Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
l12 TEMMUZ 1997 CUMARTESİ CUMHURİYET SAYFA
EKONOMI
Emekli Sandığı
fark ödemeleri
A1NKARA (AA) - Emekli
Sandığf ndan aylık alan
emekli. dul ve
yetimlerden. birinci grupta
_ bulunanlara katsayı
Lı artışından doğan temmuz
ayı maaş farklan. 15
. temmuz salı gününden
_itibaren ödenecek. Maliye
..Bakanlığı'ndan yapılan
> açıklamada, 7 temmuz
. tarihinde Bakanlar Kurulu
.karan ile 1 Temmuz 1997
rtarihinden geçerli olan
-aylık katsayı ve taban
. aylık katsayısının.
memurlarla birlikte
Emekli Sandığı'ndan
aylık alan tüm emekli dul
ve yetimleri de
. kapsayacak şekilde
•, belirlendiği hatırlatıldı.
. Bakanlık açıklamasına
göre. temmuz ayı maaş
farklan 15 temmuz salı
gününden itibaren, aylık
- aldıklan Ziraat Bankası
şubelerindeki hesaplanna
geçirilecek.
Van'da kışlık
arpa yetişti
VAN (AA) - Yüzüncü Yıl
Üniversitesi Ziraat
Fakültesi ile Van-Yem'in
ortaklaşa çalışması
sonucu. "Kentte
, yetişmez" denilen kışlık
. arpadan. 1 "e 35 ürün
, alındı. Van Yüzüncü Yıl
Üniversitesi Ziraat
Fakültesi ile Van-Yem'in
deneme amacıyla 2 bin
, 300 dekara ektikleri kışlık
. arpanın hasadı.
; düzenlenen törenle
:yapıldı.
Törende konuşan Van
Valisi Abdulkadir San,
- bölgenın kalkınması,
- bölge insanının refah
;seviyesinin yükselmesi,
binnci derece geçım
; kaynağı olan hayvancılık
- ve tanmda dekar başına
r alınan verimin
yükseltilmesi için
üniversitenin diğer
kuruluşlarla işbirliği
yapması
- gerektiğinin en güzel
- örneğinin gösterildiğini
söyledi.
Naylon fatura
şebekesi
İSTANBUL (AA)' - '
J
Istanbul'da komisyen -
karşılığı piyasaya 2 trilyon
761 milyar 967 milyon
liralık naylon fatura süren
" 3 kişi yakalandı. Mali
Şube Müdürlüğü'nden
. yapılan açıklamaya göre,
. Küçükçekmece Cennet
. Mahallesi'nde faaliyet
gösteren Sinan Gövdeli'ye
. ait paravan bir şirketten
_ hiç mal alım-satımı
; yapılmadan komisyon
, karşılığı piyasaya naylon
. fatura sürdüğü belirlendi.
ı Bu işyenne düzenlenen
- operasyonda Şad Tekstil,
- Aydınlar Tekstil. Öz Eray
Tekstil. Çağn Tekstil ve
Teohan Tekstil adına
- piyasaya kesilmiş çok
u sayıda fatura ele geçirildi.
'. Ele geçirilen faturalann
incelenmesi sonucu.
sanıklann komisyon
I karşılığı bugüne kadar
j piyasaya 2 trilyon 761
> milyar 967milyon liralık
fatura kestikleri
belirlendi.
Fiyatlar sürekli düşerken, Dünya Altın Konseyi de mali sıkıntıyla karşı karşıya kaldı
Altın eski günlerîııi arıyor
FATMA KOŞAR
Dünya genelinde toplam altın
rezervlerinin yaklaşık yüzde
25"ini elinde bulunduran ve
diğer ülkelere borç ödemekte
kullanan merkez bankalan,
daha iyi getiri sağlayan yatınm
araçlanna yönelirken, altından
kaçan yatınmcı ordusu giderek
büyüyor. Fiyat düşüşleri
nedeniyle. dünyadaki birçok
altın madenciliği şirketinin
piyasada tutunamayacağı ve
arama-çıkarma maliyetleri
yüksek olan 35 altın
madeninin kapanacağı ifade
ediliyor. Fiyat düşüşleri
dolayısıyla altın son 12 yılın
en kara günlerini yaşarken,
uluslararası piyasalarda
fiyatlann düşmesiyle birlikte
Dünya Altın Konseyi'nin de
mali sıkıntı içine girdiği
belirtiliyor.
Türkiye'de 6 yıl önce
faaliyetlerine başlayan Dünya
Altın Konseyi'nin (World
Gold Council) kuyumcu
firmalanna verdiği reklam
desteği her geçen yıl biraz
daha azalıyor. Mali sıkıntıda
olduğu ve reklam giderlerini
kısma yoluna gittiği belirtilen
Dünya Altın Konseyi'nin
Türkiye'deki merkezi şu an
sadece dört kuyumcu
firmasına reklam desteği
S o n 1 2 y ı l ı n e n d ü ş ü k d ü z e y i n e i n d i
Fîyaüann kaderibelirsizNEW YORK (AA) - Altın fıyatlannın seyri,
enflasyonun tüm dünya genelinde yeniden
yükselişe geçmesine bağlı.
Avustralya Merkez Bankasrnın, altın
rezervlerinden üçte ikisini satıp, uluslararası
rezervlerindeki altın stoklannm payını yüzde
20'ye düşürdüğünü açıklamasıyla, fiyatlar,
son 12 yılın en düşük düzeyine indi. Altın, son
zamanlarda Ocak 1980'deki düzeyine göre
yüzde 64 oranmda değer kaybetmiş bulunuyor.
New York borsasının. dün önceki kapanışında
altının onsu 6.10 dolar düşüşle 318.10 dolara
geriledi. Altın fiyatlan. daha önce de 1985
yılında bu kadar düşmüştü. Londra'daki
araştırma firması Cole Fields Mineral
Services'e göre, 1980 yılmda 187 ton olan
dolaşımdaki toplam altın sikke mıktan,
bugünlerde 69 tona indi.
veriyor. Altınbaş, Asgold,
Atasay ve Favori'ye halen
reklam desteği veren Dünya
Altın Konseyi. geçen yıl yüzde
30 oranmda olan reklam
desteğini bu yıl yüzde 20'nin
altına düşürdü.
Firmalar endişeli
12 ülkenin altın madeni
şirketlerini temsil eden Dünya
Altın Konseyi'nin verdigi
reklam desteğini kısıtlayarak
kaldırma yoluna gitmesi kimi
kuyumcu firmalarınt
endişelendırdi.
Reklam anlaşmasının,
kampanyanın süresine göre
yapıldığını. bu nedenle uzun
vadeli işbirliği ve destekten
bahsedilemeyeceğini belirten
Altınbaş Kuyumculuk'un üst
düzey bir yetkilisi. firmanın
planladığı reklam filmini
Dünya Altın Konseyi'ne
götürdüğünü ve Dünya Altın
Konseyi'nin
değerlendirmesinden sonra
destek oranının belirlendiğini
söyledi. Dünya Altın
Konseyi'nin, görevini
tamamladığmı düşünerek
reklam bütçesini kısmaya
gittiğini kaydeden aynı yetkili.
söz konusu desteğin gelecek
yıllarda tamamen
kalkabileceğini ifade etti.
Kendilerinin halen reklam
desteği aldıklannı söyleyen
Altınbaş Kuyumculuk
yetkilisi, Dünya Altın
Konseyi'nin bulunduğu her
ülkede bu uygulamayı tercih
ettiğini ve uygulamanın
amacına ulaştığını ifade
ederek "Altın ürerimi ve
kullanımı arttı. Firmalar
arasındaki rekabet ihracatı da
arttırdı. Reklam desteği her yıl
belli oranda düşerek, azalıyor.
Bu konuda rahatsız olan
firmalann Dünya Altın
Konseyi ile görüşmeleri
gerekiyor. Anlaşmaya
vanlabilirse belli oranda
yardımlar devam edebiür"
diye konuştu.
Asıl amaçlannın altın
tüketimini yaygınlaştırmak ve
ürünleri geliştirmek olduğunu
ifade eden Dünya Altın
Konseyi Genel Müdürü Vlurat
Akman, reklam desteğinin
faaliyetleri arasında çok
önemsiz kaldığını söyleyerek
Türkiye'de kuyumcu
firmalanna reklamın önemini
anlatmak ıçin bu uygulamaya
gittiklerini belirtti.
Destek azaldı
Bu desteğin geçen yıllara göre
azaldığını anımsatan Akman.
"Bu alanda maddi olarak
desteğimiz azdı. Sürekli de
azalıyor. Yüda birkaç 100 bin
dolarlık destek veriyoruz" diye
konuştu. Türkiye'de faaliyete
başlandığı zaman, markasını
geliştiren. reklam yapan
firmalar olmadığını.
dolayısıyla rehberlik ettiklerini
ifade eden Akman. "O zaman
sadece biz reklama bütçe
ayınyorduk ve bizden
karşılanıyordu. Sonra
piyasadaki bütçe büyüdü. ama
bizim bütçemizde bir
değişiklik olmadı. Aynea, yıllar
içinde pazarlama, reklam
kampanyaları. tasanm ve
markalaşmanın gelişmesi de
reklam alanındaki rolümüzü.
rehberlik işlevimizi gereksiz
kıldr dedi
ÇIFTÇININ DOSTU SADULLAH
Çok büyük bir olay yaşanmadıkça Me-
sut Yılmaz hükümetinin bugün güveno-
yu alması kesin gibi. insan, aksini dü-
şünmek bile istemiyor. Aslında bugün ya-
pılacak oylama Mesut Yılmaz hüküme-
tinden çok, Türkiye'de rejimin kaderi ile
ilgili. Nitekim, bunun önemini fark eden
birçok milletvekili de arka arkaya
DYP'den istifa ederek yeni hükümetin
çevresinde güç oluşturmaya çalışıyor.
Milletimiz de belki ilk defa sağcısı solcu-
su ile birlikte bir hükümete sahip çıkıyor.
Demokratik rejimin geleceği açısından
umut verici birtablo...
Türkiye, bu noktaya gelebilmek için
ğerek siyasal, gerekse ekonomik açıdan
çok ağır bedel ödedi. Bu nedenle yeni-
den bedel Ödemeye zorlanmamak için,
artık geçmişteki hatalan tekrarlamama-
lıyız... Kendimizi hayallere kaptırmama-
lıyız... Özellikle, hükümetimizin bugüne
kadar yapılan yanlışlardan ders alması
gerek... Bazı bakanlanmız, hiç olmazsa
bundan sonra, kendilerini gökten zem-
bille indirilmiş birer kurtarıcı gibi görme-
melidir. Eleştirilere kızmak yerine kulak
verilmelidir. Zira, ödediğimiz bedeller ar-
tık yeter...
Gönül isterdi ki, bu hükümet kendisin-
den beklenen ciddi sorunları üç-beş ay
içinde çözerek seçime gitsin. Bizler de
şeriat düzeni peşinde koşanlan ve hat-
ta, bu nedenle kan dökmeyi göze alan-
lan durduracak yasal ve idari önlemler
alınırken hükümete yardımcı olalım ve
destek çıkalım.
Ama gelişmeler, hükümete ortak olan
partilerin hemen seçime gitmek niyetin-
de olmadıklarını gösteriyor. Bakanlann
tutumlan da, liderierin açıklamaları da bu
yönde... Elbette, seçime gitmese bile
cumhuriyeti koruyacak, devleti soyan
çeteleri ortaya çıkaracak çalışmalan sı-
rasında hükümete desteğin devam et-
mesi gerekecek. Ancak bu arada halkı-
Ozelleştirmeci KafalarL
mızın soyulmasına yol açan uygulama-
lann devam etmesi ve daha da artması
halinde aynı suskunluk sürecek mi? Eğer,
böyle bir beklenti varsa, "Ben rejimi kur-
taracağım, bunun karşılığında da sen bi-
raz daha fatura ödeyeceksin" anlamı çık-
mazmı?
Büyük hayaller
Bu durumda partilerin ne yapacağını
bilmek çok zor, ama halkımız kesinlikle
yeni birfaturanın ödenmesine razı olmaz.
Çünkü, saçma sapan demeçler ve açık-
lamalar daha şimdiden başladı. Bu açık-
lamaları yapanlar son 17 yılda sanki Tür-
kiye'de yaşamamış gibi... Mesut Yıl-
maz'ın Türk ekonomisini emanet ettiği
Güneş Taner, Doğu ve Güneydoğu ille-
ri için öylesıne bir hayvancılık projesi öne-
riyor ki evlere şenlik... Bu insanlann dün-
yadan ve Türkiye'nin içinde bulunduğu
koşullardan haberi yok...
Güneş Taner projesini şöyie açıklıyor:
"ABD'de birçok hayvan üreticisipazar
bulmakta zorlanıyor. Bu durum Avru-
pa'nın bazı ülkelerinde de söz konusu...
Büyükbaş hayvan üreticisi firmaya çağ-
n yapacağım. Getirin bize 100 bin hay-
vanı, beş yıl sonra geri almak üzere Do-
ğu ve Güneydoğu'daki halka dağıtın di-
yeceğim."
Beşinci yı! sonunda yabancı firmalar
getirdikleri hayvan kadannı geri alacak-
larmış. Türk devleti de yabancı firmalara
ayrıca. dolar bazında yüzde 20 verecek-
mış. Firmalar bu arada, halkımıza hay-
vanlara nasıl bakılacağını öğretecekmiş,
hem de onları denetleyecekmiş...
Güneş Taner devam ediyor:
"Bu süre içinde üreticilerimiz hayvan-
lan üretirler. Etinden, sütünden, derisin-
den yararlanııiar. Bunlann hepsi yanlan-
na kâr olarak kalır. Diyelim ki, 10 koyun
aldı ve bunlar beş yıl içinde üç kez do-
ğum yaptı. Bu demektirki, 30 koyun kâ-
n oldu. Halkımız, bu hayvanlara gözü gi-
bi bakar. Bu da bölgede birçok sıkıntının
önüne geçilmesıni sağlar. Sonuçta hem
ekonomiye büyük bir girdi sağlanır. Hem
de bölge, Avrupa ve Türki cumhuriyet-
lerinin önemli bir et merkezi haline ge-
lir."
Ne büyük bir hayal.lşte, 1980 yılından
sonra işbaşına gelen Özal takımı Türk ta-
rımını ve hayvancılığını bu anlayışla ba-
tırdı.
Şimdi gene aynı takım işbaşına geldi.
Önerilerine ve yaklaşımlanna bakılırsa bir
kez daha batıracaklar...
Türkiye'de 1980 yılında 87 milyon baş
hayvan vardı. Son yllarda bu rakam 45
milyonun altına düştü. Bu sayıyı gerçek-
ten arttırmak ve ırk ıslahı yapmak lazım.
Ancak, neden azaldığına bir teşhis koy-
madan hayvan sayısını arttırmak müm-
kün değildir. Türkiye'de hayvancılığın ge-
rilemesinin tek bir nedeni vardır. O da
üreticinin para kazanamamasıdır. Hatta
zarar etmesidir... Üreticiler, sattığı süt ve
et ile hayvana yaptığı yem ve bakım mas-
raflannı karşılayamıyortar... Bu yüzden
zarar ediyor ve sonuçta hayvanını kasa-
ba satmak zorunda kalıyortar.
100 bin hayvan Doğu ve Güneydoğu
illerine dağıtılsa ne olacak?.. Üretici ge-
ne zarar edecek ve hayvanından bir an
önce kurtulmak isteyecek. Bu kez hay-
van, kendisinin mali olmadığı için sata-
mayacak da... Ya kendisi 5 yıl süre ile za-
rar edecek ve kendisi de batacak.. ya da
devlet üreticilerin tepkisi karşısında hay-
vanlan aldığı ülkelere iade edecek ve bü-
yük çapta tazmınat ödemek zorunda ka-
lacak...
Turgırt Özal'ın tarım politikası, Türki-
ye'de bugüne kadar hayvan üreticilerinin
sırtından büyük patronlar yarattı. Büyük
firmalar üreticilerin hakkı olan trilyonlan
kendikasalannaakıttı... Şimdi de Özal'ın
öğrencileri, üreticilerimizin sırtından ya-
bancı ülkelerin üreticilerini zengin ede-
cek...
Eğer, Güneş Taner hayvancılığı geliş-
tirmek. Doğu ve Güneydoğu illerimizi kal-
kındırmak istiyorsa yabancı ülkelere yal-
vaımasına hiç gerek yok. Türkiye ve Türk
halkı kendi imkânları içinde bu işe çözüm
getirir... Ama bu iş Güneş Taner'in "ozel-
leştirmeci kafa yapısı" ile olmaz...
Zaman içinde Türk tanmının ve hay-
vancılığının kurtanlması için alınması
gereken önlemleri de hükümete ve
Güneş Taner'e hatırlatacağız!..
İŞÇİNİN EVRENÎNDEN
ŞÜKRAN SONER
Özgüplük Sorumluluktur
Siyası skandallar arasında dikkatimizden kaçtı.
Sendika-siyaset ilişkilerini kökten değiştirecek. ana-
yasadan kalkmış siyaset yasağının yasalardan da
ayıklanmasını sağlayan 4277 sayılı yasa, 28 haziran
tarihli Resmi Gazete'de yayımlanarak yürürlüğe gir-
di.
Henüz siyasetçilerımizin ve de sendikacılarımızın,
işçilerin büyük çoğunluğunun bu "anayasaya uyum
yasası" değişiklikleri ileilgilendiklerini, heledesonuç-
lannı algılayabildiklerini sanmıyorum. Yılların yasak-
lı düzeninin beyinlere de yerleştirdiği eski alışkanlık-
lardan sıyrılmak, gelen özgürlüklerin hakkını vermek,
hele de sorumluluğunun gereklerinı yerine getirmek
öyle kolay olacak gibi gözükmüyor.
Soyut bir siyaset yasağı kalkmıyor, sendika ve kon-
federasyon yöneticilerine, görevlerinden aynlmadan
siyasete atılmaları, aday olmaları, isterlerse aynı za-
manda siyasi partilerin yönetim organlarında da gö-
rev yapma olanağı tanınıyor.
Sendikalara, siyasi partilerin ad ve rumuzlarını kul-
lanmak dışında, her tür siyasi faaliyet özgüriüğü do-
ğuyor. Başka bir anlatımla "sendika ve konfederas-
yonlann siyasi amaç gütmeleri, siyasi faaliyette bu-
lunmaları, siyasi partilerle doğnjdan ilişki kurmalan,
işbirliği yapmalan, ortak hareket etmeleri, onlara
destek otmalan, aynı şekilde siyasi partilerden des-
tek görmeleri, dernek ve vakıflarla siyasi amaçla or-
tak hareket etmeleri.." yasak olmaktan çıkıyor.
Sendikaların kamu kurumu niteliğindeki meslek
kuruluşları ve üst kuruluşları organlarına aday gös-
termeleri, adaylann leh ve aleyhlerine çalışma yap-
malan yasakları da kalkıyor.
Siyaset yasağının kalkması ile birlikte sendıkalar
üzerindeki siyasi iktidarların idari ve mali denetimini
öngören düzenlemelerde kaldınlmış bulunuyor. Bun-
dan böyle sendikalar ve konfederasyonlar kendi de-
netim organlarınca denetlenecekler. Sendikalara ay-
rıca teknik ve mesleki eğitim tesisleri kurma hakkı ta-
nınıyor.
Keşke sendikal yasalar ele alınmışken, sendikala-
rı işçilerin haklarını savunan çıkarörgütü kimliğinden
uzaklaştıran, 12 Eylül hukukunun yasaklannın bütü-
nü ele alınsaydı. Ne yazık ki, hukuken ve fıilen sen-
dika kurmadan, sendika içi demokrasiye kadar. sen-
dikal faaliyetlerin, sendikal kimliğin bütün alanlarına
ilişkin düzenlemelerde en temel yasaklar dururken.
anayasa değişikliğine uyum sağlama adına sadece
siyaset yasağının kalkması. işçilerin çıkar örgütlerı
sendikaların, sınıf çıkarlarından yana siyasete ağırlık
koyabilmeleri anlamına gelmiyor.
Türk sendikacılığının bütün demokrasilerde oldu-
ğu üzre, "siyaset yasağının" olmadığı bir düzende,
Türk siyaset yaşamına ağırlığını koyabilmesi. sonuç
olarak işçi sınıfının çıkarlannın siyasette gözetilmesi
bir büyük özlemimiz. Türkiye'de demokrasinin yer-
leşmesi, sosyal dengelerin oluşması, sosyal barışın
sağlanmasında çok önemli rol oynayabilir.
Ancak sendikalarımızın ve siyasi partilerimizin bu-
günkü örgütlenme yapılanmalan hele de yönetim
kadrolarında yaşanan deformasyon nedeniyle, siya-
set yasağının kalkması, ilk aşamada olsa olsa birkaç
sendikacının parlamentoya girmelerinden öte bir iş-
lev yapamayabilir.
Sendikalara ve sendikacılara siyaset yasağının
kalkmasına, işçi sınıfı, çalışanların çıkarlannın savu-
nulması, sosyal dengelerin kurulması, sosyal barış ve
demokrasinin kök salması anlamında işlev kazandır-
mak sendikacılanmızla siyasetçilerımizin ortak so-
rumlulukları. Özgürlüğün sorumlulukla özdeş oldu-
ğu sendikacı ve siyasetçi liderierin bilinçlerine kazın-
dıkça ancak, kalkan yasaklaria gelen haklar, işçi sı-
nıfı ve sendikalarınca geliştirilerek amacına uygun
kullanılabilecektir.
Türkiye'de bugün yaşanan siyasal krizin en temel
nedenlerinden bin de, çalışanlann, işçi sınıfının çıkar-
lannın ağırlığını bırakınız, varlığının duyulamadığı bir
pariamento oluşumu değil midir? Tabii ki bu ağırlık,
geçmişte acı deneyimlerle yaşandığı üzere, işçi kim-
liğini ya da temsil gücünü yitirmiş 3-5 sendikacının
parlanıenter olabilmesi ile gelecek değil.
Sendikaların ve işçi sınıfının, çalışanların gücünün.
ağırlığının siyasette. parlamentoda, her aşamada,
her konuda etkin olacağı bir yapılanmaya hızla ge-
çilmesi gerekiyor. Sendikalar ve siyasi partilerden
önce davrananlar, kolları bugünden sıvayıp kazanı-
lan hak ve özgürlüklerin hakkını verenler sadece ör-
gütleri ve üyeleri adına kazançlı çıkmayacaklar, çağ-
daş demokrasiye geçiş için de önemli katkıda
bulunacaklardır.
Marmara^dan doğalgaz üretînıi başhyor
ANKARA (Cumhuriyet
Bürosu) - Türkiye
Petrolleri Anonim
; Ortakhğı (TPAO) Genel
Müdürü Srtkı Sancar,
; Marmara Denizi'nden
yapılacak doğalgaz
, üretimine bu ay içinde
: başlanacağını açıkladı.
TPAO'nun özelleştirme
| kapsamında olmadığını
kaydeden Sancar,
özelleştirme
kapsamındaki TÜPRAŞ,
; DİTAŞ vePOAŞ'tan
; hisse alarak yeniden
; entegre bir kuruluş
durumuna gelmelerinin
, uluslararası rekabet
i gücünün artması
açısından gerekli
olduğunu söyledi.
Sancar, dün düzenlediği
basın toplantısında,
Kuzey Marmara'dan
doğalgaz üretimini
temmuz ayı içinde
başlatacaklannı bildirdi.
Marmara'dan yapılacak
üretimin Türkiye'de
denizden yapılacak ilk
üretim olduğuna dikkat
çeken Sancar, Amerikan
ARCO şirketiyle birlikte
Batı Karadeniz'den
yapılacak petrol
üretimine de gelecek yıl
başlanacağını belirtti.
TPAO'nun 200 milyon
metreküp olan yıllık
doğalgaz üretiminin 471
milyon metreküpe
çıkacağım kaydeden
Sancar, çalışmalan süren
Değirmenköy ve Kuzey
Marmara yeraltı gaz
depolama projelerinin
de 2 yıl içinde
bitirileceğini bildirdi.
Petrol ve doğal gaz
alunlan artacak
Sancar, TPAO'nun
özelleştirme kapsamında
olmadığını belirtti.
TPAO'dan 1983'te
aynlan TÜPR.^Ş,
POAŞ, DİTAŞ gibi
şirketlerin özelleştirme
kapsamında olduğuna
dikkat çeken Sancar,
"Bu şirketlerin bize devri
olmasa bile, hiç olmazsa
ortak olmamı/jn
sağlanması yararlı olur"
diye konuştu. Sancar,
petrol sektöründeki
uluslararası rekabette
başanlı olmak için boru
hattı. rafinerisi ve
dağıtım şırketi de olan
entegre kuruluş olmanın
son derece önemli
olduğunu vurguladı.
Türkiye'nin 1997'de 18
milyon ton ham petrol
ile 16 milyar metreküp
doğalgaz ithal edeceğini
kaydeden Sancar.
İşçi emeklilerinin zam farkı ağustosta
' ANK.\R\ (Cumhuriyet Bürosu)-
', SSK Genel Müdürü Ekrem Önal,
, işçi emeklileri ile dul ve
I yetimlerinin zam farklannm
Lağustos ayı içinde ödeneceğini
"bildirdi. Önal. yüzde 35
joranındaki zammın, kuruma aylık
"20 trilyon lira ek yük getirdiğini
kayderti. Önal. zam karan
çıkmadan önce bankalara maaş
ödeme talimatı \erdiklerini. bu
nedenle işçi emeklilerinin, 21 ve
23 temmuzda zamsız maaş
alacaklarını kaydetti. Her ay 2
milyon 600 bin emekli, dul ve
yetıme yaklaşık 58 trilyon lira
maaş ödemesinde bulunduklannı
anlatan Önal. maaşlara yapılan
yüzde 35 oranındaki zammın.
kuruma brüt 20 trilyon lira ek yük
getirdiğini. aylık ödemelerinin de.
zamla birlikte 78 trilyon lira
düzeyine çıkacağım söyledi. Önal.
20 trilyon lira tutanndaki zam
farklarının ya ağustos başında ya
da 21 ve 23 ağustos tarihlerinde
zamlı maaşlarla birlikte emekli.
dul ve yetimlere ödeneceğini
bildirdi.
SSK Genel Müdürü Önal. yapılan
yüzde 35 oranındaki zamla. 22
milyon 627 lira olan asgari
maaşın 7 milyon 921 bin liralık
artışla 30 milyon 548 bin liraya. 25
milyon 439 bin lira olan
ortalama işçi emekli aylığının 8
milyon 905 bin lira artışla 34
milyon 344 bin liraya. 42 milyon
405 bin lira olan azamı aylığın da
15 milyon 200 bin lira artışla 57
milyon 600 bin liraya yükseldiğini
ifade etti.
2010'da petrol
ihtiyacının 27-28 milyon
tona, doğalgaz
ihtiyacının da 30-35
milyon tona çıkacağının
tahmin edildiğini
belirterek, TPAO olarak
gerek yurtiçi gerekse
yurtdışı arama
çalışmalanna ağırlık
verdiklerini söyledi.
Sancar. "Llusal petrol
şirketi olarak tüm
risklerine karşın yurtiçi
aramalanmız devam
edecektir. Ama riski az,
bulma olasılığı yüksek
olan yurtdışı arama
faaliyetlerine de
gjrmeliyiz" diye
konuştu.
Sancar, dünyadaki
yüksek rekabet
ortamında geride
kalmamak için riski az
dış petrol ve doğalgaz
yataklanna da yatınm
yaptıklarını söyledi.
Kazakistan.
Azerbaycan.
Türkmenistan. Mısırve
Cezayir'de arama
çalışmalannın
sürdüğünü kaydeden
Sancar, Azerbaycan'daki
Mega Projc'nin yıl
sonunda erken üretime
başlayacağını
bildirdi.
FİYAT DUYURUSU
Yeni ürünümüz Camel Uzun Kutu'nun fiyatı aşağıdaki gibidir.
FILTERS
YENİ "Uzuıı kutu"
Deneme Fiyatı: 150.000u