Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
Cumhuriyet
İmtivaz Sahibi: Berin Nadi
Genel Yavm Yonetmenı OrhanErinçt
Genel Yayın Koordmatoru Hikmet
Çetinkaya 0 Yazıışlerı Mudurlerı
IbrahimYıldız (Sorumiu), Dinç Tavanç
• Haber Merkezı Muduru Hakan Kara
6 Görsel Yönetmen Fikret Escr
Dış Haberler Şinasi Damşoğlu 0 Istıhbaral
Cengiz Y ıldınm # kulrur Handan Şenköken
• Spor Abdulkadir Yücelman • Makaleler
Samı Karaören • Düzeltme \hdullah \ ancı
# Fotoğrat Erdoğan Köseoğlu • Bılgı-Belge
Edibe Buğra • Yun Haberlen Mehraet Faraç
^ ayın Kürulu Uhan Selçuk (Bajkan K
Orhan Erinç. Okta> Kurtböke.
Hikmet Çetinkay a. Şükran Soner,
Ergun Balcu Dinç Tayanç. Ibrahûn
V. ıldız, Orhan Bursalı, Mustafa
Balbav Hakan kara.
•\nkara TemsılciM Mustafa Balba) 9 Haber Muduru Doğan
4kın Ataturk BuKarı No 125. Kat 4, Bakanlıklar-'knkara
Tel 4195020 (7 hatl. Faks 4195027 • Izmır Temsılcısı
SerdarKınk.H Zı\aBlv 1352S 23Tel 4411220. Faks
441911~# AdanaTemsılcibi Çetin Yiğenoğlu. İnonuCd
119S No 1 Kat l.Tel 363 12 11. Faks 363 12 15
Koordınator Ahmet Konılsan 9
Muhasebe Bülent Yener 9
Idare Hüse>inGürer#Uletme
ÖnderÇelik*Bılgı-lşlem Nail
İnal 9 Bılgiba\ar Sıstem
Mürüvet Çiler
MED\ A C: # \ oneum Kurulu
Başkanı - Genel \iüdur Gülbin
Erduran # Koordınator Reha
Işıtman 0 Genel Mudur Yardımcısı
Mine Akdağ Tel «14 0" 53 -
5P9580-5I3S46O-«l Faks 5138463
\ ayımlayan \e Basan: \ enı Gun Haber \jansı Basın \e Yayıncılık A Ş
TufkocajıCad 39 41 Cagaloglu 34334 Ist PK 246 Istanbul Tel (0 212) 512 05 05 120 hat) Faks 10 2121 51 > 85 95
13HAZİRAN 1997 Imsak. 3.23 Güneş: 5.24 Öğle. 13.11 tkındı: 17.09 Akşam 20 44 Yatsı 22.36
Atatürk Barış
Kurulu
• ANKARA (AA) -
"Atatürk Uluslararası Banş
Ödülü rCurulu"
üyelıklerine. Prof. Dr.
Necdet Serin, Prof. Dr.
Orhan Oğuz ve Prof. Dr.
Rıfkı Salım Burçak seçildı.
Cumhurbaşkanı Süleyman
Demirel'ın. "Atatürk
Uluslararası Banş Ödülü
Kurulu Üyeliklerine Seçme
Karan" Resmi Gazete'nın
dünkü sayısında
yayımlanarak yürürlüğe
gırdı
Av Komisyonu
kararları
• ANKARA (Cumhuriyet
Bürosu) - Merkez Av
Komisyonu, 1997-1998 av
sezonunun 23 ağustosta
başlamasıru kararlaştırdı.
Merkez Av Komisyonu'nun
1997-1998 av dönemine
ılişkin sırküleri, Resmı
Gazete'nin dünkü sayısında
yayımlandı. Buna göre av
hayvanlanndan bıldırcın,
kayagüvercını, tahtalı,
üveyik, kıkırlık ve bağırtlak
avı 23 ağustosta
başlayacak, 28 Şubat
1998;
de sona erecek.
Keklık, kumkekliği ve
tavşanlann avı 1 kasımda
başlayıp 28 aralıkta sona
ererken, çil avı bu
mevsımde yasak. Av
hayvanlarını kanunsuz
olarak avlayanlar, devletin
bu yöndekı kaybını tazmin
edecekler Merkez Av
Komisyonu, bu tazmınat
mıktannı korunan türlere
göre 5 milyon lıra ıle 1
mılyar lira arasında
belirledi.
Recep Bilginep'e
plaket
• ANKARA (Cumhuriyet
Bürosu) - Atatürk Kültür
Merkezı asli üyesı gazeteci-
yazar Recep Bilgıner'e.
Türk kültür. sanat ve
tarihine sayısız eserleriyle
sağladığı katkı nedeniyle
75. doğumgününde törenle
plaket verildi. Devlet
Bakanı Namık Kemal
Zeybek. Bilginer'in Türk
kültürü ve tanhi açısından
önemlı bir aydın olduğunu
belirterek "21. yüzyıl
dünyada Türklenn yüzyılı
olacaktır" dedi.
Vrtrinsiz mağaza
dönemi -
• Haber Merkezi - Vakko
Suadiye'de 100 yıllık bir
köşkü onararak yeni bir
megastore açtı. Modern
mağazacılık anlayışıyla
vitrinin kullanılmadığı
Vakko Suadiye'de tüm
mağazanın bir vıtrin gibi
olduğu belirtildi. Köşkün
dekorasyonunda kullanılan
mobılyalar, köşkün
yapıldığı dönem
ıncelenerek hazırlandı.
Tamamıyla Vakko
Dekarasyon bölümüne
a>Tilan köşkün üst katında
geleneksel el dokumalan
sergilenecek. Köşkün
arkasındaki modern yapı
ise dünyaca ünlü mimarlar
Olivıer Vidal ve Carlo
Morettı tarafından
gerçekleştınldi.
Süper lise
kayıtları
• tstanbul Haber Servisi -
Istanbul'da yabancı dil
ağırlıkh eğıtim yapan 72
'süper lise'de önkayıtlar 4-
22 ağustos. kesın kayıtlar
ise 25 ağustos-2 eylül
tarihlen arasında
gerçekleştırilecek.
Uluslararası şirketler altın arama yöntemini bilinçli olarak tek seçeneğe indirgemeye çalışıyor
Âhm, siyanüre malıkfım değüANKARA (Cumhuriyet Büro-
su)-Türkıye'de. ormanlık alanla-
nn da içınde bulunduğu 560 yö-
rede altın çıkarmayı planlayan
uluslararası şırketlerin. diğeryön-
temlere göre daha ucuz olması ve
hızlı sonuç vermesi nedeniyle u
si-
yanürleme"yı tercih ettiİdenne
dikkat çekildı. Bergama"da köylü-
lerin 8 yıllık çevre mücadelesıne
öncülük eden Beledıye Başkanı
Sefa Taşkın, diğer ülkelerde çorak
bölgeler ve çöllerde kullanılan sı-
yanürlü yönteme. Türkıye"de ye-
şil alanlar ıçinde ışletme ızni ve-
rilmesine tepki gösterdi.
• Dünyada çorak bölgeler ve çöllerde uygulanan yöntem, Türkiye'de
köylerde ve ormanlık alanlarda denenmek isteniyor. Bergama
Belediye Başkanı Sefa Taşkın, "Altın üretiminde siyanür tek çaredir"
söylemlerinin büyük bir kandırmaca olduğunu belirtti.
Bergama Belediye Başkanı Se-
fa Taşkın. siyanür kullanımının
altın üretiminde tek yöntem ol-
madığını anımsatarak. "Dahafaz-
la kâr etmekten başka düşüncele-
ri olmayan alün üreticileri, siya-
nürii, çevreye \e insan sağlığına
zarar vermek pahasına kullanı-
vorlar'* dedı. "Atan üretünindesi-
yanür tek çaredir'* söy lemlennın
büyük bir kandırmaca olduğunu
belırten Taşkın. tarihsel gelişım
içınde ilk zamanlar. sımyacılann
"Kral Suyu" adı verilen bir mad-
deyle altın üretmeye çalıştıklan-
nı. 18. yüzyılda kullanılan cıvanin
ise. doğaya büyük zarar vermesı
üzenne terk edildiğine dikkat çek-
tı. Siyanürun altını aynştırdığının
1783'"te Isveç'te, 1887'de de Is-
koçya'da keşfedıldiğını belırten
Sefa Taşkın. ucuz olması nede-
niyle dünyadaki altın üreticılen-
nın bu tanhlerden ben başka bir
yöntem kullanmadiklannı vurgu-
ladı. Uluslararası şirketlenn altın
arama yöntemlenni bilinçli ola-
Beyaz melefderkepgiydi
Validebağ Anadolu Hemşirelik Lise-
si'nin 41 birinci sınıf öğrencisi. dün dü-
zenlenen geleneksel Mşık alma' töreniy-
le kep giydi. Törende, hemşireliğin ön-
cüsü Florence Nightingale'i temsil eden
bir öğrencinin elindeki mumdan sembo-
lik olarak ışık alan hemşire ada> ı öğren-
cüerm yanı sıraokuldan bu >ii mezun olan
19 ögrenciye de diplomalan verildi. Tö-
rende konuşan İstanbul Vali YardımcH
sı tbrahim Turanlı, hemşirelerin mesle-
ki bilginin >-anı sıra Atatürk ilkelerini de
rehber edinmelerini tştedi. İstanbul tl
Milli Eğitim Müdürii Ömer Balıbe> ise
Validebağ Hemşirelik Lisesi'ne önem
verdiklerini vıırgulayarak. "Çocuklan-
nızı kendi çocuğum gibi koruyorum"
dedL(Fotoğraflar: HATİCETÜNCER)
rak tek seçeneğe indirgediklerini
bıldıren Taşkın. "Siyanür, daha
sonra kalabauk nüfuslu yerierde
kullanılınca. çevreye ve insan sağ-
lığına büyük zarar verdiği göriil-
dü. Ama alün iireticileri akülanma-
dılar" görüşünu sav undu
'Sulu çökertme'
Sıyanürleme yöntemı yerıne
yüzyıllardır bılınen "sulu çökert-
me"nın. altın üretiminde uygula-
nabileceğinı söyleyen Taşkın, bu-
nun. ilk zamanlar dere kenarla-
nnda altın toplamak ıçın kullanı-
lan "eleme" yönteminin gelişti-
rilmişı olduğunu vurgulaya-
rak, "Sulu çökertmede ele-
me. kademe kademe yapıhr.
Uzun sürdüğü için, pahalı
bir yöntem. Ancak çevTe>r
e
hiçbir zaran yok" dedı.
Sefa Taşkın, 20. yüzyıl
başlannda Sovyetler Bırli-
ğı'nde gelıştinlen "Tiyoure'"
yönteminin de altın üreti-
minde kullanılabileceğini
belirtti.
Tiyoure yöntemıyle, ta-
nmda ürünün verimini art-
tırmak içın kullanılan
'üre'nın yardımıyla altının
aynştınldığını anlatan Taş-
kın, "Bu yöntemin çevTeye
zarardan çok yaran var. Ze-
hirci madenciler, teknoloji-
lerini bu metoda göre değiş-
tirnıek istemiyorlar" dedı.
Almany a Merkez Banka-
sı'nda 70 mılyar marklık
(yaklaşık 5 katrılyon 845
trilyon lıra) altın rezerv ı bu-
lunduğunu savunarak. bu ül-
kedekı şırketlenn Türkıye'ye
yönelmesını eleştiren Taş-
kın. "Teknoktju canhlan kop-
yalayacak kadar getişti. Otur-
sunlar. hem ucuz, hem de
çevreye zarar \ermeyecek
metodargeliştirsinler. O za-
mana kadar, alünlann ye-
ralnnda beklemesinde ne sa-
kınca var?" dıye konuştu.
Eurogold fırması yönetım
kurulu üyesı Tansel Fikri
ise. Bergama'da yalnızca sı-
yanürleme metodunun kul-
lanılabileceğini öne sürdü.
ÇEVRE VE HL'KUK TOPLANTISI SONUÇ BİLDİRGESt
'Yargıya yağmacı baskı arttı'
İstanbul Haber Servisi -Son yıl-
lardaki kimı çevre davalannda idan
yargının,
u
usultarbşmalanna" gire-
rek tanhsel, kentsel ve doğal değer-
len yok eden uygulamalara "zama-
mnda müdahale edemediğı" belir-
tildi.
Bu tür gecikmeler nedeniyle yok
olan çevTe değerlennın "bir daha
geri kazanılamadığına" dikkat çe-
ken hukukçular; "özeüiklehukukdı-
şı rant beklentilerine dönük uy gula-
malarda yürürmeyi durdurma ka-
rarlannın üst mahkemelerde bozul-
ması için siyasi çevrelerin yoğun gj-
rişûnlericindebulunduklannr vur-
guladılar.
TMMOB Mimariar Odası, Şehir
Plancılan Odası ve Orman Miihen-
disleri Odası İstanbul şubelerinın
Dünya Çev re Günü nedeniyle 7 Ha-
ziran 1997 günü Mımar Sınan Üni-
versitesı Odıtoryumu'nda düzenle-
diklen "Kent ve ÇevTe Davalannda
Hukuk ve Yargüama Süreci" konu-
lu toplantı ve panelin "sonuç biklir-
gesi" açıklandı.
"Kent ve Çevre Haklannın Ko-
runması,Çağdaş Hukukun Gereğive
Göre*Tdir" başlığını taşıyan sonuç bil-
dırgesı 10 maddeden oluşuyor. Özel-
likle; "usul tarüşmalan ve gerekçe-
leri yüzünden uzayan ve çevTe yeri-
ne idari karar ve uygulamalan göze-
ten" kararlar yüzünden hukukun ye-
terlı güvenceyi sağlamaktan uzak-
laştınldığı belırtılen sonuç bildırge-
sinde, son y ıllarda yüksek yargı üze-
nndeki "siyasi baskı ve kadrolaşma
girişimlerinin'*de y ıne çevre davala-
nnda "doğa ve kültürdeğerlerinin tah-
ribine yoi açan bir tıkanıklığm baş-
ladığı izlenimini verdiği*' vurgulan-
dı.
Bildırgede özetle şu görüşlere yer
verildi:
"Kentveçevre haklannı ihlal eden
idari karar ve uygulamalara karşı
duy ariı kişi ve kurumlarca açılan da-
valarda, idari yargılama temel ilke-
sinin öncelikle yine kent v e çevre de-
ğerierini korumakyönündeolması ge-
rekir. Bu amacın gerçekleşmesine
usul okanıklıkları engel olmaktadır.
- Ekonomik ve siyasal çıkarlara
dayalı baskılar karşısmda bağunsız
nıteüğini korumadazoıiukçeken yar-
gı organlan, toplumun kent ve çevre
haklannı yok edici idari işlemler kar-
şısmda 'ıdare' yerine öncelikle top-
lum yarannı gözeterek bu kuşatma-
yı aşabilirier.
-Kent ve çevre değerlerini koruma-
ya dönük yargıkararlannı uygulama-
yan yetkili kişi v« kurumlara karşı da-
ha etkin ve caydıncı yasal önlemlerin
geliştirilmesi gerekir.
-Yargılama sürecinin uzaması ha-
linde yok olacak tarih. kültür, doğa
ve kent değerlerinin bir daha geri ka-
zanılamayacağı bir gerçektir. Hukuk
bunu göz önüne almak zorundadır.
- Kültür ve TabiatVaruklannı Ko-
ruma Kurullan kararlannın yayun-
lanması, hukukun ve açıklık Ukesine
dayalı çağdaş demokratik anlayışın
bir gereğidir. Koruma kurullannın
özerk ve bilimsel yapılannıası hede-
fini engelleyen siyasal kadrolaşma-
nın da durduruunası artık zorunlu-
dur.
Uluslararası Resim Yarısması
Sekiz y aşındaki Seval İkizceli "Altıncı Lluslara-
rası Çevre Resim \'anşması"nda birinciliği ka-
zandığı resmiyle.
Küçük Seval
dünya birincisi
İLHAN UYGUN
ADAPAZARI-Adapazan Sabıha Hanım Ilkoku-
lu ıkıncı sınıfında okuyan 8 yaşındakı Seval ikizce-
li. Bırleşmış Mılletler Çevre Programı (UNEP) ıle
Japon hükümetı tarafından gerçekleştınlen "Aran-
cı Uluslararası Çevre Resim YanşmasTnda dünya
bırincısı oldu.
Japony a'da düzenlenen "Okyanuslar,gökyüzü ve
ormanlan 21'inci yüzyıl için koru" konulu resim y a-
nşmasına 55 ülkeden 6-15 yaş grubunda 8978 ço-
cuk katıldı. 293 öğrencinin dereceye gırdığı yarış-
mada Se\al tkizceh, bırıncilık ödülü aldı Küçük
Seval'e. UNEP tarafından altın kaplama plaket, Ja-
ponya Küresel Banş \e Çevre Vakfı'nca da çeşıtli
oyuncaklar göndenldı Armağanlannı okul müdü-
rü Necmettin Arslan'dan alan küçük Seval. duygu-
lu anlar y aşarken çok mutlu olduğunu söyledi.
Seval Birıncilık ödülü alan resminde. okyanuslar-
dakı kadının mutluluğunu, kadının kollan içınde
yaşayan ve yıne kadının eteklerınde doğa içınde
pıknık yapan çocuklann mutluluğunu yansıtmaya ça-
lıştığını anlattı.
SÖYLEŞİ ATTİLÂ İLHAN
Tek Adam', 'Yalnız' Adamdı,
Tarih vakfı
'Bakan Kahraman
acilen istifa etmeli'
e-posta : tan @ vol. com. tr
İstanbul Haber Servisi -
Tarih Vakü. Kültür Bakanı
İsmail Kahraman' ın ıstifa-
sını \ e Koruma Genel Mü-
dürii Altan Akafm acilen
görevdenalınmasını ıstedi
Vakıf, koruma kurullan ve
bazı önemli müze müdür-
lüklerınde Kahraman ve
Akat ıttıfakıyla gerçekleştı-
nlen görevden alma ve ata-
ma işlemlerini de kınadı.
Tarih Vakfı Yönetim Ku-
rulu Başkanı ve ODTÜ Öğ-
retim Üyesı Prof. Dr. İlhan
Tekeli yaptığı yazılı açıkla-
mada. 'tarih ve kültür düş-
manı' gınşimlere son veril-
mesıni ve sorumlulann gö-
revden uzaklaştınlmasını ıs-
teyerek koruma kurullan-
nın tahnp edıldığıni savun-
du. 1996 yıhbaşında Kül-
tür Bakanlığı'nca ginşılen
operasyonlara olanak sağla-
mak ıçın bırçok üyesı görev -
den alınan koruma kurulla-
nnın son haftalarda ıkinci bir
müdahale ile karşı karşıya
olduğuna dikkat çeken Prof.
Tekeli, açıklamasında özet-
le şu görüşlere yer verdı:
"Yakın geçmişte bu ikti-
darca istenen karaıiara im-
za atanlar artık kötü kişi
ilan edilip görevden alın-
makta ve yerlerine, yasal
koşuDarasahip ohnayanlar
getirilmektedir. Koruma
kunıllanndaki operasyon-
larda en değerli müzeciler
ürpanlandı. 19% yüı başla-
nnda Topkapı Müzesi Mü-
dürii Ahmet Menteş ve ar-
kadaşlanna karşı 'hırsız-
lık' suçlamasryla girişilen
'yüzkızartıcı' kampanya-
mn izleri ortadadır. Bu se-
fer tstanbul Arkeoloji Mü-
zesi, Türk ve Islam Eserle-
ri Müzesi, Bodrum Müze-
si yöneticileri başta olmak
üzere bir dizi müze görev-
Usi kızağa çekiüp yerlerine
ehil olmayan kişiler atan-
maktadır."
t KÂ üdafaa-ı Hukuk' Ankara'sı, eskı Mecliskar-
I V I şısındaki bahçeli kahvede: Vâlâ Nurettin ve
Nâzım Hikmet, 'zamanın muhalifleri ıle oturmuş
çayıçiyor', 'hazırûn'danbirisi, 'pervasızca'diyorki:
"-...biri çıkıp şunu vursa!.." 'Şunu' dediği, Musta-
fa Kemal'dır. Olayı anlatan, Vâlâ Nurettin ilâve edi-
yor:
"...ben fena halde irkiliyorum. Mizâcım herke-
sin fikrini dinlemektir. Müsâmaha göstermeye
meyyâldir. Esasen vuracakları da yoktu. Lâftan
ibaret. Lâkin, Mustafa Kemal'in, benim idealize
ettiğim Mustafa Kemal'in aleyhine Ankara'da
büyük bir cereyan vardı. Bazılan başka bir pa-
şanın liderliğe daha lâyık olduğu fikrindeydi. Me-
selâ Kâzım Karabekir'i, daha hamiyetli Osman-
lı tipi ve devlete çok hizmet etmiş sayıyoriardı."
{'Bu Dünyadan Nâzım Geçtı', s. 99, Remzi Kıtabe-
vi. 1965.)
Sizi bilmem ama, benim için Gâzi'nın 'Kuva-yı
Mıllıye' dönemındeki 'yalnızlığını' bundan daha ve-
ciz anlatan bir olay yoktur.
'Hümanist ya da sosyalist bir göriiş...1
Niyazi Berkes, Gâzi'nın İstanbul Dârülfünu-
nu'yla '/V/s/c/s/h/'şöyledeğerlendirmiş: "...Mus-
tafa Kemal, Istanbul'a ilk gelişinde böyle bir dâ-
rülfünun okuluna gelmeye tenezzül etmemişti..
Onu, daha sonra, yakından görünce, bu battal
kurumu, dünyada düşünülebilecek en katkısız
yer olarak gördüğünü, bir iki dakika içinde an-
lamıştm. Belki bu yüzden, ondan, bu hocalan aşa-
bilecek bir güç doğabileceğine bizi inandıran
bir güç geliyordu..." ('Atatürk ve Devrimler', s. 20,
Adam Yayınevi. 1982)
Berkes'in, Gâzi'nın 'yalnızlığını' değerlendirmek
açısından, son derece önemlı başka bir tesbiti de
şudur:
"..JVtatürk'ün tarihle ilgisi, ulusal kurtuluş sa-
vaşları sırasında karargâhında tarih yayınları
okumasından bellidir. Denildiğine göre, İngiliz sos-
yalist düşünür ve edebiyatçısı H.G. VVells'in o sı-
ralarda yeni çıkmış olan 'Dünya Tarihı'nın Anahat-
lan' adlı kitabını okuyordu..."
"...o günlerde bu tür yapıtları bilen ve okuyan,
Osmanlı tarihinin kapanış günlerinin yaklaşmak-
ta olduğunu anlayan, Atatürkten başkalannın ol-
duğunu sanmıyorum. Ittihat ve Terakki dönemi
tarihçiliği, onun akla uygun sayacağı bir tarih gö-
rüşü getirmemişti. Zaten daha savaş bitmeden
Rusya'da kopan devrim, Turancı historiyografi
ilgilerini de yıkmıştı.. Atatürk belki de, komü-
nizmden farklı, hümanist ya da sosyalist bir ta-
rih görüşü aramaktaydı. Fakat belki hepsinin
üstünde, ulusal Türk devletinin bir tarih dayana-
ğı olmasını düşünüyodu. Bunun çözümünü ne
islamcı, ne Osmanlıcı, ne de Turancı yaklaşım-
larda, ne de Türk düşmanhğmı en yükseğine çı-
karan Batı tarihçiliğinde buluyordu. Yeni bir ta-
rih görüşünu Türkün kendisinin bulup geliştir-
mesi zorunluğu ile karşı karşıyaydı. VVells'in ta-
rihinde böyle bir görüşün tohumlan vardı..."
Ve asıl önemlı ve vahim olan saptama: "...o gün-
lerin tek üniversitesindeki tarih müderrisleri, ya
böyle bir şeyi anlayamayacak denli bilinçsiz ki-
şiler, ya da Avrupa'da imtihan geçirecek, dil öğ-
retiminden vakit bulup da, ulusal sorunlan dü-
şünmeye vakit bulamayan kişilerdi..." (Aynı eser,
s. 22/23)
Fâlih Rıfkı ve Yakup Kadri de, onun ihtılâl ve in-
kılâp bahsındekı yalnızlığına ışaret etmışlerdir. Ken-
di hesabıma. ne zaman o gergin ve karanlık günler-
dekı yalnızlığını' duşünsem, dehşete duşmüşüm-
dür. Acaba, aydın ve mılitan 'kadrosu'olmayan, on-
dan başka 'başanlı' bir devrımci var mıdır?
Soruyorum, anlamak istiyorum!'
Ya 'Nutuk'da 'bızzat'altını çızdiğı hususlar? Dü-
şünebiliyormusunuz, henuz2Aralık1922,Mec-
•lis Başkanlığı'na bir önerge: milletvekilliği, Türki-
ye'nin bugünkü sınırları içınden olmak ya da en az
bir mahalde beş yıl oturmak şartına bağlansın! Doğ-
rudan Gâzi'yı hedef aldığı açık. O, Meclis'te şöyle
anlatıyor:
"...maalesef, mahall-i tevellüdüm bugünkü hu-
dutlar haricinde kalmış bulunuyor. Sâniyen; her-
hangi bir dâire-i intihâbiyenin beş senelik mü-
temekkini dahi değilim. Mahall-i tevellüdüm, bu-
günkü hudud-u milliyemizin haricinde kalmıştır.
Fakat, bu, böyle ise, bunda benim katiyen bir ka-
sit ve kabahatim yoktur. Bunun sebebi bütün
memleketimizi, milletimizi mahy-ü-müzmahil et-
mek isteyen düşmanların. harekâtında muvaf-
fakolmaktan kısmen menedilememiş olmasıdır..."
"...bundan başka, eğer bu maddenin talebet-
tiği şartı ihrâza çalışsaydım, İstanbul'u kazan-
dırmaktan ibaret olan Arıburnu ve Anafarta-
lar'daki müdafaamı yapmamaklığım lâzım gelir-
di. Eğer ben bir yerde beş sene oturmaya mah-
kûm olsaydım, Bitlis'i ve Muş'u aldıktan sonra
Diyarbekir istikâmetinde tevessü eden düşma-
nın karşısına çıkmamaklığım, Bitlis ve Muş'u
kurtarmaktan ibaret olan vazife-i vataniyemi
yapmamaklığım lâzım gelirdi..."
"...ben zannediyordum ki, bu hidemâtmdan do-
layı milletimin muhabbetine ve teveccühüne
mazhar ofdum. Belki bütün âlem-i İslâmın mu-
habbetve teveccühüne mazhanm. Binaenaleyh,
bu teveccühâta mukâbil, vatandaşlık hukukun-
dan ıskâta mâruz kalacağımı asla hatıra getir-
mezdim. Tahmin ediyorum ve ediyordum ki, ec-
nebi düşmanlar, bana suikast etmek suretiyle
memleketimdeki hizmetimden beni tecride ça-
lışacaklardır. Fakat, hiçbir zaman hatırve hayâ-
lime getirmezdim ki, Meclis-i Âli'de, velev iki üç
kişi oisun, aynı zihniyette bulunabilsin. Binaena-
leyh ben anlamak istiyorum, bu efendiler, daire-
i intihâbiyeleri halkının ciddi olarak tercümân-ı
fikri ve hissi midirier?" [Nutuk, Citt II, s. 725/726,
Türk Devrim Tarihı Enstitüsü, 1952)
Hep merak etmişimdir; Şevket Süreyya ona, 'Tek'
Adam' dediği zaman, bu 'teklığin', korkunç bir 'yal-
nızJığın'üa ifadesi olduğunu, acaba düşünmüş müy-
dü?
http:// www. prizma.net. tr/ A İLHAN
http://www.eda.tr/-bilgiyay/yazar/ailhan.htlm