Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
Cumhuriyet
tmtivaz Sahibi: Berin Nadi
Genel Yayın Yonetmenı Orhan Erinç 0
Genel Yayın Koordınatorü Hikmet
Çetinka>a# Yazıı^lerı Mudurlerı
IbrahimVıldı/. Dinç Ta\anç (Sorumlu)
9 Haber Merkezı Müdurü. Hakan Kara
9 Görsel Yonetmen: Fikret Eser
Dın Haberler Şinasi Danışoj>lu # Istıhbarat
CengizV'üdınm 9 Kullur Handan Şenköken
9 Spor Abdülkadir Viicelnıan 9 Makaleler
Sami Karaören 9 Duzeltme Abdullah Yancı
9 Fotoğraf. Erdoğan Köseoğlu 9 Bılgı-Belge
Edibe Buğra 9 Yun Haberlen Mchmet Faraç
Yayın Kurulu İlhanSelçuk(Ba4kan>.
Orhan Erinç. Okta> Kurtböke.
Hikmet Çetinkı> a, Şükran Soner.
Ergun BakLDinç Ta>anç, tbrahim
^ ıldız. Orhan Bursalı. Mııstafa
Balba>. Hakan Kara.
Ankara Temsılcısı M ustafa Balbay 9 Haber Müdunı Doğan
Akın Atatürk BuKan No 125. Kat 4. BakanlıkJar-Ankara
Tel 4195020 (7 hat), Faks 4195027 9 tzmır Temsılcısı
Serdar Kmk, H Zı\aBh 1352 S 2 3 Tel. 4411220. Faks
4419117 • Adana Temsılcısı: Çetin Yiğenoğlu, Inönü Cd.
119 S No 1 ICat:l.Tel 363 12 11. Faks: 363 12 15
Koontmator Ahroet Korulsan 9
Muhasebe Bülent Yener 9
Idare HûsejinGürer91^1etme'
ÖnderÇefik9Bılgı-Ulem Nail
lnal 9 Bılgısayar Sıstem.
Mürü\et Çiler
MEDYA C: • Yönetım Kurulu
Başkanı - Genel Mudur Gülbin
Erduran 9 Koordınator Reha
Işıtman • Genel Mudur Yardımcısr
Mine Akdağ Tel 514 (T 53 -
5139580-513*460-61.Faks 5138463
YavımlayaD ve Basan: Yenı Gun Haber Aıansı. Basın se Ya\mcılık A Ş
TurkocaâıCad 39 41 Cağaloğh, 34334 lstPK 246 Istanbul Td (0 212) 512 05 05 (20 hatl Faks (0 2121513 85 95
9TEMMUZ1997 İmsak: 3.35 Güneş: 5.33 Öğle. 13.16 Ikındi: 17.14 Akşam: 20.45 Yatsı: 22.35
Israil'de okullu
modacılap
• Haber Merkezi-
lsrail'de Shankar Tasanm
Okulu'ndan mezun 33
modacı. gıysilerinı
sergiledi. Tel Aviv'de
yapılan gösteride
izleyıcilerin en çok ilgi
gösterdiğı elbise, Elle
Briteman'ın tasarladığı
'yılan derisi' giysi oldu.
TGS'nin 45.
yıldönümü
• İstanbul Haber Servisi -
Türkiye Gazeteciler
Sendıkası (TGS),
kuruluşunun45.
yıldönümünü.
düzenleyeceğı •'Demokrasi
ve Basın" paneliyle
kutlayacak. Panel. yann
Türkiye Gazeteciler
Cemiyeti Burhan Felek
Konferans Salonu'nda
yapılacak. TGS Genel
Başkanı Ziya Sonay'ın
açılış konuşmasını
yapacağı paneli. gazetemiz
Genel Yayın Yönetmeni
Orhan Erinç yönetecek.
Panele. TGC Genel
Başkanı Naıl Gürelı,
Ankara Gazeteciler
Cemiyeti Başkanı Nazmi
Bilgin, Dünya Gazetesi
Sahibi Nezih Demirkent ve
gazetemiz yazan llhan
Selçuk konuşmacı olarak
katılacak.
Sağlıklı yaşam
yüpüyüşüne tepki
• İstanbul Haber Servisi -
Florance Nıghtıngale
Hastanesi'nin Boğaz
Köprüsü'nde düzenlediği
"Sağlıklı Yaşam
Yürüyüşü"nde bir kişinin
ölmesi tepkiye neden oldu.
Türk Tabipleri Birliği
(TTB) Başkanı Füsun
Sayek. sıcaklığın 35
dereceyi bulduğu bir saatte
böyle bir yürüyüşün
yapılmasının yanlış
olduğunu belirterek
'"Türkiye "de yaşam.
mizahın önüne geçti. Artık
kara mizah gibi olaylar
oluyor" dedi.
Karikatüriste
hapis cezası
• İstanbul Haber Servisi -
Emek gazetesinde çizdiği
karikatür nedenıyle Ertan
Aydın'a 11 ay 20 gün hapıs
cezası verildi. İstanbul 2.
Ağır Ceza
Mahkemesi'ndeki
duruşmada "Devlet çetesi-
ordu bağlantısı iddialanna
Genelkurmay'dan
yazılı tepkı" adlı
kankatüründe "yayın
yoluvla devletin askeri
kuvvetlerini tahkir ve tezyif
etmek" suçundan
yargılanan Ertan Aydın'a.
önceden aynı suçu işlemesi
nedeniyle 11 ay 20 gün ağır
hapis cezası, gazete
sorumlusu Ahmet Ergin"e
ise 1 milyon 500 bin lira
para cezası verildi.
Yurttaşlara
sıcak uyarısı
• İstanbul Haber Servisi -
İstanbul Sağlık Müdürü
Uzman Dr. Tolga Evren.
artan hava sıcaklıklannın
neden olabileceği sağlık ve
çevre sorunlan hakkında
yurttaşlan uyardı.
Tolga Evren, halkın açıkta
satılan yiyecek ve
içeceklere rağbet
etmemesini: özellikle tüm
gıda maddesi satışı yapan
yerlerde, soğutucularda ve
kapalı dolaplarda
saklanmayan dayanıksız
yiyecek maddeleri ve
içecekleri kullanmamasını
ıstedi.
Her 4 kişiden biri göç ediyor; en çok göç veren il Tunceli, en az göç verenler Şırnak ve Antalya
Türldye göç yorgunu• Göçün getirdiği sosyal sorunlann başında. kentle
bütünleşememe olgusu geliyor. Büyük kentlere gelenler,
ayakta kalabilmek için taşradaki geçerli ilişki biçimi
olan "himaye düzenini" benimsiyorlar. Bu da süreç
içinde, bağnazlık ve düşmanlığı körükJüyor. mafya
ilişkilerine ortam hazırlıyor.
Bölgelere göre göç durumu
Bölge
Karadenız
D.Karadenız
DoğaA.B.
lç Anadolu
Gûneydoğu
Marmara
Ege
Akdeniz
Türkiye
Ddoğumlu
sayısı
10.737.442
3.808.092
9.119.891
8.978.301
5.272.434
8.2P.110
6.542.828
6.467.802
55.335.808
Doğduğu üdc
>aşayanlar
7.267.518
1.966.501
5.913.712
' 6.895.581
4.129.616
6.487.577
5.495.069
5.527.621
41.716.694
Göçenler
3.469.924
1.841.591
3.206.179
2.082.720
1.142.818
1.729.533
1.047.759
940.181
13.619.1 U
Göçen
oran
3Z31
48.35
35.15
23.19
21.67
21 04
16.01
14.53
24.61
AHMET ŞEFIK
TRABZON- Türkiye Odalar ve
BorsalarBirliğfnın(TOBB) 1990
nüfus \erileri üzerine yaptığı bir
araştırma. Türkiye"de her 4 kışıden
bırinın doğduğu kentten bir başka
kente göç ettiğıni ortaya koydu.
Araştırmada. Doğu Anadolu do-
ğumlulann yüzde 35'ı, Karadeniz
doğumlulann yüzde 32"sı başka ıl-
lerde yaşarken, Doğu Karadenız il-
lerinde doğanlann yüzde 48"inin
de başka kentlere göçtüğü belır-
lendi. TOBB tarafından hazırlanan.
"tl Doğumlular. Doğduklan İlkr-
de Yaşajanlar ya da Göçenler"e
ilışkın araştırma, Türkiye "dekı nü-
fiıs hareketliliği ve bundan kaynak-
lanan sosyal sorunlarla ilgili çarpı-
cı verileri ortaya çıkardı.
Araştırmada. göçün en yoğun
yaşandığı ilin Tunceli olduğu be-
İırlendi. Nüftıs cüzdanında dogum
yeri Tunceli yazan 253 bin 271 kı-
şi bulunmasına karşın, Tunceli'de
yaşayan Tuncelililerin sayısı sade-
ce 118 bin 356...
Hem sayısal hem de oransal ola-
rak göç kervanının öncülüğünü
Sıvas \e Kars yapıyor. Türkiye "de-
ki 1 milyon 268 bin 411 Sıvaslıdan
571 bin767'si. 1 milyon 107bın373
K-arshdan da 500 bin 299'u "gur-
bette" yaşıyor.
Göç genellikle gelişmişlik dü-
zeyinin düşük olduğu illerde yo-
ğunluk kazanırken bunun tam ter-
si örneklere de rastlanıyor. 253 bm
897 Şırnakhnın yüzde 91.55'inı
oluşturan 232 bin 447 kişi doğdu-
ğu kentte yaşıyor.Şımak'tan sonra
toprağına en bağlı olanlar Antalya-
hlar. 894 bin 398 Antalyalıdan 810
bin 941 'i doğduğu ilde yaşıyor.
Göçün getirdiği sosyal sorunla-
nn da yorumlandığı araştırmada.
göç edenlerin büyük kentle bütün-
leşmelerinın zaman aldığına dikkat
çekilıyor. Yapılan }oruma göre. bü-
tünleşmeden kaçanlar, hemşerile-
nnı bularak kaynaşırken. dığerle-
nnden ızole oluyorlar. Bü>aik kent-
lere gelenler. ayakta kalabilmek
içın taşradaki geçerli ilişki biçimi
olan ~himayedüzenini" benimsiyor-
lar.
Öncelen. aıle-hemşerilık ilişki-
sı düzeyındeki hımayecilik gide-
rek yerini siyasi partilerin taraftar-
lannın hımayesi biçimıne dönüşü-
yor. Bu ilişki ıle sağlanan iş, gece-
kondu gibi "nimetierin" sonuna
gelinince sırayı dinsel tarikat ve
topluluk himayesı alıyor. Bu tip hi-
mayecilik düzenlerinin. göçüp ge-
lenlerde içe kapanmalan. yaban-
cılaşhrmalan arttırdığının vurgulan-
dığı yorumda. bu durumun bağ-
nazlığı, hoşgörüsüzlüğü, düşman-
lığı körüklediği, mafyacılığa ça-
nak tuttuğu savunuluyor.
Sojourner adlı robotun (solda) elde ettiği veriler ve fotoğraflar, gezegenin kızıl renginin topraktaki yüksek orandaki demiroksitten kaynaklandığını ortaya koydu. (REUTERS)
Mars 'ın yüzeyi hızlapaslanıyorDış Haberler Servisi - Sojourner adlı ro-
botun kızıl gezegen Mars'tan yolladığı fo-
toğraflar dünyadaki milyonlarca insan tara-
findan ilgiyle ızlenırken bilim adamlan el-
de ettikleri bulgulardan gezegenin sırnnı
çözmeye çalışıyor.
Bilım adamı JamesBefl. gönderilen fotoğ-
raflann Mars'm yüzeyinin hızla "paslandı-
ğmı" gösterdigini açıkladı. Mars'ın toprağın-
da yüksek oranda demiroksıt bulunması ge-
zegene bılinen kızıl rengini venyor.
Araştırma ekıbinden Michael Malin.
Mars'ta 1 ile 3 milyar yıl önce büyük sel olay-
lannın yaşandığına dair bulgulara rastlandı-
ğını söyledı.
Bilim adamlan, uzay aracının indiği ala-
nın çevresıni gösteren fotoğraflar üzerinde
\apılan araştırmalann. Mars'ta meydana ge-
len selin .\kdenız"i doldurabnecekboyutlar-
da olduğunu gösterdigini söylediler. Araş-
tırma ekibinden Michael Malin, sel felake-
tınin, yüzlerce kilometre genişliğinde ve sa-
niyede 1 milyon metreküp su akımmın ol-
duğunun anlaşıldığını belirtti. Malin, yerin-
den kopmuş büyük kaya parçalannın, sel
sulannın darbesinı yemiş gibi karşılıkh dur-
malannın. bu bılinmeyen gezegende bir sel
felaketı >aşandığına daır bir kanıt oluştur-
duğunu söyledi.
Malin, uza\ aracı Pathfinder'm iniş yap-
tığı yerde, balçıgın buharlaşması sonucun-
da 5 milimetre kalınlığında kabuk meyda-
na geldiğınin tespit edildiğini açıkladı. Ma-
lin, paslı yüzeyde kum tanelerinin birzaman-
lar bazı maddelerin biriktiğinı ve buharlaş-
tığını gösterdigini söyledi.
Hasar çok büyük
Kınkkale'de 10
bin ev zarar gördü
KIRKKALE/ANKA-
RA (Cumhuriyet) - Kınk-
kale'de geçen hafta me\da-
na gelen patlamalarda bü-
yük ölçüde tahrip olan Ma-
kina Kimya Endüstrisi Ku-
rumu (MKEK) Mühımmat
Fabnkası'nın kent dışına
taşınması için çalışmalar
başlatıldı. Sanayi ve Tica-
ret Bakanı Yahrn Erez, ilk
belirlemelere göre yangı-
nın ihmalden kavnaklan-
dığını. sabotaj ihtimalinin
çok düşük olduğunu söy-
ledi.
Kınkkale milletvekille-
ri, patlama konusunu
TBMM Genel Kurulu'na
getirdiler. ANAP'tan Recep
Mızrak, DYP'den Mikail
Korkmaz. DYP'den Haa
Füiz'in gündem dışı ko-
nuşmalan üzerine söz alan
Sanayi ve Ticaret Bakanı
Yalım Erez. ilk belirleme-
lere göre MKEK'-tekı pat-
lamanın ihmalden kaynak-
landığını ifade ettı. Erez,
"MKEK müfettişlerince
yapılaninceiemelerdesabo-
taj olasıbğuun çok az oldu-
ğu beiirlendi. İlk belirle-
meleregöre ol» da inmalol-
duğu anlaşıbyor" dıye ko-
nuştu.
Kınkkale'de kurulan kriz
masası çalışmalannı yo-
ğunlaştınrken, Çalışma Ba-
kanlığı iş müfettişleri böl-
geye gelerek, teknik rapor
hazırladı. Ev ve işyerleri-
ne cam taktıran Kınkka-
lelı yurttaşlann faturalan-
nı getirdıkleri valılik önün-
de uzun kuyruklar oluştu.
Kınkkale Valisi Behiç Çe-
lik, MKEK'deki patlama
sonucu kentte 10 binin üze-
rinde binanın zarar gör-
düğünü söyledi.
ANAP Mılletvekili Re-
cep Mızrak, patlama so-
nucunda Kınkkale'deki za-
rann 50 milyon dolar oldu-
ğunu belirtti.
e-posta : tan ;« vol. com. tr
Tuğgeneral Orhan Tir> aki'nin (sağda) öncülüğünde Amasyalılann bir yıl süren ça-
balan sonunda oluşturulan gölet 4 temmuzda düzenlenen törenle açıldı.
Amasya mutedil dalgalı
METtN
1 Temmuz her yıl oldu-
ğu gibi tüm yurtta Kabotaj
Bayramı olarak kutlandı.
Zonguldak'tan Antalya'ya,
İzmir'den Istanbul'a deni-
ze kıyısı olan bütün kent-
lerde şenlikler. törenler dü-
zenlendi... Bu yıl kutlama-
lara bir il daha katıldı.
Amasya... "Amasya'dade-
niz mi var canım" şaşkın-
lığını hemen giderelim. Var
tabii... Üstelik 4 temmuz
günü açılışı resmi bir tö-
renle yapıldı. Amasya 15.
Piyade Er Eğitim Tugay
Komutanı Tuğgeneral Or-
han Tiryaki, Amasya'ya
denizi getirdi. "Denizi ge-
tirdi" mecaz, ima, yakış-
tırma falan değil. Gemıle-
rini karadan >-ürüttüğü ile-
ri sürülen Fatih'ten daha
sağlam. daha çok kanıt var
paşanın elmde üstelik...
Coğrafya derslennin ko-
nu başlığına göre oluştu-
rulan şey deniz değil elbet,
koca bir gölet... Gerçi ko-
ca Hazar da bir göl sonuç-
ta. ama deniz adıyla geçi-
yor ansiklepodik kayıtlar-
da... İşte "Amasj'a'ya de-
niz geldi" sadece bu sapta-
mayla bile gerçek...
Henüz Mars'ta taş toprak
örnekleri toptayacak tek-
nolojik düzeye ulaşamadık,
ama hiç değilse bir göl ya-
pabilecek azim. ruh ve zih-
ne sahibiz. Orhan Tiryaki
Paşa en azından bunu ka-
nıtlıyor işte...
35 bin metrekare su ala-
nı, 5 buçuk metre dennli-
ği 100 bin metreküp su top-
lama hacmi. Samsun'dan
getirilen 80 vagon deniz
kumu. çevTeye dikilen bın-
lerce fıdan, Çorum'dan özel
yöntemlerle sökülerek ge-
tirtilen 250 adet 15-20yaş
arası ağaçlar, gölete bırakı-
lan bin adet aynalı sazan
vealabalık...
Yani öyle kuru kuruya
"Açönıçukuru,doklurdum
suyu" basıtliğınde değil ko-
nu. Enı konu araştmlmış.
veriler, bilgiler, keşiflerbu
hoş projeye hayat vermış
Amasya'nın yeraltı ve ye-
rüstü su kaynaklannın top-
landığı havza, paşanın de-
yişiyle gıderek bir kuş cen-
neti olma yolunda. Amaç;
vazodaçıcek. akvarjoımda
balık. saksıda çiçek sının-
nı aşıyor özetle. Ya da bir
olağan denetlemede. "Ba-
kın komutanım. bunu biz
yapük" şişınmesi için de
değil, asker-sivil kaynaş-
ması bu gölün çevresinde
sağlanacak, erozyona ve sel
baskınlannın önlenmesine,
ağaçlandırmaya katkı sağ-
layacak sonuçta. Tuğge-
neral Orhan Tiryaki w
ikin-
ci bir Ferhat-Şirin" desta-
nı yarattıklannı söylüyor.
Asker kompleksine ge-
rek yok. Marmaris Paşa-
sı'nı sevmiyoruz, bu açık.
."Vma paşa var. paşa var. Bu-
günün paşaları. hem An-
kara'da hem Amasya'da gü-
zel işler yapıyor. Hem laik
cumhuriyete hem Amas-
ya'ya denizi getıriyor.
Hazar petrollerinin taşınması için bir hattın yetmeyeceği belirtildi
'Bakü-Ceyhan hattıgerçekleşecek'
İstanbul HaberServisi- Kazak Türk
Munay Şirketi'nin Genel Müdürü İl-
kerTuksal. Hazar petrollerinin taşın-
ması için yabancı şırketlerin Rusya'da-
ki petrol boru hattına karşılık, alter-
natif bir bonı hattı istediklerini belir-
terek "Bakü-Ceyhan petrol boru hat-
tı muhakkak gerçekleşecek" dedi.
TMMOB Jeofizik Mühendislen Oda-
sı Başkanı Osman Denürağise Hazar
petrollerinin deniz yoluyla ya da ka-
radan Türkiye üzennden taşınması
konusunda dünyada bir çelişkinin bu-
lunduğunubelirtti. Demirağ. "Bizbu
çelişkiyi İstanbul "97 L luslararası Je-
ofizik Konferansf nda çözmeye çau-
şacağa" diye konuştu.
Amenka Aramacı Jeofizikçiler Bir-
liği. Avrupa Yerbilimcileri ve Mühen-
disleri Birliği ve TMMOB Jeofizik
Mühendislen Odası'nın birlikte düzen-
lediklen "İstanbul '97 l luslararası
Jeofizik KonferansT Hilton Oteli'nde
sürüyor. Tuksal, Kazakıstan ve Azer-
baycan'da üretılen petrolün dünya pa-
zarlanna taşınması konusunun, hem
ekonomik hem de politik boyutu bu-
lunduğuna işaret ettı ve Rusya'nın
Kazakıstan'da çok büyük bir gücü ol-
duğuna dikkat çekti. Tuksal, Hazar
petrollerinin Türkiye üzennden taşın-
ması konusunda bu noktanm göz önün-
de tutulmasını istedi.
SÖYLEŞI ATTİLÂILHAN
İnkılâbın(
Ana' Ekseni Müdafaa-i Hukuk!
O abahattin Selek, meğer benim akrabam da
Oolurmuş; bunu Tunalıhilmi'deki yayınevi ida-
rehanesine uğradığı bir gün, bana kendisi söyle-
mişti. Sonralan, zaman zaman, buluşur konuşur
olmuştuk. Ne konuşuyoruz? O sıralar, sanırım
'Sırtlan Pay/'nı yayımlamıştım; yakın tarihimizden
birçok kişiyi ve olayı içeren bir roman; zaten ka-
fam hanidir, Osmanlı'nın batışı ve Cumhuriyet'in
kuruluşuna takılmış, elbette Anadolu Ihtilâli' ya-
zanyla, bunlar konuşuluyor.
Meraklısı bilir, Selek, aynı zamanda Ismet Inö-
nü'nün 'hatıralan'n derteyip düzenliyordu. En çok
tartıştığımız konu, Gâzi'nin Cumhuriyeti ile inönü
Cumhuriyeti arasındaki fark; biliyorsunuz, bence
ikinci aşamada Anadolu Ihtilâli ve Inkılâbı, anaek-
seninden kaydınlmıştır; çünkü, Müdafaa-i Hukuk
Cemiyeti'nin üzerine oturduğu bazı çok önemli il-
keler, İnönü Cumhuriyeti'nde es geçiliyor. Saba-
hattin Bey, açıkça iddiamı reddetmemekle bera-
ber, Gâzi'nin ölümünü müteakip üst üste gelen
ikinci Dünya Savaşı ve Soğuk Savaş'ın, bu far-
kı zorunlu kıldığını belirtirdi. Zorunlu mu kılıyordu,
yoksa 'bahanesi' mi oluyordu, tartışılabilir, ama bu
da bir izah!
Fikrimce bugün ulaşılan nokta, -ki Anadolu Ih-
tüâli ve Inkılâbı'nın temel prensiplerinden hayli uzak
birnoktadır-; aslında, Inönü'nün CHP'yeegemen
olduğu 30'lu yıllann ikinci yansında başlamış; o cum-
hurreisi olduktan sonra, aynı istikamette geliştiril-
miş, 'ileri Tanzimat'çı' bir düşünce yapısının son
aşamasıdır. Çünkü 'çağdaşlaşma' sürecini, 'Ba-
tılılaşma' süreci olarak algılamakta ısrarlıdır.
Oysa 'Müdafaa-i Hukuk Cemiyeti' bu muydu?
'Mazlum milletler' platformu
A ziz dostum Tevfik Çavdar, son eserinin ilk ki-
/Atabında, aradaki farkı pek açık belirleyecek, bir
'Müdafaa-i Hukuk' târifi veriyor; ister misiniz, ona
bir göz atalım:
"... Atatürk dönemi, 'Müdafaa-i Hukuk'un
türevidir. Müdafaa-i Hukuk'çu olmak nedir?
Müdafaa-i Hukuk'un özellikleri nelerdir? Bun-
ları şöyle sıralayabiliriz:
Her şeyden önce 'milletin kendi kaderini ta-
yin hakkını' öne çıkarması gelmektedir. Amas-
ya bildirgesi ile gündeme getirilen bu özellik,
'Egemenlik kayıtsız şartsız milletindir' deyişi
ile rfadesini bulmaktadır. Birinci Meclis'te ka-
bul edilen 'Kuvvetler Birliği' ilkesinin yaşama
geçirildiği, Halkçılık Bildirgesi ve onun uzan-
tısı olan 1921 Anayasası bu temel yaklaşımın
doğal sonuçlandır. Cumhuriyet ise zaten va-
nlması kaçınılmaz olan noktadır. Müdafaa-i
Hukuk, her şeyden önce cumhuriyetçidir, halk
egemenliğinden yana olmaktır."
"Müdafaa-i Hukuk, aynı zamanda anti/em-
peryalist bir tutumu simgelemektedir. MillîMü-
cadele sıradan bir Türk/Yunan savaşı değildir.
Savaşın ölçeği belki 1. Dünya ya da Balkan Sa-
vaşı'na oranla nispeten küçüktür, ama bu du-
rum, bir ulusun bağımsızlığını korumak ve ge-
leceğini hazııiamak açısından yaptığı savaşı-
mın önemini yadsrtamaz. Bu mücadele ezilen
mazlum bir halkın, emperyalizme başkaldın-
sıdır. Emperyalizmin demir pençesi altında ezi-
len tüm uluslar için bir umut ışığı olmuştur.
Ulusal kurtuluş hareketlerinin örneği olarak
kabul edilmelidir..."
"Müdafaa-i Hukuk'çu olmak, Misâk-ı MillTyi
savunmaktır. Misâk-ı Millî, her zaman bir sınır
belgesi olarak nitelenmiştir. Oysa asıl önemli
yönü, Anadolu'da ve Trakya'da, Kuzey Mezo-
potamya'da yaşayan halkların kendi kaderle-
rine hâkim olmak hakkını ortaya koyması ve
savunmasıdır. Bu yaklaşım bilindiği gibi ABD
Başkanı Wilson'ın barış koşullarını belirleyen
ilkelerinden biridir. Misâk-ı MillTde bu açık bir
şekilde ülke sınırlannı belirleyici unsur olarak
ortaya konmuştur. Müdafaa-i Hukuk'çular, Mi-
sâk-ı MillTde ortaya konan siyasi, ekonomik,
sosyal ve kültürel bağımsızlık düşüncesinin
de yılmaz takipçisi olmuşlardır..." (Benim, 'üç
Misâk-ı Millî' dediğim platform).
"... Müdafaa-i Hukuk'çu olmak, ezilen ulus-
ların (Mazlum Mılletler'in) yanında olmaktır. Bu
yaklaşım zaten anti/emperyalizmin olmazsa
olmaz koşuludur. Ezilen uluslara yalnız örnek
olmak değil, onlann savaşımında da onlann yan-
larında olmak demektir. Bu tavır ülkedeki ezi-
len sınıfların yanında olmayı da gerektirir. Çün-
kü emperyalizmle savaşım onlann yurtiçinde-
ki ortaklan ve uzantıları ile mücadele etmeyi
de içerir..." ('Türkiye'nin Demokrasi Tarihi'
1839/1950, s. 335. Imge Kitabevi, 1995).
Aradaki 'fark', küçümsenecek
gibi değil!..
Cavdar'ın târifi, 'Müdafaa-i Hukuk Cemiye-
f/'nin üstündeyükseldiğitemeli peketraflı ola-
rik anlatıyor. Benim 70'li yıllann o dağdağalı An-
kara'sında, (eflâtun bulutlar, Çankaya'nın üstün-
de kirli paçavralar gibi sallanıyor; havada, tiksin-
dirici bir yanık linyit kokusu; fakülte kapılannda, öğ-
renci cesetleri; birbiri ardına zincirlenen, boykot-
lar, işgaller...)Sabahattin Selek'e hanl harıl anlat-
maya çalıştığım da buydu.
Yâni ne? Anadolu Ihtilâli ve inkılâbı, ismet Pa-
şa gibi hiç kuşkusuz ihtiyatkâr ve müdebbir, fakat
-Fâlih Rıfkı'nın tâbiriyle- mutlaka 'ileri bir tanzi-
mat'çının, denetimine geçince; yukarda etraflıca
târif edilmiş vasıflarının -hepsini dememek için-,
'kısm-ı âzâmını' kaybetmiş; dönemin, Mosko-
va/Roma/Berlin 'mihveri' etrafında dönen 'tota-
liter' rejimlerinden birisine dönüşmüştür.
Tevfik Cavdar'ın eseri, (İkinci kitap: 'Türkiye'nin
Demokrasi Tarihi', 1950/1995, Imge Kitabevi,
1996) o süreci de aynntılı bir şekilde sergiliyor.
Hatta, daha sonrasını da!
http:// www. prizma.net tr/ A ILHAN
http://www.eda.tr/-bilgiyay/yazar/ailhan.htlm