Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
-I7*KRALIK 1996 SALI CUMHURİYET SAYFA
KULTUR 15
1?96 Nobel Edebiyat Ödülü'nü kazanan Polonyalı ozan Wislawa Szymborska'nın Nobel Konuşması
''Ozan meraktan esmlenir'&ı yılın Nofc>el Edebiyat Odulu'nun sa-
hib Polonyalı ozan Wislawa Szymborska.
\s\ç Akademısı ndegeleneksel Nobel Ko-
nuşnası'nı >aptı Şıır uzenne bugune dek
hıç-onuşmamaş olduğunu soyleyerek so-
ze taşlayan ozanın konuşmasıru, bıraz kı-
salLrak aktanyoruz
Gînumuzde şaır. bırazıkırcıklıdır. hatta
kuşlucu, oncekendısınekarşıhemde Pek
gönıHu değıldır başkalan onunde kendını
şaır>laraktanırnlamakta sankı utanırbun-
dan Ajnaçokpatırtılıgunumuzde.eğeret-
kılı Wır bıçımde sunulursa kışının kendı ku-
;>urLnnı ve eksiklıklerını ıtıraf etmesı ko-
laydr Oysa becenlennı dılegetırmesı çok
dahc zordur Çunku bunlar, kışının kendı-
sinır bıle varlığına ınanmakta guçluk çek-
tıği cennlıklerdedırler Şaıresorulduğuza-
manyadabınlemyle karşılaşınca neyaptı-
ğı sorulduğunda, alçak sesle " Va/jyorum"
der ^a da aynı zamanda yapmakta olduğu
bırbışkaıştensözeder Soruvusoranlar va
da oobuste bırlıkte yolculuk ettığı kışıler,
karşılannda bır şaınn olduğunu anlarlarsa
ona, hafıf bır kuşku ve kaygıyla bakma>a
başltrlar Bırfılozofundabenzerdurumda
dlduğunu sanıyorum Ancak filozofun du-
rumubırazdahaelvenşlıdır Çunku dedık-
lenn . bılımsel bır unvanla destekleyebılır
Felsefe profesoru tıtn. çok daha cıddı gelır
kulağa
Kendisine seve se\e 'şair' di)en
bir tek Brodsk> vardı
Oysa şıırdeproiesorluk yoktur Cunkueğer
boyle bır şey olsaydı, bunun ıçın ozel uz-
manlık gerektıncı çalışmalaryapmak. sınav-
lara gırmek, teonk araştırmalar gerçekleş-
tırmek ve gorkemh torenlerle dıploma al-
mak gerekecektı Yanı nefis şıırler yazıl-
mış bunca kâğıt yeterlı olma>acaktı altı
damgalı tek bır kâğıt gerekecektı Nobel
ddulü sahıbı, Rus şıınnın onuru Joseph
Brodskynın ışte buyuzden sınırdişi edıl-
dığıra dnımsıyoruz Şaır olduğunu kanıtla-
Oair eğer gerçek şairse,
kendi kendine sürekli
olarak 'Bilmiyorum',
demelidir. Her şiirde
çözümü bulmaya çalışır
ama, noktayı atar atmaz
huzursuzlanır; bulduğu
çözümün geçici
olduğunu düşünür ve
verdiği yanıtın yetersiz
kaldığına inanır.
Bu nedenle bir
kez daha, birkaç kez
daha, çok kez daha
denemede bulunur ve
edebiyat tarihçileri de
onun hoşnutsuzluğunun
kanıtlannı toplayıp koca
bir tomar haline
getirerek 'yazarlığı' adı
altında saklarlar
>acak resmı bırbelgesı olmadığı ıçın "pa-
raat" olarak ılan edılmıştı
Bırkaçyılonce, Joseph Brodsky'ıyakın-
dan tanımaonurunu ve sev ıncını tattım Ta-
nıdığım onca şaınn arasında kendisine se-
ve seve "şair" dıyen bır o vardı Bu sozcu-
ğu. dahılı bır dırenışı yenerek demıyordu.
tam tersıne bır çeşıt meydan okur gıbı dı-
vordu Bunu.gençlığındenasıl zalımceaşa-
ğılandıgını duşunerek vapıvordu kanısında-
>ım Invını değerlerın koiayca çığnenme-
dığı daha mutlu ulkelerde şaırler hıç kuş-
kusuz vavımlanrridk okunmak veanlaşıl-
mak îstıyorlar ancak bunun ıçın kendılen-
nı dığer ınsanlardan farklı kılacak şeyler
yapmıvorlar v j da çok az yapıyorlar Oy-
sa bızler. çok eskıden değıl, henuz bu yuz-
yılınbaşlanndaşaırlerozenlegıyınerek ve
eksantnk dav ranarak çevrelerındekılerı şa-
şirtmaya bayılıyorlardi Ancak butun bun-
lar ızleyecek bınlen varken ve sahnedey-
mış gıbı yapılıyordu Vrdından ^.ıınn ka-
pıyı arkasindan kapatarak şıırodasma çe
kılmesı pelerınını fırlatıp kendine çekıdu-
zen v ermesı v e onunde tek sozcuk yazı Ima
mış olan kağıdın karşısında sessızlıkle baş
başa oturarak kendını beklemesi gelı>ordu
Çunku enınde sonunda geçerlı olan tek şey
de bu ıdı
Bır şeye dıkkat etmek gerek Buyuk sa-
'Orkestra' ya da cellatlara fon müziği
SEVGİ SANLI
" Ruhu muzikleyoğrulmaınış olan
adamdan kork." Boyle buyurmuş
Shakespeare. Ne y azık, Nazıler mu-
zığe bır şaıbe karıştırdılar. Polon-
ya'dakıbırtoplamakampındatutuk-
İu kadınlardan devşınlen bır orkest-
ra Yahudıler, komunıstler. dırenışçı-
ler çalışmaya gondenlırken çalmak,
Nazı komutanlan eğlendırmek ıçın
çalmak, hayatta kalabılmek ıçın çal-
rrüirzöründaydı
Orkestra uyelennden EstherBeje-
ranoşöyledryor "Dahasonravagon-
larla gelip gazodasına gıdenkre de
çaJmava basladık. Ç ok lüarkunçtu: o
uısanlar bı/eel sallıvorlarüı. Sarmor-
lardı ki muak varsa burada kotıî bir
şey olanıa/."
Insanın ınsana zulmu hangı »nıra
kadar dayanır' Muzığı dıle getıren-
len bırer ışkence aletı yapmak >a da
onlara olum borusunu ufletmek ne
aşağılık bır suç Muzıktenzevkalan
cellatlar, buyuk çelısjcı1
Beetbcncn'ın
torunlan msanlan olume gondenrken
onun olumsuzezgılennı çaldırmak-
tan hıç mı utanç duymadılar0
\rthur Miller; solıstlen, ensrru-
mancılan puanlan.kontrpuanlanıle
ınsanlığabırağıtyazmış Tekrartek-
rar ızlenmesı gereken bır orkestra bu
'Uçünciı Reich'in V iiksdiş ve Dö-
şuşu'nde \dotfHitler'den şu alıntı \ ar
•"Zafer kazanan onderden. dogruy u
sovlevip soylemediği sorulmaz. Bir
savaş açüır. bır savaş yurutulurken
önemli olan doğnıluk değil, zaferdirf
Hıtler zafer kazanamadığı ıçın hak-
kı hukuku nasıl çığnedığmı tartışa-
bılıyoruzbugun A.maunutmayalım.
ınsaniık suçu ışlemeye hazır karan-
lık guçler pusuda Bunun ıçın Dev-
let îıyatrolan nın 'Orkestra'yı sah-
nelemesı doğru bır seçımdır
Bundan yırmı yıl kadar once Ali
Poyrazoğlu Tiyatrosu'nun 'Orkest-
ra' yapımı, bu toplulugun yuzunu
ağartan gostenlerden bınydı Dev-
let Tıyatrosu ıçın de bugun aynı >e-
yı soyleyebılınz Bır ozel tıyatroyla
bır de\ let tıyatrosunun butun olanak-
lannı seferber ederek aynı konuyu
tıtızlıkle ı^lemelen, Turk tıyatrosu
adına ovunulecek bır olay
Arsen Gürzap, daha
sürüklevici >apmış oyunu
Arsen Gıirzap'ın ıkıncı rejı dene-
mesı bence bınncısmden daha başa-
nlı Onu bır oyuncu olarak da kon-
senatuvardonemınden ben ızlemek
olanağım buldum Bence tıyatromu-
zun PaDas \thena'sıdır Arsen Ze-
us'un kafatasını çatlatarak. zırhlar
ıçınde dışan firlayan beymnın çocu-
ğu Akıllı, olçulu, dengelı, soğuk-
İcanlı 'Orkestra'yı yonetırken yü-
reğının sicaklığını da duyuruyor bı-
ze^Zekâ gucune bıraz 'pathos' kat-
ması daha sarsıcı. daha surukleyıcı
yapmış oyunu
"Vonetmen. dış kurguda gosterdı-
ğı e'kjnlığı trenler, gazodası, olum
yunyuşlen gıbı ıç kurguda da gos-
ten\or -\rthur Mıller'ın başanyla
çızdığı bazı kışıler ete kemığe buru-
nuyor Yalnız. bu buy uk yazann a^a-
ğı yjkarı aynı temaya dayanan ıkı
oyuiunda, 'Incident at Vichy',
(Vıchy"dekı Olay 1964) ve 'Orkest-
ra"'dı butun kışılen aynı tıtızlıkle ış-
ledıgı soylenemez Hele 'Vıchv'de,
Nazilenn tutukJadığı bır grup Fran-
sız. iv ukat, doktor y a da papaz gıbı
mesekı kımlıklenyletanıdığımızbır-
fakm tıplerdır. soluk alıp soluk ve-
renti!)iler değıl
'Orkestra'da, butun orkestra uye-
lenun aynı ıncelıklı ve aynntılı bı-
çımde yaranldığı ve oyTiandığı soy-
natçılan ve bılım adamlarını ı^leven çok
sayıda film çekılır Gınşken bıryonetmen.
bu msanlann vardıklan sonuçlaranasıl ula>-
tıklannı, laboratuvarlara. atoh eleregırerek
yansıtmaya çalışır Bu fılmlerde başından
sonuna dek bestecı de vardır Her ne kadar
soz konusu kışının ruhuy la ılgılı pek bır şey
ortaya çıkaniamazsa da hıç degıKe bakıla-
cak bırşey vardır
Ovsa şaırler ıçın durum çok daha kotu-
dur Çalışmalannı goruntulemek olanak-
sızdır Masanın başında oturan ya da bır dı-
vana uzanıp karşı duvara. tavana bakan ve
zaman zaman yedı satır yazıp on beş dakı-
kasonrasılen bırınsan Ve aradan bır sa-
atın geçmesı v e hıçbır şey olmamaM Han-
gı ızleyıcı boyle bırsahneye belırlı bır su-
reden fazla tahammul edebılır kı'
Esmlenmekten. ılhamdan sozettım aslın-
da Ne olduğu, nerede bulunduğu sorusu-
na gunumuz ^aırlerı yanıt vermekten kaçı-
nırlar Bu, kıvılcımla kutsanmamışolmadık-
lan ıçın değıl, kendılerının de anlamadığı
bır şeyı anlatabılmenın guçluğunden
Ilham. sürekli olarak
'Bilmiyorum' denmesinden doğar
Bana da zaman zaman aynı şey sorulur,
bu can alıcı noktaya değınmekten kaçını-
nıtı Onun yenne şu yanıtı vennm Ilham.
ozelde şaırlere, genelde sanatçılara tanınan
ozgun bır ay ncalık değıldır Her zaman ol-
muştur, vardır ve olacaktır ılham gelen ın
sanfar Bu ınsanlar, ışını bılınçlı olarak se-
çen, keyıfle. ıstekle ve tantezıy le yapan kı-
şılerdır Bu tanıma uygun doktorlar, peda-
goglar. bahçevanlar ve yuzden fazla mes-
leğııcraedenlervardır Onlarıçınış, bıtmek
tukenmek bıImeven bır serm endır, aşı Ima-
si gereken engellerle doludur Herturlu guç-
luğc, ezıyete karşın, ıçlerındekı merak bıt-
mez Çozumledıklen her gızemın ardın-
dan. bır dolu yenı soru gelır İlham -neyse
ışte- sureklı olarak "bilmiyorum" denme-
sınden doğar
Bu tur msanlann sayısı pek
tazladeğıldır Buyukçoğunluk.
geçımını sağlamak ıçın çalış-
mak zorundadır lstedıklen ıçın
seçmemışlerdır vaptıklan ısı,
yaşam koşulları oyle uygun
gormuştur Istemeyerek. sıkın-
tı çekerek çalışırîar Tek de-
ğerlı >ey, her ne kadar sıkıcı da
olsa. o ısın herkese açık olma-
masıdır
Vanı ben kendımde şaırle-
rın elındekı ılham monopolu-
nu onlardan alma ozgurluğu-
nu buluyorum Ama aynı za-
manda onlan, o kuçuk mutlu
gruba dahıl edıyorum
Bu noktada belkı bıraz be-
- y nsanın ınsana zulmü hangı sınıra kadar dayanır? Müzığı dıle getırenlen bırer
m ışkence aletı yapmak ya da onlara olüm borusunu ufletmek ne aşağılık bır
ğ suç. Müzıkten ze\k alan cellatlar; bu>uk çelışkı! Arthur Miller, solıstlen,
-*- enstrümancılan. puanlan, kontrpuanlan ıle ınsanlığa bır ağıt yazmış Tekrar
tekrar ızlenmesı gereken bır orkestra bu Isanlık suçu ışlemeye hazır kararuk
güçler pusuda. Bunun ıçın Devlet Tıyatrolarfnın 'Orkestra'yı sahnelemesı doğru
bır seçımdır.
lenemez Vnaacılannaveaçmazla-
nna ortak olduğumuz bellı ba>lı ka-
rakterler v ar
Yücesov, oyunculuk
kariyerinde aşama \api\or
Bunlann bajında FaniaFenelonge-
lıyorTanıkolduğudehşete sanatındı-
renme gucuyle karşı koymaya çalı-
şan. odun vermeden. boyun egme-
den, yalvanpyakarmadan ayaktakal-
maya çabalayan Fransız >arkıcı Fanıa
Fenelon. Bu rolde Işıl Y ücesoj oyun-
culuk kanvenndebırasamayapıvor
Muzıkal yeteneğını ve bınkımını oyun-
culuguna katarak boyutlu bır perfor-
mans sunuvor Bu rol ıçın aylarca pı-
yano çalı^mış, bu ro) ıçın dort ayn
dılde şarkı sovlemesinı oğrenmı^
Ovun oyTiarken bazen pıano bazen for-
te konuşarak, duygu somurusune el-
venşlı bır rolde a^laoyolagıtmeye-
rekalkışlanmayıhakedıyor Galage-
cesı şarkılarının sonunda aldığı alkiij-
larbazı eleştırmenlenmızce gerek yo-
netmen. gerek ovuncu ıçın bır nakıse
dıye yorumlandı
Bence seyırcımız komple atlet ol-
mak ıçın çaba harcayan bır sanatçıyı
alkışlıyordu Bugun ozellıkle Batı ul-
kelennde. oyunculuğunu muzık. dan»
hatta akrobasıvle pekıştırmeyen sa-
natçıvaveryoktur
Ovunu ıkı kez ızledım Ikıncı kez
alkışjardan çok gozyaşlan vardı Is-
raıl Ba^konsolosu. Ikıncı Konsolosu
veyakınlannı AuschvvıtzKaınpı nda
kaybeden bır Israıllı bayan l>ıl \u-
cesoy'a soruvorlardı "Bızim acılan-
mıa nasıl bu kadar derindcn yaşaya-
bildiniz?" Çoğu Turkçe bılmeyen Is-
raıl kolonısı ıle sahnedekıler arasın-
dakı akım, anlaşma dılının sozcuk
lerden ıbaret olmadığını kanıtlıyor-
du Fanıa'nın kontrpuanı. orkestra
sefı kusursuzuaravan bırsanatçının
Nazıler karşısında bıle yeteneğının
altındaçalmasını hoşgormeven Ama
Rose'dc Tulin Oral sahnedekı ba^a-
nlanna bır yenısını katıyor Hayatta
kalma ıçgudusuyle durmadan tıkı-
nan, buna kaı>ılık bedenını gardıyan-
lannıijuhınasunan vınedeFanıa'nm
seveccniığıne susamı^ Mananne'da
Merih Vtalay "ı ıkıncı ızley ı^ımde, bu
karmaşık rolu daha bır ozumsemı^
buldum
Na/ılerdeCemkurtoğ)u,NişanŞi-
rinvah, Cilman Peremeci. Seray Gce-
ler. orkestra uvelennde SevaJ Ğokçe,
\vşeGdnşira>, Bengısu Karahan goz
dolduranovunculararasında Shmu-
el'de Krkan Taşdoğen v ıne 'İş var bu
çocukta' dedırttı bana
'Orkestra'nın en basanlı vanlann-
dan bın hangı ov uncunun gerçek mu-
zısyen hangı o\ uncunun taklıtçı ol-
duğunu kavrayamayı^ımız
Caniı muzikle plav-back bırle^tınl-
mıı, Sonuçta bovle bır orkestradan
beklenebılecekparlakolmayan ama
ınandıncıbırtınıgelıyorkulağa Onun-
de sonunda zorakı muzısyen bunlar,
zulmun fon muzığını çalmak da çetın
ıs
'Pullarla İnönü'sergisinde Erdal înönü, Türk filatelistlerinin öneminden söz etti
'Pıücıdukerdemlibirkoteksiyoncuhık'
Kültur Servisi - Inonu Vakfı.İsmet
İnonu'yu olumunun 23
ıldonumunde "Pullarla İnönii"
^ergısıyle anıyor llk olarak geçen yıl
İMnet Paşa'nın olumunun 22 yılı
Anma HaftaM'nda \nkarada Pembe
Ko^k'te Cem Mahruki'nın Inonu
Resımlı Paralar ve Madalyalar
koleksıyonu ıle bırlıkte sergılenen
pul koleksıyonu bu yıl genışletılmış
halıyle 22 aralık tanhıne kadar
Istanbul Asken Muze'de
gorulebılecek 14 aralık cumartesı
gunuyapılan açılış oncesınde Erdal
Inrinü. Halıl Say. M. Salih Kuvaş.
Bulent Papuçoğlu ve Ozgen Dirim
bır konuşma yaptı KÇÛH,
konuşmasında Erdal Inönü. "Heryıl
babamın olum yıldonumunde çeşitli
konferanslar dıizenlenivordu. Bu yıl
ise daha farklı olarak "Pullarla
Inonu başlığında bir sergi
diızenlendi. Türk fllatelistleri
dıinyada onemli bir yer tutuyorlar.
Birçok odul alarak bu başanlarını
gostcrdiler. Biz, Avrupa Birliği'ne
girmeve çalışırken onlann daha once
girmiş olduğunu goruyoruz.
Pulculuk çok erdemli bir
koleksiyonculuk. Tarih, coğrafŞa,
uluslararası ilişkiler, çeşitli vabancı
diller, kultur, bunlann hepsi
filatelistlerimizle kazanılıyor. Sergide,
geçmişte gonderilmiş kartpostallar ve
mektuplar var. Bunlann uzerindeki
tarihlere baktığımızda posta
teşkilatının, o zamanlarda ne kadar
gelişmiş olduğunu goruyoruz. Posta
teşkilatının kurtuluş savaşı sırasında
göstermiş olduğu başanlan da
unutmamak gerekir. Atatürk'un
'Ben. kurtulus Savaşfnı telgraflarla
kazandım* sozteri de bunu
göstermektedir' 'dedı
Sergide Burak Filatelli'nın Inonu
Koleksıyonu'na, Salih M. Kuyaş'ın
Osmanlı Posta Kartlan
Koleksıyonu'na Pelin Turgut'un
Harb Emısyonlan Koleksıyonu'na.
Valçın Bicioğlu'nun -\nkara
Hukumetı Koleksıyonu'na. Bulent
Papuçoğlu'nun Turk Kurtuluş Savaşı
Posta Tanhı \e Spesvalıze Turkıye
Cumhunvetı Koleksıyonu'na. Hulya
Papuççuoğlu'nun Turkıye
Cumhunvetı koleksıyonu na, \edat
Koçak'ın Inonu Koleksıvonu'na ,
Özgen Dirim'ın Inonu
Koleksıyonu na, Doğan
Kurdakul un Inonu Koleksıyonu'na
\e Cem Mahruki'nın Inonu Kâğıt
Para Koleksıyonu'na yer venlıyor
yg
nıza gelebılır Oyle ya. bunca
cellat. dıktator, fanatık, dema-
gog ıktıdan ele geçırmek, el-
de tutmak ıçın uğraşıyor Bun-
lar da yaptıklan ışı scvenler
arasındadeğıllermı'' Evet, oy-
leler \ncak onlar, "biliyor-
lar" Bunun dışındahıçbırşe-
vı merak etmıyorlar Etseler.
savunduklan şevın temel taşı
oynayacak çunku Venı -oru-
lar getırmeyen bır bılgı ıse enın-
de sonunda olmeye yukumlu-
dur Dahadagenışboyutlarda
böyle bır bılgı -eskı ve yakm
tanhımızden bılıyoruz-, yer-
yuzundekı toplumlar ıçın olum-
cul tehlıke ıçerebılır
Işte ben bu y uzden bu dort
kuçuk heceye çok değer ven-
yorum "Bü-mi-yıS-nıın." Ku-
çuk ama guçluhecelere Yaşa-
mımızın bovutlannı. ıçımız-
dekı sınırlara ulaşana dek ge-
nışletıyorlarveyerkuremız ış-
te bu nedenle sallanıyor Eğer
Isaac Newton "Bilmiyorum",
demesey dı, ağaçtan onune du-
şen elmalara bakar kalır. bıle-
medın bır ıkısıne ıştahlı bır-
kaç ısırık atardı Eğer benım
memleketlım MaricSkadov>s-
ka Curie kendı kendine "Bil-
miyorum'1
. demiş olmasaydı,
yatılı bır ku okulunda kımya
oğretmenı olarak kalırdı Ama
"Bilmiyorum", dedı ve ıkı kez
Stockholm e. aslayenndedu-
ramayan ve sureklı olarak ara>-
tıran ınsanlann Noberieodül-
lendınldığı kente geldı
Şairierin her zaman
yapacakian çok şe> var
Dunya, ıçıne gınş bıletımız
olan sonsuz, sınırsız bır tıyat-
rodur Bıletımızın geçerlılık
suresı komık denecek denlı kı-
sadır Dunya hakkında ne du-
şunursek duşunelım. şaşırtıcı-
dır Benım şaşırtıcı tanımım
mantıkı bırtuzak ıçenyor Şaş-
kınlığımız,doğal vealışılagel-
mış normlanmızdan aykın du-
şen her şeyedır Oysa ortada,
oyle basmakalıp bırdunya yok-
tur Şaşkınlığımız. kendı ayak-
lan uzenndedurur, karşı laştır-
mak ıçın da\anabıleceğı bır
şey yoktur
Doğru, gunluk konuşmala-
nmızda. her sozcuğumuzu s>e-
çerek kullanmadığımızdurum-
larda, "bilinen dıinya", "alışn
lagelinmiş yaşam". "her şey
olacağına vanr" gıbı şey ler
soylerız Oysa şıırın dılınde
her sozcuğun tartılarak kulla-
nıldığı yerde, hıçbır şey alışi-
lagelınmış değıldır. normal de-
ğıîdır Taşdavoktur uzennde-
kıbulutda Gunduzdeyoktur,
gecesıde Hele kışının dunya-
dakı varlığı
Şaırlerın -oyle gozukuyor-
herzaman yapacakian çok şey
olacaktır
(Çevıren GLRHAN
LÇK.AN)
'Benimle Gelin... Düşleyin'
• KultıirServisi- Izmır'de doğan ve uzun bırsuredır
Italya'da yaşayan sanatçı Cheımıne Vıdon.
çocuklann dunyasını yıne onlann ozgun dunyaîannı
yansıtarak ortaya çıkanyor Içımı/dekı çocuklan
ozgur bırakan, coşkuyu. ozgurluğu. kevfı. eğlenceyı
anlatan portrelen ıle çocuklann estetık dunyasına bır
kapı açan Vıdon'nın sergısi Roche Anonım
Şırketı'nın Levent'tekı merkezınde gorulebılır
Sergı Bırleşmış MılletlerÇocuklara
Yardım Fonu UNICEF ve Roche'un katkılanyla
duzenlenmış Sergıden elde edılecek gelır, UNICEF'ın
Turkıye'dekı çocuklara yonelık eğıtım projelenne
aktanlacak
ADD'den Tıyatro Büyük Ödülü
• Kultur Servisi-ADD Bakırkoy Şubesı tarafından
1996-97 tıyatro sezonunda İstanbul'da sergılenecek
olan bır tıyatro oyunu ıçın yapımcı tıyatroya "ADD
Tıyatro Buyuk Odulu" ıle oyunun yazanna.
yonetmenıne, baş erkek ve kadın oyuncusuna. çevre
duzenı ve gıysı tasanmcısına, ışıkçısına, ve muzıklı ıse
kompozıtorune "ADD Tıyatro Başan Odullen"
venlecek Vanşmada, Tıyatro yapımcısına "ADD
Tıyatro Buyuk Odulu" Mustafa Kemal Heykelcığı,
plaket. Buyuk Odul Belgesı ve 25 mılyon f L para
odulu venlecek Odullendınlecek oyunlann,
"Ataturkçu duşunceye hızmet eden, Kurtuluş
Savaşımızın oncesını ya da sonrasını anlatan.
ulkemızın geleceğıne Mustafa Kemal duşuncesı
doğrultusunda katkı sağlayan ve sanatsal duzeyı de
ıçeren bır yapıya sahıp olmalan gerekıyor Yanşmada
seçıcı kurul olarak, Prof Dr Necla Arat, Hayatı
Asılyazıcı, Semıh Balcıoğlu, Ataol Behramoğlu,
Tuncer C ucenoğlu, Naıl Gurelı ve Menç \r
elıdedeoğlu
gorcv alacaklar
Bilgesu Erenus yapıtlarıyla Broy'da
• Kultur Servisi-Broy Vayınevı, yenı vayın donemıne
Bilgesu Frenus'un 'Butun Vapıtlan" dızısıyle gınyor
Yazann, 'Gccc' adlı romanı dızının ılk kıtabı olarak
yayımlandı "Goz' adlı romanı ıse yakında baskıya
venlecek 1997 yılı ıçınde oyunları, senaryoları ve
denemelen de yayımlanacak Erenus, 'Gece' adlı
romanında Turkıye'nın şu gunlerde yaşadıklarına ayna
tutuyor
İFSAK kısa metraj film yarışması
• Kultur Senisi-IFS \K ın du/enledıgı 18 Ulusal
Kısa Metraj Film Yanşması'na katılım 31 Aralık 1996
gunu son buluyor Sınema ve vıdeo fılmı olarak
uretılmış, yırmı dakıkanın altında kurmaca, bclgesel,
canlandırma ve deneysel kısa fılmlerın katılabılcceğı
yanşmada odul alan tılmler mart 1997'de
• ıMıXHtohuuk"UliU'i'9I Utaftlararasi Istanbul Kısa Film
Gunlen'nde ulkemızı temsıl edecek Bılgı ıçın tel 243
1401
Açık Evlilik' perde açtı
• Kultur Servisi-
Tıyatro Çısentı, Dano
Fo'nun Açık Evlılık'
adlı oyununu salı ve
cuma gunlen 20 30'da.
cumartesı gunlen ıse
15 00'teMartı Sanat
Evı'nde sahnelemeye
başladı Kansını
sureklı aldatan bır
kocanın kansına da bır
sevgılı bulmaya
çalışmasını konu alan
oyunda BıIIur
Kalkavan, Tarkan Koc Goncagul Sunarvc Serkan
Aysever rol alıyor Oyunu Enver Aysever sahneye
koydu
Toplumsal Araştırmalar
Vakfı'ndan Fotoğrafçılık Kursu
• Kultur Servisi- Toplumsal Araştırmalar Vakfı
Kadıkoy Şubesı'nın. kultur ve sanat etkınlıklen
kapsamında duzenledığı fotoğrafçılık kurslan. ~* ocak-
6 mayıs tanhlen ve salı gunlen 18 30-20 30 saatlen
arasında yapılacak 36 saatten oluşan kurs Hasıp L'ras
tarafından venlecek Kursta. işik, temel optık bılgıler,
tabıı ve sunı ışıkta poz. boy cervelı asa. dıl. her turlu
fotoğrat makınesının tanıtılması, film banyosu,
pozometre, hareketlı obıeler karanlık oda teknığı.
fotoğraf kımvası. kompozısyon perspektıf, kontak,
proıeksıyon. tab, fılrre flaş ve cınslen. portre
fotoğrafçılık, objektıflenn çeşıtlerı ve mukayesesı,
arşıv çekme ve fotoğrafçılık oğretılecek Aynca.
olanlara kurs belsesı venlecek
Flamenko dans kursları
• KültûrServisi-Buyıl caz ve muzıkal eğıtımıne
başlayan Pera Guzel Sanatlar. flamenko dansçısı ve
eğıtmenı Dora V ındıana Ramırez yonetımınde
flamenko kurslanna başhyor 1997 Ocak ayından
başlayarak venlecek eğıtımde oğrencılenn artıstık
gelışmesını gosterecek sahne sunuşlanna da yer
venlecek Dort yıl surecek eğıtım, beşer ay hk
donemlerde verılırken başanlı olan oğrencılenn
uluslararası flamenko dans festıvallenne, yaz
kurslanna katıhmı sağlanacak
Bılgı ıçın tei 245 44 60
Tpafikomik' karikatürler
• KulturServisi- HBR Maymun Mızah Dergısı Mert
Ata Yaltırık Odullen kapsamında duzenlenen
'Trafıkomık' yanşma kankaturlerı sergısi
Kankaturculer Derneğı Sanat Galensı'nde suruyor
Hakan Sumer'ın bınncılık odulu kazandığı yanşmada
sergılenmeye bulunan dıger yapıtlar 31 aralığa dek
derneğın Sultanahmet Yerebatan Sarnıcı çıkışındakı
galensınde gorulebılır