25 Aralık 2024 Çarşamba English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
29 AĞUSTOS 1996 PERŞEMBE CUMHURİYET SAYFA EKONOMI 9 500 büyük içindeki kamu kuruluşlarmın faaliyet dışı gelirleri, kârlarını aştı KTPler rantiye oldu kâra geçti• Geçen yılın 500 büyük sanayi kiruluşunun net kân 248.5 trilyon liraya ulaşırken. özel sektörün net kir artışı yüzde 96 oldu. • Geçen yıla göre yüzde 235'lik anışla 1990 yılından bu yana ilk kez ksra geçen kamu kesimi faiz geliri otnasaydı 10 trilyon zarar edecekti. Ekonomi Senisi - Istanbul Sanayi Odası (İSO) taraftndan, firmalann üretimd'en satış- lanna göre belirlenen 500 büvük sanayi ku- ru JŞU sıralamasında ılk üç yıne kamu kuru- lu.-lanndan oluştu. llk 500'de agırlığını yıtir- mckte olan kamu kuruluşlan. geçen yıl "rant ek»nomisi"ne ayak uvdurmalan sayesinde 19*0 \ılından bu yana ilk kez kâra geçtiler. En büyük sanayi kuruluşlan sıralamasın- da 1995 yılında da ilk sırayı Tüpraş alırken, J9*4 yıhnın ikincısi TEDAŞ, buunvanınıye- nicen vapılanmaçerçevesindeelektrik üreti- mııi devrettigı TEAŞ"a bıraktı. 1994 yılın- daiı döviz krizının ardından üretim yerine parj pivasalanna yönelmeyı tercıh eden \e bu necenle önceki >ıl vapılan 500 büyük sana- yi kuruluşu değerlendırmesinde faalivet dışı gekrleri üretim gelirlerini aşan özel sektör firnalan. geçen yıl para piy asalanndan bir mik- tarçekıldiler. Özel büvük firmalann 1994'te yüzde 54.6 olan faaiiyet dışı kâr vegelirlerinin net kâr için- deki payı. 1995 yılında yüzde 46.5 e düştü. Kamu kuruluşlan ıse 1990 v ılından bu yana ilkKCZ kâra geçerken. 41.7 triljon liralık kâ- ra karşın. 51 7 trilyon liralık faalıyet dışı kâr elde ettiler. Kamu kuruluşlan faız gelirleri olmasa, yine 10 trilyon lira zararda olacak- lardı. 500 büyük firma arasında geçen yıl yedın- ci sırada yer alan Arçelik bu \ ıl beşinci sira- ya yükseîirken. özel sektör fırmalan arasın- da da birinci oldu. Arçelik'ın ardından gelen Tofaş genel sıralamada altıncı. özel sektör sı- ralamasında ise ıkinci sırada yer aldı. Vergi öncesı bılanço kânnda ise yine ilk üç Mrayı kamu kuruluşlan aldı. llk sırada 36 trihon lırayla Petkim. ikinci sırada 13.2 tril- yon lirayla Tekel. üçüncü sırada ise 10.3 tril- yon lirayla Erdemır bulunuvorı. Özel sektör kuruluşİarı ıçınde ı.se ilk sırada 7.7 trilyon li- rayla Sasa var. 1995 yılında 500 büyük sanavi kuruluşu 1995 Yılının İlk 10 Firması Sıra No. 1 2 3 4 5 6 7 8 9 10 Firma Tüpraş (K) TEAŞ (K) TEKEL (K) PETKİM (K) Arçelik (Ö) Tofaş (Ö) Erdemir(K) T. Şeker Fab. (K) OVAK-RENAULT (Ö) PHILSA (O) Uretimden Satışlar (KDV'siz) (Milyar TL) 280.181 113.259 89.442 54.714 42.900 40.208 33.626 30.650 29.265 22.797 Bılanço Kân (Vergi Öncesi) (Milyar TL) -4.997 4.717 13.205 36.093 4.272 4.702 10.326 4.604 3.506 -788 (Û: Ûzel, K Kamuı Sanayi kesiminin rant geliri 1 ÖZEL SEKTÖR 1990 1991 1992 1993 1994 1995 Faaliyet Dışı Gelirler 2.224 3.721 7.794 17.548 57.694 96.191 (milyar TLı | Net Kâr 6.679 7.282 . 20.052 r 43.093 105.587 206.857 içinde kamu kurumlannın sayısı 71den 55"e gerilerken. özel büyük sanayi kuruluşu sayı- sı da429dan445'eyükseldi. İSOtarafından vapılan ara^tırmada kamu kurumlanndakı sa- yının düşüşü performans düşüklüğüne bag- lanırken. bırçok kamu kuruluşunun 500 bü- vük firmay ı takıpeden 250 büyük kuruluş ara- sına girdıgı belirtildi. Borç toplamı azaldı İSO Yönetım Kurulu Başkanı Hüsamet- tin Kavi. 500 büyük sanayi kuruluşunun ma- li yapısı incelendiğinde fıem özelde hem de kamuda borç toplamının azaldığını belirte- rek. özsermayenin daha da güçlendiğıni ıfa- KAMU SEKTÖRÜ (milyar TU 1990 1991 1992 1993 1994 Faaliyet Dışı Geliıier 2.432 2.840 5.967 10.677 12.680 Net Kâr 636 -13.213 -19.094 -24.430 -32.686 1995 51.498 41.721 de ettı. Kavı. bütçe açığının korkuttuğunu ve bütçeaçığınınGSMH'ninyüzde8leriniaşa- cagından endişe ettiklerini söyledi. Bu gidişlevergi gelirlerinin tamamının fa- ız ödemelennegideceğini söyleyen Kav i, sa- nayicinin alt yapı ihtiyacının ülke çapında sağlanması halinde 500 büyügün. binlere bın 500"lere. ihracatın da 30-40 milyar dolarlara ulaşabileceğini ifade etti. Bütçeyi iç yapıda reviz etme kararlılığını göstererek, yapısal değışim programını en kısa zamanda hayata geçinnek gerektigıni vurgulayan Kavi, bu ya- pılınca borçlanma maliyetinin de düşeceğini ve geçış sürecinde uygun kredilere ulaşılabi- lecegini belirttı. Bürokratlar bu yıl bir stand-by olasılığı kalmadığını savundu IMF 1997'ye kadar yok ESRA YENER ANKARA-l'luslara-sı Pa- ra Fonu *nun (IMF) "ekono- nıinin büyük bir krian eşgin- de olduğu" vönündeki uva- nsımn. sonbaharda büy ük bir dalgalanmanın vaşanacagı- nın ışareti olduğu vurgulan- dı. Ekonomi kurmavları. IMF'nin açıklamasının ar- dından uluslararası risk de- öerlendirme kuruluşlarmın da Türkıye'nin kredi notunu düşürme eğilimine girecegı- ni belinerek "Fiyatlardayaz a\ lanndaki düşüş de ey lülde sona erecek. Fiv atlarda bek- k'/ıtıı hı/Jı artışla birlikte den- geler sonbaharda altüst ola- bilir" görüşünü dile getırdı- ler. IMF'nin sert çıkışının, I997'ye kadar fonla bir an- laşmayapılamayacağının da göstergesi olduğu bildirildı. IMF'nin hafta içinde yap- tıgı yönetım toplantısının ar- dından Türkıve'nin büyük bir ekonomık krizın e^ıgın- de bulunduğu. uluslarasi pı- vasalarda güven bunalımı- nın başladığı. hükümetin aeıl önlenı alması gerektiğı yö- nündeki açıklamalan. çözüm arayan ekonomi bürokrasi- sini de karamsarlıöa soktu. Ekonomi kurmayları, IMF'nin genelde. ülkelerde gerginlik yaratmayacak açık- lamalar yaptığına dikkat çe- kerek "Bu seferki açıklama- lar, IMF'nin Türki>e'den unıudunu kesriğinin açıkça göstergesi" dediler. Uluslararası piyasalardan kredi alınamadığına dikkat çekenyetkilıler. "Buaçıkla- malann ardından IMP\ee>- lül a\ ında > apılacak ziyaret- tt stand-bv anlaşması için teklif götüriilmesi projesin- den de vazgeçildi. I \arı. 1997'ye kadar yeni biranlaş- manın söz konusu o(nia>aca- IMF heyeti 29 mavıstaki zivarctinde Türk-İş Başkanı Bayram Meral'e de gitmişti. ğımn kanıfı" dediler. IMF'nin açıklamasının en büyük etkilerinden birinin Türkiye'nin kredi değerlen- dirme noîu üzerinde «örüle- ceğini belirten yetT<i!ıler. "*Kredi değerlendirme kuru- luşlan. bu açıklamanın ar- dından sonbaharda notunıu- /u büyük bir olasılıkla düşü- recek. Asıl sonın ondan son- ra başlavacak" değerlendır- mesını yaptılar. Hem IMF'nin açıklaması hem de kredi notunun düşmesi ne- denıy le dış kredi kapılarının tamamen kapanacağına dik- kat çeken ekonomi bürokra- sisi. "Bunun en büyük etki- si, iç piyasada yaşanacak ger- ginlik olacaktır" görüşünü dile getırdı. \'az aylarında fiyatlarda- ki düşüşe ve turizm gelirle- riyleekonomininbirrahatla- ma ıçıne girdiğine dikkat çe- ken ekonomi kurmayları. şu görüşü dile getirdiler: "Ancak eylülle yüksek oranb enflasv on de\re\egire- cek. Turizm gelirlerinin azal- masıv la da cari işlemler den- gesi açıp artacak. Asıl ondan sonra büyük bir dalgalanma içine girilebilir. Sonbaharda phasalarda büyük bir kriz yaşanabilir. Enflasyonun yıl sonunda yüzde 100'lere ulâş- ması bekjeniyor. Cari işkm- ler dengesindeki açık da 5 miNar dolan aşacakT İSO'da Çiller'e bedelsiz ithalat tepkisi Sabancı: 60 milyonun menfaatini yok ediyorsun Ekonomi Senisi - Bedelsiz otomobil ithalatı tartışması fstanbul Sana> ı Odası'nın dünkü meclis toplantısında daha da alevlendi. Sanayiciler, hükümetin kararından hemen dönmesı gerektiğini belirtırken. özellikle Sanayi ve Ticaret Bakanı Vaiım Erez ile Türkiye Odalar ve Borsalar Bırlıği Başkanı Fuat Miras'a tepki gösterdiler. Meclis topîantısında söz alan Sakıp Sabancı. bedelsiz ithalat karannın yanlı^ olduğunu ve bunda ısrar etmenin "Gelişmeyi istemeyiz" demek olduğunu kaydetti. RP ve DYP'nin, gümrük birligi görüşmelerinde zar zor ahnan kullanılmış otomobil ithalatıyla ilgili tavizi. ellerinin tersiyle ittiklerini belirten Sabancı ~Sa>ın Çiller, sen GB görüşmelerinden döndükten sonra halka kendini övdün. şimdi Sakıp Sabancı. Meral Cezgin Eriş. dü^ürdüklerini ifade etti. Otomobil Sanayıcilerı Dernegi Başkanı .\li İhsan flkbahar da. söz konusu kararın uygulanmasıyla 100 bin kişının işsız kalacağını. dev letin 400 milyon dolar vergi ve 4.5 milyar dolar ihracat kaybına uğrayacağını kaydetti. Ilkbahar. sektörün korumasız hale geldiğini belirterek. "Otomotiv sana>iini kaybedivoruz" dedı. IK.V Ba^kanı Meral Gezgin Eriş ise RP'nin muhalefette "GB anlaşmasını yeniden müzakere edeceğiz" dediğini, DYP'nin de bizzat müzakerelerde bulunduğunu hatırlatarak. şimdi ikı partinin de böyle bir karar almasının. hükümetin basiretsizliğinin tartışılmaya açılmasını aündeme getirdiöini sövledi. Eski İSOAli İhsan tlkbahar. bunun tam tersini vapıvorsun. Başkanı Memduh Hacıoğlu da. Başkalarının menfaati için, 60 bugün otomotiv sektörünün miKonun menfaatini yok ediyorsun" diye konuştu. Sabancı.Bakan Erez'le TOBB Başkanı Fuat Miras'ın iş dünyasının içinden çıktığını. ancak bedelsiz ithalatla ilgili ters fikirleriyle kendilerini hayrete başına gelenin yarın başka bir sektörün başına gelmeyeceğini kimsenin garanti edemeyeceğini belirterek. "Sendikalardan sanay icilcre kadar hep birlikte büyük bir tepki göstermeli>iz" diye konuştu. ithal otoya sınırlama RP'den otomotivde geri adımANKAR.\ (Cumhuri>et Bürosu) - REFAH- \OL hükümeti. otomotiv sanayicılerınin yo- ğun tepkisi üzerine bedelsiz otomobil ithalatı- na sınırlama getırmeyi kararlaştırdı. D^ ^ P'nın ısrarı üzenne, RP'nın. 30 bin mark tutarındakı dövızı Merkez Bankası'nayatıran > urtdışjnda- ki Türk yurttaşlannın 'Türkiye'vesadecebiroto- mobtl getirme hakkı kazannıasına" razı oldu- ğu bıldirıldi. Hükümetin DYP kanadı. sanayıcilerden ge- len baskılar üzerine ~Türkiye'>i hurdaotomo- bil cennetineçe> ireceği" \ e bü- yük yatırımlar vapılan. 350 bın kişının çaiıştığı otomotıv sektöründe en az 100 bın ki- şinın işten çıkanlmasına ne- den olabıleceği sav lanan bedel- siz otomobil ithalatına sınırla- ma getirilmesinde ısrarlı ol- du. 30 bin markın Merkez Ban- kası'na yatırılması kaydıyla yapılacak bedelsiz otomobil ithalatıvla, Avrupa Mılli Gö- rüş Teşkilatı ve kendisine ya- km Avrupa örgütlenne kazanç sağlamayı amaçladığı sav la- nan RP'nin. uvgulamada sı- nırın biraz daha yukan çekil- mesi konusunda dırendiği. an- cak vapılan toplantılarda ithalatın tek otomo- bille sınırlanmasının kararlaştırıldığı öğrenildi. Yıırtdışındakı Türk işçilerin birikimlerini Tür- kıye've getırmelerıni sağlamavı amaçlayan. an- cak 'bedelsiz otomobil ithalati'nedeniyle daha çok Avrupalı rantiye kesımine dönük olan uy- gulama. getırılmesi planlanan sınırlama nede- nıyie kav nak kaygılarını dogurdu. Yurtdışında- ki Türk ışçilennin birikimlerınin hükümetin açıkladığı düzeye ulaşmasının mümkün olma- dığı. sınırlama durumunda. Avrupa da hedefle- • Hükümetin DYP kanadı, sanayicilerden gelen baskılar üzerine "Türkiye'yi hurda otomobil cennetine çevireceği" ve büyük yatırımlar yapılan, 350 bın kişinin çaiıştığı otomotiv sektöründe en az 100 bin kişinin işten çıkanlmasına neden oiabiieceği savianan bedelsiz otomobil ithalatına sınırlama getirilmesinde ısrarlı oldu. nen kıtlelenn de Merkez Bankası'na vönelme gerekçelerinın kalmayacagı kaydedıldı. BuaradaDSPlzmırMilletvekiliHakanTar- tan. düıı TBMM Başkanlıgı'na Başbakan Nec- mfttin Erbakan tarafından yanıtlanması ıstemıy- le verdigi soru önergesinde, yurdışındaki ışçı- lerden. Merkez Bankası'na 30 bın markın üze- rinde hesap açtıranlara bedelsiz otomotiv ve ınakıne ithal etme olanağı tanınmasına ilişkin projenın sonuçlarının araştınlıp araştırılmadı- ğı konusunda açıklama ıstedı Tartan. konuya ılışkın yaptığı açıklamada. pro- jenın arkası ara>nrılmadan ha- zırlandığını belirterek. "Konu. otomotiv imal sanayiinin ya- nında birçok >an sanavii de kapsamaktadır. Hükümetioiuş- turan partilerarasında bile ha- /ırianacak ithalat tebliği üze- rinde anlaşmazlık vardır" de- di. Tartan. önergesinde ^u so- rıılar hakkında açıklama ıste- dı - Bedelsiz otoithalatı ile Tiir- kive've ne kadartık bir ekono- mik katkı beklenivor? - Bedelsiz oto ithalatı yoluv- la Türk otomotiv sektörüneve- nlecek zarar hesaplandı mı? - Otomotiv sektöründe vaşanacak sıkıntı ne- denivk tşsiz kalacak iıısanlann işe verleştiril- mesi konusunda pnıje var mı? Bu insanlaruı mağ- duriyeti nasıl giderilecek? - Son yıllarda Türk ekonomisinin lokomoti- fi olan KOBl'lerin bedelsiz oto ithalatından za- rar göreceği ortada. Özellikle binlerce ışçiyi barındıran otomotiv yan sanayii. bu olaydan olumsuz yönde etkilenecek. Yatırım yerine al- sat uygulamasının Türkıve'ye vereceği zarar hesaplandı mı? ÇİFTÇİ DOSTU / SADULLAHUSUMI Pancar üreticileri yeni kampanya dönemine sıkıntılı giriyor P ANKOBİRLIK'e ait Kayserı şeker fabrikası dün pancar alımlarına başladı. Eylül ayı içinde de diğer şeker fabri- kaları faaliyete geçmiş olacak. An- cak, milyonlarca pancar üreticisi yeni kampanya dönemine sıkıntılı gi- riyor. Zira. pancar taban fiyatlarına verilecek farktan hâlâ bir haber yokî... DYP ve ANAP koalisyon hü- kümeti döneminde 1996 yılı pancar taban fiyatı 4 bin 400 lira alarak be- lirlenmişti. Ancak. üreticiler ve ku- ruluşlan fiyatı az buldukları için hü- kümete sert tepki göstermişlerdi. Bu arada Başbakan Mesut Yıl- maz kendi seçım bölgesinin ürünü olan çaya yüzde yüz zam verınce, DYP kanadı da pancara kilo başı- na 600 lira fark ödenmesini iste- mişti. Nitekim, Sanayi ve Ticaret Bakanı Yalım Erez fiyatının 5 bin liraya çıkanlması için hükümete öne- ri götürdüklerini kamuoyuna duyur- muştu. Milyonlarca üretici o gunden bu- güne kadar 600 lira farkın hayali ile yaşadı. Televizyon ve radyo haber- lerınde müjde bekledi. Ama, ne ya- zık ki Yalım Erez'in verdiği söze rağ- men, pancara ılave olarak birtek ku- ruş bıle fark verılmedı. 1994 ile 1995 yıllannda arka ar- kaya zarar eden üç milyondan faz- la pancar üreticisi aslında bu yıl 8 bin lira taban fiyat bekliyordu. Bu is- tekde her vesile ile yetkili makam- lara ve hükümete iletilmişti. 8 bin li- ralık taban fıyatın gerekçesi de çok açıktt. Çünkü, yapılan hesaplara göre, bir kilo pancarın maliyeti o ta- rihlerde 6 bin liraya yaklaşıyordu. Hü- kümetin belirlediği 4 bin 400 lira fi- yat 1996 yılının mart ayında açıklan- mıştı. Pancar toplama işlemı ise ey- lül ayında başlayacak ve belki de ocak, şubat aylarına kadar devam edecekti. Pancar bedelierinin öden- mesi de mart ve nisan aylannı bu- lacaktı. Devlet böylesine birödeme planını gelenek haline getirmişti. Uretici köle değil Yani... Üretici pancar ekimi ha- zırlıklarına şubat ayı içinde başlaya- cak... Sırası ile nisanda ekimini ve gübrelemesini. yaz aylarında çapa- lamalarını, sulamasını yapacak... Eylül ayından ıtibaren ürününü sökmeye başlayacak.. Kara kışın bastırdığı ekim, kasım, aralık ve hat- ta ocak aylarında söktüğü pancar- ları batak deryalarının içinden rö- morklarta çıkaracak. Bazen birtrak- törün gücü yetmeyecek... Iki veya üç traktör kullanacak... Fabrikala- rataşıyacak... Hemdegünügünü- ne... Sonuçta da, işe başlamasının üstünden 12 ay geçtiği halde pan- car bedellerinıalamayacak...Ogü- ne kadar olan masraflann hepsini kendi yok canından karşılayacak... Bu arada kendisine sadece sada- ka verır gibı bir kaç kuruş ayni ve nakdi yardım yapılacak!.. Ya para- sını tam olarak ne zaman alabilecek? Tam 12 veya 13 ay sonra. Panca- rını fabrikalara teslim ettikten son- ra da üç. beş ay bekleyecek. Türkiye'nin ve tarımın içinde bu- lunduğu koşullarda böyle bir alışve- riş insani olabilir mi? Esirlere bile böyle bir uygulama yapılamaz. Ya- pılmamahdır... Üstelik, pancar öyle bir ürün ki, alıcısı tek. Fiyatı belirle- yen de tek alıcı... Sadece üç bölge- de PANKOBİRÜK Amasya, Kayse- ri ve Konya şeker fabrikaları için mal alabilir... O da belirlenen sınırın dışına çıkamaz. Rekabet edebilecek bir tek kişi veya kuruluş yoktur!... Devlet baba ne derse o olacaktır. Devlet baba da ya Tansu Çiller dır ya da Mesut Yılmaz'dır. Şimdi de Erbakan... Devlet baba sürekli değişir. Tabii bu tür acayip bir sistem sadece Türki- ye'de vardır. Bu nedenle üreticiler kaderlerini kimin veya kimlerin be- lirleyeceğini daha önceden bile- mez... Çiller ve Y/lmaz ile başlar... Bir de bakarsınız ki, araya Erbakan girivermiş... Şimdi dertlerini bir de Erbakan'a anlatmaya çalışacaklar!.. Üç milyon şeker pancarı üreticisi sanki köle!.. Fark dolara göre verilmeli Pancara 4 bin 400 lira verildiği zaman dolar 70 bın liraydı. Aradan 5 ay geçti. dolar şimdi 86 bin lira. Ama, 90 bine doğru yürüyor. Para- lann ödeneceği 1997'nin martına kadar ise, dolar büyük bir ihtimalle 110 bin, hatta 120 bın liraya yükse- lecek. Yapılan tahminler böyle!.. Marttan bu yana dolardaki hızlı yükseliş ve girdi fiyatlarındaki ar- tışlar, 6 bin liraya yaklaştığı tahmin edilen maliyet hesaplarını altüst et- ti. Mazot fiyatları birkaç kez zam görerek 30 binli rakamlardan 45 bin liraya fırladı. Üstelik zamlar devam edip gidiyor. Pancar bedelleri ödenene kadar mazot fiyatlarının 55 bin liraya yük- selemeyecegini kimse temin ede- mez. Gırdilerde bu beklenemeyen artışlar maliyeti 7 bin liraya doğru çekti. Paraların ödeme zamanına kadar maliyet hesapları belki de 8 bin liraya dayanacak!... 4 bin 400 li- ranın fiyat ilan edildiği zaman belki bir alım gücü vardı. Tartışılabilir... Ancak, pancar bedelierinin ödene- ceği 1997 yılı mart veya nisan ayı- na geldiğimizde hiç bir değeri kal- mayacak. 4 bin 400 liranın gerçek alım gücü belki de 2 bin liralara dü- şecek. Üretici eline geçecek bu pa- ra ile işlerini göremeyecek, ihtiya- larını karşılayamayacak... Hatta, borçlannı ödemeyecek!.. Bu nedenlerle fiyat farkı mutla- ka verilmeli ve zaman geçirmeden açıklanmalıdır Ama fark 600 lira- dan kalmamalı. Çünkü, 600 lira ar- tık para olmaktan çıkmıştır. En doğ- rusu farkı doların artışına göre tes- bit etmektir. 4 bin 400 lira ilan edil- diği zaman dolar 70 bin liraydı. Ör- neğin mart ayına kadar dolar yüz- de 60 artmışsa, verilecek fark 3 bin lira olmalıdır. Yani pancar alım fiyatı 7 bin 400 liraya çıkmalıdır... • İŞÇİNİN EVREMNDEN ŞÜKRAN SONER Soğuk Su İçelim Pışmış aşa su katmak gibi olacak ama zorunlu ta- sarrufta toplanan, çalışanların 428 trilyonunun üzerine soğuk su içmekte yarar var. Gerçi benim bu yazıyı yazmaya çalıştığım saatlerde üç işçi konfederasyonunun başkanlarının Erbakan ile görüşmesi başlamamıştı. Eski sendikacı Çalışma Ba- kanı Necati Çelik. üç konfederasyon başkanını, ala- cakların zamana, doğrusu düyuna bırakılması yolunda yumuşatma görevini başarı ile tamamlamış bulunuyor- du. Çalışanların alacakları güvenceye bağlanmadan zo- runlu tasarrufu kaldıran yasa Meclis'ten geçtikten son- ra, Erbakan ile üç konfederasyon başkanı anapara ve nemalar konusunda bir anlaşmaya varsalar ne olacak, varmasalar ne olacak? Muhalefet partilerinin eleştirileri ne kadar anlamlı idiyse. sendikacılannki de o kadar anlam taşıyor. Ortada hükümeti kararından döndürecek, caydıncı bir güç. tavır söz konusu olmadıkça, sert eleştiriler ne yazar? Ayrımında degiliz ama ülkemizde o kadar çok reza- let, haksızlık üst üste oluyor, o kadar çok sözde kalan, sonuçsuz eleştiri yapılıyor ki artık en ciddi, anlamlı eleş- tirinin bile bir etkisi kalmadı. Ne yazık ki artık, işin rezaletine, eleştirilmesine de- ğıl, sadece sonucuna bakar olduk. Bütün muhalefetteki partiler, emekçilerin Tasarrufu Teşvik Fonu'nda toplanan ve kullanılmış olduğu anla- şılan 428 trilyon lirasınm geri ödenmesi konusunda bir güvence verilmeden zorunlu tasarruf uygulamasını or- tadan kaldıran yasa değışıkliğıne karşı çıktılar. Gelın görün ki hükümet. çalışana büyük birödül şo- vunda, Meclis'i olağanüstü toplantıya çağırarak bu ya- sayı, ödemelere ilişkin hiçbir güvence vermeden çı- kardı. Muhalefet buna karşı ne yapacak? Sokağa mı çıkacak? Ya çalışanların örgütleri üç konfederasyon ne yapa- caklar? Meclis toplanmadan önce DlSK'in çağrısı ile buluş- tular, tasarıya şiddetle karşı çıktılar. Ancak agır, eylem- li tehditleri, tasan Meclis'te görüşülürken, yanlannda Ça- lışma Bakanı olduğu halde, tribünden seyirci rolü ile boy göstermeyle sınırlı kaldı. Erbakan'la görüşmeleri bile yasanın Meclis'ten ge- çirilmesinden, yani iş işten geçtikten sonraya kaldı. Şimdi ortada bir yasal güvence ve fonda paralar ol- madığına, hükumet de bir başka kaynak göstereme- diğine göre Erbakan alacaklar için güvence verse ne fark eder, vermese ne fark eder? Erbakan güvence verip, verdiği sözün gereğini ye- rine getirmediğinde, kimbilir kaç yüzüncü ayıplarından birini daha yüzü kızarmadan işlemiş olur, hepsi o ka- dar. Zaten duruma bakılırsa, sendika liderlerinin de du- rumu idare edecek bir söze, görüntüye gereksinimleri var. Erbakan, "Zorunlu tasarrufu kaldırdım. Nemalar ve anaparanın, 428 trilyonun üstüne oturdum" diyebilsey- dı, sankı ne yapacaklardı? Gasp edilen işçi alacakları- nı almak uzere, hükümeti caydırıcı, cıddi bir eylem mi yapacak, sokağa mı çıkacaklardı? Onların da paranın gasp edildiğini ögrenen işçinin ılk günlerinin öfkesini yatıştırmaya, sadece zamana ge- reksinimleri var. "Ödenecek" sözü ile işçiyi yatıştıracak, sendikacı- yı, Erbakan ve hükümeti de çalışandan yana bir iş yap- mış konumunda gösterecek zaman kazanılmış olacak. Nasılsa çalışanlar, kendileri için toplanan yüzde 6'lar- dan bugüne kadar bir hayır görmemişlerdi. işveren ke- sintisi yüzde 3'lerin kendilerine verilmesi de uzak bir düş- tü. Hiç degilse kendi keselerinden giden yüzde 3 ke- sintiden kurtuldular. 428 trilyonluk alacaklarının gasp edilmesi düşünce- sine ise uzun bir zaman dilimi içinde yavaş yavaş alı- şıyorlardı. Anımsarsanız, her ne kadar kesintilerin kaldınlma- sının kendi eseri olduğu ile Erbakan övünüyorsa da bu doğru değil. Daha önceki hükümetlerde de zorunlu ta- sarrufun kaldırılması için birçok kez yasa hazırlığı ya- pılmış, Çalışma Bakanlığı gereken çalışmaları tamam- lamıştı. Ancak DYP- GHP koalisyon ortaklığındaCHP'nin bu çabalanna DYP ve Çiller izin vermemişti. O dö- nemlerde de zorunlu tasarruf fonundaki paraların ye- rinde yeller estiği biliniyordu. O tarihlerde kesintilerin kaldırılmasına şiddetle kar- şı çıkan Çiller bu kez "evet" derken, birikmiş paraların ödenmesi yasa kapsamı dışında tutularak hükümet önemli bir yükümlülükten kurtulmuş oldu. Sakın ola ki "Emekçinın alınterinin karşılığı, yasal hak- kı gasp edılemez. Büyük bir hak - hukuk dışılık, suç olur. Erbakan ve Çiller çalışanların 428 trilyonunun üzerine oturmak isteselerde çalışanlar, bunun için biraraya gel- miş üç işçi konfederasyonu, muhalefet, buna izin ver- mezler." türünden umutlar beslemeyin. Daha doğru- su her dakika. öncelikle sendika liderleri, politikacıla- nn ağızlanndan bugünlerde bu konuda çıkan büyük söz- lere aldanmayın. Beşinci sınıf bir şov daha seyrettik ve yuttuk, hepsi o kadar. Birkaç ay değil, birkaç gün sonra bile unut- muş oluruz. Ne hakkımızı gasp eden Erbakan'a, ne de hakkımızı aramayari sendika liderlerine hesap sormak aklımızdan geçer. Tasarruf bonolannı anımsıyor musunuz? Hani elimi- ze tutuşturulan alacaklanmızın karşılığı bırtakım kâğıt- lar vardı. Değerlerinin yansının altında bozdurmuş, Kas- telli'leri yaratmıştık. Unuttuk gitti. 428 trilyonumuzun uçurulup gitmesine kızgınlığımız da birkaç gün sürer mi bılemiyorum. insafa gelinir, ara- da bir şeyler verilirse, kendimizi bedavadan para ka- zanmış gibi sevinmiş bile bulabiliriz. Biz haklarımızın gasp edilmesine alışkın, üzerine su içmeyi huy edinmiş, suskun, tevekkül bir toplumuz. 428 trilyonumuzun üzerine de bir bardak soğuk su içeriz, olur biter. Türkiye - Rusya ihracat engeline geçici çözüm Pancar üreticisi eline geçecek para ile işlerini göremeyecek, ihtiyaçlarını karşılayamayacak. Ekonomi Senisi- Türkıve ile Rus>a Federasvonuarasın- daki kara taşımacılığı konu- sundaki gerginlik. geçıcı bir çözümle tatlıya bağlanıyor. 1996 v ılının 8 aylık dönemin- de 14 bın ızın belgesi kulla- nan Türkiye'nin 25 bin izin belgesi talebini geri çeviren Rusva Federasvonu. birdaha- ki görüşmelere kadar kullanıl- mak üzere 4 bın ızın belgesi da- ha verdı. Uluslararası Nakliyeciler Derneğı bınasında dün başla- yan ikı günlük 'Kara Ulaştır- ma Karma Komisyonu Top- lantısı'na katılan Rus Heyeti, Türkiye'nin her ay yaklaşık 2 bin sefer vaptığını vurgulaya- rak. 4 bin izin belgesinin iki av sürecince yeterli olacağını kav - derti. Bugün ımzalanacak ön protokolde. kara taşımacılığı \ apan Rus nakliye araçlanndan rrıptık belgesi istenınesı uvgu- lama.Mndan vazgeçıleceğı ve Rus nakliye firmalannın acen- telik anlaşmalanna kolavlık- larsağlanacağı karara bağlan- dı. Toplantıya katılan Ulaştır- ma Bakanlığı Müsteşan Oğuz Tezmen, 6 aylık dönemde 12 bın izin belgesinin kullanıldı- ğını v urgulavarak. temmuz v e ağustos dönemi için alınan 2 bin izin belgesinin bitmek üze- re olduğunu kav dettı Tezmen. 6 avhk dönemde Rusva'dan gelen araç sayısının 281 'le sı- nırlı kaldığını hatırlatarak. ıki ülke arasındakı karayolu taşı- ma sayısındakı dengesızlik ne- denivle Rusva'nın bu talebe sıcak bakmadığını dile getirdi. Karayolu taşımacılığının ihra- cat bağlantılarının yerine geti- rılmesi açısından da büvük önem taşıdığını surgulayan Tezmen. 15 ağustosa kadar izin belgesi olmavan kamyon ve TIR'lann 260 dolar ceza kar- şılığmda Rusya'ya ginnesine izin verıldığını anımsattı.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle