05 Mayıs 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHURİYET 23 EYLÜL 1996 PA2ARTESİ HABERLER Yöneticilere hısan hakları seraineri • ANKARA (AA) - İçişleri Bakanlığı'nın düzenlediği "tnsan Haklan Semineri" bugür Mersin'de başlıyor. Seminere Doğu ve Güneıdoğu Anadolu Bölgesi'nde 26 ilden \ali yardıncıları. emnıyet miidürieri. il jandarma komutanları ve2l3 kaymakam katılacak. Insan Haklan konulu seminerde. Birleşmiş Milletler. Avrupa Konseyi ve AGÎT bünyesinde oluşturulan ve ülkemızin de taraf olması sıfatıyıa üstlendiği yükümlüliikler ele alınacak. Seminerde. işkencenin ve gayriinsani ya da küçülrücü ceza veya muamelenin önlenmesine daır Av rupa Sözleşmesı'nîn Türkiye'ye öngördüğü yükümlülüklerin yerine getırılmesi. denetlenmesi konulan işjenecek. Demokratik Türkiye Partisi geliyor • ANKARA (ANKA) - RP-DYPkoalisyon hükümetine gü\enoyu vermeyıp DYP'den istıfa eden bağımsız milletvekilleri. önümüzdekı aykuracaklan partinin adını Demokratik Türkiye Partisi koymaya hazırlanıyor. Milletvekilleri. parti adının kamuoyuna sıcak gelmesi ıçin bu konuda bir de anket yaptırmaya hazırlanıyor. ANKA'nın edindiğı bılgiye göre DYP'den istifa edip baâımsız kalan miîletvekillerı. TBMM eski başkanı Hüsamettin Cindoruk i!e DYP'ii eski milletvekillerinin başını çektiği hareket bu ay sonu. en geç de önümüzdekı ay partileşecek. Partilenne "Hür Demokrat Partf adını vermeyi düşünen milletvekilleri. dahaönce Mehmet Yazar'ın kurduğu partinin de aynı adı taşıması nedeniyle vazgeçıp yeni ad arayışınagirdi. Millet\ekilleri son olarak demokratik Türkiye Partisi üstünde uzlaştı. OrtakJan Osmaniye Için anlaştı • ANKARA (l BA) 3 kasımda yapılacak ara yerel seçimlerin yapılacağı Osmanıye'ye daha önceden il sözü verip. ancak ortağı Erbakan'la bu konuda anlaşmazlıga düşünce oldukça sıkıntılı olan Başbakan Yardımcısı Çıller. çareyi Erbakan"la anlaşmakta buldu. Başbakan Erbakan'ın yardımcısı Çiller'e. "Osmaniye'de nasılsa ya siz ya da bız kazanınz. O nedenle il yapılmasına gerek yok" dediği öğreniidi. Tansu Çiller'in ise Erbakan'ın bu önerisine sıcak yaklaştığı \e iki ortak arasındaki Osmaniye sorununun "Osmanıye'yi il yapmamakta" anlaşarak çözüldüğü belirlendi. ANAP'ta rapop enflasyonu • ANKARA (l BA) - Toplumun özlemlerini saptamaya çalışan ANAP'ta milletvekilleri rapor telaşına düştü. Uludağ toplantısı öncesi millervekilleri. yeni dönemde ızlenecek stratejiye ilişkın düşüncelerini rapor ya da en azından bır bildiri ile somut hale getirecek. TBMM'de uygulanacak REFAHYOL'u devirme planı ıçin Uludağ'da toplanmava hazırlanan ANAP'ta rapor enflasyonu yaşanıyor. Uludağ toplantısı öncesi genel başkanın direktifi ile hermilletvekili "etkin muhalefet olmak için" başlıklı rapor hazırlığı yapıyor. Millenekilleri bir süre önce tamamladıkları seçim bölgelerindeki temaslar başta olmak üzere sorunlar ve öneriler üzerinde duruyor. ANAP'lı bürokrat kalmayacak • ANKARA (l'BA) - REFAHYOL'la süren ANAP'lı bürokrat krizi Başbakan yardımcısı Tansu Çiller'ın ABDgezisinın ardından son bulacak. DYP Genel Başkan Yardımcısı Hasan Ekinci. Çilier'in Erbakan'la anlaşarak ANAP'lı bürokratların görevden alınacağını söyledı. Ekinci. "Bütün ANAP'lı bürokratlar gidecek" dedı. İçişleri Bakanı Ağar'm hazırladığı tasanya göre suçlar DGM kapsamına almıyor Mafyayı yok etme tasarısıHALİL NEBİLER Içişlen Bakanı Mehmet Ağar. rnafya tipi suçlarla mücadele amacıy la bir yasa tasarısı hazırladı. Ağar'ın yasa tasarısıyla mafya suçlan "çıkar amaçlı örgiit suçu" olarak nitelermor \e De\let Güvenlik Mahkemesi (DGM) kapsamına alınıyor. Tasarı. mafya mensuplarının maKarlıklanna el konulması. bu tür suçlara \e MIÇ örgütlerine katılan kamu göre\li!erinin cezalarının altıda bir oranında arttınlmasını. mafya mensuplanntn iletişim araçlannın dokuz av boyunca dınlenebilınesi. ajan kullanılması gibı hükümler getiriyor. Ağar. yasa tasarısını imzalayıp TBMM'ye sunulmak üzere Başbakanlığa gönderdi. Mebmer Ağar'ın hazırladığı tasanda mafya örgütleri. "Doğrudan veya dolaylı biçimde bir kurumun. kuruluşun veya teşebbiisün denetimini ele geçirmek; ihale, imtiyaz ve ruhsat işlemlerinde etkinlik ve denetim elde etmek; ekonomik faaliyetlerde kartel ve tröst yaratmak; madde ve eşyanın nedretine. fivatlarının artmasına sebep olmak; kendilerine veya başkalarına haksı/ mcnfaat sağlamak; seçimlerde oy tenıin etmek veya seçimleri engellemek maksadıyla zor veya tehdit uygulamak veya kişiieri kendiİerine tabi kilmaya zorlamak veya mensuplan arasında her ne suretle olursa olsun açık veva gi/Ji işbiriiği yapmak suretiyle yıldırma. korkutma veya sindirme giicünü kullanarak suçlar işlemek için örgüt** sözleriyle tanımlanıyor. Tasanda. suçun işlenmesine aynlan veya suçun işlenmesinde kullanılan ya da örgütün kurucusu. yönetici veya üyeleri ya da başkaları tarafından örgüt adına işlenen suçiardan elde edılen para. para yerine ÖrgÜtlÜ SUÇ içişleri Bakanı Ağar. tasarıda mafya suçlannı, 'çıkar amaçlı örgüt suçu' olarak niteliyor. Tasarıyla, mafya suçlan DGM kapsamına alınıyor. mafya mensuplarının malvarlıklarına el konuluyor. mafya suçlarına karışan kamu göre\ lilerinin cezalan altıda bir oranında arttırılıyor. mafya mensuplarının iletişim araçları dokuz ay süreyle dinlenebiliyor ve suçların ortaya çıkanlabilmesi için ajan kullanılabiliyor. geçen evrak \e senetlerin. mal ve gelirlerin. ekonomik çıkar \e değerlerin. bunlar bulunamazsa bunlann değerindekı malvarlığının nemalarıvla birlikte müsaderesi öngörülüvor. Tasanya göre bu tür sııçları işleme. suça katılma ya da faillere yardım \e yataklık etme kuşkusu altında bulunan kişilerin telefon. faks. bılgisavar gıbı vazılı \eya sözlü iletı>ımi dinlenebilıvor Dınlemelerin 24 saat ıçinde hâkim karanna bağlanması hükmünü getiren tasanya göre dinleme en çok üç ay için karara bağlanıyor ve iki kez uzatılabiliyor. Mafyaya gizli ajan sokulacak Mehmet Ağar'ın tasansı. mafya örgütlerine ajan sokulmasını da öngörüyor. Gözetlemek. izlemek, örgüte ilişkin her türlü araştırmada bulunmak ve kanıt toplamakla yükümlü kılınan gizli görevlilerin yetkileri ise tasarının üçüncü maddesindeki "Gizli görevli, örgüt içüıde görevini yerine getirirken suç işleme dışında her türlü hukuki işlemi vapabilir" hükmüyle tanımlanıyor. Tasan, mafya suçlan işledikleri kuşkusu bulunan kişilerin konut. ikametgâh. işyeri veya açık yerlerdeki her türlü etkinliklerinin teknik araçlarla gizli olarak gözetlenebilmesi. izlenebilmesi. ses ve görüntü kaydının alınabilmesi hükmünü de getiriyor. Mafya suçu işlenmesinden elde edildiği yönünde kuvvetlı belirtı bulunan hak ve alacaklar üzerindeki tasarrufyetkısi tamamen veya kısmen kaldınlabiliyor. banka ve banka dışı mali kurumlar ile diğer gerçek ve rüzelkişiler üzerindeki kiralık kasa mevcutları da dahil olmak üzere hak ve alacaklar donduruluyor: mal. kıymetli evrak ve diğer değerler zaptedilebiliyor. 'Cezaevlerinde problem yok' Istanbııl Cıımhuriyet Başsavcısı Çitici: Öliim oruçları sonrası dunım sakin HILYATOPCU Istanbul Cumhurıyet Başsavcısı Ferzan Çitici. cezaev lerinde 12 kışının ölümüyle sonuçlanan ölüm orucu sonrasında durumun sakinleştiğını. şu an bir problem vaşanmadığını söyledı. Önümüzdekı aylarda cezaev lerinde ıvileştirmeler yapılacağını vurgulayan Çitici. "Bayrampaşa Cezaevi'nde çorap. mobilya ve terzilik atöhelerini açacağız. Cezaev lerini hizmetin VP eşyanın iiretildiği bir ver haline getireeeğiz. Burada çalışan tutuklu ve hükümlülere ücret de ödenecek'" dedı. tstanbul Cumhunyet Başsavcısı Ferzan Çitici. Adalet Bakanlığı ile tutuklu ve hükümlülerın uzlaşmasıyla sonuçlanan ölüm orucu sonrasında cezaev lerinde yaşanan gelişmelerle ilgılı sorularımızı yanıtladı. Tutııklıı \e hükümlülenn venı taleplen olmadığını savunan Çitici. son olarat Eskişehır Cezaev ı'ndekı tutuklu ve hükümlülerin de Ümraniye'ye getınldiğini belirtti. Ölüm orucu sonrasında yazar. gazeteci ve sanatçıların cezaev lerindeki gelişmeleri izlemek amacıy la oluşturduğu komitenin bir işlevi olmadığını savunan Ferzan Çitici. "Cezaevlerinin kimler tarafından izleneceğini vasalar belirtmiş. Kimlerin sorumlu ve denetlevici olduğu bellidir. Bö> k özel bir komite kurıılmasına gerek yok. Bana sorarsanız Türkiye"de cezaev lerini herkes i/leyebilir" dıye konuştu. Genelge mantıklı Adalet Bakanlığı'nın geçen günlerde yayımladığı kadın-erkek tutuklu ve hükümlülerin avukat görüşüne ayrı ayn çıkmalarını öngören genelgenın mantıklı olduğunu söyleyen Ferzan Çitici. buna İstanbul'daki bir cezaev inde yaşanan sorunun neden olduğunu 'Yeni talepleri olmadı 9 Tutuklu ve hükümlülerin yeni talepleri olmadığını söy- leyen Çitici, son olarak Eskişehir Cezaevi'ndeki tutuk- lu ve hükümlülerin de Ünıraniye'yegetirildiğini belirt- ti. Başsavcı Çitici. önümüzdeki günlerde Bavrampaşa Cezaevi'ndeki atölyeleri açacaklannı. hükümlülerin burada çalışarak para kazanabileceğini söy ledi. belirtti. Avukat görüşüne çıkan kadın ve erkeklerin görüş bittikten sonra ayrılmak istemediklerini anlatan Çitici. şöyle konuştu: "Erkeklerve kadınlar, görüş bittikten sonra cezaev i yönetiminin uvarısına rağmen birbiıierinden ay rdmayacaklarını ve birlikte olacaklannı söylediler. Problem de oradan çıkti. Doğalı da budur. erkekleıie kadınların av nı anda göriişmeleri gerekmez." Bavrampaşa Cezaevi'nın mımari projesinin her şey düşüııülerek yapıldığını vurgulayan Çitici. burada sinema ve tiyatro salonu. hamam. şadırvanh cami olduğunu anımsattı. Cezaev i sosyal tesislere açık kullanılmaya uygun hale getinlmesi gereken bölümleri olduğuna dikkat çeken Çitici. sözlerinı şöyle sürdürdü: 'Atölyeleri canlandırmak istivoruz. Çorap atölyesi. mobilva. terzilik atö'lyemizi açnıak istivoruz. Bir iki av içinde bunlar açtlacak \e en azından cezaev inde kalan üç y üz beş y üz kişi bu atölyelerdeçalışacak. Henı kendilerine gelir sağlayacaklar hem de sanatlannı geliştirecekier.~ Cezaev lenni hizmetin ve eşvanın iiretildiği bir yer haline getiımeyi amaçladıklarını belirten Çitici. tutuklu \e hükümlülerin zaınanlannı venmli değerlendirmesi gerektiğinı sövledi. Işsiz imamlara işprojesi •Devlet Bakanı Zeybek. Türkiye'de yetişmiş din adamlannı yeniden eğiterek Türk cumhuriyetlerine göndermenin yararlı olacağını sövledi. ANKARA (L BA) - Dev let Bakanı Namık Kemal Zeybek, bir yıl önce önerdiği "işsiz imam-hatip mezunlannın İslamiyeti yay mak için Türk cumhuriyetierine gönderilmesi" projesini yeniden gündeme getirecek. Zeybek, açıkladığJnda epey tartışılan pfojesinı UBA muhabirinin sorusu üzerine önce hatırlamakta zorluk çekip, "Öyle bir açıklamam oldu mu olmadı nıı bilmiyorum, ama fena fikirdefirdedi. Gülerek. "Geçmişte ne söylemişim bilmiyorum, her söylediğim sözü de bilmem mümkün değil. Çünkü çokça söylüyorum" diyen Bakan Zeybek daha sonra şunlan söy ledi: "Türkiye'de imam-hatip mezunlan. din adamı ihtiyacının çok üstünde. Küİtürün en önemli unsuru dindir. Türk cumhuriyetleredini biz götürmezsek başkaları götürür. kim götüriir, mesela misyonerler götüriir. Ne yazık ki Kazakistan ve Kırgızistan'da misyonerlerin etkinliği sonucu binlerce insan Hıristiyan olmuşlardır." Zeybek, Türkiye'nin pek çok konuda olduğu gibi bu konuda da geç kaldığını öne sürerek. "Türkiye'de yetişmiş. din adamlannı yeniden eğiterek oraya göndermenin yararlı olacağı kanısındayım" eörüşünü savundu. ANAP lideri Yılmaz, Manavgat'ın suyunu satanlarm hayaline yetişilemeyeceğini söyledi 'Bıınlar Uludağ'ın havasım da satarlar' NAİM ÖRÜ TEKİRDAĞ - Anavatan Partisi Genel Başkanı Mesut Y ılmaz. Refah-DYP hükümetini. ekonomik paketlerini kinısenın cıddıye almadığını öne sürerek "Ortada hayal paketi var. Bugün Manavgat'ın suyunu satanlar,yann l ludağ'ın da havasım satarlar. Bu hükümet mizah konusu olmaya devam edhor"dedi. .Vfarmara \e Boğazları Befediyeler Birliğı Anavatan Partisi grubunun Tekirdağ Belediye Kültür Merkezi'nde yaptığı toplantıya katılan Mesut >"ılnıaz. yaptığı uzun konuşmada zaman zaman "Başbakan Ydmaz. Başbakan '\ilmaz*' sloganıvla alkışlandı. Konuşmasının bir bölümünde Necmettin Erbakan ile Tansu Çiller'e yükienen ANAP Genel Başkanı Yılmaz. şöyle dedi: "Üç aydan beri bu hükümet maskaralıkİanna karşı 'ANAP niye sessız duruvordivedüşünenlerolabilir. Türkiye'de her iktidar işbaşına geldiğinde vatandaştan aldığı bir avansı kullanır. Şimdi bu üç aylık avans süresi tanıamlandı. Artık muhalefef yapmamamız için sebepler ortadan kalkmıştır. Bu hükümet 3 ayda elektriğe ve akaryakıta 3'er defa zam yapmıştır. Sayın Erbakan 2 kere kaynak paketi açıklamıştir. Aslında bugün hiçbir kaynak mevcut değildir. Hükümet mizahi • ANAP Genel Başkanı Yılmaz, "Üç aydan beri bu hükümet maskaralıklarına karşı ANAP niye sessiz duruyor diye düşünenler olabilir. Üç aylık avans süremiz tamamlandı. Artık muhalefet yapmamamız için sebepler ortadan kalkmıştır" dedi. konu olmuştur. Ancak Erbakan Hoca'nın Nasrettin Hoca'ya dönmesi bizim için teselli kay nağı olamaz. bizim sorumluluğumuzu azaltamaz. Rantçı olamayız diyen Erbakan. t'aizi arttınyor. Tüm devlet bankalannı bir arava toplayarak şimdiden çok faiz planını hazırlıvor." Yapılan bu işlerde D^P'nın ve Çiller'in hiçbir suçu olmadığını da alaylı bir üslupla dile getiren ANAP Genel Başkanı Mesut Yılmaz. "Çiinkü Çiller, birzavallıdır? Onun itiraz hakkı yoktur. Hoca onu yakalamış nereye isterse oraya götürüyor. Bizim muhatabımız da Refah Partisi'dir. Bu da bizim için Allah"ın bir lütfudur. İktidar volumuzu bunlar açacakhr" dıye konuştu. Mesut >'ılmaz. iktidar konusıında hiç hazırlık >apmadan hükümet olan Refah ve Başbakan Necnıetın Erbakan'm ülkenin sağında solunda savaş hazırlıkları yapılırken dut yemiş bülbüle döndüğünü kaydederek "Hoeada çıtyok.Başkaişlerle meşgul. Şimdi Refah Partisi döneminde yapılan işşu...ÇHP dönemlerinde kişisel olan rüşvet şimdi kurumsallaştı. Rüşvetleri artık makbuzla alıyoriar. Nakıflara kesilen bu makbuzlar. Refah Partisi'nin siyasi amaçlı vakıfiarına gidiyor. Bu nedenle Refahlı belediyeleri daha yakından izlememizgerekiyor" dedi. ANAP Genel Başkanı Mesut Yılmaz. konuşmasında Türkive'nin Anavatan iktıdarına ih!i>acı bulunduğunu da iddia ederek "Bu hükümet beceriksizliği Türkive'yi karaya oturtmaya yetmeyecek. ANAP Türkive'nin üınidi olmava her zamandan fazla namzettir" şeklinde konuştu. .\farmara ve Boğazlan Belediyeler Birliâi Başkan Yekili. Şişli Belediye Başkanı Gülay Atığ. ANAP Genel' Başkanı Mesut Yılmaz'a. birlik adına bir şükran plaketi verdi. Mesut Yılmaz daha sonra Zübeyde Hanım Parkı'nda bir süre dinlenerek çay içti. Gazetecilerin sorularına yanıt \erdi. Burada da hükümete bir mesaj vererek hükümetin Trakya'daki çiftçi sorunlarına duyarsız kalmamasını istedı. Bu hükümetin Trakya çiftçisini perişan ettiğini anlatan Yılmaz, "Çiftçinin sorunlarına kayıtsız kalınmamasını istivoruz. Buğday ve ayçiçeğinde devam eden sıkıntilann gideriimesini istiyonız" dedi. Mesut •^'ılmaz, Zübeyde Hanım Huzurev i'ni de ziyaret ederek burada kalan yaşlılara çeşitli hediyeler verdi. hatırlarını sordu, gönüllerinı aldı. ANAP Genel Başkanı Yılmaz'ın Tekirdağ'daki kısa gezisine ANAP Genel Sekreteri Yalova Milletvekili Yaşar Okuyan. ANAP Grup Başkan Vekilj Çanakkale Milletvekili Cumhur Ersümer, Genel Başkan Yardımcısı Eskişehir Milletvekili Mustafa Yaşar Dedelek, Iğdır Milletvekili Adil Aşır, Kırklareli Milletvekili Cemal Özbilen ile Tekirdağ Millervekili EnisSülün katıldılar. BIZBIZE ERDAL ATABEK Duyguların Yönetimi... insanlar. binlerce yıl boyunca hep "akıl"\a uğraştı- lar. Akh anlamak. aklın nasıl işlediğini bulmak, aklın üstünlüğünü sağlamak çok önemli oldu. Bu süreç zo- runluydu, çünkü insanhk öyle akıldışı işler içinde ya- şıyordu kı aklı bulmak, aklın yoluna girmek bile yüz- yıllaraldı. Ortaçağ bağnazlığından "aydınlanma dö- nemi"ne geçmek, büyük mücadelelerle olmuştur. Buarada "duygular" fazla önemsenmedi. "Duygu- /ar"insanın zayıf yanı sayıldı. Akıl erkeklere, duygu ka- dınlara yakıştırıldı. "Duygulu olmak" şairlere, sanat- çılara, annelere uygundu, ama komutanlara, liderle- re, iradeleri güçlü olması gerekenlere göre değildi. "Duygular" hep insanın zayıf yanının simgesi sa- yıldığı için "duyguların gücü" hiçbir zaman bilineme- di. Ama bu bilgisizlik insanlara çok pahalıya mal ol- muştur. Duyguları tanımamak. duygulan anlamamak, duygulan düzenleyebilmek. sonuçta da "duygulanyö- netememek" büyük hatalarla ödenen bir yanlış ola- gelmiştir. "Duyguların yönetimi", insanoğlunun yaptığı en büyük keşiflerden birisi olmuştur. Yeni yeni keşfedil- diği için de önemi sonraları daha iyi anlaşılacaktır. Ama artık bilinmektedir ki duygularını yönetemeyen insan, aklını da yönetememektedir. "Aklınyönetimi" de sanıldığı gibi bir zekâ bölümü- nün parlak işleyişi değildir. "Aklınyönetimi", bütün ze- kâ bölümlerinin birbiriyle uyumlu ve dengeli çalışma- sıyla başarılır. Ama bütünüyle parlak bir zekânın sa- hibi bile eğer duygularını yönetmeyi başaramıyorsa, hayatrna sahip olamaz. Bugün ış dünyası da politik alan da eğitim dünya- sı da hayatın her aktif alanı da "duygularını yöneten insan" sorunuyla karşı karşıyadır. Eğer "duygularını yöneten insan"\ yetiştıremezsek, hiçbir alandabaşa- rılı olma şansımız olmayacaktır. • • • Neden insanımız direksiyon başında canavar ke- siliyor? Neden insanımız yabancıların yanında sus pus olu- yor. Neden insanımız güçlü olduğu zaman zalim, güç- süz olduğu zaman mazlum oluyor? Neden insanımız güçlünün önünde eğiliyor? Neden insanımız düşüncelerini söylemesi gerekir- ken kekeliyor? Neden insanımız duygularını söylemek isterken sı- kılıyor? Neden insanımız hakkını arayamıyor? Neden insanımız başkasının hakkını yemeyi açık- gözlük sayıyor? Neden hep arkadan konuşuyoruz? Neden kendımizi hep olduğundan başka göster- mek istiyoruz? Nelere karşı aşağılık kompleksi duyuyoruz? Neden matematikten bu denli korkuyoruz? Neden hiç sorumluluk alamıyoruz? Neden suçu hep başkasına atarak rahathyoruz? Neden yapamadığımız şeyleri kabul edemiyoruz? Neden yaptığımız şeyleri küçümsüyoruz? Neden, neden, neden?.. Çünkü, duygularımızı yönetmeyi bilmiyoruz. Duı^- gularımız hep karmakarışık plduğu için de aklımızı yo- netemiyoruz. Sonuçta hayatın her alanı bizim için eza cefaçekilen yer oluyor, bundan bunalıncadasorum- luluğu başkalarına atarak rahatlamaya çalışıyoruz. Gene rahatlayamıyoruz. Çünkü ateşi yüksek bir hasta yastığıni çevirerek rahatlayamaz. Peki, ama "duygularını yönetmek" nedir? • • • "Duygulannı yönetmek", duygularını saklamak de- ğildir. "Duygularınıyönetmek", kendinin farkındaolmak- tır. "Kendinin farkında olmak", kendi değerini anla- maktır. "Kendi değerini anlamak". kendi değerini arttır- mak, kendini değersizlıklerden korumaktır. "Kendi değerini anlamak", başkalarının değerini de anlamakla olabilir. Bu da "kendini ölçebilmektir." "Kendini ölçebilmek", isteklerini yapılabilirlikleden- gelemek. hayatını plan ve programla yönetebilmek- tir. "Duygularınıyönetmek", duygularını anlamak, on- ları doğru yer ve zamanda iletebilmek, duyguların gücünü kullanabilmektır. Işte o zaman bizler de "duygulannı ve aklını yöne- ten"insanların toplumu olabileceğiz. Turgut Yilmaz'a yanıt 'Her ANAP'lı başkan olabilir' • ANAP Genel Başkan Yardımcısı Yıldınm, "ANAP'a genel başkan olabilirim" diyen Turgut Yılmaz'a "Niye olmasın ki" diye yanıt verdi. ANK.ARA (Cumhuriyet Bürosu) - "A.NAP'a genel başkan olabilirim" diyen Genel Başkan Mesut V ıl- maz'ın kardeşi Turgut V ü- maz'a. Genel Başkan Yar- dımcısı Mehmet Salih \ ıt- dınmdan yanıt geldi. Yıl- dırım. partide görev vapan herkesin genel başkan ol- ma şansı bulunduâunu söv- ledi. Yıldınm. dün düzenledi- ği basın toplantısında. ANAP Merkez Karar Yöne- tim Kurulu (MKYK) ü\esi de olan Turgut Yılmaz'ın "ANAP'a genel başkan ola- bilirim" sözlerinin anımsa- tılması üzerine. •'ANAP'ta görev alan herkesin genel başkan olma şansı vardır. ANAPpartiiçi demokrasinin en iyi işlediği partidir. Niye olmasın ki** dedi. Konuşmasında. vükse- köğretim sisteminı deeleş- tiren Yıldınm. Türkiye'de ancak her 50 kişiden birinin yükseköğrenim görebildi- ğini kayderti. Eğitimde fır- sat eşıtİıği olmaması nede- niy le parasal olanağm belir- leyici unsurdurumunagel- diğine dikkat çeken Yıldı- nm. şunları söyledi: "Ülkemizde erozyona uğ- rayan tiinı değerlergibi yük- seköğrenimde de kalite sü- ratledüşerken sorunlar git- tikçe artmaktadır. Devlet eğitimin kalitesizliğini peşn- nen kabullenmiştir. Htroku^ lun yanına bir dershane ve1 ya kursyerleşmiştir. Bu sek- törde vatandaşın ödediği pa- ra yılda 40-50 trilyondur. Kaynak aramak için olma- dık yollararayan, hay-al mah- sulü birçok proje üreten hü- kümet neden buna sahip çıkmaz. Bir tek izahı olabi- lir; hayırlı işleryapmaya ni- yeti olmadığından.** Yıldınm, yükseköğretim kredisinin yetersiz olduğu- nu v e en az 7 milyon 400 bin liraya çıkanlması gerekti- ğini belirterek ilgilileri bu konuda duyarlı oîmaya ça- ğırdı. Milli eğitimin herka- demesi gibi yükseköğretim kurumlannın da politize ol; duğunu ifade eden Yıldı- nm, 1992 yılında 29 olan üniversite sayısının. hiçbir altyapı hizmeti yerine geti- rilmeden 58'e çıkarıldığını bildirdi. Milli Eğitim Ba- kanlığı ile üniversiteler ara- sında sağlıklı bir iletişimin 1 olmadığını savundu.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle