Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
1 3 TEMMUZ 1996 CUMARTESİ • • • • CUMHURİYET SAYFA
HABERLERIN DEVAMI 19
Istanbul PB 26 Sınop PB 25
Edirne PB 32
Çanakkale PB 31
Kocaelı PB 24
lz:mır A 32
Iv/Isnisa A 32
Aydın A 33
D-e-nızlı A 34
Zcmguldak PB 25 Antalya
Samsun
Trabzon
Gıresun
Ankara
Konya
Eskişehır
Sıvas
PB
PB
PB
A
A
A
A
27
27
27
37
35
29
30
A 29 Kars
Adana
Mersin
Diyarbakır
Şanlıurfa
Mardın
Sıirt
Hakkârı
Van
A
A
A
A
A
A
A
A
32
30
39
41
37
36
26
29
A 29
Yurdun kuzey ke-
simleri parçalı bu-
lutlu, diğer yerler
az bulutlu ve açık.
Hava sıcaklığında
önemli bir deği-
şıklik olmayacak.
Rüzgâr, kuzey ve
doğu yönlerden
hafif, ara sıra orta
kuvvette esecek.
Londra
Paris
Roma
Berlin
Amsterdam
Madnd
Sofya
Brüksel
PB
PB
PB
PB
PB
Y
PB
PB
26
27
29
23
19
34
28
25
Budapeşte PB 25 Münıh
Atina
Mılano
Oslo
Helsınki
Stockholm
Belgrad
Vıyana
Bonn
Pb
Y
PB
Y
Y
PB
Y
PB
32
31
25
24
17
29
27
24
PB 26 Şam 35
Acık / " ^ Parçalıbulutlu ; Sıslı t
Çok bulutld • Yağmurlu
G U N D E M m-STAFA BALBAY
B Baştarufı 1. Sayfada
Almanya'nın Hitler'inden Arjantin'in Peron'una
kadar, kitlelerin oyunu alıp iktidara gelince diktatör-
lüklerini ilan edenler, genel olarak şu taktiği izlediler:
- Yoksul yığınları kendine bağlamak.
- Zenginlere dokunmamak. Hatta en üst tabakayı
biraz daha zenginleştirmek.
- Polis örgütünü elınin altında tutmak.
Arjantin'de Peron'un lakabı şuydu:
"Zenginlehn ve fakirlerin diktatörü."
Hitler, şu süreçle iktidara geldi:
- 1920'lehn sonunda sanayi çevreleri, "Neolursa
olsun, sağcı birhükümet iktidara gelsin" mantığın-
daydı. Bunu çok iyi kullandı.
- Olağanüstü propaganda çalışmalanyla fakirleri
kendisine bağladı.
- Hukümetın ıç ve dış polıîikadaki başansızlıkları-
nı çok iyi kullandı.
- Ocak 1933'te iktidara geldiğinde parlamento ço-
ğuınluğu yoktu. Bunu sağlamak için cumhurbaşka-
nını yeni bir seçime ikna etti.
- 5 Mart 1933'teki seçimlerde oyların yüzde
44 'ünü alarak iktidara geldi.
- Ordunun destegini sağlamak için ordunun iste-
diği her şeyi yaptı. Ordunun istemediklerini tutuklat-
tı ve yargılamadan öldürttü.
Ve 1945'e kadar sürecek olan Hitler diktatörlüğü
başladı...
Altını çizelim. Tarihin tekerleri geri dönmez. Ama
diktatörlük özlemcilennın de ateşi hiç sönmez...
Bugünün Türkiyesi'ne gelelim...
Erbakan, sözüm ona TBMM'ye büyükönem veri-
yor. Memura verdiği çok standartlı zammın kayna-
ğını Meclis'e soruyor.
Taktik şu:
Bütçe açığı, Çekiç Güç, clağanüstü hal gibi, ha-
cıyla bacının üzerine almak istemediği konular Mec-
lis'e pas edilecek. Bunlar Meclis'te konuşulacak. ik-
tjdar yıpranmayacak.
Halka, "müjdeli" haber vermek gerektiğinde ise
alanlara hoca çıkacak.
Erbakan önceki gün Meclis kürsüsünde şöyle hay-
kırdı:
"Biz bir kararı almadan önce Meclis 'e getireceğiz.
Ne söyleyecekseniz o zaman söyleyin. Sonra söy-
lemek yok."
Benim ilk izlenimim o kı, bunun altında, TBMM'yı
basit bir danışma organına indirgeme arzusu yatıyor.
Medyaya 'ip'leme...
Hukümetın medyadaki promosyona ilişkin kararı-
na ve RP'li milletvekillerinin Erbakan'a sunduğu med-
ya raporuna gelince...
Önce bu konuda en rahat yorum yapabilecek ki-
şilerin Cumhuriyet gazetesi elemanları olduğunu
anımsatalım. Başta çarşaf çarşaf kuponlar olmak
üzere medya kirlendi. Bu. pek çok kesimin üzerinde
birleştiği bir düşünce.
Biraz dikkatli incelendiğinde anlaşılacaktır ki, hü-
kümet gazetelerin gerçek işlevlerine dönmesini sağ-
lamıyor.
Ne yapıyor?
Promosyon ipini eline alıyor. Ipi istediği kadar çe-
kip bırakacak.
Erbakan'a verilen raporda ise. medyanın tekelleş-
mesinin önlenmesinin yanında bir de "yolsuzluk ha~
berlerini sınırlama" var.
Böyle bir sınırlamanın ucunun nereye varacağını
kimse kestiremez...
Bu adımlar büyük yığınların, "Doğru yapılıyor" di-
yebileceği. ama her an sivil bir diktaya yol açabile-
cek ucu bulanık girişimler.
Yazıyı gülerek noktalayalım. Prof. Zafer Gençay-
dın aradı. Erbakan'ın, memura kaynak için "Allah'ın
nimetlerini'' göstermesini anımsatıp birfıkranın gün-
celleştiğini söyledi.
Tanrı baba, meleklerle oturmuş genel durumu ko-
nuşuyor. Nöbetçi melek koşarak gelmiş:
- Almanlarla Fransızlar savaşa girmek üzere...
Tanrı, "Kendileri halleder" demiş.
ABD-Rus krizi?.. "Kendileriçözer..." Mısır-lsrail?..
"Zamanla barışın yolunu bulurlar..."
Melek bu kez daha telaşlı:
- Türklerle Yunanlılar savaşın eşiğinde...
Tanrı hemen ayağa kalkmış:
- Gidelim, Türkler her şeyi bana bırakır...
Karl. Sulu kar ı Gok gurultulu
Bir çift söz, bir çift kurşunMEHMET FARAÇ
"Sanki ben vuruldum. sanki ben öldüm..."
Son günlerin tartışmalara neden olan ci-
nav etinin en >akın görgü tanığı İbrahim Tat-
lıses'in sözleri bunlar.
Ogün Urfa'nın Gümrük Hanı her zaman-
ki serinliğini yaşıyordu. Mırrav ı (acı kahve)
hep nağmelerle. manilerle satan kah\eci
Hüsen'in sesi de nedense hiç çıkmıvordu.
Ta ki "Vıla oğhm bahın İbo geliy" bağrışla-
nnı duyana kadar.
İbrahim Tatlıses memleketi Urt'a'şa her
geldiğinde hiç abartısız ver yennden o> nar-
dı. Trafik hep tıkanır. kentte yaşam altüst
olurdu. Tatlıses bu telaş içinde özlemle at-
mıştı kendini Gümrük Hanı'na...
tbo'vu gören kahveci Hüssen coşkuya
kapılmıştı:
~ Ru/i kah\ e sivahıdır nehfı (etkisi) çohtır
bedene/ Nağlet gelsin tütün ile tömbekiyi
icat edene."
ibo bakırgümgümden Suriye malı mırra
fincanınadökülen iki vudumkahvevi iççe-
kerek yudumladı. Bir domino masasına
oturdu. Herzamanki şakacılığıyla çevresi-
ne takılarak taşları takırdattı. Yanm saat in-
sanlarla sohbet etti, gülüştü.
Kalabalık olanak vermiyordu. Adım ata-
mıyordu. Gümrük Hanı'ndaçevresindeko-
rumalarla ilerlerken. Urfalılarbağırıyordu:
- Babosan. Allihi sevim ibo
- Urfavı Urfa etti. medarı iftiharımızsan
Tathses çok duvgusaldı. Tezahürata, ba-
ğırışlara. ona dokunmak için uzanan ellerin
hevecanını hissederken. babasının ciğerke-
babı tezgâhına sıcak açık ekmeği yetiştir-
menin telaşı geldi aklına. Ocoşku veheye-
canla yanıt verivordu onlara:
"Kurban olım size..'
Tatlıses korumaçemberindeulaşabilmiş-
ti oacı olayın yaşandığı Oturakçı Pazanna.
Kalabalıktan çevreyi göremiyordu. Ur-
fa'nın en eski çarşısında halılara. kilimlere.
neçeklere (başörtüsü). entarilere, kuzu
kürklerinegüçlüklebakabiliyordu.Sıcaktan
bunalıyordu. O an küçük bir çocuğun sesi-
ni duydu:
" İbrahim abey... nasısan?"
Tatlıses kalabalıkta nerede\se ezilecek
olan çocuğun başını, Lrfalıların da sürekli
kullandığı. ama kimsenin gocunmadığı söz-
lerle okşamıştı:
~Vılen gâ\ uroğlu gâ\ ur, e/ilecağsan ara-
da."
Küçük çocuk kahkaha atmıştı. >'anında-
kine heyacanla seslendi:
"Gördimi.. İbo benden konıştı.."
Tatlıses Oturakçı Pazan "> la Sobacı Paza-
n'nın kesiştiğı noktada bir halı pazarlığı
Erbakan rantiyeye teslinı oldu
ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) -
"Adil ditten" vaatleri çerçe\ esinde
rant ekonomisine son vereceği
sözüyle iktidara gelen RP'nin Genel
Başkanı Başbakan Necmettin
Erbakan da. memur ve emekli
maaşlarına ortalama yüzde 50
oranmda verdiği zamlan ve kamunun
diğer kaynak gereksinimlerini
karşılamak için rantiyelere teslim
oldu. Erbakan, "rantiyelerin uşagı"
olmakla suçiadığı eski hükümetJer gibi memur
maa^ artışlannın bütçeye getirdiği 125 trilyon
liralık yükü. bankalara "yiiksek faiz" karşılığı
satacağı Hazine bonolarıyla karşılamayı
programlarken. kamunun yüksek kaynak
gereksinimi için de devlet arazilerini. KİT'leri
ve bu işletmelerin lojmanlan ve arsalannı
satmaya hazırlanıyor.
Bono faizleri
Jlk aşamada, Sümer Holding'in 3 milyon 501
bin metrekarelik arsalan ile Arsa Ofisi Genel
Müdürlüğü'nün bildirdiği toplam 7 milyon
metrekarelik kamu arsa ve arazilerinin satışa
çıkanlacaği belirtildi. Maaş zamlannm
bütçeye getirdiği açıklanan 125 trilyon lirahk
ek yükün 115 trilyon lirası net maaş
artışlanndan. 10 trilyon lirası da bu artışlann
karşılanması için satılacak bonolann
faizlerinden oluşuyor. İç borçlanma için
verilen faizleri vergilendireceğıni savunan
REFAHYOL. güvenoyu almasıntn hemen
ardından dûzenlediği bono ihalesinde
bankalara yıllık bileşik yüzde 121 gibi yüksek
bir oranda faizle 94 trilyon liralık vergisiz
• Başbakan Necmettin Erbakan, "rantiyelerin uşağı"
olmakia suçiadığı eski hükümetler gibi memur maaş
artışlannın bütçeye getirdiği 125 trilyon liralık yükü,
bankalara "yüksek faiz" karşılığı satacağı Hazine
bonolanyla karşılamayı programlıyor. Erbakan, kamunun
yüksek kaynak gereksinimi için de devlet arazilerini,
KlT'leri ve bu işletmelerin lojmanlan ve arsalannı
satmaya hazırlanıyor.
kâğıt sattı. Erbakan'ın. kamunun kaynak
gereksinimini karşılamak için planladığı ikinci
yolu da, rantiyeleri besleyen en önemli
kanallardan olan arsa ve arazi satışlan
oluşturuyor. RP lideri Necmettin Erbakan'ın
halen emlak gelirlerinin vergilendirilmesi ve
emlak değerlerinin yeniden belirlenmesi için
çıkaracağını vaat ettiği yasa için de herhangi
bir hazırlık başlatmadığına dikkat çekildi.
ListeÖİB^de
Erbakan'a, talimatı doğrultusunda
Özeileşrirme İdaresi Başkanlığı'nda yapılan
çalışmada, ilk aşamada satılabilecek arsaların
listelerinin verildiği öğrenildi.
Erbakan'm TBMM Genet-Kurulu'nda önceki
gün kaynak olarak gösterdiği Sümer
Holding'in Istanbul Beykoz'daki 105 bin ve 64
bin metrekarelik iki değerli arsası da bu
kapsamda bulunuyor. Ancak hükümet,
Özelleştirme Yasası uyannca, bu arsaların
satışından elde edilecek geliri bütçeye
aktaramayacak. ÖİB'nin verdiği listeye göre,
Sümer Holding'in ilk a^anıada satılabilecek
toplam 3 milyon 501 bin metrekarelik arsalan
şöyle: "Adana'da toplam 71 bin 586
metrekarelik 3 arsa,* Ağrı'da 225 bin
339 metrekarelik 16; Erzurum'da 20
bin 184 metrekarelik 3; Eskişehir'de
328 bin 905 metrekarelik 6;
Gaaantep'te 1396 metrekarelik 2;
Kocaelide 28 bin 839 metrekarelik
15;Konya'da665binl67
metrekarelik 11; Manisa'da 148 bin
554 metrekarelik 9; Van'da 800
metrekarelik 1; İstanbul'da 197 bin
785 metrekarelik 5; Ordu'da 30 bin 386
metrekarelik 1: Sıvas'ta 17 bin 876
metrekarelik 2; Çankırfda 3 bin metrekarelik
2; Ankara "da 95 bin 992 metrekarelik 1;
Şanlıurfa'da 90 bin metrekarelik 1; Kayseri'de
54 bin 470 metrekarelik 11; Bitlis'te 3 bin
metrekarelik 1: Dnarbakır'da 1 milyon 391 bin
500 metrekarelik 6; Adıyamanda 29014
metrekarelik 2; Hatayda 1302 metrekarelik 2;
İzmir'de 3 bin 337 metrekarelik 2: Malarva'da
39 bin 320 metrekarelik 13; İçel'de de 33 bin
103 metrekarelik 1 arsa"
Ofisi'in envanteri
Arsa Ofısi Genel Müdürlüğü'nün de
Erbakan'a ilk aşamada toplam 7 milyon
metrekarelik Hazine arsası ve arazisi
satılabileceğini bildirdiği öğrenildi. DYP
Genel Başkan Yardımcısı İsmail Köse de dün
dûzenlediği basın toplantısında, devletin
lojman ve misafirhaneleri ile 300 bin aracının
satışından yaklaşık 1 katrilyon liralık kaynak
beklediklerini, "israflan" önleyerek de 500
trilyon liralık tasarruf sağlayacaklannı
savundu.
Hüküınet9
örtülü basın peşinde
ERGÜN AKSOY
ANKAR.-\ - (Jzlaşma zeminını
"yolsuzluklan karşüıklı olarak ört-
bas etme" noktasında oluşturmakla
suçlanan REFAH\'OL koalisvonu.
yolsuzluk haberlennin yayımlanma-
sını engellemek \e basını yıldırmak
için hazırhklara başladı. >'eni bir ba-
sın yasasına dayanak oluşturmak
amacı\la Başbakan Necmettin Er-
bakan'ın talimatı üzerine bir grup
RP millenekili tarafından hazırla-
nan medya raporunda sansürün işa-
retleri \erildi.
Raporda. medyaya \erılen ilania-
nn vergıden düşülmemesi: yolsuz-
luk ve usulsüzlük ıddialarının yayı-
mına da ancak kesinleşmiş yargı ka-
rarı ya da. müfettiş raporlarına da-
vandırılması durumlannda ızın \e-
nlmesı öngörüldü. Raporda. ~Gaze-
te sahipleri başka işlerie uğraşmama-
lı. uğraşırlarsa bile med\a kurulu-
şundaki hisseleri belli bir oranda ol-
mairdemldı.
Başbakan Necmettin Erbakan'ın.
"Gazeteler ıncık-boncuk dağıtıjor-
lar \e bunun KDV'sini ödemiyorlar.
Basın davalan uzun zamanda sonuç-
lanı\or. Bunun \asal düzenlemesini
>apıp kısa bir sürede sonuclanması-
nı sağlamalı\ız. Medya kuruluşlan-
nı düzelrmek gerekir" açıklamasın-
dan sonra. RP millet\ekıllerinden
medya ile ılgilı a\rıntılı bir rapor is-
tediği bıldirildi.
Bir grup RP milletvekili tarafın-
dan hazırlanarak Erbakan'a iletilen
raporda. "gazeteveTVIerinellerinin
devletin cebindeolduğu^belirtılerek
medyaya çekıdüzen \enlmesi ısten-
dı. Raporda. medya ile ilgilı yapıl-
ması gereken bazı düzenlemeler şöv -
le sıralandı.
- Medyava \enlen ılan ve reklam-
lar "vergiden düşülecek harcama-
lar" kapsamından çıkarılmalı
- Gazete patronlan başka işle uğ-
raşmamalı. Uğraşırlarsa bile medya
kurulusunda belli bir oranda hisse\e
sahip olmalıdırlar. Basında tekelleş-
me>i önlemek için \asal düzenleme
>apılmalı. Bir kişinin birden fazla
med\a kuruluşuna sahıp olması ke-
sinlikle yasaklanmalı.
Raporda. yolsuzluk \e usulsüzlük-
lerle ılgili haberlere de üstü kapalı
sansür u}gulanması gündeme getiri-
lerek şövle denıldi-
"Elde hiçbir kanıl olnıamasına
karşın, kişileri rencide edici \c kara-
la\an haberlerin engellenmesi gere-
kir. Müfettiş raporu bulunmadan.
resmi belge olmadan \a da kişi \eya
kişiler hakkında kesinleşmiş mahke-
nıc kararı bulunmadan usulsüzlük
\e >olsu/Juk iddialarının >a/ılnıama-
sı için şasal düzenleme > apılmalı. Bu-
na u\rna\an kuruluşlara para ceza-
lan \erilmeli."
Başbakan Erbakan'ın. raporu in-
celedikten sonra. koalis\on ortağı
DYP'nin Genel Başkanı, Başbakan
Yardımcısı \e Dışişleri Bakanı Tan-
su Çiller'e sunacağı bildirildı.
D\"P'nin de olumlu karşılaması ha-
linde REFAHYOL onaklarının. Ba-
sın Yasası'ndadeğişiklikyapacakla-
rı kavdedildi.
için duraksadı. Yaşlı esnafa elini uzattı:
-"Söle bahım dayı. kaç para bu?"
-~20 mi!\on İbrahim.'
-"•V'a\ çoh yav.. Gel bunı 15 yap«"
Pazarlık ıvi sonuçlanmıştı. İbo halıyı al-
mıştı. 300milyonunüzerindealış\enş>ap-
tığı çarşıdan ter içinde çıkmaya çahşıyordu.
Sağa mı dönseydi, sola mı?. Karan anında
\ermişti. sağa döndü ama. ensesine gelen
birel dokunuşuyladurmuştu. Yanınaçarşı-
nın eskilerinden Şığ.Mehemetyaklaştı. Yü-
züne tatlı bir tokat indirdi okşayarak:
"Hocai hızu- senden beraber olsm İbo"
Tatlıses şıhın ha> ır duasıyla yürüyordu kı
halıcı esnafından Ahmet Toptan'ın sesi
yükseldi:
"Neter yav, niye onlardan alisan, biraz da
bizden al.."
Tatlıses kalabalığın arasından duyduğu
sese her zamankı sıcaklığıyla şaka ile karı-
1 sık vanıt verdı:
"Dur \ da gâ\ ur oğlu gâ-
\ur siye de geli\em, senden
de alacağam.."
30 yaşındaki halıcı esnafı
Toptan. Ibo'nun herkese
kullandığı bu sözlerden go-
cunmuştu:
"Gâvur oğlu gâvur sen-
sen. Beni onlara mı benzet-
ti.."
Tatlıses'in takılmasını
ciddiye alan esnaf, görgü ta-
nıklarına göre dükkânının
önündeki halıların kalaba-
lıktan ezilmesinin gerginli-
ğıyle de olsa iyice kızmıştı.
Tatlıses'in vakınlan onu
dükkânına götürmüş ama.
kızgınlığı bitmemiştı. tşte
ne olduysa o an olmuş.
İbo'nun çe\resındekilerle
halıcı genç arasında başla-
yan tartışma kav gaya yol aç-
mıştı. Tatlıses'e göre "Boş
verin, bırahın gelin" sözleri
bir işe yaramamıştı. Kalaba-
lıktan kimsenin müdahale
edemediği tartışma sırasın-
da iki el kurşun sesi. nahit
taşlı çarşının serinliğine buz
gibi düşmüştü. \'örenin ge-
leneksel. biraz argo. biraz
şovenlik içeren şakalaşma-
Iannın içinde sürekli kulla-
nılan. kimsenin gocunmadı-
ğı, kızmadığı bir çift sözün
ardından gelen bir çift kur-
şun. o kargaşada genç halı-
cının ölümüne yol açmıştı.
İbo'ya sevgi gösterisinde
bulunan > üzlerce insan kas-
katıkesılmişti. Sevgi vecoş-
ku yerıni şaşkınlığa bırak-
mıştı. Televizyon şovların-
da. lahmacun salonlannda.
dekorunu. kaset kapaklannı
Urfaspor'un sarı-yeşil renk-
leriyle süsleyen. mikrofonu
her eline aldığında Urfa'nın
adını ağzından düşürmeyen,
her Lrfalının ağzında bir
türküsü mırıldanan. her ev-
de bir kaseti çalınan. tüm
Urfa'nın gurur duyduğu,
dünyanın en duy gusal insan-
lanndan biri olarak tanınan
Tatlıses şoka girmişti.
4
Gazeteler pazarlamacıya döndü'
• Baştarafı 1. Sayfada
panyası başlatması ve sürdürmesi üzenne
devreye girdi. Erez. dün Millivet'e biryazı
aöndererek bu kampanyada. tebliğin "okur-
lardan katkı pa\ı alınmasını vasaklayan"
hükmünün ihlal edildığini kaydetti. Kam-
panyanın derhal durdurulması gerektiğini
\urgulayan Erez. vazısında şöyle dedi:
"Yazılı Basın Kuruluşları Promosyon
Kampanyaları Hakkındaki Tebliğ, Resmi
Gazete'nin lOTemmuz 1996günkü müker-
rersavısında >av ımlanarak bu tarih itibam -
la yürürlüğe girmiş bulunmaktadır. Bu teb-
Uğin 6. maddesinde va/ılı basın kuruluşla-
nnca düzenlenen promosyon kampanyala-
rı ile ilgüi olarak tüketicilerden doğrudan
vey a dolaylı olarak hiçbir şekil \e ad altında
kafılım pa>ı, katkı pa>ı ve benzer ödeme ya-
pılmasının isteneme\eceği öngörülmüştür.
Bu durumda kuruluşunuz Milliyet gazete-
sinin katkı pavh otomobil kampanvaları.
tebliğin 6. maddesi hükmüne aykınlık teş-
kil etmektedir. Anılan tebliğ gereğince, söz
konusu kampamanın derhal durdurulma-
sı gerekmektedir."
Erez. ayrıca Hazine Müsteşarlığı'na bir
yazı yazarak bankalara Mılliyet'in otomo-
bil kampanvası için vatınlacak katkı payla-
nnın alınmaması yönünde talimat verilme-
sini istedı.
RTÜK'e de bir yazı yazan Erez. Milli-
yet'in dûzenlediği katkı paylı otomobil
kampanyasına ilişkin televizyonlardaki rek-
lamlann durdurulmasını istedi.
RTÜK Başkan Yardımcısı Fatih Karaca
da dün yaptığı açıklamada. Erez'in başvu-
rusunu ihbar kabul ettiklerini belirterek Ya-
yın tzleme Dairesı'nin kampanya reklam-
larını izleyeceğini belirtti. Karaca. "Rek-
lamlar yüıe >a>ımlanu^a \ann Ibugün) sa-
bah Üst Kurul konuv u değerlendirip kara-
rını açıklavacak" dedı.
Erez. dün vaptığı yazılı açıklamada da
gazetelerin düzenleyecekieri promosvon
kampanv alannda dağıtılacak nıallan. yazı-
lı veyagörsel kültürel ya\ınlarla sınırlavan
yasa taslağının bir an önce çıkması gerek-
tiğini belirtti.
Açıklamada. gazetelerin promosyon
amacıyla dağıttıkları mallann kalitesinin
düşük olduğu. tüketicinın mağdur edildiği
belirtilerek "Tükericilerin, denetim altına
alınamadığı için devlete güveni kalmamak-
tadır" denıldi.
Tüketicilerin vanı sıra gazetelerin daöıt-
tıklan mal gruplannı üreten üreticilerin de
haksız rekabete uğradığı beürtilen açıkla-
mada. gazetelerin promosvonu bir tiraj art-
tırma aracından çıkanp savaşa döndürdük-
leri kavdedildi.
Promosyon nedeniyle birçok gazetenin
rekabet edemeyerek kapandığı. sektörde bir
tekelleşme oluştuğu belirtilen açıklamada
şövle denildı:
"Biirün bunların ötesinde bu tür kam-
panv alar. halkın haber alma ana kaynakia-
nndan biri olan yazılı basın kuruluşlarımı-
zı bu işlevinden uzaklaştırmakta \e onları
adeta rnurtak eşyalan ve diğer dayanıklı tü-
ketim mallan pa/arla\Kisı konumuna dü-
şürmektedir. Bu durum. ticaret serbestliği ya
da rekabet özgürlüğü açılanndan sav unula-
maz."
Açıklamada a\nca. gazetelerin tiraj art-
tırmakamacıvladüzenledikleri promosvon
kampanyalannda dağıtılan mallann fiyatla-
rının gazetenin fiyatıyla sınırlı tutulduğu
belirtildi.
Yolsuzluk suçlamalarına cirkin saldırı
DYP'den basma: Cüceler
ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) -
DYP, REFAHYOL koalisyonuna
karşı toplumdan ve pariamentodan
yükselen tepkiyi dile getiren,
Tansu Çfller ve ailesinin adının
kanştığı yolsuzluk bulgulannı
yayımlayan basına ahşılmamış bir
üslupla tepki gösterdi.
REFAHYOL koalisyonu, gazete ve
televizyonlara karşı baskı ve
sansür hazırlığına girerken, DYP
Genel Merkezi'nden basına karşı
ağir suçlamalar içeren bir bildiri
yayımlandı. Tansu Çiller'e karşı.
"kin ve garaz" anlayışı içinde.
"insafsu. ağır ve çirkin saldınlar"
yapıldığı savunulan bildiride,
Çiller'in vergi kaçırdığının ortaya
çıktığı ve hesabmı veremediği
servetiyle ilgilı. "Çeşidi
açıklamalara rağmen Sayın Çiller
ve ailesine ait malvarfıgı ile yalan
vanlış ve sadece iftira içeren görflş
ve düşünceler: örtülü ödenek
konusunda bir dolandıncının
ifadelerine dayalı tespitler ne denli
siyaset cellatlığına soyunulduğunun
açık göstergesidir" görüşü diJe
getirildi. Mahkemeye yansıyan
örtülü ödenek dolandıncılığı ve
Meclis soruşturmasına konu edilen
Çiller ailesinin servetiyle ilgili
haberleri "iföra'* diye niteleyen
DYP yönetimince. "Sajın Çiller ve
ailesinin bugüne dek 12 yılda 11
kez tek kuruşuna kadar mal
bildiriminde bulunduğunu zekâ
zaafîyetine uğramışcasına unutup;
şeytani planlaria ve gerçek dışı
bilgilerin kamuovunun önüne
tekrar tekrar geririlmesi ise
ülkemizde ov nanmak istenen çirkin
ayak oyuıılannın başka bir
boyutudur*' denıldi.
TÖFAŞ, TEDAŞ ve malvarlığıyla
ilgili Meclis soruşturmalanndan
kurtulmak için kurulduğu DYP
millervekilleri tarafından da dile
getirilen REFAHYOL
koalisyonunun savunmasının
yapıldığı bildiride, en ağır
suçlamalarda bulunup. kesinlikle
koalisyon kunnayacağmı
açıkladığı RP ile hükümet ortağı
olan Tansu Çiller için, "Genel
başkanımız Sayın Tansu Çiller'in
nasıi ilkeli olduğunu sağır suftanlar
dışındaki tüm kesimler çok iyi
bilmektedir" görüşü dile getirildi.
Bildiride. gazeteciler için şu -
ifadelere yer verildi:
"Ne acıdır ki TEDAŞ, TOFAŞ v«
örtülü ödenek konulannda
umutlannı kesen belli çıkar
gruplan ve onlann
borazancıbaşlaru şimdi de
Atatürkçülük ve laiklik anlayışı
arkasına sığınarak daha önce
tezgâhladıkian komplolann yeni
bir uzantısını ortaya
kovmaktadırlar. Gazetecilik onuriu
bir iştir. Ancak dedikoduiar ve
söytenfiler üzerine uy duruian
senaryolaıia terör havası yaratmak
ve kişilik haklannı hiçe saymak,
gazetecilik haysiyeti \e onuru ile
bağdaşmamaktadır. Basın
tarihimizin altın sayfalanna geçmiş
rahmerli Burhan Felek, l lunay ve
Abdi İpekçi gibi birçok onuriu
yazanmızın, kalemlerini nasıl
hassas dengeler içersinde
kullandıklan anımsandıkça,
bugünkü cüceler daha iyi
anlaşılmaktadır. Aldıklan avlık 20-
25 bin dolar maaşla ve gerçek
maaşlannın karşılığı olan vergileri
ödemeyip vergi kaçakçılığı yaparak
sırça köşklerde yalan iftira ve
çamur üreterek, a> nca üstün
hi/metleri karşıhğında (!) elde
ettiklerini hem devlerten, hem de
milletten gizleyerek gazetecilik
yaptığını sananlar, bir gün
bouınlannda muriaka utanç
beİgelerini asıh göreceklerdir."
Tatlıses: Allahım
neydi günahım?
20 yıl önce ayrıldığı. an-
cak bir türlü kopamadığı
'•L'rfa'sında" 600 bin insa-
nın gönlündeki "tahtı" sar-
san iki kurşun sadece Top-
tan'ı değil, İbo'yu da öldür-
müştü. "Ben öldüm. .\lla-
hım neydi günahım" dive
üzüntüsünü dile getiren Tat-
lıses. olay anını ve sonrası-
nı şövle anlattı: "Çarşıda
ölen gençle bizim çocuklann
aralarında tartışma çıkınca
hemen kalabalığın arasına
girdim. Ölen insan küfür
ediyormuş. \e dediğini duv-
madım ama. tahrik etmiş.
Ahmet. Mehmet. Hüseyin
dhe bağırdım. Sesim du\ ul-
madı ki. Duyulsaydı bu olay
olmazdı. Miimkün değiî,
kavgacılan ayırır. engeller-
diın. Onlara doğru vönel-
dim. Beş metre mesafe>e kal-
mıştı ki tak di> e bir ses.
Sanki ben öldüm, ben v urul-
dunı. Namusuma. nikâhı-
ma, şereflme olayın özü bu-
dur. Keşke sol tarafa gitsey-
dim bu olav olnıasavdı. Bu
işte en önemlisi kasıt. düş-
manlık yok. Benim çocuklu-
ğum bu çarşılarda. bu so-
kaklarda geçti. Bir insanın,
hele Urfa'da, bir lrfalının
ölmesini nasıl isterim. Aile
tanıdık çıktı. Onlardan, her-
kesten çok ben üzüldüm. Mi-
deme kramplar girdi. Kim-
se olav ı saptırmasın. kimse
olav çıkarmava çalışmasın.
Bu adanıda benim kasetle-
rinı vardır. Benim şarkıla-
nnıla üzülmüş sevinmiştir
belki. Ölen insana, örf ve
âdetlerimize saygı duydum,
konseri iptal ettim. Div arba-
kır'da 18-20 bin insana bir
dakika saygı duruşu yapnr-
dım. \ kdanen Allah katın-
da rahatım."
OLAYLARIN
ARDEVDAKÎ
GERÇEK
I Baştarafı 1. Sayfada
den RP 'nin, bu kadar kısa
sürede bu kadar çabuk dö-
niişleryapması, kiiçümse-
necek bir "hasun " değil.
RP'nin bu tııtuınu, eline
fırsat geçtiğinde yine "lu<,
beklenmey en " dönüsler
yapabileceği izJenimini de
veriyor.
Bu pencereden bakıldı-
ğında, demokrasiye ina-
ııan güçlerin her zanıan-
kinden daha uyanık olma-
sı gerekiyor.
Zor bir dönemden geçi-
yoruz. Genel kirlilik, yeni
hükümetin bu duruına
karşı atacağı her uduıtın
sempatiylekarsılanmasını
sağlayabilir. Bu sempatiyi
arkasına alan koalisyon,
iktidarını sürdürmek için
demokrasinin kurallunylu
bağdasmayan hareketİere
girisebilir.
Kirliliğin ve bozuhnus-
luğun çöziimü yusakluma
değildir.
Hükümetin bu konular-
daki girisimlerini kııyıım-
cu terazisinde tartaruk de-
ğerlendireceijiz.
• • •
Ilaca
% 2 0
zaıııİstanbul Haber Servisi-
Zam sağanagı sürüvor.
THY'nın iç hat seferlenne
yaptığı vüzde I I-I6oranın-
daki zamdan sonra. ılaç fı-
yatlarına da yüzde 20 zanı
yapıldı.
İlaç fiyatlannın zamlı sa-
tışına başlandı. İstanbul Ec-
zacı Odası Başkanı Mustafa
Turunç. Sağlık Bakanlı-
ğı'nın ılaç fıvatlarına zam
kararını aylaröncesinden al-
dığını öne sürerek. "Halkı i-
laçalunından uzaklaştıracak
ve toplumu sağlıksızlığa ite-
cekkeyfızam uvgulamaları-
nakarşıyız" dedı.
Mustafa Turunç. vaptığı
vazılı açıklamada. Sağlık
Bakanlığı'nın. mavisavı ba-
şında. ilaç fivatlarına hem
mavıs. hem de hazıran için
yüzde 20 zam karan aldığı-
nı belirterek. haziran avına
ilişkin fıvat artışının şu gün-
lerde uvgulanmava başlan-
dığını kavdetti. Turunç.
açıklamasında şu görüşlere
yerverdi:
"Sağlık Bakanlığı. avlar
evvel haziran avı zammını
deklare edivor. 'Bu ava iliş-
kin ilaçrırmalarının malivet-
leri, giderleri nedir" dive bir
araştırma vapnııv or. Bakan-
lık. büv ük kehanette buluna-
rakilaçfirmalannınilaçları-
nın bir av öncesinden. bir a>
sonrasının giderlerini hesap-
lama becerisi göstermiş. bu
konuda kimlere hizmet ettik-
lerini de gözler önüne ser-
miştir. İlaç. toplum sağlığı
için vazgeçümez ve zorunlu
alınması gereken bir ürün-
dür. O nedenle. ciddivetten
uzak fivat artışlarını kabul-
lenmemiz münıkün değil-
dir."
'IMF'ye
bağhyız'
• Baştarafı 1. Sayfada
Bütçeye 125 triKoıı lıra ek
yük göze alınarak memur \ e
emekli maaşlarına vapılan
ortalama yüzde 50 düzev in-
deki zammın gerekçelenne
de değinılen mektupta "Ka-
mu çalışanlannın maaşları-
na. oluşabilecek susval hıı-
zursuzlukların engellenmesi
ve ekonomi politikalarının
rahat vönetilmesi için vük-
sek oranlı zam verilmesi zo-
runludur" denıldi.
Mektupta.yılbaşından iti-
baren tüm sivasi istıkrarsız-
lıklara karşın ekonomık den-
gelerin denetim altına alına-
bildiği de sa\unuldu.
IMF'ye. son makro ekono-
mık verilenn de "mektuba
ek" olarak gönderıleceğı be-
lirtildi.
Mektubun. Başbakan Er-
bakan'ın bılgısı çerçevesın-
de hazırlandığı ve IMF'ye
gönderilmesi ıçınonav bek-
lendiûi belirtildi.