27 Kasım 2024 Çarşamba English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHURİYET 30 HAZİRAN 1997 PAZARTESt HABERLER Milletvekili sayısı 104'e düştü. Genel Başkan Tansu Çiller, son çare olarak GlK'i topluyor DYP'den kaçankaçanaANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - DYP. ıstifa erozyonundan kurtulamıyor. Tunzm Bakanlığı'ndan bir süre önce ay- rılan Istanbul Milletvekili Bahattin Yü- cel ve Konya Milletvekili Ali Günay- dın'ın da istifasıyla DYP'nin parlamen- todaki sandalye sayısı 104"e düştü. Edir- ne Milletvekili Evren Bulut'un katılı- mıyla ANAP"ın mılletvekiii sayısı 133 oldu. RP ve BBP genel başkanlan ile açıkladığı 278 imzalı deklarasyonun ıs- tifalar nedeniyle açığa düşmesi sonucu DYP Genel Başkan Tansu Çiller. bugün GİK'i toplayarak "durum değerlendir- mesi" yapacak. DYP'de günde en az 2 istifa yaşanır- ken Genel Başkan Çiller'tn durumu da tartışılmaya başlandı. D\T"den dün ak- şam saatlerinde istifa eden Yücel. TB- MM Başkanlıgı'na gönderdıği dılekçe- sinde. Çıller'e, "kişiselhırslardankurtul- ma" çağnsı yaptı. Yücel, Türkiye için hâlâ yapılacak gi- nşimler olduğuna dikkat çekerek DYP'nin yeni hükümet oluşumu- na destek vermesinin bunlardan bıri olduğunu vurguladı. DYP Genel Başkan Yardımcısı Mehmet Gölhan ıse Yılmaz'ın kuracağı hükümete destek verme- lennin söz konusu olamayacağını belirterek "Bütün bakanlıklar bi- zeverilse bile bu hükümete girme- yiz" dedı. Gölhan, DYP'de "genel başkan sorunu" yaşandığı yönündeki de- ğerlendırmeleri soran gazetecıle- re, "DYP'de genel başkanlık soru- nu yoktur. Eğer böyle düşünenler varsa birkaç taneyi gecmez. Genel başkan değiştirilmek isteniyorsa yolu bellidir; de- legeter yeterli imza>ı toplar, olağanüstü kongre toplanır. Yeniden bir kongre top- lansa bik> hiç kinısc genel başkanın onda l'ikadar bileoy alamaz" dedi. lstifalarla ilgilı "çok çirkin, utanç ve- ADD 1. Kadın Kurultayı 'Gerkilik kadın haklanna saldınyor* ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - Atatürkçü Düşünce Derneği (ADD) l. Kadın Kurultayı'nın sonuç bildirgesinde. gericı hareketlerin Atatürk devrimlennin simgesi olan kadın haklannı hedef aldığına işaret edilerek. "Gerici zih- niyetier. kadının 1923 aydınlanma devri- mi ile kazandığı seçme ve seçilme, ekonomik özgürlükler, tekeşlilik, evde ve toplum yaşamında ve siyasette eşit söz söyleme, yönetime kaühm gibi haklannı elinden almak istemektedir" denildi. ADD Genel Sekreter Yardımcısı N0- gün Ersov. yurt kulvanna çıktıklannı ve aydınlanma yarışında koşmaya hazır olduklarını belirterek, "Bursa ADD BaşkanıNeziheSalan'uıdeyişiyieKuvayi Milli\e kadınlan. Türkiye'ye ışıklar göstermeyegeldi" dedı. Ankara'da iki gün süren ADD 1. Kadın Kurultayı dün sona erdı. Kurultayın değerlendirmesinı yapan ADD Genel Sekreter Yardımcısı Nilgün Ersoy. aydınlanma meşalesini yurdun en uç köşelerine kadar taşıyacaklannı be- lirttı. Emperyalizmin yeni şekli küre- selleşmeye karşı dikkatli olunması gerek- tiğini vurgulayan Ersoy. hükemetı kur- makla görevlendınlen Mesut Yılmaz'ın daha öncekı hükümet programlannda 8 yılı 5 artı 3 şeklinde benimsemesi ne- deniyle endişelı olduklannı söyledi. Er- soy. 8 yıllık kesintisiz zorunlu parasız eğıtime 1997-1998 öğretim yılında geçilmesi için bir baskı gücü gibi çalışa- caklarını kaydetti. Kadın sorunlannın ülke sorunlarından soyutlanamayacağının vurgulandığı sonuç bildirgesinde, şu kararlar alındı: - 8 yıllık kesintisiz. zorunlu. parasız eğitim demokrarik \e laik bir içerikle ge- tirilmelidir. Millli Eğitim Bakanhğı geri- cilerin işgalinden kurtanlarak eğitim ku- rumlan dini ve siyasi göriişlerin arka bahçesi olmaktan çıkarılmalıdır. - Kuran kursları adı altında genci çalışmalar yapan örgütlenmelere karşı. her şubemiz kendi olanakları ıçinde seçenekler yaratmalıdır. Pedagojık for- masyona sahip eğitimcilere yön- lendirilmek üzere yaz okullan açılmalıdır. - Eğitim sisteminin yaraüCL, sorgulavıcı \e özgür fikirli gençler \etistirmesi için ders kitaplan yeniden yaalmah. öğrenci- leri ezberciliğe yönelten sistemden vazgeçümelidir. - Kadınların siyasal yaşamda hak ettiği oranda temsıl edilebilmesi için parla- mentoda kadın kotası koyulmalıdır. - Kadınlann soyadını özgürce belir- lemesi,evlilikten sonra kazanılan mallann paylaşımı. aile reisliği gibi konulan düzenleyen yasalar Mecüs'ten bir an önce çıkarılmalıdır. rid" söylentıler duyduğunu öne süren Gölhan, milletvekıli itibannın sarsılma- sından rahatsızlık duyduğunu aktardı. Gölhan. istifa eden milletvekillerinin bir bölümünün başka partilerden DYP tara- fından transfer edıldiğmin anımsatılma- sı üzerine. "Bizkimseye.herhangihirko- nuda taahhütte bulunmadık. Bizde trans- fer ounaz"görüşünü savundu. DYP Genel Başkan Yardımcı- sı Hasan Ekinci ıse bazı gazete- lerde yer alan. ANAP'a "DYP'nin de koalisyona katıl- ması"önerisi götürdüğü yönün- deki haberlerı yalanîadı. Yıl- maz'ın kuracağı hükümetın te- melinde. "haram"bulunduğunu savlayan Ekıncı, "DYP.temelin- de haram olan bir hükümetin içi- ne girmez. Çünkü. millet, milli iradenin satılıp pazarlanması ile kurulan bir hükümetten hesap sorar"dedi. 55. hükümetı kurma çalışma- lannı sürdüren Mesut Yılmaz, güvenoy- laması öncesınde rahatladı. RP-DYP- BBP'nın parlamentodaki desteği 269'a düşerken ANAP-DSP-DTP ittifakına güvenoyu verecek milletvekillennin sa- yısı 278'e yükseldi. İstifa edecekler ara- sında adı anılan DYP Yozgat Milletv ekı- li YusufBacanluıddıalan yalanîadı. Ba- canlı, yaptığı kısa açıklamada, "Partim- den bugüne kadar otduğu gibi, bıuıdan böyle de aynlmayı düşünmüyorum" de- dı." Diyarbakır Milletvekılı Ferit Bora. dün Demokrat Türkiye Partisi'ne resmen katıldı. Parlamentodaki sandalye sayısı 12'ye çıkan DTP'nin Genel Başkanı Hüsamettin Cindoruk. katılımlann bugün de süreceğıni ve 20 milletvekiline ulaşarak grup kuracaklannı bildirdi. Cin- doruk, "Parti disiplini önemlidir, ancak parti çıkarlannın ülke çıkarlam la çatış- tığı yerde disiplin biter; bir cendere ha- line gelir. Bu dönemde çok değerü millet- vekili arkadaşlanmız, özgüıiüklerini açıklamaya başladT dedi. Ferit Bora da Türkiye'de siyasetın çık- maza girdıgini belirterek "Cumhurbaş- kanı'na yapılan haksız eleştiriler benim için gerginliği taşıran son damla oldu" dedi. Donanma Komutanlığı Askeri Savcılığı, Ankara Emniyet Müdürlüğü'ne başvurdu 'İbrikçilere' Erbakan koruması \ ffnkvİİTİİfff>7intİ«4İHer yaşmvazgeçümeztutkmanndan olan uçurtma- g O K y i l Z U g e z m O S l ıar<yapı ıanşen iik ierleyenidenyaşaruj>or.InsanHak- lan DerneğTnin (İHD) düzenlediği geleneksel l'çurtma Şenliği'nde de çocuklardan çok büyükler vardı uçurt- malann başında. Acıbadem Çamhk Mevkii'nde yapılan şenlikte, yaşb- çocuk, kadın-erkek herkes uçurtmasını bulutlaria buluştururken ba/ilan da piknik yapmayı tercih etti. (Fotoğraf: SAADET USLU) CHP: Yılmaz hükümetiçözüm değil ANKARA (Cum- huriyetBürosu)-CHP Genel Sekreter Yar- dımcısı Erdoğan Ye- tenç. ANAP Genel Başkanı Mesut Yılmaz'ın kuracağı 55. hükümetin "çözüm olmayacağınr söy - ledı. Yetenç, "Kurulacak hükümet çö- züm hükümeti olma iddiasında ise CHP başansına da başarısızlığına da ortak olmayacaktır" dedı. Yetenç. dün düzen- lediği basın toplantısında. "hemen se- çim" isterken. Yılmaz hükümetinin 8 yıllık temel eğitim yasasını çıkarması- nı ve dokunulmazlık dosyalannın gere- ğinın yapılmasını da istedi. Yetenç, 3 "lü inifakın başan şansının az olduğunu be- lirterek. "Bu hükümet çözüm hüküme- ti iddiasında ise bu, bir koşulla olabilir: eğer, ANAYOL-SOL koalisyonu gerçek- leştirilebilirse, çözüm hükümeti olabi- lir'" dedı. Yetenç, Yılmaz'ın kuracağı hükümetin ülkeyi bir an önce seçime götürmesı gerektigini söyledi. Yetenç. "Güvenoyu vereceğiniz bir hükümetin sorumluluklanna karlanmamak bir çe- lişki değil mi" sorusuna. "Hayır. biz ül- keyi REFAHYOL iktidanndân kurtar- mak için güveno>ıı vereceğiz. Onlann başanlı olacaklanna inandığımız için değiPyanıtını\erdı. Yetenç.kurulacak hükümete MHP'nın de alınması duru- munda tutumlannın sorulması üzerine. • "Varsayımlar üzerinde konuşmayalım. Gördüğüm kadanyla, sayı olarak da MHP'ye ihtiyaçjan >ok" di\e konuştu. BBP'nin tavrında değişiklik yok tZMÎR (Cumhuriyet Ege Bürosu) - Büyük Birlik Partısi (BBP) Genel Baş- kanı Vlunsin Yazıcıoğiu. ANAP Genel Başkanı Mesut Yılmaz başkanlığında kurulacak hükümete güven duymadığı- nı belirterek, "Bu hükümet, miDet iradesinden çok, siya- set dışı bazı güçjerin kurduğu vesayet hükümeti olacak- tır" dedı. ^'azıcıoğlu, dün Izmir'de düzenlediği basın toplantı- sında Türkıye'nin önemli günlerden geçtiğinı vurgula- varak "Hangi siyasi parti iktidar olsun? Kim başbakan olsun? Sağın lideri kim olsun tartışmalanndan daha önemli meseleler var. .\sıl olan, Türkiye'ye, Türk-İslam dümasma ve küreselleşen dünyaya kuşbakışı bakmak- ür. Böyleyapmazsak, hepimiz kaybolur gkJeriz" diye ko- nuştu. Dünyanın yeni oluşumla karşı karşıya olduğunu belırten Yazıcıoğiu. şöyle devam etti: "Türkiye bu yeni şekillenmede geride kalnıamalı. \ önlendirici olmalıdır. İç siyasi oluşumlarla kendi içimize kapanırsak, düm anın ye- ni şekillenmesinde olamayacağız. Uydu olacağtz." • Donanma, haklannda yakalama tutanağı çıkarılmasına karşın Erbakan tarafından korunan gönüllü korumalar için polise başvoırdu. ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - Donanma Komutanlığı Askeri Savcılığı. haklannda yakalama tutanağı çıkanlmasına karşın Başbakan Necmettin Erbakan ın yanından aynlmayan gönüllü korumalar için Ankara Emniyet Müdürlüğü'ne başvurdu. Onlarca resmi polisle Başbakan Erbakan'ı koruyan emniyet. ekranlarda görünen korumalan gözaltına alamazken, bir sanığın açık kimliğine de ulaşamadı. Ankara Cumhunyet Başsavcılığı'nın "görevli resmi memura darp ve hakaret, cebir ve şiddet kullanma" suçlanndan dava açtığı -Sakaryahlar Gnıbu" elemanlan, Gölcük'te Donanma Komutanlığı Askeri Savcılığı'nca yürütülen soruşturmadan da kaçınlıyor. Askeri savcılığın. "görevli memura mukavemet, hakaret vetehdit" suçlamasıyla haklannda soruşturma yürüttüğü Fuat Santaş, Abdurrahman Akyüz ve tbrahim Gölcü'nün Erbakan'ı koruma görevini sürdürdükleri kaydedildi. Alınan bilgiye göre savcılık. zanlılann yakalanması için başvurduğu Ankara Emniyet Müdürlüğü'nden zanlılardan Fuat Santaş'ın açık kımliğinin dahı belirlenemediği ıçeriğini taşıyan bir yanıt aldı. Savcılık. 26 haziranda Başbakanlık'a yazdığı yazıda "adı geçen 3 kişinin Başbakanbk'ta görevli olup olmadığını. hangi tarihte görev« başladıklanm, kendilerine koruma görevi verilip verümediği''ni sordu. ancak henüz yanıt alamadı. Başbakanlık'la korumalarla ilgili yapılan görüşmelerde Müsteşarvekili Atilla Koç ve Özel Kalem Müdürü Mehmet Karaman'ın. Erbakan'ın çevresinde olduklan görüntülenen korumalann nerede oldukJannı bilemediklerini ifade ettikleri öğrenildi. Zanlılann savcılık karşısına çıkanlması gereken kurumun Meral.\kşener'in sorumluluğundaki Içişleri Bakanhğı olduğu kaydedildi. Yağıraırdereli'den demokrasi çağnsı HULYATOPCU Yargıtay'ınİs- tanbul 2 No'lu DGM'nın 10 ay- lık hapıs cezası- nı onaması ne- deniyle şartlı tahliye edildiğı için 16.5 yıl ha- pis cezası yatması kesinleşen avu- kat Eşber Yağmurdereli. kendisı- ne verilen cezanın Türkiye'de de- mokrasinin olmayışının bir gös- tergesi olduğunu belırtti. Bir konuşma yapmanın cezası- nın bu kadar ağır olmaması ge- rektığinı söyleyen Eşber Yağmur- dereli. " 1 de\letinyetkisinikullana- rak" suç ışleyen kışılere ıstenen cezanının kendi cezasıyla karşı- laştınlamayacağını vurguladı. ln- san hakları savunucusu avukat • Yargıtay tarafından 10 aylık hapis cezası onanan ve şartlı tahliye nedeniyle geçmişteki cezasıyla birlikte 16.5 yıl hapis cezası yatması kesinleşen aviıkat Eşber Yağmurdereli, herkesi demokrasiden yana saf tutmaya çağırdı. Eşber Yağmurdereli. IHD tarafın- dan düzenlenen "Temel hak ve öz- gürlükler" mıtinginde yaptığı ko- nuşma nedeniyle tstanbul 2 No'lu DGM'de Terörle Mücadele Yasa- sı'nın 8. maddesi uyarınca 10 ay hapis cezası almıştı. Bu ceza Yargıtay 9. Ceza Da- ıresı tarafından onaylanınca baş- ka suçtan şartlı tahliye edilen Yağ- murdereli'nin 16.5 yıl hapis yat- ması gündeme geldi. Geçen yaz ölüm oruçları sıra- sında tutuklu ve hükümlüler ile Adalet Bakanhğı arasında arabu- lucuk yapan Yağmurdereli kendi- sıne venlen cezayı gazetemize de- ğerlendirdi. Demokrasi denilince akla te- mel hak ve özgürlüklerin güven- ce altına alınması, düşünce özgür- lüğünün gerçekleşmesinin geldi- ğini söyleyen Yağmurdereli, ken- disine verilen cezanın Türkiye'de bunlann olmadığının bir göster- gesi olduğunu belırtti. Yıllar önce yaptığı. ceza alma- sına neden olan bu konuşmanın o dönemden bu yana birçok insan tarafından defalarca dile getıril- diğini söyleyen Yağmurdereli. "Şimdi yeni bir hükümet kuru- lacak. Eski hükümet demokra- tikleşnıe adına bir şey yapmadı. Yeni hükümet, yalnızca REFAH- YOL'a karşı bJok oluşturma yö- nünde olmamalı, demokratikleş- me adına da bir şeyler yapmah" dedi. Demokratikleşme safında olunması, düşünce özgürlüğünün savunulması gerektiğını söyleyen Yağmurdereli, şunlan söyledi: " Yalnızca düşünce özgürlüğünün olmaması nedeni\ le ceza almış in- sanları değil. demokrasiden yana sıradan herkesi demokrasi mer- kez olmak üzere bir araya gelme- ye çağnnyorum.'" Bir konuşmanın bedelinin bu kadar ağır olmaması gerektiğını ifade eden Yağmurdereli. "devle- tin \etkisini kullanarak" suç ışle- yen ve bu ncdenle yargılanan ki- şiler için istenen ceza ile kendisi- ne verilen cezanın mukayese bile edılemevecesını belirtti. BÎZBÎZE ERDAL ATABEK Ağzında Ateş Varken... Ağzında ateş varken: Su içmemelisin, Başkasını öpmemelisın, Benzin istasyonunda dolaşmamalısın. Bunlar herkesin, 'Elbette, ne varkibunda' diye- ceğı gerçeklerdır. Ama 'bunda bir şey vardır' ve in- sanlar kımi zaman yapılmaması gerektigini bildik- leri şeyleri de yaparlar. • Tansu Çiller yapmaya azmettiğı ışlerin önüne engeller çıkmasını kabul edemeyen, hırsını denet- lemekte hiçbir gücü kalmamış, her şeyi göze ala- cakbirkörtutkuylaatını mahmuzlamaktadır. Ramp ışıklan üzerine düştüğü günlerden beri çizdıği pro- fılde 'söylediği her sözün tersini rahatçayapabilen, amaç için heryoldan fazlası meşrudur diyen, çev- resini korkutan, ürküten, kaçıran, şaşırtan, her ro- lü oynayan, her şeyi kullanan' bir görünüm sergi- lemektedir. Gücü kontrol edebılmek için her yolu kullanmaktadır. Böylece, gücünün durdurulabilme- si için her yolun kullanılmasını zorunlu duruma ge- tirmektedır kı tehlike de buradadır. En yakınları bi- le ürkmüştür, çekilmektedir. Öyle bir şiddet sergi- lemektedir kı neredeyse şiddetı meşrulaştırmakta- dır. Tansu Çiller'in siyasal iktidan en çok toplumda aslında da az olan 'meşruıyet psikolojisi'ne zarar vermiştir. Kendisi zor kullanmayı meşru gördüğü halde. kendine karşı zor kullanıldığını sandığı du- rumlarda 'demokrasi' kavramını kullanmakta hiç sakıncagörmemektedir. Refah'la iktidarortaklığın- dan seçim ittifakına kadar her birlikteliği rahatça kullanabilir. Bu kışiliğiyle büyük birtehlikedirve bu tehlikenin önlenmesı de -görülecektir ki- sanıldığın- dan daha güç olacaktır. Refah Partisi açığa çıkmak zorunda kalmıştır. Re- fah Partisi'nin bütün uygulamalarında ortaya çıkan gerçek, 'cemaatpartisi' olduğunu göstermektedır. Refah Partisi, 'ulus' kavramını kabul etmemekte- dir, ulus bütünlüğünü 'cemaatten olanlar' ve 'ce- maatten olmayanlar' diye bölmüştür. Kamu görev- lerinden ticaret alanına kadar toplumdaki etkin her görev, her işlev, her yer birincil derecede 'cemaat- ten olanlar'a açılmakta, geri kalanlar da sıraya kon- maktadır. Bu tutum çok açıktır, kararlı bir militan- lıkla uygulanmaktadır. 'Cemaatten olmayanlar' da 'kazanılabilir' ve 'kazanılamaz' diye ayrılmakta, bü- tün tutumlar bu ayrıma göre yapılmaktadır. Çok büyük zaman kazanmışlardır, çok büyük para ka- zanmışlardır, çok büyük etki kazanmışlardır, çok büyük yer kazanmışlardır. Refah Partisi'nin hiç acelesi yoktur; ışbırliğinde hiç kaygısı yoktur (çünkü her şey zaman ve güç ka- zanmaya yöneliktir); firesı yoktur; cemaatinin eleş- tirisinden korkusu yoktur. Refah Partisi'nin bir güç kaynağı da kendi kar- şıtlarının dağınıklığından ve güç kaybından doğ- maktadır. ANAP ve DYP içinde de farklı dereceler- de yandaşları vardır, iki sol parti ise güçlerini bir- leştirmede başarısızdır. Yeni bir siyasal iktidarın önünde acil iki konu dur- maktadır: 1. Yasal meşruluk sınırlannı kalın bir çizgiyle çiz- mek, r . . _ 2. Cemaat*uygulamalarını ulusal uygulamalara çevirmek. Bunları yaparken de bütün toplumu yeniden uyarmak ve aydınlatmak zorunludur. Susurluk olayı laiklik perdesi arkasına saklanma- malıdır. Meşruluk dışına taşmış bütün olaylar aydınlatıl- malı, bütün malı konularyargı önüne çıkarılmalıdır. Cemaat uygulamalarının hepsi açıklanmalı, iş- lemler ulusal bir çerçeveye oturtulmalıdır. Bütün bunları da Erbakan-Çıller ikilisi kadar ka- rarlı bir cesaretle yapmak zorunludur. Tankatlar, dergâhlar, tekkeler gibi cemaat toplu- luklarını sivil toplum örgütü sayan yanlış anlayışın yerine, ulusal sivil toplum örgütleri, sendikalar, mes- lek kuruluşları, sivil örgütler demokratik katılım çev- rimine sokulmalıdır. Türkiye'nin bu tehlike çemberınden kurtul- masının başka yolu kalmamıştır. DSP lideri Bülent Ecevit 4 Yılmaz'm güvenoyu artık kesinleşti' YDCELSEZER K\RS-DSP Genel Başkanı Bülent Ece- vit, ANAP Genel Başkanı Mesut Yd- maz'ın başkanlığında kuru- lacak hükümetin 'güveno- yu almasının artıkkesin' ol- duğunu ifade ederek "Ha- >ır1ı olsun. Bıından sonra hedef, Türkive'de çığ gibi büyümüş olan sorunlann çözümüne, aklıselim bir şe- kilde gitmektir" dedı. Ecevit. dün sabah Kars'ta düzenlediği basın toplantısında. CHP Genel Başkanı Deniz Baykal'ın, 'erken seçim" talebinı bu aşamada olumsuz ve üzücü bulduğunu söyledi "Çö- züm hükümeti şart" dıyen Ecevit, BavkaKın. hem se- çim dediğini hem de seçim- deki altyapı eksiklıklerin- den söz ettiğinı kaydetti Ecevit. şöyle devam etti: "Bu mantığı anlayamıyo- rum. Alr>apı eksikliklerinin giderilmesi için en az 6-7 aya ihtiyaç var. Nüfus sayımı va- pılmalı. seçmen kütükleri yeniden düzenlenmelidir. Seçimlerin vapısındaki te- mel aksaklıklar oiderilmeli. gerekirse seçim konusunda o zaman bir değerlendirme yapılır. Bunun dışında 1983'ten beri sürekli seçim atmosferi taşıyan ve toplu- mu gerilim içinde olan Tür- kiye'de, öncelikleçözüm hü- kümeti şarttır. Milletin umudunu bağladığı bu dö- nemde, Ba> kal'ın daha hü- kümet kurulmadan veni hükümeti eleştirip, adeta karalamaya gitmesini, muhalefet etme>e başlamış ol- masını yadırgıyo- rum. Bunlar üzücü şeyler." Ecevit. Türkiye'de- kı siyasi tıkanıklığın bir ne- denınin de ANAP-DYP arasında yaşanan "geçimsiz- lik" olduğunu söyledi. RP'nin bundan sonra iyı bir değerlendırme yapması ge- rektigini ıfad" uen Ecevit, "RP. şimdi bü\ ük bir tepki içinde. Ama RP'liler. bun- dan sonraoturup,nedenbu duruma geldiklerini özeleş- tiri içinde çok ivi değerlen- dirmelidirler'" dıve konuş- tu Ecevit, Türkiye'nin dış polıtikasını değerlendirir- ken, geçmiş hükümetleri eleştırerek şöyle dedi: "1987 seçimlerine gider- ken seçim büdirgemize bir bölüm eklemiştik. Sovyetier Birliği'nde bir şev ler olaca- ğı belliydi. Onun için "Tür- kı cumhuriyetlerle. odevle- tin içişlerine karışmadan yakın ilişkilerkuralım. ha- zırlıklı olalım' dedim. Hat- ta bu amaçla bakanlık ku- rulsun önerisi getirmiştim. O yüzden ağır ithamlara uğradım. Ne faşistliğim ne Turancılığım kaldı. Fakat zaman geçti, Türkiye'nin nasıl hazırlıksız yakalandt- ğı görüldü. Dışişlerinin tu- tukluluğunun nedeni şu- dur: Son vıllarda Türki- ye'nin dış politikasuıda bir kargaşa \e bir beürsizlik va- şanıvor." \
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle