02 Mayıs 2024 Perşembe English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
<TEMMUZ 1997 ÇARŞAMBA CUMHURİYET SAYFA EKONOMI Memur ve işçi emeklilerinin yanı sıra Bağ-Kur emekli aylıklarına da zam yapıldı Memur zammı yürürliikteANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - Ba- "JcnlarKurulu'nunyılınikinci yansı için rrçrnur ve sözleşmeli personelin ücretle- 'pıe yüzde 35 zam öngören kararname- jsi Cumhurbaşkanı Vekıli Mustafa Ka- İenfi taraftndan onaylandı. Kararnamey- le memur maaş, taban aylığı ve yan öde- rrc katsayılan arttınlırken, en düşük me- rnir aylığı 36 milyon 702 bin liraya yük- sedı. İşçi emekli aylıklarında da yüzde 3f artış yapılırken, en düşük emekli aylı- ğı30 milyon 548 bin lira oldu. Bağ-Kur sigortalılannın emekli ayhklanna da ay- nı oranda zam yapıldı.Konuyla ilgili karamame Resmi Gazete'nin dünkü mük- errer sayısında yayımlandı. Cumhurbaşkanlığı Basın Merke- zi'ndenyapılan açıklamada, Cumhurbaş- kanı Vekili Kalemli"nin. l Temmuz 1997 tarihinden geçerli olmak üzere kamu per- soneli ile emeklileri ve sözleşmeli perso- nelin ücretlerinin yüzde 35 oranında art- tınlmasma ilişkin Bakanlar Kurulu kara- nnı onayladığı belirtildi. Kararname ile daha önce 3.315 olan memur maaş katsayısı 4.475'e, 20.450 olan taban aylık katsayısı 28.100'e. 1.100 olan yan ödeme katsayısı da 1.485'e yük- seltildi. 1 temmuzdan geçerli olan yeni düzenlemelerle sözleşmeli ücretleri de yüzde 35 arrtınldı. Buna göre halen 140 milyon lira olan 657 sayılı Devlet Me- murlan Yasası'na tabi sözleşmelilerin ta- van ücreti 189 milyon liraya, 152 milyon lira olan KjT'lerdeki sözleşmelilerin ta- van ücreti de. 205 milyon 200 bin liraya çıkarıldı. Kararnamede. KlT'lerde sözleşmeli olarak çalıştırılan personelin sözleşme ücretlerinin. yeni bır sözleşme yapılması- na gerek olmaksızın yüzde 35 arttınldı- ğı vurgulandı. Başbakanlık yetkilileri. özelleştııme kapsamındaki kuruluşlar ile petrol grubundaki kuruluşlann yeraldığı kapsamdışı sözleşmeliler ve KIT yöne- tim kurulu üyelennin maaş zammı için Yüksek Planlama Kurulu (YPK) karan gerektiğı, bunun da kısa sürede çıkanla- REFAHYOL gurbetçilerle ipleri koparmış rak yürürlüğe sokulacağını kaydettiler. Bazı memurlann yeni zamma göre yak- laşık maaşları şöyle: "Gcnel müdür (1/4) 162 miryon. şube müdûrii (1/4) 80 mihon. memur (9/1) 38 milyon, hizmetli (15/1) 36 milyon, öğret- raen (1/4) 64 mihon. öğretmen (9/1)48 mil- yon. U valisi (1/4) 205 mihon. kaymakam (1/4) 157 mihon. hâkim birinci sınıf (1/4) 200 mihon, hâkim (8/1) 99 mihon, başko- nüser(2/6) 79 mihon. polis memuru (11/1) 58 mihon, uzman doktor(1/4) 106 mihon, hemşire (12/3) 48 mihon, mühendis (1/4) 89 mihon, profesör (1/4) 165 milyon. va- iz (1/4) 60 mihon, avukat (9/3) 71 mihon." MJRTEN YALÇIN Rıfat Serdaroğlu Yurtdışında çalışan işçilerin sorunlan ve bu kişilerle ilgili koordinasyondan sorumlu birimin, REFAHYOL hükümeti zamanında içinin boşaltıldığı ortaya çıktı. Söz konusu yaklaşımın özellikle Almanya'da aktif olan Milli Görüş Teşkilatı'na faaliyet alanı yaratmak amacı taşıdığı belirtildi.Görevlerini devralan bakanlann açıklamalan, REFAHYOL dönemindeki kadrolaşma ve kadro boşaltma işlemleriyle ilgili ipuçları veriyor. Gümrük Müsteşarlığı, Türk Standartlan Enstitüsü Başkanlığı ve yurtdışında çalışan işçilerin sorunlanyla ilgili koordinasyon biriminden sorumlu Devlet Bakanı Rıfat Serdaroğlu Cumhuriyefe yaptığı açıklamada. "REFAHYOL hükümeti zamanında koordinasyon birimi tamarrm la tasfıye edilmiş. Bunun sebebi yurtdışında bazı radikal dernek ve örgütlerin faaliyetlerini kolaylaştırmak. Bunlann başında da bilindiği gibi Milli Görüş Teşkilatı geliyor. Birimin bünyesinde görev yapan büyükelçi düzeyinde kişikr bik dağıtılmış. Görev yapılan mekân başka bir yere taşınmış" dedi. 54. hükümetten önceki dönemlerde pek çok yetişmış uzmanın görev aldığı ve yurtdışında bulunan işçilerin sorunlanyla ilgili koordinasyon işlemlerinin yürütüldüğü birimin, şu anda hıçbir işlevinin olmadığını belirten Serdaroğlu şunlan söyledi: "Ük etapta bu birimi gerek elemanlanyla gerekse binasıyla işler hale getireceğiz. Daha önceki hükümetler zamanında çok iyi işleyen bir bölümken. 54. hükümet zamanında uzmanlann adeta dağırılarak. birimin içinin boşaltümasını üzüntüyle karşüadık" dedi. Koıııbassaırm itirazına ret ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - Kayıt dışı para transfer ettiği ve izinsiz hal- ka arz yaptığı için banka he- saplanna tedbir konulan Kombassan Holding'inted- birin kaldınlması istemiyle yaptığı itiraz reddedildi. Kombassan'ın kayıt dışı or- taklanna yasal güvence sağ- lamak için harekete geçen Sermaye Piyasası Kuru- lu'nun (SPK) önceki gün yayımlanan talimatında da holdingin. ortaklanna sabit bir oranda getiri vaat ede- meyeceği, ortaklann serma- ye paylanyla orantılı olarak kâr payı elde edeceği belir- tildi. Kombassan. SPK'nin ba^yurusuyla hesaplan üze- rinde ihtiyati tedbir karan alan Ankara 4. Ticaret Mah- kemesi'ne, tedbirin kaldınl- ması için itiraz etti. Kom- bassan'ın avukatlan, SPK'- nin, 17 hazirandaki ihtiyati tedbir karanndan sonra 10 günlük yasal süre içinde e- • SPK 4 temmuzda karara bağladığı ve önceki günkü bülteninde yayımlanan talimatında, Kombassan'ın ortaklanna sabit bir getiri güvencesi veremeyeceğini ve kayda alınan ortaklann sermaye paylanyla orantılı olarak kâr payı alacaklannı kesinleştirdi. CHP soru önergesi verdi Banka hesaplanna tedbir konulan Kombassan Holding'in tedbirin kaldınlması istemiyle yaptığı itiraz reddedilirken, CHPKonya Millervekili Nezir Büyükcengiz de. Maliye Bakanı Zekerhe Temizel'in yanıtlaması istemiyle TBMM Başkanlığı'na verdiği soru önergesinde Kombassan hakkında uygulanan işlemleri sordu. Büyükcengiz, Kombassan'a bağh 30 şirketin w Iaikdevlete vergi vermekcaiz degildir 7 " görüşüyle bilançolarında zarar gösterdiklerini savundu. sas hakkında dava açması gerektiğini, dava açılmadı- ğı için tedbir karannın ken- diliğinden kalktığını ileri sürdüler. 30 haziranda 5. lcra Müdürlüğü'ne tedbirin fiilen kaldınlması için baş- vuran Kombassan, 5. tcra Müdürlüğü'nün tedbiri kal- dırmaması üzerine mahke- meye şikâyette bulundu. SPK'nin avukatlan ise, he- nüz bankalardan eerekli aştıklannı ve yasaya aykın karar verdiklerini ileri sür- düğü yargıçlar hakkında tazminaj davası açacaklarj-. belgelerin gelmediğini. ya- sanın bu gibi durumlar için 3 aylık dava açmasüresi ta- nıdığını belirterek itirazın, reddini istediler. Daha son-'-'-ift söylfcdi ra karahnı açıklayan rhah- ^_ Tedbir karaffrfrh keme. 5. lcra Müdürlü- ması : -'~ v ' J ğü'nün uygulamasının ye- rinde olduğunu belirterek. Kombassan'ın itirazını oy- birliği ile reddetti. Kombassan'ın avukatı Hamdi Canoi vetkilerini a aynca dava açacaklannı belirten Canevi. SPK'yi de mahke- meye vereceklerini açıkladı. SPK'nin avukatı AynurKo- nurd ise. Kombassan alev- hinde esas hakkındaki dava- yı 17 eylüle kadar açacak- lannı söyledi. SPK. Kom- bassan'ın, ortaklanna belli bir getiri güvencesi vereme- yeceğini bildirdi. Kayıt dışı ortaklanna dö- viz üzennden yüzde 20-30 oranlannda getiri vaat etti- ğine dikkat çekilen Kom- bassan'tn yeni bir "banker skandah'na yol açabileceği kaygısı ortaya çıkmıştı. Kayıt dışı olmalan nede- niyle ortaklann hiçbir gü- vencesinin olmaması. piya- sadaortalama yüzde 6-8 dü- zeyinde getiri sağlayan dö- vize yüzde 20-30 getiri vaat eden Kombassan'ın işlem- lerinin sıkı bir denetime alınmasına yol açtı. SPK 4 temmuzda karara bağladığı ve önceki günkü bülteninde yayımlanan talimatında. Kombassan'ın ortaklanna sabit bir getiri güvencesi ve- remeyeceğini ve kayda alı- nan ortaklann sermaye pay- lanyla orantılı olarak kâr pa- yı alacaklannı kesinleştirdi. ÇİFTÇİNİN DOSTU SADULLAH Erbakan-Çiller ortaklığı ve onlann oyununa gelen bazı ga- zeteler, buğday taban fiyatları açıklandığı zaman öylesine bir hava yarattılar ki, şimdi hemen herkes buğday tarialarına gök- ten para yağdığını ve çiftçinin deyüz milyonlarca, milyarlarca lira kazandığını sanıyor... Hal- buki, ne Erbakan-Çiller ortaklı- ğının ne de bazı gazetelerin ver- meye çalıştığı bu havanın ger- çeklerle uzaktan yakından ilgi- si yok... Tam tersine 16 yıldan beri buğday üreticisini soyan soyana... Gene tam 16 yıldan beri buğdaya verilen taban fı- yatlar da giderek düşüyor... Ni- tekim, bu yıl da taban fiyat son derece düşük... Daha da acısı, üreticinin cebine giren para ta- ban fiyatının da çok altında... Hükümetlerin geliştirdiği bazı uygulamalarla, taban fiyatların bir kısmı özel sektörün kasala- rına aktarılıyor!.. Hükümetin ekmeklik buğday için verdiği fiyat 33 bin lira. Ya- pılan ciddi hesaplara göre ise bir kilo buğdayın maliyeti 35 ile 37 bin lira arasında. Nitekim, bu maliyet hesabını bilen çiftçiler de buğdaya 40 bin liranın üs- tünde taban fiyat önermişler- di... Ancak, buna rağmen bazı gazetelerin buğdaya verilen 33 bin lira fiyatı yüksek bulması hayret vericidir. Hatta, bazı ya- zarlanmızın 33 bin lira gibi ma- liyetin çok altında bir fiyatı "se- çim yatınmı" olarak değerlen- dirmesi çiftçileri hem üzmüş hem de kızdırmıştır. Çiftçiler ve onlann örgütleri. Erbakan ve Çiller'in açıkladıkla- rı düşük taban fiyatını, büyük bir paraymış gibi göstermeye çalışmasını siyasetin bir gereği gibi görmeye çalışıyorlar ama, gazetelerin de bu oyuna gel- melerine bir anlam veremiyor- tar. Hatta, hükümete karşı gö- züken gazetelerde bile bu yalan yanlış haberlerin çıkması ger- çekten şaşkınlık yaratıyor... Bu tür haber ve yorumlar çiftçilerin düzenledikleri toplantılarda protesto edildiği halde, değişen bir şey olmuyor. Aynı yanlışlar devam edip gidiyor!.. Gazeteler, çaya verilen 50 bin lirayı, pancara verilen 11 bin li- Çiftçiye Haksızlık Ediliyor rayı çok buldukları gerekçesi ile eleştirdiler. Çiftçiler ise bu ra- kamları çok düşük buldukları için karşı çıktılar ve isyan ettiler. Ancak hükümetin ilan ettiği ta- ban fiyatları gazetelerin benim- semesi çiftçileri mahkûm etti ve seslerinin çıkmalannı engelledi. Halbuki daha önceden alım fi- yatı 50 bin lira olarak ilan edilen bir kilo çayın maliyetinin 62 bin liraya, pancarın maliyetinin ise 15 ile 16 bin liraya ulaşacağı he- yor... Başbakanlar, bakanlar ve si- yasetçiler Meclis kürsülerinden yıllarca açlıktan, göçten yakın- dılar. Hükümetleri eleştirdiler... Gazeteler Türkiye'de yaşanan açlığı Türk kamuoyuna fotoğ- rafları ile birlikte sundular... Te- levizyonlarda aç ve işsiz insan- larımızın çilesi çeşitli program- larda gösterildi. Ancak. ne ya- zık ki bu programlar sanki he- pimizin suçu imiş gibi anlatıl- saplanmıştı. Şimdi çay üretici- leri perişan... Özel sektörün oyuncağı haline geldiler. Pan- car üreticilerinin akıbeti de on- lardan pek farklı olmayacak... Gazetelerin bir yanlış bilgilen- dirmesi daha var. Örneğin, hü- kümetin buğday üreticisi için önce 70 trilyon lira aradığı ya- zıldı. Daha sonra bu rakam 130 trilyon liraya ve hatta 170 trilyon liraya kadar çıktı. Bu yayınlarda öylesine ifadeler kullanıldı ki, hemen hemen herkes bu 170 trilyon liranın çiftçinin kesesine ödül gibi konacağını sandı... 1980 yılından sonra işbaşına gelen hükümetlerin ve bazı ga- zetelerin gelenekselleşen bu yanlış tutumları bugüne kadar Türk ekonomisine pahalıya mal oldu. Örneğin, tarımının ve hay- vancılığının çöküş nedenlerinin başında yanlış fiyat politikaları geliyor. Aynca, Batılı ülkelerde devlet, tarıma büyük önem ve destek verirken, Türk devleti- nin kendi çiftçisini destekle- mekten kaçınması ve hatta köstek olması ülkemizde gelir dengelerini altüst ediyor ve bel- li bir kesimin zaman içinde iş- siz ve aç kalmasına neden olu- dı... Veya sanki birkadermiş gi- bi sunuldu... Aslında 70 milyona yakın nü- fusumuzun en azından 25 mil- yonu aç... 25 milyonu da yarı aç, yan tok... Açlık sadece Gü- neydoğu'da da değil.. Türki- ye'nin Akdeniz, Ege, Marmara, Karadeniz ve OrtaAnadolu böl- gelerinde de aç insanlarımız var.. Açlıktan ve bakımsızlıktan ölenlerin sayısı da az sayılmaz... Türkiye'de büyük bir göç ya- şanıyor. Aç ve işsiz insanlarımız yatağını yorganını kaptığı gibi en yakın kente koşuyor. Bu ara- da istanbul, Ankara, izmir, Ada- na, Samsun, Mersin, Antal- ya'ya adeta hücum var... Cad- de ve sokaklar insan seli... Her taraf talihsiz insanlarla dolu... Ancak, televizyon ve gazete- lerin sunduğu gibi bu acıklı so- nuçtan hepimiz sorumlu deği- liz. Bu kadar kötü koşullar ken- diliğınden.oluşuvermedi... 1980 yılına kadar Türkiye'de her şey mükemmel değildi. Eksikleri- miz elbette çoktu... Ama, sü- rekli olarak her konuda gelişi- yorduk... Refah da bir ölçüde Türkiye'yeyayılıyordu... Çiftçi- yi, memuru, işçiyi, emekliyi, kü- çük esnafı koruyacak kuruluş- lar gelişiyor ve güçleniyordu... 12 Eylül 1980 darbesinden sonra gelen asker ve sivil yöne- timler döneminde bu gelişme- ler tamamen durdu. Sadece durmakla da kalmadı, gerile- meye başladı... Türk milleti ta- nm ve hayvancılıktaki gerileme- yi yaşayarak gördü... Öenizleri- miz kurutuldu, Norveç'ten ge- len donmuş balıklan yedik... 87 milyon baş hayvanımız tüketil- di, Avrupa'nın kokmuş etlerine kaldık... Biraraingiltere'ninde- li danalanyla karnımızı doyur- duk. Buğday üretimimtz ve şeker üretimimizazaldı, zehirli şeker- leri ve sağlıksız buğdayları kul- lanmak zorunda kaldık... Yüz- lerce trilyon liramızı yabancı ül- kelere adeta armağan ettik... Kendi üreticimizi bu yüzden se- falete sürükledik. Milyonlarca üretici hâlâ parasız ve aç... Ban- kalara ve tefecilere olan borç- lannın faizleri her gün biraz da- ha artıyor ve ödeme gücünü aşıyor... Eğer, 1980 yılından sonra darbe ile gelen asker ve sivil yö- netimler halktan yana olsaydı.. bu sefalet manzarası ortaya çıkmazdı... Türkiye'yi bu hale getirenler arasında Turgut Ozal'ın öğrencileri de var... Şu anda destekle de olsa iktidar- dalar... Uzun süre iktidarda kal- dıkları takdirde, yapacakları, yaptıklarından farksız olacak- tır... 10 ay veya bir yıl hükümette kalacaklarsa hiçbir iş yapma- maları mümkün degildir. A- ma, yaptıkları her iş çiftçi, işçi, memur ve emeklinin aleyhine olacaktır... Şimdi sınav dönemi başladı... Hükümet ortağı partiler panca- ra verilen 11 bin lirayı, çaya ve- rilen 50 bin lirayı muhalefettey- ken az bularak eleştirmişlerdi. Bakalım şimdi kendileri ne ka- dar fark verecekier? Buğday taban fiyatlarını dü- şük bulmuşlardı. Şimdi çiftçiler yeni hükümetin vereceği farkı merakla bekliyorlar... Hükümet iktidarda kalma süresini uzattıkça bu acı ger- çeklerin muhatabı olacaktır... Denizbank satışına iptal davası Ekonomi Servisi- Denizbank'ın satışı ve Özelleştırme Yüksek Kurulu'nun Türkiye Denizcilik lşlermeleri'ne aıt 8 limanın işletme haklannın 30 yıllığına devrine ilişkin karan için Ankara Idare Mahkemesi'ne iptal davası açıldı. BDP'den alınan bilgiye göre Denizbank'ın blok olarak satışına ilişkin dava Kamu İşletmeciliğini Geliştirme Merkezi Vakfı. TDİ'nin 8 limanının özelleştirilmesine ilişkin karar için ise Liman-lş Sendikası dava açtı. Denizbank için açılan iptal davasında. Banka'nın Etibank'tan bölünmeden özelleştirme kapsamına alınması. limanlar içinde özelleştirme işleminin anayasaya aykın hükümlerle yapılması gerekçe gösterildi. KİGEM yetkilileri, kısa bir süre önce Hopa Lımanı'nın işletme hakkı devrinin iptali için açılan dav ada vürütmeyi durdurma karan alındığını, bu davalarda da benzeri bir sonucun alınmasını beklediklerini dıle getirdiler. İşçi emeklilerine de yüzde 35 tşçi emeklilerinin ayhkla- nna da l temmuzdan geçer- li olmak üzere yüzde 35 ora- nında artış gerçekleştirildi. Söz konusu artış. maaş kat- sayısındaki yükselmenin yanı sıra gösterge tablosun- da yapılan yeni düzenleme- lerle sağlandı. Hazırlanan kararnamede. işçi emeklile- nnin aylıklannın hesabında esas alınan katsayı3315'ten 4475'e yükselirken. emekli aylığı göstergelerine de 525'şer puan eklendi. En düşük gösterge 7730'dan 8255'e. en yüksek aösterge ise 13385'ten 139 fû'a çık- tı. Yeni katsayı ve gösterge rakamlannagöre, en düşük emekli aylığı yüzde 70 bağ- lama oranına göre 22 mil- yon 627 bin 465 liradan 30 milyon 548 bin 788 liraya yükseldi. En yüksek emekli aylığı da. yüzde 70 bağlama oranına göre. 35 milyon 749 bin 893 liradan. 48 milyon 263 bin liraya çıktı. Tavan göstergesinın yük- selmesi nedeniyle. 44 mil- yon 371 bin 275 olan sigor- ta prim tavanı da 17 milyon 875 bin 975 lira artacak. Bu- na göre, sigortalılann ücret- lerinin 62 milyon 247 bin 250 liraya kadar olan bölü- münden sigorta SSK primi kesilecek. Memur ve işçi emeklile- rinin yanı sıra Bağ-Kur si- gortalılannın emekli aylık- larına da aynı oranda zam yapıldı. Bağ-Kur sigortalı- lannın 1-12'ncibasamakla- ra karşılık gelen göstergele- rine 650 puan, 13-24'üncü basamaklanna karşılık ge- len göstergelerine de 500 puan eklendi. Buna göre, en düşük gösterge 2730'dan 3380'e. en üst cösterge ise 19610'dan 201 îb'a yüksel- di. Bağ-Kur'luların maaşla- nnın hesabında esas alınan katsayı da 3315'ten 4475'e çıktı. Yeni düzenleme sonu- cunda. sosyal yardım zam- mıyla birlikte 12 milyon 184 bin lira olan asgari Bağ- Kur emekli aylığı 16 milyon 437 bin liraya. 20 milvon 237 bin lira olan ortalama Bağ-Kur emekli aylığı 27 milyon 307 bin liraya. 50 milyon lira olan en yüksek emekli aylığı da 67 milyon 494 bin liraya çıktı. BENCE İZZETTİN ÖrVDER Özelleştirme Karşıtı Platform 5 temmuz cumartesi günü, Ankara'da çok anlamlı bir gırişimin ilk adımı atıldı; Özelleştirme Karşıtı Plat- form'un ilk toplantısı yapıldı. 44 emekçı ve demokra- tik kitle örgütünün oluşturduğu platform. özelleştırme- ye karşı başkaldırışınçokönemli birayağını oluştura- caktır. KİGEM gibi, Özelleştirme Karşıtı Platform da bundan böyle yoğun bir mücadele içinde olarak, emekçilere sermaye dışı kesimlere ve hatta insanlık dokusuna karşı yürütülen özelleştirme operasyonunu geri püskürtmeyi amaçlamaktadır. Özelleştirmeye karşı kurulan örgütler çoğaldıkça hem mücadele cephesi genişletilecek. hem de mü- cadele kanal ve araçları çeşitlendırılecektir. Özelleş- tirme olgusunu derinliğine anlamak, böylece oluştu- rulan bilgileri toplumla paylaşmak ve toplumun çeşit- li kesimlerini böyle bir mücadele için örgütlemek hem zaman hem de enerji isteyen çok yönlü bir çabayı ge- rektirmektedir. Bu nedenle, özelleştirme karşıtı geliş- tirilen örgütler hem sayıca çok hem de işlevce çeşitli olmak durumundadır. • • • Bundan böyle toplumda bu tıp örgütlenmelerin hem çoğalacağını hem de bunlann seslerinin çok daha tok çıkacağını düşünmek için elimizde çok önemli neden- ler vardır. Bir defa, özelleştirme müteahhitleri (!), sıs- temden sağladıkları avantajları gerçekten hak edecek bır çaba ile ve maalesef, tarihin ileriki aşamalarında yüzlerinin kızaracağını hiç düşünmeaen. yazılı ve gö- rüntülü medyada rollerini başarı ile yürüttüler. Dolayı- sıyla, toplumu da maalesef, bir noktaya taşıdılar. Fa- kat yalancının mumu misali, özelleştirmeler yapıldık- ça gerçek ortaya çıktı. Görüldü ki, özelleştirme, söy- lendiği gibi. sermayenin tabana yayılması, rekabetin sağlanarak verimliliğin arttırılması vb. gibi aldatıcı am- balaı söylemleri için değıl, hatta kamu bütçesine kay- nak sağlamak ıçın dahı değıl, fakat çok daha derınde başka bir amaç için yapılmaktadır. Özelleştirmedeki asıl amaç, özel sermaye kesımıne aktarım yaparak, sadece ıktisat alanında değil, fakat hukuk ve siyaset alanlarında da sermayeyi mutlak hâkim kılmaktır. Böy- lece sermaye. piyasada fiyatı belırlenen bir tür uretim faktörü olmaktan kurtulup, toplumların ve ınsanlığın mutlak hâkımı konumuna geçecektir. lleridekı yazılar- da bu temel amacı daha da açacağımı belirterek, bu- rada sadece Türk yargı organlannca verilmiş olan ke- sin karartann dahı uygulanamaz bir konuma gelinmış olduğunu vurgulamakla yetıniyorum. Halkın bu konuda uyanmasını sağlayan ıkinci bır ne- den de şimdıye dek Batı'ya çatan Refahın da bu me- kanizmaya ne denli şuursuzca sanlmış olduğunun gö- rülmüş olmasıdır. Hatta yeni hükümetin de bu konu- dakı ilk beyanları endişe vericidir. Anlaşılmaktadır kı, ülke mal ve kaynaklannm tek sahibi sadece bılinçli halk ve örgütlerdir. Toplumsal kaynaklar üzerinde serma- yenin veyabancıların çıkartarını bu denli gözeterek, ül- keye ve halkına böylesıne zarar verebılen siyasiler ve yandaşlar mevcutken, ABD'nın veya diğer ülkelerin özel ajan tutmalanna fazla bir zorunluluk olmasa ge- rek! Emekçi örgütlerinın ve kitle demokratik örgütlennin özelleştirme konusunda bu derece duyarlı olmaları ve harekete geçmelerinın bir nedeni de bu konuda Tür- kiye'nin çok ciddi birdönemece girmiş olmasıdır. Şim- diye dek bazı yem fabrikaları ya da eski birtakım fab- nka veya kuruluşlar elden çıkartılmış olduğu halde, bundan sonra yeraltı kaynakları, enerji santralları, ha- berleşme ağı, PETKİM, THY vb. gibi fevkalade stra- tejık ve kârlı kuruluşlar sıradadır. Bu duruma sadece iş güvenliğı açısından emekçi örgütlerinın değil, fakat tüm yurtseverlerin karşı çıkması gerekmektedır. ••• Tasanandığı ve planlandığı biçimi ile öngörülen özel- leştirme, ilk algılandığı ve çıkar çevrelerinin topluma sunduğu gibi, teknik bir araç degildir. Özelleştirme, çok boyutlu ve ciddi bir ideolojik dönüşümdür. Bu dönüşümde gözlemlenen, sermayenin emeğe sal- dırısı, sürecin ilk aşamasında görüntü veren ve bu nedenle çıplak biçımde algılanabilen boyutudur. Oy- sa bu tarihsel dönüşümün özünde. sadece emeğin değil, fakat insanın köleleştirilmesi felsefesi yatmak- tadır. Özelleştirme Karşıtı Platform, bu açıdan, sadece Türkiye'ye değil, fakat tüm insanlığa çok büyük ve o- lası bir felaketi önleyici bir hizmete adaydır. insan hay- siyeti taşıyan gerçek anlamda her bıreyin bu hizmet yolculuğunda yerıni alacağını düşünüyorum. Gelecek hafta, özelleştirme dönüşümünün ser- maye-ınsan ilişkisi bağlamında felsefik boyutunu tar- tışmamız dileği ile. DUYURU Ürünlerimizin perakende sahş fiyatları 9 Temmuz 1 997 Çarşamba gününden itibaren aşağıdaki gibi belirlenmiştir: VVinston
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle