Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
Cumhuriyetİmtivaz Sahibi: Berin Nadi
Genel Ya>m Yonetmenı Orhan Erinç#
Genel Yavın Koordınatoru Hikmet
Çetinka.va # Yazıişlerı Mudurlerı
Ibrahim Yıldız. DinçTavanç (Sonımlu)
# Haber Merkezı Muduru Hakan Kara
0 Gorsel Yönetmen Fikret Eser
Dı$ Haberler Şinasi Danışoğlu • Ktıhbarat
Cengiz V ıldırım • Ekonomı Bülent Kı/anlık
# Kultür Handan Şenköken # Spor
Abdülkadir V ücelman V Mjkaieler Sanıi
Karaören 0 Duzdtme Abdullah Yazıcı
0 Foroâraf Erdojğan Köseoğlu • Bılgı-Belse
Edibe Buğra 0 > un Haberlen Mehmet Fafaç
YayınKuruIu İlhanSelçiJk(Başkan).
Orhan Ennç, Oktay Kurtböke.
HikmetÇetinka\a,Şiıkran Soner.
ErgunBalcı.DinçTa>anç. İbrahim
Vıldız, Orhan Bursalı. Mustafa
Balba>. Hakan Kara.
Ankara Temsılcısı. Muslafa Baibav 0 Haber Muduru Doğan
Akın Atanirk Bulvarı No 125. Kat 4. Bakanlıldar-Ankara Tel
41950^0 C hatl. Faks 4195027 0 Iznıır Temsilcısı
Serdar Kızık. H. Zıya BK 1352 S 2 3 Tel 4411220.
Faks 441911 7 0 Adana Temsıfcısı Çetin Yiğenoğlu,
InonuCd II9S No 1 Kat 1. Tel 3522550. Faks 35225TJ
Müessese Muduru Erol Erkut 0
Koordınator Ahmet Korulsan 0
Mııhasebe Bülent V ener 0 fdare
Hüseyin Gürer 0 Uletme Önder
Çelik 0 Bılgı-fşlem \ail İnal 0
BılgısayarSıstem Mürihet ÇUer
MEDVA C: • "lonelım Kurulu
Başkanı - Gene! Mudur Gülbin
Erduran # Koordınator Reha
Işitman # Genel Mudur Yardımcısı
Mine \kdağ Tel 514 0" 53 -
M.-95 SÜ-513X460-61. Faks 5118466
*\e Basan: ^ı em Oun Haber \ıan>t Basın \e Yavmcılık \ $
aJ « 4 İ Cagaloglı. 34334 l»ı PK 246 lstanbul f el 10 212) 512 05 05 (20 hat) Fak» tO 212ı 513 85 95 EYLÜL 1996 tmsak-5 20 Güneş. 6.46 Öğle:I3 04 İkındı. 16.26 Akşam: 19 08 Yatsı. 20.27
Papa'ya tepki
• Haber ÎVlerkezi -
K.atolık.lenn dını lıderi Papa
II Jean Paul'ün Fransa
geziM sürüyor Papa. dün
uâradığı Fransa'nın başkenti
Parıs'te biiyük bır kalabalık
tarafından karşılandı. Ancak
bu kez Papa'nın kar>ısına
destekçilerinın yanı sıra
karşıtları da çıktı Vatikan'ın
doğum kontrolüne ve
eşcınselliğe bakış açısını
elesjtıren gruplar. tepkilerini
Papa ıle ala> eden tişörtleri
giverek ifade ettier.
Efes, 101 yıldır
kazılıyor
• İZMİR(AA)- Egt?
uygarlığının en önemli antik
kentı Efes. 101 > ıldır
kazılı>or Efes kazı başkanı
ve Avusturya Arkeoloji
Enstıtüsü öğretım üyesî
Doç Dr Stephan Karlvvıese.
bu yılkı kazıların Stadyum.
Mervem Kılısesı. Antık
Tiyatro. Agora. Yamaçevler
ve Kuretler Caddesı'nde
yapıldıgını belırttı.
Avıısturyalı ve Türk
arkeologlardan olu>an 100
kişılık ekıbin 3 aylık
çali>masinda. Efes'ın
tarihçesine ı^ık tutacak bılgı
ve buluntulara ulaşıldığına
dikkati çeken Karkuese,
kazılar ıçın 50 milyar lira
harcandığını ıfade ettı.
Londra'da
'Türk Mezatı'
• LONDRA (AA) -
Londra'nın ünlü müzayede
salonu Sothebv's. "The
Turkısh Sale"'(Türk Mezatı)
adlı açık arttırma içın
Osmanirdan kalma>üzlerce
sanat esen topladı. Ilk
bölümü bırbirinden güzel
Iznık Çını.M. Kütarna
Porselenı. Bevkoz Camı.
eski gümüş ve bakıreserler,
minvatür \e hat sanatı
örneklerı \e eskı dokuma
kumaijlardan oluşan açık
arttırma. 11 ekımde
düzenlenecek.
Yoksul kadına
sağlık hakkı
• ANKARA (L'BA) - Saglık
Bakanlığı Ana Çocuk
Sağlıgı ve Aıle Planlaması
GeneÎMüdürlüğü. yoksul ve
eğıtımsız kadınların yoğun
ofdugu yöreler ıle en fazla
yaşanan 10 şehirde kadın
sağlığı açısından ıvileştirme
çaîışmalan vapacak.
Bakanlıgın. "saglık
götürme" hedefi içinde
gebeler. doğum yapanlar. 35
yaşın üzerındekıler. gebelık
aralığı ikı vıldan kısa
oianiar. bulaşıcı hastalığı
olanlar yer alıvor.
Internefte
tehlike sinyalleri
• İSTANBIL(IBA)-
Amerika'da Internet
altyapısı çökme sinyalleri
vermeve başladı. Biryandan
Internet kullanımı teşvık
edilirken diğeryandan
Internet altvapısının gözardı
edılmesı \e artan voğunluğu
karşılavamayacak düzeye
gelmesı, Internefin beşığı
Amerika'da kullanıcılann
büvük sorunlarla karşı
karşıva kalmalanna neden
oldu. Geçen bırkaç hafta
içerısınde Amerika'daki
hatlarda gözle görülür bır
yavaşlama vaşanırken
birçok kullanıcı bağlantı
kesılmelerınden. elektronik
posta dağıtımında çıkan
sorunlardan şıkâyet ediyor.
Mıknatıs îedavisi
• NEV\ YORK(AA)-
Anıerıka'da yenı
uvgulanmaya başlayan
mıknatıs tedavısinın.
astımdan depresyona kadar
pek çok hastahğa iyı geldığı
belırtıldı. Los Angeles'daki
bır klınıkte hastalannı bu
yöntemle teda\ ı eden
Avustralvalı doktor Marcia
Reed'ın verdığı bilgıve göre
mıknatısın tedavi amacıyia
kullanıldığı hastalıklar
arasında astım. kanser. kalp
rahatsızlıkian. stres.
depresvon. vorgunluk. akne
ve benzeri müzmın cılt
hastalıkları \e mıde-
bağırsak sorunları
bulunuvor.
"Dünya Uluslan ve Tüketicileri" araştırmasma göre Türk halkının yüzde 75'i işlerin kötüye gittiği kanısında
Tiiı-k lıalla gelecekten umutsuz•Uluslararası INRA grubunun dünya çapında yaptığı
araştırma 1995 yılının en karamsar toplumunun Türkler
olduğunu ortaya koydu. Araştırmaya göre Türkler, en az diş
fırçalayan, en çok ibadet eden, başkasına en çok bağıran ve
kendini en suçlu hisseden ulus nitelikleri gösteriyor.
İstanbul Haber Servisi -Türk halkı-
nın yüzde 75"i ışlenn kötüye gittiğine
inani)r
or. Türk halkı en az diş fırçala-
yan, en çok ibadet eden, başkasına en
çok bağıran. kendını en suçlu hisseden.
kendini en şanslı gören ulus nitelikle-
ri taşıyor.
Uluslararası araştırma grubu INRA,
dünya uluslannın olaşlara bakışlannı
ıncelemek. birbırlenvlebenzeştiklen ve
farklılaştıkları noktalan ortaya çıkar-
mak amacıvla dün>anın 40 ülkesınde
yaptığı araştırmanın sonuçlannı açık-
İadı.
En başanlı Özal
Araştırma grubunun dünya çapında
gerçekleştırdığı "Dünya Uluslan ve
Tüketicileri" araştırması sonuçlanna
göre. Türkıyede son 50 yılın en etkılı
politikacısının eskı Cumhurbaşkanı
Turgut Özal olduğu saptandı.
Türkıyede 1000 denekle yapılan
araştırmanın sonuçianna göre, Türkler
dünyanın en karamsar. en az diş fırça-
layan. başkasına en çok bağıran. ken-
dilerini en şanslı ve en üzgün hisseden.
en çok ibadet eden ulus olma nitelik-
leri taşıyor. Türkıye'de, son 50yılın en
etkilı politikacısının Özal olduğu be-
lirlenen araştırmada. Türkler. kamera.
elektronik eşya \ e blucınde tek marka-
ya bağımlılık gösten>or.
Av rupa Topluluğu'nun da resmı araş-
tırma kuruluşu olan INRA grubu. ku-
ruluşunun 50. vıldönümü kutlama et-
kınlikleri kapsamında gerçekleştırdiğ
araştırmanın Türki>e bölümünü Bile-
şim Piyasa Araştırma Merkezf ne yap-
tırdı. Avrupa. Asya-Pasıfik. Afrıka-
Ortadoğu \e Kuzey-Latın Amerikada
>er alan 40 ülkede. 38 bın denekle yüz
yüze anket yöntemı ile gerçekleştırilen
araştırma ile ulusiann milli duygula-
n, tüketım alışkanlıklan, çevre koru-
ma konusundaki duyarlılıklan ve ba-
zıdavranışbiçimlerideğerlendırıhyor.
Araştırma kapsamında sorulan "Siz-
ceülkenizdeişier i\ ive mi. kötiive mi gi-
diyor" sorusuna Türk deneklerın >"üz-
de 75'i "kötü\egidiyor~ yanıtını \eri-
yor. Bu soruya. deneklerin yüzde 18"i
bılnıı>orumyanıtı verirkensadece yüz-
de 7sı ıvimseroldukJannı belirtıyor. As-
va-Pasıfık ülkelerinde yaşajanlar ise
> üzde 48'lik oranla ülkelerinin gelece-
ğıne en çok güvenen uluslar sıralama-
sında ılk sıravı alıyor.
Araştırmada deneklere 300 lıderadı
venlerek "son50>ıldadünyapolhika-
sında en etkili olmuş kişi kim" sorusu-
na. Türkıye'de Turgut Özal (> üzde 13),
Avrupa ve Rusyada Gorbaço>. Kuzev
ve Latın Amerikada J. Kennedj. As-
ya Pasıfık ulkelennde Mao Zedung,
Afrıka Ortadoğu ülkelennde de Geor-
geBush vanıtlan verilıyor.
2000'li yıllarda devletın vatandaşın
yaşamında alacağı rol hakkında Türk-
ler. vüzde 54'lük oranla devletin bu
alanda daha çok rol alacağını düşünü-
yor. Bu olayı deneklerin yüzde 46*sı iyi.
yüzde 46'sı ıse kötü buluyor. Türkle-
rin bu konudakı karasızlığına karşın
Amerikalılar. devletin vatandaşın ya-
şamında daha fazla yer almasını yüz-
de 61 le olumlu bulurken dığer ülke-
ler ise genellikle olumsuz karşılıyor.
Geç emeküliğe tepki
Emeklılık v aşı konusunda tüm dün-
ya uluslan geç emeklilıge tepki duyu-
yor. Türk deneklerin yüzde 62 si 2000'li
yılların başından ıtibaren çalışanlann
daha geç yaşlarda emekli olacağına
inanıyor ve bunun kötü bir durum ol-
duğunu düşünüj or. Türklerin yanısıra
diğer uluslar da.2000'lı yıllarda emek-
lılik yaşının yükseleceğini düşünüyor
ve buna karşı çıkıyor.
Türk deneklerin v erdiği y anıtlar ara-
sında ilgınç bulunan dığer sonuçlara gö-
re de 2000"lı yıllarda dının toplumda-
ki rolü artacak, önümüzdeki yıllarda da-
ha i>i bir iş için daha iyi eğıtim gere-
kiyor, diş ülkelerden göçmen ıstenmi-
yor ve çevre korumayla ılgilı çabalar
çok yetersiz bulunuvor.
EMİZLENm.
Çöp getirene çevre kitabı
Çcv reciler. v atandaşlan çevTe konusunda duvarlı hale gctirmek için
îlgjnç kampanvalar \apivor. Çepeçevre gazetesi \e Clcan L'p the
Worid (Dümayı Temizle) adlı sivil inisivatif de dün başlattıkları
kanıpanvavla bir torba çöp getirene bir çevre kitabı vermeve baş-
iadı. Ortaköy Mevdanı'nda başlatılan kampanvaya katılan Av ust-
ral>a'nın Mosman şehrinin eski Belediye Başkanı Patricia Harvey,
çaîışmalan nedeniyle Çepeçevre'nin l'NEP'in (Birieşmiş MiUet-
ler Çevre Koruma Programı) gündemine alınacagını sövledi. Çe-
peçevre'den Osman Akkuş, çe\ re sorununa dikkatçekerek, duvar-
lı bir kamuovu oîuşrurmava çalıştıklannı vurgularken Clean L'p
the Wbrld Türkiye temsilcisi EroJ L'ser, kampanvalannın bir yıl
devam edeceğini kaydetti. L'ser, "Bir torba çöp getiren herkes ki-
tabını Çepeçevre'den alabilir" dedi. Ortaköy'de dün başlaDlan
kanıpanvada. çevrede bulunanlara "Dünyanın Durumu" adlı ki-
tapdağıtıldı.(Fotoğraf: SAADET USLU)
Ülkenizde îşler nereye gîdiyor (dünya sonuçian)
m
18 î 19 I 12 I 32 I 35
bılmıyor / fıkn yok
Kaleye mescit projesi
tepküer üzeıine durdu
ÖZCAN ÖZGÜR
MLĞLA-KülturBakanlığı Bodrum Ka-
lesı Sualtı Arkeoloji Müzesi"nde Doğu Ro-
ma batığının sergılendiğı salonun boşaltıla-
rak mescit yapılmasına tepkıler sürüvor.
Anıtlar Müzeler Genel Müdürü Mehmet
Akiflşık'ın Bodrum Kalesi Sualtı Arkeolo-
ji Müzesı içinde "mescit"
açılması talimatı, Muğla
Kültür Müdürlüğü'nce ya-
lanlanırken Müze Müdürü
Oğuz Alpözen. kendisine
bö> le bır talımatın venldi-
ğını belırterek "Tepkiler
karşısında geri adım atı-
\oriar. Ben gjderim, gemi
kalır"dedi.
Edınilen bilgilere göre
'mescit' olayı gündeme ge-
çen hafta Dalyan-Kaunos
kazılarının 30. yıldönümü
kutlamalan sırasındageldı.
Kutlamalar içın Dalyan'a
geçmek üzere Bodrum'a gelen Anıtlar Mü-
zeler Genel Müdürü M. Akıf Işık. içinde
Doğu Roma batığı sergılemesi bulunan şa-
pelın boşaltılarak burada mescit açılmasını
ıstedi. Olay basınavansıyınca. Muğla İl Kül-
tür Müdürlüğü'nce 'bövle bir şevin söz ko-
nusu olmadığı' açıklandı.
Muğla İl Kültür Müdür Vekili İbrahim
Akoğlu. "Oğuz Bev 'in açıklamaları doğru
değil. Eskiden şapelin olduğu \erdeminare
varmış. Bu minare Fransızlar tarafından yı-
• Bodrum Kalesi Sualtı
Arkeoloji Müzesi içine
'mescit açılması' talimatı
Muğla Kültür
Müdürlüğü'nce
yalanlanırken, Müze
Müdürü Oğuz Alpözen.
kendisine böyle bir
talimatın verildiğini,
ancak tepkiler üzerine
ilgililerin geri adım
attıklannı belirtti.
kılmış. Orada bu minarenin >apüması söz ko-
nusu. Bu konudazamanın Kültür Bakanı Fık-
n Sağlar'ın da talimatı vardı. Ancak mescit
>apüması söz konusu değil. Böv le bir talimat
yok. Zaten bakanımız da basuı toplanhsı va-
pıp, bunu valanlavacak. Oğuz Be>'le genel
müdür arasında bir sürtüşme var~ dedı.
Bu arada, Bodrum Sualtı Arkeoloji Mü-
zesi Müdürü Oğuz Alpözen
ise "Kültür Müdür Vekili
.Akoğlu v alan söv lüyor. Ka-
unos'un 30. yıldönümü ne-
denhle Bodrum'a gelen ge-
nel müdür ile aramızda ge-
çen konuşmalara bizzat ta-
nıkür" diverek şunlan söy-
ledı:
"Genel müdürün bu mi-
nareden fılan haberi vok.
Bunu ona sövleven Akoğ-
lu dur. O gün genel müdür
bana 'Minareyi vaptığınız-
da nerede namaz kılınacak"
divvsorarakiçinde Doğu Ro-
ma batığı sergilenen şapelin boşahılarak mes-
cit yapılnıası talimatını \erdi. Bununla da
kalmadı Ankara'v a döndükten sonra şapel-
deki Doğu Roma batığı sergilemesinin açılı-
şına gelmeveceğini, açılışı iptal etmemi ve şa-
peli derhal boşaltmamı sö\ ledL • Geınıv ı ora-
dan söküp atacaksın" dedi. Şimdi geri adım
atıyorlar. Bu sevindirici. Müdür gider, gemi
kalır. Çok olsa beni başka yere sürerler, ama
oradan gemivisöküpalamazlar. Bu ola> top-
lunıa mal olnıuştur."
^Danışıklı
AKKUYU İÇtlV LOBİ YAPAN KANADA ŞİRKETİMIN GEÇMİŞİ TAKTIŞMALI
tepki
ten Gençoğlu. sozlerıni şöy-
le sürdürdü:
**1973"te Arjantin askeri
diktasına yaptığı reaktör sa-
tışında da avnı tip sorunlar
ortava çıkmıştı. 1976'da Ka-
nada genel müfettişi bir İsviç-
re bankasına belirsiz bir ne-
denle AECL tarafindan 2.5
mihon doJarvatınldığını sap-
tadı. Bu hesabın sahibinin
AECL ile pazarlığı yüriiten
Arjantin Enerji Bakanı Jose
Ber Gelbard olduğu 1985 yı-
lındacuntanın düşüşünün ar-
dından Arjantin'de vapılan
soruşturma sonucunda sap-
tandı. AECL'nin üretimi olan
Candu reaktörünün idealola-
rak atom bombası imalinde
kulianılan sevivede plüton-
> um üretmeve uv gun olması.
atom bombasıvapmava heves-
li geri kalmış ülkelerin geri
kafalı yöneticilerinin iştahını
kabartıvor. AECL, bunu bir
vcnı olarak kullamvor. O>sa
bu nıümkiin değil."
'Ciğer kedjye teslim'
Nükleer karşıtları. Türkı-
ye'de de AECL'nin ihaley ı al-
ması ıçın eski TAEKbaşkan-
lan Ahmet Yüksel Özemre,
Nejat Aybers gıbı ısımierin
devreye girmesının oldukça
düşündürücü olduğunu ve
şimdi kımın. kımın adamı ol-
duğunun ortaya çıktığını söv ledıler. ,\n-
cak "dönen dolaplar"ın karanlıkta kal-
mayıp mutlaka bir gün ortaya çıkaca-
ğını belirten nükleer karşıtları, yaptık-
!an açıklamalannda şu görüşlere yer
verdıler "Çevre Bakanlığı da santral-
la ilgili ÇED raporunun TAEK tarafın-
dan hazırlanmasını uvgun görmiiş. Bu
da bi/jm yaklaşınumızda ne denli hak-
lı olduğumuzu gösteriv or. Bu. kedhe ci-
ğer teslim etmekten başka bir şey değil-
dir. Şimdi tüm bu olan bitenlerden son-
ra Çev re Bakanı nükleer karşıdannı diş
mihraklann emrinde olmakla suçluv or.
Güler misiniz, ağlar mısınız. AECL'nin
karanlık geçmişinden haberi vok da
bövle konuşuvorsa pes. Haberi var da
böyle konuşuvorsa avıbını gizliyor. Biz
bakanı v ine av dınlatmak için elimizde-
ki belgeieri gönderebiliriz. Veter ki kar-
şımızda ivi niyetli muhatap bulalım.'
•Akkuyu ihalesini
kazanmak için lobi
oluşturduğu öne sürülen
Kanada şirketi
AECL'nin Güney Kore
ve Arjantın'de rüşvet
skandallanna kanştığı
ortaya çıktı. Çevreciler,
santraila ilgili ÇED
raporunu hazırlama
işinın TAEK'e
verilmesini de "kediye
ciğer teslim etmek"
olarak değerlendirdiler.
İMİTOTAN
tZMİR- Akkuyu Nükieer
Santrah'vla ilgili teklıf ıste-
me şartnamesinin Atomic
Energv Canada Lımıted
(AECL)adlı Kanadalı firma-
nın kazanabileceğı şekildeha-
zırlandığı yaklaşımlan büvük
tepki topladı. Kanadalı şirke-
tin geçmışinın karanlık oldu-
ğunu belirten nükieer karşıt-
lan. "BuşirketGünev Koreve
Arjantin'de sabıkabdır" de-
dıler. SOS Akdeniz Derneğı
de ÇED raporunun TAEK'e
havale edılmesini "kediye ci-
ğer teslim etmek" olarak nite-
ledı.
Çevreciler ve nükJeer kar-
şıtlan. ihaleyı kazanma şansı
büvük olarak gösterilen AECL
e-posta : tan C« vol. com. tr
ile ilgili volsuzluk ve rüşvet ıddialarını
gündeme getirdı, Konuyla ılgilı elle-
rindekı belgeleri Çev re Bakam'na gön-
dereceklenni açıklayan SOS Akdeniz
Derneğı Sözcüsü Ayün Gençoğhı. AECL
ıle ilgili belgeleri de bulunan savlan
şöyle anlartı:
'LTkesi bile güvenmiyor'
"Kanada NükleerSorumluluk Birli-
ği Başkanı bile AECL hakkında bır
ihaleyı alabılmek ıçın gerekh gördüğü
her şevı vapabileceği konusunda şüp-
heleri olduğunu' söylüyorsa üstelik Ka-
nada yasalanna göre yapılmıs olan ge-
nel müfettiş soruşturmaJannda AECL
hakkında defalarca yanhş yönlendirici
ve kaçamaklı yanıdar verdiği belgelen-
mişse, Türldye'de bu firmanın neler \a-
pabileceğini sizdüşünün. .Nükleer sant-
ralın gündemegeldiği (992 yılından be-
ri AECL, Akkuvu'via ilgili voğun bir lo-
bi faalivcti vürütüyor. 1993 vıhnda >a-
pılan Nükleer Tekiıoloji Kuruhavı'nda
AECL'nin dağıttığı Akkuyu Nükleer
Santralı broşürleri herkesin aklında.
AECL'nin 1994 vıiında hazırladığı ra-
porda, pazarlama hedeflerinin dışsa-
tımlar üzerinde yoğunlaşması kararı
alındı. Elbette bu dışsatımlar Amerika
ve Avrupa'ya değil; özellikle Uzakdoğu
veTürkivegibiülkelere. AECL'nin yap-
tığıdışişk'rdcGünev Korefirmalannın
büvük rolü var. Nitekim 1994'teGünev
Kore elektrik şirketinde görevli Park
B> ung Chan, AECL'den riişvet almak-
tan 18aya mahkûm edildi. Park, savcı-
lara AECL adına hareket ettiğini itiraf
etti."
AECL'nin, Arjantin'de de karanlık
bır geçmışi olduğunu. bu ülkedekı ıliş-
kilerindederüşvetlerdöndüğünü belir-
SÖYLESİ ATTİLÂ İLHAN
O, 'İktidarı' Değil, 'Hâkimiyeti' Almıştı!..
Y
ağmuru karanlık, 1950 sonbahan. Sirkeci'de-
ki salaş bir lokantada, akşam yemeğındeyiz:
yayına yeni başlamış. sosyalist 'Gerçek' ga-
zetesinden dört kişi: Esat Adil Bey, Hasan Tanrı-
kırt, Asım Bezirci ve ben! Gazete iyı gitmiyor, sa-
tışımız düşük; savcılık, dava üstüne dava açıyor; o
gece, nereden nereye, 'inkılap tarihi'm\z\ tartışıyo-
ruz, hem de uzun uzun! Esat Adil, yorgun gözleri
ve bezgın sesiyle, 'neslininyaşadığı've 'bildiği' ba-
zı olayları anlatıyor ki, 'resmi tarihimizde' hiçbiri yer
almamış! Bu nasıl tarih?
Yağmuru yiye yiye, Vakit Yurdu'ndaki idareha-
nemize dönerken, Hasan'ın yaptığı birtespit. ülke-
mizi ve yaşadıklarımızı anlamak açısından, bana
fevkalâde önemli görünmüştür. Demiş ki:"-... kim-
se üstünde durmuyor ama, demokrasilende 'res-
mi tarih' olmaz, o ancak totaliter ülkelerde olur!"
O gün bugün, inkılâp tarihimizin' gerçeğinı kurca-
lardururum. 'Aynanın İçindekiler' roman dizisi bu
perspektiften yazılmıştır. Şiirlerimin pek çogu. Ta-
bii, söyleşilerimin de!
Robespierre'e de soracak mı?
E
ski Hollyvvood böyle kızlara 'kristalkız' (Cris-
tal Girl) derdi: çerçevesiz gözlüğünün ardın-
da, makyajı kusursuzgözler; giyimi kuşamı. LA
şıklığı; dünyadaolup bitenleri, besbelli CNN'den ve
MTV'den izliyor; elinde Jevvels (sweet) sıgarillo,
önünde coca/cola bardağı: neresinden baksan,
'made in USA' kızlarımızdan bırisi! Düpedüz suç-
layarak diyor ki. "-... Atatürk bir diktatördü, de-
mokrasinin d'sini uygulamamıştır, insan hakla-
rını çiğnemiştir, vs." Düşünüyorum: bir Türk kızı-
nın böyle konuşabilmesi, nihayet 'demokrat' oldu-
ğumuzun bir işareti midir; yoksa, cahilliğin zirvesi-
ne ulaştığımızı mı gösterir? Gâzi, sanki çok partili
parlamenter bir ülkede, genel seçimle iktidara gel-
miş de, çevresindekilerı ezmiş! Bu kadarına gaflet
mi dıyeceğiz?
Mustafa Kemal, 'ihtilâlden de geniş bir tahav-
vülü ima eden birinktlâbm' lideridir: o mevcut bir
'iktidarı' devralmıyordu, bir 'hâkimiyeti' alıyor;
çünkü, ne demıştir. " ... hâkimiyet ve saltanat,
hiç kimse tarafından hiç kimseye, ilim gereği-
dir diye görüşülerek tartışılarak verilmez; hâki-
miyet saltanat güçle kudretle ve zorla alınır
(,..)Türk milleti de hâkimiyet ve saltanatını isyan
ederek kendi eline birfiil almış bulunuyor. Bu bir
emrivâkidir (olupbitti)".
'Resmi Tarih' Anadolu Ihtilâli'ni Türk/Yunan sa-
vaşına indırgemiş gibidir; iktidarın gerçekleştirilen
yapısal değişikliğine, taşıdığı tarihi (sosyal/ekono-
mik) mana verilmez; oysa ihtilâlin lideri Fransa İh-
tilâli'ni örnek aldığını, h/çbir tereddüde yer bırak-
mayacak bir açıklıkla söylemiştir: "... Fransa İhti-
lâli bütün cihana hürriyet fikrini yaymıştır ve bu
fikrin kaynağı bulunmaktadır (...) Türk demok-
rasisi Fransa ihtilâli'nin açtığı yolu izlemiş, lâ-
kin kendisine has özellikleri ile gelişmiştir."
Hal böyle olunca, o 'made in USA' kızımıza, Mus-
tafa Kemal'e yönelttıği suçlamaları, Fransız İhti-
lâli'nin liderlerine, söz temsıli Robespierre'e yönel-
tip yöneltmedıği, sorulmamalı mı? O Robespierre
ki "Convention'u Yönlendirecek Siyasi Prensip-
ler Hakkında Rapor"unda, ihtilâl yönetimınin 'ma-
hıyetini'öe. 'metodunu' da şöyle anlatmıştır.
Erdem ve dehşet (terreur)'
"... demokratik ve halkçı yönetimin temel il-
kesi, yâni ona destek veren ve harekete geçi-
ren itici gücü nedir? Erdemdir (fazilet), erdem
eski Yunan ve Roma'da nice hârikalar yarat-
mıştı; cumhuriyetçi Fransa'da da çok daha şa-
şırtıcı olanlarını yaratacak olan kamunun erde-
midir ki, gerçekte vatana ve onun yasalanna
duyufan sevgiden başka bir şey değildir..."
"... halk yönetiminin itici gücü barışta erdem
ise, devrim sırasında hem erdem hem de deh-
şettir (terreur); çünkü erdem olmazsa dehşet vah-
şettir; buna karşılık dehşet olmazsa, erdemin ik-
tidarı yoktur. Aslında dehşet çabuk, ciddi ve
şaşmaz bir adalet manasına gelir, öyleyse er-
demin bir uzantısıdır; yani vatanın en âcil ihti-
yaçlarına cevap verebilmek için uygulanan ge-
nel demokrasi ilkesinin bir sonucu!" (5 Şubat
1794, Parıs)
işte bu kadar kısa, açık ve net! O zaman gel de
Türkıye'de, 10. yıl bulvarlannı süsJeyen 'tâk-ızafer'\er
üzerindeki 'Cumhuriyet fazilettir' şiannı hatırla-
ma! Bir de tabii, Gâzi'nin şu sözlerini:
"... söz konusu olan millete sattanatını hâki-
mryetini bırakacak mıyız, bırakmayacak mıyız so-
runu değildir. Sorun zaten olupbitmiş bir gerçe-
ği açıklamaktan ibarettir. Burada toplananlar,
Meclis ve herkes, sorunu tabii görürse fikrim-
ce uygun olur; aksi takdirde, gerçek yine usu-
lû dairesinde açıklanacaktır, fakat ihtimal bazı
kafalar kesilecektir..."
Ne dersiniz? Bu üslûp, herhangi kıytırık bir parti
genel başkanının, seçim sonrası demecinin uslübu
mudur; yoksa meşruiyetinitarihten alan bir ihtilâl li-
derinin üslûbu mu? Ha, kesilen kafalara gelince...
Fransız Ihtilâli ve onun lideri yanında, Anadolu
ihtilâli ve onun lideri son derece insaflı, makûl ve
beşeri kalır.
Ona da bir göz atacağız.
ilhan@vol.com.tr
http://www.ada.com.tr./bilgiyay/yazar/ailhan.html