Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
23 MAYIS 1996 PERŞEMBE CUMHURİYET SAYFA
KULTUR 15
UYGARLIKLARIN İZİNDE. OKTAY EKİNCt
Koruma Yüksek Kurulu'nun 19 Nisan 1996 kararlan, korumada 'rant kültürünün' gölgesini taşıyor:
Kültür Bakanbğı'nm 'ekonomik' paketi!
G
eçen günlerde Koruma Yüksek Kurulu. 49 ilke
kararını "bir oturumda" iptal ederek genel
müdürlükçe yeniden düzenlenen 26 ilke kararını
aynı oturumda onayladı ve yürürlüğe soktu. Kültür ve
doğa mirasımızin bundan böyie nasıl korunacağına
ilişkin temel kuralları içeren bu yeni "ilke kararlan
paketi". SİT alanlarını "ender bulunma" koşuluyla
sınırlarken tarihi yapıların "imar kuralına göre
büyütülebileceğini" kabııl ederek kültüre duyarlı çe\ reler
yerine "imar ve inşa" güçlerini memnıın ediyor.
Kültür \e Tabıat Varlıklarını Koruma
Yüksek Kurulu'nun ku^kusuz en önemlı
vasal görevı \e Norumluluğu. ülkedeki
"koruma ilkelerini" bclırlemck.
Türkıye'nın evrensel kimliği ve "onuru"
anlamına gelen tanh \e doğa zenginliöinın
"hangiyakJaşımlarla korunacağı" gibi
temelde ya^amsal öııem tas.ıyan bir "genel
polhika" anlamına gclen bu görev ın değeri.
kamuoyunda ne ya/ık kı yeterınce
bilinmiyor \e önemsennııyor. Oysa >inc
Yiiksek Kurul'un bu vetkisinin "neanilanıa
geldiğini" özellikle imar. yapılaşma \earsa,
arazi kullanımı gibi konularda yoğunlaşan
kımi çevreler. çok iyi biliyorlar ve yakından
takıp edivorlar. Bunlar arasında özellikle
imar rantıni korumadan daha değerli gören
kesımler. Koruma Yüksek Kurulu'nun
1993- 1995 döneminde ürettiğı "doğrudan
korumadan yana" kimi yeni ilke
kararlarına büyük tepki gösterdiler. Yeniden
1993 öncesine dönüs.ü >ağlamak için de
"politik ortamın değişmesini" dört gözle
beklediler. Sonuçta ANAYOL hükümeti
daha "iktjdara"bile henüz tam
oturmamışken yeni Koruma Yüksek
Kurulu'nun 19 Nisan 1996 tarıhindeki
"yeni dönemin ilk toplantısında" onay ladığı
"ilke kararlan değişiklikleri paketi"y le dc
beklentilerine de kavusmuş oldular.
Aşağıda. Türkiye'nın geleceği ve uygarlık
kimliğıni sürdürmesı açisından hükümetın
ekonomik paketlerinden çok daha büyük
"tehliketer" taşıyan bu yeni koruma
paketinin kültür \e doğa mirasımıza nasıl
baktıûını bulaeaksınız.
'Imara duyarlı5
koruma kararlanÜlkemızde yapılaşjTianm karşjlığı ola-
rak kullanılan "imar" sözcüğü. kültiirel
\edoğal çevreyesaygısızgelismeleryü-
zünden ıstenstemezartık ~yıkım","\ağ-
ma"ya da ~rantada>alı arazi kullanımr
vbanlanıları çağn^tmyor. Sözgelimı bır
alanın "imara açılması" denilince. her-
kesin aklına "oalanıbozacakbirvapılaş-
ma*%
geliyor. Dahasi. sıkı bireevrecıola-
bılmek ıçin "imara karşıoimak" baş.lı-
ca göstergelerden sayılıyor.
Oysa aslında Arapça'dan gelen bir
sözcük olan imar. tam tersine "baknıak.
güzeUeştirmek" demek. Örneğin "ima-
ret" de aynı kökün bir ürünü ve yıne
"bakmak! gözetmek" anlamını ıçenyor.
Dahası "mimar"da ımardan türeyen bir
sözcük \e temelinde elberte cırkınle^tır-
mek. bozmak değil. "güzelleştirmek.
yapmak, imar etmek" var...
Ne var kı Türkıye'de temelde yıne
"güzelliği yaşatmak" anlamına gelen
"koruma" kavramıyla. aslında aynı
amacı içermesi gereken imar ka\ ramı gı-
derek karşı kar>ıya geldiler. Dost ola-
caklarına ve dayanışma ıçerısıne gire-
ceklerine "düşman" oldular. Birbırleny-
le sürekli çatışmaya başladılar.
Şimdi bu çatışmanın son büyük örne-
gini. KültürBakanlıgı'nca yeniden olu!ş-
turulan Koruma Y iiksek Kurulu'nun
**bir oturumda" tam 49ilke kararını ıp-
tal edıp. yenne yıne aynı otıırumda 26 ye-
ni ilke karan faslağını birçırpıda "ona>-
lamasında" gözlüyoruz.
Genel müdürlükçe kısa %ürede hazır-
lanarak Yüksek Kurul'unonayına sunu-
lan değişikliklerın ve iptallerin büyük
çoöunluğunda "korumayı imar önünde
bir engel oluşturmayacak bir düzeyde
fufma" anlayışı açıkça ortaya çıkıyor.
Bu değerlendirmemize gerekçe oluştu-
ran ve Türkiye'nın evrensel kimliğıni
bulduğu en önemli zenginliğinı koruma
adına gözden çıkarma sürecini ba^laıa-
bılecek kurallar $öy le belirleııiyor:
Doğal SİT'lere "tanımlama"
engeli
Türkiye'de son yıllarda en çok tartı^ı-
lan kav ram "doğal SİT"ler oldu.
Özellikle 1980 sonrasının çev reye du-
yarsız \e "sadece rantıönemseyen" imar
ve yatırım polıtıkaları sonucunda. örne-
ğin "turizm yapüaşması" ıçin en uygun
yerler olarak yine ormanlar. kıyılar \b
alanlar tespit edilince. bu tür yerlerdeki
SİT kurallannın deyiş yerindeyse "för-
pülenıpesi" için koruma kurullan baskı
altına alındı.
Hele y ine 1980 sonrasının "ıslah imar
planlan~ruryasıyla örneğin Istanbul'un
suhavzalan.ormanları ve doğal koruma
alanlan da hem kaçak hem de planlı ya-
pılaşmaya açılınca. bu bölgelerin de an-
cak "SİT statüsü içinde korunabileceği-
ne" inanan v e bu yönde kararlar alan ku-
rul üyelen (kutlanmalan gerekirken) kı-
yıma ugradılar. Nıtekım son aylardakı
bu tür SİT kararlannın da zaten dağıtı-
Bu özgün dokunun
komnabilmesi için. eski
binaların yürüriiikteki
imar koşuluna göre "kat
ilavesiyle" degil, yine özgün
vükseklik ve bSçimleriyle
yenilenmesi gesvkiyor.
Öysa, yüksek kurul yeni
ilke karannda, bu
binalann bo\ unu u/afarak
restore edilmesine olanak
sağlıyor...
Bogaziçinde
bir nostalji \ asanıak.
Koruma Vüksek Kurulu 19 Nisan
I996'da SİT alanlarını daraltıcı
kararlar tirvtirken. a>nı gün kimi
büy ük gazetekrde SİT alanlannda-
ki >ağma\ı pazaria\an ilanlann
çiknğinın belki de farkında değildi—
mı bıle durduruldu.
Işte böy lesi bır süreçte, Koruma >'ük-
sek Kuruİu'nun doğal SlT'lerdekı koru-
ma ve kullanma ko^ullannı "yenkkn"
belirledigı 417savılı ilke kararında. lıe-
men göze çarpan ">eni dü/enleme", bu
kavramın "tanımında"vapılıyor 4l7sa-
yılı ilke karan. hem daha öncekı tanımı
iptal ederek hem de Tespit ve Tescil Yö-
netmelığı'ndeki tanımlamayı bir kenara
iterek. doğal SlT'ın ne olduğukonusun-
da >u hükmü getiriyor
"İlginc üzellik \e^ü/elliklere sabipolan
ve ender hulunan korunması gerekli
alanlar."
Oysaki Türkiye'nın korunması gerek-
li ormanlan. kıyıları. koylan. yayiaları.
sulak alanlan. tarım alanlan. koruluklar
ve harta su kaynakları ile ha\zalarının
"ilginçoldukları"için değıl. \ ıne Türkı-
ye açı>ından "yaşamsaldoğaldeğertaşı-
dıkları" ıçın korunmaları gerekıyor.
Beıı?er •jekıldc bu türalanlaray rıca "en-
der hulunan" y erler de değı Iler. anıa eğer
bu ilke karanyla ba^layabileeek olan "kı-
yım" önlenemezse. elbette ki yakın ge-
lecekte ender duruma düşebıleeekler...
Gorüldüğü gıbı 4 1
7
sa\ ılı ılke kararı.
aslında ^ıııuiıye dek ılan edılen lıemen
tüm doğal SİT kararlarıyla da çelişiyor.
Bu. yeni başlayan dönenıde artık kolay
kolay SİT kararı alınamayacağı anlamı-
na geldiği gibi bu kararJann "yeniden
gö/den geçirilmesr isieğının ardındakı
"U'hlikelibeklfnrileri"deavikçagün ı^ı-
ğına çıkartıyor.
Turizm yağmasına devam
\ ine doğal SİT'lerleılgili4l 7 >a> ılı il-
ke karannın bır başka beıızer duyarsız-
lığı da eskı 24 ııolu kararın y ıllardırele^-
tırilen \e ülkenin doğal zengınlıklerinin
"turiznıetanınanayncalıkla-yağıııalaıı-
ıııasma \e vok edılmesıne ortam hazır-
layan "II. derece doğal SİT" anlayı-jinı
y ine sav unmakta olmasında gözleniyor.
Karara göre bır doğal SİT II. derece
olursa. "sadeceturizm >apılaşması için'*
olanak sağlanıyor. Oysa Türkiye'de yine
bu ilkeye bağlı olarak son zamanlarda
izın verilen turizm tesislerinin. özellikle
Ege ve Akdeniz kıyılannda \e ormanlar-
da nasıl bir tahnbat yarattıklannı artık
herkes göriiyor ve eleştirjyor.
417 sayılı kararın "III. derece doğal
SİT"ler için getirdiği "değişiklik" de bu
alanlarla ilgiîi eski 101 sayılı karardan
da
Uı
tehlikelı. Dahaöncelıiçdeğilsesa-
d<*re "konuf amaçlı biryapılas.ma vur-
gtılanırken yeni ilkede "her tiirlii >apı-
lanmaya açılabilecek alanlar" tanımı ycr
alıyor. Yoğunluklar ise "SİT karan ön-
cesindeki planlara" bağlanarak bu alan-
larda süregelen eski uygulamanın sanki
"kesintiye uğramamasr yönünde bir an-
layı^ sergilenıyor.
UmuÜarınıızı söndürmeyen kurallar
Koruma Yüksek Kurulu'nun 19 Nisan I996'da
onayladığt ilke karan değişiklikleri ve kimi yeni ka-
rarlan arasında elbette ki bazı "olumlu" düzenleme-
lerde var.
Öbür kaygı verıci değişiklikler ve iptaller yüzün-
den. denilebilir ki aslında "hak etmedikleri bir genel
duyarsızlık ortamı"" içerısinde yürürlüğe gıren söz
konusu olumlu ilkelerden bır bölümü özetle ^öy le.
Biryandan doğal SİT kav ramını sadece "enderbu-
lunma" özelliğinebağlayarak bu önemlı koruma ola-
nağında "kapsam daraltıcı" bır olumsuz süreç baş-
latan 4I7sayıIı yeni ilke karan. öbür yandan yıne do-
ğal SlT'lerdeki uygulamalarda "planlama kademe-
lerine uyulmasını" savunarak yıllardır süregelen bir
eksikliği de gıdermenin önünü açıyor.
Böylece doğal SlT'lerde artık "koruma alanının
bütününü gözardıeden" ve böylece yer seçimlerı hep
tartışma konusu olan projeler yerine. aynı SlT'ın "ge-
nelûıi** ve bölgesel kornumunu ele alan 1 25.000.
1 5000vel 1000 planlama aşamalanna bağlı olarak
projegelıstınlecek. Yüksek Kurul'un kentselSİT'ler-
deki koruma ve kullanma koşullarına yönelik 4l9sa-
y ılı yeni ılke kararı. aslında bakanlıkta 1993-1995dö-
neminde sürdünilen çalısmalarla hazırlanan. ancak
Aralık 1996 seçımlerı ve sonrasındaki duraksamayü-
zünden uzun süre taslak olarak kalan kap.sanılı bir ye-
ni düzenlemeyi yürürlüğe sokuyor.
Bu karann en önemli ilkelerinden biri. "geçişdö-
nemi"denılen koruma ımarplanı hazırlama sürecin-
dekı "plansız" uygulama ayimasinda. özellikle yeni
yapılaşmaya yönelik geeıeı kuralların "kentstl SİT
dokusunu \e koruma planı hedeflerinizedelemeyecek
şekikJe" belırlenmesı. Ayrıea "oturma izni" a^ama-
sinda da uygulamadan sorumlu mımardan "onaylı
projeye uygunluk"raporu ıstenmesi...
Böy lece keııtsel SlT'lerde koruma planı dev rcye gı-
nnceye kadarörneğin "parselas>on"yapılamayacak.
tescilli yapı parselınde "ila^ebinaya" ızm \erilıneye-
cek: hıçbır yeni bına ıse bulunduğu çev redekı tescil-
li binalardan "daha vüksek" olanıavacak...
Kültürvarlıklarıdı^ındakı tekyapı uygulamaların-
da koruma amaçlı denetım. bugüııedek genellikle tes-
cilli bınay a "bitişik" y a da sadece "SİT içindeki" par-
>ellerde sürebilıyordu. Şimdi Yüksek Kurul'un 422
ve443sayılı yeni ılke karannda "basitonanmlarda"
bile denetime alınacak yapı ve parsel tanımında
"komşu" yerine "yakın çevre" kav ramını getinnesi.
olumlu bıradım. Böylece kentsel doku korumasinda
sadece SİT koşuluna olan bağımlılık birölçüde gıde-
riliyor. \ ıne önceki döneııılerde yüriirlükte olan. an-
cak Yüksek Kurul'un 429 sayılı yeni karanyla daha
da genişletilen bır başka ilkeye göre: cami. mescid.
türbe vb gibi anıtsal değerler taşıyan kültürel miras
Ü7erinde "özgünlüğü bozan" müdahale yapılamaya-
cak. Örneğin: - Son cemaat yerlerinin "camekânla"
kapafılması.
- Dükkân, kulübe vb gibi "ek binalann" yapılma-
sı.
- Mınarelere ve kubbelere "hoparior" konulması.
artık yasaklanıyor.
Türkiye'deki koruma uygulamalann-
da son yıllarda hemen her duyarlı kışiyi
ve uzmanı. adeta "çileden çıkaran"
olumsuz örnekler arasında üzerlerıne kat
çıkılmak ıçin yıkılan sağlam binalarla.
benzer >ekılde arsasina yeni bir (ya da
birkaç)apartman bloku "$ığdırmak"ıçin
yine sağlam olmasina rağmen yıkılarak
"taşınan" binalar önemli bır yer tutuyor-
lar Buduyarsızlığa son \ermek için tes-
cilli binaların temel ilke olarak "yıkıl-
madan \eyerinderestorcedilmeleri" ge-
rektiğını vurgulayan 28,2. 1995 gün ve
378 say ılı karann bu hedefe yöneîik bö-
lümlen de artık yürürlükte deeil.
Yüksek Kuruİ. 19.4.19% tarihındekı
toplantısında biryandan bu ilkeyi iptal
ederken öbür yandan 424 sayılı ilke ka-
rarıyla da "yeniden eskidu> arsızlığadö-
nüşün~kapısını açıyor.
Kararda. kültür varlığı niteliğindeki
yapılara "müdahale biçimleri" sıralanır-
ken "geçerli imar planındaki yükseklik
vederinliklere u> gun yenileme veekleme-
lerin yapılabileceği yapılar"tanımı getı-
riliyor. Dahası. y ıne parseldeki imar hak-
kı gerekçesıyle yeni in^aata yer açmak
için tescilli binanın ta^ınabileceğı öngö-
rülüyor. Böylece tarihi yapıların resto-
rasyon adı altında y ıkılmalan. taşınma-
ları ve "boy larının uzatılnıası" gibi a\ -
mazlıklarkendılerıne yeniden "vasalda-
\anak" bulmus. oluyorlar..
Mimariar Odası denetiminden
•*çekinmer>
Koruma amaçlı proje ve uygulamalar-
daki Mimariar Odası denetimininde kal-
dırılmış olmasının ne anlaına neldiği.
9.5.1996'daki "Lygariıklann İzinde" kö-
şemizde genis, olarak değerlendırilmiş-
ti. Şimdi bu derlememızde şu kadarla ye-
tinelim ki bu konunuıı önemli gerekce-
lerinden binnı. "uygulamadan s«»rumlu
tutulan mimarın bu mesleki yetkiyi taşt-
yıptaşımadığının saptanması" olus.turu-
yor. Yüksek Kurul. "uygulamanın de-
netlenmesi" ba^lığı altında yeniden dü-
zenlediği 425 say ılı ilke karannda sade-
ce Mimarlar Odası deııetimını dışlamak-
la kalmıyor. Bunun yanı sıra restorasyo-
nıı denetlemekten sorumlu tutulacak mı-
mann bu alanda "serbest mesleki hiz-
met"yetkısının bulunmasına yönelik ku-
ralı da ilke karanndan cıkanyor. Böyle-
ce kurullara sunulan proieler üzerindeki
mımar imzasının doğruluk derecesi ve
bu imza sahibinin gerçekten mimarlık
yetkisini tas.ıyıp taşımadığı "denetimsiz"
bırakılıyor. Aynca elbette ki sadece bu
denetimi yapan değil. genelde mimarlık
hızmetınin toplunı yararına ve koruma
ilkelerinden yana olmasını sağlayan bır
meslek odasıyla "korumada güçbirliği-
ni yaşama gevirme"süreci de kesintiye
uğratılıyor.
Yargılama sürecine duyarsızfak
Yüksek Kurufun daha önce 4J.1988
tarihinde aldığı 21 sayılı ılke karanyla.
haklarında dava açılan Koruma Kurulu
kararlarına ait konular için "mahkeme
sürerken" yeni karar alınmanıasi hük-
me bağlanmıştı. Bu ilkenrn amacı. >ar-
gıyı etkilememek vehukukun üstünlügü
anlayı^ının yaşama geçirilmesiydi.
Ne var ki yine Yüksek Kurul. bu an-
lamlı ılke ka'rannı 9.2.1993 tarıhindeki
305 ııolu kararla iptal etti. Ancak duyar-
lı bıryurtta^ın açtıöı dava sonuunda. Da-
ntşta» 6. Dairesi 27! 12.1993 gün v e 5891
sayılı karanyla. 305 nolu Yüksek Kurul
kararmın "hukuka uygun olmadığı-
nrbelirledi. Böylece 21 sayılı ılkekara-
n. bu kez "yargı karanyla" yeniden yü-
rürlüğe girmiş oldu.
Şimdi ise Yüksek Kurul'un 19. 4.
1996'daki "iptal paketi" içinde 21 nolu
ilke karan bir kez daha yer alıyor Gerçi
yeni 431 sayılı düzenleme sadece "par-
sel öiçeğindeki konuları"kap$ıyor. \ma
"tek parseli aşan" durumlarda. ömeğin
SlTalanlarıyla ılgiligelişmelerde. koru-
ma kurullannın "Danıştay karannaay-
kın olarak" karar üretmelerinin yine önü
açılıyor...
Kristin Saleri, resimlerini 29
mayısa dek fş Bankası Patmakkapı
Sanat Galerisi 'nde sergiliyor
41 "I ^
K.4İCİ111.
Kültür Ser\ isi - Kristin Saleri. son
ki^isel sergisinde kadın temasına
ağırlık veriyor. Yapıtlannda
çbğunlukla. insanı ve doğası ve
folkloru ile Anadolu'yu dile getıren
Saleri. bu kez tuvalinin başköşesine
kadını yerleştirmiş. Insan. Kristin
Saleri'nin resimlerinin vazgeçilmez
unsuru... Sanatçının İs; Bankası
Parmakkapı Sanat Galerisi'nde yer
alan bu sergisinde ise tüm canlılığı ve
renklilıği ile kadın var: Kımı zaman
ç/ıplak. kımı zaman çiçek buketleri
içinde. bazen saç örgülerı bir tarlanın
b»a;aklanna dolanmış, dans eden ya da
uzanıp sereserpe yatıveren...
Diha çok insan ve doğa ilişkilennı ön
plana çıkardığı. folklorik temalı
yapıtlanyla tanınan ressam Kristin
Saleri. kendine özgü. zengin bir renk
paletıne sahip. Kullandığı renklenn
uyumıı ve sadelıği, kımi zaman
izleyiciye, tuvalin tek bir renkten
olus.tuğu ızlenımi \enyor Dingın ya da
hareketli. tüm kompozısyonlarında.
renkleri seçerken gözieri dınleııdırcn
mutlak bir uyumu gözetıyor sanatçı.
Salen'nın re>mılerınde. halayçeken
köylülerle düşsel imgeler. zanıaıı
zaman aynı tuval üzerinde
bulu^uyorlar Müzık ı^eötedenben
vazgeçemedigı temalanndaıı bırı. Daha
önceki sergılenn de "orkestra" adını
taşıyan bırdizı resme yer vereıı
sanatçı. son sergisinde bu gcleneğını
sürdürüyor.
Yabancı bir ele^tirmen. Kristin
Saleri'nin yapıtlan ıçin şunlan
söy liiy or: "Sanatçının zengin paleri.
Anadolu'yu karakterizeeden fantastik
görüntüier ile coşkun dansları, epik
çağlann geleneklerini sürdüren
Anadolu halkının sanalsal tezahürlorini
lirik bir şekilde yansıtıyor".
Saleri. ılk resim derslerıni Istanbul
Güzel Sanatlar Akademisı
hocalanndan Prof. de Mille'den aldı.
daha sonra akademide. Fcyhaman
Duran'nın atölyesinde çalı^tı. 1951 deıı
soııra resim çahijmaları yapan sanatçı.
bu dönenıde üslubunuıı
biçımlenmesıııde Andre Lhote'uıı
katkılarını özellikle belırtıyor. 1954'te
Türkiye Res^amlar C emıyeti'nın.
1965'te MilletleraraM Türk Kadın
Sanatçılan Kulübü'nün kurulu^
çalıs.malarında ve yönetim kumllannda
yer alan Kristin Saleri. I967'de
Atina'da düzenlenen aynı başlığı
tas.ıyan sergide altın madalya ile
ödüllendırildı.
Kristin Saleri. 40 yıla ulaşan sanat
yaşamında 4O'ı a^kın kişise) sergi
gerçekleştirdi. Londra. Paris,
\\ashington. Atiııa. Monako dahil
pekçok kentte 600'den fazla karma
sergiye katıldı. Sanatçının yapıtlan;
Paris Mıı.sec National Centre
Pompidou. Lızboıı Gulbengyan
Foundation Miizesi. Istanbul. Ankara
\e İzmir Devlet Resim ve Heykel
müzelen. ABD. Pekın. Helsinkı. Nıce.
Cenevre. Erivan. Kanada. Dhahran
(Suudi Arabistan) ve Paris'te çe^itli
resmı kurulu^larda ve özel
koleksiyonlarda yer alıyor.
ODAK NOKTASI
AHMET CEMAL
Anadolu'dan Bir Taze
Soluk: EFSAD
Eskişehir Fotoğraf Sanatının Derneği (EFSAD).
anımsayabildiğım kadarıyla henüz ıki yaşını bile dol-
durmadı. Ama bu kısacık süre içerisinde derneğın et-
kinlikleri. yalnızca fotoğraf sanatıyla sınırlanamaya-
cak bir anJam kazanmayı başardı.
EFSAD'ın kurulmak üzere olduğu günlerde. bu gi-
rişimin önderlerinden olan sevgili dostum Prof. Or.
Levend Kılıç nelerı amaçladıklarını anlattığında.
doğrusu içimden onu -tuttuğunu koparan bir insan
olduğunu çok iyı bilmeme karşın- bıraz fazla "tyim-
ser" bulmuştum. Gelgelelim EFSAD'ın kuruluşunu
gerçekleştıren biravuç gönüllü ınsanın, rahmetli Sa-
bahattin Eyuboğlu'nun deyişıyle, bir avuç "ımece
tutkunu"r\un yorulmak Dılmeyen çabaları, derneğın
mütevazı merkezini çok kısa zamanda büyük kent-
lerdeki benzerlerinın lüks salonlarınm etkınlikleriyle
rahatça yarışabılecek bır bilgı ve kültür alışverışı or-
tamınadönüştürdü. Sık sık düzenlenen konferans ve
söyleşıleriyle, sergilerıyle. haftanın iki günü verilen
fotoğrafçılık kurslanyla EFSAD. artık yalnızca fotoğ-
raf sanatının değıl, fakat külturun çeşıtlı alanlannın
tartışma gündemine getınlebildıği bir düşünce iklimi
olup çıktı.
Derneğın, Eskişehır'ın ünlü tarihi semtı Odunpaza-
rı'nı konu alan son çalışması ise alanında ancak ör-
nek sayılabilecek bir etkınlik.
Odunpazan, Eskişehir'in tıpik tarihsel mimansıni
yansıtan evlerle dolu olan bır semt. Bu evleri koru-
ma bağlamında bugüne kadar gerek Anadolu Üni-
versitesı'nın, gerekse belediyenin ve başkaca kuru-
luşlann çeşitli gırişimlen olmuş. Örneğin Odunpaza-
rı'nda yedi tarihi ev kamulaştınlarak restore edılmek
üzere Anadolu Ünıversıtesi'nin bundan önceki rek-
törü Prof. Dr. Yılmaz Büyükerşen'ın gırışımlerıyle
kente kazandırılmış. EFSAD'ın "Odunpazan 'nın Yir-
mi Dört Saatı" adlı ve Japon Fu/ı fırmasının sponsor-
luğuyla gerçekleştırılen projesı. bır semtte yırmi dört
saat boyunca yapılan fotoğraf çekımlerınden oluşu-
yor. Bir semtin ve ınsanlarının yırmı dört saatlık pey-
zajını/portresini yansıtmayı amaçlayan bu çalışma,
Levend Kılıç'tan aldığım bilgiye göre ülkemızde tü-
rünün ılk örneğı.
Üniversite öğretim elemanlarından, öğrencılerın-
den ve EFSAD kurslarına devam edenlerle. aynı der-
neğin başkaca ilgililerinden oluşma yaklaşık kırk ki-
şilik bir ekip, sekiz yüze yakın fotoğraf çekmış. Bu
resimler arasından seçilenler. hazıran ayı içerisinde
önce Eskişehir'de. ardından da başka bırkaç kentte
dia gösterileri eşliğınde sergılenecek.
Sergilenmek ıçın seçılen resımlen geçen perşem-
be günü, Levend Kılıç'ın odasmda gördüğümde. bir
an beni bir masal ülkesıne kanatlandıran bır düş dün-
yasında yaşadığım ızlenimıne kapıldım. Canlı kala-
bilmiş tarihsel-kültürel dokusuyla bütün bır semt. al-
çakgönüllülükleri yüzlerınin her çızgisıne sınmiş ın-
sanlarıyla, dünya sevımlisi kedileriyle, ancak göz nu-
ruyla erişilebilecek usta el sanatlarının urunu perde
işlemeleri, kapı kilidi süslemeleri ve tahta oymacılık
örnekleriyle bir masanın üstüne yayılıvermıştı.
Gündüzlen kendını ıster ıstemez yaşam koşuştur-
masına kaptırmış evlerden yansıyan telaşın, akşam
saatlerınin bastırmasıyla bırlikte yerini emekle hak
edilmiş bir huzura bırakışı. sonra geceleyın, el ayak
çekilince, aynı evlenn. duvarlarının arkasında kım bi-
lir kaç hüzünden ve kaç mutluluktan bu yana hep sü-
regelen yaşam öykülerinin banndığı duvarların bu
kez sokak lambalarının bestelerinden sızan ezgıleri.
kınşıklarla dolu bir yaşlı kadın yüzünün. kar beyazı
bir yemeninin çerçevelediğı ve asırlık çmarların aşı-
ladığı türden bir yaşama umudunu aşılayan gülum-
semesi, başka zamanlar dikkat etmeden önünden
geçiverdiğimiz bir asma kılidin ınce pas ortüsünün
altından fotoğrafın sihırlı değneğıyle gün ışığına çı-
karılmış güzelim işlemeleri. kım bılır kaç çeyız sandı-
ğında kısmet bekledikten sonra guneşe ve aydınlığa
kavuşmanın sevincıni bütün nakışlarıyla dıle getiren
sıra sıra perdeler; bütun bunlar, çoğunlukla bütün
günlerinı ekmeklerını kazandıkları "asıl" ışlerıne ve-
ren. ama kurulu düzenin zıncirini kendı kurguladık-
ları bir başka yaşamla, insanın görmesını bılen gö-
zünün kamerayla yaptığı evlilikten doğma bır yaşam-
la kırmayı başarmış olan "amatörlerın" elinden çık-
magörüntülerdı...
Ülkemizde gerek yazılı. gerekse görsel basın, ağır-
I1K.I1 olarak büyük kentlenn sıyasal ve toplumsal ba-
taklıklarına yer ayırmakta. Oysa aynı ülkede. butün
o bataklıkların yanı sıra ve onlara rağmen yaşamın
üstesinden günlük yaşamın görünüşte en önemsiz
aynntılanndan yeni güzellikler türeterek gelebılen gü-
zel insanlar da yaşıyor. O insanlara daha çok yer ver-
mek, EFSAD gibi kuruluşların çatısı altında kurulma-
sına çalışılan insana yakışır dünyalan daha çok ta-
nıtmak da bataklıklarla savaşmanın bir yöntemı
sayılamaz mı?
BUGÜN
8.ULLSLARARASI İST.ANBL L Tİ\ ATRO
FESTİVALİ
18.30/ Kumpanvanın Haritadan N'aklen Vayın adlı
oyunu Aziz Nezin Sahnesi'nde.
19 00 Tuncel Kurtiz, Şeyh Bedrettin Destanı nı
Istanbul Sanat merkezi'nde sahneliyor
21.30 La Cuadra De Sevilla'nın kimlikler adlı oy unu
Takşim Sahnesi'nde.
3.TÜYAP ANKARA KİTAP Fl'ARI
12.00 - 13.00/ Sonra İşte Vaşlandım başlıklı söy le^iye
Gülten Akın katılıyor.
13.00 - 15.00 Rıfât Ilgaz'ın Sanatı başlıklı panele
Mustafa ŞerifOnaran. Emin Özdemir. Öner Yağcı
katılıyorlar.
15.00- 17.00 Türkiye'de Demokratikleşme Süreci
başlıklı konferans - tartışmaya Ercan Karakaş. Prof.
Dr. Yavnz Sabuncu. Seyfi Oktay. Bahattin \üce\.
Bülent Akarcalı ve Prof. Dr. FarukŞen katılıyorlar.
18.00 - 20.00 Emer Arcan'ın sunacağı Şiir İ'zerine
adlı söyleşiye Refik Durbaş katılıyor.
9.LLÜSLARARASI YAPI KREDİ GENÇLİK
FESTİVALİ
Bireli Lagrene / Charlie Musseh\hiteın caz blues
konseri saat 21.30'da Maslak Darüş^afaka Kampusıı
Özel Darüşşafaka SporSalonu'nda.
KONFERANS
Prof. Dr. ChariesTaylor'un verecegi 'Liberallik \e
Cemaâtçilik' konulu konferans saat 14.30'da Boğaziçi
Üniversitesi Rektörlük Binası Kütüphanesinde.
TİYATRO/MÜZİK
Özel Doğuş Lisesi Kültür Sanat Etkinlikleri
kapsamında saat 11.00'de Okul Tiyatrosu 'Cimri' adlı
oyunu sahneliyor. Saat 14.00'te ise Okul Koro.su'nun
dinletisi yer alıyor.
KONSER
Zugaşi Berepe. Grup Dinmeyen, Grup Merdıven \e
Grup Kızılırmak'ın katılacağı konsersaat I7.3()'da
Çapa Tıp Fakültesi kapalı spor salonunda.