mehmet Ağar: Onun döneminde po- lis teşkilatıAbdullahÖcalan'ınyakalan- ması veya öldürülmesi projesini ele aldı. Bu proje. hem teşkılatın prestijini arttı- racak hem de siyaseten çok prim yapa- caktı. Bu amaçla örtülü ödenekten fon aynldı. Bu yönde bir operas\on hazırlı- ğı içinde olan MİT de\Teden çıkanldı. MlT'in Teftiş Kurulu Başkanlığı'na gön- derdiği yazıda. Mehmet Ali Yaprak'ın Mehmet Ağar'a dolayısıyla DYP'ye 500 milyar lira yardımda bulunduğu. konuvii bilen Ibrahim Şahin'in Yaprak'tan 100 milyar lira rüşvet aldığı belirtiliyor. ErtaçTinar: Emniyet'e lsrail'den silah Devlet kendini suçluyor hıbe eden Tinar. 1C Rektöru Bülent Ber- karda ile Metsan adıyla bir şırkette or- taklık kurmuş ve muhtemelen yıne tıbbi cihaz satışında yer ve rol almıştır. Tınar. daha sonra KKTC'nin Cenevre Fahrı Başkonsolosluğu'natalıpolduğunda. re- ferans olarak Ağar'ı göstermiştir. Sağlık Bakanlığf ndan alınan bilgiye göre. tabe- la şirketi olan Hosphro'nun sağlık sek- törü ile ilişkısi 1978 yıllanna kadar git- mektedir. Dr. Mürşit Koryak Astım Has- tanesi 1978-1983 döneminde bu firma- dan müteaddit kere tıbbi cihaz almıştır. Daha sonra bu hastane Koşuyolu Kalp- Damar Cerrahisi Merkezi olunca ilişki- ler. Dr. Koryak'ın başhekim olduğu sü- rece devam etmiştir. Universite hastane- lerinden Hosphro ile ilışki kurmuş olan Akdeniz Üniversitesi de firmadan akci- ğer pompası satın almıştır. Daha sonra- lan firma tngiltere'ye hasta götürmeye başlamıştır. Siyami Ersek Kalp-Damar Cerrahi Merkezi 1988-1992 yıllannda Hosphro ya çeşitli ihaleler vermiştir. Sağlık Bakanhğı'nın tüm ıhalelen araş- tınlmamış. sadece merkezde Ankara'da mevcut kayıtlar bir hekım tarafindan in- celenmiştir. Sağlık sektöründe faaliyette olan Hosphro. 1992 yılından sonra bu sektör- de görünmemekte. Emniyet Genel Mü- dürlüğü kayıtlannda görünmektedir. (Raporda. daha sonra Tinar'ın emniyete hibe ettiği ve kaybolan silahlar olayı an- latıldı.) " MlT'ten alınan bilgiye göre Ertaç Ti- nar. tahbil edemediği 15 milyon dolann peşindedir. Mehmet Evmür: 2. MİTraporunu ha- zırladı. "Veşil'* kod adlı Mahmut Yıldı- nm'la > aptıeı görüşmelerde. Çatlfdan bahsettikleri. Çath'nın Baysa şirketinin yapacağı petrol işi için Hadi Özcan'la görüştüğü. Kocaeli çetesinin lideri Hadı Özcan'ın beledıye başkanını öldürmeye karar verdiği. Emniyet Müdürü Affan Keçeci'nin Hadi Özcan'ın anık teslim ol- ması gerektiğini söylediğini ve karşılık- lı bılgılendirme için sayısız görüşmeler yaptığı bilinmektedir. Mehmet Eymür grubu Mehmet Ali Yaprak'ın kaçırılışında parmak izi bulu- nan Müfit Sement'in kurtarılması için Yaprak grubuyla görüştü ve Sement. MlT'te Eymür'ün telefonuyla Yaprak'ın yetkili adamıyla görüşme yürüttü. Yap- rak çetesinin yetkilisi mütecaviz ve teh- ditkâr bir edayla Eymür'e söz verdikle- rini. polis işi olamayacağını, sözlerini tu- tacaklarını. kendi bölgelerinde sadece kendilerinin hâkim olduğunu belirtir bir tarzda konuştu. Sedat Bucak: Yaprak'ın kaçınldığı her iki olayda da. Bucaklar'ın kontrolünde- ki topraklara gidilmesi. Siverek'in dev- let kontrolünün dışma terk edildiğini or- taya koydu. Bucak aşiretine karşı dev le- tin terörle mücadele anlayışı çerçevesin- de hoşgörülü davranması otonteyi zayıf- lattı. suç işleyen aşiret mensuplanna kar- şı hoşgörülü davranıldı. Kemal Yazıeıoğlu: Topal zanlısı polis- lerin gözaltına alındığını Ankara'ya ha- ber \erince hesap değişmiş. bakanlık ve genel müdürlük polisleri istemiş ve tstan- bul Emniyeti bir dertten kurtulmuştur. Çünkü polisler ahndıktan sonra emniyet müdürü makamına gelmemiş ve gece 22.00'ye kadar bir sorgulama yapılma- mış. müdür muavinleri de odalanndan çıkmamıştır. Gece 22.00'den sonra em- niyet boşaltılmışve ilgilileristirahategit- mişlerdir. Bu saatten sonra bir sorgu olup olmadığını da Yazıeıoğlu bilebilir. Orhan Taşanlar: Istanbul Emniyet Müdürlüğü'ne atanmasının ardından te- levizyonlarda "Buraya kafa koparmaya geldiın'' dediği tarihte. tstanbul'da bazı kirli iş sahiplerinin emniyete götürülüp tartaklanması üzerine Topal önce Sedat Demir'e ulaşmış ve polisteki yeni ekip- le irtibatlanmış olduğu gibi bu defa da çok daha üst seviyede konıculan aramış- tır. Fatura da yükselmiştir. Topal'ın o ta- rihte Taşanlar'a 250 milyar liralık hedi- ye gönderdiği fakat reddedildiği söylen- tisı kendi muhitinde panik yaşanmasına neden oldu. Mehmet Ali Yaprak: Radyo ve tele- vizyonu olan fevkalade güçlü bir çete re- isi. Captagon kaçakçısı. Hidayet ailesi: Uyuşturucuyu. sahibi olduğu seyahat şirketi aracılığıyla taşı- yor. Captagon ve eroin ile asetik anhid- rit ticareti yapıyor. Suriye istihbarat ör- gütü El Muhaberat'la bağlantılı. PKK'ye maddi destekte bulunuyor. Raporda, Hadi Özcan çetesinin Tuğge- neral \eli Küçük. Kocaeli Emniyet Mü- dürü Nihat Camadan ve Affan Keçeci ile bağlantılı olduklanna ilişkin spekü- lasyon ve yorumlar ile Yüksekova Çete- si'nin DYP'li Zeydan aşireti ile bağlan- tılan, bu çeteyle ilişkili olduklan gerek- çesiyle yargılanan Albay Hamdi Poyraz, Yarbay Kanber Oğur ile Binbaşı Meh- met Emin Yurdakul'un bağlantılanna da yer verildi. Raporda, PKK'yi destekleyen Kürt işadamlanna yönelik devletin yok etme uygulamalannm kimin karan olduğu ko- nusu aydınlatılamazken; Milli Güvenlik Kurulu'nun 1993 yılında yaptığı birtop- lantıda kararlaştırdığı öne sürülen, "des- tekçuerine de örgütle yapüan mücadele- ye benzer bir işlem vapılnıası" karannın irdelenmemesi dikkat çekti. Abdullah Çatlı ve ülkücüler konularının çok az yer aldığina işaret edilenraporda.Çat- h'nın teröreylemlerinin gözardı edilme- si ve ülkücü mafyanın irdelenmemesi kuşku yarattı. Raporda, MİT ağırbiçim- de suçlanırken kirli bağlantılann oluştu- ğu dönemde teşkilatın başında bulunan SönmezKöksal'a herhangi bireleştiri yö- neltılmemesi de dikkat çekti. Ağar'dan açıklama Suçlamaların odağmdaki isimlerden Mehmet Ağar, MlT yazısına atfen orta- ya atılan, Yaprak'tan 500 milyar lira se- çim yardımı aldığına ilişkin iddialarla il- gili olarak yaptığı yazılı açıklamada, "Bölümün sonunda MİT takdimi bittik- ten sonra, bu ifadelerin yanhşve olavı baş- ka mecralara çekmek amacında olundu- ğu söylenmektedir. Dolavısryla rapor ken- di yazım tekniği içinde bu iddiayı çürüt- mektedir" dedi. G U N D E M MUSTAFA BALBAY • Baştarafı 1. Sayfada önceki gün akşam saatlerinde tam "gün bitti" demiştik ki yeni bir gün başladı. Raporla ilgili ilk de- ğerlendirmeleri geçen perşembe gecesi özel tele- vizyon kanalına yapan Arena Başbakanı Mesut Yılmaz, sansürlü raporun tam metnini de akşam saatlerinde verince kendi kendimize söylenmeden edemedik: Mesut Bey hiç aydınlıkta iş yapmaz mı? Yazıya "raporlu" başladık. Tıp biliminden esin- lenerek şu benzetmeyi yapabiliriz: Rapor, kanserli olduğunu düşündüğümüz dev- let dokusundan alınan bir dönemin sonucunu ve- riyor. Bu "doku tanısı" gösteriyor ki çete kanseri çok ciddi boyutlara ulaşmış. Konular hiç de "edepli" değil. ama Başbakanlık Teftiş Kurulu Başkanvekili Kutlu Savaş, raporu "edebi" bir dille yazmış. Konulan yer yer ağdalan- dırmış, işin içine duygular-kurgular katmış. Hani "raporname" desek yeridir. Ayrıntılarını öteki sütunlarımızda bulacağınız ra- porun ilk aşamada düşündürdükleri şunlar: -1993 yılı terörle mücadele kalkanı altında yep- yeni bir dönemin başlangıcı olmuş. Bu dönemi en iyi, "Devlet için kurşun sıkan da kurşun yiyen de şereflidir" tümcesi anlatır. - Yine aynı yılla birlikte devleti soymanın yönte- minde temel değişiklik olmuş. Çeteler banka soy- mak için artık silah değil, kravat kullanmaya baş- lamış. - Bu yapı siyaseti hem devre dışı bırakmış hem kullanmış. 1993-96 sürecinde iktidarın bir kanadı- nı oluşturan sosyal demokratlar, bunları hiç göre- mediyse ayıp, görüp bir şey demediyse daha da ayıp... - Devlet-çete ilişkisinde güçler dengesi değiş- miş. Eskiden çetenin devletin içine sızdığı, devle- tin kimi birimlerinin çetelerin denetimine girdiği id- dia edilirdi. Öyle anlaşılıyor ki çetenin gücü devle- ti de kullanacak hale gelmiş. Hükümetler, çetenin halkla ilişkiler daire başkanlığı görünümünü almış. - Sansürlenen bölümleçde daha fazla aynntısı olduğunu sandığımız ulusİararası boyut ise "çefe ihracının" da başlamış olduğunu gösteriyor. - PKK, bir terör örgütüdür. Hangi devlet olursa olsun, teröre boyun eğmeyi kabul etmez, müca- dele eder. Ancak devlet terör örgütünün konumu- na düşmez, düşürülemez. Biz düşürmüşüz... Hukuka karşı bağışıklık... Çengelli iki soru var; - Açıklanmayan bölümler neydi? - Bundan sonra ne olacak? Raporda pek çok faili meçhul cinayetin nasıl'iş- lendiği anlatılryor. Ama, kimi önemli kişilerle ilgili sa- tır bilgi yok. İlk akla gelenler şunlar: Uğur Mumcu, Eşref Bitlis, Bahtiyar Aydın... Bu durum akla ister istemez şu düşünceyi geti- riyor: Acaba faili meşhur cinayetleri ikiye mi ayırdılar; devlet güçleri tarafindan öldürüldüğünün açıklan- masında sakınca olanlar ve olmayanlar... Bundan sonra ne olacak sorusu birinciyle bağ- lantılı. Bu, tanıyı eksik koyup ya da bulgulann tü- münü açıklamayıp tedaviye başlamaya benziyor. Yargı süreciyle ilgili arayışlar birkaç koldan de- vam ediyor. Farklı kesimlerin üzerinde birleştiği du- rum; yargılamanın toplu yapılması. Ama bunun do- ğuracağı hukuki sonuçlarla ilgili tartışmalar da şim- diden başladı. Ne olursa olsun, "özel mahkeme" izlenimini yaratmamak gerekiyor. Dün Çağdaş Hukukçular Derneği Başkanı Ay- dın Erdoğan ve dernek üyeleriyle sohbet edıyo- ruz. "Adil yargılanma hakkı" üzerine konuşurken çarpıcı bir örnek verdiler. Yasalarımıza göre silah- lı çete kurmanın cezası dört yıl, silah bulundurma- nın cezası beş yıl. İşin içine kalem" girince ne olu- yor, onu hiç açmayalım. Adalet Bakanlığı'ndaki kadrolann Oltan Şevket Ağar sentezi olduğunu da unutmamak gerekiyor. Çetin bir süreç... Bu süreçte hukuk devletini ku- ramazsak ne olur? Yazı çok hastalıklı oldu ama, çete hukuka karşı bağışıklık kazanmış olur... Toplumun çetesiz, sevginin sahtesiz olduğu gü- zel bir ülke dileğiyle iyi bayramlar... Cinayet bağlantılı Yurt Haberieri Servisi- Susurluk Raporu'nda DEP Mardin Millervekili Mehmet Sincar ın katillerinden olduğu bildirilen PKK itirafçısı tsmail Yeşihnen'in bir siyasi cinayet ve gasp nedeniyle Diyarbakır E Tipi Cezaevi'nde yattığı belirlendi. Başbakanlık Teftiş Kurulu Başkanı Kutlu Savaş'ın hazırladığı Susurluk Raporu, Güneydoğu'daki faili meçhul siyasal cinayetlerdeki ilginç bir bağlantıyı da ortaya çıkardı. Raporda, DEP Mardin Millervekili Mehmet Sincar'ı, "YeşiT kod adlı Mahmut Yıkunm, PKK itirafçısı Alaattin Kanat ve Mesut Mehmetoğlu'nun öldürdüğü belirtiliyor. Kanat, halen Kınkkale Cezaevi'nde tutuklu bulunurken Mesut Mehmetoğlu'nun nerede olduğu bilinmiyor. Cinayetin bir başka zanlısı olan lsmail Yeşilmen ise gasp ve cinayetten hükümlü. PKK itirafçısı Yeşilmen, geçen yıl Özel Harekât Timi Polisi Hüsevin Bozkuş ile birlikte Diyarbakır kent merkezinde Şeyhmuz Yavuzadlı vatandaşı "PKK milisi" olduğu gerekçesiyle kaçırarak Silvan karayolu üzerinde öldürdüğü gerekçesiyle gözaltına alındı. Yeşilmen bu suçtan dolayı 1997 yılının Eylül ayında Diyarbakır 1. Ağır Ceza Mahkemesi'nde ömür boyu hapis cezasına mahkûm edildi. Polis memuru ise serbest bırakıldı. Itirafçı Yeşilmen aynca 1994 yılında Diyarbakır kent merkezinde işlediği bir gasp suçundan 20 yıl hapis cezasına çarptınlmıştı. lsmail Yeşilmen'in. Mehmet Sincar cinayeti ile ilgili şu ana kadar hiç sorgulanmadığı öğrenildi. Raporda bu cinayeti işleyenler arasında yer almasından sonra Mehmet Sincar" ın yakınlan, Yeşilmen'in yeniden sorgulanması gerektiğini söylediler. Sincar'ın yakınlan, Yeşilmen'in sorgulanması halinde Sincar cinayetinin aydınlatılacağına inanıyorlar.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle