Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
SAYFA CUMHURİYET 10HAZİRAN1997SAU
HABERLER
Cooperative
IYugget-97
tatbikatı
• ANKARA (AA) - NATO
ve Banş Için Ortaklık
(BİO) fiili banşı koruyan
Cooperative Nugget-97
tatbikatına katılmak üzere
subay, astsubay, er ve
erbaşlardan oluşan 50
kişilik Türk birligi törenle
ABD'ye uğurlandı.
Etimesgut Asken
Havaalanı'nda düzenlenen
törende konuşan 4. Kolordu
Komutanı Korgeneral
Tamer Akbaş, 1994 yılında
BlO Konsepti ile
NATO'nun genişletilmesi
yönünde bir süreç
başlatıldığını belirterek, bu
konsepte göre NATO ve
üye ülkcler arasında
müşterek insani yardım
konulannda asken
ilişkilerin geliştirilmesinde
faaliyetlerin
sürdürüldüğünü kaydetti.
Övür'e
saldıranlap
tutuklandı
• Istanbul Haber Servisi -
atv haber merkezinde görev
yapan Mahmut Övür'e
silahlı saldın düzenleyerek
yaralayan Yusuf Deveci ve
Tuncay Kalaycı,
tutuklanarak cezaevine
gönderildi. Bakırköy
Adliyesi'ne dün sevk edilen
Deveci ve Kalaycı,
Cumhuriyet Savcısı Erdal
Köker tarafından
sorgulandı. Savcılıktaki
sorgulannın ardından Yusuf
Deveci, sevk edildikleri
nöbetçi 2. sulh ceza
mahkemesi tarafından
tutuklanarak Metris
Cezaevi'ne gönderildi.
Ciller'den
'a dava
• ANKARA (Cumhuriyet
Bürosu) - Başbakan
Yardımcısı Tansu Çiller'in
eşi Özer Çiller, Susurluk
skandalıyla ortaya çıkan
çetenin Kuşadası'nda
kendisi tarafından
korunduğuna ilişkin
iddialan TBMM'de
gündeme getiren CHP'li
Fikri Sağlar hakkında dava
açacağını bildirdi. Özer
Çiller, dün yaptıgı yazılı
açıklamada. Sağlar'ın
elinde hiçbir somut belge ve
bilgi olmadan Çiller ailestni
yıpratmaya ve karalamaya
yönelik bazı dedikodulan
ortaya ko>Tnasının bir
parlamentere yakışmadığını
kaydetti.
Orduya destek
• tstanbul Haber Servisi -
Çağdaş Yaşamı Destekleme
Demeği (ÇYDD) Genel
Başkanı Prof. Dr. Türkân
Saylan, hükümetin kendi
kısır çekişmeleri yüzünden
silahlı kuvvetlerin
gereksinimlerinin
karşılanamadığını belirtti.
Saylan, yaptığı yazılı
açıklamada, "Hükümet
iktidar pazarlıklan dışında
hiçbir görev
yapmamaktadır. Böylesine
laçka bir iktidar
sürdürülemez" dedi.
Düzeltme
• Gazetemizin dünkü
sayısının bir ve onbirinci
sayfalannda yer alan
'Carmen'de laık sloganlar'
başlüdı haberde söz konusu
operanın yazan Bizzet
yerine yanlışlıkla G.
Puccini yazılmıştır.
Düzeltir, tüm
okurlanmızdan özür dileriz.
Baykal, Avrupa Sosyalist Partiler 3. Kongresi'ni Cumhuriyet'e değerlendirdi
6
Sohm özgüveni arttı''CHP hazir' Solun artık küreselleşme ve sermayeden
korkmadığını vurgulayan CHP Genel Başkanı Deniz Baykal,
CHP'nin Türkiye'deki sol rüzgârlan karşılamaya hazır olduğunu
söyledi. Yeni politikalan tartışmak için, 21-22 haziranda CHP'nin
tüm il başkanlan ve eğitim sekreterleri Ankara'ya çağnlacak.
ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - CHP
Genel Başkanı Deniz Baykal, Avrupa'da so-
lun kendine güveninin arttığını. artık ser-
mayeden, küreselleşmeden korkmadığını,
kendisini yeni koşullara hazırladığını söy-
ledi. Baykal, Türkiye'de toplumun temel
özlemlerine karşılık verecek tek partinin
CHP olduğunu söyledi. 21-22 haziranda
CHP'nin tüm il başkanlan ve eğitim sek-
reterleri Ankara'ya çağnlarak yeni politi-
kalar tartışılacak.
Baykal, Avrupa Sosyalist Partileri 3.
Olağan Kongresi dönüşü gözlemlerini
Cumhuriyet'e açıkladı. Baykal'ın Avru-
pa'daki değişim ve Türkıye'ye ilişkin de-
ğerlendirmeleri şöyle:
AB'YE SOL DAMGA: Avrupa Birli-
ği'nin şekillenmesi yakın geçmişte daha
cok sağ partilerin politikalan ışığında ger-
çekleşmişti. Şimdı, sosyal demokrat poli-
tikalar damgasını vurmaya hazırlanıyor.
Sol, Avrupa Birliği sürecınin önünde engel
olmayacak, tam tersine daha gerçekçi
adımlar atacak. Malmö'de bu yönde karar
alındı. Takvime dokunmadan, politikalara
yeni biçim verecek.
ÖZGÜVEN: 1980'li yıllarda, sol bitti
deniyordu. Öyle olmadığı görüldü. Solun
kendine güveni tam. Bu içi boş bir özgü-
ven değil, yeni durum çerçevesinde yeni
politikalarla örülmüş önemli bir adım. Sol
artık sermayeden, küreselleşmeden kork-
muyor. Bunlann neden oluştuğunu tartış-
mak yerine, bu durum çerçevesinde kendi
hedeflerine ulaşma yollannı yeniliyor. He-
def değişmiyor, araçlar yenileniyor.
SOSYAL DEVLET: Solun başansında
önemli etken, işsizlık ve gelir dağılımıyla
ilgili olumsuzluklar. Sol, buna hayırdiyor.
Fransa'da biroluşum var. Çalışma süresini
azaltıp daha çok insanın ış sahibi olması
düşünülüyor. tşsizlik sorunu solun etkisiy-
le AB zirvelerinin de gündeminde olacak.
CHP YÜKSELİŞTE: Sosyal demokrat
partiler zırvesine bizı de çağırdılar.
CHP'nin darbeye gerek kalmadan, şeriat-
çı yükselişi durdurabileceğini söyledik. Bu,
onlann çok istedıği bir durum. Türkiye'de
köktendincı ıktidan sandıkta değiştirece-
ğiz. RP'nin karşısında CHP var. ANAP'ı
geçmiş durumdayız. Hedef önce solun bi-
rinci partisi, sonra merkezın en büyük par-
tisi olmak.
21-22 HAZtRAN ZİRVESİ: Bütün il
başkanlanmızı ve eğitim sekreterlerimizi
21-22 haziranda Ankara'ya çağınyoruz.
Zaten son PM toplantılanmızın konusu da
hep "yeni potitikalar" üzerine. Örgütle şu
iki temel konuyu konuşacağız:
1 - CHP'nin Ulusal Kurtuluş Savaşı'ndan
gelen tarihsel doğrulan var. Bir de çağdaş
sosyal demokrat anlayışa yönelik çizgisi
var. Bu ikisi kesinlikle çelişki değil. Bunu
netleştireceğiz.
2- Ekonomideki değişim, paranın çok
hızlı el değiştirmesi, teknolojik ilerlemeler,
pazann evrenselleşmesi ve benzeri geliş-
meler sol politikalann önünde ne ölçüde
engeldir, sol politikalara ne ölçüde yeni
olanaklar açmaktadır? Bu sonıya yanıt ara-
yacağız.
Biz, Avrupa'daki solun yükselme koşul-
lannın Türkiye'dekinden farklı olduğunu
biliyoruz. Sadece oradaki gelişmelere ba-
kıp umutlanmıyoruz. Türkiye gerçeğinin
ayırdındayız. Toplumda, laikiik kaygısı var.
Yolsuzluklann önlenmesi. temiz bir top-
lum özlemi var. Bunlara biz karşılık vere-
bilecek güçteyiz.
'Söylemez
kardeşler'
çetesine yardım
etmekle
suçlanan polis
şeflerinden
Deniz Gökçetin
ve Erdal
Durmaz dünkü
duruşmada
tahliye edildiler.
Söylemez davasında2polisetahliyetstanbul Haber Servisi- "Söyle-
kardeşler"' olarak da bilinen
organize suç örgütü üyelerine rüş-
vet karşılığı yardım ettikleri öne
sürûlen sanık polis müdürlerinden
Deniz Gökçetin ve Erdal Durmaz
tahliye edildi.
Istanbul 5. Ağır Ceza Mahke-
mesi 'ndeki duruşmaya tutuklu sa-
nıklar eski Istanbul Emniyet Mü-
dür Yardımcısı Deniz Gökçetin,
eski Asayiş Şubesi Müdürü Sedat
Demir, eski Cinayet Büro Amiri
Erdal Durmaz, başkomiser Ha-
lim Apayduı katıldı. Duruşmada
bilırkişi heyeti tarafından hazırla-
nan rapor okundu. Raporda Sedat
Demir'e ait Vakıflar Bankası Ye-
şilköy Şubesi'ndeki kasanın açıl-
dığı ve 30 milyon lira değerinde-
ki Spot marka tabanca ile yakla-
şık 275 milyon lira değerinde ziy-
net eşyası bulunduğu belirtildi.
Daha sonra söz alan sanık avukat-
lan müvekkillerinin tahliyelerini
istedi.
Görüşü sorulan savcı, sanıkla-
nn tutukluluk hallerinin devamı-
nı istedi. Mahkeme heyeti ise dos-
ya içindeki bilgi ve belgelere gö-
re delillerin toplarunış olduğunu
belirterek sanıklann tutukluluk
sürelerini de göz önüne alarak.
Deniz Gökçetin ve Erdal Dur-
maz'ın tahliyesine karar verdi.
Gökçetin ve Demir'in menkul ve
gayrimenkulleri ile harcamalan-
nın, gelirleri ile uygun olup olma-
dığının 3 kişiden oluşacak heyet
tarafından yeniden incelenmesi-
ne karar veren mahkeme heyeti,
Erdal Durmaz'ın, dava karara
bağlanıncaya kadar yurtdışına
çıkmasını da yasakladı.
RP muhalefeti faşistlikle suçladı
RP'li Aksu: Bizi tepeden tırnağa sallasalar üstümüzden vefa dökülür
ANKARA
(Cumhuriyet
Bürosu) - RP
Genel
Başkan
Yardımcısı Abdülkadir
Aksu, muhalefeti
faşistlikJe suçladı.
Demokrasilerde
muhalefetin tercihinin
seçimler olduğunu
kaydeden Aksu, "Biz
demokrasiyi kitlelere ve
şahıslara göre değişen,
Jakoben bir anlayış
oiarak görmedik ki
seçimden korkahm"
görüşünü savundu.
Abdülkadir Aksu,
parlamentoda
düzenlediği basın
toplantısında,
muhalefetin darbe
çığırtkanlığı yaptığını
ileri sürerek "Biz darbe
çığırtkanlığıyla,
taklitçilikJe, korkaklıkla,
ara rejim söylemleriyie,
demokrasiyi komplolarla
arkadan hançerlemeye
çahşmadık" dedi.
Ulkenin seçim
atmosferine girdiğini
kaydeden Aksu, bu
seçimin aynı zamanda bir
referandum niteliği
taşıyacağı görüşünü
savundu. Ortaklannın
"Uerici", muhalefetin
"gerici" olduğunu ileri
süren Aksu, seçimin de
bu iki anlayışm yanştığı
bir ortam olacağını
söyledi. Aksu sözlerini
şöyle sürdürdü:
"Demokrasiyi sadece
kendilerine sunuhnuş bir
hak olarak göriip, milli
iradenin neticesi olan bir
siyasi parti) i kapatmaya
çalışıp. kendi
yanhşhklannı ve
yöntemsizliklerini, milli
irade doğrulan ve
yöntemleriyle
çanştırmaya çahşanlar,
yakında sadece kırmızı
veya sadece mavi ya da
sadece siyah derse hic
şaşınnayın. Onlara göre,
kendi anlayışlanna
uymayan herkes ortadan
kaldınlmalı, tüm renkler
yok edilmeli, sadece
kendi renkleri kalmah.
Sadece kendisi gibi
düşünmüyorlar diye on
mihonlarca vatandaşmı
ve diğer mifleâerden
insanlan yok eden Stalin
düşüncesL Ve dünyayı
şavaşa sürekleyen, sadece
benim düşüncem vardır
diyen Mussolinı'nin
faşist düşüncesi."
Çiller
garanti
peşinde
ANKARA (Cumhu-
riyet Bürosu)- Hükümet
ortağı RP'nin erken se-
çimin ekim ayında ya-
pılması yönündeki bas-
kısına direnemeyen
DYP, başbakanlık konu-
sundaki pürüzleri orta-
dan kaldıramadı. DYP
yöneticileri, başbakanlı-
ğın Tansu Çüler'e geç-
mesi işlemini "teferru-
at" diye nitelendiren
Başbakan Necmettin
Erbakan ve RP'ye kar-
şı garanti arayışlannda
henüz olumlu bir sonu-
ca ulaşamadılar. Çil-
ler'in de ANAP'lı 5 mil-
letvekiliyle anlaştığı,
BBP'nin hükümet orta-
ğı olmaması riskine kar-
şı transferçabalannı yo-
ğunlaştırdığı kaydedil-
di. Çiller, dün partisinin
başkanlık divanı toplan-
tısından önce seçim tari-
hi konusunda çeşitli
spekülasyonlar olduğu-
nu vurguladı.
Erken seçimin en kı-
sa sürede yapılmasından
yana olduklannı kayde-
den Ekinci, muhalefete
de "Siyasi parti genel
başkanlannın kulağı
düdük sesinde ounama-
h" diye yüklendi.
DYP Başkanlık Diva-
nı'nda, Genelkurmay'ın
irticai faaliyetlen des-
tekleyen şirketlere am-
bargo uygulanmasını
öngören genelge ile hü-
kümetin durumu değer-
lendirildi.
Toplantıda Çiller'in,
BBP'nin desteğıni çek-
mesi durumunda da ye-
ni hükümetin güvenoyu
alma şansının yüksek
olduğunu söylediği öğ-
renildi. Toplantıda,
RP'nin kapatılması du-
rumunda Yeniden Do-
ğuş Partisi ve diğer kü-
çük partilerin RP'ye
destek olacağma dikkat
çekildiği belirtildi.
ÜZ YAZIIORHAN BtRGtT
iktidardaki parti ya da partiler ile mu-
halefet partilerinin zaman zaman ça-
tşması olağandır. Böyle bir çatışma ya
da çekişmede, sivil toplum örgütleri
de taraf olabilir. Ama, bir ülkede siya-
si iktidarın, devletin silahlı kuvvetleri ile
sürekli bir gerilim içinde karşı karşıya
geldiği görülmüş şey değildir.
REFAHYOL'un bütün işleri ağzına
yüzüne bulaştıran bir politika ızlemesi
yüzünden ülke, 28 Şubat 1997 günün-
den bu yana böyle bir gerilimi yaşa-
mak zorunda bırakıldı. Tam tamına
yetmiş bir gündür süren ve her gün
daha da temposu arttınlan bir gerilim
havası, sadece politikacılanmızı, as-
kerlerimizi değil, tümümüzü baskısı al-
tnda tutuyor.
Bir dostum, yan şaka ile haziran ayı-
nın başlamasına karşın atmosferdeki
meysime uymayan koşullann bile, bu
gerilimden kaynaklandığını söyleye-
rek, krizin boyutlannın büyüklüğünü
anlatmaya çalışıyor.
Gerilim 28 şubattan en az bir - bir
buçuk ay önce siyasi iktidann Refah
Partili kanadının gericilik akımlanna kol
kanat geren bir tutum izlemesi, öbür
kanadın da, genel başkanlannın şa-
ibelerinin kapatılması koşulu ile bu tu-
tuma karşı çıkmaması ile başladı.
Silahlı Kuyvetler, bizim sivil kesimin
"Dur bakali n'olacak" tevekkülü ile
beklemeye alışmamış, tam aksine
Meclis Görevini Yapmazsa...
düşmanın kıpırdanması karşısında he-
men "teyakkuza" geçme alışkanlığın-
da olduğu için belgelerini dosyaladı.
28 Şubat Milli Güvenlik Kurulu top-
lantısında da, en yumuşak uyarısını
yaptı. 0 uyan, ne iktidar partilerince
ne de muhalefet cephesinin tümünde
yeterii etkiyi yapmadı. Yapmış çlsay-
dı, sanki ülkede siyasi partilerimizin
alan ya da pariamento boyutunda el-
le tutulur ve olağanüstü çalışmalan
varmış gibi, bu partilerin hangısinin
önüne geçtiği yolunda, hiçbir bilimsel
ciddiliği olmayan anketier, medyamı-
zın bazı kesimlerinin haber, yazı, kari-
katür konusu olmazdı. Parlamento-
muz, hiçbir ülke insanının görmeye
alışmadığı böyle bir gerginliği ortadan
kaldıracak önlemleri arar, bulur ve alır-
dı.
Hayır. Onlar da, ayncalıklar kuralları
bozmaz, ama çogunlukla işin bilinci-
ne bence yeterince erişemediler.
Özellikle koalisyonun küçük kana-
dındaki milletvekilleri, iktidar nöbetini
tutanların bir süre hava değişimi yap-
masındaki yaran aklına getirmedi.
Gensoru yollan, "...9, 10, 11" diye
sayılarak reddedildi. Anavatan gru-
bundaki Truva atlan, Bangladeş tatil-
lerine çıkmak için, oylamalardan kaç-
tılar; ama, homojen olmayan parti ya-
pısı yüzünden bu firar olaylan görmez-
likten gelindi. Basınımız da bu görmez-
liğe katılmakla kalmadı, başka partile-
rin homojen olmayan bir biçimde ya-
pılanmasını da önermekte sakınca
görmeyen yazılar biribirini izledi.
Ama gerginlik bu kez de bitmedi.
Bitmek şöyle dursun, daha da arttı.
Kamuoyu, sekizyıllık eğitim, kıyafet
yasalannın uygulanması, Sincan olay-
lannın tepkileri ile uğraştığı bir sırada
Kuzey Irak harekâtı boy gösterdi. Bu
harekâtın, hükümetin bilgisi içinde ol-
madığını asker kanadı ağzından kaçı-
nyerdi. Çünkü Ecevrt'in dün de söyle-
diği gibi, "hükümetle Genelkurmay
Başkanlığı arasında ciddi ve kaygı ve-
rici bir kopukluk olduğu açıkça görül-
mektedir". Bu kopukluk, sınır ötesi ha-
rekât için gerekli ödeneğin verilip ve-
rilmediği tartışmasını doğurdu. Sonun-
da, ödeneğin en azından zamanında
ödenmediği anlaşıldı. Devamı için de
asker, Türkiye Cumhuriyeti'nin Maliye
Bakam'ndan yazılı, imzalı, mühürlü
"taahhütname" istedi.
Önceki gün, bu gecikmeyi örtmeye
çalışırken Başbakan, sınır ötesi hare-
kâtın bittiğini açıkladı.
Bir başbakanın bu tür açıklaması,
elbette devletin resmi haber ajansın-
da kalın başlıkla yer aljr, televizyonlar-
da da ilk haber olur. Öyle de oldu, a-
ma hemen ardından harekâtı şehitler
pahasına omuzlamış olan Genelkur-
may'ın "Hayır, bitmedi. Sürüyor" bil-
dirisi getdi.
Tam bir açmazda kalan Erbakan,
bu kez harekâtın bitmediğini kabule
yanaşarak temizliğin sürdüğünü söy-
ledi. DSP Genel Başkanı, dün bu tevil
için "Harekâtın amacı zaten temizlikti.
Anlaşılan Erbakan 'ın bundan da habe-
ri yok" diyor ve Başbakan'ın bu tür
davranışının altında Kuzey Irak'taki sı-
nır ötesi harekâta karşı çıkan bazı Arap
ve Islam ülkelerini teskin ve tatmin
amacının bulunduğunu söylüyor.
D-8'lertoplantısının yaklaştığını da ha-
tırlatıyor.
Bu varsayımın yabana atılamayaca-
ğını Tahran radyosunun son yayınlan
da destekliyor. Radyo, Türk hüküme-
ti ile generalleri iki ayn güç olarak gös-
teriyor. Birincisinden dostça söz eder-
ken, Silahlı Kuvvetler'e ateş püskürü-
yor. Kuzey Irak'taki Çekıç Harekâtı'nın
Türk Silahlı Kuvvetleri ile siyasi karar
mekanizması arasındaki aynlığı daha
da ortaya çıkardığı "The Guardian"
gazetesinin de dün ele aldığı başlıca
konu idi.
Ecevit'in dünkü basın toplantısında,
Çiller'in Dışişleri Bakanlığı'nın tüm iş-
lerini ihmal ettiğini söyleyerek verdiği
örnekler, insanın aklına "lyi de, bu ha-
nım kendisini başbakaniığın nöbet
devrine endeksledi. Şayet böyle bir
görevin altına girerse neyapacak" so-
rusunu getiriyor. İki helikopteri düşü-
ren füzeleri terör örgütüne veren kom-
şulanmızın hangisı olduğunu bilmiyo-
rum.
Bildiğim, tümünün bir kuşku büyü-
teci içinde olduğu ve tümü ile ilgili bil-
gilerin sağlanmasında Çiller'in aymaz-
lığı nedeni ile Dışişleri'nin devre dışı bı-
rakıldığı. Hiçbir parti ve hiçbir bağım-
sız milletvekili, siyasi iktidar ile ülkenin
silahlı kuvvetleri arasındaki bu sürtüş-
meyi ipleri koparacak kadar gerginleş-
mesine seyirci kalmamalıdır.
Muhalefet partilerinin gensoru ku-
rumunu çalıştırması gibi bir yükümlü-
lüğü vardır. Âksi halde, bu hükümetin
kaderini, altında bu hükümetin tüm ba-
kanlıklannın imzası bulunan ve 30 Ey-
lül 1997 tarihli "96/8716 sayılı yönet-
meliğin" belirleyeceği gibi bir kuşku-
yu düşünmek bile istemiyorum.
O yönetmeliğin adı, "Başbakanhk
Kriz Yönetim Merkezi"d\r. llgilenenler,
daha geniş bilgiyi 9 Ocak 1997 günlü,
22872 sayılı Resmi Gazete'de bulabi-
lirler
Kazan. yine iş başında
RP'nin
yargıda
ü üsürgün
hazırlığı• Kazan'ın, boş bulunan Adalet
Bakanlığı Müsteşarlığı'na, kendisine
çok yakın bir isim olan Ceza işleri
Genel Müdürü Abdulvahap Erkan'ı
atamak istediği bildirildi.
EVİN GÖKTAŞ
ANKARA - Adalet Bakanı Şe\ket Kazan ın,
1200 dolayında yargıç ve savcıyı kapsayan
yeni bir "sürgün kararnamesiT>
hazırladığı
öğrenildi. Kararname taslağı nedeniyle,
yargıda geçen yıl eylül ayındakine benzer bir
"RP tedirginliği" yaşanmaya başladı. Şevket
Kazarı'ın. boş bulunan Adalet Bakanlığı
Müsteşarlığı'na, kendisine çok yakın bir ısim
olan Ceza İşleri Genel Müdürü Abdulvahap
Erkan'ı. Müsteşar Yardımcılığı'na da
Istanbul Devlet Güvenlik Mahkemesi (DGM)
Başsavcısı Erdal Gökçen'i atamak istediği
bildirildi. Halen Başbakan Necmettin
Erbakan'ın önünde bulunan çifte
kararnamenin, önümüzdeki günlerde
Cumhurbaşkanı Sükyman Demirel'in onayına
sunulacağı belirtildi. Adalet Bakanlığı
Müsteşarlığı'na getirilecek isim, tüm yargıç
ve savcılann atama ve özlük haklannı
düzenleyen Hâkimler ve Savcılar Yüksek
Kurulu'nun (HSYK) asil üyesi olması
nedeniyle de büyük önem taşıyor. CHP'li
Seyfı Oktay'ın Adalet Bakanlığı döneminde
Kİnunlar Genel Müdürlüğü'nden kendi isteği
ile istıfa edip yüksek müşavir olan Erkan,
Mehmet Moğunay zamanında HSYK
tarafından Ankara Adliyesi'ne yargıç olarak
atandı. Şevket Kazan bakan olunca Ceza
İşleri Genel Müdürlüğü'ne getirilen Erkan;
Atatürk ve Türk Silahlı Kuvvetleri aleyhine
açıklamalar yapan RP'liler hakkında yapılan
suç duyurulannı zamanında işleme
koymamakla da eleştirildi. Kazan'ın •
müsteşarlığa getirmek istediği Erkan'tn, son
olarak bakânlığın açtığı yargıç ve savcı
adaylığı sınavında, imam-hatip kökenli
adaylann başanlı ohnasında etkili olduğu savı
dile getirildi.
ANAP liderinden suclama
Yılmaz: Şehitler
D-8'inbedeli
ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - ANAP
Genel Başkanı Mesut Yümaz. terörü
destekleyen Müslüman komşu ülkelere,
Başbakan Necmettin Erbakan'ın "D-8
haj"ali" nedeniyle tavır alınmaması sonucu iki
Türk helikopterinin düşürüldüğünü söyledi.
Yılmaz, Erbakan'ın 18 hazirana kadar istifa
etmemesi durumunda gensoru vereceklerini
bildirdi. Mesut Yılmaz, partisinin başkanlık
divanı toplantısından sonra yaptığı
açıklamada, REFAHYOL hükümetinin ülkeyi
karanhk bir mecraya sürüklediğini, ulusal
çıkarlan ne ölçüde koruyacağı sorulanrun
gündemde olduğunu kaydetti. Yılmaz, "Bu
konuda çok ciddi endişelerimiz var.
Genelkurma> Başkanhğı'nuı >aptığı
açıklamalar da bizim cndişelerimizi
doğrulamaktadır" dedi. PKK'nin ilk kez füze
kullanarak TSK helikopterinı düşürdüğünü
anlatan Yılmaz yapılan açıklamalar doğru
ise Iran'ın Türkiye'nin bir numaralı düşmanı
olduğunu, ancak hükümetin hâlâ bu ülkeyi
dost olarak gördüğünü, büyük olasılıkla
Başbakan Erbakan'ın da D-8 toplantısında
"tranlı kardeşlerine övgüler düzeceğini''
bildirdi. Yıhnaz, bunun affedilecek bir şey
olmadığını, tersine isyan edilebilecek bir
durum olduğunu söyledi.
İstanbul'da yapılacak
D-8 zirvesi
15 haziranda
ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - Başbakan
Necmettin Erbakan'ın girişimlenyle
kurulmaya calışılan D-8 (gelişmekte olan 8
Müslüman ülke) örgütünün 15 haziranda
İstanbul'da yapılacak zirvesine katılma
yönünde Mısır ve Nijerya devlet
başkanlanndan henüz yanıt gelmediği
bildirildi. Devlet veya hükümet başkanlannın
katılacaklan zirvede, örgütün resmen
kurulduğunu belgeleyen bir metin imzalanacak.
Cumhurbaşkanı Süle\man Demirel'in açış
konuşmasını yapacağı, ancak metnin Başbakan
Erbakan tarafından imzalanacağı kaydedildi.
Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Büyükelçi Omer
AkbeL dün düzenlediği basın toplantısında, bir
soru üzerine, Mısır ve Nijerya devlet
başkanlanndan D-8 zirvesine katılma yönünde
henüz bir yanıt alınmadığını kaydetti. Mısırlı
diplomatik kaynaklar da, Mısır Devlet Başkanı
Hüsnü Mübarek'in katılması konusunda henüz
bir gelişme olmadığını, ancak Dışişleri Bakanı
Amr Musa'nın zirveden önce yapılacak
dışişleri bakanlan toplantısına katılacagını
kaydettiler. Aynı kaynaklar, Mübarek'in
kahhnaması durumunda Mısır'ı büyük
olasılıkla Dışişlen Bakanı Musa'nın temsil
edeceğıni bildirdiler. Nijerya Devlet Başkanı
General Sani Abacha'nın da henüz Istanbul'a
gelme yönünde bir karar açıklamadığı
kaydedildi.