Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
29 AĞUSTOS 1996 PERŞEMBE CUMHURİYET SAYFA
EKONOMI 9
500 büyük içindeki kamu kuruluşlarmın faaliyet dışı gelirleri, kârlarını aştı
KTPler rantiye oldu kâra geçti• Geçen yılın 500 büyük sanayi
kiruluşunun net kân 248.5 trilyon
liraya ulaşırken. özel sektörün net
kir artışı yüzde 96 oldu.
• Geçen yıla göre yüzde 235'lik
anışla 1990 yılından bu yana ilk kez
ksra geçen kamu kesimi faiz geliri
otnasaydı 10 trilyon zarar edecekti.
Ekonomi Senisi - Istanbul Sanayi Odası
(İSO) taraftndan, firmalann üretimd'en satış-
lanna göre belirlenen 500 büvük sanayi ku-
ru JŞU sıralamasında ılk üç yıne kamu kuru-
lu.-lanndan oluştu. llk 500'de agırlığını yıtir-
mckte olan kamu kuruluşlan. geçen yıl "rant
ek»nomisi"ne ayak uvdurmalan sayesinde
19*0 \ılından bu yana ilk kez kâra geçtiler.
En büyük sanayi kuruluşlan sıralamasın-
da 1995 yılında da ilk sırayı Tüpraş alırken,
J9*4 yıhnın ikincısi TEDAŞ, buunvanınıye-
nicen vapılanmaçerçevesindeelektrik üreti-
mııi devrettigı TEAŞ"a bıraktı. 1994 yılın-
daiı döviz krizının ardından üretim yerine
parj pivasalanna yönelmeyı tercıh eden \e bu
necenle önceki >ıl vapılan 500 büyük sana-
yi kuruluşu değerlendırmesinde faalivet dışı
gekrleri üretim gelirlerini aşan özel sektör
firnalan. geçen yıl para piy asalanndan bir mik-
tarçekıldiler.
Özel büvük firmalann 1994'te yüzde 54.6
olan faaiiyet dışı kâr vegelirlerinin net kâr için-
deki payı. 1995 yılında yüzde 46.5 e düştü.
Kamu kuruluşlan ıse 1990 v ılından bu yana
ilkKCZ kâra geçerken. 41.7 triljon liralık kâ-
ra karşın. 51 7
trilyon liralık faalıyet dışı kâr
elde ettiler. Kamu kuruluşlan faız gelirleri
olmasa, yine 10 trilyon lira zararda olacak-
lardı.
500 büyük firma arasında geçen yıl yedın-
ci sırada yer alan Arçelik bu \ ıl beşinci sira-
ya yükseîirken. özel sektör fırmalan arasın-
da da birinci oldu. Arçelik'ın ardından gelen
Tofaş genel sıralamada altıncı. özel sektör sı-
ralamasında ise ıkinci sırada yer aldı.
Vergi öncesı bılanço kânnda ise yine ilk
üç Mrayı kamu kuruluşlan aldı. llk sırada 36
trihon lırayla Petkim. ikinci sırada 13.2 tril-
yon lirayla Tekel. üçüncü sırada ise 10.3 tril-
yon lirayla Erdemır bulunuvorı. Özel sektör
kuruluşİarı ıçınde ı.se ilk sırada 7.7 trilyon li-
rayla Sasa var.
1995 yılında 500 büyük sanavi kuruluşu
1995 Yılının İlk 10 Firması
Sıra
No.
1
2
3
4
5
6
7
8
9
10
Firma
Tüpraş (K)
TEAŞ (K)
TEKEL (K)
PETKİM (K)
Arçelik (Ö)
Tofaş (Ö)
Erdemir(K)
T. Şeker Fab. (K)
OVAK-RENAULT (Ö)
PHILSA (O)
Uretimden Satışlar
(KDV'siz) (Milyar TL)
280.181
113.259
89.442
54.714
42.900
40.208
33.626
30.650
29.265
22.797
Bılanço Kân
(Vergi Öncesi) (Milyar TL)
-4.997
4.717
13.205
36.093
4.272
4.702
10.326
4.604
3.506
-788
(Û: Ûzel, K Kamuı
Sanayi kesiminin rant geliri
1 ÖZEL SEKTÖR
1990
1991
1992
1993
1994
1995
Faaliyet Dışı
Gelirler
2.224
3.721
7.794
17.548
57.694
96.191
(milyar TLı |
Net Kâr
6.679
7.282 .
20.052 r
43.093
105.587
206.857
içinde kamu kurumlannın sayısı 71den 55"e
gerilerken. özel büyük sanayi kuruluşu sayı-
sı da429dan445'eyükseldi. İSOtarafından
vapılan ara^tırmada kamu kurumlanndakı sa-
yının düşüşü performans düşüklüğüne bag-
lanırken. bırçok kamu kuruluşunun 500 bü-
vük firmay ı takıpeden 250 büyük kuruluş ara-
sına girdıgı belirtildi.
Borç toplamı azaldı
İSO Yönetım Kurulu Başkanı Hüsamet-
tin Kavi. 500 büyük sanayi kuruluşunun ma-
li yapısı incelendiğinde fıem özelde hem de
kamuda borç toplamının azaldığını belirte-
rek. özsermayenin daha da güçlendiğıni ıfa-
KAMU SEKTÖRÜ (milyar TU
1990
1991
1992
1993
1994
Faaliyet Dışı
Geliıier
2.432
2.840
5.967
10.677
12.680
Net Kâr
636
-13.213
-19.094
-24.430
-32.686
1995 51.498 41.721
de ettı. Kavı. bütçe açığının korkuttuğunu ve
bütçeaçığınınGSMH'ninyüzde8leriniaşa-
cagından endişe ettiklerini söyledi.
Bu gidişlevergi gelirlerinin tamamının fa-
ız ödemelennegideceğini söyleyen Kav i, sa-
nayicinin alt yapı ihtiyacının ülke çapında
sağlanması halinde 500 büyügün. binlere bın
500"lere. ihracatın da 30-40 milyar dolarlara
ulaşabileceğini ifade etti. Bütçeyi iç yapıda
reviz etme kararlılığını göstererek, yapısal
değışim programını en kısa zamanda hayata
geçinnek gerektigıni vurgulayan Kavi, bu ya-
pılınca borçlanma maliyetinin de düşeceğini
ve geçış sürecinde uygun kredilere ulaşılabi-
lecegini belirttı.
Bürokratlar bu yıl bir stand-by olasılığı kalmadığını savundu
IMF 1997'ye kadar yok
ESRA YENER
ANKARA-l'luslara-sı Pa-
ra Fonu *nun (IMF) "ekono-
nıinin büyük bir krian eşgin-
de olduğu" vönündeki uva-
nsımn. sonbaharda büy ük bir
dalgalanmanın vaşanacagı-
nın ışareti olduğu vurgulan-
dı. Ekonomi kurmavları.
IMF'nin açıklamasının ar-
dından uluslararası risk de-
öerlendirme kuruluşlarmın
da Türkıye'nin kredi notunu
düşürme eğilimine girecegı-
ni belinerek "Fiyatlardayaz
a\ lanndaki düşüş de ey lülde
sona erecek. Fiv atlarda bek-
k'/ıtıı hı/Jı artışla birlikte den-
geler sonbaharda altüst ola-
bilir" görüşünü dile getırdı-
ler. IMF'nin sert çıkışının,
I997'ye kadar fonla bir an-
laşmayapılamayacağının da
göstergesi olduğu bildirildı.
IMF'nin hafta içinde yap-
tıgı yönetım toplantısının ar-
dından Türkıve'nin büyük
bir ekonomık krizın e^ıgın-
de bulunduğu. uluslarasi pı-
vasalarda güven bunalımı-
nın başladığı. hükümetin aeıl
önlenı alması gerektiğı yö-
nündeki açıklamalan. çözüm
arayan ekonomi bürokrasi-
sini de karamsarlıöa soktu.
Ekonomi kurmayları,
IMF'nin genelde. ülkelerde
gerginlik yaratmayacak açık-
lamalar yaptığına dikkat çe-
kerek "Bu seferki açıklama-
lar, IMF'nin Türki>e'den
unıudunu kesriğinin açıkça
göstergesi" dediler.
Uluslararası piyasalardan
kredi alınamadığına dikkat
çekenyetkilıler. "Buaçıkla-
malann ardından IMP\ee>-
lül a\ ında > apılacak ziyaret-
tt stand-bv anlaşması için
teklif götüriilmesi projesin-
den de vazgeçildi. I \arı.
1997'ye kadar yeni biranlaş-
manın söz konusu o(nia>aca-
IMF heyeti 29 mavıstaki zivarctinde Türk-İş Başkanı Bayram Meral'e de gitmişti.
ğımn kanıfı" dediler.
IMF'nin açıklamasının en
büyük etkilerinden birinin
Türkiye'nin kredi değerlen-
dirme noîu üzerinde «örüle-
ceğini belirten yetT<i!ıler.
"*Kredi değerlendirme kuru-
luşlan. bu açıklamanın ar-
dından sonbaharda notunıu-
/u büyük bir olasılıkla düşü-
recek. Asıl sonın ondan son-
ra başlavacak" değerlendır-
mesını yaptılar. Hem
IMF'nin açıklaması hem de
kredi notunun düşmesi ne-
denıy le dış kredi kapılarının
tamamen kapanacağına dik-
kat çeken ekonomi bürokra-
sisi. "Bunun en büyük etki-
si, iç piyasada yaşanacak ger-
ginlik olacaktır" görüşünü
dile getırdı.
\'az aylarında fiyatlarda-
ki düşüşe ve turizm gelirle-
riyleekonomininbirrahatla-
ma ıçıne girdiğine dikkat çe-
ken ekonomi kurmayları. şu
görüşü dile getirdiler:
"Ancak eylülle yüksek
oranb enflasv on de\re\egire-
cek. Turizm gelirlerinin azal-
masıv la da cari işlemler den-
gesi açıp artacak. Asıl ondan
sonra büyük bir dalgalanma
içine girilebilir. Sonbaharda
phasalarda büyük bir kriz
yaşanabilir. Enflasyonun yıl
sonunda yüzde 100'lere ulâş-
ması bekjeniyor. Cari işkm-
ler dengesindeki açık da 5
miNar dolan aşacakT
İSO'da Çiller'e bedelsiz ithalat tepkisi
Sabancı: 60 milyonun
menfaatini yok ediyorsun
Ekonomi Senisi -
Bedelsiz otomobil
ithalatı tartışması
fstanbul Sana> ı
Odası'nın dünkü meclis
toplantısında daha da
alevlendi. Sanayiciler,
hükümetin kararından
hemen dönmesı
gerektiğini belirtırken.
özellikle Sanayi ve
Ticaret Bakanı Vaiım
Erez ile Türkiye Odalar
ve Borsalar Bırlıği
Başkanı Fuat Miras'a
tepki gösterdiler. Meclis
topîantısında söz alan
Sakıp Sabancı. bedelsiz
ithalat karannın yanlı^
olduğunu ve bunda ısrar
etmenin "Gelişmeyi
istemeyiz" demek
olduğunu kaydetti. RP
ve DYP'nin, gümrük
birligi görüşmelerinde
zar zor ahnan
kullanılmış otomobil
ithalatıyla ilgili tavizi.
ellerinin tersiyle
ittiklerini belirten
Sabancı ~Sa>ın Çiller,
sen GB görüşmelerinden
döndükten sonra halka
kendini övdün. şimdi
Sakıp Sabancı.
Meral Cezgin Eriş.
dü^ürdüklerini ifade
etti.
Otomobil Sanayıcilerı
Dernegi Başkanı .\li
İhsan flkbahar da. söz
konusu kararın
uygulanmasıyla 100
bin kişının işsız
kalacağını. dev letin 400
milyon dolar vergi ve
4.5 milyar dolar ihracat
kaybına uğrayacağını
kaydetti. Ilkbahar.
sektörün korumasız
hale geldiğini
belirterek. "Otomotiv
sana>iini
kaybedivoruz" dedı.
IK.V Ba^kanı Meral
Gezgin Eriş ise RP'nin
muhalefette "GB
anlaşmasını yeniden
müzakere edeceğiz"
dediğini, DYP'nin de
bizzat müzakerelerde
bulunduğunu
hatırlatarak. şimdi ikı
partinin de böyle bir
karar almasının.
hükümetin
basiretsizliğinin
tartışılmaya açılmasını
aündeme getirdiöini
sövledi. Eski İSOAli İhsan tlkbahar.
bunun tam tersini vapıvorsun. Başkanı Memduh Hacıoğlu da.
Başkalarının menfaati için, 60 bugün otomotiv sektörünün
miKonun menfaatini yok
ediyorsun" diye konuştu.
Sabancı.Bakan Erez'le TOBB
Başkanı Fuat Miras'ın iş
dünyasının içinden çıktığını.
ancak bedelsiz ithalatla ilgili ters
fikirleriyle kendilerini hayrete
başına gelenin yarın başka bir
sektörün başına gelmeyeceğini
kimsenin garanti edemeyeceğini
belirterek. "Sendikalardan
sanay icilcre kadar hep birlikte
büyük bir tepki göstermeli>iz"
diye konuştu.
ithal otoya sınırlama
RP'den otomotivde geri adımANKAR.\ (Cumhuri>et Bürosu) - REFAH-
\OL hükümeti. otomotiv sanayicılerınin yo-
ğun tepkisi üzerine bedelsiz otomobil ithalatı-
na sınırlama getırmeyi kararlaştırdı. D^
^
P'nın
ısrarı üzenne, RP'nın. 30 bin mark tutarındakı
dövızı Merkez Bankası'nayatıran > urtdışjnda-
ki Türk yurttaşlannın 'Türkiye'vesadecebiroto-
mobtl getirme hakkı kazannıasına" razı oldu-
ğu bıldirıldi.
Hükümetin DYP kanadı. sanayıcilerden ge-
len baskılar üzerine ~Türkiye'>i hurdaotomo-
bil cennetineçe> ireceği" \ e bü-
yük yatırımlar vapılan. 350
bın kişının çaiıştığı otomotıv
sektöründe en az 100 bın ki-
şinın işten çıkanlmasına ne-
den olabıleceği sav lanan bedel-
siz otomobil ithalatına sınırla-
ma getirilmesinde ısrarlı ol-
du. 30 bin markın Merkez Ban-
kası'na yatırılması kaydıyla
yapılacak bedelsiz otomobil
ithalatıvla, Avrupa Mılli Gö-
rüş Teşkilatı ve kendisine ya-
km Avrupa örgütlenne kazanç
sağlamayı amaçladığı sav la-
nan RP'nin. uvgulamada sı-
nırın biraz daha yukan çekil-
mesi konusunda dırendiği. an-
cak vapılan toplantılarda ithalatın tek otomo-
bille sınırlanmasının kararlaştırıldığı öğrenildi.
Yıırtdışındakı Türk işçilerin birikimlerini Tür-
kıye've getırmelerıni sağlamavı amaçlayan. an-
cak 'bedelsiz otomobil ithalati'nedeniyle daha
çok Avrupalı rantiye kesımine dönük olan uy-
gulama. getırılmesi planlanan sınırlama nede-
nıyie kav nak kaygılarını dogurdu. Yurtdışında-
ki Türk ışçilennin birikimlerınin hükümetin
açıkladığı düzeye ulaşmasının mümkün olma-
dığı. sınırlama durumunda. Avrupa da hedefle-
• Hükümetin DYP
kanadı, sanayicilerden
gelen baskılar üzerine
"Türkiye'yi hurda
otomobil cennetine
çevireceği" ve büyük
yatırımlar yapılan, 350 bın
kişinin çaiıştığı otomotiv
sektöründe en az 100 bin
kişinin işten çıkanlmasına
neden oiabiieceği savianan
bedelsiz otomobil
ithalatına sınırlama
getirilmesinde ısrarlı oldu.
nen kıtlelenn de Merkez Bankası'na vönelme
gerekçelerinın kalmayacagı kaydedıldı.
BuaradaDSPlzmırMilletvekiliHakanTar-
tan. düıı TBMM Başkanlıgı'na Başbakan Nec-
mfttin Erbakan tarafından yanıtlanması ıstemıy-
le verdigi soru önergesinde, yurdışındaki ışçı-
lerden. Merkez Bankası'na 30 bın markın üze-
rinde hesap açtıranlara bedelsiz otomotiv ve
ınakıne ithal etme olanağı tanınmasına ilişkin
projenın sonuçlarının araştınlıp araştırılmadı-
ğı konusunda açıklama ıstedı Tartan. konuya
ılışkın yaptığı açıklamada. pro-
jenın arkası ara>nrılmadan ha-
zırlandığını belirterek. "Konu.
otomotiv imal sanayiinin ya-
nında birçok >an sanavii de
kapsamaktadır. Hükümetioiuş-
turan partilerarasında bile ha-
/ırianacak ithalat tebliği üze-
rinde anlaşmazlık vardır" de-
di. Tartan. önergesinde ^u so-
rıılar hakkında açıklama ıste-
dı
- Bedelsiz otoithalatı ile Tiir-
kive've ne kadartık bir ekono-
mik katkı beklenivor?
- Bedelsiz oto ithalatı yoluv-
la Türk otomotiv sektörüneve-
nlecek zarar hesaplandı mı?
- Otomotiv sektöründe vaşanacak sıkıntı ne-
denivk tşsiz kalacak iıısanlann işe verleştiril-
mesi konusunda pnıje var mı? Bu insanlaruı mağ-
duriyeti nasıl giderilecek?
- Son yıllarda Türk ekonomisinin lokomoti-
fi olan KOBl'lerin bedelsiz oto ithalatından za-
rar göreceği ortada. Özellikle binlerce ışçiyi
barındıran otomotiv yan sanayii. bu olaydan
olumsuz yönde etkilenecek. Yatırım yerine al-
sat uygulamasının Türkıve'ye vereceği zarar
hesaplandı mı?
ÇİFTÇİ DOSTU / SADULLAHUSUMI
Pancar üreticileri yeni kampanya dönemine sıkıntılı giriyor
P
ANKOBİRLIK'e ait Kayserı
şeker fabrikası dün pancar
alımlarına başladı. Eylül ayı
içinde de diğer şeker fabri-
kaları faaliyete geçmiş olacak. An-
cak, milyonlarca pancar üreticisi
yeni kampanya dönemine sıkıntılı gi-
riyor. Zira. pancar taban fiyatlarına
verilecek farktan hâlâ bir haber
yokî... DYP ve ANAP koalisyon hü-
kümeti döneminde 1996 yılı pancar
taban fiyatı 4 bin 400 lira alarak be-
lirlenmişti. Ancak. üreticiler ve ku-
ruluşlan fiyatı az buldukları için hü-
kümete sert tepki göstermişlerdi.
Bu arada Başbakan Mesut Yıl-
maz kendi seçım bölgesinin ürünü
olan çaya yüzde yüz zam verınce,
DYP kanadı da pancara kilo başı-
na 600 lira fark ödenmesini iste-
mişti. Nitekim, Sanayi ve Ticaret
Bakanı Yalım Erez fiyatının 5 bin
liraya çıkanlması için hükümete öne-
ri götürdüklerini kamuoyuna duyur-
muştu.
Milyonlarca üretici o gunden bu-
güne kadar 600 lira farkın hayali ile
yaşadı. Televizyon ve radyo haber-
lerınde müjde bekledi. Ama, ne ya-
zık ki Yalım Erez'in verdiği söze rağ-
men, pancara ılave olarak birtek ku-
ruş bıle fark verılmedı.
1994 ile 1995 yıllannda arka ar-
kaya zarar eden üç milyondan faz-
la pancar üreticisi aslında bu yıl 8
bin lira taban fiyat bekliyordu. Bu is-
tekde her vesile ile yetkili makam-
lara ve hükümete iletilmişti. 8 bin li-
ralık taban fıyatın gerekçesi de çok
açıktt. Çünkü, yapılan hesaplara
göre, bir kilo pancarın maliyeti o ta-
rihlerde 6 bin liraya yaklaşıyordu. Hü-
kümetin belirlediği 4 bin 400 lira fi-
yat 1996 yılının mart ayında açıklan-
mıştı. Pancar toplama işlemı ise ey-
lül ayında başlayacak ve belki de
ocak, şubat aylarına kadar devam
edecekti. Pancar bedelierinin öden-
mesi de mart ve nisan aylannı bu-
lacaktı. Devlet böylesine birödeme
planını gelenek haline getirmişti.
Uretici köle değil
Yani... Üretici pancar ekimi ha-
zırlıklarına şubat ayı içinde başlaya-
cak... Sırası ile nisanda ekimini ve
gübrelemesini. yaz aylarında çapa-
lamalarını, sulamasını yapacak...
Eylül ayından ıtibaren ürününü
sökmeye başlayacak.. Kara kışın
bastırdığı ekim, kasım, aralık ve hat-
ta ocak aylarında söktüğü pancar-
ları batak deryalarının içinden rö-
morklarta çıkaracak. Bazen birtrak-
törün gücü yetmeyecek... Iki veya
üç traktör kullanacak... Fabrikala-
rataşıyacak... Hemdegünügünü-
ne...
Sonuçta da, işe başlamasının
üstünden 12 ay geçtiği halde pan-
car bedellerinıalamayacak...Ogü-
ne kadar olan masraflann hepsini
kendi yok canından karşılayacak...
Bu arada kendisine sadece sada-
ka verır gibı bir kaç kuruş ayni ve
nakdi yardım yapılacak!.. Ya para-
sını tam olarak ne zaman alabilecek?
Tam 12 veya 13 ay sonra. Panca-
rını fabrikalara teslim ettikten son-
ra da üç. beş ay bekleyecek.
Türkiye'nin ve tarımın içinde bu-
lunduğu koşullarda böyle bir alışve-
riş insani olabilir mi? Esirlere bile
böyle bir uygulama yapılamaz. Ya-
pılmamahdır... Üstelik, pancar öyle
bir ürün ki, alıcısı tek. Fiyatı belirle-
yen de tek alıcı... Sadece üç bölge-
de PANKOBİRÜK Amasya, Kayse-
ri ve Konya şeker fabrikaları için
mal alabilir... O da belirlenen sınırın
dışına çıkamaz.
Rekabet edebilecek bir tek kişi
veya kuruluş yoktur!... Devlet baba
ne derse o olacaktır. Devlet baba da
ya Tansu Çiller dır ya da Mesut
Yılmaz'dır. Şimdi de Erbakan...
Devlet baba sürekli değişir. Tabii bu
tür acayip bir sistem sadece Türki-
ye'de vardır. Bu nedenle üreticiler
kaderlerini kimin veya kimlerin be-
lirleyeceğini daha önceden bile-
mez... Çiller ve Y/lmaz ile başlar...
Bir de bakarsınız ki, araya Erbakan
girivermiş... Şimdi dertlerini bir de
Erbakan'a anlatmaya çalışacaklar!..
Üç milyon şeker pancarı üreticisi
sanki köle!..
Fark dolara göre verilmeli
Pancara 4 bin 400 lira verildiği
zaman dolar 70 bın liraydı. Aradan
5 ay geçti. dolar şimdi 86 bin lira.
Ama, 90 bine doğru yürüyor. Para-
lann ödeneceği 1997'nin martına
kadar ise, dolar büyük bir ihtimalle
110 bin, hatta 120 bın liraya yükse-
lecek. Yapılan tahminler böyle!..
Marttan bu yana dolardaki hızlı
yükseliş ve girdi fiyatlarındaki ar-
tışlar, 6 bin liraya yaklaştığı tahmin
edilen maliyet hesaplarını altüst et-
ti. Mazot fiyatları birkaç kez zam
görerek 30 binli rakamlardan 45 bin
liraya fırladı. Üstelik zamlar devam
edip gidiyor.
Pancar bedelleri ödenene kadar
mazot fiyatlarının 55 bin liraya yük-
selemeyecegini kimse temin ede-
mez. Gırdilerde bu beklenemeyen
artışlar maliyeti 7 bin liraya doğru
çekti. Paraların ödeme zamanına
kadar maliyet hesapları belki de 8
bin liraya dayanacak!... 4 bin 400 li-
ranın fiyat ilan edildiği zaman belki
bir alım gücü vardı. Tartışılabilir...
Ancak, pancar bedelierinin ödene-
ceği 1997 yılı mart veya nisan ayı-
na geldiğimizde hiç bir değeri kal-
mayacak. 4 bin 400 liranın gerçek
alım gücü belki de 2 bin liralara dü-
şecek. Üretici eline geçecek bu pa-
ra ile işlerini göremeyecek, ihtiya-
larını karşılayamayacak... Hatta,
borçlannı ödemeyecek!..
Bu nedenlerle fiyat farkı mutla-
ka verilmeli ve zaman geçirmeden
açıklanmalıdır Ama fark 600 lira-
dan kalmamalı. Çünkü, 600 lira ar-
tık para olmaktan çıkmıştır. En doğ-
rusu farkı doların artışına göre tes-
bit etmektir. 4 bin 400 lira ilan edil-
diği zaman dolar 70 bin liraydı. Ör-
neğin mart ayına kadar dolar yüz-
de 60 artmışsa, verilecek fark 3 bin
lira olmalıdır. Yani pancar alım fiyatı
7 bin 400 liraya çıkmalıdır... •
İŞÇİNİN EVREMNDEN
ŞÜKRAN SONER
Soğuk Su İçelim
Pışmış aşa su katmak gibi olacak ama zorunlu ta-
sarrufta toplanan, çalışanların 428 trilyonunun üzerine
soğuk su içmekte yarar var.
Gerçi benim bu yazıyı yazmaya çalıştığım saatlerde
üç işçi konfederasyonunun başkanlarının Erbakan ile
görüşmesi başlamamıştı. Eski sendikacı Çalışma Ba-
kanı Necati Çelik. üç konfederasyon başkanını, ala-
cakların zamana, doğrusu düyuna bırakılması yolunda
yumuşatma görevini başarı ile tamamlamış bulunuyor-
du.
Çalışanların alacakları güvenceye bağlanmadan zo-
runlu tasarrufu kaldıran yasa Meclis'ten geçtikten son-
ra, Erbakan ile üç konfederasyon başkanı anapara ve
nemalar konusunda bir anlaşmaya varsalar ne olacak,
varmasalar ne olacak?
Muhalefet partilerinin eleştirileri ne kadar anlamlı
idiyse. sendikacılannki de o kadar anlam taşıyor.
Ortada hükümeti kararından döndürecek, caydıncı
bir güç. tavır söz konusu olmadıkça, sert eleştiriler ne
yazar?
Ayrımında degiliz ama ülkemizde o kadar çok reza-
let, haksızlık üst üste oluyor, o kadar çok sözde kalan,
sonuçsuz eleştiri yapılıyor ki artık en ciddi, anlamlı eleş-
tirinin bile bir etkisi kalmadı.
Ne yazık ki artık, işin rezaletine, eleştirilmesine de-
ğıl, sadece sonucuna bakar olduk.
Bütün muhalefetteki partiler, emekçilerin Tasarrufu
Teşvik Fonu'nda toplanan ve kullanılmış olduğu anla-
şılan 428 trilyon lirasınm geri ödenmesi konusunda bir
güvence verilmeden zorunlu tasarruf uygulamasını or-
tadan kaldıran yasa değışıkliğıne karşı çıktılar.
Gelın görün ki hükümet. çalışana büyük birödül şo-
vunda, Meclis'i olağanüstü toplantıya çağırarak bu ya-
sayı, ödemelere ilişkin hiçbir güvence vermeden çı-
kardı. Muhalefet buna karşı ne yapacak? Sokağa mı
çıkacak?
Ya çalışanların örgütleri üç konfederasyon ne yapa-
caklar?
Meclis toplanmadan önce DlSK'in çağrısı ile buluş-
tular, tasarıya şiddetle karşı çıktılar. Ancak agır, eylem-
li tehditleri, tasan Meclis'te görüşülürken, yanlannda Ça-
lışma Bakanı olduğu halde, tribünden seyirci rolü ile boy
göstermeyle sınırlı kaldı.
Erbakan'la görüşmeleri bile yasanın Meclis'ten ge-
çirilmesinden, yani iş işten geçtikten sonraya kaldı.
Şimdi ortada bir yasal güvence ve fonda paralar ol-
madığına, hükumet de bir başka kaynak göstereme-
diğine göre Erbakan alacaklar için güvence verse ne
fark eder, vermese ne fark eder?
Erbakan güvence verip, verdiği sözün gereğini ye-
rine getirmediğinde, kimbilir kaç yüzüncü ayıplarından
birini daha yüzü kızarmadan işlemiş olur, hepsi o ka-
dar. Zaten duruma bakılırsa, sendika liderlerinin de du-
rumu idare edecek bir söze, görüntüye gereksinimleri
var.
Erbakan, "Zorunlu tasarrufu kaldırdım. Nemalar ve
anaparanın, 428 trilyonun üstüne oturdum" diyebilsey-
dı, sankı ne yapacaklardı? Gasp edilen işçi alacakları-
nı almak uzere, hükümeti caydırıcı, cıddi bir eylem mi
yapacak, sokağa mı çıkacaklardı?
Onların da paranın gasp edildiğini ögrenen işçinin
ılk günlerinin öfkesini yatıştırmaya, sadece zamana ge-
reksinimleri var.
"Ödenecek" sözü ile işçiyi yatıştıracak, sendikacı-
yı, Erbakan ve hükümeti de çalışandan yana bir iş yap-
mış konumunda gösterecek zaman kazanılmış olacak.
Nasılsa çalışanlar, kendileri için toplanan yüzde 6'lar-
dan bugüne kadar bir hayır görmemişlerdi. işveren ke-
sintisi yüzde 3'lerin kendilerine verilmesi de uzak bir düş-
tü. Hiç degilse kendi keselerinden giden yüzde 3 ke-
sintiden kurtuldular.
428 trilyonluk alacaklarının gasp edilmesi düşünce-
sine ise uzun bir zaman dilimi içinde yavaş yavaş alı-
şıyorlardı.
Anımsarsanız, her ne kadar kesintilerin kaldınlma-
sının kendi eseri olduğu ile Erbakan övünüyorsa da bu
doğru değil. Daha önceki hükümetlerde de zorunlu ta-
sarrufun kaldırılması için birçok kez yasa hazırlığı ya-
pılmış, Çalışma Bakanlığı gereken çalışmaları tamam-
lamıştı. Ancak DYP- GHP koalisyon ortaklığındaCHP'nin
bu çabalanna DYP ve Çiller izin vermemişti. O dö-
nemlerde de zorunlu tasarruf fonundaki paraların ye-
rinde yeller estiği biliniyordu.
O tarihlerde kesintilerin kaldırılmasına şiddetle kar-
şı çıkan Çiller bu kez "evet" derken, birikmiş paraların
ödenmesi yasa kapsamı dışında tutularak hükümet
önemli bir yükümlülükten kurtulmuş oldu.
Sakın ola ki "Emekçinın alınterinin karşılığı, yasal hak-
kı gasp edılemez. Büyük bir hak - hukuk dışılık, suç olur.
Erbakan ve Çiller çalışanların 428 trilyonunun üzerine
oturmak isteselerde çalışanlar, bunun için biraraya gel-
miş üç işçi konfederasyonu, muhalefet, buna izin ver-
mezler." türünden umutlar beslemeyin. Daha doğru-
su her dakika. öncelikle sendika liderleri, politikacıla-
nn ağızlanndan bugünlerde bu konuda çıkan büyük söz-
lere aldanmayın.
Beşinci sınıf bir şov daha seyrettik ve yuttuk, hepsi
o kadar. Birkaç ay değil, birkaç gün sonra bile unut-
muş oluruz. Ne hakkımızı gasp eden Erbakan'a, ne de
hakkımızı aramayari sendika liderlerine hesap sormak
aklımızdan geçer.
Tasarruf bonolannı anımsıyor musunuz? Hani elimi-
ze tutuşturulan alacaklanmızın karşılığı bırtakım kâğıt-
lar vardı. Değerlerinin yansının altında bozdurmuş, Kas-
telli'leri yaratmıştık. Unuttuk gitti.
428 trilyonumuzun uçurulup gitmesine kızgınlığımız
da birkaç gün sürer mi bılemiyorum. insafa gelinir, ara-
da bir şeyler verilirse, kendimizi bedavadan para ka-
zanmış gibi sevinmiş bile bulabiliriz.
Biz haklarımızın gasp edilmesine alışkın, üzerine su
içmeyi huy edinmiş, suskun, tevekkül bir toplumuz.
428 trilyonumuzun üzerine de bir bardak soğuk su
içeriz, olur biter.
Türkiye - Rusya
ihracat engeline
geçici çözüm
Pancar üreticisi eline geçecek para ile işlerini
göremeyecek, ihtiyaçlarını karşılayamayacak.
Ekonomi Senisi- Türkıve
ile Rus>a Federasvonuarasın-
daki kara taşımacılığı konu-
sundaki gerginlik. geçıcı bir
çözümle tatlıya bağlanıyor.
1996 v ılının 8 aylık dönemin-
de 14 bın ızın belgesi kulla-
nan Türkiye'nin 25 bin izin
belgesi talebini geri çeviren
Rusva Federasvonu. birdaha-
ki görüşmelere kadar kullanıl-
mak üzere 4 bın ızın belgesi da-
ha verdı.
Uluslararası Nakliyeciler
Derneğı bınasında dün başla-
yan ikı günlük 'Kara Ulaştır-
ma Karma Komisyonu Top-
lantısı'na katılan Rus Heyeti,
Türkiye'nin her ay yaklaşık 2
bin sefer vaptığını vurgulaya-
rak. 4 bin izin belgesinin iki av
sürecince yeterli olacağını kav -
derti. Bugün ımzalanacak ön
protokolde. kara taşımacılığı
\ apan Rus nakliye araçlanndan
rrıptık belgesi istenınesı uvgu-
lama.Mndan vazgeçıleceğı ve
Rus nakliye firmalannın acen-
telik anlaşmalanna kolavlık-
larsağlanacağı karara bağlan-
dı. Toplantıya katılan Ulaştır-
ma Bakanlığı Müsteşan Oğuz
Tezmen, 6 aylık dönemde 12
bın izin belgesinin kullanıldı-
ğını v urgulavarak. temmuz v e
ağustos dönemi için alınan 2
bin izin belgesinin bitmek üze-
re olduğunu kav dettı Tezmen.
6 avhk dönemde Rusva'dan
gelen araç sayısının 281 'le sı-
nırlı kaldığını hatırlatarak. ıki
ülke arasındakı karayolu taşı-
ma sayısındakı dengesızlik ne-
denivle Rusva'nın bu talebe
sıcak bakmadığını dile getirdi.
Karayolu taşımacılığının ihra-
cat bağlantılarının yerine geti-
rılmesi açısından da büvük
önem taşıdığını surgulayan
Tezmen. 15 ağustosa kadar izin
belgesi olmavan kamyon ve
TIR'lann 260 dolar ceza kar-
şılığmda Rusya'ya ginnesine
izin verıldığını anımsattı.