Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
Cumhuriyetîmtivaz Sahibi: Bcrin Nadi
Genel Yayın Yönetmenı Orhan Erinç 0
Genel Ya>ın Koordınatörir Hikmct
Çetinkaya • Yazıışlerı Müdurlerı
IbrahimYıldız, DinçTavanç (Sorumlu)
# Haber Merkezı Müduru Hakan Kara
9 Görsel Yönetmen Fikret Eser
Dış Haberler Şinasi Danışoğlu • Istıhbarat
Cengiz Yıldınm # Kultur Handan Şenköken
# Spor Abdülkadir Yücclman # Makaleler.
Sami Karaören • Duzeltme Abdullah Yazıcı
• Fotoğraf Erdoğan Köseoğlu • Bılgi-Belge
Edibe Buğra # Yurt Haberlen Mehmet Faraç
Yayın Kurulu İIhanSelçuk(Baskanl.
Orhan Erinç. Okta> Kurtfaöke,
HikmetÇetinkaya, Şflkran Soner.
Ergun BakL Dinç Tayanç. İbrahim
Yıldız, Orhan Bursalı, Mustafa
Balbav, Hakan Kara.
"knkara Temsılcısı Mustafa Balbav 9 Haber Mudüni Doğan
Akın Atatıirk BuKan No 125. Kat4. Bakanlıklar-Ankara
Tel 4195020 C hat). Faks 419502V • Izmır Temsılcısr
SerdarKızık,H ZINTJBK 1352 S.2 3Tel-4411220. Faks:
44191 l"#AdanaTemsılcısı ÇetinYiğenoğlu, inonüCd.
119 S \o 1 Kat l.Tel 363 12 11. Faks. 363 12 15
Koordınatör Ahmet Korulsan 9
Muhasebe Bülcnt Yener 9
Idare HüseyinGürer9tşletme
ÖnderÇdik0 Bılgı-tşlem. NaU
tnal 9 Bılgisayar Sıstem
Mürüvet Çiler
MEDYA C: • Yönetım Kurulu
Baskanı - Genel Mudur Gülbin
Erduran # JCoordınator Reha
Işıtman # Genel Mudur Yardımcısı
Mine Akdağ Tel 514 0? 53 -
5139580-5138460-61,Faks 5138463
ıan >e Baauı: ^ enı Gun Haber Ajansı. Basın ve Yaymcıiık A Ş
ı Cad. 3941 f agalogiu 34334 !st PK 246 Isıanbul Tel (0 212, 512 05 05 (20 hao Faks (0 212)513 85 95
14TEMMUZ1997 İmsak: 3.41 Güneş: 5.37 Öğle: 13.17 Ikındi: 17.14 Akşam: 20.43 Yatsi: 22.30
Geleceğin
yiyeceği
üretildi
• ANKARAflJBA)-
Bılim adamlan, yaptıklan
uzun araştırmalar
sonunda. yiyeceklere
Pasıfik Okyanusu'nun
dibindekınin beş katı
basınç uygulanması
halinde, yiyeceklerin
içinde bulunan ve gıda
zehırlenmesine yol açan
bakterilenn ölebileceğini
açıkladılar. Bu tekniği
tercih etme nedenlerinin
basınca ilgi değil. sadece
besmin gıda değerini
korumak olduğunu
söyleyen uzmanlar,
bitkisel mikroplarda
basıncın hücre du\r
annı
parçaladığmı, kendini
yenileyemeyen hücrenin,
hasan önleyemediği için
üremenin durduğunu
belirttiler.
Tenmik
santrallar
• İSKENDERUN
(Cumhuriyet) -
lskenderun Körfezi
Belediyeler Birliği, yeni
hükümete bir yazı
göndererek, Doğu
Akdeniz'de laırulması
planlanan termik
santrallara karşı
olduklannı bıldirdiler.
Termik santrallann
Kilis"ten Silifke'ye,
Feke'den Samandağ'a dek
uzanan çok geniş bir alanı
etkilemesinin
beklendiğini belirten
Körfez Belediyeler
Birliği ve lskenderun
Beledıye Başkanı Mete
Aslan. "lthal kömüre
dayalı termik santrallann
kurulmasına. Körfez
Belediyeler Birliği,
toplantısında oy birliğiyle
karşı olduğunu bıldiren
karar almıştır" dedi.
Haftalık çalışma
süreteri
• ANKARA(AA)-
Dünyada haftalık çalışma
süresi en fazla ülkenin,
Türkiye olduğu bildirildi.
Petrol-lş Sendikası
yıllığında yer alan habere
göre. Türk işçisi yılda 2
bin 470 saat çalışıyor.
Diğer ülkelerde yıllık
çalışma süresinin 1424
saate kadar düştüğünün
vurgulandığı araştırmada,
Türkiye'den sonra
dünyada en fazla çalışma
süresinin yılda 2 bin 9
saatle Portekiz'de
gerçekleştirildiği
belirtildi. Dığer ülkelerle
kıyaslandığında son yedi
yılda Türkiye"de
"Yevmiyeli ve geçici
işçi" çalıştırmada da
büyük artış olduğu
kaydedildi.
Grev ve
lokavtlar
• ANKARA(ANKA)-
Türkiye'de yapılan grev
ve lokavt sayısmın 1985-
1990 yıllan arasındaki
sürekli artışının son
yıllarda yerini düşüşe
bıraktığı belirlendi.
Çalışma ve Sosyal
Güvenlik Bakanlığı'nın
venlerine göre, grev ve
lokavt yasağının 1984
yılında kalkması ile
birlikte grev ve
lokavtlann sayısında
büyük bir artış saptandı.
1992 yılından sonra ise
grevlerin sayısında
belirgin bir düşüş olduğu
belirlendi. Öte yandan bu
grevlerde 26 milyon 730
bin 4. lokavtlarda ise 5
milyon 79 bin 857
işgünün kaybolduğu
belirlendi.
Bulaşıcı
hastalıklar
• ANKARA(AA)-
Kastamonu tl Hıfzıssıhha
Kurulu, AIDS, Hepatit B
ve C gıbi kan yoluyla
bulaşan hastalıklara
önlem amacıyla berber,
kuaför, güzellik ve
epilasyon salonlan gibi
yerlerde ustura ve kan
taşmın kalem şeklinde
kullarumını yasakladı.
Buralarda kullanılan
aletlerin her kullanımdan
sonra dezenfekte edilmesi
istendi. Kararda aynca, il
merkezlerinde insan
sağlığıyla yakın ilişkide
olan kişilerin, yılda bir
kez sanlık ve AIDS testi
yaptırmalan istendi.
Sanayi ve turizmdeki plansız gelişme 'kıyı prestiji'ni azaltıyor
Mavi Bayrak'ta gerîyiz
CEMULUTAŞ
Türkiye'nın Avrupa Çevre Eğitim
Vakfi (FEEE) tarafindan temiz kıyı-
lara verilen Mavı BayTak konusunda,
başta Yunanistan olmak üzere tüm
Akdeniz ülkelerinin çok gerisinde kal-
dığı belirlendi. Türkiye'de göl ve de-
niz kıyısında yaklaşık 500 noktada su
analiz çalışması yapılmasma karşılık,
1997 yıh itibanyla sadece 25 plaj ve
6 marinada Mavi Ba>Tak bulunduğu
belirtildi.
Avrupa Çevre Egitim Vakfı'nın
1997 yılında Ma%i Bayrak verilen yer-
• Türkiye'de göl ve deniz
kıyısında yaklaşık 500
noktada su analiz çalışması
yapılmasma karşılık, 1997
yıh itibanyla sadece 25 plaj
ve 6 marinada Mavi Bayrak
bulunduğu belirtildi.
lerle ilgılı son durumu gösteren "Ma-
vi Bayrak ÖdüDeri 1997" adlı raporun-
da, Türkiye'nin 25 plaj \e 6 marina-
sma karşılık, Yunanistan'ın 188 plaj
ve 5 marinasına. Italya'nın 47 plaj ve
42 marinasına, lspanya'nın 192 plaj
M a v i B a y r a k n e d i r ?
Temiz çevre için önkoşul
Uluslararası düzeyde nitelikli ve
niteliklerinin sürekliliği
kanıtlanmış olan plaj ve marinalar
için geliştiriletı bir standartın
sembolü olan Mavi Bayrak,
Avrupa Çevre Eğitim Vakfi'nın
(FEEE) kontrolünde olan
alanlara, bir yıl süre için ödül
olarak veriliyor. Kıyılann
korunması ve kirlenmenin kontrol
altma alınmasını sağlayan bir
baskı mekanizması olma
özelliğine sahip olan Mavi Bayrak
uygulamasında. temiz deniz suyu,
bakımlı plaj, imarlı yapılaşma,
kısaca her tüıiü kriterde temiz bir
çevre önkoşul olarak belirleniyor.
Mavi Bayrak sembolü,
llanıcılara daha geniş ve güvenli
bir pazar konusunda ayncalık
sağlıyor. Ancak bir yıl sonunda
yapılan denetlemelerde. istenilen
kriterlerde olumsuz bir değişim
olması durumunda. Mavi Bayrak
geri almıyor. Mavi Bayrak talebi,
yöresel Mavi Bayrak deraekleri
veya ilgili belediyeler tarafından
yapüması gerekiyor. Bu
faaliyetin, Türkiye Çevre Eğitim
Vakfi ile koordinasyon halinde
yürütülmesi gerekiyor. Çünkü,
yalnız Türkiye Çevre Eğitim
Vakfi Avrupa Çevre Eğitim
Vakfi'ndan talepte bulunabiliyor.
ve 88 marinasına. Fransa'nın 110 plaj
ve 60 marinasına Mavı Bayrak veril-
dıği açıklandı. Türkıye'nin. "layılann
prestiji" haline gelen Mavı Bayrak
konusunda gen kalmasımn. sanayi ve
turizmin plansız ve kontrolsüz gelış-
mesınin yarattığı sorunlann yanı sıra
Mavı Bayrak prosedürünü takip ede-
rek sonuçlandıracak yerel orgamzas-
yonlann yetersizliğiyle de bağlantılı
olduğu vurgulandı. Avrupa Çe\Te Eği-
tim Vakfi kontrolünde temiz kıyılar-
daki tesislere verilen Mavi Bayrak,
aday plaj ve marinalar önce ulusaljü-
n, daha sonra Avrupajürisi tarafindan
degerlendirilerek veriliyor. Mavı Bay-
rak kriterleri, deniz suyu kalitesi, çev-
re eğitimı ve bilgilendirme, donanım
olanaklan ve emniyet gibi başlıklar al-
tında toplanıyor.
Fmansmanı Turizm Bakanlığı ta-
rafından yapılan deniz suyu analizle-
ri. Sağlık Bakanlığı il örgütü tarafin-
dan sezon süresince 15 gün ara ile ya-
pılıyor. Mavi Bayrak bulunan plajlar
şöyle: Antalya'da Alantur, Damlataş.
Keykubat, Titreyengöl 1. Titreyengöl
2, Sorgun, Çolaklı. Lara, Beldibi, Göy-
nük 1. Göynük 2. Palmiye, Kemer.
Tekirova 1, Tekirova 2 ve Patara. Muğ-
la'da. Içmeler (Marmaris), Yalıçiftli-
ğı, Kumbahçe, Gümbet. Bodrum Ak-
tur, Datça Aktur. Balıkesir'de Ortunç,
Bolu'da Ceneviz Kalesi ile Elazığ'da
Tur-pol.
Mav ı Bayrak sahibi marinalar ise Is-
tanbul Ataköy Marına; Izmir Çeşme
Setur ve Altınyunus Marina; Muğla
Netsel, Albatros ve By Marina; An-
talva'da da Setur ve Antalva Marina.
Halk oylamasmda alınan karar, Başbakan'a iletilecek
'Nükleer santrala hayır'
StLtFKE(Cumhuriyet)-Silifke De-
mokrasi Platformu'nun düzenledıği
"NükfcerKarşıüAlternatifEnerji Ka>-
naklan" panehnde yapılan halk oyla-
masında Türkiye'de nükleer santral is-
tenmediği karan alındı. Karann Baş-
bakan Mesut Yılmaz'a iletileceği bil-
dirildi. Sıyasal partiler. dernekler. sen-
dikalar ve sıvil toplum örgütlerinın bir
araya gelerek oluşturduğu Silifke De-
mokrası Platformu tarafindan "Nük-
leer Karşıü Alternatif Enerji Kaynak-
lan" konulu bir panel düzenlendi.
Panelde konuşan EMO Yönetım
Kurulu üyesi Ali Yîğit >illardan beri
"nükleer santral olmazsa ülkenin ka-
ranlıkta kalacağı" propagandasının
yapıldığını belirterek EMO olarak
Akkuyu ve Sinop'un yanında olduk-
lannı vurguladı.
ÇevTe Mühendislen Odası 2. Baş-
kanı Ethem Torunoğhı da nükleer sant-
ralın bir masal olduğunu söyledı. Ola-
yın emperyalıst saldın bo>Tatu olduğu-
nu belirten Torunoğlu şöyle konuştu:
"Atamadıklan nükleer santrallan
geri kalmış, ülkelere para ile satacak-
lar. "Nükleer santral mali>et açısmdan
oldukça pahalı. kaza olasılığı açısın-
dan oldukça berbat abklan konusun-
da içinden çıkümaz bir dunımda."
Savcılan göreve çağıran Dünya Ener-
ji Konseyı Milli Komıte üyesi Cnal
Erdoğan ise Akkuyu'da birtakım gız-
lı işlenn yürütüldügünü iddia etri. Kl-
GEM Genel Sekreteri İlter Ertuğrul
da Türkiye"de son yıllarda yapılan yan-
lışlıklan anlatarak "Halka rağmen ya-
puan şejler geri tepiyor" dıye konuş-
tu. Konuşmalardan sonra salonda bu-
lunanlann isteğiyle halk oylaması ya-
pıldı. Türkiye'de nükleer santral isten-
mediği konusunda oybırliği oluşurken
panelde yapılanlann Başbakan Yıl-
maz'a iletılmesine karar verildi.
tsmail Kahraman'ın kadrolan 'imar icraatını' hızlandırdı
SFT alanlarında imar furyası
OKTAYEKİNCİ
"Doğal ve arkeolojik
StT alanlannın korunma-
sı ve insanlıgın ortak mi-
rası olarak gelecek nesille-
re aktanlması için etkin
önlemler alınacakür_"
Bu sözler, 55. hüküme-
tin 7 Temmuz 1997 günü
TBMM'de okunan "prog-
ramında" yer alıyor. Ni-
tekim Bodrum Belediye
Başkanı Tuğrul Acar da
kaleyi ziyaret eden yenı
Kültür Bakanı tstemihan
Talaj'dan "Bodrum Ya-
nmadası'nın doğal SİT
ilan edilmesi için'
7
destek
istıyor... (Cumhuriyet,
9.7.1997)
Ne varkiBaşbakan Me-
sutYrimaz.hükümet prog-
ramının "kültür" bölü-
münde ülkeye bu sözü ve-
rirken. Kültür Bakanlı-
ğı'ndakiREFAHYOLdö-
neminde verilen "SİT
alanlannın imara açüma-
sı" sözlen de yme bugün-
lerde Koruma Kurulla-
• İzmir: 1 Numaralı Koruma Kurulu, hükümet değişikliğiyle birlikte
çalışmalannı hızlandırarak Çeşme-Pamucak kıyı kuşağmdaki tüm SİT
alanlannı imara açan bağlayıcı kararlar üretiyor...
• Istanbul: Çamlıca SİT alanında yapılaşma "tavsiye" eden Yüksek
Kurul karannın hemen onaylanması için 3 Numaralı Koruma Kurulu'na
15 gündür yoğun baskı yapılıyor.
1991 yılında doğal SİT ilan edilen Çamlıca tepelert kaçak yapılaşmanın yanı sıra şim-
di de REFAHYOL kadrolannın "imar dayatmasıv la" karşı karşıya™
n'nın gündemine sokularak hızla "ka-
rara bağlanmakta". Üstelik Koruma
Genel Müdürü Altan .\kat'ın kurul
müdürlerine verdiği tahmatla ve Ko-
ruma Kurullan'nın yaz tatilı takvim-
leri de birkaç hafta sonraya "ertelene-
rek_."
EgeSmeri"biti\orw
Izmir'de özellikle "Çeşme Yanma-
dası" ve Pamucak'a kadar uzanan kı-
yı kuşağına bakan "1 Numaralı Koru-
ma Kurulu". 55. hükümetın kurulma-
sı için Cumhurbaşkanı'nın Mesut Yıl-
maz'ı görev lendirmesinden bu yana
ardı ardına "seri toplantüar"yaparak,
SİT alanlanndakı imar beklentilennin
önünü açan kararlar alıyor.
Genel Müdür Altan Akat'uı iste-
ğiyle Ankara'daki Yüksek Kurul'ca
belirlenen "tavsije kararlan"doğrul-
tusunda alınan "hızlandırdmış karar-
lar" sonucunda yine son birkaç hafta
içinde Pamucakkıyı kuşağı yapılaşma-
ya açıldı; Çeşme, Alaçat, Seferihisar
kuşağında ise "SİTdereeeleriyeniden
düşürülerek'' beledıyelerin ve koope-
ratiflenn imartaleplen karşılandı.Edi-
nilen son bilgiye göre. 1 Numaralı Ku-
rul'da sadece Prof. Dr. Ömer Öz\>
ğit'in "muhalefet şerhi" koyabildiğı
bu hızlandınlmış karariarda, sırabu haf-
ta Alaçaü'ya gelmiş durumda. Eğer
yeni bakanlık yönetimi hemen müda-
hale edemezse. Koruma Genel Mü-
dürü'nün "tatilerteleterek" çahştırdı-
ğı kurul, 55. hükümetin programını
Izmirbölgesindebelki detümüyle "ge-
çersiz"kılacak...
Çamlıca "direniyor"
İstanbul'da ise son günlerde yaşa-
nan benzerbır operasyon bu kez "Çam-
lıca SİT alanını" tehdıt ediyor.
Yüksek Kurul'un Çamlıca için be-
lirledıği "tavsrvekarannın" Istanbul 3
Numaralı Koruma Kurulu'nca "ivedî
olarak" görüşülüp yürürlüğe konma-
sı ıçın SİT dosyası genel müdürlük ta-
rafindan 26 Haziran 1997 günü kurul
gündemine getırildi. Ne yar ki Kurul
Başkanı Prof. Dr. HakkıÖnd o gün İs-
tanbul dışında oldugundan. Kurul Mü-
dürü Bülent Bilgin'in ısrarlanna rağ-
men dığer üyeler konu>Ti görüşmedi-
ler ve bir sonrakı haftalık toplantıya bı-
raktılar.
3 Temmuz 1997 günü yapılan top-
lantıda ise Kurul Başkanı ve üyeler bu
kez de "yerinde inceteme yapma" ka-
ran alınca, Çamlıca SÎT alanında "ya-
pılaşma koşullannı beliıieyen" Yüksek
Kurul önerilen ) ıne sadece "tavsiye'"
olarak kaldı.
Böylece REFAHYOL döneminde
bir üyesınin Erzurum'a tayin edilme-
sınden bu yana eski Bakan Kahra-
man'la "uyıımlu birüye"bulunamadı-
ğı için aylardır 4 kişiyle toplanan Ko-
ruma Kurulu, İzmır'dekinden farklı
bırtutum sergileverek SİT üzerindeki
imar beklentilenni hiç değilse birkaç
hafta için ertelemiş oldu. Bu süre için-
de genel müdürlüğün "baskısı" da ye-
ni bakanlık yönetimince giderilebilır-
se. Çamlıca SlT alanı için gerekli ko-
ruma kararlan "özgür ve biümsel bir
ortamda" ahnabılecek...
Bütün bu gelişmeler karşısında
deneyımli kurul üyeleri ise özellikle tz-
mir SlT alanlanna yönelik "karar fiır-
vusını" durdurabilmek için yeni bakan
İstemihan Talay'a vakit geçirmeden
"kuruDan tatil etmesini" öneriyorlar.
Her yıl olağan olarak temmuz ve
ağustos aylannda programlanan bir
aylık yaz tatili hemen başlatılabilırse.
hem SİT'lerdeki imar tahribatı dur-
durulacak hem de ANAYOL ve
REFAHYOL dönemlerindeki "kad-
rolaşma tahribatını" gıdermck için
yeterli zaman bulunabilecek. Böylece
hükümet programının "kültür''başhğı
altında yer verdiği "SİT alanlannı
koruma sözü" için de ilk adımlar atıl-
mış olacak.
Arastırma
Yurttaşm
sorunu
ekonomik
sıkıntı
İstanbul Haber Servisi •
Türk halkının en önemli gün-
dem maddelerinin başında
enflasyon, işsizlik, eğitim ve
sağlığm geldıği. politikacı-
lann tartıştığı konulann halk
arasında aynı oranda tartı-
şılmadığı bildirildi. Elips şir-
ketince yapılan araştırmada
halkm en önemli sorununun
yüzde 33.7 ile ekonomik sı-
kıntılar olduğu vurgulandı.
Bir süre önce kurulan Elips
araştırma şirketi tarafindan
10 Mayıs-10 Haziran 1997
tarihleri arasında 14 il mer-
kezınde 4202 denekle yüz
yüze görüşülerek yapılan "Si-
>asal Görünüm ve Kamu-
o>n Gündemi" konulu ka-
muoyu araştırmasının sonuç-
lan bir rapor halinde yayım-
landı.
Araştırmaya katılanlann
yüzde 33.7'si en önemli gün-
dem maddesinin ekonomik
sıkıntılar olduğunu belirtir-
ken katılanlardan yüzde
12.8'i hükümet krizi, yüzde
9. l'ı işsizlik. yüzde 8.6'sı ise
eğitimle ilgili sorunları gös-
terdiler. Araştırmaya-katı-
lanlann yüzde 8'i sağlıkla
ilgili sorunlan binncı sıraya
koyarken yüzde 7'sı irticanın
artmasını, yüzde 6'sı devle-
tin içındekı çeteleri, yüzde
5.4'ü ise terör ve anarşıyi
Türkıye'nin en önemli so-
runlan olarak gösterdi. An-
ketı yanıtlayanlardan yüzde
51.8'lik bir bölüm kesintı-
sız eğıtimin 8 yıl olmasını
isterken yüzde 17.8'lik bır
dilim mevcut sıstemin de-
ğişmemesini ıstedı. Araştır-
ma halkın ulusal bırlık konu-
sundaki düşünceleri hakkın-
da da ilginç bulgular ortaya
koydu. Buna göre denekle-
rin yüzde 5 l'ı milh bırlık ve
beraberlikten ülke bırlığıni
anlarken 20.9'u ise din bır-
liğini anladığını belirtti. Ül-
kü birliğinı öne çıkaranlann
oranı yüzde 5.9 olurken kan
ve soy birliğinı savunanlar
yüzde 1.9'da kaldı.
SÖYLEŞİ ATTİLAİLHAN
Kavga, 'Ulkeyi Kim Yiyecek' Kavgası
Hatırtamıyor olamazsınız, çok çarpıcı bir konuş-
maydı; hani 1986'da 20 kişiyle yola çıkıp, şim-
di onaltı bin ortağa sahip ıttrfak Holding varya. onun
'beyni' mesâbesindeki Seyit Mehmet Buğa söy-
lemişti; demişti ki meselâ:
"...Türkiye'de dinamizm isteyenlerie statüko-
yu korumak isteyenler arasında çatışma var. TÜ-
SİAD statükoyu korumak istiyor. TÜSIAD'ın iç pa-
zardan elini çekerek dış pazara açılmasını ve iç
pazan Anadolu yatınmcılarına bırakmasını isti-
yoruz. Kızgınlığımız gelir dağılım dengesini boz-
malanndan kaynaklanıyor. Bizim üstümüzden
çekilmelerini istiyoruz: teknoloji, devlet imkânı,
iç pazar ağı, bunlarda; bunlarta rekâbet edebil-
mek için özel desteğe ihtiyaç var" (Yenı Yüzyıl,
25 Ağustos 1996)
Bence bu sözler, REFAHYOL ile 'öfeMer'in mü-
cadelesini 'aydınlığa çıkaran' sözlerdi; görünüşte. me-
sele lâiklerle siyasi Islâm arasındaymış gibi görünü-
yorsa da, gerçekte, 'Türkiye'y/ kimin yiyeceği" tar-
tışılıyordu; durumu şöyle özetlemiştim:
"...Refah'ın Anadolu Kaplanları, daha ziyade
ülkenin kaymağını yıllardır yiyen kozmopolit bur-
juvazinin yerini almak derdindeydiler; adı sanı her-
kesçe bilinen malum ve meşhur holdingler, bü-
rokrasinin sağladığı ayncalıklan ve avantajlan kay-
betmeli, o ayrıcalıklar ve avantalar, taşrada olu-
şan muhafazakâr holdinglerin olmalıydı. Bu da
ancak Refah'ın hükümete katılmasıyla müm-
kündür, ancak o zaman iktidar denklemi şeklen
değişmiş gözükecek; bürokrasi + taşra burjuva-
zisi = iktidar olacaktı ama, düzen yapısal olarak
mahiyetini aynen konjyacaktj..." (Cumhuriyet, 19
Ekim1996)
Kısacası, iddia ettiği gibi düzeni değiştirmeyi, pas-
tayı halka âdil dağrtmayı filân düşünmüyor; onu ('ma-
son' dediği) metropol burjuvazisinin elinden atma-
yı, kendisi yemeyi düşünüyordu. Bu nasıl olsa ola-
caktı da, bu kadar kısa sürede bu kadar hızlı yol al-
mış olmalan biraz şaşırtıcı: tepkiyi çağıran da, bu-
dur zannederim.
Ya rabbena, hep bana!..
Rakamların yüksekliğinden etkilenmemek elde
değil. O 'brifingler'den, kamuoyuna yansıtılan,
su 'çarpıcı' gerçeklere lütfen bakar mısınız; 'siyasi
Islâm'm ekonomik düzeydeki örgütlenişi, akla zi-
yan!
"1/ Kamuoyunda 100 siyasi Islâmcı patron sa-
yılan kişilerin servet durumlan, şöyle: 6 kişinin,
100 trilyondan fazla; 5 kişinin 20-50 trilyon ara-
sı, 16 kişinin 10-20 trilyon arası, 13 kişinin 1-10
trilyon arası serveti var."
"2/ Kombassan, Yimpaş, Ülker ve rttifak hol-
dinge, bir yılda dağıtılan teşviktutarı lOtrilyonu
aşıyon 'özelleştirme'de, Islâmcı holdinglerin 'as-
lan payı'nı aldıkları, kesin; örnek: Petlas'ın Kom-
bassan'a yarı fiyatma verilmesi!"
"3/ Faizsiz sistemde çalışan özel fınans kuru-
luşlarına altı ay içinde hem aracı kurum kurma,
hem de altın alım/satım ve ithali konusunda izin
sağlandı. REFAHYOL, şeriatı besleyen sermaye-
ye, en çok da finans piyasasında yeni düzen
oluşturabilmesi ve gelişebilmesi için, arka arka-
ya, yeni kapılar açt." (Cumhuriyet, 13 Haziran 1997)
'Bnfingler' netıcede, o zaman ortaya konulmuş olan
çelişkinin, umulandan çok daha kısa zamanda 'iş-
lediğini' ve ciddi 'sonuçlar verdiğini' göstermiş ol-
muyor mu? Ittrfak Holding ın 'beyni' tarafindan,
açık açık talep edilen şeyler gerçekleşmiş; TÜSİAD
gözden düşüp, MÜSİAD göze girmiştir; yâni iktidar
onlara, istedikleri teşviki ve desteği vermiştir; bunun
elbette iki sonucu olacaktı:
a/ birincisi, oldum olası bu 'nimetlerden' yararlan-
mış metropol burjuvazisinin -yâni, klâsik holdingle-
rin; yâni TUSİAD'ın- memnuniyetsizliği! Bu açık ve
ortada, o kadar açık ve ortada ki, sorunlannı ülke-
nin sorunu haline getirebilmek için, işi demagojiye
kadar götürebileceklerini, pek güzel gösterdiler.
b/ Refah'ın gerçekleştirmeye kalkıştığı düzenin,
hiç de 'âdil bir düzen' olmadığı, meydana çıkmıştır.
Şu gelir dağılımına bir bakın!..
Bu rakamlar daha az şaşırtıcı ve ürpertici sayıl-
maz! DİE'nin verdiği rakamlara göre, Türki-
ye'de (siyasi Islâm zenginleri dahil) 12 bin 500 kişi,
'dolar milyoneri'dir, gelir piramidinin en üstündeki
yaklaşık iki bin ailenin yıllık ortalama geliri ise 100
milyar lira; bu 'mega' zenginlerin aile başına toplam
servetlerinin 3trilyon lira civannda olduğu tahmın edi-
liyormuş; iki bin ailenin toplam serveti ise 6 katril-
yon lirayı buluyor. (Ekonomist dergisi, Haziran 1997
başı).
Bu hesapça Türkiye'de 2 milyon 400 bin kişinin
yıllık geliri 'kafa başına' 22 bin dolann üzerindedir;
bu Türkiye nüfusunun yüzde 5'i ediyor; aynca ge-
liri 'kafa başına' 75.000 dolann üzerinde olan yüz-
de 15'lik bir kesim daha mevcut! Türkiye'yi 'yi-
yen'de, 'daha fazla ben yiyeceğim' diye aralannda
Müslüman/lâik kavgası yapan da işte bunlar!
Buna mukabil, ülkemizde 62 milyon insanın 9 bu-
çuk milyonu yoksulluk çizgisinin altında yaşamak-
tadııi Her yüz hânenin onbeşinde oturanlar, 'yoksul-
luk çizgisi'nm altında! Dahası, yöreleregöre de, ay-
nı gelir düzeyinde yoksulluk, çok farklı biçımlerde or-
taya çıkabiliyor; Doğu, Güneydoğu ve iç Anado-
lu 'yoksulluğu', Türkiye'nın en yoğun yoksulluğu!
Doğu ve Güneydoğu hânelerinin yüzde 34'ü yok-
sul; oysa Marmara ve Ege yörelerinde, bu oran sa-
dece yüzde 3.71 (Sabah, 12 Eylül 1996)
O zaman sonuç şu: bu liberal kapitalist düzen,
ister lâik olsun, ister Islâmcı, Türk toplumunda
var olan dikey ve yatay 'eşitsizliği' kaldırmıyor;
kaldırmayı düşünmüyor bile, onun derdi, 'eşit-
sizliği' kendi çıkanna kullanabilmek!
http-7/ www. prizma.net tr/ A İLHAN
http://www.eda.tr/-bilgiyay/yazar/ailhan.hrlm