Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
-SSAYFA CUMHURİYET 17ARALIK1996SALI
12 DIZIYAZI
TJNESCO'nun önerisiyle 1996, takvimlerde 'Nasreddin Hoca Yılı' olarak yer aldı
Her ülkeninbir'Hoca'sıvar- 1 -
B E K İ BARDAV İD
fNasreddm Hoca, Nars-a-dın Hodja.
rNastrazz: Hotza. Hıoha. Coha, Cuha.
Cuhı, Cdıa. Cahan. Goha, Gha, Guıfa,
IVloha, Yakha, Yoha. Djha. Djufa,
J^Ha. Jınfa. Jovanı, Ch'Ha. Jeha.
Joha bızım Hoca'nın uç beş
a«dıdır aruak
Mızah, dünva varoldukça hep
»lacaktır
Vaşamı asık suratla karşılamak. onu
giıç yaşaTiak demektır Mızah,
yaşamla olum arasında bır kopru, bır
ışbırlığı. Dir bırlıktelıktir Mızah ıle
ılgılı olarak, çok bılınen ve neredeyse
atasozu clan bır tumce şoyle "Faites
LThumour, pas la mort." Fransızcada
•;es uyumunun elverdığı bu soz, şoyle
;evnlcbılır "Mizaha bak. ölümü
bırak." \c zamanımızın unlu duşunuru
Yahudı a.s.ıllı Bernard Chouraqui'nın
ılgınç bırdeyışı de şoyle "Tann
mizahtırf
Vfızah yaşamımızi kolaylaştıran bır
kavramdır Mızah hep bızimle olsun,
t>iz mızaHa bırlıkte yaşayahm ve en
£Üç anlarmızda onu elden
Dirakmayalım ağzımızdan
juşurmevelım, usumuzdan
;ikarma\alım Baksanıza, kaç tane
•^asreddın. kaç tane Hoca sanyor
;evremızı' Bo^una mıdır bunca
^asreddın9
' Nıtekım. UNESCO'nun.
1996 yılını "INasreddin Hoca Yılı"
>1arak ılan etmesı boşuna değıldır
Her ülkenin Hocası
Dıyebılınzkı, "Her ülke özlediği
Hoca'va kavuşur" ve "Her Hoca
varaştığı iılkede yaşar".
\dlanndan da anlaşılacağı gıbı. hoca
>ozcuğunu. her ulke kendı dılıne gore
jyarlamıştır Bır de Hınstıyan
junvasının hoca'an vardır \a
Calino'dur >a "Gribouille"dur, Blaise,
Nicodeme, Polichinelle veya başka
\ncak kesın olan. Nasreddin Hoca'nın
vok ışe yaradığıdır Onsuz bır ulke
duşunulemez neredeyse. çunku Hoca.
buyuk bır gereksınım. vazgeçılmez bır
varlıktırgerçekten ve en onemlısı
buyuk bır yukumluluktur Hoca olmak
Dıle kolay, kaç ulkenın. kaç mılyon
ınsanın "Hoca"Iığını yapmak.
mutsuzlan. tembellen, yoksullan
tesellı etmek. tum şanssızlıklan
değışık adlarla olsa bıle bır tek
Hoca'da ozumsemek
Her ülkeye blr Hoca
Bu kalabalık Hoca topluluğu ıçınde
goruyoruz kı, her ulke kendı Hoca'sını
seçmıştır Daha doğrusu her ulke kendı
Hoca'sını yaratmıştır Ve Hoca'lı
fıkralar. atasozlen ve deyışlen çığ gıbı
artmış, çoğalmış, sayılan
saptanamayacak denlı yeryuzunde
yankılanmış. bır soylence orneğı
kulaktan kulağa. ağızdan ağıza
yayılmıs,, dunyanın çevresını kaç kez
dolaşmıştır Her ulke kendı Hoca"sını
yaratmışsa da çoğu kcz fıkralar ortak
olmuş, her dıle çevnlmıştır Çunku
ınsan her yerde bırdır, ınsan her verde
kuçuk aynntılar dışında aynı ınsandır
Salt gereksınımlen değışık olabılıyor.
bazı karaktersel ozellıklen ıle bırlıkte
Hocalar arası ortaklıklar
Hocalar arasındakı aynmlardan soz
etmeden once. ortaklıklanndan soz
ve Hoca'dan öğren" dıyebılınz
rahatlıkia.
Hoca nerede ve nasıl
doğdu?
Hoca ıle ılgılenmış araştırmacılann
bu>uk bolumu. Hoca'nın Turk asıllı
olduğu goruşunde kesınlıkle
bırleşıyorlar Anıldığı ulkelerın
ruhunda boylesıne kokleşmış bu halk
başkışısı gerçekte nerelı
17
"Sanıyoruz, bu övküler, doğrudan
doğruya, 13. asırda vaşamış bir Türk
mizahçısı olan Nassredine Hodja'dan
günümüzegeüyor"dıve vazıvor -Vndre
Nahum adlı bır Fransız araştırmacısı
\e şovle surduruyor Nahum
"Kuzey \frika'da yaşavan vaşlılardan
topladığun Ch'Ha (Şha) veya Jeha ile
ilgili öy kiileri ve Türkiye'de elime gecen
FNassredine Hodja'nın övkıilerini
içeren Fransızca bir kitabı
incelediğimde, vav ımlanan ov kuleri
daha önceden taıuyormuşum gibi bir
duvguya kapıldım. Aslında Türk
ile er ülke kendi Hoca'sını yaratmıştır Ve Hoca'lı fıkralar,
atasözlen ve deyışlen çığ gibı artmış. çoğalmış, sayılan
saptanamayacak denlı yeryüzünde yankılanmış, bır soylence
örneğı kulaktan kulağa, ağızdan ağıza yayılmış, dunyanın
çevresını kaç kez dolaşmıştır. Her ülke kendı Hoca'sını
yaratmışsa da çoğu kez fıkralar ortak olmuş, her dıle çevnlmıştır.
etmekte varar var kanısmdayim \ebu
ortaklıklardakı en çarpıcı ve en
belırgın ozellık. ne mılletten olursa
olsun, ne dınden olursa olsun,
Hoca'nın. halkın ıçınden ve herkesın
tanıdığı bınnın olmasıdır
Hoca, çoğunlukla sevılen. bazen
aşağılanan. bıraz zekı. bıraz kurnaz.
hazırcevap. sempatık. saf. çoğu kez
gülumseten. hatta gulduren.
eğlendıren. canı ıstedığı zaman
ıstedığını ıstedığıne soyleyen
soylenmevenı sovleme cesaretım
gösteren. ozgur. kurallara uymayan,
hatta isteyerek kurallara karşı çıkan
bındır Hoca gamsız, arsız, çoğu kez
savgısız. haksızlıklara başkaldıran,
toplumu ve yasa koyuculannı
azarlayan. kuçumseyen, horlanandan
yana. zayıftan. sayndan, aç ve açık
ınsandan >ana, bazen kazanan, bazen
de yenılen bındır Hoca Ustelık
Hoca'nın oyku ve fıkralan sureklı
artar. sa> ılan dur durak demeden
yınelenır. yenılenır. sonsuza dek
çoğalır Her şev. her zaman. her yerde
sö>lenebılır. tıpkı çocuklar gıbı, tıpkı
delılergıbı "Gerçeği çocuktan, deliden
folklorunun. Osmanlı fethi nedenivle
bir di/j ülkeye vayılması çok doğal.
Nitekim. Osmanlı İmparatoriuğu
yerleştiği verlerden yüzydlar sonra
aynldığında, Türk folkloru hiçbir
bakımdan gücünü yitirmemişti."
Tunuslu Hoca Ch'Ha
veya Jeha
Duşuncesinı şovle surduruvor Nahum
"Olağanüstü lezzetli bir tatlı olan
halva. Türkiye'de ve Surive'de
'doğmuş' bütün Akdeniz > öresine
yayılmış, zamania Rusya'ya, hatta
Polonya'va girmişti. Ch'Ha veya
Tunuslu Hoca ile halva arasında bir
karşılaştırma yaparsam:
"Halva Chamıa' veya Şam veya Doğu
halvası veya halva bar et Treuk"
(Türklerin yaptığı tatlı), Tunus'un çok
sevilen bir tatlısıdır. Bütün Balkan
ülkelerinde ünü ve tadından dolayı seve
seve yenen bu halva. Rusva'va kadar
ulaşmıştı. Şöyle ki. Rusya'nın özellikle
Moskova'mn hanımlan. çaylarını
v udumlarken, halva yivorlardı.
Sonradan Ruslar Polonva'va
girdiklerinde, 1 urklerden aldıkları bu
tatlıvı Polonya'va taşıdılar. Ve giderck,
Osnıanlılar Doğuva vavıldıkça halva,
Mısır'a ve Kas'a da girdi ve bu
ülkelerin ulusal bir tatlısı oldu."
I^te Ch'Ha da avnı yolu ızledı
yakla^ık Turkıye'dcn Bulgarıstan'd ve
bazı Balkan ulkelerıne gırmeden once,
Ch'Ha da Rusva'va yerleştı
Ch'Ha. kendı vontemlen ıle varsıllar
ve devlet adamlan ıle uğraşı>or
Çunku açlık. halk arasında onemlı bır
yertutu>or Nıtekım, bır gun Ch'Ha
bır kasap dukkânı açıyor Ancak tek
muşterılerı çevrenın kopeklendır
Parasını odemeden çıkıp gıden bır
kopeğın pe^ıne takılıyor ve evıne dek
koşarak ızlıyor Kopek varsıl bır
kadının evıne gırı>or Henıen o da avnı
eve gınyor E\de kar>ısına ılk çıkan.
kadının sevgılısıdır Sozlu bır
kavgadan sonra kadın. sevgılı^ı olduğu
çıkar korkusu ıle Ch"Ha'>a ıyı bır para
oduyor. ve bovlece Ch'Ha parasına
kavuijuvor Ch'Ha avnı zamanda
ınsanlann ^açmalıklarını gozler onune
seren bırısıdır
Orneğın. sağ kulağını sol elı ıle
gostenr Nedenı sorulduğunda şovle
yanıt venr "Boyleyapma/sam ben
Ch'Ha olamam ki."
Bır ev satımı olduğunda. eğer kontrata
guçlu bır madde eklenırse,
"Ch'Ha'nın çivisi" dev ımını
duyabılmz Fıkraya gore. evını satan
Ch'Ha, o evde bır çıvısının kendısının
olacağı kosulunu kovar Evı satın alan
da bır sakınca gormevıp bu ko^ulu
kabul eder Ch'Ha o çıv ıve olmuş
eşeğının postunu asarak venı e\
sahıbının kaçmasını sağlar Bovlece ev
vıne kendısının olur
Mısırlı Hoca: Coha
Ch'Ha. Doğu'ya doğru yol alarak
Mısır'a vanyor ve orada Goha adını
alıvor, çunku *j' harfı "gu'va
donu^muştur Goha da Ch'Ha gıbı
gıderek yaygınlaşıyor Yayılma
eylemının bovle gelıştığını.
Avrupa'nın bırçok ulkelennde de
ızlıyoruz Ve onceden »ovledığımızı
kanıtlarcasına. sozlu halkbılımı
kolaylıkla sınırlan aşıvor, sade
vaşavan. baskı altında olan bır ulusu
açık ve seçık bır bıçımde yansıtıyor
Goha ıle ılgılı bır araştırma>ı Elian ve
Finbertadlı ıkı halkbılımcı
gerçekleştırmıştır Goha da Ch'Ha
gıbı. bır soylence başkışısı olup
uluslann kusurlannı ve nıtelıklennı
ıçınde toplamaktadır Butun Hoca
fıkralan gıbı. Goha'nın da ov kuleri çığ
gıbı bu> umekte O denlı kı her >ıl.
varatılan yenı sojlencelerı toplamak
neredevse olanaksız Bunun ıçın.
Guncy Mısır'dan Kuzey Mısır'a, -.
fellahlann ıçınden. csnaf ve
sanatkârlann arasına kanşmak
gerekıvor Bu oykuler gozle kaş arası
sokak sergılennde. tuarlarda. a^ağı
scmtlerdc o anda ayakustu
doğuverıvorlar Onlarhem eğlendıncı
hem oğretıcıdırler
Gohanın >azgiM bızlen şaşırtmamalı
Doğu. baş kışıler ve tannlar
yaratırken. halktan gelmış. olsun. ust
tabakadan gelmış olsun. her zaman
ıçın "insan" olgusundan aynlmamıştır
Nıtekım. Doğu yazını. çoğu kez halk
şazını olarak kendını kanıtlar, çunku
>akla>ık tumu o anda ortaya
çıknermı^ bır yazındır Kışıye değıl
topluma seslenır, toplumdan doğup
vıne topluma doner Insana ındırgenıp
kuçulmez Genış kıtlelere seslenır
Hatta anlatıcıiar. oykucu, şaır. dın
adamı. ne olursa olsun, prenslenn
konağından kralların sarayına.
gecekondudan tekgozlu toprakaltı
magaralara dek gırer çıkar. hıçbır
avırım vdpmaksizın Konuşma
yaratıklarsınız siz Kahireliler..." der ve
>ıne odemeden \e sovlene soylene.
onunu kesen terzıyı ıterek ı^lıkten
dışan çıkar Goha. bırkaç arkadaşı ıle
bırlıkte hamama gıder Herkes o
sıcakta bırer vumurta
yumurtlayacaktır Yumurtlamayan da
hamam paralarım odevecektır
Besbcllı gelenler>umurtalannt gızlıce
bırlıkte getırmışlerdır Bır sure sonra
tavuk seslen duvulmava ba^lar Ve
arkddaşların her bırı yumurtasını
orta \ ere ko> ar
"Goha, sen yumurtlamadın" der
arkadaşları "hamamı sen
ödeyeceksin..."
"Ne münasebet" der Goha. "asıl siz
odeveceksinLr, si/ tavuksanız, asıl horoz
benim. horoz olmadan si/ nasıl
yumurtlardınız ki!.."
Faslı Hoca: Moha
J'hd Ch'Ha. Goha derken Moha'dan
soz etmemek olanak-,ız "Deli Moha
'Us'lu Moha". lahar Ben Jalloun'un
çok unlu bır kitabı
kdrma^ık, ^ıddet dolu. gonlu ferah bır
toplum olan Fas'ta. tek Moha'dır
ıstedığını sovlevebılen. doğruluktan
hıç avnlmayan \e tum gerçeklen
>ansıtabılen Tahar Ben Jdlloun
ardtıhğı ıle tdnıdığımız Moha şoyle
bırı
"Moha. aunmcılıkfan, \alnı/lıktan.
gecekondu to/undan ve pislikten
doğmuş bir kişidir. Konuşuyor. l Ikcvi
ve zamanı tasası/, alaylı ve mtzah dolu
bir v urekle aşıvor. Sessi/ce
konuşulanlan tekoduvuyor,
konuşulamavanlan tek o anlıyor.
Moha, Fas'taki o> kuculer gibi,
dogmlan, vanlışlan. duşleri. umutlan
dile getirivor. Salt bu delinin sozleridir
Fas'ta geçerli olan. Moha, itilmişlerin,
kakılmışlann scsidir. Sözcüklere delice
tutkun bir şairin so/üdur. Yaşama
çılgınca bağlı, sokak serserilerine bağlı,
çocukluğunu ö/leven, şuna buna dost
biridir. Moha, tum bir toplumun
maskesini indiren şairdir aslında."
Moha. mevdanlarda soz alabılen
onemlı bır kışıdır Canı ıstedığı zaman.
en yenı banknotları tek o v ırtabılır
Guçlu bıraılenın sırrını ele geçırıp
gun ışığına çıkaran o, konu^mayan
sıyah kolenın kuçuk hızmetçı kızın
gızledıklerını açığa vuran vıne o
Mohd tutuklanmıştır, ancak o >ıne
konuşur Gerçek, Moha'nın ağzından,
sıırler. vıne onun ağzından Moha.
ulusunu anlatıyor, Tahar Ben Jalloun
da Moha^yı Kumldnn ustunden-esen
ruzgân durdurabılır mısınız ' Moha
uzgundur Hıç şaka yapmaz, gulmez
Yoksullar onun. bırakılmışlar onun.
konuşamavan ağızlar hep onun
Kadınlara vapıldn haksızlıklar.
kddınlıklarına vapılan savgısızlıklar,
hızmete zorlamalar hep ondan
sorulur Moha olumun kar>ısında
umarsızdır En sonunda tutuklanır,
oldurulur ve herkes gıbı gomulur
Ancak sozu hıç bıtmez, sesı hıç
sustnaz Fas'ın ta kendısıdır Moha
Ulusunu o anlatır Bu kez gomulu
olduğu toprağın altından gelıyor ^esı
Oldu dıve konuşmayacak mı vanı
1
Flberte kı konuşacak Ruzgârı
durdurabılır misınız ' Ancak. ılgılıler
Vioha'nın gomulu olduğu mezariığı
bır sure ıçın kapatırlar ve butun
gazetelerde bır ılan vavımlanır
"Kutsal kitapta şunlan yazan vüce
lann adına: Yeryüzünü dolaşın ve
valan soylevenlerin sonu nasıldır bir
bakın! Dinimiz İslamdır. Dilimiz
oca, kendinde, bır ulusun nıtelıklennı \e kusurlannı
özümsemektedır. Bir halk yaratımı olduğu ıçın ölümsüzdür.
Elbette kı her ınsan Hoca değildır. ancak her ınsanda bır parça
Hoca'lık mutlaka vardır ve her ınsanda er veya geç Hoca'nın bır
veya bırkaç vönü ortaya çıkacaktır; günahı ıle. sevabı ıle,
aydınlık ve pınltılı yönü ıle.
bıçımlerı açık vc seçıktır Sozunu
esırgcmeyıp dınlevenı sarsmayı
amaçlar Soylemlennde hıçbır aracı
kullanmaz ve tum bıldınlerını
doğrudan doğruya dınlc>ıcıye ulaştınr
Amaç da bu zatEn
Bırkaç Mısırlı Goha fıkrası ıle
suslevelım betığımızı Goha.
Kahıre'nın Mousky Sokağf ndan
geçmektedır Bırdenbıre şalvannın bır
haylı eskımış olduğunun aynmına
varır Surıvelı terzı Riskallah'ın hemen
ordda bır ı^lığı vardır Içen gınp
kendıne bır şalvar beğenır Ancak
bıraz duşundukten sonra. bır kaftana
daha çok gereksınımı olduğu
duvgusuna kapılır ve alışverışını
değı^tınr "Ben fikir değiştirdim, bir
kaftan istiyorum" der Terzı. şalvarı
paketınden çıkanr. ve kaftanı sarar
Kaftanı alan Goha. odemeden ışlıkten
dı>arı çıkar Terzı bağırır
"Nereye gidiyorsun!.. Ode, övle çık!"
Goha çok kızar
"Niçin odeyecekmişim, bir şalvar
bıraktım, bir kaftan aldım, daha ne!"
"Ama şalvan ödememiştin ki!"
"Hadi ordan! Amma da garip
Arapça. demokrasimi/ ise sosyalizm.
Ereklerimiz gclcneklcrimizde
anlatılmıştır. Bû, çağdaş bir ülkeyiz. Ve
delileri ıslahevlerine kapatırız. Toprak
altından seslenen bu adam yoktur, hiç
olmamıştır. Moha diye biri yoktur, hiç
olmamıştır. Herkes işine baksın ve bu
mezariığı unutsun."
Ancak Moha konuşuyor. hâlâ
konuşuvor ve sozlen tum
me>danlarda. sokaklarda, camılerde
rahatlıkia duyulabılıyor
Moha'yı hıç kımse engelleyemez
Krallar bıle
"Yaşam" dıyor Moha. salt bir
kahkahadır, az çok mutlu bir kahkaha.
Bir şakadır, ciddi veva komik. Aşkı
aramakla geçiririz bu anı; gûrultuden
uzak, bir bahçede, bir ormanda, bir
kitapta, gözyaşları içinde, bir vol
ağzında, bir sayfanın üstünde. yaz
sıcağı altındaki bir terasta, bir atın
üstünde sessiz ve valnız. Bir atın
üstünde dolaştım durdum ben, aşkı
ararken."
SÜRECEK
ERDEMLİ ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ HÂKLMLİĞİ'NDEN
DosyaNo 1995 203
Davacı Orman tdaresı vekılı tarafından davalı 1 Yılmaz Sağında aleyhıne açılan ış
bu alacak davasında
Davalı 1 V ılmaz Sağında -Demırtaş Mah GMK Bulvarı No 164 Mersın adresıne
teblıgat çıkartılmış olup belırtılen adreste bulunamamıştır C Savcılığmın tahkıkatı ne-
tıcesınde de bulunamamıştır Davalı I V ılmaz Sağında 10 3 1997 gunu saat 09 00'da
, oılacak olan duruşmada hazır bulunması veva kendını bır kanunı \ekille tembil ettır-
ı, v •. duru^maya gelmedığı ve kendısını bır vekılle temsıl ettırmedığ' takdırde duru>-
nı« yokluğunda devam edeceğı de karar verılecegı davetı>e >enne kaım olmak Uze-
IL •!., '-•'hlîğolunur 15 1 1 1996
Basın 118808
ERDEMLİ ASLİYE HÜKUK MAHKEMESİ HÂKİMLİĞİ'NDEN
DosvaNo 1995 1163
Davacı Malıve Hazınebi vekılı tarafından davalı Selahattın Yıldırımale>hıne açılan ı^-
bu tapu ıptalı ve tescıl davasında,
Davaiı Selahattın \ıldırım içel ılı Perıreıs Mahallesı 3-10 adresınde mukım, Erol
Ozen'ın)anınd<3(FrolO7en'den sorulacakladresınevapılan teblıgat bılaıkmal ladeedıl-
dığı C Savcılığı tahkıkatı netıcebinde de teblıgata elven^lı adresı tespıt edılemedığı go-
ruldüğunden Davalı Selahattın \ ıldırım'ın 5 3 1997 gunu saat 09 OO'da yapılacak olan
duruimada hazır bulunması veva bır kanunı vekılle kendısını temsıl ettırmesı. duru^ma-
va gelmedığı takdırde ve kanunı bır vekılle temsıl ettırmedığı takdırde. durusmanın yok-
luğunda devam edeceğı ve karar verılecegı hususu davetıve verıne kaım olmak uzerc ıla-
nen teblığ olunur 20 ! 1 1996 " Basın 12^93
DişHekimi
Aranıyor
Tel:254 17 91
IU oğrencı kımlığımı ve
nufus cuzdanımı
kaybettım
Hukumsuzdur
S4KI\E KIZ1L4)
ANKARA NOTLARI
MUSTAFA EKMEKÇİ {
Herkes Evine! j
Mustafa Kemal'ın yakın arkadaşlanndan Ali Fuat
Cebesoy (1882-1968), "Sınıf Arkadaşım Ataturk" adlı
anılarında, ılgınç bır olayı anlatır 'Mustafa Kemal samı-
mı bır Turk mıllıyetçısı ıdı" der bunun en canlı omeğıne
Yafa'da tanık olduğunu belırtır Bakaniık Meclıs Baş*
kanlığı da yapmış olan Alı Fuat Cebesoy, olayı Çanka-
ya'da bırkaç kez aynntılarıyla Mustafa Kemal'den dınteî
mıştır >
Mustafa Kemal, 5 Ordu'da Arap ırkından olan askerj
lere daha ozel ışlem yapıldığını, Anadolu çocuklarındarî
daha ustun tutulduklarını gordukçe uzulmektedır \
- Osmanlılığın telkın ettığı (aşıladığı) bu aşağılık duy-
gudan ne zaman kurtulacagız7
dıye sorar
Aynı acıyı, Alı Fuat Cebesoy da duymaktadır Bır gun,
Mustafa Kemal'ın pıyade stajını yaptığı Yafa'ya gıder Pı-
yadelerın yenı devresı henuz başlamıştır Çoğunluğu ö
bolgeden toplanmış olan Arap gençlerı oluşturmaktadırl
Eğıtım kadrosu ıse Anadolulu kıta çavuşları olan TurH
gençlerınden kurulmuştur Mustafa Kemal'ın boluğun^
de alaydan yetışmış Makedonya Turklennden yaşlı bıf
yuzbaşı vardır Uzun yıllar 5 Ordu bolgesınde kaldıği
halde Rumelı deyışını değıştırmemıştır Yuzbaşı, Anado-
lulu kıta çavuşlanna karşı sert davranmakta yenı erlere.
karşı ıse gereğınden çok hoşgoru gostermektedır On-
ların azarlanmasına hırpalanmasına gonlu razı olma-
maktadır Alı Fuat Cebesoy "Adını bugun pek anımsa^
yamadığım bu yuzbaşıyı ben de tanıdım Fena bır adan\
değıldı Egıtımlerde, Turkçe bılmedıklen ıçın venlen buy\
ruklan anlayamayan bazı erlenn yanlış hareketlen kıta ça*
vuşlannın bıraz sert davranmalarına yol açıyordu Buntl
goren yuzbaşı da çavuşları agza alınmayacak sozlerle
haşlıyordu Bır gun Müfit Kırşehir (Ozdeş) dayanama*
mış
- Arkadaş, demıştı, senın bu yaptığın hareket doğru
değıl
Aynı uyarıyı daha cıddı olarak Mustafa Kemal de yap-
mış, fakat bır etkısı olmamıştı Bana bu bılgıyı vereri
Mustafa Kemal, bırhafta on gun once cereyan eden bıi
olayı şoyle anlattı >
Bır gun, Makedonyaiı yuzbaşı, kıta çavuşlarından bn
rını boluk komutanlığı odasına çağırttı Mufıt'le ben dâ
orada ıdık Çavuş sağlam yapılı yakışıklı bır Turk delı-î
kanlısı ıdı Yuzbaşı gencın ızzetınefsını kıracak bıçımde
azarlamaya başladı Daha çok mensup olduğu ırka hu-
cum edıyordu
- Sen, dıyordu, nasıl olur da necıp (soylu) Arap kav-,
mıne mensup, Peygamber efendımızın mubarek soyun-
dan gelen bu çocuklara sert davranır, ağır sozler soy-
lersın'? Kendını ıyı bıl Sen onlann ayagına su bıle dokel
mezsın gıbı gıttıkçe anlamsızlaşan sozlerle hakaret edı-î
yordu Sesı yukseldıkçe yukselıyordu Çavuşun yuzun-J
dekı ıfadeye baktım Once bır babaya duyulan saygınır?
ıçtenlığı okunan çızgıler sertleşmeye ıçten gelen bır ıs-î
yanın ateşlerı gozlennde okunmaya başladı Fakat ıta-İ
atın sımgesı olan her Turk askerı gıbı ıç duygularını gem-
lemeye çalıştı Goz pınarlarında tanelenen yaşlaryanak-
larından dokuldu Dayanamadım
- Yuzbaşı efendı, susunuz
1
I
Dıyebağırdım Bırden şaşırdı Sozlerının bızden onay-î
lanmasını bekledığı anlaşılıyordu J
- Yoksa fena bır şey mı soyledım ' j
- Evet, çok fena hareket ettınız Bunahakkınızyok Su
askerın bağlı bulunduğu Arap kavmı bırçok bakımdart
necıp (soylu) olabılır Fakat senın de, benım de, Mufıt'ırt
de, çavuşun da mensup olduğumuz kavmın de buyulç
ve asıl bır ulus olduğu asla ınkâr edılmez bır gerçektır -
Yuzbaşı başını onune egdı utanmıştı'
Çok yıllar sonra, bırgun Ankara 'da benı de tanıkgos-%
tererek anlattığı bu gerçek otay karşısında gonûşu~şu /-{
dı Bu ve buna benzer olaylar, Turk aydınlannın kend\
kendısını bılmemesınden ve başka uluslarda şu veya öc«
nedenle ustunluk olduğunu sanarak, kendını onlardaA
aşağı gormesınden doğmaktadır Bu yanlış goruşe sori
vermek ıçın Turkluğumuzu butun asaietı ve tanhı ıle ta-)
nımak ve tanıtmak şarttır ı
Mustafa Kemal"ın, Turk Tanh Kurumu'nu kurmasınıri
en geçerli gerekçesını bu soylu duşuncede aramalıdır',
Turk ulusunun soyluluğuna, buyukluğune butun Turk-_
lenn ınanmasını, bunu ovunçle savunmasını yaşamı bo*
yunca amaç bılmıştır Ulusuna i
- Ne mutlu Turkum dıyene
1
!
Dıye seslendığı zaman, buna butün variığı ve ıçtenlıA
ğı ıle ınanmıştı" \
Ozanımız Nâzım Hikmet'ın dayısı da olan Alı Fuat Ce
J
,
besoy'un, anılarım (bazı sozcuklen Turkçeleştırerek) ya-î
yımladım içinde bulunduğumuz koşullarda benı çok et-*
kıledı
Yazık kı bugun Turkıye de ' Şenat" ozlemıyle kıvrananj
bır 148 Erbakan'la, Amerıkan pasaportu taşıyan, Ame-
nka'dakı Turkıye'dekı malları ınsanın dudaklarını ısırtarv
"saş/" bır bayan, bırbırlerını kollama ortaklığını kurmuş-J
lar, surduruyorlar Bırı, "şenat" uğruna, Iran'dakı, Lıb-J
ya'dakı ınsan haklarına aykırı tutumları gormezden ge-;
lıp onları desteklerken, bırı de Batı ulkelen gozunde Tur-<
kıye'nın onurunu sıfıra ındırmek ıçın elınden gelenı yapK
yor Amerıkan pasaportu taşıyor, onu da saklıyor muy-5
muş
9
- Herkes evıne' i
• • •
s
Açıklama Pazar gunu çıkan "Yargıda Ayak Oyunlanı
mû" başlıklı "Ankara Notlan"nm sonunda geçen ad veî
soyadlarının baş harflerını yazdıklarım arasında geçen^
"B.K." ıle ılgılı olarak Yargıtay 4 Hukuk Daıresı uyesı Bi-i|
lal Kartal, telefon ederek, kendısının "Goksu fîesfa-;
uranf'takı yemekte bulunmadığını bıldırdı (Zaten;
B K 'nın Bılal Kartal'la ılgısı yoktu) \
BULMACA SEDAT YAŞAYAK
SOLD^N S4GA:
1/Bırdavanın, par-
tının. oğretının çı-
karlarını ve savu-
nusunuamaçedın-
mış kımse 2/ Me- 3
melılerde proteın
metabolızmasının
son urunu olan ve
ıdrarladısanatılan
madde Kansına
sozgeçırebılener-
kek 3/Gıvımsus-
lemede va da çan- 8
ta. sepet. şapka gı- g
bı şeyler ormede
kullanılan parlak. renklı ve
davanıklı şent Balçık 4/
Eskı Mısır'da gune^ tann-
sı Uçbölumugeniskılıç
5/ Nazar değmesıne karşı 3
tutsu olarak kullanılan bır 4
bıtkı 6/ Kahve ve çaydan
elde edılen u>ancı madde
7/ Lıtyumun sımgesı Ata-
sozügıbı kulanılan beyıtya
da dıze 8/ Halk dflınde 8
havvanı otlatma>a venlen g
ad Gerçek anlamının dı-
şında kullanılan kalıplaşmışsözgrubu 9/Eskıdıldeburun
Tırpana balığı
YLKARIDAN \ŞACIVA:
1/ Halk dılınde havuca venlen ad 2/Bır etkınlığjn geçıcı
olarak durdurulduğu sure Afrıka'da bır ulke 3/ Hz Mu-
hammed'ın mıraca çıkarken bındığıne ınanılan dort bınek-
ten sonuncusu olan doğaustu varlık Şohret 4/ Arkadaş,
dost 5/Yapma. etme Bır şıırden ^arkı olarak sovlenmek
uzere vapılmı^beste 6/Gune> AfnkaCumhunyetı'nınpla-
ka ışaretı Bır sus kopeğı ırkı II Su bırıkmış çukur ya da
hendek Istenılen nıtelıklen taşıyan 8/Erışmış, ulaşmış
Iskandınav mıtolojısınde. A\otandadenılen sava^tannsı 9/
Lstun veteneklı Eskı dılde bağırsaklar