Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
SAYFA CUMHURİYET 16 NİSAN 1996 SALI
OLAYLAR VE GORUŞLER
Laikliği Silahlı Kuvvetler mi Korumalı?
Dr. ÜMİT KARDAŞEmekh
K
urt sorunu konusunda
hıçbır çozum ureteme-
yen s,orunu orduya ha-
vale edıp kısır çekışme-
lerle uğraşan. ozellıkle
kendılennı merkez sağ-
da hatta lıberal sayan poîıtıkacılar laık-
lık konusundakı samımı>etsızlıklerı \e
aymazlıklan ıle yıne Sılahlı Kuv\etlen
sıvasal arenava çekmekte. Refah Partısı
ıle polemığe gırmesıne neden olmakta
bu kurumun gereksız >ere yıpranıp. hal-
kın bellı bır kesımınce yanlış anla^ılma-
sına neden olmakfadır
Refah Partısı mı yoksa şu anda mer-
kez sagı temsıl ertığını sovleyen ANAP
ve DYPmı laıklıkbakimındantehlıkelı1
fCanımızca Refah Partısı takıyye yaptığı
soylense de açık olarak ne ıstedığını, ne-
>ı amaçladığını soylemektedır Ama
obur ıkı merkez sağ partı laıkltğe baglı
olduklannı so>lerken, laıklığın altını
ovacak herturlu uygulamanın başını çek-
Yargıç Albay
mektedırler Bu partıler ve lıderlen dını
polıtıkay a alet etmenın şampıyoniuğunu
yapmakta ondan sonra da Refah Partısı
ılebırarayagelemeyızdıyereklaıklığı ıç-
ten sa\ unuyorlarmış gıbı gozukmek tste-
mektedırler
Bu bır kandırmacadır
Kanımızca laıklık ıçın en buy uk tehlı-
ke bu anlayıştır Çunku şenat tehlıkesı-
nın altyapısına yatınmı bu anlayış yap-
maktadır Oğretım Bırlığı ılkesını bu an-
layış pasp?s gıbı çığnemış. ımam-hatıp
lıselennın sayısını arttırarak laık eğıtım-
den sapmayı sağlamış. mezunlanna unı-
\ ersıtelere gınş olanağı tanıy arak şenata
ozlem duyan bır burokratık kadroyu ya-
ratıpışınbaşınadagetırmıştır Bugunge-
lınen noktada laık-antılaık cepheleşme-
sı bu şekılde yaratılmıştır Şımdı 45-50
yıllık demokrası surecınde bırkaç koalıs-
yon ortaklığı dışında Refah Partısı anla-
yışımıtekbaşınaegemenolmuştur De-
mokrat Partı ıle başlayan. Adalet partısı
ıle devam eden buanlayı^ neyaztk kr 12
Eylul 1980darbesı ıle doruğa çıkmı^tır
Kanımızca 1980 sapması laıklığın ıçıni
boşaltmış, şenatı ongoren kesıme buy uk
cesaret vermıştır Meydanlarda halka
ayetler okuyarak sosyal, ekonomık, sı-
yası ola>lan açıklamak, dın derslennı
ana>asal planda zorunlu duruma getır-
mek. Rabıta orgutu ıle gınşılen ılışkıler
\e bu kesıme venlen sayısız ödunlerCe-
malettin Kapian'a dahı "Kenan Evren'in
yaptıklarını biz 100 yüda yapamazdık"
dedırtmıştır Bugun bu sapma ANAP-
DYP çızgısınde devam etmektedır Baş-
ka bır deyışle bu partıler ıktıdan ele ge-
çırdıklennden ben şerıatın altyapısına
sureklı yatınm yapmakta, yanlış sosyo-
ekonomık polıtıkaları, sağlık. eğıtım,
sosyal guvenlık yargı konulannda ço-
zum uretemeyışlen nedenıyle umutlan-
nı kırdıklan çaresız kıtlelenn obur dun-
ya avuntusu ıle Refah Partısfne doğru
kaymalannı anlamaz gorunmektedırler
Aslında yaptıklan kendı kuy ulannı kaz-
maktır Samımıyetsızlıklen veyetersız-
lıklen ıse Sılahlı Kuvvetlen gereksızye-
re taraf durumuna getırmektedır
Kanımızca halkımızın çogunluğu laık-
lığı benımsemıştır "*70vıldırMusluman-
larezüivor" savı bıryutturmacadır Tur-
kı>e'de kım kımın ıbadetını engellemış-
tır. engellemektedır Ulkemızdekı carru
sayısı butun Musluman ulkelerden fazla-
dır tnsanlann namaz kılmasına, oruç tut-
masına. hacca gıtmesıne kım engel ol-
maktadır Kım ınsanlann başını ortme-
sıne kanşmaktadır Ancak son yıllarda
sıyasal amaçlı baş ortme bıçımıdır ısten-
me>en Tek kozlan ışte bu turban dıye
yutturulmaya çalışılan "sıkmaba$"lık
olayıdir kı bunun da serbest bırakılarak
hıç de onemlı bır şey olmadığı gostenl-
melıdır
Aslında olay ınsanlann Islamı yaşa-
malan degıl, İslamın. daha doğrusu şeri-
atın (kuşkübuz hangı şenat olduğu da
bellı degıl) fumyaşamalanlanna vedev-
let yonetımıne total bır şekılde uygulan-
ması ısteğıdır Halkımız bunun ozlemı
ıçınde değıldır Bunun sorumluları, dın
kurumunu basıt polıtıkalanna alet eden
v e şenatın alt> apısına > atınm > apan mer-
kez sağ partılertdır
Bugun radıkal mıllıyetçı çızgıde polı-
tıka yapan MHP bıle Islamı fazlasıyla
kullanmaktadır
Sol partılenn penşanlığı ıse bu konu-
da nasıl bır boşluk yarattıklannı goster-
mektedır
Yukarıdakı nedenlerle çoğulcu de-
mokrasılerdegorulmeyenbırmanzaraıle
karşılaşmakta> ız Demokrasının temeh
olan laıklık ılkesını. \anı kendı varlık ne-
denlennı poîıtıkacılar koruyacağına bu
gorevı jandarma genel komutanlıgı yap-
makta. sıyasal kadrolardatnbunden maç
seyredergıbı bu manzaray ı seyretmekte-
dırler
Bu ıçtensız tutum, bu çıkarcı ve odun-
cu tutum surdukçe her zaman ulkemız-
de tanhsel ağırlığı olan ordumuzun bu sı-
yasal yerersızlık karşısında agırlığını da-
ha uzun bır sure hıssettıreceğı ve gerçek
demokrasıye ulaşmamızın daha çok za-
man alacağı acıktır
ARADABIR
TURAN ALTUNTAŞ
Emeklı Öğretmen
Köy Enstftiileri'nde
Kültiir ve Sanat
1941 yılında Ismet İnönü.yanında Abdurrahman
Nafiz Paşa'yla bırlıkte Savaştepe Koy Enstıtusu'ne
gelır Okulun tarım arazısını gezerken, keçılerı, ko-
yunları otlatan bır kız oğrencıye rastlar öğrencının
azık çantasında ne olduğunu merak eder Çantayı
açtınr Çantadan ekmek, peynır, zeytın, bır de Ba-
kanlık Klasıklerınden 'Antıgone' adlı kıtap çıkar Is-
met Paşa bu durumu her yerde ovguyle açıklar
Koy Enstıtululer ıçın kıtap okuma, boş zamanı de-
ğerlendırme aracı değıl, aydınlanmanın bır gereğıy-
dı Altı yuz yıl susmuş koy çocuklan, konuşabılmek
ıçın çok okumak zorundaydılar Bakan Hasan Ali
Yücel donemınde dılımıze çevrılen 570 dunya kla-
sığını, kımseler okumadan bekçı Hasan'ın kızı,
OkuzcuHacı'nınoğluharılharılokuyortardı 21 Koy
Enstıtusu'nun 21 kıtaplığı ağzına dek kıtap doluydu
Her çalının dıbınde Cervantes ın Don Kışot'u, De-
foe'nın Robenson Crouse'sı, Vortaire'ın Candıde'ı,
Stendhal ın Kırmızı ve Sıyah ı okunuyordu Her h-
taplıkta 3 bın, 5 bın kıtap vardı Rauf inan'ın Çıfte-
ler Koy Enstıtusu'nde 7 bın kıtap bulunmaktaydı
Beşıkduzu'nde Mudur Hürrem Arman, Çıfteler'de
Rauf İnan'ın kendılerı oğrencılere kıtap okuyorlardı
Koy Enstttulen'nın karşısında olan Mıllı Eğıtım Ba-
kanı Reşat Şemsettin Sirer, (Hasan Alı Yucel'den
sonra bakan olan) I. Hakkı Tonguç a bakın ne dı-
yordu "En buyuk suçunuz, koy çocuklarına buyuk
aptese çıkmayı oğretmeden once okumayı oğret-
menızdır."
Aşık Veysd, Ruhi Su, Koy Enstıtulerı'nın saz ve
soz oğretmenlerıydı Bırlıkte uygarca eğlenmesını
oğrenmış bu koy çocuklan pıyano, keman, mando-
lın, akordeon çalıyorlardı Arıfıye Koy Enstıtusu oğ-
rencılerı, 1942yılında, H AlıYucel'le I Inonu'yeBe-
ethoven'ın "NeşeyeŞarkı"sını dort seslı olarak ça-
lıp soylemışlerdır Yuksek Koy Enstıtusu'nun oğret-
menlerı Sabahattın Eyuboğlu, Vedat Günyol, Hik-
met Birand gıbı, dalında uzman kışılerdı Temsıl-Tı-
yatro dalının oğretmenlerı ıse Mahir Canova, Cü-
neyt Gökçer, Ulvi Uraz ve Saim Alpago'dur Koy
Enstıtulen'nde oğrencılerın yazdığı oyunlar sahne-
ye konurken Yuksek Koy Enstıtusu'nde de Sofok-
les'ın Kral Oıdıpus u, Moliere'ın Cımn'sı, W. Sha-
kespeare'ın Bır Yaz Gecesı Ruyası, Gogol'un Mu-
fettış'ı oğrencıler tarafından sahnelenıp oynanıyor-
du
"Bu okullardan ancak sıvacı yetışır" dıyen, zama-
nın M E Bakanı R Ş Sırer yanılmıştı Bu okullar-
dan sıvacı, demırcı, muzıkçı, tıyatrocu, yazar, şaır
oğretmenler ve sağlık memurları yetıştı Tum bu
degerlerı tek tek saymaya yerımız elvermedığı gıbı
M. Makal ı F. Baykurt u. T. Apaydın'ı, Ali Yüce'yı,
M. Başaran ı, Ala geçım çıft doğurdu" dıyen Ha-
san Turan'ı 21 Kasım 1995'te Antalya'da olen Pe-
nısılın Hasan (Hasan Gülel) ı ve yuzlercesını bılme-
yenımız yoktur
Koy Enstıtulen'ne guneş, mıllı oyunlarla doğardı
Ağırtama, zeybek halay, horon, tamzara, uçayak, te-
murağa, Erzurum barı ve lorke oynanırdı Yoresel
oyunlar, Koy Enstıtulen'nde ulusallaştırılırdı Cumar-
tesı eğlence programlanna çevre koylulen, ışçıler, aş-
çılar da çağrılırdı Oyunlar oynanır şıırlersoylenır, tur-
kuler çığrılırdı Kuçuk skeçler monologlar sahnele-
nırdı Koyturkulerı,fıkralandılegetınlırdı Okunanşı-
ırler, oğrencılerın kendı yazdıklarıydı Kemanlar, man-
dolınler akordeonlar çalınır, çokseslı muzığe onem
verılırdı Eğlence programı bıter, koylu koyune, oğ-
rencıler yatakhanelerıne gıderlerdı Koyluler, ışçıler
eğlencede gorduklerını gunlerce anlatırlardı
Koy Enstıtulerı denılınce aklımıza H Alı Yucel, I
Hakkı Tonguç ve Çıfteler Koy Enstıtusu Muduru Ra-
uf Inan ve daha nıce değerlı eğıtımcıler gelır Yaşam-
da değıl artık bu oğretmenlerımız Anılanna yurek-
ten saygılar...
17 Nısan 1940'ta kurulan Koy Enstıtulerı'nın 56
kuruluş yıldonumunde bulunuyoruz Koy çocuklan-
nın eğıtım yuvası enstıtulere emeğı geçenlerı bır kez
daha saygı ıle anıyoruz
VEFAT \e BAŞSAGUGI
Lnnerütemız Emeklı Ogretım Lyesı
\e Akademı Ba^kanîanndan
Prof
A. VAKKAS AYKURru
ka>bermj> bulunuvoruz Cenazesı 16 04 1996 Salı günu saat
11 00 de urmerMtemızde duzenlenecek torenden sonra
Le\ent Camıı nde kılınacak ogle namazını muteakıp Ferıko\
Mezarlığı nda toprağa \ enlecektır
Kederlı aılesine çalı^ma arkada^lanna \e oğrencılenne
başsaglıgı dılerız
VILDIZ TEKNİK L\t\ ERSİTESf
REKTÖRLIĞI
AYSEL ÜNAL
ıh
KENAN UÇAR
Nışanlandılar Tebrık ederız
ARKADAŞLARI
Işık Saçan Bir Dönem...
MERAL SARAÇBAŞI Eğıtımcı
N
ısan guzelaydır Doğaçıçeklenır,
yeşıllenır Kuşlar, boceklerdılle-
rur Yureklerdevenıumutlarfılız-
lenır ]940>ılının 17 Nısanf nda
bambaşkabırurnutfılızlendı An-
kara'da Hasan Âii Yücel'ın Mıllı
Eğıtım bakanlığı sırasında Ilkoğretım Genel Mu-
duru Ismail Hakkı Tonguç"un. koy enstıtululenn
de>ışı>le Tonguç Baba'nın elı ve yüregı>le Ana-
dolu'da dallanıp çıçeklendı
17 Nısan, bıranlavışın dogum vıldonumuvdu
Ne ganptır kı 17 nısan, bır başka anlayışın tem-
sılcısınındeolümyıldonumu Kendısı de bır koy
çocuğu olan TurgutOzal, 17 Nısan 1993'te, ar-
dında. eşının deyışıyle "dikili ağacı olmavan" ço-
cuklarını bırakarak oldu **Tiırki.ve>i 20Ö0'li >ıl-
lara taşımak, çağ atlatmak. devkti kuçultmek ve
değişim ruzgârlanna av-ak uvdurmak. bir koyup
uç almak" soylemlenyle >ola çıkan Ozal. dort
eğılımı bırleştırme savıyla kurduğu sıyasal partı
ve 12 Eylul'un sagladığı baskı ortamında bırçok
duşuncesını >aşama geçırdı ve bırdonemde Tur-
kıye'nın yaşamının neredeyse tek belırlev ıcısı ol-
du Kımılennce. koklu değışımlen gerçekleştıren
bu_\ uk dev let adamı olarak nıtelense de, gerçekte
1950'lerde başlayan eskı bır anla>ışın tamamla-
y ıcısı, 'işbitirici'uygulav ıcısı oldu
17 Nısan, bıranlayış ıçın bayramdı, bıranla>ış
ıçın yas oldu Bır yanda H. Âii Yucel donemınde
dılımıze çevnlen 570 dunya klasığıyle bırlıkte 3
bın, 5 bın kıtaba sahıp köy enstıtulen \aratan an-
la>ış. bır yanda Turk-Islam sentezı adı altında ge-
ncı, şenatçı >avınlan Mıllı Eğıtım'e sokan anla-
yış Bır yanda koy koy dolaşarak ılkokulu bıtır-
mış yeteneklı koy çocuklannı toplayarak dev let
elıyle eğıtım gormelennı sağla>an Tonguç un an-
la>ışı, bır \anda "Bentzemgkıleri severim" dıyen-
lennanlayışı Bırvaoda 1942 vılında \nQveKo>
Enstıtusu'nde İsme» İnönü ve H Â Yucel'e Be-
ethoven'ın 9 Senfonısı'nı dınleten koy çocukla-
n. bır yanda muzıkten, resımden. tı>atrodan. sa-
nartan habersız bılımsellıkten uzak ımam-hatıp-
iı yonetıcılerle dolu de\ let anlayışı
Bıryanda •işiçinde.işaracıljgıyla.işiçineğitim'
sloganıvlayola çıkan. toplumsalkalkınmaveure-
tım ıçınde eğıtım anlavışı. bır >anda 'kuçuk Ame-
rika' yaratma adı altında. az kazanıp onurlu ya-
şamayı yeğleyenlen becenksız savan, parayı her
şeyın olçusu goren. 'isjni bilen, koşevi döner' an-
layışı bıryanda. Turkıve'>ı dorteşıtparça>aa>ı-
np her bolgede 5 koy enstıtusu açarak eğıtımde
fırsat eşıtlığıne onem veren bır eğıtım coğraf>ası
oluşturan, voksul ko> çocuklannı tanmı> la, el sa-
natlan>la, peynır yapımından me>ve yetıştırme-
ve duvarcılıktanmotoronanmınauretımedonuk
eğıtırken resmı> le. muzığıyle. vabancı dılıy le de
beyınlennı besleyen, çok yonlu, elınden her ış ge-
len bıreylere donuşturen anlayış. bır yanda ozel
okullann açılmasını destekleyen. dev let kavnak-
lanyla açtığı unıversıtelen gencı-şenatçı kadro-
lara terk eden. dev let okullannı kısıtlı odenekler-
le nıtelıksızlığe mahkûm ederken M Eğıtım but-
çesınden ozel okullara. ozel unıversıtelere kaynak
aktararak paralı eğıtımı besle>en. voksul kov ço-
cuklanna ıse seçenek olarak Kuran kurslan ve
ımam- hatıplen bırakan anlayış
BıryandaI Inonu'nun.bırgezısınderastladığı,
Savaştepe Koy Enstıtusu'nun hav vanlannı otlatır-
ken 'Antigone' oku>anoğrencı. bıryanda Red Kıt
okumayı seven devlet başkanı Bıryanda her haf-
ta duzenlenen, bır öğrencının yonettıgı tartışma
programlanyladuşuncelennaçıkçasoylenebıldı-
gı. oğretmenlenn eleştınlebıldığı demokrası>e ve
hukuka saygılı bıreyler >etjştırme>ı amaçlayan
anîa> ış, bır yanda "Anavasajı bir kere ddmekie
bir şcv olmaı" dı>en. dev let ışlennı "benyaptım
oJdu" mantığıv la yuruten. bakanlanna el opturen
anlayış Bıryanda dene>sel eğıtımle oğrendıkle-
nnı >aşama geçıren. bılımsel yontemlen koylere
taşıvan anlayış. Hasanoğlan Koy Enstıtusu'nde
ogrendıklenyle Pulur Koy Enstıtusu'nun elektnk
sorununu çozen oğrencı Hasan Gülel (Yerleştığı
Antalya'da. olumunedegınçevresındekıherkesın
yardımına koştuğundan 'Ptnisiün Hasan"olarak
tanınır) Bır >anda "Tıirkiye've çağ atiatma'adı
altında gelır dağılımını altust ederek varsılı daha
varsıl, yoksuiu daha yoksul eden, yaşam pahalı-
lığına çozum olarak dışalımı arttırmayı gören, tu-
ketımı korukîejen anla>iş. teknolojıye salt alıcı
olarak ha>ran bır lıder Bır vanda derslıklen>le,
ışlıklenyle okul bınalannı kendı vapan. taş taşı-
>an. harç karan. toprağı ışleyen. tukettıklennı ken-
dı ureten ko> çocuklan, bıryanda ozelleştırmeadı
altında. cumhun>etın sanavıleşme alanındakı bı-
nkımlennı mılvonlarca dolar odeyerek vabancı
uzmanlann değerlendırmesıne bırakan. Engin O-
van'lan. çıfte pasaportlu prenslen dev letın ust ka-
demelenne taşıyan anlayış Bıryanda bırey ola-
rak kendı a>aklan ustunde duran, bılınçlı aydın
ınsan >aratma> ı amaçla>an. Tonguç'un soylemıy-
le **Kö\lu övlesinc canlandınlmalı ki onu hiçbir
guç, kendi çıkanna insafsızca somurmesiru kov un
sakinlerine kole vıe usak muamelesi vapmasın" dı-
>enanlayış bır>anda'ezan,bavrak'sovlemlerıy-
le avutulan. kendılerını kurtaracak 'ana, baba"
arayan umarsız. her şeyı başkalanndan bekleyen
ınsanlar v aratan anlayış
Sozun kısası, bır>anda ınsanayatınm yapan an-
la>ış. bıryanda faıze. repoya yatırım yapan anla-
yış tşte bu nedenle 17 Nısan çok onemlıdır Bu
ıkı anlayış arasındakı farkı goreme>enlere, tum
olumsuz gelışmelerden cumhunyetı sorumlu tu-
tarak "•70>illıkdevletideok)jisi'' adı altında bu ıkı
anla>ışı bır kefeye koyanlara karşı 17 Nısan'ı
unutnıayııı ve yıne unurmayın kı agaç kesenın gol-
gesı olmaz
Düşün ve Sanat Yapıtlarmı Derleme...
LEMAN ŞENALP Uzman Kütuphanecı
B
ır ulusun kulturel varlığını oluştu-
ran. basılmış ya da çeşıtlı yontem-
lerle çoğaltılmış duşun v e sanat ya-
pıtlannın, yasal yolla toplanması,
toplumun bılgısıne sunulması ve
gelecek kuşaklara aktarılması
amacıyla yapılan tum ışlemlere derleme ışlen
dıyoruz
Araaç: Ulke ıçınde uretılen tum basılmış ya da
çoğaltılmış duşun ve sanat urunlennın denetımı
ve bunlardan toplumun ve gelecek kuşakların
yararlanmasını sağlamak
Tarihçe: Basımev lennın. ya>ınevlerının. ya-
zarlann basılan her yapıttan bır ya da bırkaç nus-
hayı devlete verme zorunluluğu, XVI yuzyılın
ılk yarısından ıtıbaren, çeşıtlı ulkelerde u>gu-
lanmaktadır Bu konuda ılk kez, Fransa Kralı 1.
François 1537'de çıkardığı bır fermanla, basılan
her kıtaptan bır nushasının kendı ozel kutupha-
nesıne venlmeden satışa çıkarılamayacağını bıl-
dırmıştır 1624 yılında, Almanya Kralı II. Ferdi-
nand da aynı doğrultuda bır ferman ya> ımlamış-
tır Boylece. basımev ının buiunuşundan sonra,
devletın ya da kılısenın denetım amacıyla aldı-
ğı nushalara bıryenısı eklenmış oluyordu Daha
sonralan. devlet. kutuphane koleksıyonlannın
zegınleştınlmesı amacıyla, bazı onlemleralmak-
ta gecıkmedı Orneğın. Hollanda Hukumetı 16
Şubat 1679'da "Oktru^ resmi" koydu Buna
gore Leıden Kutuphanesı'ne bırnusna vermeyen
basımev lennın çalışma ızınlen gen alınacaktı
XVIII yuzyılsonlanndayasaduzenleyıcıler.ba-
sım ıznı ve tekel sıstemı verıne. vazar hakkının
resmı formahtesı olarak kıtabın teslım ve kayıt
(tescıl) esasını benımsedıler Bırçok ulkede, ya-
zar haklannın korunması amacı>laı toplanan
nushalar kutuphanelere venlmektedır Yuzyıl-
lar boyunca. ıster kontrol, ıster duşun haklannı
koruma. ısterse kutuphane koleksıyonlannı zen-
gınleştırme amacına yonelık olsun vapılan tum
uygulamalar. bır zorakı bağış. daha dogrusu do-
laylı bır vergı nıtelığındedır Zamanla. çağdaş
derleme yasalan hazırlanırken. yayıncılann, ba-
sımev lennın çıkarlan buyuk olçude korunmuş-
tur Derlenen yapıtlar ıçın. devletçe herhangı bır
odeme v apmak olanaksızdır Ancak hemen he-
men her ulkede vayımlanan "ulusal kavnak-
ça"larda, derlenen yapıtlann tanıtılması yoluy-
la. bır çeşıt dolaylı odentı yapılmaktadır
Türkiye''dederlemeişleri: Bızde bu konuda ılk
çalışmalar. basımev ının yurdagırışınden 135 yıl
sonra, 1865 yılında>ururlugegıren ılk^basınya-
samız" nıtelığındekı "Matbual Ni^amnamesi
(Tüzûğü)" uvgulamasıyla başlatılmıştır Bu tu-
zuğun derleme ışlenvleılgılı 4 maddesı u>ann-
ca. yayımlanacak gazete, dergı ve başka basılı
urunler ıçın onceden ızın alınacak, Istanbul'da
yayımlanan gazete ve dergılerın ımzalı ya da
muhurlu bırer nushası Basın Mudurluğune, taş-
rada ıse valılıklere verılerek derlenecektır Bu
>ukumluluklerı yenne getırme>enlerden 10 al-
tın para cezası alınacağı belırtılmıştır Bu basın
tuzuğu, bazı şıkâyetler uzerıne. 1867 yılında
Sadrazam AJi Paşatarafından yururlukten kaldı-
nlmıştır 25 Mart 1888'de "Matbaalar Nizamna-
mesi" yayımlanmıştır Bu tuzuğun 19 ve 23
maddelerı derleme ışlerıyle ılgılıdır Buna gore
hıçbır basımev ı sahıbı basacağı kıtap ya da der-
gıyı Maanf Nezaretı'nden gereğıne uygun ola-
rak ızın aimadıkça basamaz Basıldıktan sonra
da kaç nusha basıldığını bıldıren bır dılekçe ıle
ıkı nushasmı Istanbul'da Maanf Nezaretf ne. taş-
rada valılıklere vermek zorundadır Dınle ılgılı
kıtaplann basılması da aynı hukumlere bağlıdır
Lıtografya ve fotografya ve başka araçlarla ba-
sılan ve çoğaltılan başka urunler. notalı ve nota-
sız şarkılar. başka muzık yapıtları ve 23 madde
gereğı derlenen her çeşıt resım. tasv ır. madalya.
arma ve benzerı şe>len basıp >a>anlar. sergıle-
> ıp satanlar da 19 madde yukumluluklerıneuy-
mak zorundadırlar Derleme ışlen. bu tuzuk ıle
oldukça kapsamlı tutulmuş ve ağır cezaı hukum-
lerle denetım altına alınmı^tır Ancak bu donem-
de. toplanan tum basılı urunlerın nerelerde ko-
runduğu ve ne olduğu hakkında hıçbır bılgımız
>oktur
Cumhurıvetın ılanından sonra. 1926 yılında
Istanbul Unıversıtesı Kutuphanesı Muduru olan
F.E. Karatav, 1925 tarıhlı Fransız Derleme Ya-
sası'nı hemen hemen aynen dılımıze çevırerek
*ilk derleme vasası taslağı'nı hazırlamıştır Tas-
lak. TBMMencumenlennekadar burokratık en-
gellen aşmışsa da bu yasa taslağını. yenı bır ver-
gı olarakalgılayanmılletvekıllerının ıtırazı uze-
rıne yasalaşmamıştır Sonra. 1931 yılında ya-
yımlanan "Matbuat Kanunu"na eklenen bır
madde ıle Turkıye'de basılan her yapıttan ıkı
adedının Matbuat Genel Mudurluğu'ne verılme-
sı zorunluluğugetınlmıştır ^ncak 1934 yılında.
o da Araturk'un çok ısabetlı emırlenyle. "Bas-
ma Vazı ve Resimleri Derleme Kanunıf kabul
edılmıştır 62yıldıryururluktebulunanbuyasa,
basım ve yayın hayatımızda. teknık gelışmeler
sonucu artan duşun ve sanat vapıtlannın çeşıtlı-
lığıne v e dağıtımdakı bazı gereksız uygulamala-
ra karşın. hıçbır değışıklığe uğratılmadan uygu-
lanmaya devam edılmektedtr
Kısaca belirtelim: Derleme yasamızın gunun
koşullanna uydurulması amacıyla, yapılan bu-
tun onerıler. tasarılar bır turlu yasalaşamamıştır
Öneriler: Gunumuzde basım ve çoğalma ala-
nındakı teknık gelışmeler nedenıy le. tıcan v e ya-
> ın amacıv la ka>dedılen ve çoğaltılan plaklar. eş-
zamanlı ses-goruntu kayıtları, kasetler. kompakt
dıskler, sınema fılmlerı v b dokumanlar >asa
kapsamı dışında kalmakta oldugundan. sağlıklı
tam bır bıblıyografîk denetım yapılamamaktadır
Yurukluktekı yasa uyannca. basımev lerı bas-
tıklan her>apıttan. çeşıtlı kutuphanelere dağıtıl-
mak uzere 6 adet Derleme Mudurluğu'ne avrı-
ca yerel v alılıklere. cumhunyet sav cılıklanna. I
Şube Mudurluğu'ne TunzmveTanıtma Bakan-
lığı 'na 2 "şer adet olmak uzere roplam olarak dev -
lete 13adetvermektedırler Busayı bugununko-
şullannda basımev lenne ağır bır malı yuk getır-
mektedır Tasanın cezaı hukumlen de >etersız
kaldığından, bazı basımev len bu > ûkumîulukle-
nnı yerıne getırmemektedırler O\sa. bızde de
Fransa'da olduğu gıbı. 2 adet basımev lerınden,
gerektığıkadarda>ayınevlenndenalınarak. hem
basımev lerının yuku azaltılmış olur, hem de ıkı
taraflı denetım yoluv la. >enı çıkan yayınlann ız-
lenebılmesı kolaylaşmış olur
Basımev ı sahıplennın de yasa uygulayıcılan-
na yardımcı olmalan gerekırken, ne açılış ve ka-
panış tanhlerını ne de adres değışıklıklennı ılgı-
lı kuruluşa bıldırdıklennden. ozellıkle dergılenn
takıbınde çok guçluk çekılmektedır
Yurdumuzda kısa zamanda bır bılgı ağı kurul-
duğu takdırde, kutuphanelere dağıtılmak uzere
toplanan 6 nusha da 1 'e ındınlebılır Dun>adakı
gelışmelere ayak uydurmak zorundayız, çağ
bunu gerektırıyor
PENCERE
TARTIŞMA
Sosyal Sigorta'ya Düşmanlık!
S
os>al sıgortalar.
çalışanlan her
turden zarar
verebılecek
duruma karşı
koru>an. guvenlıklennı
sagla>an. onlara ış kazası \e
hastalıgı ışsızlık, analık
hastalık ışgoremezhk,
yaşlılık veolum hallennde
nesnesel ve parasal >ardım
yapan ve tum bu >ardımlan
bır bağış veya acımalık
olarak değıi. hak olarak
sağlayan ve kazanç amacı
gurmeyen bır sıgorta olup
emekçılerın çalışma
guçlennın uzaması halınde
uğradıklan zararlannı
karşılamak ıçın devlet
tarafından duzenlenmış ve
orgutlenmıştır
Anayasamızın 60 maddesı,
herkesın sosyal guvenlık
hakkına sahıp olduğunu
hukme bağlamiş \e bu
hakkın sağlanmasını devletın
görevlen arasında savmıştır
Aynca tum kalkınma
planlarımızda da sosval
guvenlıgın temel ereklen
saptanmıştır
Sosyal sıgortalan obur butun
sıgortalardan avıran ıçenk
vasal zorunluluk ılkesıdır
Yanı sosyal sıgortalar
dızgesınde çalışanın ışe
başlamasıyla. ışverenra
sosyal sıgortalar
uvgulamalan bakımından
sorumluiuğu sigortalının da
yasal hak ve yararlan
doğmuş olmaktadır Özel
sıgortalar ıse sıgona edılen
ıle sıgorta eden arasındakı
karşılıklı yukümlülüklen
belırten, daha çok kâr
gudusuyle yapılan veadına
"poliçe" denılen tecımsel bır
sozleşmeye dayanır
Anılan nedenlerle
yararlanma bıçımı, pnm
oranı çekınceler sıgorta
karşılığı ve suresı gıbı
unsurların yasalarla
saptandığı ve çalışanlann
belırlı bır kesımını kapsayan
sosyal sıgortalann
ozelleştınlmesı.
anayasamızın 2 maddesınde
belırtılen "sosval hukuk
devleti*>
anlayışıyla
bağda^madığı gıbı, yıne
anayasamızın u
sos>al
giıvenlik hakkı"nı
duzenleyen 60 maddesı
tüm vatandaşlanmızı
kucaklayacak "geoel
sigoıta" uygulamalanna
başlanılmasını
gerektırmektedır
S. Tuğcay Tavhanl
Öğr Gor Fırat
Unıversıtesı - Elazığ
Meraklısına Davul
Zurna Yeter mi?..
Cabir Güzel, Adana'da çıftçılıkle uğraşıyor .
Bu toprağın ınsanı
Beş oğlu vardı
Baba Cabır, 21 yaşındakı oğlu Haydar Güzel'ı da-
vul zurnayla askere yollamıştı
Haydar Onbaşı, Bıngol'de PKK'ye karşı duzenle-
nen 'Atmaca Operasyonu 'nda şehıt duştu
Cenazesı Adana'ya getırıldı
Cabır Guzel
"Şehıtler olmez" dedı, "dort oğlum daha var Be-
nım de otekı çocuklarımın da canımız, gerekırse bu
vatana feda olsun1
Oğlumu davul zurnayla askere
yollamıştım, davul zurnayla son yolculuğuna uğur-
layacağım "
Cenaze musalla taşında beklıyordu
Öğle, saat 13 11
Namazı kılındı şehıdın
Onbaşı Haydar Guzel'ın tabutu omuzlara alınınca,
davullar vurmaya başladı
Zumalar çalmaya
Beyaz mendıller çıktı .
Beyaz mendıl, hasretı sımgeler
Şehıt anası Nebıha Güzel, hem ağlıyor hem de
'hey hey de hey hey' dıyordu
Gunduz gozuyle çıplaklaşan acının ışınları, gozya-
şının merceğınden suzulurken ana yureğınde kırılı-
yordu
Guneş tam tepedeydı
Toprak ayakların altında
Anadolu toprağıydı bu1
•
Anadolu'yu duyumsamaya çalışmak, gerçeğe
ulaşmanın pusulasına yonelmekle anlamdaş
Anadolu parçalanmak ıstemıyor
Bolunmekten hoşlanmıyor
Anadolu halkı, şehıtlerının cenazesınde davul zur-
na çalmaya başladı
Ne demış atalanmız
"Anlayana sıvnsınek saz
Anlamayana davul zurna az"
Anadolu'yu parçalamak ıçın kardeşı kardeşe duş-
manlaştıran çağdışı fıkırlerı, ınançlan duşuncelerı
kuramları bıryana bırakmayanlarpışman olacaklar
Çukurova'da şehıt oğlunu davul zurnayla mezar-
lığa taşıyan aıle ne dıyor
- Su vatanı boldurmemi
Anadolu'da Yeşılırmak'tan akan su, Kızılırmak'a
kanşıp Sakarya ıle bırleşır, Fırat a Dıcle'ye karışır
Seyhan'la butunleşır Menderes Ovası'nı sular, Van
Golu'ne katılır, Ataturk Barajı nın su duzeyını yuksel-
tır, bu coğrafyada yaşayan ınsanlann geçmışı Hı-
tıt'ten başlıyor, Selçuk a varıp Efes'te hacı oluyor,
Osmanlı'yla yoğrulduktan sonra Mıllı Mısak'ta karar
kılıyor, 21 'ıncı yuzyıla 4 kala, Istanbul'da Dıyarba-
kır'dan daha çok Kurt yaşıyor
20'ncı yuzyılda emperyalızm, Anadolu'yu ılk kez
1919'dabolmek ıstedı
1990'larda ıkıncısını yaşıyoruz
Halk durumu anladı ,
Anadolu'yu bolmek ısteyen fikır, sıyaset, orgut eyf
lem dış kokenlıdır j
Sırtını Avrupa'ya dayamıştır.. ^ ^ l l u . . ,i
Surıye'de uslenmıştır ' - - ' • - • j
Duzde yaşayamıyor. " '»
Dağa kaçıyor ı
Duzde yaşayamayan, dağda da uzun sure barına*
maz, bu yurdu bolecek gucu yoktur
Adanalı Cabır Guzel, bu gerçeğı oğlunun cenaze
törenınde davul zurnayla ılan ettı
Zurnanın zırt dedığı yerdeyız '
Şehıt onbaşının cenaze törenınde vuran davulun
tokmağı, kos dınlemışlerı uyandıramazsa, akacalj
kanın gunahı vebalı ustlerınedır ,
SERAP KARTAL
26.12.1965 .... /
"Insan ya hayrandır sana, ya düşman
ya hıç yokmuşsun gıbı unutulursun
ya bırdakıka bıle çıkmazsın akıldan"
bizi bıraktın gittin
seni çok, ama çok özledik.
Aiican - Mehmet KARTAL
TEŞEKKÜR
E^ım \YLA SELEK ı ba>anlı bır b\ pa» amclı\aiı ıle \a>anu
donduren ge^t uunduz derneden üore\ bdşmda bulunan do^tum Sa\ın
Doç Öp Dr
ÖMER IŞIK'a
\e gerek amelıvat sırasında \e ^erek daha sonra ona \ardınıcı olan
K.o^u>olu Kalp \e Araştımıa Hastaneü nde oz\erı\le gorev \apan dıger
hekımlere hemşırelere %e personele uzun »uren tedaMMnı jefVal \e
oz\erııleustlenen Dr \LTLĞ TINCER %c Dr H\SAN \RD4va
\e bu konuda da vardımlarını oırgeıneven dıjer hekımlerle kojuvolu
Kalp \e Ara^lırnıa Hastanesı nı omck bır hastane halınt jetımıı^
bulunan \t c«ımın tedaıiiindı. dt Mrdımlannı eMr^ıme\<.n Haımnt
Başlabıbı Saıın Doç Op Dr CEV AT V AKLT a şukranlanmı
sunarım
ALP SELEK
AHMET KAYIKÇI
ölüm unutmaktır derler....
Ben senı hıç unutmayacağım
ÖZC\> AKV4RD4R
Pasomu ve nufus cuzdanımı kaybettım hukumsuzdur
Arzu ÇATAİCLl
Pasaportumu kavbertım hukumsuzdur Sebahanm AKEL