27 Kasım 2024 Çarşamba English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
28 TEMMUZ 1996 PAZAR CUMHURİYET SAYFA HABERLER P a z a r I ı ğ ı n p e r d e a r k a s ı Umutsıızhıktaıı uzlaşmaya doğnı ORAL ÇALIŞLAR Yaşar Kemal \e Zülfü Livaneli önceki akşam saat 18.00 sıralannda Cumhuriyet Başsavcısı Ferzan Çitici'nin yanından çıktıklannda her şey çok umutsuz görünüyordu. Yaşar Kemal ve Zülfü Livaneli, talebin bir noktada yoğunlaştığını. bunun da. tutuklulann Eskişehir'den İstanbul'a nakli olduğunu anlattılar. Bu konuda Bakanlık bir adım atmazsa tutuklulara gitmenin anlamsız olduğu ortadaydı. Biz tam bunları konuşurken Adalet Bakanı Şevket Kazan'ın sert açıklaması TV ekranlanna yansıdı. Hiç bir uzlaşmaya açık kapı bırakmayan bu turum endişelerimizi iyice arttırdı. Hepimizi. cezaevlerine yapılacak bir müdahale korkusu sarmıştı. Çünkü böyle bir durumda. önü alinamayacak büyük ola>larla yüz yüze gelmek mümkündü. Umutsuzluk ve acıyla evlerimize doğru yol aldık. Sabahleyin. Zülfü Livaneli'yle yeniden **ne yapabiliriz" diye konuşurken Livaneli. Şe\ket Kazan'ın önceki akşam kendisine. Gebze Cezaevi'nin hazırlanabileceğini ve bunun bir çözüm olabileceğini söylediğini aktardı. Kimseye söylememesi kaydıyla söylenen bu söz. her şeye • İlk aşamada bakanlık olumlu adım atmadığı için bizim tutuklularla görüşmemizin bir anlamı yoktu. Bakan Kazan'ın TV'den yaptığı sert açıklama ve hiç bir uzlaşmaya açık kapı bırakmaması endişelerimizin artmasına neden oldu. Umutsuzluk ve acıyla evlerimize doğru yol aldık. Ancak Livaneli ile Bakan Kazan arasında yapılan gizli görüşme her şeye yeniden başlama imkânı yarattı. Yeniden harekete geçerek tutuklularla görüştük ve uzlaşmayı gerçekleştirdik. yeniden başlama imkânı yarattı. Artık yeniden harekete geçebilirdik. Bir an önce tutuklulara ulaşmak \e Gebze konusunda tutumlannı öğrenmek gerekiyordu. On dört yılını cezaevinde geçirmiş Avukat Eşber Yağmurdercli. tutuklularla görüşmek ve Gebze Cezaevi konusunu onlara aktarmak noktasında bir çözüm yolu olabilirdi. Kendisiyle konuştum. "Ben hemen gitmeye hazınm" dedi. Daha önceki temaslanndan da Gebze Cezaevi'ne tutuklulann "evet" deme olanağı bulunduğunu söyledi. Eşber'in verdiği bilgi. umutlanmak ve harekete geçmek konusunda yeniden bir tutamak olabilirdi Bunun üzerine Zültu Livaneli'yle yeniden konuştum. Livaneli. başsavcıyla temasa geçerek. Eşber Yağmurdereli'nin tutuklularla görüşmek üzere cezaevine girmesini sağladı. Bu arada. Cumhuriyet Başsa\cısı'nın bir müdahaleden endişe ettiğini aktardı. Saat 15.30 civarında Yağmurdereli cezae\ ine girdi. Biz hâlâ, bir müdahale endişesi içindeydik. Tam bu sırada, Refah Partisi İstanbul Milletvekili Bahri Zengin telefonla beni aradı. Kendisinin parti Genel İdare Kurulu toplantısından yeni çıktığını. Başbakan Erbakan'ın ve Adalet Bakanı Şevket Kazan'ın müdahaleden yana olmadıklannı \e bugün kesinlikle müdahale yapılmayacağını tutuklulara duyurmamızı istediklerini söyledi. Aynca. kendisinin bu işin çözümü konusunda her türlü girişime hazır olduğunu da belirtti. Bunu, cezaevindeki tutuklulara ilettik. Saat 17.00 civarında Eşber Yağmurdereli telefonla beni arayarak tutuklularla görüştüğünü \e onlann Gebze Cezaevi konusunda olumlu bir tııtum içinde olduklannı belirtti. Ancak bu tavırlarını. kendilerinin de güvenebileceği bir heyetin oraya gelmesiyle ve gerekli güvenceleri aldıktan sonra açıklayacaklarını söylediklerini aktardı. Bunun üzerine durumu telefonla Bahri Zengin'e ve bu yolla Adalet Bakanı Şevket Kazan'a ilettim. Bahri Zengin hemen Bakan'la görüştü ve bana, Bakan'ın her türlü girişimi yapmaya ve uzlaşmayı sağlamaya hazır olduğunu iletti. Bu haberi tutuklulara iletmesi için Yağmurdereli"ye bildirdim. Bu sırada Zülfü Livaneli. Yaşar Kemal. Ercan Karakaş, Ercan Kanar hemen durumdan haberdaredildi. Tutuklularla uörüşmek üzere cezaev ine geldiler. îçeriye alındılar. Cezaevi kapısına geldiğimde Tabipler Odası Başkanı Prof Dr. Orhan Anoğul ve Prof. Gencay Gürsoy da oradaydılar. Aynca CHP İstanbul iline bağlı tüm ilçe başkanları cezaevi önündeydiler. Sorunun çözümü konusunda duyarlılıklarını ve endişelerini tekrar tekrar belirttiler. Yapabilecekleri ne varsa y apmaya hazır olduklannı söylediler. Cezaev i doktoru son durumu anlartı. Yirmi civarında tutuklunun durumunun oldukça kritik olduğunu. yeni ölümlerin beklenebileceğini söyledi. Prof. Dr. Arıoğul'dan. doktorları hazırlıklı bulundurmasını rica etti. Çapa Tıp Fakültesi'nin de acil müdahaleler için hazırlanmasını istedi. Tutuklularla yeniden görüşüldü. Bakanlık da tutuklulann talebi doğrultusunda Eskişehir Cezaevi'ndeki tutuklulann Ümraniye ve Gebze Cezaevi'ne naklini kabul ettiğini açıkladı. Böyleee uzlaşma sağlandı. Bunun üzerine tutuklularacil taleplennin yerine getirildiğini belirterek ölüm orucuna son vereceklerini açıkladılar. Umutsuz ve çaresiz başlayan bir günün sonunda önemli bir adım atılmış oldu. Tiirkiye. kritik bir konuy u epeyce yara alsa da atlattı. Tabiı sorunlar bıtmedi. 70 güne yaklaşan ölüm orucu tutuklular üzerinde büyük tahribat yarattı. Aynca Türkiye'nin her yerinde olduğu gibi cezaev lerinde de insan hakları konusu aciliyetini koruyor.LJmanz. devlet içinde gerilimi \ e tansiyonu düşürmek konusunda bir aklı selim gelişir. Notlar... Notlar... Operasyon beklenirken anlaşma sağlandı Mİ\ ASE İLKNUR Adalet Bakanı Şevket Ka- zan'ın önceki gün düzenle- dığı basın toplantısındaki tehditkâr konuşması. ceza- ev lerinde operas>on düzen- leneceği beklentisine yol aç- tı. Beklentiden de öte Kazan, müdahale edıleceğini açıkça ilan etti. Kazan'ın bu tavn. ailelerde ve kamuoyunda te- dirgınliğe yol açtı. Çünkü ce- zaev lenne bu aşamada dü- zenlenecek bir operasyonun bilançosu çok agır olabilir- di. Ölüm orucunda dün de 3 kişinin yaşamını yitirmesiy- le 11'e yükselen Ölü sayısı- nın, operasyonla iki hatta üç katına çıkması kaçınılmaz- dı. Çok değil birkaç ay önce Ümraniye Cezaevi'ndeki ey- lemi bitirmek amacıyla jan- dannanın yaptığı operasyo- nun bıraktığı tahribat bellek- lerden silinmedi. Operasyonun öncelikle Bayrampaşa Cezaev i' nde başlayacagı sanıhyordu. Çünkü Kazan da açıklamala- nnda. diğer cezaev lerinin Bayrampaşa'dan yönetildigi- ni açıklamiştı. O nedenle operasyonun her an başlaya- cagı ihtimalini göz önüne alan basın mensuplan Bay- rampaşa Cezaev i önünde sa- bahladılar. Adalet Bakanlıgı'nın iste- ği üzerine dün sabahtan iti- baren hastanelerde hazırlık- larabaşlandı. Anadoluyaka- sında Haydarpaşa Numune Hastanesi. Rumeli yakasın- da ise 6 hastanede bazı kat- lar boşaltıldv. ızinli doktor ve hemşıreler göreve çağrıldı. Jandarmalar hastanelerin önünde yıgılmaya başladı. Haber kısa sürede duyulun- ca yerii v e yabancı basın gö- revlileri de Bayrampaşa Ce- zaevi önüne >ığıldı. Öğlene kadar cezaevi önünde operasyonun başla- yacağını gösterirbirhareket- lenme gözlenmedi. Öğleden önce İstanbul Cumhunyet Başssvcısı Ferzan Çitici ve bir anbulans cezaev ine gir- dj. Ozaevinin kapılan her açıldğında kameralar ve fo- t» müiabirleri. polis barika- tîhın ırkasında ikinci bir ba- rtkat siuşturdular. ! Bu arada. operasyon kor- l^usuıdan olsa gerek cezaevi lâıpıanın açıldığı Tuna Cad- desi'ideki cezaev ine yakın riıluıan kahve ve dükkânlar kfepeıklerinı indirmişlerdi. IJasn mensuplanyla görüşe şjsleı tutuklu ve hükümlü ypkıılarının daha önce şü- rekl i sturup bekleştikleri Öz- lem üraathanesi de dün ka- pilamı açmadı. J Öçleden sonra basın men- sjıpljını hareketlendiren bir »lisne oldu. Birkaç ay ön- cfcsiıe kadar Ümraniye Ce- zâev 'nde hükümlü bulunan ajrukıt Eşber Yağmurdereli, c^zav i önüne geldi. Bir an- cfet erafı basın mensuplan ta- rai'ırdan çevrilen Eşber Yağ- rHurtereü. sadece ölüm oru- c\ınaki eylemcilerle görüş- rpey geldiğini açıkladı. Oy- sk Eşber Yağmurdereli, ce- 2&e\ne gelmeden önce ay- c iTilrdan oluşan sivil inisi- > atı grubu olya el koymuş hfcikmetle görüşmelere baş- lİ-TUiiş ve o cenahtan iyi ni- ytet nasajları alınmıştı. Yağ- murdereli. erken bir açıkla- manın olumsuz sonuçlar do- ğuracağı endişesiyle ketum davranmıştı. Ancak akşam üstü Oral Çalışlar kanalıyla gazetemı- ze gelen haber. görüşmeler- dehaylimesafealındıgını\e eylemin bu gece biteceği yo- lundavdı. Aynı saatlerde ya- zar YaşarKemal. Zülfü Liva- neli, İstanbul Barosu Başka- nı Turgut Kazan ve İstanbul Tabip Odası Başkanı Prof. Dr. Orhan Anoğul. Eşber Yağmurdereli'nin çagnsı üzerine Bayrampaşa Ceza- evi'ne geldiler. Aydınlar ve demokratik kitle kuruluşlan- nın temsilcilerinın cezaevi- ne gelmesiyle operasyon beklentisi yerini uzlaşmaya bıraktı. Akşam saat 19.30sulann- da önce CHP istanbul Mil- lenekili Ercan Karakaş. bir süre sonra da ÖDP MKYK üyesi Genca> Gürso\r . ıçen- den olumlu sinyaller aldık- lannı ve eylemcilerle görüş- mek üzere cezaev ine geldik- lerini açıklayınca umut iyice arttı. Bu arada görüşmeyi haber alan bazı tutuklu yakınları. ÖDP Genel Merkez yöneti- cileri ile partilerinin pasif tu- tumundan yakınan CHP ilçe başkanlan toplu halde ceza- evi önüne geldiler. Tutuklu yakınları yakaladığı gazete- ciden olumlu birkaç sözcük duymak için bitip tükenmek bilmez soruları ardı ardına sıralıyorlardı. Kolu birkaç gün önce polis tarafından kı- nlmı.>bırana"kızım69gün- dür ölüm orucunda. Görü- şüne gitrigimde konuşamı- >ordu. Ne olur ne duyduysa- nızbana da anlatın" dıyerek bizden ferahlatıcı birkaç cümle duymak istiyordu. Po- lis kendisini tanımasın diye kolundan alçısını söküp gel- miştı. L'mut vaat eden sözler duyunca kınk koluna aldır- madan ellerini havaya kaldı- rarak dua etmeye başladı. Bu arada görüşmelerde arabulu- culuk yapan Oral Çalışlar' ın boynuna sanlarak şükran duvgulannı ifadeetti. İçerideki arabulucular dı- şanya çıkmadan. dün sabaha karşı yaşamını yitiren DHKP-Cli Yemüha Ka- >a'nın cenazesini almak üze- re bir ambulans cezaev ine girdi. Birkaç dakika sonra da İstanbul Valisi Rıdvan Veni- şen, açılan kapılardan içeri girdi. Valinin içeri gırmesi uz- laşmanın sağlandığı yönün- de ilk müjdeyi veriyordu. TV ekranlanndan Adalet Bakanı Şevket Kazan'ın an- laşma sağlandığına ilişkin açıklamasıyla vürekleri ağ- zına gelen başta tutuklu ve hükümlü yakınlan rahat bir nefes aldılar. Eylemcilerin karşılanma- sı hiç de zor olmayan v e dev - letin taviz v ermesi anlamına gelmeyecek bu insani ve de- mokratik taleplerine bir haf- ta önce olumlu yanıt venl- seydi. her gün üçer üçer ölen 11 can bugün hayatta olacak- tı. Adalet Bakanı Şev ket Ka- zan'ın siyasi inatlaşması 11 cana mal oldu. 69 gün ölüm orucunda kalan diğer ey lem- cilerin neyine mal olduğu ise tedav i sonrasında görüle- cek... İsviçre'niıı Airih ktntindc kalabalık bir lıalk topluluğu,ellerinde pankartlarla açlıkgre\lerine karşı hükümetin tutumunu protestoetti. Eylenüeryurtdtşına taştıHaber Merkezi - Cezaev lerindeki olayları pro- testo etmek amacıyla önceki gün Ankara'da gerçek- leştirilen gösterilerin ardından dün de Izmir. Ada- na. Zonguldak ve Gaziantep'te çeşitlı protesto gös- terileri yapıldı. Adana'da polisin göstericilere mü- dahalesiyiemeydana gelen olaylarda ıkisı polis 10 kişi yaraİandı. 30 gösterici de gözaltına alındı. Zon- guldak'ta Madenci Anıtı önünde oturma eylemi yapmak isteyen 20 kişı gözahına alındı. Almanya'da da cezaev lerindeki olayları protes- to için Bochum'da bir mitıng gerçekleştirildi. Kölnde yapılmak istenen mıtinge polis izin v erme- di. Eylemcilerle polis arasında çatışma çıktı. 250 kişi gözaltına alındı. Adana'da ölüm olay larını pro- testo etmek için dün Adalet Bakanı Şevket Kazan'a topluca telgraf çekmek isteyen kalabalığa polis en- gel oldu. Adana Büyük Postane önüne yürümek isteyen demokratik kitle örgütü üyeleri. polisin engelle- mesi üzerine "Insanlık onuru işkencevi yenecek" şeklinde slogan atmay a başladı. Bunun üzerine po- lis, kalabalığı copla dağıtmaya çalıştı. Çıkan olay- larda ikisı polis. 10 kişi yaraİandı. Polis. aralarm- da İHD Akdeniz Bölge temsilcısi Metin Çelik ve Genel-İş Sendikası 6. Bölge Şube Başkanı Musta- fa Acar'ın da bulunduğu 30 kişıyi gözaltına aldı. İzmir'de bir grup tutuklu ve hükümlü yakını. ceza- ev lerindeki açlık grev lerine destek v ermek için Ko- nak Alanı'nda oturma eylemi yaptı. Eylemeçeşit- li meslek odaları ve dernek temsilcıleri de destek verdı. Öğle saatlerınde Gümrük Kavşağı'nda bir araya gelen grup pankartlarla Konak Alam'na yü- rüdü. Polis gruptakilerin üzerlerini aradıktan son- ra alana girmelerine izin verdı. Grup Hasan Tah- sın Anıtı önünde oturma eylemi yaptı. İzmir Tabip OdasıBaşkanı Suat Kaptaner'ın konuşmasının ar- dından pandomim gösterisi yapıldı. Göstericiler bir saat süren oturma eylemini ardından olaysız dağıldı. Zonguldak'ta Madenci Anıtı önünde otur- ma eylemi yapmak isteyen 20 kişi gözaltına alın- dı. Gaziantep'te Şehitler Abidesi önünde yapılan protesto aösterisinden sonra eöstericiler olaysız dağıldı. Önceki gün de İsveç'te Tiirk. Kürt ve İsveçlile- rin oluşturduğu yaklaşık 80 kişilık bir grup. İsveç Dışişleri Bakanlığı ile Birleşmiş Milletler'in Stock- holm bürosu önünde gösteri yaptı. Türk hapishanelerindekı koşullann iyıleştiril- mesi ve açlık grevınde bulunanlann isteklerinin yerine getirilnıesı ıçın çe^itli sloganlar atan göste- riciler. daha sonra olaysız dağıldılar. Bu sırada. Tiirkiye Büyükelçiliği'nin. THY'nin ve Türk Tu- rızm Bürosu'nun önünde polis. geni^ güvenlik ön- lemleri aldı. Köln kentinde Türkiye'deki ölüm orucuna tepki amacıyla gerçekleşıirilmek istenen yürüyüşe polis izin vermedi. Kölnde bunun üzerine korsan gös- teri yapmak isteyenlerle polis arasında çatıma çık- tı. 250 kişi gözaltına alındı. Bochum'da gerçekleştirilen mitingde ise olay çıkmadığı bildırildi. Almanya'da Türklere ait iş.- yerleri ve çeşitli kurumlara saldırılar sürüyor. Phi- İıppsburg'da Türklerin işlettığı iki bara. Spaichen- gen'de de bir Türk derneğine molototVokteyli atıl- dı. Saldırıda ölcn ya da yaralananın olmadığı bil- dinldi. Ânalara, son günde de cop OZGUR ULLSOY Açlık grev lerinin son gününde an- neler. çocuklanndan ve görüşmeler- den "bir haber" almak umuduyla Bayrampaşa Cezaev i önünde bekli- yor. Ya da belki hiç haber gelmesin. daha iyi. Bekleyişin adım koymaya ise kimsenin dili varmıyor. Bayrampaşa'nın önüne sabahın erken saatlerinden itibaren teker te- ker toplanmaya başladı analar. Ka- dınlar yine saçlarından sürüklendi. coplandı. Önceki gün öldürülen Tahsin Yılmaz'ın avukatı Sevim Akad'ı, Yılmaz'ın vakınlarını mini- büsün içine topladı polis, "bekledik- leri" için. Zekiye Atmaca. 17 aydır tutuklu olan oğlu Ahmet Atmacadan haber bekliyor: her nasılsa. iyi olduğunu bilnıek istiyordu. "Ankara'da iki ay aşındırmadığıın kapı kalmadı. bü- tün bakanlıklara gittim, altı kere göz altına alındım" diyor Zekiye Ana. "Devlctin büyükleri kendi çocukları için başka yerlerde. Amerika'larda ' yatınm > apıy or. biz çocuklanmızdan haber almak istiyoruz. Dokuz ay kar- nımızda taşıdık çocuklarımızu onla- n görme hakkımız yok mu?" diye de soruyor. "l'ç çocuğum içeride"diye yük- seldi bir başka çığlık. 23 yaşındaki oğlu NesimiRençberve gelini Aylin Rençber Bayraınpaşa'da ölüm oru- cunu sürdürürken, ötekı oğlu. Bü- lent Rençber. Eskişehir Cezaev i'nde kan kusmaya başlamıştı ananın. Porsor Eroğlu'nun oğlu L'ral Eroğlu, "askere gitmeyi reddettiği için" dört ay önce içeri alınmıştı. şimdi o da. "dönüşii olmayan"ölüm orucunda. Ana Sultan Gürlevik. oğlu Hıdır için gelmışti Bayrampaşa'nın önü- ne. "Halkımızı buraya çağınyoruz. gelin bize sahip çıkın" diye haykırdı Gürlevik. Osman Akgün'ün ölüm haberi. İnsan Hakları Derneği'nde bekler- ken geldi buldu annesi Nuriye Ak- gün'ü. Çığlıkları caddeye yükseldi anne Akgün'ün. Ancak Akgün'ün çığlıkları. sağırlığın denizinde bo- öuldu. CHPheyeti Cumhuıiyet'te Cezaevlerindeki açlık grevi ve ölüm orucu konusunda göriiş alışverişinde bulunmak ve karşılıklı bilgilenmek amacıy la CHP İstanbul Milletvekili Altan O>men, PM üyesi Hasan Aydın. İstanbul İl Başkanı Mehmet Ali Özpolat ve il yöneticileri gazetemizi ziyaret etti. Gazetemiz vöneticileriyle bir süre görüşen CHP heveti. cezaevi koşullan. hükümetin ve Adalet Bakanı Şevket Kazan'ın tutumunu değerlendirdiler. (Fotoğraf: UĞ U R G Ü N Y Ü Z HAFTAYA BAKIŞ AHMET TANER K1ŞLALI Suç Kimde? Açlık grevleri... Giderek artan ölümler... Evlat acısı, kardeş acısı, eş ya da sevgili acısı içindeki insanlar... Neden, bazı insanların haksızlığa ve baskıya di- renişi mi? Devletin hoşgörüsüzlüğü ve katılığı mı? Yoksa, eli silahlı örgütlerin, bazı gençleri kendi amaçlan için ölüme zorlamalan mı? Acaba -sevgili Mumcu'nun deyişi ile- gene "bil- gi sahibi olmadan fikir sahibi" mi olduk? Olayda üç taraf var: Tutuklu ve hükümlüler, ai- leleri ve yakınları ve toplum. Ya devlet? Devlet "taraf" değil.. Devlet varsa, toplum adı- na var. "Kendi adına" olamaz! • • • Benim kesinlikle yanında olduğum taraf, aileler ve yakınlar. Çocukları ölüm orucunu isteyerek de yapsa, bu- na zorlanmış da olsa... Devletin ceza ve tutukev- lerindeki tutumu doğru da olsa yanlış da olsa... Hatta çocuklarının o konuma düşmesinde, geç- miş aile içi eğitimdeki hatalar da rol oynamış ol- sa... Tüm bunlar, ölüm orucundakilerdahil, en büyük acıyı o insanların çektiğı gerçeğini değiştirmez! Çocuklarını arayan "Cumartesi Anneleri"r)\r\ acı- lanna yönelik en küçük bir hoşgörüsüzlüğü bile hoşgörebiliyor muyuz? Costa Gavras'ın "Kayıp" filminde, Şili faşizminde kaybolan çocuğunu ara- yan babanın acısı, dünyadaki sayısız "gerçek" olayın sadece küçük bir yansıması değil miydi? "Kayıp "ların yakınlarına verdiğimiz gönül deste- ğini, içerideki çocuklannın ölüm haberini bekleyen insanlardan esirgeyebilir miyiz? • • • Içeridekileri değerlendirirken, çok daha titiz ol- mak gerekiyor. Kimisinin suçu saptanmış, kanıtlanmış ve hü- küm giymiş... Kimisinin isedavası sürüyor; henüz hükümlü değil, tutuklu. Belki de suçsuz! Kimisi ölüm orucu yapıyor,.. Kimisi ise ölüm oru- cu yapmıyor, ama ölüm orucu yapanlar adına ko- nuşuyor. Onlann yakınlanyla ve sağlık görevlileriy- le görüşmesine engel oluyor. Niçin? Hangi hakla? Acaba gerçekten de eli silahlı örgütler, böylece bir taşla iki kuş vurmak peşindeler mi? Böylece hem "ılımlı" ya da "itirafçı" kişilerin ölmelerini, hem de kamuoyuna ve dünyaya karşı bir propaganda öğesi olmalarını sağlamış mı olacaklar? Demek ki, kimisi ölüm orucunu isteyerek yapı- yor... Kimisine ise bu dayatılıyor. Özgür iradesini kullanmasına engel olunuyor. İnsan yaşamını kendi amaçlarına "alet" eden, her türlü düşünceye ve davranışa karşıyım!.. Hiç- bir ideoloji, bazı insanları yaşamlarına son verme- ye zortamayı ve onlann yakınlanna "evlat acısı" ya- şatmayı haklı gösteremez. • • • Gelelim devlete... Devletin varoluş nedeni toplumdur. Devletin en ilkel vetemel görevi, insanları saldırıdan korumak ve suçluyu cezalandırmaktır. Sıvas'ta 37 insanımızın, düşüncesinden dolayı, inancından dolayı çıra gibi yakılmasına seyirci ka- lan devlet suçludur! Taksim'de şeriat bayrağı açana hoşgörü göste- rip, "Cumartesi Anaları"n\ tartaklayan devlet suç- ludur! Cezaevlerini kanlı örgütlerin eğitim alanına çe- virmesine ve oraya "düşenler"\n yaşamları üzerin- de bile karar verir hale gelmesine göz yuman dev- let suçludur! Tutuklu ve hükümlüler de insandır ve insan gibi yaşama hakkına sahiptir. Ama insan gibi yaşamak başkadır, başkalannın insan gibi yaşama hakları- nı ellerinden almaya çalışmak başkadır. Ve güçsüzü koruyamayan, zorbaya engel ola- mayan devlet; giderek varoluş nedenlerini yitir- meye.. yurttaşların tümünün devleti olmaktan çık- maya başlamış demektir. Cezaevlerindeki kötü koşulların düzeltilmesine evet: ama cezaevlerinin "suçevleri"ne dönüş- mesine hayır! DIŞ TEPKİLER İsveç'ten hükümete gizli mektup • İsveç televizyonunun resmi kanallanndan TV l'in haber programında. Avrupa Birliği ülkelerinin dışişleri bakanlarının Türk hükümetine gizli bir mektup gönderdiği açıklandı. Habere göre. mektupta ölüm oruçlarının durdurulması ve hapishanelerdeki koşulların düzeltilmesi için acil olarak önlemler alınması istendi. GL'RHAN IÇKAN STOCKHOLM-Avrupa Birliği ülkelerinin dışişleri bakanlarının Türk hükümetine gizli bir mektup göndererek ölüm oruçlarının durdurulması ve hapishanelerdeki koşulların düzeltilmesi için acil önlemler ahnmasını istedikleri bıldirildi. isveç televizyonunun resmi kanallanndan TV 1 'in haber programı Aktuellt. Avrupa Birliği ülkelerinin dışişleri bakanlannın Türk hükümetine gizli bir mektup gönderdiğini açıkladı. Telev izyonun haberine göre, mektupta ölüm oruçlannın durdurulması ve hapishanelerdeki koşulların düzeltilmesi için acil olarak önlemler alınması istendi. Türkiye'deki son durum konusunda AB bakanlannın duydukları kaygının dile getirildiği mektupta. özellikle şu üç noktanın vurgulandığı bildirildi: "Hapishanelerde tutuklu ve hükümlülerin koşullannın gözden geçirilmesi. Gerekli önlemlerin alınması. Daha fazla ölüm olay lannın olnıasından kaçınılması." İsveç Dışişleri Bakan Yardımcısı Carl Tham. mektupla ilgili olarak Aktuellt'e yaptığı yorumda. "^1ektup oldukça kesin bir kararlılıkla hatta çok büyük bir kararlılıkla formüle edildi. AB bakanlan \e doğal olarak Isveç, Türkiye'deki durum konusunda duyulan kaygıyı açıkça dile getiriyoıiar" dedi.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle