27 Kasım 2024 Çarşamba English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHURİYET 9 KASIM 1997 PAZAR PAZAR KONUGU Temsilciler Meclisi'nin kadın milletvekillerinden Doç. Dr. Oras Sultan Naci'yle Yemen'i konuştuk 'İslamcılaroy içinkadmlankullanır' *J LJIvLJıg Yemen'e yaptığımız bir haftalık gezide, bu ülkedeki kadın haklan ve kadın sorunlannı öğrenme fırsatı bulduk. Pek çok kadınla tanıştık. Müslüman bir ülke olan Yemen'de, kadınm durumunu net bir biçimde anlamaya çalıştık. Konuştuğumuz kadınlann içinde en ilgi çekicilerinden birisi de Yemen Temsilciler Meclisi'nin iki kadın milletvekilinden birisi olan Doç. Dr. Oras Sultan Naci'ydi. Oras Sultan Naci'yle, Türkiye'nin San'a Büyükelçisi Sanlı Topcuoğlu'nun rezidansında verilen bir öğle yemeğinde tanıştık. Yemeğe gelen kadınlann bir bölümü içeri girer girmez başlannı açıyorlardı. Öbürleri ise başlannı açmamanın dışında, aynı odada erkeklerle oturmak da istemiyorlardı. Bu bağlamda Oras Sultan Naci hepsinden farklıydı. Başını açmak ve erkeklerle bir arada oturmanın yanı sıra son derece rahat da konuşabiliyordu. Oras Sultan Naci'yle aynı gün akşam, kaldığımız Sheraton Oteli'nin bannda buluşmak üzere randevulaştık. tçeri girdiğinde başı örtülüydü. Ama hemen başörtüsünü çıkardı. Üstelik birlikte fotoğraflanmızı çekmeyi kabul eden arkadaşımız Ergun Hiçyılmaz'a da en neşeli haliyle gülerek poz verdi. Oras, Yemen'de feminist kadınlardan biri sayılıyordu. 35 yaşına gelmesine karşın evlenmemişti. Sonradan öğrendiğimize göre Yemenli erkekler, feminist kadınlarla evlenmekten ölüm kadar korkuyorlardı. SÖYLEŞİ LEYLA TAVŞANOĞLU ~ Bize Yemen 'de kadınlann konumunu anlatır mısınız? Kadın- lann ülkenizdeyasal haklan neler- dir? - Yemen'de kadınlann durumu, herhangi bir azgelişmiş ülkedekinden farksızdır. Ama bunu genel olarak söylüyorum. Bir kere toplum içinde kadınlann okuma-yazma oranlan çok düşük (yüzde 10). Aynca ış alan- lan da kadınlara fazla şans tanımı- yor. Tabii bu kadardüşük düzeyde egi- rim alan kadın için de istihdam ora- nı düşük olacaktır. Sağlık açısından konuştuğumuz zaman, kadmlar ara- sında ölüm oranı da çok yüksek. Bu- na bir de yüksek doğurganlık oranı- nı eklemelisiniz, bütün azgelişmiş ülkelerde olduğu gibi. • İ ^ M İ Peki, kadınlar arasında ölüm oranının bu kadar yüksek ol- ması,birazdaaoğumsuvsınaaöUim- lere bağlanabiiir mi? - Tabii, evet. Zaten doğurganlık oranının yüksek olmasıyla doğum sırasında kadın ölümlerinin oranı at- başı gidiyor. I M H M Peki, doğurganlık oranı bu kadar yüksekse Yemen 'de hiç aile planlaması yapılmıyor mu? - Aile planlaması projesi var. De- diğım gibi, doğurganlık oranı çok yüksek. Ama sorun çok büyük. tn- sanlar aile planlaması gerektiğinin bi- lincinde degiller. Ya kadınlann yasal hakla- -Yemen'de özel haklar yasası var. Bu yasa kapsamına kadınlar ve ço- cuklar da giriyor. Ancak, şenat ge- nelde bütün yasalann temelini oluş- turuyor. Ama şimdi bu konuda da gelişmeler var. Kadınlann sorunla- nnın medeni kanunla çözülmesi yo- lunda çalışmalar yapılıyor. Öte yan- dan medeni kanunun şeriatla çeliş- memesine çok dikkat ediliyor. Bazı- lannın kafasında, tslamiyetin kadın kounsunda ne anlama geldiği husu- su netlik kazanmış değil. Bu konu- da yanlış anlamalar var. • • • i Bu yanlış anlamalar ne- ler? Bize anlatır mısınız? - Bazı çevrelerde tslamiyet, kadı- na değer vermemek. ikinci sınıf cins olarak kabul etmekle eleştiriliyor. Ama bu çevTeler, Islamiyetin kadın- lara, sahip olmadıklan haklan ver- diğini de göz ardı etmek istiyorlar. Örneğin, Islamiyet, kadına özel ser- vetini yönetme yetkisi vermenin ya- nı sıra, statüsünü de toplum içinde yükseltmiştir. Ama tslamiyeti yan- lış yorumlamak isteyenler. bu gerçek- leri görmezden gelmektedüier. Ör- neğin, Islamiyet, erkeğe birden çok kadınla evlenme hakkını tanıdığı için de eleştiriliyor. • • • Peki, ama tslamiyet adına işlenen cinayetleri, düzenlenen tero- riztni nasıl karşıbyorsunuz? - Evet, bunlar var. Hatta tslamiyet adına kadının toplumdaki statüsü de indirgenmek ısteniyor. Bazı Islam ülkelerinde Islamiyetin kadınm hak- lannı göz ardı ettiği gibi bir izlenim yaratılmak isteniyor. Bu doğru değil. • • • • Örneğin? - Örneğin. erkeğin birden çok ka- dınla evlenmesi konusu. Bunun için bazı koşullar vardır. Bunu biz biliyo- ruz. Burada Kuran'ı çok iyi yorum- lamak gerekiyor. Islamiyet, çocuk- lann yasal haklanna karşı da son de- rece dikkatli. Buna çok önem veri- yor. Islamiyete göre yasadışı bir iliş- kiden doğan çocuğun hiçbir hakkının bulunmaması kabul edjjemez. Bir erkek, kanlan ve çocukjannın her türlü ihtiyaçlannı karşıiayabildiği sürece birden fazla evlilık yapabilir. Aksi halde yapamaz. I İyi de bir kadın, sevdiği bir erkeğibaska kadınlarla yasalyoldan dapaylaşmaya nasıl tahammül ede- biliyor? - lslamiyet bunun da çözümünü getirmiş. Adamın ilk kansı, daha sonraki evliliklere tahammül ede- meyeceğini anlayınca rahatlıkla ko- casından boşanabiliyor. • • ^ B Peki, Yemen gibi bir ülke- de bir kadın kolayca kocasuıaan bo- şanabiliyor mu? -Evet kadının buna yasal hakkı var. Başlangıçta kadın, kocasının kendi- sınden başka kadınlarla evlenmesi- ni kabul etse bile, daha sonra buna dayanamayacağını anlayınca kolay- ca boşanabiliyor. Çocuklan varsa da bunu yapabiliyor. Çünkü yasal hak- kı var. Bakın, şeriat yanlış yorumlan- madıgı zamar kadınlann haklannı ko- Doç.Dr. ORAS SULTAN NACİ 1962, Aden doğumlu. Yükseköğrenimini Aden Üniversitesi Tıp Fakültesi'nde tamamladıktan sonra halk sağlığı konusunda ihtisas yaptı. Daha sonra aynı fakültede akademik kariyere geçti. Doçentliğini aldı. Nisan 1997 seçimlerinde Aden bölgesinden iktidar partisi Genel Halk Kongresi listesinden adayhğını koydu ve kazandı. Şimdiki halde 300 sandalyeli Yemen Temsilciler Meclisi'nin iki kadın milletvekilinden birisi olarak görev yapıyor. sahibidir. Acaba güneyin sosyaliztn geleneği bunda etkili oldu mu? - Hayır. Biliyorsunuz Aden bir za- manlar tngiliz mandası altındaydı. O dönemden, Aden yöresinde kızlar ve erkek çocuklann eğitimleri öbür yörelere göre daha erken yaşta baş- lar, daha çok önem verilir. Üstelik o bölgede okullar, hatta bütün Arap Yanmadası'ndaki ülkelerden daha önce açılmıştır. O açıdan baktığınız zaman, Aden ve güney bölgesinde- ki insanlann çok daha erken çağlar- da eğitim alma şanslan olduğunu görürsünüz. Sosyalizmin bunda ro- lü oünadı. Çünkü güney bölgesinde eğitim geleneği iyice yaygınlaştıktan sonra bölgeye sosyalizm geldi. tslam köktendincUiğikonu- suna dönersek. Bugün Yemenliler, İslam köktendincUiği tehdidi altın- damı? - Hayır. Çünkü Yemen'de biz, fark- lı görüşlerin açıkça ifade edilmesin- den yanayız. Şiddete başvurmadığı sürece insanlar, istedikleri siyasal eğilimi benimseyebilirler. Bu tutum da şiddete olan eğilimi yok ediyor. İslam köktendincileri de Yemen'de si- yasi sistemi tehdit etmekten, ona bir tehdit oluşturmaktan uzaklar. Çün- kü düşüncelerini ifade etmenin iki yo- lu var. Ya bir siyasi partınin yanını tutacaksıruz ya da şiddete başvura- caksmız. Yemenli, şiddete başvur- maktan yana değil. Halkımız zaten ılımlı bir tabiata sahip. Üstelik Ye- men, bütün Arap Yanrnadası 'nda ts- lamiyeti savaşmadan kabul eden tek ülkedir. Yemen'de bugün köktendin- ciler var. Ama onlar da şiddete baş- vurmuyorlar. Düşüncelerini istedik- leri gibi dile getiriyorlar, ama hiçbir biçimde sılaha sanlmıyor, muhalif- lerine saldınya geçmiyorlar Biz Ye- menliler, zaten hiçbir şekilde bir dü- şuncenin karşımızdakine zorla ka- bul ettirilmesinden yana değiliz. Ak- sine, insanlann ikna yoluyla inandı- I Size Türkjye 'den örnek ve- reyim. Benim ülkem, biliyorsunuz la- ik, Ama ülkemde öyle tslam kök- tendinciliğini savunan çevreler var ki, kadınm, sizin burada oturduğu- nuz biçimde oturmasına izin ver- mez. Size başka bir örnek daha ve- reyim. Türkiye'deki İslamcı parti Refah'ın TBMM'de bir tek kadın milletvekili yoktur. Siz bunu nasıl değerlendiriyorsunuz? - Bunlar böyle davranır, ama oy kapmak için de kadınlan kullanırlar. İslam köktendincileri hep böyledir. Bizdeki tslam köktendınci parti de aynı biçimde davranıyor. Kadınlan, kendilerini desteklemek için kulla- nıyorlar. Ondan sonra da kadın, mil- letvekili seçilmek ıstediğinde. "Ha- yır, bu olamaz. Şeriata aykın* diyor- lar. • I M B Peki, sizdekitslam kökten- dınci Al Islah Partisi'nin iki genel seçimde kadın milletvekili adaylan oldu mu? -Hayır, kesinlikle olmadı. Üstelik Islah Partisi'ni destekleyen kadın- lar, son derece etkin biçimde çalış- tılar, partinin seçimleri kazanması için ellerinden gelen çabayı harcadı- lar. Ben bunu anlamıyorum. Kadın- lan, seçim kazanmak için çalışrjnyor- lar, ama iş milletvekili seçmeye ge- lince. "Hayır, şeriata göre böyle bir hakkın jok" diyorlar. Kadın en alt dü- zeyde çalışacak, ama siyasi pirami- din en tepesinde yer alma hakkı ona tanınmayacak. Anlaşılırgibi değil. Bu derece karmaşık bir konuyu nasıl cö- zebildiklerini doğrusu bilmiyorum. Kadını kendi çıkarlan için çalıştın- yor, ama ona hiçbir hak vermek is- temiyorlar. • • 1 H İ Peki, bu kadınlar kendile- rine bu şekilde davranan parti yö- netimine başkaldırmadılar mı? - Kadınlann parti yönetimine ne şe- kilde tepki verdiklerini hiç bilmiyo- nım. • • • • Ama Kisan 1997'deAl Is- lah Partisi 'nin oylarmdaki ciddi dü- şüş, partiye olan desteğin önemli öl- çüde çekildiği anlamına gelmiyor mu? - Geliyor tabii. Buna karşıhk be- nim partim olan Genel Halk Kong- resi, meclisteki milletvekilliklerinin yüzde 74'ünü kazandı. • ^ • M Meclisteki öbür kadın mil- letvekili de sizin partinizden mi? - Evet. Üstelik o da Aden bölge- sinden seçildi. • • • • iki kadın milletvekilinin de Aden bölgesinden seçilmesini nasıl yorumluyorsunuz? - Seçimlerde çeşitli partilerden ve bağımsız olarak 18 kadın. adaylık- lannı koydular. Ama sadece ikimiz seçildik. Bakın, 1994 seçimlerinde de parlamentoda iki kadın milletvekili vardı. Birisi Aden'den, öbürü Had- ramut'tan. tkisi de güney bölgesin- dendi sonuçta. Bence bunu şöyle izah edebiliriz: Aden ili, kadınlara ve kızlara verilen eğitimde ülkenın öbür illerine göre birinci derecede önem nlmalan gerektiğini düşünürüz. Za- ten şiddete başvurmak, aksi etki ya- pabilir. Üstelik de dini inanç, Al- lah'la kul arasmdadır. tkisi arasına hiç kimse giremez. Bu da kesin bir Müs- lüman inancıdır. Bakın, ben Müslü- manım. Ama bir başkasımn, hiçbir biçimde benden daha iyi bir Müslü- man olduğunu söylemeye ve düşün- meye hakkı yoktur. Herkesin kendi inancı kendinedir. ^ ^ • ^ H Yani, benim Müslümanh- ğım seninkinden iyi, demek günah mıdır? - Evet. Ben Müslüman olarak hak- lanmı, görevlerimi çok iyi bilirim. Hiç kimse de bana gelip sen tslamiyet ko- nusunda cahilsin, hiçbir şey anlamı- yorsun, diyemez. Kuran'ı doğru yo- rumlarsanız doğru yolu bulursunuz. Aksi halde hep yanlışa düşersiniz. ts- lamiyet ya dabaşka bir din olsun, Tan- n bir tanedir. En önemli husus da budur. •^••B Yirminciyüzyüıarkadabı- rakıp 21. yüzyıla doğru ilerlediği- miz bu çağda, dünyada dine sığın- mak isteyenlerin sayısının hızla ar- tışını nasıl karşılıyorsunuz? - Bence insanoğlu her zaman ma- nevi bir değer aramıştır. Bence insa- noğlunun psikolojisinin en önemli yanı manevi değerdir. Bakın, pek çok ülkede teknolojinin ilerlemesıy- le birlikte insanlar çok daha madde- ci oldular. Buna karşılık ruhlanmn bomboş kaldığını gördüler. Azgeliş- miş ülkelerde ise durum farklı. Gö- rüyorsunuz, büyük bir yoksulluk ya- şanıyor. Bu insanlar, kendisini yete- rince düşünmemeleri nedeniyle Tan- rur. Ama ne yazık ki pek çok ülke- de yanlış yorumlanıyor. n'nın kendilerini cezalandırdığını sanıyorlar. Böylece de dine daha çok sığınıyorlar. İ H H ^ H Bu insanlann aynı zaman- da bazı siyasi çevreler tarafından sömürüldüğünü düşünmüyormusu- nuz? -Bazılan dadini kendi siyasi oyun- lanna alet ediyorlar. Bu, onlar için güç elde etmenin bir yolu. • M B H Yemen 'de Al Islah Partisi böyle mi davrandı? -Islah, politik bir parti. tslamiye- tin iyi anlaşılması gerektiği görüşü- nü savunuyor. Ama gariplik burada. Çünkü Yemen'deki bütün siyasi par- tiler tslamiyete inanırlar. Müslüman partilerdir. Parti programlanmız hiç- bir zaman lslamiyete aykm olamaz. • • ^ ^ H Yemen 'de insanlann ılım- lı tabiaûan olduğunu ve şiddete baş- vurmadıklannı söylüyorsunuz. Ama ülkede 17 milyon kişiye 77 mifyon silah düşüyor. Erkeklerin hemen hepsi de bellerinde jambia' dediği- niz bıçaklan taşıyor. Bu nasıl olu- yor? - Bakın, silah ya da jambianızı is- tediğiniz zaman, aklınıza estikçe kul- lanamazsınız. Bunun kurallan vardır. Aklına estikçe jambiasını çeken er- kek, toplum içinde fena halde ayıp- lanır, kınanır. Kadın nasıl kulağına küpe takar, süslenirse erkek de jam- bia kuşanıyor. Arada bir, silahlı sal- dın vakalan tabii ki oluyor. Ama bunlann failleri hemen cezalandm- lıyor. Ben tabii ki herkesin makine- li tüfek ya da bıçak taşımasını des- teklemiyorum. Ama ülkede bir ge- lenek var. O da erkeklerin bellerin- de bıçaklannı taşımalan. • • • • Siz bana, Yemen 'de kadın- lann başlannı önmelerinin zonın- lu olmadığını, ama kadınlann, çev- relerine duydukları saygıdan baş- lannı isteyerek örttüklerini söyledi- niz, Bunu daha açık biçimde anla- tır mısınız? -Tabii. Ben başımı açmak istersem açanm. Hiç kimse de beni engelle- yemez. Ama geleneksel olarak çev- reniz, başınızı örtmenizi yeğler. Tek- rar ediyorum. Kadınlann başlannı örtmelerini mecbur eden hiçbir ya- sa yoktur. Nasıl camiye girerken kadınlar başlannı örterlerse bu da öyle bir şey işte. Geleneklerden geliyor. Erkek- ler de öyle. tsterse jambiasını lcuşa- nır, isterse bir Batılı gibi giyinir. Hiç kimse de ona kanşmaz. Bütün bun- lar hep toplumsal gelenekler. Başı- nızı örtmüyorsunuz diye hiç kimse sizi taciz de edemez. Bu sizin en do- ğal özgürlügünüz. Ama başka Müslüman ül- kelerde başlannı örtmeyen kadınla- ra hoşgönlyle davranılmıyor... - Benim kendi geleneklerim ken- dime aittir. Eğer ben onlara saygı gösteriyorsam başkalannın gelenek- lerine de saygı göstermek zorunda- yım. Bu da Islamiyetin gereklerinden birisidir. Bunu iyi anlamak lazım. I Peki, başkalannın davra- nışlanna hoşgöriigöstermemek, on- ların haklannı kabul etmemek tsla- miyete göre günah değil mi? - Tabii ki günah. tslamiyet bütün haklara saygılıdır. Bu, tslamiyetin başlıca kurallanndan birisidir. Bir Müslüman ülkede herkes Müslüman olmayabilir. Başka dinlerden, başka kültürlerden insanlar yaşayabilir. On- lann da kendilerine aitgelenekleri var- dır. tslamiyete göre onlara da aynı de- recede saygı göstermek zorundasınız. • • • • Peki, Yemen 'de kadınlann başlannı önmeleri, bir Müslüman geleneği mi? - Kadınlann başlannı örtmeleri, bir Arap geleneği. Namaz kılmak ya da dua etmek için başınızı örtmeniz gerekir. Ama Yemen'de kadınlann çoğunluğunun peçe taktıklannı gör- müşsünüzdür. Bu ise Osmanirdan, bi- raz da tran'dan kalma bir gelenek. Yüzyıllar öncesinde Yemenli ka- dın peçe takmıyordu. Ama zamanla bu geleneğin Osmanlılardan ve tran'ın etkisiyle geldiğini biliyoruz. Güney bölgelerinde ise kadınlann önü kısa, arkası uzun başörtüsü tak- tığını, ama yüzlerini örtmediğini gö- rürsünüz. • • • • Peki, bir erkek, bir kadına sarkıntdık ederse ne oluyor? - Kabile kanunlanna göre mutla- ka cezalandınhr. • ^ İ B H Yani dayak mı atıhr, öldü- rülür mü? - Hayır, öyle değil. Ya polise tes- lim edilir ya da yaka paça hâkim önüne çıkanlır. Erkek cezalandınl- madan da kadının kınlan onuru ona- nlmamış sayılır. Alman medyasından elestiri 'Çiller, Türk kadınlarının imajını zedeledV • Ankara'da dün düzenlenen sempozyumda konuşan Alman gazeteci VVblfgang Koydl, DYP lideri Çiller'i 'entrikalar yaratan bir cadaloz' gibi algılandığını belirtti. Koydl, Türk kadınının, hâlâ erkeklerinin arkasından giden, onlara çocuk armağan eden insan olarak görüldüğüne dikkat çekti. Prof. Dr. G. Ruhrmann ise basının 1980'li yıllardan sonra, olumsuz haberlere ağırhk verdiğini söyledi. ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - Ankara Atman Kültür Merkezi ve Demokrasi İçin Kadın Platformu'nca (DİKAP) düzenlenen sempozyumda Alman gazeteci VVolfgang KoydL DYP Genel Başkanı Tansu Çiller'in Tük kadmı açısından olumsuz bir imaj yarattığını belirtti. Koydl, Çiller'in, "entrikalar yaratan bir cadaloz"' gibi algılandığını söyledi "Alman Medyasında Türk Kadını" konulu konferans dün Alman Kültür Merkezi'nde gerçekleştirildi. Alman Basın Ajansı'ndan Baha Güngör'ün yönettiği sempozyuma katılan Ihnenau Teknik Üniversitesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. G. Ruhrmann, sosyal gerçekliğin çok uzağında olduğunu belirttiği basının 1980'li yıllardan sonra, olumsuz haberlere ağırhk verdiğini kaydetti. Sosyal gerçeklikle ilgili olmayan konulann çok fazla ön plana çıkanldığına. yabancılann. haberlerde obje olarak kullanıldığına dikkat çeken Ruhrmann, Alman basınının yabancı sorununu, Türk sorunu gibi algıladığını söyledi. Ruhrmann. farklı dillerin, kültürlerin, giyimlerin ve özellikte başörtüsünün. "tebdit unsuru" gibi sunulduğuna dikkat çekti. Sempozyumda konuşan Alman gazeteci VVblfgang Koydl, haberin çelişkiler ve zıtlıklar üzerine kurulduğunu belirterek "Ozgûr otan, kariyer yapmaya çahşan kadın, basının ilgisini çekmez. Moda \e tslam bağdaşmaz. "Sıyah çuval' ghTniş bir kadın, gece elbiseleri dizayn ederse, işte bu karşıüıklar haberi yaratir. A>Tupalılar, tranlı bir kadınm çarşaf giymesini normal karşılar. Ancak, modern bir ülke görünümünde olan Türkiye gibi bir ülkede. çarşaf gi>en kadın ilgi çeker. İşte basının aradığı haber budur" dedi. Basının mevcut önyargılann üzerine gittiğini vurgulayan Koydl. Türk kadınının. hâlâ erkeklerinin arkasından giden, onlara çocuk armağan eden. "tslamiyetin kölesi" insanlar olarak algılandığına dikkat çekti. Çiller konusunda. da değerlendirme yapan Koydl, "Çiller başbakan olunca, vurtdısında, Türk kadınlan haklannın en üst noktasına utaştı dentldi. Avrupa görünümlü bir kadının, şimdi entrikalar \aratan bir cadaloz gibi algılanmaya başlaması. Türk kadını açmndan olumsuz bir imaj yaratmıştırr> diye konuştu. Sempozyumun ikinci bölümünde, bir Alman kadın programı "Mona lisa" film ömekleriyle tanıtıldı. tkinci Alman Televizyonu'ndan (ZDF) Helga Ettenhuber film konusunda bilgi verdı. Batı AlmanRadyosu'ndan(WDR) Arzu Tokter de "Önemli toplumsal gruplar- radyo programlannın oluşturulmasında etki etme imkânlan'" konulu bir konuşma yaptı. Alman Kültür Merkezfnin düzenlediği etkinlikler 3 Aralık'a kadar devam edecek. Ciller'den din sömürüsü 'Müslümanım dîyen DYP'ye katılsın' SERMET ÇUHADAR KAHRAMANMARAŞ - DYP liden Tansu Çiller, Kahramanmaraş'ta düzenlenen mitingde "tslami söyleme sanldT ve "Nene Hatun" diye çağnldığı kürsüden halka"Müslümanım diyen bize gelsin" diye çağnda bulundu Özel bir uçakla K. Maraş'a gelen Tansu Çiller için yapılan törende 30 kadar kurban kesildi. Ancak bu kurbanlann DYP'li kasaplar tarafindan getirildiği ve kesildikten sonra satılmak üzere kasap dükkânlanna götürüldügü öğrenildi. RP'lilerin de destek verdiği yaklaşık 5 bin kişiye hitap eden DYP Genel Başkanı Tansu Çiller."tki binli yıflann Nene Hatun'u" diye anons edildikten sonra yaptığı 45 dakikalık konuşmada, imam- hatiplerin ve Kuran kurslannm tekrar açılacağı sözünü verdi. Tüm milliyetçileri DYP şemsiyesi alhnda toplanmaya çağıran Çiller,"Ben Müslümanun diyenler bize gelsmler" dedi. Konuşması "Komünist Mesut" ve"Anamıza havlayan köpeklerin sesini kesecegiz'* sloganlanyla kesilen Çiller, ezan okunurken yapılan uyan üzerine konuşmasına ara verdi. Konuşmasına tekrar başlarken "Bu ezanın sesini kesme>e kimsenin gücü yetmeyecektir" diyen Çiller, hükemeti "lobilerin hükümeti" olarak değerlendirdi. Kimsenin önünde eğilmediklerini ve ancak Allah ve millet önünde eğileceklerini vurgulayan Çiller. kendisini "demokratik cumhuriyetçi" olarak tanımlayarak şunlan söyledi: "Biz milletin taranndayiz. Bir tarafta müdahaleci cumburiyetçiler, öbür tarafında biz vanz. Yani millet iradesine drnanan demokratik cumhuriyetçiler. Tüm milliyetçileri bu şemsrye altında toplanmaya çağınyorum. Müslüman, laik ve Atatürkçükr bizimle birlik olun, bu iktklan doirctim. Çünkü onlar halkuı değil; sermayenin, kumarhanecilerin hükümetidir" dedi.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle