25 Aralık 2024 Çarşamba English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHURİYET 8 MAYIS 1996 Ç 4 HABERLER RP'nin Meclis araştırması önergesi 14 mayısta TBMM Genel Kurulu'nda görüşülecek GLOBALPOUTIKİJ Sendikacı 1 Mayıs ifadesi verdiHaber Merkezi - İstanbul'da 1 Mayıs günii yaşanan olaylar nedeniyle siyasi parîi sözcüleri. İstanbui Emniyet Müdü- rü Kemal Yaacıoğlu'nun görevden alın- masınj ısterken İçişlen Bakanı İ'lküGü- ney. "İstanbul Valiside dahil olmak iize- re olayda ihmali \e kusuru olanlar hak- kında gerekli soruşturmanın yapılacağı- nrsöyledı. Güney. "İçişleri Bakanının gii>enlik güçlerine 'Silah kullanın' veya 'kullanmayın' diye talimat vermeye yet- kisivokturn dedi. DİSK Genel Sekreteri Kemal Daysal başkanlıgındaki "1 Mayıs tertip komite- si"'' de İstanbul Devlet Güvenlik Mahke- mesi (DGM) Savcılığı'nın açtıgi soruş- turma nedenivle diin ıfade verdi. Olay- larla ilsîili Meclisaraştırması açılması is- temiyle RP tarafıııdan TBMM Başkan- lığı'na sunulan önerge ise 14 mayıs salı günii Genel Kurul'da ele alınacak. Ankara Büromuz'ıın haberine eöre İçişleri Bakanı Güney. dün TBMM Ge- nel Kurulu'nda sözaiarak I Mayısola>- lan hakkında bilgı verdi. Giiney. saldır- gan grupların >aş ortalamasının 15-20 arasında değiştigini belirterek şunları söyledi: •*ÖlenJerden biri Marksist Leninist Ko- münisf Parti, biri TİKKO'lu, biri de gar- diyan. Yasadtşı gruplar kürsüvü işgal et- ri. işçiler de alanı boşalttı. İşcilerin alan- daki sa>ısı 20 bîndi. Alandakjlerin toplam sayısı 35-40 bindi. Sendikacılann toplan- tının disiplinini sağlamaları \e güvenlik gû'çJerineyardım etmelerigerekirken ala- nı terk ettiler. (.üveniik güçleri soğuk- kanlılıklartnı yitirmediler." CHP Grup Başkanvekili Önder Sa». toplumun sindirilmeye. yıldırılmaya ça- lışıldığını. yetkililerin de sadece seyret- tiğini sa\undu. Sa\. 1 Mayıs günii Tür- kiye'nin en büyük ilinin valisinin il dı- şında olmasinın bağışlanamaz bir kusur olduğunu söylerken. pasif da\ranan İs- tanbul Emniyet Miidürü Yazıeıoğlu'nun göre\ den uzaklaştınlması için yeterlı ne- den olduğunu söyledi. DSP E.ski^chir MiIlerv eki1i Ce\ det Seh i de o lay larda gü- venlik güçleri ilehükümetin ihmaii veha- zırlıksizlığının açık olduğunu söyledi. İfade verdiler İstanbul Haber Smisimiz'inhaberine göre İstanbul DevletGü\enlik Mahkeme- si'nın olayla ilgili başlartığı soruştıırma nedenivle Türk-İş. DİSK. Hak-İş ve KESK temsileilerinden oluşan 7 kişilik I Mayıs tertip komitesi ifade verdi. Sa- at 14.00'te DGM'dehazırbulunan komi- te üyeleri adına bir ön açıklama yapan DİSK Genel Sekreten KemalDaysal. sav - cılığın kendilerini lanık olarak mı yoksa sanık olarak mı çağırdığını bilmedikle- rıni söyledi. Daysal. bir soru üzerıne ~Eğer sanık olarak çağrıldıysak bu \a- him bir hatadır. Tepkimiz sert ulur" de- di. İlk acıklamanın ardından Kemal Day - sal. Hulusi Karlı. Faruk Biijükkucak, An'lay Ayçin.OrhanAltuğ,İrfan Erdemoğ- lu v e Şenel Oğuz' un ifadelen. DGM Sav - cısı l'ğur Saldoğan tarafından alındı. İfadesi alındıktan sonra açıklama va- pan Türk-İş 1. Bölge Başkanı Faruk Bü- ytikkucak. DGM Savcılığı'nın kendile- rini "sanık" değil -tanık" olarak çağır- dığı sövledi. Büv ükkucak. "karışıklığın emnivelin kendilerini ek.sik bilgilendir- nıesiıukn kavnaklandıgını" belirterek >öv le konuştu: " I Mav ıs ola> larıv la ilgili bildiklerimi- zin anlatılması isfendi. Tertipkomitesinin mitingle ilgili ııasıl bir çalışma vaptığı. kürsünün güvenliği icin neler »apıldığı soruldu. Ö/ellikle kürsünün işgal edilme- si sırasındakiolav larve kürsünün işgaledü- mesine ilişkin a\ rıntılar soruldu." Tertip komitesi üvelerı. bugiin de saat 14.00"te Kadıköy Başsavcılıgı'nda ifade \erecekler. Ege Büromuz'un habenne göre izmir Demokrasi Platformu'nca dün japılan açıklamada. İstanbul'daki nıitingin gü- venlik güçlerinin silahlı saldırısı sonucu kana bulandığı ileri sürüldü. izmir Demok- rasi Piatformu'nu oluşturan Tabip Oda- sı, DİSK, KESK. İzmir Barosu. TMMOB, Diş Hekimleri Odası. Eczacılar Odası. İHD. ÇHD. Halkev leri. Pir Sultan Abdal Derneği. Hacı Bektaş Derneği ileTüke- tıci Hakları Derneği'nin ortak hazırladı- ğı bildirıde. medvanın ve hükümet yet- kililerinin. öldürülen 3 ki^jinin karilleri- nin saptanmasi yerine tahnp olan i»er- lerini sık ,->ık gündeme getirmeleri eleş- tirildi. Başkent Üniversitesi Senatosuda "Olav lar, insan hakları adına, insan hak- larını vok etmeu- çalışan >asadışı odak- ların kanlı e\ lem planlannı sergilemesi- dir"açıklaıııasinı vaptı. Varoslar 'Gecekondu gençliği köşeye sıkıştınldı' Yoksulluk varoslarda ODTÜ Şehir ve Bölge Planlamu Bölümü Başkanı Prof. Şenvapılı. gecekondunun sosyal birsorun olduğunu söyledi. Mimarlar Odası Başkanı Söyler ise yoksulluğun varo^lara ta^ındığını ileri sürdü. HAZAL ATEŞ ANK.ARA-ODTÜ Şehir ve Bölge Planlama Bölümü Başkanı Prof. Dr. Tansı Şemapıiı. I Mavıs'ta Kadıköv'de meydana gelen kanlı olaylan gecekondu insanının sosyal bir tepkisi olarak değerlendirdi. Türkiye'de gecekondula^manın sosval birsorun olduğunu vurgulavan Senyapılı. "Burada vaşavan gençteri işsiz, ileriye donük umudu olma>an bir grup haline dönüştürdük. Anarşi gecekondularda \u\alanıyor*'dedi. Senyapılı. kanlı I Mayıs nıitinginin nedenlerinin Istanbul'da 1970'li yıllardan sonra baslayan çarpık kentleşmenin bir sonucu olan "gecekonduJaşma" sorunu çerçevesinde irdelenmesi gerektiğini belirtti. Gecekondu gençlıginin yasadışı yollarla kimlik tanıiTilaması yoiuna ba^vurduğunu kaydeden Senyapılı. "•Gecekondu, çev relerinde okuldan ay rıJma olayı giderek artıyor. Bu okullarda verilen klasik eğitinı gecekondu yaşamına hiç uy muyor" diye konuştu. Senyapılı. gecekondu bölgesinde ya^anan ekonomik sıkıntılara ek olarak. hızlı bir nüfus anı^ının yaşandığını anlattı. 'Bir an önce çözünı* Türk Mimar ve Mühendis Odaları Birliği (TMMOB) Mimarlar Odası Başkanı Farih Söyler de. büyük ^ehırlere göç eden insanlann geldiklerı yerlerin yoksulluklannı varoşlara taşıdığını v urgulayarak "Mardin'in sorunlan çözülmezse. büy iik şehirierin sorunlarının çöztilmesi imkânsı/" dedi. Söyler. insanlann kendilerini güvenlik çinde hissetmek için ^ehirlere göç :rfiğini belirterek varoşlann sorunlarına :aman geçirilmeden çözüm bulunmasını stedi. Söyler. kırsal kesimde yajayan nsanların yaşadıklan yerlerden zaklaşmalarıyla sorunlann bitnıedigini urguladı. Söyler. şunları söyledi: Kentleşmenin icinde bulunduğu arpıklıklar önlenmeden bu sorunlar izülnıt'/. İnsanları yaşadıklan ;rk'rdcn uzaklaştırmakla da sorunlar itmiyor. Bu durumda insanlann ?ndilerini güvende hissertikJeri yertere iç etmesini engelleyemezsiniz. sıl sorun da bu noktada başlıyor. Bu ılilikayla doletin bu toplumun önüne çnıesi mümkün değil.'* Kackköy'degörevyapanpoMerinyargılanması istenüdi Hasan Albayrak'ın ailesi \e34 kuruluşun temsilciteri, İçişleri Bakanı. vali >e göre\li polisler hakkında suç duy urusu dik'kçesi verdi. (KUBİLAY TL .NTLL; 6 Suçlu9 silah kııllaııaıı polislerdir 9 İstanbul HaberSenisi- I Mayıs günü Kadıköy 'de yapılan gösteride üç ki^ının polıslerce öldürülınesı nedenıyle içişleri Bakanı, İstanbul Valisi ve Emnf- yet Müdiirü ile I Mayıs günü Kadıköy degörev ya- pan polisler hakkında suç duyurusunda bulunuldu. Öldürülenlerden Hasan Albayrak'ın aıle.si ve 34 kuruluşun remsılcilerinın dilekçesinde. polıslerin ka- nundışı olarak ve öldünne amacıyla ateş açtığı ve "kas- ten adamöldürme". "müessir fiil" ve "göre^i kötü- ye kullan/na" suçlannı ışledıkleri ileri sürüldü. Aralarında Emek Partisi Genel Başkanı Levent Tüzel. Sosyalisr /ktidar PartİM Genel Başkanı Ayde- mir Güler. Özgürlük ve Dayanışma Partisi \f\'K üyesi Filiz Karakuş. İHD istanbul Şubesi Yönetim Kurulu üye.sı Kanıber Erkoçak ile çok say ıda sendi- ka tenisilcisinın bulunduğu yaklaşık 100kışı. dün öğ- le saatîerinde İstanbul Adliyesi'nin yanındaki park- ta toplandı. Cagda> Hukukçular Derneği tstanbul Şu- be Başkanı Mustafa l çdere. istanbul Adliyesı önün- de y aptığı açıklamada. toplumun herkesimınden y üz bine yakın kı^inrn. yaşanan ınsan hakkı ıhlalleri \e antı - demokratik uygulamaları proteNto etmek ıçin Kadıköy meydanına aktığını söyledi. Meydan çevresınde "güvenlik" amacıy la konuv landırılan polıslerin. daha önce y a^anaıı birçok olay - da olduğu gıbi lıenüz mıting ba^lamadan "*üst ara- ma" bahanesiy le kitlenin üzerine ateş açtığını belir- ten t'çderc.provokasyonlaruı bununlada bitmediği- ni. mıting boyımca k'ıtle üzerine üç kez daha ateş açıldığını dılegetirdi. Mustafa İ çdere. Ç HD'nın I Mayıs'ta öldürülen üç kişinin katıllerininyargı önüne çıkanlmasınınta- kıpçisı olacağını dile getirdi. Daha sonra konu^an Hasan Albayrak'ın anıcası- nın oğlu Hasan Albayrak ise kuzenınin "bayram kutlamaya" gıttığını. ancak polis ateşıy le eenazesi- nin geri döndüğünü söyledi. Kuzeni hakkında "ör- güf üyesi"dıyeaçıklamayapıldığını daanımsatan Ha- san Albjy rak. "Hasan. örgüt öyesi değildi. Bajramı- nı kutlamak istejen bir emekçiydi" dedı. Albayrak. herke.M lW?\ılmdakı 1 Mayıs kutlamalarına davet etti. Daha sonra kuruluş temsilcilen ve Hasan Albay- rak'ın babası Düzgiin Albay rak. istanbul Cumhuri- yet Başsavcılığı'na suç duy urusu dilekçesinı \erdi- îer. Bu urada. Tüm Sağlık-Sen Aksarjy Şubesı "ı ö- netim Kurulu üyesıErdal Dağdelen. yazılı biraçık- lama yaparak oğlu Önder Dağdelen'in I Mayıs tan- hinden bu yana Terörle Mücadele Şubesi'nde gözal- tınJa bulunduğunu belirtti. Dağdelen. "Oğlumun sağlığından w hayatıııdan şüphe duyuyorum" dedı. HABITAT II Türkiye ufusal Raporu ve Eylem Planı 6 Kırsal nüfus, kenderde huzuın bozuyor' ANKARA (Cumhuriyef Bürosu) - Türkiye L'lusal Komitesi'nce hazırla- nan "HABITAT II Türkiye Uusal Ra- poru ve Eylem Planı'nda kırsal nüfusun kentlerde yığılarak huzuru bozduğıı. şiddetin varoslarda be»lendiği vurgu- landı. Raporda. huzurlu ve terörün ol- madığı bir kent yaşamının sağlanmasi için yerel yönetinılereyeni sorumluluk- lann verilmesi aerektigine dikkat çe- kildi. Kentlere göç eden insanlann köy ya- şamındaki ili^kilerıne özgü mekaniz- malarla kendılerine biryerleşme düze- nı kurduğuna dikkat çekilen raporda. ~Aynı yörelerden gelenlerin kendilerini i/oleetmeleri. diğer insanlar tarafından dışlamalanna yolaçı>or. Bu dav ranışlar genelde çatışmanın. hoşgöriisüzlüğün ilk temel taşlannı oluşturuyor. Bu da hemşericilik. siyasal parti bölücülüğü. dinsel tarikatçüıkgibi bölünmeleri iceka- panmalan \eay nnıcıbğı çoğaltnıaktadır. Bu hal: bağnaiiığı, hoşgörüsüzlüğü, hat- ta diişmanlığı korüklemektedir" denıl- di. Raporda. şu göriişlere yer \erildi: "Banşcıl bir yaşama çelme takan hi- mayeciliğinbelkidahabüyiikzararıhu- kuk dışıda\ ranışlan vekural tanımama- y ıözelolarak teşsıketmesidir. Bu hukuk- saduk ozelKkiekonutvaşamında. hizmet- lerde. hatta eğitimde, mafya deyimi ile özetlenebüecekyeniörgütlenmelereyö- nelmektedir. Bütün bunlar gereksiz ye- re barışı bo/makta, servet dağılımını. fırsat eşitliğini carpıtmaktaduf Raporda. sorunlann aşılması için ge- tirilen öneriler de şöy le: "l zmanlaşnıış örgürler. anonim iliş- ki kanallan ve özgün eğitimle. toprak- tan kopmuş köy liileri hoşgörülii insan- cıl bir kent yaşamına hı/la katmak ge- rekir. Kentsel yaşama katılan gruplann karşılaştığı sorunlan hafifletmeye. çöz- meye çabşan mekanizmalar. himayeci- lik ilişkilerinde olduğu gibi grupların i/olasvonunıı sürdürücüdür." IRMIK /AYDIN ENGÎN 3ene internet üstüne yazacağım, a sakın beni bu işlerden anlayan bi- lan sanmayın. Zaten Internet'in ıdisi beni çok da fazla ilgilendirmi- Aslında beni otomobil de. otoyol şu yazıyı döktürdüğüm bilgisayar ne bileyim, şu durmadan çalan fon da, üstünde yazdığım şu ma- ia çok ilgilendirmiyor. Hiçbirine bir yakınlık, bir "sevgi" filan duy- um yok. stelik buniara yakınlık duymanın. rı sevmenin biraz dengesizlik ol- jnu düşünüyorum. omobil, beni bir yerden bir baş- sre çabuk ve rahat götüren dört lekli, motoriu, içinde rahatkoltuk- jlunan. pencerelerinden dışanyı »debildiğim bir metal kutu. Onu tek gibi bir enayiliğe niyetim yok. bir yerden bir başka yere, "on- daha çabuk, daha güvenli ve keyifli ulaştıracak daha yeni ve ileri bir "şey" çıktığında hemen deceğim. yolu elbette sevmiyorum. Güze- ları kaplayan on beş-yirmı met- ıışliğinde bir kara katran kitlesi- si sevilir ki! Ama bir yerden bir internet Gerillası... yere giderken yağ gibi akıp giden bir yolda sarsılmadan gitmeyi seviyorum. Mesleğe kalemle yazarak başladım. ilk daktilomu aldığımdaherkes beni kıs- kanıyor sanmıştım. Masaüstü bir len- duha olan ilk bilgisayarımdan şu elim- deki taşınabilir, çevik ve zarifalete sıç- radığımda da -bir iki maaşa patladı ta- bii- pek sevindim. ••• Ama kalemi, daktiloyu, bilgisayar cihazını sevmeyi hiç düşünmedim. Ben yazı yazmaktan başka elinden iş geimeyen fukara bir gazeteci olarak kolay yazmayı. yanlış yazdıklarımı ko- lay düzeltmeyi çok seviyorum. Şu gün- lerde, "Ben söylesern, o an/asa ve söylediklerimıyazıya çevirse" türü bir aletin düşünü kuruyorum. Ona bir kavuşsam, şu bilgisayar he- men çöp sepetinin en seçkin köşesi- ne yerleşecek. Çocukluğumda annem, sokaktan eve. beni bağırarak çağırırdı. Şımdi kanm. "çağrı"ma not bırakarak bana ulaşıyor. Biraz para bulsam cep tele- fonu alacağım. Bana kolay ulaşılma- sını. istediklerime kolay ulaşmayı se- viyorum. Belime taktığım şu tuhaf ka- ra kutuyu sevmek gibi bir avanaklığa kapılacak kadar da avanak değilim yani... ... diye lafı dolandırıp geldik Inter- net'el Yukartdaki gevezeliklerden de an- laşılmıştır ki Internet'i sevmek bence saçmalık. Ama Internet'in olanakları- nı gözardı etmek iki kez saçmalık. Şimdilik bu olanaklarda, küresel bo- yutta bir pazarkavgasına girmiş ulus- lararası tekellerat oynatıyor. Hatta on- lar biie henüz emekleme çağındaki İnternet adlı bebekten neler sağlaya- bileceklerinin (sağabileceklerinin) de- nemelerinı yapıyorlar. İnternet denen bu "elektronik oto- yo/"da bilginin, gerçek bilginin deöz- gürce. denetimden uzak. denetleme- ye kalkışanları öfkeden kudurtacak bir uçarılıkla dolaşabileceği daha şım- diden belli. Bir minik kanıt: Geçen haftalarda Yeni Yüzyıl gazetesi yazdı. Ameri- ka'da bir fast-food zincirınde yediği ku- rabiyeleri pek beğenen müşteri. tari- fini istemiş. Yazıp vermişler, ama kar- şılığında da 250 dolannı kesmişler. Adam, kurabiyelerin nasıl pişirıleceği- ne ilişkin "bılgi"ri\n satılmasına, hele hele böylesine bir kazıkla satılmasına öfkelenmiş. Kurabiye tanfini Internet'e aktarmış. Şimdi bir bilgisayar, btrmo- demle donanmış, İnternet otoyolun- da direksiyon sallayanlar kurabiye ta- rifini bedavadan alıyorlar. • * • Bu bir magazin haber değil. Bilgi- nin tekelini elınde tutanlara yönelik sevimli ve umut verici bir savaş çığlı- ğı ve zafer narası! Düşünün: bilginin. gerçek bilginin, örneğin kafadanbacaklıların sindirim sistemi, Mısır Firavunu Tutanka- mon'un karısının adının ne olduğu gi- bi ıvırzıvır bilgilerin değil de gerçek bıl- ginin İnternet kanallarında dolaştığını düşünün bir. Bunun salt keyfini değil, toplumu, madem küreselleştik. şu kocaman yerküreyi nasıl saydamlaştıracağını, demokrasiyi nasıl birden ete kemiğe büründüreceğini gözünüzün önüne getirin hele bir. inanıyorum ki her banka yönetim kurulunun, her hükümetın, her savaş konseyi brifinginin, her mafya konfe- ransının, her silah konsorsiyumunun yanındayöresinde. "içinde". yakının- da birnamuslu ınsan vardır. Bu namus- lu ve daha güzel, daha sağlıkiı bir dün- ya özleyen insanlann ellerinden, ma- salarından. gözleme alanlarından ge- çen bilgileri Internet'e aktarıverdikle- rini düşünün hele. Son bir not: Bu okuduğunuz Tır- mık, öyle rastgele ürmıklardan biri de- ğil. ileride tarihçiler, "İnternet gerilla- ları"nm doğuşunu araştırdıklannda bugüne tarih düşürecekler. "İnternet gerillalan man/festosu"nun ilk tasla- ğının 8 Mayıs 1996'da Cumhuriyet gazetesinde açıklandığını belirtecek- ler. Yaşadığınız tarihi anın değerini bilin. ERGİN YILDIZOĞLU Bir Özelleştirme Muc Doğu Avrupa ülkeleri içinde. başarılı öz söz konusu olunca akla hemen Çek Cumhı lir. Gerçekten de özelleştirilmek için piyasa lan 1700 şirketin hepsi satıldı. Böylece özel toplam ekonomik etkınlik içinde payı. GSIv. yüzde 66'ya. toplam mülkiyet içinde de yt ulaştı. Tüm bunlar enflasyon ve işsizlikte biı şanmadan gerçekleşti. Demek ki özelleştir Çek mucizesinden bahsetmek mümkün. A madalyonun bir de öbüryüzü olduğunu unut Çek Cumhuriyeti'nde, özelleştirme. kupo mıyla başladı. Halkın yüzde 80'i bu kuponli dı. Böylece kısa zamanda nüfusun yüzde 8( mülk" sahibi oldu. Ancak bu yeni "kapıtalis kuponlan ne yapacaklarını bılemeyince, de 1 vikli ve yönlendirmeli yatınm fonları kurularal ye gırmeye ve bu kuponlan. sahipleri adına yc ye başladılar. Kısa sürede bu fonlann sayı: ulaştı ve fonlann arasında merkezileşme ve lan kendileri için satın alma eğilimleri başlac özelleştirme aşaması tamamlandığında bu fon çıkanlan hisselenn yüzde 70'inı ele geçirmişte yüzde 70'lik payın yüzde80'i dört yatınm fonun deydi ve nihayet bu dört fonun üç tanesinde bankalan büyük hısse sahibiydiler(Economic LessonsforReform, 12/1994). Böylecegörünü: ka açık bir özelleştirme süreci başlamış, ama g te bu süreçtüm özelleştirmenin ikınci aşamasıı avuç büyük şirketin kasasına akmasıyla bitmi Özelleştirmenin üçüncü aşamasında manza rar değişmeye başladı. Yatınm fonlannın at k duğu piyasaya. bütün sanayı şırketleri ve holc girmeye ve özelleştirilmiş olan devlet işletmeler tın almaya başlad/lar. ilk iki aşamada özelleş mülkiyetin biçimini değiştirmiş. ama yönetim k larına dokunmadığı için ekonomik kontrolü etkil< ti. Şimdi bir taraftan bankalar diğer taraftan ulu; rası şirketlerle işbirlıği içinde, Skoda (ağır sa Chemapol (kimya), IPS Praha (ınşaat), ZPS. Z makınelen)Stratton investmentsI HanvardGrou/. ğıt ve diğer) piyasaya egemen olmaya başla (WallStreetJournal, Central Europan Economıı vviev, Mayıs). Bir borsacıya göre, devlet işletmeleri böylece halindekapışılırken, "Çek Cumhuriyeti'nde, 1989 bu yana, hiç dikkate değer yeni bir şirket kuruı dı ".Buna karşılık el değiştiren 1700 şirketin yar dan fazlası. çoğunluk hisselerine sahip tek bir o tarafından kontrol edilir hale geldiler. Çek özelleştirme sürecinin dikkate değerözellig diğer Doğu Avrupa ülkelerindeki özelleştirme uy lamalarının aksıne, işsizliğin yüzde 2.8 gıbı çok şük bir düzeyde kalmış olması. Ancak 1995 Eı ayında Avrupa Bırliğı Ekonomik Komîsyonu'na v len Kees Zijlstra imzalı bir rapora göre işsizliğin kadar düşük olması geçıci bir olguydu. Çünkü öı leştirılen şirketlerin hemen hiçbıri henüz yeni sah leri tarafından bir yenıden yapılanmaya tabi tutulrt dılar. Bu şırketleri satın alan noldingler ve uluslaraı sı sanayi şirketlerı. üretkenliği arttırmak ve maliyet ri düşürmek için çok yakında bir yenıden yapılanr süreci başlatmak zorundalar. Zijlstra'ya göre, işsi: ğin bu kadardüşük olmasının bir diğer nedeni de ü retlerin ve işsizlik tazminatfarının çok düşük olmas/ dı. Ancak geçen sene ışçi ücretlerıne tavan uygul ması kaldırıldı ve yakın zamana kadar Macaristan \ Polonya'dakilerden bıle düşük olan ücretler yükse meye başladı. Bu yeni ücret düzeyı, yeni düzen!em< lere yol açacak... ikincisi, hemen hemen tüm gözlerr cilerin üzerinde anlaştığı bir durumdan dolayı henii iflaslara rastlanmıyor, yatınm fonları aynı zamand borçveren şirketler de oldukları için müşterilerinin me li durumlarını saklıyor ve iflaslan gerçekleştirmiyorla Yatınm şirketlerı yerlerini sanayı firmalarına ve ban kalara bıraktıkça bu uygulama da son bulacak. Özetle. Çek özelleştirme mucizesi, muazzam bırte kelci piyasa ve servet yoğunlaşmasıgetirdi. Şimdi üçün cü aşama bıterken büyük bir olasılıkla bir yenıder yapılanma, dolayısıyla bir iflaslar ve işsizlik sürec başlamak üzere. UZMANLAR l YARDI 'Mutluluğu bir maça bağlamak yanlış' Haber IMerkezi - Takı- mının Fenerbahçe'yeyenil- mesine üzülen ıkı Trabzons- por taraftan önceki gün in- tıharerti. Futbol maçlan son- rasındakarşılaştıgımızvear- tık birçoğumuzun doğal kar- şıladığı gürültülü kutlama- lara karşın bu durum futbol maçlannın insanlarüzerinde- ki etkısınin ne denlı büyük olduğunugösterdi. Psıkiyat- ris Sunu Tanaltay. insanlann tüm mutluluğunu bir maça bağlamasının çok yanlış ol- duğunu v urgulayarak "Ken- dilerini üzüntüye böylesine terk edenlersanki dünyanın sonu gelmiş gibi hissediyor- lar.Oysa birtakımınyenilme- siylehiçbirsey değişmez-dı- ye konuştu. Tanaltay. şöyle devam etti: "Maçlar her iki tarann sportmenceoynadık- ları oyunlardır. \e oyunun sonundayenen deyenilen de sportmence el sılâşır. Oysa taraftariar öylesine tutku do- lu amigolardır ki bir bakı- ma 'kraldan çok kral taraf- tarıdır' onlar. Hermevsim \e her y ıl birileri kazanıp biri- leri kaybedecektir. Gelin hep birlikte Trabzon izievicisin- den ders alalım. Venilgileri de saygın bir hoşgörüyle ka- buHenmeyibilelim.Tüm yan- lışlanna karşın yaşam,itiüm- den daha yüçlüdür." Psıkolog doktor Özcan Köknel, bazı insanlann tut- tuğu takımfann yenılgisini "kişifiğin kaybedilmesi '* ola- rak değerlendirdiğini vurgu- ladı ve "Renkler, kulüpler kişilikle birleşririlivor. Tut- tuklan takımın yenmesi on- lara büyükhaz*erecekn'. .An- cak aksi olup duygusal yah- rıtn yapılan şey yitirilince depresyon başl/yor. Olay, ölüm-kalım sorunu olarak elealuııyor. Freuddayıllarön- ceaynı şeyisa\ unmuş" dedi. Psıkolog doktor Acar Bal- taş ise insanlann maç yüzün- den intiharermelerini kabul etmediğini söyledi. Baltaş, konuşmasını şöyle sürdür- dü: •'İnsanlar maç yüzün- dcn infihar ctmiyor. Maç ba- hane. Bu kişilcr Trabzons- por'u çok çok se\<en kişilerde- ğiL Takıııı sevgisi burada bar- dağı taşıran son damla. İnti- har eden kişiler akıl \e nıh sağlığı açısından sınırda duran insanlar." Ford ödülleri dağıtıldı İstanbul Haber Servisi - Dünyaotomotıv sektörünün önde gelen kuruluşlarından Ford taraftndan Avrupa ça- pında düzenlenen. "Henry FordAvrupa KonımaÖdüİ- leri" kapsamında. Türki- ye'deki yansmada dereceye gıren proje sahiplerine ödül- leri törenle verildi. Bırınci olan "Ayasofya'nındeprem- den korunması" adlı proje. Av rupa Büyük Ödülü Vanş- masi'nda Türkiye'yi temsil edecek. Acıbadem Ford Otosan Eğitim Merkezi"nde düzen- lenen ödül törenınde konu- şan Otosan Pazarlama Ge- nel Müdürü Macit Akman. bu yıl I3"üncüsü düzenle- nen ve LJNESCO ile Birleş-- miş Milletler Çevre Progra- mı tarafından desteklenen bu yarışmaya ilk defa Türki^ ye'nın de katılmasından bû- yükonurduyduklannnı söy- ledi.Akman. ulusa) veulus- lararası olmak üzere iki bö- lüm olan yanşmanın Türki- ye "deki etabına 42 projenin katıldığım söyledi.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle