Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
SAYFA CUMHURİYET 16 EYLÜL 1996 PAZARTESİ
10 DIŞ HABERLER
Italya'da binlerce kişinin düzenlediği "birlik" yürüyüşü, "Padanya Cumhuriyeti" düşüne son verdi
Aynhkçılara soğuk duş• Bağımsız Padanya Cumhuriyeti'ni ilan edeceğini
açıklayan Kuzey Ligi lideri Umberto Bossi'nin
Venedik'teki mitingine yalnızca 3 bin kişi katıldı.
Dıs, Haberler Servisi - ltalyada binlerce
kişinin dün düzenleği "Birlik"
yürüyüşü. "bağımsız bir Padanya
Cumhuriyeti" kurmak ısteyen Kuzey
Ligi lideri L'mberto Bossi'nin
bağımsızlık açıklamasından önce
düzenlediği 3 günlük şenliği gölgede
bıraktı.
Bossi'nin Venedık'te düzenlediği
nıitinge katılim yalnız 3 bin kişiyle
sınırlı kahrken, 150 binden fazla
Italyan, ellerinde Italyan bayraklan ile
Kuzey ltalya'nın en büyük
kentlerinden biri olan Milano'da
gö\de gösterisi yaptılar.
"İtaiya asla bölünmeyecek"
ltalya'nın aşırı sagci Ulusal Birlik
Partisi lideri Gianfranco Fini,
Milano'nun merkezınde toplanan
kalabalığa "ftaha burada ve asla
böliinmeyecek. Aynlma girişimi İtahan
tarihi için onur kincıdır" şeklınde
konuştu. Zengin Kuzey Italya
topraklannın güney tarafından
sömürüldüğünü iddia eden ve bu
yüzden Roma yönetıminden aynlarak
bağımsız bir Cumhuriyet kurmak
isteyen Bossi, 3 bin kadar Padanyalının
katıldığı mıtingte
halka hitaben yaptığı konuşmasında
Roma hükümetini "ırkçı" olmakla
suçladı.
3 günlük şenligin son durağı olan
Venedik'e küçük botlardan oluşan bir
filo ile gelmeyi hedefleyen Bossi,
başkent yapmayı planladığı Venedik'te
kendisine destek verenlerin sayısının,
umduğundan çok daha düşük olduğunu
görünce medyaya karşı sertleşti ve
medyanın Roma
yönetiminin uşaklıgını yaptığını ileri
sürdü.
Bossi'nin bağımsız bir devlet kurma
girişimi fazla ciddiye alınmıyor. Italya
Başbakanı Romano Prodi, Bossi'nin
"gülünç bir oyundan başka bir şey
değil" şeklinde tanımladığı güç
gösterisine, ifade özgürlüğü yasası
kapsamında izin verildiğini açıklaınış
ancak ttalya'da bir Yugoslavya
felaketinin kesinlikle yaşanmayacağı
konusunda da yargıda bulunmuşru.
Nisan ayında yapılan son seçimlerde
Bossi'nin Kuzey Ligi şaşırtıcı birçıkış
yaparak oylann yüzde 10.6'sını almıştı
Ancak daha sonra yapılan kamuoyu
yoklamaları Italyanlann yalnızca yüzde
7.6'sının bağımsız Padanya devletine
destek verdiklennı, yüzde 85'lik bir
kesimın aynlığa karşı olduğunu ortaya
koymuştu. Kuzey Ligi lideri Umberto Bossi'nin, bınük umutlaria dü/enlediği mitinge sadece3 bin kişi katıldı. (hotoğraf. REUTERS)
ABDSEÇİMLERİ
Ağırlık
ahlaki
değerlerde
WASHINGTON (AA) -
ABD'de 5 kasımda yapılacak
seçimlerin başkan adaylan
Bill Cünton \e Bob Dole. sık
sık "yüce ve ahlaki" degerle-
rin savunuculan olduklarını
öne sürüyorlar. Her iki başkan
adayı da aile, hoşgörülü top-
lum, çocuklann iyı yetişmesi
ve eğitilmesi, uyuşturucu ile
mücadele gıbi konularda
"seçmenler tarafından tercih
edilmesi gereken kişi" olduk-
lannı ilen sürüyorlar. Özellik-
le Dole, "karakter ve kişffik"
konusunu, kampanyasının te-
mel .unsurlanndan bin yap-
mak içın "çok yoğuo" çaba
harcarken her ikı adayın gec-
mişi, kamuoyu önündekı söy-
lemleri ile çelişki gösteriyor.
Ermeni yanlısı olarak tanı-
nanDole'un, 1970 yılında 23
yıllık eşi Phyllis Holden ı
"aniden" boşaması ve eski eşi
ile tek çocuguna nafaka ver-
memesi de gündeme geldi.
Bill Clinton'ın ise ikinci kez
seçilsin ya da seçilmesin, ki-
şiliği ve ahlaki değerleri "en
çok sorgulanan" başkan ola-
rak Amerıkan tarihine geçe-
ceği belirtıliyor. Cünton, Ka-
sım 1992'de ABD Başkanı se-
çildikten sonra, bir grup Ar-
kansas eyalet polisi, eski va-
linin yedi ayrı metresi olduğu-
nu ve düzinelerce kadın ile
seks ilişkisi yaşadıgmı ıleri
sürdü. Bupolisler. Clinton'un
otomobilde aşk yaptıgı sırada
cevrede nöbet tuttuklannı bi-
le iddia ettıler. Son kamuoyu
yoklamaları. "yaşaımnun ba-
na verdiği enguzelşev eşim ve
ailemdir" diyen Clinton'u,
Bob Dole'un 16 puan önünde
gösteriyor.
BDT'nin gözü Çeçenistan'da
BEYAZ RUSYA
Çeçenistan yenıden karıştı. Rusya Gü-
venlik Konseyi Sekreteri General Alek-
sandrLebed, "bavul diplomasisi"neara
verir vermez barış sürecınde ilk çatlaklar
beJirdi. Önce "uzlaşmaz" Çeçen direniş-
çilennın yeniden silahlandığı haberi geldi.
Sonra Rusya ordusunun Çeçenıstan'da-
kı sertlik yanlısı komutanı Vyaçeslav Ti-
homirov, Lebed'den izin almadan bırlık-
lerın gerı çekılmesı emrini askıya aldı. Ar-
dından Moskova yanlısı Çeçen yöneticisi
Daku Zavgayev'e bağlı silahlı güçlenn
bugünlerde Grozni'ye baskın yapacakla-
rı ve savaşı yeniden başlatacaklan habe-
ri yayıldı. Ve nihayet dırenişçi Çeçenlerin
lideri Selimhan Yandarbryev, "şeriat ilke-
lenne dayalı bir ceza yasası" kabul edil-
diğinı açıklayarak açıkça güç gösterisine
başladı. "Düzeni sağlamak için" yayım-
landığı açıklanan söz konusu yasada, şe-
İç savaş
tehlikesi
büyüyorBeyaz Rusya'da Devlet Başkanı Aleksandr
Lukaşenko ile parlamento arasındaki
gergınlık, Rusya'da 1993 Ekımi'nde yaşanan
kanlı olaylann gelişimini anımsatan bir
tırmanış içine gırdi. Siyasal ıktidann bu iki
temel gücü, neredeyse birbirini tümüyle
reddetme aşamasına gelmış görünüyor.
Lukaşenko'nun yayımladığı bir dızi karann
yasadışı olduğunu ve ülkeyi dıktatörlüğe
götürdüğünü savunan parlamento. pek çok
siyasal partinin ve yargı iktidannın temsilcileri
ile işbirtiği içinde dıreniş başlattı.
Parlamentonun bazı yöneticilen, amaçlannın
devlet başkanlığı makamını ortadan
kaldırmak olduğunu söylüyor. Yasama
organının kendısını rahatsız ettığıni defalarca
vurgulamış olan Lukaşenko ise 19 ekimde
bölgelerden seçtiğı 5 bin temsilci ile Beyaz
Rusya Halk Meclisi adında bir organ
oluşturarak parlamentoyu tümüyle safdışı
etmenin hesaplannı yapıyor.
Bu arada Rusya'ya en yakın ülke olarak
bilinen Beyaz Rusya'da, iç mücadelenin
önemli bir hedefi de Moskova'nın desteğini
alabtlmek. Rusya lideri Boris Yeltsin'le birkaç
kez gerginlik yaşayan Lukaşenko'nun, son
zamanlarda General Aleksandr Lebed'le
yakınlaştığı öne sürülüyor. Lebed'in geçen
günlerde düzenlediği Minsk ziyaretinin
ardından, Lukaşenko'nun "dürüst ve
yetenekli" olduğunu söylemesj, Beyaz
Rusya'da önemli yankj uyandırdı.
Başkent Gro/ni'de şeriat \asalarının hakimi\eti sürihor. Çeçen başkentinde içki içerek
yasalan çiğnevenler, Şeriat mahkemesinde \argilanarak 40 değnek ceıasına çarptınlıyorlar.
L
Türk-Rus ilişkileri yol aynmmda
Moskova'da Ingilizce olarak yayımlanan
Moskovv Tımes gazetesinde siyaset bilim-
cisi Dmitriy Trenin'in bir yazısı vardı. Yazı-
da, Türkıye ile Rusya arasında geçmişin iz-
lerini taşıyan yararsız bir hegemonya sava-
şının sürdüğü, ancak Karadeniz'in bir ya-
nını Rus Çan'nın, öteki yanını da Osmanlı
Sultanı'nın kontrol ettiği zamanların geçti-
ğinin artık anlaşılması gerektiği vurgulanı-
yor. İki ülke arasında komşu devletlere yö-
nelık rekabetin, "Rusya-Ermenistan-Gür-
cistan" ve "Türkiye-Azerbaycan-lsrail"
kamplaşmasına yol açtığı belirtiliyor. Ikili
bağlann, tarihsel ılişkilerin şizofrenisinden
kurtanlıp ortak formüller bulunması önen-
len yazıda, Türkiye ve Rusya arasında bü-
yük benzerlikler olduğu kaydediliyor.
Rusya'da komünizmin, Türkiye'de de
Atatürkçülüğün tarihe ait olduğu görüşünü
savunan yazar, iki ülkenin de toprak bü-
tünlüğüne yönelik tehditler bulunduğuna
dikkat çekiyor. Rusya'yı ve Türkiye'yi, bır-
birlerine karşı Kürt ve Çeçen kartlannı oy-
namaktan vazgeçıp aynlıkçıhğı reddeden
bir anlaşma imzalamaya çağıran Trenin, iki
ülkenin dostluğunun hem kendileri hem de
bölge ülkeleri açısından son derece yarar-
lı olduğunu belirtıyor.
riat hükümlerine göre kırbaçlama, el kes-
me. taşlama, kelle uçurma gibi bir dizi
çağdışı cezalandırma yöntemı yer alıyor.
Çeçenistan'da kimin gerçek iktidar oldu-
ğunu göstermeyı amaçlayan bu yasanın,
aslında barış değil savaş yanlılannın işine
geldığı açık. Çeçenistan'da kırbaçlanan
ınsanlan defalarca gösteren Rusya tele-
vizyonlannın yayını. doğal olarak Çeçen-
lerin bağımsızlığına sıcak bakan bazı çev-
relerı bile son derece olumsuz et-
kıledı.
Öteyandan Lebed'in ımzaladı-
ğı banş anlaşması Kremlın'den bir
türlü açık destek alamadı. En faz-
la "genel çerçevesiyle
1
" veya "ana
ilkeleriyle" doğru bulundu. Ancak
bunun "bağlayıcı bir anlaşma ol-
madığı" defalarca vurgulandı.
Adalet Bakanlığı, anlaşmanın
Rusya Anayasası'na aykın oldu-
ğunu kanıtlamak ıçın neredeyse
bir kampanya başlattı. Komünıst
muhalefet, "ülkenin bölünmenın
eşiğinde olduğu" gerekçesiyle
Lebed'e ve Çeçen dırenişçılere
karşı eleştirilerini iyicesertleştirdi.
Devlet duması, Çeçen lıderlerden
Aslan Mashadov'u oturumuna
davet ettiği gerekçesiyle Avrupa
Konseyi'nı kınadı.
Bu arada Çeçen bunalımının
gelişmesıni en dikkatli izleyenler
arasında ılk sıralarda Bağımsız
Devletler Topluluğu'nun benzer
sorunlara sahip öteki üyeleri ge-
liyor. En başta da şu sıralarda Ab-
hazya veGüney Osetya ile görüş-
me sürecıni hızlandıran Gürcıs-
tan, gelişmelerin kendısi açısın-
dan yapabileceği etkıyı hesapla-
maya çalışıyor. Ayrıca Azerbay-
can ve Ermenıstan Dağlık Kara-
bağ açısından, Moldova ise
Prednestrovye Rus azınlığı açı-
sından, Çeçen örneğinden ders
çıkarmaya hazırianıyor. Çeçenis-
tan'ın bağımsızlığına kapı aralan-
masının, Rusya'nın öteki özerk
ulusal cumhuriyetlerini derin etkı-
leyeceğini, hatta bu etkinin arala-
nnda Türkiye'nin de bulunduğu
etnik sorunlu bölge ülkeferindeki
güç dengelerinı sarsacağını ön-
görmek zor değil.
TURNIKE
SEMİH GÜNVER
Kolay ve Zor
Istanbul'datatil günleri çabuk geçti. Hasretimiz kur-
sağımızda kaldı. Neyı özlemışsek, arzularımızı gidere-
meden Ankara'nın yolunu tuttuk. Kalamış'a vardığımız
gece, büyük bir fırtına çıktı. Ben uyuyakalmışım. Rü-
yamda çakan şimşeklerin, yakınlara düşen yıldırımla-
nn, gök gürültülerinin, sağanak yağmurunun seslerini
duydum. Kendimi Amerika'da tayfuna tutulmuşum
sandım. Yatak o kadar rahattı ki uyanmaya cesaret
edemedim. Bulunduğumuz katı su basarsa, iki mer-
diven çıkar, kasırganın dinmesini komşunun evinde
beklerim diye düşündüm. Odaya eşim girdı, beni ya-
tağımdan çıkardı. Yatak odasının penceresi açılmış,
rüzgârdan pat pat vuruyormuş. Sokakta seller denize
doğru akıyordu. Üşüdüm, üzerime yünlü bir hırka ge-
çirdim.
Kötü havalar bizı eve mahkûm etti. Köprüyü geçip
Avrupatarafına geçemedik. Bu nedenle ne Taksim si-
midi satın alabıldim ne Cağaloğlu'na uzanabildim. Sa-
nyer poğaçaları bir hayal olarak kaldı. Anadolu Kava-
ğı bile uzak geldi. Izgara balıklan ve midye tavalarını
unuttuk. Bizim tarafta Pyramid var. Orada Big Mac
hamburgerve Sultanahmet köftesi ile yetindik. Kardeş-
ler manavında Kavak inciri 240 bin liraya satılıyor. Ger-
çek çavuş üzümü henüz piyasaya çıkmamış. Cadde-
bostan'daki Büyük Kulüp de oldukça tenhaydı. Her-
kestatilde. Havuz başındaki lokantada palamut yedik.
Rococo çikolatalı dondurmalı pastası da mükemmel.
Bir milyon Türk Lirası'nın anlamını ne kadar kaybetmiş
olduğunu daha iyi anladık.
Emekli büyükelçi Ismail Soysal, bizi Harem'deki
Ortadoğu ve Balkan incelemeleri Vakfı binasına götür-
dü. Dışişleri Bakanlığı'nı ikna etmiş. Erdal Inönü Dı-
şişleri Bakanı iken esasen Dışişleri'nin malı olan bina-
nın ihtiyaçlan karşılayacak şekilde tadili için 90 bin do-
lar vermiş. Ismail, 70'ini aşmış bir genç. ikı gözunden
katarakt ameliyatı olmuş. Saçları bembeyaz. Ama o
bıkmıyor, usanmıyor, durmadan çalışıyor. Büyük bir
toplantı salonu yaptırmış, bahçeyi düzeltmiş, denize
bakan kısmına bir gazebo ve bir barbekü yaptırmış.
Cevız ağaçlarının kalın dallan, yerleri süpüruyor. incir-
ler olmuş. Kulübelerinde zincirii iki köpek nöbet tutu-
yor. Karşı kıyıda Galata Köprusü, Saraybumu, Topka-
pı Sarayı, camiler, mınareler gorünüyor. Gemiler biraz
açıkta demirlemışler. Haydarpaşa Limanı. Harem'e
doğru ileriemış. Yan harap bir Şehir Hatlan gemısı bur-
nundan karaya çekilmiş. Elli-attmış metre aşağıdakı sa-
hil yolundan araçlar geçiyor. Büyükelçi Soysal, vakıf
binasında Dışişleri Bakanlığı'nın yabancı konuklann
da katılmaları ile toplantılartertip ettiğinı söylüyor. Vak-
fın kuruculan arasında Vahit Halefoğlu. rahmetli bü-
yükelçi Fuat Bayramoğlu, Ismail Soysal, Hamit Ba-
tu, Nüzhet Kandemir, Mustafa Aşula, general Ihsan
Gürkan, Mehmet Önder, Ahmet Aydın Bolak, Prof.
Yılmaz Altuğ ve daha birçok değerli ve tanınmış ay-
dın kışıler yer alıyor. Onlarla buluşmayı ne kadar ıster-
dim.
Hayatta bazı şeyler kolay başlıyor, zor bitıyor. Anka-
ra'dan istanbul'a yokuş aşağıya gitmek kolay, dönüş-
te yokuşlara tırmanmak. 1560 metre irtifaa ulaşarak
başkente kavuşmak zor. Altı ayda bir Ziraat Bankası'na
uğrayıp araç vergi pulunu almak kolay, fakat pulu ön
cama yapıştırmak üzere sımsıkı bağlı olduğu kâğıttan
çıkarmak çok zor. Bu yüzden trafik polisi ile başınız der-
de kolaylıkla girebilir, anlaşmazlığı çözebilmek ise zor-
luklann içinden sıynlabilmek kabiliyetinize bağlı.
Ankara'yı bıraktığım gibi buldum. Siyaset adamlan-
mız konuşmaya devam ediyorlardı. Konuştukları ko-
nularla olaylar arasında irtibat kurmak kolay değildi. İki
konu önemle ortaya çıkmıştı: Kuzey Irak ve Kıbns. Kıb-
ns'ta Rum tahrıkleri sürüyordu. Sebep olarak Yunanis-
tan'daki seçimler gösteriliyor. Olabılır. Fakat bu arada
ağzında sigara, Türk bayrağının asılı olduğu direğe tır-
manan Rum gencı ile sınırda nobet tutan masum Türk
asker Allahverdi'nın günahlan neydi? Tansu Çiller,
Batı ile iyi veya kötü giden ilişkilerde hep ön planda.
Her yerde hazır, doğru yanlış konuşuyor. Kıbns'ta şov
yapmaya bayılıyor. Necmettin Erbakan, şimdılik ikin-
ci planda kalıyor. Başbakan, kaynak aramakla meşgul.
Saddam, Erbil'e saldırdı, 27 füze yedi, geri çekildi.
Barzani ile anlaştı. Butün Kuzey Irak'ı Barzani'nin em-
rine verdi, af çıkardı, ticaret yollarını açtı. Celal Tala-
bani İran'a, ABD askerleri ve Talabani taraftarlan Tür-
kıye'ye kaçtılar. Ankara kararsız bekliyor. Saddam'la
ticaret yapmak, petrol akıtmak istiyor. Apo, büyük be-
la. Talabani'ye hiç sempatisı yok. Barzani'yi ileriye dö-
nük endişe ile tercih ediyor. Fakat, dostu ve müttefiki
ABD, Talabanı'yı tutuyor, Saddam'ı can düşmanı bili-
yor. Erbakan pusuya yatmış, Çilter'ı ıleri sürüyor. Dip-
lomaside de konuşmak olay. fakat söylenileni gerçek-
leştirmek çok, çok daha zor. ABD de şaşkın. VVashing-
ton konuşmuyor, bekliyor ve herkesi bekletiyor. Bu
arada havada karşılıklı tehditler, F-117'ler, hayal uçak-
lan ve füzeler dolaşıyor.
Clinton'un parmağı düğmenın üzerindeymiş. Bas-
sın bakalım. Kolay ve zor.
VEFAT
Merhum Mithat ve merhume Sabiha Çağlar'ın
kızları, Talat Tunçalp'in biricik eşi, Ayşe Ünsal ve
Kemal Tunçalp'in sevgili anneleri, Çetin Yüce'nin
manevi annesi, Arzu Tunçalp ve Reha Ünsal'ın
değerli kayınvalideleri, Secda Eldem ve Bülent
Çağlar'ın kardeşleri, Girizan Tunçalp'in gelini,
Engin ve Rengin'in anneanneleri, Eda'nın babaannesi,
Ünsal ve Çimentepe ailelerinin dünürleri
BETÜL TUNÇALP
Hanımefendi
elim bir trafik kazası sonucu bizleri sevgi ve ışıltısından yoksun bırakarak
aramızdan ayrılmıştır. Cenazesi 16.9.1996 Pazartesi (bugün)
Şişli Camii'nde kılınacak öğle namazını takiben
Zincirlikuyu Mezarlığı'nda toprağa verilecektir.
AİLESİ
ÖRÜŞ/lSAZMİ AKLMAN EmeUİ Büyükelçi
Yunanistan'da Erken Genel Seçim |
DİKKAT! Yakında turistik uruluşlara ve fabrikalara,
• 15 yıl TEMEL EGİTİMgören ülkelerden işçi - çöpçü - inşaatçı
gelecek. Çocuklanmızı işsiz bırakmayınız.
8 yjllık TEMEL EĞÎTlM'i destekleyiniz.
ÇYDD
Romanlarınız ve
ansiklopedileriniz
yerinizden alınır.
Tel: 554 08 04
1996 yılının ilk ayında Yunanistan'ın eski
başbakanı Papandreu'dan başbakanlığı dev-
ralan ve daha sonra haziran ayında PASOK'a
başkan olarak seçilen Sayın Başbakan Simi-
tis, bilindiği üzere, geçen ağustos ayının or-
tasında erken genel seçim kararı aldı. iktidar-
dakı PASOK hükümetinin bu karanyla kom-
şumuz ve müttefikimiz Yunanistan'da, nor-
mal olarak Ekim 1997'de yapılacak olan ge-
nel seçimler, bu defa 22 Eylül 1996 tarihinde
gerçekleşecektir.
Büyük sürpriz
Hükümetın bu beklenmedik kararı, özellik-
le ana muhalefet partısı YDP'de büyük sürp-
riz etkisi yarattı. Çünkü, Sayın Simitis, başba-
kan olduktan hemen sonra verdiği demeçler-
de erken seçime gitmeyeceklerine dair söz-
ler sarf etmişti. Kaldı ki geçen on yıldır Yuna-
nistan'da ilk kez erken genel seçim bu kadar
az bir süre içinde gerçekleştirilecekti. Başba-
kan Simitis yaptığı açıklamada, hedeflenen
erken seçim yoluyla, bir yandan Avrupa Birli-
ği'ne ekonomik açıdan ayak uydurabilmek
için gerekli sert önlemleri alabilmek, öte yan-
dan "Türkiye'ye karşı etkin diplomasi uygu-
layabilmek ve savunmayı kuvvetlendirmek"
amacıyla Yunan halkından yeni bir güç almak
istediğini söylüyordu.
Gerçekten Yunanistan, Avrupa Birliği'ne
tam üye olduktan sonra büyük çoğunluğu çok
zengin ülkelerden oluşan bu toplulukta, di-
ğerlerine oranla mütevazı olan ımkânları do-
layısıyla ekonomi ve fınans alanında ciddi güç-
lüklerle mücadele etmeye başladı. Avrupa Bir-
liği'nden gelen oldukça dolgun maddi yar-
dımlara rağmen bu güçlükler devam etmek-
tedir. Bunlar yetmiyormuş gibi 1999 yılında
Avrupa Para Birliği'ne dahil olabilmek için ka-
mu borçlarını azaltmak ve üyeler arasında en
yüksek olan yüzde 8. 8'lik enflasyonu frenle-
mek ve düşürmek amacıyla alınacak önlemler
ek ekonomik sıkıntılar doğuracaktır. Yunanis-
tan'ın nedense gıderek arttırmayı tercih ettiği
savunma giderlerı ise başlı başına önemli bir
yüktür. işte, öncelikle bu nedenlerle, PASOK
hükümeti seçimleri bir an ewel yenilemeyi, si-
yasi ve ekonomik açıdan sıkıntıh günleri ikti-
dara daha bir güçle geleceği zamana bırak-
mayı yeğlemektedir. Bu itibarla, başbakan Si-
mitis'in erken genel seçim karannı açıklarken
neden olarak ileri sürdükleri arasında, ekono-
miyle ilişkili olanlar gerçekleri yansıtmaktadır.
Buna karşın, ülkemizle ilgili olarak sarf etti-
ği sözler, gerçek midir? Evvela. "Yunanistan'ın
kendini Türkiye'ye karşı savunmak için ek gi-
dere ihtiyaç duyduğu" savını ele alalım. Za-
man zaman siyasi otoritenin bazı üyelerinin iç
tüketime yönelik olarak sarf ettikleri "şu bay-
rağı indirirız, bu bayrağı dikeriz" nevinden
sozlerinı saymazsak. Türk hükümetlerinin Yu-
nanistan'ı tehdit ettığini sanmıyorum. Bunu
yapmak istese, her zaman rahatça yapabilir.
Ama Yunanistan, yanı başında ekonomik açı-
dan giderek gelişen ve önemli askeri gücünü
kabul ettirmiş bulunan Türkiye'nin varlığını
kendi kendine tehdit olarak görüyorsa, bu
başka bir meseledır. Yunan hükümetleri de
sanırım bunun bilincı içindedir.
Sayın Simitis'in ülkemize ilişkin olarak sarf
ettiği ve bence daha önemli olan asıl söz,
"Türkiye 'ye karşı etkıh diplomasi uygulayabil-
mek" amacıyla iktidara yeniden gelmeyi plan- '
ladıklarınadairsözleridir. Başbakan Simitis'in •
de zaman zaman siyaset meydanlarında sarf j
ettiği bazı sözleri saymazsak ve aynı meclis *
kürsüsünden -onun için fevkalade müşgül ol-'
makla beraber- "Türkiye'nin Avrupa Birliği'ne «
katılmasının Yunanistan'ın yararma olduğu" l
yolundaki sözlerini hatırlarsak, Yunan Başba- ^
kanı'nın "Türkiye'ye karşın etkin diplomasi" *
yapmak arzusunu -başka şeyleri de aynı za- j
manda uzaktan hatırlatsa bile- bence olumlu •
telakki etmek gerekir. Nitekim, 1987 yılında İ
Başbakan Papandreu en güçlü iktidannı sür-»
dürürken- ciddi bir knzin neticesinde olsa da-',
hi- Türkiye'ye karşı yıllardır inatla sürdürdüğü ;
politikadan çark etmiş ve Başbakan Turgut;
Özal'ın telkinlerine yanıt olarak Türkiye'yle ba- '•
rışa doğru önemli bir adım atabilmiştir. I
PASOK favori "~ I
Seçim sathı mailine girmiş bulunan Yuna- j
nistan'da günlük gazetelerin bugünlerde yü-
rüttükleri kamuoyu araştırmalarına göre er-,
ken genel seçimleri PASOK'un kazanacağı en,
güçlü olasılıktır. Bu gerçekleşirse, yukarıdaki;
tahminlerı doğrultusunda, iki ülkenin 1987-89;
yıllarında olduğu gibi yeniden ciddi bir diya-i
loğa ve ikili sorunları müzakere sürecine gir-J
meleri beklenebilır. Bunun içın de hazırlıklı
olunması ve zamanı gelınce özellikle Türk dı-
şişlerinin yıpratılmak istenen geleneklerıne ye-
niden sahıp çıkması ve ciddi ve tecrübeli bir
liderin önderliğınde beş yüz yıl içerisınde ka-;
zanılmış ve hak edilmiş üstün diplomatik tec-;
rübenin ürünlerini inanarak sergilemesi gere-i
kir. !