Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
SAYFA CUMHURİYET 7 HAZİRAN 1997 CUMARTESİ
OIAYLAR VE GORUŞLER
Intihar...
Dr. KRİTON DİNÇMEN
S
on günierde gerek televizyon
ekranlannda gerekse gazete
haberlennde sıkhkla rastla-
nan intüıar girişimleri olayla-
n nederayle güncellik kazan-
mış bulunan konunun, belir-
li ve geçerl ı bazı bilgilere oturtularak çok
kaba ve genel çızgilerle gözden geçinlme-
sinde yarar olduğu kanısmdayız. Ve te-
mel bir husus olarak ıntiharlann gerçek
ölüm arzusunu taşıvan tamamlannuş ya
da tatnamlanmamış indharlar :le sırf et-
rafin ilgisini çekmek veya belirti bir ka-
zancı elde etmek gayesini güden intihar
gösterileri şeklinde ikiye aynlmalanmn
ve değerlendirilirken de bu yönden ırde-
lenmelerinin şart olduğunun vurgulanma-
sı gerekir.
Birincilerde -ister tamamlansın, ıster
girişım safhasmda durdurulsun- intıhann
gerçekleştirilmesi ıçın seçilen yolun cid-
diyeti ile gırişimin tamamlanması halin-
de geri dönmenin imkânsızlığı ve girişi-
min tamamlanmasını önleyebılecek bir
ortamın bulunmaması için özellikle önce-
den tedbırlerin alınmış olması gibi husus-
lar kendilennı gösterir.
Iküıcilerde ise yukandakilenn tersine
girişimini ilan edercesine çevreye yay-
mak, kullanılan araç ile zaman ve yerin se-
çiminde gınşimın ölüm ile neticelenme-
sini son anda önleyecek, yani intiharakal-
kışanı "kurtaracak!" bir ortamın bulun-
masına ve aynca seçilen aracın öldürücü
olmayacak. gıderek fiziksel bir tahribata
ve sakatlığa meydan venmeyecek tûrden
olmasına dıkkat etmek gibi etkenler belir-
gındir.
Birinci gnıbu. cıddi bir akıl hastalığı
sonucu ortaya çıkmış ölme ve kendisinı
yok etme arzusunu taşıyan akıl hastalan
olduğu gibi. herhangı bir akıl hastalığı
göstermedikleri halde kendilerinin o gü-
ne kadar kurmuş olup titızlikle korumuş
olduklan kişilik binasını ve kendilerine
karşı beslemekte olduklan saygmlıklan-
ru yıkacak şiddet ve nitelikte bulunan şart-
larlakarşılaşan ve bu intihar eylemini ona-
nlmaz şekilde yıkılmış öz saygınlıklannın
bir ifadesi ve sonucu olarak kabul eden
aklen sağlam kımseler oluşturmaktadır.
İntihar girişimini bir gösteri olarak kul-
lananlarda ise istediğini elde etme, affe-
dilme, kendisinden söz ettirme. etraftaki-
lerden öç alma gibi öğeler gözlenir. Kişi-
lik yapısı ve zekâsı zayıf, bencil. ilkel,
mücadele etmekten korkan veya mücade-
le edebilme güç ve becensi olmayan bir
kimse, günlük yaşamını kurmuş bulun-
duğu ve kolaycasına elde ettiği dengeyi
tehdit eden en ufak bir sarsıntı karşısında
intihar gösterisine dört elle sanlır.
Gerçek intiharlarda daima bir öldürme
arzusu gözlenir. Ne var ki bu gibi haller-
de öMüren ile ölen aynı kişidir: yanı katil
ile maktulün aynı kişinın olduğu bir ctna-
yet ile karşı karşıyayız; kışi. kendisinin
öldürülmesi olayını kendı eliyle işler. An-
cak bazı nadır olgularda, intihar eden ki-
şinin bu intihan ile kendi öz anne ya da
babasını veya kendisine yaşam ve ahlak
imajını oluşturmuş bulunan toplum değer
yargılannı öldürmek isteğınde bulundu-
ğunu görmekteyiz.
Anlaşılması güç \ e çetrefıl olan bu psı-
kodinamik konuyu. ana hatlan ile şöyle-
ce açıklayabiliriz: Kişiliğin temel yapı-
sında eros dediğımız ve tüm yapıcı, yara-
tıcı. sevgi ifadesi olan öğeler ile thanatos
ya da destrudo diye bılinen ve yıkıcılık.
savaş, kavga, nefret. öldürme gibi öğeler
topluluğu. çevTeye yayılmaya hazır ve
herhangi bir durum karşısında kişinin şu
ya da bu şekilde hareket etmesine neden
olacak şekilde beraberce ve bir arada bu-
lunurlar. Ancak bu iki öğeler topluluğu ki-
şilik yapısında bulunan üst benlik ile öy-
lesine yoğrulur ki, normal insanla thana-
tos bir yandan kişı ve toplum ıçin faydalı
işlevlerini oluşturması için potansiyel bir
güce dönüşürken, gereğmde de ölçülü ve
gerekli bir şekilde ılgili şahıs ya da etke-
ne doğru yönelmiş bir yıkıcılığı oluşturur.
tşte intihardakişide mevcut bütün yıkıcı-
lık öğeleri, kişinin kendisine yönelerek
kendi kendinitahripetmedavranışına ne-
den olur. Diğer bir ifade ile diyebilinz ki
intiharölüm içgüdüsünün yaşam içgüdü-
süne karşı zaferidir. İntihar olgulannda
ölürruhayat ve sevgıye yönelik kuvvetle-
rin iflasının en dramatik söylemi olarak
karşımıza çıkar.
Gözlenmiştir ki, tamamlanmış intiha-
nn erkekler arasında yüzdesinin kadınla-
ra oranla çok daha yüksek olmasına mu-
kabil, tamamlanmamış intihariarve özel-
likle intihar gösterilerinin yüzdesi kadm-
larda daha yüksektır.
Yaşamın ilk aylannda hiçbir fizyopato-
lojik neden yokken bebeğin yemeği red-
detmesı sonucu oluşan ölüm ile kendisi-
ni gösteren ve bir bebeklik intihan olarak
kabul edilen marasmus halının dışmda,
ilk çocukluk yıllannda ölüm ve intihar
fantezilerine sıkhkla rastlamaktayız. Kü-
çük çocuklannpek nadir olmadan kullan-
dığı "OJeceğimvesonrasenüzüleceksin'',
"Oleyim de göVya da "İnşallah ölürüm"
şeklindeki ifadeler. çocuktaki sevgi açlı-
ğının neden olduğu ölüm ve intihar arzu-
lannı göstermektedir.
Yıllann ilerlemesı de aile ve dış dünya
içınde erkek ya da kız olarak büyümeye
başlayan çocuk. belirli bazı ahlak kural-
lannı kabul etmek ve davranışlannın dı-
şandan ve başkalan tarafindan denetlen-
melerine alışmak zorundakalır ki, sonuç-
ta kendisi ile dış dünya arasında bazı ça-
tışmalann ortayaçıkması kaçırulmaz olur.
Istatistiksel çalışmalara göre, gençlık
yıllarındaki toplam intihar olgulannda in-
tihar gösterileri olgulannın yüzdesinin
yüksek olmasına karşm. olgunluk ile ile-
n yaşlarda gerçekintiharlann yüzdesi ar-
tar. Zira yaşlı kişi intihara kalkışmadan
önce, kendisini geri götürecek tüm kapı-
lan kapatmış ve köprülen atmış bulun-
maktadır. Zamanlanmamış bir intihar gı-
rişiminde kişinin vücudunda oluşmuş fi-
ziksel tahribatın ağırlığı, ıntihann başan
ile tamamlanması için 'akt'tan önce ge-
rekli önlemlerin alınmış olması. intihar
aracı olarak seçilen yolun dönüşünün ol-
maması kişide girişim ile ilgili pişmanlık
durumunun gözlenmemesi, kendisini kur-
tarma çabasında bulunanlara karşı kişi-
nin direnmesı ve intihar girişiminin ta-
mamlanmasına engel olunduğunda, kişi-
nin eline yeni bir firsat geçer geçmez gı-
rişimini tekrarlaması gibi öğeler, olayın
ciddiyetini ve dolayısıyla ileride tekrar-
lanma olasılığını gösterirler.
Ancak unutmamak gerekir ki, pek çok
kişi, ölümü ıstemelerine ve aramalanna
karşın korku ya da başka bazı aile kaygı-
sı ya da dinsel düşünce ve yasaklar nede-
niyle doğrudan intihara kalkışmayıp ken-
di Öz huzur ve sağlıklannı, mutluluk ve
saygınhklannı tahrip ederek -bilinçli ya
dabilinçsiz-bazı girişimlerdebulunuriar.
Bu suretle bazı alkolizm. toksik madde
kullanımı, işinden aynlmaya da çalışma-
ma, kendi saygınlığını yitirten girişimler-
de bulunma gibi olgulann tetkikinde ken-
di kendini tahrip etme etkemnin olayın
oluşunda temel rol oynamış olduğunun
saptanması ile böyle olaylar müzmin in-
tihar olarak kabul edilmekteler. Hatta ba-
zı psikosomatık hastalıklarla kişinin sık-
hkla kaza geçirmesı hallerinde ya da ge-
reksiz bazı ameliyat edilme isteklerinde
bulunmalannda. yine ölüm arzusunun
yatüğını görmekteyiz. Yukanda sözünü
etmiş olduğumuz intihar olaylannın ayn
bir bölümünü de kişinin bazı durumlarda
kendisine ve çevTesine karşı yıllarca gös-
termekte olup kendisine güvenirlilik ve
saygınlık kazandıran muayyen bir davra-
nış kalıbının gereği olarak intihar etmek
öğesinı kendisine yakışan bir akt, kendi-
#**
Eski etirin
iın.
ucıeîS'2 ı>vj
ıi.i; ' ' ^ ^ ^ ^ ^ B L . ^
K L İ M A L A R
1870 MELTEM KÜMA/TOOO BTU
1870 R REZİSTANSU/70OO BTV (&C*SO£*)
3000 KUMA/iiOoo BTU
3000 R REZİSUNSU/IZCKJO BTV |SK*S<#*)
3610
3710
4310
5310
PORTATİF KÜMA/(Sıc*Soi*)
PORTATİF KÜNA
HEAT PUMP/17.000 BTU (S«*-s<e*)
SUPER IUİM*/£L<M0 BTU
5310 R REZİSTANSU/2UKU BTU (S«atSoe*>
3800
3910
4010
4200
4710
6210
6300
6610
SPUT/s OOO BTU (&c*S<#*)
SPUT/8 500 BTU {S«*-Sc6*|
SPÜT/12 OOO BTU (Sıc*So$*|
SPUT/L2 OOO BTU ;S.c**jtı*)
SPUT/18 000 BTU (Se*-So|ı*)
SPÜT/24.0O0 BTU ı;St*-S(«*)
MULTI SPUT/s.ooo.u ooo BTU ISK*&«*)
MUU1 SPUT/2xS 500 BTU (Seafc^ofe*)
7000 SALON TBM/2S.0O0 BTU ($**«<#*)
7L0O0.0O0
75.700.000
91.200.000
95.400.000
14S.000.000
198.000.000
134.200.000
120400.000
125.200.000
155.000.000
178.000.000
198.000.000
182.600.000
246.000.000
281.000.000
325.000.000
345.000.000
t.'.w.w/.>m
PEŞİ
4
14.200.000
15.140.000
18.240.000
19 080.000
29.000.000
39.600.000
26.840.000
24.020.000
25.040.000
31.000,000
35.600.000
L
39.600.000
36.520.000
49.200.000
56.200 000
65.000.000
69.000.000
80.600.000
N FİYATINA
TAKSİT
4 TAKSİT
14.200.000
15.140.000
18.240.000
19.080.000
29.000.000
39.600.000
26.840.000
24.020.000
25.040.000
31.000.000
35.600.000
39.600.000
36.520.000
49.200.000
56.200.000
65.000.000
69.000.000
80.600.000
TOPUMFİYAT
71.000.000
75.TOOJ0O0
9L200.000
95.400.000
145.000.000
138.000.000
134.200.000
120.100.000
125.200.000
155.000.000
178.000.000
ise.ooo.ooo
1S2.600.000
246.000.000
281.000.000
325.000.000
345.000.000
403.000.000
PESİNAT + 8
PEŞİNAT
9.510.000
10.140.000
12.220.000
12.780.000
19.420.000
26.510.000
17.970.000
16.090.000
16.770.000
20.760.000
23.840.000
26.510.000
24.450.000
32.940.000
37.630.000
43.520.000
46.200.000
53.960.000
8 TAKSİT
9.510.000
10.140.000
12.220.000
12.780.000
19.420.000
26.510.000
17.970.000
16.090.000
16.770.000
20.760.000
23.840.000
26.510.000
24.450.000
32.940.000
37.630.000
43.520.000
46.200.000
53.960.000
%
T A K S İ T
TOrUNFİYAT
85.590.000
91.260.000
109.980.000
1150)20.000
174.780.000
238.590.000
161.730.000
144.810.000
150.930.000
1S6.840.000
214.560.000
238.590.000
220.050.000
296.460.000
338.670.000
391.6S0.000
415.800.000
485.640.000
sinin kendisine karşı duymakta olduğu
saygının bir ifadesi olarak görmesı halle-
ri oluşturur. Sosyalyararhhköğesinin ken-
disini belli ettiği bu tür intiharlarda, kişi-
nin bir -topluluğu ya da bir kavramı kur-
tarma veya onu yüceltme uğruna kendı
varoluşunu feda etmesi söz konusudur.
Bu tür olaylarda -öbür intiharlarda esas
olan \ıkıcıl\k öğesinin yerine- yarabcıhk
ve sevgi elementi kendisini açık olarak
gösterir.
İntiharkonusu irdelenirken. bir intihar
girişimı olgusunda, o an olaya doğrudan
taruk olan bir kimse ya da kımselerin iz-
lemesi gereken hareket tarzmın tartışıl-
ması önem taşır.
Vurgulayarak belirtilmesi gerekir ki,
"ikna edihne" diye belırtilmeye çahşılan
herhangi bir önleme yöntemi. önleme ça-
resi söz konusu olamaz. Bu tür ifadeler ve
ginşimler konuyu bilmemekten. konu
hakkında cahil olduğunu göstermekten
başka bir şeyi göstermez. Çünkü gerçek
intihariardahiçbırl
^nuhakeme'"nin ya da
u
iknarl
nın nüfiız edemeyeceği kadar güç-
lü bir ölüm arzusu söz konusudur. Olay
psikoz hallerinde tıbbi bir boyut göster-
mektedir. Psikoz olmayıp sağlıklı bir ki-
şinin son bir kurtuluş çaresi olarak "öhî-
mü" görmekte olduğu. çok nazik olaylar-
da ise kışi ile konuşabilecek ve olayı kişi
ile tartışabilecek tek kişi, yine iyi ve in-
sancıl bir meslek yönlendirmesine sahip
birhekimdir. Görülüyor ki, gerçek intihar
girişimlerinde -ki ne yazık ki bunlann çok
büyük bir yüzdesi girişim aşamasındakal-
mayıp tamamlanmış intihar şeklinde kar-
şımıza çıkar; olgu canlı olarak elde edilir
edilmez yapılacak tek şey, şahsın hemen
bir hastaneye gönderilmesi olaçaktır.
Sıkhkla rastlamakta olduğumuz intihar
gösterileri olgulanna gelınce; bu olgular
daha önce izah etmeye çahştığımız gibi
hemen daıma kalabahk önünde cereyan
eder. Gösteri intihan gırişiminde bulunan
kişi, ölümü aramamakta olduğu gibi, et-
rafinda toplanan ve "sejirci" olarak kabul
ettiği kalabahk, televizyon kamerası. ga-
zeteci, ilgili resmi şahıslar önünde "istek-
lerini öne sürerek onlan elde etmek için
ölûmoyununusergitemektedir". "Seyirri"
sayısı arttığı, "seyirci''nin merakı, ilgisi,
olaya katılımı arttığı sürece "oyun"un
duygusal dozu artacağı için de pek çok
kez aslında ölümle hiç neticelenmeyecek
olan bir girişim, bu karşılıklı seyirci-giri-
şimci etkilenmesi sonunda ve de girişim-
cinin esasen yetersiz olan kişilik organi-
zasyonunun tümden çözülmesi sonucun-
da, ginşimci de bir an içınde "Oyunun
tam ojTianması gerek" şeklindebozuk bir
muhakeme ve duygu durumunu yarata-
. Sanayi ve T«aret B
Arçelik Klimalar'da
büyük değişim başladı!
Eski kllmanızı getirin,
yepyenl bir klima alın.
6.000.000.TL az ödeyln!
cak, maalesef ölüm 'akt'ırun gerçekleş-
mesi boyutuna vanr. Bu temel psikodina-
mik bilgi ışığmda kolayca anlaşıhyor ki,
bu gibi durumlarda, televizyonda gördük-
lenmizin tam tersine, resmı kışılerin ya-
pacağı ilk şey, olay yeri etrafımn halktan
ve televizyon kameralanndan tamamen
boşaltılması olaçaktır. Aynca bu olaylar-
da "atikdavTamlarakkurtarma" ginşım-
lerinın lüzumsuz ve hatta tehlikeli oldu-
ğu göz önüne alınarak bunlardan kaçınıl-
ması da şarttır. Bu gibi hallerde yapılacak
tek şey, orada bulunan resmi bir kişinin
soğukkanlı, fakat yumuşak ve ınsancıl bir
ıfade ile gayet açık ve kısa olarak girişim-
ciye bu girişimin faydasız olup kendisini
bu gırişime götüren sorunuyla gerçek ha-
yatta karşılaşmasınm ve sorununu çöz-
meye çalışmasının bir sonuç verme umu-
dunu taşımakta olduğunu anlatması ye-
terli olaçaktır. Görülecektır ki, kısa bir sü-
re sonra şahıs bu girişiminden vazgeçmiş
olaçaktır. Ancak unutulmaması gerekir
ki, bu tür olgularda dahi. kişinin tehlike-
li dunımundan çıkmasından hemen son-
ra hiç beklemeden. gerekli tıbbı muayene
ve belki de yatınlarak müşahadesi ve ge-
reği için bir akıl hastanesine gönderilme-
si şarttır. Diğer bir noktayı önemle vurgu-
lamak isteriz ki, bu tür olaylann magazin
basınında abartılı bir şekilde yayımlan-
ması ve hele televizyon ekranlannda gös-
terilmesi benzer durumlarda bulunan dı-
ğer yetersiz kişilerin aynı girişimlerde bu-
lunmasına neden olacağından, bu tür ya-
yınlardan kaçınılması şarttır.
Görülüyor ki, ister gerçek isterse gös-
teri mahiyetınde ortaya çıkan intiharola-
>inda, daima 'ilkel benlik' ile 'ahlald ben-
Bk'ın çatışması ve sonuçta ahlaki benliğin
kişinin istek ve arzulannı önlemesi meka-
nizması rol oynar. Olgun. dığerkâm. sos-
yal uyum gösteren her kişinin yapısında
temel öğe olarak kendisini bellı eden ve
toplum yaşamının esasını oluşturan bu
husus bazı, hallerde hastalık boyutlanna
vanr. Bu gibi durumlarda. kişide gerekti-
ğinde ve gereklı kişiye karşı "Hayır",
"Bunu istemiyorum", "Ben hakhyım",
"Bu isteğinle haksızolduğun için ben iste-
ğüiiyapmayacağım'' diyebilmeyı önleyen
ve suçu daıma arayan ve gören, miskin-
cesine boyun eğdiren pasif bir kişilik or-
taya çıkar.
Ve sonuçta bazen, şahsın kendisini yok
etmeye yönelik davranışlann ortaya çık-
masınatanık olunur. Her şeye karşı gelen,
daima alıp karşısındakıne vermeyi bilme-
yen egosantrik kişilik ne kadar hasta ola-
rak kabul ediliyorsa her şeye boyun eğen
ve karşı koyamayan pasıf bir kişilik de o
kadar hastadır.Pİatonfelsefesınden Hıns-
tiyan anlayışına ve oradan
da Hegd'ın felsefi sistema-
tizasyonuna kadar uzanan
ve kişiden "kişi olma" öz-
gürlüğünü alıp onu "büyük
bütün"ün içinde kaybol-
tattiuş brHııçeındirgeye^'gcv.
rüşe bağlı yapay ahlak anla-
yışı insanın "insanca" ya-
şama olanağını yok eder-
ken, onu da çok kez yok ol-
maya, intihar etmeye itmek-
tedır. Nietzsche'nin "Ahlak-
lı ve doğru olarak bildikleri-
miz gerçekten ahlaklı mıdır,
ahlak kavramlan ile bera-
ber değer ölçülerimizi yeni-
den gözden geçirmeli \e on-
lan yeniden değerlendirme-
Byiz"sözü, bu büyük düşü-
nürün öbür varoluşçularla
beraber sunduklan yenı ve
sağlıklı bir yaşam felsefesi
ve ahlak anlayışını özetler...
Eski klımanız yoksa dert etmeym!
Arçehk Klimalar'da aynı zamanda
çok özel taksitler var...
Peşin fiyatına 4 taksitte ya da
uygun vade koşullacıyla 8 taksitte
havanızı değiştirin!
Arçelik Klimalar:
Split. Pencere tıpi, Mobil ve
Salon tipı klimalardan bıri
mutlaka sizın için... Dört mevsim
bahar havası yaşamak için.
Arçelıkler'e gelın.
Koç
İ0 800 261 35 65
10 800 261 65 45
I G 800 261 85 40 ,
İDIİtr T.l.l.nı.
10 216 423 2E 44 I
10 216 395 45 15
Yaşam kalitesî için
çahşır.
TARTIŞMA
19Mayıs'm
Iletisi
S
orun, Mustafa
Kemal'ın klasik
Samsun'a çıkışı
şeklinde anlatılan dar bir
çerçevede bırakma
sorunu değildir. Sorun;
çağdaş, laık ve modern
Türkiye Cumhunyeti'ni
insanlığa armağan eden
Türk halkının Istiklal
Savaşı'na başladığı
gündür. Onun için çok
çok önemlidır.
Hem halkının çoğu
irticaya açık
Müslümanhk dininden
olan insanlardan
oluşacak.. hem de laik,
modern ve çağdaş bir
devlet yaratılacak... Olur
mu böyle bir şey? Olur:
Işte Atatürkve'l9
Mayıs... Onun için çok
önemli. SSCB'ye karşı
kurtuluş savaşı veren
topluluklann sonunda
neye döndüklerine bakın.
Hepsi birer birer şeriatm
kucağına yuvarlanıyorlar.
Işte Afganıstan, işte
Çeçenistan... İçimden,
aferin. iyi savaştınız ve
istiklalinize kavuştunuz
demek gelmiyor. Yazık o
akankanlara... Bir
totaliter rejimden kurtul,
daha kötüsünün kucağına
düş. Yazık, yazık... Ne
yapayım o akan kanlan,
sonunda özgür, modern
ve akıl dolu bir dünyaya
kapı açtlmadıktan
sonra...
İşte onun için 19 Mayıs
ve Atatürk önemli... Ve
onun için de 19 Mayıs'ta
herkesin aklını başına
toplamasını diliyorum.
PENCERE
Tek Bağımsız Gazete!..
CHP'li Belediye Başkanı dedi ki: _;;
- Cumhuriyetalmıyonım... "
Sordum:
- Neden?..
- Abi, bir yıldır almıyordum, geçenlerde alayım
dedim, pişman oldum!... Bizim partiye öyle birbin-
dirmişsiniz ki!.. Bu kadan da olmaz...
•
Işçi Partili genç:
- Abi, dedi, Cumhuriyet'te emperyalizmin adam-
lan var, bunlar bizim haberleh çöp sepetine atıyor-
lar...
- ömek verebilir misin?...
Anlattı, filanca ilde başını kendisinin çektiği birtop-
lantı yapılmış, ertesi günü gazeteyi açmış, tek satır
bilebulamamış...
•
DŞP'li mektup yazıyor
- Ülkede tek umut, namus timsali, Genel Başka-
nırrıız Ecevit'e çatan köşe yazarfarından bıktım, bu
tutumunuz sürerse, gazetemizi bırakacağım...
•
ÖDP'li yakınıyor:
- Türkiye'de solun tek namuslu temsilcisi ÖDP'dir;
Cumhuriyet Işçi Partisi'ni inatla desteklemekten vaz-
geçmedikçe gazeteyi almayacağım, Cumhuriyet'i
protesto ediyorum...
•
Öteden beri bu konuya ilişmek istiyordum; dün
fakstan çıkan son mektup, Pir Sultan Abdal Deme-
ği Adana Şube Başkanı Sadık Boral kardeşimiz-
den...
Diyor ki:
"Ben dönem dönem olmak üzereyirmi yıldırCum-
huriyet okuyorum, Pir Sultan Abdal Derneği Adana
Şube Başkanı, HBV, ADD, CETKO gibi demekierin
üyesiyim, Işçi Partisi Seyhan ilçe yöneticisiyim.
Cumhuriyet, Hürriyet, Milliyet, Radikal, Yeni Yüzyıl
gibi gazetelerin iki katı fiyatına satılıyor."
Gazetenin fiyatının ucuzlatılmasını isteyen Sadık
Boral'ın mektubunu tümüyle yayımlamak olanaksız;
ama, şu bölümünü biriikte okumalıyız:
"Cumhuriyet'in çizgisi nedir? Hangi saftadır? 8u-
gün ülkemizdeki saflaşmayı yaratan değerter var;
Atatürif, Cumhuriyet devriminin kazanımlan, bay-
rak, istiklal Marşı gibi ulusal değerter ve semboller.
Cumhuriyet bunlann hangi tarafındadır? Biz biliyo-
ruz ki Cumhuriyet bu saftadır. Peki ÖDP kuyrukçu-
luğu ne oluyor? Bu nedenden dolayı Cumhuriyet'i
bir haftadır para verip a/mıyorum, içime sinmiyor."
Buna benzer çok mektup alıyorum.
ÖDP'lilerin eli amnut mu topluyor, onlar da Cum-
huriyet'e veryansın ediyorlar.
•
Bir gerçek karşısındayız:
Ne CHP'ye, ne DSP'ye, ne İP'ye, ne ÖDP'ye ne
de başka solcu örgütlere yaranabiliyoruz. Herkes
burnundan soluyor, Cumhuriyet'e öfkelenen, sağın
değirmenine su taşıyor, sağcı medya kartelinin çıkar-
dığı gazetelerden birıni alıyor, hem de daha ucuz de-
ğil mi!.. Kuponlusu 200 bın, kuponsuzu 30 bin!.. Renk
var, kâğıdı daha güzel, baldırbacak ve dedikodu bol...
•
Cumhuriyet gazetesinin sorunu değil bu; Türki-
ye'de solun sorunu...
Sadık Boral kardeşimiz, Adana gibi zorlu bir yer-
de bunca derneğin üyeşi değil nrnL. Toplasırj-dostla-
n, aralannda konuşsunlar, bize bîryol göstefeinler!..
Ancak 1924'te, Cumhuriyet'in ilk sayısında, Yunus
Nadi'nin beliriediği şu koşulu unutmadan tartışsın-
lar: "Cumhuriyetne birpartinin ne de hükümetin ga-
zetesidir."
Cumhuriyet Türkiye'nin tek bağımsız gazetesidir.
MUŞTAK ERENUS
MEMETÇİK MEMET
ŞİİR KASETİ
a ADA. TVlüzilc
M.Selim Oçaç
Hukukçu, Emekll
Asker
TÜRKİYE GAZETECİLER CEMİYETİ
1996-1997
BASIN ÖZGÜRLÜĞÜ ÖDÜLÜ
KAT1LMA KOŞULLARI
Cemıyetimızın basın ozgürluğünun önemını vur-
gulamak amacıyla koyduğu u
Basın Ozgurlüğü
Ödulü"' her yıl basın özgürlüğünü savunan ve bu
uğurda çaba sarfeden kışi ve kuruluşlara ayn ayn
verılmektedır.
Ödul verilecek kışi veya kuruluşun, basın özgür-
lüğünü savunma yolunda 1 Haziran 1996 ile 31
Mayıs 1997 günleri arasındaki çalışmalan değer-
lendirmede gözonüne alınacaktır.
Ödiil Adaylıkları:
a) Kişisel veya kuruiuşların kendi başvuruları,
b) Gazete, dergı, TV. radyo veya ajans
kuruluşlarının yetkilılerince aday gosterilme
c) Türkiye Gazetecıler Cemiyetı Yonetım
Kurulu'nca aday gosterilme ile gerçekleşır.
Büyük Seçici Kurul:
Özel Ödül Yönetmeliği uyarınca, kuruluşlan ta-
rafindan belirlenen temsicilerden oluşmaktadır:
TBMM'de grubu bulunan partilerden birer temsilci.
Turkıye Barolar Birlıği temsilcisi
Turkjye Gazetecıler Sendikası temsilcisi
Gazete Sahtpleri Derneği temsilcisi
istanbul Üniversıtesi temsilcisi
Türkiye Gazetecıler Cemiyeti'nden iki temsflci
Başvuru Süresi:
Başvurular, çalışmalan gösteren belge ve yayın-
ların 11 nüsha olarak eklendiği bir yazıyla, engeç
30 Haziran 1997 Pazartesi günü saat 16.30'a ka-
dar Türkiye Gazetecıler Cemiyeti'ne ulaştırılmış ol-
mahdır.
Kışi ve kuruluşlara duyurulur.
Türkocağı Cad. No: 1 34440 Cağaloğlu-İSTANBUL
Tel: (0.212) 513 83 00 Fax:.(0.212) 526 80 46
TÜRKİYE GAZETECILER CEMİYETİ