Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
13 ARALIK 1997 CUMARTESİ CUMHURİYET SAYFA
KULTUR 13
Sedat Simavi Vakfı Edebiyat Ödülü'nü Feyza Hepçilingirler'le paylaşan Fakir Baykurt:
Eğitime dikkat çekmeliyizESRA ALİÇAVUŞOĞLU
Birçoğumuz onun kitaplanndan öğ-
rendik köy yaşamını; 'Irazcanın DirB-
ği'yle, 'YılanlannÖcü'yle.. O, ezilmiş-
lerin, işçilerin ve köylülerin yaşamını an-
lattı; hâlâ da aniatıyor. O, Köy Enstitülü
yazarlar kuşağının önde gelenlerinden
biri. Sözünü ettiğimiz. Fakir Baykurt'tan
başkası değil elbette.
Baykurt, "Yanm Ekmek' adlı roman
kitabıyla 1997 Sedat Simavi Vakfı Ede-
biyat Ödülü'nü Feyza Hepçiüngirler'le
paylaşıyor. Ödül aldığı için mutlu ama
okuyuculannın verdiği ödülü yeğliyor.
Yaklaşık yirmi yıldır Almanya'da sürdü-
rüyor yaşamını, ama hep bizim insanı-
mızla, hep ezilmişlerle birlikte. Onlann
sorunlannı, acılannı, küçük sevinçlerini
okuyuculanyla paylaşıyor satırlannda.
Fakir Baykurt ile ödül ve gelecek proje-
leri üzerine konuştuk.
- Bu yıl Sedat Simavi Vakfi Edebiyat
Ödülü'nü Feyza Hepçilingirler'k payia-
şıyorsunuz. Odülü değeriendirebiÜr mi-
siniz?
FAKİR BAYKURT - Önce nasıl aday
olduğumu bilmiyorum. Simavi Vak-
fi'ndan telefon ettikleri zaman sevindim
elbette. Feyza Hanım'la paylaştığımızı
duyunca sevincim daha da arttı. Ben ya-
zarlan kadın ve erkek olarak ayırmıyo-
rum, ama son yıllarda büyük atılım yap-
tı kadın yazarlar. Erkekleri solladılarade-
ta. Bu derece ilerlemiş bir ortamda, bir
hanım yazann yanında yer almak önem-
lidir. Aynca Feyza hanım benim gibi öğ-
retmen kökenli. İkimiz el ele dıkkatlen
aynı zamanda öğretmenlerin, eğitimin
durumuna çekebilirsek, bu da toplumsal
bir kazanç sayılır.
'Bizde kitap çok az okunuyor'
- Bir edebiyatçı için ödüUendirümek,
arülan ve eksikriy le ne anlam taşıyor?
Ödüller önemli, ama bu önem ikincil-
dir; yazarla okuru buluşturmada, özellik-
le genç yazann kitaplannı tanıtmada et-
kili olabilıyor. Ama yaptığı işin bugün-
den yanna uzanan değerini kavramış sa-
natçı için ödül daha fazla önem taşımaz.
Her ödülün her zaman 12'den vurduğun-
dan da kuşkum var.
Yeri gelmişken bir düşüncemi daha be-
lirteyim: Eninde sonunda asıl ödül hal-
kın ödülüdür. Ortada yasal hiç gerek yok-
ken, girdiği evden kitaplanmı alıp çıkan
görevlilere inat, gidip onlan yeniden sa-
tın alan. imzalatmaya getiren okurlann
ödülü azırnsanır mı? Gene de yanhş an-
faşılmasm, o ödüller de, bu ödüllerde ya-
rarlıdır- vazın ortamına canlıhk getirir.
- Almanya'daki okur profılini Türldye
ie karşdaşürabflir misiniz?
-Yirmi yıl öncesine kadar kitaplanm
onar bin basılırdı. Ünlü 24 Ocak Karar-
lan" ndan sonra Türkiye'nin ekonomi po-
litikası biraz daha bozuldu. Kültür yaşa-
mı ona koşut olarak çöktü. Kitaplann ba-
sım sayısı bine kadar düştü. Ostelik yir-
mi yıl önce nüfusumuz kırk milyondu.
Şimdi altmış milyondan fazla, ama kitap-
lar bın basılıyor. Kimi yerde yazarlann
okur yitirdiğinden söz ediyorlar; ne ka-
dar yanlış, yitiren Türkiye'dir. Okurun
ahm gücü düştü. Kitap üzerinde yöne-
timlerce estiriİen olumsuz hava, okullar-
da eğitime yapılan baskı nedeniyle öğ-
rencilere özgür okuma efitimi verilme-
yişi, bütün bunlardan sonra da televizyo-
nun olumsuz etkileri nedeniyle, oysa bu
etki olumlu olabilir, bizde kitap az oku-
nuyor. Düzeltirim: çok az okunuyor. Al-
eyza Hanım'la
el ele dikkatleri
öğretmenlerin,
eğitimin durumuna
çekebilirsek, bu da
toplumsal bir kazanç
sayılır.'
-/lsıl ödül halkın
ödülüdür. Ortada
yasal hiç gerekçe
yokken, girdiği
evden kitaplanmı
alıp çıkan
görevlilere inat,
gidip onlan yeniden
satın alan,
imzalatmaya getiren
okurlann ödülü
azımsanırmı?'
manya'da, Avrupa'da böyle değil. Tren-
lerde, tramvaylarda okuyan insan sayısı
hâlâ yüksektir. Şehirve mahalle kitaplık-
lan an kovanı gibi işler. Özellikle hanım
okurlar okuduklannı getirir, yenilerini
sepete doldurur götürür. Okullar ve ki-
taplıklar, okur eğitimini ciddi bir görev
olarak sürdürüt. Televizyonlar sık sık ki-
tap saatleri, yazarlarla nitelikli tartışma
programlan düzenler. Orada toplum,
okumanın gereğini ve yarannı kavramış-
tır. Nasıl kavramaz, bizden 300 yıl önce
başladılar kitap okumaya.
- Türk yazuunın bugünkü durumunu
nasıl görüyorsunuz ve genç yazarian na-
sıl değerlendiriyorsunuz?
Okur sayısı düşük olsa da, bugünkü
yazımmız dünkünden canlı. Dergi ve ki-
tabevı sayısı çok. Buna koşut olarak ya-
zar sayısı da arttı. özellikle kadın yazar
sayısı, genç yazar sayısı dünden fazla.
Belirttiğim gibi, yazarlan kadın ve er-
kek diye ayırmıyorum, ama yaşam ayır-
mış; eskiden sayılan azdı; bugün hem
çok, hem nitelikleri yüksek. Bu bizim
geçmişten bugüne özlediğimiz bir geliş-
me. Toplumsal ve politik yaşama olum-
lu etkileri olacaktır. Genç yazarlann sa-
yısındaki çokluk da sevindirici. Doruğa
doğru tırmanırken çetin yanşmalardan
geçmeleri gerekiyor. Bu da onlann nite-
liğini arttınyor. Ancak yeterince eleştir-
men yok ve gençlerin kitaplan üzerine az
yazılıyor.
- Siz Anadolu'dan Avnıpa'ya uzanan
geniş bir coğrafyaya tanıknk ettiniz. Bu
tanıklık nasıl yansidı yapıdannıza?
Ben Türkiye'nin köy yaşamı üstüne
romanlar, öyküler yazdım. Işçi yaşamı
Maurice Bejart bale topluluğu IstanbuVda
Topluluk, 22-23 Arahk'ta Lütfı Kırdar Kongre ve
Sergi Sarayı'nda izkykUerie buluşacak
Kültür Servisi - Ünlü kore-
ograf Maurice Bejart yöneti-
mindeki Bejart Ballet Lausan-
ne bale topluluğu, 22-23 Ara-
lık tarihinde Lütfı Kırdar
Kongre ve Sergi Sarayı'nda sa-
natseverlerle buluşacak.
Finansbank'ın ikinci 10 yı-
lını kutlamak için tstanbul'a
gelecek olan topluluk, 1954 yı-
•ftndan bugüne kadar 100'ün
üzerinde bale yapıtına imza at-
tı. Bu yıl 70. yaş gününü kut-
layan Bejart Ballet Lausanne
bale topluluğunun yönetmeni
Maurice Bejart, 1995 yılında
Fransız Aİcademisi'ne üye
olan ilk balet unvanının da sa-
hibi. 13 balerin ve 19 baletten
oluşan BBL bale topluluğunun
baş baleti ve yönetmen yar-
dımcısı Gü Roman, 1979 yı-
lından beri Maurice Bejart'ın
tüm yapıtlannda rol alıyor.
Topluluk, Istanbui'daki gös-
terilerinde Bejart'ın yapıtlann-
dan 'Barocco Bel Canto",
'L'Art du PasdeDeus've'L'oi-
seau de Feu
1
balelerini sahne-
leyecek. Bejart Ballet Lausan-
ne, Lütfı Kırdar Kongre ve
Sergi Sarayı'nda, 22 Aralık
Pazartesi akşamı Finansbank
davetlilerine, 23 Aralık Salı
akşamı saat 21.00'de ise Istan-
bullu sanatseverlere modem
bale zevkini yaşatacak.
Farklı müzik türlerinden
faydalanan Bejart, bu yıl Pa-
ris'te sahneye koyduğu son ba-
lede, Ojueen ve VVolfgang A.
Mozart'ın müziklerini kullan-
mış ve prömiyerde Queen üye-
leri ile Elton John da sahneye
Istanbul'da sahnelenecek
olan Barocco Bel Canto'da 18.
yüzyıl barok müzikleri ve Gi-
anni Versace'nin kostümleri
kullanılmış. Müziği İgorStra-
vinsld'ye ait olan L'Oiseau de
Feu yapıtmın kostümleri ise
JoeOe Roustan ve Roger Ber-
nard tarafmdan tasarlanmış.
Pas de deux sanatı ise dini Hint
müziği Alban Berg. comparsi-
ta ve Gustav Mahkr'in 5. Sen-
fonisi'nden oluşan bir Mauri-
ce Bejart derlemesi.
Bejart Ballet Lausanne ba-
le topluluğunun yapacağı gös-
terinin biletleri Finansbank şu-
belerinde 4 milyon TL ve 6 mi-
lyon TL'den satışa sunuldu.
Gösterinin biletlerinden elde
edilen gelir AÇEV-Anne ve
Çocuk Eğitimi Vakü'na bağış-
lanacak.
üzerine de yazmak istediğim zaman, bu-
rada olanak bulamadım. Avnıpa'ya doğ-
nılan göç de ilgimi çekti. Onlann oralar-
daki yaşamını merak ediyordum. Al-
manya'nın Ruhr Havzası'nda, yerli ya-
bancı işçilerin kum gibi savrulduğu böl-
gede on sekiz yıl yaşadım. Üç roman,
dört öykü kitabı yayımladım. Sürekli not
alarak çahştığım için verimli bir yazanm.
Arada sekiz cilt tııtan özyaşam öyküle-
rimi de yazdım. Özyaşam öykülerimde
bile sürekli olarak, işinin içinde, kavga-
sında, yaşam ve sınıf savaşımında koş-
turan somut insanın derdindeyim; gü-
cüm yettiğince onlan yazdım. Çabalan-
mmanlaşıldığı kanısındayım. Hiçbirya-
kmma duygusu taşımadan yazmayı sür-
dürüyorum. Çekmecem kitap dolu.
Okurlara yakında yeni sunuşlanm ola-
cak.
- Kitaplannız şu günlerde Adam Ya-
yinlan tarafından yeniden basılıyor. Fa-
kir Baykurt genç okurlarca yeniden keş-
fedili>t»r diyebilir mrviz?
Yirmi beş yıl boyunca Remzi Kitabe-
vi ile çalıştım. Karşılıklı gerekçeleT ne-
deniyle dostça aynldık. Şimdi kitaplan-
mı iyi bir yayın kurumu olan Adam Ya-
yınevi basıyor. Ancak kitaplanmın sayı-
sı çok olduğu için yakında başka bir ya-
ymevi ile de ilişkim olacak. Eski okurla-
nm özleşerek bir 'dost okurlar' halkası
oluşturdu. Doğru söylüyorsunuz, genç
okurlarla bir bakıma yeni tanışıyoruz.
'Kûlyutmaz bir şür okuruyum'
- Son günlerdeki çauşmalaruuzdan söz
eder müiniz?
Yaşamboyu öğretmenlikle yazarlığı
yan yana yürüttüm. Sevdiğim meslek ol-
duğu için sendikasına da omuz verdim.
Yazarlığı arkaya itecek sevdalara dalma-
dım. Günün, uyanık olduğum saatlerin-
de sürekli yazmayı düşündüm. Şu anda
dosyalanmı dolduran tasanlann hepsini
yazrhaya gücüm yetmez. Seçıp seçip, en
üste çıkanlan yazacağım. Bunlardan bi-
risi Eşekli Kütüphaneci. Şimdi ona çalı-
şıyorum. Yakında okura olaşacak bir de
yeni öykü kitabım var.
- Fakir Baykurt coğu okur tarafindan
daha çok romanlanyla tanınır. Sizin için
romanı diğer türlerden ayıran unsurlar
neter?
Kısa öykü, romandan zordur. Yazan
bileyen türdür o. Öyküden edindiğim ka-
zanımlarla romanlanmı yazmaya yöne-
lirim. Özellikle, kısa öykü, bir oturuşta
yazılıp bir oturuşta okunduğu için oku-
run kafasıyla yüreğine her zaman tam
isabetle ulaşabilmelidir. Bu nedenle yaz-
dığım öyküleri beş on yıl bekletir ondan
sonra yayımlanm. Şiir ise benim ilk sa-
natım. Delikanlılığımda on yıl boyunca
yayımladım. Sonra yayımlamayı kestim,
yazmayı kesmedim. Geçmişte yazdıkla-
nmı elimden geldiğince bir yerlerde ko-
rudum. Yeni yazdıklanmı da biriktiriyo-
rum.
Almanya'da iki şiir kitabı bastırdun.
Bunlan Türkiye'de bastırmayı da düşü-
nüyonım. Şiirin bana iyiliği çoktur. Hep-
sinden önce dilimi dil etmiştir. Bunu sa-
dece kendi yazdıklanm için söylemiyo-
rum, eski, yeni ustalann yazdıklannı dü-
şünerek söylüyorum. Kendimi külyut-
maz bir şiir okuru sayanm. Yolculukla-
ra çıkarken çantama iİci şiir kitabı atanm.
İçinde bulunduğum zamanı da. gidece-
ğim yönü de bana şiir gösterir. Şiirleri-
me de her zaman güvendim; onlar ol-
mazsa, şiirsiz yaşayanlar gibi takur tukur
biri olurdum.
Vladimir Ovchinnikov, Piyano Festivali'nin konuğuydu
6
RahmaninoFu kendime
çok yakııı hissediyorum'
NURDAN CtHANŞÜMUL
3. Uluslararası Cemal Reşit Rey
Piyano Festivali'nin önceki akşam-
ki konuğu Rus piyanist Vladimir
Ovchinnikov'tu. Rahmaninofun
Sonat No.l, Re minör Op.28,
LJstz'in Mefisto Valsi. Un Sospiro,
La Campanella, Lento pacido, Kre-
isler / Rahraaninof un Aşk Acısı.
Aşk Neşesi yapıtlanna yer veren sa-
natçı, seyircilerin büyük beğenisini
topladı.
Ovchinnikov, henüz üç yaşınday-
ken piyano çalmaya başlamış."Bu
güzcl müzik kutusunun ne olduğu-
nu tam olarak anlamadan piyano
çalmaya başladun. Tuşlara dokun-
duğumda piyanodan çıkan sesler
beni adeta büyülüyordu." Mosko-
va'da önce özel bir müzik okuluna
devam eden Ovchinnikov, Rusya'da
ünlü bir müzik öğretmeni olan An-
na Artobolevskaya'dan dersler al-
mış. Daha sonra Moskova Konser-
vatuvan'na devam eden sanatçı,
Aleksey Naseddin gibi birçok ünlü
müzisyenle birlikte çalışmaya baş-
lamış.
1980 yıhnda, Montreal Uluslara-
rası Piyano Yanşması'nda ikinci
olan Ovchinnikov, 1982 yıhnda
Moskova Çaykovski Piyano Yanş-
ması'nda Peter Donoboe ile ortak
Gümüş Madalya kazandı. 1987 yı-
hnda katıldığı Harvey Leeds Ulus-
lararası Piyano Yanşması'nda da bi-
rinci oldu. "Bu ödülü aldıktan son-
ra m üzikçevreleri tarafindan tanın-
Piyanist Vladimir Ovchinnikov
mayabaşladun ve dünyacaünlü bir-
çokorkestra ve şefle birlikteçaldım.
Ama tstanbul'a ilk getişim. Burada
tesadüfen Moskova'daki okuldan
arkadasım Fahrettin Kerimov 'la ko-
nuştum. Istanbul'a tekrar gelmevi
isterim." Rusya'daki orkestralann
yanı sıra BBC Filarmoni, Kraliyet
Filarmoni, Kraliyet Liverpool Filar-
moni, Kraliyet Iskoç Ulusal, Halle,
Bomemouth Senfoni ve Galler Ulu-
sal Senfoni gibi topluluklarla bir-
likta çalan sanatçı, aynca Vladimir
Ashkenaz)', Matnias Bamert Claus
Peter Flor, Alexander Lazarev, Yuri
Simanov, Sir Georg Solti, Yevgeni
Svedanovgibı şeflerle de birlikte ça-
lıştı. Melodiya ve EM1 Classks için
düzenli kayıtlar yapan sanatçının
kayıtlan arasında Listz, Prokofîyev
ve Rahmaninofun yapıtlan yer alı-
yor. Sanatçı, Collins Classics için
de Şostakoviç yönetiminde Şostako-
viç'in Birinci Piyano Konçertosu ve
M. Mussorgski'nin "BirResim Ser-
gisinden Tabtolar" isimli yapıtlan-
nı kaydetti.
"Rachmaninorunyapmannıçal-
maktan büyük zevk abyorum. Bir-
çok nedenden dolayi onu kendime
yaku hissediyorum. Her besteci ay-
nı zamandaçokiyi de birer piyanist-
tir. Her bestecinin kullandığı müzik
dfli ve tekniği farkh. Rahmani-
nofun müzik dilini anlamak zor, a-
ma ben bundan zevk alryorum. Ay-
nca, her bestecinin yaşamının ilk yıl-
lan ilgimi çekiyor. çünkü yaşadıkla-
rryia yapüİdan müzik arasmda bü-
yük bağlantüar var."
Moskova Müzik Okulu'nda piya-
no dersleri verdiğinden söz eden sa-
natçı, bu sayede birçok şey öğren-
diğini ve kendini geliştirdiğini söy-
lüyor. "Genç müzisyenler oklukça
başanlı. Yeteneği olan Idşiler küçük
yaştan itibaren eğitilmeli. nerkes
müzisyen olamaz. Rusya'daki mü-
zik okullanna öğrend seçerken oi-
dukça seçici davranıyoruz. Ashnda
kişi dünyaya geldiğinde tüm yete-
neklere sahiptir. tek sorun bu yete-
neğin ortaya çıkarılması ve bu konu-
da eğıtim ahnmasL Müzik dili okluk-
ça zor, ama kişiler çocukken daha
koiay öğrenirler.''
Devlet Tlyatroları van Sahnesi 'Sarı Naclye
1
adlı oyunla açıldı
Van,tiyatroyakavuştu
BAHAR TANRISE VER
VAN-Devlet Tiyatrolan Van
Sahnesi "San Naciye" adlı
oyunla açıldı. Çoğunluğu kon-
servatuvardan yeni mezun ti-
yatro sanatçılan, ilk gece yal-
nızca bürokradar, üniversite
öğretim üyeleri, futbolcular,
polisler ve eşlerini ağırladılar.
Kültür Bakanı lstemihan Ta-
lay. "Sizkr sanann öncüleıisi-
niz" diye seslendiği tiyatrocu-
lann Van'a kültürü yerleştir-
mek için geldiklerini söyledi.
Van Devlet Tiyatrosu sahne-
si, Recep Bilginer'in yazdığı,
Rahmi Dilligil'in yönettiği
"San Nacrye" adlı oyunla per-
delerini açö. Kültür Bakanı Ta-
lay, sanatı halka götürmek ve
halkla bütünleşmeye özel
önem verdiklerini belirtti. Van
Devlet Tiyatrosu sanatçılannın
kadrolannın ancak 1998 yılı
Recep
Bilginer'in
yazdığı, Rahmi
Dilligfl'in
yönettiği 'San
Naciye'
oyunu>1a
perdelerini
açan Van
Devlet
Tiyatrosu'nun
sanatçılanna
kadrolan ancak
1998 yıh
başında
verilecek.
başında verilebileceğini kay-
deden Talay, Maliye Bakanlı-
ğı'yla görüştüklerini, diğer ti-
yatro çalışanlanna da en kısa
sürede kadrolannı sağlayacak-
lannı bildİTdi. Devlet Tiyatro-
lan Genel Müdürü Bozkurt
Kuruç da, 10 ilde tiyatro aç-
mayı planladıklannı belirtir-
ken, ilköğretim ve liselere seç-
meli drama dersi konulması-
nın gündeme geldiğini söyledi.
Vanlılar tiyatroya yabancı
değiller. Van Kültür Merke-
zi'nde, 7 yıldır amatör tiyatro-
culuk örnekleri sergileniybr.
Van Yüzüncüyıl Üniversitesi
Güzel Sanatlar Fakültesi ile he-
men hemen aynı tarihte açılan
500 kişilik tiyatro salonunun,
büyük atölyeleri ve asansöıie-
riyle teknik olanaklan açısın-
dan 3 büyük kentte dahi benze-
ri bulunmuyor.
Van Devlet Tiyatrosu'nun
19 kişilik ekibini, çoğunluğu
konservatuvardan yeni mezun
genç tiyatroculann yanı sıra İs-
tanbul ve tzmir'den Van'a kay-
dınlan sanatçılar oluşturuyor.
Ancak, Vanhlann çabuk be-
nimsediği tiyatrocular ilk gece
yalnızca bürokratlar, üniversi-
te öğretim üyeleri, zorunlu tu-
tulan Vanspor oyunculan, po-
lisler ve eşlerine sanatlannı su-
nabildiler. Salonda. Ata-
türk'ün sözleriyle girilen
anonslar büyük alkış aldı. Sü-
rekli göç yaşanan kentte artan
nüfusun kaçak elektnk kullanı-
rru nedeniyle sık sık yaşanan
elektrik kesintisi. tiyatroda Ba-
kan'ın konuşmasını az bir sü-
re geciktirirken, oyunun sah-
nelenmesine engel olamadı.
Kültür Bakanı Talay, Van'da
aynca Gevaş-Akdamar Iskele-
si ile Edremit tlçe Halk Kütüp-
hanesi'ni törenle açtı.
Rengim Gökmen Halk Sigorta
Müzik Danışmanlığı'na getirildi
• KüMrSenisi-1998
yılından itibaren müzik ve
sanat alamnda etkinlilderini
aıuıııııaamacında olan Halk
Sigorta, tanınmış orkestra
şefi Rengim Gökmen'i
müzik danışmanlığına
getirdi. Türkiye'de ve
yurtdışında sayısız konser
yöneten Gökmen, 1984-89
yıllan arasında Ankara
Devlet Opera ve Balesi'nin
Genel Müzik Direktörlüğü. 1992-95 yıllan arasında
da Devlet Opera ve Balesi Genel Müdürlüğü
görevlerini yürütmüştü. Yurtiçinde ve yurtdışında
birçok ödül alan Gökmen, halen Izmir Devlet
Senfoni Orkestrası Genel Müzik Direktörlüğü
görevini sürdürüyor. Halk Sigorta, 1996 yılında
başlattığı Sanata Destek Programı kapsamında
öncelikle tiyatroya yer vererek çeşitli tiyatrolara
yardımda bulunmuş ve Afife Ödüllen'ni
düzenlemıştı. Kurumun 1998 Aralık ayında 55.
kuruluş yıldönümü için sahnelenecek 'Afife
Balesi'nin çalışmalannı Rengim Gökmen
yürütecek.
Şehir Tıyatnolapı'nda kültür
etkinliklepi sürüyor
• Kültür Senisi - Şehir Tiyatrolan "nın ücretsiz
olarak düzenlediği kültür etkinliklen 'Iletışim Aracı
ve Ortamı Olarak Sanatlar' başlıklı etkınlıkle
sürüyor. 15 Aralık günü saat 18.30'da Harbiye
Muhsin Ertuğrul Cep Tiyatrosu'nda gerçekleşecek
olan etkinlik. Tiyatro Araştırma Laboratuvan
sanatçısı Uğur Değirmencioğlu tarafindan
düzenleniyor. Tiyatro Araştırma Laboratuvan
sanatçılanndan Ilknur Açıkel ve Uskan Çelebi'nin
doğaçlama müzik dinletisi sunacağı etkinliğe ,
Iletişim Fakültesınden Prof. Dr. Ünsal Oksay
"Genel Olarak Iletışim" konulu bir söyleşi ile
katılıyor. Anadolu Aydınlanma Vakfı Başkanı
Metin Barbaroğlu da izleyicinin katılımıyla
gerçekleşecek olan sanatın iletişim görevi ve sanatın
halka yabancılaşması gibi konulann işleneceği bir
söyleşi yürütecek.
İdil Biret, idil için çalacak
• Kültür Servisi-Idil
Biret 28 Arahk'ta
Şırnak'ın İdil ilçesi için
Boğaziçi Üniversitesi
Konser Salonu'nda bir
konser verecek. Konsen
düzenleyen Bizim tdil
Dostlar Platformu. bir
süredir Idil'in eğıtim,
kültür, sosyo-ekonomik,
sağlık gibi sorunlanna
çözümler getirmeyi
amaçlayan kişi ve sivil toplum kuruluşlanndan
oluşuyor. Konserden elde edilecek olan gelir, Idil'e
inşa edilecek çok amaçlı kapalı spor salonu projesi
için kullanılacak. Liszt, Chopin, Rachmanınov,
Brahms, Kodally ve Alkan'ın yapıtlannın
seslendirileceği konser sırasında G.A.P.'tan sorumlu
Devlet Bakanı Salih Yıldınm, İdil Biret'e İdil ilçesi
Fahri Hemşerilik Belgesı verecek.
Dan Farsofi öldü - -••
• Kültür Servisi - tngiliz yazar, fotoğrafçı, sanat
eleştirmeni Dan Farson, 70 yaşında öldü. Unlü
lngiliz ressam Francis Bacon'ın biyografisininin -
yanı sıra Türkiye ile ilgili birkaç gezi kitabı da
yayımlayan Dan Farson, 1950'li yıllarda
televizyonda ünlü simalarla yaptığı söyleşi
programlanyla sivrildi. Francis Bacon gibi
dostlanyla birlikte, Londra'nın Soho'sunda geçirdiği
yıllanm daha sonra "1950'li Yıllann Soho'su" adlı
kitabında anlatan Farson, geçen ocak ayında da
"Sıradan Olmayan Adam" başlığıyia kendi
biyografısini yayimlamıştı. Ünlü Amerikalı gazeteci
Negley Farson'ın oğlu olan Dan Farson, babası gıbi-
alkole aşın düşkündü. Hatta son yıllannı geçirdiği
Devon'da sık sık gittiği pub, adını onun şerefine
Daniel Farson olarak değiştirmeyi bile tasarlamıştı.
Farson, yaşam felsefesini, "Her krizle katastrof
arasına bir kadeh şampanya sığdıracak zaman
mutlaka bulunur" şeklinde özetlemişti.
Aclan Ura/dan fotoğraf albümü
B Külltür Servisi-Aclan Uraz'ın 'Çocuk Işçiler"
çalışmasının ardından 1995-97 dönemi çalışmalannı
içeren yeni fotoğraf albümü 'Cumartesi Anneleri'
Çağdaş Yayınlan'ndan çıkti. Iki yıl boyunca
Cumartesi Anneleri'nin eylemini izleyen.
gözlemleyen ve fotoğraflayan Uraz'ın albümü, 40
siyah beyaz fotoğraftan oluşuyor. Berat Günçıkan'ın
giriş yazısı ve Uraz'ın kısa notlanyla 'Bir Cumartesi
Oyküsü'ne dönüşen albüm, Türkçe \e Ingilizce
olarak hazırlandı
Beygü Gökçin'in resimleri
Q Jazz Club'da
• Kültür Servisi - Beygü Gökçin'in 'Talking
Colors' başlıklı resim sergisi 15-12 Aralık tarihleri
arasında Q Jazz Club'da izleyenlenn beğenisine
sunuluyor. Müzik, resım, moda ve sahne
çalışmalanna da imza atan Gökçin'in sergide yer
alan yapıtlan büyük ebatlarda ve kanşık tekniklerle
yapılmış. 1988'den 1996'ya kadar Viyana'da çeşitli
özel ve kişisel sergiler açan sanatçı, ilk kişisel
sergisini 1995'te Yekta Güngör Özden'in de
katıldığı Ankara Vakıfbank Köroğlu Sanat
Galerisi'ndeaçtı.
BUGÜN
• AKSANAT'ta saat 15.00'te Andrea Chenier
başlıklı opera videodan izlenebilir. Abelard ve
Heloise adlı oviın ise saat 19.00'da sahneleniyor.
• İDİL KÜLTÜR MERKEZİ'nde saat 13.00-16.00
ve 19.00'da Yavuz Turgul'un yönettiği Eşkrya
gösteriliyor. (261 32 19)
• BAKIRKÖY BELEDİYE TİYATROL\RI
YUNUS EMRE KÜLTÜR MERKEZİ nde saat
15.30'da Pbllyanna adlı çocuk oyunu, saat 20.30'da
da Kuğular Şarla Söylemez adlı oyun izlenebilir.
• fSTANBUL DEVİET OPERA VE BALESİ
cumartesi günü saat 11 00'de Külkedisi'nı, saat
15.30'da da Carmen'i sahneliyor.