Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
SAYFA CUMHURİYET 9 KASIM 1997 PAZAR
PAZAR KONUGU
Temsilciler Meclisi'nin kadın milletvekillerinden Doç. Dr. Oras Sultan Naci'yle Yemen'i konuştuk
'İslamcılaroy içinkadmlankullanır'
*J LJIvLJıg Yemen'e yaptığımız bir haftalık gezide, bu ülkedeki
kadın haklan ve kadın sorunlannı öğrenme fırsatı bulduk. Pek çok
kadınla tanıştık. Müslüman bir ülke olan Yemen'de, kadınm
durumunu net bir biçimde anlamaya çalıştık. Konuştuğumuz
kadınlann içinde en ilgi çekicilerinden birisi de Yemen Temsilciler
Meclisi'nin iki kadın milletvekilinden birisi olan Doç. Dr. Oras
Sultan Naci'ydi. Oras Sultan Naci'yle, Türkiye'nin San'a
Büyükelçisi Sanlı Topcuoğlu'nun rezidansında verilen bir öğle
yemeğinde tanıştık. Yemeğe gelen kadınlann bir bölümü içeri
girer girmez başlannı açıyorlardı. Öbürleri ise başlannı
açmamanın dışında, aynı odada erkeklerle oturmak da
istemiyorlardı. Bu bağlamda Oras Sultan Naci hepsinden farklıydı.
Başını açmak ve erkeklerle bir arada oturmanın yanı sıra son
derece rahat da konuşabiliyordu. Oras Sultan Naci'yle aynı gün
akşam, kaldığımız Sheraton Oteli'nin bannda buluşmak üzere
randevulaştık. tçeri girdiğinde başı örtülüydü. Ama hemen
başörtüsünü çıkardı. Üstelik birlikte fotoğraflanmızı çekmeyi
kabul eden arkadaşımız Ergun Hiçyılmaz'a da en neşeli haliyle
gülerek poz verdi. Oras, Yemen'de feminist kadınlardan biri
sayılıyordu. 35 yaşına gelmesine karşın evlenmemişti. Sonradan
öğrendiğimize göre Yemenli erkekler, feminist kadınlarla
evlenmekten ölüm kadar korkuyorlardı.
SÖYLEŞİ LEYLA TAVŞANOĞLU ~
Bize Yemen 'de kadınlann
konumunu anlatır mısınız? Kadın-
lann ülkenizdeyasal haklan neler-
dir?
- Yemen'de kadınlann durumu,
herhangi bir azgelişmiş ülkedekinden
farksızdır. Ama bunu genel olarak
söylüyorum. Bir kere toplum içinde
kadınlann okuma-yazma oranlan
çok düşük (yüzde 10). Aynca ış alan-
lan da kadınlara fazla şans tanımı-
yor. Tabii bu kadardüşük düzeyde egi-
rim alan kadın için de istihdam ora-
nı düşük olacaktır. Sağlık açısından
konuştuğumuz zaman, kadmlar ara-
sında ölüm oranı da çok yüksek. Bu-
na bir de yüksek doğurganlık oranı-
nı eklemelisiniz, bütün azgelişmiş
ülkelerde olduğu gibi.
• İ ^ M İ Peki, kadınlar arasında
ölüm oranının bu kadar yüksek ol-
ması,birazdaaoğumsuvsınaaöUim-
lere bağlanabiiir mi?
- Tabii, evet. Zaten doğurganlık
oranının yüksek olmasıyla doğum
sırasında kadın ölümlerinin oranı at-
başı gidiyor.
I M H M Peki, doğurganlık oranı bu
kadar yüksekse Yemen 'de hiç aile
planlaması yapılmıyor mu?
- Aile planlaması projesi var. De-
diğım gibi, doğurganlık oranı çok
yüksek. Ama sorun çok büyük. tn-
sanlar aile planlaması gerektiğinin bi-
lincinde degiller.
Ya kadınlann yasal hakla-
-Yemen'de özel haklar yasası var.
Bu yasa kapsamına kadınlar ve ço-
cuklar da giriyor. Ancak, şenat ge-
nelde bütün yasalann temelini oluş-
turuyor. Ama şimdi bu konuda da
gelişmeler var. Kadınlann sorunla-
nnın medeni kanunla çözülmesi yo-
lunda çalışmalar yapılıyor. Öte yan-
dan medeni kanunun şeriatla çeliş-
memesine çok dikkat ediliyor. Bazı-
lannın kafasında, tslamiyetin kadın
kounsunda ne anlama geldiği husu-
su netlik kazanmış değil. Bu konu-
da yanlış anlamalar var.
• • • i Bu yanlış anlamalar ne-
ler? Bize anlatır mısınız?
- Bazı çevrelerde tslamiyet, kadı-
na değer vermemek. ikinci sınıf cins
olarak kabul etmekle eleştiriliyor.
Ama bu çevTeler, Islamiyetin kadın-
lara, sahip olmadıklan haklan ver-
diğini de göz ardı etmek istiyorlar.
Örneğin, Islamiyet, kadına özel ser-
vetini yönetme yetkisi vermenin ya-
nı sıra, statüsünü de toplum içinde
yükseltmiştir. Ama tslamiyeti yan-
lış yorumlamak isteyenler. bu gerçek-
leri görmezden gelmektedüier. Ör-
neğin, Islamiyet, erkeğe birden çok
kadınla evlenme hakkını tanıdığı için
de eleştiriliyor.
• • • Peki, ama tslamiyet adına
işlenen cinayetleri, düzenlenen tero-
riztni nasıl karşıbyorsunuz?
- Evet, bunlar var. Hatta tslamiyet
adına kadının toplumdaki statüsü de
indirgenmek ısteniyor. Bazı Islam
ülkelerinde Islamiyetin kadınm hak-
lannı göz ardı ettiği gibi bir izlenim
yaratılmak isteniyor. Bu doğru değil.
• • • • Örneğin?
- Örneğin. erkeğin birden çok ka-
dınla evlenmesi konusu. Bunun için
bazı koşullar vardır. Bunu biz biliyo-
ruz. Burada Kuran'ı çok iyi yorum-
lamak gerekiyor. Islamiyet, çocuk-
lann yasal haklanna karşı da son de-
rece dikkatli. Buna çok önem veri-
yor. Islamiyete göre yasadışı bir iliş-
kiden doğan çocuğun hiçbir hakkının
bulunmaması kabul edjjemez. Bir
erkek, kanlan ve çocukjannın her
türlü ihtiyaçlannı karşıiayabildiği
sürece birden fazla evlilık yapabilir.
Aksi halde yapamaz.
I İyi de bir kadın, sevdiği bir
erkeğibaska kadınlarla yasalyoldan
dapaylaşmaya nasıl tahammül ede-
biliyor?
- lslamiyet bunun da çözümünü
getirmiş. Adamın ilk kansı, daha
sonraki evliliklere tahammül ede-
meyeceğini anlayınca rahatlıkla ko-
casından boşanabiliyor.
• • ^ B Peki, Yemen gibi bir ülke-
de bir kadın kolayca kocasuıaan bo-
şanabiliyor mu?
-Evet kadının buna yasal hakkı var.
Başlangıçta kadın, kocasının kendi-
sınden başka kadınlarla evlenmesi-
ni kabul etse bile, daha sonra buna
dayanamayacağını anlayınca kolay-
ca boşanabiliyor. Çocuklan varsa da
bunu yapabiliyor. Çünkü yasal hak-
kı var. Bakın, şeriat yanlış yorumlan-
madıgı zamar kadınlann haklannı ko-
Doç.Dr.
ORAS SULTAN
NACİ
1962, Aden doğumlu.
Yükseköğrenimini Aden
Üniversitesi Tıp Fakültesi'nde
tamamladıktan sonra halk
sağlığı konusunda ihtisas yaptı.
Daha sonra aynı fakültede
akademik kariyere geçti.
Doçentliğini aldı. Nisan 1997
seçimlerinde Aden
bölgesinden iktidar partisi
Genel Halk Kongresi
listesinden adayhğını koydu ve
kazandı. Şimdiki halde 300
sandalyeli Yemen Temsilciler
Meclisi'nin iki kadın
milletvekilinden birisi olarak
görev yapıyor.
sahibidir.
Acaba güneyin sosyaliztn
geleneği bunda etkili oldu mu?
- Hayır. Biliyorsunuz Aden bir za-
manlar tngiliz mandası altındaydı.
O dönemden, Aden yöresinde kızlar
ve erkek çocuklann eğitimleri öbür
yörelere göre daha erken yaşta baş-
lar, daha çok önem verilir. Üstelik o
bölgede okullar, hatta bütün Arap
Yanmadası'ndaki ülkelerden daha
önce açılmıştır. O açıdan baktığınız
zaman, Aden ve güney bölgesinde-
ki insanlann çok daha erken çağlar-
da eğitim alma şanslan olduğunu
görürsünüz. Sosyalizmin bunda ro-
lü oünadı. Çünkü güney bölgesinde
eğitim geleneği iyice yaygınlaştıktan
sonra bölgeye sosyalizm geldi.
tslam köktendincUiğikonu-
suna dönersek. Bugün Yemenliler,
İslam köktendincUiği tehdidi altın-
damı?
- Hayır. Çünkü Yemen'de biz, fark-
lı görüşlerin açıkça ifade edilmesin-
den yanayız. Şiddete başvurmadığı
sürece insanlar, istedikleri siyasal
eğilimi benimseyebilirler. Bu tutum
da şiddete olan eğilimi yok ediyor.
İslam köktendincileri de Yemen'de si-
yasi sistemi tehdit etmekten, ona bir
tehdit oluşturmaktan uzaklar. Çün-
kü düşüncelerini ifade etmenin iki yo-
lu var. Ya bir siyasi partınin yanını
tutacaksıruz ya da şiddete başvura-
caksmız. Yemenli, şiddete başvur-
maktan yana değil. Halkımız zaten
ılımlı bir tabiata sahip. Üstelik Ye-
men, bütün Arap Yanrnadası 'nda ts-
lamiyeti savaşmadan kabul eden tek
ülkedir. Yemen'de bugün köktendin-
ciler var. Ama onlar da şiddete baş-
vurmuyorlar. Düşüncelerini istedik-
leri gibi dile getiriyorlar, ama hiçbir
biçimde sılaha sanlmıyor, muhalif-
lerine saldınya geçmiyorlar Biz Ye-
menliler, zaten hiçbir şekilde bir dü-
şuncenin karşımızdakine zorla ka-
bul ettirilmesinden yana değiliz. Ak-
sine, insanlann ikna yoluyla inandı-
I Size Türkjye 'den örnek ve-
reyim. Benim ülkem, biliyorsunuz la-
ik, Ama ülkemde öyle tslam kök-
tendinciliğini savunan çevreler var
ki, kadınm, sizin burada oturduğu-
nuz biçimde oturmasına izin ver-
mez. Size başka bir örnek daha ve-
reyim. Türkiye'deki İslamcı parti
Refah'ın TBMM'de bir tek kadın
milletvekili yoktur. Siz bunu nasıl
değerlendiriyorsunuz?
- Bunlar böyle davranır, ama oy
kapmak için de kadınlan kullanırlar.
İslam köktendincileri hep böyledir.
Bizdeki tslam köktendınci parti de
aynı biçimde davranıyor. Kadınlan,
kendilerini desteklemek için kulla-
nıyorlar. Ondan sonra da kadın, mil-
letvekili seçilmek ıstediğinde. "Ha-
yır, bu olamaz. Şeriata aykın* diyor-
lar.
• I M B Peki, sizdekitslam kökten-
dınci Al Islah Partisi'nin iki genel
seçimde kadın milletvekili adaylan
oldu mu?
-Hayır, kesinlikle olmadı. Üstelik
Islah Partisi'ni destekleyen kadın-
lar, son derece etkin biçimde çalış-
tılar, partinin seçimleri kazanması
için ellerinden gelen çabayı harcadı-
lar. Ben bunu anlamıyorum. Kadın-
lan, seçim kazanmak için çalışrjnyor-
lar, ama iş milletvekili seçmeye ge-
lince. "Hayır, şeriata göre böyle bir
hakkın jok" diyorlar. Kadın en alt dü-
zeyde çalışacak, ama siyasi pirami-
din en tepesinde yer alma hakkı ona
tanınmayacak. Anlaşılırgibi değil. Bu
derece karmaşık bir konuyu nasıl cö-
zebildiklerini doğrusu bilmiyorum.
Kadını kendi çıkarlan için çalıştın-
yor, ama ona hiçbir hak vermek is-
temiyorlar.
• • 1 H İ Peki, bu kadınlar kendile-
rine bu şekilde davranan parti yö-
netimine başkaldırmadılar mı?
- Kadınlann parti yönetimine ne şe-
kilde tepki verdiklerini hiç bilmiyo-
nım.
• • • • Ama Kisan 1997'deAl Is-
lah Partisi 'nin oylarmdaki ciddi dü-
şüş, partiye olan desteğin önemli öl-
çüde çekildiği anlamına gelmiyor
mu?
- Geliyor tabii. Buna karşıhk be-
nim partim olan Genel Halk Kong-
resi, meclisteki milletvekilliklerinin
yüzde 74'ünü kazandı.
• ^ • M Meclisteki öbür kadın mil-
letvekili de sizin partinizden mi?
- Evet. Üstelik o da Aden bölge-
sinden seçildi.
• • • • iki kadın milletvekilinin de
Aden bölgesinden seçilmesini nasıl
yorumluyorsunuz?
- Seçimlerde çeşitli partilerden ve
bağımsız olarak 18 kadın. adaylık-
lannı koydular. Ama sadece ikimiz
seçildik. Bakın, 1994 seçimlerinde de
parlamentoda iki kadın milletvekili
vardı. Birisi Aden'den, öbürü Had-
ramut'tan. tkisi de güney bölgesin-
dendi sonuçta. Bence bunu şöyle
izah edebiliriz: Aden ili, kadınlara ve
kızlara verilen eğitimde ülkenın öbür
illerine göre birinci derecede önem
nlmalan gerektiğini düşünürüz. Za-
ten şiddete başvurmak, aksi etki ya-
pabilir. Üstelik de dini inanç, Al-
lah'la kul arasmdadır. tkisi arasına hiç
kimse giremez. Bu da kesin bir Müs-
lüman inancıdır. Bakın, ben Müslü-
manım. Ama bir başkasımn, hiçbir
biçimde benden daha iyi bir Müslü-
man olduğunu söylemeye ve düşün-
meye hakkı yoktur. Herkesin kendi
inancı kendinedir.
^ ^ • ^ H Yani, benim Müslümanh-
ğım seninkinden iyi, demek günah
mıdır?
- Evet. Ben Müslüman olarak hak-
lanmı, görevlerimi çok iyi bilirim. Hiç
kimse de bana gelip sen tslamiyet ko-
nusunda cahilsin, hiçbir şey anlamı-
yorsun, diyemez. Kuran'ı doğru yo-
rumlarsanız doğru yolu bulursunuz.
Aksi halde hep yanlışa düşersiniz. ts-
lamiyet ya dabaşka bir din olsun, Tan-
n bir tanedir. En önemli husus da
budur.
•^••B Yirminciyüzyüıarkadabı-
rakıp 21. yüzyıla doğru ilerlediği-
miz bu çağda, dünyada dine sığın-
mak isteyenlerin sayısının hızla ar-
tışını nasıl karşılıyorsunuz?
- Bence insanoğlu her zaman ma-
nevi bir değer aramıştır. Bence insa-
noğlunun psikolojisinin en önemli
yanı manevi değerdir. Bakın, pek
çok ülkede teknolojinin ilerlemesıy-
le birlikte insanlar çok daha madde-
ci oldular. Buna karşılık ruhlanmn
bomboş kaldığını gördüler. Azgeliş-
miş ülkelerde ise durum farklı. Gö-
rüyorsunuz, büyük bir yoksulluk ya-
şanıyor. Bu insanlar, kendisini yete-
rince düşünmemeleri nedeniyle Tan-
rur. Ama ne yazık ki pek çok ülke-
de yanlış yorumlanıyor.
n'nın kendilerini cezalandırdığını
sanıyorlar. Böylece de dine daha çok
sığınıyorlar.
İ H H ^ H Bu insanlann aynı zaman-
da bazı siyasi çevreler tarafından
sömürüldüğünü düşünmüyormusu-
nuz?
-Bazılan dadini kendi siyasi oyun-
lanna alet ediyorlar. Bu, onlar için güç
elde etmenin bir yolu.
• M B H Yemen 'de Al Islah Partisi
böyle mi davrandı?
-Islah, politik bir parti. tslamiye-
tin iyi anlaşılması gerektiği görüşü-
nü savunuyor. Ama gariplik burada.
Çünkü Yemen'deki bütün siyasi par-
tiler tslamiyete inanırlar. Müslüman
partilerdir. Parti programlanmız hiç-
bir zaman lslamiyete aykm olamaz.
• • ^ ^ H Yemen 'de insanlann ılım-
lı tabiaûan olduğunu ve şiddete baş-
vurmadıklannı söylüyorsunuz. Ama
ülkede 17 milyon kişiye 77 mifyon
silah düşüyor. Erkeklerin hemen
hepsi de bellerinde jambia' dediği-
niz bıçaklan taşıyor. Bu nasıl olu-
yor?
- Bakın, silah ya da jambianızı is-
tediğiniz zaman, aklınıza estikçe kul-
lanamazsınız. Bunun kurallan vardır.
Aklına estikçe jambiasını çeken er-
kek, toplum içinde fena halde ayıp-
lanır, kınanır. Kadın nasıl kulağına
küpe takar, süslenirse erkek de jam-
bia kuşanıyor. Arada bir, silahlı sal-
dın vakalan tabii ki oluyor. Ama
bunlann failleri hemen cezalandm-
lıyor. Ben tabii ki herkesin makine-
li tüfek ya da bıçak taşımasını des-
teklemiyorum. Ama ülkede bir ge-
lenek var. O da erkeklerin bellerin-
de bıçaklannı taşımalan.
• • • • Siz bana, Yemen 'de kadın-
lann başlannı önmelerinin zonın-
lu olmadığını, ama kadınlann, çev-
relerine duydukları saygıdan baş-
lannı isteyerek örttüklerini söyledi-
niz, Bunu daha açık biçimde anla-
tır mısınız?
-Tabii. Ben başımı açmak istersem
açanm. Hiç kimse de beni engelle-
yemez. Ama geleneksel olarak çev-
reniz, başınızı örtmenizi yeğler. Tek-
rar ediyorum. Kadınlann başlannı
örtmelerini mecbur eden hiçbir ya-
sa yoktur.
Nasıl camiye girerken kadınlar
başlannı örterlerse bu da öyle bir şey
işte. Geleneklerden geliyor. Erkek-
ler de öyle. tsterse jambiasını lcuşa-
nır, isterse bir Batılı gibi giyinir. Hiç
kimse de ona kanşmaz. Bütün bun-
lar hep toplumsal gelenekler. Başı-
nızı örtmüyorsunuz diye hiç kimse
sizi taciz de edemez. Bu sizin en do-
ğal özgürlügünüz.
Ama başka Müslüman ül-
kelerde başlannı örtmeyen kadınla-
ra hoşgönlyle davranılmıyor...
- Benim kendi geleneklerim ken-
dime aittir. Eğer ben onlara saygı
gösteriyorsam başkalannın gelenek-
lerine de saygı göstermek zorunda-
yım. Bu da Islamiyetin gereklerinden
birisidir. Bunu iyi anlamak lazım.
I Peki, başkalannın davra-
nışlanna hoşgöriigöstermemek, on-
ların haklannı kabul etmemek tsla-
miyete göre günah değil mi?
- Tabii ki günah. tslamiyet bütün
haklara saygılıdır. Bu, tslamiyetin
başlıca kurallanndan birisidir. Bir
Müslüman ülkede herkes Müslüman
olmayabilir. Başka dinlerden, başka
kültürlerden insanlar yaşayabilir. On-
lann da kendilerine aitgelenekleri var-
dır. tslamiyete göre onlara da aynı de-
recede saygı göstermek zorundasınız.
• • • • Peki, Yemen 'de kadınlann
başlannı önmeleri, bir Müslüman
geleneği mi?
- Kadınlann başlannı örtmeleri,
bir Arap geleneği. Namaz kılmak ya
da dua etmek için başınızı örtmeniz
gerekir. Ama Yemen'de kadınlann
çoğunluğunun peçe taktıklannı gör-
müşsünüzdür. Bu ise Osmanirdan, bi-
raz da tran'dan kalma bir gelenek.
Yüzyıllar öncesinde Yemenli ka-
dın peçe takmıyordu. Ama zamanla
bu geleneğin Osmanlılardan ve
tran'ın etkisiyle geldiğini biliyoruz.
Güney bölgelerinde ise kadınlann
önü kısa, arkası uzun başörtüsü tak-
tığını, ama yüzlerini örtmediğini gö-
rürsünüz.
• • • • Peki, bir erkek, bir kadına
sarkıntdık ederse ne oluyor?
- Kabile kanunlanna göre mutla-
ka cezalandınhr.
• ^ İ B H Yani dayak mı atıhr, öldü-
rülür mü?
- Hayır, öyle değil. Ya polise tes-
lim edilir ya da yaka paça hâkim
önüne çıkanlır. Erkek cezalandınl-
madan da kadının kınlan onuru ona-
nlmamış sayılır.
Alman medyasından elestiri
'Çiller, Türk
kadınlarının
imajını zedeledV
• Ankara'da dün düzenlenen sempozyumda
konuşan Alman gazeteci VVblfgang Koydl, DYP
lideri Çiller'i 'entrikalar yaratan bir cadaloz'
gibi algılandığını belirtti. Koydl, Türk kadınının,
hâlâ erkeklerinin arkasından giden, onlara çocuk
armağan eden insan olarak görüldüğüne dikkat
çekti. Prof. Dr. G. Ruhrmann ise basının 1980'li
yıllardan sonra, olumsuz haberlere ağırhk
verdiğini söyledi.
ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - Ankara
Atman Kültür Merkezi ve Demokrasi İçin
Kadın Platformu'nca (DİKAP) düzenlenen
sempozyumda Alman gazeteci VVolfgang
KoydL DYP Genel Başkanı Tansu Çiller'in
Tük kadmı açısından olumsuz bir imaj
yarattığını belirtti. Koydl, Çiller'in,
"entrikalar yaratan bir cadaloz"' gibi
algılandığını söyledi "Alman Medyasında
Türk Kadını" konulu konferans dün Alman
Kültür Merkezi'nde gerçekleştirildi. Alman
Basın Ajansı'ndan Baha Güngör'ün
yönettiği sempozyuma katılan Ihnenau
Teknik Üniversitesi Öğretim Üyesi Prof. Dr.
G. Ruhrmann, sosyal gerçekliğin çok
uzağında olduğunu belirttiği basının 1980'li
yıllardan sonra, olumsuz haberlere ağırhk
verdiğini kaydetti. Sosyal gerçeklikle ilgili
olmayan konulann çok fazla ön plana
çıkanldığına. yabancılann. haberlerde obje
olarak kullanıldığına dikkat çeken
Ruhrmann, Alman basınının yabancı
sorununu, Türk sorunu gibi algıladığını
söyledi. Ruhrmann. farklı dillerin,
kültürlerin, giyimlerin ve özellikte
başörtüsünün. "tebdit unsuru" gibi
sunulduğuna dikkat çekti. Sempozyumda
konuşan Alman gazeteci VVblfgang Koydl,
haberin çelişkiler ve zıtlıklar üzerine
kurulduğunu belirterek "Ozgûr otan, kariyer
yapmaya çahşan kadın, basının ilgisini
çekmez. Moda \e tslam bağdaşmaz. "Sıyah
çuval' ghTniş bir kadın, gece elbiseleri dizayn
ederse, işte bu karşıüıklar haberi yaratir.
A>Tupalılar, tranlı bir kadınm çarşaf
giymesini normal karşılar. Ancak, modern
bir ülke görünümünde olan Türkiye gibi bir
ülkede. çarşaf gi>en kadın ilgi çeker. İşte
basının aradığı haber budur" dedi. Basının
mevcut önyargılann üzerine gittiğini
vurgulayan Koydl. Türk kadınının. hâlâ
erkeklerinin arkasından giden, onlara çocuk
armağan eden. "tslamiyetin kölesi" insanlar
olarak algılandığına dikkat çekti. Çiller
konusunda. da değerlendirme yapan Koydl,
"Çiller başbakan olunca, vurtdısında, Türk
kadınlan haklannın en üst noktasına utaştı
dentldi. Avrupa görünümlü bir kadının,
şimdi entrikalar \aratan bir cadaloz gibi
algılanmaya başlaması. Türk kadını
açmndan olumsuz bir imaj yaratmıştırr>
diye konuştu. Sempozyumun ikinci
bölümünde, bir Alman kadın programı
"Mona lisa" film ömekleriyle tanıtıldı.
tkinci Alman Televizyonu'ndan (ZDF)
Helga Ettenhuber film konusunda bilgi
verdı. Batı AlmanRadyosu'ndan(WDR)
Arzu Tokter de "Önemli toplumsal gruplar-
radyo programlannın oluşturulmasında etki
etme imkânlan'" konulu bir konuşma yaptı.
Alman Kültür Merkezfnin düzenlediği
etkinlikler 3 Aralık'a kadar devam edecek.
Ciller'den din sömürüsü
'Müslümanım
dîyen DYP'ye
katılsın'
SERMET ÇUHADAR
KAHRAMANMARAŞ - DYP liden Tansu
Çiller, Kahramanmaraş'ta düzenlenen
mitingde "tslami söyleme sanldT ve "Nene
Hatun" diye çağnldığı kürsüden
halka"Müslümanım diyen bize gelsin" diye
çağnda bulundu
Özel bir uçakla K. Maraş'a gelen Tansu
Çiller için yapılan törende 30 kadar kurban
kesildi. Ancak bu kurbanlann DYP'li
kasaplar tarafindan getirildiği ve
kesildikten sonra satılmak üzere kasap
dükkânlanna götürüldügü öğrenildi.
RP'lilerin de destek verdiği yaklaşık 5 bin
kişiye hitap eden DYP Genel Başkanı
Tansu Çiller."tki binli yıflann Nene
Hatun'u" diye anons edildikten sonra
yaptığı 45 dakikalık konuşmada, imam-
hatiplerin ve Kuran kurslannm tekrar
açılacağı sözünü verdi. Tüm milliyetçileri
DYP şemsiyesi alhnda toplanmaya çağıran
Çiller,"Ben Müslümanun diyenler bize
gelsmler" dedi. Konuşması "Komünist
Mesut" ve"Anamıza havlayan köpeklerin
sesini kesecegiz'* sloganlanyla kesilen
Çiller, ezan okunurken yapılan uyan
üzerine konuşmasına ara verdi.
Konuşmasına tekrar başlarken "Bu ezanın
sesini kesme>e kimsenin gücü
yetmeyecektir" diyen Çiller, hükemeti
"lobilerin hükümeti" olarak değerlendirdi.
Kimsenin önünde eğilmediklerini ve ancak
Allah ve millet önünde eğileceklerini
vurgulayan Çiller. kendisini "demokratik
cumhuriyetçi" olarak tanımlayarak şunlan
söyledi: "Biz milletin taranndayiz. Bir
tarafta müdahaleci cumburiyetçiler, öbür
tarafında biz vanz. Yani millet iradesine
drnanan demokratik cumhuriyetçiler. Tüm
milliyetçileri bu şemsrye altında toplanmaya
çağınyorum. Müslüman, laik ve
Atatürkçükr bizimle birlik olun, bu iktklan
doirctim. Çünkü onlar halkuı değil;
sermayenin, kumarhanecilerin
hükümetidir" dedi.