04 Mayıs 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
nusamettın Koçan Atölyesi'nin 17 genç sanatçısı bugünden itibaren 18 mayısa dek Aya İrini'de izleyiciyi iletişime bekliyor! Kmıse komşusunu tanmıak istemiyor AHl ANTMEN De\ boyutlu iletışim \e bilgi sistem- lerinin düııy amn en iicra köşelenne uza- nabilen kolları sayesinde. bugün artık in- san, bulundugu noktadan çok ötelere uzanabiliyor. Kilometrelerce uzaktaki- lerle. bir f \' >a da bılgisayar ekranı ara- cıhğıyla komşusundan daha \ akın insan- lar. Ama gerçekte ne kadar yakınında? Pek yakında agorafobi bir hastalık ol- maktan çıkıp yaşam biçimimiz haline gelecek! Geceİen, camlardan yansıyan ma\ imsi ışıgı TV ekranlannın... Bilgisa- >ar ekranı önünde amorflaşmış vücutla- n> la ötelere uzanmaya çalışan insanlar! Artık kimse komşusunu tanımak istemi- yor... Marmara Üniversitesi Güzel Sanatlar Fakültesi Hüsamertin Koçan Atölyesi öğrencilerinin bugün Aya trini'de açılan sergisı. birayna gibi güne. günümüz ko- şullarına. toplumuna. bireylerıne iieti- şim açısından sanatsal yorumlar getiri- yor. 17 genç sanatçının y apitlannın yer al- dığı '*!letişim/siziik"" başlıklı sergi. ıçın- de yaşadığımız medya bombardımanına karşın, bu temaya yalnızca bu açısından yaklaşmamasıyla oldukça dikkat çekici. Bu gençler. lıocaları Hüsamertin Ko- çan" ındeyişiyle. "Türkive'deki sanat or- tamının o keskin ve içi boşalmış tartışma- larına son derece net bir yanıt veren" iş- leriy.Ie. zamanımızın temasi diyebilece- gimiziletışımsorununageneldebireyler arası iletişım iizerinde odaklanan. son derece zekı ve esprili yaklaşımlargetiri- yorlar. Vanlışlar yapmak önemli! Koçan'ın atölyesinde. yanlışlar yap- mak. 'doğru'yu bulmak kadar önemli. Tabiı herkes. kendı doğrusu peşinde... Fakültede temizliği. düzeni \e aydınlıgı ile okulun 'beşyıldızir odası olarak anı- lan bu atölyede. gerçekten de birbırinden farklı tarzlarda çalışan, farklı ilgı alanla- n olan sanatçılann yarattıgı bir çokses- lılık lıâkını. Hüsametrin Koçan. 'hoca'nın yaratıcı kimliginin öğrencilere 'şınnga edilme- si'ne karşı: "Bu atölyede özgürlükvande- neysellik var. İnsanı övle tomadan çıka- rır gibi vetiştirmek gibi bir tavır yok. Bu- rada ögrenci isterse dibine kadar gelene- ğe de batabilir. İstediğini yapabilir." Hüsamettin Koçan "ınözgürlükçüta\ - n ve bu yaklaşım sayesinde atölyesin- den yansiy an y aratıcı kıvılcımlar, genel- de Türkiye'de sanat eğitim sistemine sıç- rasa! "Türkiye'de sanat eğitimi, sanata hep hayatuı dışında birşe>Tnişgibi \aklaş- mış" dıyor Hüsamettin Koçan. "Biçim peşinde, renk peşinde koşulmuş. Bugün Türkiye'de yeni bir durum var. Bugüne dek plastik sanatçılar Türkhe'de hep bi- çimden anlama gitmeye çaiıştılar. Onun için de sanatçı yetiştirme konusunda hep sorunlar vaşanıvor. Çünkii sanatçı. an- lamla buluşmuyorsa sanatçı olmuyor. Türkiye'de plastik sanatlara başka alan- lardan akan insanlar \ar. bence onlar Türk sanat ortamında bü> ük bir hareket Dİuşturacak. Sanatın. ne güzel renk ne jü/el biçim ne güzel bir desen olduğu. a >>' i t Zafer Mintas. 4. Uluslararası İstanbul Bienali çerçevesinde Aya irini"de yer alan 70 işin yerine, baş yashklan koyarak izley icide ansıma yoluyla yeni bir bellek oluşturarak. bienalleyenidenbir iletişim kuruyor. Bülent Baş, iletişim/sizliği gören körler. duyan sağııiar aracılığıy la irdeliyor. (Solda) Ayşen Lrfalıoğlu. saten örrüler üzerine yazdığı mektuplar, yapıştırdığı fotoğraflar yoluyla, ölmüş dedesiyle iletişim kurmayı deniyor. G enç sanatçı Timur Güven. Türkiye'nın tüm TV kanallarını dahil ettiği, oldukça klostrofobik işinde, tüm kanallar arasında soluk almaya çalışan, boğulmuş, sıkışıp kalmış bir "canlı'yı temsil ediyor. Sergide. Bülent Baş ile birlikte "İJetişim sizlik" temasını medya ve etkileri üzerine irdeleyen Timur Güven, dev panellerden yansıyan görüntüsüyle bireyin medya bombardımanı karşısında içine düştüğü durumu 'siyah-beyaz' bir çıplaklıkla gündeme getiriyor. Altta, TV ekranlarının yıldırıcı renk ve gürültüsü... • İ , bunlann dışında birşey ol- duğu meselesi artık tutu- lu>or Türkiye'de. Anlam- dan biçime gitmek gerek. Bu çocuklar işte bence o ters açı> ı kullanarak bizim eğitimimize ve sanatımıza kan katacaklar." Koçan. ögrencileriyle boş yere övünmüyor. Bir çagdaş sanat müzesinden yoksun. dünya çagdaş sa- nat ortamıyla köprüsü bü- yük ölçüde koşullar elv er- digi zaman gerçekleştiri- lebilen bıenallerle sağla- nabilenbirkentte. Aya Irı- nicieişlerinisergileyen 17 genç sanatçının antenleri- nin bu denli duyarlı ola- bilmesi birbakıma şaşırtı- cı. Istanbul'da gerçekleştı- rilen herbienal yogun tar- tışmalara konu oluyor. ama gençlerin uftunu aç- tığı da bir gerçek. Aya Iri- ni'de işlerini sergileyen gençsanatçılararasında. L'luslararası İs- tanbul Bienali'ne doğrudan gönderme yapan bir iş de var. Zafer Mintas'ıp. ser- ginın afişinde de yer alan köy baş yas- tıkları, bienalle. ansıma yoluyla yeni bir iletişime sokuyor izleyiciyi. Mıntaş. "bienaldeki işleri algısal o/a- rak veniden gündeme getirmeye ve yeni bir bellek oluşturtnaya çahşıvor insanlar- da". Genç sanatçı. bienal sırasında Aya trini'de veralan 70 işin yerine. o işlerin sanatçılannın isimlerinin yazılı olduğu başyastıklan ko>u)or. Mintaş'ın da de- ğindiği gibi. bir vandan Türklerin gele- neksel misafirperverligini. öte yandan köy-kent çelişkisini gözlcr önüne sereıı bu çok tapıdtk nesne saysjpde, izle>ici, yerele"başıriryasla> ıp. y«wen anımsa- vacak. onlarla bienalin ötesine taşan bir iletişim kuracak. Mintaş. iletişim kav- ramını ba^ vastıklanyla irdelerken. Se- rap Bülbül uzun bir süredir bıriktirdiği İETT otobüs bileti koçanlarıyla. son de- rece an. minimalist yüzeyler oluşturu- vor. Bu vüzevlerde, otobüs biletlennin işe yaramaz koçanlarına bir işlev kazan- dıran genç sanatçı. "Artık benim yaşanıı- ma ve başkalarıv la kurduğum iletişime tanıklık etmeye başlıyor- lar" di\or. Avşen L rfaİıoğ- lu. kışisel deneyimleri ara- cılığıvla iletişim temasını irdeliyor. 1993 v ılında ger- çekleştırilen atölye sergi- sınde. konusu. yeni dogan oğluvdu. Urfalıoğlu. bu kez yitirdiği dedesiyle ko- nuşuvor: Olüm. bir ileti- şimsizlık degil. Saten örtü- ler üzerine dedesine mek- tuplar yazıyor. Fotoğratiar gönderıyor. Eczacılık geçmişı olan BcyhanGüneş. mesaj gön- deren paltolarıvla (ki bu paltolar. bir yandan da Gü- neş'in önceki uğraşına bir tür başkaldınyı. o kalıbı givmevi reddetmevi de çağrıştmyor) avnı teınavı irdelerken. Maide Bulak. iletişimin başlıca ko^ulu- nun se\ gi olduğu düşünce- sinden vola çıkarak pastel renkler ve doğadan senı- bollerle ıçten duvarlılığını vansıtıvor. ÖzJem Tan, pop renkli haritalar üzerin- de yürüyen fotoınodeliyle globalleşme- yi. bölgelerin politık ve sosyal konum- ları ne olursa olsun. seyrine devam edi- şi. vavılışı. kısacası teknolojmın sağladı- ğı etkileşimi ele alıvor. Berrin Cökçen. Hitit'ten yola çıkarak vaptığı rölveflerde giinümüzle geçmış arasında bir iletişime uzanırken. Seçil Ay- mak kafalannın üzerinde düşünce ba- lonlarıyla gezen birevler arası iletışim- sizliğe dikkat çekiyor. Rüçhan Şahinoğ- lu. IstanbuPun çeşitlı semtlerinde kendi Mimar kökenli Cem İlhan. "Si-ga-ra İ-çü-mez" başlıklı işinde. verilen mesaj- la algılavan arasındaki iletişımı irdeli- vor. Sigara içilmez işaretinı parçalayıp bölen sanatçı. ancak belli bir görüş ala- nında durunca algılanabilecek mesajı göstererek iletişim ile ıletişimsizlik ara- sındaki sının göstermeyi deniyor. Züm- rüt ^'. Radau. girdigi herhangi bir me- kânla iletişim kuran bir işle sergiye ka- tıhrken.vaşamını Berlindesürdüren Ar- sen Özbel. duvann vıkılamayan vüzünü gündeme getıren "Berlin Duvan" adlı işiııi sergihvor. \ ildan Açan. her tür iletişimin beyin- de başladığını gözönünde bulundurarak dev bovutlu \e farklı karakterde insan- lann bev nıniıı kendine özgü tomografisi- ni çıkarıyor. EbruÂnksov. asla iletişemeyen su ve vağı yanyana getinp. iletişimsizlik süre- cıni gözler önüne seri>or. Bülent Baş. teknolojinın sonuçlan açı- sından ırdelıvor iletişimsizligi. "Gör- düm-Du>dum" başlıklı video enstalas- yonu ve bez afişlerinde. Insanın. ileti- şim çagında vardığı çıldırma noktası. Gören körler. üuyan sagırlar. Temaya aynı açıdan vaklaşan bir başka genç sa- natçı da Timur Güven. Türkiye'nın tüm TV kanallannı dahil ettiği klostrofobik işinde, bizzat kendisi de (fotoğrafıyla) tüm kanallar arasında sıkışıp kalan bir 'canlı'yı temsil ediyor. Sergi. 18 mayısa dek Aya İrini 'de. 19- 30 haziran taririleri arasında Ankara Re- Mm ve Heykel Müzesi'nde. Hemen ile- tişime girmeli! Sait Faik Hikâye Ödülü, Cemil Kavukçu'nun Kültür Servisi- 133 yıldır Türk külrür ve egiti- nınehızırıeteden DarüşşafakaCemiyeti'nin 1964 »ılından bu yana bir kültür hızmeti olarak her yıl >iait Faik anısına düzenledıği öykü yanşrnasını bu ri\ "Izak Noktalara Doğru' adlı kitabıyla Cemıl <avukçu kazandı. 1951 yılında Inegöl'de doğan Kavukçu. Istan- IU! Cnıversıtesı Jeofızık Mühendislıgı Bölümü- ıü bıtırdı. Öyküleri 1980 yılından bu yana çeşıt- i dergilerde yayımlandı. 'Patika' adlı yapıtıyia 987 yılında "Vaşar Nabi Nayır Ö>kü Ödülü'nü :azanan Kavukçu'nun yayımlanmış öykü kıtap- lan şöyle: 'Pazar Güneşf (1983).''Patika'(1987).'Tem- muzSuçlu' (1990). 'LzakNok- talara Doğru' (1995). Yazann, 'ValnızUyuyanlartçin'adlı ye- ni öykü kitabı Can Yayınlan arasından çıktı. Kav ukçu. y aşanan Türkçey- le anlattıgı. değişık kurgulu öykülerınde okuru. bilmediğı bir serüvene çıkanyor. Öykü- nün bırtiği yerde başladığı ızle- ımini edınıyor okur. Kesın bir sonuca bağlana- ıayan düşler. umutlar sıkıntılar anlatıyor yazar. .endilerıne doğruyolculuklartasarlayan insanla- n. varış noktası belli olmayan öyküsünü... Cemil Kav ukçu'ya ödülü. cumartesi günü saat V.OO'de Darüşşafakalılar Evı'nde (Çalıkuşu so- îk no:l I. 1. Levent) yapılacak bir törenle veri- cek. SeçıcıkurulunuOktayAkbal.Prof.Dr.Hil- li Vavuz, Prof. Dr. Şara Sayın, Fethi Naci, Tank ursun K.. Füsun Akatlı ve İnciser Akpınar'ın uşturduğu yanşmaya bu yıl "Deliye Hergün ayram' (ZaferLiusa>aş). •L'mutlanmanın Izdü- imü" (Ferhan Gürel), 'Sarhoş Çımenler' (İhas alil). "V'üreğımı Getirdim Armağan' (Zeki ğuz). "»'arının Tarıhı" (Tanseli Polikar), "Ser- ır'ın Zaman Yolculuğu' (Nuran Turan), "Ten ükü' (AtillaŞenkon). "Aşk BırBoncukrur' (Se>- Özel). Kor\e Kül' (İbramErdem). "Dolunay jrdı' ıZejnep.AJiyeDöndar). "Kara Pelennli Bir jvalye' (GülAbusSemerci) ve "BirŞarkıyı Din- rken" (Kemal Ateş) adlı yapıtlanyla 13 yazar ıtılmıştı. 'Bir takımAzizliJder'deyeni bir takım GencoluUar SEVGİ SANLI Kitaplığımda. çok değer verdı- gim. yan yana duran üç cilt aynı adı taşıyor. "Aziz INesin - Bütün O> r unlan T> birinci cildin ilk sayfa- sında sizlerle paylaşmaktan onur duydugum bir el yazısı. "Sevgili ve çoook eski dost Sevgi Sanlı'ya. 16 Temmuz 1994. Aziz Nesin." "Çoook eski" dostluğumuz. Ankara Devlet Tiyatrolan'nda dramaturg olarak çaîıştığım yıl la- ra dayanır. Bugün .Aziz Nesin adı- nı taşıyan bir sahnemiz var. Ama 1950'li yıllarda bu yazann yapıt- lannı Devlet Tiyatroları dağanna katmak ciddi çabalargerektirirdi. Yine o dönemde Amerikalı profe- sör Kenneth \lacgowan"ın Anka- ra Üniversitesi'nde verdiği tiyat- ro yazarlığı kursunu birlikte izle- mek, dostluğumuzu daha da güç- lendirmişti. 16 Temmuz I994"te dramatur- gi dersleri verdiğim bazı öğrenci- lerimle Nesin Vakfı'na çağrılıy- dık. Çatalca'daki çiftligin kuruluş öyküsünü yennde, aynntılanyla kurucusundan dinlemek unutul- maz bir ayrıcalıktı. Otuz çocuğundan bir çoğuyla tanışık. elbirliğıyle hazır- lanan yemekleri, meyve sulannı pay- laştık.' Aziz Nesin, büyük bir coşku. büyük birzindeliklegenişletilen.yenileriek- lenen yapılan, kitaphkları henüz ta- mamlanmamış tiyatroyu gezdirdi bize. Bir kaptan köşküsünü andıran çalışma odasına dar. sarmal bir merdivenle çı- kılıyordu. Penceresininönündeki yenı- şeyil ağaç. yapraklannın hışırtısı... İç- tiğimiz tavşankanı çaylar. Günde on dört büyük bardak çay yuvarlarmış. "N'oluryapma!" diye yalvaryakarol- muştum. "Hadi. senin hatırın için on ikiye indireyim'" demişti muzip muzip G enco bu kez de kendini aşmış. "Bir Takım Azizlikler"de "Yeni bir takım Gencoluklar" da keşfediyoruz. Zaman zaman daha neşeli. daha derin bir acıyla kıvranan, zaman zaman daha güçlü bir öfkeyle patlayan bir Genco. gülerek. O muziplik. o eoşkusu. o kaynayan güç. o y üreklilik lıiç tükenmeyecek gi- bi gelmiştı bana. Gerçekten tükenmi- yor, tükenmeyecek. Genco Erkal'ı "Bir Takım .\zizlikler"de izlerken y e- nıden tutkuy la ınançla. dirençle. umut- la diriliyor yiireğinıız. Hem metinde- ki. hem sunuştaki zekâ parıltıları usla- rımızı da gönendiriyor. Genco Erkal. Aziz Nesin'in öykü, şiir. oyun. masal. taşlama ve köşe ya- zılarından seçmeler yaparak sahneye uvarladığı metni hem yönetmiş, hem sahne tasanmını gerçekleştirmiş hem deoynuyor. Genco Erkal'ıntek kişilik göstenlenni her izlediğimde şu soru- yu sorarken yakalarıın kendimi. Bun- dan büyük biraşama yapabilecek mi? Oyununa daha fazla renge. daha fazla "nuance"katması olası mı ° Evet, Gen- co bu kez de kendini aşmış. "Bir Ta- kım AzizlikJer'"de "Yeni bir takım Gencoluklar" da keşfediyoruz. Zaman zaman daha neşeli. daha derin bir acıy - la kıvranan. zaman zaman daha güçlü bir öfkey le patlayan bir Genco. Arif Erkan'ın müziği. Cengiz Ozek'ın karagöztasvırleri. HakanÖzi- pek'in ışık tasarımı. Do^tlar Tiyatro- su"nun Martı Sanatevfndeki bu gös- terilerini destekleyen öğeler. Nereye Gidiyoruz? Oyun bu soruy- la başlıyor. Yurttaşlar nereye gittiğini bilmezse hükümet nasıl bilecek? Her birimizin ardına nasıl adam koyacak? Soru yöneltilenler sana ne diye. elinin köriine diye karşı- lık verirsedemokrası nasıl kurula- cak. Bu vurdum duymazlığın so- nu nereye varacak? Merhaba sayın bay anlar. baylar yanında sayın olmayanlara da yö- neltilmektedir. "Haİkdeyiphalkın cebindeeli görünenler." tek sigor- tası Maşallah. tek umudu iyi olur ınşallah olanlar. "İnsansıztoprak- larım. topraksız insanlanm." "Merhaba söylenmemiş en güzel söz. merhaba güzel yarınlan." "Bişey" sözcügünün ne kadar çeşitli biçimlerde kullanılabilece- ğını. "Zamazingo"sözcügünün ne kadar çok anlam taşıdığını. bilir miydinız? Ya da alacakaranlığın karanlıktan da beter olduğunu? "Karanlık gecedir, her gecenin de bir sabahı olur. Ama alacakaran- lıklann hiç sabahı olmaz... Yasalar hem var. hem yok.~ İnsan hakları... Hani varımsı da yokumtrak. De- mokrasi, denıokrasisimsi." Birinci bölümde 14. ikinci bö- — lümde on yedi ayrı başlık var. Oy un şarkı v e danslarla da bir kıv rak- lık kazanıyor. Bunlardan ayrı ayn söz etmekolası degil. Eniyisi .AzizNesin"i Genco Erkal'dan dinlemek. görmek. onunla birlikte soluk alıp verdiğıni iz- lemek. Onlarla birlikte soluk alıp ver- mek. Yalnız sizinle hemen paylaşmak is- tediğim birkaç dize: "Ben halkımı iyi diye doğru diye Ben halkımı biige diye beni sevsin Ben halkımı benim diye severim Ben yurdunıu güzel diye degil Zengin di>e cömert diye değil Ben yurdunıu benim diye Vurdum dive severim." Kültür Servisi - Sanyer Halk Eğitim erkezi Tıyatro Kolu tarafından 1983 yı- dan bu yana gelenekselleştırılen 'Boğa- i.AmatörTiyatrolarŞenligi'nin 13üncü- bu yıl 5-26 mayıs tanhleri arasında ger- deştirılıyor. 11 ma> ıs cumanesı günü sa- 14.00te. SermetÇağan'ın 'Sa>aşO>ıın- ı' adlı yapıtı Beşıktaş Atatürk Anadolu ;esi tarafından sergilenecek. Saat OO'te YılmazOnay 'TarihteveÇağımız- EpikTiyatro'adlı kitabını imzalayacak okurlany la söyleşecek. Çehm'un 'Biça- Kadm'. -Baştan Çıkarma'. •.'Vksınkh' v e ürebbive" adlı dört kısa ovunu. saat 13. Boğaziçi Amatör Tîyatrolar Şenligî 17.00de Kurtuluş Lısesı Tıyatro Gru- bu'nca sahnelenecek. Dinçer Sümer'ın •Meddah Amca' adlı oyunu. 12 may ıs pa- zar günü saat 11 00'de. Cem Yalın'ın 'Ora- da Kimse Var mı?' adlı yapıtı ise 14.OO'te Edirne Halk Eğitim Merkezi Tiyatro Kolu tarafından sergilenecek. Öğretmenler Evı Oyuncuları Cahit Atay'ın "Pusuda" adlı oyununu saat 17.00'de. Karmaşık Tıyatro. Tuncer Cücenoglu'nun "Kördövüşü' adlı oyununu 20.00'de sahneleyecek. 18 mayii cumartesi günü saat 14.00'te Sakıp Sabancı Lise^i. Adalet.\ğaoğlu'pun 'EvcilikOyunu',>aat 17.00'de Yıldız Lnı- versitesi Oyuncuları 'KısaOyunlar'ı. saat 20.00"de İstanbul L'nıversıtesi Tıp Fakülte- si Tıyatro Topluluğu Jack Prevert'ın "Ha- rikalar Tablosu'nu bunacaklar. 19 mayıs pazar günü ıse Sanyer Halk Eğitim Mer- kezı Tıyatro Kolu- Çocuk Tıyatrosu Cmit Denizer'ın "Uçan Şemsiye" adlı oyunuyla saat 11 00'de izleytcı karşısında olacak. V JmazErdoğan'ın 'HoşgeldinMctory'ad- lı oyununu ıse Yedı Bölge Oyuncuları saat 14.00'te sergıleyecekler. 10 Mühendislık Fakültesi Tiyatro Kıılübü'nün Çehov'un "Kısa OyunJar'ından uyjrlanan göstensı. saat 17.00'de. Mehmet Esatoglu'nun y az- dığı 'NeOlacak Bu Memleketin Hali' ıse İs- tanbul SahneM tarafından >aal2(ı.00'de>er- gılenecek. Şişlı Lisesı Fecr-i Ati Tiyarro Topluiuğu. Haldun Taner'ın 'Gözlerimi Kapanm Vazifemi Yapanm* adlı yapıtını. 25 mayıs günü 14.00'te sergileyecek. Ga- latasaray Lısesi ıse Aziz Nesin'in 'Oüdük- çülerile Fırçacıların Savaşı', İTÜ Güzel Sa- natlar Bolümü Oyuncuları"nın Samuel Beckett'tan uyarladıkları 'Oyun Sonu' ıse saat 20.00'de ızlenebılır Şenlik. 26 mayıs pazar günü Sanyer Halk Egitimı Merkezi Tıyatro Kolu'nun 'Denize Giden Aüılar', Aziz Nesın'den 'Yaşasın Kavuniçi' \e Brecht'ten 'Carrar Ana'nın Tüfekleri" ad- lı ovunlan »ergılemesıyle sona erecek. kendine yolladıgı karpostalların hâlâ kendisine ulaşmasını bekliyor. İletişimin başlıca sembollerinden kartpostal. pul vs. aracılıgıv la, iletişimsizligin hüznünü işlivor. iletişimsizligi sonuçları açısın- dan irdeleyen birsanatçrda EmreOkçu- er. Kurduğu vemek masası düzenleme- sinde. masanın ortasında duran gül bile iletişim yoksunlugunungriliğinebüriin- müş. Su ve yağ gibi, üetişim/sizUk... DEFNE GOLGESt TURGAY FİŞEKÇt Tatil Alışverişleri Geçen bayram tatili süresince ülkemiz yine n li çelişkiler ülkesi olduğunu bir kez daha göst< Bir yanda istanbul'da 1 Mayıs Bayramf ndc bulananlar. öte yanda dünyanın dört köşesinc yapabilmeolanaklarını kullanırken 1 Mayıs gür ğazalann kapalı olması nedeniyle alışveriş yaf yaraköfkelenenler... Varsıl kesimlerimizin yabancı ülkelerdeki alı tutkuları artık herkesçe biliniyor. 2 Mayıs günkü "Milliyet"te Canan Barlas, sa'nın Akdeniz kıyılarına bayram tatiline gıdenlf yatlan yüz elli-iki yüz milyon TL olan Chanel g rini nasıl kapıştıklarını yazıyordu. Benzerlerini ben de Rodos'ta gözledim. Yurd zun çeşitli yörelerinden gelmiş ınsanların, bir yc lar ülkesinden gelmişçesine mağazalan talan alışveriş görünümlerini, doğrusu olağan karşıla; yorum. Ülkemizde neredeyse her bakkal dükkânınd tılan kimı yabancı malları, gidip başka bir ülkede tın alma merakı nasıl açıklanabilir? Bu olguyu toplumumuz adına cıddi rahatsızlıl belirtisi sayıyorum. Ülkemiz bir yokluklar ülkesi değil. Parası olaı hemen her şey var. Bu "herşey"\n ülkemiz maç larında satılabilmesi için ekonomimiz bin bir giiı le kazandığı dövizleri harcıyor. Öte yandan yine ülkemiz, kaynakları yetersiz < ğu, yani parası oimadığı için yollarındaki çukur yamayamıyor, çocuklarına yeterli eğitim, yurtta; na yeterli sağlık hizmetı veremıyor. Daha da c çöplüklerden yiyecek toplayarak kannlarını dc maya çalışan aç insanlann kannlarını doyurarr Gece yarıları, yataklannda olmaları gerekirken yoğlu sokaklarında dolaşan küçük çocuklarına rınma sağlayamıyor. Geçen bayram tatilinde yalnızca Rodos'a g beş bin kadar insanın, kaba bir hesapla alışveriş harcadığı paranın beş milyon dolar olduğunu s yorum. Kım bilir Paris, Londra mağazalarında r harcandı? Durup düşünmek gerek: Bu denlı rahat para cayabilme olanağına sahip olan insanlar, acabs ülkelerini, onun insanlarını, geleceğini düşünüyc mı? Giysi dolaplanna yeni giysiler eklemek yet eğitim olanağı bulamayan birçocuğa bu olanağı s lamanın daha insani bir doyum sağlayabileceğini şünmüyorlar mı? Harcadıkları paranın, kendi ellerinde olsa bile ülke ekonomisi tarafından üretilen bir değerin so cu olduğunu, dolayısıyla üzerinde kendileri dışırı bu ülkedekı herkesin hakkı bulunabileceğıni düş müyorlar mı? Elbette düşünmüyorlar. Düşünmeyen insanlann hatlığı var üzerlerinde. Bir ülkede kimi insanlar "aç ve açıkta"ysa baş ları da "aç ve açıkta" olmamanın ne denli önemli ayrıcalık sayılması gerektığini bilmelidirler. Bir y böylesine varsıl ve savurgan, bir yanı her şeye aç sanlardan oluşan bir toplum yapısı olabilir mi? Ulus olmak. bir toplumu oluşturan insanlann acı sevinçlerini paylaşabildikleri toplulukların özellikl* dir. Yoksa biz bir ulus değil miyiz? 'Bir Tatlı Huzur' bugün kitapçılarda Kültür Servisi- Türk müzıginın önde gelen yorumcusu ve bestekârı Münir Nurettin Selçuk'un yaşamöyküsünü konu alan "Bır Tatlı Huzur' adlı kıta bugün satışa sunuluyor. Sel \'ayıncılık tarafından yayımlanan 'Bir Tatlı Huzur'u yayına Ayşe Kulin hazırladı. Selçukun ölümünün I5.yıldönümü dolayısıyla hazırlanan kitapta. yurtiçinde olduğu kad yurtdışında da büyük ses getıren sanatçının renkli yaşam öyküsü yer alıvor. Açıkhava liyatrosu'nda Sular Yukseliyor' Kültür Servisi- Ada Plakçılık'ın düzenledigi. Bulutsuzluk Özlemi. D-I00. Istasyon. Kesmeşeker. Kumdan Kaleler. Mask. Merdiven. Nekropsi ve \'aşaı Kurt'un katılacağı Sular Yukseliyor" başlıklı konser. cuma günü saat l9.00"da Harbiye Açıkhava Tiyatrosu'nda gerçekleştinlecek. Fiyatı 250 bin TL olan biletler. Taksim'de TAF. Vakkorama. Metropol. Mefisto. Arion. Nişantaşf nda. \akkorama. Piccatura Germinal. Beşiktaşta Beşiktaş Kültür Merkezi. Bakırköy'de Piccatura ve Ezgi Müzik'te satılıyor. Beckett, 90. yaşmda anılıyor Kültür Servisi- Tiyatro yazının en zor" yazarlarından biri olarak bılınen Samuel Beckett. 90. doğum gününde Italya'da bır dızi seminerle anılacak. Semınerde, Beckett'ın yapıtlannı sahnelerken karşılaşılan güçlükleı tartışılacak. L'nlü Irlandalı yazann 90. doğum günü olaı 8 mayısta başlayacak seminer. 12 mayısa dek sürecek. 'Beckett Oyunlarında Kadın Karakterleri Canlandırmanın Zorluklan" başlıklı özel bir tartışmanın da yer alacağı seminer boy unca Beckett üzerine okumalar. söyleşiler. performanslar ve film gösterileri düzenlenecek. K Ü L T Ü R • Ç İ Z İ K KAMÎL MASARACI
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle