25 Aralık 2024 Çarşamba English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHURİYET 28NİSAN1996PAZAR 8 PAZAR KONUGU Sorbonne Üniversitesi Rektörü'ne göre en iyi sistem parasız yükseköğretim Yükseköğrenim de küresefleşiyori3 LJIS LJS Galatasaray Üniversitesi'nde geçen günlerde ilginç bir uluslararası kongre düzenıendi. Galatasaray Üniversitesi'nin Fransız Üniversiteler Konsorsiyumu'yla birlikte düzenlediği kongrenin konusu "Değişen Avrupa'da Yükseköğretim"di. Kongrede kimler yoktu ki? Kültür^akanı Agâh Oktay Güner'in doktora öğrencisiyken öğretmenliğini yapan Fransa"nın eski başbakanlanndan Prof. Dr. Raymond Barre. Paris I Pantheon-Sorbonne Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Yves Jegouzo. Fransız YÖK'ünün Başkanı Prof. Dr. Etienne Fatome. Pantheon-Sorbonne'un rektör yardımcısı Prof. Dr. Ahmet İnsel ve daha niceleri... Gündeme alınan konular. dünyadaki globalleşme sürecinde artık yükseköğretimin de ulusal kimlikten çikmakta olduğu. üniversitelerin finansmanının kolektif olarak yapılması. öğrencinin, aldığı öğretime deger vermesini sağiayabilmek amacıyla az da olsa üniversiteye bir miktar para ödemesi zorunluluğu, üniversitelerin. hızla gelişen teknolojiler ve bilgiler dogrultusunda profesyonel yaşamdaki insanlara ömür boyu öğrenim olanakları sağlamasıydı.Türkiye'de üniversite öğrencilerinde harç paralannın yükseltilmesi yüzünden doğan tepkileri. üniversitelerin yeterli eğitim vermedikleri. çağın teknolojilerine ayak uyduramadıklan eleştirilerini göz önünde tutarak Pantheon-Sorbonne Üniversitesi'nin Rektörü Prof. Dr. Yves Jegouzo'yla aynntılı bir konuşma yaptık. SÖYLEŞİ LEYLA TAVŞANOĞLU Prof. Dr. Yves Jegouzo I Siz genelde yükseköğrenimin gelece- ği konusunda ne düşünüyorsunuz? - Bu. gerçekten zor bir soru. Gelecek yıllarda yükseköğrenimi bekleyen \e ciddi sorıınlara yol açabilecek birgelişme süreci olacağını görebili- yoruın. Bir kere yükseköğrenim görmek isteyen ögrencılerın sa>ısı çok artacak. Bunun yanı sıra ekonomik birkonudaortayaçıkacak. Ailelerço- cuklannı okutnıak ıçin daha çok para harcamak zorunda kalacaklar. Bunun da bir nedeni. daha az uzmanlık isteyen iş imkânlarınınazalması \e da- ha çok uzmanlık isteyen iş imkânlarının ortaya çıkması olacak. Bunun içindc yeni teknolojilerin gelişmesine ayak uydurmak. yeni bilgiler edin- mek zorunluluğu. yeni dıl öğrenme gerekleri de bulunacak. Öğrenci say isi çok artacağı için bu ka- dar çok öğrencinin okutulmaM sorunu çok ciddi bir biçimde ortaya çıkacak. Belki öğrenci seçme sistemi bunu çözmek için yerleştirilebilir. I H M H Yani bazı ülkelerde olduğu gibi öğren- ci .seçme sınavlurı mı sistem olarak verlestirile- eek? - Olabilir. Pek çok ülkede bu tür sınırlamalar \ar. Ama bunun yanında da özel y ükseköğretime ağırlık \erilıyor. Bu da tabü ki yükseköğrenimin çokpahalı halegelmesineyolaçıyor. Benidüşün- düren bir başka nokta özellikle Batı ülkelerinde ııüfus yaşlanmaya başladığı için ınsanlar ne ka- dar ya^lanırlarsa tıbbi bakıma o kadar çok gerek- siııim duyarlar. Tıp da gittikçe daha pahalılaşa- caktır. Çtinkü tıpta teknolojiler hizla yenileniyor. Yenilendikçepahalılaşıyor. Bu yeni teknikler çok gelışkın. Tıpta çalışanlann bu yeniliklere ayak uydurmaları.buyenilikleri ızleyereköğrenmele- ri zorunlu hale gelıyor. Burada da yan bilgiler olarak yeni dillerin öğrenilmesı. İnternet'in dev- reyegjrmesi gündeme geliyor. Bütün bunları öğ- renmek de hep paraya dayajııyor. Bunları göz önünde tuttuğunuz zaman gelecekte yükseköğre- ninıde bu en önemli iki zorluğun üstesinden ge- linnıesi gerekecek. Bana kalırsa bu sorun iş dün- yasıyla üniversitelerin arasında işbirligi kurul- masıyla çözülebilecek. Giderek kafamda geliştir- diğim düşünee şu: Gençler ünıversiteye giriyor- lar. Yükseköğrenim görüyorlar. Bunu 24-25 ya- şında tamamlayıp işhayatına atılıyorlar. Amaara- dan yıllar geçtikçe bilgiler gelişiyor. teknolojiler değışiyor. Bu yeni gelışmelere profesyonel ya- şamdaki insanİann ayak uydurabılmeleri gerek. O zaman. bu genç insanlar. 10-15 yıl sonra ken- di dallannda iyice uzmanlaşmak. mesleklerinde değışiklikler olduysa bu değişiklik \e yenilıkle- ri öğrenmek için yeniden üniversiteve dönecek- ler. Bu iş belki açık öğretim yoluyla. Intemet ara- cılığıyla yapılabilir. Tabü hiç kolay olmayacak. ama başka çıkar yolu da yok. Günümüzün dün- yasında artık her şey uzmanlığa doğru gidiyor. Alanlar daralıyor. Alanlar daraldıkça da yenilik- len öğrenmek için mutlaka yeniden öğrenim yap- mak gerekiyor. I Demek ki profesyonel yaşamdaki in- sanlar, kendi alaıılarında iyice uzmanlaşmak için ömür boyu öğrencilik yapacaklar? - E\ et. öyle olacak. Bir genç. üni\ ersiteden çık- tıktan sonra beş kez iş değiştirebilir. Bu arada ye- ni tekniklere yeniden ayak uydurmak zorunda ka- labilir. O bilgilere sahip olmadan bu insan ne ya- pabilir'1 Çalıştığı işte nasıl üretken olabilir? Benim üni\ersitemde bu tür sürekli öğrenim görenlerin oranı her yıl yüzde 15 artıyor. Fransadan bir ör- nek\ermek istiyorum. Fransadadoktorlar sürek- li öğrenime tabiler. Bunun da amacı bir doktonın belli bir yaşa geldiğınde ıyi bir formasyon sahibi olnıası nedeniy le. daha az pahalıya çıkan. ama da- ha becen isteyen teknikleri rahatlıkla kullanabil- mesidir. Bakınşimdi: Divehmbirdoktor l%0"lar- I da tıp fakültesinden mezun oldu. Peki. bugün hâ- lâo 1960'lardaki teknolojivi nıi. teknikleri mi uy- gulayacak hastalarına'1 Öysa 1990'larda tıp çok gelıştı. ilerledi. Prof. BarnanTı ele alalım. Prof. Barnard 1960'larda ilk kalp nakli ameliyatını yap- mıştı. Kalp naklı ameliyatlannda bugün artık o teknikgeçerlı olabilir mi? Özellikle doktorlann in- san sağlığı açısından yeni teknikleri sürekli ola- rak izlemeleri. öğrenmeleri gerekiyor. Onlar bir çeşıt sürekli öğrenci durumundalar. Sürekli oku- mak. yeni bilgiler edinmek zorundalar. Özellikle hastanelerde szörev li doktorlar... Son yıllarda dünyadaki küreselles- meyle paralel olarak yükseköğretimde küresel- lesmeden çok sık söz edilir oldu... - Dünyada ekonomide ve siyasette bir küresel- leşme söz konusu. Bununla birlikte yükseköğre- timde de küreselleşmenin paralelliği \ar. Bir öğ- rencinin artık sadece kendi ülkesini bilmesi de- gil. uluslararası çapta bilgiler edinmesi gerekiyor. Özellikle de komşu ülkeleri iyi tanımalıdır. Ger- çekten karmaşık bir nokta. Buna yükseköğretimin üçüncü sorunudurdiyebiliriz. Avrupalı öğrenci- ler. öncelikle kendi ülkesini. kendi dilini çok iyi bilmelidir. Bunların yanı sıra ülkesinin hukuku- nu. ekonomisini. tıbbını bilmelidir. Ama bugün anık bunlann yanı sıra kendi ülkesindeki ulusla- rarası örgütlenmeyi de öğrenmek zorundadır. Bir lıukukçuysa kendi ülkesinin hukukunun yanı sı- ra uluslararası hukuku, A\ rupa hukukunu bilme- lidir. Bunları bilirken de bu A\ rupa hukuku. ulus- lararası hukukun kalemealındığı dilleri de öğren- mek zorundadır. Benim kuşağımla şimdiki kuşa- ğı karşılaştırdığınız zaman bugiinkü kuşak çok Paris I ıPantheon-Sorbonne Üniversitesi) Rektörü. Bu üniversitede Kanııı Hukuku Jersleri veriyor. Aynı zamamla Pantheon-Sorbonne ılcı Yerel Yönetim ve Şehirlesme hlaresi Yı'iksek Lisans pognııııını da yürüıüyor. Avrıca, Fnınsa 'nın bu konıulaki en önemli merkezleriiHİen birisi olan Çevıv Hukuku ve Şehirlesme Amstırma Merkezi'nin vönetiıiliğini vıtpıvor. Galatasaray İ'niversitesi ile Pantheon- Sorbonne arasııuluki koonlinasvonu da saglayan kişi. nunda 20 Fransız ve 20 Alman öğrenci bu defa Paris"e geliyor ve Fransızca olarak Fransız huku- ku derslerı görü\orlar. Dörtyılm sonunda buöğ- rencilerçıftediplomaalıyorlar. Yani birdiploma- yı Almanya. öbürünü de Fransa veriyor. Gerçi bunlar şimdilik az sayıda öğrenciler. ama çok önemli bir program olduğu da çok açık. Epeyce zor bir öğrenim sistemi değil mi? -Zor. ama işleryolunagirivor. Sonunda dabu. öğrencinin başansı oluyor. Bu öğrenciler bu prog- ramaisteyerekkatılıyorlarveçiftediplomaalmak için var güçleriyle çalışıyorlar. Bu diplomaları ele geçirir geçirmez de ya büyük şirketlerde ya da uluslararası kurııluşlarda çok iy ı ücretlerle ken- dılerine hemen iş buluyorlar. Düşünün bir kere: Öğrenci. Fransızca ve Almancayı çok iyi biliyor. Zaten Ingılizceyi de öğrenmiş. Bu eder iiç dil. Fransız. Alman ve AB hukukunu biliyor. Bu gençler Av rupada çok aranan insanlar durumun- dalar. Hiçbir kurulus, onları elden kaçırmak iste- miyor. Türkiye 'deson aylarda üniversitelerin parasız olnıası için büyük tartısmalaryapılıyor. Öğrenciler parasız üniversite istemiyle gösteri- leryapıyorlar. Sizceyükseköğrenim parasız mı, paralı mı olmalı? - Bana göre parasız v ükseköğrenım iyi bir şey. Biliyorsunuz. dünyada iki sistem var. Kimi ülke- lerde üniversite öğrenimi parasızdır. Temel eği- tim giderleri devlet tarafından ya da yerel yöne- timler tarafından karşılanır. Bir de yükseköğre- nimin ve genelde öğrenimin paralı olduğu ülke- ler vardır. Buna örnek olarak da ABD'y i. kısmen de lngiltere"yi gösterebiliriz. Bu ülkelerde. burs kazanmadıklan takdirde öğrenciler öğrenim pa- ralannı ödemekte gerçekten büyük güçlüklerle karşılaşabiliyorlar. Bence. parasız yükseköğre- tim hiç kuşkusuzen iyi sistem. Bu çok daha halk- çı bir sistem. çünkü bütün öğrenciler yükseköğ- renim görme şansına sahipolabilivorlar. Ama bu- rada dıkkat çekmek istediğim bir nokta var. Üni- versite öğrenimi tamamıyla da parasız olmama- lı. Öğrenci. aldığı öğrenim için hiçbir bedel öde- daha karmaşık bir öğrenim görmekle yükümlü. 19%'da öğrenci olmak. I955"te öğrenci olmak- tan çok daha zor. Bugün artık uluslararası öğrenim gören öğren- ciler herkes tarafından aranır. Zaten öğrencilerin yüzde 15-20'si çağımızda uluslararası formasyo- na sahip olmak zorundadır Bu öğrenciler öğre- nimlerinebirüniversitedebaşlarlar. birikincisin- de devanı ederler ve bir üçüncüyü bitirirler. Bu uygulaına tabü ki çok yeni bir şey değil. Yıllar- dır farklı ülkelerin üniversiteleri arasında öğren- ci değişimleri oluyor. Örneğin Fransadaki bir üniversitenin öğrencisi değişim programı çerçe- vesinde Ingiltere yada Almanva'daki bir üniver- sitede öğrenim görüyor. >'eni olan tarafı bu sayı- ların artık çok artması. Daha öncelerı. 10-20 ka- dar öğrenci bu tür değişim programlanndan ya- rarlanırdı. Bugün A\ rupa değişim programı Eras- mus çerçevesinde 1500 öğrenci bu tür bir öğre- nimden yararlanıyor. Bu tabü kı kolay bir iş de- ğil. Çünkü. öncelikle öğrencilerin. gittiklerı üni- versitelerdeki öğrenim programlarının hazırlığı vapılmalıdır. Bir de kendi ülkesinde aldığı for- masyonun aynısını gittiği üniversitede alması la- zım. Ev sahibi üniversitenin öğrenciyi öbür öğ- rencilere entegre etmeyi bilmesi gerek. Yalnız bu noktada bir sorun bas gös- terebilir mi? Yani Türkiye ve Fransa gibi ülke- terde milli eğitim var. Bu milli eğitimi ulmaya alışkın öğrenci daha sonra bu tür bir uluslara- rası eğitinıe nasıl ayak ııydurabiliyor? -Buna alışması. kendini uydurması gerekiyor. Size Fransız öğrenciler bakımından bilgi vermek istiyorum. Fransız öğrenci. diyelim Sorbonne de hukuk okuyor. Üç yılın sonunda tam yıl ya da ya- rıyıl okumak üzere. dördüncü yılında Londra. Köln ya da Madrid'e gidiyor. Gittiği üniversite- de. Sorbonne'la uyıımlu bir program çerçevesin- de kurslar alıyor. Bu kurslann sonunda bir sına- dangeçiyorvebellibirnotalıyor. Yanyıl iseikin- ci yarıyılda Sorbonne'a dönüyor. Burada da aldı- ğı notlardeğerlendınlıyor. Günün bırinde Türki- ye. Avrupa'ya daha vakınlaştığı zaman Türk öğ- renciler de Erasmus programı içine girecekler. Bu programın adı şimdi Sokrates oldu. Böylece Türk öğrenciler de bir yarıyıl Berlin. Paris ya da baska bir üniversitede kurslar görecekler. Kendi üniversitesine döndüğü zaman orada aldığı ııot normal olarak kendi üniversitesınde değerlendi- rilecek. Bir de başka si.stemler var. Bunlara en- tegre programlar diyoruz. Örneğin İngilizce- Fransızca. Fransızca-lspaınolca. Fransızca-AI- manca gibi programlar var. Öğrenci. lise son sı- nıftan sonra bakalorya sınavını verir vermez 20 öğrenci örneğin Köln'e gönderiliyor. Bu öğren- ciler. 20 Alman öğrenciyle birlikte Almanca ola- rak Alman hukuku kursları alıyorlar. İki yılın so- meyeceğini düşünmemeli. Üniversiteyegiriş için bir de sağlık giderleri için sosyal sigortalara ke- silmek üzere belli bir para ödenmeli. Ama ulus- lararası programlar parasız olamaz. Bunlar çok pahalı öğrenim programlan. Bunları birtakım va- kıflar ve şirketler finanse edebiliyorlar. Üniversite öğrenimi sonrası. daha ıleriki yaş- larda alman yeni kurslann paraları da kişinin ça- lıştığı işyeri tarafından karşılanıyorya da bunun böyle olması gerekir. Zaten bu şirketlerin. buku- ruluşların bu paralan üstlenmesi lazım. Personel- de reform istiyorlarsa bunu yapmalan şart. >anlı> bilmiyorsam Türkiye'de üniversitelerin finansmanı devlet tarafından karşılamyor. Vakıf üniversitelerinde vakıflar finansmanı karşılıyor- lar. Galatasaray Üniversitesi gibi üniversitelerde de parayı vakıf ve dev let ortaklaşa veriyor. İ H ^ H Özel üniversitelerimiz de var... - Bir de Fransa için eklemek istediğim bir bil- gi daha var. Fransada üniversitelerin yanı sıra yüksekokullarda öğretim veriyor. Örneğin poli- teknik. siyaset. ticaretyüksekokulları var. Ancak. Fransada ticaret okulfarının hepsi paralıdır. bu- ralarda öğretim pahalıdır. çünkü bunlann hepsi özel okullardır. Bu okulların finansmanı ticaret odalanna aittir. Tabü ki parlak öğrencilere burs verirler. ama genelde bunlar pahalı. özel okullar- dır. Bir ticaret okulunun üçyıllığı 100 ile 120bin Fransız Frankılyaklaşık l.5milyarile I.Smilyar lira) arasında değışiyor. Bu parayı ödeyebflen ai- leler çocuklannı bu okullara gönderiyorlardı Çünkü okul bıtiiTiinde çocuk. gayet iyi bir ücret- le kendine henıen işbulabıliyordu. Işbulmasıgü- vence altındaydı. Ama bugün Fransa'da ciddi bir işsizlik var. Artık bu okulları bitiren gençler or- taya çıktıkları iaman eskisi kadar iyi ücretli işler bulamıyorlar. Ozetlemem gerekırse Fransada bu- gün paralı. özel yükseköğrenim sınıra dayandı. çünkü ülkede <;konomık bir kriz var. Türkiyt 'dekiyükseköğrenim için sınav- lı seçim sisteınini nasıl değerlendiriyor\tınuz? JEGOL'ZO-Türkiyede öğrenciler sınav la üni- versitelerealındıkları için dev let ünıversitelerine her isteyen giremıvor. Dolayisiyla da bu üniver- sitelere giremcyen öğrenciler kendilerine başka olanaklararıyorlar. Türkıyedeki sistem Roman- ya. Yunanistan daki sistemlere benzıyor. O ülke- lerde de üniversite kontenjan arzı. talebi karşıla- yamıyor. Dolayısıvla da bu ülkelerde de devlet ünıversitelerine gıremeyen öğrenci Ierçareyı özel yükseköğretimde anyor. Devlet üniversiteİerinin kontenjanlan arttırılmazsa özel yükseköğretim otomatik olarak gelişecektir. I ^ H ^ H Bııgüıtlerde Türkiye'de yoğunlasan basku bir tartı^ma da devletin eğitimle uğruş- maması ve eğitim isiniyerelyönetimlere bırak- mast biçiminde. Sizce yerel yönetimler üniver- site kurmalı nııdır? -Hayır. yerel yönetimler üniversite kurnıama- lıdır. Çünkü yerel yönetimler ne için yükseköğ- renimle uğraşsınlar'.' Buna ne gerek var? Dev let. artık yükseköğrenim giderlerinı kar.şılavaınıyor. yükseköğretime biitçe ayıranııyor diyorsanız o başka bir mesele. Ama yerel yönetimlere üniver- site açma yctkisi verdiğınız zaman bu sofer de dev letle yerel yönetimler arasında paranın payla- şılması sorunu çıkacaktır. Birde tabü ki öğretim üyelerinin o üniversitelerin kadrosunda bulun- malan hususu var. Bir başka husııs bir öğrenci- nin. diyelim ki İstanbuldabaşlayanöğretımı. An- karada devam etsin ve başka bir şehirde bitsin. Şımdi. verel yönetımlerin üniversite açtıklarını düşünelim. Bu üniversitelerin parasinı kım kar- şılayacak? Zaten dev let. yerel vönetimlere önem- li öfçüde bir bütçe avırıyor. Şimdi bakın. Fransa üniter bir devlet ve üniversiteler devlete bağlı. Almanya da öyle değil. Almanva federal birdev- let olduğu ıçın orada üniversiteleryerel vönetım- lerebağîı. Ünıversitelerin öğretim üyelerı de. bu- lundukları yerel yönetimlerin malı durumlarına göre farklı farklı paralar alıyorlar. Münih'te aynı dersleri öğreten bıröğretım üyesiyle Frankfurt'ta aynı dersleri veren bıröğretım üyesinın aldıklan ücretler farklı. Üniversitelerın ademı merkeziye- te döndürülmeleri. bir dizi sonuçlan da berabe- rinde getirir. Bu sonuçları çok iyi hesaplamak la- zımdır. Demin de dediğmı gibi Almanya federal birdev let olduğu içinbuanlattığım uygulamalar. ABD'deki gibi normaldir. Ama Türkiye üniter bir devlet. Fransa da. İtalya da öyle. Üniter dev letle- rin hiçbinsi y ükseköğrctımi yerel yönetimlere bı- rakmamıştır. Bu ülkelerde yükseköğretim merke- zıyetçidir. Fransa 'da üniversitelerin yönetimleri nasıl? Rektörler, mütevelli heyetleri seçimle mi is basına geliyorlar? - Fransada üniversiteler ve y üksekokulları bir- birinden ayırmak lazım. Üniversitelerde öğretim üyeleri. öğrenciler. idari personel. verel yönetim- ler. ticari kuruluşlarvebılimsel kuruluşların tem- silcilerinden oluşan konseyler bulunur. Bunlar seçimle ış başına gelirler. Bu konsev ler. rektörle- rı seçer. Bizde üniversitelerde rektörlerc başkan deriz. Rektörler. konseyler tarafından beş yıllık bir görev süresi için seçilırler. Aradan birkaç dö- nem geçmeden üe birdaha seçilemezler. Ama bu beş yıllık görev süresi içinde de ne yaparsa yap- sın görevden alınamazlar Başlangtçta sistemi oturtmakta epeyce zorluklarla karşılaştık. Ama şimdi sistem oturduğu için herkes memnun. Çün- kü bu sistem ünıversitelere büyük bir özerklik veriyor. Ben Sorbonne'un başkanı olarak şunu söyleyebilirim: Evet. dev let üniversitelerin bütçe- lerini karşılıyor. Ama bızler. idan ve öğretim kad- rolan için devletle fevkalade güzel pazarhk ya- pabiliyoruz. Avrıca üniversite. örneğin devlete. *Biz,Galatasara> Lnhersitesi'yle uluslararası de- ğişim programlanmızı geliştirmek isti>oruz" de- diğimizde devlet kabul eder >a da bu ısteğı geri çev irir. Kabul ederse üniversite dev letle biranlaş- ma yapar ve dört > ıllığına Galatasaray 'la ulusla- rarası değişim programı için gereken parayı her yıl hiç kesintisizalır Bu. üniversiteierin devletle anlaşma yapması sistemi çok iy i sonuçlar v eriy or. ^ ^ • M Öğrenciler her yıl üniversiteye ne ka- dar harç ödüyorlur? - 800 frank (12 nıilyon TL) harç. bunun üzeri- ne birde sağlık ıçin sosyal giivenlik kesintisi ge- liyor. Toplamı 2300 fran'kı (34 milyon 500 bin TL) buluyor. Fakat tabü. herhangi bir tıbbi bakım du- rumunda sosyal güvenlik kesintisi için alınan pa- ra. öğrencıye geri ödeniyor. Bu bence mantıklı bir para. Bıraz öğrenim görmek ıçin 800 frank gibi bir para hiç de önemli değil. Fransada 20 sınema biletini 800 franka alabiMrsiniz. Yükseköğrenim görmek isteyen. eğlencesinden bu kadarcık özve- ride bulunmak zorundadır diye düşünüyorum. AKSARAY 2. ASLİYE HLKUK MAHKEMESİ'NDEN EsasNo: 1995 231 Davacı \1ehmet Kuşu \ekili Av. tsmaıl Atak tarafından davalı Ahmet Adam aley- hine açılan 30.000.000. -TL bedellı tazmi- natdavasınınvapılanvargılamasındaveri- len ara kararı gereğince: Davalı Ahmet Adam adına Konya ıli Cihanbeylı ılçesı Ze- ferıve Köv ü'nde oturur adresine çıkartılan da\etıvenın bıla tebliğ ıade edildığı. adres tesbıtııçın vazılan müzekkerecevabındada adı geçenın adresının tesbıt edıiemedığı görüldüğiinden. davalı alev hıne açılan ala- cak (Taznıınat) davasının durusmasının 30.5.1996 günü saat 11.00'de olup belli edılen gün \e saatte davalının duruşnıada hazırbukınnıasi veva kendisinı bir vekılle temsil ettımıesı. olmadığı takdirde vargı- lamanın HLMK.nın 213. ve 377. ınadde- leri gereğince vokluğunda dev aın edilip ka- rar\erıleceûı ılanen teblıö olunıır. Basın: 80263 MENGEN SULH HUKUK MAHKEMESİ'NDEN Esas \o: 989 75 Karar No: 991 102 Davacı Orman ldaresi"nın davalılar Yusuf Ay- demir v e müşterekleri aley hine açtığı tapu iptaİi. tescıl davasının açık duruşması sonunda: Davanın kabulüne ve Bolu ilı Mangen ilçesi Düzağaç Köyü Karacapınar mevkü 832 parsel sayılı"taşınmazın 171 m2"lik davalılar Yusuf Ay- demır. Gülseren Aksu. Gülnihal Aksu. Mehmet Alı Aksu. Zümrüt Göçmen. Ismahan Yücel. Tur- gut Aydemir. Atılla Aydemır. Erhan Kıvasoğlu adına aıt tapu kavdının ıptalı ile Orman Idaresı adına tesbıt dışı bırakılınasına. harç ve masrafla- ra ılı^kin karar. davalılardan Erdoğan Kıyasoğ- lu'na tebliğ olunamamış. zabıtaca yapılan ara- malara rağmen davalının açık adresi tespıt edıle- memış olduğundan karann ilanen teblığıne karar verılmış olduğundan karann y ukarıda kımlıgı ya- zılı Nıyazıoğlu 1943doğumlu Erdoğan Kıyasoğ- lu'na ilanen teblığıne. ilan tarihınden itıbaren 15 gün ıçınde temy ız edı Imedıği takdirde karann ke- sınleşmış savılacaöı ılan olunur. Basın: 64082 ÇARŞAMBAIFLAS DAIRESI MÜDÜRLÜĞÜ'NDEN 1995 1741 Müflıs Eksport Ihraç Gi>si Pazarlama Lmt. Şti. (1155) ticaret sıcıl sayılı Orta Mahalle Sofuoğlu Sokak No: 16 çarşamba adresinde mukinı hiçbir malvarhğına rastlan- madığından hakkındakı tavsıyenin İİK'nin 217. madde- si uyarınca tatilinc karar vcrilmiştır. Işbıı ilan tarihinden itibaren otuzgiin içinde mal varlığı bildirılerek ıflas ışlem- lerinin devamı talep cdifıııediğı takdirde kapatılacağı ila- nen teblıâ olunur. 4.4.1996 Basın: 81563 ÇARŞAMBA İFLAS DAİRESİ MÜDÜRLÜĞÜ'NDEN 1995 2J95 Müflıs SAM-PA Gıda ve Tekstıl Lretını ve Pazarlama Lmt. Ştı (1235) ticaret sıcil sayılı Ternie Cad. No: 8 Çar- şamba adresinde mukim hiç bir mal varlığınarastlanama- dığından hakkındakı tasfıvenın jlK'nın 217. maddesı uya- rınca tatilinc karar verilmıştır. İşbu ılan tarihınden itiba- ren otuz gün ıçınde mal varlığı bildirılerek iflas ışlemle- rının devamı talep edilmediği takdirde kapatılacağı ilanen teblıö olunur. 4.4.1996 Bıısın: 81558 ECEABAT KADASTRO VIAHKEMESİ'NDEN Esas No: 1995 2 Karar No: 1995 3 Hâkım: Hasan Yılmaz 29640 Katip: Yılmaz Uysal 979 Davacılar: 1- Samıye Oytun. Tekke Sok. No: 32 Çanakkale. 2- Halil Sami Oytun. İnönü Cad. No: 102 Çanakkale. Vekilleri: Av. Nuri Aksoy. Çanakkale. Müdahıller: I- Hatice Mediha Anafartalı. Cihannuma Sok. Şenyuva Apt. No: I | Daire: 7 Beşiktaş Istanbul. Vekili: Av. Adem Şarman Eceabat. 2- tbrahim Anafartalı. Serencebey Yokuşu - Bafra Apt. 8 5 Beşiktaş Istanbul. 3- Fatma Yiimniye Anafartalı. Serencebey Yokuşu. Bafra Apt. 8 5 Beşiktaş İstanbul. 4- Necla Sabıre Anafartalı. Serencebey Yokuşu. Bafra Apt. 8 5 Beşiktaş Istanbul. 5- Müzhet Anafartalı. Serencebey Yokuşu. Bafra Apt. 8 5 Beşiktaş Istanbul 6- Hav\a Liv lye Aşıkoğlu. Keçıören Ahmet Çavuş Durağı Kızlarpınar C ad. \o: 73 I Ankara. Davalılar: I- Eceabat Mal Müdürlüğü. 2- Eceabat Kılitbahir Köyü tüzelkışilıği Dava: Tespıte itiraz. Davatarıhı: 3.9.1979 Karartarıhı: 29.12.1995 Taraflar arasında Kadastro tespıtıne itiraz davasının yapılan açık yargılaması sonunda. mahkememızce Ece- abat ilçcsı. Kılitbahir Köyü 123 sayılı parsele ilışkin davalının kabulü ile eşit pay sahıbı olarak davacılar adtna tapuya kayıt ve tescılıne: katılanlarn sübut bulmayan davaların reddıne karar \erılmı^ olup tüm aranıalara raü- men nıüdahıllerden Hav \a L Iv ıve Aşıkoğlu bulunamadığından kendısme teblıgatyapılamamıştır. İşbu kararöze- tınin ılanından 15 gün sonra müdahil Havva Ulviye Aşıkoğlu ölü ıse mirasçılarına karann tebliğ edıhnış sayıla- cağı ilanen duyurulur. 28.3.1996. Basın: 80789
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle