29 Nisan 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
3 SUBAT 1996 CUMARTESİ CUMHURİYET SAYFA HABERLER Deniz Nakliyat için armatör Erhan Yücel, Kalkavan ve Yardımcı aileleri devrede Ihalede armatöıier yarışacakANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - Deniz Nakliyat AŞ'nin tüm malvarlığıyla blok satışı ıçin açılan ihalede armatörler yanşacak. Şirketin ihalesinde teklif veren Denizcilik NakJiyat Ortak Girişim Grubu'nun tanınmış sanayici ve armatörler Kalkavan ve Yardımcı ailelerinden oluştuğu, diğer öneri sahibi Martı Denizcilik AŞ'nin de Istanbul Deniz Tıcaret Odası Meclis Başkanvekilliği'ni yapan armatör Erhan Yücel'in şirketi olduğu öğrenildi. DSP Grup Başkanvekili Prof. Miimtaz SoysaJ'ın, Deniz NakJiyat AŞ'nin Başbakan Tansu Çillere yakın •DSP Grup Başkanvekili Prof. Mümtaz Soysal'ın, Deniz Nakliyat AŞ'nin Başbakan Tansu Çiller'e yakın olan armatörlere satılacağı yönündeki açıklaması, dikkatleri ihaleye çevirdi. olan armatörlere satılacağı yönündeki açıklaması, dikkatleri ihaleye çevirdi. Deniz Nakliyat AŞ için 7 öneri geldi. Alınan bilgilere göre ihaleye Deniz Nakliyat AŞ adıyla katılan grup, ünlü sanayici ve armatörler Kalkavan ailesi ile Diler Holding'in sahibi Yardımcı ailesinden olusuyor. İhaleye aynca, Denizcilik Okulu mezunlan denizciler ıle kurumda çalışan işçiler, "ortak girişim grubu" olarak ayn ayn öneri verdiler. ihaleye katılan diğer bir ortak girişim grubu da 62 denizcilik firmasından oluşuyor. Bunlann dışında Furtrans Denizcilik Ticaret AŞ, Yazeks Iç ve Dış Ticaret AŞ ihaleye katıldı. Şirket için öneri veren diğer bir firma da Istanbul Deniz Ticaret Odası Meclis Başkanvekilliği yapan ve DYP Muğla Milletvekıli Yalun Erez'e yakın olduğu belirtilen Erol Yücel'in ortağı olduğu Martı Holding. Yetkililer, ihalede, Kalkavan ve Yardımcı aileleri ile Martı Holding'in şanslı olduğunu belirttiler. Ozelleştirme Idaresı Başkanlığı'nın, Deniz Nakliyat AŞ tarafından Türkiye Gemi Sanayii'ne 10 yıl önce ısmarlanan, ancak ödemedeki anlaşmazlık nedeniyle halen tamamlanmayan 4 gemi ile ilgili olarak aldığı, iki kurumun da haklanndan "feragat" etmesi yönündeki karannın da ihaleye katılan bu armatörlerin isteği üzerine gündeme geldiği savlandı. 4 gemi ile ilgili anlaşmazlıkta çözüm bulunamadığı ve TBMM KİT Komisyonu'nun, iki kurumun da haklannı devretmesi yönündeki görüşe katılmadığını belirten yetkililer, şu açıklamayı yaptılar: "Ancak ihaleye kaülanlann, anlasma sağlanmadan şirkctleri almayacaklan yönündeki açıldamalan üzerine idare devreye girdL KİT Komisyonu'nun karanna karşın, iki kunımdan da haklanndan feragat etmeleri ve gemikrin bir an önce tamamlanarak Deniz Nakliyat AŞ'ye verilmesi istendi. Tabii Deniz Nakliyat'ı alacak kişi, bu 4 gemiyi de alacak." Ozdemir sabancı'nın oğlu vonetimde Sabancı Holding yeniden yapılanıyor Ekonomi Servisi- Ozdemir Sa- bancı suikastı ile sarsılan Sabancı ailesi, holding bünyesindeki şirket- lerin yönetimini profesyonellere bı- rakıyor. Grupbaşkanlıklanndan ay- nlacak olan Sabancı kardeşler, aıle- den üçüncü nesil ve profesyonel yö- neticilerin katılımıyia genişletilen 13 kışihk holding yönetim kurulun- da sadece genel politikalann yön- lendirilmesi ve denerim noktalann- da rol oynayacaklar Sabancı Holding'in yenı yönetim yapısında teröre kurban giden en küçük kardeş Özdemır Sabancı'nın yerine, Japonya'da eğıtim gören oğ- iu Demir Sabancı yönetim kurulu üyelığıne atanırken. Anavatan Par- tisi izmır Millervekili ve eski Dev- let Bakanı Işuı Çetebi'nın holding yönetim kurulunun yenı üyeleri ara- sında yer alması dikkatı çekti. Sakıp SabaiKL dün yaptiğı yazı- lı açıklamada, 2000'h yılların gere- gine uygun olarak topluluğun yeni- den yapılandınlması ve aile şırkenn kurumsallaşmaya geçış asamasınm tamamlanması için uzmanlarca yü- rütülen çalışmalann lOyıldırsürdü- rüldüğünü vurguladı. Yeni yönetim yapısının uygulamaya geçışinin ta- lıhsız bir döneme rastladığını kay- deden Sabancı, "Son bir yıkür hız- Landınlan bu çabşmalara rahmetii Ozdemir Sabancı'nın japıcı katkı- lan olmuştu. Ç alışmalann netice- lendirilmesinde vapıcı katkılan ol- muştu. Ne vazık ki neticeyi göretne- di. Yeni vapılanmayı imzalamak rahmeüi Ozdemir Sabancı'nın çok değer verdigi ve ölümünden bir gün sonra yönetim kuruluna atanan oğ- lu Demir Sabancı'ya nasipoMu" de- di. Sabancı kardeşlerin başından ay- nldıklan şirketleri bünyesınde top- layan 5 grup başkanlığınm sayısının 12 'ye çıkanldığını, şirket genel mü- dürlüklerinin bu gruplara bağlı ça- lışacaklannı bildiren Sakıp Saban- cı. holding genel koordinatörlüğü- nün de hedef ve strateji belirleyerek koordineli çalışmalan yürütmeyi sürdüreceğini ifade etti. Holding yönetim kurulunda Özdemir Sa- bancı'dan boşalan üyeliğe oğlu De- mir Sabancı getirildi. Aynca sayısı arttınlan yönetim kurulu üyelikJeri- ne aileden Güler Sabancı,ÖmerSa- bancu Suzan Sabancı Dinçer ve EmineKamışbıle grup ıçınden Ha- zım Kantann ve ANAP Izmir Mil- letvekilı Işın Çelebi getinldi. Yeni yönetim şeması ile, Lastik Takviye Grup Başkanlığı'na Güler Sabancı, Ambalaj Grubu Başkanlığı'na Mehmet Civelek, Tekstıl Grubu Başkanlığı'na Yaknn Sabancı, Gıda Grubu Başkanlığı'na Aziz Köseoğ- lu, Çimento Grubu Başkanlığı'na Ayduk Çelenk, Kimya Grubu Baş- kanlığı'na Ömer Sabancı, Otomotrv Grubu Başkanlığı'na Hazım Kan- tarcı, Dış llışkiler Grubu Başkanlı- ğı'na Ertgin Tuncav, Banka Grubu Başkanlığı'na Özen Göksel ve Si- gorta Grubu Başkanlığı'na Güngör Uras seçildi. Yönetim kurulu üye- leri arasındaki grup dağılımında ise Yönetim Kurulu Başkanı ve Mu- rahhas üye Sakıp Sabancı Lastik Takviye ve Ambalaj gruplannın so- rumluluğunu üstlendi. Özdemir Sabancı ile aynı suikast- ta yaşamını yitiren Haluk Gör- gün'den boşalan Toyota-Sa Genel Müdürlüğü'ne Hazım Kantarcı, on- dan boşalan Brisa Genel Müdür- lüğü'ne deAhmet Piker atandı. Doğu Tiirkistanlılardanprotesto İstanbul Haber Servisi - Doğu Türkistanlı bir grup göçmen, Sultanahmet'teki Isa Yusuf Alptekin Parkı'nda bulunan şehıtler abidesı üzerindekı Doğu Türkistan bayrağının sökülmesı için girişimde bulunduğu gerekçesiyle, Çin Halk Cumhuriyeti'nı protesto etti. Doğu Türkistanlılar önce Çin Halk Cumhuriyeti'nin Mecidiyeköy Ortaklar Caddesi'ndeki Başkonsolosluk binasının önûnde toplanarak siyah çelenk bıraktılar. Topluluk daha sonra Sultanahmet'teki Yusuf Ziya Alptekin Parkı'na girti. Burada okunan bildıride parktaki "Gökbayrak plaketinin" Çin'in iç işlerine kanşılması şeklinde yorumlanmasının yanlış bir anlayış olduğu belirtilerek Doğu Türkistan'ın Çin toprağı değil, Türk yurdu olduğu ' savunuldu. Doğu Türkistanlı protestocular, Isa Yusuf Alptekın'in oğlu Arslan Alptekin ve tstanbul Ülkü Ocaklan Başkanı Erdal Karkoç'un yaptığı konuşmalardan sonra sessiz bir şekilde dağıldı. Türk ve îsviçre Interpolü'nün ortak çalışması sonucu, uranyum kaçakçılığı yapan şebeke yakalandı Uluslararası uranyum operasyonuİstanbul Haber Servisi- Isviçre'nin başkentı Bem'de Haydar Akhan isımli bir Türkte yakalanan zengınleştirilmiş uranyumun Türkiye'den gittiği belirlendı. Akhan'ın ifadeleri doğrultusunda Türk ve İsviçre Interpolü'nün ortak çalışması sonucu Türkiye'deki uranyum şebekesi ortaya çıkanldı. Yalova ve istanbul polisinin yaptığı ortak operasyonlarda İsviçre'de pazarlanmak üzere 1 kilo 128 gram zenginleştirilmiş uranyum ele geçirildi. Bir emniyet yetkilisi oldukça fazla kâr bırakan, ancak bir o kadar da tehlıkelı bu kaçakçılığın genelde Rusya üzerinden yapıldığını belirtti. İsviçre'den başlayan, Yalova ve İstanbul Osküdar'da biten uranyum kaçakçılığıyla ilgili olay şöyle oldu: Geçen hafta içinde Konya- Karapınar doğumlu olan Türk uyruklu İsviçre vatandaşı Haydar Akhan, İsviçre'de 12 gram uranyum ile yakalandı. Akhan, ifadesinde. uranyumu Sami Akkaya isimli bir kişiden aldığını, ancak sadece telefonunu bildiğini söyledi. Araştırmalar sonucunda Akkaya'nın izi Yalova Dantel Sitesi'nde bulundu. Buraya yapılan operasyonda, Akkaya ile birlikte biri Azeri, biri Gürcü üç kişi yakalandı. Sami Akkaya'nın yapılan sorgusunun ardından 12 gram uranyumu Akhan'a numune olarak verdiği anlaşıldı. Yine sanık ifadelerinden hareketle bu kez Üsküdar'da bir eve daha baskın yapıldı ve burada 1 kilo 128 gram uranyum ele geçirildi. Yalova Emniyet Müdürlüğü'nün konuyla ilgili yaptığı açıklama şöyle: "Şahsın yapılan sorgusunun devamında.evinde bulunan uranyum maddesinin, Gürcistan'dan temin edilmesinde, yurda getirilmesinde, ynrtiçinde ve dışında pazarlanması çalışmalarında, finans temininde Osman Oruç, Adem Solmaz ve Yusuf Ziya Peker isimli şahısların ortak oldukları anlaşılmıştır.Bu kişiler yakalanmış ve haklarında yasal işlemler başlatılmıştır." Bilgin ve Doğan'ın reklam ortaklığı ANKARA (ANKA) - Basın sektörünün iki güçlü ismi, sahibi olduklan TV'lerde yayımlanacak reklam kuşakJannı tek elden pazarlamak için ortakhğa gitti. Sabah grubunun sahibi Dinç Bilgin ile Hürriyet ve Milliyet gazetelerinin sahibi Ayduı Doğan, bu amaçla ortak şirket oluşturdu. ANKA'nın edindiği bilgiye göre "Bünpaş Birleşik Medya Pazarlama AŞ" adı verilen şirketin sermayesi 5 milyar lira olarak belirlendı. Şirkette Dinç, Güler ve Onay Şevket Bilgin, Esra Bilgin Pbüey, Avdın, Işıi, Viıslat, Hanzade ve Begümhan Doğan, Arzuhan ve Mehmet AB Yalçuıdağ, Ozcan Ertuna, Ahmet Fatih Ediboğlu, Yaşar Eroğlu ve Faruk Bayhan ortak olarak yer aldı. Bimpaş Medya Pazarlama, Kanal D ve atv ile bu kuruluşlann oluşturacaklan diğer TVlerin programlannda, ayıracaklan reklam dilımlerini pazarlayacak. Şirketin ilk yönetim kurulunda Özcan Ertuna, Ahmet Fatih Ediboğlu. Yaşar Eroğlu ve Faruk Bayhan yer aldı. Şirkette aynca. her iki tarafi eşıt biçimde temsil etmek üzere iki genel müdür atanacak. Darülaceze'nin tarbşmah yıldönümü • İstanbul Büyükşehir Belediyesi tarafından Darülaceze'den zorla çıkanlan Darülaceze.yakfı Başkanı îzzet Cahit Özden, Darülaceze'nin kuruluş tarihinin 2 şubat değil, 31 ocak olduğunu söyledi. İstanbul Haber Servisi - Darii- laceze'yi kimin yöneteceği tarnş- malan sürerken istanbul Büyük- şehir Belediyesi, Darülaceze'nin 100. kuruluş yıldönümü etkinlik- lerinı baslattı. Darülaceze'den. ts- tanbul Büyükşehir Belediyesi ta- rafından zorla çıkanlan Darüla- çeze Vakfı Başkanı lzzet Cahit Özden, 2 şubat tarihinin yanlış ol- duğunu belirterek Darülaceze'nin 100. kuruluş yıl dönümünün 31 Ocak 1996 olduğunu söyledi. İs- tanbul Büyükşehir Belediyesi Da- rülaceze Müessese Müdürlü- ğü'nün. Darphane'ye bir yüzün- de II.Abdülhamid'in portresi bu- lunan bin adet altın madalya bas- tırttığı öğrenildi. İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Tayyip Erdoğan, Darü- laceze'nin 100. kuruluş yıldönü- mü etkinliklerini, Darülaceze'yi kuran Abdülhamit'in türbesini zi- yaret ederek baslattı. Dualann okunmasından sonra türbe çıkı- şında gazetecilerin sorulannı ya- nıtlayan Tayyip Erdoğan, Abdül- hamit ile ilgili, "Türkiye'de tarih kısmen bizün bütün büvüklerüni- zi. maalesef layık oünadıklan ha- karetlerie anmıştır" dedı. Abdül- hamıt ıçin "Kıal Sultan'", Vahdet- tin için "vatan haini" denildiğini İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Tavyip Erdoğan, Abdülhamit'in türbesini zivaret etti. belirten Erdoğan şunlan söyledi: "Ama bunlann üzerinden uzun yıllargectikten sonra gerçekler or- taya çıkma>a başlıyor. Kimin va- tan haini olup olmadığı, kimin kı- zılolupolmadıgL.. Abdülhamit'in istibdatçı olduğuna kesinlikle inanmıvorum. Adaleb'nin gereği- ni yapmıştır. L lu hakan olduğuna inanıyorum." İstanbul Büyükşehir Belediye- si tarafından Darülaceze'den zor- la çıkanlan Darülaceze Yakfı Başkanı lzzet Cahit Özden, 100. kuruluş yıldönümü için 2 şubat tarihinin yanlış olduğunu. doğru tarihin 31 Ocak 1996 olduğunu söyledi. Darülaceze'nin tarihine ilişkin Tarih ve Toplum Vakfı'na çok ge- niş bir araştırma yaptırdıklannı ve bu araştırmanın yakında kitap olarak yayımlanacağını belirten Özden. kendılennin Darülace- ze'den zorla çıkanlmasina ılışkın mahkemeden yürütmeyi durdur- ma karan almalanna karşm, bu karara uyulmadığını açıkladı. İstanbul Büyükşehir Belediye- si 'nin Darülaceze konusunda yet- kili olmadığını öne süren Özden, daha sonra şunlan söyledi: " Bunlann maksadı üzüm ye- mek değil, bekçi dövmek. Darüla- ceze'deki fakir fukara insanlara yardım etmek değil. kendi ideolo- jilerini ya> nıak. Ve bu ortamda ne bulurlarsa istiladc edhoriar. Mer- cümek'in paraları gibL Dariilace- ze'de de toplanan paralann nere- ye gittiği mechul. Çünkü Darüla- ceze'deki makbuzlan kendi mat- baalannda basnnvoriar, kontrolü yok. Dıyelım ki makbuzlann bazı- lan kayboldu. Aynısını bastırabi- lır. Çünkü kendi matbaasında bas- tınyor, bir denerim mekanizması yok. Biz, Vakıflar Genel Müdür- lüğü'ne, Içişleri Bakanhğı'na, Maliye Bakanhğı'na hesap veri- yoruz. Bunlann böyle bir işleri yok. Bildikleri gibi çalıp oynuyor- lar. Çünkü Darülaceze bir merha- met müessesesi. Her şeyi su gö- türüyor. Bunlann maksatlan Da- rülaceze'yi kutlamak değil. Irticai ne varsa onu ortaya çıkarmak, onu körüklemek. Geçen yıl Darülace- ze'nin kapısına Abdülhamit'in bir portresini astılar. Aylarca orada asılı kaldı. Gaziosmanpaşa oiay- lan sırasında Şişli Cumhuriyet Savcılığı tarafından kaldınldı. Biz Atatürk'ü 10 Kasım'da bir gün anıyoruz. Maksatlan, cumhuriye- ti kötüleyici ne varsa kullarjnak." Öte yandan İstanbul Büyükşe- hir Belediyesi Darülaceze Mü- dürlüğü'nün, Darphane'ye, bir yüzünde Darülaceze'nin giriş ka- pısı diğer yüzünde ise Abdülha- mit'in portresi bulunan, bin adet altın madalya bastırttığı öğrenil- di. 10 bin gram 995 ayar altının, müessese müdürlüğü tarafından temin edilerek yaptınlan altın ma- dalyalann, açık arttırma ile satıla- rak Darülaceze'ye gelir elde edi- leceğı öne sürülüyor. Bin adet al- tın madalyanın yaklaşık maliyetı 9 milyar lira. ARAYIŞ TOKTAMIŞ ATEŞ Kabak Tadı••• Kendimden biliyorum. Eğer bir köşe yazan aynı ko- nuyu defalarca ve defalarca yazarsa sonunda kabak ta- dı veriyor. insan yazıya şoyle bir bakıyor ve gene aynı konu olduğunu görünce okumuyor. Bu nedenle, okur- lanmın sabnnı taşırmamak için, birkaç kez 'bu son ya- zı' dememe karşın, 'hoşgörü ödülü' ve ardından Fet- hullah Gülen'le el ele resım çektırmemız konusuna de- falarca deginmek zorunda kaldım. Bu konuya defalarca deginmek zorunda kaldınrv çün- kü öylesine seviyesiz suçlamalarla, öylesine utanç ve- rici karalamalarla karşılaştım kı bu suçlama ve karala- malar karştsında susmak, yapılan suçlama ve karala- malan kabul etmek anlamma çekılebilirdı. Bu konuya defalarca deginmek zorunda kaldım; çün- kü kimileri öylesine karanhk ve hoşgörusüz bir Musta- fa Kemal 'imajı' sergilemekteydiler ki çok farklı att kim- likler içindeki halkımız, böyle bir imaj karşısında şaşkı- na dönebilir ve ortaçag karanlığını sevgı dolu kocaman yureği ile aşmaya çalışan bu çağdaş liden, katı bir des- pot olarak görebilirterdı. Bu konuya defalarca deginmek zorunda kaldım; çün- kü günümüzün 'Atatürkçüsü 'nün, su katılmamış bir de- mokrat olması gerektığıne ve çağdaş ve laik cumhuri- yetimizi ve değerlerımızi demokrasinin kuralları ve ku- rumlan içinde savunabileceğine inanıyorum. Bu konuya defalarca deginmek zorunda kaldım; çün- kü Atatürk'ün esennı yıkmaya çalışanlaria mücadele ederken salt 'zart-zurt'un yeterii olmayacağını düşünü- yorum, insanlan ikna etmenın de önemli olduğunu ve bizim kuramsal yapılanmamızın buna yeteceğine güve- niyorum. Bu konuya defalarca deginmek zorunda kakjım; çün- kü 'benden farklı düşünen' ınsanlann duşüncelerini de 'dinlemeye değer' ve 'saygın' buluyorum ve demokra- sinin kurallan ve kurumlan içinde kaldıklan sürece, bu insanlann da duşüncelerini dile getırmeye haklan oldu- ğunu ve buna karşı çıkmanın, demokrasiyle bağdaşır birşey olmadığını düşünüyorum. Bu konuya defalarca degınmek zorunda kaldım; çün- kü hoşgörünün ve uzlaşma arayışının, 'ödün vermek' ya da 'birilenni meşrulaştırmak' olarak yorumlanması- nı çok ayıplıyor ve aksıni savunuyorum. Beğensek de beğenmesek de bu toplumda bizden çok farklı düşu- nen insanlarla birarada yaşamak zorundayız ve 'birlik- te yaşamanın' yollannı bulmak durumundayız. Karşı- mızdaki insanlardemokrasi kurallan içinde davranıyor- larsa ve davrandıklan sürece, biz de aynı kurallar için- de kalmak meçburiyetindeyız. Günümüz Türkiyesı'nde geniş bir 'şenatçı' kitle var. Aslındabu kitle; ne kimılennın 'yandaş'olduklan için ne de kimilerinin 'karşı' olduklan için 'abarttıklan' kadar geniş ve büyük. Yüzde 15-20 kadar bir kitle bu. Ve ge- lir dağılımının böylesıne bozuk olduğu, insanlann böy- lesine çaresiz kaldıklan bir sosyo-ekonomık yapı için- de böylesi bir kitlenın 'şenat çıkmaz sokağında' bir 'u- mar' aramalannı doğal karşılamak gerekır. Ve böyle bir şeriat düzenine elbette ben de karşıyım. Bunun bugün için bir tehlike olduğunu düşunmemekle birlikte, 'Nasıl olsa bir şey olmaz' diye aymazlık içıne düşersek yann daha ciddi sorunlaria karşılaşmamız olasılığı elbette vardır. Bu insanlarla mücadele ederken sorunlara 'hoşgö- rü' içinde yaklaşılmasını ve birlikte yaşamanın yolları- nın aranmasını savunuyorum. 'Uzlaşma' kavramından bunu anlıyorum. Ve karşımdakı bu ınsanlar, aynı müca- dele yöntemleri içinde kaldıklan sürece, aynı şeyi sa- vunmayı sürdüreceğım. Ve bunun başka yolu olduğu- na da inanmıyorum. Türkiye'de bugun var olan şeriatçı kitle, cumhuriyet tarihımizin her döneminde vardı. 1920'lerde de 1950'tef- de de 1970'lerde de. Şımdi 'ıyi-kötü' bir demokrasi iş- ledığinden kendilerini ifade olanağını buldular. Ve özel- likle yurtdışından sağladıklan kaynaklaria güçlenmeye başladılar. Bu kitleyi, benim hoşgörüm ya da uzlaşma arayışım ortaya çıkarmadı. Menderes'le başJayan bir 'ödün've 'siyasalistismar' polıtıkası bızı bugünlere getırdı. Ve gü- nümüzde de ANAP ve DYP'yı destekteyen tankat ve ce- maatlerin sayısı, RP'yı destekleyen tankat ve cemaat- lerin sayısından daha fazla. ANAYOL'u laiklik adına des- tekleyip Refah'ı şeriatçılıkla suçlamanın mantığı olabı- lir mi? Kaldı ki bugün bir sürü bakanlık, bir sürü ünıver- site, birsürekamu kuruiuşu 'şeriatçı' ışgal altındadır. Bu işgali benim 'hoşgörüm' mu ortaya çıkardı? Demokrasinin kurallan içinde ıktıdar yollannı arayan ve aynı kurallar içinde 'görevı bırakacağını' dıle getıren herkesi, sistemin içinde ve meşru görmek durumunda- yız. Kafamızda ne gibi kuşkular ne gıbı endışeler olur- sa olsun. Zaten bunun aksinı duşunmenin, demokra- siyle bağdaşır bir yanı olamaz. Haftalardır, 'incir çekirdeğini doldurmayacak' bir ko- nu tartışılıp duruyor ve artık gerçekten kabak tadı ver- di. Ve sorunu kışileştirmeme konusundaki tüm çabala- nma karşın, sorun kişileşti. Bu benim tercihim değildı, ama mecbur kaldım. Zira üzerime öylesine çirkin biçim- lerle geldiler ki bu çirkinhğı bir ölçüde ben de paylaş- mak zorunda kaldım. Kimilennidehıç 'mı/natâp'alma- dım. Ama bir kenara yazdım. Gün ola, harman ola... Eğer çok mecbur kalmazsam bu bıktıncı ve kabak ta- dı veren konuya bir daha dönmemek nıyetindeyim. Fa- kat bu arada pek çok mektup ve faks aldım. Okurları- mın büyük bir bölümü görüşlerimi paylaştı. Bir bölüm okurum iseeleştirdi. Eleştırenlerden birkısmı iyi. birkıs- mı kötü niyetliydi. Kötü niyetlılenn canlan sağ olsun. On- lara söyleyecek bir şeyım yok. Fakat bazı çok iyi niyet- li ve nitelikli eleştiriler aldım. Onümüzdeki haftalarda, bunlardan birkaç tanesıni ele alıp yanıtlamak ve böyle- ce görüşlerimi bir kez daha ve bu kez sorular çerçeve- sinde ortaya koymak istiyorum. Sanınm tüm okurianm açısından ilginç ve yarariı olacak. Bence bizim temel 'mısyonumuz', Mustafa Kemal'in aydınlığını yurdumuzun dört bir yanına taşımaktır, hal- kımızın yüzünü güldürmektir. Ama eğer kendi ruhumuz karanlıksa ve eğer kendi yüzümüz gülmüyorsa bu mis- yonu nasıl yerine getırebilınz?.. Aydın, akıl ve kültür üzerine tartışma METAFIZİKLERİ • Doğu Perinçek Ajdınm. allın ve kullunın !dcallc>[ınlnıesı. '"Yapay aydın-doğal aydın", "ha& aydın-duzmece aydın". "gerçek aydın" yanılsjmalan Doğu kulluru-Batı kulıuru Kulıunın sınıtsal karakterı Doğu'nun duidmızmı. Komprador ıdsolojiMnın aydın lakımı. tnsanlığm onak gelı^me yaıağı llerı-gerı dıyalektığı Ikı Baiı ıkı Doğu. Turkıje'nın Batıhbjma çıkıruzı • Enis Batur Aydınlajan Toplum Prof. Dr. $afak Alpay Paralell(k at-,ı/ o r r u uz erıne Or. rikriy* lnan< Baş Alternatıf tıp Seçenek mı vardımcı m ı Kür>at Bafdcmir Kûltepe'nın mırası Prof. Dr. Neş«t Ça^atay Akıt gaietesme Isiam'da kötelık uzerıne yanrt Oo(. Dr. Yıic«l Çağljr Bu gıdı^e , u m Kaçkarlar basınıza yıkılacak Muazzcz llmiyc Çığ Mezopotamyada tıp Doç. Dr. Battal Çıpl'k Turlenn olurrü Dr. Irfan Erdoğan Emper/alıst çevre talanının mekanızmalan Doç. Dr. Kayahan Fışkın Btyolojtk açıdan olum ve olûmsuztuk L*v*nt Gcdtzlioğlu Çeime 'arımadaıı SIT Kararlan u2erme Prof. Dr. Hikm«t Gokalp Akstyonösn kurama yukselıricen yoiumuza çıkan engelter Haluk Hepkon Nasredd.n Hoca fıkralannın halk kulturundekı fcokıerı Prof. Dr. Ahmet Inam 'ic e öl'afrlere' Prof. Dr. Ali Ncsin Matematık sohberler. Prof. Pr. £r«n Omay Sofıitler İlk sosyal bılımoler, ıtk profeiorler Mustafa Topal ^Anl^ma surecı ve duşuncen.n kökenı Prof. Dr. Cemal Yıldırnı 8ılıme deoloıık bakislar Ord. Prof. Or. Arif Müfıd Maıns«|-,n kaiemmden Osman Hamdi Bey Abon« kojullan: Yurtıçı 6 av k «00 000T L y 'lık 750 000 TL. Avrupa ve Ortadoğu yıllık 60 DM. Amerıka vc Uzakdoğu 60 J Abonc b*deli ifin: Ender Helvacoğiy Türkiye 1} Bankası Istanbul- Kızıltoprak Şubes, Hesap No 107-343539 Posta Çekı No 673654 Yazrçma Adresi: Yol sokak. Pola-Celil Ağa Ijhanı. Kat5 Mecidıyeköy/lstanbul" Tel: (021/ 212 10 66 F»x: (0212) 288 48 0S Şubat sayısı bayilerde
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle