07 Mayıs 2024 Salı English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
13 ARALIK 1997 CUMARTESİ CUMHURİYET SAYFA KULTUR 13 Sedat Simavi Vakfı Edebiyat Ödülü'nü Feyza Hepçilingirler'le paylaşan Fakir Baykurt: Eğitime dikkat çekmeliyizESRA ALİÇAVUŞOĞLU Birçoğumuz onun kitaplanndan öğ- rendik köy yaşamını; 'Irazcanın DirB- ği'yle, 'YılanlannÖcü'yle.. O, ezilmiş- lerin, işçilerin ve köylülerin yaşamını an- lattı; hâlâ da aniatıyor. O, Köy Enstitülü yazarlar kuşağının önde gelenlerinden biri. Sözünü ettiğimiz. Fakir Baykurt'tan başkası değil elbette. Baykurt, "Yanm Ekmek' adlı roman kitabıyla 1997 Sedat Simavi Vakfı Ede- biyat Ödülü'nü Feyza Hepçiüngirler'le paylaşıyor. Ödül aldığı için mutlu ama okuyuculannın verdiği ödülü yeğliyor. Yaklaşık yirmi yıldır Almanya'da sürdü- rüyor yaşamını, ama hep bizim insanı- mızla, hep ezilmişlerle birlikte. Onlann sorunlannı, acılannı, küçük sevinçlerini okuyuculanyla paylaşıyor satırlannda. Fakir Baykurt ile ödül ve gelecek proje- leri üzerine konuştuk. - Bu yıl Sedat Simavi Vakfi Edebiyat Ödülü'nü Feyza Hepçilingirler'k payia- şıyorsunuz. Odülü değeriendirebiÜr mi- siniz? FAKİR BAYKURT - Önce nasıl aday olduğumu bilmiyorum. Simavi Vak- fi'ndan telefon ettikleri zaman sevindim elbette. Feyza Hanım'la paylaştığımızı duyunca sevincim daha da arttı. Ben ya- zarlan kadın ve erkek olarak ayırmıyo- rum, ama son yıllarda büyük atılım yap- tı kadın yazarlar. Erkekleri solladılarade- ta. Bu derece ilerlemiş bir ortamda, bir hanım yazann yanında yer almak önem- lidir. Aynca Feyza hanım benim gibi öğ- retmen kökenli. İkimiz el ele dıkkatlen aynı zamanda öğretmenlerin, eğitimin durumuna çekebilirsek, bu da toplumsal bir kazanç sayılır. 'Bizde kitap çok az okunuyor' - Bir edebiyatçı için ödüUendirümek, arülan ve eksikriy le ne anlam taşıyor? Ödüller önemli, ama bu önem ikincil- dir; yazarla okuru buluşturmada, özellik- le genç yazann kitaplannı tanıtmada et- kili olabilıyor. Ama yaptığı işin bugün- den yanna uzanan değerini kavramış sa- natçı için ödül daha fazla önem taşımaz. Her ödülün her zaman 12'den vurduğun- dan da kuşkum var. Yeri gelmişken bir düşüncemi daha be- lirteyim: Eninde sonunda asıl ödül hal- kın ödülüdür. Ortada yasal hiç gerek yok- ken, girdiği evden kitaplanmı alıp çıkan görevlilere inat, gidip onlan yeniden sa- tın alan. imzalatmaya getiren okurlann ödülü azırnsanır mı? Gene de yanhş an- faşılmasm, o ödüller de, bu ödüllerde ya- rarlıdır- vazın ortamına canlıhk getirir. - Almanya'daki okur profılini Türldye ie karşdaşürabflir misiniz? -Yirmi yıl öncesine kadar kitaplanm onar bin basılırdı. Ünlü 24 Ocak Karar- lan" ndan sonra Türkiye'nin ekonomi po- litikası biraz daha bozuldu. Kültür yaşa- mı ona koşut olarak çöktü. Kitaplann ba- sım sayısı bine kadar düştü. Ostelik yir- mi yıl önce nüfusumuz kırk milyondu. Şimdi altmış milyondan fazla, ama kitap- lar bın basılıyor. Kimi yerde yazarlann okur yitirdiğinden söz ediyorlar; ne ka- dar yanlış, yitiren Türkiye'dir. Okurun ahm gücü düştü. Kitap üzerinde yöne- timlerce estiriİen olumsuz hava, okullar- da eğitime yapılan baskı nedeniyle öğ- rencilere özgür okuma efitimi verilme- yişi, bütün bunlardan sonra da televizyo- nun olumsuz etkileri nedeniyle, oysa bu etki olumlu olabilir, bizde kitap az oku- nuyor. Düzeltirim: çok az okunuyor. Al- eyza Hanım'la el ele dikkatleri öğretmenlerin, eğitimin durumuna çekebilirsek, bu da toplumsal bir kazanç sayılır.' -/lsıl ödül halkın ödülüdür. Ortada yasal hiç gerekçe yokken, girdiği evden kitaplanmı alıp çıkan görevlilere inat, gidip onlan yeniden satın alan, imzalatmaya getiren okurlann ödülü azımsanırmı?' manya'da, Avrupa'da böyle değil. Tren- lerde, tramvaylarda okuyan insan sayısı hâlâ yüksektir. Şehirve mahalle kitaplık- lan an kovanı gibi işler. Özellikle hanım okurlar okuduklannı getirir, yenilerini sepete doldurur götürür. Okullar ve ki- taplıklar, okur eğitimini ciddi bir görev olarak sürdürüt. Televizyonlar sık sık ki- tap saatleri, yazarlarla nitelikli tartışma programlan düzenler. Orada toplum, okumanın gereğini ve yarannı kavramış- tır. Nasıl kavramaz, bizden 300 yıl önce başladılar kitap okumaya. - Türk yazuunın bugünkü durumunu nasıl görüyorsunuz ve genç yazarian na- sıl değerlendiriyorsunuz? Okur sayısı düşük olsa da, bugünkü yazımmız dünkünden canlı. Dergi ve ki- tabevı sayısı çok. Buna koşut olarak ya- zar sayısı da arttı. özellikle kadın yazar sayısı, genç yazar sayısı dünden fazla. Belirttiğim gibi, yazarlan kadın ve er- kek diye ayırmıyorum, ama yaşam ayır- mış; eskiden sayılan azdı; bugün hem çok, hem nitelikleri yüksek. Bu bizim geçmişten bugüne özlediğimiz bir geliş- me. Toplumsal ve politik yaşama olum- lu etkileri olacaktır. Genç yazarlann sa- yısındaki çokluk da sevindirici. Doruğa doğru tırmanırken çetin yanşmalardan geçmeleri gerekiyor. Bu da onlann nite- liğini arttınyor. Ancak yeterince eleştir- men yok ve gençlerin kitaplan üzerine az yazılıyor. - Siz Anadolu'dan Avnıpa'ya uzanan geniş bir coğrafyaya tanıknk ettiniz. Bu tanıklık nasıl yansidı yapıdannıza? Ben Türkiye'nin köy yaşamı üstüne romanlar, öyküler yazdım. Işçi yaşamı Maurice Bejart bale topluluğu IstanbuVda Topluluk, 22-23 Arahk'ta Lütfı Kırdar Kongre ve Sergi Sarayı'nda izkykUerie buluşacak Kültür Servisi - Ünlü kore- ograf Maurice Bejart yöneti- mindeki Bejart Ballet Lausan- ne bale topluluğu, 22-23 Ara- lık tarihinde Lütfı Kırdar Kongre ve Sergi Sarayı'nda sa- natseverlerle buluşacak. Finansbank'ın ikinci 10 yı- lını kutlamak için tstanbul'a gelecek olan topluluk, 1954 yı- •ftndan bugüne kadar 100'ün üzerinde bale yapıtına imza at- tı. Bu yıl 70. yaş gününü kut- layan Bejart Ballet Lausanne bale topluluğunun yönetmeni Maurice Bejart, 1995 yılında Fransız Aİcademisi'ne üye olan ilk balet unvanının da sa- hibi. 13 balerin ve 19 baletten oluşan BBL bale topluluğunun baş baleti ve yönetmen yar- dımcısı Gü Roman, 1979 yı- lından beri Maurice Bejart'ın tüm yapıtlannda rol alıyor. Topluluk, Istanbui'daki gös- terilerinde Bejart'ın yapıtlann- dan 'Barocco Bel Canto", 'L'Art du PasdeDeus've'L'oi- seau de Feu 1 balelerini sahne- leyecek. Bejart Ballet Lausan- ne, Lütfı Kırdar Kongre ve Sergi Sarayı'nda, 22 Aralık Pazartesi akşamı Finansbank davetlilerine, 23 Aralık Salı akşamı saat 21.00'de ise Istan- bullu sanatseverlere modem bale zevkini yaşatacak. Farklı müzik türlerinden faydalanan Bejart, bu yıl Pa- ris'te sahneye koyduğu son ba- lede, Ojueen ve VVolfgang A. Mozart'ın müziklerini kullan- mış ve prömiyerde Queen üye- leri ile Elton John da sahneye Istanbul'da sahnelenecek olan Barocco Bel Canto'da 18. yüzyıl barok müzikleri ve Gi- anni Versace'nin kostümleri kullanılmış. Müziği İgorStra- vinsld'ye ait olan L'Oiseau de Feu yapıtmın kostümleri ise JoeOe Roustan ve Roger Ber- nard tarafmdan tasarlanmış. Pas de deux sanatı ise dini Hint müziği Alban Berg. comparsi- ta ve Gustav Mahkr'in 5. Sen- fonisi'nden oluşan bir Mauri- ce Bejart derlemesi. Bejart Ballet Lausanne ba- le topluluğunun yapacağı gös- terinin biletleri Finansbank şu- belerinde 4 milyon TL ve 6 mi- lyon TL'den satışa sunuldu. Gösterinin biletlerinden elde edilen gelir AÇEV-Anne ve Çocuk Eğitimi Vakü'na bağış- lanacak. üzerine de yazmak istediğim zaman, bu- rada olanak bulamadım. Avnıpa'ya doğ- nılan göç de ilgimi çekti. Onlann oralar- daki yaşamını merak ediyordum. Al- manya'nın Ruhr Havzası'nda, yerli ya- bancı işçilerin kum gibi savrulduğu böl- gede on sekiz yıl yaşadım. Üç roman, dört öykü kitabı yayımladım. Sürekli not alarak çahştığım için verimli bir yazanm. Arada sekiz cilt tııtan özyaşam öyküle- rimi de yazdım. Özyaşam öykülerimde bile sürekli olarak, işinin içinde, kavga- sında, yaşam ve sınıf savaşımında koş- turan somut insanın derdindeyim; gü- cüm yettiğince onlan yazdım. Çabalan- mmanlaşıldığı kanısındayım. Hiçbirya- kmma duygusu taşımadan yazmayı sür- dürüyorum. Çekmecem kitap dolu. Okurlara yakında yeni sunuşlanm ola- cak. - Kitaplannız şu günlerde Adam Ya- yinlan tarafından yeniden basılıyor. Fa- kir Baykurt genç okurlarca yeniden keş- fedili>t»r diyebilir mrviz? Yirmi beş yıl boyunca Remzi Kitabe- vi ile çalıştım. Karşılıklı gerekçeleT ne- deniyle dostça aynldık. Şimdi kitaplan- mı iyi bir yayın kurumu olan Adam Ya- yınevi basıyor. Ancak kitaplanmın sayı- sı çok olduğu için yakında başka bir ya- ymevi ile de ilişkim olacak. Eski okurla- nm özleşerek bir 'dost okurlar' halkası oluşturdu. Doğru söylüyorsunuz, genç okurlarla bir bakıma yeni tanışıyoruz. 'Kûlyutmaz bir şür okuruyum' - Son günlerdeki çauşmalaruuzdan söz eder müiniz? Yaşamboyu öğretmenlikle yazarlığı yan yana yürüttüm. Sevdiğim meslek ol- duğu için sendikasına da omuz verdim. Yazarlığı arkaya itecek sevdalara dalma- dım. Günün, uyanık olduğum saatlerin- de sürekli yazmayı düşündüm. Şu anda dosyalanmı dolduran tasanlann hepsini yazrhaya gücüm yetmez. Seçıp seçip, en üste çıkanlan yazacağım. Bunlardan bi- risi Eşekli Kütüphaneci. Şimdi ona çalı- şıyorum. Yakında okura olaşacak bir de yeni öykü kitabım var. - Fakir Baykurt coğu okur tarafindan daha çok romanlanyla tanınır. Sizin için romanı diğer türlerden ayıran unsurlar neter? Kısa öykü, romandan zordur. Yazan bileyen türdür o. Öyküden edindiğim ka- zanımlarla romanlanmı yazmaya yöne- lirim. Özellikle, kısa öykü, bir oturuşta yazılıp bir oturuşta okunduğu için oku- run kafasıyla yüreğine her zaman tam isabetle ulaşabilmelidir. Bu nedenle yaz- dığım öyküleri beş on yıl bekletir ondan sonra yayımlanm. Şiir ise benim ilk sa- natım. Delikanlılığımda on yıl boyunca yayımladım. Sonra yayımlamayı kestim, yazmayı kesmedim. Geçmişte yazdıkla- nmı elimden geldiğince bir yerlerde ko- rudum. Yeni yazdıklanmı da biriktiriyo- rum. Almanya'da iki şiir kitabı bastırdun. Bunlan Türkiye'de bastırmayı da düşü- nüyonım. Şiirin bana iyiliği çoktur. Hep- sinden önce dilimi dil etmiştir. Bunu sa- dece kendi yazdıklanm için söylemiyo- rum, eski, yeni ustalann yazdıklannı dü- şünerek söylüyorum. Kendimi külyut- maz bir şiir okuru sayanm. Yolculukla- ra çıkarken çantama iİci şiir kitabı atanm. İçinde bulunduğum zamanı da. gidece- ğim yönü de bana şiir gösterir. Şiirleri- me de her zaman güvendim; onlar ol- mazsa, şiirsiz yaşayanlar gibi takur tukur biri olurdum. Vladimir Ovchinnikov, Piyano Festivali'nin konuğuydu 6 RahmaninoFu kendime çok yakııı hissediyorum' NURDAN CtHANŞÜMUL 3. Uluslararası Cemal Reşit Rey Piyano Festivali'nin önceki akşam- ki konuğu Rus piyanist Vladimir Ovchinnikov'tu. Rahmaninofun Sonat No.l, Re minör Op.28, LJstz'in Mefisto Valsi. Un Sospiro, La Campanella, Lento pacido, Kre- isler / Rahraaninof un Aşk Acısı. Aşk Neşesi yapıtlanna yer veren sa- natçı, seyircilerin büyük beğenisini topladı. Ovchinnikov, henüz üç yaşınday- ken piyano çalmaya başlamış."Bu güzcl müzik kutusunun ne olduğu- nu tam olarak anlamadan piyano çalmaya başladun. Tuşlara dokun- duğumda piyanodan çıkan sesler beni adeta büyülüyordu." Mosko- va'da önce özel bir müzik okuluna devam eden Ovchinnikov, Rusya'da ünlü bir müzik öğretmeni olan An- na Artobolevskaya'dan dersler al- mış. Daha sonra Moskova Konser- vatuvan'na devam eden sanatçı, Aleksey Naseddin gibi birçok ünlü müzisyenle birlikte çalışmaya baş- lamış. 1980 yıhnda, Montreal Uluslara- rası Piyano Yanşması'nda ikinci olan Ovchinnikov, 1982 yıhnda Moskova Çaykovski Piyano Yanş- ması'nda Peter Donoboe ile ortak Gümüş Madalya kazandı. 1987 yı- hnda katıldığı Harvey Leeds Ulus- lararası Piyano Yanşması'nda da bi- rinci oldu. "Bu ödülü aldıktan son- ra m üzikçevreleri tarafindan tanın- Piyanist Vladimir Ovchinnikov mayabaşladun ve dünyacaünlü bir- çokorkestra ve şefle birlikteçaldım. Ama tstanbul'a ilk getişim. Burada tesadüfen Moskova'daki okuldan arkadasım Fahrettin Kerimov 'la ko- nuştum. Istanbul'a tekrar gelmevi isterim." Rusya'daki orkestralann yanı sıra BBC Filarmoni, Kraliyet Filarmoni, Kraliyet Liverpool Filar- moni, Kraliyet Iskoç Ulusal, Halle, Bomemouth Senfoni ve Galler Ulu- sal Senfoni gibi topluluklarla bir- likta çalan sanatçı, aynca Vladimir Ashkenaz)', Matnias Bamert Claus Peter Flor, Alexander Lazarev, Yuri Simanov, Sir Georg Solti, Yevgeni Svedanovgibı şeflerle de birlikte ça- lıştı. Melodiya ve EM1 Classks için düzenli kayıtlar yapan sanatçının kayıtlan arasında Listz, Prokofîyev ve Rahmaninofun yapıtlan yer alı- yor. Sanatçı, Collins Classics için de Şostakoviç yönetiminde Şostako- viç'in Birinci Piyano Konçertosu ve M. Mussorgski'nin "BirResim Ser- gisinden Tabtolar" isimli yapıtlan- nı kaydetti. "Rachmaninorunyapmannıçal- maktan büyük zevk abyorum. Bir- çok nedenden dolayi onu kendime yaku hissediyorum. Her besteci ay- nı zamandaçokiyi de birer piyanist- tir. Her bestecinin kullandığı müzik dfli ve tekniği farkh. Rahmani- nofun müzik dilini anlamak zor, a- ma ben bundan zevk alryorum. Ay- nca, her bestecinin yaşamının ilk yıl- lan ilgimi çekiyor. çünkü yaşadıkla- rryia yapüİdan müzik arasmda bü- yük bağlantüar var." Moskova Müzik Okulu'nda piya- no dersleri verdiğinden söz eden sa- natçı, bu sayede birçok şey öğren- diğini ve kendini geliştirdiğini söy- lüyor. "Genç müzisyenler oklukça başanlı. Yeteneği olan Idşiler küçük yaştan itibaren eğitilmeli. nerkes müzisyen olamaz. Rusya'daki mü- zik okullanna öğrend seçerken oi- dukça seçici davranıyoruz. Ashnda kişi dünyaya geldiğinde tüm yete- neklere sahiptir. tek sorun bu yete- neğin ortaya çıkarılması ve bu konu- da eğıtim ahnmasL Müzik dili okluk- ça zor, ama kişiler çocukken daha koiay öğrenirler.'' Devlet Tlyatroları van Sahnesi 'Sarı Naclye 1 adlı oyunla açıldı Van,tiyatroyakavuştu BAHAR TANRISE VER VAN-Devlet Tiyatrolan Van Sahnesi "San Naciye" adlı oyunla açıldı. Çoğunluğu kon- servatuvardan yeni mezun ti- yatro sanatçılan, ilk gece yal- nızca bürokradar, üniversite öğretim üyeleri, futbolcular, polisler ve eşlerini ağırladılar. Kültür Bakanı lstemihan Ta- lay. "Sizkr sanann öncüleıisi- niz" diye seslendiği tiyatrocu- lann Van'a kültürü yerleştir- mek için geldiklerini söyledi. Van Devlet Tiyatrosu sahne- si, Recep Bilginer'in yazdığı, Rahmi Dilligil'in yönettiği "San Nacrye" adlı oyunla per- delerini açö. Kültür Bakanı Ta- lay, sanatı halka götürmek ve halkla bütünleşmeye özel önem verdiklerini belirtti. Van Devlet Tiyatrosu sanatçılannın kadrolannın ancak 1998 yılı Recep Bilginer'in yazdığı, Rahmi Dilligfl'in yönettiği 'San Naciye' oyunu>1a perdelerini açan Van Devlet Tiyatrosu'nun sanatçılanna kadrolan ancak 1998 yıh başında verilecek. başında verilebileceğini kay- deden Talay, Maliye Bakanlı- ğı'yla görüştüklerini, diğer ti- yatro çalışanlanna da en kısa sürede kadrolannı sağlayacak- lannı bildİTdi. Devlet Tiyatro- lan Genel Müdürü Bozkurt Kuruç da, 10 ilde tiyatro aç- mayı planladıklannı belirtir- ken, ilköğretim ve liselere seç- meli drama dersi konulması- nın gündeme geldiğini söyledi. Vanlılar tiyatroya yabancı değiller. Van Kültür Merke- zi'nde, 7 yıldır amatör tiyatro- culuk örnekleri sergileniybr. Van Yüzüncüyıl Üniversitesi Güzel Sanatlar Fakültesi ile he- men hemen aynı tarihte açılan 500 kişilik tiyatro salonunun, büyük atölyeleri ve asansöıie- riyle teknik olanaklan açısın- dan 3 büyük kentte dahi benze- ri bulunmuyor. Van Devlet Tiyatrosu'nun 19 kişilik ekibini, çoğunluğu konservatuvardan yeni mezun genç tiyatroculann yanı sıra İs- tanbul ve tzmir'den Van'a kay- dınlan sanatçılar oluşturuyor. Ancak, Vanhlann çabuk be- nimsediği tiyatrocular ilk gece yalnızca bürokratlar, üniversi- te öğretim üyeleri, zorunlu tu- tulan Vanspor oyunculan, po- lisler ve eşlerine sanatlannı su- nabildiler. Salonda. Ata- türk'ün sözleriyle girilen anonslar büyük alkış aldı. Sü- rekli göç yaşanan kentte artan nüfusun kaçak elektnk kullanı- rru nedeniyle sık sık yaşanan elektrik kesintisi. tiyatroda Ba- kan'ın konuşmasını az bir sü- re geciktirirken, oyunun sah- nelenmesine engel olamadı. Kültür Bakanı Talay, Van'da aynca Gevaş-Akdamar Iskele- si ile Edremit tlçe Halk Kütüp- hanesi'ni törenle açtı. Rengim Gökmen Halk Sigorta Müzik Danışmanlığı'na getirildi • KüMrSenisi-1998 yılından itibaren müzik ve sanat alamnda etkinlilderini aıuıııııaamacında olan Halk Sigorta, tanınmış orkestra şefi Rengim Gökmen'i müzik danışmanlığına getirdi. Türkiye'de ve yurtdışında sayısız konser yöneten Gökmen, 1984-89 yıllan arasında Ankara Devlet Opera ve Balesi'nin Genel Müzik Direktörlüğü. 1992-95 yıllan arasında da Devlet Opera ve Balesi Genel Müdürlüğü görevlerini yürütmüştü. Yurtiçinde ve yurtdışında birçok ödül alan Gökmen, halen Izmir Devlet Senfoni Orkestrası Genel Müzik Direktörlüğü görevini sürdürüyor. Halk Sigorta, 1996 yılında başlattığı Sanata Destek Programı kapsamında öncelikle tiyatroya yer vererek çeşitli tiyatrolara yardımda bulunmuş ve Afife Ödüllen'ni düzenlemıştı. Kurumun 1998 Aralık ayında 55. kuruluş yıldönümü için sahnelenecek 'Afife Balesi'nin çalışmalannı Rengim Gökmen yürütecek. Şehir Tıyatnolapı'nda kültür etkinliklepi sürüyor • Kültür Senisi - Şehir Tiyatrolan "nın ücretsiz olarak düzenlediği kültür etkinliklen 'Iletışim Aracı ve Ortamı Olarak Sanatlar' başlıklı etkınlıkle sürüyor. 15 Aralık günü saat 18.30'da Harbiye Muhsin Ertuğrul Cep Tiyatrosu'nda gerçekleşecek olan etkinlik. Tiyatro Araştırma Laboratuvan sanatçısı Uğur Değirmencioğlu tarafindan düzenleniyor. Tiyatro Araştırma Laboratuvan sanatçılanndan Ilknur Açıkel ve Uskan Çelebi'nin doğaçlama müzik dinletisi sunacağı etkinliğe , Iletişim Fakültesınden Prof. Dr. Ünsal Oksay "Genel Olarak Iletışim" konulu bir söyleşi ile katılıyor. Anadolu Aydınlanma Vakfı Başkanı Metin Barbaroğlu da izleyicinin katılımıyla gerçekleşecek olan sanatın iletişim görevi ve sanatın halka yabancılaşması gibi konulann işleneceği bir söyleşi yürütecek. İdil Biret, idil için çalacak • Kültür Servisi-Idil Biret 28 Arahk'ta Şırnak'ın İdil ilçesi için Boğaziçi Üniversitesi Konser Salonu'nda bir konser verecek. Konsen düzenleyen Bizim tdil Dostlar Platformu. bir süredir Idil'in eğıtim, kültür, sosyo-ekonomik, sağlık gibi sorunlanna çözümler getirmeyi amaçlayan kişi ve sivil toplum kuruluşlanndan oluşuyor. Konserden elde edilecek olan gelir, Idil'e inşa edilecek çok amaçlı kapalı spor salonu projesi için kullanılacak. Liszt, Chopin, Rachmanınov, Brahms, Kodally ve Alkan'ın yapıtlannın seslendirileceği konser sırasında G.A.P.'tan sorumlu Devlet Bakanı Salih Yıldınm, İdil Biret'e İdil ilçesi Fahri Hemşerilik Belgesı verecek. Dan Farsofi öldü - -•• • Kültür Servisi - tngiliz yazar, fotoğrafçı, sanat eleştirmeni Dan Farson, 70 yaşında öldü. Unlü lngiliz ressam Francis Bacon'ın biyografisininin - yanı sıra Türkiye ile ilgili birkaç gezi kitabı da yayımlayan Dan Farson, 1950'li yıllarda televizyonda ünlü simalarla yaptığı söyleşi programlanyla sivrildi. Francis Bacon gibi dostlanyla birlikte, Londra'nın Soho'sunda geçirdiği yıllanm daha sonra "1950'li Yıllann Soho'su" adlı kitabında anlatan Farson, geçen ocak ayında da "Sıradan Olmayan Adam" başlığıyia kendi biyografısini yayimlamıştı. Ünlü Amerikalı gazeteci Negley Farson'ın oğlu olan Dan Farson, babası gıbi- alkole aşın düşkündü. Hatta son yıllannı geçirdiği Devon'da sık sık gittiği pub, adını onun şerefine Daniel Farson olarak değiştirmeyi bile tasarlamıştı. Farson, yaşam felsefesini, "Her krizle katastrof arasına bir kadeh şampanya sığdıracak zaman mutlaka bulunur" şeklinde özetlemişti. Aclan Ura/dan fotoğraf albümü B Külltür Servisi-Aclan Uraz'ın 'Çocuk Işçiler" çalışmasının ardından 1995-97 dönemi çalışmalannı içeren yeni fotoğraf albümü 'Cumartesi Anneleri' Çağdaş Yayınlan'ndan çıkti. Iki yıl boyunca Cumartesi Anneleri'nin eylemini izleyen. gözlemleyen ve fotoğraflayan Uraz'ın albümü, 40 siyah beyaz fotoğraftan oluşuyor. Berat Günçıkan'ın giriş yazısı ve Uraz'ın kısa notlanyla 'Bir Cumartesi Oyküsü'ne dönüşen albüm, Türkçe \e Ingilizce olarak hazırlandı Beygü Gökçin'in resimleri Q Jazz Club'da • Kültür Servisi - Beygü Gökçin'in 'Talking Colors' başlıklı resim sergisi 15-12 Aralık tarihleri arasında Q Jazz Club'da izleyenlenn beğenisine sunuluyor. Müzik, resım, moda ve sahne çalışmalanna da imza atan Gökçin'in sergide yer alan yapıtlan büyük ebatlarda ve kanşık tekniklerle yapılmış. 1988'den 1996'ya kadar Viyana'da çeşitli özel ve kişisel sergiler açan sanatçı, ilk kişisel sergisini 1995'te Yekta Güngör Özden'in de katıldığı Ankara Vakıfbank Köroğlu Sanat Galerisi'ndeaçtı. BUGÜN • AKSANAT'ta saat 15.00'te Andrea Chenier başlıklı opera videodan izlenebilir. Abelard ve Heloise adlı oviın ise saat 19.00'da sahneleniyor. • İDİL KÜLTÜR MERKEZİ'nde saat 13.00-16.00 ve 19.00'da Yavuz Turgul'un yönettiği Eşkrya gösteriliyor. (261 32 19) • BAKIRKÖY BELEDİYE TİYATROL\RI YUNUS EMRE KÜLTÜR MERKEZİ nde saat 15.30'da Pbllyanna adlı çocuk oyunu, saat 20.30'da da Kuğular Şarla Söylemez adlı oyun izlenebilir. • fSTANBUL DEVİET OPERA VE BALESİ cumartesi günü saat 11 00'de Külkedisi'nı, saat 15.30'da da Carmen'i sahneliyor.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle