27 Kasım 2024 Çarşamba English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
30 HA2İRAN 1997 PAZARTESİ CUMHURİYET SAYFA KULTUR 11 Piyanist Ann Karamürsel bu akşam AKM'de bir resital verecek 6 EHnleyicflernııizi özledik'ZEYNEPSAYGI Bu yıl 25'incisi gerçekleştirilen Is- tanbul Müzik Festivali'nde bu akşam ülkemizin önemli piyanistlerinden Ann KaramürseTin resitali yer alıyor. Saat 21.30'da AKM'de gerçekleşecek resi- talde Karamürsel, Haydn'ın Sonat, Do Majör, Beethoven'in Sonat No. 32. Do MinörOp. 11 l.Chopin'inBaladNo. 1, Sol MinörOp. 23, UlviCemalErkin'in Duyuşlar'ından altı parça ıle Rachma- ninofun PrelüdlerOp. 23' adlı yapıtla- nnı seslendirecek. Sanatçı özellikle Beethoven'in deha- sını anlatmak için kelimeleri yetersiz buluyor. Konserde seslendirecegi, Be- ethoven'in 1882 yılında tamamladığı sanılan Do Minör Sonat'ı Karamürsel için ayn bir önem taşıyor: "Düşünebi- liyor musunuz o devinfc, Beethoven mü- kemmelen cazı keşfediyor. Sonat n bir bölümiindc cazrirnıivar. Beethoven'ın 19. yüzyıl başında caz ritmini algüama- sı korkunç" diyen sanatçı bu yapıtta bü- yük bir filozofi buluyor. Konserinde di- ğerbestecilerin yanı sıra herzaman ol- duğu gibi bir Türk besteciye Ulvi Ce- mal Erkin'e de yer vermiş ünlü piyanist. 12 yaşındayken Mozart'ın Do Minör Piyano Konçertosu'nu orkestrayla bir- likte seslendiren Karamürsel. tstanbul Belediye Konservatuvan'ndan sonra, 1962'de aldığı bursla Fransa'ya gide- rek Lucettes Descaves'te sürdürdü eği- timini. Bir yıl çalıştıktan sonra, Lamo- ureux Orkestrası eşliğinde Rachmani- nofun Piyano Konçertosu'nu seslen- dirdi. 1976 yılında gırdiği Moskova Konservatuvan'ndan birincilıkle me- zun oldu. Burada Alessa Kazeradze ve Marina Ambokadze gözetiminde dört yıl süren ciddi müzik çalışmalannın ar- dından yurtdışında, lngiltere. Fransa, Polonya. Hollanda. Lüksemburg. Isviç- re. Finlandıya. Rusya, Birleşik Arap Emirlikleri. Orta Doğu ülkeleri. Çin ve Japonya'da resitaller verdı. Uluslarara- sı Meksika Müzik Festi\ali'nde tam 17 konserle izleyici karşısına çıktı. Kü- ba'da konser veren ilk Türk sanatçı un- vanını aldı. "Bir sanatçı olarak ülkemi temsil etmek bana daima kıvanç verdi" diyen Karamürsel. yabancı ülkelerde gerek yabancılann gerekse Türklerin kendisine gösterdikleri yoğun ilgiden çok mutlu olduğunu ifade edıyor. Festival evrenseDiğe doğru Dahaönce 13'üncüve 16'ncı îstan- bul müzik festivallerine katılmış olan Karamürsel. bu organizasyonia kıvanç duyduğunu vurguluyor ve festivalin ev- 12 yaşındayken ilk orkestra eşliğinde Mozart'ın Do Minör Piyano Konçertosu'nu seslendiren Karamürsel, son sekiz ayı geçirdiği Hırvatistan'da bu akşam Istanbul Müzik Festival i kapsamında vereceği konserin yanı sıra bir icracının kalıcı olmasının tek yolu olarak gördüğü ve 'En büyük düşürrf diye nitelendirdiği CD'sinin repertuvannı hazırladı. -^-DSO'daki kadro ğ sorunu nedeniyle m konser veremediğini -X. söyleyen Karamürsel "Biz bunca yıhmızı sanata vermişiz, birçok güçlüğe karşı savaş vermişiz. Hepsi memleketimiz için. Artık bir çözüm getirilmeli bu duruma" diyerek üzüntüsünü belirtiyor. (Fotoğraf: KADER TUĞLA) renselliğe doğru adım adım yol aldığı- nı düşünüyor: "İstanbul Festivali şu an- da dünyada tanınan, çok güzel bir ko- numda. Bu festivalde yer almak benim için gurur verki. Avnıpa'nın neresinde olursam olayım, İstanbul Festivali ile il- gili çok kıvanç uyanıdıncı sözler duyu- yorum. Adeta bana 'Biz de orada çal- mak istiyoruz, aracı olur musunuz?' di- yoriar." Hırvatistan güfllfin Karamürsel üç aylığına gidip sekiz ay kaldığı Hırvatistan'dan yeni döndü. Çok değerli hocası Alissa Kazeradze i le birlikte çalıştığı bu sekiz ay sonunda, kendini yenilemek arzusunu gerçekleş- tirmiş. Zagreb \e Hırvatistan'daki sanat ortamının kendisine çok çekıcı geldiği- ni söyleyen Karamürsel. orada Hırvatis- tan ve Türkiye Dostluk Derneğı yaran- na bir de konser vermiş. Aynca İstan- bul Müzik Festivali ve 'En önemli ide- alim' dediği CD için repertuvar hazır- lıklannı da tamamlamış. CD hazıriıklan Piyano reperruvannı "dipsiz kuyu' olarak nitel iyor Karamûrsef. Çağd$f\V c klasik piyano yapıtlânnın hepsini ger- çekleştirmek istiyor: "İnsan kendineso- ruyor tüm bunlan yetiştirmek için kaç yd yaşaması gerekir diye™" Şimdi önünde yepyeni birproje \ar Bir CD çıkarmak istiyor Klasik. ro- mantik. çağdaş \e Türk bestecıleri ola- rak belirlenen repertu\ar sanatçının Hırvatistan'da geçirdiği çalışma günle- rinde behrlenmış "Bir icracı kalıeı de- ğildir. onu kalıcı kılan çıkardığı CD'ler- dir" dıyor Artık dınleyicilenne bu yol- la da ulaşabilmek en büyük amacı. Ça- ğın getirdiğı olanaklardan yararlanmak gerektiği görüşünde. Tüm birikiminı bir CD'ye dökerek. dinleyicilerıne ulaşma "gayretınde olan sanatçı. bunun büyük bir malı dayanak geıektırdığıni söylü- yor. Gençlere olanak sağlanmalı Türkıve'de selişen klasık müzik zev- ki onu umutlandınyor. "Bugün Türki- ye'de orkestra konserleri için biletler günler öncesinden tükeniyor. Gençler müziği çok seviyorlar, büyük bir aşama var. Cençler yeteneklilec, ciddi de çalışı- yorlar ancak dışanya gitmeleri, kültür almalan, dünya müzik ortamını görme- leri çok önemli. Bu da elbette maddi ola- nak gerektiriyor'" diyen Karamürsel, yetenekli gençler için bir fon kurulma- sı gerektiğıni savunuyor. Kendi imkân- lan elvermiş olsa gençlerin dışanda eği- tim almalan için bu amacını çoktan ger- çekleştireceğıni de ekliyor. Şimdilik ye- tenekli bulduğu gençlere elinden geldi- ğince yardım ediyor, deneyimlerini pay- laşıyor. Dinleyicilerimizi özledik Sanatçı halen tstanbul De\let Senfo- ni Orkestrası'nın (İDSO) solisti. ID- SO'da süregelen kadro sorunu Kara- mürsel için çok önemli. İDSO'nun Kültür Bakanlığı'na kar- şı uyguladığı bir protesto yöntemi ola- rak solistlere konser verdirmemesi ve Vlalı>e Bakanlığı tarafından maaşlann ödenmemesi Karamürsel gibi sanatçı- lann yanı sıra dinleyıcileri de çok üzü- yor. Yaklaşık yedi aydırmaaş almadıkla- nnı söylüyor Karamürsel. Konser mü- racaatlannın da geri çevrildiğını ekli- yor. Sanatçı bu durumun Senfonı Mü- dürlüğü ıle Kültür Bakanlığı arasında çözülmesı gerektiğı görüşünde: "Biz bunca yıhmızı sanata vermişiz. birçok güçlüğe karşı savaş vermişiz. Hepsi memleketimiz için. Artık bir çözüm ge- tirilmeli bu duruma." İlk konserinı 12 yaşındayken orkestra eşliğinde veren Karamürsel. " Hiçbir zaman bir parata- lebim olnıadu para> la tanıştıgımı hatır- lamıyorum. lîzun yıllar Türkiye'ye am- me hizmeti vcrdim diyebilirim. Memu- riyetim 5-6 yıldır sürüyor sadece. Be- nim ve diğer arkadaşlarım adına konu- şuyorum; önemli olan dinleyicilerimiz- den uzak bırakılmamız. Bizler sanıvo- rum elimizden geleni yaptık vatanımız için. Dünvanın her yerine gittik. İstiyo- rum ki bir sanatçı ülkesinde dış ülkeler- de gördüğü saygıyı görsün" şeklinde açıklıyor düşüncelennı. İki yıldır İD- SO bünyesinde ne İstanbul'da ne lz- mır'de konser verememiş Karamürsel. Küba'da konser veren tek Türk sanatçı olduğunu vurgulayarak. Türk müzik çevrelerinden sanatçı kavramına saygı duymalannı bekhyor: "Aralannda an- laşıp, kadro sorununu çözmeleri tek u- mudumuz. Böylelikle dinleyicilerimize kavuşmamız." Jean-Paul Fargier istanbul'daydı Televizyona tepki: VideoKültürSenisi - Dünyaca ünlü yazar, sanat eleştirme- ni, video sanatı uzmanı. Art Press ve Le Monde gazete- len eleştınneni. televizyon yapımcısı Jean-Paul Fargi- er, önceki gün Fransız Kül- tür Merkezi"nde düzenle- nen bir söyleşiye katıldı. 'Cezanne\ "L'Origine du Monde', 'Adam. Roi des Singes\ 'Les Mediations de Rodin" gibi filmlere imza atan ve sinema eleştirmen- liğinden sonra. son 20 yıl- dır video sanatı içine giren olaylann tarihsel sürecini izleyen sanatçı, video sana- tıntn. plastik sa- nat ve sinema- nın içinde oldu- ğunu belirtir- ken, "Vldeo, plastik sanatla- nn mayalanmış şeklidir" dedi Sinemada da video sanatçıla- n tarafından kullanılan tek- niklerin kulla- nıldığına deği- nen Fargier, günümüzde ayn bir sanatçı grubunun varhğına da dikkat çekti. "Bunlar ne sinemacı. ne sa- natçı; bunlar \ideocu. Vi- deo sanatı içinde yer alan filmleri bir festival düzenle- yerek, bir arada izleyiciye ulaştırmak isteyen sanatçı- lar var. Ancak ben buna karşıyım;çünkü bu filmler. diğer filmler arasında yer aldıklan zaman bir anlam kazanıyorlar. Aksi takdir- de. filmlerin veralacağıbir festhal bu alanı öldüriir. Bu tür filmlerin çekimleri tek- rara dayanıyor. Tekrara hâ- kim olmaksa oldukça zor bir iştir." Sanatçıların çoğunun kendilenni ve çevrelerini filme çektiğini söyleyen Fargier, bu durumu, bir ya- zann otobiyografisini yaz- masına benzetti. Jean-Paul Fargier "Bu olay, önceleri video sanatı içinde bir narsisizm olarak algılandı. Ben, bu alanda yapılan çalışmalan çok etkileyici buluyorum. Aynca, bugün bu işle uğra- şan gençlerin en büyük amaçlan teloizyona karşı duyduklan tepkiyi ortaya koynıak. \ideo sanatı he- nüz bir endüstri haline ge- tirilmedi. Bundan dolayı mutsuz olduğumu söyleye- mem." Kjmi video sanatçı- lannın. Kanal Plus ve Ka- nal Arte gibi kanallarda programlar hazırladığına değinen sanatçı. son za- manlarda bunla- ra ek olarak: sa- natçılann CD Rom tarzında çalışmalara yö- neldiklerini ifa- de etti. "Kendi- nizi bilgisayar içinde yolculuk ediyor gibi hisse- diyorsunuz. Vi- deo sanatındaen önemli şeylerden biri, imajlan doğru bir biçimde bir ara- ya gerirebilnu'krir. Bu da ol- dukçazor bir iştir." Fargier, söyleşi sırasında Fransa'da bu alanda çalışan 4 video sanatçısının; Nantes Güzel Sanatlar Fakültesi'nden mezun olan Pierrick Sorin, Thjerry Gehin: Dijon Gü- zel Sanatlar Akademi- si'nden mezun olan Lydie Jean-Dit Panel. Cenevre Güzel Sanatlar Akademi- si'nden mezun olan Joel Bartolomeo ve Loic Co- nanskinin yapıtlarından bazıörneklergösterdi. Bu sanatçılann da kendilerini ve çevrelerinı filme almak yöntemiyle çalıştıklannı vurgulayan Fargier, bu sa- natçılann asıl yapmak iste- diklerinin seyirciye görsel tuzaklar kurarak onlan şa- şırtmak olduğunu belirtti. Sanatçı aynca \ ideo sana- tının geliştiğini ekledı. Accademia Bizantina'yla Aya İrini'de zaman içinde yolculuk Antik ve çağdaş bîr arada LSTÜNGEL İNANÇ tstanbul Kültür ve Sanat Vakfı'nın düzenlediği 25. Uluslararası Istanbul Mü- zik Festivali. reperruvan barok dönemden çağdaş müziğe. yaylı çalgılardan oda orkestrasına kadar uzanan Accademia Bızan- tina'yı ağırlıyor. Topluluk gerçek anlamda bir akade- mi niteliği tas,ıyor. Müzıs- yenlerin kendi gruplannı kurması ve kendi kendile- rini yönetmesi, çok yönlü bir müzik anlayışıyla yoğ- rulmuş profesyonel bir an- layışın ortaya çıkmasına neden olmuş. Accademia Bizantina bugün saat 19.00'daAyatrini'desah- ne alacak. - Accademia Bizantina nasıl kuruldu? Accademia Bizantina, 1983'te. konservaruvar son sınıf öğrencileri tara- fından kuruldu ve o gün- den ben hem müzik anla- yışı hem de organizasyon açısından bir birlik ruhu içinde yürüyor. Amacı- mız, kişilerin kendilerini araştırma ruhu ve bilinciy- le müziğe adayabileceği, çeşitli ilgi alanlanna hitap eden bir müzikal ve sosyal bir ortam yararmaktı. Mü- zikal kıstaslara dayalı ve içinde müzik yapılan bir ortam olabilmesi için mü- zisyenler tarafından yöne- tılecekti. Bu çekirdek ya- pı. birliği oluşturan ruhtan etkınlenen yetenekli mü- zisyenlerin katılımıyla ge- nişledi. Yine aynı özellik- ler, başlangıçtan ben Ac- cademia Bizantina'yı din- leme ya da onlarla çalışma fırsatı bulan, Ricardo Mu- ti'den Saverino Gazzeloni ve Luciano Berioya kadar birçok büyük sanatçıyı olumlu yönde etküemiştir. - Accademia Bizantina ismi nasıl ortaya çıktı? Accademia adı, özellik- .epertuvan barok dönemden çağdaş müziğe, yaylı çalgılardan oda orkestrasına kadar uzanan Accademia Bizantina bugün saat 19.00'da Aya İrini'de sahne alacak. 1983'te, konservatuvar son sınıf öğrencileri tarafından kurulan topluluk o günden beri hem müzik anlayışı hem de organizasyon açısından bir birlik ruhu içinde yürüyor. le sanatçılan, bilimvekül- odaklanıyoruz. Değişiktür su olduğunda. barok re- tür adamlannı yetiştiren "akademi"leri çağnştır- ması için seçildi. Bizanti- na ise Accademia Bizanti- na'nın kurulduğu ve halen bulunduğu şehir olan Ra- venna'ya gönderme yapı- yor. Bu ısım. Accade- mia'nın çalıştığı ilk mü- zısyenlerden biri olan Jörg Demmus tarafından, bir Bizans sanatı araştırması olan babasından kendisine miras kalan Ravenna \e mozaik sevgisi sayesinde kondu. - Barok dönemden çağ- daş müziğe uzanan geniş bir alanda çalışmalannızı sürdürüyorsunuz. Reper- tuvannızı nasıl oluşturu- yorsunuz? Hazırlığın ilk evresinde sadece bir çağın müziğine \e stilleri iyi çalabilmek için. parçanın yazıldığı ça- ğın ruhuna. kültürüne ve du\arlılığına tamamen yo- ğunlaşmak gerekıyor. Or- neğin sadece 1600"lerin ya da 1700'lerin müzığinden oluşan ve antik enstrü- manlarla çalışan program- lar ya da modern enstrü- manlarla çalınan çağdaş müzik programlan hazır- hyoruz. Yalnızca bu "full immersion",bizi her çağın gusto ve stilinı bozma ns- kinden koruyabıliyor ve bir konserde antik ve çağ- daş enstrümanlan yan ya- na getirınemıze olanak sağlıyor. - Yeni parça iizerinde ça- Iışırken ne gibi araştırma- lar yapıyorsunuz? Antik müzik söz konıı- pertuvanna doğru bir sti- listik yaklaşıma dayanan, dönemin kaynaklannı. süslemelenni ve retorik ıle müzik arasındaki bağlantı- yı temel alan filolojik bir araştırma yapıyoruz. Çe- şitli müzik kaynaklannı karşılaştırıyoruz. bu kay- naklan direkt olarak kulla- nıyoruz. Çünkü el yazma- lan ve eski basımlar, çağ- daş basımlarda gözden ka- çanve müzikal seçimlerin, davranışlann ipuçlarını veren vazı işaretlenni ve tipolojilerini içenyorlar. . - Berio'nun parçaları dı- şında, İstanbul'da 16-17. y üzyil nı üzikk-rini çalacak- sınız. İstanbul programını- n nasıl oluşturdunuz? Beno. kendi müziği ve antik müzığın düzenleme ve ilham süreçleri arasın- da yakınlık olduğunu dü- şünüyor. Burada, sürekli bir Ma basr üzennde giden bir keman sekansı ile. Martini ve VTvaldi'nin yi- ne sürekli baslarla belirle- nen iki parçasını yan yana koyduk. Bu iki değişik besteleme tarzı arasında paralellık yatıyor. Aynca antik ve modern enstrü- manlar arasındaki tını ve stil karşılaştırması seyirci- nın dikkatıni çekiyor. tkin- ci bölümde yer alan. mo- dern trompeti "solo trom- pet için sekansta" dinle- mek enteresan: Antik trompet daha değişik ve pıston yerine basıt delikler var. - Uzun süredir Accade- mia Bizantina'nın onursal başkanlığını yapan Luci- ano Berio'nun "keman için sequenza'sınıçalacaksınız. Berio'yla nasıl çalışıyorsu- nuz? Topluluk yeni parça- larında işbirliği mi sağlı- yor? Berio ile karşılaşmamız hem kişisel hem de müzi- kal yönden oldu. Yönetti- ği ilk Accademia Bizanti- na konserınden çok etki- lendi ve bunu diğer çalış- malar ızledi. Bizi bazı eserlerinin ilk icralan için çağırması (95 Lueverno Festivali'ndekı Notturno per Orchestra D'Archi gi- bi). bizim için beklenme- dik bir hediye oldu. Bizim çağdaş bestecilerle ilişki- lerimız, müzik temelli bir değer ölçüsüne dayanıyor. Cristina Muti'nin onur başkanlığı yaptığı Raven- na Festivali dışında; çok değer verdiğimiz besteci Arvo Part'ın besteleyece- ği. Ravenna Basilica'lann- dan birine adanmış. Acca- demia Bizantina için bir eser projemız var. Bunun için hem mutluyuz. hem de bundan onur duyuyo- ruz. BUAŞAMADA ŞÜKRAN KURDAKUL Neden Özleyelim ki Geçmişi? Oktay Rifat'ın bir şiirini anımsıyorum. "Çok eski bir resim gibi saklanm kendimi ve çıkanr, akşamlan seyrederim el etek çekilince." O eski resimlerden öyküler, romanlar çıkaran edebiyatçılar arasında benım de yapıtlarına uzak kalmadığım ikisi var. Abdülhak Şinasi... Ahmet Hamdi Tanpınar. Bilirsiniz, ikisi de eskiyi neredeyse yaşam gerek- çesı gibi görürler yapıtlannda. Aynca eskiye özlemi düşünsel olarak bir yerle- re bağlamaya çalıştıkları için geçmışle bugün, bu- gün yaşanmakta olanla gelecek arasındaki yad- sınamaz ilişkileri yok saymışlardır. Anılarla yaşarken. kendilerini eskıyle koşulla- maktan hoşnutturlâr. Eski İstanbul, eski köşkler, yalılar, eski edebiyat (nesli tükenmiş) insanlar derken geçmiş bağımlı- hğı... Yaşamı dürbünün ters yönünden izlemek. Anı yazarlarına bakıyorum: Çoğunun, geçmişe özlem değil, olağanüstü saydıkları yaşam kesitlerini yansıtma amacından kaynaklanıyor anlattıkları. Dönem belli, koşullar, olaylar, insanlar belli. Abdülaziz, Abdülhamit, Ittihat ve Terakki, Mü- tareke dönemlerinin bildik sürgünleri var aralann- da. Namık Kemal'ler, Ahmet Mrthat'lar, Refık Ha- lit'ler, Mustafa Suphi'ler, Ziya Gökalp'ler. Sonra dış politikadaki gelişmelere bakılarak sı- kıyönetimlerce yaka paça Istanbul dışına çıkan- lan sanatçılanmız, düşün adamlarımız.. Onlann çoğu umarsızlıklarını anlatmak istemiş- lerdi anılarında. Bir de herkesin başına gelmemiş olanları. Kimi romancılar ıse kendi varsayımlanndan 'bu- lunmaz eskiler' yaratıyor. Bana ters düşen de bu. En eski hapishanecilerimizden Namık Kemal şöyleyazmıştı: "Yüzbaşıya 'Biz nereye gideceğiz' dedim. 'Ge- reğı dolayısıyla şimdilik buraya' karşılığını aldım. Gösterdiği yer, kışlanın iki dirseğı arasında yapıl- mış yerle birlikte bir oda idi ki, genişliği ve uzun- luğu birerkanş olmak üzere tahta ile örtülmüş bir penceresi, bir de eğilmeden girilmesı olanaksız bir kapısı vardı. İçine girdim. Kenarındaki taş dirse- ği ûzerıne yorgana benzer bir şilte serdiler. Bir ya- nına çarşaf ınceliğinde bir yorgan, bir yanına şil- te kalınlığında bir yastık koydular, kapının önüne de tüfekli iki karakol diktiler." Dünyada en az kuruntulu bir adam öyle bir du- rumda bulunsa kuşkusuz idam olunacağını sanır- dı. Sait Halim Paşa "Buhranlanmız" kitabında cid- di ciddi ımparatorluk döneminde demokrasinin var olduğuna inandırmaya çalışıyordu okurlannı. Işte Osmanlı işi demokrasi.. Işte Namık Kemal'in başına gelenler. Oyleyse neden özlüyorlar ki geçmişi? Içinden çökmüş toplumsal ilişkilerle, us gücü- ne yasak koyan eğitim kurumlarıyla ınsanı (hele kadınları) köleleştırme amaçlı hukuk sistemiyle kuşatılmak için mi? Eskişehip Festivali gazetesi • Kültür Senisi - Zeytınoğlu Eğıtım. Bılim ve Kültür Vakfı tarafından düzenlenen "Uluslararası Eskişehir Festivali" kapsamında hazırlanan "Festival Gazetesi"nin ilk sayısı yayımlandı. Bu yıl 11-19 ekim tanhleri arasında üçüncüsü düzenlenecek olan festival ile ılgili gelişmeleri duyurmak. etkinlıkler hakkında Eskişehırli sanatseverleri önceden haberdar etmek amacıyla hazırlanan gazetede, geçen yıllara ait bilgilere de yer \erilivor Darphane'de kültür gezileri B Kültür Senisi - Öğrencıler, yılın yorgunluğunu kültür-sanat ağırlıklı gezılerde atıyorlar. Tarih Vakfı'nın. HABITAT-II kapsamında tarihi Darphane binalannda açtığı "Dünya Kenti Istanbul" ve "Tarihten Günümüze Anadolu'da Konut ve Yerleşme" konulu sergilerini zıyaret edemeyen öğrenciler. tatillennde bu uluslararası düzeydeki sergılerı izleme olanağı buldular. Sergiler sayesinde öğrencıler hem Istanbul'un 3 bin yıllık tarihinı. hem Anadolu'daki konut \e verleşmenin 12 bin vıllık geçmişini. tarihi bir ortamda bir bütün içinde görme olanağı buluyorlar. Sergide. Istanbul'un 12. ve 18. vüzyıl maketleri ile tarih öncesıne ait bannak maketleri en çok ilgiyi çeken bölümler. "Darphane'den İstanbul Müzesi'ne' sergisi 2001 yılında yine aynı mekânda kapılannı izleyicilere açacak. 2. mektupla kitap müzayedesi • Kültür Senisi - İzmir Sahaflar Derneğı tarafından düzenlenen "2. Mektupla Kitap Müzayedesf nde satışa sunulan 650 kitap. belge, fotoğraf ve dergınin yanya yakını satıldı. Dernek başkanı Mehmet Beşerı, mektupla kitap müzayedesinin geçen yıl ilk kez kendilen tarafından yapıldığını. bu yıl da tekrarlandığını belirterek uvgulamanın salon müzayedesinden daha çok ılgı gördüğünü söyledi. Mektupla müzayedede zaman sının bulunmadığını ifade eden Beşen "Bir hafta sonra bile bizden kitap almak isteyen müşterilerimiz çıkabiliyor. Satışa sunulan eserlerin tanıtıldığı kıtapçığı. isteyen müşterilerimize gönderiyoruz. Kitapçıktan. ilgilerini çeken eserleri ve önerdiklen fiyatı. müzayede saatine kadar bize bildinyorlar. En yüksek fiyatı veren. o eseri almaya hak kazanıyor. 300 dolayında eser satıldı. Satılan eserlerin fiyatlan 300 bin ıle 20 mılyon arasında değişiyor" dedi. Carlos Calvo'nun 'Teori ve Pratikte Avrupa \e Amerika" adlı iki ciltlik kıtabı. müzayedenin en yüksek fiyatı olan 20 milyon lirava satıldı. 25. ULUSLARARASI İSTANBUL MÜZİK FESTİVALİ BLGLTN Atatürk Kültür Merkezi Büyük Salon'da saat 21.30'da Ann Karamürsel (piyano), Atatürk kültür IVIerkeziKonser Salonu'nda saat 17.30'da Göknil Özkök (viyola) ve İstanbul Oda Müziği Topluluğu, Aya irini Müzesi'nde saat 19.00'da Academia Bizantina yer alıyor. YARIN Atatürk Kültür Merkezi Aziz Nesin Sahnesi'nde saat 19.00'da Berlinli Çağdaş Besteciler ile söyleşi ve konser, Aya İrini Müzesi'nde saat 19.00'da BBC Senfoni Orkestrası ve Korosu izlenebilir.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle