05 Mayıs 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
23 MAYIS 1996 PERŞEMBE CUMHURİYET SAYFA KULTUR 15 UYGARLIKLARIN İZİNDE. OKTAY EKİNCt Koruma Yüksek Kurulu'nun 19 Nisan 1996 kararlan, korumada 'rant kültürünün' gölgesini taşıyor: Kültür Bakanbğı'nm 'ekonomik' paketi! G eçen günlerde Koruma Yüksek Kurulu. 49 ilke kararını "bir oturumda" iptal ederek genel müdürlükçe yeniden düzenlenen 26 ilke kararını aynı oturumda onayladı ve yürürlüğe soktu. Kültür ve doğa mirasımızin bundan böyie nasıl korunacağına ilişkin temel kuralları içeren bu yeni "ilke kararlan paketi". SİT alanlarını "ender bulunma" koşuluyla sınırlarken tarihi yapıların "imar kuralına göre büyütülebileceğini" kabııl ederek kültüre duyarlı çe\ reler yerine "imar ve inşa" güçlerini memnıın ediyor. Kültür \e Tabıat Varlıklarını Koruma Yüksek Kurulu'nun ku^kusuz en önemlı vasal görevı \e Norumluluğu. ülkedeki "koruma ilkelerini" bclırlemck. Türkıye'nın evrensel kimliği ve "onuru" anlamına gelen tanh \e doğa zenginliöinın "hangiyakJaşımlarla korunacağı" gibi temelde ya^amsal öııem tas.ıyan bir "genel polhika" anlamına gclen bu görev ın değeri. kamuoyunda ne ya/ık kı yeterınce bilinmiyor \e önemsennııyor. Oysa >inc Yiiksek Kurul'un bu vetkisinin "neanilanıa geldiğini" özellikle imar. yapılaşma \earsa, arazi kullanımı gibi konularda yoğunlaşan kımi çevreler. çok iyi biliyorlar ve yakından takıp edivorlar. Bunlar arasında özellikle imar rantıni korumadan daha değerli gören kesımler. Koruma Yüksek Kurulu'nun 1993- 1995 döneminde ürettiğı "doğrudan korumadan yana" kimi yeni ilke kararlarına büyük tepki gösterdiler. Yeniden 1993 öncesine dönüs.ü >ağlamak için de "politik ortamın değişmesini" dört gözle beklediler. Sonuçta ANAYOL hükümeti daha "iktjdara"bile henüz tam oturmamışken yeni Koruma Yüksek Kurulu'nun 19 Nisan 1996 tarıhindeki "yeni dönemin ilk toplantısında" onay ladığı "ilke kararlan değişiklikleri paketi"y le dc beklentilerine de kavusmuş oldular. Aşağıda. Türkiye'nın geleceği ve uygarlık kimliğıni sürdürmesı açisından hükümetın ekonomik paketlerinden çok daha büyük "tehliketer" taşıyan bu yeni koruma paketinin kültür \e doğa mirasımıza nasıl baktıûını bulaeaksınız. 'Imara duyarlı5 koruma kararlanÜlkemızde yapılaşjTianm karşjlığı ola- rak kullanılan "imar" sözcüğü. kültiirel \edoğal çevreyesaygısızgelismeleryü- zünden ıstenstemezartık ~yıkım","\ağ- ma"ya da ~rantada>alı arazi kullanımr vbanlanıları çağn^tmyor. Sözgelimı bır alanın "imara açılması" denilince. her- kesin aklına "oalanıbozacakbirvapılaş- ma*% geliyor. Dahasi. sıkı bireevrecıola- bılmek ıçin "imara karşıoimak" baş.lı- ca göstergelerden sayılıyor. Oysa aslında Arapça'dan gelen bir sözcük olan imar. tam tersine "baknıak. güzeUeştirmek" demek. Örneğin "ima- ret" de aynı kökün bir ürünü ve yıne "bakmak! gözetmek" anlamını ıçenyor. Dahası "mimar"da ımardan türeyen bir sözcük \e temelinde elberte cırkınle^tır- mek. bozmak değil. "güzelleştirmek. yapmak, imar etmek" var... Ne var kı Türkıye'de temelde yıne "güzelliği yaşatmak" anlamına gelen "koruma" kavramıyla. aslında aynı amacı içermesi gereken imar ka\ ramı gı- derek karşı kar>ıya geldiler. Dost ola- caklarına ve dayanışma ıçerısıne gire- ceklerine "düşman" oldular. Birbırleny- le sürekli çatışmaya başladılar. Şimdi bu çatışmanın son büyük örne- gini. KültürBakanlıgı'nca yeniden olu!ş- turulan Koruma Y iiksek Kurulu'nun **bir oturumda" tam 49ilke kararını ıp- tal edıp. yenne yıne aynı otıırumda 26 ye- ni ilke karan faslağını birçırpıda "ona>- lamasında" gözlüyoruz. Genel müdürlükçe kısa %ürede hazır- lanarak Yüksek Kurul'unonayına sunu- lan değişikliklerın ve iptallerin büyük çoöunluğunda "korumayı imar önünde bir engel oluşturmayacak bir düzeyde fufma" anlayışı açıkça ortaya çıkıyor. Bu değerlendirmemize gerekçe oluştu- ran ve Türkiye'nın evrensel kimliğıni bulduğu en önemli zenginliğinı koruma adına gözden çıkarma sürecini ba^laıa- bılecek kurallar $öy le belirleııiyor: Doğal SİT'lere "tanımlama" engeli Türkiye'de son yıllarda en çok tartı^ı- lan kav ram "doğal SİT"ler oldu. Özellikle 1980 sonrasının çev reye du- yarsız \e "sadece rantıönemseyen" imar ve yatırım polıtıkaları sonucunda. örne- ğin "turizm yapüaşması" ıçin en uygun yerler olarak yine ormanlar. kıyılar \b alanlar tespit edilince. bu tür yerlerdeki SİT kurallannın deyiş yerindeyse "för- pülenıpesi" için koruma kurullan baskı altına alındı. Hele y ine 1980 sonrasının "ıslah imar planlan~ruryasıyla örneğin Istanbul'un suhavzalan.ormanları ve doğal koruma alanlan da hem kaçak hem de planlı ya- pılaşmaya açılınca. bu bölgelerin de an- cak "SİT statüsü içinde korunabileceği- ne" inanan v e bu yönde kararlar alan ku- rul üyelen (kutlanmalan gerekirken) kı- yıma ugradılar. Nıtekım son aylardakı bu tür SİT kararlannın da zaten dağıtı- Bu özgün dokunun komnabilmesi için. eski binaların yürüriiikteki imar koşuluna göre "kat ilavesiyle" degil, yine özgün vükseklik ve bSçimleriyle yenilenmesi gesvkiyor. Öysa, yüksek kurul yeni ilke karannda, bu binalann bo\ unu u/afarak restore edilmesine olanak sağlıyor... Bogaziçinde bir nostalji \ asanıak. Koruma Vüksek Kurulu 19 Nisan I996'da SİT alanlarını daraltıcı kararlar tirvtirken. a>nı gün kimi büy ük gazetekrde SİT alanlannda- ki >ağma\ı pazaria\an ilanlann çiknğinın belki de farkında değildi— mı bıle durduruldu. Işte böy lesi bır süreçte, Koruma >'ük- sek Kuruİu'nun doğal SlT'lerdekı koru- ma ve kullanma ko^ullannı "yenkkn" belirledigı 417savılı ilke kararında. lıe- men göze çarpan ">eni dü/enleme", bu kavramın "tanımında"vapılıyor 4l7sa- yılı ilke karan. hem daha öncekı tanımı iptal ederek hem de Tespit ve Tescil Yö- netmelığı'ndeki tanımlamayı bir kenara iterek. doğal SlT'ın ne olduğukonusun- da >u hükmü getiriyor "İlginc üzellik \e^ü/elliklere sabipolan ve ender hulunan korunması gerekli alanlar." Oysaki Türkiye'nın korunması gerek- li ormanlan. kıyıları. koylan. yayiaları. sulak alanlan. tarım alanlan. koruluklar ve harta su kaynakları ile ha\zalarının "ilginçoldukları"için değıl. \ ıne Türkı- ye açı>ından "yaşamsaldoğaldeğertaşı- dıkları" ıçın korunmaları gerekıyor. Beıı?er •jekıldc bu türalanlaray rıca "en- der hulunan" y erler de değı Iler. anıa eğer bu ilke karanyla ba^layabileeek olan "kı- yım" önlenemezse. elbette ki yakın ge- lecekte ender duruma düşebıleeekler... Gorüldüğü gıbı 4 1 7 sa\ ılı ılke kararı. aslında ^ıııuiıye dek ılan edılen lıemen tüm doğal SİT kararlarıyla da çelişiyor. Bu. yeni başlayan dönenıde artık kolay kolay SİT kararı alınamayacağı anlamı- na geldiği gibi bu kararJann "yeniden gö/den geçirilmesr isieğının ardındakı "U'hlikelibeklfnrileri"deavikçagün ı^ı- ğına çıkartıyor. Turizm yağmasına devam \ ine doğal SİT'lerleılgili4l 7 >a> ılı il- ke karannın bır başka beıızer duyarsız- lığı da eskı 24 ııolu kararın y ıllardırele^- tırilen \e ülkenin doğal zengınlıklerinin "turiznıetanınanayncalıkla-yağıııalaıı- ıııasma \e vok edılmesıne ortam hazır- layan "II. derece doğal SİT" anlayı-jinı y ine sav unmakta olmasında gözleniyor. Karara göre bır doğal SİT II. derece olursa. "sadeceturizm >apılaşması için'* olanak sağlanıyor. Oysa Türkiye'de yine bu ilkeye bağlı olarak son zamanlarda izın verilen turizm tesislerinin. özellikle Ege ve Akdeniz kıyılannda \e ormanlar- da nasıl bir tahnbat yarattıklannı artık herkes göriiyor ve eleştirjyor. 417 sayılı kararın "III. derece doğal SİT"ler için getirdiği "değişiklik" de bu alanlarla ilgiîi eski 101 sayılı karardan da Uı tehlikelı. Dahaöncelıiçdeğilsesa- d<*re "konuf amaçlı biryapılas.ma vur- gtılanırken yeni ilkede "her tiirlii >apı- lanmaya açılabilecek alanlar" tanımı ycr alıyor. Yoğunluklar ise "SİT karan ön- cesindeki planlara" bağlanarak bu alan- larda süregelen eski uygulamanın sanki "kesintiye uğramamasr yönünde bir an- layı^ sergilenıyor. UmuÜarınıızı söndürmeyen kurallar Koruma Yüksek Kurulu'nun 19 Nisan I996'da onayladığt ilke karan değişiklikleri ve kimi yeni ka- rarlan arasında elbette ki bazı "olumlu" düzenleme- lerde var. Öbür kaygı verıci değişiklikler ve iptaller yüzün- den. denilebilir ki aslında "hak etmedikleri bir genel duyarsızlık ortamı"" içerısinde yürürlüğe gıren söz konusu olumlu ilkelerden bır bölümü özetle ^öy le. Biryandan doğal SİT kav ramını sadece "enderbu- lunma" özelliğinebağlayarak bu önemlı koruma ola- nağında "kapsam daraltıcı" bır olumsuz süreç baş- latan 4I7sayıIı yeni ilke karan. öbür yandan yıne do- ğal SlT'lerdeki uygulamalarda "planlama kademe- lerine uyulmasını" savunarak yıllardır süregelen bir eksikliği de gıdermenin önünü açıyor. Böylece doğal SlT'lerde artık "koruma alanının bütününü gözardıeden" ve böylece yer seçimlerı hep tartışma konusu olan projeler yerine. aynı SlT'ın "ge- nelûıi** ve bölgesel kornumunu ele alan 1 25.000. 1 5000vel 1000 planlama aşamalanna bağlı olarak projegelıstınlecek. Yüksek Kurul'un kentselSİT'ler- deki koruma ve kullanma koşullarına yönelik 4l9sa- y ılı yeni ılke kararı. aslında bakanlıkta 1993-1995dö- neminde sürdünilen çalısmalarla hazırlanan. ancak Aralık 1996 seçımlerı ve sonrasındaki duraksamayü- zünden uzun süre taslak olarak kalan kap.sanılı bir ye- ni düzenlemeyi yürürlüğe sokuyor. Bu karann en önemli ilkelerinden biri. "geçişdö- nemi"denılen koruma ımarplanı hazırlama sürecin- dekı "plansız" uygulama ayimasinda. özellikle yeni yapılaşmaya yönelik geeıeı kuralların "kentstl SİT dokusunu \e koruma planı hedeflerinizedelemeyecek şekikJe" belırlenmesı. Ayrıea "oturma izni" a^ama- sinda da uygulamadan sorumlu mımardan "onaylı projeye uygunluk"raporu ıstenmesi... Böy lece keııtsel SlT'lerde koruma planı dev rcye gı- nnceye kadarörneğin "parselas>on"yapılamayacak. tescilli yapı parselınde "ila^ebinaya" ızm \erilıneye- cek: hıçbır yeni bına ıse bulunduğu çev redekı tescil- li binalardan "daha vüksek" olanıavacak... Kültürvarlıklarıdı^ındakı tekyapı uygulamaların- da koruma amaçlı denetım. bugüııedek genellikle tes- cilli bınay a "bitişik" y a da sadece "SİT içindeki" par- >ellerde sürebilıyordu. Şimdi Yüksek Kurul'un 422 ve443sayılı yeni ılke karannda "basitonanmlarda" bile denetime alınacak yapı ve parsel tanımında "komşu" yerine "yakın çevre" kav ramını getinnesi. olumlu bıradım. Böylece kentsel doku korumasinda sadece SİT koşuluna olan bağımlılık birölçüde gıde- riliyor. \ ıne önceki döneııılerde yüriirlükte olan. an- cak Yüksek Kurul'un 429 sayılı yeni karanyla daha da genişletilen bır başka ilkeye göre: cami. mescid. türbe vb gibi anıtsal değerler taşıyan kültürel miras Ü7erinde "özgünlüğü bozan" müdahale yapılamaya- cak. Örneğin: - Son cemaat yerlerinin "camekânla" kapafılması. - Dükkân, kulübe vb gibi "ek binalann" yapılma- sı. - Mınarelere ve kubbelere "hoparior" konulması. artık yasaklanıyor. Türkiye'deki koruma uygulamalann- da son yıllarda hemen her duyarlı kışiyi ve uzmanı. adeta "çileden çıkaran" olumsuz örnekler arasında üzerlerıne kat çıkılmak ıçin yıkılan sağlam binalarla. benzer >ekılde arsasina yeni bir (ya da birkaç)apartman bloku "$ığdırmak"ıçin yine sağlam olmasina rağmen yıkılarak "taşınan" binalar önemli bır yer tutuyor- lar Buduyarsızlığa son \ermek için tes- cilli binaların temel ilke olarak "yıkıl- madan \eyerinderestorcedilmeleri" ge- rektiğını vurgulayan 28,2. 1995 gün ve 378 say ılı karann bu hedefe yöneîik bö- lümlen de artık yürürlükte deeil. Yüksek Kuruİ. 19.4.19% tarihındekı toplantısında biryandan bu ilkeyi iptal ederken öbür yandan 424 sayılı ilke ka- rarıyla da "yeniden eskidu> arsızlığadö- nüşün~kapısını açıyor. Kararda. kültür varlığı niteliğindeki yapılara "müdahale biçimleri" sıralanır- ken "geçerli imar planındaki yükseklik vederinliklere u> gun yenileme veekleme- lerin yapılabileceği yapılar"tanımı getı- riliyor. Dahası. y ıne parseldeki imar hak- kı gerekçesıyle yeni in^aata yer açmak için tescilli binanın ta^ınabileceğı öngö- rülüyor. Böylece tarihi yapıların resto- rasyon adı altında y ıkılmalan. taşınma- ları ve "boy larının uzatılnıası" gibi a\ - mazlıklarkendılerıne yeniden "vasalda- \anak" bulmus. oluyorlar.. Mimariar Odası denetiminden •*çekinmer> Koruma amaçlı proje ve uygulamalar- daki Mimariar Odası denetimininde kal- dırılmış olmasının ne anlaına neldiği. 9.5.1996'daki "Lygariıklann İzinde" kö- şemizde genis, olarak değerlendırilmiş- ti. Şimdi bu derlememızde şu kadarla ye- tinelim ki bu konunuıı önemli gerekce- lerinden binnı. "uygulamadan s«»rumlu tutulan mimarın bu mesleki yetkiyi taşt- yıptaşımadığının saptanması" olus.turu- yor. Yüksek Kurul. "uygulamanın de- netlenmesi" ba^lığı altında yeniden dü- zenlediği 425 say ılı ilke karannda sade- ce Mimarlar Odası deııetimını dışlamak- la kalmıyor. Bunun yanı sıra restorasyo- nıı denetlemekten sorumlu tutulacak mı- mann bu alanda "serbest mesleki hiz- met"yetkısının bulunmasına yönelik ku- ralı da ilke karanndan cıkanyor. Böyle- ce kurullara sunulan proieler üzerindeki mımar imzasının doğruluk derecesi ve bu imza sahibinin gerçekten mimarlık yetkisini tas.ıyıp taşımadığı "denetimsiz" bırakılıyor. Aynca elbette ki sadece bu denetimi yapan değil. genelde mimarlık hızmetınin toplunı yararına ve koruma ilkelerinden yana olmasını sağlayan bır meslek odasıyla "korumada güçbirliği- ni yaşama gevirme"süreci de kesintiye uğratılıyor. Yargılama sürecine duyarsızfak Yüksek Kurufun daha önce 4J.1988 tarihinde aldığı 21 sayılı ılke karanyla. haklarında dava açılan Koruma Kurulu kararlarına ait konular için "mahkeme sürerken" yeni karar alınmanıasi hük- me bağlanmıştı. Bu ilkenrn amacı. >ar- gıyı etkilememek vehukukun üstünlügü anlayı^ının yaşama geçirilmesiydi. Ne var ki yine Yüksek Kurul. bu an- lamlı ılke ka'rannı 9.2.1993 tarıhindeki 305 ııolu kararla iptal etti. Ancak duyar- lı bıryurtta^ın açtıöı dava sonuunda. Da- ntşta» 6. Dairesi 27! 12.1993 gün v e 5891 sayılı karanyla. 305 nolu Yüksek Kurul kararmın "hukuka uygun olmadığı- nrbelirledi. Böylece 21 sayılı ılkekara- n. bu kez "yargı karanyla" yeniden yü- rürlüğe girmiş oldu. Şimdi ise Yüksek Kurul'un 19. 4. 1996'daki "iptal paketi" içinde 21 nolu ilke karan bir kez daha yer alıyor Gerçi yeni 431 sayılı düzenleme sadece "par- sel öiçeğindeki konuları"kap$ıyor. \ma "tek parseli aşan" durumlarda. ömeğin SlTalanlarıyla ılgiligelişmelerde. koru- ma kurullannın "Danıştay karannaay- kın olarak" karar üretmelerinin yine önü açılıyor... Kristin Saleri, resimlerini 29 mayısa dek fş Bankası Patmakkapı Sanat Galerisi 'nde sergiliyor 41 "I ^ K.4İCİ111. Kültür Ser\ isi - Kristin Saleri. son ki^isel sergisinde kadın temasına ağırlık veriyor. Yapıtlannda çbğunlukla. insanı ve doğası ve folkloru ile Anadolu'yu dile getıren Saleri. bu kez tuvalinin başköşesine kadını yerleştirmiş. Insan. Kristin Saleri'nin resimlerinin vazgeçilmez unsuru... Sanatçının İs; Bankası Parmakkapı Sanat Galerisi'nde yer alan bu sergisinde ise tüm canlılığı ve renklilıği ile kadın var: Kımı zaman ç/ıplak. kımı zaman çiçek buketleri içinde. bazen saç örgülerı bir tarlanın b»a;aklanna dolanmış, dans eden ya da uzanıp sereserpe yatıveren... Diha çok insan ve doğa ilişkilennı ön plana çıkardığı. folklorik temalı yapıtlanyla tanınan ressam Kristin Saleri. kendine özgü. zengin bir renk paletıne sahip. Kullandığı renklenn uyumıı ve sadelıği, kımi zaman izleyiciye, tuvalin tek bir renkten olus.tuğu ızlenımi \enyor Dingın ya da hareketli. tüm kompozısyonlarında. renkleri seçerken gözieri dınleııdırcn mutlak bir uyumu gözetıyor sanatçı. Salen'nın re>mılerınde. halayçeken köylülerle düşsel imgeler. zanıaıı zaman aynı tuval üzerinde bulu^uyorlar Müzık ı^eötedenben vazgeçemedigı temalanndaıı bırı. Daha önceki sergılenn de "orkestra" adını taşıyan bırdizı resme yer vereıı sanatçı. son sergisinde bu gcleneğını sürdürüyor. Yabancı bir ele^tirmen. Kristin Saleri'nin yapıtlan ıçin şunlan söy liiy or: "Sanatçının zengin paleri. Anadolu'yu karakterizeeden fantastik görüntüier ile coşkun dansları, epik çağlann geleneklerini sürdüren Anadolu halkının sanalsal tezahürlorini lirik bir şekilde yansıtıyor". Saleri. ılk resim derslerıni Istanbul Güzel Sanatlar Akademisı hocalanndan Prof. de Mille'den aldı. daha sonra akademide. Fcyhaman Duran'nın atölyesinde çalı^tı. 1951 deıı soııra resim çahijmaları yapan sanatçı. bu dönenıde üslubunuıı biçımlenmesıııde Andre Lhote'uıı katkılarını özellikle belırtıyor. 1954'te Türkiye Res^amlar C emıyeti'nın. 1965'te MilletleraraM Türk Kadın Sanatçılan Kulübü'nün kurulu^ çalıs.malarında ve yönetim kumllannda yer alan Kristin Saleri. I967'de Atina'da düzenlenen aynı başlığı tas.ıyan sergide altın madalya ile ödüllendırildı. Kristin Saleri. 40 yıla ulaşan sanat yaşamında 4O'ı a^kın kişise) sergi gerçekleştirdi. Londra. Paris, \\ashington. Atiııa. Monako dahil pekçok kentte 600'den fazla karma sergiye katıldı. Sanatçının yapıtlan; Paris Mıı.sec National Centre Pompidou. Lızboıı Gulbengyan Foundation Miizesi. Istanbul. Ankara \e İzmir Devlet Resim ve Heykel müzelen. ABD. Pekın. Helsinkı. Nıce. Cenevre. Erivan. Kanada. Dhahran (Suudi Arabistan) ve Paris'te çe^itli resmı kurulu^larda ve özel koleksiyonlarda yer alıyor. ODAK NOKTASI AHMET CEMAL Anadolu'dan Bir Taze Soluk: EFSAD Eskişehir Fotoğraf Sanatının Derneği (EFSAD). anımsayabildiğım kadarıyla henüz ıki yaşını bile dol- durmadı. Ama bu kısacık süre içerisinde derneğın et- kinlikleri. yalnızca fotoğraf sanatıyla sınırlanamaya- cak bir anJam kazanmayı başardı. EFSAD'ın kurulmak üzere olduğu günlerde. bu gi- rişimin önderlerinden olan sevgili dostum Prof. Or. Levend Kılıç nelerı amaçladıklarını anlattığında. doğrusu içimden onu -tuttuğunu koparan bir insan olduğunu çok iyı bilmeme karşın- bıraz fazla "tyim- ser" bulmuştum. Gelgelelim EFSAD'ın kuruluşunu gerçekleştıren biravuç gönüllü ınsanın, rahmetli Sa- bahattin Eyuboğlu'nun deyişıyle, bir avuç "ımece tutkunu"r\un yorulmak Dılmeyen çabaları, derneğın mütevazı merkezini çok kısa zamanda büyük kent- lerdeki benzerlerinın lüks salonlarınm etkınlikleriyle rahatça yarışabılecek bır bilgı ve kültür alışverışı or- tamınadönüştürdü. Sık sık düzenlenen konferans ve söyleşıleriyle, sergilerıyle. haftanın iki günü verilen fotoğrafçılık kurslanyla EFSAD. artık yalnızca fotoğ- raf sanatının değıl, fakat külturun çeşıtlı alanlannın tartışma gündemine getınlebildıği bir düşünce iklimi olup çıktı. Derneğın, Eskişehır'ın ünlü tarihi semtı Odunpaza- rı'nı konu alan son çalışması ise alanında ancak ör- nek sayılabilecek bir etkınlik. Odunpazan, Eskişehir'in tıpik tarihsel mimansıni yansıtan evlerle dolu olan bır semt. Bu evleri koru- ma bağlamında bugüne kadar gerek Anadolu Üni- versitesı'nın, gerekse belediyenin ve başkaca kuru- luşlann çeşitli gırişimlen olmuş. Örneğin Odunpaza- rı'nda yedi tarihi ev kamulaştınlarak restore edılmek üzere Anadolu Ünıversıtesi'nin bundan önceki rek- törü Prof. Dr. Yılmaz Büyükerşen'ın gırışımlerıyle kente kazandırılmış. EFSAD'ın "Odunpazan 'nın Yir- mi Dört Saatı" adlı ve Japon Fu/ı fırmasının sponsor- luğuyla gerçekleştırılen projesı. bır semtte yırmi dört saat boyunca yapılan fotoğraf çekımlerınden oluşu- yor. Bir semtin ve ınsanlarının yırmı dört saatlık pey- zajını/portresini yansıtmayı amaçlayan bu çalışma, Levend Kılıç'tan aldığım bilgiye göre ülkemızde tü- rünün ılk örneğı. Üniversite öğretim elemanlarından, öğrencılerın- den ve EFSAD kurslarına devam edenlerle. aynı der- neğin başkaca ilgililerinden oluşma yaklaşık kırk ki- şilik bir ekip, sekiz yüze yakın fotoğraf çekmış. Bu resimler arasından seçilenler. hazıran ayı içerisinde önce Eskişehir'de. ardından da başka bırkaç kentte dia gösterileri eşliğınde sergılenecek. Sergilenmek ıçın seçılen resımlen geçen perşem- be günü, Levend Kılıç'ın odasmda gördüğümde. bir an beni bir masal ülkesıne kanatlandıran bır düş dün- yasında yaşadığım ızlenimıne kapıldım. Canlı kala- bilmiş tarihsel-kültürel dokusuyla bütün bır semt. al- çakgönüllülükleri yüzlerınin her çızgisıne sınmiş ın- sanlarıyla, dünya sevımlisi kedileriyle, ancak göz nu- ruyla erişilebilecek usta el sanatlarının urunu perde işlemeleri, kapı kilidi süslemeleri ve tahta oymacılık örnekleriyle bir masanın üstüne yayılıvermıştı. Gündüzlen kendını ıster ıstemez yaşam koşuştur- masına kaptırmış evlerden yansıyan telaşın, akşam saatlerınin bastırmasıyla bırlikte yerini emekle hak edilmiş bir huzura bırakışı. sonra geceleyın, el ayak çekilince, aynı evlenn. duvarlarının arkasında kım bi- lir kaç hüzünden ve kaç mutluluktan bu yana hep sü- regelen yaşam öykülerinin banndığı duvarların bu kez sokak lambalarının bestelerinden sızan ezgıleri. kınşıklarla dolu bir yaşlı kadın yüzünün. kar beyazı bir yemeninin çerçevelediğı ve asırlık çmarların aşı- ladığı türden bir yaşama umudunu aşılayan gülum- semesi, başka zamanlar dikkat etmeden önünden geçiverdiğimiz bir asma kılidin ınce pas ortüsünün altından fotoğrafın sihırlı değneğıyle gün ışığına çı- karılmış güzelim işlemeleri. kım bılır kaç çeyız sandı- ğında kısmet bekledikten sonra guneşe ve aydınlığa kavuşmanın sevincıni bütün nakışlarıyla dıle getiren sıra sıra perdeler; bütun bunlar, çoğunlukla bütün günlerinı ekmeklerını kazandıkları "asıl" ışlerıne ve- ren. ama kurulu düzenin zıncirini kendı kurguladık- ları bir başka yaşamla, insanın görmesını bılen gö- zünün kamerayla yaptığı evlilikten doğma bır yaşam- la kırmayı başarmış olan "amatörlerın" elinden çık- magörüntülerdı... Ülkemizde gerek yazılı. gerekse görsel basın, ağır- I1K.I1 olarak büyük kentlenn sıyasal ve toplumsal ba- taklıklarına yer ayırmakta. Oysa aynı ülkede. butün o bataklıkların yanı sıra ve onlara rağmen yaşamın üstesinden günlük yaşamın görünüşte en önemsiz aynntılanndan yeni güzellikler türeterek gelebılen gü- zel insanlar da yaşıyor. O insanlara daha çok yer ver- mek, EFSAD gibi kuruluşların çatısı altında kurulma- sına çalışılan insana yakışır dünyalan daha çok ta- nıtmak da bataklıklarla savaşmanın bir yöntemı sayılamaz mı? BUGÜN 8.ULLSLARARASI İST.ANBL L Tİ\ ATRO FESTİVALİ 18.30/ Kumpanvanın Haritadan N'aklen Vayın adlı oyunu Aziz Nezin Sahnesi'nde. 19 00 Tuncel Kurtiz, Şeyh Bedrettin Destanı nı Istanbul Sanat merkezi'nde sahneliyor 21.30 La Cuadra De Sevilla'nın kimlikler adlı oy unu Takşim Sahnesi'nde. 3.TÜYAP ANKARA KİTAP Fl'ARI 12.00 - 13.00/ Sonra İşte Vaşlandım başlıklı söy le^iye Gülten Akın katılıyor. 13.00 - 15.00 Rıfât Ilgaz'ın Sanatı başlıklı panele Mustafa ŞerifOnaran. Emin Özdemir. Öner Yağcı katılıyorlar. 15.00- 17.00 Türkiye'de Demokratikleşme Süreci başlıklı konferans - tartışmaya Ercan Karakaş. Prof. Dr. Yavnz Sabuncu. Seyfi Oktay. Bahattin \üce\. Bülent Akarcalı ve Prof. Dr. FarukŞen katılıyorlar. 18.00 - 20.00 Emer Arcan'ın sunacağı Şiir İ'zerine adlı söyleşiye Refik Durbaş katılıyor. 9.LLÜSLARARASI YAPI KREDİ GENÇLİK FESTİVALİ Bireli Lagrene / Charlie Musseh\hiteın caz blues konseri saat 21.30'da Maslak Darüş^afaka Kampusıı Özel Darüşşafaka SporSalonu'nda. KONFERANS Prof. Dr. ChariesTaylor'un verecegi 'Liberallik \e Cemaâtçilik' konulu konferans saat 14.30'da Boğaziçi Üniversitesi Rektörlük Binası Kütüphanesinde. TİYATRO/MÜZİK Özel Doğuş Lisesi Kültür Sanat Etkinlikleri kapsamında saat 11.00'de Okul Tiyatrosu 'Cimri' adlı oyunu sahneliyor. Saat 14.00'te ise Okul Koro.su'nun dinletisi yer alıyor. KONSER Zugaşi Berepe. Grup Dinmeyen, Grup Merdıven \e Grup Kızılırmak'ın katılacağı konsersaat I7.3()'da Çapa Tıp Fakültesi kapalı spor salonunda.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle