Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
SAYFA CUMHURİYET 13 MAYIS 1996 PAZARTESİ
12
Kalkınmada çağdaş eğitimin önemi~\ Tıifus ve yükseköğretimde okullaşma oranı, ülkenin milli
/ V ^lirini doğrudan etkiler. Bu iki faktörden nüfııs, ters orantılı;
-Z V yükseköğretimde okullaşma ise doğru orantılı olarak milli
geliri doğrudan etkilemektedir. Nüfusun hızlı artışı, kişi başına düşen
GSMH'yi azaltmakta; yükseköğretimde okullaşma oranı ise,
arttırmaktadır. Eğitim; cehalet ve yoksulluk çemberini kırarak nüfus
artışının kontrolünü otomatik sağlayacağından, kalkınma çabasmda
olan ülkemiz, her şeyden önce eğitim sistemimizi düzeltmeli ve
çağdaş bir düzeye getirmelidir.
LATfF VILTLL Egitımd-
anijtınmıcı
Genç \e dinanıik bır nüfusa sahip olan
ülkemiz. vaktiyle İsmet İnönü'nün
önerdiği. kuruîmakta olan yenı bir
dünyada yerinı almak üzeredir. Bunca
kötü uinerıme. hatta yöııetimsizliğe
karşııı. ışadamlanmızın dünya
pazarlarında yerlerinı almaya
ba^ladıklarını. bazı alanlarda da rekabet
gücü ile çalıştıklarını görebilivoruz.
Dahası. Atatürk ilke ve inkılaplannı
görmemezlıkten gelen kımı
partilenmizin. Osmanlı dönemindekı
hukuku geri getirme ugruna sarf
etıikleri maddi ve manev i değerler
beklenen sonucu vermemiştir.
Toplumumuz. 150 y ıl önce Tanzimafla
başlayan Batıhlaşma yolunda
ilerlemektedir.
Batılıla^ma. genış anlamıyla kendi öz
kültür ve geleneklenmizden
vazgeçmeden Batı'nın bilım ve
teknolojiM ile insanlığın evrensel
medeniyetini eldeetmektır Refahı.
lıuzıım ve toleransı yakalamaktır
Atatiirk'ün gösterdigi çaöda^
medeniyet düzeyine ulas.maktır.
Tarıhçılerın bildirdıklenne göre her bin
yılda bir in>anlık yeni bırdüşünce
akımına girmekte. deği^ime
uğramaktadır Bitmekte olan bu yüz
v ılın sonunda yeni bir bininci yıl
(milenium) ba^lıvor.
Doğu-Batı arasındaki köprii
Coğrafi konumu nedeııiyle Anadolu.
çağlar boyunca hem Doğudan gelen
fikir ve düşüncelerm hem de Batı"nın
etkısı altında kalmıştır. Birtaraftan
İslam Konferansı Teşkilatı"nın (İKT)
kurucu üvesi olan ülkemiz. diger
taraftan Âvrupa Birligi"ne üyeolmak
istemektedir.
Kırk bes, İslam ülkesinin katılımı ile
1969 yılında kunılan İslam Konferansı
Teşkilatı ülkeleri. ekonomik. bilimsel.
kültürel ve sosyal alanlarda yakın
işbirliğı ve kars,ılıklı yardımla^ma
saglamavı kararla^tırdıklannı
açıklamı^lardır.
Asya ve Afrika ülkelerindeki geniş
petrol ve diğer doğal zenginliklere
sahip olan İslam ülkelerinin
oluşturduğu bu toplulukta bir milyar
insan yaşamaktadır
Müslümanlar erken öliiyor
Avrupa Topluluâu ile karşılaştıracak
olursak. İslam ülkelenndeki insanlann
çoğunun yoksulluk sınırlannın altında
yaşadıklannı görürüz. Dünya nimetlerı.
sankı gizli bırgüç tarafından
Müslümanlara yasaklanmış gibı
görünüyor. Bu haksızlık ilk önce
dünyada kaima süresinde (yaşam
süresıl göze çarpıyor.
Batı'da onalama ömür
7
5"i a>arken.
Islam ülkelennde 65'i bulmuyor.
Batılılara göre genç denilecek bir vaşta
dünyayı terk ediyorlar. Doğan bin
çocuktan 60"ı daha bir yaşına gelmeden
ölüyor. Batı'da bu sayı sadece 6
civarında. Birle^mi^ Milletler ve OECD
raporlarından derlenerek elde edilen
temel ekonomik göstergeler aşagıdaki
ceîvelde gösterilmi.ştir. Türkiye'nin
neden Avrupa ülkelerinin en fakiri
olduğunu merak eden okuyuculanmız
bu istatistik rakamlannı daima el
altında bulundunnalıdır. Fakirliğimiz
mal. hızmet ve kültür değerleri
yaratamadtğımızdan
kay naklanmaktadır.
Üretemememizin asıl nedeni.
bilgisizlığimizden. bu da
okulsuzluğumuzdan ileri gelmektedir.
Çünkü meslek adamı yetı^tırecek
okullarımız veterlı değil.
Bu tabloda yapısal ve etkinlikleri
bakımından ikısi. diğerlennden farklı
özelliğe sahiptir.
Nüfus ve üniversitenin milJi
gelire etkisi
Nütlıs ve v ükseköğretınıde okullaşma
oranı. ülkenin milli gelırını doğrudan
etkiier. Bu ikı faktörden nürlis. ter>
orantılı: v ükseköğretınıde okullaşma
ise doğru orantılı olarak milli geliri
doğrudan etkilemektedir.
Nüfusun hızlı artışı. kı^i başına düşen
GSMH'yi azaltmaktadır.
Yükseköeretmıde okullaşma oranı. kisi
başına düşen GSMH'yi arttırmaktadır.
Eğitim. cehalet ve yoksulluk çemberini
kırarak nüfus artışının kontrolünü
otomatik sağlayacağından. kalkınma
çabasında olan ülkemiz. her şeyden
önce eğitim sistemimizi düzeltmeli ve
çağdaş bir düzeye getirmelidir. Diğer
zenginlik göstergelerı. kışi başına
GSMH. tanmda kişi başına verim.
sanayide ve hizmetteki katma değer
artışları kendiliğınderı gelişerek
topyekûn bir kalkınma
sağlayacaklardır.
1982 Anayasasfnın 130. maddesine
eklenen bir fıkra ile kazanç amacına
yönelik olmamak şartı ile Vakıflar
tarafından. dev letin denetim ve
J
aponya'da 1949'da kabul edilen özel okul yasası, ulusal ve yerel
hükümetlerin özel öğretim kurumlanna gerekli mali yardımı
sağlayacaklarını hükme bağladı. Yasa aynca, her özel okul
şirketinin temel varlığının güçlendirilmesi için kâr elde etmesine de
izin veriyordu. 1975 yılında, özel okul teşvik sübvansiyonu yasası
kabul edildi. Böylece, özel öğretim şirketlerine nakdi yardımın yanı
sıra arsa hibe edilmesi, vergi muafiyeti ve uzun vadeli krediler
sağlandı. Bugün Japon mucizesini yaratanlar, kaliteli mal üreten
yüksekokul mezunu işçilerdir.
öğretim kurumlanna gerekli mali
yardımı sağlayacaklannı hiikme
bağladı. Yasa ayrıca. her özel okul
şirketinin temel varlığının
güçlendirilmesi için kâr elde etmek
girişımınde bulunmasına da izin
veriyordu. 1975 yıiında devlet mali
yardımı ile ilgili olarak özel okul teşvik
sübvansiyonu yasası kabul edildi.
Böylece özel öğretim şirketlenne nakdi
yardımın yanında arsa hibe edilmesi ve
vergı muafiyeti. uzun vadeli krediler
sağlandı. Özel öğretim kurumları en
çok üniversite düzeyınde gelişti. Onu
takiben gelişme özel yüksek meslek
okullannda oldu.
1991 vılında Japon>a'da yaptığım bir
incelemede kayıtlı öğrenci sayısı 1.970.
000'e ula>an 874 özel üniversite. teknik
yüksekokul ve ön lisans okulu
mev cuttu. Mev cut tüm özel
yükseköğretim kurumlarının yüzde
7
5"i özel şirketlerce
yönetilivordu.Bugün Japonya'dan gelen
haberlerden Japon toplumunun ve
"uluslararasT bilgi sahibi ve dünyava
daha uyumlu ınsan yetiştirme
isteklerinin arttığını öğreniyoruz.
Japon mucizesini yaratanlar. kaliteli
mal üreten y üksekokul mezunu
işçilerdir. 1970'li vıllarda Japon
arabaları Amenkan pazarlannı işgal
etmeye başlayınca "Ne oluyor" diye
soran Amerikalılara. Japonlar. on
yıldan bu yana kalite kontrolünü
kendılerine sevdiren Amerikalı
Profesör Deming'i göstermişlerdi.
Birçok çevrelerde Profesör Demıng,
Japon mucizesinin miman olarak kabul
edılir.
Özel ünhersitelere anayasa engeli
1970ten bu yana ülkemizde özel
yüksekokul ve üniversite açılamadığı
için sanayı. uluslararası ticaret ve
turiznıın gereksınim duyduğu kaliteli
personel yetişmemektedir. Ulke
ekonomisınde önceki döneme oranla
belli bir şekilde gerileme olmuştur.
YÖKün kuruluşundan bu vana kişi ve
kuruhışların özel yüksekeğitım
kurumlan kurmasına ızin verilmediği
gibi vakıflarda bu alanda yüksekokul
ve\a üniversite kurmak istediklerinde
YÖK tarafından açıkça engelleniyordu.
Ama şu günlerde YÖK
Başkanlığf ndan ve Milli Eğitim
Bakanlığı"ndan birbırini doğrulayan
uyumlu ve ülkenin geleceğini ve
özellikle gençleri ilgilendiren
açıklamalar duymaktayız.
Dershanelerde vakit tüketen yüz
binlerce. üniversite eğitimi için
vurtdışına giden on binlerce gencin de
\ ÖK'ten ve bakanlıktan gelen özel
meslek yüksekokulları ve özel
üniversitelerle ilgili olumlu ve iyimser
düşüncelerin yanında yeralmalı ve öze\
üniversiteleri yasaklayan anayasanın
130. maddesinin değiştirilmesi için
TBMM nezdinde girişıınlerde
bulunulmalı. Anayasamız. devlet
nıemuru olma\an vatandaşlara ?.anki
güvçnmiyor Parlamenterlerimize. özel
üniversiteleri kurup işletecekferin de
Milli Eğitim ve YOK'te görev liler gibi
bu ülkenin vatandaşı olduğu
anlatılmalı.
Aynca ülke sınırlan içinde özel
üniversite açmalanna izin
verilmeyenlerin. yavru vatan Kıbns'ta.
Orta Asva'da. Bulgaristan'da.
Ingıltere'de ve hatta Amerika'da bu
olanağı bulup yüksekokul ve üniversite
açtıkları biliniyor. Onlan denetlemek
mümkün değil. Ama Türkiye'de
açılacak özel üniversitevi. liervönüyle
YÖK \e Milli Eğitim. dev letin diğer
kurumlan rahatlıkla denetlevebilir.
gözetimine tabi >ükseköğretım
kurulabilir hükmü getirilmiştir. Tam 50
yıl önce. tkinci Dünya Savaşf ndan
venik çıkan Japonlann o günkü dünya
görüşiine denk bir görüş. Ama
Japonlar. kâramacı gütmeven vakıflar
eliyle ülkenin gereksınim duvacağı
okulların açılamavacağını 41 vıllık bir
denemeden sonra anladılar. Özel
okulların ve ünıversitelerin kendılerini
geliştirme ve araştırma vapmalarına
olanak sağlamak ıçın 1949 yılında özel
öğretim kurumlan yasası değiştirilerek
Japon iş âleminin ve ülkenin ihtiyacına
cevap verecek hale getirildi.
1949"da kabul edilen özel okul yasası.
ulusal ve verel hükümetlerin özel
Snnf geçme sfctemi üzerineMLZ4FFERŞAHİN
L zmuıı psikolog
1. Derslerde değeriendirme na-
sıl vapılnıaktadır'.'
a) Sına\ lar 10ü puan üzerinden
değeriendirilir.
b) Tüm sınavlardan alınan not-
lar not defterine yazılır. Dönem
sonunda bu puanlann aritmetik or-
talaması ahnır.
c) Dönem sonunda puanlann
aritmetik ortalaması aşağıdaki gi-
bi not değeri \ e derecelerine çev -
rilir.
Puan
85-100
70-84
55-69
45-54
25-44
0-24
Not
5
4
3
2
1
0
Derece
Pekiyi
lyi
Orta
Geçer
Geçmez
Etkisiz
2. Bir dersten nasıl geçilir?
a| Birdersten başanlı olabilmek
için ıki dönemin ortalamasının en
az 2 olması gereklidir.
b) Ba.şansızlık iki notla değer-
iendirilir: " l ve 0". Bir dönem sı-
fır(etkısiz)alınmı.şsa2. dönem en
az 3 ahnması gereklidir. Örneğin:
iki dönemin ortalaması
0+3=3 21.5—-2 (varımlaröğren-
cinin lehine, tama y ükseltilir.)
Başanlı olmak için iki dönemin
ortalamasının en az 2 olması ge-
rekmektedir.
3. Ders yılı sonunda doğrudan
sınıf geçme nasıl olmaktadır?
a) Ders yılı sonunda tüm ders-
lerden iki dönemin ortalaması en
az 2 (geçer) ise öğrenci doğrudan
sınıfını geçer.
4. Eğer öğrencinin başarısı/lığı
varsa ne olur?
a) Herhangi bir dersten \eya
derslerden başarısızlık var ise öğ-
rencinin tüm derslerinin ağırlıklı or-
talaması 2.5 v e daha yukan ise öğ-
renci doğrudan sınıftnı geçer. \'al-
nız "Tiirk dili ve edebiyatı" dersi
notu zay ıfsa ortalama ile geçilmez.
b) Yıl sonu başarı ortalaması
2.5'ten aşağı ise öğrenci sınıfını
geçemez.
Ancak:
* Ders kcsinıindc > ıl sonu başa-
n ortalaması 2.5()"den asağı olan öğ-
renciler. ders kesimini takip eden
15gün içinde (bu öğretim vılı için
14 hazirana kadar) istedikleri en
fazla 3 dersten ortalama yükselt-
me sinav ına girebilirler.
* Ortalama yükseltme sınav ına
girecek öğrenci, sınav a gireceği
dersleri sınıföğretmeni vevelisi ile
birliktc belirler. \c velisi tarafın-
dan vazılı olarak okul idaresine
bildirilir.
5. Ortalama \ iikseltme sınm ı so-
nucunda ne olur?
a) Başansız olduğu derslerden en
az "'geçer" not alan:
b) Ya da sınav lar sonunda ağır-
lıklı not ortalamalarını 2.5 veva
daha yukanya > ükseltmiş olan öğ-
renciler sınıflarını geçerler.
6. Hangi durumda sınıf tekra-
n yapılır?
Lise 1. sinıflarda okııyan ve ba-
şarisiz dersi vey a dersleri bulunan
öğrencilerden ders kesiminde yıl
sonu başarı not ortalaması 2.5'ten
aşağı olan:
* Ortalama \ükscltme sınav ına
sirmeven.
* Ortalama \ iikseltme sınav ına
girerek yıl sonu başan not ortala-
nıasını 2.5 veüstüneçıkaramayan-
lar.
* Başansız olduğu derslerden
sınav a girmişse en az "geçer" not
(2) alamayanlar sınıf tekrar eder-
ler.
7. Alanlara yönelme nasıl ol-
maktadır?
Lise 1. sinıfı geçen öğrenciler, bu
smıfta okutulan derslerdeki başa-
rı durumlarına göre. lise 2. sınıfta
alanlara yönelirler.
Lise 1. sınıfta öğrenci. alana yö-
nelmede kaynaklık eden derslerin
yıl sonu notlarının ağırlıklı ortala-
ması 2.5 ve daha y ukarı ise o ala-
nı seçer.
* Bu ortalama birden çok alan
için yeterli ise istedıği alan ve ders-
lerdeki başarı duruınu göz önüne
ahnarak ilgili müdüryardımcısı. sı-
nıf öğretmeni ve velisi tarafından
öğıvtime açılatı alanlardan birine
yönlendirilir.
A lana y önelmede kaynak Iık eden
dersler ilişiktedir.
Tüm öğrencilere başarı dilekle-
rimle.
1!S - Milli Eâıtım Bakanlıiı Teblığler Deraisı
15 Ocak 1996 - 2447~
Milli Eğitim Bakanlığı Ortaöğretim Kurumlan Sınıf
Geçme Yönetmeliği'ni l'vgula>an Ortaöğretim Kurumlan
(Anadolu Güzel Sanatİar Liseleri ile Mesleki - Teknik
Ortaöğretim Kurumlan Hariç) Öğrencilerinin 10'uncu
Sınıfta ^ önelecekieri \lanlar ile 9'uncu Sınıfta Bu
Alanlara >önelmede Kavnaklık Eden Derslere MtÇizelge
Alanlar
1. Fen Bılimlerı
Atanı
2. Sosyal Bılımler
Aîanı
3. Turkçe-Matematık
Alanı
4. Türkçe, Matematık
Alanı
5 Sanat Alanı
6. Spor Alanı
9. Sınıfta Alanlara
Yönelmede Kaynaklık
Eden Dersler
1. Biyolojı
2. Fizik
3 Kimya
4. Matematık
1. Türk Dilı ve Edebiyatı
2. Tarih
3. Coğrafya
1. Turk Dıli ve Edebıyatı
2. Matematık
1. Turk Dılı ve Edebıyafı
2 Yabancı Dıl
1 Turk Dılı ve Edebiyatı
2. Seçmelı Resim/
Seçmeiı Muzık
1. Beden Eğıtımı
2 Biyolojı
Hattalık
Ders
Saati
1
3
2
4
Top. 10
4
2
2
Top. 8
4
4
Top. 8
4
4
Top 8
4
2
Top. 6
2
1
Top. 3
POLİTİKA VE ÖTESİ
MEHMED KEMAL
Öyküler Roman Oldu...
Geçende roman geleneğimiz üstüne konuşuluyor-
du, Selim ileri'nın bir yazısını gördüm. "Polisiye ro-
man geleneğimiz hemen hiçyok. Peyami Safa'nın,
'Server Bedi' takma adıyla kaleme aldığı Cingöz Re-
cai'dizisi ilk gençlığimin okuma şöleniydi. Ümit De-
niz'/n 'Murat Davman' dizisine de vurgundum" di-
yordu.
Birden gözlerimde, irikıyım endamıyla Ümit Denız
canlandı. Öleli kaç yıl olmuştu... Bu kadar çabuk
unutulacağını ummazdı. Bir gün bana şöyle demiş-
ti:
"Beni sağcılar anmaz, solcular da sevmez, öldük-
ten sonra kimin aklına gelirım kii."
Ümit Deniz. Milliyet gazetesine vurgundu, uzun yıl-
lar orada yazmıştı. Bir hiç yüzünden Abdi İpekçi'yle
arası açıldığında kahrolmuştu. Bereket kırgınlık kısa
sürmüştü de iş tatlıya bağlanmıştı.
Ümit Deniz bir röportaj yazarıydı, içerde de dışar-
da da bir olay oldu mu, "Ümit Deniz koş!.." derlerdi,
yerinden fırlardı.
Bir de Abdi ipekçi'yle özel bir anlaşması vardı. yıl-
da bir, polisiye Murat Davman romanı yazmak zorun-
daydı. Romandaki Murat Davman, tip olarak Ümit De-
niz'di. Gezdiği, dolaştığı yerlerdeonu izlerdi. Ümit'le
yatar, Umıt'le kalkardı. Murat Davman casuslar pe-
şinde koşan, gözünü budaktan esirgemeyen bir ga-
zetecıydi. Selim İleri, bundan olacak, "MuratDavman
dizisine vurgundum" diyor.
Yakınlarda ölen gazetecı Şinasi Nahit Berker,
"Gazetecı olunmaz, gazeteci doğulur" deröl. Ümit De-
niz gazetecı doğmuştu.
Oturduğu ev Babıâli'deydı, Milliyet gazetesine ya-
kındı (nerdeyse bitişik), seslendiler mi duyayım diye
öyle otururdu. O yıllarda bugünkü gibi elektronik do-
nanımlaryoktu: bılgisayarlar, fakslar... Iletişım baba-
dan kalma aletlerle sağlanırdı.
Selim İleri, "İlkokuduğumroman"diyor. "MuratRe-
is 'in oğlu için onu ablamın kitaplığından edinmiştim."
Sonra ardı geliyor, türlü türlü romanlar okuyor. O yıl-
larda romanlara "milli, edebi, siyasi" gibi tamlama-
lar korlardı. Selim İleri bır roman okuruyken kendini
bir romancı buluyor.
Bugün tartışmasız bır romancıdır. Çıkan her roma-
nı bir olay oluyor.
Benim okuduğum ilk roman bir arkadaşımın roma-
nıydı. Lisesıralarındaydık. Kendımızı edebiyatçı say-
dığımız için her bırimiz bir şeyler karalardık; şiir, öy-
kü yazardık. Bir arkadaşımız vardı adı Oğuz Ozdeş...
O da bıkmadan. usanmadan aşk romanları yazardı.
Roman yazardı, ama yayımlayacak. yayımlatacak
yer bulamazdı.
Sonunda bir roman yazdı ki, dillere destan. Hem
romanını kabul ettirdi. hem de yayımlattı. Romanın
yazan Oğuz Özdeş'ti. kıtabının adı "Aşk lstıraptır"û\.
Gecmiş zaman, şimdi unuttum adını, ünlü bir kitap-
çıya "Aşk lstıraptır"\ kabul ettirmişti. Kitap filme alın-
dı, resimli romanları çıktı. sayısız basımı yapıldı. Oğuz
Özdeş bir dönemin en ünlü romancısı oldu.
Her gözde roman gibi zamanla unutuldu. gözden
düştü, ünlüler mezarlığında yitti. Böyle nıce roman-
lar vardır yazgıları unutulmak oluyor.
Bugün "aşkî", "tarihı", "edebı'" gibi tamlamalı ro-
manlar yazılmıyor. Öyle uzun romanlara da yer yok,
romanlar orta boy oluyor. Bir de romanlar çırılçıplak,
apaçık sahnelerle dolu, hıçbir şey esirgenmiyor. Vur,
kır, dehşet, terör romanları gözde. Selim İleri şöyle
bağlıyor:
"Bugün tarihi romanlar yazılmıyor. Yalnız tarihi ro-
man yazan romancımız da kalmadı. Yenileri yazılmı-
yor, eskileri de yitip gitmiş. Kemal Tahir'/n 'Devlet
Ana'sı son birömek sayılabilir. "Aşkî. edebfgibiolan-
ları da hak getire!.. Romanlar da roman oluyor...
B U L M A C A SEDAT YAŞAYA\
1 2 3SOLDANSAĞA:
1/ Özellikle kuş
avında kullanılan
av köpeğıcinsı. 2/
Birtürhalk türkü-
sü... Istençzayıflı-
gı.3/Bademlı kek...
Lütesyumelemen-
tinın sımgesı. 4/
Bilgısız. kültürsüz
kımse... Halk di-
lındeçamsakızıya
dareçıneye verilen
ad. 5/Güneşdoğ-
madan önceki ala-
cakaranlık... Me>-
dan. bJ "Belırtıler. ışaret-
Ier" anlamında eskı
cük... İkı derenin ya da iki
yolun bırleştığı yer. 7/Vı-
layet... "Kurban olam kur- 3
banolam Beşikta yatan-
-"ya" (Tiirkü). 8/Epıfiz
bezındensalgıiananvebe-
y ınde. kanda. bağırsaklar-
da bulunan hormon. 9/
L'zaklık işaretı... Iri tanelı
bezelve
M'KARID.A> AŞAĞJVA:
1/ Cınsel ıktıdarsizlık. 2/ Çok kullanılmaktan yıpranmış.
eskimiş... Bir gıda maddesı. 3/ Avuç içi... Nıjerya'nın pa-
ra bırımı. 4/ "Sen kı bülbül gül ıçiin — edersin bı-derd"
(Nedim)... Lluslararası Çalı^ma Orgütü'nün simgesı. 5/
Ölümcezası... Tantalelementının sımgesı. 6/\esnelerınger-
çeğıne değil. bıreyındüşünceveduygularınadayanan... lyi-
ee yanarak ate$ durumuna gelmı? kömürya da odun parça-
sı. 7/Birnota... Islımleçaliijan ağırlık kaldırma makası. 8/
KözlenmU patlıcan. sarımsaklı yoğurt ve kıymayla yapılan
bırçeşıîyemek. 9/ Gökle yerin bırleşırgıbı göründüğü yer...
Avrupa"da bir ırmak.
b
6
7
8
9
n
Z|A|V
AİDİE
RİİİL
AİLİA
B
N
1
T
İLAN
TC
ÇERKEŞ KADASTRO
MAHKEMESİ'NDEN
EsasNo: 1994 168
Davacı Yunus Asar"ın davalılar Mehmet Asar \e ar-
kadaşları aleyhine açmış olduğu kadastro tespitine ıti-
raz ve tescil davasının yapılan açık yareılaması sırasın-
da:
Dahili davalılar Çerkeş Kadıköyü Çömlekçi Mahal-
lesi"nden tsmet oğlu Ilhan Çınar ile İsmet oglu Yasin
Çınar'a yapılan bütün aramalara rağmen tebligata ya-
rarelverıijli adresi bulunamadığından ilanen tebligat ya-
pılmasına karar verilmiştir.
\ukanda esas numarası vazılı dosyanın duruşması
17.06.1996 günü saat 09.00'"dadır.
7201 sayılı Tebligat Yasası"nın 28. ve 29. maddeleri
gereğince duruşma gününün ilanen tebliğine. aynı ya-
sanın 31. maddesî uvannca ilanın yayımlandığı tarih-
ten ıtibaren 15 gün içinde tebligatın yapılmı> sayılma-
sına. dahili davalıların belirtılengündekendisini birve-
kilie temsil ettirmediğı yada mazaret bildirmeden duru^-
may a gelmediğı takdirde y okluğunda yargılanıa y apı lacağı
\ e karar verileceöi hususu ilanen teblıû olunur. 17.04.19%
Basın: 84?73