Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
3 SUBAT 1996 CUMARTESİ CUMHURİYET SAYFA
HABERLER
Deniz Nakliyat için armatör Erhan Yücel, Kalkavan ve Yardımcı aileleri devrede
Ihalede armatöıier yarışacakANKARA (Cumhuriyet Bürosu) -
Deniz Nakliyat AŞ'nin tüm
malvarlığıyla blok satışı ıçin açılan
ihalede armatörler yanşacak.
Şirketin ihalesinde teklif veren
Denizcilik NakJiyat Ortak Girişim
Grubu'nun tanınmış sanayici ve
armatörler Kalkavan ve Yardımcı
ailelerinden oluştuğu, diğer öneri
sahibi Martı Denizcilik AŞ'nin de
Istanbul Deniz Tıcaret Odası Meclis
Başkanvekilliği'ni yapan armatör
Erhan Yücel'in şirketi olduğu
öğrenildi.
DSP Grup Başkanvekili Prof.
Miimtaz SoysaJ'ın, Deniz NakJiyat
AŞ'nin Başbakan Tansu Çillere yakın
•DSP Grup Başkanvekili Prof. Mümtaz Soysal'ın, Deniz Nakliyat AŞ'nin
Başbakan Tansu Çiller'e yakın olan armatörlere satılacağı yönündeki açıklaması,
dikkatleri ihaleye çevirdi.
olan armatörlere satılacağı yönündeki
açıklaması, dikkatleri ihaleye çevirdi.
Deniz Nakliyat AŞ için 7 öneri geldi.
Alınan bilgilere göre ihaleye Deniz
Nakliyat AŞ adıyla katılan grup, ünlü
sanayici ve armatörler Kalkavan ailesi
ile Diler Holding'in sahibi Yardımcı
ailesinden olusuyor.
İhaleye aynca, Denizcilik Okulu
mezunlan denizciler ıle kurumda
çalışan işçiler, "ortak girişim grubu"
olarak ayn ayn öneri verdiler. ihaleye
katılan diğer bir ortak girişim grubu da
62 denizcilik firmasından oluşuyor.
Bunlann dışında Furtrans Denizcilik
Ticaret AŞ, Yazeks Iç ve Dış Ticaret
AŞ ihaleye katıldı. Şirket için öneri
veren diğer bir firma da Istanbul
Deniz Ticaret Odası Meclis
Başkanvekilliği yapan ve DYP Muğla
Milletvekıli Yalun Erez'e yakın
olduğu belirtilen Erol Yücel'in ortağı
olduğu Martı Holding.
Yetkililer, ihalede, Kalkavan ve
Yardımcı aileleri ile Martı Holding'in
şanslı olduğunu belirttiler.
Ozelleştirme Idaresı Başkanlığı'nın,
Deniz Nakliyat AŞ tarafından Türkiye
Gemi Sanayii'ne 10 yıl önce
ısmarlanan, ancak ödemedeki
anlaşmazlık nedeniyle halen
tamamlanmayan 4 gemi ile ilgili
olarak aldığı, iki kurumun da
haklanndan "feragat" etmesi
yönündeki karannın da ihaleye katılan
bu armatörlerin isteği üzerine
gündeme geldiği savlandı. 4 gemi ile
ilgili anlaşmazlıkta çözüm
bulunamadığı ve TBMM KİT
Komisyonu'nun, iki kurumun da
haklannı devretmesi yönündeki görüşe
katılmadığını belirten yetkililer, şu
açıklamayı yaptılar:
"Ancak ihaleye kaülanlann, anlasma
sağlanmadan şirkctleri almayacaklan
yönündeki açıldamalan üzerine idare
devreye girdL KİT Komisyonu'nun
karanna karşın, iki kunımdan da
haklanndan feragat etmeleri ve
gemikrin bir an önce tamamlanarak
Deniz Nakliyat AŞ'ye verilmesi istendi.
Tabii Deniz Nakliyat'ı alacak kişi, bu 4
gemiyi de alacak."
Ozdemir sabancı'nın oğlu vonetimde
Sabancı Holding
yeniden yapılanıyor
Ekonomi Servisi- Ozdemir Sa-
bancı suikastı ile sarsılan Sabancı
ailesi, holding bünyesindeki şirket-
lerin yönetimini profesyonellere bı-
rakıyor. Grupbaşkanlıklanndan ay-
nlacak olan Sabancı kardeşler, aıle-
den üçüncü nesil ve profesyonel yö-
neticilerin katılımıyia genişletilen
13 kışihk holding yönetim kurulun-
da sadece genel politikalann yön-
lendirilmesi ve denerim noktalann-
da rol oynayacaklar
Sabancı Holding'in yenı yönetim
yapısında teröre kurban giden en
küçük kardeş Özdemır Sabancı'nın
yerine, Japonya'da eğıtim gören oğ-
iu Demir Sabancı yönetim kurulu
üyelığıne atanırken. Anavatan Par-
tisi izmır Millervekili ve eski Dev-
let Bakanı Işuı Çetebi'nın holding
yönetim kurulunun yenı üyeleri ara-
sında yer alması dikkatı çekti.
Sakıp SabaiKL dün yaptiğı yazı-
lı açıklamada, 2000'h yılların gere-
gine uygun olarak topluluğun yeni-
den yapılandınlması ve aile şırkenn
kurumsallaşmaya geçış asamasınm
tamamlanması için uzmanlarca yü-
rütülen çalışmalann lOyıldırsürdü-
rüldüğünü vurguladı. Yeni yönetim
yapısının uygulamaya geçışinin ta-
lıhsız bir döneme rastladığını kay-
deden Sabancı, "Son bir yıkür hız-
Landınlan bu çabşmalara rahmetii
Ozdemir Sabancı'nın japıcı katkı-
lan olmuştu. Ç alışmalann netice-
lendirilmesinde vapıcı katkılan ol-
muştu. Ne vazık ki neticeyi göretne-
di. Yeni vapılanmayı imzalamak
rahmeüi Ozdemir Sabancı'nın çok
değer verdigi ve ölümünden bir gün
sonra yönetim kuruluna atanan oğ-
lu Demir Sabancı'ya nasipoMu" de-
di. Sabancı kardeşlerin başından ay-
nldıklan şirketleri bünyesınde top-
layan 5 grup başkanlığınm sayısının
12 'ye çıkanldığını, şirket genel mü-
dürlüklerinin bu gruplara bağlı ça-
lışacaklannı bildiren Sakıp Saban-
cı. holding genel koordinatörlüğü-
nün de hedef ve strateji belirleyerek
koordineli çalışmalan yürütmeyi
sürdüreceğini ifade etti. Holding
yönetim kurulunda Özdemir Sa-
bancı'dan boşalan üyeliğe oğlu De-
mir Sabancı getirildi. Aynca sayısı
arttınlan yönetim kurulu üyelikJeri-
ne aileden Güler Sabancı,ÖmerSa-
bancu Suzan Sabancı Dinçer ve
EmineKamışbıle grup ıçınden Ha-
zım Kantann ve ANAP Izmir Mil-
letvekilı Işın Çelebi getinldi. Yeni
yönetim şeması ile, Lastik Takviye
Grup Başkanlığı'na Güler Sabancı,
Ambalaj Grubu Başkanlığı'na
Mehmet Civelek, Tekstıl Grubu
Başkanlığı'na Yaknn Sabancı, Gıda
Grubu Başkanlığı'na Aziz Köseoğ-
lu, Çimento Grubu Başkanlığı'na
Ayduk Çelenk, Kimya Grubu Baş-
kanlığı'na Ömer Sabancı, Otomotrv
Grubu Başkanlığı'na Hazım Kan-
tarcı, Dış llışkiler Grubu Başkanlı-
ğı'na Ertgin Tuncav, Banka Grubu
Başkanlığı'na Özen Göksel ve Si-
gorta Grubu Başkanlığı'na Güngör
Uras seçildi. Yönetim kurulu üye-
leri arasındaki grup dağılımında ise
Yönetim Kurulu Başkanı ve Mu-
rahhas üye Sakıp Sabancı Lastik
Takviye ve Ambalaj gruplannın so-
rumluluğunu üstlendi.
Özdemir Sabancı ile aynı suikast-
ta yaşamını yitiren Haluk Gör-
gün'den boşalan Toyota-Sa Genel
Müdürlüğü'ne Hazım Kantarcı, on-
dan boşalan Brisa Genel Müdür-
lüğü'ne deAhmet Piker atandı.
Doğu Tiirkistanlılardanprotesto
İstanbul Haber Servisi - Doğu
Türkistanlı bir grup göçmen,
Sultanahmet'teki Isa Yusuf Alptekin
Parkı'nda bulunan şehıtler abidesı
üzerindekı Doğu Türkistan bayrağının
sökülmesı için girişimde bulunduğu
gerekçesiyle, Çin Halk
Cumhuriyeti'nı protesto etti.
Doğu Türkistanlılar önce Çin Halk
Cumhuriyeti'nin Mecidiyeköy
Ortaklar Caddesi'ndeki
Başkonsolosluk binasının önûnde
toplanarak siyah çelenk bıraktılar.
Topluluk daha sonra Sultanahmet'teki
Yusuf Ziya Alptekin Parkı'na girti.
Burada okunan bildıride parktaki
"Gökbayrak plaketinin" Çin'in iç
işlerine kanşılması şeklinde
yorumlanmasının yanlış bir anlayış
olduğu belirtilerek Doğu Türkistan'ın
Çin toprağı değil, Türk yurdu olduğu '
savunuldu. Doğu Türkistanlı
protestocular, Isa Yusuf Alptekın'in
oğlu Arslan Alptekin ve tstanbul Ülkü
Ocaklan Başkanı Erdal Karkoç'un
yaptığı konuşmalardan sonra sessiz
bir şekilde dağıldı.
Türk ve îsviçre Interpolü'nün ortak çalışması sonucu, uranyum kaçakçılığı yapan şebeke yakalandı
Uluslararası uranyum operasyonuİstanbul Haber Servisi-
Isviçre'nin başkentı Bem'de
Haydar Akhan isımli bir
Türkte yakalanan
zengınleştirilmiş uranyumun
Türkiye'den gittiği belirlendı.
Akhan'ın ifadeleri
doğrultusunda Türk ve İsviçre
Interpolü'nün ortak çalışması
sonucu Türkiye'deki uranyum
şebekesi ortaya çıkanldı.
Yalova ve istanbul polisinin
yaptığı ortak operasyonlarda
İsviçre'de pazarlanmak üzere 1
kilo 128 gram zenginleştirilmiş
uranyum ele geçirildi.
Bir emniyet yetkilisi oldukça
fazla kâr bırakan, ancak bir o
kadar da tehlıkelı bu
kaçakçılığın genelde Rusya
üzerinden yapıldığını belirtti.
İsviçre'den başlayan, Yalova ve
İstanbul Osküdar'da biten
uranyum kaçakçılığıyla ilgili
olay şöyle oldu:
Geçen hafta içinde Konya-
Karapınar doğumlu olan Türk
uyruklu İsviçre vatandaşı
Haydar Akhan, İsviçre'de 12
gram uranyum ile yakalandı.
Akhan, ifadesinde. uranyumu
Sami Akkaya isimli bir kişiden
aldığını, ancak sadece
telefonunu bildiğini söyledi.
Araştırmalar sonucunda
Akkaya'nın izi Yalova Dantel
Sitesi'nde bulundu. Buraya
yapılan operasyonda, Akkaya
ile birlikte biri Azeri, biri
Gürcü üç kişi yakalandı.
Sami Akkaya'nın yapılan
sorgusunun ardından 12 gram
uranyumu Akhan'a numune
olarak verdiği anlaşıldı. Yine
sanık ifadelerinden hareketle
bu kez Üsküdar'da bir eve daha
baskın yapıldı ve burada 1 kilo
128 gram uranyum ele
geçirildi. Yalova Emniyet
Müdürlüğü'nün konuyla ilgili
yaptığı açıklama şöyle:
"Şahsın yapılan sorgusunun
devamında.evinde bulunan
uranyum maddesinin,
Gürcistan'dan temin
edilmesinde, yurda
getirilmesinde, ynrtiçinde ve
dışında pazarlanması
çalışmalarında, finans
temininde Osman Oruç,
Adem Solmaz ve Yusuf Ziya
Peker isimli şahısların ortak
oldukları anlaşılmıştır.Bu
kişiler yakalanmış ve
haklarında yasal işlemler
başlatılmıştır."
Bilgin ve
Doğan'ın
reklam
ortaklığı
ANKARA (ANKA) - Basın
sektörünün iki güçlü ismi,
sahibi olduklan TV'lerde
yayımlanacak reklam
kuşakJannı tek elden
pazarlamak için ortakhğa gitti.
Sabah grubunun sahibi Dinç
Bilgin ile Hürriyet ve Milliyet
gazetelerinin sahibi Ayduı
Doğan, bu amaçla ortak şirket
oluşturdu. ANKA'nın edindiği
bilgiye göre "Bünpaş Birleşik
Medya Pazarlama AŞ" adı
verilen şirketin sermayesi 5
milyar lira olarak belirlendı.
Şirkette Dinç, Güler ve Onay
Şevket Bilgin, Esra Bilgin
Pbüey, Avdın, Işıi, Viıslat,
Hanzade ve Begümhan Doğan,
Arzuhan ve Mehmet AB
Yalçuıdağ, Ozcan Ertuna,
Ahmet Fatih Ediboğlu, Yaşar
Eroğlu ve Faruk Bayhan ortak
olarak yer aldı. Bimpaş Medya
Pazarlama, Kanal D ve atv ile
bu kuruluşlann oluşturacaklan
diğer TVlerin programlannda,
ayıracaklan reklam dilımlerini
pazarlayacak. Şirketin ilk
yönetim kurulunda Özcan
Ertuna, Ahmet Fatih Ediboğlu.
Yaşar Eroğlu ve Faruk Bayhan
yer aldı. Şirkette aynca. her iki
tarafi eşıt biçimde temsil etmek
üzere iki genel müdür
atanacak.
Darülaceze'nin tarbşmah yıldönümü
• İstanbul Büyükşehir
Belediyesi tarafından
Darülaceze'den zorla
çıkanlan Darülaceze.yakfı
Başkanı îzzet Cahit Özden,
Darülaceze'nin kuruluş
tarihinin 2 şubat değil, 31
ocak olduğunu söyledi.
İstanbul Haber Servisi - Darii-
laceze'yi kimin yöneteceği tarnş-
malan sürerken istanbul Büyük-
şehir Belediyesi, Darülaceze'nin
100. kuruluş yıldönümü etkinlik-
lerinı baslattı. Darülaceze'den. ts-
tanbul Büyükşehir Belediyesi ta-
rafından zorla çıkanlan Darüla-
çeze Vakfı Başkanı lzzet Cahit
Özden, 2 şubat tarihinin yanlış ol-
duğunu belirterek Darülaceze'nin
100. kuruluş yıl dönümünün 31
Ocak 1996 olduğunu söyledi. İs-
tanbul Büyükşehir Belediyesi Da-
rülaceze Müessese Müdürlü-
ğü'nün. Darphane'ye bir yüzün-
de II.Abdülhamid'in portresi bu-
lunan bin adet altın madalya bas-
tırttığı öğrenildi.
İstanbul Büyükşehir Belediye
Başkanı Tayyip Erdoğan, Darü-
laceze'nin 100. kuruluş yıldönü-
mü etkinliklerini, Darülaceze'yi
kuran Abdülhamit'in türbesini zi-
yaret ederek baslattı. Dualann
okunmasından sonra türbe çıkı-
şında gazetecilerin sorulannı ya-
nıtlayan Tayyip Erdoğan, Abdül-
hamit ile ilgili, "Türkiye'de tarih
kısmen bizün bütün büvüklerüni-
zi. maalesef layık oünadıklan ha-
karetlerie anmıştır" dedı. Abdül-
hamıt ıçin "Kıal Sultan'", Vahdet-
tin için "vatan haini" denildiğini
İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Tavyip Erdoğan, Abdülhamit'in türbesini zivaret etti.
belirten Erdoğan şunlan söyledi:
"Ama bunlann üzerinden uzun
yıllargectikten sonra gerçekler or-
taya çıkma>a başlıyor. Kimin va-
tan haini olup olmadığı, kimin kı-
zılolupolmadıgL.. Abdülhamit'in
istibdatçı olduğuna kesinlikle
inanmıvorum. Adaleb'nin gereği-
ni yapmıştır. L lu hakan olduğuna
inanıyorum."
İstanbul Büyükşehir Belediye-
si tarafından Darülaceze'den zor-
la çıkanlan Darülaceze Yakfı
Başkanı lzzet Cahit Özden, 100.
kuruluş yıldönümü için 2 şubat
tarihinin yanlış olduğunu. doğru
tarihin 31 Ocak 1996 olduğunu
söyledi.
Darülaceze'nin tarihine ilişkin
Tarih ve Toplum Vakfı'na çok ge-
niş bir araştırma yaptırdıklannı ve
bu araştırmanın yakında kitap
olarak yayımlanacağını belirten
Özden. kendılennin Darülace-
ze'den zorla çıkanlmasina ılışkın
mahkemeden yürütmeyi durdur-
ma karan almalanna karşm, bu
karara uyulmadığını açıkladı.
İstanbul Büyükşehir Belediye-
si 'nin Darülaceze konusunda yet-
kili olmadığını öne süren Özden,
daha sonra şunlan söyledi:
" Bunlann maksadı üzüm ye-
mek değil, bekçi dövmek. Darüla-
ceze'deki fakir fukara insanlara
yardım etmek değil. kendi ideolo-
jilerini ya> nıak. Ve bu ortamda ne
bulurlarsa istiladc edhoriar. Mer-
cümek'in paraları gibL Dariilace-
ze'de de toplanan paralann nere-
ye gittiği mechul. Çünkü Darüla-
ceze'deki makbuzlan kendi mat-
baalannda basnnvoriar, kontrolü
yok.
Dıyelım ki makbuzlann bazı-
lan kayboldu. Aynısını bastırabi-
lır. Çünkü kendi matbaasında bas-
tınyor, bir denerim mekanizması
yok. Biz, Vakıflar Genel Müdür-
lüğü'ne, Içişleri Bakanhğı'na,
Maliye Bakanhğı'na hesap veri-
yoruz. Bunlann böyle bir işleri
yok. Bildikleri gibi çalıp oynuyor-
lar. Çünkü Darülaceze bir merha-
met müessesesi. Her şeyi su gö-
türüyor. Bunlann maksatlan Da-
rülaceze'yi kutlamak değil. Irticai
ne varsa onu ortaya çıkarmak, onu
körüklemek. Geçen yıl Darülace-
ze'nin kapısına Abdülhamit'in bir
portresini astılar. Aylarca orada
asılı kaldı. Gaziosmanpaşa oiay-
lan sırasında Şişli Cumhuriyet
Savcılığı tarafından kaldınldı. Biz
Atatürk'ü 10 Kasım'da bir gün
anıyoruz. Maksatlan, cumhuriye-
ti kötüleyici ne varsa kullarjnak."
Öte yandan İstanbul Büyükşe-
hir Belediyesi Darülaceze Mü-
dürlüğü'nün, Darphane'ye, bir
yüzünde Darülaceze'nin giriş ka-
pısı diğer yüzünde ise Abdülha-
mit'in portresi bulunan, bin adet
altın madalya bastırttığı öğrenil-
di. 10 bin gram 995 ayar altının,
müessese müdürlüğü tarafından
temin edilerek yaptınlan altın ma-
dalyalann, açık arttırma ile satıla-
rak Darülaceze'ye gelir elde edi-
leceğı öne sürülüyor. Bin adet al-
tın madalyanın yaklaşık maliyetı
9 milyar lira.
ARAYIŞ
TOKTAMIŞ ATEŞ
Kabak Tadı•••
Kendimden biliyorum. Eğer bir köşe yazan aynı ko-
nuyu defalarca ve defalarca yazarsa sonunda kabak ta-
dı veriyor. insan yazıya şoyle bir bakıyor ve gene aynı
konu olduğunu görünce okumuyor. Bu nedenle, okur-
lanmın sabnnı taşırmamak için, birkaç kez 'bu son ya-
zı' dememe karşın, 'hoşgörü ödülü' ve ardından Fet-
hullah Gülen'le el ele resım çektırmemız konusuna de-
falarca deginmek zorunda kaldım.
Bu konuya defalarca deginmek zorunda kaldınrv çün-
kü öylesine seviyesiz suçlamalarla, öylesine utanç ve-
rici karalamalarla karşılaştım kı bu suçlama ve karala-
malar karştsında susmak, yapılan suçlama ve karala-
malan kabul etmek anlamma çekılebilirdı.
Bu konuya defalarca deginmek zorunda kaldım; çün-
kü kimileri öylesine karanhk ve hoşgörusüz bir Musta-
fa Kemal 'imajı' sergilemekteydiler ki çok farklı att kim-
likler içindeki halkımız, böyle bir imaj karşısında şaşkı-
na dönebilir ve ortaçag karanlığını sevgı dolu kocaman
yureği ile aşmaya çalışan bu çağdaş liden, katı bir des-
pot olarak görebilirterdı.
Bu konuya defalarca deginmek zorunda kaldım; çün-
kü günümüzün 'Atatürkçüsü 'nün, su katılmamış bir de-
mokrat olması gerektığıne ve çağdaş ve laik cumhuri-
yetimizi ve değerlerımızi demokrasinin kuralları ve ku-
rumlan içinde savunabileceğine inanıyorum.
Bu konuya defalarca deginmek zorunda kaldım; çün-
kü Atatürk'ün esennı yıkmaya çalışanlaria mücadele
ederken salt 'zart-zurt'un yeterii olmayacağını düşünü-
yorum, insanlan ikna etmenın de önemli olduğunu ve
bizim kuramsal yapılanmamızın buna yeteceğine güve-
niyorum.
Bu konuya defalarca deginmek zorunda kakjım; çün-
kü 'benden farklı düşünen' ınsanlann duşüncelerini de
'dinlemeye değer' ve 'saygın' buluyorum ve demokra-
sinin kurallan ve kurumlan içinde kaldıklan sürece, bu
insanlann da duşüncelerini dile getırmeye haklan oldu-
ğunu ve buna karşı çıkmanın, demokrasiyle bağdaşır
birşey olmadığını düşünüyorum.
Bu konuya defalarca degınmek zorunda kaldım; çün-
kü hoşgörünün ve uzlaşma arayışının, 'ödün vermek'
ya da 'birilenni meşrulaştırmak' olarak yorumlanması-
nı çok ayıplıyor ve aksıni savunuyorum. Beğensek de
beğenmesek de bu toplumda bizden çok farklı düşu-
nen insanlarla birarada yaşamak zorundayız ve 'birlik-
te yaşamanın' yollannı bulmak durumundayız. Karşı-
mızdaki insanlardemokrasi kurallan içinde davranıyor-
larsa ve davrandıklan sürece, biz de aynı kurallar için-
de kalmak meçburiyetindeyız.
Günümüz Türkiyesı'nde geniş bir 'şenatçı' kitle var.
Aslındabu kitle; ne kimılennın 'yandaş'olduklan için ne
de kimilerinin 'karşı' olduklan için 'abarttıklan' kadar
geniş ve büyük. Yüzde 15-20 kadar bir kitle bu. Ve ge-
lir dağılımının böylesıne bozuk olduğu, insanlann böy-
lesine çaresiz kaldıklan bir sosyo-ekonomık yapı için-
de böylesi bir kitlenın 'şenat çıkmaz sokağında' bir 'u-
mar' aramalannı doğal karşılamak gerekır. Ve böyle bir
şeriat düzenine elbette ben de karşıyım. Bunun bugün
için bir tehlike olduğunu düşunmemekle birlikte, 'Nasıl
olsa bir şey olmaz' diye aymazlık içıne düşersek yann
daha ciddi sorunlaria karşılaşmamız olasılığı elbette
vardır.
Bu insanlarla mücadele ederken sorunlara 'hoşgö-
rü' içinde yaklaşılmasını ve birlikte yaşamanın yolları-
nın aranmasını savunuyorum. 'Uzlaşma' kavramından
bunu anlıyorum. Ve karşımdakı bu ınsanlar, aynı müca-
dele yöntemleri içinde kaldıklan sürece, aynı şeyi sa-
vunmayı sürdüreceğım. Ve bunun başka yolu olduğu-
na da inanmıyorum.
Türkiye'de bugun var olan şeriatçı kitle, cumhuriyet
tarihımizin her döneminde vardı. 1920'lerde de 1950'tef-
de de 1970'lerde de. Şımdi 'ıyi-kötü' bir demokrasi iş-
ledığinden kendilerini ifade olanağını buldular. Ve özel-
likle yurtdışından sağladıklan kaynaklaria güçlenmeye
başladılar.
Bu kitleyi, benim hoşgörüm ya da uzlaşma arayışım
ortaya çıkarmadı. Menderes'le başJayan bir 'ödün've
'siyasalistismar' polıtıkası bızı bugünlere getırdı. Ve gü-
nümüzde de ANAP ve DYP'yı destekteyen tankat ve ce-
maatlerin sayısı, RP'yı destekleyen tankat ve cemaat-
lerin sayısından daha fazla. ANAYOL'u laiklik adına des-
tekleyip Refah'ı şeriatçılıkla suçlamanın mantığı olabı-
lir mi? Kaldı ki bugün bir sürü bakanlık, bir sürü ünıver-
site, birsürekamu kuruiuşu 'şeriatçı' ışgal altındadır. Bu
işgali benim 'hoşgörüm' mu ortaya çıkardı?
Demokrasinin kurallan içinde ıktıdar yollannı arayan
ve aynı kurallar içinde 'görevı bırakacağını' dıle getıren
herkesi, sistemin içinde ve meşru görmek durumunda-
yız. Kafamızda ne gibi kuşkular ne gıbı endışeler olur-
sa olsun. Zaten bunun aksinı duşunmenin, demokra-
siyle bağdaşır bir yanı olamaz.
Haftalardır, 'incir çekirdeğini doldurmayacak' bir ko-
nu tartışılıp duruyor ve artık gerçekten kabak tadı ver-
di. Ve sorunu kışileştirmeme konusundaki tüm çabala-
nma karşın, sorun kişileşti. Bu benim tercihim değildı,
ama mecbur kaldım. Zira üzerime öylesine çirkin biçim-
lerle geldiler ki bu çirkinhğı bir ölçüde ben de paylaş-
mak zorunda kaldım. Kimilennidehıç 'mı/natâp'alma-
dım. Ama bir kenara yazdım. Gün ola, harman ola...
Eğer çok mecbur kalmazsam bu bıktıncı ve kabak ta-
dı veren konuya bir daha dönmemek nıyetindeyim. Fa-
kat bu arada pek çok mektup ve faks aldım. Okurları-
mın büyük bir bölümü görüşlerimi paylaştı. Bir bölüm
okurum iseeleştirdi. Eleştırenlerden birkısmı iyi. birkıs-
mı kötü niyetliydi. Kötü niyetlılenn canlan sağ olsun. On-
lara söyleyecek bir şeyım yok. Fakat bazı çok iyi niyet-
li ve nitelikli eleştiriler aldım. Onümüzdeki haftalarda,
bunlardan birkaç tanesıni ele alıp yanıtlamak ve böyle-
ce görüşlerimi bir kez daha ve bu kez sorular çerçeve-
sinde ortaya koymak istiyorum. Sanınm tüm okurianm
açısından ilginç ve yarariı olacak.
Bence bizim temel 'mısyonumuz', Mustafa Kemal'in
aydınlığını yurdumuzun dört bir yanına taşımaktır, hal-
kımızın yüzünü güldürmektir. Ama eğer kendi ruhumuz
karanlıksa ve eğer kendi yüzümüz gülmüyorsa bu mis-
yonu nasıl yerine getırebilınz?..
Aydın, akıl ve kültür üzerine tartışma
METAFIZİKLERİ
• Doğu Perinçek Ajdınm. allın ve kullunın !dcallc>[ınlnıesı.
'"Yapay aydın-doğal aydın", "ha& aydın-duzmece aydın".
"gerçek aydın" yanılsjmalan Doğu kulluru-Batı kulıuru Kulıunın
sınıtsal karakterı Doğu'nun duidmızmı. Komprador ıdsolojiMnın
aydın lakımı. tnsanlığm onak gelı^me yaıağı llerı-gerı dıyalektığı
Ikı Baiı ıkı Doğu. Turkıje'nın Batıhbjma çıkıruzı
• Enis Batur Aydınlajan Toplum
Prof. Dr. $afak Alpay Paralell(k at-,ı/ o r r u uz
erıne Or. rikriy* lnan< Baş
Alternatıf tıp Seçenek mı vardımcı m ı Kür>at Bafdcmir Kûltepe'nın mırası
Prof. Dr. Neş«t Ça^atay Akıt gaietesme Isiam'da kötelık uzerıne yanrt
Oo(. Dr. Yıic«l Çağljr Bu gıdı^e , u m
Kaçkarlar basınıza yıkılacak
Muazzcz llmiyc Çığ Mezopotamyada tıp Doç. Dr. Battal Çıpl'k Turlenn
olurrü Dr. Irfan Erdoğan Emper/alıst çevre talanının mekanızmalan
Doç. Dr. Kayahan Fışkın Btyolojtk açıdan olum ve olûmsuztuk
L*v*nt Gcdtzlioğlu Çeime 'arımadaıı SIT Kararlan u2erme
Prof. Dr. Hikm«t Gokalp Akstyonösn kurama yukselıricen yoiumuza çıkan
engelter Haluk Hepkon Nasredd.n Hoca fıkralannın halk kulturundekı
fcokıerı Prof. Dr. Ahmet Inam 'ic e
öl'afrlere' Prof. Dr. Ali Ncsin
Matematık sohberler. Prof. Pr. £r«n Omay Sofıitler İlk sosyal bılımoler,
ıtk profeiorler Mustafa Topal ^Anl^ma surecı ve duşuncen.n kökenı
Prof. Dr. Cemal Yıldırnı 8ılıme deoloıık bakislar
Ord. Prof. Or. Arif Müfıd Maıns«|-,n kaiemmden Osman Hamdi Bey
Abon« kojullan: Yurtıçı 6 av k «00 000T
L y 'lık 750 000 TL.
Avrupa ve Ortadoğu yıllık 60 DM. Amerıka vc Uzakdoğu 60 J
Abonc b*deli ifin: Ender Helvacoğiy Türkiye 1} Bankası Istanbul-
Kızıltoprak Şubes, Hesap No 107-343539 Posta Çekı No 673654
Yazrçma Adresi: Yol sokak. Pola-Celil Ağa Ijhanı. Kat5
Mecidıyeköy/lstanbul" Tel: (021/ 212 10 66 F»x: (0212) 288 48 0S
Şubat sayısı bayilerde