Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
1 KASIM 1997 CUMARTESİ CUMHURİYET SAYFA
HABERLER
Eksiklikler ve yetersizliklere karşın yasanın uygulanmasında ciddi bir sorun görülmüyor
8 ydhksistem otıırdııMtYASE İLKMJR/ SERPİL
GÜNDÜZ/ HALİL NEBÎLER
TBMM'de 16 Ağustos 1997 tarihinde
onaylanarak yürürlüğe giren 4306 sayılı
"8 Yılhk Kesintisiz Temel Eğitim" yasası-
nın uygulamasına 15 Eylül 1997'de res-
men geçildı. Daha önce bazı pılot bölge-
lerde uygulanan 8 yılhk kesintisiz eğitim
Türkiye'nin tüm bölgelerinde başanyla
sürdürülüyor. Eksiklikler ve yetersizlikle-
re karşın uygulamada ciddi bir sorun gö-
rülmüyor. Var olan sorunlar da geçmış
dönemin mirası. Yeni sistemden kaynak-
lanmıyor. Eksiklik ve yetersizliklere kar-
şın sistemin getirdiği yararlar göz önüne
alındığında "8 yıllık temel eğfönTde ne-
den bu kadar geç kalındığı sorgulanıyor.
Eğitmenler ve veliler yeni sistemden ya-
kınmak bir yana, olumlu sonuçlann bir an
önce alınması içın aksaklıklann gideril-
mesini bekliyor.
'Göç yokla düzelecek'
Yasanın değışmesi için hükümetin ge-
ri adım atmasını bekleyen ve bu umutla
6. sınıfa kaydedilmesi gereken çocukla-
nnı okula göndermeyen velilerin de boy-
kotu kınlmış durumda. Yeni öğretim yı-
lının başlamasının üzerinden 1.5 ay geç-
mesine karşın sistemin kararlılıkla uygu-
landığını ve şeriat yanlısı çevTelenn pro-
pagandalannın bir işe yaramadığını gören
boykotçu veliler, kayıt dönemi kapanma-
sına karşın okul müdürlerinin inisiyatif
Alaaddin Dincer
'Müfredat
değişmedi,
program yok,
mevcut arttı'
• Eğit-Sen Kadıköy Şube Başkanı
Alaaddin Dinçer, derslik ve
öğretmen sıkıntısmın ötesinde
konulan seçmeli dersler için hâlâ
program hazırlanmamasını, eski
sistem için hazırlanan müfredatın ve
yanlışlarla dolu ders kitaplannın
yeöi sistemde okutulmasını eleştirdi.
Bu öğretim yılında uygulamaya ko-
nan' '8 Yıllık Kesintisiz Temel EğJtinTin
zaaflannı, eksikliklenni ve pratikteki
zorluklannı her gün yaşayan öğretmen-
ler, yeni sistemi gönülden savunurken
olumlu sonuç alınmasının. ortaya çıkan
sorunlann kısa sürede gide'rilmesine
bağlı olduğu görüşünde. Oğretmenlerin
fiziki sorunlar dışında müfredata, oku-
tulan kitaplara ve işbaşında bulunan yö-
netime de itirazlan var.
Eğıt-Sen Kadıköy Şube Başkanı Ala-
addin Dinçer, eski sisteme göre hazırlan-
mış müfredatla eğitime devam edildiği
sürece yeni sistemden yarar ummanm
boşuna olduğunu vurguladı. Dinçer. ay-
nca seçmeli dersler için de herhangi bir
program bulunmadığını belirterek 8 yıl-
lık eğitimin 1.5 aylık uygulamasında gö-
riilen aksaklıklan şöyle sıraladı: "Oğre-
tim programlannda, müfredatta bir de-
ğjşiklik yok. Müfredat çok ağırve eski sis-
teme göre yapılmış. Yeni sistemde konu-
lan seçmeli derslere ah bir program da
bulunmuyor. Seçmeli ders sayısı 21. An-
cak ne branş öğretmeni ne de bu dersle-
rin görülebilmesi için fiziki altyapı yok.
Branş ve sınıföğretmeni açığı giderilemi-
yor. Veülerin ödediği ücretle öğretmen tu-
tuluyor. Dersane eksikliğini gidermek
için bazı sınıflar birleştirildi. Ancak bu
kez de sınıf mevcudu ders yapılmaya el-
verişsiz bir sayıya yükseldL Bazı sınıflar-
da öğrenci mevcudu 80'e kadar yüksel-
dL Branş öğretmeni eksikliği sürdüğü sü-
rece 4 ve 5. sınıflara konulan \abancı dil
ve seçmeli derslerin fazlaca bir anlamı
yok. Kayışdağı'nda bir okulda branş öğ-
retmeni olarak sadece coğrafya öğretme-
ni bulunuyor. Dil yanlışlan Ue bilgi hata-
sı olan kitâplar hâlâ okutulmakta."
1 8 yıllık eğitimin uygulanmasında görülen aksaklıklar ve yanlışlar 1
• Derslik ve öğretmen
açığı hâlâ giderilememiş.
• Ozellikle branş
öğretmen eksikliği kısa
sürede kapatılacağa
benzemiyor.
• Öğretmen
atamalarında merkezi
okullarda yığılma
olurken merkez dışındaki
okullarda birçok ders boş
geçiyor.
• 4. ve 5. sınıflara
yabancı dil konmasına
karşın öğretmen
bulunamadığı için dil
dersleriyapılamtyor.
• Birçok okulda Okul
Koruma Dernekleri
topladıkları para ile özel
yabancı dil öğretmeni
tutarak öğrencilere
yabancı dil dersi
verilmesini sağlıyor.
• Öğretmen açığını
gidermek için emekli
öğretmenler ğöreve
çağnldu Ancak ders
ücretlerinin düşük
tutulması nedeniyle bu
çağnya itibar eden
öğretmen sayısı
beklenenin çok altında
oldu.
• Fonda biriken
trilyonlara rağmen
öğretmen ücretleri hâlâ
çok düşük. 8 yılhk
eğitimin bütün kahrını
çeken oğretmenlerin
ücretlerinde bir
iyileştirme yapılmadı.
• Okullann neredeyse
büyük bir kısmında
laboratuvar, spor salonu
ve iş derslerinin
görüleceği atelyeyok.
• Okullara yakıt
ödeneği dışında para
verilmiyor. En zorunlu
ihtiyaçlar için kaynak
bulmak okul müdürünün
maharetine kalmış.
• Eski dönemden kalan
eksik, yanlış ve çarpık
bilgilerle dolu kitâplar
hâlâ okutuluyor.
• Anadolu liselerinin
orta sımfı kalktığı için
çocuklanna ilkokuldan
itibaren yabancı dil
eğitimi vermek isteyen
aileler özel ilkokullara
akın etti.
kullanmalan sonucunda çocuklannı okul-
lara kaydettirmeye başlamışlar.
Milli Eğitim Bakanlığı, okul müdürle-
n. öğretmenler ve \ elılerle yapılan görüş-
melerde görüldü kı. yakınmalar üç aşağı
beş yukan aynı. Göze çarpan en önemlı
aksaklıklar. derslik ve öğretmen yetersiz-
liği. Okullar 5 yıllık eğitime göre inşa
edildıginden 8 yılı birarada okutacak ye-
terli dersliğe sahıp değil. Ek sınıflar inşa
edilerek bu sorun giderilmeye çalışılıyor.
Bazı bölgelerde bu sorun taşımalı sis-
teme geçılerek çözümlenmiş. Derslik sı-
kıntısı nedeniyle 6,7 ve 8. smıflarda oku-
yan öğrencıler servıs aracılığıyla en ya-
kındaki başka okula taşınarak eğitim ya-
pılıyor. Taşımalı sistemle eğitim gören
öğrencilerin yemek ve servis bedelleri ba-
kanlık tarafından karşılanıyor.
8 yıla karşı savaş açan bazı basın organ-
lannda taşımalı sistemle başka okullara
taşınan öğrencilere servis araçlannda ya-
şı büyük öğrenciler tarafından cinsel ta-
cizde bulunuldugu iddialan gerçeği yan-
sıtmıyor. Çünkü servislere binen ögrenci-
lerin yanında bir de rehber öğretmen bu-
lunuyor.
Merkezi yerlerde ve büyük kentlerde
bile öğretmen eksikliği henüz giderilmış
değil. Ozellikle seçmeli ve yabancı dil
derslennde yeterli branş öğretmeni olma-
dığından dersler boş geçiyor. Bu soruna
çözüm bulmak amacıyla emekli öğret-
menler göreve çağnlmış. Ancak verilen
ders ücretlerinin düşük tutulması nede-
niyle mesleğe dönüş için yapılan başvu-
ru hedeflenenin çok altında. Birçok okul-
da aile birlikleri ve koruma derneklerinin
para ile tuttuğu öğretmenlerle yabancı dil
dersleri yapılabiliyor.
Okullara yakacak yardımı dışında Mil-
li Eğitim Bakanhğı'ndan ödenek verilmi-
2000 kişilik okulda 33 öğretmen
Gazi Mustafa Altıntaş Oku-
lu... Anadolu yakasında, Ümra-
niye'ye yakm tepelerin birinde
Ferah Mahallesi'nin çocuklan
bu okula gidiyor. 8 yıllık kesin-
tisiz eğitimin uygulamadaki so-
runlannm hepsini bu okul yaşı-
yor. Giresun, Aluçra ve Kayse-
ri'den Istanbul'a göç etmiş çok
çocuklu aileler yaşıyor Ferah
Mahallesi'nde.
O yüzden soyadı aynı olan
birçok çocuk aynı sıralan payla-
şıyor. Yani neredeyse dayL, em-
mi çocuklan hepsi... Mahalle,
Refah Partisi'nin oy deposu.
Okul müdürü konuşma isteği-
mizi geri çeviriyor. Digeröğret-
menlerle görüşüyoruz sorunlan.
Öğretmen yok. program yok.
2000 kişilik okulda 33 öğretmen
görev yapıyor. Ingilizce ve
Türkçe öğretmeni sıkıntısı çeki-
liyor. Öğretmenler anlatıyor
"Bireysel ve toplu etkinlikler
dersleri var. Bi/ beslenme ve ta-
nmı seçtik. Ama bu derslerin
programı yok, nasd uygulayaca-
ğumzı bümiyoruz. Ortaokular-
daen fazla sorun branşöğretme-
ıûbıılnıak.Busıkınalarbir-ikiyM
sürecek." Sıkıntıların çözümü,
yeni öğretmenlerin mezun olup
işe başlamasmda. İlkokullara
yani birinci kademe eğitundeki
4 ve 5. sınıflara Ingilizce dersi
konmuş. "2. kademeye Ingiüzce
öğretmeni bulamıyorsunuz, na-
sdoiacakbu" diye yakınıyor öğ-
retmenler.
Gazi Mustafa Altıntaş llkoku-
lu'nda sınıflar ortalama 50-55
civannda. Kimi sınıflarda 62-63
öğrenci var. Oysa ideal öğrenci
sayısı 30.
En fazla yoğunluk birinci sı-
mflarda. 8 yıllık eğitimle ilgili
olarak veliler açısmdan hiçbir
sorun yaşanmamış. tmam-hatip
okullanndan yaklaşık 25 öğren-
ci bu okula nakledilmiş.
2000 kişilik okulda eğitim,
sabah ve öğlen şeklinde ikiye
bölünmüş. Çevre okullann so-
runlan da aynı. Oysa Kadı-
köy'ün merkezmdeki okullann
birçoğunda kapalı devre televiz-
yon sıstemleri bile olduğunu an-
latıyor öğretmenler. Oysa yok-
sul mahallelerdeki sorunlar iki-
ye katlanmış. Merkezdeki okul-
lar katkı payı ile bu işin üstesin-
den geliyorkr. Bu mahalledeki
yoksul ınsandan ne kadar katkı
payı alınır? Ögretmenin yanıtı
ilginç:
u
Bunlardan,AHahverdi-
ği canı alamıyor, biz ne alaragra
İd?_" Ders vermek için emekli
öğretmen de başvurmuyor. Ders
başına verilen para 133 bin lira.
Emekli bir öğretmen haftada
120 saat ders verse alacağı para
13milyonlira.
O yüzden birçoğu bu işten
vazgeçmiş. Öğretmenlerin ortak
görüşü öyle ya da böyle bu sis-
temin mutlaka yürütülmesi. An-
cak önce alryapmın sağlam bir
şekilde kurulması gerekiyor.
Öğretmenler 3 yıl içinde siste-
min düzeleceğine inanıyor. Ga-
zi Mustafa Altıntaş Okulu'nda
2000 öğrenci için kadrolu 1 ha-
deme var. Katkı payı ile birkaç
hizmetli daha ahnmış. Ancak
öğrenciler tuvaletlerin pisliğin-
den yakmıyorlar. Bahçede öğ-
rencilerle ve çocuklannı almaya
gelen velilerle görüşüyoruz. Ve-
li AbduBab Lafçı "Aceleetmeye-
cekfcrdL Kimi mahatlelerdeokul
yok, dükkânı bozup okul yap-
mıştar. Çocuklar dizçöküp oku-
yorbr" diyor. Kimi hanımlarko-
nuşmak istemiyorlar.
Öğretmenden de eğitimden
de memnunuz diyorlar. "İstesck
de oldu istemesek de okJu.Jsti-
yoruz arök" diyorlar. '"İngüizce
hocası yok. Hoca otmadan nasıl
yazurva girecek bu çocuklar?
Okul bakunstz" diye yakınıyor
Aysel Kalp. Okulda iki çocuğu
olan Nesrin Temizterise her şey-
den memnun.
Ali Akpınar da öyle. Bir baş-
ka veli ise birinci sınıfta okuyan
çocuklannm öğretmeni olmadı-
ğını söylüyor. Şikâyet için mü-
düre çıkmış ama müdür kendi-
sini terslemiş, bunu öfkeli bir şe-
kilde anlatıyor.
yor. Okul müdürleri kendi özel yetenek ve
çabalanyla gelir elde edebılirlerse ne âlâ.
Birçok okulda kadrolu müstahdem sayı-
sı I 'i geçmiyor. Bu durum öğrencilerin
sağlıksız koşullarda eğitim görmesi so-
nucunu doğruyor.
"8 Yılhk Kesintisiz EğJtinTe katkı sağ-
lamak için aynlan fonlar, geçmişte de var
olan bu sorunlann giderilmesi için henüz
devreye sokuhnamış.
Bunun yani sıra ozellikle kırsal alanda
\e metropollerin varoşlannda alt gelir
grubunu oluşturan veliler, çocuklannm
okul forması, ders araç ve gereçlerini kar-
şılamada zorlanıyor. Bu sorunun çözüle-
bilmesi için "8 yüuk eğitim''e aktanlan
ka>ııaklann kullanımı öngörülmüş ohna-
sına karşın dağıtımda pek adil davranıl-
dığı söylenemez. Her il ve ılçeye eşit ak-
tanlan bu kaynak yaralan sarmaya yetmi-
yor. Ömeklemek gerekirse Istanbul'un
Ümraniyesi'ne de aynı kaynak aktanlı-
yor. Ataköy ve Leventi'ne de..
Okullarda ders kitabı seçimi veliye bı-
rakılmasına karşın MEB Talim Terbiye
Kurulu'nca belirlenen büyük bir kısmı dil
yanlışlan, bilgi hatalan ve cinsiyet aynm-
cılığını öne çıkaran çarpıklıklarla dolu.
Eğitim düzeyi yûkseldi
Yasa üzerinde yapılan tartışmalann o-
dak noktasını imam-hatip okullannın or-
ta kısmının kapatılması oluşturdu. Oysa
mesleki yönlendirme yeni sistemde zo-
runlu olarak öngörülüyor. Çocuklannı i-
mam-hatip okullanna ver-
mek isteyen veliler 8. sınıf-
tan sonra bu amaçlannı ger-
çekleştırebilecekler. Eski
sisteme göre kırsal alanda ve
kent varoşlannda ilkokuldan
mezun olan öğrencilerden
ortaöğretime devam edenler
şanslı azınlık içinde yer ah-
yordu. tlkokuldan çekip alı-
nan erkek çocuklan bekle-
yen akıbet, aile bütçesine
katkı sağlaması için daha o
yaşta ağır işlerde çalışmak
ve her türlü sömürüye karşı
korunmasız bir şekilde ken-
disine verilen bu ağır yükü
omuzlamak oluyordu. Kız
çocuklarının kaderine ise ev-
leninceye kadar annesiyle
birlikte evin yükünü paylaş-
mak ve her türlü sosyal ya-
şamdan kopuk yaşamak dü-u
şüyordu.
Büyük kentlerde sözde
geleceğe iyı hazırlanmak
amacıyla aılelen tarafından
Anadolu liseleri yanşına so-
kulan binlerce öğrenci, bu
amansız yanştaki stres yü-
küyle çocukluklannı yaşa-
maktanuzaktı.
Işte "8 vılhk kesintisiz eği-
nin''le farklı sosyal gruplar-
dan ve statülerden gelen bu
ailelerin çocuklanna "Size
çocukluğunuzu yaşama ve
eğitim hakkını veriyoruz"
denildi. Öğrenciyi 5 yıl ye-
rine 8 yıl okutmanın ekono-
mik faturasını veliyle pay-
laşma vaadi henüz sınırlı bir
şekilde yerine getirilse de fo-
na aktanlan kaynağın bü-
yüklüğü gelecek için umut
veriyor. Milli Eğitim Bakan-
lığı'ndan alınan bilgiye gö-
re fona sadece TEKEL'den
her hafta 1 trilyon 200 mil-
yon TL kaynak akıyor.
Yeni sistemin 1.5 aylık bi-
lançosuna bakılırken onlarca
eğitımci ve veliyle görüşül-
dü. Eksikliklerden yakınılır-
ken yıne de "Nerden çıktı bu
8 yıÜık eğmm'' diyene rast-
lanmadı. Yakınmalar sistem-
den değil yıllardan beri bi-
rikmiş ve çözülememiş so-
runlardan kaynaklanıyor.
Çocuklannm yeterli dil
eğitimi alamayacağı korku-
suna kapılan birçok aile, il-
kokuldan itibaren yabancı
dil öğrenebilmesi için bu kez
de özel ilkokullara akın etti.
4
8 yıla karşı şeriatçı boykot kırıldı'
Müdür yarduncısı Zinet Güntaş.
Milli Eğitim Müdürlüğü yetkilileriyle
göriiştüğümüzde kâğıt üzerinde 8 yıllık
eğitim tıkır tıkır işliyor, öğretmen eksikli-
ği dışında pek bir sorun görülmüyordu. Eh
öğretmen eksikliği de 8 yıldan kaynakla-
nan bir sorun değildi elbet. Geçmiş yıllar-
da da en can yakıcı sorun bu olagelmişti.
Onun dışındaki sorunlar bakanlığın da kat-
kılanyla çözülmüştü.
"Acaba öjie mi?" diyerek soluğu Üm-
raniye 30 Ağustos İlkokulu'nda aldık.
Okulun bahçesi minik öğrencilerin koşup
seğirtmesine yetmeyecek kadar dardı. Ana
binadan içeri girildiğinde koşuşan öğren-
cilerin kaldırdığı toz bulutundan müdür
yardımcısı Zinet Güntaş'm odasını güç-
lükle bulabildik. Koridorlar çamur ve toz-
dan geçilmiyordu. Müdür Yardımcısı Zinet
Güntaş dertlerini sıralamaya başladığında
yerdeki toz ve çamurun esran çözüldü. 25
derslikli okulda sadece bir tane müsdah-
dem görev yapıyormuş. O da kaloriferci.
Zinet Hoca sorunlan sıralayınca bu sorun
diğerlerinin yanında pek önemsiz kalıyor.
Okulda iş laboratuvan. spor salonu ve *iş-
fik" denilen iş derslerinin görülebi leceği sı-
nıf buiunmuyor. Türkçe, hıgilizce, Mate-
matik, Din Kültürü ve Beden Eğitimi öğ-
retmeni eksikliği var. Okuldaki 9 sınıfa sa-
dece 1 Ingilizce öğretmeni düşüyor. 1200
öğrencinin ders gördüğü okulda bir mik-
roskop bile bulunmuyor.
Bu okulumuz kaçak elektrik kullanıyor.
Çocuklann karanlıkta ders yapmasına gön-
lü razı olmayan Matematik Öğretmeni
Mehmet Hoca, '•Kaçak elektriği okula ben
bağladım" diyerek suçunu itıraf ediyor.
Okula ilk kez bu yıl boya için ödenek gel-
miş. Okulda konuştuğumuz öğretmenle-
rin yüzde 9O'ı ek iş yaparak geçimini sağ-
lıyor. Ümraniye'nin Mustafa Kemal'inde
katkı payı almak büyük bir sorun. Mahal-
lelinin kendisi "himmetemuhtaçbirdede."
Konuşurken Zinet öğretmene imza atma-
sı için uzatılan bir listeye gözatıyoruz. Ka-
yıt yaptırdığı halde birçok öğrenci öğretim
yılı başladığından ben okula gelmiyormuş.
O nedenle Müdür Yardımcısı Zinet Gün-
taş, velilere uyan yazısı göndererek öğren-
cilenni okula istiyor. Devamsızlığın nede-
nini ise şöyle açıkhyor Zinet Öğretmen:
"Bu öğrencilerin hâlâ okul forması, ders
kitabı ve kırtasi>eleri temin edilemcdiğin-
den aileleriokulagöndermiyor. Oysa biz bu
konuda müsamaha göstenŞoruz. Ancakyi-
ne de çocuklar bu eksikliklerin sıkubsinı
duyduklan için okula gelmiwr."
Ee hani Milli Eğitim Müdürlüğü velile-
re bu konuda destek veriyordu. Kayma-
kamlıklara bu amaçla 4"er milyar lira gön-
derilmişti? Zinet Öğretmen gülüyor. "O
parayı hangj öğrenciye dağıtacaksınız. Bu
bölgede herkes yoksul. Sadece 10 öğrenci is-
tediler verdik. Geri kalanlan da farklı de-
ğil ki._ Aynca tek sonınlu okul biz değüiz.
30 Ağustos tlkokulu'nun Okul Aile Birlı-
ği Başkanı NaimeUmardaZinetGüntaş'ı
başıyla onaylıyor. Naime Umar başörtülü
ve dini inançlanna bağlı bir veli. 8 yıllık
eğitime karşı çıkanlara çok öfkeli. "Onlar
inancı eğitime alet ederek cocuklannuzın
geleceğiyle oynuyorlar" diyen Naime U-
mar, gününü evde geçireceğine okul aile
birliğinde sorunlann çözümüne yardımcı
olarak eğitime katkıda bulunuyor. Oğlu ve
kızı da bu okulda okuyan Naime Umar.
"Kış geldiği halde ödenek gelmediğj için
yakmmızı alamadık. Çocuklar paltoik otu-
ruyorlar" di>or Gerçi sınıflarda çocuklar
üçer kişı oturduklan için üşümeleri biraz
zor ya! lkinci durağımız radikal Islamcı-
lann kalesi Sultanbeyli. Toprak yollardan
ve ilginç isimli sokaklarden geçerek ulaş-
tığımız Ahmet Yener îlkokulu cami ile me-
zarlığın arasma sıkışmış. Okula vanrken
gözümüze bazı sokak adlan ve duvar ya-
zılan ilişiyor:"Bir gece ansmn gelebittriz,
İmza: Türk tntikam Tugajı"
Ümraniye'deki sorunlann benzerlerini
.Ahmet Yener tlkokulu"nun Müdürü Şevket
Kol'dan da dinliyoruz. "Oğretmen tutanu-
>oruz. Ahjapı yok. Laboratuvar, spor sa-
lonu ve işlîk yok. Kitapuğumzı Atatürkçü
Düşünce Derneği ve Çağdaş Yaşamı Des-
tekleme Demeği kurdu. 31 sınıfta 1600 öğ-
renci ders görüyor. Yabancı dil konusunda
hazırhğunız yokru. 4 ve 5. sınıfta lngilizce
derslerini smrföğretmenleri veriyor."
Tüm bu sıkıntılara karşı okul müdürü
Kol. "Biz diğer okullara göre kolej sayıh-
nz" diyor.
llginçtir dolaştığımız okullarda gerek
öğretmenler gerekse müdürler bütün sıkın-
tılara karşın yine de "8 yılhk eğitimin gel-
mesini büyük bir şans olarak görüyoruz"
diyerek sistemden değil yokluktan yana
dertli olduklannı vurgulamak gereği
duyuyorlar.
ARAYIŞ
TOKTAMIg ATEŞ
Sivil haatsidik
Insan bazen gözlerine ve kulaklarına inanamı-
yor. Istanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Sayın
Recep Tayyip çıkmış birtelevizyon programında,
"Sivil itaatsizlık haklannı kullananlara saygı duyu-
yonım" diyor. Akşamları saat 21.00'de ışıklarını
söndürenlere de saygı duyuyormuş, başörtüsü
için üniversitelerin kapısında gösteri yapan öğ-
rencilere de.
"Duy da inanma..." diye geçirdim içimden. Ak-
şamlan ışık söndürme eylemi yapanlara "Glu, glu
dansı yapıyoriar" diyen, bunlann başkanı değil
miydi? Ne çabuk öğrendiler sivil itaatsizlik hakkı-
nı? Her şeyleri "çifte standart", her şeyleri "kan-
dırmaca"... Ama bizim "süperzekâlılar"arasında
bunlara kananlar da var.
Sivil itaatsizlik, "yasalann sınırlarınızoriama"d\r.
Eğer toplumsal yaşamı düzenleyen yasalarda ba-
zı boşluklar bulursanız ya da "yoruma açık" kimi
hususlar saptayabilirseniz, bunlardan yararlanır-
sınız. "Sivil itaatsizlik" budur. Yasa ve kuralları
açıkça çiğneyen birtakım eylemlere girişip; daha
sonra bunlann "yaptırımlan", yani müeyyideleri-
nin uygulanmasına karşı çıkamazsınız. Bu durum-
daki bir insan elbette kendini savunacak ve yap-
tığı eylemin demokrasinin kurallan içinde olduğu-
nu ortaya koymaya çalışacaktır. Ama böyle bir
"hak" söz konusu değildir.
Bir toplumdaki antidemokratik ve insan hakla-
nna yeterince saygılı olmayan yasalan değiştir-
mek istemek ve bunun için mücadele etmek, el-
bette demokratik mücadelenin bir parçasıdır. An-
cak hiç kimsenin "yasalara uymama hakkı" yok-
tur. Hele yasalara uymayanlan en ağır bir biçim-
de eleştirdikten sonra; kendisi de aynı şeyi yap-
maya başlayınca, "yasalara uyulmayabıleceğini"
ileri sünmenin, iler tutar bir tarafı yoktur.
Sanıyorum sorun; "yasal" ve "meşru" kavram-
lannın kanştınlmasından kaynaklanmaktadır.
"Yasal" olan şey, yasalara uygun olan şeydir.
Nesnel, yani objektif bir durumdur. Buna karşılık
"meşruiyet" öznel, yani sübjektif bir durumdur ve
kişiden kişiyedeğişir. "Banagöre"; meşru olan bir
şey, yasal olmayabilir. Eğer ben, kendi meşruiyet
anlayışıma göre hareket eder ve yasaya aykırı ey-
leme girişirsem, bu durumda yasanın öngördüğü
yaptırımlara da katlanmak zorunda kalırım.
Herhalde 20 yıl kadar önceydi. O zamanlar; ku-
rucuları arasında olduğum Bursa Üniversitesi Ik-
tisat Fakültesi'nde de iki haftada bir derse gider-
dim. Gittiğimde bir gece kalır ve on, on iki saat
ders yaparak geri dönerdim.
Bir gün derste bu konuyu; yani yasallık ve meş-
ruluk arasındaki farkları anlatıyordum. "Eğer" di-
ye sordum, "Eğer, sizin kafanızdakı meşruiyet an-
layışı ile yasalar arasında bir fark olursa ne olur?"
Şimdi adını anımsayamadığım, militan olduğu-
nu tahmin ettiğim bir öğrencim söz istedi. "İçeri
gireriz Hocam" diye yanıtladı sorumu. İçeri girer
ve arslanlar gibi yatar çıkanz"...
Hiç kimse, "bu bizım sivil itaatsizlik hakkımız"
diye karşı çıkmadı, bu görüşe. Acaba yirmi yılda
bu kadar mı değiştı gençlerimızin yaklaşımları. Ne
demişti şain Zaman gelir, zaman geçer / Zamari.
zaman içinde. I Biz mahpusta gürül gürül yatar-
dık I Yılan çıyan içinde... (Umarım aklımda doğru
kalmış olsun).
•••
Istanbul Üniversitesi'nin Rektörü Sayın Prof. Dr.
Bülent Berkarda, çok saygı duyduğum bir isim
olmasına karşın, rektörlük dönemindeki "icraatla-
nyla" benim açımdan büyük hayal kırıklıklarına
yol açtı. Ozellikle çevresındeki kimi danışmanları,
çok yanlış davranışlara neden oldular. Berkarda
Hoca'yı çok yanlış yönlere sevkettiler. Hiç gereği
olmaksızın, yıpranmasına neden oldular.
Fakat Sayın Berkarda'ya bugünlerde çok büyük
bir haksızlık daha yapılıyor. Kimliklerine yapıştırıl-
mak üzere; başı açık ve yüzleri görünen bir biçım-
de resim çektirmek istemeyen kimi öğrenciler ve
bunların arkasındaki "Islamcı çevreler", asla ya-
kıştınlamayacak ifadelerle saldınyorlar.
Hele Refah Partili kimi milletvekillerinin ve eski
bakanların bu öğrencilere destek olmaları tam bir
komedi. Zira iktidar ellerindeyken bu yönetmelik-
leri değiştirmeyenler, şimdi bu yönetmelikleri uy-
guladığı için bir rektöre çatmaktan utanç duymu-
yorlar.
Bunlar insan aklının alacağı şeyler değil.
Şimdi "çağdışı" ilan ettikleri o yönetmelikleri de-
ğiştirmek için TBMM'de basit çoğunluk yeterlıy-
di. Ama iktidarda olduklan sürelerde başka amaç-
lar peşinde oldukları için, kıllarını bile kıpırdatma-
dılar. Şimdi muhalefete düşünce, "Başörtüye uza-
nan ellerkınlır" diye bağrınmaya başladılar. Bun-
lar milleti aptal zannediyorlar...
• • •
Türkiye tam bir çelişkiler ülkesi oldu. Gelişme-
leri sağlıklı bir biçimde açıklamak asla mümkün
olamıyor.
Örneğin 29 Ekim'i kutlama "yanşmasmda";
CHP'nin Kayahan'ı, RP'nin Mahsun Kırmızıgül
ve Mustafa Sandat'ı sahneye sürdüklerini görü-
yoruz.
Bunlann herüçüdehiç kuşkusuziyi müzisyen-
ler. Ama. kendini Özal'ın "manevi evladı" olarak
ilan eden ve Özal öldüğünde, televizyonlarda ağ-
layan Kayahan'ın, CHP toplantısında ne işi var?
Aynı biçimde, Refah'ın "mehter müziğinden"
tad alan yandaşlarının Mustafa Sandal'ın müziği-
ne sıcak bakabileceklerini hiç tahmin etmiyorum.
Ne biçim işler bunlar?..
Istanbul halkı 29 Ekim Cumhuriyet Bayramı'nı,
geçen senekinden de daha büyük bir coşkuyla
kutladı. "Atatürkçü" ve "laik" kimliğini ön plana çı-
kartan insanlanmız, çok kötü hava koşullanna rağ-
men caddeleri doldurdular. Fener alayları düzen-
lediler, marşlar söylediler.
Fakat tüm bu coşkudan haberi olmayan ve ken-
di içlerindeki heyecan sönmüş olan kimi arkadaş-
lanmız, "Artıkhalkımızilgi göstermiyor" gibisinden
"inciler" döktürdüler...
Bu konuya bir başka yazımda genişliğine deği-
neceğim. Ama bazı şeyleri anlamakta ve değer-
lendirmekte gerçekten çok zorlanıyooım.
• • •
TÜYAP Kitap Fuarı da açıldı. Bir hafta kitapla ya-
tıp kitapla kalkacağız. Hoş, zaten deliye her gün
fuar...
Belki küçük bir katkınız. bir çocuğa önıür boyu eğitim
sağlayacak, belki de >üzlerce çocuğumuzun okuvacağı bir
okulun temel taşı olacaktır kim bilir? Desteğinizi
beklivoruz...
ÇAĞDAŞ EĞİTİM VAKFI
Tel: 6211-2% 28 99 Faks: 0212-286 13 54
Vakıjbank Eliler Şb. Çev Bağış Hesap \o: 2012776