02 Mayıs 2024 Perşembe English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
-SSAYFA CUMHURİYET 17ARALIK1996SALI 12 DIZIYAZI TJNESCO'nun önerisiyle 1996, takvimlerde 'Nasreddin Hoca Yılı' olarak yer aldı Her ülkeninbir'Hoca'sıvar- 1 - B E K İ BARDAV İD fNasreddm Hoca, Nars-a-dın Hodja. rNastrazz: Hotza. Hıoha. Coha, Cuha. Cuhı, Cdıa. Cahan. Goha, Gha, Guıfa, IVloha, Yakha, Yoha. Djha. Djufa, J^Ha. Jınfa. Jovanı, Ch'Ha. Jeha. Joha bızım Hoca'nın uç beş a«dıdır aruak Mızah, dünva varoldukça hep »lacaktır Vaşamı asık suratla karşılamak. onu giıç yaşaTiak demektır Mızah, yaşamla olum arasında bır kopru, bır ışbırlığı. Dir bırlıktelıktir Mızah ıle ılgılı olarak, çok bılınen ve neredeyse atasozu clan bır tumce şoyle "Faites LThumour, pas la mort." Fransızcada •;es uyumunun elverdığı bu soz, şoyle ;evnlcbılır "Mizaha bak. ölümü bırak." \c zamanımızın unlu duşunuru Yahudı a.s.ıllı Bernard Chouraqui'nın ılgınç bırdeyışı de şoyle "Tann mizahtırf Vfızah yaşamımızi kolaylaştıran bır kavramdır Mızah hep bızimle olsun, t>iz mızaHa bırlıkte yaşayahm ve en £Üç anlarmızda onu elden Dirakmayalım ağzımızdan juşurmevelım, usumuzdan ;ikarma\alım Baksanıza, kaç tane •^asreddın. kaç tane Hoca sanyor ;evremızı' Bo^una mıdır bunca ^asreddın9 ' Nıtekım. UNESCO'nun. 1996 yılını "INasreddin Hoca Yılı" >1arak ılan etmesı boşuna değıldır Her ülkenin Hocası Dıyebılınzkı, "Her ülke özlediği Hoca'va kavuşur" ve "Her Hoca varaştığı iılkede yaşar". \dlanndan da anlaşılacağı gıbı. hoca >ozcuğunu. her ulke kendı dılıne gore jyarlamıştır Bır de Hınstıyan junvasının hoca'an vardır \a Calino'dur >a "Gribouille"dur, Blaise, Nicodeme, Polichinelle veya başka \ncak kesın olan. Nasreddin Hoca'nın vok ışe yaradığıdır Onsuz bır ulke duşunulemez neredeyse. çunku Hoca. buyuk bır gereksınım. vazgeçılmez bır varlıktırgerçekten ve en onemlısı buyuk bır yukumluluktur Hoca olmak Dıle kolay, kaç ulkenın. kaç mılyon ınsanın "Hoca"Iığını yapmak. mutsuzlan. tembellen, yoksullan tesellı etmek. tum şanssızlıklan değışık adlarla olsa bıle bır tek Hoca'da ozumsemek Her ülkeye blr Hoca Bu kalabalık Hoca topluluğu ıçınde goruyoruz kı, her ulke kendı Hoca'sını seçmıştır Daha doğrusu her ulke kendı Hoca'sını yaratmıştır Ve Hoca'lı fıkralar. atasozlen ve deyışlen çığ gıbı artmış, çoğalmış, sayılan saptanamayacak denlı yeryuzunde yankılanmış. bır soylence orneğı kulaktan kulağa. ağızdan ağıza yayılmıs,, dunyanın çevresını kaç kez dolaşmıştır Her ulke kendı Hoca"sını yaratmışsa da çoğu kcz fıkralar ortak olmuş, her dıle çevnlmıştır Çunku ınsan her yerde bırdır, ınsan her verde kuçuk aynntılar dışında aynı ınsandır Salt gereksınımlen değışık olabılıyor. bazı karaktersel ozellıklen ıle bırlıkte Hocalar arası ortaklıklar Hocalar arasındakı aynmlardan soz etmeden once. ortaklıklanndan soz ve Hoca'dan öğren" dıyebılınz rahatlıkia. Hoca nerede ve nasıl doğdu? Hoca ıle ılgılenmış araştırmacılann bu>uk bolumu. Hoca'nın Turk asıllı olduğu goruşunde kesınlıkle bırleşıyorlar Anıldığı ulkelerın ruhunda boylesıne kokleşmış bu halk başkışısı gerçekte nerelı 17 "Sanıyoruz, bu övküler, doğrudan doğruya, 13. asırda vaşamış bir Türk mizahçısı olan Nassredine Hodja'dan günümüzegeüyor"dıve vazıvor -Vndre Nahum adlı bır Fransız araştırmacısı \e şovle surduruyor Nahum "Kuzey \frika'da yaşavan vaşlılardan topladığun Ch'Ha (Şha) veya Jeha ile ilgili öy kiileri ve Türkiye'de elime gecen FNassredine Hodja'nın övkıilerini içeren Fransızca bir kitabı incelediğimde, vav ımlanan ov kuleri daha önceden taıuyormuşum gibi bir duvguya kapıldım. Aslında Türk ile er ülke kendi Hoca'sını yaratmıştır Ve Hoca'lı fıkralar, atasözlen ve deyışlen çığ gibı artmış. çoğalmış, sayılan saptanamayacak denlı yeryüzünde yankılanmış, bır soylence örneğı kulaktan kulağa, ağızdan ağıza yayılmış, dunyanın çevresını kaç kez dolaşmıştır. Her ülke kendı Hoca'sını yaratmışsa da çoğu kez fıkralar ortak olmuş, her dıle çevnlmıştır. etmekte varar var kanısmdayim \ebu ortaklıklardakı en çarpıcı ve en belırgın ozellık. ne mılletten olursa olsun, ne dınden olursa olsun, Hoca'nın. halkın ıçınden ve herkesın tanıdığı bınnın olmasıdır Hoca, çoğunlukla sevılen. bazen aşağılanan. bıraz zekı. bıraz kurnaz. hazırcevap. sempatık. saf. çoğu kez gülumseten. hatta gulduren. eğlendıren. canı ıstedığı zaman ıstedığını ıstedığıne soyleyen soylenmevenı sovleme cesaretım gösteren. ozgur. kurallara uymayan, hatta isteyerek kurallara karşı çıkan bındır Hoca gamsız, arsız, çoğu kez savgısız. haksızlıklara başkaldıran, toplumu ve yasa koyuculannı azarlayan. kuçumseyen, horlanandan yana. zayıftan. sayndan, aç ve açık ınsandan >ana, bazen kazanan, bazen de yenılen bındır Hoca Ustelık Hoca'nın oyku ve fıkralan sureklı artar. sa> ılan dur durak demeden yınelenır. yenılenır. sonsuza dek çoğalır Her şev. her zaman. her yerde sö>lenebılır. tıpkı çocuklar gıbı, tıpkı delılergıbı "Gerçeği çocuktan, deliden folklorunun. Osmanlı fethi nedenivle bir di/j ülkeye vayılması çok doğal. Nitekim. Osmanlı İmparatoriuğu yerleştiği verlerden yüzydlar sonra aynldığında, Türk folkloru hiçbir bakımdan gücünü yitirmemişti." Tunuslu Hoca Ch'Ha veya Jeha Duşuncesinı şovle surduruvor Nahum "Olağanüstü lezzetli bir tatlı olan halva. Türkiye'de ve Surive'de 'doğmuş' bütün Akdeniz > öresine yayılmış, zamania Rusya'ya, hatta Polonya'va girmişti. Ch'Ha veya Tunuslu Hoca ile halva arasında bir karşılaştırma yaparsam: "Halva Chamıa' veya Şam veya Doğu halvası veya halva bar et Treuk" (Türklerin yaptığı tatlı), Tunus'un çok sevilen bir tatlısıdır. Bütün Balkan ülkelerinde ünü ve tadından dolayı seve seve yenen bu halva. Rusva'va kadar ulaşmıştı. Şöyle ki. Rusya'nın özellikle Moskova'mn hanımlan. çaylarını v udumlarken, halva yivorlardı. Sonradan Ruslar Polonva'va girdiklerinde, 1 urklerden aldıkları bu tatlıvı Polonya'va taşıdılar. Ve giderck, Osnıanlılar Doğuva vavıldıkça halva, Mısır'a ve Kas'a da girdi ve bu ülkelerin ulusal bir tatlısı oldu." I^te Ch'Ha da avnı yolu ızledı yakla^ık Turkıye'dcn Bulgarıstan'd ve bazı Balkan ulkelerıne gırmeden once, Ch'Ha da Rusva'va yerleştı Ch'Ha. kendı vontemlen ıle varsıllar ve devlet adamlan ıle uğraşı>or Çunku açlık. halk arasında onemlı bır yertutu>or Nıtekım, bır gun Ch'Ha bır kasap dukkânı açıyor Ancak tek muşterılerı çevrenın kopeklendır Parasını odemeden çıkıp gıden bır kopeğın pe^ıne takılıyor ve evıne dek koşarak ızlıyor Kopek varsıl bır kadının evıne gırı>or Henıen o da avnı eve gınyor E\de kar>ısına ılk çıkan. kadının sevgılısıdır Sozlu bır kavgadan sonra kadın. sevgılı^ı olduğu çıkar korkusu ıle Ch"Ha'>a ıyı bır para oduyor. ve bovlece Ch'Ha parasına kavuijuvor Ch'Ha avnı zamanda ınsanlann ^açmalıklarını gozler onune seren bırısıdır Orneğın. sağ kulağını sol elı ıle gostenr Nedenı sorulduğunda şovle yanıt venr "Boyleyapma/sam ben Ch'Ha olamam ki." Bır ev satımı olduğunda. eğer kontrata guçlu bır madde eklenırse, "Ch'Ha'nın çivisi" dev ımını duyabılmz Fıkraya gore. evını satan Ch'Ha, o evde bır çıvısının kendısının olacağı kosulunu kovar Evı satın alan da bır sakınca gormevıp bu ko^ulu kabul eder Ch'Ha o çıv ıve olmuş eşeğının postunu asarak venı e\ sahıbının kaçmasını sağlar Bovlece ev vıne kendısının olur Mısırlı Hoca: Coha Ch'Ha. Doğu'ya doğru yol alarak Mısır'a vanyor ve orada Goha adını alıvor, çunku *j' harfı "gu'va donu^muştur Goha da Ch'Ha gıbı gıderek yaygınlaşıyor Yayılma eylemının bovle gelıştığını. Avrupa'nın bırçok ulkelennde de ızlıyoruz Ve onceden »ovledığımızı kanıtlarcasına. sozlu halkbılımı kolaylıkla sınırlan aşıvor, sade vaşavan. baskı altında olan bır ulusu açık ve seçık bır bıçımde yansıtıyor Goha ıle ılgılı bır araştırma>ı Elian ve Finbertadlı ıkı halkbılımcı gerçekleştırmıştır Goha da Ch'Ha gıbı. bır soylence başkışısı olup uluslann kusurlannı ve nıtelıklennı ıçınde toplamaktadır Butun Hoca fıkralan gıbı. Goha'nın da ov kuleri çığ gıbı bu> umekte O denlı kı her >ıl. varatılan yenı sojlencelerı toplamak neredevse olanaksız Bunun ıçın. Guncy Mısır'dan Kuzey Mısır'a, -. fellahlann ıçınden. csnaf ve sanatkârlann arasına kanşmak gerekıvor Bu oykuler gozle kaş arası sokak sergılennde. tuarlarda. a^ağı scmtlerdc o anda ayakustu doğuverıvorlar Onlarhem eğlendıncı hem oğretıcıdırler Gohanın >azgiM bızlen şaşırtmamalı Doğu. baş kışıler ve tannlar yaratırken. halktan gelmış. olsun. ust tabakadan gelmış olsun. her zaman ıçın "insan" olgusundan aynlmamıştır Nıtekım. Doğu yazını. çoğu kez halk şazını olarak kendını kanıtlar, çunku >akla>ık tumu o anda ortaya çıknermı^ bır yazındır Kışıye değıl topluma seslenır, toplumdan doğup vıne topluma doner Insana ındırgenıp kuçulmez Genış kıtlelere seslenır Hatta anlatıcıiar. oykucu, şaır. dın adamı. ne olursa olsun, prenslenn konağından kralların sarayına. gecekondudan tekgozlu toprakaltı magaralara dek gırer çıkar. hıçbır avırım vdpmaksizın Konuşma yaratıklarsınız siz Kahireliler..." der ve >ıne odemeden \e sovlene soylene. onunu kesen terzıyı ıterek ı^lıkten dışan çıkar Goha. bırkaç arkadaşı ıle bırlıkte hamama gıder Herkes o sıcakta bırer vumurta yumurtlayacaktır Yumurtlamayan da hamam paralarım odevecektır Besbcllı gelenler>umurtalannt gızlıce bırlıkte getırmışlerdır Bır sure sonra tavuk seslen duvulmava ba^lar Ve arkddaşların her bırı yumurtasını orta \ ere ko> ar "Goha, sen yumurtlamadın" der arkadaşları "hamamı sen ödeyeceksin..." "Ne münasebet" der Goha. "asıl siz odeveceksinLr, si/ tavuksanız, asıl horoz benim. horoz olmadan si/ nasıl yumurtlardınız ki!.." Faslı Hoca: Moha J'hd Ch'Ha. Goha derken Moha'dan soz etmemek olanak-,ız "Deli Moha 'Us'lu Moha". lahar Ben Jalloun'un çok unlu bır kitabı kdrma^ık, ^ıddet dolu. gonlu ferah bır toplum olan Fas'ta. tek Moha'dır ıstedığını sovlevebılen. doğruluktan hıç avnlmayan \e tum gerçeklen >ansıtabılen Tahar Ben Jdlloun ardtıhğı ıle tdnıdığımız Moha şoyle bırı "Moha. aunmcılıkfan, \alnı/lıktan. gecekondu to/undan ve pislikten doğmuş bir kişidir. Konuşuyor. l Ikcvi ve zamanı tasası/, alaylı ve mtzah dolu bir v urekle aşıvor. Sessi/ce konuşulanlan tekoduvuyor, konuşulamavanlan tek o anlıyor. Moha, Fas'taki o> kuculer gibi, dogmlan, vanlışlan. duşleri. umutlan dile getirivor. Salt bu delinin sozleridir Fas'ta geçerli olan. Moha, itilmişlerin, kakılmışlann scsidir. Sözcüklere delice tutkun bir şairin so/üdur. Yaşama çılgınca bağlı, sokak serserilerine bağlı, çocukluğunu ö/leven, şuna buna dost biridir. Moha, tum bir toplumun maskesini indiren şairdir aslında." Moha. mevdanlarda soz alabılen onemlı bır kışıdır Canı ıstedığı zaman. en yenı banknotları tek o v ırtabılır Guçlu bıraılenın sırrını ele geçırıp gun ışığına çıkaran o, konu^mayan sıyah kolenın kuçuk hızmetçı kızın gızledıklerını açığa vuran vıne o Mohd tutuklanmıştır, ancak o >ıne konuşur Gerçek, Moha'nın ağzından, sıırler. vıne onun ağzından Moha. ulusunu anlatıyor, Tahar Ben Jalloun da Moha^yı Kumldnn ustunden-esen ruzgân durdurabılır mısınız ' Moha uzgundur Hıç şaka yapmaz, gulmez Yoksullar onun. bırakılmışlar onun. konuşamavan ağızlar hep onun Kadınlara vapıldn haksızlıklar. kddınlıklarına vapılan savgısızlıklar, hızmete zorlamalar hep ondan sorulur Moha olumun kar>ısında umarsızdır En sonunda tutuklanır, oldurulur ve herkes gıbı gomulur Ancak sozu hıç bıtmez, sesı hıç sustnaz Fas'ın ta kendısıdır Moha Ulusunu o anlatır Bu kez gomulu olduğu toprağın altından gelıyor ^esı Oldu dıve konuşmayacak mı vanı 1 Flberte kı konuşacak Ruzgârı durdurabılır misınız ' Ancak. ılgılıler Vioha'nın gomulu olduğu mezariığı bır sure ıçın kapatırlar ve butun gazetelerde bır ılan vavımlanır "Kutsal kitapta şunlan yazan vüce lann adına: Yeryüzünü dolaşın ve valan soylevenlerin sonu nasıldır bir bakın! Dinimiz İslamdır. Dilimiz oca, kendinde, bır ulusun nıtelıklennı \e kusurlannı özümsemektedır. Bir halk yaratımı olduğu ıçın ölümsüzdür. Elbette kı her ınsan Hoca değildır. ancak her ınsanda bır parça Hoca'lık mutlaka vardır ve her ınsanda er veya geç Hoca'nın bır veya bırkaç vönü ortaya çıkacaktır; günahı ıle. sevabı ıle, aydınlık ve pınltılı yönü ıle. bıçımlerı açık vc seçıktır Sozunu esırgcmeyıp dınlevenı sarsmayı amaçlar Soylemlennde hıçbır aracı kullanmaz ve tum bıldınlerını doğrudan doğruya dınlc>ıcıye ulaştınr Amaç da bu zatEn Bırkaç Mısırlı Goha fıkrası ıle suslevelım betığımızı Goha. Kahıre'nın Mousky Sokağf ndan geçmektedır Bırdenbıre şalvannın bır haylı eskımış olduğunun aynmına varır Surıvelı terzı Riskallah'ın hemen ordda bır ı^lığı vardır Içen gınp kendıne bır şalvar beğenır Ancak bıraz duşundukten sonra. bır kaftana daha çok gereksınımı olduğu duvgusuna kapılır ve alışverışını değı^tınr "Ben fikir değiştirdim, bir kaftan istiyorum" der Terzı. şalvarı paketınden çıkanr. ve kaftanı sarar Kaftanı alan Goha. odemeden ışlıkten dı>arı çıkar Terzı bağırır "Nereye gidiyorsun!.. Ode, övle çık!" Goha çok kızar "Niçin odeyecekmişim, bir şalvar bıraktım, bir kaftan aldım, daha ne!" "Ama şalvan ödememiştin ki!" "Hadi ordan! Amma da garip Arapça. demokrasimi/ ise sosyalizm. Ereklerimiz gclcneklcrimizde anlatılmıştır. Bû, çağdaş bir ülkeyiz. Ve delileri ıslahevlerine kapatırız. Toprak altından seslenen bu adam yoktur, hiç olmamıştır. Moha diye biri yoktur, hiç olmamıştır. Herkes işine baksın ve bu mezariığı unutsun." Ancak Moha konuşuyor. hâlâ konuşuvor ve sozlen tum me>danlarda. sokaklarda, camılerde rahatlıkia duyulabılıyor Moha'yı hıç kımse engelleyemez Krallar bıle "Yaşam" dıyor Moha. salt bir kahkahadır, az çok mutlu bir kahkaha. Bir şakadır, ciddi veva komik. Aşkı aramakla geçiririz bu anı; gûrultuden uzak, bir bahçede, bir ormanda, bir kitapta, gözyaşları içinde, bir vol ağzında, bir sayfanın üstünde. yaz sıcağı altındaki bir terasta, bir atın üstünde sessiz ve valnız. Bir atın üstünde dolaştım durdum ben, aşkı ararken." SÜRECEK ERDEMLİ ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ HÂKLMLİĞİ'NDEN DosyaNo 1995 203 Davacı Orman tdaresı vekılı tarafından davalı 1 Yılmaz Sağında aleyhıne açılan ış bu alacak davasında Davalı 1 V ılmaz Sağında -Demırtaş Mah GMK Bulvarı No 164 Mersın adresıne teblıgat çıkartılmış olup belırtılen adreste bulunamamıştır C Savcılığmın tahkıkatı ne- tıcesınde de bulunamamıştır Davalı I V ılmaz Sağında 10 3 1997 gunu saat 09 00'da , oılacak olan duruşmada hazır bulunması veva kendını bır kanunı \ekille tembil ettır- ı, v •. duru^maya gelmedığı ve kendısını bır vekılle temsıl ettırmedığ' takdırde duru>- nı« yokluğunda devam edeceğı de karar verılecegı davetı>e >enne kaım olmak Uze- IL •!., '-•'hlîğolunur 15 1 1 1996 Basın 118808 ERDEMLİ ASLİYE HÜKUK MAHKEMESİ HÂKİMLİĞİ'NDEN DosvaNo 1995 1163 Davacı Malıve Hazınebi vekılı tarafından davalı Selahattın Yıldırımale>hıne açılan ı^- bu tapu ıptalı ve tescıl davasında, Davaiı Selahattın \ıldırım içel ılı Perıreıs Mahallesı 3-10 adresınde mukım, Erol Ozen'ın)anınd<3(FrolO7en'den sorulacakladresınevapılan teblıgat bılaıkmal ladeedıl- dığı C Savcılığı tahkıkatı netıcebinde de teblıgata elven^lı adresı tespıt edılemedığı go- ruldüğunden Davalı Selahattın \ ıldırım'ın 5 3 1997 gunu saat 09 OO'da yapılacak olan duruimada hazır bulunması veva bır kanunı vekılle kendısını temsıl ettırmesı. duru^ma- va gelmedığı takdırde ve kanunı bır vekılle temsıl ettırmedığı takdırde. durusmanın yok- luğunda devam edeceğı ve karar verılecegı hususu davetıve verıne kaım olmak uzerc ıla- nen teblığ olunur 20 ! 1 1996 " Basın 12^93 DişHekimi Aranıyor Tel:254 17 91 IU oğrencı kımlığımı ve nufus cuzdanımı kaybettım Hukumsuzdur S4KI\E KIZ1L4) ANKARA NOTLARI MUSTAFA EKMEKÇİ { Herkes Evine! j Mustafa Kemal'ın yakın arkadaşlanndan Ali Fuat Cebesoy (1882-1968), "Sınıf Arkadaşım Ataturk" adlı anılarında, ılgınç bır olayı anlatır 'Mustafa Kemal samı- mı bır Turk mıllıyetçısı ıdı" der bunun en canlı omeğıne Yafa'da tanık olduğunu belırtır Bakaniık Meclıs Baş* kanlığı da yapmış olan Alı Fuat Cebesoy, olayı Çanka- ya'da bırkaç kez aynntılarıyla Mustafa Kemal'den dınteî mıştır > Mustafa Kemal, 5 Ordu'da Arap ırkından olan askerj lere daha ozel ışlem yapıldığını, Anadolu çocuklarındarî daha ustun tutulduklarını gordukçe uzulmektedır \ - Osmanlılığın telkın ettığı (aşıladığı) bu aşağılık duy- gudan ne zaman kurtulacagız7 dıye sorar Aynı acıyı, Alı Fuat Cebesoy da duymaktadır Bır gun, Mustafa Kemal'ın pıyade stajını yaptığı Yafa'ya gıder Pı- yadelerın yenı devresı henuz başlamıştır Çoğunluğu ö bolgeden toplanmış olan Arap gençlerı oluşturmaktadırl Eğıtım kadrosu ıse Anadolulu kıta çavuşları olan TurH gençlerınden kurulmuştur Mustafa Kemal'ın boluğun^ de alaydan yetışmış Makedonya Turklennden yaşlı bıf yuzbaşı vardır Uzun yıllar 5 Ordu bolgesınde kaldıği halde Rumelı deyışını değıştırmemıştır Yuzbaşı, Anado- lulu kıta çavuşlanna karşı sert davranmakta yenı erlere. karşı ıse gereğınden çok hoşgoru gostermektedır On- ların azarlanmasına hırpalanmasına gonlu razı olma- maktadır Alı Fuat Cebesoy "Adını bugun pek anımsa^ yamadığım bu yuzbaşıyı ben de tanıdım Fena bır adan\ değıldı Egıtımlerde, Turkçe bılmedıklen ıçın venlen buy\ ruklan anlayamayan bazı erlenn yanlış hareketlen kıta ça* vuşlannın bıraz sert davranmalarına yol açıyordu Buntl goren yuzbaşı da çavuşları agza alınmayacak sozlerle haşlıyordu Bır gun Müfit Kırşehir (Ozdeş) dayanama* mış - Arkadaş, demıştı, senın bu yaptığın hareket doğru değıl Aynı uyarıyı daha cıddı olarak Mustafa Kemal de yap- mış, fakat bır etkısı olmamıştı Bana bu bılgıyı vereri Mustafa Kemal, bırhafta on gun once cereyan eden bıi olayı şoyle anlattı > Bır gun, Makedonyaiı yuzbaşı, kıta çavuşlarından bn rını boluk komutanlığı odasına çağırttı Mufıt'le ben dâ orada ıdık Çavuş sağlam yapılı yakışıklı bır Turk delı-î kanlısı ıdı Yuzbaşı gencın ızzetınefsını kıracak bıçımde azarlamaya başladı Daha çok mensup olduğu ırka hu- cum edıyordu - Sen, dıyordu, nasıl olur da necıp (soylu) Arap kav-, mıne mensup, Peygamber efendımızın mubarek soyun- dan gelen bu çocuklara sert davranır, ağır sozler soy- lersın'? Kendını ıyı bıl Sen onlann ayagına su bıle dokel mezsın gıbı gıttıkçe anlamsızlaşan sozlerle hakaret edı-î yordu Sesı yukseldıkçe yukselıyordu Çavuşun yuzun-J dekı ıfadeye baktım Once bır babaya duyulan saygınır? ıçtenlığı okunan çızgıler sertleşmeye ıçten gelen bır ıs-î yanın ateşlerı gozlennde okunmaya başladı Fakat ıta-İ atın sımgesı olan her Turk askerı gıbı ıç duygularını gem- lemeye çalıştı Goz pınarlarında tanelenen yaşlaryanak- larından dokuldu Dayanamadım - Yuzbaşı efendı, susunuz 1 I Dıyebağırdım Bırden şaşırdı Sozlerının bızden onay-î lanmasını bekledığı anlaşılıyordu J - Yoksa fena bır şey mı soyledım ' j - Evet, çok fena hareket ettınız Bunahakkınızyok Su askerın bağlı bulunduğu Arap kavmı bırçok bakımdart necıp (soylu) olabılır Fakat senın de, benım de, Mufıt'ırt de, çavuşun da mensup olduğumuz kavmın de buyulç ve asıl bır ulus olduğu asla ınkâr edılmez bır gerçektır - Yuzbaşı başını onune egdı utanmıştı' Çok yıllar sonra, bırgun Ankara 'da benı de tanıkgos-% tererek anlattığı bu gerçek otay karşısında gonûşu~şu /-{ dı Bu ve buna benzer olaylar, Turk aydınlannın kend\ kendısını bılmemesınden ve başka uluslarda şu veya öc« nedenle ustunluk olduğunu sanarak, kendını onlardaA aşağı gormesınden doğmaktadır Bu yanlış goruşe sori vermek ıçın Turkluğumuzu butun asaietı ve tanhı ıle ta-) nımak ve tanıtmak şarttır ı Mustafa Kemal"ın, Turk Tanh Kurumu'nu kurmasınıri en geçerli gerekçesını bu soylu duşuncede aramalıdır', Turk ulusunun soyluluğuna, buyukluğune butun Turk-_ lenn ınanmasını, bunu ovunçle savunmasını yaşamı bo* yunca amaç bılmıştır Ulusuna i - Ne mutlu Turkum dıyene 1 ! Dıye seslendığı zaman, buna butün variığı ve ıçtenlıA ğı ıle ınanmıştı" \ Ozanımız Nâzım Hikmet'ın dayısı da olan Alı Fuat Ce J , besoy'un, anılarım (bazı sozcuklen Turkçeleştırerek) ya-î yımladım içinde bulunduğumuz koşullarda benı çok et-* kıledı Yazık kı bugun Turkıye de ' Şenat" ozlemıyle kıvrananj bır 148 Erbakan'la, Amerıkan pasaportu taşıyan, Ame- nka'dakı Turkıye'dekı malları ınsanın dudaklarını ısırtarv "saş/" bır bayan, bırbırlerını kollama ortaklığını kurmuş-J lar, surduruyorlar Bırı, "şenat" uğruna, Iran'dakı, Lıb-J ya'dakı ınsan haklarına aykırı tutumları gormezden ge-; lıp onları desteklerken, bırı de Batı ulkelen gozunde Tur-< kıye'nın onurunu sıfıra ındırmek ıçın elınden gelenı yapK yor Amerıkan pasaportu taşıyor, onu da saklıyor muy-5 muş 9 - Herkes evıne' i • • • s Açıklama Pazar gunu çıkan "Yargıda Ayak Oyunlanı mû" başlıklı "Ankara Notlan"nm sonunda geçen ad veî soyadlarının baş harflerını yazdıklarım arasında geçen^ "B.K." ıle ılgılı olarak Yargıtay 4 Hukuk Daıresı uyesı Bi-i| lal Kartal, telefon ederek, kendısının "Goksu fîesfa-; uranf'takı yemekte bulunmadığını bıldırdı (Zaten; B K 'nın Bılal Kartal'la ılgısı yoktu) \ BULMACA SEDAT YAŞAYAK SOLD^N S4GA: 1/Bırdavanın, par- tının. oğretının çı- karlarını ve savu- nusunuamaçedın- mış kımse 2/ Me- 3 melılerde proteın metabolızmasının son urunu olan ve ıdrarladısanatılan madde Kansına sozgeçırebılener- kek 3/Gıvımsus- lemede va da çan- 8 ta. sepet. şapka gı- g bı şeyler ormede kullanılan parlak. renklı ve davanıklı şent Balçık 4/ Eskı Mısır'da gune^ tann- sı Uçbölumugeniskılıç 5/ Nazar değmesıne karşı 3 tutsu olarak kullanılan bır 4 bıtkı 6/ Kahve ve çaydan elde edılen u>ancı madde 7/ Lıtyumun sımgesı Ata- sozügıbı kulanılan beyıtya da dıze 8/ Halk dflınde 8 havvanı otlatma>a venlen g ad Gerçek anlamının dı- şında kullanılan kalıplaşmışsözgrubu 9/Eskıdıldeburun Tırpana balığı YLKARIDAN \ŞACIVA: 1/ Halk dılınde havuca venlen ad 2/Bır etkınlığjn geçıcı olarak durdurulduğu sure Afrıka'da bır ulke 3/ Hz Mu- hammed'ın mıraca çıkarken bındığıne ınanılan dort bınek- ten sonuncusu olan doğaustu varlık Şohret 4/ Arkadaş, dost 5/Yapma. etme Bır şıırden ^arkı olarak sovlenmek uzere vapılmı^beste 6/Gune> AfnkaCumhunyetı'nınpla- ka ışaretı Bır sus kopeğı ırkı II Su bırıkmış çukur ya da hendek Istenılen nıtelıklen taşıyan 8/Erışmış, ulaşmış Iskandınav mıtolojısınde. A\otandadenılen sava^tannsı 9/ Lstun veteneklı Eskı dılde bağırsaklar
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle