Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
nusamettın Koçan Atölyesi'nin 17 genç sanatçısı bugünden itibaren 18 mayısa dek Aya İrini'de izleyiciyi iletişime bekliyor!
Kmıse komşusunu tanmıak istemiyor
AHl ANTMEN
De\ boyutlu iletışim \e bilgi sistem-
lerinin düııy amn en iicra köşelenne uza-
nabilen kolları sayesinde. bugün artık in-
san, bulundugu noktadan çok ötelere
uzanabiliyor. Kilometrelerce uzaktaki-
lerle. bir f \' >a da bılgisayar ekranı ara-
cıhğıyla komşusundan daha \ akın insan-
lar. Ama gerçekte ne kadar yakınında?
Pek yakında agorafobi bir hastalık ol-
maktan çıkıp yaşam biçimimiz haline
gelecek! Geceİen, camlardan yansıyan
ma\ imsi ışıgı TV ekranlannın... Bilgisa-
>ar ekranı önünde amorflaşmış vücutla-
n> la ötelere uzanmaya çalışan insanlar!
Artık kimse komşusunu tanımak istemi-
yor...
Marmara Üniversitesi Güzel Sanatlar
Fakültesi Hüsamertin Koçan Atölyesi
öğrencilerinin bugün Aya trini'de açılan
sergisı. birayna gibi güne. günümüz ko-
şullarına. toplumuna. bireylerıne iieti-
şim açısından sanatsal yorumlar getiri-
yor.
17 genç sanatçının y apitlannın yer al-
dığı '*!letişim/siziik"" başlıklı sergi. ıçın-
de yaşadığımız medya bombardımanına
karşın, bu temaya yalnızca bu açısından
yaklaşmamasıyla oldukça dikkat çekici.
Bu gençler. lıocaları Hüsamertin Ko-
çan" ındeyişiyle. "Türkive'deki sanat or-
tamının o keskin ve içi boşalmış tartışma-
larına son derece net bir yanıt veren" iş-
leriy.Ie. zamanımızın temasi diyebilece-
gimiziletışımsorununageneldebireyler
arası iletişım iizerinde odaklanan. son
derece zekı ve esprili yaklaşımlargetiri-
yorlar.
Vanlışlar yapmak önemli!
Koçan'ın atölyesinde. yanlışlar yap-
mak. 'doğru'yu bulmak kadar önemli.
Tabiı herkes. kendı doğrusu peşinde...
Fakültede temizliği. düzeni \e aydınlıgı
ile okulun 'beşyıldızir odası olarak anı-
lan bu atölyede. gerçekten de birbırinden
farklı tarzlarda çalışan, farklı ilgı alanla-
n olan sanatçılann yarattıgı bir çokses-
lılık lıâkını.
Hüsametrin Koçan. 'hoca'nın yaratıcı
kimliginin öğrencilere 'şınnga edilme-
si'ne karşı: "Bu atölyede özgürlükvande-
neysellik var. İnsanı övle tomadan çıka-
rır gibi vetiştirmek gibi bir tavır yok. Bu-
rada ögrenci isterse dibine kadar gelene-
ğe de batabilir. İstediğini yapabilir."
Hüsamettin Koçan "ınözgürlükçüta\ -
n ve bu yaklaşım sayesinde atölyesin-
den yansiy an y aratıcı kıvılcımlar, genel-
de Türkiye'de sanat eğitim sistemine sıç-
rasa! "Türkiye'de sanat eğitimi, sanata
hep hayatuı dışında birşe>Tnişgibi \aklaş-
mış" dıyor Hüsamettin Koçan. "Biçim
peşinde, renk peşinde koşulmuş. Bugün
Türkiye'de yeni bir durum var. Bugüne
dek plastik sanatçılar Türkhe'de hep bi-
çimden anlama gitmeye çaiıştılar. Onun
için de sanatçı yetiştirme konusunda hep
sorunlar vaşanıvor. Çünkii sanatçı. an-
lamla buluşmuyorsa sanatçı olmuyor.
Türkiye'de plastik sanatlara başka alan-
lardan akan insanlar \ar. bence onlar
Türk sanat ortamında bü> ük bir hareket
Dİuşturacak. Sanatın. ne güzel renk ne
jü/el biçim ne güzel bir desen olduğu.
a
>>' i t
Zafer Mintas.
4. Uluslararası
İstanbul Bienali
çerçevesinde
Aya irini"de yer alan
70 işin yerine,
baş yashklan
koyarak izley icide
ansıma yoluyla
yeni bir bellek
oluşturarak.
bienalleyenidenbir
iletişim kuruyor.
Bülent Baş,
iletişim/sizliği gören
körler. duyan
sağııiar aracılığıy la
irdeliyor. (Solda)
Ayşen Lrfalıoğlu.
saten örrüler
üzerine yazdığı
mektuplar,
yapıştırdığı
fotoğraflar yoluyla,
ölmüş dedesiyle
iletişim kurmayı
deniyor.
G
enç sanatçı Timur Güven. Türkiye'nın tüm TV kanallarını dahil ettiği, oldukça
klostrofobik işinde, tüm kanallar arasında soluk almaya çalışan, boğulmuş, sıkışıp
kalmış bir "canlı'yı temsil ediyor. Sergide. Bülent Baş ile birlikte "İJetişim sizlik"
temasını medya ve etkileri üzerine irdeleyen Timur Güven, dev panellerden yansıyan
görüntüsüyle bireyin medya bombardımanı karşısında içine düştüğü durumu 'siyah-beyaz' bir
çıplaklıkla gündeme getiriyor. Altta, TV ekranlarının yıldırıcı renk ve gürültüsü...
• İ ,
bunlann dışında birşey ol-
duğu meselesi artık tutu-
lu>or Türkiye'de. Anlam-
dan biçime gitmek gerek.
Bu çocuklar işte bence o
ters açı> ı kullanarak bizim
eğitimimize ve sanatımıza
kan katacaklar."
Koçan. ögrencileriyle
boş yere övünmüyor. Bir
çagdaş sanat müzesinden
yoksun. dünya çagdaş sa-
nat ortamıyla köprüsü bü-
yük ölçüde koşullar elv er-
digi zaman gerçekleştiri-
lebilen bıenallerle sağla-
nabilenbirkentte. Aya Irı-
nicieişlerinisergileyen 17
genç sanatçının antenleri-
nin bu denli duyarlı ola-
bilmesi birbakıma şaşırtı-
cı. Istanbul'da gerçekleştı-
rilen herbienal yogun tar-
tışmalara konu oluyor.
ama gençlerin uftunu aç-
tığı da bir gerçek. Aya Iri-
ni'de işlerini sergileyen
gençsanatçılararasında. L'luslararası İs-
tanbul Bienali'ne doğrudan gönderme
yapan bir iş de var. Zafer Mintas'ıp. ser-
ginın afişinde de yer alan köy baş yas-
tıkları, bienalle. ansıma yoluyla yeni bir
iletişime sokuyor izleyiciyi.
Mıntaş. "bienaldeki işleri algısal o/a-
rak veniden gündeme getirmeye ve yeni
bir bellek oluşturtnaya çahşıvor insanlar-
da". Genç sanatçı. bienal sırasında Aya
trini'de veralan 70 işin yerine. o işlerin
sanatçılannın isimlerinin yazılı olduğu
başyastıklan ko>u)or. Mintaş'ın da de-
ğindiği gibi. bir vandan Türklerin gele-
neksel misafirperverligini. öte yandan
köy-kent çelişkisini gözlcr önüne sereıı
bu çok tapıdtk nesne saysjpde, izle>ici,
yerele"başıriryasla> ıp. y«wen anımsa-
vacak. onlarla bienalin ötesine taşan bir
iletişim kuracak. Mintaş. iletişim kav-
ramını ba^ vastıklanyla irdelerken. Se-
rap Bülbül uzun bir süredir bıriktirdiği
İETT otobüs bileti koçanlarıyla. son de-
rece an. minimalist yüzeyler oluşturu-
vor. Bu vüzevlerde, otobüs biletlennin
işe yaramaz koçanlarına bir işlev kazan-
dıran genç sanatçı. "Artık benim yaşanıı-
ma ve başkalarıv la kurduğum iletişime
tanıklık etmeye başlıyor-
lar" di\or. Avşen L rfaİıoğ-
lu. kışisel deneyimleri ara-
cılığıvla iletişim temasını
irdeliyor. 1993 v ılında ger-
çekleştırilen atölye sergi-
sınde. konusu. yeni dogan
oğluvdu. Urfalıoğlu. bu
kez yitirdiği dedesiyle ko-
nuşuvor: Olüm. bir ileti-
şimsizlık degil. Saten örtü-
ler üzerine dedesine mek-
tuplar yazıyor. Fotoğratiar
gönderıyor.
Eczacılık geçmişı olan
BcyhanGüneş. mesaj gön-
deren paltolarıvla (ki bu
paltolar. bir yandan da Gü-
neş'in önceki uğraşına bir
tür başkaldınyı. o kalıbı
givmevi reddetmevi de
çağrıştmyor) avnı teınavı
irdelerken. Maide Bulak.
iletişimin başlıca ko^ulu-
nun se\ gi olduğu düşünce-
sinden vola çıkarak pastel
renkler ve doğadan senı-
bollerle ıçten duvarlılığını vansıtıvor.
ÖzJem Tan, pop renkli haritalar üzerin-
de yürüyen fotoınodeliyle globalleşme-
yi. bölgelerin politık ve sosyal konum-
ları ne olursa olsun. seyrine devam edi-
şi. vavılışı. kısacası teknolojmın sağladı-
ğı etkileşimi ele alıvor.
Berrin Cökçen. Hitit'ten yola çıkarak
vaptığı rölveflerde giinümüzle geçmış
arasında bir iletişime uzanırken. Seçil Ay-
mak kafalannın üzerinde düşünce ba-
lonlarıyla gezen birevler arası iletışim-
sizliğe dikkat çekiyor. Rüçhan Şahinoğ-
lu. IstanbuPun çeşitlı semtlerinde kendi
Mimar kökenli Cem İlhan. "Si-ga-ra
İ-çü-mez" başlıklı işinde. verilen mesaj-
la algılavan arasındaki iletişımı irdeli-
vor. Sigara içilmez işaretinı parçalayıp
bölen sanatçı. ancak belli bir görüş ala-
nında durunca algılanabilecek mesajı
göstererek iletişim ile ıletişimsizlik ara-
sındaki sının göstermeyi deniyor. Züm-
rüt ^'. Radau. girdigi herhangi bir me-
kânla iletişim kuran bir işle sergiye ka-
tıhrken.vaşamını Berlindesürdüren Ar-
sen Özbel. duvann vıkılamayan vüzünü
gündeme getıren "Berlin Duvan" adlı
işiııi sergihvor.
\ ildan Açan. her tür iletişimin beyin-
de başladığını gözönünde bulundurarak
dev bovutlu \e farklı karakterde insan-
lann bev nıniıı kendine özgü tomografisi-
ni çıkarıyor.
EbruÂnksov. asla iletişemeyen su ve
vağı yanyana getinp. iletişimsizlik süre-
cıni gözler önüne seri>or.
Bülent Baş. teknolojinın sonuçlan açı-
sından ırdelıvor iletişimsizligi. "Gör-
düm-Du>dum" başlıklı video enstalas-
yonu ve bez afişlerinde. Insanın. ileti-
şim çagında vardığı çıldırma noktası.
Gören körler. üuyan sagırlar. Temaya
aynı açıdan vaklaşan bir başka genç sa-
natçı da Timur Güven. Türkiye'nın tüm
TV kanallannı dahil ettiği klostrofobik
işinde, bizzat kendisi de (fotoğrafıyla)
tüm kanallar arasında sıkışıp kalan bir
'canlı'yı temsil ediyor.
Sergi. 18 mayısa dek Aya İrini 'de. 19-
30 haziran taririleri arasında Ankara Re-
Mm ve Heykel Müzesi'nde. Hemen ile-
tişime girmeli!
Sait Faik Hikâye
Ödülü, Cemil
Kavukçu'nun
Kültür Servisi- 133 yıldır Türk külrür ve egiti-
nınehızırıeteden DarüşşafakaCemiyeti'nin 1964
»ılından bu yana bir kültür hızmeti olarak her yıl
>iait Faik anısına düzenledıği öykü yanşrnasını bu
ri\ "Izak Noktalara Doğru' adlı kitabıyla Cemıl
<avukçu kazandı.
1951 yılında Inegöl'de doğan Kavukçu. Istan-
IU! Cnıversıtesı Jeofızık Mühendislıgı Bölümü-
ıü bıtırdı. Öyküleri 1980 yılından bu yana çeşıt-
i dergilerde yayımlandı. 'Patika' adlı yapıtıyia
987 yılında "Vaşar Nabi Nayır Ö>kü Ödülü'nü
:azanan Kavukçu'nun yayımlanmış öykü kıtap-
lan şöyle: 'Pazar Güneşf
(1983).''Patika'(1987).'Tem-
muzSuçlu' (1990). 'LzakNok-
talara Doğru' (1995). Yazann,
'ValnızUyuyanlartçin'adlı ye-
ni öykü kitabı Can Yayınlan
arasından çıktı.
Kav ukçu. y aşanan Türkçey-
le anlattıgı. değişık kurgulu
öykülerınde okuru. bilmediğı
bir serüvene çıkanyor. Öykü-
nün bırtiği yerde başladığı ızle-
ımini edınıyor okur. Kesın bir sonuca bağlana-
ıayan düşler. umutlar sıkıntılar anlatıyor yazar.
.endilerıne doğruyolculuklartasarlayan insanla-
n. varış noktası belli olmayan öyküsünü...
Cemil Kav ukçu'ya ödülü. cumartesi günü saat
V.OO'de Darüşşafakalılar Evı'nde (Çalıkuşu so-
îk no:l I. 1. Levent) yapılacak bir törenle veri-
cek. SeçıcıkurulunuOktayAkbal.Prof.Dr.Hil-
li Vavuz, Prof. Dr. Şara Sayın, Fethi Naci, Tank
ursun K.. Füsun Akatlı ve İnciser Akpınar'ın
uşturduğu yanşmaya bu yıl "Deliye Hergün
ayram' (ZaferLiusa>aş). •L'mutlanmanın Izdü-
imü" (Ferhan Gürel), 'Sarhoş Çımenler' (İhas
alil). "V'üreğımı Getirdim Armağan' (Zeki
ğuz). "»'arının Tarıhı" (Tanseli Polikar), "Ser-
ır'ın Zaman Yolculuğu' (Nuran Turan), "Ten
ükü' (AtillaŞenkon). "Aşk BırBoncukrur' (Se>-
Özel). Kor\e Kül' (İbramErdem). "Dolunay
jrdı' ıZejnep.AJiyeDöndar). "Kara Pelennli Bir
jvalye' (GülAbusSemerci) ve "BirŞarkıyı Din-
rken" (Kemal Ateş) adlı yapıtlanyla 13 yazar
ıtılmıştı.
'Bir takımAzizliJder'deyeni bir takım GencoluUar
SEVGİ SANLI
Kitaplığımda. çok değer verdı-
gim. yan yana duran üç cilt aynı
adı taşıyor. "Aziz INesin - Bütün
O>
r
unlan
T>
birinci cildin ilk sayfa-
sında sizlerle paylaşmaktan onur
duydugum bir el yazısı. "Sevgili
ve çoook eski dost Sevgi Sanlı'ya.
16 Temmuz 1994. Aziz Nesin."
"Çoook eski" dostluğumuz.
Ankara Devlet Tiyatrolan'nda
dramaturg olarak çaîıştığım yıl la-
ra dayanır. Bugün .Aziz Nesin adı-
nı taşıyan bir sahnemiz var. Ama
1950'li yıllarda bu yazann yapıt-
lannı Devlet Tiyatroları dağanna
katmak ciddi çabalargerektirirdi.
Yine o dönemde Amerikalı profe-
sör Kenneth \lacgowan"ın Anka-
ra Üniversitesi'nde verdiği tiyat-
ro yazarlığı kursunu birlikte izle-
mek, dostluğumuzu daha da güç-
lendirmişti.
16 Temmuz I994"te dramatur-
gi dersleri verdiğim bazı öğrenci-
lerimle Nesin Vakfı'na çağrılıy-
dık. Çatalca'daki çiftligin kuruluş
öyküsünü yennde, aynntılanyla
kurucusundan dinlemek unutul-
maz bir ayrıcalıktı. Otuz çocuğundan
bir çoğuyla tanışık. elbirliğıyle hazır-
lanan yemekleri, meyve sulannı pay-
laştık.'
Aziz Nesin, büyük bir coşku. büyük
birzindeliklegenişletilen.yenileriek-
lenen yapılan, kitaphkları henüz ta-
mamlanmamış tiyatroyu gezdirdi bize.
Bir kaptan köşküsünü andıran çalışma
odasına dar. sarmal bir merdivenle çı-
kılıyordu. Penceresininönündeki yenı-
şeyil ağaç. yapraklannın hışırtısı... İç-
tiğimiz tavşankanı çaylar. Günde on
dört büyük bardak çay yuvarlarmış.
"N'oluryapma!" diye yalvaryakarol-
muştum. "Hadi. senin hatırın için on
ikiye indireyim'" demişti muzip muzip
G
enco bu kez de kendini aşmış. "Bir Takım Azizlikler"de
"Yeni bir takım Gencoluklar" da keşfediyoruz. Zaman
zaman daha neşeli. daha derin bir acıyla kıvranan, zaman
zaman daha güçlü bir öfkeyle patlayan bir Genco.
gülerek.
O muziplik. o eoşkusu. o kaynayan
güç. o y üreklilik lıiç tükenmeyecek gi-
bi gelmiştı bana. Gerçekten tükenmi-
yor, tükenmeyecek. Genco Erkal'ı
"Bir Takım .\zizlikler"de izlerken y e-
nıden tutkuy la ınançla. dirençle. umut-
la diriliyor yiireğinıız. Hem metinde-
ki. hem sunuştaki zekâ parıltıları usla-
rımızı da gönendiriyor.
Genco Erkal. Aziz Nesin'in öykü,
şiir. oyun. masal. taşlama ve köşe ya-
zılarından seçmeler yaparak sahneye
uvarladığı metni hem yönetmiş, hem
sahne tasanmını gerçekleştirmiş hem
deoynuyor. Genco Erkal'ıntek kişilik
göstenlenni her izlediğimde şu soru-
yu sorarken yakalarıın kendimi. Bun-
dan büyük biraşama yapabilecek mi?
Oyununa daha fazla renge. daha fazla
"nuance"katması olası mı ° Evet, Gen-
co bu kez de kendini aşmış. "Bir Ta-
kım AzizlikJer'"de "Yeni bir takım
Gencoluklar" da keşfediyoruz. Zaman
zaman daha neşeli. daha derin bir acıy -
la kıvranan. zaman zaman daha güçlü
bir öfkey le patlayan bir Genco.
Arif Erkan'ın müziği. Cengiz
Ozek'ın karagöztasvırleri. HakanÖzi-
pek'in ışık tasarımı. Do^tlar Tiyatro-
su"nun Martı Sanatevfndeki bu gös-
terilerini destekleyen öğeler.
Nereye Gidiyoruz? Oyun bu soruy-
la başlıyor. Yurttaşlar nereye gittiğini
bilmezse hükümet nasıl bilecek?
Her birimizin ardına nasıl adam
koyacak? Soru yöneltilenler sana
ne diye. elinin köriine diye karşı-
lık verirsedemokrası nasıl kurula-
cak. Bu vurdum duymazlığın so-
nu nereye varacak?
Merhaba sayın bay anlar. baylar
yanında sayın olmayanlara da yö-
neltilmektedir. "Haİkdeyiphalkın
cebindeeli görünenler." tek sigor-
tası Maşallah. tek umudu iyi olur
ınşallah olanlar. "İnsansıztoprak-
larım. topraksız insanlanm."
"Merhaba söylenmemiş en güzel
söz. merhaba güzel yarınlan."
"Bişey" sözcügünün ne kadar
çeşitli biçimlerde kullanılabilece-
ğını. "Zamazingo"sözcügünün ne
kadar çok anlam taşıdığını. bilir
miydinız? Ya da alacakaranlığın
karanlıktan da beter olduğunu?
"Karanlık gecedir, her gecenin de
bir sabahı olur. Ama alacakaran-
lıklann hiç sabahı olmaz... Yasalar
hem var. hem yok.~ İnsan hakları...
Hani varımsı da yokumtrak. De-
mokrasi, denıokrasisimsi."
Birinci bölümde 14. ikinci bö-
— lümde on yedi ayrı başlık var.
Oy un şarkı v e danslarla da bir kıv rak-
lık kazanıyor. Bunlardan ayrı ayn söz
etmekolası degil. Eniyisi .AzizNesin"i
Genco Erkal'dan dinlemek. görmek.
onunla birlikte soluk alıp verdiğıni iz-
lemek. Onlarla birlikte soluk alıp ver-
mek.
Yalnız sizinle hemen paylaşmak is-
tediğim birkaç dize:
"Ben halkımı iyi diye doğru diye
Ben halkımı biige diye beni sevsin
Ben halkımı benim diye severim
Ben yurdunıu güzel diye degil
Zengin di>e cömert diye değil
Ben yurdunıu benim diye
Vurdum dive severim."
Kültür Servisi - Sanyer Halk Eğitim
erkezi Tıyatro Kolu tarafından 1983 yı-
dan bu yana gelenekselleştırılen 'Boğa-
i.AmatörTiyatrolarŞenligi'nin 13üncü-
bu yıl 5-26 mayıs tanhleri arasında ger-
deştirılıyor. 11 ma> ıs cumanesı günü sa-
14.00te. SermetÇağan'ın 'Sa>aşO>ıın-
ı' adlı yapıtı Beşıktaş Atatürk Anadolu
;esi tarafından sergilenecek. Saat
OO'te YılmazOnay 'TarihteveÇağımız-
EpikTiyatro'adlı kitabını imzalayacak
okurlany la söyleşecek. Çehm'un 'Biça-
Kadm'. -Baştan Çıkarma'. •.'Vksınkh' v e
ürebbive" adlı dört kısa ovunu. saat
13. Boğaziçi Amatör Tîyatrolar Şenligî
17.00de Kurtuluş Lısesı Tıyatro Gru-
bu'nca sahnelenecek. Dinçer Sümer'ın
•Meddah Amca' adlı oyunu. 12 may ıs pa-
zar günü saat 11 00'de. Cem Yalın'ın 'Ora-
da Kimse Var mı?' adlı yapıtı ise 14.OO'te
Edirne Halk Eğitim Merkezi Tiyatro Kolu
tarafından sergilenecek. Öğretmenler Evı
Oyuncuları Cahit Atay'ın "Pusuda" adlı
oyununu saat 17.00'de. Karmaşık Tıyatro.
Tuncer Cücenoglu'nun "Kördövüşü' adlı
oyununu 20.00'de sahneleyecek.
18 mayii cumartesi günü saat 14.00'te
Sakıp Sabancı Lise^i. Adalet.\ğaoğlu'pun
'EvcilikOyunu',>aat 17.00'de Yıldız Lnı-
versitesi Oyuncuları 'KısaOyunlar'ı. saat
20.00"de İstanbul L'nıversıtesi Tıp Fakülte-
si Tıyatro Topluluğu Jack Prevert'ın "Ha-
rikalar Tablosu'nu bunacaklar. 19 mayıs
pazar günü ıse Sanyer Halk Eğitim Mer-
kezı Tıyatro Kolu- Çocuk Tıyatrosu Cmit
Denizer'ın "Uçan Şemsiye" adlı oyunuyla
saat 11 00'de izleytcı karşısında olacak.
V JmazErdoğan'ın 'HoşgeldinMctory'ad-
lı oyununu ıse Yedı Bölge Oyuncuları saat
14.00'te sergıleyecekler. 10 Mühendislık
Fakültesi Tiyatro Kıılübü'nün Çehov'un
"Kısa OyunJar'ından uyjrlanan göstensı.
saat 17.00'de. Mehmet Esatoglu'nun y az-
dığı 'NeOlacak Bu Memleketin Hali' ıse İs-
tanbul SahneM tarafından >aal2(ı.00'de>er-
gılenecek. Şişlı Lisesı Fecr-i Ati Tiyarro
Topluiuğu. Haldun Taner'ın 'Gözlerimi
Kapanm Vazifemi Yapanm* adlı yapıtını.
25 mayıs günü 14.00'te sergileyecek. Ga-
latasaray Lısesi ıse Aziz Nesin'in 'Oüdük-
çülerile Fırçacıların Savaşı', İTÜ Güzel Sa-
natlar Bolümü Oyuncuları"nın Samuel
Beckett'tan uyarladıkları 'Oyun Sonu' ıse
saat 20.00'de ızlenebılır Şenlik. 26 mayıs
pazar günü Sanyer Halk Egitimı Merkezi
Tıyatro Kolu'nun 'Denize Giden Aüılar',
Aziz Nesın'den 'Yaşasın Kavuniçi' \e
Brecht'ten 'Carrar Ana'nın Tüfekleri" ad-
lı ovunlan »ergılemesıyle sona erecek.
kendine yolladıgı karpostalların hâlâ
kendisine ulaşmasını bekliyor. İletişimin
başlıca sembollerinden kartpostal. pul
vs. aracılıgıv la, iletişimsizligin hüznünü
işlivor. iletişimsizligi sonuçları açısın-
dan irdeleyen birsanatçrda EmreOkçu-
er. Kurduğu vemek masası düzenleme-
sinde. masanın ortasında duran gül bile
iletişim yoksunlugunungriliğinebüriin-
müş.
Su ve yağ gibi, üetişim/sizUk...
DEFNE GOLGESt
TURGAY FİŞEKÇt
Tatil Alışverişleri
Geçen bayram tatili süresince ülkemiz yine n
li çelişkiler ülkesi olduğunu bir kez daha göst<
Bir yanda istanbul'da 1 Mayıs Bayramf ndc
bulananlar. öte yanda dünyanın dört köşesinc
yapabilmeolanaklarını kullanırken 1 Mayıs gür
ğazalann kapalı olması nedeniyle alışveriş yaf
yaraköfkelenenler...
Varsıl kesimlerimizin yabancı ülkelerdeki alı
tutkuları artık herkesçe biliniyor.
2 Mayıs günkü "Milliyet"te Canan Barlas,
sa'nın Akdeniz kıyılarına bayram tatiline gıdenlf
yatlan yüz elli-iki yüz milyon TL olan Chanel g
rini nasıl kapıştıklarını yazıyordu.
Benzerlerini ben de Rodos'ta gözledim. Yurd
zun çeşitli yörelerinden gelmiş ınsanların, bir yc
lar ülkesinden gelmişçesine mağazalan talan
alışveriş görünümlerini, doğrusu olağan karşıla;
yorum.
Ülkemizde neredeyse her bakkal dükkânınd
tılan kimı yabancı malları, gidip başka bir ülkede
tın alma merakı nasıl açıklanabilir?
Bu olguyu toplumumuz adına cıddi rahatsızlıl
belirtisi sayıyorum.
Ülkemiz bir yokluklar ülkesi değil. Parası olaı
hemen her şey var. Bu "herşey"\n ülkemiz maç
larında satılabilmesi için ekonomimiz bin bir giiı
le kazandığı dövizleri harcıyor.
Öte yandan yine ülkemiz, kaynakları yetersiz <
ğu, yani parası oimadığı için yollarındaki çukur
yamayamıyor, çocuklarına yeterli eğitim, yurtta;
na yeterli sağlık hizmetı veremıyor. Daha da c
çöplüklerden yiyecek toplayarak kannlarını dc
maya çalışan aç insanlann kannlarını doyurarr
Gece yarıları, yataklannda olmaları gerekirken
yoğlu sokaklarında dolaşan küçük çocuklarına
rınma sağlayamıyor.
Geçen bayram tatilinde yalnızca Rodos'a g
beş bin kadar insanın, kaba bir hesapla alışveriş
harcadığı paranın beş milyon dolar olduğunu s
yorum. Kım bilir Paris, Londra mağazalarında r
harcandı?
Durup düşünmek gerek: Bu denlı rahat para
cayabilme olanağına sahip olan insanlar, acabs
ülkelerini, onun insanlarını, geleceğini düşünüyc
mı? Giysi dolaplanna yeni giysiler eklemek yet
eğitim olanağı bulamayan birçocuğa bu olanağı s
lamanın daha insani bir doyum sağlayabileceğini
şünmüyorlar mı?
Harcadıkları paranın, kendi ellerinde olsa bile
ülke ekonomisi tarafından üretilen bir değerin so
cu olduğunu, dolayısıyla üzerinde kendileri dışırı
bu ülkedekı herkesin hakkı bulunabileceğıni düş
müyorlar mı?
Elbette düşünmüyorlar. Düşünmeyen insanlann
hatlığı var üzerlerinde.
Bir ülkede kimi insanlar "aç ve açıkta"ysa baş
ları da "aç ve açıkta" olmamanın ne denli önemli
ayrıcalık sayılması gerektığini bilmelidirler. Bir y
böylesine varsıl ve savurgan, bir yanı her şeye aç
sanlardan oluşan bir toplum yapısı olabilir mi?
Ulus olmak. bir toplumu oluşturan insanlann acı
sevinçlerini paylaşabildikleri toplulukların özellikl*
dir.
Yoksa biz bir ulus değil miyiz?
'Bir Tatlı Huzur' bugün
kitapçılarda
Kültür Servisi- Türk müzıginın önde gelen
yorumcusu ve bestekârı Münir Nurettin Selçuk'un
yaşamöyküsünü konu alan "Bır Tatlı Huzur' adlı kıta
bugün satışa sunuluyor. Sel \'ayıncılık tarafından
yayımlanan 'Bir Tatlı Huzur'u yayına Ayşe Kulin
hazırladı. Selçukun ölümünün I5.yıldönümü
dolayısıyla hazırlanan kitapta. yurtiçinde olduğu kad
yurtdışında da büyük ses getıren sanatçının renkli
yaşam öyküsü yer alıvor.
Açıkhava liyatrosu'nda Sular
Yukseliyor'
Kültür Servisi- Ada Plakçılık'ın düzenledigi.
Bulutsuzluk Özlemi. D-I00. Istasyon. Kesmeşeker.
Kumdan Kaleler. Mask. Merdiven. Nekropsi ve \'aşaı
Kurt'un katılacağı Sular Yukseliyor" başlıklı konser.
cuma günü saat l9.00"da Harbiye Açıkhava
Tiyatrosu'nda gerçekleştinlecek. Fiyatı 250 bin TL
olan biletler. Taksim'de TAF. Vakkorama. Metropol.
Mefisto. Arion. Nişantaşf nda. \akkorama. Piccatura
Germinal. Beşiktaşta Beşiktaş Kültür Merkezi.
Bakırköy'de Piccatura ve Ezgi Müzik'te satılıyor.
Beckett, 90. yaşmda anılıyor
Kültür Servisi- Tiyatro yazının en zor" yazarlarından
biri olarak bılınen Samuel Beckett. 90. doğum gününde
Italya'da bır dızi seminerle anılacak. Semınerde,
Beckett'ın yapıtlannı sahnelerken karşılaşılan güçlükleı
tartışılacak. L'nlü Irlandalı yazann 90. doğum günü olaı
8 mayısta başlayacak seminer. 12 mayısa dek sürecek.
'Beckett Oyunlarında Kadın Karakterleri
Canlandırmanın Zorluklan" başlıklı özel bir tartışmanın
da yer alacağı seminer boy unca Beckett üzerine
okumalar. söyleşiler. performanslar ve film gösterileri
düzenlenecek.
K Ü L T Ü R • Ç İ Z İ K
KAMÎL MASARACI