Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
SAYFA CUMHURİYET 28 ARALIK 1996 CUMARTESf
Udepler
yılbaşında
nerede?
• ANKARA (Cumhuriyet
Bürosu)- Lıderler. \enı yıîı
başta Ankara olmak üzere.
Istanbul ve Bolu-
Kartalkava'da karşılavacak.
Programİannda bır
değışıklık olmazsa yenı yı la
Cumhurbaşkanı Süleyman
Denıirel \e ANAP Genel
Başkanı Mesut Yûmaz
İstanbul'da. Meclıs Başkanı
Mustafa Kalemli. Başbakan
Nfecmettin Erbakan. DSP
Genel Başkanı Bülent
Ece\ il. CHP Genel Başkanı
Denız Baykal. BBP Genel
Başkanı Muhsın Yazıcıoğlu
ile MHP Genel Başkanı
Alparslan Türkeşın
Ankara da girecekleri
öğrenıldı. Dışışlen Bakanı
ve Başbakan Yardımeısı
Tansu Çıller'in Bolu
Karulkava'va gıtmesi
beklenıvor.
DSP'de 'sendika'
tartışması
• ANKARA (AN KA)-
DSP Genel Başkanı Bülent
Ece\ıt. sendıkalara "ışçi
haklanndakı yeter>ızlık
konusunda sıvast partılerı
eleştırirken DSP'vı de dığer
partılerle aynı kefeye
kovdukları" gerekçesıyle
sen çıkarken. DSP'lı
muhalıfler de sendıkalarla
temaslanna hız \erdıler.
DSPlı muhalıflerbır
süreden beri sendika \e
demokratık kıtle örgütlenyle
ılişkılenn yetersızhğının
pariı açisindan büyük bır
eksıklık oiduğunu
behrtırken bu eksıklığı
gıdermek ıçın partı
yönetımınden bağımsiz bır
hareket başlattılar Muhalıf
grup adına Bülenı Tanla.
Gökhan Çapoğlu \e Bekır
Yurdagül"ün Türk-İş'e
yaptığı gızlı zı\aretın
ardından. dört nııllet\ekili
de DtSK'ın Kocaelfde
düzenledığı mıtınge katıldı.
Hasan Mezarcı
yangılamyor
• ANKARA (AA) - Ankara
DGM Başsavcılığı'nca.
••bölücüliik propagandası"
yaptığı gerekçesivle
hakkında da\a açılan eskı
Mıllet\ekılı Hasan
Mezarcı'nm yargılanmasına
devam edıldı. Mezarcı
hakkında. 3 yıla kadar hapis
cezası ı.steniyor. Ankara 2
No'kı DGM'de göriilen
da\anın dünkii duruşmasına.
hakkında mahkemece
venlen gı>abı tutuklama
karan bulunan \e
Almanva'dan Türkıve'ye
döndiikten sonra
tutuklanarak Metris
Cezaev ı'ne konulan
Hasan Mezarcı katılnıadı
Mahkeme Başkanı M
Turgut Okvav, Cumhunvet
Savcılığf ndan bılgı
ıstenmesine. ce\abı geldığı
zaman bulunduğu yenn
mahkemesıne sanığın
sa\unmasının alınması
amacıyla talımaı
yazılmasina karar \ererek
duruşmav ı başka bır güne
erteledı.
İşçi emeklilepinin
maaşları
• ANKARA (AA) - Türkiye
İşçı Emeklılerı Cemıveti
Genel Başkanı Ethem Ezgü.
yaptığı yazılı açıklamada.
hükümetın ışçi emeklılerı ıle
dul ve vetımlerıne 1997
yıltnın ılk altı a\ı ıçın
yapmayı kararlaştırdığı
\iizde 30"luk ücret artışının.
artan ha\at palıjlılıgı
karşısında hıçbır çözum
olnıavacağını kavdettı. İşçi
emeklısıne ödenen \e yeni
yılda hiçbırartış
getınlme>en sosyal yardım
zammının yükseltilmesi
gerekîiğını vurgulavan
Ethem Ezgü. "Halen 4
milyon 96Ü bın lira olan
sosval vardım zammı
mık'tarının arttınlması ıçin
2.5 mılvon ışçı emekhsı
adına hükümet nezdınde
girişimlenmızı
sürdürüvoruz" dedi.
Şehit ögretmene
gurbetçi yardımı
• .ANKARA (AA)-
Almanva'nın Essen
eyaletınde yaşayan Türk
vatanda^ları, Hantepc'de
şehıt edılen Nesnn Idiz.
Cemal Idiz. UğurGören \e
Saadettın KLüçük'ün
ailelenne 24 bın mark
yardımda buiundular Essen
Eğitim Ataşesı Sınan
Ektırıcı. dün vardım çekinı.
şehıt ögretmen aılelenne
ıletılmek üzere Mıllı Eğıtım
Bakanı Mehmet Sağlam'a
sundıı. Yurtdışında yaşayan
Türklere şükran duvgularını
dıle getıren Sağlam. şehıt
ögretmen aıle ve
çocuklarına bakanlık olarak
da yardımda bulunduklarını
ıfade ettı.
HABERLER
S u s t u r u l a m a y a n v a r d i y a d ü d ü ğ ü : K a r a b ü k
Fabrikalar yaratan fabrika• Çiller ve Karayalçın, Karabük
Demir-Çelik Fabrikası'nın
kapatılmasını isterken, bu
işletmenin kurulduğundan bu
yana onlarca fabrika yarattığının
ayırdında değildiler.
1ŞIK KANSL
Ikıncı Dünva Savaşı kapıdadır. Türkı-
>e'nın, Ulusal Kurtuluş Savaşı'nı Ata-
tiirkün önderlığınde yürüten "bağımsız-
lıkçı kadro"su. Karabük'te bırdemir-çelik
tabrikası kurulmasını öngörür Tesisin ya-
pımına 1937'debaşlanır Fabrika. 1939 >ı-
İında vardiva düdüklennı öttürür.
Aradan 55 \ıl geçmıştır. Fabrika hâlâ
ayaktadır. ama onu varatan "bağımsızlık"çı
kadrolann yerlerine "yükselen değerciler"
gelmiştır. Bu fabnkalaryaratan fabrika ka-
patılacaktır.
Bu düşüncevı 5 Nisan 1994'te yanında
oturan eskı SHP Genel Başkanı ve Başba-
kan Yardımcısı Murat Karavalçın ıle bir-
lıkteaçıklavandönemınBaşbakanı veDYP
lıderı Tansu Çiller. o aün şunlan söylüvor-
du:
" Karabük Demir \e Çelik İşletmeleri'nin
uzunca bir /amandır sorunlannın devam
ettiğini bilmekteviz. Karabük ilçemizin ge-
lişmesine bü\ ük katkı sağlamış olan Kara-
bük Demir-Çelik İşletmeleri görevini ta-
mamlamış. ekonomik ve teknolojik ömrü-
nü doldurmuş \e eskhen teknolojisi ile re-
kabet edebilirîiği kalmamıştır. Tesisin 1994
>ılı zararının 5 trilvon Türk Lirası civann-
da ulacağı tahnıin edilmektedir. Bunun ka-
muva \ükü, lai/le birlikte 10 trihonun çok
üzerindedir. Özelleştimıe imkânının bulun-
maması halinde Karabük Demir Çelik İş-
letmeleri'nin üretimi \ ıl sonunda durdunı-
lacaktır. Gerekli hazırlıklar buna göre >a-
pılacaktır. İşçiler, isterlerse tesisleri > ıl sonu-
na kadar dev ralabileceklerdir. Emekli olan
\e>a hizmetine son verilen bütün persone-
lin kanuni hakları \e tazminatlan zama-
nında karşılanacaktır. Aynca, Özeüeştirme
Yetki \asası"nda \er alan istihdanı ka\bı
tazminatlarından \ararlanmalan sağlana-
caktır."*
Çiller ve Karayalçın. adeta bu açıklama
ıle rahatlamışlar. onlarca yıl tek başına bu
ulkenın demir ve çelik gereksinımi sağla-
mış bu büyük tesısten kurtulmuşlardı.
Çiller ve Karayalçın. Karabük Demır-
Çelık Fabnkasının. kurulduğundan bu ya-
na onlarca fabrika varattığının ayırdında
değıl mıydiler.' Sayalım mı? Alaybey, Taş-
kızak. Pendık Tersanesfnın birçok montaj
ışi. 7 çımento fabnkasının montajı. Af-
jon'dan Çar>amba">a değın 8 şeker fabn-
kasının çeşıtli montaj ışı Bitmedi. Kınk-
kale Tüfek Fabfikası'ndan tutun. Kayseri
Tank Palet Fabrikasfna degın birçok aske-
rı fabnkanın montaj ve ınşaat ışi. Tamam
değıl henüz. Seydışehır Alumınyum tesis-
lerınden Uludağ \Yolfram Fabrikası'na,
Petkim Yarımca kompleksınden Afşin El-
bistan Terrnık Santralı ınşaat ve montaj işı-
ne değin birçok \ atırını Sıra köprülere. de-
mıryollannagelsın: Karakava Barajı Fırat
Demır\olu Köprüsü, Gebze-Anfıye hattı
köprüsü. Sırkecı-Edırne hattı demıryolu ın-
şaat ve montaj ışlen. Durun durun. dahası
var' Ereğli Demir Çelik ıle tskenderun De-
'Faso
fiso işler
yapıııadı'
Karabük.
ulusal
kalkınma
açısından.
moda deyimle
"fasa'fiso"
işler
>apmamıştı
bu ülkede
fabrikalar
yaratnuştı.
Çiller ve
Karavalçın'ın
kâpatmak
istedikleri
Karabük
Fabrikası
buvdu
özetle.
4
Yükselen değereiler yöııetiıııde'
Aradan 55 >ıl geçmiştir. Fabrika hâlâ avaktadır, ama onu varatan **bağımsızlık"çı kadrolann veıierine "\ükseleıı değereiler"
gelmiştir. Bu fabrikalar varatan fabrika Ivapatılacaktır. Bu düşünce>i5Nisan 1994'tejanında oturan eski SHP Genel Başkanı
ve Başbakan Yardımcısı Murat Karavalçın ile birlikte açıklavan dönemin Başbakanı ve DYP lideri Tansu Çiller'dir.
mır-Çelik fabrikalarının birçok montaj.
proje ve ınşaat ı>lerı Etibank Küre Işletme-
len. Şark Kromları fılan. .
Yanı Karabük. ulusal kalkınma açısın-
dan. moda de> ımle "fasa fıso" işler v apma-
mıştı buulkede Çiller\e Karayalçın'ınka-
patmak istedikleri Karabük Fabrikası buv-
du özetle.
Karabük nederı sıkıntıdaydı?
1989 vılına değın süreklı kâreden Kara-
bük Demır-Çelık Fabrikası. neden bundan
sonra zarareden bır kuruluş halıne gelmış'
Tablolara şövle bırbakıldığında 1988 yılı-
nı 8 nıılvar 208 milyon 426 lira kâr ıle ka-
patan işletmenin. bir yıl sonra 92 mılvar
302 mılyon. 1990"da 404 milvar 145 mil-
yon. 1991'de 1 tnlyon. 1992"de 1 triKon 744
mılyar. I993'te2 tnl\on613 mılvarlıraza-
rareftığı göriiluvor
1989'dan başlavarak. Başbakanı ve
Cumhurbaşkanı TurgutÖzal'ın başını çek-
•ttğı politıka ile Karabük ışletmesi "Tesnıen
vefiilen'*batınlma sürecine sokuluvor. Ön-
celikle ışçıiergreve sürüklenivor. Ozal. ış-
çılere ücret artişı vermemekte dıreniyor ve
137 gün süren bır grev >aşanı\or. Bu ara-
da ışletme. grev kapsamı dışındakı ışçıle-
re. memurlara ücretlerinı düzenlı ödüvor.
soğutulmaması gereken yuksek fınnlarda
az da olsa üretim vapılıvor. Bunlann hep-
si para. Neolıberaİızmin şampıvonu Özal.
"KİT'lerkendibaşınınçaresinebaksın"dı-
vor ve çıkiş değıl. batış yolunu da bizzat
kendısi verıvor "Tazeparagereksinimini-
r\ bankalardan kredi alarak giderin."
Karabük Demır-Çelık Işletmesi. çaresız
bankalara başvuruvor Önce dev let banka-
larına gıdıvor. Oluınsuz vanıt alıyor. Bu
kezözellerebaşvuruvor Onlarda hazırza-
ten Yüzde 100'lerden. >uzde 140'lardan
kredı verıvorlar. Bu çarkın ıçıne gırıldı mi.
kurtulmak olası değıl. Fabrika haldır hal-
dır çalışıvor. ama faız borçljnnı kapata-
maz hale gelıvor. 'Setkıhlenn de> ımıv le. iş-
letmenin borçları "kartopu" gıbı artıvor
Özal'ın çelme atıp vere dü^ürdüğü, sürün-
dürdüğü ışletmeve. 1994 yılında son tek-
mevı vurmakda Çiller ıle Karaşalçın'aka-
lı\or
Sadece bankalara borçlandırmak mı Ka-
rabuk'ü bu hale getirmiştr
1
Değıl Işletme-
yı merkezden ıdareedenlerınbırkısmı.ark
ocaklan ıle ealıs,an özel sektöre arka çıkı-
yorlardi-.Şöyle ki; pıyasaoın 8,'lık demıre
fni gerek.sinimi var. bK-iIeri işktmeye enıir
veriyordu "I6'lık demir çekin." Karabük
ışletmesi. I6"lık çeker ve bunu satanıaz-
ken. özel sektörcüler 8"lık demir üretımı-
ne geçıp. neredev se para basar hale gelıvor-
lardı. Dahası işîetme: ürettığı koku. pıkı.
kütüğü. vuvarlak demiri. köşebent ve pro-
fılı malı\etınınaltındas;ıtma\azorlanıvor-
du Örneğın. 1990vılındakoktonda2()do-
lar. pık tonda 31 dolar. kütük tonda 67 do-
lar. vuvarlak demir tonda 72 dolar. koşe-
bent tonda 112 dolar. profıl de tonda 112
dolar zararına sattınlı\ordu Son bırsapta-
ma Ereğli Demir-Çelik"ın sermayesinın
vuzde 25 5"ı Karabük'e aıtken. yine Özal
donemınde. 30 Nısan 198"" tarıhınde Kara-
bük'ün Ereğlfdekı hısselerıne. hıçbır öde-
me vapılmadan elkonuluvor ve Kamu Or-
taklığı Idaresı'ne devredılıyordu. Nasıl a-
ma, ballı börek..
Yanı. ışletme bıle bıle zarara sokuluvor.
sonra da halka dönulüp "KİTIerzararedi-
vor. üstümüzde vüktür. Bunlardan bir an
önee kurtulmak gerekir" denıvordu
Karabük'ten kurtulmak. budev tesısı ka-
patmak kimın ışıne yarayacaktı? Özçelık-
H Sendikası. (994 vılında uzmanlarca ha-
zırlanan bir kıtapçık çıkannıştı. Bakın, o kı-
tapçıktan özetleyerek. vukandakı soruyu
yanıtlavalım'
"Dünvada iki >öntemle demir-çelik üre-
tilir. Karabük. Ereğli. İskenderun fabrika-
lan cev herden üretim \aparlar. Cev here da-
valı üretimde. kok kömürü, ham katran.
ham ben/ol. vapav gübre, /Jft naftaJin. kli-
sol ve ruliol gibi ürünlerin tümü pi> asava sa-
tılabilir. Ark ocaklanna dav alı üretimde ise,
elektrikle çalışan fırınlarda hurdanın ergi-
tilnıesi ile vapılır \e tek ürün alınır. Ce\ he-
re da>alı entegredemirçelik tesisleri bir ton
çelik naşına 2 bin ABD doları gibi büv ük va-
tınmlar gerektirdiğinden. dünv anın hemen
henerinde dcv let tarafından kurulmuştur.
Ark ocaklan ise. hurda> a da>alı üretim vap-
tığı için ton başına 21)0 ABD Doları >atirım
gerektirdiğinden,özel sektör tarafından ter-
cih edilmiştir. Çelik üretimi. dümada yüz-
de 70 oranında ce\ here. > üzde 30 oraninda
da hurdaya davalıdır. Türkive'de bu oran
tersinedir. Yaklaşık yüzde 40 ce> here, j üz-
de 61.9 oranında da ark ocaklanna dav alı
üretim vapılır. Karabük Demir-Çelik İşlet-
mcsi'ni kâpatmak, aie>hte olan üretim
oranlannı daha da bü>ütecek ve bundan
kazançh çıkacak olan Türkive'nin özel sek-
törii değil. gelişmiş ülkelerin çelik üreticile-
ri olacaktır. Türkiye. her vıl 6 miKon ton
hurda ithal etmektedir. Zamanla bu oran
daha da artacaktır. Dünva hurda pivasası
ise, öncelikle ABD"ve davalıdır. Yani, bazı
konularda olduğu gibi bir anıbargo konma-
sı. Türkive'nin çelik sektöriinün de korku-
lu rüvası olacaktır. Avrıca. kendisi hurda
üreten, başta ABD olmak ü/ere gelişmiş ül-
kelerin ellerinde bu stok \arken. üretimle-
rini ark ocaklanna j öneltnıej ip, entegre te-
sislerini korumak ve geliştirmekte ısrarcı ol-
malanndan alınacak dersleri gözden kaçır-
nıanıak milli bir görev olmalıdır. Türkive.
ark ocaklanna ve dolayısn la hurdav a daya-
lı üretimi sürdürdüğü ve arttırdığı sürece za-
ten tekel olan ve hurda satan ülkelere hağını-
lılığı artacak, sonuçta çelik endüstrisinde
çok zavıf \e rekabet edemez duruma itile-
cektir."
SÜRECEK
SIFI&NOKTASI IORAL ÇALIŞLAR e-mail: oral.calislar@planet.com.tr
Üç özel tim mensubunun
HBB televizyonundaki görüntü-
leri ve gösterileri. Türkiye'nin
içinde bulunduğu manzaranın
bir yönünü çok güzel sergiliyor-
du. Başındaeski bir MİT mensu-
bunun olduğu HBB TV'sinın iki
taraflı sunucusu, tam bir dezen-
formasyon çalışması içindeydi-
ler. Türkiye'deki faili meçhul ci-
nayetler birer birer aydınlanırken
HBB TV'sinın ve bazı gazeteci-
lerin büyük bir gayretkeşlikle
bunlann üstünü örtmeye çaba-
lamaları, devlet içindeki büyük
bir kapışmanın da işaretini veri-
yordu.
Özel tim mensubu Ayhan
Çarkın, "Bütün cinayetlehkabul
ettım. Bunlarkasette var. Ancak
Ömer Lütfü Topal'; kabul etme-
dim" dedı. Çarkın konuşması-
nın başında, İstanbul'da 100'ün
üzennde ınsanın öldürüldüğü ve
kamuoyunda "yargısız ınfaz"
olarak bilinen olaylarda en önde
çatışmalara katılan bır tim men-
subu olduğunu açıkladı. Bu öl-
dürme olaylarının bir kısmından
da yargılandığını belirtmek ıhti-
HBB'den Özel Tim Gösterisiyacını hissetti. Peki bütün cina-
yetleri bir öfke içinde kabul e-
den Çarkın, acaba Topal cinaye-
tinı neden reddetmiştı? Bunu
sormak programcılann aklına bi-
le gelmedi.
Çünkü onlara göre bu vatan-
sever polisler, haksız bir töhmet
altındaydılar ve onların aklanma-
sı için çaba sarfedılmesi gereki-
yordu. Onların çocukları, eşleri
vardı ve bu suçlamalardan acı
çekiyorlardı.
Sokak ortasından kaçırılıp yok
edilen ve cesetlerı oraya buraya
atılan insanlann çocukları. eşle-
ri yok muydu? Onların acıları yok
muydu? Bu insanlar sokak orta-
sından polis yeleğı gıymış kişı-
lerce kaçırılmıştı. Butün görgü
tanıkları bu yonde ıfade veriyor-
lardı.
Ayhan Çark/n, "Yarın benim
de parmak izım Ömer Lütfü To-
pal cinayetinde kullanılan sılah-
larda çıkabilir. Bu tezgâhı haztr-
layanlar bunu da yapabilır" dı-
yordu. Böyle söyleyerek DYP'Iİ
Içişleri Bakanı tarafından açıkla-
nan Abdullah Çatlı'nın parmak
izi saptamasının da tezgâh ol-
duğunu mu söylemek istiyordu?
Ozel tim mensuplannın kahra-
manlığı ve fedakârlığı üzerine
uzun tıratlar dinledik. Özel tim
mensupları. uyuşturucu kuryesi
Dilek Ornek'le ilişkısi saptanan
Ayhan Akça'nın da kendilerı gi-
bi yiğit, dürüst ve vatansever ol-
duğunu söyleyerek onu aklama-
ya çalışıyorlardı. Aynı Ayhan Ak-
ça'nın Tank Ümit'in kaçınlma-
sında rol aldığını MİT yönetıcisi
Mehmet Eymür çok kesin bir
ıfadeyle dile getirmişti. Bu eyle-
mı de yığitlık ve fedakârlığın so-
nucu olarak mı yapmıştı acaba?
Yaprak TV'nın sahibını de ozel
timcilerle birlikte 7 kez idama
mahkûm olmuş Haluk Kırcı bir-
likte kaçırmışlar. Sedat Bu-
cak'ın köyünde rehin tutup fıd-
yeyi aldıktan sonra serbest bı-
rakmışlar. Mılyonlarca mark da
acaba bu büyük vatanseverliğın
bedeli mıydı? (Burada bır paran-
tez açarak Haluk Kırcı'nın sanık
değil mahkûm olduğunu belirt-
meyı gereklı görüyorum. Kırcı 7
TİP'linin öldülürmesı davasında
7 kez idama mahkûm oldu ve
bu cezası Yargıtay'caonaylandı.
Yani o tescilli bir katil. Aynı da-
vada kesinleşen hüküm içinde
Abdullah Çatlı'nın olayın azmet-
tirıcısı olduğu da kesinlik kazan-
dı. Bu nedenle onun sanıklığı da
çok tartışmalı.)
Kimin kimle ne kavgası var, o
yurttaşı ilgilendırmiyor. Tansu
Çiller'den kredı almak için ça-
nak programlar yapmak, çok
buyük bir vebalin altına girmek
anlamına gelıyor. Çünkü savu-
nulan artık bır sıyası çızgı değil.
cınayetlerle lekelenmiş, Turki-
ye'yı batağa sokmuş bir çılgın-
lık.
Bu çılgınlığı kişisel çıkarlar için
desteklemek. hele de Osman
Balcıgil gıbı eskı bır solcunun
bu böyle bir aklama gösterisin-
de ortaya çıkması çok acı. Onu
TV ekranlannda izierken onun
geçmışı adına buyuk bir utanç
duyduğumu da belirtmek ıstiyo-
rum.
Bu ne büyük bir düşüş, ne bü-
yük bir yozlaşma... Doğrusu
söyleyecek söz bulamıyorum.
Onun ekrana düşen yüzünü dik-
katlice izledim. Ne yaptığını ve
neye hizmet ettiğini bilen bir sı-
kıntı içinde gibiydi. Biraz olsun
sıkılmasını çok isterdim.
Türkiye büyük bir hesaplaş-
manın içinde. Önceki gece HBB
kanalında ortaya çıkan manza-
ra, hâlâ çok büyuk sorunların ol-
duğunu ve alınacak epeyce me-
safenin olduğunu gösteriyordu.
Mehmet Keçeciler'ın özel tim-
ciler karşısındakı kekelemesi iç-
ler acısıydı. Mesut Yılmaz'ın ka-
rarlılığıyla hiç ılgısı olmayan kor-
kak bir tutum içindeydi.
Bütün hedef saptırma çabala-
rına rağmen Türkiye, iyi bir yol-
da ilerliyor. Kavga, temiz ve ba-
rışa yönelen bır Türkiye ıle ka-
ranlıklar arasında.
CUMARTESİ
YAZKÂM
ATAOL BEHRAMOĞLU
Kirlenme
Geçmiş yıllardan bugünlere bakıldığında sözü en
çok edilen kavramlardan birinin 'kirlenme' olduğu
görülecektir. Sadece bizım ülkemizde değil, birçok
başka ülkede kirlenmenin ulaştığı boyutlar ürkütücü-
dür. Doğadaki kirlenme önlem alınarak engellenebi-
lir, geriletilebilir. Bu onlemlerin neler olduğu az çok
bellidir. Asıl ürkütücü olan, insandaki kirlenmenin u-
laştığı boyutlar ve bu kirlenmeyi engellemenin daha
karmaşık çözümler gerektirmesidir. Insanlık tarihinin
son birkaç yüz yılında özellikle bilim alanındaki baş-
döndürücü buluşların yanı sıra doğa, tonlum ve in-
san kırlenmesinin ulaştığı nokta, açıklanması güç bir
çelişki yaratmaktadır. llerleme, gelişme kavramlarının
sorgulanmaya başlanması da bir bakıma bu çelişki-
den kaynaklanmaktadır. Gelişme, ilerleme, kaçınıl-
maz olarak bır kirlenmeyi de birlikte mi getirmekte-
dır? Konuyla ılgili olarak yanıtlanması gereken soru
sanıyorum ki budur. Bır başka soru, insanın 'doğası
gereği' iyiliğe olduğu kadar kötülüğe, dürüst kalma-
ya olduğu kadar kirlenmeye de açık olup olmayışı-
dır...
• • •
Insanlık tarıhının son bır kaç yüzyılına damgasını
vuran sistem, kapitalıst sıstemdir. Ekonomik kuralla-
nn işleyışı bılinmeksizın siyasal sistemlerin irdelenme-
si, bunlann bilgisine sahip olunmaksızın da insanı
oluşturan moral değerlerin tartışılması eksik kalacak
çabalardır... Bizdeki tartışmaların yüzeyselliği, ya da
farklı bilgı alanlanndaki değerfendirmelenn birbinnden
kopukluğu geneldeki bu yöntem zaafından gelmek-
tedir. Çözum üretilemeyişinin, üretilen çozümlerin ye-
tersizlik ya da geçicilığinin nedeni de yine bu yöntem
eksikliğidir. (Doğru yaklaşımların sonuç alıcı güç bi-
rıkimlerine sahıp olamayışları, ayrıca ırdelenmesi ge-
reken başka bir konudur.)
• • •
Ülkemiz Türkiye, tarihinin belki de en kaygı verici
dönemıni yaşıyor. Devlettekı vetoplumdaki kirlenme
hıçbır zaman böyle bir boyuta ulaşmamıştı. Kirlenme-
nin olanca çırkinliğı, tiksındiricılığiyle gözler önüne
serılmişolmasını 'medyanınbaşansıyla'mı, 'hayıriıbir
rastlantı'y\a mı, yukardaki çıkarçaüşmalanyla mı, ba-
zı dürüst kimselerin çabalarıyla mı, pisliğin artık giz-
lenemez duruma gelmiş olmasıyla mı, yoksa bütün
bunlann hepsıyle birden mi açıklamamız gerekiyor?
Yanıtımız ne olursa olsun, pisliğin ortadan kaldırılma-
sı, kirlenmenin sona erdirilmesı. buna yol açan ne-
dene (nedenlere) doğru tanıyı koymaktan geçiyor.
Türkiye'de yurürlükte olan ekonomik sistemin yapı-
sı ve işleyışı ırdelenmeden ne devlet yönetimindeki
ne de toplumdaki kirlenmenin gerçek nedenleri an-
laşılabılır.
• • •
Kirlenme (daha da öte, çürüme), 'reel sosyalist'
sistemlerin çöküşüyle önünde artık hıçbır engel, hiç-
bir çekince kalmayan kapıtalist sistemın bugünkü
konumuylaılgılıdır...Turkıye'dekı kirlenmenin neden-
lerinı de (her toplumun kendıne özgülüklenyle birlik-
te) başka bir yerde aramaya gerek yoktur. Çürümüş
organlann kesilip atılması. yurürlükteki ekonomik sis-
tem böylece sürdükçe, yeni (ya da başka) organlann
çürumesini engelleyemeyecektir. Çünkü sadece ül-
kemiz Türkiye'de değıl kureselleşen kapıtalist ekono-
mının egemen olduğu her yerde çeşıtli biçimlerde or-
taya çıkan kirlenmenin nedeni, ne insan doğası, ne
ilerleme ve gelişme, fakat insanı kirletip yozlaştıran,
ilerleme-gelişme kavramlanna 'daha çok kazanç sağ-
lama' ötesınde anlam yukleyemeyen, başkaca da bir
moral değer uretemeyen egemen sistemın ta ken-
disidir...
Uyuşturucu bağlantısı îddiası
Baybaşin suçladı
Ağar yalanladı
İstanbul Haber Servisi -
Hollanda'da tutukluv ken sa-
lıverilen Hüseyin Bavbaşin.
uyuşturucu kaçakçılıgı bağ-
lantılarmı anlatırken Özer
Çiller. >lehmetAğarv e Tuğ-
rulTürkeş"ı suçluvor. Meh-
met Ağar'la sık sik görüştü-
ğünü açıklavan Baybaşin.
Ağar'ın kendısıne "diplo-
matik pasaport. sahte polis
ldmliği,silah\emermi" ver-
dığınıönesurüvor. Eskıİçış-
lerı Bakanı \e D^'P Elazığ
Mılletvekılı Mehmet Ağar
ıseHüsevın Bavbaşın'ıntüm
ıddıalarının gerçek dişi ve
hava! mahsulü olduğunu be-
lırttı.
Işçı Partisı (İP) Genel
Başkanı Doğu Perinçek. dün
düzenledığı basın toplantı-
sında Hüsevın Baybaşin ıle
Aydınlık muhabırının vaptı-
ğı görüşmenın bant çözüm-
lerini dağıttı. ANAP Genel
Başkanı Mesut Yılmaz'a da
venlen bant çözümlerınde
Baybaşin. uvuşturucu ka-
çakçılığı ışındekı tüm bağ-
lantılannı anlatıvor. Bavba-
şin. İngıltere'de cezaevınde
olduğu süre içinde Türkı-
ve'nin Londra Konsoloslu-
ğu'ndaki görev lılenn kendı-
sıvle görüştüklerını sövlü-
yor. NATO faalıvetlerı çer-
çevesınde görev vapan bü-
tün gemiierın, dünvanın her
yenne u\ uşturucu taşıdığını
anlatan Baybaşin. bu kanal-
dan eskı İçışlerı Bakanı
Mehmet Ağar'ın da uvuştu-
rucu pazarladiğını iddia edı-
yor.
Istanbul'dakı bir operas-
von sırasında batırılan Kıs-
metim-1 adlı gemıyle Özer
Çiller'in de katıldığı havalı
ıhracat ışı vapıldığını ıddıa
eden Bavbaşin. "Şimdi batı-
nlan Kısmetim-I adlı gemi-
de benim 3 bin 100 kilo ma-
lınıın olduğunu iddia eden
Ağar, bu miktan nereden bi-
liyor" dive soruvor.
İnanö/ Ticaret Limited
Şirketi'nın Mehmet Ağar'a
u\uşturucu ışınden dolavı
borçlandığını. kendısının
300 bın mark tutanndaki pa-
ra\ı tahsil ettiğini anlatan
Bavbaşin. bupara karşıhğın-
da 5 adet yazlık e\ alındıgı-
nı anlatıvor. Mehmet
Ağar'ın 199 l'de Hülva Süer
ıle birlikte yaşadığını ve on-
dan bır çocuğu olduğunu da
ilen süren Bavbaşin, Alpars-
lan Türkeş'ın oâlu Tuğrul
Türkeş ıle de 1989 yılına ka-
dar sık sık görüştüğünü,
Mehmet Ağar'ın akrabalan
N unus Ağar v e YaJçın Akça-
dağ'ın petrol tıcaretı görün-
tüsü altında eroın ticareti
yaptıklarını ka>dedıyor.
Kısmetım-l"ın Lucky-S
adlı gemı>i kurtarmak ıçm
tezgâhlanmış bır vem oldu-
ğunu savunan Baybaşin.
uluslararası bır müdahale-
den çekmtldığı ıçin Lucky-
S'tekı malın kısmen vaka-
landığını, ancak büvük bö-
lümünün Avrupa'ya kaçınl-
dığını ve bu malda da
Ağar'ın, KaJkavanlar ın ve
Tuğrul Türkeş'ın hissesı bu-
lunduğunu iddia ediyor.
Mehmet Ağar'ı 1976'dan
berı tanıdığmı söv leyen Bay-
başin. bizzat kendısı>le ha-
berleşebılmek ıçın çağn ci-
hazı aldığını açıklıyor. Özer
Uçuran Çiller'in de uyuştu-
rucu ışınde bulunduğunu be-
lırten Bavbaşin. AlaattinÇa-
kıcı'nın da uyuşturucu ışin-
de Mehmet Ağar ıle birlikte
olduğunu. ancak Ağar'ın
Çakıcı 'dan daha üst düzeyde
ışvaptığını sövlüyor.
Bavbaşin "in iddıalanna
karşı bir açıklama yapan
Ağar. "PKK'nin vandaşı
olan ve uyuşturucu madde
kacakçısı olduğu kesinleşmiş,
bövle bir kişinin ifriralanna
bazı basın-vayın organlarunı-
zın >er \ermesi tarafundan
üzünrii ile karşılannnşor" de-
di Ağar. bu tür ıddiaların
"Çamurat, tutmasada izi ka-
lır" düşüncesinm bır ürünü
olduğunu kaydederek bu şe-
kilde "'iftira'' atanlann ve bu
ıftıralann arkasına saklanan-
ların bır sonuca varmalannın
mümkün olmadığını söyledi.