18 Mayıs 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHURİYET 1 KASIM 1997 CUMARTESİ HABERLER Şekere yüzde lOzam • ANKARA (AA) - Türkiye Şeker Fabrikalan AŞ, ürettiği şekerin fabrika çıkış fiyatına. bugünden geçerli olmak üzere ortalama yüzde 10 oranında zam yaptı. Şeker Fabrikalan"ndan yapılan açıkJamaya göre. ayarlama sonrası KDV hariç 50 kilogramlık polipropilen torbada kilogramı 118 bin 950 liradan satılan kristal şekerin fiyatı, 130 bin 850 liraya yükseltildi. Yine 50 kilogramhk polipropilen torbada kilogram) 130 bin liradan satılan küp şekerin yeni fiyatı ise 143 bin lira olarak belirlendi. Yenice müttüsüne hapis • ÇANAKKALE (AA) - Çanakkale'nin Yenice ilçesi Müftüsü Zekeriya Ayyıldız'a,. "toplumu kin ve düşmanlığa sevk etmekten" 4 ay hapis cezası verildi. Yenice Sulh Ceza Mahkemesi'ndeki duruşmada. Ayyıldız. suçlamalan reddederek, amacınm uyarmak olduğunu söyledi. Ilçeye bağlı Davutlar köyünde. Cumhuriyet gazetesi okuyan Ramazan Ünsal'a "Bu gazeteyi niye okuyorsun? Bu gazeteyi okuyan kâfirdir. Fnsanın aptesti bozulur" dediği öne sûrülen Ayyıldız hakkında suç duyurusunda bulunulmuştu. Bedelsizden RP'li tellallara kaynak • ANKARA (Curahuriyet Bürosu) - CHP Genel Sekreter Yardımcısı Erdoğan Yetenç. "bedelsiz ithalat" olanaklı döviz hesabı kampanyasınm tanıtımı için Almanya'da cami ve kahvehanelerde 'tellal' kullanıldığını ve RPMı 17 kişiye toplam 27 bin 500 dolar ödendiğini açıkladı. Yetenç. ilanlann genellikle RP'ye yakın yayın organlanna verildiğini belirterek Almanya'da yayın yapan TFD televizyonunun da bu yayın organlanndan biri olduğunu bildirdi. Kısa... Kısa.. I Türkiye Gazeteciler Cemiyeti'nce hazırlanan rapora göre, Türkiye de • basına yönelik saldınlann ekim ayında da devam ettiği belirtildi. Ekim ayı içinde 15 gazeteci fiili. 2 gazeteci sözlü saldınya uğrarken 14 gazeteci de gözaltına alındı. • Petrol-İş Başkanlar Kurulu, sendikal örgütlenme hakkını kullanmak isteyen TIBSET işçilerinin, Türkiye'nin her yanında işverenlerin ve güvenlik güçlerinin baskısıyla karşı karşıya olduğunu bildirdi. • Tüm Yargı ve Infaz Kurumlan Çalışanlan Sendikası (Tüm Yargı-Sen) Istanbul Şubesi Disiplin Kurulu Başkanı Sezai Kılıçlı, cezaevlerini yönetimi ile birlikte kapalı bir kutu haline getirme çalışmalannm, şeffaf devlet ilkesini ihlal ettiğini belirtti. • Beyazıt Camisi önünde öğle namazı sonrasında protesto gösterisi düzenleyen yaklaşık 100 şeriatçı, İBDA-C işaretiyle Istiklal Marşı söyleyerek dağıldı. • DSP'li muhalif isimlerden Izmir Milletvekili Veli Aksoy, kurultayda sorunlar çözülmezse partinin isminden demokrat ve sol kelimelerinin çıkanlmasının uygun olacağını söyledi. • RTÜKYasası'nda değişiklik yapılmasına ilişkin Devlet Bakanı Cavit Kavak tarafından hazırlanan taslakta. RTÜK üyelerine görevlerinden ayrıldıklan tarihten itibaren 5 yıl süreyle siyaset yasağı getiriliyor. • Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı, TBMM Susurluk Komisyonu'rida verdiği ifadede, Başbakan Mesut Yılmaz'a iftira ve hakarette bulunduğu gerekçesiyle Oral Çelik hakkuıda dava açtı. • Çevre Bakanı İmren Aykut, Tekirdağ Valiliği'ne gönderdiği yazıvla Ergene Nehri'ni kirleten Çorlu ve Çerkezköy'deki 37 fabrika ve sanayi kuruluşunun kapatılmasını istedi. I Tüketicilerin. "tüplü veya dökme" likit perrol gazını (LPG) araçlannda "otogaz" olarak kullanması yasaklandı. • Siirt'in Silvan ilçesinde, bulduğu el bombası patlayan Faraç Anıl adlı 8 yaşmdaki çocuk öldü. Partiler, kitle örgütleri ve sendikalann oluşturduğu îzmir Demokrasi Platformu belediye önündeydi Ozfatura'ya soruştıırma • Özfatura'nın Yaşar Kemal ve Eşber Yağmurdereli hakkında söylediği sözlerle ilgili önceki gün yapılan suç duyurusunun ardından Karşıyaka Cumhuriyet Savcılığı soruşturma başlattı. • İzmir Büyükşehir Belediyesi CHP Grup Başkanvekili Rıfat Özer, Özfatura hakkında Izmir halkının referanduma gitmesini önerdi. Belediye önünde toplanan yurttaşlar tepkilerini dile getirdi. Oltan Sungurlu 'Cezaevinde fikir suçlusu yok9 ANKARA (UBA) - tn- san Haklan Derneği, ceza- evinde bulunan düşünce suçlulannı 119 olarak açıkJarken, Adalet Bakanı Oltan Sungurlu cezaev- lerinde düşünce suçlusu olmadığını savundu. Sungurlu yaptığı açıkla- mada, "Çok açık söylü- yorum. Türkiye'de bölü- cülük propagandası dı- şında. söylcdiğinden do- layı tutuklu kimse yok" dedi. Türk aydınlarının, su- çun ne olduğuna bakma- dan konuştuğunu öne sü- ren Sungurlu, cezaevinde yatan basın suçlulannın da gazeteci olmadıkJannı be- lirtti. Söz konusu kişilerin iki grupta toplandığını kaydeden Sungurlu şunla- n söyledi: "Gazetecilerin, basın suçlusu olanların listesi- ni çıkardım ve yaptığı- mız bir çalışma esnasın- da bunları basına dağıt- tık. Basından gelenlerin bir kısmı, "Kardeşım bun- lar basın mensubu değil ki' dedi. Herhangi bir ga- zetede çalışmış olması basın mensubu olmasını icap ettirmiyor ki, ya DHKP-C üyesi ya başka bir örgütün üyesi. Yani teşhir edilmesinin sebe- bi, bir terör örgütünün üyesi olması veya çek do- landırıcılığından veya cinsel tacizden. Eğer ° bunları sayarsanız sayısı l t çok. Söyledikleri sözler- den dolayı tutuklu olan- lara gelelim. Bunların içinde birkaç grup var- dır. Ya bölücülük propa- gandası yapmış, ya TCK 312'ye göre yine bölücü- lük istikametinde tahrik ve teşvikte bulunmuş ve- ya Hizbullah ve benzeri şerri suç örgütlerini teş- vik etmiştir. Onun dışın- da içerde kimse yok." Sağlık nedeniyle af Sungurlu, yeniden ceza- evine konulan avukat Eş- ber Yağmurdereli için ise sağlık durumu nedeniyle affedilmesi yolunun açık olduğunu söyledi. Affın talebe bağlı olma- dığını belirten Sungurlu, "Sayın Cumhurbaşkanı af durumunu belirtti. Sağlık durumu doktor tarafından tespit edilirse Cumhurbaşkanımız af- fedecek. Eşber Yağmur- dereli'nin bize intikal e- den bilgilere göre bakı- ma ihtiyacı var. Ama doktorlar ne rapor verir bilemiyorum" diye ko- nuştu. Yağmurdereli 'nin Çan- kın Cezaevi'ne alınması- nı eleştirenlere de yanıt ve- ren Sungurlu, Yağmurde- reli'nin daha rahat etmesi için Çankın Cezaevi'ne alındığını söyledi. tZMİR (Cumhuriyet Ege Bürosu) - îzmir Büyükşehir Be- lediye Başkanı Burhan Özfatu- ra'nın Yaşar Kemal ve Eşber Yağmurdereli hakkında söyle- diği sözlerle ilgili önceki gün ya- pılan suç duyurusunun ardından Karşıyaka Cumhuriyet Savcılığı soruşturma başlattı. Savcılığın. Özfatura'nın ifadesine başvura- cağı bildirildi. Özfatura'nın söz- leriyle ilgili yurttaş tepkisi de bü- yüyor. Çok sayıda yurttaş dün tz- mir Büyükşehir Belediyesi önü- ne siyah çelent bıraktı ve Özfa- tura'ya "Izmir seni istemiyor" mesajı verdi. Karşıyaka Cumhu- riyet Başsavcıhğı, önceki gün Izmir Barosu avukatlanndan Ke- mal Yücel ve Hüseyin Evin'ın. Özfatura hakkında "Devlet bü- yüklerine hakaret ettiği" ge- rekçesiyle yapüklan suç duyu- rusundan sonra soruşturma baş- lattı. Karşıyaka Cum- huriyet Savcısı Ekrem Teker, "Konuyu in- celiyoruz. Yasal pro- sedüre devam edile- cek. Burhan Özfatu- ra'nın ifadesine baş- vuracağız. Gerekli görüldüğü takdirde dava açılacak" diye konuştu. Özfatura'nın, Yaşar Kemal ve Yağmurdere- li'ye yönelik sözlerin- de kimi hukukçulara göre Cumhurbaşkanı Süleyman Demirel \e Başbakan Mesut Yıl- maz'a da hakaret etme- si, tepkileri tırmandır- dı. Siyasi parti, çeşitli demokratik kitle örgüt- leri. sendikalann oluş- turduğu tzmir Demok- rasi Platformu üyeleri dün öğle saatlerinde Büyükşehir Belediyesi önündeydi. Platformun dışında gün boyu grup- lar halinde belediye önüne gelen yurttaşlar tepkilerini dile getirdi- ler. Eski CHP tl Başkanı Osman Özgüven ile bir grup partili saat 10.30'da belediyeye si- yah çelenk bıraktı. Öz- güven burada yaptığı konuşmada. "tlerici, yurtsever, banşsever Yaşar Kemal için 'kaç paralık adam' tabirini kullanan Özfa- tura'nın kaç para ettiğini de- mokrat İzmir halkı çok iyi bili- yor. Özfatura küfretme cesare- tini herhalde Ali Kalkancı'dan, Müslüm Gündüz'den alıyor... Özfatura1 nin iğrenç saldırısı tüm yurtseverleri üzmüştür. İz- mirlileri daha da çok üzmüş- tür" dedi. Çok sayıda yurttaşın katıldığı Demokrasi Platformu'nun protes- to eyleminde de. "Burhan, çete- ler seninle gurur duyuyor; İz- mir seninle utanç duyuyor", "Çeteler içeri Eşber dışarı", "Burhan halka hesap verecek", "Burhan halktan özür dilesin". "Özfatura istifa" sloganlannı attılar. Daha sonra grubun getir- diği siyah çelenk Büyükşehir Be- lediyesi önüne kondu. Geniş güvenlik önlemlerinin alındığı protesto eyleminde konu- şan Demokrasi Platformu Dönem Sözcüsü Ahmet Alagöz. Özfatu- ra'nın çağdaş söylemlerle bu gö- reye seçildiğini anımsattı. Alagöz. "Özfatura'nın, bir yandan Su- surluk'ta ortaya çıkan çete iliş- kilerini savunmaya çakşırken, bir yandan da demokrasi, barış ve insan haklan mücadelesinde ülkemizde ve dünyada haklr ve saygın bir yer edinen Eşber Yağmurdereli ve Yaşar Kemal'e saldırmasını bu gerici anlayışın bir ürünü olarak değerlendiri- yoruz" dedi. Alagöz. tzmir halkının Özfatu- ra'yı "istemedigini" de belirte- rek "Özfatura'nın belediye baş- kanı kurumsal kimliği altında tüm İzmir halkını bağlayan an- ti- demokratik sövlemlerini kı- Belediyeye siyah çelenk Özfatura'nın Yaşar Kemal ve Eşber Yağmurdereli'ye yönelik sözlerini pretosto için belediyenin kapısına siyah çelenk koydular. Bu arada Özfatura'nın sözleri Karşı- yaka Cumhuriyet Savcılığı'nca incelemeye alındı. Karşıyaka Cumhuriyet Başsav- cısı İhsan Taşkın, olayı basından öğrendiğini belirterek, "Haberleri incelemeye al- dık. Cumhurbaşkanı ve Başbakan'la ilgili açıkiamalannı incelivoruz. İnceleme so- nucunda gereken neyse yapılacaktır" dedi. ( Fotoğraf: NECATİ AYGIN) nıyoruz" dedi. CHP Izmir İl Başkanlığı'nda yapılan basın toplantısında da o- lay kınandı. Büyükşehir Beledi- yesi CHP Grup Başkanvekili Rı- fat Özer, Özfatura hakkında İz- mir halkının referanduma gitme- sini önerdi. Özer, Özfatura'nın kente hiçbir hizmet yapamadığını belirterek, bunu örtmek için suni gündemler yarattığını savundu. CHP tzmir Milletvekili Ali Rı- za Bodur da Özfatura'ya gönder- diği telgrafta, "İzmir'i temsil e- den mütevazı bir İzmirli olarak sizi kınıyorum ve bu rip konu- larda en aykırı düşüncenizi bi- le bulunduğunuz makama ve İzmirli inceliğine uygun bir üs- lup seçerek ifade etmenizi dili- yorum" dedi. tzmir Eczacı Odası Yönetim Kurulu Başkanı Mustafa Sezen, Özfatura'nın Kemal ile Yağmurdereli hakkında söylediği sözleri "şid- detle kınadığını" açık- ladı. ÖDP Izmir tl Örgü- tü'nden yapılan açıkla- mada da Özfatura'nın "takunyacı, gerici" kimliginin yanı sıra "yalancılığının" da tescillendiği belirtildi. Özfatura'nın düzeysiz- leştiğine dikkat çekile- rek, "Bu zat özür dile- melidir. Ancak o za- man biraz seviyeli ola- bilir" denildi." DtSK Ege Bölge Temsilcisi Musa Çam da"Kıçıkırık Özfatu- ra'ya yanıt" başlıklı basın açıklamasında, Özfatura'nın daha ön- ce Olof Palme, Aziz Nesin, Chantal Zak- hari ve örtülü olarak Atatürk'e saldırdığına dikkat çekti. Aliağa Belediye Baş- kanı Hakkı Ülkü, Öz- fatura'yı kınadığını açrkladı. Edebiyatçılar Derne- ği de Özfatura'nın söz- lerine büyük tepki gös- tererekyazılı biraçıkla- ma yaptı. Ankara 1 No'lu DCM Sıvas katliamı davası karara kaldı ANKARA (Cumhu- riyet Bürosu) - Ankara l No'lu DGM, 27'si tu- tuklu 98 sanığın yeniden yargılandığı Sıvas katli- amı davasında, karar ve- rilmesi amacıyla dava dosyasının incelenmeye alınmasını kararlaştırdı. Mahkeme Başkanı M. Orhan Karadeniz. ka- rann 28 Kasım'da açıkla- nacağını bildirdi. Yargıtay' ın bozma ka- rannın ardından 27'si tu- tuklu 98 sanığın yargı- lanmasına Ankara l No'lu DGM'de dün de- vam edildi. Duruşmaya aralannda CHP'li Ön- der Sav' ın da bulunduğu çok sayıda müdahil aMi- katkatıldı. Mahkeme Başkanı. sanık avukatlannın da savunmalannı dinledik- ten sonra. duruşmaya ka- tılan tutuklu sanıklann, esas hakkındaki savun- malannı aldı. Sanıklar kendilerine isnat edilen suçlamalan kabul etme- yerek, tahliyelerini ve beraatlerini istediler. Sa- nıklardan Faruk Ceylan, Başkan Karadeniz'in, "Son sözünüz nedir" sorusuna. Sıvas olaylan- nın tarihte hep "bir ka- ra leke" olarak anılaca- ğını belirterek, olaylan kesinlikle tasvip etmedi- ğini söyledi. Duruşmaya verilen kısa bir aradan sonra karan açıklayan Mahkeme Başkanı Ka- radeniz, karar için dava dosyasının mahkeme he- yetınce incelemeye alın- acağını ve duruşmanın 28 Kasım'a ertelendiği- ni bildirdi. Yağmurdereli'ye kitle örgütlerinden desteh ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - Çağdaş Gazeteciler Derneği. ÇağdaşHu- kukçular Derneği. Altı Nokta Körler Der- neği ve Ankara Sanat Tıyatrosu. düzenle- dikleri basın toplantısıyla düşünce suçun- dan hapse atılan Eşber Yağmurdereli'ye destek verdiler. Eşber Yağmurdereli'nin avukatlan, baş- ta Terörle Mücadele Yasası olmak üzere. düşünce ve örgütlenme özgürlüğünün önündeki tüm antidemokratik engellerin kaldınlmasını, özellikle düşüncenin suç olmaktan çıkanlmasını istediler. Yağmur- dereli'nin avukatlan Mehmet Cengiz. Hakan Tekin. Turan İçli, Hasan Tatar ve Nusret Senem ortak açıklamalannda. "Yağmurdereli'ye 1980 öncesinde veri- len ceza. kamunun önüne yeniymiş gi- bi sunuluyor. Bütün düşünce suçluları- na sahip çıkmaya kararlıyız" görüşünü dile getirdiler. Cengiz. çetelerin serbest dolaştığını. ancak aydınJann yargılandığı- nı vurgulayarak, "Düşünce ve örgütlen- me önündeki tüm antidemokratik en- geller kaldırılmalı" dedi. Çağdaş Gaze- teciler Derneği, Çağdaş Hukukçular Der- neği, Banş İçin Bir Milyon tmza Girişi- mı. Altı Nokta Körler Derneği ve Ankara Sanat Tiyatrosu temsilcileri de Yağmurde- reli'ye desteklerini sürdüreceklerini bil- dirdiler. Yağmurdereli. "Akrep" oyunu- nun galasına gönderdiği mesajında, "Be- delini ödediğimiz özgürlüğü sahiplen- mek istiyoruz. Cezaevinde olsak da öz- gürüz, özgürlük bize yakışıyor" dedi. Yağmurdereli mesajında şunlan söyledi: "Şu anda, aynı mekânda yan yana bir- likte değiliz. Bu hüzün verici bir du- rum, ama asla aynlık değil. Çünkü biz hepimiz tarih önünde hep aynı yerde duruyoruz. Bu, banşın, demokrasinin ve özgürlüğün alanıdır. Biz bize lütfe- dilecek bir demokrasiyi değil. bedelini ödediğimiz bir özgürlüğü sahiplenmek istiyoruz." Bu arada Akdeniz Fihn Festivali'nde "Işıklar Sönmesin" adlı filmi ile yanş- ma dalında ödül alan yönetmen Reis Çe- lik, ödülünü Eşber Yağmurdereli'ye ve- rihnek üzere Ercan Kanar'a teslim etti. Çelik, inanç ve düşüncelerinden dolayı ce- zaevı'nde olan insanlar adına bu ödülü al- dıklannı, bu nedenle ödülü Eşber Yağ- murdereli'ye verdiğini söyledi. NOKTASII ORAL ÇALIŞLAR Oral.Çalışlar(a raksnet.com.tr Burhan Özfatura, Türk ge- riciliğinin temel kültürünü ve düşünce özgürlüğüne karşı tu- tumu çok açık ve veciz şekilde dile getirdi. Kendisine sonsuz teşekkürierimizi sunuyoruz. Günlerdir, çeşitli boydan ve soydan sağcılar, gericiler, mil- liyetçiler, Yaşar Kemal'i ve Eş- ber Yağmurdereli'yi hedef alan yazılar yazıyorlar ve açık- lamalar yapıyorlardı. Özfatura, onların dolandınp dolandırıp da söyleyemedikle- rini, milli kültürümüze uygun bir şekilde ve tartışmaya yer bırakmayacak netlikte seslen- diriverdi. Türkiye'nin yönetiliş mantığı bu. Burhan özfatura zaten sıradan birisi değil. Yıl- larca iktidar olmuş bir partinin, DYP'nin, güvenilir adamların- dan. Aynca Fethullahçılardan başlayarak tüm Islamcı kesi- min desteğini sağlamış dini bütün bir Müslüman. Bir deli ve meczup da değil. Özfatura'dan Al Haberi Öğrenimini Siyasal Bilgiler Fa- kültesi'nde tamamlamış, yö- netim kademelerinde tecrübe kazanmış, tipik bir sağcı poli- tikacı ve idareci. Ağzından çı- kan sözler aslında Türk sağının sansürsüz düşüncelerini yan- sıtıyor. Özfatura, sözlerinin bir yer- lerde yayımlanacağını hesap- lasa Yaşar Okuyan gibi konu- şur, Eşber'in terörist olduğunu söyler, aftan söz eden Demi- rel'i de 'ağır, oturaklı' bir üs- lupla eleştirirdi. Kameralar git- tikten sonra ise gerçek kültü- rünü yansıtan küfür bölümüne geçerdi. Özfatura kendi düzeyini yansıtıyor. Son bir-iki haftadır Eşber ve Yaşar Kemal aleyhin- de kampanyalar düzenleyen kişileri düşünüyorum. Eminim onlar Özfatura'ya benden da- ha çok kızdılar. Çünkü, takke- leri düştü ve kelleri göründü. Sol ve sosyal-demokrat ke- simde sağcılarla aynı kulvarda yer alanların işi ise iyice zor- laştı. Düşünceleri nedeniyle in- sanlara düşman olmayı bir şe- kilde kamufle edebiliyortardı. Sonra da bazı entelektüel ve yasal gerekçelerin arkasına sı- ğınarak durumu idare ediyor- lardı. Izmir'in yüksek düzeyli Be- lediye Başkanı, meseleyi 'ke- nef kültürü düzeyinde dile ge- tirince, bir kesim çırılçıplak or- tada kalıverdi. Ne diyorlardı: "Romancı Yaşar Kemal iyi a- ma, Türkiye 'yi insan haklan açı- sından eleştiren, Kürt sorunu- nu cesaretle dile getiren Yaşar Kemal iyi değil." Sanki, Yaşar Kemal romanlarında Patagon- ya'yı yazıyor, Patagonya'daki zulümden söz ediyor. "Eşber Yağmurdereli'nin ite kaka tutuklanması kötü. Onu kibar şekilde cezaevine koysa- lardı iyi olurdu. Yoksa söyledik- leri korkunç, zaten yasalara gö- re de suç. Bölücülüğü ceza- landınyor. Yapacak bir şey yok." Sizin düşünceleriniz serbest olsun, eleştirenler ve farklı dü- şünenler de cezalandırılsın. Düşünceler arasında tercih yapmak insanların işi, yasala- rın değil demek için daha kaç fırın ekmek yemeniz gereki- yor? Şimdi kitap zamanı. Fuar açıldı ya, bu tür aydınlarımızın bir kesimini buraya gelip izle- yebilirsiniz. Eminim onların ço- ğu Izmir Belediye Başkanı'nın sözlerine de çok üzüldüler. Aleyhte imza bile toplayabilir- ler. Kürt sorunu karşısında si- nik ve korkak tutum, bugüne kadar neyi çözdü? Eşber su- sup Yaşar Kemal susup Bur- han Özfatura'lar konuşunca daha iyi noktalara mı geldik? Günlerdir büyük basını izli- yorum. Merkezi devlete yağ çekmek, övgüler düzmek dı- şında küçük bir eleştiri bile yapmıyorlar. Çiller-Erbakan ittifakına yönelik yayınlarla du- rumu idare etmeye çalışıyor- lar. Yıllarca Çiller'e övgüler dü- zen yazarların şimdi Mesut Yılmaz'a ve diğer iktidar odak- larına yaranmak amacıyla yaz- dıklarını okuyunca iyi ki Bur- han Özfatura'lar varmış diyo- rum. Burhan Özfatura'nın kendi kimliği ve üslubuyla dile getir- diği kepazelik, bir Türkiye tab- losunu da ortaya koyuyor. Bu tablonun neresine, kim, ne ka- dar katkıda bulunuyor, asıl bu- nu düşünüp değerlendir- meliyiz. CUMARTESİ YAZILARI ATAOL BEHRAMOĞLU Kitap Fuaplarının Düşündürdükleri 15-20 Ekim tarihleri arasındaki Frankfurt Kitap Fuan'nın hemen arkasından 30 Ekim Perşembe günü Istanbul'da (10 Kasım'a kadar sürecek olan) TÜYAP Kitap Fuarı açıldı. Her iki kitap fuarını (üs- telik birkaç kez) arka arkaya gezip görmüş biri olarak bir karşılaştırma yapmak zorunluluğu ka- çınılmazlaşıyor. Dev bir örgütlenme olan Frankfurt Kitap Fu- an'nın maddi kaynaklarıyla TÜYAP Kitap Fu- an'nın olanaklarını karşılaştırmak kuşkusuz söz konusu değil. Fakat bu iki kitap fuarı arasında gözlemlenen yaklaşım farklılığı sanıyorum ki sa- dece maddi olanakların farklılığından ileri gelmi- yor. Frankfurt Kitap Fuarı okura kitap satılan birsa- tış yeri olmaktan çok, belli başlı bütün ülkelerden birçok yayınevinin ürünlerini sergilediği, yazarla- rını ve onların en yeni yapıtlannı tanıttığı, yayınev- leri arası bir alışveriş merkezi. Bir anlamda da bu yayın kuruluşlarının ve ulusal kültürlerin bir boy ölçüşme alanı. Bizim kitap fuarımız ise, esas ola- rak, okura az çok indirimli kitap satılan bir büyük kitap sergisi niteliğinde. Bu farklılığın nedenleri ve ülkemizdeki kitap fuarı (ya da fuarlannın) sahip ol- maları gereken yeni bakış açıları konusunda bir iki yıl önce başlayan tartışmaları sürdürmek ge- rekiyor. • • • Bir önceki siyasal iktidar devam ediyor olsa bu yılın Frankfurt Kitap Fuan'nda Türkiye bölümü ya hiç olmayacak ya da tümüyle ortaçağlardan kal- ma bir kimliğe bürünecekti. Bu yıl orada, üstelik çok kısa süreli bir hazırlık dönemi sonrasında Türkiye'ye yaraşır bir kimlikle yer alışımızı, yeni Kültür Bakanı istemihan Talay'ın çabalanna, ba- kanlığın Pelin Kraloğlu gibi bu konuda uzman- laşmış değerli bürokratlarına ve birkaç yayınevi- ne borçluyuz. Fakat bu temsil ediliş de, özetlemeye çalışa- cağım nedenlerle, yeterli olmaktan çok uzaktı. • • • Frankfurt Kitap Fuan'nda, Kültür Bakanlığı'nca düzenlenen, benim de konuşmacı olarak yer al- dığım iki panelden biri "Türk Yayıncılığının Yurt- dışına Açılımı ve Yazartanmızın Uluslararası Dü- zeyde Tanıtımı" başlığını taşıyordu. Konunun can alıcı noktası da tam burada düğümleniyor. Kül- tür Bakanlığı'nın az çok bir tanıtım çabası gös- termesine karşın yayınevlerimiz önceki yıllarda ol- duğu gibi bu yılın Frankfurt Kitap Fuan'nda da ya- zarlarımızı yurtdışında tanıtım çabasından (böy- le bir gereksinimden ve bilinçten) uzaktı. Yayınev- lerimizin (ve birkaç telif hakkı ajansının) temsilci- leri, oraya bizim yazarlarımızı "pazarlamak" için değil, peşinde oldukları yabancı yazarlann telif haklarını elde edebilmek ya da yayımlayacak ye- ni yapıtlar bulmak için gelmişlerdi. Zaten birçok yayınevi (kendi yazarını dış pazariara tanıtmak &ma]clncfe'n yoksun olduğundan) Frankfurt Kitap Fuan'na katılmak gereğini de duymamıştı. • • • Yayıncılar Biriiği Başkanı Atıl Ant paneldeki ko- nuşmasında Türkiye'de düşünsel üretimin çok az olduğunu söyledi. Bu görüşün haklılığı ya da neye göreliği tartışılabilir. Fakat Türkiye'nin dün- ya pazarlarına sunabileceği yazar-şair-düşünür sayısı gerçekten de birkaç kişiyle mi sınırlıdır? Bu- nun böyle olmadığı, Türk yazar-şair ve düşünü- rünün dünya pazartarına hakkı olan sayılarda açı- lamayışının düşünsel üretim yetersizliğinden da- ha farklı nedenleri bulunduğu yeterince^açıktır. Aynı paneldeki konuşmacılardan Erdal Öz, Av- rupa'nın artık iyi yazar çıkarmadığını söyledi. Öy- leyse Avrupa'nın orta düzeyde bir yazarı dünya pazarlanna neden kolayca açılabiliyor? Bu soru- nun birçok yanıtından belki de başlıcası, söz ko- nusu bu ülkelerde devletlerin, resmi kimlikleriyle ortaya çıkmaksızın, (çağdaş anlamda) ulusal kül- türlerine bizim tahmin edebileceğimizden daha büyük ölçüde destek olmaları, bunun yanı sıra da yayınevlerinin (ve telif hakkı kuruluşlarının) kendi ülkelerinin yazarlarını dünya pazartanna sunma bilincine ve girişim cesaretine sahip oluşlandır. ••• TÜYAP'ın Istanbul'daki kitap fuarınagelince... Paneller ve çeşitli kültürel etkinliklerle de des- teklenen bu kitap fuannın kültürel yaşamımızda- ki önemli yeri yadsınamaz. Fakat acaba, böyle bir girişimin, yabancı ülkelerden yazar davet etme- nin yanı sıra, bu ülkelerden yayınevi ve telif hak- kı kuruluşu temsilcileri de davet ederek, kapıla- rını yabancı ülke yayınevlerine de açarak, yayı- nevlerimizi, yazar, şair ve düşünürlerimizi yaban- cı ülke yayın ve telif kuruluşu temsilcileriyle kar- şılaştırarak uluslararası bir kitap fuarı niteliği ka- zanmaya yönelmesinin zamanı artık gelmedi mi? TÜYAP Kitap Fuarı'nın gelişerek yaşamını sür- dürebilmesi, biraz da böyle bir çabayı gerçekleş- tirebilmesine bağlı görünüyor... Hayırlı Apartmanı Kaçak kat, sanatçı Neşe Erçetin'e ait İstanbul Haber Servi- si - Taksim, Gümüşsu- yu'ndaki tarihi "Hayıriı Apartmanı"nın üzerine 14 yıl önce inşa edilen ka- çak kata göz yumduklan gerekçesiyle Beyoğ- lu'nun eski ve yeni bele- diye başkanlan hâkim önüne çıkmaya hazırla- nırken 1988'den bu yana yıkım kararlan uygulan- mayan katın Başbakan Mesut Yılmaz'ın annesi Güzide Yılmaz'm değil, sanatçı Neşe Erçetin'e ait olduğu anlaşıldı. Kaçak katın aynı binanın üçüncü katında oturan Mesut Yıl- maz'ın babası Hasan Yıl- maz'ın apartman yöneti- ciliği döneminde yapıl- mış olması ise eleştiri ko- nusu oldu. Kaçak katın yıkılması için 10 yıldır hukuk sava- şı veren apartman sakini Nilüfer Güçhan'ın veki- li avukat Derviş Parlak, "Bu olayda hiç kimse görevini yapmadı. Yet- kililerde yıkım kararla- nnı uygulamayınca İçiş- leri Bakanlığı'na suç duyurusunda bulun- mak mecburiyetinde kaldık" dedi. Içişleri Bakanhğı'nın talimatı üzerine görevi ih- mal suçundan yargılan- malanna karar verilen es- ki Beyoğlu Belediye Baş- kanı Hüseyin Aslan bu- günkü Belediye Başkanı Nusret Bayraktar ve Fen Işleri Müdürü Erdinç Parla 20 Kasım 1997 gü- nü Beyoğlu 7. Asliye Ce- za Mahkemesi 'nde hâkim önüne çıkacaklar.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle