Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
30 HA2İRAN 1997 PAZARTESİ CUMHURİYET SAYFA
KULTUR 11
Piyanist Ann Karamürsel bu akşam AKM'de bir resital verecek
6
EHnleyicflernııizi özledik'ZEYNEPSAYGI
Bu yıl 25'incisi gerçekleştirilen Is-
tanbul Müzik Festivali'nde bu akşam
ülkemizin önemli piyanistlerinden Ann
KaramürseTin resitali yer alıyor. Saat
21.30'da AKM'de gerçekleşecek resi-
talde Karamürsel, Haydn'ın Sonat, Do
Majör, Beethoven'in Sonat No. 32. Do
MinörOp. 11 l.Chopin'inBaladNo. 1,
Sol MinörOp. 23, UlviCemalErkin'in
Duyuşlar'ından altı parça ıle Rachma-
ninofun PrelüdlerOp. 23' adlı yapıtla-
nnı seslendirecek.
Sanatçı özellikle Beethoven'in deha-
sını anlatmak için kelimeleri yetersiz
buluyor. Konserde seslendirecegi, Be-
ethoven'in 1882 yılında tamamladığı
sanılan Do Minör Sonat'ı Karamürsel
için ayn bir önem taşıyor: "Düşünebi-
liyor musunuz o devinfc, Beethoven mü-
kemmelen cazı keşfediyor. Sonat n bir
bölümiindc cazrirnıivar. Beethoven'ın
19. yüzyıl başında caz ritmini algüama-
sı korkunç" diyen sanatçı bu yapıtta bü-
yük bir filozofi buluyor. Konserinde di-
ğerbestecilerin yanı sıra herzaman ol-
duğu gibi bir Türk besteciye Ulvi Ce-
mal Erkin'e de yer vermiş ünlü piyanist.
12 yaşındayken Mozart'ın Do Minör
Piyano Konçertosu'nu orkestrayla bir-
likte seslendiren Karamürsel. tstanbul
Belediye Konservatuvan'ndan sonra,
1962'de aldığı bursla Fransa'ya gide-
rek Lucettes Descaves'te sürdürdü eği-
timini. Bir yıl çalıştıktan sonra, Lamo-
ureux Orkestrası eşliğinde Rachmani-
nofun Piyano Konçertosu'nu seslen-
dirdi. 1976 yılında gırdiği Moskova
Konservatuvan'ndan birincilıkle me-
zun oldu. Burada Alessa Kazeradze ve
Marina Ambokadze gözetiminde dört
yıl süren ciddi müzik çalışmalannın ar-
dından yurtdışında, lngiltere. Fransa,
Polonya. Hollanda. Lüksemburg. Isviç-
re. Finlandıya. Rusya, Birleşik Arap
Emirlikleri. Orta Doğu ülkeleri. Çin ve
Japonya'da resitaller verdı. Uluslarara-
sı Meksika Müzik Festi\ali'nde tam 17
konserle izleyici karşısına çıktı. Kü-
ba'da konser veren ilk Türk sanatçı un-
vanını aldı. "Bir sanatçı olarak ülkemi
temsil etmek bana daima kıvanç verdi"
diyen Karamürsel. yabancı ülkelerde
gerek yabancılann gerekse Türklerin
kendisine gösterdikleri yoğun ilgiden
çok mutlu olduğunu ifade edıyor.
Festival evrenseDiğe doğru
Dahaönce 13'üncüve 16'ncı îstan-
bul müzik festivallerine katılmış olan
Karamürsel. bu organizasyonia kıvanç
duyduğunu vurguluyor ve festivalin ev-
12
yaşındayken
ilk orkestra
eşliğinde
Mozart'ın Do
Minör Piyano
Konçertosu'nu
seslendiren Karamürsel,
son sekiz ayı geçirdiği
Hırvatistan'da
bu akşam Istanbul Müzik
Festival i kapsamında
vereceği konserin yanı
sıra bir icracının kalıcı
olmasının tek yolu olarak
gördüğü ve 'En büyük
düşürrf diye nitelendirdiği
CD'sinin repertuvannı
hazırladı.
-^-DSO'daki kadro
ğ sorunu nedeniyle
m konser veremediğini
-X. söyleyen Karamürsel
"Biz bunca yıhmızı
sanata vermişiz, birçok
güçlüğe karşı savaş
vermişiz. Hepsi
memleketimiz için.
Artık bir çözüm
getirilmeli bu duruma"
diyerek üzüntüsünü
belirtiyor.
(Fotoğraf: KADER TUĞLA)
renselliğe doğru adım adım yol aldığı-
nı düşünüyor: "İstanbul Festivali şu an-
da dünyada tanınan, çok güzel bir ko-
numda. Bu festivalde yer almak benim
için gurur verki. Avnıpa'nın neresinde
olursam olayım, İstanbul Festivali ile il-
gili çok kıvanç uyanıdıncı sözler duyu-
yorum. Adeta bana 'Biz de orada çal-
mak istiyoruz, aracı olur musunuz?' di-
yoriar."
Hırvatistan güfllfin
Karamürsel üç aylığına gidip sekiz
ay kaldığı Hırvatistan'dan yeni döndü.
Çok değerli hocası Alissa Kazeradze i le
birlikte çalıştığı bu sekiz ay sonunda,
kendini yenilemek arzusunu gerçekleş-
tirmiş. Zagreb \e Hırvatistan'daki sanat
ortamının kendisine çok çekıcı geldiği-
ni söyleyen Karamürsel. orada Hırvatis-
tan ve Türkiye Dostluk Derneğı yaran-
na bir de konser vermiş. Aynca İstan-
bul Müzik Festivali ve 'En önemli ide-
alim' dediği CD için repertuvar hazır-
lıklannı da tamamlamış.
CD hazıriıklan
Piyano reperruvannı "dipsiz kuyu'
olarak nitel iyor Karamûrsef. Çağd$f\V
c
klasik piyano yapıtlânnın hepsini ger-
çekleştirmek istiyor: "İnsan kendineso-
ruyor tüm bunlan yetiştirmek için kaç
yd yaşaması gerekir diye™"
Şimdi önünde yepyeni birproje \ar
Bir CD çıkarmak istiyor Klasik. ro-
mantik. çağdaş \e Türk bestecıleri ola-
rak belirlenen repertu\ar sanatçının
Hırvatistan'da geçirdiği çalışma günle-
rinde behrlenmış "Bir icracı kalıeı de-
ğildir. onu kalıcı kılan çıkardığı CD'ler-
dir" dıyor Artık dınleyicilenne bu yol-
la da ulaşabilmek en büyük amacı. Ça-
ğın getirdiğı olanaklardan yararlanmak
gerektiği görüşünde. Tüm birikiminı bir
CD'ye dökerek. dinleyicilerıne ulaşma
"gayretınde olan sanatçı. bunun büyük
bir malı dayanak geıektırdığıni söylü-
yor.
Gençlere olanak sağlanmalı
Türkıve'de selişen klasık müzik zev-
ki onu umutlandınyor. "Bugün Türki-
ye'de orkestra konserleri için biletler
günler öncesinden tükeniyor. Gençler
müziği çok seviyorlar, büyük bir aşama
var. Cençler yeteneklilec, ciddi de çalışı-
yorlar ancak dışanya gitmeleri, kültür
almalan, dünya müzik ortamını görme-
leri çok önemli. Bu da elbette maddi ola-
nak gerektiriyor'" diyen Karamürsel,
yetenekli gençler için bir fon kurulma-
sı gerektiğıni savunuyor. Kendi imkân-
lan elvermiş olsa gençlerin dışanda eği-
tim almalan için bu amacını çoktan ger-
çekleştireceğıni de ekliyor. Şimdilik ye-
tenekli bulduğu gençlere elinden geldi-
ğince yardım ediyor, deneyimlerini pay-
laşıyor.
Dinleyicilerimizi özledik
Sanatçı halen tstanbul De\let Senfo-
ni Orkestrası'nın (İDSO) solisti. ID-
SO'da süregelen kadro sorunu Kara-
mürsel için çok önemli.
İDSO'nun Kültür Bakanlığı'na kar-
şı uyguladığı bir protesto yöntemi ola-
rak solistlere konser verdirmemesi ve
Vlalı>e Bakanlığı tarafından maaşlann
ödenmemesi Karamürsel gibi sanatçı-
lann yanı sıra dinleyıcileri de çok üzü-
yor.
Yaklaşık yedi aydırmaaş almadıkla-
nnı söylüyor Karamürsel. Konser mü-
racaatlannın da geri çevrildiğını ekli-
yor. Sanatçı bu durumun Senfonı Mü-
dürlüğü ıle Kültür Bakanlığı arasında
çözülmesı gerektiğı görüşünde: "Biz
bunca yıhmızı sanata vermişiz. birçok
güçlüğe karşı savaş vermişiz. Hepsi
memleketimiz için. Artık bir çözüm ge-
tirilmeli bu duruma." İlk konserinı 12
yaşındayken orkestra eşliğinde veren
Karamürsel. " Hiçbir zaman bir parata-
lebim olnıadu para> la tanıştıgımı hatır-
lamıyorum. lîzun yıllar Türkiye'ye am-
me hizmeti vcrdim diyebilirim. Memu-
riyetim 5-6 yıldır sürüyor sadece. Be-
nim ve diğer arkadaşlarım adına konu-
şuyorum; önemli olan dinleyicilerimiz-
den uzak bırakılmamız. Bizler sanıvo-
rum elimizden geleni yaptık vatanımız
için. Dünvanın her yerine gittik. İstiyo-
rum ki bir sanatçı ülkesinde dış ülkeler-
de gördüğü saygıyı görsün" şeklinde
açıklıyor düşüncelennı. İki yıldır İD-
SO bünyesinde ne İstanbul'da ne lz-
mır'de konser verememiş Karamürsel.
Küba'da konser veren tek Türk sanatçı
olduğunu vurgulayarak. Türk müzik
çevrelerinden sanatçı kavramına saygı
duymalannı bekhyor: "Aralannda an-
laşıp, kadro sorununu çözmeleri tek u-
mudumuz. Böylelikle dinleyicilerimize
kavuşmamız."
Jean-Paul Fargier istanbul'daydı
Televizyona
tepki: VideoKültürSenisi - Dünyaca
ünlü yazar, sanat eleştirme-
ni, video sanatı uzmanı. Art
Press ve Le Monde gazete-
len eleştınneni. televizyon
yapımcısı Jean-Paul Fargi-
er, önceki gün Fransız Kül-
tür Merkezi"nde düzenle-
nen bir söyleşiye katıldı.
'Cezanne\ "L'Origine du
Monde', 'Adam. Roi des
Singes\ 'Les Mediations de
Rodin" gibi filmlere imza
atan ve sinema eleştirmen-
liğinden sonra. son 20 yıl-
dır video sanatı içine giren
olaylann tarihsel sürecini
izleyen sanatçı, video sana-
tıntn. plastik sa-
nat ve sinema-
nın içinde oldu-
ğunu belirtir-
ken, "Vldeo,
plastik sanatla-
nn mayalanmış
şeklidir" dedi
Sinemada da
video sanatçıla-
n tarafından
kullanılan tek-
niklerin kulla-
nıldığına deği-
nen Fargier, günümüzde
ayn bir sanatçı grubunun
varhğına da dikkat çekti.
"Bunlar ne sinemacı. ne sa-
natçı; bunlar \ideocu. Vi-
deo sanatı içinde yer alan
filmleri bir festival düzenle-
yerek, bir arada izleyiciye
ulaştırmak isteyen sanatçı-
lar var. Ancak ben buna
karşıyım;çünkü bu filmler.
diğer filmler arasında yer
aldıklan zaman bir anlam
kazanıyorlar. Aksi takdir-
de. filmlerin veralacağıbir
festhal bu alanı öldüriir. Bu
tür filmlerin çekimleri tek-
rara dayanıyor. Tekrara hâ-
kim olmaksa oldukça zor
bir iştir."
Sanatçıların çoğunun
kendilenni ve çevrelerini
filme çektiğini söyleyen
Fargier, bu durumu, bir ya-
zann otobiyografisini yaz-
masına benzetti.
Jean-Paul Fargier
"Bu olay, önceleri video
sanatı içinde bir narsisizm
olarak algılandı. Ben, bu
alanda yapılan çalışmalan
çok etkileyici buluyorum.
Aynca, bugün bu işle uğra-
şan gençlerin en büyük
amaçlan teloizyona karşı
duyduklan tepkiyi ortaya
koynıak. \ideo sanatı he-
nüz bir endüstri haline ge-
tirilmedi. Bundan dolayı
mutsuz olduğumu söyleye-
mem." Kjmi video sanatçı-
lannın. Kanal Plus ve Ka-
nal Arte gibi kanallarda
programlar hazırladığına
değinen sanatçı. son za-
manlarda bunla-
ra ek olarak: sa-
natçılann CD
Rom tarzında
çalışmalara yö-
neldiklerini ifa-
de etti. "Kendi-
nizi bilgisayar
içinde yolculuk
ediyor gibi hisse-
diyorsunuz. Vi-
deo sanatındaen
önemli şeylerden
biri, imajlan
doğru bir biçimde bir ara-
ya gerirebilnu'krir. Bu da ol-
dukçazor bir iştir." Fargier,
söyleşi sırasında Fransa'da
bu alanda çalışan 4 video
sanatçısının; Nantes Güzel
Sanatlar Fakültesi'nden
mezun olan Pierrick Sorin,
Thjerry Gehin: Dijon Gü-
zel Sanatlar Akademi-
si'nden mezun olan Lydie
Jean-Dit Panel. Cenevre
Güzel Sanatlar Akademi-
si'nden mezun olan Joel
Bartolomeo ve Loic Co-
nanskinin yapıtlarından
bazıörneklergösterdi. Bu
sanatçılann da kendilerini
ve çevrelerinı filme almak
yöntemiyle çalıştıklannı
vurgulayan Fargier, bu sa-
natçılann asıl yapmak iste-
diklerinin seyirciye görsel
tuzaklar kurarak onlan şa-
şırtmak olduğunu belirtti.
Sanatçı aynca \ ideo sana-
tının geliştiğini ekledı.
Accademia Bizantina'yla Aya İrini'de zaman içinde yolculuk
Antik ve çağdaş bîr arada
LSTÜNGEL İNANÇ
tstanbul Kültür ve Sanat
Vakfı'nın düzenlediği 25.
Uluslararası Istanbul Mü-
zik Festivali. reperruvan
barok dönemden çağdaş
müziğe. yaylı çalgılardan
oda orkestrasına kadar
uzanan Accademia Bızan-
tina'yı ağırlıyor. Topluluk
gerçek anlamda bir akade-
mi niteliği tas,ıyor. Müzıs-
yenlerin kendi gruplannı
kurması ve kendi kendile-
rini yönetmesi, çok yönlü
bir müzik anlayışıyla yoğ-
rulmuş profesyonel bir an-
layışın ortaya çıkmasına
neden olmuş. Accademia
Bizantina bugün saat
19.00'daAyatrini'desah-
ne alacak.
- Accademia Bizantina
nasıl kuruldu?
Accademia Bizantina,
1983'te. konservaruvar
son sınıf öğrencileri tara-
fından kuruldu ve o gün-
den ben hem müzik anla-
yışı hem de organizasyon
açısından bir birlik ruhu
içinde yürüyor. Amacı-
mız, kişilerin kendilerini
araştırma ruhu ve bilinciy-
le müziğe adayabileceği,
çeşitli ilgi alanlanna hitap
eden bir müzikal ve sosyal
bir ortam yararmaktı. Mü-
zikal kıstaslara dayalı ve
içinde müzik yapılan bir
ortam olabilmesi için mü-
zisyenler tarafından yöne-
tılecekti. Bu çekirdek ya-
pı. birliği oluşturan ruhtan
etkınlenen yetenekli mü-
zisyenlerin katılımıyla ge-
nişledi. Yine aynı özellik-
ler, başlangıçtan ben Ac-
cademia Bizantina'yı din-
leme ya da onlarla çalışma
fırsatı bulan, Ricardo Mu-
ti'den Saverino Gazzeloni
ve Luciano Berioya kadar
birçok büyük sanatçıyı
olumlu yönde etküemiştir.
- Accademia Bizantina
ismi nasıl ortaya çıktı?
Accademia adı, özellik-
.epertuvan barok dönemden çağdaş müziğe, yaylı çalgılardan
oda orkestrasına kadar uzanan Accademia Bizantina bugün saat
19.00'da Aya İrini'de sahne alacak. 1983'te, konservatuvar
son sınıf öğrencileri tarafından kurulan topluluk o günden beri
hem müzik anlayışı hem de organizasyon açısından
bir birlik ruhu içinde yürüyor.
le sanatçılan, bilimvekül- odaklanıyoruz. Değişiktür su olduğunda. barok re-
tür adamlannı yetiştiren
"akademi"leri çağnştır-
ması için seçildi. Bizanti-
na ise Accademia Bizanti-
na'nın kurulduğu ve halen
bulunduğu şehir olan Ra-
venna'ya gönderme yapı-
yor. Bu ısım. Accade-
mia'nın çalıştığı ilk mü-
zısyenlerden biri olan Jörg
Demmus tarafından, bir
Bizans sanatı araştırması
olan babasından kendisine
miras kalan Ravenna \e
mozaik sevgisi sayesinde
kondu.
- Barok dönemden çağ-
daş müziğe uzanan geniş
bir alanda çalışmalannızı
sürdürüyorsunuz. Reper-
tuvannızı nasıl oluşturu-
yorsunuz?
Hazırlığın ilk evresinde
sadece bir çağın müziğine
\e stilleri iyi çalabilmek
için. parçanın yazıldığı ça-
ğın ruhuna. kültürüne ve
du\arlılığına tamamen yo-
ğunlaşmak gerekıyor. Or-
neğin sadece 1600"lerin ya
da 1700'lerin müzığinden
oluşan ve antik enstrü-
manlarla çalışan program-
lar ya da modern enstrü-
manlarla çalınan çağdaş
müzik programlan hazır-
hyoruz. Yalnızca bu "full
immersion",bizi her çağın
gusto ve stilinı bozma ns-
kinden koruyabıliyor ve
bir konserde antik ve çağ-
daş enstrümanlan yan ya-
na getirınemıze olanak
sağlıyor.
- Yeni parça iizerinde ça-
Iışırken ne gibi araştırma-
lar yapıyorsunuz?
Antik müzik söz konıı-
pertuvanna doğru bir sti-
listik yaklaşıma dayanan,
dönemin kaynaklannı.
süslemelenni ve retorik ıle
müzik arasındaki bağlantı-
yı temel alan filolojik bir
araştırma yapıyoruz. Çe-
şitli müzik kaynaklannı
karşılaştırıyoruz. bu kay-
naklan direkt olarak kulla-
nıyoruz. Çünkü el yazma-
lan ve eski basımlar, çağ-
daş basımlarda gözden ka-
çanve müzikal seçimlerin,
davranışlann ipuçlarını
veren vazı işaretlenni ve
tipolojilerini içenyorlar. .
- Berio'nun parçaları dı-
şında, İstanbul'da 16-17.
y üzyil nı üzikk-rini çalacak-
sınız. İstanbul programını-
n nasıl oluşturdunuz?
Beno. kendi müziği ve
antik müzığın düzenleme
ve ilham süreçleri arasın-
da yakınlık olduğunu dü-
şünüyor. Burada, sürekli
bir Ma basr üzennde giden
bir keman sekansı ile.
Martini ve VTvaldi'nin yi-
ne sürekli baslarla belirle-
nen iki parçasını yan yana
koyduk. Bu iki değişik
besteleme tarzı arasında
paralellık yatıyor. Aynca
antik ve modern enstrü-
manlar arasındaki tını ve
stil karşılaştırması seyirci-
nın dikkatıni çekiyor. tkin-
ci bölümde yer alan. mo-
dern trompeti "solo trom-
pet için sekansta" dinle-
mek enteresan: Antik
trompet daha değişik ve
pıston yerine basıt delikler
var.
- Uzun süredir Accade-
mia Bizantina'nın onursal
başkanlığını yapan Luci-
ano Berio'nun "keman için
sequenza'sınıçalacaksınız.
Berio'yla nasıl çalışıyorsu-
nuz? Topluluk yeni parça-
larında işbirliği mi sağlı-
yor?
Berio ile karşılaşmamız
hem kişisel hem de müzi-
kal yönden oldu. Yönetti-
ği ilk Accademia Bizanti-
na konserınden çok etki-
lendi ve bunu diğer çalış-
malar ızledi. Bizi bazı
eserlerinin ilk icralan için
çağırması (95 Lueverno
Festivali'ndekı Notturno
per Orchestra D'Archi gi-
bi). bizim için beklenme-
dik bir hediye oldu. Bizim
çağdaş bestecilerle ilişki-
lerimız, müzik temelli bir
değer ölçüsüne dayanıyor.
Cristina Muti'nin onur
başkanlığı yaptığı Raven-
na Festivali dışında; çok
değer verdiğimiz besteci
Arvo Part'ın besteleyece-
ği. Ravenna Basilica'lann-
dan birine adanmış. Acca-
demia Bizantina için bir
eser projemız var. Bunun
için hem mutluyuz. hem
de bundan onur duyuyo-
ruz.
BUAŞAMADA
ŞÜKRAN KURDAKUL
Neden Özleyelim ki
Geçmişi?
Oktay Rifat'ın bir şiirini anımsıyorum.
"Çok eski bir resim gibi saklanm
kendimi ve çıkanr, akşamlan
seyrederim el etek çekilince."
O eski resimlerden öyküler, romanlar çıkaran
edebiyatçılar arasında benım de yapıtlarına uzak
kalmadığım ikisi var.
Abdülhak Şinasi... Ahmet Hamdi Tanpınar.
Bilirsiniz, ikisi de eskiyi neredeyse yaşam gerek-
çesı gibi görürler yapıtlannda.
Aynca eskiye özlemi düşünsel olarak bir yerle-
re bağlamaya çalıştıkları için geçmışle bugün, bu-
gün yaşanmakta olanla gelecek arasındaki yad-
sınamaz ilişkileri yok saymışlardır.
Anılarla yaşarken. kendilerini eskıyle koşulla-
maktan hoşnutturlâr.
Eski İstanbul, eski köşkler, yalılar, eski edebiyat
(nesli tükenmiş) insanlar derken geçmiş bağımlı-
hğı...
Yaşamı dürbünün ters yönünden izlemek.
Anı yazarlarına bakıyorum:
Çoğunun, geçmişe özlem değil, olağanüstü
saydıkları yaşam kesitlerini yansıtma amacından
kaynaklanıyor anlattıkları.
Dönem belli, koşullar, olaylar, insanlar belli.
Abdülaziz, Abdülhamit, Ittihat ve Terakki, Mü-
tareke dönemlerinin bildik sürgünleri var aralann-
da.
Namık Kemal'ler, Ahmet Mrthat'lar, Refık Ha-
lit'ler, Mustafa Suphi'ler, Ziya Gökalp'ler.
Sonra dış politikadaki gelişmelere bakılarak sı-
kıyönetimlerce yaka paça Istanbul dışına çıkan-
lan sanatçılanmız, düşün adamlarımız..
Onlann çoğu umarsızlıklarını anlatmak istemiş-
lerdi anılarında.
Bir de herkesin başına gelmemiş olanları.
Kimi romancılar ıse kendi varsayımlanndan 'bu-
lunmaz eskiler' yaratıyor.
Bana ters düşen de bu.
En eski hapishanecilerimizden Namık Kemal
şöyleyazmıştı:
"Yüzbaşıya 'Biz nereye gideceğiz' dedim. 'Ge-
reğı dolayısıyla şimdilik buraya' karşılığını aldım.
Gösterdiği yer, kışlanın iki dirseğı arasında yapıl-
mış yerle birlikte bir oda idi ki, genişliği ve uzun-
luğu birerkanş olmak üzere tahta ile örtülmüş bir
penceresi, bir de eğilmeden girilmesı olanaksız bir
kapısı vardı. İçine girdim. Kenarındaki taş dirse-
ği ûzerıne yorgana benzer bir şilte serdiler. Bir ya-
nına çarşaf ınceliğinde bir yorgan, bir yanına şil-
te kalınlığında bir yastık koydular, kapının önüne
de tüfekli iki karakol diktiler."
Dünyada en az kuruntulu bir adam öyle bir du-
rumda bulunsa kuşkusuz idam olunacağını sanır-
dı.
Sait Halim Paşa "Buhranlanmız" kitabında cid-
di ciddi ımparatorluk döneminde demokrasinin
var olduğuna inandırmaya çalışıyordu okurlannı.
Işte Osmanlı işi demokrasi..
Işte Namık Kemal'in başına gelenler.
Oyleyse neden özlüyorlar ki geçmişi?
Içinden çökmüş toplumsal ilişkilerle, us gücü-
ne yasak koyan eğitim kurumlarıyla ınsanı (hele
kadınları) köleleştırme amaçlı hukuk sistemiyle
kuşatılmak için mi?
Eskişehip Festivali gazetesi
• Kültür Senisi - Zeytınoğlu Eğıtım. Bılim ve Kültür
Vakfı tarafından düzenlenen "Uluslararası Eskişehir
Festivali" kapsamında hazırlanan "Festival
Gazetesi"nin ilk sayısı yayımlandı. Bu yıl 11-19 ekim
tanhleri arasında üçüncüsü düzenlenecek olan festival
ile ılgili gelişmeleri duyurmak. etkinlıkler hakkında
Eskişehırli sanatseverleri önceden haberdar etmek
amacıyla hazırlanan gazetede, geçen yıllara ait
bilgilere de yer \erilivor
Darphane'de kültür gezileri
B Kültür Senisi - Öğrencıler, yılın yorgunluğunu
kültür-sanat ağırlıklı gezılerde atıyorlar. Tarih
Vakfı'nın. HABITAT-II kapsamında tarihi Darphane
binalannda açtığı "Dünya Kenti Istanbul" ve
"Tarihten Günümüze Anadolu'da Konut ve Yerleşme"
konulu sergilerini zıyaret edemeyen öğrenciler.
tatillennde bu uluslararası düzeydeki sergılerı izleme
olanağı buldular. Sergiler sayesinde öğrencıler hem
Istanbul'un 3 bin yıllık tarihinı. hem Anadolu'daki
konut \e verleşmenin 12 bin vıllık geçmişini. tarihi bir
ortamda bir bütün içinde görme olanağı buluyorlar.
Sergide. Istanbul'un 12. ve 18. vüzyıl maketleri ile
tarih öncesıne ait bannak maketleri en çok ilgiyi çeken
bölümler. "Darphane'den İstanbul Müzesi'ne' sergisi
2001 yılında yine aynı mekânda kapılannı izleyicilere
açacak.
2. mektupla kitap müzayedesi
• Kültür Senisi - İzmir Sahaflar Derneğı tarafından
düzenlenen "2. Mektupla Kitap Müzayedesf nde satışa
sunulan 650 kitap. belge, fotoğraf ve dergınin yanya
yakını satıldı. Dernek başkanı Mehmet Beşerı,
mektupla kitap müzayedesinin geçen yıl ilk kez
kendilen tarafından yapıldığını.
bu yıl da tekrarlandığını belirterek uvgulamanın
salon müzayedesinden daha çok ılgı gördüğünü
söyledi. Mektupla müzayedede zaman sının
bulunmadığını ifade eden Beşen
"Bir hafta sonra bile bizden kitap almak isteyen
müşterilerimiz çıkabiliyor. Satışa sunulan eserlerin
tanıtıldığı kıtapçığı. isteyen müşterilerimize
gönderiyoruz. Kitapçıktan. ilgilerini çeken eserleri ve
önerdiklen fiyatı. müzayede saatine kadar bize
bildinyorlar. En yüksek fiyatı veren. o eseri almaya
hak kazanıyor. 300 dolayında eser satıldı. Satılan
eserlerin fiyatlan 300 bin ıle 20 mılyon arasında
değişiyor" dedi. Carlos Calvo'nun
'Teori ve Pratikte Avrupa \e Amerika" adlı iki ciltlik
kıtabı. müzayedenin en yüksek fiyatı olan 20 milyon
lirava satıldı.
25. ULUSLARARASI İSTANBUL MÜZİK FESTİVALİ
BLGLTN
Atatürk Kültür Merkezi Büyük Salon'da saat
21.30'da Ann Karamürsel (piyano), Atatürk kültür
IVIerkeziKonser Salonu'nda saat 17.30'da Göknil
Özkök (viyola) ve İstanbul Oda Müziği Topluluğu,
Aya irini Müzesi'nde saat 19.00'da Academia
Bizantina yer alıyor.
YARIN
Atatürk Kültür Merkezi Aziz Nesin Sahnesi'nde
saat 19.00'da Berlinli Çağdaş Besteciler ile söyleşi
ve konser, Aya İrini Müzesi'nde saat 19.00'da BBC
Senfoni Orkestrası ve Korosu izlenebilir.