23 Kasım 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFft CUMHURİYET 6 OCAK 1997 PAZARTESİ HABERLER Cezaevine karşı tünban komisyonu • A>KARA(ANKA)- TBMM In^an Haklan Komi>yonu insan haklan ihlallerı açısmdan bazı kururrlarda jygulanan türban yasağı konusunda araştıma yapmak \e cezae\lerirdekı sorunlan yerınde inceiemek için iki ayn al: komısyon oluşturdu. TBMM Insan'Haklannı lnceleTie Komısyonu'nda türban yasağı konusunun önceükle e!e alınmasını isteyen RP'lılerle komis\onuadi|er üyelerı karşı karşna geldi. RP'lı üyelercezaevlerindeki 50 bin kişıyı ilgılendiren insan haklan ıhlallerınden çok bütün toplurau ilgılendiren insan haklan ıhlallerinin gündeme geıirilmesinı isteyerek. bu çerçev ede de ilk olarak türban yasağının ele alınmasını istedıler. Bunun lizenne komısyon her iki koııuda Ja araştırma yapmak üzere ıkı ayn alt komis>on oluşturdu. Parlamenter dokunulmazlığı • GAZİANTEP(AA)- Gaziantep Barosu Başkanı Bahaettın Bozgeyik. yargı bağımsızlığı ve hâkım teminatı prerısipleriyle bağdaşmayan. başta anayasa olmak üzere tüm yasalardakı hükümlerin bır an önce degiştırilmesi \eya kaldınlması gerektığini savundu. Bozgeyik. milletvekıli dokunulmazlığmın demokratik ülkelerde olduğu gıbı parlamento dokunulmazlığı şeklınde algılanmasını sağlayacak yasal değişikliklerin yapılması gerektığini kaydederek. "'Milletvekilı de olsabireyler yargı denetiminden kaçmamalı. Bağımsızlığı güvenceve alman yargının kararlanndan çekinilmemeli" diye konuştu. Yücelen artık ANAP'tan memnun • ANKARA (ANKA)- ANAP'tan ıstıfa edip geri dönen Içel Mıllervekili Rüştü Kâzım Yücelen, istifa gerekçelerinin \e ikazlarının partı üyelerinde etkili olduğunu. partisinin muhalefet düzeyinın i\me kazandığını söyledi. Yücelen, "ANAP eski ANAPdeğil. Partinin bugünkü durumundan memnunum" dedı. Yücelen. istifa etme nedenınin "ANAP'ın ana muhalefet partisı gibi davranmamasf olduğunu hatırlattı. istifa gerekçeleriyle ANAP tabanının tepkisıni dile getirdiğinı ifade eden Yücelen. "Özeliikle Susurluk olay ı sonrasında ANAP. muhalefetinın ivmesini yükselüi. İnsan haklanna sahip çıktf" diye konuştu. REFAHYOL yasaları • ANKARA (ANKA) - YÖK. ve promosyon yasa tasansı başta olmak üzere hükümetin getıreceği birçok tasannın yasalaşmasınakarşı olan ANAP'ın, tasanlann her şeye rağmen yasalaşması halind'e Anayasa Mahkemesi'ne baş\uracağı belirtıldi. ANAPGrup Başkanvekıli Murat Başesgioğlu. I997'de Susurluk olaymın açığa çıkarılması için başlatılan mücadeleye dev am edeceklerinı. temız toplum mücadelesinı sürdüreceklerini. gelir dağılımındaki adaletsizliklerin giderilmesi için ellerinden geleni yapacaklarını bildırdi. Adil düzen değişiyop • ANKARA (ANKA) - tktidardaki ılk dönemi olan I996"nın ıkinci yansını muhalefette sav unulan görüşlerden çark edilip edilmediği tartışmalanyla geçiren RP'yi. I99 7 'de' bekleyen en önemli sorun. partinin anayasası olan adıl düzen programının restore edilmesi için başlatılan çalışma olacak. Hükümetteki ilk aylarını iktidara gelmenin coşkusu içınde geçiren RP. yılın sonlarına doğru uygulamalann adıl düzen programına ne kadar uygun olduğu tartışmaiannın içine sürüklendi. Başlangıçta programın tam olarak uygulanmaması konusunda koalisyon protokolü gerekçe olarak gösterılırken. özeliikle serbest piyasa ekonomi>i \e sonuna kadar özelleştirmeci politikalar. partı tabantnda tartışmalara yol açtı. Hilton, Conrad, Swissotel, Çırağan ve Dedeman otellerinin müdürleri ifade verdi Rumarhaneler Çatlı Kocadağ ve Bucalci taramıyor BİZBİZE ANKARA (L'BA) - tstanbul DGM Baş- savcılığı'nın ifadesini aldığı İstanbul'daki kumarhane müdürleri "Susurluk iiçlü- sü"nü hiç tanımadıklannı söylediler. Sav- cılık ıfadeleri. bazı çe\ relerde.u Kılıfhanr- lanıyor. Bu ifadelerden sonra Susurluk iiç- geninin kumar işi\le ilgisi yok denilecek" yorumlanna neden oldu. Susurluk üçlüsüyle kaza sonrası "taıu- şan" kumarhaneler arasında.AbdullahÇat- h'nın da adının karıştığı ve 3 özel tim görev lısi tarafından öldüriildügü iddıa edı- len Ömer Liitfü Topal'ın sahibi olduğu Emperyal kumarhanelennin deolması dik- kat çek'ti Haraç ve çek- senet ilişkisi soruldu Istanbul DGM Başsa\cılığı, Susurluk "ta- ki kazadan sonra. 13 Aralık 1996 gün \c Hz. 1996 2303 sayılı talımat müzekkere- siyle. istanbul'daki bütün kumarhane mü- dürlerinin ifadesinı aldı. Sav cıiık. kumarhane müdürlerine. Meh- met Özbay adıyla bilinen Abdullah Çatlı. Şanlıurfa DYP Milletvekili SedatEdip Bu- cak. Susurluk'taki trafik kazasındayaşamı- • İstanbul DGM Başsavcıhğı'nın talimatıyla aralannda Hilton, Conrad. Svvissotel, Çırağan. Dedeman gibi otellerin kumarhanelerinin de yer aldığı listede ifadesi alınan tüm kumarhane müdürleri, adı geçen isimleri Susurluk'taki trafik kazasmdan sonra tanıdıklarını, bu kişilerin kumarhanelerine daha önce gelmediğini ve kendılerine hiçbir konuda baskı yapmadıklannı öne sürdüler. nı yitiren Emniyet Müdür Yardımcısı Hü- seyin Kocadağ ile aynı otomobilde bulu- nan Conea Us isimli şahıslan tanıy ıp tanı- madıklan sordu. Istanbul'da bulunan tüm kumarhanele- rin en yetkiii isimlerine aynca. Susurluk olayında adı geçen kişiler tarafından baskı görüp görmedıkleri. mafyanın haraç isteğı ve çek-senet olaylarıyla ilgıleri soruldu. İfadesi alınan kumarhane müdürlennın tamamı Sedat Edıp Bucak. Hüsevın Koca- dağ. \bdullah Çatlı ve Gonca Ls ısımlcn- nı tanımadıklannı sö; ledıler. Kumarhane müdürlen. bu isimlenn ku- marhanelerine de hiçbir zaman gelmediği- ni. bu kişilerle bırlikte hiçbir iş yapmadık- lannı da bildirdiler. İstanbul DGM Başsavcılığı Susurluk'ta- ki kazadan sonra. 13 Aralık 1996 gün \e Hz. 1996 2303 sayılı talımat müzekkere- siyle ifadesi alınan ve Susurluk üçgeniyle kazadan sonra tanışan kumarhaneler ve yetkılılerinın lıstesı: ifade veren yetkililer üsman Hakan $enel - Çırağan Saravı Casino. Ali Sözer - Di\an Oteli Casino. Murat Oüuz Tercümanoğlu - Maksim tğlence Merkezi. Vlehmct Doğan - İstanbul Dedeman Casino, Ekrem Caymaz - Büyük Sürmelı Otelı C'asıno. Osman Bahadır Erzaim - Conrad Oteli Casino, Süleyman Süel - İstanbul Hilton Oteli Casino. Zehra Begüm Özer - İstanbul Prens- ses Oteli Casino, Hasan Süha Erdoğan - Maçka Otelı Ca- sino. Aslı Hökerek - The Marmara Casino, Alı Işık - Büyük Tarabya Otelı Casino. Orhan Öztürk - Ceylan Interconti- nantal Casino, Şev ki Özer - İstanbul Hay at Oteli Casi- no. Hasan Ebedi - Çınar Oteli Casino. Süleyman Leventoğlu - Eresin Otel Ca- sino. Muzafler Elko\an - Akgün Oteli Em- peryal Casino, Mehmet Ünal Altınyuva - Olcay Oteli Casino. Erkan Altun - Aiaköy Holidav Oteli Casino. Adnan Saraç - Yeşilköy Polat Rönesans Oteli Emperyal Casino. Hakan Cengiz - Merit Antik Oteli Ca- sino. RP'ye D-8'ler içinDYP tepkisi Haber Merkezi - DYP Genel Başkan Yardımcısı Mehmet Gölhan. Başbakan Necmettin Erbakan'ın girişimlenyle toplanan D-8'ler toplantısını değerlendırirken Türkıye'nin tercihinın Avrupa BirhğVnden yana yaptığını söyledi. Gölhan. "Türkhe, geri kalmış ülkeler içinde kendine yer a>ıramaz" dedı. CHP Genel Sekreter Yardımcısı Eşref Erdenı de toplantıyı eleştirerek "Körterle sagırlar. birbirini agırlar"diye konuştu. Gölhan. DYP Genel Merkezi nde düzenlediğı basın toplantısında. Türkive'nin zenginler kulübü arasında yerıni alacağını belirrti. Gölhan. "Türkiye, tabii ki geri kalmış ülkeler içinde kendine yer ayıramaz. Türkiye'yi son derece canlı, dinamik bir gençlik bekii\or. Türkiye'yi bağlasanız bile verinde durnıaz, mutlaka çağa damgasını vuracaktır"dedi. Gölhan. gazetecilerin D-8 toplantısını anımsatarak "Türkiye tercihini Batı mı yoksa bu ülkelerden yana mı yapacak" diye sormaları üzenne Türkive'nin Atatürk'ün gösterdiği yolda tercihini Avrupa Birliği'nden vana yaptığını kaydeftı. CHP Geneİ Sekreter Yardımcısı Eşref Erdemde D-8'ler toplantısını eleştırdı. Erdem. "Bu toplantı tam anJamıyla 'körlerle sağırlar birbirini aĞırlar' anlayışı içinde yapüdı" dedi. K a r a b u k ' ü n Safranbolu ilçesi E- m e k ^lahanejpnje 30 } 1 | arauksız olarak muhtarlık yapan "Deli Sezai' lakaplı Sezai ^ ıldvz'a (63) C umhurbaşkan» Süley- man Demirel tarafından fotr şapka hediye edildi. Dcmircl'in hcdiye cttiği fbtr şapkayi bir an olsun başından çıkarmayan muhtar Sezai, "Ben Demirel havranı biriyim. V'ıl- lardır Baba'ya ya/ı\orum. Sonunda bana bir şapkasını gönderdi. Artık gözüm açık gitmez" dedi Semt sakinleri ise "Deli Sezai. Baba Sezai oldu. Artık bi/im de bir baba- mız \ar. Baba Sezai her gün Demirel gibi giyinip mahallede teftişe çıkıyor. Kendisiyle gurur duyuyoruz" diye konuştular. (Fotoğraf: A A) 6 ABD'nin İran politikası yenildi' İstanbul Haber Senisi - İran Dışişleri Bakanı Ali Ekber Velayeti. gelışmekte olan 8 Müslüman ülkenin oluşturduğu D-8 grubunun. -kesinlikle ekonomik bir kutba dönüşebileceğini" söyledi. Velayeti. ABD'nin İran'ı tecrit politikasının da bütün dünyada yenildiğini savundu. iran. Pakıstan ve Türkiye arasında yapılan '.Afganistan" konulu toplantı öncesinde basın toplantısı yapan \'elayeti. D-8 Grubu dışişlen bakanlannın önceki gün İstanbul'da yaptığı toplantıda büvük adımlar atıldığını belirttı. D-8 toplantısına katılan ülkelerin. Başbakan Necmettin Erbakan tarafından davet edildiğme ve Erbakan'ın girışimine çok hızlı ve olumlu tepkı verdığıne ışaret eden Velayeti. bu hızlı ve olumlu lepkınin. böyle bir oluşuına duvulan ihtivacı kanıtladığını vurguladı. "Bugünün dünyasında tşbirliği yapmadan ekonomik faaliyetlerde başanlı olunması mümkün değildir" diven Velayeti. D-8 grubunun kaçınılmaz biçımdc "siyasi etkileri olacağım" \ urguladı \elaveti. bu gırişimııı ABD'ye karşı kullanılıp kullanılmavacağına dair bır sorıı\u da "ABD'nin İran'a yaptınm uygulanıa ya da tecrit etme politikası. sadece D-8'de değil. bütün dünvada yenildi. İki-üç ülke dışında ABD'nin politikasını izleyen ülkc kalmadı. ABD'nin politikası büyük başansı/lığa uğradı" dive yamtladı. Velayeti. Başbakan Necmettin Erbakan'ın. İran ile askeri işbırliğı isteyip istemedıği yolunda bir soru üzerine "Erbakan, İran ziyareti sırasında İran'da vapılan savunma araç gereçleri de dahil olmak üzere. geniş kapsamlı işbirliği istedi" dedi. İran Dışişleri Bakanı aynca. Türkiye ve Suriye arasında arabuluculuk önerilennin her iki ülke tarafından da olumlu karşılandığını söyledi. 3 özel tim görevlisi bugün TBMM'de ANKARA(Cumhuri>et Bürosu)- "Kumarhaneler kralı" olarak bili- nen Ömer Lütfii Topal cınayetine ad- ları kanşan. DYP Şanlıurfa Mıllerve- kili Sedat Edip Bucak'ındakoruma- sıözel harekâiçı 3 polıs,TBMM Su- surluk \raştırmaK.onıisyonu'na bu- gün ifade verecek. Özel Harekât Da- iresi Başkanvekilliğıgörevinden alı- nan İbrahitn Şahin'in de yarın ko- mısyona gelmesı beklenıyor Şahin ile nolıslerın ifade birlığı sağlamak için yılbaşında bir araya geldıklerı öne sürüldü. Bu arada. karanlık bağ- lantılarla ilgiiıiddıalann odağında y- eralanDYP'lilenngelışmelerdenra- hatsı? olduklan, kavga ve tartışma- larçıkararak komisyonu lağvettirme ya da rapor yazımını engelleme tak- tıği izieyebilecekleri bıldırildı. Yılbaşı nedenıyle 11 gündür tatıl yapan milleivekillerını TBMM'de yoğun bir hafta beklıyor TBMMde bu hafta hem soruşturma ve araştır- ma komısyonlannın hem de genel kurulun gündeminde önemli dosya- lar ve yasalar bulunuyor. Ömer Lütfü Topal cınayetine ad- ları kanşan ve TBMM Susurluk Araştırma Komısyonu'nun 1996 yı- lındaki son toplantısına çağrılı ol- duklan halde katılmayan özel tim gö- rev lilen Ayhan Çarkın, Ayhan Akça v e Oguz \brulmaz' ın bugün komis- yona gelmelen beklenıyor. Komis- yon toplantısı öncesinde. y ılbaşı ge- cesi. Ayhan Çarkın ile İbrahim Şahin ve bazı pohslerin Eryaman'da bir ev- de buluştuklan öne sürüldü. Bu gö- rüşmede. ifadeler arasında çelişkiler olmaması için. komisyona verilecek bilgıler v e y apılacak açıklamalar ko- nusunda birlik sağlanmasının amaç- landığı belirtildi. Komisyon. y ann da İbrahim Şahin ile eski İstanbul Em- niyet Müdür Yardımcısı Bilgi Ünal'ı • dinleyecek. 7. Cumhurbaşkanı Ke- nan E>Ten. Genelkurmay Başkanı Orgeneral tsmail Hakkı Karadayı. Jandarma Genel Komutanı Orgene- ral Teoman Koman. MtT Müsteşan Sönmez Köksal ile Emniyet Genel Müdürü Aladdin Yüksel de komısyo- na davet edildi. TBMM Malvarhğı Soruşturma Komisyonu'nun 8-9 ocak tarıhlerin- de yapacağı toplantılarda hakkında- kı iddıalan yanıtlamak i'ızere Tansu Çiller davetli. Ancak Çiller'in TE- DAŞ ve TOFAŞ komisy onlannda ol- duğu gibi komisyona gelmek yerine soruları yazılı olarak yanıtlaması beklenivor. SIFIR NOKTASIIORAL ÇALIŞLAR e-mail: oral.calislar@planet.com.tr Bir hafta önce eski MİT ele- manı. karanlık işlerin uzmanı Yarbay Korkut Eken, TBMM Araştırma Komisyonu'na verdi- ği ifadede, Çatlı'yı 12 Eylül'den önce de kullandıklarını söyle- mişti. Bu ifade, ana başlıklanyla gazetelerdeyeralmıştı. Eken'in, basına yansıyan bu sozleri üze- rine. devletin Abdi İpekçi'nin katilini ortaya çıkarmasını iste- miştim. Çatlı'yı devlet kullandığına gö- re; 12 Eylül öncesı Çatlı'nın ka- tıldığı. organize ettiği bütün cina- yetlerin devletin bılgisiyle ve yönlendirmesiyle yapılmış oldu- ğu ortaya çıkıyor dedim. Dünkü gazetelerde Eken'in açıklamala- rı daha ayrınttlı olarak yer aldı ve Çatlı'nın 12 Eylül 1980'den ön- ce devlet tarafından kullanıldığı resmi bir ağız tarafından doğru- lanmış oldu. Yine dünkü Gumhuhyet'te devletin bir başka resmi kurumu poHs örgütü, Çatlı'nın hangi ci- nayetlere kanştığının listesini çı- kardı. Bu uzun liste: ipekçi'nin öldürülmesinden Ağca'nın ce- zaevinden kaçınlmasına, Do- çent Bedrettin Cömert'in öldü- rülmesinden Ankara Bahçeliev- Mumcu'yu, İpekçi'yi, Cömert'i kim öldürttü? ler'de 7 TIP'Iİ gencin katledilme- sine kadar uzayıp gidiyor. Ülku- cülerin önde gelen katillennin de devlet tarafından kullanıldığı ya- vaş yavaş netlık kazanıyor. Ha- luk Kırcı. bunlardan yalnızca bır tanesi. Mehmet Alı Ağca. Oral Çelik de şu anda ortaya çıkan- lar. 0 zaman biz devletten bu ci- nayetlerin ardındakı emır veren- lerin ve yönlendirenlerın kımler olduğunu oğrenmek istıyoruz. Korkut Eken eski bir Özel Harp Dairesı mensubu. 12 Eylül önce- si, bu daırenin Türk Genelkur- mayı'nın bilgisı dışında bır örgüt- lenme olduğu açıklanmış, daha sonra da Genelkurmay'a bağ- landığı soylenmıştı. Zamanın Başbakanı Bülent Ecevit. Özel Harp Dairesı'yle ıl- gıli önlem almak ıstemesıyle. kendisine, eşine veyakın çevre- sine 5 kez suikast girişiminde bulunulduğunu, TV kameraları- na daha yenı açıkladı. Bülent Ecevit'le 12 Eylül sonrası Ordu Dil ve Istıhbarat Okulu'nda bır- likte tutukluyken Özel Harp Da- iresi'ni sonnuştum. sorulanma oldukça ketum cevaplar vermiş- tı. Bu konuda askerlerın kapalı bır tutum içınde olduklarından yakınmıştı. Aradan 20 yıla yakın bir sure geçtı. HaL' bu suikastları kımle- rin yaptığı ortaya çıkmadı. Bır ül- kenın başbakanına ve arkadaş- larına 5 kez suikast girişiminde bulunuluyor ve kimse bu olayı soruşturmuyor veya soruştura- mıyor. Yine devlet Çatlı'yı ve ci- nayet ışleyen diğer ülkucülerı kullandığını itiraf ediyor. Bu du- rumda ülkemızdekı faılleri orta- ya çıkmamış bütün önemli su- ıkastların arkasında devlet güç- lerinin bulunduğu kabul edilmiş oluyor. Arkadaşımız Uğur Mum- cu'nun öldürülmesinden sonra soruşturmayı yuruten Ankara Devlet Güvenlik Mahkemesi Savcısı Ülkü Coşkun, Güldal Mumcu'ya tanıklar yanında di- le getırdiğı, "6u ışın ucu devle- te uzanıyor" yakınması daha da anlamlı hale gelıyor. Biz şimdı. İpekçi'yi. Mumcu'yu. Bedrettin Cömert'i ve onun gibi öldürül- müş diğer aydınlanmızın. hangi merkezi güç tarafından oldürül- duğünü resmi açıklamalarla saptamış bulunuyoruz. Bu cina- yetlerın arkasında resmi güçle- rın olduğu. artık tartışmaya ge- rek kalmayacak ölçüde ortaya çıkmış durumda. Temiz bir devlet için. bir hukuk devletı için bu cınayetlerin plan- layıcılannı saptamak hıç güç de- ğıl. Bizim eiimizdekı bilgiler bile bunu ortaya çıkarmak için ye- terlı. Kaldı kı devlet ısterse bu bilgileri derınleştirebılir, o dö- nemdekı sorumluları saptayıp sorgulayabilir ve bütün bu bağ- lantıları ortaya çıkarabılir. Devlet ciddi bır şaibe altında. Bu şaıbeyi temizlemek ise dev- letin gorevi. Devleti yönetenler, kendı ıçlerinde hangi siyasi ter- cihlerin sonucu bu cinayetlere başvurulduğunu soruşturmak ve ortaya çıkarmakla yükümlü- ler. Ipın ucu yakalandı. Mehmet Ağar, Sedat Bucak bır tutamak. Yaptıklarının hesabını versinler. Aynca bu ış Mesut Yılmaz'ın deyimiyle gideceğı yere kadar gitmek zorunda. Yoksa, sınırlı bir operasyon. bir şeyi değiştirmez. Hâlâ gençlerin kafasını kırmak isteyen bir anlayış. güvenlik güç- lerinin içinde bütün canlılığıyla yaşıyor. Özel tim, Güneydo- ğu'da vatan. millet, Sakarya edebiyatının arkasına saklana- rak Lice'de. Diyarbakır'da yara- yı kanatmaya devam ediyor. Türkiye, Susurluk'ta açtığı yo- lun henüz başmda. Daha kımse hakkında dava bile açılmadı. A- ma hâlâ her gün dağlarda genç- lerımız can verıyor. Uyuşturucu şebekeleri işlenne devam edi- yor. Mehmet Ağar ve Sedat Bu- cak'ın partısi iktidarın ortağı ola- rak yerli yerinde duruyor. Kim iktıdarda olursa olsun, elinde hangi gücü bulundurursa bulundursun; ipekçı'nin. Mum- cu'nun ve faili meçhul cinayet- lerde yaşamını yitirmiş tüm in- sanlarımızın katillerinın ve az- mettiricilerinın suç delılleriyle bir- lıkte sanık sandaîyesine oturtu- lacakları günü bekliyoruz. Bu hesabı sormaktan asla vazgeç- meyeceğiz. Devlet ıçindekı bu pisliği temizleyinceye kadar bu takip sürecek. ERDAL ATABEK Ya Amerikan Mandası Anadilımiz olan "Türkçe"nin de yasayla korun- ması gereken "ulusal değerter" durumuna geldiği günlerı yaşıyoruz. Böyle bır yasa hazırlığı olduğu- nu okuyunca (Milletvekili Işılay Saygın tarafından) konu tartışma gündemine gelmiş oldu. Türkiye Cumhuriyeti'nin kuruluş yıllannda Ata- türk'ün bağımsızlık mücadelesinin hiçbir engel ta- nımayan yılmaz bır kurucusu olduğu, günümüz gençliğine 1yı anlatılamamıştır. Atatürk'ün yanında yer almış kimi kişilerin bile koşulların kötülüğünden etkilenerek "Biz boyle kurtulamayız, yenemeyece- ğımiz engeilerde yıtıp gitmektense Amerikan man- dasını kabul edelim. uygar dünyaya katılalım" bi- çiminde düşündükleri de bugün unutulmuş gibidir. Atatürk ve dönemi anlatılırken bu olayların da eleş- tırel düşünce açısından, değişik seçeneklenyietar- tışılarak anlatılması gerekır. Biz de "Ya Türkiye, Amerikan mandası olsaydı, bugün neler yaşanırdı" sorusuna yanıt arıyoruz. -Öncelıkle "İngilizce", "Türkçe "den daha önem- li sayılırdı. lyi Türkçe bilmek pek önem taşımazdı, ama iyı ingilizce bilmek çok önemli sayılır, hem top- lumsal değer hem de yüksek gelir sağlamada anahtar olurdu. - Amerikan kolejleri, ingilizce eğitim yapan kolej- ler ve üniversiteler. Türkçe eğitim yapan okullardan çok daha yüksek bir değer taşırdı. - Amerikan Doları, Türk Lırasfndan daha etkili bir para birimi olurdu. Türkiye'de yapılan hesaplar, ör- neğin otel ücretleri, satılan malların bedelleri dolar üzerinden hesaplanırdı. insanlar, Türk ürası yerine Amerikan Doları biriktırmeye çalışır, "Kaç paralık adam?" deyimının yerini. "Kaç dolariıkadam?"de- yimi alırdı. - Türkiye'nin hangi görevlilerine ne miktarda üc- ret verileceğine Amerika'nm egemen olduğu ku- rumlar karar verır. Türk yetkılileri bu durumu "elle- nnde olmayan neden" olarak açıklarlardı. - Türkiye'de sıyasal iktidara yükselmek isteyen politikacılar, "kendılennin Amehka tarafından iste- nen, Amehka başkanı ile çok samimi olduğunu if- tiharla açıklayan" bır tutum sergilerlerdi. Amerı- ka'da mülk edinmek. orada iş yapmak, Türkiye'de politika yapan kışıye prim sağlardı. - Amerikan sineması. sınema salonlanyla, getir- tilen filmlerle bütün ülkeye egemen olur, en abur cu- bur fılmler bile her sinemada oynarken Avrupa film- lerı bile salon bulamaz duruma gelirdi. - Amerika'da her yeni çıkan müzik türü bile anın- da Türkıye'ye gelir, hemen benımsenir, çocuklann bile diline ve hareketlerıne yansırdı. - Amerikan tipi fast-food beslenme yayılır ve yük- sek bır benımsenme değeri taşırdı. Yiyecek ve içe- cekler Amerikan markası taşıyorsa pazar değeri hemen artardı. - Amerıkalılar nasıl gıyinıyorsa Türkler de hemen öyle giyınmeye başlar. kasketlerınden ayakkabıla- rına kadar her yerde Amerikan markaları satılırdı. Bunlarıgiymeyenlerkendılerini "görgüsüz, ahmak, hamşo" hiss,ettikîeri için onlar da ne yapar eder, bu markalardan edinmeye çaiışırlardı. - Türk çocukları kendi kültürlerinin dehası olan Nasreddin Hoca'yı öğrenme fırsatı bulamadan Amerikan çizgi filmlerinın kahramanlarını tanıriar; Ninja Kaplumbağaları. Süpermen, Bad-Man, Ac- tion-Man gibi kahramanlarla hayal dünyalarını ku- rarlardı. - Çocuklann giysileri de Amerikan markası taşı- mıyorsa anne-babaları "yavrularına gereken de- ğeri veremedikleri duygusu"na kapılır, hemen ko- şup onlara bu markalardan gıyecekler alırlardı. - Türkçe adı olan hiçbir derginin satış şansı ol- madığı için çıkan dergilere özenle "Amerikanca" adlar bulunur, bu dergıler kapış kapış satılırdı. - Amerika'da yaygın olan salon oyunları daha önce oynanan oyunların yerini alır, bu oyunu oyna- tan salonlara gitmek özel bir önem taşırdı. - Mağazalar. marketler, giysi dükkânları, yiyecek içecek salonları hep "İngilizce" adlar kullanır, cad- delere çıkanlar kendılerıni Amerika'nm sokakların- da hissedip mutlu olurlardı. Bu mağazalara girip çıkmak. buralardan alışveriş yapmak Türkler için özel bir gurur kaynağı olurdu. Buralardan yapılan alışverişlerde de yabancı markalı ekmekler, yaban- cı markalı peynirler. içkiler daha değerlı sayılırdı. - Sonra da sıra koltuklara. kanepelere gelir, Ame- rikan tipi evler yapılır. dolar üzerinden satışa sunu- lurdu. - Ucuzluk yapan mağazalar "ucuzluk" yazılı ta- belaya bir de "sale" sözcüğünü eklerlerdi. iyi ki Amerikan mandası olmamışız, değil mi? Devriınci öğrenciye gerici saldırılar • Erzurum Atatürk Üniversitesi ', kampusunda kız-erkek öğrencilerin el ele dolaşmaları yasak. Uzun saçı da yasaklayan ] gerici meçhul güçler kovduklan kurala ; uymayan öğrencilere saldırıp dö\üyorlar. ERZL Rl M (Cumhuri- yet) - Atatürk Lnıversitesi kampusu içerısınde son gün- lerde uzun saçlı olduklan ve kıziarla el ele ya da sarmaş dola^ gezdiklerı ıçın çok ^a- yıdaöğrencmin saldırıya uğ- raması huzursuzluk yarattı. Son bır hafta içerısınde yak- laşık 20 öğrencinın değışık bahanelerle tariaklandığı öğrenıidı Atatürk Lnıver>ıtesi'nde öğrcnım göreıı demokrat öğ- rencilere yöneliksaldırıların artması tedirgınlik yarattı. Değişik bahanelerle öğren- cilere saldıran kimlıği meç- hul kişiler, öğrencıleri tar- taklarken saldırganlardan bugüne kadar yakalananın olmaması da tepkılere neden oldu. "Sudanbahanelergös- ı teren bazı kişilerin saldınsı- na uğradıklannr ifade eden öğrencıler. ünıversıtegüven- lik bırimlerının ve polısin olaylar kar^ısında duyarsiz kalmalarına da aıılam vere- mediklerını söylediler. Kampus içerısınde geze- medıklerını dile getiren çok sav ıda öğrenci. kimliği meç- hul kişilerin ya saldırısına uğradıklarını ya da tehdit edildıklerıni söylediler. İsımlerinin açıklanmaması- nı isteyen öğTencıler. olup bıtenlere anlam veremedilc- lerıni belırterek şöyle dedf- ler: "Saçlarımızın uzunluğu bahane ediliyor. Nolunıuz ke- siliyor. Kız arkadaşlanmızla dolaşmamız bahaneediliyor önümiiz kesilivor. Okul iceri- sindeki dav ranışlanmızın bi- le hesabı soruluyor. Tek tek döv ülüyoruz. Aslında bizkr olayın asıl nedeninin siyasioi- duğunu bilhoruz. Ama sal- dınv ı gerçekleştirenler olayı farklı yönlere çekiyorlar." Öğrencıler. AÜ Güzel Sa- natlar Fakültesi'nin hedef fakülte haline geldiğindea y akınıyorlar. Üç yıl önce ku- rulan ve yüzlerce yeteneklı öğrencinın bir araya geldiğj fakültenin bir türlü benim- senmedıği veöğrencilerinin sıra dışı oluşu nedeniyie sal- dırılann bu fakültede yoğun- la^tığı belırtiliyor.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle