Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
SAYFA CUMHURİYET 27 TEMMUZ 1996 CUMARTESİ
HABERLER
Deminel
Antalya'ya
gidiyor
• ANTALYA(AA)-
Cumhurbaşkanı Sülevman
Demırerin 30 temmuz salı
«ünü AntaKa'da bazı
temel atma \e açılış
törenlerine katılacağı
bildirildi. Antalva
Valıliği'nden yapılan
açıklamaya göre Demırel.
Antal\a foptancı Sebze \e
Pkleyve Hali. Akdeniz
LJni\en>iteM Hastanesi ile
Özkaymak Marina Oteli'ni
rıiznıete açacak. Antalva
Bü\ükşehir Beledıvesi'ne
ait 3 bin kişılik Kongre ve
Fuar Merkezi'ninde
temelini atacak olan
Demirel. 24 ağustos
tarihindede Kemer
ilçesinın Beldibi
me\kiindee>ki Devlet
Bakanı Mehmet Ali
Yılmaz'a aıt "Club Zigana
Tatil Köyü"nii hızmete
açacak
Denizcilik
Bakanlığı
kuruluyor
• ANKARA
(Cumhurivet Bürosu) -
Devlet Bakanı Gürcan
Dağdaş. Denizcilik
Müsteşarlığı'nın Bakanlık
olarak teşkilatlandırılması
içın uzlaşmanın
sağlandığını belirterek.
"Denizcilik Bakanltğı'nm
oluşturulmasında geç
kalınmıştır. ancak inşallah
bunu bu dönemde
gerçekleştireceğiz" dedi.
Bakan Dağday Denizcilik
Müsteşarlığı'ndaki
makamında C'engız
Kaptanoğlu
başkanlığındaki Deniz
Ticaret Odası heyeiini
kabulünde vaptığı
konuşnıada. ülkenin
kaynak ara\ ı>ı ıçinde
olduğunu. ancak bunıın
borçla sağlananıavaeağım
belirterek "kaynağın
gerçek adresi. ülke
coörafyası \e denizlerdir '
dedi.
MED TV'ye
Yunan desteği
• LEFKO!>A(AA)-
Yasadışı bölücü örgütün
sesi durunıundaki MED
TVnin, 2 Temmuz 19%
tarihinde Polonya'nın
uydu anlaşmasını ıptal
etmesi üzerine. bu kez
Yunanistan üzerinden
yayın vapmaya
hazırlandtğı bildirildi.
Merkezi Lefkoşa'da
bulunan Uluslaıarası
ilişkiler Ajansı'nın (INAF)
haberinde. Yunanistan'ın
bölücü teröristlere
sağladığı destek \e
imkânlara dikkat
çekilerek. Yunanistan'ın
MED T\"nin yenıden
yayına başlamasına
sağladığı imkâniarın teröre
destek verirtutumuvla
paralel olduğu \urgulandi.
Karakaş'tan
soru önergesi
• ANKARA
(Cumhurhet Bürosu) -
CHP İstanbul Mıiletvekilı
Ercan Karakaş. gecen yıl
yapılan anavasa
değişikliği ile yurtdışında
yaşayan Türk
vatandaşlarının da
seçimlerde ov
kullanmaları hakkının
getirildığini hatırlatarak.
Dışişleri Bakanı
Tansıı Çiller'e, bu konuda
yabancı ülkelerle
müzakerelerin başlatılıp
başlatılmadığını sordu.
Seçimlerde. temsilcilik
dışjndaki okul gibi
mekânlarda sandık
kurulabilmesi için ciddi
müzakereler yapılması
gerektiğine işaret eden
Karakaş. bu müzakerelere
başlandıysa hangi
diizeyde ve hangi ülkelerin
vetkililenvle
görüşüldüğünü. elde
edilen sonuçların ne
olduğunu sordu.
Tacikistan'aEnver
Paşa heyeti
ANKARA (Cumhuri>et
Bürosu) - De\ let Bakanı
Abdullah üül. 4 Ağustos
1922'de Tacikistan"da
öldüriilen tnver Paşanın
mezannın Türkiye'ye
getirilmesi için bir he>etitı
Tacikıstan'a gittiğini
bildirdi. Gül, Enver
Paşa'nın ölümünün 74.
yılında İstanbul'da
Hürrivet-i Ebediye
tepesinde yaptınlan
mezarına defnediieceğini
açıkladı.
Gül, dün yaptığı yazılı
açıklamada. mezarı
Tacikistan'dan getirecek
heyeti n başında
Cumhurbaskanlığı
başdanı^manlarından
Münif İslamoğlu olduğunu
belirtti.
CHP'libaşkandan DSP'libaşkana suçlama
İstanbul Haber Servisi- CHP K.Ü-
çükçekmece Ilçe Başkanı BehmanŞay-
bak. DSP'li Beledive Başkanı Ntıret-
tin Şen'i. işlediği suçları örtme>e ça-
lışmakla suçladı. Şen'i. "doğa düş-
manı, insanlık düşmanı, kültür ve ta-
rih düşmanı" ılan eden Behman Şay-
bak. Başkan Nurenın Şen"in Küçük-
çekmece Beledıve Başkanlığı döne-
minde "*rüşvet, kaçak yapılaşma gibi
ola>lanıkatıldığını" iddıaetti. Şaybak.
Başkan Şen'i tüm ıddiaları tartışmak
üzere bir açıkoturuma çaöırdı.
Şavbak. dün CHP İstanbul ll Baş-
kanı Mehmet Ali Ozpolat ve İstanbul
Mıilet\ekıli Ahmet Gürvüz Ketenci
ile bırlıkte düzenledıği toplantıda. ıki
hafta önce yaptığı açıklamada. Şen
hakkında rüşvet. kaçak vapılaşmayı
teşvik veyolsuzluk suçları ileilgili id-
dialardabulunmuştu. Şavbak. Başkan
Şen'ın Lendisiyle ılgili tüm iddialan ya-
lanlaması üzerine, bu kez ikinci açık-
lamayı yaptığını söyledi.
Validen
'Cumartesi
Anneleri'ne
hakaret
İZMİR (Cumhuriyet Ege Bürosu) - Izmir
Yalisi Kutlu Aktaş. özel sektöre. teröre
karş' sadece devletın gü\enlik güçleriyle
mücadele etmenin mümkün olmadığını
belirterek kendi sa\unma birimlerini.
kendilerinin oluşturmasını istedi. Aktaş.
komünizm tehlikesinden söz ederken
* "Cumartesi Annelerı' denilen kişiler. her
yerde gösteri yapıvorlar. Türkiye'nin
bütünlüğüne kasteden bu kişiler, basında
ve kamuoyunda bir ölçüde onurlandırıldı.
Bunlar adeta masum insanlar gibi de bazı
çevrelerde kabul görüyoriar*' dedi.
Bıryanda sanatçılar. düşün adamları
'Cumartesi Anneleri' \e açlık
gre\ indekilere sahıp çıkıp sorunlann bir
an önce çözümiinü isterken İzmir Valisi
Aktaş, önceki gün EBSO Meclis
Ibplantısı'nda yaptığı konuşmada değişik
birtutunı izledi. Aktaş. sanayicilerden \e
tşadamlarından kendi yerlerinde özel
güvenlik birimleri oluşturmalarını istedi.
Aktaş. *" "Cumartesi Anneleri' denilen
kişiler, her yerde gosteri yapı\orlar.
Türkiye'nin bütünlüğüne kasteden bu
kişiler, basında \c kamuoyunda bir ölçüde
onurlandınldı. Bunlar adeta masum
insanlar gibi de bazı çevrelerde kabul
görüyorlar. Bunlaıia ilgili ben bütün
sana>icilerinıi/i. özellikle kendi
kuruluşlarında \e sanavi bölgelerinde iş
güvenliklerine önem \ermek suretiyle
üzerlerinde hassasivetle durnıalarını
istivorum"1
diye konuştu.
RP'nin Bosna oyunu açığa çıktıMercümek-RP Bağlantısını Araştırma Komisyonu'na bilgi veren Esengün, Erbakan'ın daha önce Bosna'ya
gönderdikleri yardım paraları ile bu ülkede yapıldığını iddia ettiği roket fabrikasını görmediğini söyledi
AVŞE SAY1N
ANKARA-Bosiıa-Hersek için toplanan
vardım paralannın hesabını \ermeye çalı-
şırkeıı "Gönderdiğimizparalarla Bosna'da
roket fabrikası \apıldı" dıyen Başbakan
Necmettın Erbakan'ı. bakanı doğrulamadı.
RP-Süleyman Mercümek bağlantısını araş-
tırmak üzere kurulan TBMM komisyor,^-
na bilgı \eren De\let Bakanı RP'li Lütfîi
Esengün. Bosna-Hersek'te yaptığı incele-
meler sırasında roket fabrikasını görmedi-
ğini söyledi. Esengün'ün. Bosnah yetkili-
Fenn "üçkağıtçr diye tanımladıöı \e RP'nin
vardım paralannının bir bölümünü "ema-
net ettiği" Adem Hacic'ı de savunarak "Ha-
cic'i gü\enilir gördüklerini ve Bosna Büyü-
kelçisi ile birlikte fotoğrafı bulunduğu için
paralanemanetettiklerini" söylediği öğre-
ııildi. Komi^>ona bılgı \erirken ve kendi-
sini "muteber adamını"dıve tanıtan Mer-
cümek. "bir işareti ile miharlan Türkiye'ye
akıtabileceğini" ileri sürdü.
Dev let Bakanı Lütfii Esengün. 19. dönem-
de kurulan Liderlerin Malvarlığını Araştır-
ma Komisvonu üyesi olarak komisyona.
Hacıc'in kamuoyunda karalanmayaçalışıl-
dığını ifade etti. Komisyon Başkanı CHP
Erzincan Milletvekili \lustafa Kul. Esen-
gün'e. "Bosna Cumhurbaşkanı, başbaka-
nı ve Türkiye"\i ziyaret eden diğer vetkili-
ler dururken, neden Bosnalı vetkililerin ta-
nımadıkları \e Bosna Bü\ükelçisi'nin °üç-
O VALAN
BU
FİLj YUTTU
kâgıtçı' diye nitelediği Hacic'e paralann
testimedikligini" sordu. Esengün ise Hacic'in
"imam" dıye tanıtılmasından rahatsızlık
duvduğunu anlatarak. "Kendisi millerveki-
lidir, gönüllü komutanlık > apıyor. Bizde gü-
\en uvandırdı. Bosna Büyükdçisi ile fotoğ-
rafı var" yanıtını verdi. Esengün, RP'lile-
rin topladığı yardımlardan 3 milvon mar-
kın Mercümek aracılığıyla Hacic'e iletildi-
ğini açıkladı. Ancak komisyonda Esen-
üün'ü dinlemesine raömen daha sonra söz
alan Mercümek, Hacic'e ilettiği miktarın 1
milvon 430 bin mark olduğunu açıkladı.
Kul'un, Esengün'ün v erdiği rakamla çeliş-
tiğini belirtmesi üzerine Mercümek, ko-
misyonda alelacele bir hesap yaparak
t
*Evet,
Almama'da toplanan 1 milyon 733 markla
beraber 3 nıilvon mark dola> ında bir para
verdik" diye düzeltme yapmaya çalıştı.
K.Uİ. Cumhuriyet'in sorularını yanıtlar-
ken. Mercümek'in ifadelerini inandırıcı
bulmadığını belirterek "Beneğer5mihon
desevdim, herhalde o rakama tamamlava-
caktı" görüşünü dile getirdı. Kul. bunu
RP'nin iktidardaolmasınabağladığını kav-
detti.
'Muteber adamım'
Mercümek. Komisyon Başkanı Kul'un
"Siz kimsini/. neden insanlar paralannı si-
ze verivor" sorusuna. "Ben muteber bir
adamım. RP çevresinde, gerek Milli Gaze-
te ile ortak olmam, gerekse bu çe> reden ta-
nıdıklanm olması ncdeniv le insaniar para-
lannı bana emanet edivor. Ben övle mute-
ber bir adamım ki benim bir işaretimle Al-
manya'daki işçilerimizin IIMI milvar biriki-
mi Türkiye've akar. Bu da\ aların bitmesin-
den sonra benim gücümü daha i\i anlaya-
caksınız" karşılığını verdı. Mercümek.
Kul'un. paratarını değerlendırdiğı insanla-
ra nasıl bir teminat gösterdiği sorusuna da
"İnsanlar paralannı bana gihendikleri için
gönderirler, karşılık beklemezler" yanıtını
verdi. Komisyonda. Mercümek'le RP yet-
kilileriarasındakibirbaşkaçelişki. RP'nin
Mercümek'e teslim ettiği paralann mikta-
rı ile ilgili oldu.
Hazine'den alınan 65 milşar liralık yar-
dımın yanı sıra çeşitli miktarlarda parala-
nn da gönderildiğini açıklavan RP Genei
Saymanı Rıza Ulucak'ın açıklamalarının
tersine Mercümek. Hazine vardımı dışın-
da RP'den kendisine para gelmediğinı ıd-
dia etti.
Başbakan, icraatlarını değerlendirdi; asgari ücretin 1 ağustosta yürürlüğe gireceğini söyledi
Kaynak paketi lıaftaya açıldanacak
ANKARA (Cumhuriyet Büro-
su)- I katrilyon liraya varan vaat-
lerine her gün bir başkasını ekleyen
REFAHYÖL hükümeti. kavnaklar
içın hazırlandığını iddia ettiği ve 3
hafiadır açıklanmasi beklenen eko-
nomik paketi yine erteledi Başba-
kan Necmetin Erbakan. kav naklar
için belirlediklerı ilk 'İO adım"]
içeren ekonomik paketi gelecek
hafta açıklavacaklarını savundu.
Erbakan dün partisinin grup top-
lantısında vaptığı konuşmada. 19
günliik icraatlarını değerlendirdi.
"19 gün geeti. 19 besmelenin harf-
lerine tekabül etmektedir" diyen
Erbakan. güvenlik görevlileri ile
üst düzev devlet memurlanna ek
zam yapılmasını öngören \ asa tek-
lifını TBMM've gönderdiklerini
bildirdi.
Kaynak aravışlanyla ilgili çalış-
maları da anlatan Erbakan. "Vergi
ve zamla halkı ezmek için iktidara
gelmedik" dedi. "Halka vermek"
için hükümet olduklarını sövleyen
Erbakan. "Cenabı Allah'ın verdiği
nimerteri halka vereceğiz'* dedi. Er-
bakan gelecek hatta içinde ilk 10
adım olarak niteledikleri kaynakla-
n açıklayacaklannı belirtirken as-
gari ücretin bundan sonra 1 ağus-
tosta yürürlüğe gireceğini söyledi.
Erbakan, "Asgari ücret, hükünıeti-
mian şanına u\gun ulacaktır" de-
di. Erbakan fındık üretıcilerinin so-
runlarına da değindıği konuşma-
sında. dünvadakı fındıâın vüzde
80'ini Türkiye'nin üretmesine kar-
şınfindıkborsasının Almanya'da bu-
lunduğunu söyledi. Erbakan. fındık
borsasının Türkiye've gelmesini
sağlayacaklannı da savunarak *Fın-
dık fiyadannı Trabzon'da toplav a-
cağımız Bakanlar Kurulu'nda Üan
edeceğiz*"dedi.
Buğday alınmiarında geçmişte
olduğu gibi bundan sonra da peşin
ödeme yapılacağını belirten Erba-
kan. besicilerin ellindeki hayvanla-
nn da peşin fiyatına satın alınaca-
ğını. hayvancılık sektörünün can-
landırılması için Et ve Balık Kuru-
mu kombinalarının seferberedile-
ceğini söyledi. Erbakan. "Dışar-
dan yapılan et ithalatı gerekirse dur-
durulacaktır" dedi
Güneydoğu'da başlayan köye dö-
nüşlerle ilgili bilgi veren Erbakan.
bugüne kadar 11 bin yurttaşın kö-
v üne döndüğünü savunarak "Göçü
tersine döndüreceğiz'' dedi.
Erbakan bütün il ve ilçelerde eko-
nomik faaliyetleri denetim altına
alacaklarını. özel sektör ve kanıu-
nun yatırımlarını izleyeceklenni.
böylece büyük bir üretim seferber-
liği yapacaklarını belirterek şövle
dedi: "İnKersitelerimizkalkınma
için seferber olacak. Halktan ko-
puk üniversiteler ortadan kalka-
cak. Verine halkın refahı için motor
görevi ifa eden ü niversiteler olacak.
İlçelerde deüniversitelerçalışmalar
vapacak. Enfavdalıyatınmlarsap-
tanacak. Her iİçelede Allah'ın ver-
diği nimetleri seaferber edeeeğiz,
Orman konusuna da düzenlemege-
tireceğiz. kövlülerimi/e alanlar ve-
receğiz. Orman Bakanlığı sadece
denetleyecek. Ormanlar artik yeni
kaynak getiren verler olacaktır."
Atamalar konusuna da değinen
Başbakan Erbakan. geçmiş hükü-
metler döneminde partizanca dav -
ranışlar yapıldığını. kendi dönem-
lerinde bu tip uygulamalara giril-
meyeceğini savunarak bugüne ka-
dar hemen hemen tek tayıin vap-
madıklarını söyledi. Erbakan, "Biz
tayin vapmayız demivorum. Ama
kimsevi tedirgin etmek istemivo-
nız. Kimse tedirgin olmasın. Biz
yer değiştirmek için gelmedik" di-
ve konuştu.
CUMARTESİ
IRMIKIAYDIN ENGİN e-mail: engin@planet.com.tr
Marksızmın devlet çözümlemelerı uzun
ve çapraşıktır. Öyle üç beş slogana indır-
genemez. Devletin sönümleneceği süreç
üstüne yazılanlar bile cıltlerı doldurur. Ga-
zete köşelerinde kalem (artık bilgisayar)
oynatan bir Marksist için, burjuva devlet
kavramını ve ilkelerini savunanlarla pole-
mik yapmak doğrusu keyifli olurdu.
Türkiye'de bu keyif haram.
Siyasal tanımına ebelik eden ilkeleri
Fransız Devrimi'nden alan modern burju-
va devleti, ya da kısaca 'modern devlet'm
olmazsa olmaz bıleşenlerıni anımsatmak,
bunların öneminin (evet öneminin). değe-
rinin (evet değerinin) altını çizmek gene
bize düşüyor.
Türkiye siyaset dünyasının en sık kulla-
nılan, o yüzden de kullanıla kullanıla artık
yalama olan kavramı galiba devlet.
istediğiniz televizyon kanalını açın, di-
lediğıniz gazeteyi kanştırın. Meclis'tetem-
sil edilen siyasi partilerin tümünün önder-
lerı, sözcüleri ağız bırliği etmişler:
- Devlet pazarhk etmez!
Yok yahu!
Aman neler biliyor bu bizim siyasiler.
Sanki Küplüce semt pazarında domates,
karpuz satın alınıyor. Yumurtladıkları hik-
metin yerine. örneğin "Su ıslaktır" filan de-
selerdi daha ıçeriklı, daha dolgun bir laf et-
miş olacaklardı.
Devlet ve Aşiret
Devlet elbette pazariık yapmaz. Çünkü
pazarlık kavramı ile devlet kavramı bir ara-
ya gelmez.
Devletin ilkeleri olur. Devletin yasalan
olur.
Devlet tabiı tutuklularla pazarlık yap-
maz. Çünkü tutukluların, tutukevlerinde
hangi koşullaraltındatutulacaklan, ılkele-
re, kurallara bağlanmıştır. Bu ilkeler. kural-
lar. kaynaklarını ulusal yasalardan, ulusla-
rarası anlaşmalardan, şözleşmelerden alır-
lar. Türk Ceza Yasası, insan Haklan Evren-
sel Bıldırgesi, Cenevre Konvansiyonu, Pa-
ris Şartı, Helsinki Senedi filan gibi...
Çağdaş devlet yerine hukuk devleti te-
rimi de kullanılır. Buradaki hukuk sözcü-
ğü. devlet adlı organizasyonla yurttaşların
karşılıklı ilışki ve yükümlülüklerini tanımlar.
Devlet, hukuk devleti. yani çağdaş devlet
ise yurttaşlar ve tutuklu yurttaşlar hak-
larını ve yükümlüklerini bilirler. Örneğin
ölüm oruçlarına filan yatmaya gereksinim
duymazlar.
Şımdiıı... Siyasi partilerin öndertakımı ve
sözcüleri palavrayı, laf ebeliğini bir yana bı-
raksınlar. Çok çaba da istenmiyor onlar-
dan. Rahat kolfuklanna otursunlar ve ga-
zeteleri karıştınp, TV kanallannı izlesinler.
Üstünde bunca gürültü koparılan ölüm
oruçlarının son bulması için tutuklulann
kendilerinin ya da avukatlarının açıkladık-
lan talepler sonuçta topu topu dört mad-
deden ibaret. Tırmık'ta en az beş kez ya-
zıldı. Bu altıncı. Yetmezse yedincisi; seki-
zincisi de gelecek. Şunlar:
Bir: Tutuklular yargılanacaklan kentlerin
cezaevlerine konsunlar. Çünkü mahke-
melerin görüldüğü kentlerden üç beş yüz
kilometre uzaktaki cezaevlerine konanlar
sudan gerekçelerle duruşmalara çıkarıl-
mıyor ve savunma hakları kısıtlandığı gi-
bi, büyük olasılıkla tutukluluk halleri hak-
sız yere uzuyor. (Buna itirazı olan varsa, so-
mut örneklerini sayanz. Mahcup olurlar. İti-
raz etmeden önce biraz düşünseler yeter.)
Iki: Savunma hakkı kısıtlanmasın.
Üç: Tutuklu aileleri üstündeki baskılara
son verilsin.
Dört: Mahkemeye sevk sırasında, özel-
likle jandarma tarafından dayak atılıp iş-
kence yapılmasın.
Buyrun!
Bir hukuk devletınde bu taleplere itira-
zı olan var mı? Yanı "Tutukluların duruş-
malara çıkma hakkı, savunma hakkı kısıt-
lansın" diyen var mı? Yani, ''Hayır ille de
tutuklu aılelerine baskı yapılacak ve mah-
kemeye sevk sırasında sevk zıncırıne vu-
rulan tutuklulara ille de sopa atılacak "di-
yen var mı?
Var.
Çünkü "Devlet pazarlık etmez" deme-
nin başka anlamı yok.
Devlet neyın pazarlığını yapacak? Sevk
sırasında kaç sopa atılacağının mı? Aile-
lere yapılacak baskının derecesıni mi? Sa-
vunma hakkının ne kadar kısıtlanacağını
mı. yoksa tutukluların yargılanacaklan kent-
ten kaç kilometre uzaktaki cezaevlerine
konacağını mı?
Galiba biz çağdaş devletin. hukuk dev-
letinin ilkelerini tartışmaya çabalarken, bi-
rileri aşiret devletinin (nasıl bir devletse ar-
tık o) ilke ve kurallarıyla düşünüyor ve is-
ter istemez zurnalan durmadan zırt diyor.
Bir kez daha: Doğrudur. Deviet pazarlık
yapmaz. Çünkü devlet bızim Manav Sab-
ri değil, ilkeler, kurallar ve yasalar üstün-
de yükselen çağdaş bir organizasyondur.
Olüm oruçlarını bitirmek mi ıstiyorsu-
nuz? Politikacılar, dızginlerinı ellerındetut-
tukları devletin çağdaş devlet ilke ve ku-
rallanyla işlemesini sağlasınlar.
Ya da develerının ıpini çeke çeke çöle
gitsinler.
YAZILARI
ATAOL BEHRAMOGLU
'Cumhuriyet'
Ülkemizde ve bütün dünyada. sırtını büyük serma-
ye ya da siyasal iktidara dayamadan, siyasal bir par-
ti ya da grubun organı olmadan, magazin hafifliğine
düşmeden. gazetecilik dışında yoilara sapmadan
"büyük" olmayı başarabılmiş bir başka yayın organı
var mıdır, sanmıyorum.
"Cumhuriyet"\n benzersiz başarısının sırn nerede?
Üstelik de çalışanlarını sıgortalamış tek yayın organı
olarak yaşamını sürdürebılme gücünü nereden alıyor?
Bu soruların yanıtlarını. paradoksal olarak sanıyorum
ki yukarıdaki saptamalarda bulabiliriz. "Cumhuriyet",
sırtını büyük sermaye ya da siyasal iktidara dayama-
dığı, siyasal bir parti ya da grubun organı olmadığı,
magazin hafifliğine düşmediği, gazetecilik dışında
yoilara sapmadığı için "büyük"tür...
Sadece bu kadar değil... Siyasal bir parti ya da
grubun organı olmayan "Cumhuriyet", bir ilkegaze-
tesidır. Bu ilkeler, kendisine ad olarak seçilmiş kav-
ramlaözdeştır. Bağımsızlıktır, demokrasidir, çağdaş-
hktır, yurtseverliktir, laisizmdir, 6O'lı yıllardan bugün-
lere de insan hakları savunuculuğu ve sosyalizmdir...
Bu ilkeleri, (çevrecilik vb.) çağdaşlık kapsamı içine gi-
ren daha güncel kavramlarla çoğaltabiliriz. "Cumhu-
riyet" gazetesinin gücü ve özgünlüğü. bu ilkelerin sa-
vunucusu yazarlarından. çalışanlarından ve okurla-
nndan gelmektedır...
• • •
Tam bu noktada kendimizi şu soruyu sormaktan ala-
mıyoruz: Böylesi ılkelere. böyle bir özgünlüğe sahip
"Cumhuriyet" gazetesinin, ülkemizin bugünkü ko-
şullarında. ulaşabileceğı baskı sayısı bugünkü 50-60
binler midir? Soruyu "Evet" diye yanıtlayarak konu-
yu kapatabiliriz... Yadabunu bir tartışma konusu ya-
pabiliriz. Ülkedeki ekonomik bunalım, gazetefiyatla-
rınındargelirli bütçeleriçın yüksekliği, kuponculuğun
yarattığı eşitsiz yarışma, ülkede yaşanmakta olan
toplumsal-kültürel karmaşa ve "so/"daki bölünmüş-
lükler gibi etkenler bir arada düşünüldüğünde bu
baskı sayısı küçümsenemez... Fakat. "CumhuriyeVm
savunduğu ilkeleri savunanların (çok şükür ki) bu ra-
kamların çok üstünde olduğunu bilmemiz, bizi yine
de tartışılması gereken bir konuyla karşı karşıya bı-
rakmaktadır...
• • •
Promosyanla, dağıtımla ilgili teknik konular, benim
bilgi alanım dışında kalıyor. Bu alanda sadece, "Cum-
huriyef'm nasıl ilkeli ve aynı ölçüde de eşitsiz bir sa-
vaşım verdiğini biliyorum. Promosyon kapsamı için-
de düşünülebilecek olan "Bilim-Tşknik" ve "Kitap"
ekleri hiç kuşkusuz ki büyük kültür hizmetleridir ve ül-
kemizde kendi türlehnde benzersizdir. Bunlara yeni-
lerı eklenebilir mi? Bir ınceleme konusu.
Siyaset ve kültürün yanı sıra güncel, sıradan yaşa-
mın içine daha yakından nasıl girilebilir? Magazin dü-
zeyine düşmeden, basitleşmeden, çirkinleşmeden; ter-
sine, toplumsal ve ahlaki boyutlar vurgulanarak her
gün yaşamakta olduğumuz güncel olaylar (cinayet-
ler, trafik kazaları. intiharlar vb.) nasıl irdelenebilir?
Hiç yapılmadığını söylemiyorum. Fakat sanıyorum ki
gazetemizin bu alanda bir eksikliği var.
Siyaset, kültür ve bilim dünyasının kahramanlan-
nın yanı sıra. en sıradan güncel olayların ya da baş-
kaca ilginç güncel konulann (yerli ya da yabancı) kah-
ramanlarıyla yapılan konuşmalar, söyleşiler, okur il-
gisini her zaman çekmiştır. Sanıyorum ki bu da ga-
zetecilik bakımından üzerinde düşünülmesi gereken
bir konudur. (Son günlerde en çok ilgi duyarak oku-
duğum birsöyleşi, "Dağdakiler" adlı kitabın yazarı ga-
zeteci arkadaşla yapılandı... Bunu sadece tek bir ör-
nek olarak belirtiyorum.)
Türkiye içlerinden, ülkenin toplumsal-kültürel ya-
şamındakı değişımlere, oluşumlara ilişkin yazı, haber
ve röportajların eksikliğini, sadece bizim gazetemiz
bakımından değil, genelde bir eksiklik olarak görü-
yorum.
"Köşe" yazarlarının zaman zaman "/cöşe'ierinden
ayrılarak ülkenin en uzak köşelerinden haberler, rö-
portajlar getırmelerini özlüyorum. Bu anlamda köşe
yazarlığının. yine sadece bızim gazetemiz bakımın-
dan değil, genelde, bir uzmanlık ya da somut habe-
rin, somut yaşamın içınden bir yazarlık olması gerek-
tiğinı düşünüyorum.
Gençlerle, işçilerle, köylülerle, varoşlarla, orta ta-
bakadan insanlarla, toplumun en geniş kesimleriyle,
bütün okurlarla, daha yakın, daha sıcak, daha canlı
bir ilişkiyi özlüyorum. "Cumhuriyet", ülkenin her kö-
şesinden, her toplumsal gruptan bulabileceği gönül-
lü muhabirlerle bunu en kolay başarabilecek gaze-
tedir...
• • •
Gazetemizle ilgili bu düşüncelerim, "Cumhuriyet"
gazetesi yazarı olmayı ömrünce bir onur olarak taşı-
yacak çok yeni bir "Cumhuriyet" yazannın eleştirile-
ri olmaktan çok, onun daha büyük okursayılarına ula-
şacak potansiyele sahip olduğunu düşünen bir yurt-
severin, yaklaşık otuz-kırk yıllık bir "Cumhuriyet" oku-
runun dılekleridir... Ayrıca. okur önünde ve okurun kat-
kısıyla tartışıldığında, bu ve benzerdüşüncelerin ger-
çeklikle bağdaşırlığı ya da bağdaşmazlığı daha açık
görülebilecektir.
DGM'de dava acıldı
Çağıncı ve Aslan
için idam istemi
HlLYATOPCl
Şerıatçı İslami Hareketör-
gütünün •atneh'vat timi'so-
rumlusu İrfan Çağıncı v e Ta-
mer Aslan hakkında. örgüt
adına Çetin Emeç, Turan Dİur-
sun. Sinan Ercan \ e Iranlı Ali
Akbar Gorbani'v ı öldürdük-
lerı ıddıasıvla ıdam ıstemıv-
le İstanbul DGM'de dava açıl-
dı. Savcı tarafından hazırlanan
iddianamede İslami Hareket
örgütünün. Çağıncı'nın oto
hırsızlığı vapması nedenıvle
bölündüğü. av ukat Hüsnü
Nazgan'ında Çağırıcı'va kar-
şı "avukatlar"grubunuoluş-
turduğu belırtilıvor.
İstanbul DGM savcısı tara-
fından hazırlanan iddianame-
de. İrfan Çağırıeı'nın önce
Hizbullah örgütünü kurduğu,
1983 yılında örgüte sılah ve
para vardımı sağlamak ama-
cıv la İran'a gittiği ıleri sürü-
lüvor.
îddianamede Çağıncı'nın
1990 v ılında İranlı .\hmet Ke-
rimi tarafından Iran'ın eskı
İstanbul Başkoı^olosu Muh-
sin Karger .\zad ile tanıştı-
rıldığı. Azad'a İranlılann Ça-
ğırıcı'ya daha önce verdikle-
rı silah v e pasaportlan teslim
ettiği belirtilıvor.
İddianamede Mehmet Ali
Bilici ve Zübeyr Gümüş'im
1994 v ılında yakalanmasıyla
birlikte örgütün dağıldığı, tâ-
mer Aslan'ın da Ziv er Kartal.
Ergun Şendur ve hâlâ yaka-
lanamavan Hasan Özdemir
ile birlikte av ukat Hüsnü Yaz-
gan'ın grubu ile birleştiği an-
Fatılıvor. Örgüt içindeki bu
bölünmeninîrfan Çağıncı ve
Adil Ateş'ın. örgütün Î993 yı-
lında aldığı kararlara ayk'ırı
olarak oto hırstzlığıv apmala-
rı gerekçe olarak gösteri liyor.
Savcı. İrfan Çağıncı veTa-
mer Aslan'ın. TCK'nin dev-
letin anayasa v e temel nizam-
larını bozma fıilini düzenle-
yen 146. rnaddeden idamını.
diğer 11 kişinin ise örgüt üye-
liğı \e yardım yataklık su-
çundan 22.5 v ıla kadar hapis
cezasınaçarptırılmasını isti-
yor. İrfan Çağırıcı'nın İstan-
bul 5. Ağır Ceza Mahkeme-
si'nde yargılandığı gasp da-
vası ise tanıklarla sanıklann
v üzleştinlmeleri için ertelen-
di.
\