23 Kasım 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYTA CUMHURİYET 14 TEMMUZ 1997 PAZARTESİ HABERLER Ölüm orucu eyleminin yıjdönümü • İstanbul Haber Servisi - Deırokratik Lise için Mücadek Komiteleri (DLMK)geçenyıl cezaevlerinde ölûm oruç an sırasinda yaşamını yitırenler içın bir anma toplantısı dûzenledi. DLMK tarafindan Med- Kom K.ültür Merkezi'nde düzenlenen anma toplantısına. ölüm oruçlannda yaşamını yitirenlerin yakıhlanyla kalabalık bir grup katıldı. Toplantıda dia gösterisi ve şiir dinletisi de yapıldı. Demirel Giipcistan'a gidiyon • .\\KARA (Cumhuriyet Bürosu) - Cumhurbaşkanı Süle>Tnan Demirel, Gürcistan Cumhurbaşkanı Eduard $evardnadze'nin daveti üzerine bugün Tiflıs'e gidecek. Demirel, bu sabah Esenboğa Havalimanı'ndan Gürcistan'ın başkenti Tiflıs'e hareket edecek. Demirel ve Şevardnadze, Tiflis'tebaşbaşa görüştükten sonra, iki ülke heyetleri arasında yapılacak toplantılara başkanlık edecekler. TİSK'ten Yılmaz'a destek İZMİR(AA)-Türkıye tşveren Sendikalan Konfederasyonu (TİSK) Başkanı Refık Baydur, 55. hükümetin. Türk toplumunun son şansı olduğunu vurgulayarak bunun. başta hükümet üyeleri olmak üzere tüm siyasetçiler tarafindan iyi değerlendirilmesi gerektiğini söyledi. Baydur. sağduyulu ve vatanını seven her Türk vatandaşının 55. hükümete destek verdiğini kaydederek, "Siyasi tıkamkhğın yaşandığı dönemde, halk 54. hükümete ve siyasetçiye tepkisini nazikçe dile getirdi. Demokratik sistem içinde çözüm istedi. Şimdi, aynı sağduyu ve nezaketi siyasetçiler göstermelidir" dedı. Yerel nadyo sahibi öldüpüldii • AKŞEHİR (AA)- Konya'nın Akşehir ilçesinde yerel yayın yapan bir radyonun sahibi öldürüldü. Alınan bilgiye göre. "Candan FM" radyosunun sahibi Abdullah Doğan. ilçe merkezindeki bir düğün salonunda, kimlikleri henüz belirlenemeyen kışi veya kişilerin silahlı saldınsına uğradı. Ağır yaralanan Abdullah Doğan, kaldınldığı Akşehir Devlet Hastanesi'nde öldü. Haliç Köprüsü bakıma alınıyor • İstanbul Haber Servisi - Haliç Köprüsü, "genleşme derzleri"nin değiştirilmesi ve bakım çalışmalan nedeniyle bugünden itibaren bakıma alınıyor. Karayollan 17. Bölge Müdürü Sefer Tırman, köprünün Okmeydanı- Topkapı yönünde 14 temmuz-5 ağustos tarihleri arasında yapılacak ilk bölüm çalışmalanrun, trafıği aksatmaması için 22.00-07.00 saatleri arasında yapılacaguıı belirtti. Tırman, 6-12 ağustos tarihlerindeki bakım çalışmalan sırasında ıse köprünün Okmeydanı- Topkapı yönünün tamamen ırafiğe kapatılacağını söyledi. Madende göçük: 1 ölü • FETHİYE (AA)- Muğla'nın Fethiye ilçesinde krom madeni çıkanlan bir maden ocağında meydana gelen göçükte 1 kişi öldü. 1 kişi de yaralandı. Fethiye'nin Üzümlükasabasma bağlı Gökçeovacık mevkiinde bulunan Deroner madencilik şirkerine ait Keserali Maden Ocağı'nda göçük meydana geldi. 500 metre dennlikte meydana gelen göçüğün altında kalan 8 ışçiden Rafet Karatosun (28) öldü. Çe\Teden yetişenler tarafindan toprak altından çıkanlan işçilerden Yusuf Baysu (32) yaralı olarak Fethiye SSK Hastanesi'ne kaldınldı. TGS'nin basm haklan raporunda Erbakan hükümetinin bilançosu açıklandı 'REFAHYOL karabasandı'ANKARA (Cumhuriyet Büro- su) - REFAHYOL dönemıni basm açısından 'karabasan' olarak nite- lendiren Türkiye Gazeteciler Sen- dikası (TGS), ANAYOL-D hükü- metınden de. gazetecı cinayetleri- nin aydınlatılması ıçın v enlen söz- lerin tutulmasını istedi. Ankara Şubesi'nde oluşturulan Basm Haklannı Izleme Komısyonu"nun hazırladığı "REFAHYOL hükü- meti döneminde basm haklanna yöneliksaldınlar"la ılgilı raporda. REFAHYOL iktidan döneminde 220 gazetecinın gözaltına alındığı ve cezaev lenndekı gazeteci. yazar. yayıncı sayısının haziran ayında 124'e ulaştığı bildırıldı. TGS"nin raporunda. 1995yılın- da basm mensuplanna \ e kuruluş- lanna yönelik olaylarla. Temmuz 1996-Haziran 1997 dönemı karşı- laştınlarak "REFAHYOL iktida- nndaki 1 yıllık süre. basın-yayın kuruluşlanve basın emekçikriiçin tam bir karabasan olarak geçtT denildi. Raporda, 1995 yılındapo- lısin, parti yetkililerinin. kamu gö- revlilerinin. üçüncü kişilerin döv- düğü gazetecı sayısı 11 iken, RE- FAHYOL döneminde büyûk ço- ğunlugu iktidann emrindeki polis- ler ve sanklı militanlar tarafindan olmak üzere, 156 basın emekçısı- nın dövüldüğü belirtıldi. 1995 yılında 40 basm emekçısı- nın gözahına alındığı kaydedılen raporda. REFAHYOL döneminde bu sayının 220'ye yükseldiğine dikkat çekildı. 1995 yılında22 ga- zeteci için tutuklama kararı veril- diğı bildirilen raporda. REFAH- YOL döneminde ise 40 gazeteci- nin tutuklandığı belırtildi. Basın kuruluşlanna yapılan polis baskı- nı sayısının 1995'te 15 olduğu vur- gulanan raporda. söz konusu dö- nemde 106 basın kuruluşunun po- lis baskınına. 8 basın kuruluşunun da üçüncü kişilerin baskınına uğ- radığına dikkat çekildi. Gazete ve dergi toplatma karan 1995'te 77 iken. REFAHYOL döneminde bu sayının 164'e çıktığı bildirilen ra- porda, aynı dönemde gazete ve dergıler için 3 yıl 3 ay süreli 20 ka- patma karan çıkanldığı vurgulan- dı. Raporda. REFAHYOL döne- minde RTÜK.'ün de 73 radyo ve televizyon için geçicı kapatma ka- ran verdiği, mahkemeler tarafin- dan basın da\alannda 91 yıl 11 ay 15 gün hapis ve 35 milyar 48 mil- yon 760 bin lira para cezası venl- diği kaydedildi. Raporda, gazete- cı Metin Göktepe'nın söz konusu dönemde öldürülmediği. ancak TBMM'de Göktepe cinayetini araştırmak için kurulan komısyo- nun. Göktepe'nin gözaltında ölü- münün tesadüf olduğu sonucuna varması kınandı. Raporda, Uğur Mumcu cinayetinin araştınlması için TBMM'de kurulan komisyo- nun, cinayet soruşturmasının cid- diyetsizlık ömeği olduğunu sapta- masına karşın, REFAHYOL ikti- dannın bu durumu gidermek için hıçbır adım atmadığı, buna karşın katliam sanığı Abdullah Çaflı'nın, REFAHYOL iktidan tarafindan "devlet için kursun atan vatanse- ver" ılan edildiği vurgulandı. Bu dönemde 2 gazetecinın öldürüldü- ğü. 17 basın-yayın kuruluşunun saldınya uğradığı. 14 gazetecinin silahlı saldınya uğradığı. 4 gaze- tecinin kaçınldığı bildırildi. TGS tarafindan "utanç tabtosıT olarak nitelenen dönemden. son olarak haziran ayına ilişkin bazı rakamlar şöyle: "Silahlı saldınya uğrayan basın-yayın kuruluşu sa- yısı 4, silahlı saldınya uğrayan ga- zeted sayısı 4, dövüJen gazeteci sa- yısı 5, gözaltına alınan gazeteci sa- >ısı 4, tutuklanan gazeteci sayısı 4, baskına uğrayan basın-yayın ku- ruluşu sa>ısı 2, gazete ve dergiler hakkında toplatmakaran 2,kapa- ülan gazete 1, toplaüian kitap say> sı 1, RTL'K taranndan verikn ka- patmacezası 14, RTLK tarafindan veriJen uyan cezası 12, açılan. de- vam eden ve sonuçlanan dava sa>> a 32, cezaevlerindeki gazeteci-ya- zar ve yayıncı sayısı 124. Sonuçla- nan 10 davada 8 yıl 8 ay hapis, 1 mih/ar 386 mih on 330 bin lira pa- ra cezası." Cumhurbaşkanı Demirel, uluslararası basm kuruluşlannı kabul etti 4 Türldye'de işkence varchr' ANKARA (Cumhuri- yet Bürosu) - Cumhurbaş- kanı SiUeyman Demirel. Türkiye"nin dünyada en çok gazetecinın hapıste bulunduğu ülke olmasın- dan bü>ük üzüntü duydu- ğunu kaydetti. Halen ceza- e\inde bulunan gazetecı IşıkYurttçu ıle ilgılı olarak "IşıkYurtçu Ue ügili dosya önüme geldiğinde. söz veri- yorum yetkimi kullanaca- ğım. Gazetecileri hapse at- ma hakkı olan tek kurum yargıdır ve bu ülkede yar- gıözgürdür" dedı. Başbakan Yardımcısı ts- met Sezgjn de Yurtçu'nun temmuz ayı içinde serbest bırakılacağını umduğunu söyledi. Demirel, basının daha özgür çalışabılmesi için parlamentonun gerek- li yasaları çıkaracağını kaydederek. 1996 yılında polislerce dövülerek öldü- rülen gazetecı Metin Gök- tepe olayında adaletın ye- rine getirileceğine inandı- ğını kaydetti. Demirel, Türkiye"de yazılanndan dolayı cezaevlennde bulunan gazetecilerın ser- best bırakılması çerçe\esinde başlatılan kam- panyaya katılan uluslararası basın kuruluşlan- nın temsilcilenni Çankaya Köşkü'nde kabul et- ti. Demirel. Türkiye'de demokratik basının ge- liştirilmesi için büyük çaba harcadığını. kımse- nin gazetecilen hapse atma hakkı olmadığını bildirdi. Yurtçu'nu durumunu da dosyası önü- ne geldiğinde değerlendıreceğinı ve yetkismi kullanacağını kaydeden Demirel. "Gazetecile- ri hapse atma hakkı olan tek kurum yargıdır ve Cumhurbaşkanı Süleyman Demirel, "İnsan haklan söz konusu oMuğunda her ülke- nin, her kinisenin söyİeyecek bir şeyi olmah" dedi. ı ..c.,,., „ <>mui..m: > bu ülkedeyargıözgürdür. Vargı kararlanbir üst mahkemede iriraza açıktır. Bizler de adaletin ve yargının işler halde kahnasmı sağlamaya çalışı- yonız" diye konuştu. Demirel. TBMM'nin de gerekli kanunlan çıkaracağını anlartı. Demirel, Türkiye'de işkence olaylannın yaşandığını, an- cak bunlann devlet politikası olmadığını söy- ledi. Uluslararası basın kuruluşlannın temsil- cilerinin yaptıklan açıklamalan Türkiye'nin içişlerine müdahale olarak görmediğiru belir- ten Demirel. "İnsan haklan söz konusu oldu- ğunda her ülkenin. her kimsenin söyleyecek bir şeyi olmalı" dedi. Ulusla- rarası basm kuruluşlannın temsilcilerinin yaptıklan açıklamalan Türkiye'nin içişlerine müdahale ola- rak görmedeğini belirten Demirel. "tnsan haklan S4>z konusu olduğunda her ülkenin. her kimsenin söy- levecekbir şeyiolmalT de- di. Demirel. "terorizrain dışında, sadece fîkirlerin- den dolavı hapiste olan ga- zetecilerin bulunduğu^nu bildirdi. Heyet, daha son- ra, Dışişleri Bakanı tsma- il Cem Adalet Bakanı CM- tan Sungurlu, Başbakan Yardımcısı ve Milli Sa- v unma Bakanı tsmet Sez- gin ve DTP Genel Başka- m Hüsamettin Cindoruk ile bir araya geldi. Gazetecileri Konıma Komitesı Başkanı Terry Anderson. Sungurlu ile yapılan görüşmede, dün- ya genelinde cezaevinde tftiUırıan 180 gazeteciden •-.,-.- • 80'inin Türkiye"de oldu- ğunu belirterek, Türkiye'nin Libya, Etiyopya, Çin ve Burma gibı ülkelerle aynı listede bulun- duğunu vurguladı. Smır Tanımayan Gazeteci- ler Örgütü Genel Sekreteri Robert Menard da Türkiye'de şimdiye kadar 20 gazetecinın öldü- rüldüğünü, ancak bu suçu işleyenlerin yargı önüne çıkanlamadığmı belirtti. Uluslararası basın temsilcileri çarşamba gü- nü Tekırdağ'a giderek Saray Cezaevi'nde bu- lunan gazetecı Yurtçu'yu ziyaret edecekler ve Yurtçu'nun 1996 yılında kazandığı Uluslarara- sı Basın Özgürlüğü Ödülü'nü verecekler. 'Çiller, Ağar ve Bucakyargılansın' Beşiktaş Yurttaş Girişimi'nin "Susurluk çetesinin yargılanması" için 23 haftadır Beşiktaş İskele Meydanı'nda düzcnlediği ey lem sona erdL V'urttaş Girişüni adına vapılan açıklamada. eylül ayından sonra daha kitlesel ve ses getirici eylemlerin hay ata geçirueceği belirtildi. Susurluk çetesi yüzünden 11 ay hapis cezasına carptınldığını ifade eden karikatürist Ertan Aydın, "İtiraf ediyonım. VargBiz infazlan, işkenceleri. faili meçhulleri. uyuşturucu sevlayatmı ben yaptını" dedL Susurluk çetesinin yargılanmasını isteven \'urttaş Girişimi üv"eterL geçen yıl yaşanan ölüm orucu eylcminde hayahnı kay beden 12 kişiyi ve sosyalist lider Mchmel Ali Aybar'ı alkışlarla andı. "'Çiller, Ağar, Bucak yargılansın" sloganı atan grup, daha sonra olaysız bir şekilde dağıldı. (Fotoğraf: ALPER TURGUT) Suclama 'Tansu ÇOler CIAajanı' Haber Merkezi - lşçi Par- tisi liden Doğu Perinçek'in 'CIA görevlisi' olduğu iddi- ası üzerine askeri savcılığın hakkında soruşturma yaptı- ğı DYP Genel Başkani Tan- su ÇOler hakkında casusluk yaptığına daır belgeler oldu- ğu belirtıldi. Hürnyet gazetesi köşe ya- zan Emin Çölaşan dün ya- yımlanan yazısmda elınde Tansu Çiller'ın CIA ajanı ol- duğunu gösteren belgeler bulunduğunu açıkladı. Çö- laşan. emekli ıki üst düzey CIA görevlısinin imzalı ve noterden onaylı ifadelennin elinde olduğunu bildirdi. 14 Nisan 1997 tarihinde Yüz- başı Hovvard Burns'ün im- zaladığı belgede CIA ajanı- nın şunlan söylediğı belir- tildi: "Kendi ülkesinden ma- aşa bağladığımız yabana ajanlarla ilgflendûn ve bun- lanJohn McMahon'abildir- dim. Bunlardan biri sonra- dan Türkiyc'de başbakan olan Tansu Çillcr'di. Kendi- sinden sık sık bilgi alır ve ha- rika olarak nitelerdik. Yılda 100 bin dolar maaş alırdı. Dosyadaki kod adı Rose of Istanbul' (İstanbul Gülü) idi. 1979 yüuida Amerikan va- tandaşı olmuştur." Mayıs 1997 tarihli, New York Noteri Mkhael J. Sar- no tarafindan onaylanan ikinci belgede ıse şu ifadele- re yer verildi: "1968-1985 yıllan arasında görev yap- tını. Bayan Tansu Çiller. gö- rev döneminde maaşlı ajan- dı. ClA'nın doğrudan dene- timi altındabilgigetirirdi.Bu amaçla Ankara'daki ABD Büyükelçiliği'ne başvur- muştu. Amerika'da tarafı- nuzdan egitimden geçirfldL Daha sonra doktora yaptı. 1974 yılından itibaren. özel bir besaba ödenmek üzere yılda 100 bin dolar maaşa bağlandı. 1983 yılında dos- yası gözden geçirilirken ABD vatandaşlık başvuru- sunun 1 Temmuz 1979 tari- hinde kabul cdilmiş olduğu görüldür BIZBÎZE ERDAL ATABEK Duyguları Yönetemeyince... Duygulannı yönetemeyenler. duygulannın ken- dilerini yönettiğini anlamak zorunda kalırtar. Istek, tutku, korku, heyecan, sevgi. nefret, insan duygulandır. Eğer bu duygulan biz yönetemezsek, bu duygular bizi yönetir. O zaman da biz duygula- nmızın bizi götürdüğü yerlere gidenz. Azimle inat arasındaki fark, akıldan başka bir şey değildir. Akılla direnme azimdir, akılsız direnme inat. Doğru seçilmiş bir hedefe yönelten hırs, gücün doğru kullanımıdır. Yanlış hedefe yönelten hırs ise gücün yanlış kullanımıdır ve felaketlere giden yo- lun taşlarını döşer. 'Duygulu insan', duygularına önem veren, duy- gulannı tanıyan, duygularına değer veren insandır. 'Duyarlı insan', çevresinde olup bitenlere ilgi du- yan, onlardan kendi payına sorumluluk duyan in- sandır. 'Duygusal insan', duygularıyla hareket eden, duygulannı yeterince ölçemeyen insandır. Duygulanmızdatıpkıaklımızgibıbüyükgüçkay- naklarımızdır. Duygusuzlaştınlmış akıl, sahibmi bencil ve zalim kılar. Akılsızlaştırılmış duygu ıse sa- hibini kendi güdümünden çıkanr, başka olaylann ve kişilerin peşinden sürükler. Onun için de hayatta doğaı başanlar kazanmak ısteyen insan, 'aklın ve duygulann büyük gücünü' tanımayı, geliştirmeyi ve dengelemeyi bilmelidir. Hayatta kazanılacak en büyük başan, insanın ken- di güçlerini tanımasıdır, geliştirmesidir, dengele- mesidir. Pek çok, 'akıllı' insanın hayatındaki inanılmaz yanlışlan nasıl yaptığı anlaşılamamaktadır. Oysa buradaki tehlikeli kavşaklar, 'duygulann yönetil- memes/'nde yatmaktadır. 'Duygulan güçlü' pek çok insan da aklını yönetemediği için hayata mü- dahale edememekte, çektiği acılarda kendi payı- nı görmezden gelmektedir. Aslında insanların bütün eğitim süreçlerinde 'akıl süreçleri' ve 'duygu süreçleri' önemle yer almalt, insanın kendi güçlü ve güçsüz yanlarını tanımala- n sağlanmalıdır. Bu yapılmadığı için de her alanda verimsizlik. insan israfı, enerjinın boşa harcanma- sının sonuçlan yaşanmaktadır. Insanlar yaşadıklarını neden yaşadıklarını anla- yamamakta, bütün bu olaylarda kendi paylarını görememekte, kendi dışlarında oluşan gidişe ayak uydurmaya çalışarak kendilenni tüketmektedirler. • • • 'Iktidar hırsı', güçlü olma dürtüsünün kontrol- den çıkarak hastalıklı bir biçim almasıdır. Türkiye'ye baktığınız zaman, bütün iktıdar süreç- lerinde, halkın içinden gelmış 'halkçocuklan'mn bir süre sonra 'hanedan yaratma' çabalannı görürsü- nüz. Özal ailesi, bu dönüşümün tipik örneğıdir. Çil- ter ailesi de başka bir örneği oluşturmaktadır. Za- manında Süleyman Bey de bu dönüşümü yaşa- mıştır. Buömeklerin hepsi de 'halkçocuğu'olarak başlayan bir süreçte 'iktidarhırsı'n\ denetleyernej dikleri içîn 'hanedan olma' dürriilerine tesum oi- muşlardır. Oysa bu örneklerde de, başka örneklerde de 'büyük işler yaparak, başanlar kazanarak' hayat- lanna anlam kazandırmak isteği güçlü bir dürtü ya- ratmış, böyle bir başlangıçla yola koyulmuşlardır. Ama süreç içinde 'duygulannı yönetemedikleri için' artık kendilerini 'daha üstün, herkesten güç- lü' konuma getirmek hırslannı yenememişlerdir. Para, koltuk, unvan, üstünlük hırsı. Az gelişmiş kültüre eklenen kapitalist değer sis- temınin bilınen sonuçtan budur. Ne yaptığınız değil, neye sahip olduğunuz önem- lidir. Neye yaradığınız değil. nasıl yaşadığınız önem- lidir. Ne olduğunuz değil, ne göründüğünüz önemli- dir. Oysa, içinizdeki küçük çocuk sadece korkula- nndan kurtulmak ıstemektedir. Ama bu çarpık sis- tem, o küçük çocuğu tehlikeli bir yaratığa dönüş- türmektedir. Insanlara öğretilmesi gereken ilk iş belki de 'ak- lın ve duygulann gücünü tanıma' eğıtimiyle ken- disini anlama ve uygarlığı kavrama olmalıdır. Her derecedeki okul programlanna bu konu alınmalı- dır. Bütün toplum örgütleri, sendikalar. meslekku- ruluşları, şirketler, organizasyonlar bu konuda programlardüzenlemeli, sistemli bir eğitim yapma- lıdırlar. Insanlar 'aklın ve duygulann yönetimi' konusun- da bilinçlendirilmelıdir. Çünkü nasıl yurttaş olacak- lan, nasıl analar ve babalarolacaklan, nasıl seçmen olacaklan, hayatlannı nasıl yaşayacaklan çok bü- yük ölçüde bu alandaki bilinçlerine bağlıdır. Insana, hep insana bakmak gerekiyor. M i l l i E ğ i t i m B a k a n l ı ğ ı n d a A y v a z C ö k d e m i r k u ş a t m a s ı Gökdemirler'in görülmemiş hukuk tanımazlığıANK\R\ (Cumhuriyet Bürosu) - Komando Ayvaz olarak anılan DYP Gazıantep Milletvekili Ayvaz Gökde- mir'ın kardeşi Fikret Gökdemir'in Milli Eğitim Bakanlığı Dış İlişkiler Genel Müdürü görevıne getinldikten sonra oluşturduğu kadro ile hukuk dı- şı uygulamalarda bulunduğu öğrenil- di. Ayvaz Gökdemir'in yeğenmin ka- nsı Meral Gökdemir'in usulsüz olarak Seyranbağlan Lisesi Müdürlüğü'ne atandığı. ilerici ve sendıkacı öğret- menler üzerinde de sürgüne kadar va- ran baskılar uyguladığı belirlendi. Ay- vaz Gökdemir'in ablasımn oğlu Ah- met Ydmazda aynı okulda göreve baş- latıldı. Ayda en az iki kere yurtdışma çıka- rak günde 150 dolar harcırah alan Fik- ret Gökdemir'in şube müdürlennden hızmetlısıne kadar uzanan kadro ope- rasyonunda, uzman bürokratlan gö- revden alarak. kendi yandaşlannı eği- tim müşavirlıklenne getirdıği bildinl- di. Gökdemir. Personel Sube Müdür- lüğü'ne Ahmet Büyükkalaycı. Dış Ilış- kiler Genel Müdürlüğü Sube Müdür- lüğü'ne de Metin Demir'i getirerek, istediği eğitim müşavırlerinihiçbırer- gelle karşılaşmaksızın yurtdışı göre\- lere atadığı kaydedildi. Gökdemir"ın şimdiye kadar Dış İlişkiler Genel Mü- dürlüğü Şube Müdürleri Tevfîk Kara. Kadri Direkçu Zeki Karabıyık, Özcan Polat MeUk Yayan. Daıre Başkanlan İbrahûn Mutlu v e Ertuğrul Açıkei şef Necart Bayer. Mustafa Yaltınk, Süley- man Özdemir, Aysun Bayaz. Aysel Ke- merli, Özel Kalem Müdürü İsmail Hakkı Doğan. hızmetlı Biiny amin Ka- ra olmak üzere toplam 17 kişiv ı görev- den aldığı belirtıldi Bakanhkta terör Milli Eğitim Bakanlığfndaki üst düzey yetkilıler. Dış Işleri Genel Mü- dürlüğü içinde terfileri gelen bürokrat- lann üst göre\ lere getinlmesi gerekir- ken, kurum dışına atandığına dikkat çekerek şöyle dediler: "Fikret Gökdemir, hukuk tanımaz tavn ile bakanhkta adeta terör estiri- yor. Katüım düzeyine bakmaksızuı biz- İeri ilgikndiren konularda da kendisi yurtdışma 0di>or. Türkiye'nin en çok yurtdışma çıkan bürokratıdır. Döne- min bakanı Mehmet Sağlam'a Gök- demir nedeniyle yaşadtğımız sıkıntıla- n birçok kez ifade etmemize karşın so- nuç alamadık." Fikret Gökdemir'in. Kamu Perso- neli Dil Sınavı (KPDS) C derecesi ol- mayan bakanlık eğitim uzmanı İsma- il Yılda'ı Gürcıstan'a göndermek için Tiflis Üniversitesi'nden birhaftada dil sertifikası aldırdığı ıddia edildi. Gök- demir'in. tatilini 24 Temmuz-2 Ağus- tos 1996 tarihleri arasında Bursa-Ye- nışehır'de geçirmek üzere yıllık izin alan Yıldız'ı aynı tanhte gizlice Gür- cistan'a göndererek dil sertifikası al- dırması. "Bir haftada Gürcüce öğren- mek mömkün mü?" diye değerlendi- nldi. Bakanlıktan adınm açıklanmasını istemeyen bir görev li, iyi bir marangoz olarak tanınan İsmail Yıldız'ın, Gök- demir'in Bodrum'dakı yazlık evinin ahşap oymalannı yaptığına dikkat çek- ti. Gökdemir'in istediği eğitim müşa- virlerinı seçmede hukuksal bir sorun- la karşılaşmamak için Talım Terbiye Kurulu Başkanlığı'nı devredışı bıra- karak."Milli Eğitim BakanlığıYıırtDı- şı Teşkilahna Sürekli Görev le Atana- cak Personelin Seçim Esaslan Hakku> da YönetmeBk''te yapmak istediği de- ğışıkliğın de son anda önlendıği belir- tıldi. Talım Terbiye Kurulu Başkanı Ramazan Çetin Dağhtarafindan Gök- demir'e gönderilen uyan mektubunda, bakanlık birimlerince hazırlanan yö- netmeliklenn değişikliği için kurul onayının gerektiği \aırgulandı. Fikret Gökdemir'in bakanlık aracıy- la kardeşi Ayvaz Gökdemir'in 24 Ara- lık 1995 tarihinde yapılan seçim kam- panyalannda da çalıştığı öğrenildı. Fikret Gökdemir'in kendi görev alanı- na gırmedıği halde Ayvaz Gökde- mir" in Kayseri'de hizmete sunacağı okul binalannın açılış törenine katıldı- ğı belirlendi. Vekâleten atama Ayvaz Gökdemir'in yeğeninin eşi Meral Gökdemir 1996 yılında 4 yıllık idarecilik kıdemi olmamasına karşın vekâleten Seyranbağlan Lisesi Müdü- rü olarak atandı. Eğitim-Sen yetkilile- n. okulun kantin ihalesının usulsüz olarak yapıldığına ilişkin suç duyuru- sunda bulunulduğunu belirtirlerken. okulda vakıf kuran Meral Gökde- mir'in. kendisini başkan. Ayvaz Gök- demir'in ablasımn oğlu olduğu belir- tılen Ahmet Yılmaz'ı da başkan yar- dımcısı yaptığını kaydettiler. Eğitim- Sen, Gökdemir'in hafta içi kredili sis- tem öğTencilerini hafta sonu paralı kursa kaydırarak kurduğu vakfa gelir elde ettiğini bildirdi. Meral Gökdemir, "keyfigerekçeler- le"çeşitli cezalar verdiği felsefe öğret- meni ve Eğitım-Sen'ın işyen temsilci- si HamkfeVTğit'i, 14 Nisan 1997 tari- hinde iki araçla ulaşabileceği Anıtte- pe Lisesı'ne geçıci görevlendirmeyle sürdü. Çankaya tlçe Milli Eğitim Mü- dürlüğü'ne keyfi uygulamalara karşı yaptığı başvurulardan sonuç alamayan Yiğit, İl Milli Eğitim Müdürlüğü'ne 13*Mayıs 1997 tarihinde v erdiği dılek- çesinde. geçicı göre\ lendinnenin. "kendisinden sonra okula gelen aynı branştaki iki öğretmenden birisinin Amttepe Lisesi'negönderiunesini*" dü- zenleyen Bakanlık Personel Genel Müdürlüğü'nün 1995 yılında çıkardı- ğı genelgeye aykın olduğunu bildirdi. Yiğit, 14 Nisan 1997 tarihinde Anka- ra Cumhuriyet Başsavcılığı'na Meral Gökdemir hakkında suç duyurusunda bulundu. Suç duyurusunda, Gökdemır'in sevk kâğıdını imzalamadığını, bu ne- denle Numune Hastanesi Acil Cerra- hi Poliklıniği'nde tedavi olmak zorun- da kaldığmı ve buradan kendisine 7 günlük rapor verildiğinı anlatan Yiğit, "Yasalann okul müdürümüze verdiği bağlı yctkiyi kötiiye kullanarak. beni sağuğım açısından telafîsi imkânsızza- rara uğratmak istemektedir" dedi Oğretmenlere tehdit Eğitim-Sen, Çankaya tlçe Kayma- kamlığı'na 1996 yılı sonunda yaptığı başvuruda. Meral Gökdemir'ın soya- dını kullanarak öğretmenleri tehdit et- tiğini ve 18 öğretmen hakkında soruş- turma açarak cezalar verdiğinı bildir- di. Başvuruda, usulsüz olduğu savla- nan uygulamalar şöyle anlatıldı: "Meral Gökdemir, yeğeni olduğu söylenen tarih öğretmeni Ahmet YüV maz'ı başka okuldan ey lül ayında ken- di okuluna nakil yaptırmış, yaklaşık 2 ay kendisine dersvermemiş. fiilenmü- dür yarduncısı gibi görev yaptırmıştır Oysa tarih branşında açık bulunmak- tadır. Okulun fen bilgisi öğretmeni ts- met Yılmaz'a29saatdersverilmiş,ay- nı dersleri okutabilecek diğer oğret- menlere 8 saat ders verilmişrir. tsmet Yılmaz'a, ilgili yönetmeliğe aykın ola- rak sınıf öğretmenliği, okul araçlannı koruma ve güzeUeştirme kolu rehber öğretmenliği görevi de verilmiştir."
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle