25 Aralık 2024 Çarşamba English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
25 CAK 1997 CUMARTESİ CUMHURİYET SAYFA KULTUR 15 7. Cemal Süreya Şiir Ödülleri, M. Mümtaz Tuzcu, Sina Akyol ve Enver Ercan'm oldu Çnnınız emin ellerde... Sorular 1- r ûrk şiiri 70'lerdeki cadûığım 80'lerde göte görülür bir duçunluğa bınkmıştL Şürimizin 99'arını nasıl defsrlendiriyorsunuz? 2- "ürkşüri gümmizde nasıl bir yöringede buluşuyor okıruyla? 3- Cemal Süreya, Erver Ercan Ue Düjin dergisinde yapığı bir söyleşide şiirn bir dil işi ve dilde yart'inlaryaratmak sanıtı olduğunu söyöyor. Sizin dile bakşmızı öğrenebilir miyz? 4- Cünümüz şairerinin ödüllerle motve edilmesini nasıl değerlendiriyorsunuz? Aynbir parantez açmık gerekirse Cemal Süreya Ödülü üzerine ne dersiniz? 5- Ginümüz kuşağının şairleri olarck şiirin son yöndim alanlanm, kendi konumlarınızdan da söz ederek tanımlar mısınız? 6- Yine Cemal Süreya ya dönecek olursak, 'şair, şiir yazan kimse demek değil; onun ötesinde bir varlık' diyerek şairin ne denli bireysel bir şiiryazsa da toplumlayan yana durduğunu söylüyor. Şair-toplum Uişkileri üzerine o düşünceleriniz? DUYGU PURGUN / ESRA ALİÇAVUŞOĞLU Aydınhk dergisinin bu vıl vedincisini düzenlediği Cemal Süreya Şiir Ödülleri. Eray Canberk, Cevat Çapan, Tarık Dursun K., Tuğrul Tanyol ve Can Yücelden oluşan seçici kurul tarafından yayımlanmış kitapta Mehmet Mümtaz Tuzcu'nun 'Sevda Adıyla' ve Sina Akyol'un 'MeğerSöz Gümüş' adlı kitaplanna; yayımlanmamış dosyada ise Enver Ercan 'ın 'Geçtiği Her Yeri Öpüyor Zaman' adlı çalışmasma verildi. Tuzcu, Akyol ve Ercan Ue çerçevesini günümüz Türk şiiri, dil ve ödüllerin oluşturduğu konular üzerine görüştük Hcr scyden siirçıkcmıbilen birkuşak1- 70'lerdeki canlılık bir tüketim canlılı- ğıydı. Daha geniş ve daha rutkulu bir okur kitlesi vardı. 80'lerde şıır tematık yönden zenginleşti. özgül dilini kazandı. Bugün çok şiir yazılıyor. Yazan çoğaldı, okuyan azaldı. Şiir olması gereken gerçek diliyle konuşu- yor artık. Ama insanı arayışta bir azalma var. Sözcükler duygulan biraz aşın biçim- de geriye itti. İzleksel genişliğe, zenginliğe karşın bir ciddiyet eksikJtgı var. Laubalilik, hafiflik, inançsızlık prim yapmaya başladı kimi dergilerde, kimi gruplarda. 2- Şiir okuruyla buluşamıyor. Yazılan şi- irin niceliği göz önûne alınırsa tanıtma, de- ğerlendirme, eleştiri yazılan çok yetersız. Şiir ve şiir okuru karşıt yönlerde değiştiler. Okur inisiyatif kaybına uğradı; tembelleşti; şiiri okurken bir kez daha yaratmayı sevmı- yor. TV izliyor. Şiirse gerçekten şiir oldu, ken- di asıl diline kavuştu. Bu nedenle çok yo- ğunlaştı ve daha çok çabayı gereksiniyor. 3- 'Şiir dilin dirim aşısnlır" demişti gene Cemal Süreya. Ben sözcükleri semantik de- ğerleriyle iç içe çok ısrarlı, çok kesintisız bir biçimde fonik değerleriyle kullanıyorum. Heceleri, sözcükleri nota gibi kullanıyor. iç benimi, bakışımı yansıtan bir tür müzik ku- ruyorum onlardan. 'Evrendeld bütün keti- meler benimdir' demişti Dağlarca. 4- Ödüllere karşı değilim. Öyle olsa ka- tılmazdım. Bu, aldığım 3. ödül. llki 87 Ha- lil Kocagöz Şiir Ödülü'ydü. Uzun yıllar o ödülün seçici kurulunda yer aldım daha son- ra. Bir sürü jiiride çalıştım. Almaya da da- ğıtmaya da itirazım olamaz. Karşı olanlann argümanlan da saglam aslında. 'Aynıişiyap- mayanlar nasıl yanşabilirler'diyorlar. Ödül- lerin sayıca büyük artış göstermesi ve işle- yişteki bozukluklar neden oluyor kimi rahat- sızlıklara. Cemal Süreya. şıirini okuyup çok sevenlere kendisıni de çok sevdirebilecek bir kişiydi. Tanışınca düşkınkhğına uğra- madığınız bir sanatçı. Şiirinin de dostluğu- nun da bir yeri var yaşamımda. 5/6- Şiir şimdi her alana yönelıyor. Her şeyden, ama her şeyden şiir çıkabileceğini, çıkanlabileceğini bilen birkuşak. Şiirin öz- gül dilini, örgüsünü de iyi kavramış bir ku- şak. Ben ödül alan bu son kitabımda (Sevda Adıyla) önceki kitaplanmda başlatrıgım te- mel izleklerimden birinde, erotızmde yo- ğunlaştım. Bunu bile-isteye yaptım bu de- fa. Tasarlanışı uzun yıllarönce olmuştu. Bir sonraki kitapta "Sen'lerdeki Benier" ağır- lik.li olacak. Mehmet Mümtaz Tuzcu 1 - 70'li yıllan hazırlayan yıllan ha- tırlayalım öncelikle, Nâzım Hik- met'in kitaplan birbiri ardı sıra ya- yımlanmaktaydı. Ne var ki onun en ıyi şiirlerinden birinin 'SamansansT ol- duğunu anlayabilmek, sözgelimi 'Kaıiı Kayın Ormanında'nın Stalin döneminin bir eleştirisi olduğunu kavrayabilmek için Hikmet'in kimi iyi olmayan şiirlerinden sonsuz zevk almak ve onlan eskitmek gerekiyor- du. Militan bir şiir alıp başını gidiyor- du. Ataol Behramoğlu. İsmet Ozel gi- bi şairler fazlasıyla etkiliyorlardı gençlen. Onlann şiırlerinin neredey- se fotokopisi -elbette kötü fotokopi- si- olan şiirler kaplamıştı ortalığı. 70'li yıllarda yazılan şiir kendısini üreten o 'romantik' dönemin kaçınıl- maz kıldığı faktörlerden dolayı hem haklıdır hem de talihsizdir. 70'li yıl- larda çok genç bir şair adayı olarak. ben de o dönemin duyarlığından ve şi- ir yapısından etkilenip kötü şiirler yazdım. tşte tam bu noktada Süreyya Berfe'yi anmalıyım. 'Gün Ola'daki (1969),'Savrulan'daki (1971) Berfe değil de 'Hayat Ue Şür'deki (1980) Süreyya Berfe'dir aklımı başıma ge- tiren. 2- 80'li yıllarda özellikk genç şa- irler kendi şiir çizgilerini bulma yo- lunda cesur adımlar attılar. 80'li yıl- larda yazılan şiiri bu nedenle bir 'ara- yış şiiri' olarak değerlendiriyorum. 'Star' bulma merakımızdan dolayı, firiayıp öne çıkan şair göremediğimiz için. neredeyse 'Şür 6Wü' dedik. Oy- sa arayış içindekı şairlerden elbette 'star' çıkamazdı. 80-90 dönemindeki aranış, 90"lı yıllann özehkle ikinci ya- Günümüzşari insanalxıh\vv nsında sonuçlannı vermeye başladı. Cansever, L'yar, Etoğlu, AksaL Rifat, Süreya, Necatigü gibi şairlerin eksik- lilderinı elbette duyacağız ama, şüri- mizin emin ellerde olduğunu düşünu- yorum. 3- Sonuçlan geçen günlerde açık- lanan 'Altın Portakal Şiir Ödülü'nün seçici kurulu beni ıkıncilikJe değer- lendirdi. Kurul üyelennin gerekçeli kararlan yayımlandı. O karardan alın- tılar yapmak istiyorum: "Gündelik yaşamın olduğu kadar Dil in kulla- nımları aracılığıyia gerçekliğe biti- şik, ama tümüyle hayali bir dünya kurmadaki...". "Şiirin tümünü dile in- dirgemeye çalışması, benzetme ve be- timlemeye yaslanmak istemeyi- şi(...)Şiirin kaynaklandığı normal dünyayı sözün imgelerini ve nesnele- rini kullanarak vok etmeyi ve okura sadece dile özgü bir dünyanın varlı- ğını anlatmava çahşmasıf. .) " Şiirin dil ile en çok yıkanmış söz sa- natı olduğunu düşünüyomm. Daha önce de söylemiştım; gündelik haya- ta karşıyım. Karşı olduğum gündelik hayatın diline de karşıyım.. Karşı ol- duğum gündelik hayatın dilınin bü- tün sözcükJerinden nefret ediyorum! Ama o sözcükleri, şiiryazarken, bam- başka bir çevrim içinde kullanıyor; aynı sözcükJerle bambaşka bir söz di- zimi içinde farklı bir dil yaratmış olu- yorum. 4- Özellikle 'dosya'lara verilen ödülleri -kitaplara dönüşmesi kaydıy- la- olumluyorum Şairlerin adlanna konan ödüllerin ise ayn önemleri (an- lamlan) olduğuna inanıyorum. Bu bağlamda Cemal Süreya'nın adını ta- şıyan bir ödülü alrruş olmak bana onur Sina Akyol veriyor. Ancak, şunu da belirtmeden geçemeyeceğim. Aynı seçici kurul, aynı yapıtlar arasında farklı zamanlar- da farklı değerlendirmeler yapabilir. Kaldı ki her ödül, katılım açısından eksiklidir. Bu nedenlerden dolayı ödül alan yapıtın o yılın en iyi yapıtı oldu- ğu iddia edilemez. 5- tnsanın tragedyası ay_nı. İnsanı anlatan ana temalar bellı. Olüm, aşk, kazanmak, kaybetmek, mutluluk, acı vb. temalar yine var; örümceğin kol- lanyla (bu temalarla) ördüğü ağ ise günümüz ilişkilerinin yol açtığı o kar- maşık yapıyı sivriltiyor. Bence günü- müz şiiri bu yapıda kanayan insana bakıyor ve onu yazmaya çalışıyor. 6- Sanatçı, sanatını ıcra ederken bir görev adamı değildir. Sanatçının fızi- ki varlığı ve içmde yeraldığı örgütlen- me itibanyla günlük politikaya katı- lıp görev yüldenmesi gereken dönem- ler olduğuna; ancak bu görev yüklen- menin sadece fiziki varlık-örgütlen- me ile yapılabileceğine inanıyorum. Ne yazarsak yazalım, insandan yola çıkarak yazıyoruz. Yazdığımız insanı görebilmek, o- nun toplum içindeki \-arhgiru anlama- mamızi gerektiriyor. Toplumu anla- mamız, tıpkı kendimizle olduğu gibi toplumla da kavga içinde olmamıza engel değil. okurun işizorlaştu 1 - Şiınmizde canlılık asıl 80'lerden son- ra yaşanmıştır. 1970'li yıllarda. dönemin toplumsal dinamizmiyle de beslenen ve da- ha çok o duyarlığa seslenen bir şiir ege- mendi. O şiirin coşkulu bir söylemi oldu- ğu doğrudur, ama canlıhktan söz edebil- mek için bu kadan yetmez. Şiirin iç serü- venine de bakmak gerekir çünkü. 1980'den sonra ise birdenbire çeşitlendi şiirimiz; özellikle yeni imzalarla...Daha da önemlisi şiir ortalamasımn çıtası yükseldi. Bu çeşitlilik içinde gümbür gümbür şiir ya- zan da var, bir sızı gibi usulca dize düşüren de. Üstelik hangi çizgide yazılmış olursa ol- sun çok sıkı ürünler var ortada. Ben "can- hlık" diye buna derim. 2- Şiirin çıtası yükselince, düzayak oku- run işi zorlaştı. Emek vermeyi sevmedik- leri için de şairlere çamur atıyorlar. Şairin işi ise her zaman zordurzaten. Eğertribün- ler oynamıyorsa, eğer halkın duyarlılığının da sorgulanması gerektiğine inanıyorsa, eğer aynaya bakmaya yüzü varsa... Allah- tan sıkı okurlar var. Onlar şiirin "cid" bir şey olmadığınm farkında. 3- Kim aksini söyleyebilir ki. Bir şair. işinin, önce diliyle hesaplaşmak, dilde yan- gınlar yaratmak olduğunun farkında değil- se biryığın maliyetine laf etmiş demektir. 4- Ödülün. kaç yaşında olursa olsun şa- ire luvanç verdiğine inanıyorum. Hem ken- dimde hem de başkalannda yeterince göz- lemledim çünkü. Sözgelimi, bakın bir söy- leşi de yapıyorsunuz benimle. Cemal Sü- reya Ödülü'ne gelince Cemal Süreya benim ustamdı. Bende çok emeği var. Bu yüzden katıl- dım ödüle. Yalnızca bu kadar değil tabii. Bir ödülü en önemli kılan birkaç nokta vardır. Kimin adına veriliyor, kim veriyor, kimler seçiyor ve daha önce bu ödül kimlere ve- Enver Ercan rildi? Önem verdiğün bir- çok şairin ya- nı sıra Metin Alüok'un da aldığı Cemal Süreya Şiir Ödülü'ne be- ni de değer bulduklan için onur du- yuyorum. 5- Bir çe- şitlemeden söz ettim ya; bu bir özgür- lük ortamı yarattı. Burada sıralanamayacak kadar çe- şitli yönelimler ve bu yönelimlerde iyi ürünler veren birçok imza var. Bana gelin- ce: hayata kanşmayı ve 'kanşmayı' seviyo- rum demiştim bir keresinde. Hayatın için- de dönen ama savrulmayan bir şiırden ya- nayım. 6- Evet, "Şair bir tavirdır" derdi Cemal Süreya. Başka türlüsü de olmaz gibi gel- mişti bana. Fakat bir şairin şiirlerinde -si- zin sorunuz bağlamında- politik tavır bire bir yansımayabilir. Sözgelimi, Cemal Sü- reya, toplumsal duyarlığı okşayan popüler sözcüklerle yazmadığı için, şiirdeki politik tavn uzun süre pek algılanmadı. Oysa po- litik şiirin de en fiyakalılanna imza atmış şairlerden biri. Benim toplumla ilişkim biraz sancılı. Hem yan yanayız hem karşı karşıya. Hem yakınlık duyuyorum hem teker teker yaka- lanna yapışmak istiyorum hepsinin. Bu yüzden kamyon gibi şiirler yazmaya başla- dım bu günlerde. Pen Yazarlar Derneği, düzenlediği Film Öyküsü Yanşması'yla Onat Kutlar'ı andı Onat Kııtlar Film Ödülleri sahiplerini buldu Kültür Senisi - Pen Yazarlar Demeği'nın Onat Kuüar adına düzenlediği, Film Öyküsü Yanşması Ödülleri geçen akşam sahiplerini buldu. Yanşma- ya katılan 19 eser, seçici kurul tarafindan değerlen- dirildi. Birincilik ödülüne kimse uygun görülmez- ken. 'Şafak Kayada Çıplakn'yla Yılmaz Odabaşı, 'Kum Saati' ve 'Korku Kör Kuvu ve Korku Kor" adlı eserienyle Kıvanç Naiça ve Vİucize Ozinal ödü- le layık görüldü. Törene, Mucize Özınal rahatsız- lığı nedeniyle, Yılmaz Odabaşı ise duruşması ne- deniyle katılmazken, Kıvanç Nalça, ödülünü Onat Kutlar'ın oğlu Gazal Kutlar'ın elinden aldı. Muci- ze Özinal adına Alpa>' Kabacah'ya verilen ödülü ise Filiz Kutiar verdi. Tören öncesinde yapılan anma toplantısına ise Pen Yazarlar Derneği Başkanı Şükran Kurdakul, Zeynep OraL CevatÇapan, Sennur Sezer, Konur Er- top ve Feridun Andaç katıldı. Gecede, yazarlar Onat Kutlar'ın öykücülüğü, sinemacılığı ve deneme ya- zarlığı üzerine konuştular. Toplantınuı başında söz alan Adnan Özyalçuıer, "Onat Kutlar'ı zalinüeröldürdü. Zalimlerin öldiir- dükleri ölmez. Zulüm görenler öunez, bu \üzden Onat Kutiar da ölmeyecek, övküleri\le adına veri- len ödüllerle \asayacak. Dosdan tarafindan anıla- cak" dedi. Şükran Kurdakul ise "Onat çok usta bir yazar, aydın, a> nca usta bir örgütçü)dü. Onat Kut- iar, eseıieri ve anılanyla yaşavacak. Elimizden gel- diğinceesküneyen eskiyeveyenininyeraJdığı her şe- ye destek vereccğiz'' dedi. Anma toplantısında yer alan Zeynep Oral, "Türkiye'de insanlar kolay yetiş- miyorkr. Onat Kutiar, yaşamın her alanında etkisi- ni ortaya koyan, eleştirileriyle, yorumlanjla öneri- lerijle yannı hazırlayan, aydın sorumluluğunun bi- lincindc olan bir insandı. L ğur Mumcular. Bahri- ye Lçoklar, Onat Kuüariar. Bedrettüı Cömertler vurulduğundan beri, failler meçhul kaldığı sürece, failler meçhul kalsın diye çabalar sürdükçe, öldür- melerin kinıini önemseyip kimini yok saydığımız sü- reçe terör devam edecek" dedi. Sennur Sezer ise "Ülkemizde bir öykücünün, bir sinemacının, şür yazması az rastlanan bir olgu deği). Ama ben Onafın şürierinin öy küierinden, öykülerinin dene- melerinden bütünüyle ayn düşünülemeyecegine i- nanıvorum" dedi. Whitbread Ödülü'nü Seamus Heaney kazandı Kültür Servisi - Ingılız edebiyat dünyasının en seç- kin ödüllerinden biri olan "VVTıirbread Yıtan Kitabı Ödulü"nü Irlandalı şair Se- amus Heaney kazandı. 1995 yıhndaNobeİ Edebiyat Ödü- lü'nü alan Seamus Heaney, Faber&Faber Yayınevi"nce basılan "The Spirit Level" adlı kitabıyla 21 bin sterlin para ödüllü Whitbread'in bu yılki sahibi oldu. En iyi roman (Beryl Ba- inbridgB'Every Man For Himself), en iyi ilk roman, biyografı (DiannaidMcCul- loch / Thomas Cranmer'in Yaşamı), çocuk kitabı (Anne Fine/The Tulip Touch)ve şi- ir (Seamus Heaney/The Spi- rit Level) dallannda ilk sıra- ya giren kitaplann arasından seçilen "Whitbread Yıhn Ki- tabı Odülü''nün seçici kuru- lu başkanı Malcolm Brad- bury, "özgünlüğüyie" dikkat çeken Seamus Heaney'nin, "Şairlerin şairL. Sihirli değ- neğrvie bütün kuşaklara do- kunan büyük bir şair" oldu- ğunu belirttı. Seçici kurulunda ayrıca Private Eye dergisinin editö- rü Ian Hislop. Observer gaze- tesi editörü >\TD Hutton, akt- ris Maureen Lipman. şair Si- mon Armitage ve yazarlar Alain de Botton ile Josephi- ne Hart'ın yer aldığı Whıtb- read Ödülleri'nde bu yıl yo- ğun bir tartışma ortamı ya- şandı. "Yıhn kitabı" ödülünü bir şiir kıtabının kazanması hem şaşkınlık hem de sevinç yaraürken, "Every Man For Himseir (Herkes Kendine) adlı romanıyla ödülün favori ısımlerinden biri olan yazar Seamus Heaney Beryl Bainbridge. ikinci kez aday gösterildiği ödülü yine alamadı. Seçici kurul üyele- rinden Ian Hislop, "Yıhn ki- tabını secmek için girdiğimiz uzun toplantıdan çıktığınuz- da taroşmaiar hâlâ sürüyor- du. Zorlu bir seçim oldu. Bu denlipopüler birödülü bir şi- ir kitabuım kazanması ilgjnç. Yıhn kitabı ödülü geneide da- ha geniş kiüelere hitap eden romanlara yeriliyor" dedi. Whıtbread Ödülü'nü en son 1985 yılmdabırşiir kitabı ka- zanmıştı: Douglas Dunn'un "ElegJes" (Ağıtlar) adlı şiir koleksiyonu yılın kitabı se- çildiğinde de şaşkınlık yarat- mıştı. Heaney'nin son beş yıl içinde yazdığı şiirleri birara- ya getiren "The Spirit Level'', şairin Irlanda'daki politik du- ruma ve yaşanan acı gerçek- lere ilişkin tepkilenni yansı- tıyor. Kitap yayımlandığın- da, eleştırmenlerin büyük övgüsünü kazanmıştı. Ço- cuk kitabı dalmda VvTıitbread ödülünü kazanan yazar da dün açıklandı. 8 bin sterlin- lik ödülü, Anne Fine "The TufipTouch" (Lalenin Doku- nuşu) adlı kitabıyla aldı. İlk konuk vedat Cünyol 'Aydınlanmanın Işığmda Sanat İnsanlan' Kültür Servisi - TOBAV (Devlet Tiyatrolan Opera ve Balesi Çalışanlan Vakfı) ile IDE Eğitim ve Organi- zasyon tarafindan ortaklaşa hazırlanan 'Aydınlanmanın Işığında Sanat İnsanlan- mız' adlı saygı gecesinin il- kı ülkemizin aydınlanma hareketinin yorulmaz yazın ve düşün insanı, eleştirmen, denemeci. çevirmen Vedat Günyol adına düzenlenen geceyle başlıyor. Çeşitli sanat ve kültür in- sanlanmızın katkılanyla oluşturulacak etkinlik dizi- sinin ilki 27 ocak pazartesi günü saat 20.00'de Taksim Sahnesi'nde başlayacak. Etkinlikler kapsamında, Salah Birsel (17 şubat), Fa- kir Baykurt(10 mart), Or- han Asena (24 mart), Ada- let Ağaoğlu (14 nisan), b- han Usmanbaş (5 mayıs), Oktay Akbal (26 mayıs) ve Gülten .'Vkuı (9 haziran) için düzenlenen 'saygı geceleri' yer alıyor. Dramatik birer senaryo ile programlaştın- lan etkinliklerde her sanat- çının yaşamı, sanatçı kişili- Vedat Günyol ği, yapıtlan Devlet Tiyatro- su sanatçılannca canlandın- lıp yazar ve eleştirmenlerin görüşleri de ilgili sanatçının dramatik senaryosu içinde yer alacak. Aynca her etkin- liği kalıcı kılabilmek için sanatçıiann sanatsal serü- venlerini kapsayan ve Feri- dun Andaç'ın editörlüğünü üstlendıği birer anı kitabı hazırlanacak. 27 ocak pazartesi günü gerçekleştirilecek Vedat Günyol'a Saygı Gecesi'nin davetiyeleri Devlet Tiyatro- lan gişesınden edinılebilir. TÜPkiye-Yunanistan Dostluk Derneği Ödülü Kültür Servisi - Türkiye ve Yunanistan arasındaki dostluk ilişkilerini pekiştirmek üzere 1986 yılından bu yana çalışmalannı sürdüren Türkıye-Yunanistan Dostluk Derneği, iki ülke arasındaki ilışkiye olumlu katkıda bulunmayı özendirmek amacıyla bir 'Dostluk Ödülü' verme karan aldı. Dernek yönetim kurulunun yıl boyunca yapacagı toplantılarda belirlenecek adaylar arasından, kurulun aralık ayında gerçekleştireceği bir elemeyle ödüle değer görülecek kişi, aynı ay içinde kamuoyuna duyurulacak. Cevdet Kudret Edebiyat ödülü Semih eümüş'ün Kültür Servisi - Dördüncü Cevdet Kudret Edebiyat Ödülü 'Başkaldın ve Roman' adlı kitabı nedeniyle Semih Gümüş'e verildi. Ödül bu yıl deneme- inceleme-araştırma dalında düzenlendi. Doğan Hızlan. Prof. Fahir Iz, Uğur Kökden. Prof. Afşar Timuçin ve Prof. Tahsin Yücel'den oluşan seçici kurul 16 kitabı değerlendirdi ve görüşlerini tutarlılık içinde sunan özgün ve bütüncül bir araştırma niteliği taşıması nedeniyle Semih Gümüş'ün 'Başkaldın ve Roman' adlı yapıtını seçti. 5 Şubat 1977 günü, saat 19.00'da, Atatürk Kültür Merkezi Konser Salonu'nda düzenlenecek ödül törenine Ilhan Selçuk ve Prof. Afşar Timuçin konuşmacı olarak katılacak. İyi Şeyler'de yönetim değişikliği Kültür Servisi- Bir süre önce yayınevi etkinliklerinin smırlandınlması ile gündeme gelen İyi Şeyler Yayıncılık, bir açıklama yayınlayarak Ishak Reyna'nın şirketten aynldığını bildirdı. Karann nedeni olarak ' 10. kuruluş yılına girerken İyi Şeyler'in kuruluş amaçlan ve yayın poyitikalan konusunda kuruculan ve yayın yönetmeni ile yayın koordinatörü arasında görüş aynlıklannm çıkması' gösterildi. Yayınevinin etkinliklerinin genel yayın yönetmeni Prof. Cevat Çapan yönetıminde sürdürüldüğü ve bu yılki üretimde daha önce tshak Reyna tarafindan hazırlanmış yayın planına kısıtlamalar getirileceği bildirildi. Paul McMillen ve •• Füsun Gençsu tarafindan yapılan açıklamada "yayınevimizin kapandığını öne süren köşe yazılannın maksadı bizim açımızdan yeterince netlik kazanmış bulunmaktadır. Bu yazılan aynı mecralarda gereğini görmemekteyiz" görüşüne yer verildi.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle