Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
SAYFft CUMHURİYET 6 OCAK 1997 PAZARTESİ
HABERLER
Cezaevine karşı
tünban
komisyonu
• A>KARA(ANKA)-
TBMM In^an Haklan
Komi>yonu insan haklan
ihlallerı açısmdan bazı
kururrlarda jygulanan
türban yasağı konusunda
araştıma yapmak \e
cezae\lerirdekı sorunlan
yerınde inceiemek için iki
ayn al: komısyon oluşturdu.
TBMM Insan'Haklannı
lnceleTie Komısyonu'nda
türban yasağı konusunun
önceükle e!e alınmasını
isteyen RP'lılerle
komis\onuadi|er üyelerı
karşı karşna geldi. RP'lı
üyelercezaevlerindeki 50
bin kişıyı ilgılendiren insan
haklan ıhlallerınden çok
bütün toplurau ilgılendiren
insan haklan ıhlallerinin
gündeme geıirilmesinı
isteyerek. bu çerçev ede de
ilk olarak türban yasağının
ele alınmasını istedıler.
Bunun lizenne komısyon her
iki koııuda Ja araştırma
yapmak üzere ıkı ayn alt
komis>on oluşturdu.
Parlamenter
dokunulmazlığı
• GAZİANTEP(AA)-
Gaziantep Barosu Başkanı
Bahaettın Bozgeyik. yargı
bağımsızlığı ve hâkım
teminatı prerısipleriyle
bağdaşmayan. başta anayasa
olmak üzere tüm yasalardakı
hükümlerin bır an önce
degiştırilmesi \eya
kaldınlması gerektığini
savundu. Bozgeyik.
milletvekıli
dokunulmazlığmın
demokratik ülkelerde olduğu
gıbı parlamento
dokunulmazlığı şeklınde
algılanmasını sağlayacak
yasal değişikliklerin
yapılması gerektığini
kaydederek. "'Milletvekilı de
olsabireyler yargı
denetiminden kaçmamalı.
Bağımsızlığı güvenceve
alman yargının kararlanndan
çekinilmemeli" diye
konuştu.
Yücelen artık
ANAP'tan memnun
• ANKARA (ANKA)-
ANAP'tan ıstıfa edip geri
dönen Içel Mıllervekili
Rüştü Kâzım Yücelen, istifa
gerekçelerinin \e ikazlarının
partı üyelerinde etkili
olduğunu. partisinin
muhalefet düzeyinın i\me
kazandığını söyledi.
Yücelen, "ANAP eski
ANAPdeğil. Partinin
bugünkü durumundan
memnunum" dedı. Yücelen.
istifa etme nedenınin
"ANAP'ın ana muhalefet
partisı gibi davranmamasf
olduğunu hatırlattı. istifa
gerekçeleriyle ANAP
tabanının tepkisıni dile
getirdiğinı ifade eden
Yücelen. "Özeliikle
Susurluk olay ı sonrasında
ANAP. muhalefetinın
ivmesini yükselüi. İnsan
haklanna sahip çıktf" diye
konuştu.
REFAHYOL
yasaları
• ANKARA (ANKA) -
YÖK. ve promosyon yasa
tasansı başta olmak üzere
hükümetin getıreceği birçok
tasannın yasalaşmasınakarşı
olan ANAP'ın, tasanlann
her şeye rağmen yasalaşması
halind'e Anayasa
Mahkemesi'ne baş\uracağı
belirtıldi. ANAPGrup
Başkanvekıli Murat
Başesgioğlu. I997'de
Susurluk olaymın açığa
çıkarılması için başlatılan
mücadeleye dev am
edeceklerinı. temız toplum
mücadelesinı
sürdüreceklerini. gelir
dağılımındaki
adaletsizliklerin giderilmesi
için ellerinden geleni
yapacaklarını bildırdi.
Adil düzen
değişiyop
• ANKARA (ANKA) -
tktidardaki ılk dönemi olan
I996"nın ıkinci yansını
muhalefette sav unulan
görüşlerden çark edilip
edilmediği tartışmalanyla
geçiren RP'yi. I99
7
'de'
bekleyen en önemli sorun.
partinin anayasası olan adıl
düzen programının restore
edilmesi için başlatılan
çalışma olacak. Hükümetteki
ilk aylarını iktidara gelmenin
coşkusu içınde geçiren RP.
yılın sonlarına doğru
uygulamalann adıl düzen
programına ne kadar uygun
olduğu tartışmaiannın içine
sürüklendi. Başlangıçta
programın tam olarak
uygulanmaması konusunda
koalisyon protokolü gerekçe
olarak gösterılırken.
özeliikle serbest piyasa
ekonomi>i \e sonuna kadar
özelleştirmeci politikalar.
partı tabantnda tartışmalara
yol açtı.
Hilton, Conrad, Swissotel,
Çırağan ve Dedeman otellerinin
müdürleri ifade verdi Rumarhaneler Çatlı
Kocadağ ve Bucalci taramıyor
BİZBİZE
ANKARA (L'BA) - tstanbul DGM Baş-
savcılığı'nın ifadesini aldığı İstanbul'daki
kumarhane müdürleri "Susurluk iiçlü-
sü"nü hiç tanımadıklannı söylediler. Sav-
cılık ıfadeleri. bazı çe\ relerde.u
Kılıfhanr-
lanıyor. Bu ifadelerden sonra Susurluk iiç-
geninin kumar işi\le ilgisi yok denilecek"
yorumlanna neden oldu.
Susurluk üçlüsüyle kaza sonrası "taıu-
şan" kumarhaneler arasında.AbdullahÇat-
h'nın da adının karıştığı ve 3 özel tim
görev lısi tarafından öldüriildügü iddıa edı-
len Ömer Liitfü Topal'ın sahibi olduğu
Emperyal kumarhanelennin deolması dik-
kat çek'ti
Haraç ve çek- senet ilişkisi soruldu
Istanbul DGM Başsa\cılığı, Susurluk "ta-
ki kazadan sonra. 13 Aralık 1996 gün \c
Hz. 1996 2303 sayılı talımat müzekkere-
siyle. istanbul'daki bütün kumarhane mü-
dürlerinin ifadesinı aldı.
Sav cıiık. kumarhane müdürlerine. Meh-
met Özbay adıyla bilinen Abdullah Çatlı.
Şanlıurfa DYP Milletvekili SedatEdip Bu-
cak. Susurluk'taki trafik kazasındayaşamı-
• İstanbul DGM Başsavcıhğı'nın talimatıyla aralannda Hilton,
Conrad. Svvissotel, Çırağan. Dedeman gibi otellerin
kumarhanelerinin de yer aldığı listede ifadesi alınan tüm kumarhane
müdürleri, adı geçen isimleri Susurluk'taki trafik kazasmdan sonra
tanıdıklarını, bu kişilerin kumarhanelerine daha önce gelmediğini ve
kendılerine hiçbir konuda baskı yapmadıklannı öne sürdüler.
nı yitiren Emniyet Müdür Yardımcısı Hü-
seyin Kocadağ ile aynı otomobilde bulu-
nan Conea Us isimli şahıslan tanıy ıp tanı-
madıklan sordu.
Istanbul'da bulunan tüm kumarhanele-
rin en yetkiii isimlerine aynca. Susurluk
olayında adı geçen kişiler tarafından baskı
görüp görmedıkleri. mafyanın haraç isteğı
ve çek-senet olaylarıyla ilgıleri soruldu.
İfadesi alınan kumarhane müdürlennın
tamamı Sedat Edıp Bucak. Hüsevın Koca-
dağ. \bdullah Çatlı ve Gonca Ls ısımlcn-
nı tanımadıklannı sö; ledıler.
Kumarhane müdürlen. bu isimlenn ku-
marhanelerine de hiçbir zaman gelmediği-
ni. bu kişilerle bırlikte hiçbir iş yapmadık-
lannı da bildirdiler.
İstanbul DGM Başsavcılığı Susurluk'ta-
ki kazadan sonra. 13 Aralık 1996 gün \e
Hz. 1996 2303 sayılı talımat müzekkere-
siyle ifadesi alınan ve Susurluk üçgeniyle
kazadan sonra tanışan kumarhaneler ve
yetkılılerinın lıstesı:
ifade veren yetkililer
üsman Hakan $enel - Çırağan Saravı
Casino.
Ali Sözer - Di\an Oteli Casino.
Murat Oüuz Tercümanoğlu - Maksim
tğlence Merkezi.
Vlehmct Doğan - İstanbul Dedeman
Casino,
Ekrem Caymaz - Büyük Sürmelı Otelı
C'asıno.
Osman Bahadır Erzaim - Conrad
Oteli Casino,
Süleyman Süel - İstanbul Hilton Oteli
Casino.
Zehra Begüm Özer - İstanbul Prens-
ses Oteli Casino,
Hasan Süha Erdoğan - Maçka Otelı Ca-
sino.
Aslı Hökerek - The Marmara Casino,
Alı Işık - Büyük Tarabya Otelı Casino.
Orhan Öztürk - Ceylan Interconti-
nantal Casino,
Şev ki Özer - İstanbul Hay at Oteli Casi-
no.
Hasan Ebedi - Çınar Oteli Casino.
Süleyman Leventoğlu - Eresin Otel Ca-
sino.
Muzafler Elko\an - Akgün Oteli Em-
peryal Casino,
Mehmet Ünal Altınyuva - Olcay Oteli
Casino.
Erkan Altun - Aiaköy Holidav Oteli
Casino.
Adnan Saraç - Yeşilköy Polat Rönesans
Oteli Emperyal Casino.
Hakan Cengiz - Merit Antik Oteli Ca-
sino.
RP'ye
D-8'ler
içinDYP
tepkisi
Haber Merkezi - DYP Genel
Başkan Yardımcısı Mehmet
Gölhan. Başbakan Necmettin
Erbakan'ın girişimlenyle
toplanan D-8'ler toplantısını
değerlendırirken Türkıye'nin
tercihinın Avrupa BirhğVnden
yana yaptığını söyledi. Gölhan.
"Türkhe, geri kalmış ülkeler
içinde kendine yer a>ıramaz"
dedı. CHP Genel Sekreter
Yardımcısı Eşref Erdenı de
toplantıyı eleştirerek "Körterle
sagırlar. birbirini agırlar"diye
konuştu. Gölhan. DYP Genel
Merkezi nde düzenlediğı basın
toplantısında. Türkive'nin
zenginler kulübü arasında
yerıni alacağını belirrti.
Gölhan. "Türkiye, tabii ki geri
kalmış ülkeler içinde kendine
yer ayıramaz. Türkiye'yi son
derece canlı, dinamik bir
gençlik bekii\or. Türkiye'yi
bağlasanız bile verinde
durnıaz, mutlaka çağa
damgasını vuracaktır"dedi.
Gölhan. gazetecilerin D-8
toplantısını anımsatarak
"Türkiye tercihini Batı mı
yoksa bu ülkelerden yana mı
yapacak" diye sormaları
üzenne Türkive'nin
Atatürk'ün gösterdiği yolda
tercihini Avrupa Birliği'nden
vana yaptığını kaydeftı. CHP
Geneİ Sekreter Yardımcısı
Eşref Erdemde D-8'ler
toplantısını eleştırdı. Erdem.
"Bu toplantı tam anJamıyla
'körlerle sağırlar birbirini
aĞırlar' anlayışı içinde yapüdı"
dedi.
K a r a b u k
'
ü n
Safranbolu ilçesi E-
m e k ^lahanejpnje 30 } 1 | arauksız
olarak muhtarlık yapan "Deli Sezai' lakaplı Sezai ^ ıldvz'a (63) C umhurbaşkan» Süley-
man Demirel tarafından fotr şapka hediye edildi. Dcmircl'in hcdiye cttiği fbtr şapkayi
bir an olsun başından çıkarmayan muhtar Sezai, "Ben Demirel havranı biriyim. V'ıl-
lardır Baba'ya ya/ı\orum. Sonunda bana bir şapkasını gönderdi. Artık gözüm açık
gitmez" dedi Semt sakinleri ise "Deli Sezai. Baba Sezai oldu. Artık bi/im de bir baba-
mız \ar. Baba Sezai her gün Demirel gibi giyinip mahallede teftişe çıkıyor. Kendisiyle
gurur duyuyoruz" diye konuştular. (Fotoğraf: A A)
6
ABD'nin İran politikası yenildi'
İstanbul Haber Senisi - İran
Dışişleri Bakanı Ali Ekber
Velayeti. gelışmekte olan 8
Müslüman ülkenin oluşturduğu
D-8 grubunun. -kesinlikle
ekonomik bir kutba
dönüşebileceğini" söyledi.
Velayeti. ABD'nin İran'ı tecrit
politikasının da bütün dünyada
yenildiğini savundu.
iran. Pakıstan ve Türkiye
arasında yapılan '.Afganistan"
konulu toplantı öncesinde basın
toplantısı yapan \'elayeti. D-8
Grubu dışişlen bakanlannın
önceki gün İstanbul'da yaptığı
toplantıda büvük adımlar
atıldığını belirttı. D-8
toplantısına katılan ülkelerin.
Başbakan Necmettin Erbakan
tarafından davet edildiğme ve
Erbakan'ın girışimine çok hızlı
ve olumlu tepkı verdığıne ışaret
eden Velayeti. bu hızlı ve
olumlu lepkınin. böyle bir
oluşuına duvulan ihtivacı
kanıtladığını vurguladı.
"Bugünün dünyasında tşbirliği
yapmadan ekonomik
faaliyetlerde başanlı olunması
mümkün değildir" diven
Velayeti. D-8 grubunun
kaçınılmaz biçımdc "siyasi
etkileri olacağım" \ urguladı
\elaveti. bu gırişimııı ABD'ye
karşı kullanılıp
kullanılmavacağına dair bır
sorıı\u da "ABD'nin İran'a
yaptınm uygulanıa ya da tecrit
etme politikası. sadece D-8'de
değil. bütün dünvada yenildi.
İki-üç ülke dışında ABD'nin
politikasını izleyen ülkc
kalmadı. ABD'nin politikası
büyük başansı/lığa uğradı"
dive yamtladı.
Velayeti. Başbakan Necmettin
Erbakan'ın. İran ile askeri
işbırliğı isteyip istemedıği
yolunda bir soru üzerine
"Erbakan, İran ziyareti
sırasında İran'da vapılan
savunma araç gereçleri de dahil
olmak üzere. geniş kapsamlı
işbirliği istedi" dedi. İran
Dışişleri Bakanı aynca. Türkiye
ve Suriye arasında arabuluculuk
önerilennin her iki ülke
tarafından da olumlu
karşılandığını söyledi.
3 özel tim
görevlisi
bugün
TBMM'de
ANKARA(Cumhuri>et Bürosu)-
"Kumarhaneler kralı" olarak bili-
nen Ömer Lütfii Topal cınayetine ad-
ları kanşan. DYP Şanlıurfa Mıllerve-
kili Sedat Edip Bucak'ındakoruma-
sıözel harekâiçı 3 polıs,TBMM Su-
surluk \raştırmaK.onıisyonu'na bu-
gün ifade verecek. Özel Harekât Da-
iresi Başkanvekilliğıgörevinden alı-
nan İbrahitn Şahin'in de yarın ko-
mısyona gelmesı beklenıyor Şahin
ile nolıslerın ifade birlığı sağlamak
için yılbaşında bir araya geldıklerı
öne sürüldü. Bu arada. karanlık bağ-
lantılarla ilgiiıiddıalann odağında y-
eralanDYP'lilenngelışmelerdenra-
hatsı? olduklan, kavga ve tartışma-
larçıkararak komisyonu lağvettirme
ya da rapor yazımını engelleme tak-
tıği izieyebilecekleri bıldırildı.
Yılbaşı nedenıyle 11 gündür tatıl
yapan milleivekillerını TBMM'de
yoğun bir hafta beklıyor TBMMde
bu hafta hem soruşturma ve araştır-
ma komısyonlannın hem de genel
kurulun gündeminde önemli dosya-
lar ve yasalar bulunuyor.
Ömer Lütfü Topal cınayetine ad-
ları kanşan ve TBMM Susurluk
Araştırma Komısyonu'nun 1996 yı-
lındaki son toplantısına çağrılı ol-
duklan halde katılmayan özel tim gö-
rev lilen Ayhan Çarkın, Ayhan Akça
v e Oguz \brulmaz' ın bugün komis-
yona gelmelen beklenıyor. Komis-
yon toplantısı öncesinde. y ılbaşı ge-
cesi. Ayhan Çarkın ile İbrahim Şahin
ve bazı pohslerin Eryaman'da bir ev-
de buluştuklan öne sürüldü. Bu gö-
rüşmede. ifadeler arasında çelişkiler
olmaması için. komisyona verilecek
bilgıler v e y apılacak açıklamalar ko-
nusunda birlik sağlanmasının amaç-
landığı belirtildi. Komisyon. y ann da
İbrahim Şahin ile eski İstanbul Em-
niyet Müdür Yardımcısı Bilgi Ünal'ı
• dinleyecek. 7. Cumhurbaşkanı Ke-
nan E>Ten. Genelkurmay Başkanı
Orgeneral tsmail Hakkı Karadayı.
Jandarma Genel Komutanı Orgene-
ral Teoman Koman. MtT Müsteşan
Sönmez Köksal ile Emniyet Genel
Müdürü Aladdin Yüksel de komısyo-
na davet edildi.
TBMM Malvarhğı Soruşturma
Komisyonu'nun 8-9 ocak tarıhlerin-
de yapacağı toplantılarda hakkında-
kı iddıalan yanıtlamak i'ızere Tansu
Çiller davetli. Ancak Çiller'in TE-
DAŞ ve TOFAŞ komisy onlannda ol-
duğu gibi komisyona gelmek yerine
soruları yazılı olarak yanıtlaması
beklenivor.
SIFIR NOKTASIIORAL ÇALIŞLAR e-mail: oral.calislar@planet.com.tr
Bir hafta önce eski MİT ele-
manı. karanlık işlerin uzmanı
Yarbay Korkut Eken, TBMM
Araştırma Komisyonu'na verdi-
ği ifadede, Çatlı'yı 12 Eylül'den
önce de kullandıklarını söyle-
mişti. Bu ifade, ana başlıklanyla
gazetelerdeyeralmıştı. Eken'in,
basına yansıyan bu sozleri üze-
rine. devletin Abdi İpekçi'nin
katilini ortaya çıkarmasını iste-
miştim.
Çatlı'yı devlet kullandığına gö-
re; 12 Eylül öncesı Çatlı'nın ka-
tıldığı. organize ettiği bütün cina-
yetlerin devletin bılgisiyle ve
yönlendirmesiyle yapılmış oldu-
ğu ortaya çıkıyor dedim. Dünkü
gazetelerde Eken'in açıklamala-
rı daha ayrınttlı olarak yer aldı ve
Çatlı'nın 12 Eylül 1980'den ön-
ce devlet tarafından kullanıldığı
resmi bir ağız tarafından doğru-
lanmış oldu.
Yine dünkü Gumhuhyet'te
devletin bir başka resmi kurumu
poHs örgütü, Çatlı'nın hangi ci-
nayetlere kanştığının listesini çı-
kardı. Bu uzun liste: ipekçi'nin
öldürülmesinden Ağca'nın ce-
zaevinden kaçınlmasına, Do-
çent Bedrettin Cömert'in öldü-
rülmesinden Ankara Bahçeliev-
Mumcu'yu, İpekçi'yi, Cömert'i kim öldürttü?
ler'de 7 TIP'Iİ gencin katledilme-
sine kadar uzayıp gidiyor. Ülku-
cülerin önde gelen katillennin de
devlet tarafından kullanıldığı ya-
vaş yavaş netlık kazanıyor. Ha-
luk Kırcı. bunlardan yalnızca bır
tanesi. Mehmet Alı Ağca. Oral
Çelik de şu anda ortaya çıkan-
lar.
0 zaman biz devletten bu ci-
nayetlerin ardındakı emır veren-
lerin ve yönlendirenlerın kımler
olduğunu oğrenmek istıyoruz.
Korkut Eken eski bir Özel Harp
Dairesı mensubu. 12 Eylül önce-
si, bu daırenin Türk Genelkur-
mayı'nın bilgisı dışında bır örgüt-
lenme olduğu açıklanmış, daha
sonra da Genelkurmay'a bağ-
landığı soylenmıştı.
Zamanın Başbakanı Bülent
Ecevit. Özel Harp Dairesı'yle ıl-
gıli önlem almak ıstemesıyle.
kendisine, eşine veyakın çevre-
sine 5 kez suikast girişiminde
bulunulduğunu, TV kameraları-
na daha yenı açıkladı. Bülent
Ecevit'le 12 Eylül sonrası Ordu
Dil ve Istıhbarat Okulu'nda bır-
likte tutukluyken Özel Harp Da-
iresi'ni sonnuştum. sorulanma
oldukça ketum cevaplar vermiş-
tı. Bu konuda askerlerın kapalı
bır tutum içınde olduklarından
yakınmıştı.
Aradan 20 yıla yakın bir sure
geçtı. HaL' bu suikastları kımle-
rin yaptığı ortaya çıkmadı. Bır ül-
kenın başbakanına ve arkadaş-
larına 5 kez suikast girişiminde
bulunuluyor ve kimse bu olayı
soruşturmuyor veya soruştura-
mıyor. Yine devlet Çatlı'yı ve ci-
nayet ışleyen diğer ülkucülerı
kullandığını itiraf ediyor. Bu du-
rumda ülkemızdekı faılleri orta-
ya çıkmamış bütün önemli su-
ıkastların arkasında devlet güç-
lerinin bulunduğu kabul edilmiş
oluyor.
Arkadaşımız Uğur Mum-
cu'nun öldürülmesinden sonra
soruşturmayı yuruten Ankara
Devlet Güvenlik Mahkemesi
Savcısı Ülkü Coşkun, Güldal
Mumcu'ya tanıklar yanında di-
le getırdiğı, "6u ışın ucu devle-
te uzanıyor" yakınması daha da
anlamlı hale gelıyor. Biz şimdı.
İpekçi'yi. Mumcu'yu. Bedrettin
Cömert'i ve onun gibi öldürül-
müş diğer aydınlanmızın. hangi
merkezi güç tarafından oldürül-
duğünü resmi açıklamalarla
saptamış bulunuyoruz. Bu cina-
yetlerın arkasında resmi güçle-
rın olduğu. artık tartışmaya ge-
rek kalmayacak ölçüde ortaya
çıkmış durumda.
Temiz bir devlet için. bir hukuk
devletı için bu cınayetlerin plan-
layıcılannı saptamak hıç güç de-
ğıl. Bizim eiimizdekı bilgiler bile
bunu ortaya çıkarmak için ye-
terlı. Kaldı kı devlet ısterse bu
bilgileri derınleştirebılir, o dö-
nemdekı sorumluları saptayıp
sorgulayabilir ve bütün bu bağ-
lantıları ortaya çıkarabılir.
Devlet ciddi bır şaibe altında.
Bu şaıbeyi temizlemek ise dev-
letin gorevi. Devleti yönetenler,
kendı ıçlerinde hangi siyasi ter-
cihlerin sonucu bu cinayetlere
başvurulduğunu soruşturmak
ve ortaya çıkarmakla yükümlü-
ler. Ipın ucu yakalandı. Mehmet
Ağar, Sedat Bucak bır tutamak.
Yaptıklarının hesabını versinler.
Aynca bu ış Mesut Yılmaz'ın
deyimiyle gideceğı yere kadar
gitmek zorunda. Yoksa, sınırlı bir
operasyon. bir şeyi değiştirmez.
Hâlâ gençlerin kafasını kırmak
isteyen bir anlayış. güvenlik güç-
lerinin içinde bütün canlılığıyla
yaşıyor. Özel tim, Güneydo-
ğu'da vatan. millet, Sakarya
edebiyatının arkasına saklana-
rak Lice'de. Diyarbakır'da yara-
yı kanatmaya devam ediyor.
Türkiye, Susurluk'ta açtığı yo-
lun henüz başmda. Daha kımse
hakkında dava bile açılmadı. A-
ma hâlâ her gün dağlarda genç-
lerımız can verıyor. Uyuşturucu
şebekeleri işlenne devam edi-
yor. Mehmet Ağar ve Sedat Bu-
cak'ın partısi iktidarın ortağı ola-
rak yerli yerinde duruyor.
Kim iktıdarda olursa olsun,
elinde hangi gücü bulundurursa
bulundursun; ipekçı'nin. Mum-
cu'nun ve faili meçhul cinayet-
lerde yaşamını yitirmiş tüm in-
sanlarımızın katillerinın ve az-
mettiricilerinın suç delılleriyle bir-
lıkte sanık sandaîyesine oturtu-
lacakları günü bekliyoruz. Bu
hesabı sormaktan asla vazgeç-
meyeceğiz. Devlet ıçindekı bu
pisliği temizleyinceye kadar bu
takip sürecek.
ERDAL ATABEK
Ya Amerikan Mandası
Anadilımiz olan "Türkçe"nin de yasayla korun-
ması gereken "ulusal değerter" durumuna geldiği
günlerı yaşıyoruz. Böyle bır yasa hazırlığı olduğu-
nu okuyunca (Milletvekili Işılay Saygın tarafından)
konu tartışma gündemine gelmiş oldu.
Türkiye Cumhuriyeti'nin kuruluş yıllannda Ata-
türk'ün bağımsızlık mücadelesinin hiçbir engel ta-
nımayan yılmaz bır kurucusu olduğu, günümüz
gençliğine 1yı anlatılamamıştır. Atatürk'ün yanında
yer almış kimi kişilerin bile koşulların kötülüğünden
etkilenerek "Biz boyle kurtulamayız, yenemeyece-
ğımiz engeilerde yıtıp gitmektense Amerikan man-
dasını kabul edelim. uygar dünyaya katılalım" bi-
çiminde düşündükleri de bugün unutulmuş gibidir.
Atatürk ve dönemi anlatılırken bu olayların da eleş-
tırel düşünce açısından, değişik seçeneklenyietar-
tışılarak anlatılması gerekır.
Biz de "Ya Türkiye, Amerikan mandası olsaydı,
bugün neler yaşanırdı" sorusuna yanıt arıyoruz.
-Öncelıkle "İngilizce", "Türkçe "den daha önem-
li sayılırdı. lyi Türkçe bilmek pek önem taşımazdı,
ama iyı ingilizce bilmek çok önemli sayılır, hem top-
lumsal değer hem de yüksek gelir sağlamada
anahtar olurdu.
- Amerikan kolejleri, ingilizce eğitim yapan kolej-
ler ve üniversiteler. Türkçe eğitim yapan okullardan
çok daha yüksek bir değer taşırdı.
- Amerikan Doları, Türk Lırasfndan daha etkili bir
para birimi olurdu. Türkiye'de yapılan hesaplar, ör-
neğin otel ücretleri, satılan malların bedelleri dolar
üzerinden hesaplanırdı. insanlar, Türk ürası yerine
Amerikan Doları biriktırmeye çalışır, "Kaç paralık
adam?" deyimının yerini. "Kaç dolariıkadam?"de-
yimi alırdı.
- Türkiye'nin hangi görevlilerine ne miktarda üc-
ret verileceğine Amerika'nm egemen olduğu ku-
rumlar karar verır. Türk yetkılileri bu durumu "elle-
nnde olmayan neden" olarak açıklarlardı.
- Türkiye'de sıyasal iktidara yükselmek isteyen
politikacılar, "kendılennin Amehka tarafından iste-
nen, Amehka başkanı ile çok samimi olduğunu if-
tiharla açıklayan" bır tutum sergilerlerdi. Amerı-
ka'da mülk edinmek. orada iş yapmak, Türkiye'de
politika yapan kışıye prim sağlardı.
- Amerikan sineması. sınema salonlanyla, getir-
tilen filmlerle bütün ülkeye egemen olur, en abur cu-
bur fılmler bile her sinemada oynarken Avrupa film-
lerı bile salon bulamaz duruma gelirdi.
- Amerika'da her yeni çıkan müzik türü bile anın-
da Türkıye'ye gelir, hemen benımsenir, çocuklann
bile diline ve hareketlerıne yansırdı.
- Amerikan tipi fast-food beslenme yayılır ve yük-
sek bır benımsenme değeri taşırdı. Yiyecek ve içe-
cekler Amerikan markası taşıyorsa pazar değeri
hemen artardı.
- Amerıkalılar nasıl gıyinıyorsa Türkler de hemen
öyle giyınmeye başlar. kasketlerınden ayakkabıla-
rına kadar her yerde Amerikan markaları satılırdı.
Bunlarıgiymeyenlerkendılerini "görgüsüz, ahmak,
hamşo" hiss,ettikîeri için onlar da ne yapar eder, bu
markalardan edinmeye çaiışırlardı.
- Türk çocukları kendi kültürlerinin dehası olan
Nasreddin Hoca'yı öğrenme fırsatı bulamadan
Amerikan çizgi filmlerinın kahramanlarını tanıriar;
Ninja Kaplumbağaları. Süpermen, Bad-Man, Ac-
tion-Man gibi kahramanlarla hayal dünyalarını ku-
rarlardı.
- Çocuklann giysileri de Amerikan markası taşı-
mıyorsa anne-babaları "yavrularına gereken de-
ğeri veremedikleri duygusu"na kapılır, hemen ko-
şup onlara bu markalardan gıyecekler alırlardı.
- Türkçe adı olan hiçbir derginin satış şansı ol-
madığı için çıkan dergilere özenle "Amerikanca"
adlar bulunur, bu dergıler kapış kapış satılırdı.
- Amerika'da yaygın olan salon oyunları daha
önce oynanan oyunların yerini alır, bu oyunu oyna-
tan salonlara gitmek özel bir önem taşırdı.
- Mağazalar. marketler, giysi dükkânları, yiyecek
içecek salonları hep "İngilizce" adlar kullanır, cad-
delere çıkanlar kendılerıni Amerika'nm sokakların-
da hissedip mutlu olurlardı. Bu mağazalara girip
çıkmak. buralardan alışveriş yapmak Türkler için
özel bir gurur kaynağı olurdu. Buralardan yapılan
alışverişlerde de yabancı markalı ekmekler, yaban-
cı markalı peynirler. içkiler daha değerlı sayılırdı.
- Sonra da sıra koltuklara. kanepelere gelir, Ame-
rikan tipi evler yapılır. dolar üzerinden satışa sunu-
lurdu.
- Ucuzluk yapan mağazalar "ucuzluk" yazılı ta-
belaya bir de "sale" sözcüğünü eklerlerdi.
iyi ki Amerikan mandası olmamışız, değil mi?
Devriınci öğrenciye
gerici saldırılar
• Erzurum Atatürk Üniversitesi ',
kampusunda kız-erkek öğrencilerin el ele
dolaşmaları yasak. Uzun saçı da yasaklayan ]
gerici meçhul güçler kovduklan kurala ;
uymayan öğrencilere saldırıp dö\üyorlar.
ERZL Rl M (Cumhuri-
yet) - Atatürk Lnıversitesi
kampusu içerısınde son gün-
lerde uzun saçlı olduklan ve
kıziarla el ele ya da sarmaş
dola^ gezdiklerı ıçın çok ^a-
yıdaöğrencmin saldırıya uğ-
raması huzursuzluk yarattı.
Son bır hafta içerısınde yak-
laşık 20 öğrencinın değışık
bahanelerle tariaklandığı
öğrenıidı
Atatürk Lnıver>ıtesi'nde
öğrcnım göreıı demokrat öğ-
rencilere yöneliksaldırıların
artması tedirgınlik yarattı.
Değişik bahanelerle öğren-
cilere saldıran kimlıği meç-
hul kişiler, öğrencıleri tar-
taklarken saldırganlardan
bugüne kadar yakalananın
olmaması da tepkılere neden
oldu. "Sudanbahanelergös-
ı teren bazı kişilerin saldınsı-
na uğradıklannr ifade eden
öğrencıler. ünıversıtegüven-
lik bırimlerının ve polısin
olaylar kar^ısında duyarsiz
kalmalarına da aıılam vere-
mediklerını söylediler.
Kampus içerısınde geze-
medıklerını dile getiren çok
sav ıda öğrenci. kimliği meç-
hul kişilerin ya saldırısına
uğradıklarını ya da tehdit
edildıklerıni söylediler.
İsımlerinin açıklanmaması-
nı isteyen öğTencıler. olup
bıtenlere anlam veremedilc-
lerıni belırterek şöyle dedf-
ler:
"Saçlarımızın uzunluğu
bahane ediliyor. Nolunıuz ke-
siliyor. Kız arkadaşlanmızla
dolaşmamız bahaneediliyor
önümiiz kesilivor. Okul iceri-
sindeki dav ranışlanmızın bi-
le hesabı soruluyor. Tek tek
döv ülüyoruz. Aslında bizkr
olayın asıl nedeninin siyasioi-
duğunu bilhoruz. Ama sal-
dınv ı gerçekleştirenler olayı
farklı yönlere çekiyorlar."
Öğrencıler. AÜ Güzel Sa-
natlar Fakültesi'nin hedef
fakülte haline geldiğindea
y akınıyorlar. Üç yıl önce ku-
rulan ve yüzlerce yeteneklı
öğrencinın bir araya geldiğj
fakültenin bir türlü benim-
senmedıği veöğrencilerinin
sıra dışı oluşu nedeniyie sal-
dırılann bu fakültede yoğun-
la^tığı belırtiliyor.