Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
SAYFA CUMHURİYET 30 HAZİRAN 1997 PAZARTESt
HABERLER
Milletvekili sayısı 104'e düştü. Genel Başkan Tansu Çiller, son çare olarak GlK'i topluyor
DYP'den kaçankaçanaANKARA (Cumhuriyet Bürosu) -
DYP. ıstifa erozyonundan kurtulamıyor.
Tunzm Bakanlığı'ndan bir süre önce ay-
rılan Istanbul Milletvekili Bahattin Yü-
cel ve Konya Milletvekili Ali Günay-
dın'ın da istifasıyla DYP'nin parlamen-
todaki sandalye sayısı 104"e düştü. Edir-
ne Milletvekili Evren Bulut'un katılı-
mıyla ANAP"ın mılletvekiii sayısı 133
oldu. RP ve BBP genel başkanlan ile
açıkladığı 278 imzalı deklarasyonun ıs-
tifalar nedeniyle açığa düşmesi sonucu
DYP Genel Başkan Tansu Çiller. bugün
GİK'i toplayarak "durum değerlendir-
mesi" yapacak.
DYP'de günde en az 2 istifa yaşanır-
ken Genel Başkan Çiller'tn durumu da
tartışılmaya başlandı. D\T"den dün ak-
şam saatlerinde istifa eden Yücel. TB-
MM Başkanlıgı'na gönderdıği dılekçe-
sinde. Çıller'e, "kişiselhırslardankurtul-
ma" çağnsı yaptı.
Yücel, Türkiye için hâlâ yapılacak gi-
nşimler olduğuna dikkat çekerek
DYP'nin yeni hükümet oluşumu-
na destek vermesinin bunlardan
bıri olduğunu vurguladı.
DYP Genel Başkan Yardımcısı
Mehmet Gölhan ıse Yılmaz'ın
kuracağı hükümete destek verme-
lennin söz konusu olamayacağını
belirterek "Bütün bakanlıklar bi-
zeverilse bile bu hükümete girme-
yiz" dedı.
Gölhan, DYP'de "genel başkan
sorunu" yaşandığı yönündeki de-
ğerlendırmeleri soran gazetecıle-
re, "DYP'de genel başkanlık soru-
nu yoktur. Eğer böyle düşünenler
varsa birkaç taneyi gecmez. Genel başkan
değiştirilmek isteniyorsa yolu bellidir; de-
legeter yeterli imza>ı toplar, olağanüstü
kongre toplanır. Yeniden bir kongre top-
lansa bik> hiç kinısc genel başkanın onda
l'ikadar bileoy alamaz" dedi.
lstifalarla ilgilı "çok çirkin, utanç ve-
ADD 1. Kadın Kurultayı
'Gerkilik
kadın
haklanna
saldınyor*
ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) -
Atatürkçü Düşünce Derneği (ADD) l.
Kadın Kurultayı'nın sonuç bildirgesinde.
gericı hareketlerin Atatürk devrimlennin
simgesi olan kadın haklannı hedef
aldığına işaret edilerek. "Gerici zih-
niyetier. kadının 1923 aydınlanma devri-
mi ile kazandığı seçme ve seçilme,
ekonomik özgürlükler, tekeşlilik, evde ve
toplum yaşamında ve siyasette eşit söz
söyleme, yönetime kaühm gibi haklannı
elinden almak istemektedir" denildi.
ADD Genel Sekreter Yardımcısı N0-
gün Ersov. yurt kulvanna çıktıklannı ve
aydınlanma yarışında koşmaya hazır
olduklarını belirterek, "Bursa ADD
BaşkanıNeziheSalan'uıdeyişiyieKuvayi
Milli\e kadınlan. Türkiye'ye ışıklar
göstermeyegeldi" dedı. Ankara'da iki gün
süren ADD 1. Kadın Kurultayı dün sona
erdı. Kurultayın değerlendirmesinı yapan
ADD Genel Sekreter Yardımcısı Nilgün
Ersoy. aydınlanma meşalesini yurdun en
uç köşelerine kadar taşıyacaklannı be-
lirttı. Emperyalizmin yeni şekli küre-
selleşmeye karşı dikkatli olunması gerek-
tiğini vurgulayan Ersoy. hükemetı kur-
makla görevlendınlen Mesut Yılmaz'ın
daha öncekı hükümet programlannda 8
yılı 5 artı 3 şeklinde benimsemesi ne-
deniyle endişelı olduklannı söyledi. Er-
soy. 8 yıllık kesintisiz zorunlu parasız
eğıtime 1997-1998 öğretim yılında
geçilmesi için bir baskı gücü gibi çalışa-
caklarını kaydetti.
Kadın sorunlannın ülke sorunlarından
soyutlanamayacağının vurgulandığı
sonuç bildirgesinde, şu kararlar alındı:
- 8 yıllık kesintisiz. zorunlu. parasız
eğitim demokrarik \e laik bir içerikle ge-
tirilmelidir. Millli Eğitim Bakanhğı geri-
cilerin işgalinden kurtanlarak eğitim ku-
rumlan dini ve siyasi göriişlerin arka
bahçesi olmaktan çıkarılmalıdır.
- Kuran kursları adı altında genci
çalışmalar yapan örgütlenmelere karşı.
her şubemiz kendi olanakları ıçinde
seçenekler yaratmalıdır. Pedagojık for-
masyona sahip eğitimcilere yön-
lendirilmek üzere yaz okullan açılmalıdır.
- Eğitim sisteminin yaraüCL, sorgulavıcı
\e özgür fikirli gençler \etistirmesi için
ders kitaplan yeniden yaalmah. öğrenci-
leri ezberciliğe yönelten sistemden
vazgeçümelidir.
- Kadınların siyasal yaşamda hak ettiği
oranda temsıl edilebilmesi için parla-
mentoda kadın kotası koyulmalıdır.
- Kadınlann soyadını özgürce belir-
lemesi,evlilikten sonra kazanılan mallann
paylaşımı. aile reisliği gibi konulan
düzenleyen yasalar Mecüs'ten bir an önce
çıkarılmalıdır.
rid" söylentıler duyduğunu öne süren
Gölhan, milletvekıli itibannın sarsılma-
sından rahatsızlık duyduğunu aktardı.
Gölhan. istifa eden milletvekillerinin bir
bölümünün başka partilerden DYP tara-
fından transfer edıldiğmin anımsatılma-
sı üzerine. "Bizkimseye.herhangihirko-
nuda taahhütte bulunmadık. Bizde trans-
fer ounaz"görüşünü savundu.
DYP Genel Başkan Yardımcı-
sı Hasan Ekinci ıse bazı gazete-
lerde yer alan. ANAP'a
"DYP'nin de koalisyona katıl-
ması"önerisi götürdüğü yönün-
deki haberlerı yalanîadı. Yıl-
maz'ın kuracağı hükümetın te-
melinde. "haram"bulunduğunu
savlayan Ekıncı, "DYP.temelin-
de haram olan bir hükümetin içi-
ne girmez. Çünkü. millet, milli
iradenin satılıp pazarlanması ile
kurulan bir hükümetten hesap
sorar"dedi.
55. hükümetı kurma çalışma-
lannı sürdüren Mesut Yılmaz, güvenoy-
laması öncesınde rahatladı. RP-DYP-
BBP'nın parlamentodaki desteği 269'a
düşerken ANAP-DSP-DTP ittifakına
güvenoyu verecek milletvekillennin sa-
yısı 278'e yükseldi. İstifa edecekler ara-
sında adı anılan DYP Yozgat Milletv ekı-
li YusufBacanluıddıalan yalanîadı. Ba-
canlı, yaptığı kısa açıklamada, "Partim-
den bugüne kadar otduğu gibi, bıuıdan
böyle de aynlmayı düşünmüyorum" de-
dı."
Diyarbakır Milletvekılı Ferit Bora.
dün Demokrat Türkiye Partisi'ne resmen
katıldı. Parlamentodaki sandalye sayısı
12'ye çıkan DTP'nin Genel Başkanı
Hüsamettin Cindoruk. katılımlann
bugün de süreceğıni ve 20 milletvekiline
ulaşarak grup kuracaklannı bildirdi. Cin-
doruk, "Parti disiplini önemlidir, ancak
parti çıkarlannın ülke çıkarlam la çatış-
tığı yerde disiplin biter; bir cendere ha-
line gelir. Bu dönemde çok değerü millet-
vekili arkadaşlanmız, özgüıiüklerini
açıklamaya başladT dedi.
Ferit Bora da Türkiye'de siyasetın çık-
maza girdıgini belirterek "Cumhurbaş-
kanı'na yapılan haksız eleştiriler benim
için gerginliği taşıran son damla oldu"
dedi.
Donanma Komutanlığı Askeri Savcılığı, Ankara Emniyet Müdürlüğü'ne başvurdu
'İbrikçilere' Erbakan koruması
\
ffnkvİİTİİfff>7intİ«4İHer yaşmvazgeçümeztutkmanndan olan uçurtma-
g O K y i l Z U g e z m O S l ıar<yapı
ıanşen
iik
ierleyenidenyaşaruj>or.InsanHak-
lan DerneğTnin (İHD) düzenlediği geleneksel l'çurtma Şenliği'nde de çocuklardan çok büyükler vardı uçurt-
malann başında. Acıbadem Çamhk Mevkii'nde yapılan şenlikte, yaşb- çocuk, kadın-erkek herkes uçurtmasını
bulutlaria buluştururken ba/ilan da piknik yapmayı tercih etti. (Fotoğraf: SAADET USLU)
CHP: Yılmaz hükümetiçözüm değil
ANKARA (Cum-
huriyetBürosu)-CHP
Genel Sekreter Yar-
dımcısı Erdoğan Ye-
tenç. ANAP Genel
Başkanı Mesut Yılmaz'ın kuracağı 55.
hükümetin "çözüm olmayacağınr söy -
ledı. Yetenç, "Kurulacak hükümet çö-
züm hükümeti olma iddiasında ise CHP
başansına da başarısızlığına da ortak
olmayacaktır" dedı. Yetenç. dün düzen-
lediği basın toplantısında. "hemen se-
çim" isterken. Yılmaz hükümetinin 8
yıllık temel eğitim yasasını çıkarması-
nı ve dokunulmazlık dosyalannın gere-
ğinın yapılmasını da istedi. Yetenç, 3 "lü
inifakın başan şansının az olduğunu be-
lirterek. "Bu hükümet çözüm hüküme-
ti iddiasında ise bu, bir koşulla olabilir:
eğer, ANAYOL-SOL koalisyonu gerçek-
leştirilebilirse, çözüm hükümeti olabi-
lir'" dedı. Yetenç, Yılmaz'ın kuracağı
hükümetin ülkeyi bir an önce seçime
götürmesı gerektigini söyledi. Yetenç.
"Güvenoyu vereceğiniz bir hükümetin
sorumluluklanna karlanmamak bir çe-
lişki değil mi" sorusuna. "Hayır. biz ül-
keyi REFAHYOL iktidanndân kurtar-
mak için güveno>ıı vereceğiz. Onlann
başanlı olacaklanna inandığımız için
değiPyanıtını\erdı. Yetenç.kurulacak
hükümete MHP'nın de alınması duru-
munda tutumlannın sorulması üzerine.
• "Varsayımlar üzerinde konuşmayalım.
Gördüğüm kadanyla, sayı olarak da
MHP'ye ihtiyaçjan >ok" di\e konuştu.
BBP'nin tavrında
değişiklik yok
tZMÎR (Cumhuriyet Ege Bürosu) -
Büyük Birlik Partısi (BBP) Genel Baş-
kanı Vlunsin Yazıcıoğiu. ANAP Genel
Başkanı Mesut Yılmaz başkanlığında
kurulacak hükümete güven duymadığı-
nı belirterek, "Bu hükümet, miDet iradesinden çok, siya-
set dışı bazı güçjerin kurduğu vesayet hükümeti olacak-
tır" dedı.
^'azıcıoğlu, dün Izmir'de düzenlediği basın toplantı-
sında Türkıye'nin önemli günlerden geçtiğinı vurgula-
varak "Hangi siyasi parti iktidar olsun? Kim başbakan
olsun? Sağın lideri kim olsun tartışmalanndan daha
önemli meseleler var. .\sıl olan, Türkiye'ye, Türk-İslam
dümasma ve küreselleşen dünyaya kuşbakışı bakmak-
ür. Böyleyapmazsak, hepimiz kaybolur gkJeriz" diye ko-
nuştu. Dünyanın yeni oluşumla karşı karşıya olduğunu
belırten Yazıcıoğiu. şöyle devam etti: "Türkiye bu yeni
şekillenmede geride kalnıamalı. \ önlendirici olmalıdır. İç
siyasi oluşumlarla kendi içimize kapanırsak, düm anın ye-
ni şekillenmesinde olamayacağız. Uydu olacağtz."
• Donanma, haklannda
yakalama tutanağı
çıkarılmasına karşın
Erbakan tarafından
korunan gönüllü
korumalar için polise
başvoırdu.
ANKARA (Cumhuriyet
Bürosu) - Donanma
Komutanlığı Askeri Savcılığı.
haklannda yakalama tutanağı
çıkanlmasına karşın Başbakan
Necmettin Erbakan ın
yanından aynlmayan gönüllü
korumalar için Ankara Emniyet
Müdürlüğü'ne başvurdu.
Onlarca resmi polisle Başbakan
Erbakan'ı koruyan emniyet.
ekranlarda görünen korumalan
gözaltına alamazken, bir
sanığın açık kimliğine de
ulaşamadı.
Ankara Cumhunyet
Başsavcılığı'nın "görevli resmi
memura darp ve hakaret, cebir
ve şiddet kullanma"
suçlanndan dava açtığı
-Sakaryahlar Gnıbu"
elemanlan, Gölcük'te
Donanma Komutanlığı Askeri
Savcılığı'nca yürütülen
soruşturmadan da kaçınlıyor.
Askeri savcılığın. "görevli
memura mukavemet, hakaret
vetehdit" suçlamasıyla
haklannda soruşturma
yürüttüğü Fuat Santaş,
Abdurrahman Akyüz ve
tbrahim Gölcü'nün Erbakan'ı
koruma görevini sürdürdükleri
kaydedildi. Alınan bilgiye göre
savcılık. zanlılann yakalanması
için başvurduğu Ankara
Emniyet Müdürlüğü'nden
zanlılardan Fuat Santaş'ın açık
kımliğinin dahı belirlenemediği
ıçeriğini taşıyan bir yanıt aldı.
Savcılık. 26 haziranda
Başbakanlık'a yazdığı yazıda
"adı geçen 3 kişinin
Başbakanbk'ta görevli olup
olmadığını. hangi tarihte görev«
başladıklanm, kendilerine
koruma görevi verilip
verümediği''ni sordu. ancak
henüz yanıt alamadı.
Başbakanlık'la korumalarla
ilgili yapılan görüşmelerde
Müsteşarvekili Atilla Koç ve
Özel Kalem Müdürü Mehmet
Karaman'ın. Erbakan'ın
çevresinde olduklan
görüntülenen korumalann
nerede oldukJannı
bilemediklerini ifade ettikleri
öğrenildi. Zanlılann savcılık
karşısına çıkanlması gereken
kurumun Meral.\kşener'in
sorumluluğundaki Içişleri
Bakanhğı olduğu kaydedildi.
Yağıraırdereli'den demokrasi çağnsı
HULYATOPCU
Yargıtay'ınİs-
tanbul 2 No'lu
DGM'nın 10 ay-
lık hapıs cezası-
nı onaması ne-
deniyle şartlı
tahliye edildiğı
için 16.5 yıl ha-
pis cezası yatması kesinleşen avu-
kat Eşber Yağmurdereli. kendisı-
ne verilen cezanın Türkiye'de de-
mokrasinin olmayışının bir gös-
tergesi olduğunu belırtti.
Bir konuşma yapmanın cezası-
nın bu kadar ağır olmaması ge-
rektığinı söyleyen Eşber Yağmur-
dereli. "
1
de\letinyetkisinikullana-
rak" suç ışleyen kışılere ıstenen
cezanının kendi cezasıyla karşı-
laştınlamayacağını vurguladı. ln-
san hakları savunucusu avukat
• Yargıtay tarafından 10 aylık hapis cezası onanan ve şartlı
tahliye nedeniyle geçmişteki cezasıyla birlikte 16.5 yıl hapis
cezası yatması kesinleşen aviıkat Eşber Yağmurdereli,
herkesi demokrasiden yana saf tutmaya çağırdı.
Eşber Yağmurdereli. IHD tarafın-
dan düzenlenen "Temel hak ve öz-
gürlükler" mıtinginde yaptığı ko-
nuşma nedeniyle tstanbul 2 No'lu
DGM'de Terörle Mücadele Yasa-
sı'nın 8. maddesi uyarınca 10 ay
hapis cezası almıştı.
Bu ceza Yargıtay 9. Ceza Da-
ıresı tarafından onaylanınca baş-
ka suçtan şartlı tahliye edilen Yağ-
murdereli'nin 16.5 yıl hapis yat-
ması gündeme geldi.
Geçen yaz ölüm oruçları sıra-
sında tutuklu ve hükümlüler ile
Adalet Bakanhğı arasında arabu-
lucuk yapan Yağmurdereli kendi-
sıne venlen cezayı gazetemize de-
ğerlendirdi.
Demokrasi denilince akla te-
mel hak ve özgürlüklerin güven-
ce altına alınması, düşünce özgür-
lüğünün gerçekleşmesinin geldi-
ğini söyleyen Yağmurdereli, ken-
disine verilen cezanın Türkiye'de
bunlann olmadığının bir göster-
gesi olduğunu belırtti.
Yıllar önce yaptığı. ceza alma-
sına neden olan bu konuşmanın o
dönemden bu yana birçok insan
tarafından defalarca dile getıril-
diğini söyleyen Yağmurdereli.
"Şimdi yeni bir hükümet kuru-
lacak. Eski hükümet demokra-
tikleşnıe adına bir şey yapmadı.
Yeni hükümet, yalnızca REFAH-
YOL'a karşı bJok oluşturma yö-
nünde olmamalı, demokratikleş-
me adına da bir şeyler yapmah"
dedi.
Demokratikleşme safında
olunması, düşünce özgürlüğünün
savunulması gerektiğını söyleyen
Yağmurdereli, şunlan söyledi:
" Yalnızca düşünce özgürlüğünün
olmaması nedeni\ le ceza almış in-
sanları değil. demokrasiden yana
sıradan herkesi demokrasi mer-
kez olmak üzere bir araya gelme-
ye çağnnyorum.'"
Bir konuşmanın bedelinin bu
kadar ağır olmaması gerektiğını
ifade eden Yağmurdereli. "devle-
tin \etkisini kullanarak" suç ışle-
yen ve bu ncdenle yargılanan ki-
şiler için istenen ceza ile kendisi-
ne verilen cezanın mukayese bile
edılemevecesını belirtti.
BÎZBÎZE
ERDAL ATABEK
Ağzında Ateş Varken...
Ağzında ateş varken:
Su içmemelisin,
Başkasını öpmemelisın,
Benzin istasyonunda dolaşmamalısın.
Bunlar herkesin, 'Elbette, ne varkibunda' diye-
ceğı gerçeklerdır. Ama 'bunda bir şey vardır' ve in-
sanlar kımi zaman yapılmaması gerektigini bildik-
leri şeyleri de yaparlar.
• Tansu Çiller yapmaya azmettiğı ışlerin önüne
engeller çıkmasını kabul edemeyen, hırsını denet-
lemekte hiçbir gücü kalmamış, her şeyi göze ala-
cakbirkörtutkuylaatını mahmuzlamaktadır. Ramp
ışıklan üzerine düştüğü günlerden beri çizdıği pro-
fılde 'söylediği her sözün tersini rahatçayapabilen,
amaç için heryoldan fazlası meşrudur diyen, çev-
resini korkutan, ürküten, kaçıran, şaşırtan, her ro-
lü oynayan, her şeyi kullanan' bir görünüm sergi-
lemektedir. Gücü kontrol edebılmek için her yolu
kullanmaktadır. Böylece, gücünün durdurulabilme-
si için her yolun kullanılmasını zorunlu duruma ge-
tirmektedır kı tehlike de buradadır. En yakınları bi-
le ürkmüştür, çekilmektedir. Öyle bir şiddet sergi-
lemektedir kı neredeyse şiddetı meşrulaştırmakta-
dır.
Tansu Çiller'in siyasal iktidan en çok toplumda
aslında da az olan 'meşruıyet psikolojisi'ne zarar
vermiştir. Kendisi zor kullanmayı meşru gördüğü
halde. kendine karşı zor kullanıldığını sandığı du-
rumlarda 'demokrasi' kavramını kullanmakta hiç
sakıncagörmemektedir. Refah'la iktidarortaklığın-
dan seçim ittifakına kadar her birlikteliği rahatça
kullanabilir. Bu kışiliğiyle büyük birtehlikedirve bu
tehlikenin önlenmesı de -görülecektir ki- sanıldığın-
dan daha güç olacaktır.
Refah Partisi açığa çıkmak zorunda kalmıştır. Re-
fah Partisi'nin bütün uygulamalarında ortaya çıkan
gerçek, 'cemaatpartisi' olduğunu göstermektedır.
Refah Partisi, 'ulus' kavramını kabul etmemekte-
dir, ulus bütünlüğünü 'cemaatten olanlar' ve 'ce-
maatten olmayanlar' diye bölmüştür. Kamu görev-
lerinden ticaret alanına kadar toplumdaki etkin her
görev, her işlev, her yer birincil derecede 'cemaat-
ten olanlar'a açılmakta, geri kalanlar da sıraya kon-
maktadır. Bu tutum çok açıktır, kararlı bir militan-
lıkla uygulanmaktadır. 'Cemaatten olmayanlar' da
'kazanılabilir' ve 'kazanılamaz' diye ayrılmakta, bü-
tün tutumlar bu ayrıma göre yapılmaktadır. Çok
büyük zaman kazanmışlardır, çok büyük para ka-
zanmışlardır, çok büyük etki kazanmışlardır, çok
büyük yer kazanmışlardır.
Refah Partisi'nin hiç acelesi yoktur; ışbırliğinde
hiç kaygısı yoktur (çünkü her şey zaman ve güç ka-
zanmaya yöneliktir); firesı yoktur; cemaatinin eleş-
tirisinden korkusu yoktur.
Refah Partisi'nin bir güç kaynağı da kendi kar-
şıtlarının dağınıklığından ve güç kaybından doğ-
maktadır. ANAP ve DYP içinde de farklı dereceler-
de yandaşları vardır, iki sol parti ise güçlerini bir-
leştirmede başarısızdır.
Yeni bir siyasal iktidarın önünde acil iki konu dur-
maktadır:
1. Yasal meşruluk sınırlannı kalın bir çizgiyle çiz-
mek, r . . _
2. Cemaat*uygulamalarını ulusal uygulamalara
çevirmek.
Bunları yaparken de bütün toplumu yeniden
uyarmak ve aydınlatmak zorunludur.
Susurluk olayı laiklik perdesi arkasına saklanma-
malıdır.
Meşruluk dışına taşmış bütün olaylar aydınlatıl-
malı, bütün malı konularyargı önüne çıkarılmalıdır.
Cemaat uygulamalarının hepsi açıklanmalı, iş-
lemler ulusal bir çerçeveye oturtulmalıdır.
Bütün bunları da Erbakan-Çıller ikilisi kadar ka-
rarlı bir cesaretle yapmak zorunludur.
Tankatlar, dergâhlar, tekkeler gibi cemaat toplu-
luklarını sivil toplum örgütü sayan yanlış anlayışın
yerine, ulusal sivil toplum örgütleri, sendikalar, mes-
lek kuruluşları, sivil örgütler demokratik katılım çev-
rimine sokulmalıdır.
Türkiye'nin bu tehlike çemberınden kurtul-
masının başka yolu kalmamıştır.
DSP lideri Bülent Ecevit
4
Yılmaz'm güvenoyu
artık kesinleşti'
YDCELSEZER
K\RS-DSP Genel
Başkanı Bülent Ece-
vit, ANAP Genel
Başkanı Mesut Yd-
maz'ın başkanlığında kuru-
lacak hükümetin 'güveno-
yu almasının artıkkesin' ol-
duğunu ifade ederek "Ha-
>ır1ı olsun. Bıından sonra
hedef, Türkive'de çığ gibi
büyümüş olan sorunlann
çözümüne, aklıselim bir şe-
kilde gitmektir" dedı.
Ecevit. dün sabah
Kars'ta düzenlediği basın
toplantısında. CHP Genel
Başkanı Deniz Baykal'ın,
'erken seçim" talebinı bu
aşamada olumsuz ve üzücü
bulduğunu söyledi "Çö-
züm hükümeti şart" dıyen
Ecevit, BavkaKın. hem se-
çim dediğini hem de seçim-
deki altyapı eksiklıklerin-
den söz ettiğinı kaydetti
Ecevit. şöyle devam etti:
"Bu mantığı anlayamıyo-
rum. Alr>apı eksikliklerinin
giderilmesi için en az 6-7 aya
ihtiyaç var. Nüfus sayımı va-
pılmalı. seçmen kütükleri
yeniden düzenlenmelidir.
Seçimlerin vapısındaki te-
mel aksaklıklar oiderilmeli.
gerekirse seçim konusunda
o zaman bir değerlendirme
yapılır. Bunun dışında
1983'ten beri sürekli seçim
atmosferi taşıyan ve toplu-
mu gerilim içinde olan Tür-
kiye'de, öncelikleçözüm hü-
kümeti şarttır. Milletin
umudunu bağladığı bu dö-
nemde, Ba> kal'ın daha hü-
kümet kurulmadan veni
hükümeti eleştirip,
adeta karalamaya
gitmesini, muhalefet
etme>e başlamış ol-
masını yadırgıyo-
rum. Bunlar üzücü
şeyler." Ecevit. Türkiye'de-
kı siyasi tıkanıklığın bir ne-
denınin de ANAP-DYP
arasında yaşanan "geçimsiz-
lik" olduğunu söyledi.
RP'nin bundan sonra iyı bir
değerlendırme yapması ge-
rektigini ıfad" uen Ecevit,
"RP. şimdi bü\ ük bir tepki
içinde. Ama RP'liler. bun-
dan sonraoturup,nedenbu
duruma geldiklerini özeleş-
tiri içinde çok ivi değerlen-
dirmelidirler'" dıve konuş-
tu
Ecevit, Türkiye'nin dış
polıtikasını değerlendirir-
ken, geçmiş hükümetleri
eleştırerek şöyle dedi:
"1987 seçimlerine gider-
ken seçim büdirgemize bir
bölüm eklemiştik. Sovyetier
Birliği'nde bir şev ler olaca-
ğı belliydi. Onun için "Tür-
kı cumhuriyetlerle. odevle-
tin içişlerine karışmadan
yakın ilişkilerkuralım. ha-
zırlıklı olalım' dedim. Hat-
ta bu amaçla bakanlık ku-
rulsun önerisi getirmiştim.
O yüzden ağır ithamlara
uğradım. Ne faşistliğim ne
Turancılığım kaldı. Fakat
zaman geçti, Türkiye'nin
nasıl hazırlıksız yakalandt-
ğı görüldü. Dışişlerinin tu-
tukluluğunun nedeni şu-
dur: Son vıllarda Türki-
ye'nin dış politikasuıda bir
kargaşa \e bir beürsizlik va-
şanıvor."
\