25 Aralık 2024 Çarşamba English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHURİYET 28 ARALIK 1996 CUMARTESf Udepler yılbaşında nerede? • ANKARA (Cumhuriyet Bürosu)- Lıderler. \enı yıîı başta Ankara olmak üzere. Istanbul ve Bolu- Kartalkava'da karşılavacak. Programİannda bır değışıklık olmazsa yenı yı la Cumhurbaşkanı Süleyman Denıirel \e ANAP Genel Başkanı Mesut Yûmaz İstanbul'da. Meclıs Başkanı Mustafa Kalemli. Başbakan Nfecmettin Erbakan. DSP Genel Başkanı Bülent Ece\ il. CHP Genel Başkanı Denız Baykal. BBP Genel Başkanı Muhsın Yazıcıoğlu ile MHP Genel Başkanı Alparslan Türkeşın Ankara da girecekleri öğrenıldı. Dışışlen Bakanı ve Başbakan Yardımeısı Tansu Çıller'in Bolu Karulkava'va gıtmesi beklenıvor. DSP'de 'sendika' tartışması • ANKARA (AN KA)- DSP Genel Başkanı Bülent Ece\ıt. sendıkalara "ışçi haklanndakı yeter>ızlık konusunda sıvast partılerı eleştırirken DSP'vı de dığer partılerle aynı kefeye kovdukları" gerekçesıyle sen çıkarken. DSP'lı muhalıfler de sendıkalarla temaslanna hız \erdıler. DSPlı muhalıflerbır süreden beri sendika \e demokratık kıtle örgütlenyle ılişkılenn yetersızhğının pariı açisindan büyük bır eksıklık oiduğunu behrtırken bu eksıklığı gıdermek ıçın partı yönetımınden bağımsiz bır hareket başlattılar Muhalıf grup adına Bülenı Tanla. Gökhan Çapoğlu \e Bekır Yurdagül"ün Türk-İş'e yaptığı gızlı zı\aretın ardından. dört nııllet\ekili de DtSK'ın Kocaelfde düzenledığı mıtınge katıldı. Hasan Mezarcı yangılamyor • ANKARA (AA) - Ankara DGM Başsavcılığı'nca. ••bölücüliik propagandası" yaptığı gerekçesivle hakkında da\a açılan eskı Mıllet\ekılı Hasan Mezarcı'nm yargılanmasına devam edıldı. Mezarcı hakkında. 3 yıla kadar hapis cezası ı.steniyor. Ankara 2 No'kı DGM'de göriilen da\anın dünkii duruşmasına. hakkında mahkemece venlen gı>abı tutuklama karan bulunan \e Almanva'dan Türkıve'ye döndiikten sonra tutuklanarak Metris Cezaev ı'ne konulan Hasan Mezarcı katılnıadı Mahkeme Başkanı M Turgut Okvav, Cumhunvet Savcılığf ndan bılgı ıstenmesine. ce\abı geldığı zaman bulunduğu yenn mahkemesıne sanığın sa\unmasının alınması amacıyla talımaı yazılmasina karar \ererek duruşmav ı başka bır güne erteledı. İşçi emeklilepinin maaşları • ANKARA (AA) - Türkiye İşçı Emeklılerı Cemıveti Genel Başkanı Ethem Ezgü. yaptığı yazılı açıklamada. hükümetın ışçi emeklılerı ıle dul ve vetımlerıne 1997 yıltnın ılk altı a\ı ıçın yapmayı kararlaştırdığı \iizde 30"luk ücret artışının. artan ha\at palıjlılıgı karşısında hıçbır çözum olnıavacağını kavdettı. İşçi emeklısıne ödenen \e yeni yılda hiçbırartış getınlme>en sosyal yardım zammının yükseltilmesi gerekîiğını vurgulavan Ethem Ezgü. "Halen 4 milyon 96Ü bın lira olan sosval vardım zammı mık'tarının arttınlması ıçin 2.5 mılvon ışçı emekhsı adına hükümet nezdınde girişimlenmızı sürdürüvoruz" dedi. Şehit ögretmene gurbetçi yardımı • .ANKARA (AA)- Almanva'nın Essen eyaletınde yaşayan Türk vatanda^ları, Hantepc'de şehıt edılen Nesnn Idiz. Cemal Idiz. UğurGören \e Saadettın KLüçük'ün ailelenne 24 bın mark yardımda buiundular Essen Eğitim Ataşesı Sınan Ektırıcı. dün vardım çekinı. şehıt ögretmen aılelenne ıletılmek üzere Mıllı Eğıtım Bakanı Mehmet Sağlam'a sundıı. Yurtdışında yaşayan Türklere şükran duvgularını dıle getıren Sağlam. şehıt ögretmen aıle ve çocuklarına bakanlık olarak da yardımda bulunduklarını ıfade ettı. HABERLER S u s t u r u l a m a y a n v a r d i y a d ü d ü ğ ü : K a r a b ü k Fabrikalar yaratan fabrika• Çiller ve Karayalçın, Karabük Demir-Çelik Fabrikası'nın kapatılmasını isterken, bu işletmenin kurulduğundan bu yana onlarca fabrika yarattığının ayırdında değildiler. 1ŞIK KANSL Ikıncı Dünva Savaşı kapıdadır. Türkı- >e'nın, Ulusal Kurtuluş Savaşı'nı Ata- tiirkün önderlığınde yürüten "bağımsız- lıkçı kadro"su. Karabük'te bırdemir-çelik tabrikası kurulmasını öngörür Tesisin ya- pımına 1937'debaşlanır Fabrika. 1939 >ı- İında vardiva düdüklennı öttürür. Aradan 55 \ıl geçmıştır. Fabrika hâlâ ayaktadır. ama onu varatan "bağımsızlık"çı kadrolann yerlerine "yükselen değerciler" gelmiştır. Bu fabnkalaryaratan fabrika ka- patılacaktır. Bu düşüncevı 5 Nisan 1994'te yanında oturan eskı SHP Genel Başkanı ve Başba- kan Yardımcısı Murat Karavalçın ıle bir- lıkteaçıklavandönemınBaşbakanı veDYP lıderı Tansu Çiller. o aün şunlan söylüvor- du: " Karabük Demir \e Çelik İşletmeleri'nin uzunca bir /amandır sorunlannın devam ettiğini bilmekteviz. Karabük ilçemizin ge- lişmesine bü\ ük katkı sağlamış olan Kara- bük Demir-Çelik İşletmeleri görevini ta- mamlamış. ekonomik ve teknolojik ömrü- nü doldurmuş \e eskhen teknolojisi ile re- kabet edebilirîiği kalmamıştır. Tesisin 1994 >ılı zararının 5 trilvon Türk Lirası civann- da ulacağı tahnıin edilmektedir. Bunun ka- muva \ükü, lai/le birlikte 10 trihonun çok üzerindedir. Özelleştimıe imkânının bulun- maması halinde Karabük Demir Çelik İş- letmeleri'nin üretimi \ ıl sonunda durdunı- lacaktır. Gerekli hazırlıklar buna göre >a- pılacaktır. İşçiler, isterlerse tesisleri > ıl sonu- na kadar dev ralabileceklerdir. Emekli olan \e>a hizmetine son verilen bütün persone- lin kanuni hakları \e tazminatlan zama- nında karşılanacaktır. Aynca, Özeüeştirme Yetki \asası"nda \er alan istihdanı ka\bı tazminatlarından \ararlanmalan sağlana- caktır."* Çiller ve Karayalçın. adeta bu açıklama ıle rahatlamışlar. onlarca yıl tek başına bu ulkenın demir ve çelik gereksinımi sağla- mış bu büyük tesısten kurtulmuşlardı. Çiller ve Karayalçın. Karabük Demır- Çelık Fabnkasının. kurulduğundan bu ya- na onlarca fabrika varattığının ayırdında değıl mıydiler.' Sayalım mı? Alaybey, Taş- kızak. Pendık Tersanesfnın birçok montaj ışi. 7 çımento fabnkasının montajı. Af- jon'dan Çar>amba">a değın 8 şeker fabn- kasının çeşıtli montaj ışı Bitmedi. Kınk- kale Tüfek Fabfikası'ndan tutun. Kayseri Tank Palet Fabrikasfna degın birçok aske- rı fabnkanın montaj ve ınşaat ışi. Tamam değıl henüz. Seydışehır Alumınyum tesis- lerınden Uludağ \Yolfram Fabrikası'na, Petkim Yarımca kompleksınden Afşin El- bistan Terrnık Santralı ınşaat ve montaj işı- ne değin birçok \ atırını Sıra köprülere. de- mıryollannagelsın: Karakava Barajı Fırat Demır\olu Köprüsü, Gebze-Anfıye hattı köprüsü. Sırkecı-Edırne hattı demıryolu ın- şaat ve montaj ışlen. Durun durun. dahası var' Ereğli Demir Çelik ıle tskenderun De- 'Faso fiso işler yapıııadı' Karabük. ulusal kalkınma açısından. moda deyimle "fasa'fiso" işler >apmamıştı bu ülkede fabrikalar yaratnuştı. Çiller ve Karavalçın'ın kâpatmak istedikleri Karabük Fabrikası buvdu özetle. 4 Yükselen değereiler yöııetiıııde' Aradan 55 >ıl geçmiştir. Fabrika hâlâ avaktadır, ama onu varatan **bağımsızlık"çı kadrolann veıierine "\ükseleıı değereiler" gelmiştir. Bu fabrikalar varatan fabrika Ivapatılacaktır. Bu düşünce>i5Nisan 1994'tejanında oturan eski SHP Genel Başkanı ve Başbakan Yardımcısı Murat Karavalçın ile birlikte açıklavan dönemin Başbakanı ve DYP lideri Tansu Çiller'dir. mır-Çelik fabrikalarının birçok montaj. proje ve ınşaat ı>lerı Etibank Küre Işletme- len. Şark Kromları fılan. . Yanı Karabük. ulusal kalkınma açısın- dan. moda de> ımle "fasa fıso" işler v apma- mıştı buulkede Çiller\e Karayalçın'ınka- patmak istedikleri Karabük Fabrikası buv- du özetle. Karabük nederı sıkıntıdaydı? 1989 vılına değın süreklı kâreden Kara- bük Demır-Çelık Fabrikası. neden bundan sonra zarareden bır kuruluş halıne gelmış' Tablolara şövle bırbakıldığında 1988 yılı- nı 8 nıılvar 208 milyon 426 lira kâr ıle ka- patan işletmenin. bir yıl sonra 92 mılvar 302 mılyon. 1990"da 404 milvar 145 mil- yon. 1991'de 1 tnlyon. 1992"de 1 triKon 744 mılyar. I993'te2 tnl\on613 mılvarlıraza- rareftığı göriiluvor 1989'dan başlavarak. Başbakanı ve Cumhurbaşkanı TurgutÖzal'ın başını çek- •ttğı politıka ile Karabük ışletmesi "Tesnıen vefiilen'*batınlma sürecine sokuluvor. Ön- celikle ışçıiergreve sürüklenivor. Ozal. ış- çılere ücret artişı vermemekte dıreniyor ve 137 gün süren bır grev >aşanı\or. Bu ara- da ışletme. grev kapsamı dışındakı ışçıle- re. memurlara ücretlerinı düzenlı ödüvor. soğutulmaması gereken yuksek fınnlarda az da olsa üretim vapılıvor. Bunlann hep- si para. Neolıberaİızmin şampıvonu Özal. "KİT'lerkendibaşınınçaresinebaksın"dı- vor ve çıkiş değıl. batış yolunu da bizzat kendısi verıvor "Tazeparagereksinimini- r\ bankalardan kredi alarak giderin." Karabük Demır-Çelık Işletmesi. çaresız bankalara başvuruvor Önce dev let banka- larına gıdıvor. Oluınsuz vanıt alıyor. Bu kezözellerebaşvuruvor Onlarda hazırza- ten Yüzde 100'lerden. >uzde 140'lardan kredı verıvorlar. Bu çarkın ıçıne gırıldı mi. kurtulmak olası değıl. Fabrika haldır hal- dır çalışıvor. ama faız borçljnnı kapata- maz hale gelıvor. 'Setkıhlenn de> ımıv le. iş- letmenin borçları "kartopu" gıbı artıvor Özal'ın çelme atıp vere dü^ürdüğü, sürün- dürdüğü ışletmeve. 1994 yılında son tek- mevı vurmakda Çiller ıle Karaşalçın'aka- lı\or Sadece bankalara borçlandırmak mı Ka- rabuk'ü bu hale getirmiştr 1 Değıl Işletme- yı merkezden ıdareedenlerınbırkısmı.ark ocaklan ıle ealıs,an özel sektöre arka çıkı- yorlardi-.Şöyle ki; pıyasaoın 8,'lık demıre fni gerek.sinimi var. bK-iIeri işktmeye enıir veriyordu "I6'lık demir çekin." Karabük ışletmesi. I6"lık çeker ve bunu satanıaz- ken. özel sektörcüler 8"lık demir üretımı- ne geçıp. neredev se para basar hale gelıvor- lardı. Dahası işîetme: ürettığı koku. pıkı. kütüğü. vuvarlak demiri. köşebent ve pro- fılı malı\etınınaltındas;ıtma\azorlanıvor- du Örneğın. 1990vılındakoktonda2()do- lar. pık tonda 31 dolar. kütük tonda 67 do- lar. vuvarlak demir tonda 72 dolar. koşe- bent tonda 112 dolar. profıl de tonda 112 dolar zararına sattınlı\ordu Son bırsapta- ma Ereğli Demir-Çelik"ın sermayesinın vuzde 25 5"ı Karabük'e aıtken. yine Özal donemınde. 30 Nısan 198"" tarıhınde Kara- bük'ün Ereğlfdekı hısselerıne. hıçbır öde- me vapılmadan elkonuluvor ve Kamu Or- taklığı Idaresı'ne devredılıyordu. Nasıl a- ma, ballı börek.. Yanı. ışletme bıle bıle zarara sokuluvor. sonra da halka dönulüp "KİTIerzararedi- vor. üstümüzde vüktür. Bunlardan bir an önee kurtulmak gerekir" denıvordu Karabük'ten kurtulmak. budev tesısı ka- patmak kimın ışıne yarayacaktı? Özçelık- H Sendikası. (994 vılında uzmanlarca ha- zırlanan bir kıtapçık çıkannıştı. Bakın, o kı- tapçıktan özetleyerek. vukandakı soruyu yanıtlavalım' "Dünvada iki >öntemle demir-çelik üre- tilir. Karabük. Ereğli. İskenderun fabrika- lan cev herden üretim \aparlar. Cev here da- valı üretimde. kok kömürü, ham katran. ham ben/ol. vapav gübre, /Jft naftaJin. kli- sol ve ruliol gibi ürünlerin tümü pi> asava sa- tılabilir. Ark ocaklanna dav alı üretimde ise, elektrikle çalışan fırınlarda hurdanın ergi- tilnıesi ile vapılır \e tek ürün alınır. Ce\ he- re da>alı entegredemirçelik tesisleri bir ton çelik naşına 2 bin ABD doları gibi büv ük va- tınmlar gerektirdiğinden. dünv anın hemen henerinde dcv let tarafından kurulmuştur. Ark ocaklan ise. hurda> a da>alı üretim vap- tığı için ton başına 21)0 ABD Doları >atirım gerektirdiğinden,özel sektör tarafından ter- cih edilmiştir. Çelik üretimi. dümada yüz- de 70 oranında ce\ here. > üzde 30 oraninda da hurdaya davalıdır. Türkive'de bu oran tersinedir. Yaklaşık yüzde 40 ce> here, j üz- de 61.9 oranında da ark ocaklanna dav alı üretim vapılır. Karabük Demir-Çelik İşlet- mcsi'ni kâpatmak, aie>hte olan üretim oranlannı daha da bü>ütecek ve bundan kazançh çıkacak olan Türkive'nin özel sek- törii değil. gelişmiş ülkelerin çelik üreticile- ri olacaktır. Türkiye. her vıl 6 miKon ton hurda ithal etmektedir. Zamanla bu oran daha da artacaktır. Dünva hurda pivasası ise, öncelikle ABD"ve davalıdır. Yani, bazı konularda olduğu gibi bir anıbargo konma- sı. Türkive'nin çelik sektöriinün de korku- lu rüvası olacaktır. Avrıca. kendisi hurda üreten, başta ABD olmak ü/ere gelişmiş ül- kelerin ellerinde bu stok \arken. üretimle- rini ark ocaklanna j öneltnıej ip, entegre te- sislerini korumak ve geliştirmekte ısrarcı ol- malanndan alınacak dersleri gözden kaçır- nıanıak milli bir görev olmalıdır. Türkive. ark ocaklanna ve dolayısn la hurdav a daya- lı üretimi sürdürdüğü ve arttırdığı sürece za- ten tekel olan ve hurda satan ülkelere hağını- lılığı artacak, sonuçta çelik endüstrisinde çok zavıf \e rekabet edemez duruma itile- cektir." SÜRECEK SIFI&NOKTASI IORAL ÇALIŞLAR e-mail: oral.calislar@planet.com.tr Üç özel tim mensubunun HBB televizyonundaki görüntü- leri ve gösterileri. Türkiye'nin içinde bulunduğu manzaranın bir yönünü çok güzel sergiliyor- du. Başındaeski bir MİT mensu- bunun olduğu HBB TV'sinın iki taraflı sunucusu, tam bir dezen- formasyon çalışması içindeydi- ler. Türkiye'deki faili meçhul ci- nayetler birer birer aydınlanırken HBB TV'sinın ve bazı gazeteci- lerin büyük bir gayretkeşlikle bunlann üstünü örtmeye çaba- lamaları, devlet içindeki büyük bir kapışmanın da işaretini veri- yordu. Özel tim mensubu Ayhan Çarkın, "Bütün cinayetlehkabul ettım. Bunlarkasette var. Ancak Ömer Lütfü Topal'; kabul etme- dim" dedı. Çarkın konuşması- nın başında, İstanbul'da 100'ün üzennde ınsanın öldürüldüğü ve kamuoyunda "yargısız ınfaz" olarak bilinen olaylarda en önde çatışmalara katılan bır tim men- subu olduğunu açıkladı. Bu öl- dürme olaylarının bir kısmından da yargılandığını belirtmek ıhti- HBB'den Özel Tim Gösterisiyacını hissetti. Peki bütün cina- yetleri bir öfke içinde kabul e- den Çarkın, acaba Topal cinaye- tinı neden reddetmiştı? Bunu sormak programcılann aklına bi- le gelmedi. Çünkü onlara göre bu vatan- sever polisler, haksız bir töhmet altındaydılar ve onların aklanma- sı için çaba sarfedılmesi gereki- yordu. Onların çocukları, eşleri vardı ve bu suçlamalardan acı çekiyorlardı. Sokak ortasından kaçırılıp yok edilen ve cesetlerı oraya buraya atılan insanlann çocukları. eşle- ri yok muydu? Onların acıları yok muydu? Bu insanlar sokak orta- sından polis yeleğı gıymış kişı- lerce kaçırılmıştı. Butün görgü tanıkları bu yonde ıfade veriyor- lardı. Ayhan Çark/n, "Yarın benim de parmak izım Ömer Lütfü To- pal cinayetinde kullanılan sılah- larda çıkabilir. Bu tezgâhı haztr- layanlar bunu da yapabilır" dı- yordu. Böyle söyleyerek DYP'Iİ Içişleri Bakanı tarafından açıkla- nan Abdullah Çatlı'nın parmak izi saptamasının da tezgâh ol- duğunu mu söylemek istiyordu? Ozel tim mensuplannın kahra- manlığı ve fedakârlığı üzerine uzun tıratlar dinledik. Özel tim mensupları. uyuşturucu kuryesi Dilek Ornek'le ilişkısi saptanan Ayhan Akça'nın da kendilerı gi- bi yiğit, dürüst ve vatansever ol- duğunu söyleyerek onu aklama- ya çalışıyorlardı. Aynı Ayhan Ak- ça'nın Tank Ümit'in kaçınlma- sında rol aldığını MİT yönetıcisi Mehmet Eymür çok kesin bir ıfadeyle dile getirmişti. Bu eyle- mı de yığitlık ve fedakârlığın so- nucu olarak mı yapmıştı acaba? Yaprak TV'nın sahibını de ozel timcilerle birlikte 7 kez idama mahkûm olmuş Haluk Kırcı bir- likte kaçırmışlar. Sedat Bu- cak'ın köyünde rehin tutup fıd- yeyi aldıktan sonra serbest bı- rakmışlar. Mılyonlarca mark da acaba bu büyük vatanseverliğın bedeli mıydı? (Burada bır paran- tez açarak Haluk Kırcı'nın sanık değil mahkûm olduğunu belirt- meyı gereklı görüyorum. Kırcı 7 TİP'linin öldülürmesı davasında 7 kez idama mahkûm oldu ve bu cezası Yargıtay'caonaylandı. Yani o tescilli bir katil. Aynı da- vada kesinleşen hüküm içinde Abdullah Çatlı'nın olayın azmet- tirıcısı olduğu da kesinlik kazan- dı. Bu nedenle onun sanıklığı da çok tartışmalı.) Kimin kimle ne kavgası var, o yurttaşı ilgilendırmiyor. Tansu Çiller'den kredı almak için ça- nak programlar yapmak, çok buyük bir vebalin altına girmek anlamına gelıyor. Çünkü savu- nulan artık bır sıyası çızgı değil. cınayetlerle lekelenmiş, Turki- ye'yı batağa sokmuş bir çılgın- lık. Bu çılgınlığı kişisel çıkarlar için desteklemek. hele de Osman Balcıgil gıbı eskı bır solcunun bu böyle bir aklama gösterisin- de ortaya çıkması çok acı. Onu TV ekranlannda izierken onun geçmışı adına buyuk bir utanç duyduğumu da belirtmek ıstiyo- rum. Bu ne büyük bir düşüş, ne bü- yük bir yozlaşma... Doğrusu söyleyecek söz bulamıyorum. Onun ekrana düşen yüzünü dik- katlice izledim. Ne yaptığını ve neye hizmet ettiğini bilen bir sı- kıntı içinde gibiydi. Biraz olsun sıkılmasını çok isterdim. Türkiye büyük bir hesaplaş- manın içinde. Önceki gece HBB kanalında ortaya çıkan manza- ra, hâlâ çok büyuk sorunların ol- duğunu ve alınacak epeyce me- safenin olduğunu gösteriyordu. Mehmet Keçeciler'ın özel tim- ciler karşısındakı kekelemesi iç- ler acısıydı. Mesut Yılmaz'ın ka- rarlılığıyla hiç ılgısı olmayan kor- kak bir tutum içindeydi. Bütün hedef saptırma çabala- rına rağmen Türkiye, iyi bir yol- da ilerliyor. Kavga, temiz ve ba- rışa yönelen bır Türkiye ıle ka- ranlıklar arasında. CUMARTESİ YAZKÂM ATAOL BEHRAMOĞLU Kirlenme Geçmiş yıllardan bugünlere bakıldığında sözü en çok edilen kavramlardan birinin 'kirlenme' olduğu görülecektir. Sadece bizım ülkemizde değil, birçok başka ülkede kirlenmenin ulaştığı boyutlar ürkütücü- dür. Doğadaki kirlenme önlem alınarak engellenebi- lir, geriletilebilir. Bu onlemlerin neler olduğu az çok bellidir. Asıl ürkütücü olan, insandaki kirlenmenin u- laştığı boyutlar ve bu kirlenmeyi engellemenin daha karmaşık çözümler gerektirmesidir. Insanlık tarihinin son birkaç yüz yılında özellikle bilim alanındaki baş- döndürücü buluşların yanı sıra doğa, tonlum ve in- san kırlenmesinin ulaştığı nokta, açıklanması güç bir çelişki yaratmaktadır. llerleme, gelişme kavramlarının sorgulanmaya başlanması da bir bakıma bu çelişki- den kaynaklanmaktadır. Gelişme, ilerleme, kaçınıl- maz olarak bır kirlenmeyi de birlikte mi getirmekte- dır? Konuyla ılgili olarak yanıtlanması gereken soru sanıyorum ki budur. Bır başka soru, insanın 'doğası gereği' iyiliğe olduğu kadar kötülüğe, dürüst kalma- ya olduğu kadar kirlenmeye de açık olup olmayışı- dır... • • • Insanlık tarıhının son bır kaç yüzyılına damgasını vuran sistem, kapitalıst sıstemdir. Ekonomik kuralla- nn işleyışı bılinmeksizın siyasal sistemlerin irdelenme- si, bunlann bilgisine sahip olunmaksızın da insanı oluşturan moral değerlerin tartışılması eksik kalacak çabalardır... Bizdeki tartışmaların yüzeyselliği, ya da farklı bilgı alanlanndaki değerfendirmelenn birbinnden kopukluğu geneldeki bu yöntem zaafından gelmek- tedir. Çözum üretilemeyişinin, üretilen çozümlerin ye- tersizlik ya da geçicilığinin nedeni de yine bu yöntem eksikliğidir. (Doğru yaklaşımların sonuç alıcı güç bi- rıkimlerine sahıp olamayışları, ayrıca ırdelenmesi ge- reken başka bir konudur.) • • • Ülkemiz Türkiye, tarihinin belki de en kaygı verici dönemıni yaşıyor. Devlettekı vetoplumdaki kirlenme hıçbır zaman böyle bir boyuta ulaşmamıştı. Kirlenme- nin olanca çırkinliğı, tiksındiricılığiyle gözler önüne serılmişolmasını 'medyanınbaşansıyla'mı, 'hayıriıbir rastlantı'y\a mı, yukardaki çıkarçaüşmalanyla mı, ba- zı dürüst kimselerin çabalarıyla mı, pisliğin artık giz- lenemez duruma gelmiş olmasıyla mı, yoksa bütün bunlann hepsıyle birden mi açıklamamız gerekiyor? Yanıtımız ne olursa olsun, pisliğin ortadan kaldırılma- sı, kirlenmenin sona erdirilmesı. buna yol açan ne- dene (nedenlere) doğru tanıyı koymaktan geçiyor. Türkiye'de yurürlükte olan ekonomik sistemin yapı- sı ve işleyışı ırdelenmeden ne devlet yönetimindeki ne de toplumdaki kirlenmenin gerçek nedenleri an- laşılabılır. • • • Kirlenme (daha da öte, çürüme), 'reel sosyalist' sistemlerin çöküşüyle önünde artık hıçbır engel, hiç- bir çekince kalmayan kapıtalist sistemın bugünkü konumuylaılgılıdır...Turkıye'dekı kirlenmenin neden- lerinı de (her toplumun kendıne özgülüklenyle birlik- te) başka bir yerde aramaya gerek yoktur. Çürümüş organlann kesilip atılması. yurürlükteki ekonomik sis- tem böylece sürdükçe, yeni (ya da başka) organlann çürumesini engelleyemeyecektir. Çünkü sadece ül- kemiz Türkiye'de değıl kureselleşen kapıtalist ekono- mının egemen olduğu her yerde çeşıtli biçimlerde or- taya çıkan kirlenmenin nedeni, ne insan doğası, ne ilerleme ve gelişme, fakat insanı kirletip yozlaştıran, ilerleme-gelişme kavramlanna 'daha çok kazanç sağ- lama' ötesınde anlam yukleyemeyen, başkaca da bir moral değer uretemeyen egemen sistemın ta ken- disidir... Uyuşturucu bağlantısı îddiası Baybaşin suçladı Ağar yalanladı İstanbul Haber Servisi - Hollanda'da tutukluv ken sa- lıverilen Hüseyin Bavbaşin. uyuşturucu kaçakçılıgı bağ- lantılarmı anlatırken Özer Çiller. >lehmetAğarv e Tuğ- rulTürkeş"ı suçluvor. Meh- met Ağar'la sık sik görüştü- ğünü açıklavan Baybaşin. Ağar'ın kendısıne "diplo- matik pasaport. sahte polis ldmliği,silah\emermi" ver- dığınıönesurüvor. Eskıİçış- lerı Bakanı \e D^'P Elazığ Mılletvekılı Mehmet Ağar ıseHüsevın Bavbaşın'ıntüm ıddıalarının gerçek dişi ve hava! mahsulü olduğunu be- lırttı. Işçı Partisı (İP) Genel Başkanı Doğu Perinçek. dün düzenledığı basın toplantı- sında Hüsevın Baybaşin ıle Aydınlık muhabırının vaptı- ğı görüşmenın bant çözüm- lerini dağıttı. ANAP Genel Başkanı Mesut Yılmaz'a da venlen bant çözümlerınde Baybaşin. uvuşturucu ka- çakçılığı ışındekı tüm bağ- lantılannı anlatıvor. Bavba- şin. İngıltere'de cezaevınde olduğu süre içinde Türkı- ve'nin Londra Konsoloslu- ğu'ndaki görev lılenn kendı- sıvle görüştüklerını sövlü- yor. NATO faalıvetlerı çer- çevesınde görev vapan bü- tün gemiierın, dünvanın her yenne u\ uşturucu taşıdığını anlatan Baybaşin. bu kanal- dan eskı İçışlerı Bakanı Mehmet Ağar'ın da uvuştu- rucu pazarladiğını iddia edı- yor. Istanbul'dakı bir operas- von sırasında batırılan Kıs- metim-1 adlı gemıyle Özer Çiller'in de katıldığı havalı ıhracat ışı vapıldığını ıddıa eden Bavbaşin. "Şimdi batı- nlan Kısmetim-I adlı gemi- de benim 3 bin 100 kilo ma- lınıın olduğunu iddia eden Ağar, bu miktan nereden bi- liyor" dive soruvor. İnanö/ Ticaret Limited Şirketi'nın Mehmet Ağar'a u\uşturucu ışınden dolavı borçlandığını. kendısının 300 bın mark tutanndaki pa- ra\ı tahsil ettiğini anlatan Bavbaşin. bupara karşıhğın- da 5 adet yazlık e\ alındıgı- nı anlatıvor. Mehmet Ağar'ın 199 l'de Hülva Süer ıle birlikte yaşadığını ve on- dan bır çocuğu olduğunu da ilen süren Bavbaşin, Alpars- lan Türkeş'ın oâlu Tuğrul Türkeş ıle de 1989 yılına ka- dar sık sık görüştüğünü, Mehmet Ağar'ın akrabalan N unus Ağar v e YaJçın Akça- dağ'ın petrol tıcaretı görün- tüsü altında eroın ticareti yaptıklarını ka>dedıyor. Kısmetım-l"ın Lucky-S adlı gemı>i kurtarmak ıçm tezgâhlanmış bır vem oldu- ğunu savunan Baybaşin. uluslararası bır müdahale- den çekmtldığı ıçin Lucky- S'tekı malın kısmen vaka- landığını, ancak büvük bö- lümünün Avrupa'ya kaçınl- dığını ve bu malda da Ağar'ın, KaJkavanlar ın ve Tuğrul Türkeş'ın hissesı bu- lunduğunu iddia ediyor. Mehmet Ağar'ı 1976'dan berı tanıdığmı söv leyen Bay- başin. bizzat kendısı>le ha- berleşebılmek ıçın çağn ci- hazı aldığını açıklıyor. Özer Uçuran Çiller'in de uyuştu- rucu ışınde bulunduğunu be- lırten Bavbaşin. AlaattinÇa- kıcı'nın da uyuşturucu ışin- de Mehmet Ağar ıle birlikte olduğunu. ancak Ağar'ın Çakıcı 'dan daha üst düzeyde ışvaptığını sövlüyor. Bavbaşin "in iddıalanna karşı bir açıklama yapan Ağar. "PKK'nin vandaşı olan ve uyuşturucu madde kacakçısı olduğu kesinleşmiş, bövle bir kişinin ifriralanna bazı basın-vayın organlarunı- zın >er \ermesi tarafundan üzünrii ile karşılannnşor" de- di Ağar. bu tür ıddiaların "Çamurat, tutmasada izi ka- lır" düşüncesinm bır ürünü olduğunu kaydederek bu şe- kilde "'iftira'' atanlann ve bu ıftıralann arkasına saklanan- ların bır sonuca varmalannın mümkün olmadığını söyledi.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle