02 Mayıs 2024 Perşembe English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
Cumhuriyet tmtivaz Sahibi: Berin Nadi Genel Yayın Yonetmenı Orhan Erinç 0 Genel Yayın Koordınatorü Hikmet Çetinka>a# Yazıı^lerı Mudurlerı IbrahimVıldı/. Dinç Ta\anç (Sorumlu) 9 Haber Merkezı Müdurü. Hakan Kara 9 Görsel Yonetmen: Fikret Eser Dın Haberler Şinasi Danışoj>lu # Istıhbarat CengizV'üdınm 9 Kullur Handan Şenköken 9 Spor Abdülkadir Viicelnıan 9 Makaleler Sami Karaören 9 Duzeltme Abdullah Yancı 9 Fotoğraf. Erdoğan Köseoğlu 9 Bılgı-Belge Edibe Buğra 9 Yun Haberlen Mchmet Faraç Yayın Kurulu İlhanSelçuk(Ba4kan>. Orhan Erinç. Okta> Kurtböke. Hikmet Çetinkı> a, Şükran Soner. Ergun BakLDinç Ta>anç, tbrahim ^ ıldız. Orhan Bursalı. Mııstafa Balba>. Hakan Kara. Ankara Temsılcısı M ustafa Balbay 9 Haber Müdunı Doğan Akın Atatürk BuKan No 125. Kat 4. BakanlıkJar-Ankara Tel 4195020 (7 hat), Faks 4195027 9 tzmır Temsılcısı Serdar Kmk, H Zı\aBh 1352 S 2 3 Tel. 4411220. Faks 4419117 • Adana Temsılcısı: Çetin Yiğenoğlu, Inönü Cd. 119 S No 1 ICat:l.Tel 363 12 11. Faks: 363 12 15 Koontmator Ahroet Korulsan 9 Muhasebe Bülent Yener 9 Idare HûsejinGürer91^1etme' ÖnderÇefik9Bılgı-Ulem Nail lnal 9 Bılgısayar Sıstem. Mürü\et Çiler MEDYA C: • Yönetım Kurulu Başkanı - Genel Mudur Gülbin Erduran 9 Koordınator Reha Işıtman • Genel Mudur Yardımcısr Mine Akdağ Tel 514 (T 53 - 5139580-513*460-61.Faks 5138463 YavımlayaD ve Basan: Yenı Gun Haber Aıansı. Basın se Ya\mcılık A Ş TurkocaâıCad 39 41 Cağaloğh, 34334 lstPK 246 Istanbul Td (0 212) 512 05 05 (20 hatl Faks (0 2121513 85 95 9TEMMUZ1997 İmsak: 3.35 Güneş: 5.33 Öğle. 13.16 Ikındi: 17.14 Akşam: 20.45 Yatsı: 22.35 Israil'de okullu modacılap • Haber Merkezi- lsrail'de Shankar Tasanm Okulu'ndan mezun 33 modacı. gıysilerinı sergiledi. Tel Aviv'de yapılan gösteride izleyıcilerin en çok ilgi gösterdiğı elbise, Elle Briteman'ın tasarladığı 'yılan derisi' giysi oldu. TGS'nin 45. yıldönümü • İstanbul Haber Servisi - Türkiye Gazeteciler Sendıkası (TGS), kuruluşunun45. yıldönümünü. düzenleyeceğı •'Demokrasi ve Basın" paneliyle kutlayacak. Panel. yann Türkiye Gazeteciler Cemiyeti Burhan Felek Konferans Salonu'nda yapılacak. TGS Genel Başkanı Ziya Sonay'ın açılış konuşmasını yapacağı paneli. gazetemiz Genel Yayın Yönetmeni Orhan Erinç yönetecek. Panele. TGC Genel Başkanı Naıl Gürelı, Ankara Gazeteciler Cemiyeti Başkanı Nazmi Bilgin, Dünya Gazetesi Sahibi Nezih Demirkent ve gazetemiz yazan llhan Selçuk konuşmacı olarak katılacak. Sağlıklı yaşam yüpüyüşüne tepki • İstanbul Haber Servisi - Florance Nıghtıngale Hastanesi'nin Boğaz Köprüsü'nde düzenlediği "Sağlıklı Yaşam Yürüyüşü"nde bir kişinin ölmesi tepkiye neden oldu. Türk Tabipleri Birliği (TTB) Başkanı Füsun Sayek. sıcaklığın 35 dereceyi bulduğu bir saatte böyle bir yürüyüşün yapılmasının yanlış olduğunu belirterek '"Türkiye "de yaşam. mizahın önüne geçti. Artık kara mizah gibi olaylar oluyor" dedi. Karikatüriste hapis cezası • İstanbul Haber Servisi - Emek gazetesinde çizdiği karikatür nedenıyle Ertan Aydın'a 11 ay 20 gün hapıs cezası verildi. İstanbul 2. Ağır Ceza Mahkemesi'ndeki duruşmada "Devlet çetesi- ordu bağlantısı iddialanna Genelkurmay'dan yazılı tepkı" adlı kankatüründe "yayın yoluvla devletin askeri kuvvetlerini tahkir ve tezyif etmek" suçundan yargılanan Ertan Aydın'a. önceden aynı suçu işlemesi nedeniyle 11 ay 20 gün ağır hapis cezası, gazete sorumlusu Ahmet Ergin"e ise 1 milyon 500 bin lira para cezası verildi. Yurttaşlara sıcak uyarısı • İstanbul Haber Servisi - İstanbul Sağlık Müdürü Uzman Dr. Tolga Evren. artan hava sıcaklıklannın neden olabileceği sağlık ve çevre sorunlan hakkında yurttaşlan uyardı. Tolga Evren, halkın açıkta satılan yiyecek ve içeceklere rağbet etmemesini: özellikle tüm gıda maddesi satışı yapan yerlerde, soğutucularda ve kapalı dolaplarda saklanmayan dayanıksız yiyecek maddeleri ve içecekleri kullanmamasını ıstedi. Her 4 kişiden biri göç ediyor; en çok göç veren il Tunceli, en az göç verenler Şırnak ve Antalya Türldye göç yorgunu• Göçün getirdiği sosyal sorunlann başında. kentle bütünleşememe olgusu geliyor. Büyük kentlere gelenler, ayakta kalabilmek için taşradaki geçerli ilişki biçimi olan "himaye düzenini" benimsiyorlar. Bu da süreç içinde, bağnazlık ve düşmanlığı körükJüyor. mafya ilişkilerine ortam hazırlıyor. Bölgelere göre göç durumu Bölge Karadenız D.Karadenız DoğaA.B. lç Anadolu Gûneydoğu Marmara Ege Akdeniz Türkiye Ddoğumlu sayısı 10.737.442 3.808.092 9.119.891 8.978.301 5.272.434 8.2P.110 6.542.828 6.467.802 55.335.808 Doğduğu üdc >aşayanlar 7.267.518 1.966.501 5.913.712 ' 6.895.581 4.129.616 6.487.577 5.495.069 5.527.621 41.716.694 Göçenler 3.469.924 1.841.591 3.206.179 2.082.720 1.142.818 1.729.533 1.047.759 940.181 13.619.1 U Göçen oran 3Z31 48.35 35.15 23.19 21.67 21 04 16.01 14.53 24.61 AHMET ŞEFIK TRABZON- Türkiye Odalar ve BorsalarBirliğfnın(TOBB) 1990 nüfus \erileri üzerine yaptığı bir araştırma. Türkiye"de her 4 kışıden bırinın doğduğu kentten bir başka kente göç ettiğıni ortaya koydu. Araştırmada. Doğu Anadolu do- ğumlulann yüzde 35'ı, Karadeniz doğumlulann yüzde 32"sı başka ıl- lerde yaşarken, Doğu Karadenız il- lerinde doğanlann yüzde 48"inin de başka kentlere göçtüğü belır- lendi. TOBB tarafından hazırlanan. "tl Doğumlular. Doğduklan İlkr- de Yaşajanlar ya da Göçenler"e ilışkın araştırma, Türkiye "dekı nü- fiıs hareketliliği ve bundan kaynak- lanan sosyal sorunlarla ilgili çarpı- cı verileri ortaya çıkardı. Araştırmada. göçün en yoğun yaşandığı ilin Tunceli olduğu be- İırlendi. Nüftıs cüzdanında dogum yeri Tunceli yazan 253 bin 271 kı- şi bulunmasına karşın, Tunceli'de yaşayan Tuncelililerin sayısı sade- ce 118 bin 356... Hem sayısal hem de oransal ola- rak göç kervanının öncülüğünü Sıvas \e Kars yapıyor. Türkiye "de- ki 1 milyon 268 bin 411 Sıvaslıdan 571 bin767'si. 1 milyon 107bın373 K-arshdan da 500 bin 299'u "gur- bette" yaşıyor. Göç genellikle gelişmişlik dü- zeyinin düşük olduğu illerde yo- ğunluk kazanırken bunun tam ter- si örneklere de rastlanıyor. 253 bm 897 Şırnakhnın yüzde 91.55'inı oluşturan 232 bin 447 kişi doğdu- ğu kentte yaşıyor.Şımak'tan sonra toprağına en bağlı olanlar Antalya- hlar. 894 bin 398 Antalyalıdan 810 bin 941 'i doğduğu ilde yaşıyor. Göçün getirdiği sosyal sorunla- nn da yorumlandığı araştırmada. göç edenlerin büyük kentle bütün- leşmelerinın zaman aldığına dikkat çekilıyor. Yapılan }oruma göre. bü- tünleşmeden kaçanlar, hemşerile- nnı bularak kaynaşırken. dığerle- nnden ızole oluyorlar. Bü>aik kent- lere gelenler. ayakta kalabilmek içın taşradaki geçerli ilişki biçimi olan ~himayedüzenini" benimsiyor- lar. Öncelen. aıle-hemşerilık ilişki- sı düzeyındeki hımayecilik gide- rek yerini siyasi partilerin taraftar- lannın hımayesi biçimıne dönüşü- yor. Bu ilişki ıle sağlanan iş, gece- kondu gibi "nimetierin" sonuna gelinince sırayı dinsel tarikat ve topluluk himayesı alıyor. Bu tip hi- mayecilik düzenlerinin. göçüp ge- lenlerde içe kapanmalan. yaban- cılaşhrmalan arttırdığının vurgulan- dığı yorumda. bu durumun bağ- nazlığı, hoşgörüsüzlüğü, düşman- lığı körüklediği, mafyacılığa ça- nak tuttuğu savunuluyor. Sojourner adlı robotun (solda) elde ettiği veriler ve fotoğraflar, gezegenin kızıl renginin topraktaki yüksek orandaki demiroksitten kaynaklandığını ortaya koydu. (REUTERS) Mars 'ın yüzeyi hızlapaslanıyorDış Haberler Servisi - Sojourner adlı ro- botun kızıl gezegen Mars'tan yolladığı fo- toğraflar dünyadaki milyonlarca insan tara- findan ilgiyle ızlenırken bilim adamlan el- de ettikleri bulgulardan gezegenin sırnnı çözmeye çalışıyor. Bilım adamı JamesBefl. gönderilen fotoğ- raflann Mars'm yüzeyinin hızla "paslandı- ğmı" gösterdigini açıkladı. Mars'ın toprağın- da yüksek oranda demiroksıt bulunması ge- zegene bılinen kızıl rengini venyor. Araştırma ekıbinden Michael Malin. Mars'ta 1 ile 3 milyar yıl önce büyük sel olay- lannın yaşandığına dair bulgulara rastlandı- ğını söyledı. Bilim adamlan, uzay aracının indiği ala- nın çevresıni gösteren fotoğraflar üzerinde \apılan araştırmalann. Mars'ta meydana ge- len selin .\kdenız"i doldurabnecekboyutlar- da olduğunu gösterdigini söylediler. Araş- tırma ekibinden Michael Malin, sel felake- tınin, yüzlerce kilometre genişliğinde ve sa- niyede 1 milyon metreküp su akımmın ol- duğunun anlaşıldığını belirtti. Malin, yerin- den kopmuş büyük kaya parçalannın, sel sulannın darbesinı yemiş gibi karşılıkh dur- malannın. bu bılinmeyen gezegende bir sel felaketı >aşandığına daır bir kanıt oluştur- duğunu söyledi. Malin, uza\ aracı Pathfinder'm iniş yap- tığı yerde, balçıgın buharlaşması sonucun- da 5 milimetre kalınlığında kabuk meyda- na geldiğınin tespit edildiğini açıkladı. Ma- lin, paslı yüzeyde kum tanelerinin birzaman- lar bazı maddelerin biriktiğinı ve buharlaş- tığını gösterdigini söyledi. Hasar çok büyük Kınkkale'de 10 bin ev zarar gördü KIRKKALE/ANKA- RA (Cumhuriyet) - Kınk- kale'de geçen hafta me\da- na gelen patlamalarda bü- yük ölçüde tahrip olan Ma- kina Kimya Endüstrisi Ku- rumu (MKEK) Mühımmat Fabnkası'nın kent dışına taşınması için çalışmalar başlatıldı. Sanayi ve Tica- ret Bakanı Yahrn Erez, ilk belirlemelere göre yangı- nın ihmalden kavnaklan- dığını. sabotaj ihtimalinin çok düşük olduğunu söy- ledi. Kınkkale milletvekille- ri, patlama konusunu TBMM Genel Kurulu'na getirdiler. ANAP'tan Recep Mızrak, DYP'den Mikail Korkmaz. DYP'den Haa Füiz'in gündem dışı ko- nuşmalan üzerine söz alan Sanayi ve Ticaret Bakanı Yalım Erez. ilk belirleme- lere göre MKEK'-tekı pat- lamanın ihmalden kaynak- landığını ifade ettı. Erez, "MKEK müfettişlerince yapılaninceiemelerdesabo- taj olasıbğuun çok az oldu- ğu beiirlendi. İlk belirle- meleregöre ol» da inmalol- duğu anlaşıbyor" dıye ko- nuştu. Kınkkale'de kurulan kriz masası çalışmalannı yo- ğunlaştınrken, Çalışma Ba- kanlığı iş müfettişleri böl- geye gelerek, teknik rapor hazırladı. Ev ve işyerleri- ne cam taktıran Kınkka- lelı yurttaşlann faturalan- nı getirdıkleri valılik önün- de uzun kuyruklar oluştu. Kınkkale Valisi Behiç Çe- lik, MKEK'deki patlama sonucu kentte 10 binin üze- rinde binanın zarar gör- düğünü söyledi. ANAP Mılletvekili Re- cep Mızrak, patlama so- nucunda Kınkkale'deki za- rann 50 milyon dolar oldu- ğunu belirtti. e-posta : tan ;« vol. com. tr Tuğgeneral Orhan Tir> aki'nin (sağda) öncülüğünde Amasyalılann bir yıl süren ça- balan sonunda oluşturulan gölet 4 temmuzda düzenlenen törenle açıldı. Amasya mutedil dalgalı METtN 1 Temmuz her yıl oldu- ğu gibi tüm yurtta Kabotaj Bayramı olarak kutlandı. Zonguldak'tan Antalya'ya, İzmir'den Istanbul'a deni- ze kıyısı olan bütün kent- lerde şenlikler. törenler dü- zenlendi... Bu yıl kutlama- lara bir il daha katıldı. Amasya... "Amasya'dade- niz mi var canım" şaşkın- lığını hemen giderelim. Var tabii... Üstelik 4 temmuz günü açılışı resmi bir tö- renle yapıldı. Amasya 15. Piyade Er Eğitim Tugay Komutanı Tuğgeneral Or- han Tiryaki, Amasya'ya denizi getirdi. "Denizi ge- tirdi" mecaz, ima, yakış- tırma falan değil. Gemıle- rini karadan >-ürüttüğü ile- ri sürülen Fatih'ten daha sağlam. daha çok kanıt var paşanın elmde üstelik... Coğrafya derslennin ko- nu başlığına göre oluştu- rulan şey deniz değil elbet, koca bir gölet... Gerçi ko- ca Hazar da bir göl sonuç- ta. ama deniz adıyla geçi- yor ansiklepodik kayıtlar- da... İşte "Amasj'a'ya de- niz geldi" sadece bu sapta- mayla bile gerçek... Henüz Mars'ta taş toprak örnekleri toptayacak tek- nolojik düzeye ulaşamadık, ama hiç değilse bir göl ya- pabilecek azim. ruh ve zih- ne sahibiz. Orhan Tiryaki Paşa en azından bunu ka- nıtlıyor işte... 35 bin metrekare su ala- nı, 5 buçuk metre dennli- ği 100 bin metreküp su top- lama hacmi. Samsun'dan getirilen 80 vagon deniz kumu. çevTeye dikilen bın- lerce fıdan, Çorum'dan özel yöntemlerle sökülerek ge- tirtilen 250 adet 15-20yaş arası ağaçlar, gölete bırakı- lan bin adet aynalı sazan vealabalık... Yani öyle kuru kuruya "Açönıçukuru,doklurdum suyu" basıtliğınde değil ko- nu. Enı konu araştmlmış. veriler, bilgiler, keşiflerbu hoş projeye hayat vermış Amasya'nın yeraltı ve ye- rüstü su kaynaklannın top- landığı havza, paşanın de- yişiyle gıderek bir kuş cen- neti olma yolunda. Amaç; vazodaçıcek. akvarjoımda balık. saksıda çiçek sının- nı aşıyor özetle. Ya da bir olağan denetlemede. "Ba- kın komutanım. bunu biz yapük" şişınmesi için de değil, asker-sivil kaynaş- ması bu gölün çevresinde sağlanacak, erozyona ve sel baskınlannın önlenmesine, ağaçlandırmaya katkı sağ- layacak sonuçta. Tuğge- neral Orhan Tiryaki w ikin- ci bir Ferhat-Şirin" desta- nı yarattıklannı söylüyor. Asker kompleksine ge- rek yok. Marmaris Paşa- sı'nı sevmiyoruz, bu açık. ."Vma paşa var. paşa var. Bu- günün paşaları. hem An- kara'da hem Amasya'da gü- zel işler yapıyor. Hem laik cumhuriyete hem Amas- ya'ya denizi getıriyor. Hazar petrollerinin taşınması için bir hattın yetmeyeceği belirtildi 'Bakü-Ceyhan hattıgerçekleşecek' İstanbul HaberServisi- Kazak Türk Munay Şirketi'nin Genel Müdürü İl- kerTuksal. Hazar petrollerinin taşın- ması için yabancı şırketlerin Rusya'da- ki petrol boru hattına karşılık, alter- natif bir bonı hattı istediklerini belir- terek "Bakü-Ceyhan petrol boru hat- tı muhakkak gerçekleşecek" dedi. TMMOB Jeofizik Mühendislen Oda- sı Başkanı Osman Denürağise Hazar petrollerinin deniz yoluyla ya da ka- radan Türkiye üzennden taşınması konusunda dünyada bir çelişkinin bu- lunduğunubelirtti. Demirağ. "Bizbu çelişkiyi İstanbul "97 L luslararası Je- ofizik Konferansf nda çözmeye çau- şacağa" diye konuştu. Amenka Aramacı Jeofizikçiler Bir- liği. Avrupa Yerbilimcileri ve Mühen- disleri Birliği ve TMMOB Jeofizik Mühendislen Odası'nın birlikte düzen- lediklen "İstanbul '97 l luslararası Jeofizik KonferansT Hilton Oteli'nde sürüyor. Tuksal, Kazakıstan ve Azer- baycan'da üretılen petrolün dünya pa- zarlanna taşınması konusunun, hem ekonomik hem de politik boyutu bu- lunduğuna işaret ettı ve Rusya'nın Kazakıstan'da çok büyük bir gücü ol- duğuna dikkat çekti. Tuksal, Hazar petrollerinin Türkiye üzennden taşın- ması konusunda bu noktanm göz önün- de tutulmasını istedi. SÖYLEŞI ATTİLÂILHAN İnkılâbın( Ana' Ekseni Müdafaa-i Hukuk! O abahattin Selek, meğer benim akrabam da Oolurmuş; bunu Tunalıhilmi'deki yayınevi ida- rehanesine uğradığı bir gün, bana kendisi söyle- mişti. Sonralan, zaman zaman, buluşur konuşur olmuştuk. Ne konuşuyoruz? O sıralar, sanırım 'Sırtlan Pay/'nı yayımlamıştım; yakın tarihimizden birçok kişiyi ve olayı içeren bir roman; zaten ka- fam hanidir, Osmanlı'nın batışı ve Cumhuriyet'in kuruluşuna takılmış, elbette Anadolu Ihtilâli' ya- zanyla, bunlar konuşuluyor. Meraklısı bilir, Selek, aynı zamanda Ismet Inö- nü'nün 'hatıralan'n derteyip düzenliyordu. En çok tartıştığımız konu, Gâzi'nin Cumhuriyeti ile inönü Cumhuriyeti arasındaki fark; biliyorsunuz, bence ikinci aşamada Anadolu Ihtilâli ve Inkılâbı, anaek- seninden kaydınlmıştır; çünkü, Müdafaa-i Hukuk Cemiyeti'nin üzerine oturduğu bazı çok önemli il- keler, İnönü Cumhuriyeti'nde es geçiliyor. Saba- hattin Bey, açıkça iddiamı reddetmemekle bera- ber, Gâzi'nin ölümünü müteakip üst üste gelen ikinci Dünya Savaşı ve Soğuk Savaş'ın, bu far- kı zorunlu kıldığını belirtirdi. Zorunlu mu kılıyordu, yoksa 'bahanesi' mi oluyordu, tartışılabilir, ama bu da bir izah! Fikrimce bugün ulaşılan nokta, -ki Anadolu Ih- tüâli ve Inkılâbı'nın temel prensiplerinden hayli uzak birnoktadır-; aslında, Inönü'nün CHP'yeegemen olduğu 30'lu yıllann ikinci yansında başlamış; o cum- hurreisi olduktan sonra, aynı istikamette geliştiril- miş, 'ileri Tanzimat'çı' bir düşünce yapısının son aşamasıdır. Çünkü 'çağdaşlaşma' sürecini, 'Ba- tılılaşma' süreci olarak algılamakta ısrarlıdır. Oysa 'Müdafaa-i Hukuk Cemiyeti' bu muydu? 'Mazlum milletler' platformu A ziz dostum Tevfik Çavdar, son eserinin ilk ki- /Atabında, aradaki farkı pek açık belirleyecek, bir 'Müdafaa-i Hukuk' târifi veriyor; ister misiniz, ona bir göz atalım: "... Atatürk dönemi, 'Müdafaa-i Hukuk'un türevidir. Müdafaa-i Hukuk'çu olmak nedir? Müdafaa-i Hukuk'un özellikleri nelerdir? Bun- ları şöyle sıralayabiliriz: Her şeyden önce 'milletin kendi kaderini ta- yin hakkını' öne çıkarması gelmektedir. Amas- ya bildirgesi ile gündeme getirilen bu özellik, 'Egemenlik kayıtsız şartsız milletindir' deyişi ile rfadesini bulmaktadır. Birinci Meclis'te ka- bul edilen 'Kuvvetler Birliği' ilkesinin yaşama geçirildiği, Halkçılık Bildirgesi ve onun uzan- tısı olan 1921 Anayasası bu temel yaklaşımın doğal sonuçlandır. Cumhuriyet ise zaten va- nlması kaçınılmaz olan noktadır. Müdafaa-i Hukuk, her şeyden önce cumhuriyetçidir, halk egemenliğinden yana olmaktır." "Müdafaa-i Hukuk, aynı zamanda anti/em- peryalist bir tutumu simgelemektedir. MillîMü- cadele sıradan bir Türk/Yunan savaşı değildir. Savaşın ölçeği belki 1. Dünya ya da Balkan Sa- vaşı'na oranla nispeten küçüktür, ama bu du- rum, bir ulusun bağımsızlığını korumak ve ge- leceğini hazııiamak açısından yaptığı savaşı- mın önemini yadsrtamaz. Bu mücadele ezilen mazlum bir halkın, emperyalizme başkaldın- sıdır. Emperyalizmin demir pençesi altında ezi- len tüm uluslar için bir umut ışığı olmuştur. Ulusal kurtuluş hareketlerinin örneği olarak kabul edilmelidir..." "Müdafaa-i Hukuk'çu olmak, Misâk-ı MillTyi savunmaktır. Misâk-ı Millî, her zaman bir sınır belgesi olarak nitelenmiştir. Oysa asıl önemli yönü, Anadolu'da ve Trakya'da, Kuzey Mezo- potamya'da yaşayan halkların kendi kaderle- rine hâkim olmak hakkını ortaya koyması ve savunmasıdır. Bu yaklaşım bilindiği gibi ABD Başkanı Wilson'ın barış koşullarını belirleyen ilkelerinden biridir. Misâk-ı MillTde bu açık bir şekilde ülke sınırlannı belirleyici unsur olarak ortaya konmuştur. Müdafaa-i Hukuk'çular, Mi- sâk-ı MillTde ortaya konan siyasi, ekonomik, sosyal ve kültürel bağımsızlık düşüncesinin de yılmaz takipçisi olmuşlardır..." (Benim, 'üç Misâk-ı Millî' dediğim platform). "... Müdafaa-i Hukuk'çu olmak, ezilen ulus- ların (Mazlum Mılletler'in) yanında olmaktır. Bu yaklaşım zaten anti/emperyalizmin olmazsa olmaz koşuludur. Ezilen uluslara yalnız örnek olmak değil, onlann savaşımında da onlann yan- larında olmak demektir. Bu tavır ülkedeki ezi- len sınıfların yanında olmayı da gerektirir. Çün- kü emperyalizmle savaşım onlann yurtiçinde- ki ortaklan ve uzantıları ile mücadele etmeyi de içerir..." ('Türkiye'nin Demokrasi Tarihi' 1839/1950, s. 335. Imge Kitabevi, 1995). Aradaki 'fark', küçümsenecek gibi değil!.. Cavdar'ın târifi, 'Müdafaa-i Hukuk Cemiye- f/'nin üstündeyükseldiğitemeli peketraflı ola- rik anlatıyor. Benim 70'li yıllann o dağdağalı An- kara'sında, (eflâtun bulutlar, Çankaya'nın üstün- de kirli paçavralar gibi sallanıyor; havada, tiksin- dirici bir yanık linyit kokusu; fakülte kapılannda, öğ- renci cesetleri; birbiri ardına zincirlenen, boykot- lar, işgaller...)Sabahattin Selek'e hanl harıl anlat- maya çalıştığım da buydu. Yâni ne? Anadolu Ihtilâli ve inkılâbı, ismet Pa- şa gibi hiç kuşkusuz ihtiyatkâr ve müdebbir, fakat -Fâlih Rıfkı'nın tâbiriyle- mutlaka 'ileri bir tanzi- mat'çının, denetimine geçince; yukarda etraflıca târif edilmiş vasıflarının -hepsini dememek için-, 'kısm-ı âzâmını' kaybetmiş; dönemin, Mosko- va/Roma/Berlin 'mihveri' etrafında dönen 'tota- liter' rejimlerinden birisine dönüşmüştür. Tevfik Cavdar'ın eseri, (İkinci kitap: 'Türkiye'nin Demokrasi Tarihi', 1950/1995, Imge Kitabevi, 1996) o süreci de aynntılı bir şekilde sergiliyor. Hatta, daha sonrasını da! http:// www. prizma.net tr/ A ILHAN http://www.eda.tr/-bilgiyay/yazar/ailhan.htlm
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle