Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
'21 ARALIK 1996 CUMARTESİ CUMHURİYET SAYFA
KULTUR 15
51996 Sedat Simavi Edebiyat Ödülü'nü alan yazar Orhan Duru
'Yazar, üshıbuyla yazar olahflir'
DUVGL DLJRGUN
Edebıyatla. ama daha çok da öyküyle.
40 yılı aşkın bır süredir içli dışlı Orhan
Duru. 27 Mayıs ile bıdikte Anicara Vete-
riner Fakültesfnde asistanlık görevinden
aynlmak zorunda kalışından bu yana öy-
künün. yazarlık uğraşında apayn bir yeri
var. 1996 Sedat Simavi Edebiyat Ödü-
lü'nü kazanan yazann toplu öykülerini bi-
Taraya getiren 'SarmaT adlı yapıtı Yapı
(Credi Yayınlan'ndan yayımlandı. 'Fırn-
jıa' adlı yeni öykü kitabı ise yakında okur-
lanyla buluşacak.
- -Öyküyazarüğında40yüıgeridebırak-
nnız. Kısa bir özetini yapabilir misiniz bu
40yılın?
DURlf- 40 yıl boyunca epe> enteresan
dönemler yaşadım. Geriye gidecek olur-
sak; Cumhuriyet Halk Partisi iktidan git-
miş yerine Demokrat Parti iktidan gel-
mişti. Genç kuşak yazarlar olarak kendi-
mizi baskı altında hissediyor; isyancı eği-
limler gösteriyorduk. Edebiyatta da yeni
arayışlar içindeydik. Öykünün yazılış bi-
çimi ve dil açısından değişik türlere git-
meyeçalışıyorduk. OzamanlarAnkarada
sıyasal gündemde öğrenci oiaylan \ardı.
Mavi dergisi çıkıyordu. Cemal Süreya gi-
bi şair arkadaşlarla, şiirle iç içeydık. Ger-
çi ben daha çok öyküye ağirlık veriyor-
dum...
-Ama şiiri de denediniz?
Şiiri de denedim ama sürdürmedim. Yi-
ne de şiirle her zaman ilgim oldu. Cemal
Süreya. Tevfık Akdağ, Muzaffer Erdost
Sezai Karakoç gibı şairlerle iç içeydık.
Ikinci Yeni olayı çıkmıştı... Sonra 27 Ma-
yıs'a gelindi. Ben o sırada üniversitede
asistandım. Bir gün kendimi kapı dışan
buldum. Ortada kaldım cascavlak. O da
benim için başka bir dönüm noktası oldu.
Başka atılımlar yapma dönemi başladı.
Gazetecilik böyle başladı.
Oykü, sanat yaşamımda başat
- Gazetecilik için edebiy aü öldürür der-
ler. Aktif ga/etecilik yaşamının yazarfîğı-
nız üzerinde nasıl bir etkisi o4du?
Gazetecıük benim öykü çalışmalanmı
engellemedi. yalnız arada bir vaptığım ti-
yatro çalışmalan daha çok engellemiştir
öykü yazmamı. Gazetecilik öyîe bir mes-
lek kı hemen heryere ginyorsunuz. Göz-
lem yeteneğinizı arttınyorsunuz. Aynı za-
manda öykü yazışinıza da olumlu bir et-
kısi oluyorgözlemciliğin.
- Öykü dışında deneme, tiyatro gibi
alanlarda da yazdınız. Ama öykü. sifln için
daha vazgeçilmez oldu. Neden?
Öykü benim sanat yas.amımda başat.
Bundan sonra belki bir roman yazabilirim
ama vazmasam da olur. Çünkü önemli
olan anlatacağınız konuyu yoğun bir bi-
çimdeokura götürebilmektir. Öykü ile bu-
nu yapmak çok olanaklı.
- Öy küde yolunuzu kimler açtı?
Sanıvorum en çok etkilendiğim kiş.i Sa-
it Faik'tir. SaitFaik'in başka türlü birağır-
lığı var. ben o ağırlığa giremiyorum. Baş-
ka türlü bir şey yapıyorum ama temelde-
ki çalışma biçimimiz aynı diye diişünüyo-
rum.
- Toplu öykülerinizi birara>a getirdiği-
niz \Sarmal"da öy külerinizin ortak bir ya-
nı var. Düzyazıda uyak yaratma çabası ve
söylence diline yakın bir dil.
Benim en buvük derdim dildir. Çünkü
söy lem biçiminin son derece önemli oldu-
ğunu zannediyorum. Öykücülüğümün
başlangıcında biraraştırma halindeydim.
Türkçenin olanaklarını araştınvordum.
Bu konuda Nurullah Ataç'ın büy ük etkı-
enim eri büyük
derdim dildir.
Çünkü söylem
biçiminin son derece önemli
olduğunu zannediyorum.
Öykücülüğümün
başlangıcında Türkçenin
olanaklannı araştırdım.
Çağdaş bir şeyler yapmak,
kendi üslubumu kurmak
istedim. Durağan, sakin,
dıngin bir anlatımla
hiçbir şeye varmak mümkün
değil. Anlatım ile
okuru yüreğinden
yakalamalı. Bir yazar,
ancak üslubuyla yazar
olabilir. Anlattığı öyküler
belki dünyanın en güzel
öyküleridir, ama
o öyküyü nasıl yazdığıdır
önemli olan.
si olmuştur. Aynca eski Türkçe yapıtlar-
dan. Kâbusname başta olmak üzere. esin-
lenerek çaödaş bır şeyler yapmak ve ken-
di üslubumu kurmak istedim. Çünkü du-
rağan, sakin. dingin bır anlatımla hiçbir
şeye varmak mümkün değil. Anlatım ile
okuru yüreğinden yakalamalı.
Oykünün temelinde yaşamın
dramı vardır
- O canlılığı yakalamakta ya/ann ya-
şam deneyimlerinin yazıyla buluşması ne
derece önemli?
O zaten temel unsur. Öykünün temel
unsurlarında yaşamın dramlan vardır.
Bunlar öykünün dış kalıplandır. Yazarın
anlattıklarını nasıl bir biçimde anlattığı
çok önemli. Bir yazar. ancak üslubuyla
yazar olabilir. Anlattığı öyküler belki dün-
yanın en güzel övküleridir. ama o öykü-
yü nasıl yazdığıdır önemli olan. Bu son
derece zor bir şey midir? Hayır. Herkes
kendi seçimini yapar. Zaten genç yazar-
lar arasında da kendi usluplannı kuranlar
var bugün.
- Son dönemlerde gerçeküstücülük ve
bilimkurgu daha belirgin öykülerinizde.
Bilimkurgu nasıl besüyor sizi?
Ben zaten baştan beri bılim kurguyla il-
giliydim. Bilimkurgu insana beklenme-
dik birstimulasyon veriyor. bu çok önem-
li. Bizde işler genellikle belirli standart-
larla gidıyor. Belirli şablonlarolacak. So-
ru sormak yok. yeni düşüncelerortaya at-
makyok...
- Bir anlamda, merak duygusundan
yoksunluk denilebilir mi?
Türkiye nin toplumsal yapısı insanlan
meraklı olmay ı. kafasını fazla çalıştırma-
yı gerekli görmüyor. Çünkü kafanızı faz-
la çalıştırdığımzda nelerolacağı bclli.
- Toplumsal olavlar. çalkantılar yazar
kimliğinizi nasıl etiuledi?
Örneğin 27 Mayıs dönemınin öyküsü-
nüancak üçdörtyıl sonrayazabildim ben.
Kaygım şu: şimdi herkes oturup yazıyor.
Oysa yazmak yargılamak demek. Bu yar-
gıyı son derece kolay yapıyorlar.
-Tarkovski 'Ayna' filminde yazara şu-
nu sövk'tir: 'Her kitap bir tavırdır'. Sizin
yazarak kovduğunuz ta>ır nedir?
Doğrudur. Ama o tavıra enşmek biraz
zor bir iştır. Ben mesela, yaşadığım bır
olayı ancak dört beş yıl sonra gerçekten
yazabıldiğımi düşünürüm. Şimdi öyküle-
rime baktığımda nereden esinlendiğımi
biliyorum. Zaten öykülerin insanın kafa-
sında olgunlaşması gerek. Öykü, olgun-
laştığı zaman haber \erir.
- 40 yıllık öykücülük uğraşımzda >az-
mak istediğink, y a/ümadığını/ bir öykü ol-
du mu?
Ernest Hemingway'ııı 'Kilimanja-
ro'nun Karian" geliyor aklıma. Elimde
bitıremediğim öyküler var: onlarbekleye-
cek ben oldu devinceve kadar.
Turgul, Şen ve Yücel, 'Eşkıya'nın gördüğü ilgi karşısında tedirgin:
6
Eşkıya
9
neredeyse Susurluk'u geçti
• Yönetmen Yavuz
Turgul, filmden
giderek herkesin
keyif duymaya
başladığını belirterek
"Afria Türkiye
koşullannda bunu size
ödetirler' dedı.
Kültür Servisi- Son günlerin
üzerinde en çok konuşulan,
hatta bir siyasi parti liderinin,
"Bakın Türk sineması kendini
kurtardı; siyasct niye kurtara-
mıyor?' diye söz ettiği 'Eşkıya'
filmininyönetmeni Ya*uzTur-
gul, oyuncuları Şener Şen ve
Uğur Yücel önceki gün TÜR-
SAK'ta bir araya gelip merak-
lı sinemaseverlerle söyieştiler.
Küçük bir salonu tıiclım tık-
lım dolduran, aralannda Mus-
tafa Altıoklar ve Müjde Ar'ın
da bulunduğu izleyicilere fılm-
le ilgili hiçbir soruyu yanıtla-
mayacağını söyleyen Yavuz
Turgul, 'Eşkıya'nın umulanı-
nın çok üzerinde bir ilgiyle kar-
şılaştığını ve bu durumun artık
kendisine 'ağırgeldiğini' belirt-
ti.
'Eşkıya'nın Türk sinemasın-
da çok özel koşullarla çekilen
bir film olduğunu anlatan Tur-
gul, 'ömekfilm* olarak göste-
'Eşkjya'nın varatıcıları Şener Şen.Ysn'iız Turgul ve L'ğur Yücel
rilmesinden rahatsızlık du> du-
ğunudaekledi. "Sinemadâba-
şannui ardından başarısızlık
da gelebilir. Başanlı olan tek bir
örnek bir anlam taşımaz. Ben
öğüt verecek durumda değilim.
Sinemanın kurtancısı da deği-
lim" dedi.
Turgul. "Bizim film neredev-
se Susurluk olayını geçti. Basın
iki>e bölündü. Eşkı>a'dan yana
olanlar \e olmay anİar di> e. Fil-
me ilişkin bir ga/etenin ciddi
köşe yazarlarından biri oturup
şiir ya/dı. Basında yer alan eleş-
tirilerde işin içine Tarantino.
John Woo falan girmeye başla-
dı" diyerek 'Eşkıya'ile ilgili
değerlendirmelerin sağlam bir
zemine oturmadığına dikkat
(Fotoğraf:KADER TUĞLA)
çekti.
"Eşkıya'nın birmacera filmi
olmasını ve izlerken keyif duy-
mak istediğini belirten Turgul,
"Giderek herkes keyifduyma-
ya başladL Ama Türkiye koşul-
lannda bunu size ödetirier. Si-
zi göklere çıkanp şımartırlar.
Ardından filmi se\meyen biri-
lcri çıkar. Bir duvardan öteki-
ncsavrulursunuz" diye konuş-
tu. Filme ilişkin olarak konuş-
mak istemediğini ısrarla vur-
gulayan Turgul'un. Şener Şen
ve Uğur Yücel'e göre yine de
en çok sözü alan kişi olması
dikkat çekti.
Bir dınleyicinin, diyalogla-
nn aksayan yanları olup olma-
dığına ilişkin sorusunu. 'Ben
sadece filmi çektim. Jnsanlar
öyle ve>a böyle düşünebilir" di-
ye yanıtlayan Turgul. filmin
Zaman gazetesinden Cumhu-
riyet gazetesine kadar her ke-
simden ilgi toplamasını önem-
li bulduğunu söyledi.
Turgul. filme ilişkin Kanal 6
televızyonunda ycr alan PK.K
propangandası ıddialanna yö-
nelik bir soruyu da "iddialara
yanıt \ermeyi gereksiz buldu-
ğunu' belirterek yanıtladı. Şe-
ner Şen ve Uğur Yücel ise fil-
me yönelen ilginin dozunu
yüksek bulduklannı belirttiler.
Yücel. övgülerin de yergilerin
de kendisini çok fazla etkile-
mediğini belirterek Türkiye'de
eleştiri kurumunun işlevine
inanmadığını söyledi.
Şener Şen de 'Eşkıya'nın
gösterimde olmadığı bir şehir-
de biletlennin şimdiden tüken-
miş olduğunu anlatarak filme
ilişkin bir kara mızah örneği
verdi.
54. Altın Küre adaylan açıklandıKültür Servisi-54. Altın Küre Ödülü a-
day listesi belirlendi. Listeye göre adaylar
şöyle: Dramadalındaen iyi film: Breaking
the Waves, The English Patient The Peop-
le vs. Larr> FhTit. Secret and Lies, Shine.
Drama dalında En İyi Kadın Oyun-
cu:Brenda Blethyn"Secret and Lies". Co-
urtney Love "1116 People v s. Larry Flynt.
MeryİStreep " Marv in s Room'". Kristin S-
cbttThomas "The English Patient". Emi-
ly NVatson "Breaking The Waves".
Drama dalında En hi Erkek (>v uncu:
RalphFıennes "The English Patient". Mel
Gibson "Ransom". \Voody Harrelson
"The People \s. Larry Flynt". Liam Ne-
eson "Michael Collıns', Geottrey Rush
"Shme".
Müzikal veya Komedi dalında En iyi
Fitaı:The Bırdcage. Everyone Says I Love
You. Ev ita. Fargo, JerryMaguire.
Müzikal >ey a Komedi dalında En İyi Ka-
dın Oyuncu:Glenn Oose "101 Daİmati-
ons". Madonna "Evita". FrancesMcdor-
mand "Fargo", Debbie Reynolds "Mot-
her"", Barbara Streisand"The Mirror Ha.s
Tvvo Faces".
Müzikal vaya Komedi dabnda En İyi Er-
kek Oyuncu:Antonio Banderas "Evıta".
Kevin Costner "Tin Cup", Tom Cruise
"Jerry Maguire". Natfıan Lane "The Bird-
cage". Eddie Murphy"The Nutty Profes-
sor".
En İyi Yabancı Film:The Eighth Daj
(Belçika). Kolya (Çek Cumhuriyeti), Lu-
ne E.L.Altra (ltalya), Prisoners of the Mo-
untains (Rusya). Ridicule (Fransa).
En İyi Vardıma Kadın OyııncurJoan Al-
len "The Crucible". Lauren Bacall-
'The
Mirror Has Tvvo Faces", Juliette Binoche
•'The English Patient", Barbara Hershey
"The Potrait of a Lady"', Marianne Jean
Baptiste "Secret and Lies". Marion Ross
"TheEveningStar".
En t\i Yardımcı Erkek Ovuncu:Jerr\
Maguire, "Cuba Gooding. Jn". Samuel
Jackson "A Tıme To Kill". Edward Nor-
ton"Primal Fear". Paul Scofıeld"The Cru-
cible". JamesVVoods "Ghosts ofMıssissip-
P'" .
En İyi Nönermen:Joel Coen"Fargo".
Milos Forman"The People vs. Larry Fly-
nt". Scott Hicks "Shine'". Anthony \Iing-
hella"The English Patient". .Alan Parker
"Evita".
En İ>i Senaryo:Scott Alexander / Larry
KaraszeMski "'The People vs. Larry Fly-
nt". EthanCoen/JoelCoen "Fargo", Ant-
hony MingheUa"The English Patient", Jan
Sardi "Shine". John Sayles "Lone Star"
En İyi Özgün Film Müziği:Elliot Gol-
denthal "Michael Collins". Manin Ham-
feh"The Mirror Has Tvvo Faces". David
Hirshtelder"Shine". Alan Menken "The
Hunchback of Notredanıe". Gabriel Ya-
red "The English Patient"
En İy i Ozgün Rlm Şarkısı:Because Vou
Loved Me "L'p Close and Personal". For
the Rrst Tıme "One Fine Day•". I Have Fi-
nally Found Someone "The Miror Has T-
\vo Faces", That Thing Vöu Do "That
Thing You Do". \bu Must Love Me"Ev i-
ta"
En İyi Tetevizyon Dizisi (Drama): Chica-
2o Hope, ER. NYPD Blue. Party of Five.
the X-Files
'The English
Patient' adlı
fîlm7dalda
aday gösterildi.
Anthonv
Minghella
En İyi
Yönetmen,
Kristin Scott
Thotnas En İyi
Kadın. Ralph
Fiennes En İyi
Erkek, Juliette
Binoche da En
İyi Yardımcı
Kadın Oyuncu
dallannda bu
filmle Altın
Küre adaylan
arasında.
Drama Dizilerinde En İyi Kadın Oyun-
cu: Gillian Anderson "The X-Fifes".
Christine Lahti "Chicago Hope", Heather
Locklear"Melrose Place". Jane Seymour
"Dr Quinn, Medicine \Voman, Sherry
Stringfield- "ER"
Drama Dizilerinde En İyi Erkek Oyun-
cu: George Clooney "ER". David Öuc-
hovny "The X-Files". Anthony1
Edvvards
"ER". Lance Henriksen "Millenium",
Jimrm Smhs "NYPD Blue"
En İyi Müzikalya da Komedi Dizisi: 3rd
Rock From The Sun, Frasier. Fnends. The
Larry Sanders Show, Mad About You. Se-
inteld
Müzikalyada Komedi Dizilerinde En İyi
Kadın O>uncu:Brett Butler "Grace Under
Fire". Fran Drescher"The Nanny". Helen
Hunt "Mad About You". CybillShepherd
"CybiH". Brooke Shields "Suddenly Su-
san" Trace L llman "Tracery Takes Ön"
Müzikalyada Komedi DizilerindeEn İyi
Erkek Oyuncu: Tim .4llen "Home Impro-
vement". MichaelJ. Fox"Spin City". Kel-
se> Grammer "Erasıer". John Lithgotv
"thırd Rock From The Sun". Paul Reiser
"Mad About You"
Televizyon için Çekilen En İyi Kısa Dizi
yada Film: C'rime Of The Century. IfThes
"vValls Could Talk. Gotti. Hidden in Ame-
rica, Losing Chase. Rasputin
Kısa Televizyon Dizisi vada Filminde En
İyi Kadın Oyuncu: .•Vshİey Judd "Norma
Jean and Marilyn". Helen Mirren "Losing
Chase", Demi Moore'Mf These Walls Co-
uldTalk". Isabelle Rossdlini "Crime of the
Century ". Mira Sorvino " Norma Jean and
Marilyn"
Kısa Televizyon Dizisi ya da filminde En
İyi Erkek Oyuncu: Armand Assante "Got-
ti". Beau Bridges "Losing Chase", Step-
hen Rea "Crime Of The Century", Alan
Rickman "Rasputin". James Woods
"Summerof Ben Tyler"
Televizyon Dizilerinde En İyi Yardımcı
Kadın Oyuncu:Christine Baranski "Cy-
bill". Kathy Bates "The Late Shift", Cher
"If These"Walls Could Talk". Kristen
Johnston "3rd Rock From The Sun", Gre-
taScacchi "Rasputin"
Tele\izyon Dizüerinde En İyi Vardıma
ErkekOyuncu:!an McKellen "Rasputin".
David Paymer "Cnme of The Century",
David Hyde Pierce " Frasier", Anthony Qu-
inn "Gotti", Noah Wvle"ER".
Tahsin Yücel, Y. N. Nayır'ı anlattı.
Varhk
Yayınlan'nın
50. yılı kutlandı
Kültür Servisi - 15 Temmuz 1933'te
yayın hayatına başlayan \'arlık
Dergisi"yle yazarlann ve şairlerin
yapıtlannı yayımlamak üzere 1946
yılında kurulan Yaıiık Yayınlan'nın
ellinci yılı önceki gece. Türk yazın
dünyasının önemli isimlerinin katıldığı
bir kokteylle Pera Palas'ta kutlandı.
Varlık Yayınlan'ndan ilk olarak Cahit
Sıtkı Tarancı'nın "Otuz Beş Yaş"ını. daha
sonra Sait Faik, Ziya Osman. Nurullah
Ataç, Oktay Akbal, Necati Cumalu Fazıl
Hüsnü Dağlarca, Orhan Hançerlioğlu,
Ceyhun Atıf Kansu. Orhan \'elû Cahit
Külebi, Mahnıut Makal. Behçet Necatigil
gibı ustalann yapıtlannın yanı sıra genç
yeteneklerın kıtaplannı da yayımladı.
Varlık Yayınlannın yazı işleri yönetmeni
Filiz Nayır'ın ev sahipliği yaptığı gecede
Tahsin Yücel, ünlü yayınevinin kurucusu
Yaşar Nabi Nayir'la ilgili anılannı
paylaşmak üzere söz aldı. Yaşar Nabi'nin
Varlık'ı kurabilmek için evini sattığını
anlatan Yücel. Türkiye kültür yaşamına
yön veren bu atılımın büyük zorlukJar
içinde gerçekleştiğini söyledi. Yücel
aynca: "Varlık Yayınlan"nın döneminin
belli politik partileri tarafından
beslendiğini söyleyenler olmuştur.
Ben bu dönemin tanığı olarak bütün
içtenliğimle söyleyebilirim ki
Vaşar Nabi baskılara karşı bir kültür
savaşımını tek başına sürdürmüştür"
dedi.Yaşar Nabi'ye 1954 yılında Halk
Partisi ve Demokrat Partiden
milletvekilliği önerisi geldiğini. ancak
onun bu önerileri kibarca geri çevirdiğini
vurgulayan Yücel. "Ben eğer bugün
direniyorsam, bunu \aşar Nabi'ye
borçluyum" dedi.
Gecede söz alan Hilmi Yavuz'sa Varlık
Yayınlan'nın diğer yayınlardan farkının,
öncü bir edebiyat dergisinin yayını
olması olduğunu belirtti.
Varlık Dergisi'nin elli vıllık gelişiminin
politik süreç açısından anlatıldığı panolar
ve Yaşar Nabinin fotoğrafının yeraldığı
odada hoş karşılaşmalann yasandığı
gecede Vedat GünyoL, Erdal Oz, Aydın
llgaz. Pınar Kür, İnci Aral, Atıl Ant,
Cahit TanyoL Sait Maden. Özdemir İnce,
Alpay Kabacalı, Şükran KurdakuL Hilmi
Yavuz, Adnan Ozyalçıner, Demirtaş
Ceyhun, Melissa Ğürpınar, Sennur Sezer
gibi yazın dünyasının pek çok önemli
ismi yer aldı.Daha sonra Varlık
Yavınlarf nın yeni dizilerinden Kişisel
Gelişim'in tanıtımı yapıldı.
DUŞUNCEYE SAYGI
MEMET FUAT
"Söz Susuyor"
Sevgıli Ş,
İşte sana seveceğin bır dize:
"dil bitti!.. söz susuyor!.. bende bulutlanmalar..."
Ama belki de sevmezsın... Bulutlanmanın çağrı-
şımlan olumsuz çünkü... Sözsusunca. şiirbaşlama-
lı, her şey günlük güneşlik olmalı...
Rastlansal anlamın da eninde sonunda gönlümü-
ze denk düştüğü bır gerçek!.. Hanı, "Hep senin şe-
yinin keyfine göre geliyor bunlar" diye tarıhe geç-
mış bir söz vardır... Anlam da öyle, rastlansalı da key-
fegöregelir...
Hilmi Yavuz'un Ayna Şiirieri adlı kitabında gör-
düm yukardaki dizeyi. Birden senı düşündüm. Böy-
le şeyleri seversin, sonnet tarzını da seversin, ama
bugüne kadar hıç sözünü etmedın o şiirlerin.
"ah, kendini kurerken/kaybolan kar günleri!.."
Bu da o kitaptan. Bunlar senın beğeneceğıni san-
dığım söyleyişler. Şiirlerin yapısı, ölçünun, uyağın,
seslerin kullanılışı mutlaka ilgini çekerdi.
Ayna Şiirieri...
Görmedin mi yoksa! Yeni de değil, dört yıllık ki-
tap, ikıncı basımı bile yapıldı.
Varlık'ın Aralık sayısında Tuğrul Tanyol'un mek-
tubunu okumuşsundur. Çok tatlı... "Ş. Abi' diyor...
Bakıyorum, sarmaş dolaşsınız. Yıllarca sana tap-
mış, senın şiirlerinle büyümüş. Ama olduğunu sanı-
yormuş. Benim seni her mektubumda bıraz daha öl-
dürdüğümü görünce anlarnış yaşadığım. Bizi iyice
kapıştırmaya çalışıyor. Yaramaz çocuklar vardır, ağa-
beylerini birbirine düşürüp kavga ettirir, kendilerı de
bir köşeden ızlerler...
Ne dersin, fazla mı gerçekçi oynadık bu oyunu!..
Bugüne kadar, söylediklerimle ilgili kimsenın bır
şey sorduğu olmadı bana, herkes "Şkım?", onu öğ-
renmeye uğraşıyor.
"Benim düşüncelerimin karşıtı," diyorum, inanmı-
yorlar.
ille parmaklarıyla dokunacaklar. Seviyorlar seni.
Şu günlerde bir şiir kitabı yayımlayıp üstüne şair adı
olarak "$"yi kondursak herhalde iyi satılır.
insanoğlu böyle ışte... Meraklı... Yazıyı şıırın so-
runlarıyla ilgılendıği için okuyor, ama kafası ''Ş"nin
kim olduğuna takılıyor.
Neyse... Boş ver...
Enis Batur konusunda anlaşmamız olanaksız gö-
rünüyor.
"Yazdıklanna çok gülmüştür," diyorsun. Hıç san-
mıyorum. O çocukluğundan beri alışık ıskalanma-
ya. Iskalana ıskalana buyüdü. Kıyısından koşesın-
den küçücük bir şey yakalasan, yeter de artar bile.
Her dedığıni de anlayacak değiliz ya!..
Bak şu sozler yirmı yıl önce yazdığı bır metinden:
"Konuşmak? Anlatmak, biranlatıyapmak? (...) Ki-
meanlatmak?Nasılanlatıiacağı bilinse de. karşıda-
kinin, karşıdakilerin ıskalayacaklarını bılmek mühur-
lemeye yetiyordu sözcüklen." (A///, s. 46)
Yazarlığının emekleme donemi hep böyle "ham
okur" korkusuyla geçmiş. Bir şey söylemeyen, bır
şey anlatmayan adam "ham okur"dan korkar mı?
Aynca, senin sözünü rastlantıya bıraktığını sandı-
ğın şair bak bugün nerelere kadar açıldı:
çoğu kadın evınde, komşunun yardımıyla
doğuruyor açlar ordusuna katılacak
son üyesini ailesınin, sessızce kesılıyor
göbek kordonu ve sessizce sünnet edıhyor
yazın ılk ayında kendi yaşıtlarıyla
ve ilk sürgününü venyor Allaha emanet
""- bü rmyatınelan ve ait oluyor artık
devanası sefalete.
Bu devrik tümceli bır düzyazı. Ama Opera 'nın dör-
düncü bölümündeki akışın içinde "şiirgibı"yennıalı^
yor. Hiç yadırgamadan okuyup geçıyor insan.
Şimdi senin tüylerin diken dıken olmuştur. Ama
unutma, bunu yazan da, şiirin türlüsunü tatmış bir
şair. Demek ki bu sözlerde de bir şiırsellik buluyor.
Anlamaya. tatmaya çalışmak gerekır.
Biliyorsun, şaırter başka şaırlerı eleştirirken ge-
nellikle kendilerini ortaya vururlar, kendi yapmak is-
tediklerinin ardından konuşurlar.
Dergı şu anda elımin altında değil, neler dediğını
tam olarak aktaramayacağım, ama Gülseli inal'ın
Nâzım Hikmet için hazırlanmış bır özel sayıda, bu
şaıre yönelik bir eleştirisi vardı. O zaman yanlış yo-
rumlamadıysam, ya da bugün yanlış anımsamıyor-
sam, Nâzım Hikmet'in dünya işlerıne çok bağlı kal-
dığını, oyüzden evrenin gizinı kavrayamadığını, yan-
sıtamadığını söylüyordu.
Imgelerle oynamayı seven alçakgönüllü bir şair
sandığım Gülseli İnal'ın şiirden böylesine gizemli bir
görev beklediğini öğrenmek beni çok şaşırtmıştı.
Bilim adamı ile şairin çalışma anlay/şlarındaki ben-
zerlikten hep söz edilir, ama bunun bır ölçüt olarak
kullanıldığını daha önce görmemiştim.
Gülseli Inal anlaşılan Nâzım Hikmet'e kendi üst-
lendiği görevin arkasından bakıyordu.
Sen de hep öyle yaparsın. Çağrışım ondan oldu
zaten. Ama ben bunu doğal karşıhyorum. Sanatçı-
ları ne yapmak istediklerinı araştırıp ona göre değer-
lendirmek eleştirmenlerin işi.
Bugünlük de bu kadar.
Sevgiler, selamlar.
iucia Di Lammermoor' operası İDOB'da
Kültür Servisi - Istanbui Devlct Opera vc Bale». G.
Donizetti'nın 200. doğum yıldönümü nedeniyle yeniden
repertuvanna aldığı. bestecınin ünlü operası "Lucia Di
Lammermoor"u2l aralık cumartesı günü saat 15.30'da
Atatürk Kültür Merkezı'nde sahnelevecek. İskoç yazarSir
V\alter Scott'un "LammermoorGelini-adlı övküsünden
yararlanarak. Salvatore Cammarano'nun liberortosunu
yazdığı ve Italvan bestecı G. Donizettf nin besteledıği
u
Lucia Di Lammermoor" operası. ağabev iııın entrikalan
sonucunda sevdiği gençle evlenemevince çıldıran I ucıa'nın
dramını anlatıyor. Selman Ada'nın yöncniği. Altan
Günbay'ın sahneve kovduğu operanın dekorlannı Selçuk
lollu. kostümünü Figen Kovunoğlu. koreografisinı Selçuk
Borak, ışık düzenini .\hme,t Defne hazırladı Oyunda
önemli rolleri Gülgez Atandağ. Pekin Kırgız. Nü/het
Öyken, Ahmet Öncül. Necat Pınazoğlu, Leonidas Asteris,
Mine Mater, Nükhet \alçın ve Hüseyin Likos pay laşıyorlar.
BIGÜN
• ELEŞTİRİ KİTABEVİ V E KLLTLR MERKEZİ nde sa
at 14.00'te yazar Demirtaş Cevhun okurlanvla sövleşivor.
(373 38 24i
• JAZZ STOP BEYOĞLl SAHNESİ nde i 5 00 I ".00 saat-
len arasında "Türkıye'de Popüler Kültür \e Sıddet' konulu
söyleşiye Eneın Ayça. Aydın lluaz, Şule Perinçek katılıyor.
(252 93 14) "
• AYA MAYA KUMPANYA Halıt Akçatepe. Ercüment Do-
ğan. Tülay Doğan gibi oyunculann rol aldığı oy un saat 11 .(JO'Je
Beşıktaş. Küitür Merkezi'nde çocuklarla buluşuyor.
• GERÇEKLER TÜKENMEZ MlHA muhabırlennin fo-
toğraf sergisi saat 15.00'te St. Joseph Sosval Te>islen Capo-
ral E\ ı. La Cavc'da açılıyor. Sergı 30 aralıöa dck izlenebilir.
• NEŞET RUACANGRUPCAZ KONSERİ >aat 20 30 da( e-
mal Reşıt Rev Konser Salonu'nda.
• ÖZLRLL ÇOCLKLARA VARDLM KERMESİ kapsa-
mında V'amalı Bohça' (patchvvork) sergisı saat 12.00'de Ka-
lamış Yelken Spor Kulübü'nde açılacak.
• HOMERKITABEVİ'nde saat 16.00-18 OOarası Sev ın Ok-
>a>'la 'Serbest Şöyleşi' yeralıyor.(249 59 02)
• DOĞL BATI KÜLTÜR K\V ŞAĞINDATl RKTİVATRO-
SU Dr. Yüksel Pazarkaya ve Dr. Roberto Cuılh'nin konuşma-
cı olarak katılacağı konferansta Kenan Işık. Refik Erduran \e
Prof. Dr. Özdemir Nutku dj yer alacak Konfcrarıs saat
13.30'da CRR Konser Salonu'nda.