27 Kasım 2024 Çarşamba English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
1 3 TEMMUZ 1996 CUMARTESİ • • • • CUMHURİYET SAYFA HABERLERIN DEVAMI 19 Istanbul PB 26 Sınop PB 25 Edirne PB 32 Çanakkale PB 31 Kocaelı PB 24 lz:mır A 32 Iv/Isnisa A 32 Aydın A 33 D-e-nızlı A 34 Zcmguldak PB 25 Antalya Samsun Trabzon Gıresun Ankara Konya Eskişehır Sıvas PB PB PB A A A A 27 27 27 37 35 29 30 A 29 Kars Adana Mersin Diyarbakır Şanlıurfa Mardın Sıirt Hakkârı Van A A A A A A A A 32 30 39 41 37 36 26 29 A 29 Yurdun kuzey ke- simleri parçalı bu- lutlu, diğer yerler az bulutlu ve açık. Hava sıcaklığında önemli bir deği- şıklik olmayacak. Rüzgâr, kuzey ve doğu yönlerden hafif, ara sıra orta kuvvette esecek. Londra Paris Roma Berlin Amsterdam Madnd Sofya Brüksel PB PB PB PB PB Y PB PB 26 27 29 23 19 34 28 25 Budapeşte PB 25 Münıh Atina Mılano Oslo Helsınki Stockholm Belgrad Vıyana Bonn Pb Y PB Y Y PB Y PB 32 31 25 24 17 29 27 24 PB 26 Şam 35 Acık / " ^ Parçalıbulutlu ; Sıslı t Çok bulutld • Yağmurlu G U N D E M m-STAFA BALBAY B Baştarufı 1. Sayfada Almanya'nın Hitler'inden Arjantin'in Peron'una kadar, kitlelerin oyunu alıp iktidara gelince diktatör- lüklerini ilan edenler, genel olarak şu taktiği izlediler: - Yoksul yığınları kendine bağlamak. - Zenginlere dokunmamak. Hatta en üst tabakayı biraz daha zenginleştirmek. - Polis örgütünü elınin altında tutmak. Arjantin'de Peron'un lakabı şuydu: "Zenginlehn ve fakirlerin diktatörü." Hitler, şu süreçle iktidara geldi: - 1920'lehn sonunda sanayi çevreleri, "Neolursa olsun, sağcı birhükümet iktidara gelsin" mantığın- daydı. Bunu çok iyi kullandı. - Olağanüstü propaganda çalışmalanyla fakirleri kendisine bağladı. - Hukümetın ıç ve dış polıîikadaki başansızlıkları- nı çok iyi kullandı. - Ocak 1933'te iktidara geldiğinde parlamento ço- ğuınluğu yoktu. Bunu sağlamak için cumhurbaşka- nını yeni bir seçime ikna etti. - 5 Mart 1933'teki seçimlerde oyların yüzde 44 'ünü alarak iktidara geldi. - Ordunun destegini sağlamak için ordunun iste- diği her şeyi yaptı. Ordunun istemediklerini tutuklat- tı ve yargılamadan öldürttü. Ve 1945'e kadar sürecek olan Hitler diktatörlüğü başladı... Altını çizelim. Tarihin tekerleri geri dönmez. Ama diktatörlük özlemcilennın de ateşi hiç sönmez... Bugünün Türkiyesi'ne gelelim... Erbakan, sözüm ona TBMM'ye büyükönem veri- yor. Memura verdiği çok standartlı zammın kayna- ğını Meclis'e soruyor. Taktik şu: Bütçe açığı, Çekiç Güç, clağanüstü hal gibi, ha- cıyla bacının üzerine almak istemediği konular Mec- lis'e pas edilecek. Bunlar Meclis'te konuşulacak. ik- tjdar yıpranmayacak. Halka, "müjdeli" haber vermek gerektiğinde ise alanlara hoca çıkacak. Erbakan önceki gün Meclis kürsüsünde şöyle hay- kırdı: "Biz bir kararı almadan önce Meclis 'e getireceğiz. Ne söyleyecekseniz o zaman söyleyin. Sonra söy- lemek yok." Benim ilk izlenimim o kı, bunun altında, TBMM'yı basit bir danışma organına indirgeme arzusu yatıyor. Medyaya 'ip'leme... Hukümetın medyadaki promosyona ilişkin kararı- na ve RP'li milletvekillerinin Erbakan'a sunduğu med- ya raporuna gelince... Önce bu konuda en rahat yorum yapabilecek ki- şilerin Cumhuriyet gazetesi elemanları olduğunu anımsatalım. Başta çarşaf çarşaf kuponlar olmak üzere medya kirlendi. Bu. pek çok kesimin üzerinde birleştiği bir düşünce. Biraz dikkatli incelendiğinde anlaşılacaktır ki, hü- kümet gazetelerin gerçek işlevlerine dönmesini sağ- lamıyor. Ne yapıyor? Promosyon ipini eline alıyor. Ipi istediği kadar çe- kip bırakacak. Erbakan'a verilen raporda ise. medyanın tekelleş- mesinin önlenmesinin yanında bir de "yolsuzluk ha~ berlerini sınırlama" var. Böyle bir sınırlamanın ucunun nereye varacağını kimse kestiremez... Bu adımlar büyük yığınların, "Doğru yapılıyor" di- yebileceği. ama her an sivil bir diktaya yol açabile- cek ucu bulanık girişimler. Yazıyı gülerek noktalayalım. Prof. Zafer Gençay- dın aradı. Erbakan'ın, memura kaynak için "Allah'ın nimetlerini'' göstermesini anımsatıp birfıkranın gün- celleştiğini söyledi. Tanrı baba, meleklerle oturmuş genel durumu ko- nuşuyor. Nöbetçi melek koşarak gelmiş: - Almanlarla Fransızlar savaşa girmek üzere... Tanrı, "Kendileri halleder" demiş. ABD-Rus krizi?.. "Kendileriçözer..." Mısır-lsrail?.. "Zamanla barışın yolunu bulurlar..." Melek bu kez daha telaşlı: - Türklerle Yunanlılar savaşın eşiğinde... Tanrı hemen ayağa kalkmış: - Gidelim, Türkler her şeyi bana bırakır... Karl. Sulu kar ı Gok gurultulu Bir çift söz, bir çift kurşunMEHMET FARAÇ "Sanki ben vuruldum. sanki ben öldüm..." Son günlerin tartışmalara neden olan ci- nav etinin en >akın görgü tanığı İbrahim Tat- lıses'in sözleri bunlar. Ogün Urfa'nın Gümrük Hanı her zaman- ki serinliğini yaşıyordu. Mırrav ı (acı kahve) hep nağmelerle. manilerle satan kah\eci Hüsen'in sesi de nedense hiç çıkmıvordu. Ta ki "Vıla oğhm bahın İbo geliy" bağrışla- nnı duyana kadar. İbrahim Tatlıses memleketi Urt'a'şa her geldiğinde hiç abartısız ver yennden o> nar- dı. Trafik hep tıkanır. kentte yaşam altüst olurdu. Tatlıses bu telaş içinde özlemle at- mıştı kendini Gümrük Hanı'na... tbo'vu gören kahveci Hüssen coşkuya kapılmıştı: ~ Ru/i kah\ e sivahıdır nehfı (etkisi) çohtır bedene/ Nağlet gelsin tütün ile tömbekiyi icat edene." ibo bakırgümgümden Suriye malı mırra fincanınadökülen iki vudumkahvevi iççe- kerek yudumladı. Bir domino masasına oturdu. Herzamanki şakacılığıyla çevresi- ne takılarak taşları takırdattı. Yanm saat in- sanlarla sohbet etti, gülüştü. Kalabalık olanak vermiyordu. Adım ata- mıyordu. Gümrük Hanı'ndaçevresindeko- rumalarla ilerlerken. Urfalılarbağırıyordu: - Babosan. Allihi sevim ibo - Urfavı Urfa etti. medarı iftiharımızsan Tathses çok duvgusaldı. Tezahürata, ba- ğırışlara. ona dokunmak için uzanan ellerin hevecanını hissederken. babasının ciğerke- babı tezgâhına sıcak açık ekmeği yetiştir- menin telaşı geldi aklına. Ocoşku veheye- canla yanıt verivordu onlara: "Kurban olım size..' Tatlıses korumaçemberindeulaşabilmiş- ti oacı olayın yaşandığı Oturakçı Pazanna. Kalabalıktan çevreyi göremiyordu. Ur- fa'nın en eski çarşısında halılara. kilimlere. neçeklere (başörtüsü). entarilere, kuzu kürklerinegüçlüklebakabiliyordu.Sıcaktan bunalıyordu. O an küçük bir çocuğun sesi- ni duydu: " İbrahim abey... nasısan?" Tatlıses kalabalıkta nerede\se ezilecek olan çocuğun başını, Lrfalıların da sürekli kullandığı. ama kimsenin gocunmadığı söz- lerle okşamıştı: ~Vılen gâ\ uroğlu gâ\ ur, e/ilecağsan ara- da." Küçük çocuk kahkaha atmıştı. >'anında- kine heyacanla seslendi: "Gördimi.. İbo benden konıştı.." Tatlıses Oturakçı Pazan "> la Sobacı Paza- n'nın kesiştiğı noktada bir halı pazarlığı Erbakan rantiyeye teslinı oldu ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - "Adil ditten" vaatleri çerçe\ esinde rant ekonomisine son vereceği sözüyle iktidara gelen RP'nin Genel Başkanı Başbakan Necmettin Erbakan da. memur ve emekli maaşlarına ortalama yüzde 50 oranmda verdiği zamlan ve kamunun diğer kaynak gereksinimlerini karşılamak için rantiyelere teslim oldu. Erbakan, "rantiyelerin uşagı" olmakla suçiadığı eski hükümetJer gibi memur maa^ artışlannın bütçeye getirdiği 125 trilyon liralık yükü. bankalara "yiiksek faiz" karşılığı satacağı Hazine bonolarıyla karşılamayı programlarken. kamunun yüksek kaynak gereksinimi için de devlet arazilerini. KİT'leri ve bu işletmelerin lojmanlan ve arsalannı satmaya hazırlanıyor. Bono faizleri Jlk aşamada, Sümer Holding'in 3 milyon 501 bin metrekarelik arsalan ile Arsa Ofisi Genel Müdürlüğü'nün bildirdiği toplam 7 milyon metrekarelik kamu arsa ve arazilerinin satışa çıkanlacaği belirtildi. Maaş zamlannm bütçeye getirdiği açıklanan 125 trilyon lirahk ek yükün 115 trilyon lirası net maaş artışlanndan. 10 trilyon lirası da bu artışlann karşılanması için satılacak bonolann faizlerinden oluşuyor. İç borçlanma için verilen faizleri vergilendireceğıni savunan REFAHYOL. güvenoyu almasıntn hemen ardından dûzenlediği bono ihalesinde bankalara yıllık bileşik yüzde 121 gibi yüksek bir oranda faizle 94 trilyon liralık vergisiz • Başbakan Necmettin Erbakan, "rantiyelerin uşağı" olmakia suçiadığı eski hükümetler gibi memur maaş artışlannın bütçeye getirdiği 125 trilyon liralık yükü, bankalara "yüksek faiz" karşılığı satacağı Hazine bonolanyla karşılamayı programlıyor. Erbakan, kamunun yüksek kaynak gereksinimi için de devlet arazilerini, KlT'leri ve bu işletmelerin lojmanlan ve arsalannı satmaya hazırlanıyor. kâğıt sattı. Erbakan'ın. kamunun kaynak gereksinimini karşılamak için planladığı ikinci yolu da, rantiyeleri besleyen en önemli kanallardan olan arsa ve arazi satışlan oluşturuyor. RP lideri Necmettin Erbakan'ın halen emlak gelirlerinin vergilendirilmesi ve emlak değerlerinin yeniden belirlenmesi için çıkaracağını vaat ettiği yasa için de herhangi bir hazırlık başlatmadığına dikkat çekildi. ListeÖİB^de Erbakan'a, talimatı doğrultusunda Özeileşrirme İdaresi Başkanlığı'nda yapılan çalışmada, ilk aşamada satılabilecek arsaların listelerinin verildiği öğrenildi. Erbakan'm TBMM Genet-Kurulu'nda önceki gün kaynak olarak gösterdiği Sümer Holding'in Istanbul Beykoz'daki 105 bin ve 64 bin metrekarelik iki değerli arsası da bu kapsamda bulunuyor. Ancak hükümet, Özelleştirme Yasası uyannca, bu arsaların satışından elde edilecek geliri bütçeye aktaramayacak. ÖİB'nin verdiği listeye göre, Sümer Holding'in ilk a^anıada satılabilecek toplam 3 milyon 501 bin metrekarelik arsalan şöyle: "Adana'da toplam 71 bin 586 metrekarelik 3 arsa,* Ağrı'da 225 bin 339 metrekarelik 16; Erzurum'da 20 bin 184 metrekarelik 3; Eskişehir'de 328 bin 905 metrekarelik 6; Gaaantep'te 1396 metrekarelik 2; Kocaelide 28 bin 839 metrekarelik 15;Konya'da665binl67 metrekarelik 11; Manisa'da 148 bin 554 metrekarelik 9; Van'da 800 metrekarelik 1; İstanbul'da 197 bin 785 metrekarelik 5; Ordu'da 30 bin 386 metrekarelik 1: Sıvas'ta 17 bin 876 metrekarelik 2; Çankırfda 3 bin metrekarelik 2; Ankara "da 95 bin 992 metrekarelik 1; Şanlıurfa'da 90 bin metrekarelik 1; Kayseri'de 54 bin 470 metrekarelik 11; Bitlis'te 3 bin metrekarelik 1: Dnarbakır'da 1 milyon 391 bin 500 metrekarelik 6; Adıyamanda 29014 metrekarelik 2; Hatayda 1302 metrekarelik 2; İzmir'de 3 bin 337 metrekarelik 2: Malarva'da 39 bin 320 metrekarelik 13; İçel'de de 33 bin 103 metrekarelik 1 arsa" Ofisi'in envanteri Arsa Ofısi Genel Müdürlüğü'nün de Erbakan'a ilk aşamada toplam 7 milyon metrekarelik Hazine arsası ve arazisi satılabileceğini bildirdiği öğrenildi. DYP Genel Başkan Yardımcısı İsmail Köse de dün dûzenlediği basın toplantısında, devletin lojman ve misafirhaneleri ile 300 bin aracının satışından yaklaşık 1 katrilyon liralık kaynak beklediklerini, "israflan" önleyerek de 500 trilyon liralık tasarruf sağlayacaklannı savundu. Hüküınet9 örtülü basın peşinde ERGÜN AKSOY ANKAR.-\ - (Jzlaşma zeminını "yolsuzluklan karşüıklı olarak ört- bas etme" noktasında oluşturmakla suçlanan REFAH\'OL koalisvonu. yolsuzluk haberlennin yayımlanma- sını engellemek \e basını yıldırmak için hazırhklara başladı. >'eni bir ba- sın yasasına dayanak oluşturmak amacı\la Başbakan Necmettin Er- bakan'ın talimatı üzerine bir grup RP millenekili tarafından hazırla- nan medya raporunda sansürün işa- retleri \erildi. Raporda. medyaya \erılen ilania- nn vergıden düşülmemesi: yolsuz- luk ve usulsüzlük ıddialarının yayı- mına da ancak kesinleşmiş yargı ka- rarı ya da. müfettiş raporlarına da- vandırılması durumlannda ızın \e- nlmesı öngörüldü. Raporda. ~Gaze- te sahipleri başka işlerie uğraşmama- lı. uğraşırlarsa bile med\a kurulu- şundaki hisseleri belli bir oranda ol- mairdemldı. Başbakan Necmettin Erbakan'ın. "Gazeteler ıncık-boncuk dağıtıjor- lar \e bunun KDV'sini ödemiyorlar. Basın davalan uzun zamanda sonuç- lanı\or. Bunun \asal düzenlemesini >apıp kısa bir sürede sonuclanması- nı sağlamalı\ız. Medya kuruluşlan- nı düzelrmek gerekir" açıklamasın- dan sonra. RP millet\ekıllerinden medya ile ılgilı a\rıntılı bir rapor is- tediği bıldirildi. Bir grup RP milletvekili tarafın- dan hazırlanarak Erbakan'a iletilen raporda. "gazeteveTVIerinellerinin devletin cebindeolduğu^belirtılerek medyaya çekıdüzen \enlmesi ısten- dı. Raporda. medya ile ilgilı yapıl- ması gereken bazı düzenlemeler şöv - le sıralandı. - Medyava \enlen ılan ve reklam- lar "vergiden düşülecek harcama- lar" kapsamından çıkarılmalı - Gazete patronlan başka işle uğ- raşmamalı. Uğraşırlarsa bile medya kurulusunda belli bir oranda hisse\e sahip olmalıdırlar. Basında tekelleş- me>i önlemek için \asal düzenleme >apılmalı. Bir kişinin birden fazla med\a kuruluşuna sahıp olması ke- sinlikle yasaklanmalı. Raporda. yolsuzluk \e usulsüzlük- lerle ılgili haberlere de üstü kapalı sansür u}gulanması gündeme getiri- lerek şövle denıldi- "Elde hiçbir kanıl olnıamasına karşın, kişileri rencide edici \c kara- la\an haberlerin engellenmesi gere- kir. Müfettiş raporu bulunmadan. resmi belge olmadan \a da kişi \eya kişiler hakkında kesinleşmiş mahke- nıc kararı bulunmadan usulsüzlük \e >olsu/Juk iddialarının >a/ılnıama- sı için şasal düzenleme > apılmalı. Bu- na u\rna\an kuruluşlara para ceza- lan \erilmeli." Başbakan Erbakan'ın. raporu in- celedikten sonra. koalis\on ortağı DYP'nin Genel Başkanı, Başbakan Yardımcısı \e Dışişleri Bakanı Tan- su Çiller'e sunacağı bildirildı. D\"P'nin de olumlu karşılaması ha- linde REFAHYOL onaklarının. Ba- sın Yasası'ndadeğişiklikyapacakla- rı kavdedildi. için duraksadı. Yaşlı esnafa elini uzattı: -"Söle bahım dayı. kaç para bu?" -~20 mi!\on İbrahim.' -"•V'a\ çoh yav.. Gel bunı 15 yap«" Pazarlık ıvi sonuçlanmıştı. İbo halıyı al- mıştı. 300milyonunüzerindealış\enş>ap- tığı çarşıdan ter içinde çıkmaya çahşıyordu. Sağa mı dönseydi, sola mı?. Karan anında \ermişti. sağa döndü ama. ensesine gelen birel dokunuşuyladurmuştu. Yanınaçarşı- nın eskilerinden Şığ.Mehemetyaklaştı. Yü- züne tatlı bir tokat indirdi okşayarak: "Hocai hızu- senden beraber olsm İbo" Tatlıses şıhın ha> ır duasıyla yürüyordu kı halıcı esnafından Ahmet Toptan'ın sesi yükseldi: "Neter yav, niye onlardan alisan, biraz da bizden al.." Tatlıses kalabalığın arasından duyduğu sese her zamankı sıcaklığıyla şaka ile karı- 1 sık vanıt verdı: "Dur \ da gâ\ ur oğlu gâ- \ur siye de geli\em, senden de alacağam.." 30 yaşındaki halıcı esnafı Toptan. Ibo'nun herkese kullandığı bu sözlerden go- cunmuştu: "Gâvur oğlu gâvur sen- sen. Beni onlara mı benzet- ti.." Tatlıses'in takılmasını ciddiye alan esnaf, görgü ta- nıklarına göre dükkânının önündeki halıların kalaba- lıktan ezilmesinin gerginli- ğıyle de olsa iyice kızmıştı. Tatlıses'in vakınlan onu dükkânına götürmüş ama. kızgınlığı bitmemiştı. tşte ne olduysa o an olmuş. İbo'nun çe\resındekilerle halıcı genç arasında başla- yan tartışma kav gaya yol aç- mıştı. Tatlıses'e göre "Boş verin, bırahın gelin" sözleri bir işe yaramamıştı. Kalaba- lıktan kimsenin müdahale edemediği tartışma sırasın- da iki el kurşun sesi. nahit taşlı çarşının serinliğine buz gibi düşmüştü. \'örenin ge- leneksel. biraz argo. biraz şovenlik içeren şakalaşma- Iannın içinde sürekli kulla- nılan. kimsenin gocunmadı- ğı, kızmadığı bir çift sözün ardından gelen bir çift kur- şun. o kargaşada genç halı- cının ölümüne yol açmıştı. İbo'ya sevgi gösterisinde bulunan > üzlerce insan kas- katıkesılmişti. Sevgi vecoş- ku yerıni şaşkınlığa bırak- mıştı. Televizyon şovların- da. lahmacun salonlannda. dekorunu. kaset kapaklannı Urfaspor'un sarı-yeşil renk- leriyle süsleyen. mikrofonu her eline aldığında Urfa'nın adını ağzından düşürmeyen, her Lrfalının ağzında bir türküsü mırıldanan. her ev- de bir kaseti çalınan. tüm Urfa'nın gurur duyduğu, dünyanın en duy gusal insan- lanndan biri olarak tanınan Tatlıses şoka girmişti. 4 Gazeteler pazarlamacıya döndü' • Baştarafı 1. Sayfada panyası başlatması ve sürdürmesi üzenne devreye girdi. Erez. dün Millivet'e biryazı aöndererek bu kampanyada. tebliğin "okur- lardan katkı pa\ı alınmasını vasaklayan" hükmünün ihlal edildığini kaydetti. Kam- panyanın derhal durdurulması gerektiğini \urgulayan Erez. vazısında şöyle dedi: "Yazılı Basın Kuruluşları Promosyon Kampanyaları Hakkındaki Tebliğ, Resmi Gazete'nin lOTemmuz 1996günkü müker- rersavısında >av ımlanarak bu tarih itibam - la yürürlüğe girmiş bulunmaktadır. Bu teb- Uğin 6. maddesinde va/ılı basın kuruluşla- nnca düzenlenen promosyon kampanyala- rı ile ilgüi olarak tüketicilerden doğrudan vey a dolaylı olarak hiçbir şekil \e ad altında kafılım pa>ı, katkı pa>ı ve benzer ödeme ya- pılmasının isteneme\eceği öngörülmüştür. Bu durumda kuruluşunuz Milliyet gazete- sinin katkı pavh otomobil kampanvaları. tebliğin 6. maddesi hükmüne aykınlık teş- kil etmektedir. Anılan tebliğ gereğince, söz konusu kampamanın derhal durdurulma- sı gerekmektedir." Erez. ayrıca Hazine Müsteşarlığı'na bir yazı yazarak bankalara Mılliyet'in otomo- bil kampanvası için vatınlacak katkı payla- nnın alınmaması yönünde talimat verilme- sini istedı. RTÜK'e de bir yazı yazan Erez. Milli- yet'in dûzenlediği katkı paylı otomobil kampanyasına ilişkin televizyonlardaki rek- lamlann durdurulmasını istedi. RTÜK Başkan Yardımcısı Fatih Karaca da dün yaptığı açıklamada. Erez'in başvu- rusunu ihbar kabul ettiklerini belirterek Ya- yın tzleme Dairesı'nin kampanya reklam- larını izleyeceğini belirtti. Karaca. "Rek- lamlar yüıe >a>ımlanu^a \ann Ibugün) sa- bah Üst Kurul konuv u değerlendirip kara- rını açıklavacak" dedı. Erez. dün vaptığı yazılı açıklamada da gazetelerin düzenleyecekieri promosvon kampanv alannda dağıtılacak nıallan. yazı- lı veyagörsel kültürel ya\ınlarla sınırlavan yasa taslağının bir an önce çıkması gerek- tiğini belirtti. Açıklamada. gazetelerin promosyon amacıyla dağıttıkları mallann kalitesinin düşük olduğu. tüketicinın mağdur edildiği belirtilerek "Tükericilerin, denetim altına alınamadığı için devlete güveni kalmamak- tadır" denıldi. Tüketicilerin vanı sıra gazetelerin daöıt- tıklan mal gruplannı üreten üreticilerin de haksız rekabete uğradığı beürtilen açıkla- mada. gazetelerin promosvonu bir tiraj art- tırma aracından çıkanp savaşa döndürdük- leri kavdedildi. Promosyon nedeniyle birçok gazetenin rekabet edemeyerek kapandığı. sektörde bir tekelleşme oluştuğu belirtilen açıklamada şövle denildı: "Biirün bunların ötesinde bu tür kam- panv alar. halkın haber alma ana kaynakia- nndan biri olan yazılı basın kuruluşlarımı- zı bu işlevinden uzaklaştırmakta \e onları adeta rnurtak eşyalan ve diğer dayanıklı tü- ketim mallan pa/arla\Kisı konumuna dü- şürmektedir. Bu durum. ticaret serbestliği ya da rekabet özgürlüğü açılanndan sav unula- maz." Açıklamada a\nca. gazetelerin tiraj art- tırmakamacıvladüzenledikleri promosvon kampanyalannda dağıtılan mallann fiyatla- rının gazetenin fiyatıyla sınırlı tutulduğu belirtildi. Yolsuzluk suçlamalarına cirkin saldırı DYP'den basma: Cüceler ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - DYP, REFAHYOL koalisyonuna karşı toplumdan ve pariamentodan yükselen tepkiyi dile getiren, Tansu Çfller ve ailesinin adının kanştığı yolsuzluk bulgulannı yayımlayan basına ahşılmamış bir üslupla tepki gösterdi. REFAHYOL koalisyonu, gazete ve televizyonlara karşı baskı ve sansür hazırlığına girerken, DYP Genel Merkezi'nden basına karşı ağir suçlamalar içeren bir bildiri yayımlandı. Tansu Çiller'e karşı. "kin ve garaz" anlayışı içinde. "insafsu. ağır ve çirkin saldınlar" yapıldığı savunulan bildiride, Çiller'in vergi kaçırdığının ortaya çıktığı ve hesabmı veremediği servetiyle ilgilı. "Çeşidi açıklamalara rağmen Sayın Çiller ve ailesine ait malvarfıgı ile yalan vanlış ve sadece iftira içeren görflş ve düşünceler: örtülü ödenek konusunda bir dolandıncının ifadelerine dayalı tespitler ne denli siyaset cellatlığına soyunulduğunun açık göstergesidir" görüşü diJe getirildi. Mahkemeye yansıyan örtülü ödenek dolandıncılığı ve Meclis soruşturmasına konu edilen Çiller ailesinin servetiyle ilgili haberleri "iföra'* diye niteleyen DYP yönetimince. "Sajın Çiller ve ailesinin bugüne dek 12 yılda 11 kez tek kuruşuna kadar mal bildiriminde bulunduğunu zekâ zaafîyetine uğramışcasına unutup; şeytani planlaria ve gerçek dışı bilgilerin kamuovunun önüne tekrar tekrar geririlmesi ise ülkemizde ov nanmak istenen çirkin ayak oyuıılannın başka bir boyutudur*' denıldi. TÖFAŞ, TEDAŞ ve malvarlığıyla ilgili Meclis soruşturmalanndan kurtulmak için kurulduğu DYP millervekilleri tarafından da dile getirilen REFAHYOL koalisyonunun savunmasının yapıldığı bildiride, en ağır suçlamalarda bulunup. kesinlikle koalisyon kunnayacağmı açıkladığı RP ile hükümet ortağı olan Tansu Çiller için, "Genel başkanımız Sayın Tansu Çiller'in nasıi ilkeli olduğunu sağır suftanlar dışındaki tüm kesimler çok iyi bilmektedir" görüşü dile getirildi. Bildiride. gazeteciler için şu - ifadelere yer verildi: "Ne acıdır ki TEDAŞ, TOFAŞ v« örtülü ödenek konulannda umutlannı kesen belli çıkar gruplan ve onlann borazancıbaşlaru şimdi de Atatürkçülük ve laiklik anlayışı arkasına sığınarak daha önce tezgâhladıkian komplolann yeni bir uzantısını ortaya kovmaktadırlar. Gazetecilik onuriu bir iştir. Ancak dedikoduiar ve söytenfiler üzerine uy duruian senaryolaıia terör havası yaratmak ve kişilik haklannı hiçe saymak, gazetecilik haysiyeti \e onuru ile bağdaşmamaktadır. Basın tarihimizin altın sayfalanna geçmiş rahmerli Burhan Felek, l lunay ve Abdi İpekçi gibi birçok onuriu yazanmızın, kalemlerini nasıl hassas dengeler içersinde kullandıklan anımsandıkça, bugünkü cüceler daha iyi anlaşılmaktadır. Aldıklan avlık 20- 25 bin dolar maaşla ve gerçek maaşlannın karşılığı olan vergileri ödemeyip vergi kaçakçılığı yaparak sırça köşklerde yalan iftira ve çamur üreterek, a> nca üstün hi/metleri karşıhğında (!) elde ettiklerini hem devlerten, hem de milletten gizleyerek gazetecilik yaptığını sananlar, bir gün bouınlannda muriaka utanç beİgelerini asıh göreceklerdir." Tatlıses: Allahım neydi günahım? 20 yıl önce ayrıldığı. an- cak bir türlü kopamadığı '•L'rfa'sında" 600 bin insa- nın gönlündeki "tahtı" sar- san iki kurşun sadece Top- tan'ı değil, İbo'yu da öldür- müştü. "Ben öldüm. .\lla- hım neydi günahım" dive üzüntüsünü dile getiren Tat- lıses. olay anını ve sonrası- nı şövle anlattı: "Çarşıda ölen gençle bizim çocuklann aralarında tartışma çıkınca hemen kalabalığın arasına girdim. Ölen insan küfür ediyormuş. \e dediğini duv- madım ama. tahrik etmiş. Ahmet. Mehmet. Hüseyin dhe bağırdım. Sesim du\ ul- madı ki. Duyulsaydı bu olay olmazdı. Miimkün değiî, kavgacılan ayırır. engeller- diın. Onlara doğru vönel- dim. Beş metre mesafe>e kal- mıştı ki tak di> e bir ses. Sanki ben öldüm, ben v urul- dunı. Namusuma. nikâhı- ma, şereflme olayın özü bu- dur. Keşke sol tarafa gitsey- dim bu olav olnıasavdı. Bu işte en önemlisi kasıt. düş- manlık yok. Benim çocuklu- ğum bu çarşılarda. bu so- kaklarda geçti. Bir insanın, hele Urfa'da, bir lrfalının ölmesini nasıl isterim. Aile tanıdık çıktı. Onlardan, her- kesten çok ben üzüldüm. Mi- deme kramplar girdi. Kim- se olav ı saptırmasın. kimse olav çıkarmava çalışmasın. Bu adanıda benim kasetle- rinı vardır. Benim şarkıla- nnıla üzülmüş sevinmiştir belki. Ölen insana, örf ve âdetlerimize saygı duydum, konseri iptal ettim. Div arba- kır'da 18-20 bin insana bir dakika saygı duruşu yapnr- dım. \ kdanen Allah katın- da rahatım." OLAYLARIN ARDEVDAKÎ GERÇEK I Baştarafı 1. Sayfada den RP 'nin, bu kadar kısa sürede bu kadar çabuk dö- niişleryapması, kiiçümse- necek bir "hasun " değil. RP'nin bu tııtuınu, eline fırsat geçtiğinde yine "lu<, beklenmey en " dönüsler yapabileceği izJenimini de veriyor. Bu pencereden bakıldı- ğında, demokrasiye ina- ııan güçlerin her zanıan- kinden daha uyanık olma- sı gerekiyor. Zor bir dönemden geçi- yoruz. Genel kirlilik, yeni hükümetin bu duruına karşı atacağı her uduıtın sempatiylekarsılanmasını sağlayabilir. Bu sempatiyi arkasına alan koalisyon, iktidarını sürdürmek için demokrasinin kurallunylu bağdasmayan hareketİere girisebilir. Kirliliğin ve bozuhnus- luğun çöziimü yusakluma değildir. Hükümetin bu konular- daki girisimlerini kııyıım- cu terazisinde tartaruk de- ğerlendireceijiz. • • • Ilaca % 2 0 zaıııİstanbul Haber Servisi- Zam sağanagı sürüvor. THY'nın iç hat seferlenne yaptığı vüzde I I-I6oranın- daki zamdan sonra. ılaç fı- yatlarına da yüzde 20 zanı yapıldı. İlaç fiyatlannın zamlı sa- tışına başlandı. İstanbul Ec- zacı Odası Başkanı Mustafa Turunç. Sağlık Bakanlı- ğı'nın ılaç fıvatlarına zam kararını aylaröncesinden al- dığını öne sürerek. "Halkı i- laçalunından uzaklaştıracak ve toplumu sağlıksızlığa ite- cekkeyfızam uvgulamaları- nakarşıyız" dedı. Mustafa Turunç. vaptığı vazılı açıklamada. Sağlık Bakanlığı'nın. mavisavı ba- şında. ilaç fivatlarına hem mavıs. hem de hazıran için yüzde 20 zam karan aldığı- nı belirterek. haziran avına ilişkin fıvat artışının şu gün- lerde uvgulanmava başlan- dığını kavdetti. Turunç. açıklamasında şu görüşlere yerverdi: "Sağlık Bakanlığı. avlar evvel haziran avı zammını deklare edivor. 'Bu ava iliş- kin ilaçrırmalarının malivet- leri, giderleri nedir" dive bir araştırma vapnııv or. Bakan- lık. büv ük kehanette buluna- rakilaçfirmalannınilaçları- nın bir av öncesinden. bir a> sonrasının giderlerini hesap- lama becerisi göstermiş. bu konuda kimlere hizmet ettik- lerini de gözler önüne ser- miştir. İlaç. toplum sağlığı için vazgeçümez ve zorunlu alınması gereken bir ürün- dür. O nedenle. ciddivetten uzak fivat artışlarını kabul- lenmemiz münıkün değil- dir." 'IMF'ye bağhyız' • Baştarafı 1. Sayfada Bütçeye 125 triKoıı lıra ek yük göze alınarak memur \ e emekli maaşlarına vapılan ortalama yüzde 50 düzev in- deki zammın gerekçelenne de değinılen mektupta "Ka- mu çalışanlannın maaşları- na. oluşabilecek susval hıı- zursuzlukların engellenmesi ve ekonomi politikalarının rahat vönetilmesi için vük- sek oranlı zam verilmesi zo- runludur" denıldi. Mektupta.yılbaşından iti- baren tüm sivasi istıkrarsız- lıklara karşın ekonomık den- gelerin denetim altına alına- bildiği de sa\unuldu. IMF'ye. son makro ekono- mık verilenn de "mektuba ek" olarak gönderıleceğı be- lirtildi. Mektubun. Başbakan Er- bakan'ın bılgısı çerçevesın- de hazırlandığı ve IMF'ye gönderilmesi ıçınonav bek- lendiûi belirtildi.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle