Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
13 TEMMUZ 1996 CUMARTESİ CUMHURİYET SAYFA
EKONOMI
Çokuluslu şirketlerden, Türkiye'den önce şeriatla yönetilen İslam ülkelerine yatınm yapanlar var
Yabancı sermayenin 'kıblesi9
paraSABİHASEMERCİ/
NURTE.N \ALÇCV
REFAHYOL hükümetinin Tür-
kiye'yı Islami düzene doğru gö-
türeceği endişesı yabancı serma-
yeyi fazla ilgilendirmıyor. Tüm
<dünyaya yayılma \e pazar payla-
ırını gemşletme derdinde olan
mluslararasıfirmalar.üriinlerini fa-
-aliyet gösterdiklen ülkenin yapı-
sı ve beklentilerine uygun yöntem-
Serle pıyasaya çıkanyorlar. Söz
konusu firmalar arasında Türki-
ye'den daha önce bir bölümü şe-
riatla yönetilen dığer İslam ülke-
1 ennde yatınm y apmış olanlar da
bulunuyor.
Gıdadan temizlik ürünlerine.
finansa kadar alanlarında lider
olma hedefinde olan firmalar,
gittikleri İslam ülkelerinde uy-
gun yatınm koşulu bulamasalar
bile dağıtım ağlannı kururak sa-
tışlannı artırma çabası ıçine gi-
riyorlar.
Gittiklen ülkelerde rejimden
önce. elde edecekleri kân dikka-
te alan yabancı sermayeli şirket-
leryıllardırSuudi Arabıstan. lran.
Cezayir, Birleşik Arap Emirlik-
leri gibi islam ülkelerinde faali-
yet gösteriyor. Unilever, Pepsi
,Cola. Mc Donald's. Mercedes
Benz gibi dünyanın birçok ülke-
sinde hizmet veren bu firmalann
islam ülkelerine yönelik yatırım
ve şube açma çalışmalan artarak
devam ediyor.
Yabancı sermaye kuruluşlan-
nın yetkilileri yatınm karan aldık-
lan ülkelerdeki siyası rejimin ni-
teliginin belirleyıci olmadıgını,
yatınm yapmadan önce ıdari ya-
pının ve yabancı sermayeye \e-
rilen güvencenın sorgulandığını
belirtiyorlar.
Gıda \e deterjan sektöründe
dünyanın önde gelen üretıcile-
rinden Unilever. islam ülkeleri-
ne. Türkiyeden önce gıden fırma-
Bazı uluslararası şirketlerin islam ülkelerindeki yatırımları
UNİLEVER
Suudı Arabistan.
Birleşik Arap
Emirlıkleri. Fas, Umman, Pakistan.
Bangladeş, Mısır. Bahreyn.
TEFAL
lran. Suudı Arabistan. Birleşik Arap
Emirlikleri. K.atar. Lübnan. Kmeyt.
Bahreyn. Misir. Umman Yemen'de
distribütörler vasıtasıyla satış yapıyor.
PEPSİ COLA
BAE. S.Arabistan, Vemen,
Bahreyn, Koneyt. Katar.
Crdün. Lübnan. Suriye,
Mısır. Sudan. Tunus, Cezayir. Libya. Fas.
CmBAN<0
CİTİBANK
Suudi Arabistan
(3 tane), Fas (3
tane). Cezayir (l
tane). Bahreyn (l
tane), Mısır( 1
tane). Ürdün (1
tane), Pakistan (4
tane), Sudan (1
tane), Birleşik
Arap Emirlikleri
(2 tane).
Bangladeş (1
tane). Tunus (1
tane).
Çokuluslu
şirketlerin İslam
ülkelerindeki
faaliyetleri Life
dergisindeki bu
fotoğrafın Coca
Cola'mn başına
açtığı dert gibi
sorunlara neden
olabilivor.
MC DONALD'S
Suudi
Arabistan
(24 tane).
Kuveyt (8
tanei. Bahreyn (2 tane).
Katar ( I tane). BAE (8
tane,). Mısır (20 tane),
Umman (3 tane). Fas (4
tane).
HİLTON
Birleşik Arap
Emirlikleri
(7 tane).
Mısır'da (6
tane).
Mısır'da joint venture ıle kamyon
montajı yapılıyor. Otomobil montajı
ıçin yapılan yatınm yıl icinde faaliyete geçirilecek.
MERCEDES BENZ Fas'ta \e Suudı Arabistanda joint venture ile
kamyon montajı. Iran'da bir şirket ile motor ve
kamyon montajı \e Pakistan'da kamyon montajı yapılıyor.
lardan biri. Unilever yetkilileri.
üretim ve satış noktaları oluştu-
rurken. ülkenin rejimine bakma-
dıklannı ve en iyi şekilde hizmet
\ermeyi amaçladıklannı belirti-
yorlar. Yetkililer. "Margarin.de-
terjan ve sabun. dondurma. çay
konusunda bazı İslam ülkeleri-
ne Türkhe'den önce gittik. İs-
lam iilkesi alması yatınm yap-
mamızı etkilemiyor" şeklinde
konuştular. Toplam 8 Jslam ül-
kesinde yatınmı bulunan Unile-
\er. yatınm yapamadığı ülkeler-
de de dağıtım ve pazarlama ağ-
lan kurarak hizmet venyor.
Ortadoğu ve Kuzey Afnka'da
yaklaşık 200 mılyon kışilık bır
pazara hıtap eden PepM Cola'nın
Bölge Fınansman Dırektörü Na-
mık Yarman yatınm planlarının
Amerika'dan yönlendirildiğıni
ancak bu kararlann alınmasında
gidilecek ülkelerin şenat düze-
nini benımsemiş olmasının etki-
li olmadığını vurguladı. Yarman
"Bizim için yatınm yapılacak
ülkenin idari yapısı \e yabancı
sermayeye bakış açısı önemlidir.
Yoksa bir ülkenin şeriat düze-
ni> le > önetilmesi belirley ici de-
ğiİdir" dedı. lran ve Lıbya gibi
uluslararası organlarca boykot
edilmesi kararla^tınlmış ülkeler
dışında hemen hemen her ülke-
de tüm ürün çeşıtlennin satışını
gerçekleştiren Pepsi'nin bu böl-
gede 27 tane şışeleme şirketi ve
40'ın üzerinde dağıtım ve pazar-
lama finnası bulunuyor.
Amerikan kökenli ve Türki-
ve'de üç şubesi bulunan Citibank
da İslam ülkelerinde finansal hiz-
met veriyor. Citibankın en faz-
la şubesi olduğu ülkeler ise, Pa-
kistan, Suudi Arabistan ve Fas
olarak açıklantyor.
Türkive pazanna girdikten kı-
sa bir süre sonra satış noktaları-
nı artıran McDonald's ıse "aya-
küstü yemek alışkanlığı"nı is-
lam ülkelerine götüren firmalar-
dan bın. Mc Donald's. Türkiye dı-
şındakı İslam ülkelerinde 100ün
üzerindeki mağazalar zinciri ile
faalivet sösterivor.
Isıya dayanıklı mutfak araçla-
rı üretimi ile tanınan Tefal ise
kendi şirketi olmamasına karşın
10 İslam ülkesinde distribütörler
vasıtasıyla satış yapıyor.
Kuzey Afrika ve Ortadoğu ül-
kelerinde yaygın bir satış ağı ile
temsil edilen Mercedes-Benz AG
de. joint \enture (ortak girişim)
kapsamında veya lisansanlaş.ma-
sı ile kamyon ve otomobil mon-
tajı yapıyor. Firmanın Mısır'da
yine joint \enture kapsamında
otomobil montajı yapmayı he-
deflediğı bıldirilirken. yatınmın
yılın ıkinci yansında faaliyete ge-
çeceği açıklarîıvor.
Tüm dünyaya yay ılan otel zın-
cirlerıyie tanınan Hilton grubu
da tslam ülkelerine büyük önem
veriyor. Birleşik Arap Emirlik-
leri'ne bağlı ülkelerde7
taneote-
11 bulunan grup. Mısır'da da 6
otelle hizmet \eriyor.
Le>iVin üssü Türkiye
Ortadoğu ve Türk cumhuriyet-
lerine ulaşmak isteyen yabancı
sermaye son dönenıde Türkiye'y i
pazarlama ve dağıtım merkezi
olarak görüyor.
Ulaşım ve pazar kontrolüneel-
verişli olması nedenıylepekcok
şirket yatırımı Türkiye"de yapıp.
satış ve dağıtımı y ine Türkiye ka-
nalıy la gerçekleştiriyor. K.ot pan-
tolondaTürkiye'deönemli bır pa-
zar payına sahip olan Levi's. İs-
lam ülkelerine yapacagı yatırım-
lar içın Türkiye'y i merkez olarak
seçti. Ortadogu'daki islam ülke-
lerinden zıyade Türk cumhun-
yetlenni hedef pazar olarak seçen
Levi's Kazakistan. Gürcistan ve
Azerbavcanda magaza açtj. Le-
vi's önümüzdeki ay ıçinde Özbe-
kıstan ve Kırgızistan dabirerma-
ğaza açmak için çalışmalannı sür-
dürüyor. Unilever yetkilileri de
son iki yıldırTürkiye'nin sorum-
luluğunda Türk cumhuriy etlerine
vöneldiklerını belirtivorlar.
Resmi veriler gizlense de göstergeler kaygı verici tabloyu ortaya koymaya yetiyor
Dış ticaret açığı giderek ürmanıyor
CANA.N SOYSAL
Yılın ikinci y ansına girilme sine rağ-
men ocak ayı dış ticaret rakamlannın
birtürlüaçıklanmadıgıTürkiye'de. ıt-
halatla ıhracat arasındakı fark her ay
biraz daha büyüyor. Otomoti\ deki it-
halatın ılk 6 ay itibariyle geçen yılın
aynt dönemıne oranla yüzde 287 ora-
nında artnıasından sonra beyaz eşya
ithalatı da y ıne aynı dönemler itiba-
riyle yûzde 542 gibi yüksek bir oran-
da yükseldı. Bu arada İstanbul Tica-
ret Odası'nın (İTO) yaptıgı bir araş-
tırmaya göre Türkiye'nin bu yılın ilk
2 ayında AB ülkelennden yaptıgı it-
halat geçen y ılın eş dönemıne oranla
yüzde 80 artarken. ihracatta yüzde
25'lık bir düşüş kaydedildı.
Araştırmaya göre lrlanda. İngilte-
re. italya ve Almanya'dan yapılan it-
halat 95'in ilk 2 avda 1.2 milvar do-
larcivanndaykenburakambuyılın ilk
2 a\ ında 2.2 mılyar dolara y aklaştı.
fthal Otomobilleri Türkiye Mümes-
silleri Derneği, yaptıgı açıklamada
ithal otomobil satışlarının ılk 6 ayda
geçen yılın ay nı dönemıne oranla yüz-
de 287 artışgöstererek, 19bin467'ye
ulaştığını kaydettı. Derneğin verdiğı
bilgikıre göre ıtbal otomobtksatışları
bu yılın ilk 4 ay ında ise 95'in"aynı dö-
nemine göre yüzde 207 artmıştı. Sa-
dece may ıs ve haziran ayındaki ithal
otomobil artışı yüzde 8Ö'e ulaştı.
Ithalatta patlamanın yaşandığı bir
başka sektörde beyaz eşya sektörü.
Beyaz Eşya Sanayicileri Demeği'nin
(BESD) verdigi bilgilere göre bu yı-
lın ilk 6 ayında beyaz eşya ithalatı ge-
çen yılın aynı dönemine oranla yüz-
de 542 arttı ve 192 bin 586'ya ulaştı.
Beyaz eşyada bu yılın Ocak-Nisan
dönemindeki ithalat artışı geçen yılın
aynı dönemine göre y üzde 413 olarak
gerçekleşmişti. Böylece son iki ay-
daki ithalat artışı yüzde 129 olarak
gerçekleşti. Her iki sektörde de. itha-
lat artış hızının giderek yükselmesi
dikkat çekıci bulunuyor.
lthalattakırekoranış.larlailgıli açık-
lamalar da bulunan Çelik Motor Pa-
• aarlam.ı Müdüni AtiUftÇelik «halat ar-
tışinıiTgeçici olduğunu sav ıınarak. bu-
nun 1994 yılında knz sonrası ortaya
çıkangelirdagılımı bozukluğundan ve
GB sonrası gümrüklerin sıfırlanmasın-
dan kaynaklandıgını ileri sürdü.
BESDGenel Koordı natörü Ertan
Yurtöz ise beyaz eşyadaki ithalat ar-
tışınm. geçen yıl ithalatı hiç olmayan
ürünlerın bu yıl yabancı ve yerlı fır-
ma ev lılıği sonrasında yüksek oranda
gerçekles.nıesinden kaynaklandıgını
kaydetti.
Öte vandan DİE'nin halaocakavı-
nın ithalat ve ıhracat rakamlarını açık-
lamamasını eleştiren İTO, dış ticaret-
teki gelişmelere ışık tutnıak için yılın
ilk 2 ayında bazı AB ülkelerinden ya
pılan ithalat ve bu ülkelere y apılan ih-
racatı tespit etti.
İTO Başkanı Mehmet Yıldınm yap-
tıgı açıklamada AB üyesi irlanda, In-
gıkere. İtalya ve Almanya'dan yap»-
lan ithalatın bu y ılın ilk 2 ayında ge-
çen yılın aynı dönemine oranla yüz-
de 80. ihracatın ıse yüzde 25 arrtığı-
nı söy ledi. ^ıldınm. 1995 y ılının ocak
ve şubat aylarında 1.2 milyar dolar
olan ithalatın. yüzde 77.8 artarak bu
yılın ilk 2 ayında 2.2 mılyar dolara
ulaştığını kaydetti. Bu arada aynı ül-
kelerden yapılan ihracatın ıse 1.1 mıl-
yar dolardan 1.4 milyar dolara yüksel-
dıği ve her iki yılın ocak-şubat ayla-
rındaki ihracat rakamlan arasındaki ar-
tışın yüzde 23.5 olduğunu söyledi.
Türkiye'nin dört AB ülkesi ile ticareti
(Milyon $)
1p f
lrtanda
g ingiltere
P | Almanya
pBltJya
1995
Ocak-Şubat
49 7
2148
638 4
319.1
1996 Artış
Ocak-Şubat %
35.8
352.6
1.207 8
576 7
\ Topla^ '222 0 2
1
7 2 8 77 c
1995 1996 Artış
Ocak-Şubat Ocak-Şubat \
i lrlanda 5.5 125
f Ingıttere 1470 2173
j Almanya 759.0 876 0
; İtalya 207 4 276 0
'ToDİam 1118 9 V381 8
İŞÇİNİN EVREMNDEN
ŞÜKRAN SONER
HazırlıkDini siyasete kullanan. uzun dönemde laiklik karşıtı. şeriatın ik-
tidarını hedeflemiş olan cephe, bir yandan Refah iktıdarının nimet-
lerinden yararlanmak. dığer yandan da ıktıdar uğruna çark etme-
nin, kendı çizgılerınden büyüködünler vermenin bedelini ödeme-
menın yollannı arıyor.
Özel televizyon kanalları, gazetelerdeki bütün haber ve yorum-
larda, hep aynı vurgulamaların altı çizılıyor. Sempatizanları, "şart-
lı refleks'' kuramı ile ortak yargıya koşullandırılıyor:
"Refah tek başına iktıdar olmamıştır. Bu hükümetten gerçek Müs-
luman biryönetimden beklenen herşeyin gerçekleştırilmesini ıs-
temek yanlış olur. Bu bır adtmdır. Astl program seçimler sonrası
tek başına ıktıdara gelindiğinde uygulamaya sokulacaktır."
Yapılan bütun iyi ışler Refah'ın. bütün kötü işler DYP'nin ola-
cak. Bu izlenimın hem Müslüman ama laik, şeriat karşıtları, hem
de şeriat yandaşlan içın geçerlı kılınması sağlanacak.
Toplumun şiddetle karşısında duracağı, şerıata yönelik tüm pro-
ieler ertelenecek. toplumdakı Refah ve şeriat korkusu yenılecek.
Iktidar sonuçlarını görmek isteyen şerıatçılara ıse asıl ıktidara ka-
dar "sabır telkın edilecek."
Radikal dincıler, şerıatçıların, tarikatların lider kadroları gerçek-
ten de uzun dönemlı yatırımlara, "sabırlı" olmaya kararlı görünü-
yorlar. Tabanlannı ne kadar tutabılırler bılinmez, ancak Erbakan
ve Refah ıktıdarına "takıyye stratejısıne devam" mesajı veriliyor.
Daha da ileri gıdiliyor, ideolojileri ıle çatışan, yüzde yüz ters, on-
lara göre yapılmaması gereken bütün işler için de tabana "hoş-
görü" çağnst yapılıyor.
Şeriatçıların, faızin kalkmaması, Çekıç Güç, israil anlaşmasının
geçerlı kalması, "hak düzeninin" hiçbir kuralının ışleme konma-
ması, "düzen partilen" dıye suçladıklannın programlarının aynen
uygulanması.. gibi nedenlerle, Erbakan ve Refah'a hesap sorma-
malarını sağlayacak koşullandırma yapılmaya çalışılıyor. Bir yan-
dan da her an, her yerde ''Müslüman" vurgulaması yapılarak di-
ğerlerinin "Müslümanlık karşıtı" oldukları gibi bir bilinçaltı koşul-
landırması amaçlanıyor.
Bu iş şimdıik öylesine ciddi, planlı programlı, hep birağızdan
yapılmaya çalışılıyor ki şeriat cephesınde çok farklı gruplar, tari-
katlar, sempatizanları aynı ağızla konuşup aynı şeyleri söylüyor-
lar. Refah iktıdarının nimetlerınden en fazlası ıle yararlanıp iktidar
yıpranmasını en aza indırmenin stratejısinde ittifak yapmış ızleni-
mi verıyorlar.
Hanı kimıleri Refah'ı iktidarda eritme düşü görüyorlar ya, hiç kuş-
kusuz yıpranacaktır, ama bu yolla eritılmesı "olanaksız" denılecek
kadar zor görulüyor.
Şeriatçı cephe, solun, merkez sağın, kısır iç çekişmeler, çatış-
malar, bölünme nedenı ile uğradıkları kayıplardan ders almışa
benziyorlar. Aralanndaki ayrılıklar, ideolojı ve inançta çok daha cıd-
di olduğu halde, çıkarlar çatışmasının tuzağına düşmeme çaba-
sını gösteriyorlar.
"Henüz cicim aylan, hele bır iktidar nimetlerinın paylaşımı kav-
gası başlasın, çıkar çatışmalan açığa çıksın, onlar da bırbirlerine
düşerler" diye de düşünebilirız.
Oncelıkle ıçımız burkularak merkez sağın, hele de solun, hiçbir
zaman, hiçbir koşulda böylesine birlikte hareket etmediklerini
anımsamalıyız. Hele de bu boyutlarda. koşulsuz bir "hoşgörü",
dahası "ılke ve ideolojiden sapmaya, takiyyeye evet" yaklaşımı
solda soz konusu olabilir mi?
Böylesı ancak ınsanın aklının değil, duygularının kullanıldığı ve
sömürüldüğü. ınanmış bireyin bağımsız kımlik vedüşüncesının söz
konusu olmadığı. çağdışı örgütlenme ve yapılanmada geçerlı ola-
bilir. Refah'ın iktidarda gerçek yüzünün ortaya çıkması, ınsan hak-
larına, bu ülkedeyaşayan büyük çoğunluğunun inançlarına, bek-
lentilerine aykırı planlarının açığa çıkarılması, merkez sağda ya da
soldakı olumsuzlukların kendılığınden ortaya çıkması gibi kolay
olmayacaktır.
Bunun en tıpık örneği belediyelerde yaşanmaktadır: Belediye-
ler sol iktidar elindeyken, kışilere kadar ınen çıkar çatışması. olum-
\u yapılanların da olumsuz görünmesini ve bu arada kırli pek çok
çamaşırın da kolayca açığa çıkmasını getırmıştır.
Refahlı belediyelerde çıkar paylaşımının. vakıflara bağış mas-
kesı altında rüşvetin. sosyal demokrat beledıyelere göre katlan-
dığını herkes bilıyor. Ama kımse sesıni çıkarmadığından, kirli ça-
maşırlar saklı kalıyor. Refahlı belediyelerin sadece olumlu işleri ka-
muoyuna yansıtılıyor.
Sonuç olarak sosyai demokratlara oy kaybettıren belediyelerin
yönetımi, Refah'a oy getiricı olmuştur. Kamuoyu da gerçeklertam
tersı ıken, sosyal demokratların beledıyeleri çok kötü yönettikle-
rı, büyük yolsuzluklar yaptıkları, ış üretmediklerı, Refahlı beledi-
yeler içın ise durumun tam tersı olduğu koşullandınlmasındadır.
Özetı. Refah ıktıdarı, düşünen kafalar içın, gerçek yüzü ve nı-
yetlerinın ortaya çıkması anlamında yarariı sonuç bıle verebılir. An-
cak şeriat güçleri, özellikle bugün başlattıkları stratejılerıni yürü-
tebilirlerse, Refah'ın fazla iktıdarda kalmadan, "ımaj kazandırıcı"
işler yapıp kaçmasını sağlayabilirlerse, iktıdarın. yakın bır seçım-
de Refah'a değıl oy kaybettirmek, oy kazandırmak sonucunu bile
getıreceğı, güçlenmesını sağlayacağı kaygısını taşıyorum.
ABS'yi kullanmayı biliyor muyuz?
A
BS fren son dönemde
otomobillerde yaygın
bir şekilde
kullanılmaya başlanan çok
yararlı teknolojik
gelişmelerden biri.
Almanca "Anti-Blokier
System"in (kilitlenmeyi
önleyen sistem) kısaltması
olan ABS'nin otomobilde
güvenliği arttırdığı
uzmanların tartışmasız
olarak kabul ettiği bir
gerçek. Amerika'daki trafik güvenliği
kuruluşlarının derlediği istatistiklerden
ise bu gerçeğe aykırı sonuçlar çıktı.
Derlenen trafik kazalan istatistiklerine
bakıldığmda ABS frenli otomobillerin
ABS fren bulunmayan otomobillerle
aşağı yukarı aynı oranda kaza yaptıgı
ortaya çıktı. Bu şaşırtıcı durumu
araştıran uzmanlar ABS frenli otomobil
kullanan sürücülerle görüşerek bu
durumun nereden kaynaklandıgını
bulmaya çalıştılar. Sonuç ilginçti.
Sürücüler ABS'yi etkili bir şekilde
kullanmayı bilmiyor. Görüşülen
sürücülerin önemli bir bölümü kazadan
önce frene sonuna kadar basmadıklannı
belirtmiş. Uzmanlar bu nedenle
kazalardan kaçınılamadığına işaret
ediyor. Genel bir kural olarak (yerler
kaygan değilse) en çabuk durmanın
İRKANACnNSOY
yolu. ABS olsun ya da olmasın, frene
sonuna kadar basmaktır. Böylece
otomobılin fren gücü bütünüyle
kullanılmış olur. ABS frenin avantajı bazı
otomobillerde daha kısa fren mesafesi
sağlamasının yanında. frenleme
sırasında direksiyonu kullanarak aracın
yönlendirilmesine ve bır engele ya da
başka bir otomobile çarpmaktan
direksiyon hareketiyle kaçınılabilrr.esine
olanak sağlamasıdır. ABS bulunmayan
bir otomobilde ise frene sonuna kadar
basıldığında araç düz bir çizgide kızak
gibi kayacağı içın aracı yönlendirmek
olanaklı değildir. Öte yandan. yağmur,
kar ve buzlanma nedeniyle kaygan
duruma gelen yollarda ABS fren
koşullardaki en etkili frenlemeyi otomatik
olarak sağladığından güvenliği kat kat
arttırmaktadır. •
Nasıl çalışır?
A
BS freni bulunan bir araçta normal fren
donanımına ek olarak bir elektronık beyin ve
dort tekerlekte tekerleklerin donüp dönmediğini
denetleyen algılayıcılar bulunur. Sert bir frenleme
sırasında algılayıcılar herhangı bır tekerleğin
kilitlendiğını elektronık beyıne ilettığinde elektronik
beyin. merkezdekı ana fren silındırıne müdahale
ederek kilitlendiği bildirilen tekerleğin serbest
bırakılmasını sağlar. Tekerlek yeniden dönmeye
başladığında. sürücünün
ayağı hâlâ fren pedalı
üzerinde olduğu içın,
tekerlekler yeniden
kilitlenir ve algılayıcılar
yeniden tekerleğin
kilitlendiğini elektronik
beyne bildirir ve aynı
ışlem araç duruncaya ya
da fren pedalı
bırakılıncaya kadar
tekrarlanır. Bu ışlemi çok hızlı bır şekilde yapabilen
ABS sıstemı tekerleklerin ancak çok kısa süreler
boyunca kilitli kalmasına izin verdiği için direksiyon
kontrolünün korunmasını sağlar. ABS fren ancak
tekerlekler kilitlenecek kadar sert fren yapıldığında
ve sadece kilitlenen tekerlekler içın devreye girer.
doğal olarak kaygan yüzeylerde tekerlekler daha
kolay kilitlenir. •
KISA KISA... KISA KISA... KISA
• Renault Mais'in, toplam kalite
felsefesinin en önemli boyutu olan eğitim
çalışmaları kapsamında Milli Eğitim
Bakanlığı ile yaptıgı işbirliği sonucunda
Endüstri Meslek Lisesi Motor Bölümü
öğrencileri, şirket tarafından hazırlanan
özel programlarla yetiştirildi. Bugüne kadar
yetiştirilen 150 kişi Renault Mais'in yetkili satıcı,
servis ve bakım istasyonlarında çalıştırılıyor.
• Fransa'da yapılan Le Mans 24 Saat Yarışı'nda
Porsche 911 Carrera, dayanıklılık ve hız
bakımından rakiplerini geride bırakarak zafer
kazandı. 24 saat süren ve motoriarı durdurmadan
sadece sürücü ve lastik değişimleri için durarak
yapılan yarışta ortalama 200 km/s hızla yol alan
Porscheler tüm sınıflardaki birincilikleri kazanarak
önemli bir başarıya imza attılar.
NI55AN
_ Nissan'ın yeni açılan yetkili
servisi Spor-Tur geleneksel servis
hizmetlerinin yanında araçların evin
önünden alınıp gerekli işlemler
yapıldıktan sonra tekrar evin önüne
teslim edilmesi hizmetini de sunuyor.
• Temsa, Türkiye distribütörlüğünü yaptıgı
Komatsu forkliftleri için gezici servis hizmeti veriyor.
Arıza tamiri ve bakım süreleri bu sayede en aza
indiriliyor.
ÇİFTÇİ DOSTU /SADLLLAH USUMI
Ureticiden tekstilciye 11 trilyon
Mercedes'ten Rusya'ya belediye otobüsü
Mercedes-Benz Türk, Dunya
Bankası tarafından Rusya
Federasyonu'nda şehiriçi
taşımacılık ihtiyacını karşılamak üzere
açılan belediye otobüsü ihalesinde 744
adetlık en büyük payı kazandı.
ihalenin 160 adetlik dığer bölümü ıse
Mercedes-Benz AG lisansıyla Moskova
yakınlannda üretim yapan Golaz şirketi
tarafından üretilecek.
Ağustos 1996 ile Mart 1997 arasında
teslim edilecek otobüslerin 422 adedi
solo (normal tip), 322 adedi ise korüklü
otobüs olacak. Mercedes-Benz Türk,
0 345 belediye otobüsleriyle elde ettığı
bu uluslararası başarıyı. 30 yıldır sınırları
içinde üretim yaptıgı İstanbul
Buyukşehir Beledıyesı'nin halen
işlemde olan İETT ihalesinde de
sürdürmeyi umuyor. •
1
996 yılı ürünü pamuğun hasat
dönemine yaklaştığımız şu gün-
lerde bazı gerçekleri tartışma-
ya açmakta yarar var. Zira bu-
güne kadar zarar eden üreticiler ses-
lerini duyuramazken thlyonlarca lira
kazanan sanayiciler adeta ağlaşıyor...
Yenı kurulan Erbakan hükümetinı de
kendi görüşleri ve çıkarları doğrultu-
sunda etkilemeye çalışıyorlar!..
Öncelikle belirtelim ki, pamuk üre-
tıcilerinin sanayicilerin kazançlarını
engellemek gibi bir düşüncesi yok. Sa-
nayimizin yaşayabilmesi için onların
da kazanması gerektiğine herkes ina-
nıyor, ama hakları kadar... Üreticile-
rin keselerine göz dikmeden. üreticı-
lerinkazanmasınadafırsattanıyarak!..
Eğer bugün olduğu gibi parayı sa-
dece tekstilci ve konfeksiyoncu ka-
zanırsa sanayimiz gelişir, ama pa-
muk üretimimizçöker.... Pamuktada
dışa bağımlı hale gelinz. Sanayi ürün-
lerinden sağladığımız milyarlarca do-
lar gelirin önemli bir kısmını, pamuk
ithal ettiğimiz ülkelere ve onların üre-
ticilerine vermek zorunda kalırız.
Önümüzdeki döneme ışık tutması
için geçen yıl pamukta yaşadıklanmı-
za bir göz atalım.
Çiller hükümeti, 1995 yılında geç-
miş yıllarda olduğu gibi gene sana-
yiciden yana tavır koymuştu. Aldığı
yanlış kararlarla üreticilerın köşeye
sıkışmasına yol açmıştı. ihracat im-
kânları ortadan kaldırılırken ithalat
kapıları ardına kadar açılmıştı...
Sonuçta iç piyasada pamuk bol-
laştı... Hükümet tarafından kasıtlı ola-
rak parasız bırakılan TARİŞ, ÇUKO-
BİRLİK gibi kuruluşlar da peşin para
ile pamuk alamayınca üreticiler. tüc-
cann ve sanayicinin kapısına sığınmak
zorunda kaldı.
Ve.. pamuk fiyatlan birden bire dün-
ya piyasalarının altına düştü!..
1984 yılında işlenmemiş pamuk fi-
yatlan 48 bin liraya kadar yükselmış-
ti. Bir yıl sonra 1995 yılında ise yüz-
de yüz enflasyona rağmen pamuk
alımlan, Ege'de ancak 42 bin liradan
başlatılabildi. Ancak bu fiyat da bel-
li bır süre devam etti. TARIŞ'in para-
sı bitince fiyatlar 37 bin liraya kadar
geriledi. Antalya bölgesinde de aynı
gelişmeler yaşandı. Alımlar. 43 bin li-
radan başladı. ANTBlRLİK'in parası
bitince fiyatlar 34 bin liraya geriledi.
Çukurova'da da 36 bin liradan baş-
layan alımlar. ÇUKOBİRLİK'in para-
sı bitince 24 bın liraya düştü!..
Üreticilerin büyük bır bölümü. 1994
Üreticiler, tüccarın ve sanayicinin kapısına sığınmak zorunda bırakılıyor.
yılında 48 bin liraya kadar satabıldi-
ği pamuğuna 1995 yılında 26 ile 36
bin lira arasında müşteri bulabildi. O
da yalvara yalvara!..
Peki sonuçta neoldu? Türkiye'nin
1995 yılı işlenmiş pamuk rekoltesi
836 bin tondu. Bunun 232 bin tonu.
Izmir Ticaret Borsası'nda ışlem gör-
dü. 604 bin tonunun satışı da diğer
borsalarda gerçekleşti. Sanayiciler.
dünya piyasalarında oluşan fiyatların
çok altında pamuk alma ımkânlarını
buldukları için, sadece İzmir Ticaret
Borsası'nda satışı yapılan 232 bin
ton pamukta fazladan 4 trilyon lira ka-
zandılar. Türkiye rekoltesi uzerınden
fazladan kazandıkları para ise 11 tril-
yon lira! Eğer hükümet, tekstilci ve
konfeksiyonculara bu ortamı hazırla-
masaydı, borsalarda satışlar dünya
piyasalarındakı fiyatlar üzerinden ya-
pılabilmişolsaydı, 11 trilyon lira şiın-
di pamuk üreticilerinin cebine girmiş
olacaktı!
Çiller hükümeti ile sanayicilerin iş-
birliği, yüz binlerce pamuk ureticısi aı-
leyi 11 trilyon liradan mahrum bırak-
tı... işte sanayiciler buna rağmen ha-
yatlarından memnun gözükmüyor-
lar. Sürekli olarak fiyatlan yükselttiği
gerekçesi ile Izmır Ticaret Borsası'nı
ve TARİŞ yönetimini suçluyoriar.
Halbuki borsalardaki fiyat hareket-
lerini izlediğimiz zaman sanayicilerin
iadialarının gerçekle ilgısı olmadığı
ortaya çıkıyor. 1995 yılında yeni ürün
pyasaya çıktığı andan itıbaren tam
9 ay sure ile iç pıyasalardaki fiyatlar.
dış piyasalara oranla hep düşük sey-
retmiş. Üreticiler bazı günler pamu-
ğunu dünya piyasalarının 32 bın lira
altında satmak zorunda kalmış. Ay or-
talamalarında bile üreticinin eline ge-
çen eksik para, kilo başına 29 bin li-
raya kadar çıkmış. Örneğin 1996'nın
Ocak ayında üreticilerin ortalama kay-
bı 23 bin lirayı, şubatta 28 bin lirayı.
nisanda ise 29 bin lirayı bulmuş. Bu-
na karşılık haziran ayında iç piyasa-
lardaki fiyatlar dünya fıyatlarını biraz
geçince sanayiciler kıyameti kopar-
dılar. Hemen herkesi eleştirdiler...
TARİŞ Pamuk Biriiği Başkanı Meh-
met Bakanoğlu da geçen yıl üreti-
cilerin çok zarar gördüğünü. bu yıl ye-
ni hükümetin daha gerçekçi bir po-
litika izlemesi gerektiğini ileri sürü-
yor:
"Geçen sene pamuk üreticisı çok
sıkıntı çektı. Eylül ayından mayısa ka-
darborsada pamuk fiyatlan dünya fi-
yatlannın çok altında seyrettı. Dün-
ya piyasalarında fiyatlar arttı. Ayrıca
Türk parası değer kaybetti. Ancak iç
piyasalarımızdaki fiyatlar aynı ölçü-
de artış göstermedı. Üreticinin kay-
bı trilyonlarca lirayı buldu. Önümüz-
deki yıl aynı sıkıntıları yaşamak iste-
mıyoruz. TARİŞ, ÇUKOBİRLİK ve
ANTBİRÜK sıfır faızli veya çok düşük
faizlı kredıleıie güçlendirilmelıdir. Çıft-
çinin gırdilennde yüzde 200 'e varan
artışlaroldu. Birkilo pamuğun malıyeti
70 bın liraya yaklaştı. 85 bın lıranın
altında bir fiyat üreticiyı tatmın et-
mez."' •