27 Kasım 2024 Çarşamba English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHURİYET 30 HAZİRAN 1997 PAZARTESİ OLAYLAR VE GORUŞLER Hong Kong Çin'e Katılırken... NURERUGURLU A sya'nın güneydoğu- sunda çok geniş top- raklar üzerinde yer alan Çin, 9.6 mılyon kilometrekarelik yüz- ölçümü (dünyadaki karalannyaklaşıkondörttebiri). 1 mil- yar 200 milyon nüfusu ile dünyanın en büyük. en kalabalık ülkelerinden bıri- dir. Yüzölçiimü Türkiye'nin on dört. niifiısu yirmi katı olan Çin; Avrupa'dan daha büyük, ondan daha kalabalık bir ülkedir. Aynca Çin, dört bin yılı aşkın geçmişi, sürekli kültür ve uygarlığıyla da varlığım tarihin ilk dönemlerinden günümüze kadar sürdürmüş ender ül- keler arasındadır. Tarih boyunca Çin'in büyüklüğü ve sınırlan çok değişmiştir. Kimi zaman Çin. bütün Doğu Türkistan ve Moğo- listan'ı içine almış, kimi zaman da Sa- n Irmak yöresinde küçük bir devlet ol- muştur. Bugün Çin'den söz edilirken genellikle Asıl Çin denilen bölge; ya- ni kuzeyde Çin Seddi ile çevrilen. ba- tıda Kansu topraklannı içine alan. Ko- loni Çin'i dışanda bırakan yöre amaç- lanır. Çınliler Asıl Çin'e bugün "Çin'in ÇiıTi" diyorlar. XIX. yüzyılda Batılı devletlerin, top- rakJannı yan sömürge durumuna getir- dikleri Çin, 1949'da sosyalist devrim- le birlikte yeni bir döneme girmiş. 1970'lerin başında da dünyanın en güç- lü devletlerinden biri olmuştur. 1980"lerde oluşturduğu politikalarla kendine özgü gelişmesini sürdüren Çin; bugün Batılı ülkelerin, özellikle süper güç durumunda olan devletlerin ilgi odağı olma özelliğini korumakta- dır. Bu arada Hong Kong, Makao ve Tayvan gibı eski topraklannı birleştir- me girişimleri, ekonomik ve teknik ge- lişmesi de buna büyük etken olmakta. büyük ilgi çekmektedir. Çin, bugün gelişmekte olan ülkeler arasındadır. Kişi başına düşen ulusal geliri (1995 kaynaklarına göre) 500 ABD Dolan'dır. Nüfusun yüzde 70"ten çoğu (850 milyon) tanm kesiminde ça- lışmaktadır. Tanm, ulusal gelirin >üz- de 4O'ı dolayında bir oranını oluştur- maktadır. Sanayinin ulusal gelirdeki payı yüzde 45 "tir. Sanayide çalışan insan gücü 30 mil- yon kadardır. 70 milyonluk bir kitle, en az geçim düzeyinin altında yaşa- maktadır. Ama Çin, 1980'lerden son- ra hızla gelişmekte, Birleşmiş Millet- ler verilerine göre yılda yüzde 10'un üstünde büyümektedir. Bu büyümesıy- le Çin, dünyanın en çok üretım yapan 10 ülkesi arasında, en başlarda yer al- maktadır (Çhina. Farcts - Figures, Be- ijıng 1995). Çin'in bu çarpıcı ekonomik geliş- mesi. uluslararası pazarlarda da bazı kanşıklıklara yol açmaktadır. Çünkü Çin, son yıllarda dünya ticaretinde ağırlığı olan bir ülke durumuna gel- miştir. 1979'da dünya ticaretinde ağır- lığı yüzde 1 olan Çin. bugün yüzde 3 gibi bir ağırlık taşımaktadır. Bugünkü gelişme hızıyla Çin, 2000 yılında bir- çok Avrupa ülkesini geride bırakarak dünyanın dördüncü büyük dışsatım ül- kesi olacaktır. Çin'in zengin ülkeler karşısında dışsatım çokluğu vardır. Dö- viz birikimi büyük boyutlara ulaşmış- tır. Asya'nın bu büyük ülkesi, aynca Batf nın çeşitli ekonomik kuruluşlan- nı da kendisine çekmektedir Uluslara- rası doğnıdan yatınmlaraçısından Çin, ABD'ninardından ikinci sıradadır(Le Monde. Paris 1996). Çin, bu yeni durumunu, ekonomik ve teknik gelişmesini sürdürmekte, nükleer denemelerine devam etmekte- dir. Kalabalık nüfusunu besleyebilmek, yaşam düzeyini yükseltebilmek için büyük çabalar harcamakta ve kalkın- mada önemli başanlar sağlamaktadır. Önünde çok güç sorunlar olmasına karşın Çin. şimdiden birçok dalda en çok üretim yapan büyük devletler ara- sına girmiş durumdadır. Bugün Çin'in en önemli sorunları arasında (görüştüğüm, konuştuğum Çinliler, basın ve televızyonlan da böv - le söylüyorlar) eski topraklannı birleş- tirme girişimleri yeralmaktadır. Çinli- lerce Hong Kong. Makao ve Tayvan'ın Çin Halk Çumhuriyeti'ne katılmalan. onunla birleşmeleri istenmektedir. Hong Kong ve Makao ile sorun çö- zümlenmiş durumdadır. Uzun süre tngiltere yönetiminde kal- mış olan Hong Kong, 1 Temmuz 1997'de yapılacak bir törenle Çin'e devredilecektir. Ancak Hong Kong, 2050 yılına kadar Hong Konglularca yönetilecektir. Çünkü Hong Kong. ol- dukça kanşık bir sosyal yapı içermek- tedir. 1557'de Portekizlilerce ele geçi- rilen Makao ise 1999'da Çin'e venle- cektir. Çin Halk Cumhuriyetinin son yıl- larda gelıştirdiği birpolitikası var: Çin- liler buna "tek ülke, iki sistem" diyor- lar. Bugün Çin. eski topraklannda bu ilkenin uygulanmasını istemektedir. Ama Tayvan. bu konuda önemli bir so- run olmaktadır. Çünkü Tayvan. Çin iç savaşı sırasında sosyalistlerle milliyet- çilerin savaşı (Komintang) sonunda. millivetçilerin yenilmeleri. Tayvan adasına > erleşmeleri ve ABD desteğin- de bir dev let kurmalanyla önem ka- zanmıştır. Tayvan. uzun süre Birleşmiş Millet- ler'de Çin olarak kabul edilmış. ulus- lararası yardımlardan. özellikle ABD desteğinden geniş bir bıçimde yarar- lanmış; kişi başına düşen ulusal geliri- ni 4 bin ABD Dolan'na çıkarmıştır. Çin Halk Cumhuriyeti bugün Tayvan topraklannın kendi malı olduğunu söy- lemekte. onun ayn bir devlet olarak ka- bul edilmesine büyük tepki göstermek- tedir. Hong Kong ise Çin'in Guangdong yönetim bölgesınin güney kıyısının açığında yer alan ada ile bu adanın ya- kınındaki adacıklardan. Ngoun Shun adasından. anakaradaki Kovv loon yan- madasından ve Nevv Terntones'ten oluşmaktadır. Yöre. New Territones. anakaranın birbölümünü, Lantau ada- sını ve 1898'de 99 yılhğına Çin'den ki- ralanan 230'dan çok adayı kapsamak- tadır. Hong Kong halkının yüzde 97'si Çinlidir. Çoğu. komşu Çin'in Guang- dong ve Fujian yönetim bölgelerinden göç etmiştir. Hem kırsal. hem kentsel kesimde en kalabalık topluluğu Gu- angzhoulular (Kanton) oluşturmakta- dır. Çinli olmayan nüfusun çoğu Ingi- liz Uluslar Topluluğu ülkelerinden. ABD'den. Portekiz'den ve Japonya'dan gelmiştir. Ikinci Dünv a savaşı yıllann- da Budacılar ve Taocular nüfusun bü- yük çoğunluğunu oluşturmuşlardır. Nüfusun yaklaşık yüzde 10'u(500bin kadar) çeşitli Hıristiyan mezheplerine bağlıdır ve 50 bin kadar da Müslüman vardır. Hong Kong'da başanlı uluslararası ticarete dayalı bir pazar ekonomisi yü- rürlüktedir. Kişi başına düşen ulusal gelir. 7 bin ABD Dolan'dır. Kentmer- kezi, Tokyo ve Singapur yanında Uzak- doğu'nun en büyük finans odaklann- dan bin sayılmaktadır. Hong Kong'un bu ekonomik ve finans özelliğinin Çin'le birlikte daha da gelişip güçlene- ceği sanılmaktadır. Birinci Afyon Savaşı'ndan sonra (1841). Ingıltere'ninyerleştiğı veNan- kin Anüaşması'yla (1842) Çin'den zor- la aldığı Hong Kong ve yakınındaki adacıklar. 1 Temmuz 1997'den sonra, artık bir Ingiliz sömürgesi değildir. Çin Halk Cumhuriyeti. Hong Kong'un Çin'e katılmasını. bütün dünya ülkele- rinden çağırdığı seçkin davetlilerle gör- kemli bir biçimde kutlamaya hazırlan- maktadır. Her ne kadar Çinliler. Tiirkiye'yi (neden ve niçin olduğunu pek açık bil- mediğim) Hong Kong'un Çin'e katıl- ma törenlerine çağırmadılarsa da biz. Çin halkının çok uzun bir bekleyiş so- nunda gerçekleştirdiği bu mutlu olav ı içtenlikle kutluyor ve sevinç duyuyo- ruz. Refah Yönetiminin SSK'de Oyunları! TONGUÇGÖRKER D emokrasinin tecellisi ve laikliğin koruyucusu bir partinin desteği ile başbakanlığı devralan Refah Parti'sinin ilk sloganlan. yöne- timde adil düzenin sağlanacağı, çalışan ve başarılı olan kimsele- re hiçbir art niyet olmaksızın destek olunacağı. gereksiz yapılmış atamalann ve başansız olduğu halde siyasal destekle devlerte kadro işgal eden kişilerin incelemeye alınacağı şeklindeydi. Kısa süre sonra Milli Eğitim'de ve Adalet Bakanlığı kadrolannda geniş kapsamlı atamalarbaşladı. De- mek ki bu bakanlıklarda başansız ve gereksiz kimselerçoğunluktaydı! Yine Refah Partisi kon- tenjanına v erilmiş Sosyal Sigortalar Kurumu'nda ise atamalar yönetim kadrolannda başladı. Birçok daire başkanlığına kadrosu boş olduğu gerekçe- si ile yeni atamalar yapıldı. Oysa o kadrolarda gö- revlilervardı. Nasıl olmuştu da bu kadrolar boş olabilmişti, anlaşılması zaman aldı. Bir süre sonra da kuru- mun. çok başanlı olduğu her kesimce kabul edi- len genel müdürü görevden alındı. Sayın genel müdür başarılı olduğu için terfi ettirilmişti. Gö- revden alınması söz konusu değildi. Ama neden- se genel müdür kendisine yapılan bu iyiliğin de- ğerini bilemedi ve yargı organına başvurup "yü- riitmeyidurdurma" karan aldı. Acaba uçtaki sağlık ünitelerinde neler oluyor- du. Refah yönetiminin tartışılmaz adaletini anla- yabilmek için çok çarpıcı bir örneğı olabildiğin- ce özetle hikâye etmek istiyorum: Sosyal Sigortalar Kurumu'nda ağız ve diş sağ- lığı hizmetleri, poliklinik düzeyinde veriliyordu ve bu durum çok uzun yıllardan beri değişmiyor- du. Bu mesleğin özel dallan için yetişmiş eleman ve gereklı donanım bulundurulmuyordu. Protez dışındaki dallann hizmetlerine de gereksinim açıkça biliniyor. gerekli girişimler ise başlamıyor- du. 1993 yılının ilk yansı sonunda bu konudakı ilk atılım SSK Okmeydanı Hastanesi'nde başla- dı. Konu hem yönetime hem de hizmetin sahip- leri olan sendika yönetimlerine anlatılarak ilk adımlann atılması sağlandı. Okmeydanı Hastane- si'nde bulunmayan ağız cerrahisi kliniğinin ku- rulması ve bu klinik için eleman yetiştirilmesi. atı- lımın ilk adımlan idi. Daha sonra kurum yönetim kurulu. bu amaçla yeni bir tesisin oluşturulması karannı aldı ve mev- cut çalışma yerleri geçici çalışma yerlenne nak- ledildi. Üç yıl süre ile çok zorçalışmâkpşullann- da hizmet verildi. , İ- • ,, .«.,>.. Bu tesiste çalışan diş hekimlerinin büyük çö- ğunluğu. yeni hedef için elbirliği ile özverili ça- lışmaya katıldılar, destek oldular. Eski yönetim zamanında kendilerine özel ayncalıklarsağlamış ve istediği gibi çalışma olanaklan elde etmiş. sa- yılan üç beşi geçmeyen diş tabipleri ise yeni ya- pılanmaya karşı oldular. Ama hertoplulukta böy- leleri de vardı ve önemli değildi. 1996 yılı hazi- ran ayına gelindiğinde yeni hizmet binası; araç- lan. gereçleri ve öbür donanımı ile hazır hale gel- mişti. Tam bu aşamada REFAHYOL hükümeti kurul- du ve SSK yönetimi Refah Partisi'ne bırakıldı. Yeni hükümetin devri sırasında bu bağımsız hiz- met birimı için verilmiş olan kadrolara atamala- nn yapılması boşuna beklendi. 50 hekim. 30 tek- nisyen. 17 hemşire, 15 memur ve 17 yardımcı hizmetliye göre hazırlanmış ve 40 birimli 7 kli- nik ve 3 laboratuvarlı koskoca örnek merkez, 18 hekim. 3 hemşire. 9 teknisyen ve 3 yardımcı hiz- metli ile ne yapacağını şaşırmış bir ortama sürük- lendi. Çünkü yeni yönetimın amacı hizmet ver- mek değil. siyasal kökenli kadrolaşmaktı. Refah yönetimi. ANAP kanalı ile göreve atan- mış yeni tstanbul Sağlık İşleri Müdürü'nden ra- hatsızdeğildi. Çünkü yeni müdür birdenbire tan- tanalı cuma namazı tatillerine başlamış. kraldan ziyade kralcı bir Refah sempatizanı olmuştu. Ama bazı baştabiplerrahatsızlık veriyordu. Okmeyda- nı Ağız ve Diş Sağlığı Merkezi'nın baştabıbı de bunlardan birisiydi. Çünkü bu yeni yapılanmayı üç yıldan beri çok başanlı ve özverili bir çalışma ile oluşturmuş olan baştabip. erkek değil hanım- dı. Üstelik başörtüsü kullanmıyordu. Görevden alınması da çok zordu, çünkü tüm SSK kadrola- nnda tıpta uzmaıjkk^lgesi bulunan tek diş tabi- bi idi. Yeni örnefc birimin başarısı du>Tilursa. bu başan Refahlı bakanın değil. bu yapılanmayı ya- ratan kadronun olacaktı. tşçi örgütleri liderliğinden gelen Bakan Kılıçın amacı işçiye hizmet değil, partiye hizmetti Güç- lükle bulunabilmiş ortodonti ve endodonti lisan- süstü eğitimli diş hekimlerinin atamalarını yap- tınnıyor. kurumun bu nedenle dışanya yılda otuz milyar ödemesine aldırış etmıyordu. Bu birimin kuruculanndan kurtulmalıydı. Ne mi yapıldı?.. Eski özel avantajlan nedeniy- le yeni kuruluştan rahatsız olan birkaç diş heki- minin sırtı sıvazlandı. yönetime karşı kışkırtıldı. Verilen görevlere itirazları sağlandı. tçlerinden birisinin bir bahane ile yöneticiye sopa ve yum- rukla saldırması sağlandı ve saldırganlann ceza- landınlması için yapılan başvurular askıya alın- dı. Bunca sorumsuz davranışa katlanmayı ilkele- rine aykın görüp itiraz eden genç v e başanlı baş- tabibe, Istanbul Sağlık İşleri Müdürü tarafından hakaret edildi. Çalışkan ve başanlı bir uzman ta- bip olan genç baştabip istifa edip görevı terk et- ti. Olaylarnedeniyle genel müdürlükten müfettiş tahkikatı taleplerine işlem yapıldı, fakat olaydan bu yana geçen beş ay içinde tahkikat başlamadı. Refah yönetiminin "adalefi sağlanmış. yılla- rın özverili çabası ile kurulmuş yepyeni bir sağ- lık tesisine parti çıkarları açısından sahip olun- muştu. Hemen atamalar başladı ve kadrolar dol- duruldu. ama ortodontist v e endodontist atanma- dı ve eski yönetimin yetiştirdıği cerrahlar taciz edildi. Bu yönetime tepki gösterip istifa eden prostodontistlerin yerlerine de yenileri gerekli gö- rülmedi. Bunları sağlayan sadık tstanbul Sağlık tşleri Müdürüne asli görev olarak Okmeydanı Eğitım Hastanesi'nde. hiçbir sınav ya da değerlendirme- ye tabi olmadan eğitim görevlisi "başasistan" un- vanı ve kadrosu verildi ve bu atamanın yürürlük- teki mevzuatı çığnemesine aldınş edilmedi. Sağ- lık müdürlüğü görevi ise ikinci görev olarak de- vam ettirildi. Sopa ile saldıran tabancalı diş heki- mi ve yardımcıları. hiçbir şey olmamış gibi gö- revlerine devam ettiler ve eski ayrıcalıklı statüle- rine kavuştular. Bugünlerde, bu yepyeni. örnek Ağız ve Diş Sağlığı Merkezi'nin bağımsızlığının kaldınlıp, Refah Partisi'nin gözdesi yeni Okmeydanı Has- tanesi Baştabibi'ne bağlanması hazırlıklan yapıl- dığı söyleniyor. lşte Müslüman Refah'ın adaleti, işte ünlü adil düzeni!.. Efes Pilsen'den EFES ıPUsen; Efes Pilsen EFES jfPilsea k BIRA KPES • EFES: | Ptlsen EFES 50, Î Î J Î H I İ İ . OĞÜICİCİNİÎ t SOÖültlÇİNİI İLAN T.C. NtKSARASLtYE HLKLTsL MAHKEMESt'NDEN EsasNo: 198^ 106 KararNo: 1996 242 Davacılar Kazım Türk ve arkadaşlan tarafından davahlar Hazine ve Orman tşletmesi aleyhine mahke- memize açılan davanın ya- pılan açık yargılaması so- nunda: Mahkememizce davacı Hasan Gürbüz Tereke mü- messili Ali Bağdatlı açısın- dan HUMK'nin 409. mad- desı gereğince açılmamış sayılmasına. Davacı Kazım Türk açı- sından davanın reddine Davacılar Sadık Kızı- larslan. Cemal Kızılarslan ve Mustafa Akboğa açısın- dan davanın kabulüyle da- va konusu Tokat ili. Niksar ilçesi, Güzelyavla Köyü 642 parsel sayılı taşınma- zın tapusunun ıptaliyle 3000 m2'sinin Ahmet oğlu Sadık Kızılarslan adına ay- nı köyün son parsel nuraa- rasından bir sonraki numa- ra verilmek kaydı ile tarla vasfı ile tapuya kayıt ve tesciline. 900 nC'sinin Ah- met oğlu Cemal Kızılarslan adına aynı kö\"ün son par- sel numarasından bir son- raki numara verilmek kay- dı ile tarla vasfıyla tapuya kayıt ve tesciline. 4500 m2'sinin tbrahim Mustafa Akboğa adına aynı köyün son parsel numarasından bir sonraki numara venl- mek kaydı ile tarla vasfı ile tapuya kayıt ve tesciline, işlemin ekli fenni bilirkişi- si Sebahattin Gürpınar'm 31.5.1996 tarihli krokili ra- poruna göre yapılmasına karar verilmiştir. Tüm aramalara rağmen bulunamayan ve adresı te- min edilemeyen Ali Bağ- datlı'ya karar. 7201 sayılı Tebligat Kanunu'nun 49. maddesi gereğince ilan olunur. Basın: 123817 CUMHURİYET'TEN OKURLARA ORHAISERİNÇ Ağır Vebalin Ağıp Faturası Kurucumuz Yunus Nadi'yi- ölümünün 52'nci yıl- dönümünde, adına konulmuş ödüllerin 51 'incisini 24 Haziran 1997 günü görkemli bir törenle sahip- lerine vererek andık. 314 adayın 533 yapıtla katılmış olması. Türki- ye'nin ilk özel ve en uzun süreli klasiği olan Yunus Nadi Ödülleri'nin taşıdığı değerin de belgesiydi. Ödül alanları kutluyor, katılanlara ve Bilkent Ünı- versitesi Müzik Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Ersin Onay ile harika bir konser veren Müge Büyükçe- len, Bahar Kutay, Sema Celilova ve Verda De- mirel'in oluşturduğu Bilkent Dörtlüsü'ne teşekkür ediyoruz. Yunus Nadi ödül törenleri, çok uzun yıllardan be- ri Türk Islam Eserleri Müzesi olan Ibrahim Paşa Sa- rayı'nda veriliyordu. REFAHYOL'un şeriatçı dayat- malan kapsamma müzeler de girdiği için bu yılki tö- renin yeri de değişti. Bir süredir Türkiye'yi şeriatçı bir yönetime götür- mek için fırsat kollayan RP'nin yolunu açan DYP li- derinin düştüğü durumu hep birlikte izliyoruz. Iktidardan ayrılmamak ve başbakanlığı kaybet- memek hırsının yönlendirdiği Bayan Çiller, hem kendisinin hem de partisinin sonunu getirmeyi ter- cih etti. Partisınden ve kamuoyundan gelen uyarı- ları dikkate alma basiretini gösterseydi Türkiye, ne şeriatçı dayatma ile karşı karşıya gelecek ne de içinde bulunduğumuz bunalım dönemi başlaya- caktı. REFAHYOL'un kurulması öncesinde, Bay ismet Sezgin'in 27 Haziran 1996 günü DYP grubunda yaptığı konuşma bugünümüze ışık tutan bir belge niteliği taşıyor (Demokrat Türkiye'ye Doğru - İsmet Sezgin/Sayfa12). "... koskoca DP-AP çizisinin vârisi DYP'nin, ko- alisyonun küçük ortağı statüsüyle Refah Partisi'ne payanda olması söz konusudur. Öyle bir Refah Partisi ki, merkez sağı içinde eritme amacını fütur- suzca seslendirebilmektedir. Öyle bir Refah Partisi ki, ulus-devlet kavramına yaklaşımı müphemdir. Kâh ümmetçi, kâh bölücü- dür. Türkiye'ye yönelik tehditleri algılayış biçin% Türkiye'nin geleceğini değeriendirme tarzı, dün- yaya bakış açısı, ekonomik gerçeklerimize yakla- şımı, ideolojisi, eğilimleri ve çıkarlan ölçüsünde çarpıktır. Sayın Genel Başkanımızın veciz şekilde ifade et- miş olduğu gibi, Avrupa 'ya ezanımızı taşıyacaksak bunu herhalde Sayın Erbakan'/ müezzinimiz ya- parak gerçekleştiremeyiz. Sevgili arkadaşlanm, Hepinizin bildiği gibi, ülkemizde başbakanlık ma- kamına çok geniş yetkiler tanınmıştır. Ekonomi- den asayışe, asayişten güvenliğe, güvenlikten diş politikaya kadar. Bunlar hem yatay hem dikeyyet- kilerdir. Hangı tedbirler öngörülürse öngörülsün, bu yetkilerin ancak cüzi bir kısmı sınırlandınlabilir, Bakanlar Kurulu da denetlenebilir. Milli Istihbarat Teşkilatımız, doğrudan ve sade- c&başbakanabağlıdır.Bumeyande, RefatrParti- si'ftin ömeğm,'Suriye ife ilgiliyaklaşımını hatıriâma- nızı rica ediyorum. Yapısı ve ideolojisi gereği takıyyeyi bir yöntem, hatta bir sanat haline getirdiği herkesçe bilinen Sayın Erbakan'ın elinde bu yetkilerin gerçek bir tehdide dönüşmesi ve aynca muhtemel bir hükü- met protokolünün her cümlesinin istismar malze- mesi haline dönüştürülmesi kuvvetle muhtemel- dir. Işimize gelmezse koalisyonu bozabiliriz diye- bilirsiniz, ama bu süreçte meydana gelen tahriba- tın vebali ağır olur." DYP şimdi bu ağır vebalin ağırfaturasını yaşıyor. • Milli Güvenlik Kurulu'nun 25 haziran toplantısın- da TSK'nin irticayı destekleyen ve örgütleyen va- kıfların yurtdışı bağlantılarını ve çahşmalarını ele al- dığını Alper Ballı yazdı. • Başbakanlık resmi korumalarıyla kavga ettikten sonra haklarında dava açılan Erbakan'ın gönüllü korumalarının iddianameye göre, "Bizler Refah 'ın silahlı ordusuyuz. Başbakan'ı ancak biz koruruz" yönünde açıklamaları bulunduğunu Evin Göktaş haberleştirdi. • REFAHYOL hükümetınin "kalkınma hamlesi" olarak açıkladığı ekonomik hedeflerin çöktüğünü gösteren verilen Devlet PlanlamaTeşkilatı yıllık enf- lasyon oranı tahminini yüzde 100'ün üzerinde çı- kanp bütçe açığını da 2.2 katrilyon olarak yeniler- ken Batı'ya sunulan raporlarda fiyaskoyla sonuç- lanan kaynak paketleriyle kandırmaca yapıldığını Esra Yener gündeme getirdi. • Türkiye Petrolleri Anonim Ortaklığı'nın Mısır ve Kazakistan yatırımlarının 300 milyon dolara varan zararla sonuçlandığını Bahar Tanrısever duyur- du. • Tutuklama kararı bulunan polislerin bulunama- masıyla "trajik" bir noktaya varan Metin Göktepe davasını Ayşe Yıldınm, Umit Otan ve Ozan Yay- man izlediler. • Kerem llgaz. Güngören'de 6 trilyonluk yeşil ta- lanından RP'nin gençlik örgütüne (MGV) kaynak aktarıldığını ortaya çıkardı. • Önümüzdeki pazartesiye kadar gönlünüzce bir hafta geçirmeniz dileği ve saygılarımızla. GONENASLrVT HITOJK MAHKEMESFNDEN Sayı: 1996'346 Hâkım: Nejat Özbek 24820 Kâtip: Zafer lnç 416 Dava- cılar Recep Ozaslan'a velayeten Dursun Şenkava vekıli Av. tbrahim Kahyaoğlu tarafından davalı Bayram Demir- can'a tüm aramalara rağmen dava dilekçesi ve duruşma günü tebliğ edilemediğinden ilanen tebliğ edilmesine ka- rar venlmiş olmakla, Davacı Recep Özarslan'a velayeten Dursun Şenkaya vekilı Av. Ibrahim Kahyaoğlu tarafından davalı Gönen ilçesi Karşıyaka Mah. 453. Sokak, no: 18 ad- resinde ıkamet eden Bayram Demircan aleyhine Gönen 1. Noterliğı'nin 15.6.1993 tanh ve 04596 Y no'lu gayrimen- kul ve satış vaadi sözleşmesinin feshi ve tasarrufun iptali davası ile dava açılmış olduğu; Davalıya çıkanlan teblıga- nn iade edildiği ve yapılan zabıta tahkıkatında ise adresi- nin tespit edilemediğı ve dava dilekçesi ile duruşma gü- nünün ilanen tebliğine karar verildiğınden: Davalı Bay- ram Demircan'a duruşma günü olan 17 7 199 7 günü saat 09.30'da Gönen Asliye Hukuk Mahkemesi'ndeki duruş- maya gelmesi veya bir vekil tarafından temsil edilmesi, temsil edilmediği takdırde yargılamaya yokluğunda de- vam edileceği ve hüküm verileceği HUMK'nin 213-377 maddesi gereğince dava dilekçesi yerine kaim olmak üze- re ilanen tebliğ olunur. 9.4.1997 Basın: 17434
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle