Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
28 TEMMUZ 1996 PAZAR CUMHURİYET SAYFA
HABERLER
P a z a r I ı ğ ı n p e r d e a r k a s ı
Umutsıızhıktaıı uzlaşmaya doğnı
ORAL ÇALIŞLAR
Yaşar Kemal \e Zülfü Livaneli önceki
akşam saat 18.00 sıralannda
Cumhuriyet Başsavcısı Ferzan
Çitici'nin yanından çıktıklannda her
şey çok umutsuz görünüyordu. Yaşar
Kemal ve Zülfü Livaneli, talebin bir
noktada yoğunlaştığını. bunun da.
tutuklulann Eskişehir'den İstanbul'a
nakli olduğunu anlattılar. Bu konuda
Bakanlık bir adım atmazsa tutuklulara
gitmenin anlamsız olduğu ortadaydı.
Biz tam bunları konuşurken Adalet
Bakanı Şevket Kazan'ın sert
açıklaması TV ekranlanna yansıdı. Hiç
bir uzlaşmaya açık kapı bırakmayan bu
turum endişelerimizi iyice arttırdı.
Hepimizi. cezaevlerine yapılacak bir
müdahale korkusu sarmıştı. Çünkü
böyle bir durumda. önü alinamayacak
büyük ola>larla yüz yüze gelmek
mümkündü. Umutsuzluk ve acıyla
evlerimize doğru yol aldık.
Sabahleyin. Zülfü Livaneli'yle yeniden
**ne yapabiliriz" diye konuşurken
Livaneli. Şe\ket Kazan'ın önceki
akşam kendisine. Gebze Cezaevi'nin
hazırlanabileceğini ve bunun bir
çözüm olabileceğini söylediğini
aktardı. Kimseye söylememesi
kaydıyla söylenen bu söz. her şeye
• İlk aşamada bakanlık olumlu adım atmadığı için bizim tutuklularla görüşmemizin bir anlamı
yoktu. Bakan Kazan'ın TV'den yaptığı sert açıklama ve hiç bir uzlaşmaya açık kapı bırakmaması
endişelerimizin artmasına neden oldu. Umutsuzluk ve acıyla evlerimize doğru yol aldık. Ancak
Livaneli ile Bakan Kazan arasında yapılan gizli görüşme her şeye yeniden başlama imkânı yarattı.
Yeniden harekete geçerek tutuklularla görüştük ve uzlaşmayı gerçekleştirdik.
yeniden başlama imkânı yarattı.
Artık yeniden harekete geçebilirdik.
Bir an önce tutuklulara ulaşmak \e
Gebze konusunda tutumlannı
öğrenmek gerekiyordu. On dört yılını
cezaevinde geçirmiş Avukat Eşber
Yağmurdercli. tutuklularla görüşmek
ve Gebze Cezaevi konusunu onlara
aktarmak noktasında bir çözüm yolu
olabilirdi. Kendisiyle konuştum. "Ben
hemen gitmeye hazınm" dedi. Daha
önceki temaslanndan da Gebze
Cezaevi'ne tutuklulann "evet" deme
olanağı bulunduğunu söyledi.
Eşber'in verdiği bilgi. umutlanmak ve
harekete geçmek konusunda yeniden
bir tutamak olabilirdi
Bunun üzerine Zültu Livaneli'yle
yeniden konuştum. Livaneli.
başsavcıyla temasa geçerek. Eşber
Yağmurdereli'nin tutuklularla
görüşmek üzere cezaevine girmesini
sağladı. Bu arada. Cumhuriyet
Başsa\cısı'nın bir müdahaleden endişe
ettiğini aktardı. Saat 15.30 civarında
Yağmurdereli cezae\ ine girdi. Biz
hâlâ, bir müdahale endişesi içindeydik.
Tam bu sırada, Refah Partisi İstanbul
Milletvekili Bahri Zengin telefonla
beni aradı. Kendisinin parti Genel
İdare Kurulu toplantısından yeni
çıktığını. Başbakan Erbakan'ın ve
Adalet Bakanı Şevket Kazan'ın
müdahaleden yana olmadıklannı \e
bugün kesinlikle müdahale
yapılmayacağını tutuklulara
duyurmamızı istediklerini söyledi.
Aynca. kendisinin bu işin çözümü
konusunda her türlü girişime hazır
olduğunu da belirtti. Bunu,
cezaevindeki tutuklulara ilettik.
Saat 17.00 civarında Eşber
Yağmurdereli telefonla beni arayarak
tutuklularla görüştüğünü \e onlann
Gebze Cezaevi konusunda olumlu bir
tııtum içinde olduklannı belirtti.
Ancak bu tavırlarını. kendilerinin de
güvenebileceği bir heyetin oraya
gelmesiyle ve gerekli güvenceleri
aldıktan sonra açıklayacaklarını
söylediklerini aktardı. Bunun üzerine
durumu telefonla Bahri Zengin'e ve bu
yolla Adalet Bakanı Şevket Kazan'a
ilettim. Bahri Zengin hemen Bakan'la
görüştü ve bana, Bakan'ın her türlü
girişimi yapmaya ve uzlaşmayı
sağlamaya hazır olduğunu iletti. Bu
haberi tutuklulara iletmesi için
Yağmurdereli"ye bildirdim. Bu sırada
Zülfü Livaneli. Yaşar Kemal. Ercan
Karakaş, Ercan Kanar hemen
durumdan haberdaredildi. Tutuklularla
uörüşmek üzere cezaev ine geldiler.
îçeriye alındılar.
Cezaevi kapısına geldiğimde Tabipler
Odası Başkanı Prof Dr. Orhan Anoğul
ve Prof. Gencay Gürsoy da oradaydılar.
Aynca CHP İstanbul iline bağlı tüm
ilçe başkanları cezaevi önündeydiler.
Sorunun çözümü konusunda
duyarlılıklarını ve endişelerini tekrar
tekrar belirttiler. Yapabilecekleri ne
varsa y apmaya hazır olduklannı
söylediler. Cezaev i doktoru son
durumu anlartı. Yirmi civarında
tutuklunun durumunun oldukça kritik
olduğunu. yeni ölümlerin
beklenebileceğini söyledi. Prof. Dr.
Arıoğul'dan. doktorları hazırlıklı
bulundurmasını rica etti. Çapa Tıp
Fakültesi'nin de acil müdahaleler için
hazırlanmasını istedi.
Tutuklularla yeniden görüşüldü.
Bakanlık da tutuklulann talebi
doğrultusunda Eskişehir Cezaevi'ndeki
tutuklulann Ümraniye ve Gebze
Cezaevi'ne naklini kabul ettiğini
açıkladı. Böyleee uzlaşma sağlandı.
Bunun üzerine tutuklularacil
taleplennin yerine getirildiğini
belirterek ölüm orucuna son
vereceklerini açıkladılar.
Umutsuz ve çaresiz başlayan
bir günün sonunda önemli bir adım
atılmış oldu. Tiirkiye. kritik bir konuy u
epeyce yara alsa da atlattı. Tabiı
sorunlar bıtmedi. 70 güne yaklaşan
ölüm orucu tutuklular üzerinde büyük
tahribat yarattı. Aynca Türkiye'nin her
yerinde olduğu gibi cezaev lerinde de
insan hakları konusu aciliyetini
koruyor.LJmanz. devlet içinde gerilimi
\ e tansiyonu düşürmek konusunda bir
aklı selim gelişir.
Notlar... Notlar...
Operasyon
beklenirken
anlaşma sağlandı
Mİ\ ASE İLKNUR
Adalet Bakanı Şevket Ka-
zan'ın önceki gün düzenle-
dığı basın toplantısındaki
tehditkâr konuşması. ceza-
ev lerinde operas>on düzen-
leneceği beklentisine yol aç-
tı. Beklentiden de öte Kazan,
müdahale edıleceğini açıkça
ilan etti. Kazan'ın bu tavn.
ailelerde ve kamuoyunda te-
dirgınliğe yol açtı. Çünkü ce-
zaev lenne bu aşamada dü-
zenlenecek bir operasyonun
bilançosu çok agır olabilir-
di. Ölüm orucunda dün de 3
kişinin yaşamını yitirmesiy-
le 11'e yükselen Ölü sayısı-
nın, operasyonla iki hatta üç
katına çıkması kaçınılmaz-
dı.
Çok değil birkaç ay önce
Ümraniye Cezaevi'ndeki ey-
lemi bitirmek amacıyla jan-
dannanın yaptığı operasyo-
nun bıraktığı tahribat bellek-
lerden silinmedi.
Operasyonun öncelikle
Bayrampaşa Cezaev i' nde
başlayacagı sanıhyordu.
Çünkü Kazan da açıklamala-
nnda. diğer cezaev lerinin
Bayrampaşa'dan yönetildigi-
ni açıklamiştı. O nedenle
operasyonun her an başlaya-
cagı ihtimalini göz önüne
alan basın mensuplan Bay-
rampaşa Cezaev i önünde sa-
bahladılar.
Adalet Bakanlıgı'nın iste-
ği üzerine dün sabahtan iti-
baren hastanelerde hazırlık-
larabaşlandı. Anadoluyaka-
sında Haydarpaşa Numune
Hastanesi. Rumeli yakasın-
da ise 6 hastanede bazı kat-
lar boşaltıldv. ızinli doktor ve
hemşıreler göreve çağrıldı.
Jandarmalar hastanelerin
önünde yıgılmaya başladı.
Haber kısa sürede duyulun-
ca yerii v e yabancı basın gö-
revlileri de Bayrampaşa Ce-
zaevi önüne >ığıldı.
Öğlene kadar cezaevi
önünde operasyonun başla-
yacağını gösterirbirhareket-
lenme gözlenmedi. Öğleden
önce İstanbul Cumhunyet
Başssvcısı Ferzan Çitici ve
bir anbulans cezaev ine gir-
dj. Ozaevinin kapılan her
açıldğında kameralar ve fo-
t» müiabirleri. polis barika-
tîhın ırkasında ikinci bir ba-
rtkat siuşturdular.
! Bu arada. operasyon kor-
l^usuıdan olsa gerek cezaevi
lâıpıanın açıldığı Tuna Cad-
desi'ideki cezaev ine yakın
riıluıan kahve ve dükkânlar
kfepeıklerinı indirmişlerdi.
IJasn mensuplanyla görüşe
şjsleı tutuklu ve hükümlü
ypkıılarının daha önce şü-
rekl i sturup bekleştikleri Öz-
lem üraathanesi de dün ka-
pilamı açmadı.
J Öçleden sonra basın men-
sjıpljını hareketlendiren bir
»lisne oldu. Birkaç ay ön-
cfcsiıe kadar Ümraniye Ce-
zâev 'nde hükümlü bulunan
ajrukıt Eşber Yağmurdereli,
c^zav i önüne geldi. Bir an-
cfet erafı basın mensuplan ta-
rai'ırdan çevrilen Eşber Yağ-
rHurtereü. sadece ölüm oru-
c\ınaki eylemcilerle görüş-
rpey geldiğini açıkladı. Oy-
sk Eşber Yağmurdereli, ce-
2&e\ne gelmeden önce ay-
c iTilrdan oluşan sivil inisi-
> atı grubu olya el koymuş
hfcikmetle görüşmelere baş-
lİ-TUiiş ve o cenahtan iyi ni-
ytet nasajları alınmıştı. Yağ-
murdereli. erken bir açıkla-
manın olumsuz sonuçlar do-
ğuracağı endişesiyle ketum
davranmıştı.
Ancak akşam üstü Oral
Çalışlar kanalıyla gazetemı-
ze gelen haber. görüşmeler-
dehaylimesafealındıgını\e
eylemin bu gece biteceği yo-
lundavdı. Aynı saatlerde ya-
zar YaşarKemal. Zülfü Liva-
neli, İstanbul Barosu Başka-
nı Turgut Kazan ve İstanbul
Tabip Odası Başkanı Prof.
Dr. Orhan Anoğul. Eşber
Yağmurdereli'nin çagnsı
üzerine Bayrampaşa Ceza-
evi'ne geldiler. Aydınlar ve
demokratik kitle kuruluşlan-
nın temsilcilerinın cezaevi-
ne gelmesiyle operasyon
beklentisi yerini uzlaşmaya
bıraktı.
Akşam saat 19.30sulann-
da önce CHP istanbul Mil-
lenekili Ercan Karakaş. bir
süre sonra da ÖDP MKYK
üyesi Genca> Gürso\r
. ıçen-
den olumlu sinyaller aldık-
lannı ve eylemcilerle görüş-
mek üzere cezaev ine geldik-
lerini açıklayınca umut iyice
arttı.
Bu arada görüşmeyi haber
alan bazı tutuklu yakınları.
ÖDP Genel Merkez yöneti-
cileri ile partilerinin pasif tu-
tumundan yakınan CHP ilçe
başkanlan toplu halde ceza-
evi önüne geldiler. Tutuklu
yakınları yakaladığı gazete-
ciden olumlu birkaç sözcük
duymak için bitip tükenmek
bilmez soruları ardı ardına
sıralıyorlardı. Kolu birkaç
gün önce polis tarafından kı-
nlmı.>bırana"kızım69gün-
dür ölüm orucunda. Görü-
şüne gitrigimde konuşamı-
>ordu. Ne olur ne duyduysa-
nızbana da anlatın" dıyerek
bizden ferahlatıcı birkaç
cümle duymak istiyordu. Po-
lis kendisini tanımasın diye
kolundan alçısını söküp gel-
miştı. L'mut vaat eden sözler
duyunca kınk koluna aldır-
madan ellerini havaya kaldı-
rarak dua etmeye başladı. Bu
arada görüşmelerde arabulu-
culuk yapan Oral Çalışlar' ın
boynuna sanlarak şükran
duvgulannı ifadeetti.
İçerideki arabulucular dı-
şanya çıkmadan. dün sabaha
karşı yaşamını yitiren
DHKP-Cli Yemüha Ka-
>a'nın cenazesini almak üze-
re bir ambulans cezaev ine
girdi. Birkaç dakika sonra da
İstanbul Valisi Rıdvan Veni-
şen, açılan kapılardan içeri
girdi.
Valinin içeri gırmesi uz-
laşmanın sağlandığı yönün-
de ilk müjdeyi veriyordu.
TV ekranlanndan Adalet
Bakanı Şevket Kazan'ın an-
laşma sağlandığına ilişkin
açıklamasıyla vürekleri ağ-
zına gelen başta tutuklu ve
hükümlü yakınlan rahat bir
nefes aldılar.
Eylemcilerin karşılanma-
sı hiç de zor olmayan v e dev -
letin taviz v ermesi anlamına
gelmeyecek bu insani ve de-
mokratik taleplerine bir haf-
ta önce olumlu yanıt venl-
seydi. her gün üçer üçer ölen
11 can bugün hayatta olacak-
tı. Adalet Bakanı Şev ket Ka-
zan'ın siyasi inatlaşması 11
cana mal oldu. 69 gün ölüm
orucunda kalan diğer ey lem-
cilerin neyine mal olduğu ise
tedav i sonrasında görüle-
cek...
İsviçre'niıı Airih ktntindc kalabalık bir lıalk topluluğu,ellerinde pankartlarla açlıkgre\lerine karşı hükümetin tutumunu protestoetti.
Eylenüeryurtdtşına taştıHaber Merkezi - Cezaev lerindeki olayları pro-
testo etmek amacıyla önceki gün Ankara'da gerçek-
leştirilen gösterilerin ardından dün de Izmir. Ada-
na. Zonguldak ve Gaziantep'te çeşitlı protesto gös-
terileri yapıldı. Adana'da polisin göstericilere mü-
dahalesiyiemeydana gelen olaylarda ıkisı polis 10
kişi yaraİandı. 30 gösterici de gözaltına alındı. Zon-
guldak'ta Madenci Anıtı önünde oturma eylemi
yapmak isteyen 20 kişı gözahına alındı.
Almanya'da da cezaev lerindeki olayları protes-
to için Bochum'da bir mitıng gerçekleştirildi.
Kölnde yapılmak istenen mıtinge polis izin v erme-
di. Eylemcilerle polis arasında çatışma çıktı. 250
kişi gözaltına alındı. Adana'da ölüm olay larını pro-
testo etmek için dün Adalet Bakanı Şevket Kazan'a
topluca telgraf çekmek isteyen kalabalığa polis en-
gel oldu.
Adana Büyük Postane önüne yürümek isteyen
demokratik kitle örgütü üyeleri. polisin engelle-
mesi üzerine "Insanlık onuru işkencevi yenecek"
şeklinde slogan atmay a başladı. Bunun üzerine po-
lis, kalabalığı copla dağıtmaya çalıştı. Çıkan olay-
larda ikisı polis. 10 kişi yaraİandı. Polis. aralarm-
da İHD Akdeniz Bölge temsilcısi Metin Çelik ve
Genel-İş Sendikası 6. Bölge Şube Başkanı Musta-
fa Acar'ın da bulunduğu 30 kişıyi gözaltına aldı.
İzmir'de bir grup tutuklu ve hükümlü yakını. ceza-
ev lerindeki açlık grev lerine destek v ermek için Ko-
nak Alanı'nda oturma eylemi yaptı. Eylemeçeşit-
li meslek odaları ve dernek temsilcıleri de destek
verdı. Öğle saatlerınde Gümrük Kavşağı'nda bir
araya gelen grup pankartlarla Konak Alam'na yü-
rüdü. Polis gruptakilerin üzerlerini aradıktan son-
ra alana girmelerine izin verdı. Grup Hasan Tah-
sın Anıtı önünde oturma eylemi yaptı. İzmir Tabip
OdasıBaşkanı Suat Kaptaner'ın konuşmasının ar-
dından pandomim gösterisi yapıldı. Göstericiler
bir saat süren oturma eylemini ardından olaysız
dağıldı. Zonguldak'ta Madenci Anıtı önünde otur-
ma eylemi yapmak isteyen 20 kişi gözaltına alın-
dı. Gaziantep'te Şehitler Abidesi önünde yapılan
protesto aösterisinden sonra eöstericiler olaysız
dağıldı.
Önceki gün de İsveç'te Tiirk. Kürt ve İsveçlile-
rin oluşturduğu yaklaşık 80 kişilık bir grup. İsveç
Dışişleri Bakanlığı ile Birleşmiş Milletler'in Stock-
holm bürosu önünde gösteri yaptı.
Türk hapishanelerindekı koşullann iyıleştiril-
mesi ve açlık grevınde bulunanlann isteklerinin
yerine getirilnıesı ıçın çe^itli sloganlar atan göste-
riciler. daha sonra olaysız dağıldılar. Bu sırada.
Tiirkiye Büyükelçiliği'nin. THY'nin ve Türk Tu-
rızm Bürosu'nun önünde polis. geni^ güvenlik ön-
lemleri aldı.
Köln kentinde Türkiye'deki ölüm orucuna tepki
amacıyla gerçekleşıirilmek istenen yürüyüşe polis
izin vermedi. Kölnde bunun üzerine korsan gös-
teri yapmak isteyenlerle polis arasında çatıma çık-
tı. 250 kişi gözaltına alındı.
Bochum'da gerçekleştirilen mitingde ise olay
çıkmadığı bildırildi. Almanya'da Türklere ait iş.-
yerleri ve çeşitli kurumlara saldırılar sürüyor. Phi-
İıppsburg'da Türklerin işlettığı iki bara. Spaichen-
gen'de de bir Türk derneğine molototVokteyli atıl-
dı. Saldırıda ölcn ya da yaralananın olmadığı bil-
dinldi.
Ânalara, son günde de cop
OZGUR ULLSOY
Açlık grev lerinin son gününde an-
neler. çocuklanndan ve görüşmeler-
den "bir haber" almak umuduyla
Bayrampaşa Cezaev i önünde bekli-
yor. Ya da belki hiç haber gelmesin.
daha iyi. Bekleyişin adım koymaya
ise kimsenin dili varmıyor.
Bayrampaşa'nın önüne sabahın
erken saatlerinden itibaren teker te-
ker toplanmaya başladı analar. Ka-
dınlar yine saçlarından sürüklendi.
coplandı. Önceki gün öldürülen
Tahsin Yılmaz'ın avukatı Sevim
Akad'ı, Yılmaz'ın vakınlarını mini-
büsün içine topladı polis, "bekledik-
leri" için.
Zekiye Atmaca. 17 aydır tutuklu
olan oğlu Ahmet Atmacadan haber
bekliyor: her nasılsa. iyi olduğunu
bilnıek istiyordu. "Ankara'da iki ay
aşındırmadığıın kapı kalmadı. bü-
tün bakanlıklara gittim, altı kere göz
altına alındım" diyor Zekiye Ana.
"Devlctin büyükleri kendi çocukları
için başka yerlerde. Amerika'larda
' yatınm > apıy or. biz çocuklanmızdan
haber almak istiyoruz. Dokuz ay kar-
nımızda taşıdık çocuklarımızu onla-
n görme hakkımız yok mu?" diye
de soruyor.
"l'ç çocuğum içeride"diye yük-
seldi bir başka çığlık. 23 yaşındaki
oğlu NesimiRençberve gelini Aylin
Rençber Bayraınpaşa'da ölüm oru-
cunu sürdürürken, ötekı oğlu. Bü-
lent Rençber. Eskişehir Cezaev i'nde
kan kusmaya başlamıştı ananın.
Porsor Eroğlu'nun oğlu L'ral
Eroğlu, "askere gitmeyi reddettiği
için" dört ay önce içeri alınmıştı.
şimdi o da. "dönüşii olmayan"ölüm
orucunda.
Ana Sultan Gürlevik. oğlu Hıdır
için gelmışti Bayrampaşa'nın önü-
ne. "Halkımızı buraya çağınyoruz.
gelin bize sahip çıkın" diye haykırdı
Gürlevik.
Osman Akgün'ün ölüm haberi.
İnsan Hakları Derneği'nde bekler-
ken geldi buldu annesi Nuriye Ak-
gün'ü. Çığlıkları caddeye yükseldi
anne Akgün'ün. Ancak Akgün'ün
çığlıkları. sağırlığın denizinde bo-
öuldu.
CHPheyeti
Cumhuıiyet'te
Cezaevlerindeki açlık grevi ve ölüm
orucu konusunda göriiş
alışverişinde bulunmak ve karşılıklı
bilgilenmek amacıy la CHP İstanbul
Milletvekili Altan O>men, PM üyesi
Hasan Aydın. İstanbul İl Başkanı
Mehmet Ali Özpolat ve il
yöneticileri gazetemizi ziyaret etti.
Gazetemiz vöneticileriyle bir süre
görüşen CHP heveti. cezaevi
koşullan. hükümetin ve Adalet
Bakanı Şevket Kazan'ın tutumunu
değerlendirdiler.
(Fotoğraf: UĞ U R G Ü N Y Ü Z
HAFTAYA BAKIŞ
AHMET TANER K1ŞLALI
Suç Kimde?
Açlık grevleri... Giderek artan ölümler... Evlat
acısı, kardeş acısı, eş ya da sevgili acısı içindeki
insanlar...
Neden, bazı insanların haksızlığa ve baskıya di-
renişi mi?
Devletin hoşgörüsüzlüğü ve katılığı mı?
Yoksa, eli silahlı örgütlerin, bazı gençleri kendi
amaçlan için ölüme zorlamalan mı?
Acaba -sevgili Mumcu'nun deyişi ile- gene "bil-
gi sahibi olmadan fikir sahibi" mi olduk?
Olayda üç taraf var: Tutuklu ve hükümlüler, ai-
leleri ve yakınları ve toplum.
Ya devlet?
Devlet "taraf" değil.. Devlet varsa, toplum adı-
na var. "Kendi adına" olamaz!
• • •
Benim kesinlikle yanında olduğum taraf, aileler
ve yakınlar.
Çocukları ölüm orucunu isteyerek de yapsa, bu-
na zorlanmış da olsa... Devletin ceza ve tutukev-
lerindeki tutumu doğru da olsa yanlış da olsa...
Hatta çocuklarının o konuma düşmesinde, geç-
miş aile içi eğitimdeki hatalar da rol oynamış ol-
sa...
Tüm bunlar, ölüm orucundakilerdahil, en büyük
acıyı o insanların çektiğı gerçeğini değiştirmez!
Çocuklarını arayan "Cumartesi Anneleri"r)\r\ acı-
lanna yönelik en küçük bir hoşgörüsüzlüğü bile
hoşgörebiliyor muyuz? Costa Gavras'ın "Kayıp"
filminde, Şili faşizminde kaybolan çocuğunu ara-
yan babanın acısı, dünyadaki sayısız "gerçek"
olayın sadece küçük bir yansıması değil miydi?
"Kayıp "ların yakınlarına verdiğimiz gönül deste-
ğini, içerideki çocuklannın ölüm haberini bekleyen
insanlardan esirgeyebilir miyiz?
• • •
Içeridekileri değerlendirirken, çok daha titiz ol-
mak gerekiyor.
Kimisinin suçu saptanmış, kanıtlanmış ve hü-
küm giymiş... Kimisinin isedavası sürüyor; henüz
hükümlü değil, tutuklu. Belki de suçsuz!
Kimisi ölüm orucu yapıyor,.. Kimisi ise ölüm oru-
cu yapmıyor, ama ölüm orucu yapanlar adına ko-
nuşuyor. Onlann yakınlanyla ve sağlık görevlileriy-
le görüşmesine engel oluyor.
Niçin?
Hangi hakla?
Acaba gerçekten de eli silahlı örgütler, böylece
bir taşla iki kuş vurmak peşindeler mi? Böylece
hem "ılımlı" ya da "itirafçı" kişilerin ölmelerini, hem
de kamuoyuna ve dünyaya karşı bir propaganda
öğesi olmalarını sağlamış mı olacaklar?
Demek ki, kimisi ölüm orucunu isteyerek yapı-
yor... Kimisine ise bu dayatılıyor. Özgür iradesini
kullanmasına engel olunuyor.
İnsan yaşamını kendi amaçlarına "alet" eden,
her türlü düşünceye ve davranışa karşıyım!.. Hiç-
bir ideoloji, bazı insanları yaşamlarına son verme-
ye zortamayı ve onlann yakınlanna "evlat acısı" ya-
şatmayı haklı gösteremez.
• • •
Gelelim devlete...
Devletin varoluş nedeni toplumdur. Devletin en
ilkel vetemel görevi, insanları saldırıdan korumak
ve suçluyu cezalandırmaktır.
Sıvas'ta 37 insanımızın, düşüncesinden dolayı,
inancından dolayı çıra gibi yakılmasına seyirci ka-
lan devlet suçludur!
Taksim'de şeriat bayrağı açana hoşgörü göste-
rip, "Cumartesi Anaları"n\ tartaklayan devlet suç-
ludur!
Cezaevlerini kanlı örgütlerin eğitim alanına çe-
virmesine ve oraya "düşenler"\n yaşamları üzerin-
de bile karar verir hale gelmesine göz yuman dev-
let suçludur!
Tutuklu ve hükümlüler de insandır ve insan gibi
yaşama hakkına sahiptir. Ama insan gibi yaşamak
başkadır, başkalannın insan gibi yaşama hakları-
nı ellerinden almaya çalışmak başkadır.
Ve güçsüzü koruyamayan, zorbaya engel ola-
mayan devlet; giderek varoluş nedenlerini yitir-
meye.. yurttaşların tümünün devleti olmaktan çık-
maya başlamış demektir.
Cezaevlerindeki kötü koşulların düzeltilmesine
evet: ama cezaevlerinin "suçevleri"ne dönüş-
mesine hayır!
DIŞ TEPKİLER
İsveç'ten
hükümete
gizli mektup
• İsveç televizyonunun resmi kanallanndan
TV l'in haber programında. Avrupa Birliği
ülkelerinin dışişleri bakanlarının Türk hükümetine
gizli bir mektup gönderdiği açıklandı. Habere göre.
mektupta ölüm oruçlarının durdurulması ve
hapishanelerdeki koşulların düzeltilmesi için acil
olarak önlemler alınması istendi.
GL'RHAN IÇKAN
STOCKHOLM-Avrupa
Birliği ülkelerinin
dışişleri bakanlarının Türk
hükümetine gizli bir
mektup göndererek ölüm
oruçlarının durdurulması
ve hapishanelerdeki
koşulların düzeltilmesi
için acil önlemler
ahnmasını istedikleri
bıldirildi.
isveç televizyonunun
resmi kanallanndan TV
1 'in haber programı
Aktuellt. Avrupa Birliği
ülkelerinin dışişleri
bakanlannın Türk
hükümetine gizli bir
mektup gönderdiğini
açıkladı. Telev izyonun
haberine göre, mektupta
ölüm oruçlannın
durdurulması ve
hapishanelerdeki
koşulların düzeltilmesi
için acil olarak önlemler
alınması istendi.
Türkiye'deki son durum
konusunda AB
bakanlannın duydukları
kaygının dile getirildiği
mektupta. özellikle şu üç
noktanın vurgulandığı
bildirildi:
"Hapishanelerde tutuklu
ve hükümlülerin
koşullannın gözden
geçirilmesi. Gerekli
önlemlerin alınması.
Daha fazla ölüm
olay lannın olnıasından
kaçınılması."
İsveç Dışişleri Bakan
Yardımcısı Carl Tham.
mektupla ilgili olarak
Aktuellt'e yaptığı
yorumda. "^1ektup
oldukça kesin bir
kararlılıkla hatta çok
büyük bir kararlılıkla
formüle edildi.
AB bakanlan \e doğal
olarak Isveç, Türkiye'deki
durum konusunda
duyulan kaygıyı açıkça
dile getiriyoıiar" dedi.