23 Kasım 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHURİYET 16 NİSAN 1996 SALI OLAYLAR VE GORUŞLER Laikliği Silahlı Kuvvetler mi Korumalı? Dr. ÜMİT KARDAŞEmekh K urt sorunu konusunda hıçbır çozum ureteme- yen s,orunu orduya ha- vale edıp kısır çekışme- lerle uğraşan. ozellıkle kendılennı merkez sağ- da hatta lıberal sayan poîıtıkacılar laık- lık konusundakı samımı>etsızlıklerı \e aymazlıklan ıle yıne Sılahlı Kuv\etlen sıvasal arenava çekmekte. Refah Partısı ıle polemığe gırmesıne neden olmakta bu kurumun gereksız >ere yıpranıp. hal- kın bellı bır kesımınce yanlış anla^ılma- sına neden olmakfadır Refah Partısı mı yoksa şu anda mer- kez sagı temsıl ertığını sovleyen ANAP ve DYPmı laıklıkbakimındantehlıkelı1 fCanımızca Refah Partısı takıyye yaptığı soylense de açık olarak ne ıstedığını, ne- >ı amaçladığını soylemektedır Ama obur ıkı merkez sağ partı laıkltğe baglı olduklannı so>lerken, laıklığın altını ovacak herturlu uygulamanın başını çek- Yargıç Albay mektedırler Bu partıler ve lıderlen dını polıtıkay a alet etmenın şampıyoniuğunu yapmakta ondan sonra da Refah Partısı ılebırarayagelemeyızdıyereklaıklığı ıç- ten sa\ unuyorlarmış gıbı gozukmek tste- mektedırler Bu bır kandırmacadır Kanımızca laıklık ıçın en buy uk tehlı- ke bu anlayıştır Çunku şenat tehlıkesı- nın altyapısına yatınmı bu anlayış yap- maktadır Oğretım Bırlığı ılkesını bu an- layış pasp?s gıbı çığnemış. ımam-hatıp lıselennın sayısını arttırarak laık eğıtım- den sapmayı sağlamış. mezunlanna unı- \ ersıtelere gınş olanağı tanıy arak şenata ozlem duyan bır burokratık kadroyu ya- ratıpışınbaşınadagetırmıştır Bugunge- lınen noktada laık-antılaık cepheleşme- sı bu şekılde yaratılmıştır Şımdı 45-50 yıllık demokrası surecınde bırkaç koalıs- yon ortaklığı dışında Refah Partısı anla- yışımıtekbaşınaegemenolmuştur De- mokrat Partı ıle başlayan. Adalet partısı ıle devam eden buanlayı^ neyaztk kr 12 Eylul 1980darbesı ıle doruğa çıkmı^tır Kanımızca 1980 sapması laıklığın ıçıni boşaltmış, şenatı ongoren kesıme buy uk cesaret vermıştır Meydanlarda halka ayetler okuyarak sosyal, ekonomık, sı- yası ola>lan açıklamak, dın derslennı ana>asal planda zorunlu duruma getır- mek. Rabıta orgutu ıle gınşılen ılışkıler \e bu kesıme venlen sayısız ödunlerCe- malettin Kapian'a dahı "Kenan Evren'in yaptıklarını biz 100 yüda yapamazdık" dedırtmıştır Bugun bu sapma ANAP- DYP çızgısınde devam etmektedır Baş- ka bır deyışle bu partıler ıktıdan ele ge- çırdıklennden ben şerıatın altyapısına sureklı yatınm yapmakta, yanlış sosyo- ekonomık polıtıkaları, sağlık. eğıtım, sosyal guvenlık yargı konulannda ço- zum uretemeyışlen nedenıyle umutlan- nı kırdıklan çaresız kıtlelenn obur dun- ya avuntusu ıle Refah Partısfne doğru kaymalannı anlamaz gorunmektedırler Aslında yaptıklan kendı kuy ulannı kaz- maktır Samımıyetsızlıklen veyetersız- lıklen ıse Sılahlı Kuvvetlen gereksızye- re taraf durumuna getırmektedır Kanımızca halkımızın çogunluğu laık- lığı benımsemıştır "*70vıldırMusluman- larezüivor" savı bıryutturmacadır Tur- kı>e'de kım kımın ıbadetını engellemış- tır. engellemektedır Ulkemızdekı carru sayısı butun Musluman ulkelerden fazla- dır tnsanlann namaz kılmasına, oruç tut- masına. hacca gıtmesıne kım engel ol- maktadır Kım ınsanlann başını ortme- sıne kanşmaktadır Ancak son yıllarda sıyasal amaçlı baş ortme bıçımıdır ısten- me>en Tek kozlan ışte bu turban dıye yutturulmaya çalışılan "sıkmaba$"lık olayıdir kı bunun da serbest bırakılarak hıç de onemlı bır şey olmadığı gostenl- melıdır Aslında olay ınsanlann Islamı yaşa- malan degıl, İslamın. daha doğrusu şeri- atın (kuşkübuz hangı şenat olduğu da bellı degıl) fumyaşamalanlanna vedev- let yonetımıne total bır şekılde uygulan- ması ısteğıdır Halkımız bunun ozlemı ıçınde değıldır Bunun sorumluları, dın kurumunu basıt polıtıkalanna alet eden v e şenatın alt> apısına > atınm > apan mer- kez sağ partılertdır Bugun radıkal mıllıyetçı çızgıde polı- tıka yapan MHP bıle Islamı fazlasıyla kullanmaktadır Sol partılenn penşanlığı ıse bu konu- da nasıl bır boşluk yarattıklannı goster- mektedır Yukarıdakı nedenlerle çoğulcu de- mokrasılerdegorulmeyenbırmanzaraıle karşılaşmakta> ız Demokrasının temeh olan laıklık ılkesını. \anı kendı varlık ne- denlennı poîıtıkacılar koruyacağına bu gorevı jandarma genel komutanlıgı yap- makta. sıyasal kadrolardatnbunden maç seyredergıbı bu manzaray ı seyretmekte- dırler Bu ıçtensız tutum, bu çıkarcı ve odun- cu tutum surdukçe her zaman ulkemız- de tanhsel ağırlığı olan ordumuzun bu sı- yasal yerersızlık karşısında agırlığını da- ha uzun bır sure hıssettıreceğı ve gerçek demokrasıye ulaşmamızın daha çok za- man alacağı acıktır ARADABIR TURAN ALTUNTAŞ Emeklı Öğretmen Köy Enstftiileri'nde Kültiir ve Sanat 1941 yılında Ismet İnönü.yanında Abdurrahman Nafiz Paşa'yla bırlıkte Savaştepe Koy Enstıtusu'ne gelır Okulun tarım arazısını gezerken, keçılerı, ko- yunları otlatan bır kız oğrencıye rastlar öğrencının azık çantasında ne olduğunu merak eder Çantayı açtınr Çantadan ekmek, peynır, zeytın, bır de Ba- kanlık Klasıklerınden 'Antıgone' adlı kıtap çıkar Is- met Paşa bu durumu her yerde ovguyle açıklar Koy Enstıtululer ıçın kıtap okuma, boş zamanı de- ğerlendırme aracı değıl, aydınlanmanın bır gereğıy- dı Altı yuz yıl susmuş koy çocuklan, konuşabılmek ıçın çok okumak zorundaydılar Bakan Hasan Ali Yücel donemınde dılımıze çevrılen 570 dunya kla- sığını, kımseler okumadan bekçı Hasan'ın kızı, OkuzcuHacı'nınoğluharılharılokuyortardı 21 Koy Enstıtusu'nun 21 kıtaplığı ağzına dek kıtap doluydu Her çalının dıbınde Cervantes ın Don Kışot'u, De- foe'nın Robenson Crouse'sı, Vortaire'ın Candıde'ı, Stendhal ın Kırmızı ve Sıyah ı okunuyordu Her h- taplıkta 3 bın, 5 bın kıtap vardı Rauf inan'ın Çıfte- ler Koy Enstıtusu'nde 7 bın kıtap bulunmaktaydı Beşıkduzu'nde Mudur Hürrem Arman, Çıfteler'de Rauf İnan'ın kendılerı oğrencılere kıtap okuyorlardı Koy Enstttulen'nın karşısında olan Mıllı Eğıtım Ba- kanı Reşat Şemsettin Sirer, (Hasan Alı Yucel'den sonra bakan olan) I. Hakkı Tonguç a bakın ne dı- yordu "En buyuk suçunuz, koy çocuklarına buyuk aptese çıkmayı oğretmeden once okumayı oğret- menızdır." Aşık Veysd, Ruhi Su, Koy Enstıtulerı'nın saz ve soz oğretmenlerıydı Bırlıkte uygarca eğlenmesını oğrenmış bu koy çocuklan pıyano, keman, mando- lın, akordeon çalıyorlardı Arıfıye Koy Enstıtusu oğ- rencılerı, 1942yılında, H AlıYucel'le I Inonu'yeBe- ethoven'ın "NeşeyeŞarkı"sını dort seslı olarak ça- lıp soylemışlerdır Yuksek Koy Enstıtusu'nun oğret- menlerı Sabahattın Eyuboğlu, Vedat Günyol, Hik- met Birand gıbı, dalında uzman kışılerdı Temsıl-Tı- yatro dalının oğretmenlerı ıse Mahir Canova, Cü- neyt Gökçer, Ulvi Uraz ve Saim Alpago'dur Koy Enstıtulen'nde oğrencılerın yazdığı oyunlar sahne- ye konurken Yuksek Koy Enstıtusu'nde de Sofok- les'ın Kral Oıdıpus u, Moliere'ın Cımn'sı, W. Sha- kespeare'ın Bır Yaz Gecesı Ruyası, Gogol'un Mu- fettış'ı oğrencıler tarafından sahnelenıp oynanıyor- du "Bu okullardan ancak sıvacı yetışır" dıyen, zama- nın M E Bakanı R Ş Sırer yanılmıştı Bu okullar- dan sıvacı, demırcı, muzıkçı, tıyatrocu, yazar, şaır oğretmenler ve sağlık memurları yetıştı Tum bu degerlerı tek tek saymaya yerımız elvermedığı gıbı M. Makal ı F. Baykurt u. T. Apaydın'ı, Ali Yüce'yı, M. Başaran ı, Ala geçım çıft doğurdu" dıyen Ha- san Turan'ı 21 Kasım 1995'te Antalya'da olen Pe- nısılın Hasan (Hasan Gülel) ı ve yuzlercesını bılme- yenımız yoktur Koy Enstıtulen'ne guneş, mıllı oyunlarla doğardı Ağırtama, zeybek halay, horon, tamzara, uçayak, te- murağa, Erzurum barı ve lorke oynanırdı Yoresel oyunlar, Koy Enstıtulen'nde ulusallaştırılırdı Cumar- tesı eğlence programlanna çevre koylulen, ışçıler, aş- çılar da çağrılırdı Oyunlar oynanır şıırlersoylenır, tur- kuler çığrılırdı Kuçuk skeçler monologlar sahnele- nırdı Koyturkulerı,fıkralandılegetınlırdı Okunanşı- ırler, oğrencılerın kendı yazdıklarıydı Kemanlar, man- dolınler akordeonlar çalınır, çokseslı muzığe onem verılırdı Eğlence programı bıter, koylu koyune, oğ- rencıler yatakhanelerıne gıderlerdı Koyluler, ışçıler eğlencede gorduklerını gunlerce anlatırlardı Koy Enstıtulerı denılınce aklımıza H Alı Yucel, I Hakkı Tonguç ve Çıfteler Koy Enstıtusu Muduru Ra- uf Inan ve daha nıce değerlı eğıtımcıler gelır Yaşam- da değıl artık bu oğretmenlerımız Anılanna yurek- ten saygılar... 17 Nısan 1940'ta kurulan Koy Enstıtulerı'nın 56 kuruluş yıldonumunde bulunuyoruz Koy çocuklan- nın eğıtım yuvası enstıtulere emeğı geçenlerı bır kez daha saygı ıle anıyoruz VEFAT \e BAŞSAGUGI Lnnerütemız Emeklı Ogretım Lyesı \e Akademı Ba^kanîanndan Prof A. VAKKAS AYKURru ka>bermj> bulunuvoruz Cenazesı 16 04 1996 Salı günu saat 11 00 de urmerMtemızde duzenlenecek torenden sonra Le\ent Camıı nde kılınacak ogle namazını muteakıp Ferıko\ Mezarlığı nda toprağa \ enlecektır Kederlı aılesine çalı^ma arkada^lanna \e oğrencılenne başsaglıgı dılerız VILDIZ TEKNİK L\t\ ERSİTESf REKTÖRLIĞI AYSEL ÜNAL ıh KENAN UÇAR Nışanlandılar Tebrık ederız ARKADAŞLARI Işık Saçan Bir Dönem... MERAL SARAÇBAŞI Eğıtımcı N ısan guzelaydır Doğaçıçeklenır, yeşıllenır Kuşlar, boceklerdılle- rur Yureklerdevenıumutlarfılız- lenır ]940>ılının 17 Nısanf nda bambaşkabırurnutfılızlendı An- kara'da Hasan Âii Yücel'ın Mıllı Eğıtım bakanlığı sırasında Ilkoğretım Genel Mu- duru Ismail Hakkı Tonguç"un. koy enstıtululenn de>ışı>le Tonguç Baba'nın elı ve yüregı>le Ana- dolu'da dallanıp çıçeklendı 17 Nısan, bıranlavışın dogum vıldonumuvdu Ne ganptır kı 17 nısan, bır başka anlayışın tem- sılcısınındeolümyıldonumu Kendısı de bır koy çocuğu olan TurgutOzal, 17 Nısan 1993'te, ar- dında. eşının deyışıyle "dikili ağacı olmavan" ço- cuklarını bırakarak oldu **Tiırki.ve>i 20Ö0'li >ıl- lara taşımak, çağ atlatmak. devkti kuçultmek ve değişim ruzgârlanna av-ak uvdurmak. bir koyup uç almak" soylemlenyle >ola çıkan Ozal. dort eğılımı bırleştırme savıyla kurduğu sıyasal partı ve 12 Eylul'un sagladığı baskı ortamında bırçok duşuncesını >aşama geçırdı ve bırdonemde Tur- kıye'nın yaşamının neredeyse tek belırlev ıcısı ol- du Kımılennce. koklu değışımlen gerçekleştıren bu_\ uk dev let adamı olarak nıtelense de, gerçekte 1950'lerde başlayan eskı bır anla>ışın tamamla- y ıcısı, 'işbitirici'uygulav ıcısı oldu 17 Nısan, bıranlayış ıçın bayramdı, bıranla>ış ıçın yas oldu Bır yanda H. Âii Yucel donemınde dılımıze çevnlen 570 dunya klasığıyle bırlıkte 3 bın, 5 bın kıtaba sahıp köy enstıtulen \aratan an- la>ış. bır yanda Turk-Islam sentezı adı altında ge- ncı, şenatçı >avınlan Mıllı Eğıtım'e sokan anla- yış Bır yanda koy koy dolaşarak ılkokulu bıtır- mış yeteneklı koy çocuklannı toplayarak dev let elıyle eğıtım gormelennı sağla>an Tonguç un an- la>ışı, bır \anda "Bentzemgkıleri severim" dıyen- lennanlayışı Bırvaoda 1942 vılında \nQveKo> Enstıtusu'nde İsme» İnönü ve H Â Yucel'e Be- ethoven'ın 9 Senfonısı'nı dınleten koy çocukla- n. bır yanda muzıkten, resımden. tı>atrodan. sa- nartan habersız bılımsellıkten uzak ımam-hatıp- iı yonetıcılerle dolu de\ let anlayışı Bıryanda •işiçinde.işaracıljgıyla.işiçineğitim' sloganıvlayola çıkan. toplumsalkalkınmaveure- tım ıçınde eğıtım anlavışı. bır >anda 'kuçuk Ame- rika' yaratma adı altında. az kazanıp onurlu ya- şamayı yeğleyenlen becenksız savan, parayı her şeyın olçusu goren. 'isjni bilen, koşevi döner' an- layışı bıryanda. Turkıve'>ı dorteşıtparça>aa>ı- np her bolgede 5 koy enstıtusu açarak eğıtımde fırsat eşıtlığıne onem veren bır eğıtım coğraf>ası oluşturan, voksul ko> çocuklannı tanmı> la, el sa- natlan>la, peynır yapımından me>ve yetıştırme- ve duvarcılıktanmotoronanmınauretımedonuk eğıtırken resmı> le. muzığıyle. vabancı dılıy le de beyınlennı besleyen, çok yonlu, elınden her ış ge- len bıreylere donuşturen anlayış. bır yanda ozel okullann açılmasını destekleyen. dev let kavnak- lanyla açtığı unıversıtelen gencı-şenatçı kadro- lara terk eden. dev let okullannı kısıtlı odenekler- le nıtelıksızlığe mahkûm ederken M Eğıtım but- çesınden ozel okullara. ozel unıversıtelere kaynak aktararak paralı eğıtımı besle>en. voksul kov ço- cuklanna ıse seçenek olarak Kuran kurslan ve ımam- hatıplen bırakan anlayış BıryandaI Inonu'nun.bırgezısınderastladığı, Savaştepe Koy Enstıtusu'nun hav vanlannı otlatır- ken 'Antigone' oku>anoğrencı. bıryanda Red Kıt okumayı seven devlet başkanı Bıryanda her haf- ta duzenlenen, bır öğrencının yonettıgı tartışma programlanyladuşuncelennaçıkçasoylenebıldı- gı. oğretmenlenn eleştınlebıldığı demokrası>e ve hukuka saygılı bıreyler >etjştırme>ı amaçlayan anîa> ış, bır yanda "Anavasajı bir kere ddmekie bir şcv olmaı" dı>en. dev let ışlennı "benyaptım oJdu" mantığıv la yuruten. bakanlanna el opturen anlayış Bıryanda dene>sel eğıtımle oğrendıkle- nnı >aşama geçıren. bılımsel yontemlen koylere taşıvan anlayış. Hasanoğlan Koy Enstıtusu'nde ogrendıklenyle Pulur Koy Enstıtusu'nun elektnk sorununu çozen oğrencı Hasan Gülel (Yerleştığı Antalya'da. olumunedegınçevresındekıherkesın yardımına koştuğundan 'Ptnisiün Hasan"olarak tanınır) Bır >anda "Tıirkiye've çağ atiatma'adı altında gelır dağılımını altust ederek varsılı daha varsıl, yoksuiu daha yoksul eden, yaşam pahalı- lığına çozum olarak dışalımı arttırmayı gören, tu- ketımı korukîejen anla>iş. teknolojıye salt alıcı olarak ha>ran bır lıder Bır vanda derslıklen>le, ışlıklenyle okul bınalannı kendı vapan. taş taşı- >an. harç karan. toprağı ışleyen. tukettıklennı ken- dı ureten ko> çocuklan, bıryanda ozelleştırmeadı altında. cumhun>etın sanavıleşme alanındakı bı- nkımlennı mılvonlarca dolar odeyerek vabancı uzmanlann değerlendırmesıne bırakan. Engin O- van'lan. çıfte pasaportlu prenslen dev letın ust ka- demelenne taşıyan anlayış Bıryanda bırey ola- rak kendı a>aklan ustunde duran, bılınçlı aydın ınsan >aratma> ı amaçla>an. Tonguç'un soylemıy- le **Kö\lu övlesinc canlandınlmalı ki onu hiçbir guç, kendi çıkanna insafsızca somurmesiru kov un sakinlerine kole vıe usak muamelesi vapmasın" dı- >enanlayış bır>anda'ezan,bavrak'sovlemlerıy- le avutulan. kendılerını kurtaracak 'ana, baba" arayan umarsız. her şeyı başkalanndan bekleyen ınsanlar v aratan anlayış Sozun kısası, bır>anda ınsanayatınm yapan an- la>ış. bıryanda faıze. repoya yatırım yapan anla- yış tşte bu nedenle 17 Nısan çok onemlıdır Bu ıkı anlayış arasındakı farkı goreme>enlere, tum olumsuz gelışmelerden cumhunyetı sorumlu tu- tarak "•70>illıkdevletideok)jisi'' adı altında bu ıkı anla>ışı bır kefeye koyanlara karşı 17 Nısan'ı unutnıayııı ve yıne unurmayın kı agaç kesenın gol- gesı olmaz Düşün ve Sanat Yapıtlarmı Derleme... LEMAN ŞENALP Uzman Kütuphanecı B ır ulusun kulturel varlığını oluştu- ran. basılmış ya da çeşıtlı yontem- lerle çoğaltılmış duşun v e sanat ya- pıtlannın, yasal yolla toplanması, toplumun bılgısıne sunulması ve gelecek kuşaklara aktarılması amacıyla yapılan tum ışlemlere derleme ışlen dıyoruz Araaç: Ulke ıçınde uretılen tum basılmış ya da çoğaltılmış duşun ve sanat urunlennın denetımı ve bunlardan toplumun ve gelecek kuşakların yararlanmasını sağlamak Tarihçe: Basımev lennın. ya>ınevlerının. ya- zarlann basılan her yapıttan bır ya da bırkaç nus- hayı devlete verme zorunluluğu, XVI yuzyılın ılk yarısından ıtıbaren, çeşıtlı ulkelerde u>gu- lanmaktadır Bu konuda ılk kez, Fransa Kralı 1. François 1537'de çıkardığı bır fermanla, basılan her kıtaptan bır nushasının kendı ozel kutupha- nesıne venlmeden satışa çıkarılamayacağını bıl- dırmıştır 1624 yılında, Almanya Kralı II. Ferdi- nand da aynı doğrultuda bır ferman ya> ımlamış- tır Boylece. basımev ının buiunuşundan sonra, devletın ya da kılısenın denetım amacıyla aldı- ğı nushalara bıryenısı eklenmış oluyordu Daha sonralan. devlet. kutuphane koleksıyonlannın zegınleştınlmesı amacıyla, bazı onlemleralmak- ta gecıkmedı Orneğın. Hollanda Hukumetı 16 Şubat 1679'da "Oktru^ resmi" koydu Buna gore Leıden Kutuphanesı'ne bırnusna vermeyen basımev lennın çalışma ızınlen gen alınacaktı XVIII yuzyılsonlanndayasaduzenleyıcıler.ba- sım ıznı ve tekel sıstemı verıne. vazar hakkının resmı formahtesı olarak kıtabın teslım ve kayıt (tescıl) esasını benımsedıler Bırçok ulkede, ya- zar haklannın korunması amacı>laı toplanan nushalar kutuphanelere venlmektedır Yuzyıl- lar boyunca. ıster kontrol, ıster duşun haklannı koruma. ısterse kutuphane koleksıyonlannı zen- gınleştırme amacına yonelık olsun vapılan tum uygulamalar. bır zorakı bağış. daha dogrusu do- laylı bır vergı nıtelığındedır Zamanla. çağdaş derleme yasalan hazırlanırken. yayıncılann, ba- sımev lennın çıkarlan buyuk olçude korunmuş- tur Derlenen yapıtlar ıçın. devletçe herhangı bır odeme v apmak olanaksızdır Ancak hemen he- men her ulkede vayımlanan "ulusal kavnak- ça"larda, derlenen yapıtlann tanıtılması yoluy- la. bır çeşıt dolaylı odentı yapılmaktadır Türkiye''dederlemeişleri: Bızde bu konuda ılk çalışmalar. basımev ının yurdagırışınden 135 yıl sonra, 1865 yılında>ururlugegıren ılk^basınya- samız" nıtelığındekı "Matbual Ni^amnamesi (Tüzûğü)" uvgulamasıyla başlatılmıştır Bu tu- zuğun derleme ışlenvleılgılı 4 maddesı u>ann- ca. yayımlanacak gazete, dergı ve başka basılı urunler ıçın onceden ızın alınacak, Istanbul'da yayımlanan gazete ve dergılerın ımzalı ya da muhurlu bırer nushası Basın Mudurluğune, taş- rada ıse valılıklere verılerek derlenecektır Bu >ukumluluklerı yenne getırme>enlerden 10 al- tın para cezası alınacağı belırtılmıştır Bu basın tuzuğu, bazı şıkâyetler uzerıne. 1867 yılında Sadrazam AJi Paşatarafından yururlukten kaldı- nlmıştır 25 Mart 1888'de "Matbaalar Nizamna- mesi" yayımlanmıştır Bu tuzuğun 19 ve 23 maddelerı derleme ışlerıyle ılgılıdır Buna gore hıçbır basımev ı sahıbı basacağı kıtap ya da der- gıyı Maanf Nezaretı'nden gereğıne uygun ola- rak ızın aimadıkça basamaz Basıldıktan sonra da kaç nusha basıldığını bıldıren bır dılekçe ıle ıkı nushasmı Istanbul'da Maanf Nezaretf ne. taş- rada valılıklere vermek zorundadır Dınle ılgılı kıtaplann basılması da aynı hukumlere bağlıdır Lıtografya ve fotografya ve başka araçlarla ba- sılan ve çoğaltılan başka urunler. notalı ve nota- sız şarkılar. başka muzık yapıtları ve 23 madde gereğı derlenen her çeşıt resım. tasv ır. madalya. arma ve benzerı şe>len basıp >a>anlar. sergıle- > ıp satanlar da 19 madde yukumluluklerıneuy- mak zorundadırlar Derleme ışlen. bu tuzuk ıle oldukça kapsamlı tutulmuş ve ağır cezaı hukum- lerle denetım altına alınmı^tır Ancak bu donem- de. toplanan tum basılı urunlerın nerelerde ko- runduğu ve ne olduğu hakkında hıçbır bılgımız >oktur Cumhurıvetın ılanından sonra. 1926 yılında Istanbul Unıversıtesı Kutuphanesı Muduru olan F.E. Karatav, 1925 tarıhlı Fransız Derleme Ya- sası'nı hemen hemen aynen dılımıze çevırerek *ilk derleme vasası taslağı'nı hazırlamıştır Tas- lak. TBMMencumenlennekadar burokratık en- gellen aşmışsa da bu yasa taslağını. yenı bır ver- gı olarakalgılayanmılletvekıllerının ıtırazı uze- rıne yasalaşmamıştır Sonra. 1931 yılında ya- yımlanan "Matbuat Kanunu"na eklenen bır madde ıle Turkıye'de basılan her yapıttan ıkı adedının Matbuat Genel Mudurluğu'ne verılme- sı zorunluluğugetınlmıştır ^ncak 1934 yılında. o da Araturk'un çok ısabetlı emırlenyle. "Bas- ma Vazı ve Resimleri Derleme Kanunıf kabul edılmıştır 62yıldıryururluktebulunanbuyasa, basım ve yayın hayatımızda. teknık gelışmeler sonucu artan duşun ve sanat vapıtlannın çeşıtlı- lığıne v e dağıtımdakı bazı gereksız uygulamala- ra karşın. hıçbır değışıklığe uğratılmadan uygu- lanmaya devam edılmektedtr Kısaca belirtelim: Derleme yasamızın gunun koşullanna uydurulması amacıyla, yapılan bu- tun onerıler. tasarılar bır turlu yasalaşamamıştır Öneriler: Gunumuzde basım ve çoğalma ala- nındakı teknık gelışmeler nedenıy le. tıcan v e ya- > ın amacıv la ka>dedılen ve çoğaltılan plaklar. eş- zamanlı ses-goruntu kayıtları, kasetler. kompakt dıskler, sınema fılmlerı v b dokumanlar >asa kapsamı dışında kalmakta oldugundan. sağlıklı tam bır bıblıyografîk denetım yapılamamaktadır Yurukluktekı yasa uyannca. basımev lerı bas- tıklan her>apıttan. çeşıtlı kutuphanelere dağıtıl- mak uzere 6 adet Derleme Mudurluğu'ne avrı- ca yerel v alılıklere. cumhunyet sav cılıklanna. I Şube Mudurluğu'ne TunzmveTanıtma Bakan- lığı 'na 2 "şer adet olmak uzere roplam olarak dev - lete 13adetvermektedırler Busayı bugununko- şullannda basımev lenne ağır bır malı yuk getır- mektedır Tasanın cezaı hukumlen de >etersız kaldığından, bazı basımev len bu > ûkumîulukle- nnı yerıne getırmemektedırler O\sa. bızde de Fransa'da olduğu gıbı. 2 adet basımev lerınden, gerektığıkadarda>ayınevlenndenalınarak. hem basımev lerının yuku azaltılmış olur, hem de ıkı taraflı denetım yoluv la. >enı çıkan yayınlann ız- lenebılmesı kolaylaşmış olur Basımev ı sahıplennın de yasa uygulayıcılan- na yardımcı olmalan gerekırken, ne açılış ve ka- panış tanhlerını ne de adres değışıklıklennı ılgı- lı kuruluşa bıldırdıklennden. ozellıkle dergılenn takıbınde çok guçluk çekılmektedır Yurdumuzda kısa zamanda bır bılgı ağı kurul- duğu takdırde, kutuphanelere dağıtılmak uzere toplanan 6 nusha da 1 'e ındınlebılır Dun>adakı gelışmelere ayak uydurmak zorundayız, çağ bunu gerektırıyor PENCERE TARTIŞMA Sosyal Sigorta'ya Düşmanlık! S os>al sıgortalar. çalışanlan her turden zarar verebılecek duruma karşı koru>an. guvenlıklennı sagla>an. onlara ış kazası \e hastalıgı ışsızlık, analık hastalık ışgoremezhk, yaşlılık veolum hallennde nesnesel ve parasal >ardım yapan ve tum bu >ardımlan bır bağış veya acımalık olarak değıi. hak olarak sağlayan ve kazanç amacı gurmeyen bır sıgorta olup emekçılerın çalışma guçlennın uzaması halınde uğradıklan zararlannı karşılamak ıçın devlet tarafından duzenlenmış ve orgutlenmıştır Anayasamızın 60 maddesı, herkesın sosyal guvenlık hakkına sahıp olduğunu hukme bağlamiş \e bu hakkın sağlanmasını devletın görevlen arasında savmıştır Aynca tum kalkınma planlarımızda da sosval guvenlıgın temel ereklen saptanmıştır Sosyal sıgortalan obur butun sıgortalardan avıran ıçenk vasal zorunluluk ılkesıdır Yanı sosyal sıgortalar dızgesınde çalışanın ışe başlamasıyla. ışverenra sosyal sıgortalar uvgulamalan bakımından sorumluiuğu sigortalının da yasal hak ve yararlan doğmuş olmaktadır Özel sıgortalar ıse sıgona edılen ıle sıgorta eden arasındakı karşılıklı yukümlülüklen belırten, daha çok kâr gudusuyle yapılan veadına "poliçe" denılen tecımsel bır sozleşmeye dayanır Anılan nedenlerle yararlanma bıçımı, pnm oranı çekınceler sıgorta karşılığı ve suresı gıbı unsurların yasalarla saptandığı ve çalışanlann belırlı bır kesımını kapsayan sosyal sıgortalann ozelleştınlmesı. anayasamızın 2 maddesınde belırtılen "sosval hukuk devleti*> anlayışıyla bağda^madığı gıbı, yıne anayasamızın u sos>al giıvenlik hakkı"nı duzenleyen 60 maddesı tüm vatandaşlanmızı kucaklayacak "geoel sigoıta" uygulamalanna başlanılmasını gerektırmektedır S. Tuğcay Tavhanl Öğr Gor Fırat Unıversıtesı - Elazığ Meraklısına Davul Zurna Yeter mi?.. Cabir Güzel, Adana'da çıftçılıkle uğraşıyor . Bu toprağın ınsanı Beş oğlu vardı Baba Cabır, 21 yaşındakı oğlu Haydar Güzel'ı da- vul zurnayla askere yollamıştı Haydar Onbaşı, Bıngol'de PKK'ye karşı duzenle- nen 'Atmaca Operasyonu 'nda şehıt duştu Cenazesı Adana'ya getırıldı Cabır Guzel "Şehıtler olmez" dedı, "dort oğlum daha var Be- nım de otekı çocuklarımın da canımız, gerekırse bu vatana feda olsun1 Oğlumu davul zurnayla askere yollamıştım, davul zurnayla son yolculuğuna uğur- layacağım " Cenaze musalla taşında beklıyordu Öğle, saat 13 11 Namazı kılındı şehıdın Onbaşı Haydar Guzel'ın tabutu omuzlara alınınca, davullar vurmaya başladı Zumalar çalmaya Beyaz mendıller çıktı . Beyaz mendıl, hasretı sımgeler Şehıt anası Nebıha Güzel, hem ağlıyor hem de 'hey hey de hey hey' dıyordu Gunduz gozuyle çıplaklaşan acının ışınları, gozya- şının merceğınden suzulurken ana yureğınde kırılı- yordu Guneş tam tepedeydı Toprak ayakların altında Anadolu toprağıydı bu1 • Anadolu'yu duyumsamaya çalışmak, gerçeğe ulaşmanın pusulasına yonelmekle anlamdaş Anadolu parçalanmak ıstemıyor Bolunmekten hoşlanmıyor Anadolu halkı, şehıtlerının cenazesınde davul zur- na çalmaya başladı Ne demış atalanmız "Anlayana sıvnsınek saz Anlamayana davul zurna az" Anadolu'yu parçalamak ıçın kardeşı kardeşe duş- manlaştıran çağdışı fıkırlerı, ınançlan duşuncelerı kuramları bıryana bırakmayanlarpışman olacaklar Çukurova'da şehıt oğlunu davul zurnayla mezar- lığa taşıyan aıle ne dıyor - Su vatanı boldurmemi Anadolu'da Yeşılırmak'tan akan su, Kızılırmak'a kanşıp Sakarya ıle bırleşır, Fırat a Dıcle'ye karışır Seyhan'la butunleşır Menderes Ovası'nı sular, Van Golu'ne katılır, Ataturk Barajı nın su duzeyını yuksel- tır, bu coğrafyada yaşayan ınsanlann geçmışı Hı- tıt'ten başlıyor, Selçuk a varıp Efes'te hacı oluyor, Osmanlı'yla yoğrulduktan sonra Mıllı Mısak'ta karar kılıyor, 21 'ıncı yuzyıla 4 kala, Istanbul'da Dıyarba- kır'dan daha çok Kurt yaşıyor 20'ncı yuzyılda emperyalızm, Anadolu'yu ılk kez 1919'dabolmek ıstedı 1990'larda ıkıncısını yaşıyoruz Halk durumu anladı , Anadolu'yu bolmek ısteyen fikır, sıyaset, orgut eyf lem dış kokenlıdır j Sırtını Avrupa'ya dayamıştır.. ^ ^ l l u . . ,i Surıye'de uslenmıştır ' - - ' • - • j Duzde yaşayamıyor. " '» Dağa kaçıyor ı Duzde yaşayamayan, dağda da uzun sure barına* maz, bu yurdu bolecek gucu yoktur Adanalı Cabır Guzel, bu gerçeğı oğlunun cenaze törenınde davul zurnayla ılan ettı Zurnanın zırt dedığı yerdeyız ' Şehıt onbaşının cenaze törenınde vuran davulun tokmağı, kos dınlemışlerı uyandıramazsa, akacalj kanın gunahı vebalı ustlerınedır , SERAP KARTAL 26.12.1965 .... / "Insan ya hayrandır sana, ya düşman ya hıç yokmuşsun gıbı unutulursun ya bırdakıka bıle çıkmazsın akıldan" bizi bıraktın gittin seni çok, ama çok özledik. Aiican - Mehmet KARTAL TEŞEKKÜR E^ım \YLA SELEK ı ba>anlı bır b\ pa» amclı\aiı ıle \a>anu donduren ge^t uunduz derneden üore\ bdşmda bulunan do^tum Sa\ın Doç Öp Dr ÖMER IŞIK'a \e gerek amelıvat sırasında \e ^erek daha sonra ona \ardınıcı olan K.o^u>olu Kalp \e Araştımıa Hastaneü nde oz\erı\le gorev \apan dıger hekımlere hemşırelere %e personele uzun »uren tedaMMnı jefVal \e oz\erııleustlenen Dr \LTLĞ TINCER %c Dr H\SAN \RD4va \e bu konuda da vardımlarını oırgeıneven dıjer hekımlerle kojuvolu Kalp \e Ara^lırnıa Hastanesı nı omck bır hastane halınt jetımıı^ bulunan \t c«ımın tedaıiiindı. dt Mrdımlannı eMr^ıme\<.n Haımnt Başlabıbı Saıın Doç Op Dr CEV AT V AKLT a şukranlanmı sunarım ALP SELEK AHMET KAYIKÇI ölüm unutmaktır derler.... Ben senı hıç unutmayacağım ÖZC\> AKV4RD4R Pasomu ve nufus cuzdanımı kaybettım hukumsuzdur Arzu ÇATAİCLl Pasaportumu kavbertım hukumsuzdur Sebahanm AKEL
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle