Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
'14 ARALIK 1996 CUMARTESİ CUMHURİYET SAYFA
HABERLER
İP dosyası
'Ağar
eroin
ticareti
yapıyor'
• 'Çiller özel
.Örgütü'nün şemasının
yeraldığıve TBMM'ye
sunulan İP dosyasında
Özer Çiller'in de nükleer
madde ve silah
kaçakçılığı yaptığı ileri
sürülüyor.
ANKARA (Cumhuriyet
Bürosu)- Işçi Panisı (İPı
Genel Başkanı Doğu
P&rinçek'in, Susurluk
kazasının ardindan devlet-
mafya-siyasetçi ılişkilen
ve devlet içindeki çete
örgütlerini araştırmak
amacı>la kurulan TBMM
Araştırma Komisyonu'na
İlettiği dosyada. Başbakan
Yardımcısı \e DYP Genel
Başkanı Tansu ÇiJler ile
eşi Özer Uçuran Çiller ve
eski İçişleri Bakanı
Mehmet Ağar'a yönelık
ağır suçlamalar yer aldı.
•Ozer Çiller'in nükleer
madde kaçakçılığı
yaptığına ilişkin ıddialann
yer aldığı dosyada, Tansu
.Çiller'in ABD yurrtaşı
olduguna ilişkin belgeye
de yer verildi. "^eni VİİT
raporu"nun da eklendiği
dosyada. uluslararası
uyuşturucu kaçakçısı
Hüseyin Baybaşin'in,
Agar'ın eroin ticareti
yaptığına ilişkin sav lan
kaydedildi.
TBMM'ye sunulan 183
sayfalık dosyada da
Pennçek'in, "Çiller Özel
Örgütü" adını verdiği
örgütlenmenin şeması
verilerek örgütün ABD'ye
bağlı olduğu. MİT, JİTEM,
Emniyet, ülkücü mafya ile
uyuşturucu ve silah
mafyasını içerdiği iddia
edildi. Örgütün lider
kadrolannın isimlerine de
yer verilen dosyada, Özer
Çiller'in. uluslararası
nükleer madde kaçakçısı
Hüseyin Dumanla birlikte
iş yaptığı kaydedildi.
Doğu Perinçek
Dosyada, Çiller'in
Duman'la birlikte çekilmiş
fotoğrafının yanı sıra
Duman'la birlikte Alman
Lacosa GmbH firması için
komisyon karşılığı "ortak
iş yapacaklannı"içeren bır
belge de yer aldı.
Silah satışı ~
Almanya'nın Baden
kentindeki BrenerOtel'de
gerçekleşen Çiller-Duman
görüşmesi sırasında
hazırlandığı belirtilen
belgede, "Biz Lacosa
GmbH şirketi, yukanda
adları belirtiJen bavlarm
(Hiiseyin Duman ve Özer
Lçuran Çiller) getireceği
bundan sonraki tşlerde, bu
baylan dışlamayacağımızı
veya onları devre dışı
bırakmayacağımızı bu
belgeyle onaylanz.
Komisyon pavlan üzerinde
işten işe anlaşma
yapılacakör" deniliyor.
Dosyada Çiller ve
Duman'ın "yaptığı iş"in.
yasadışı osmium ve silah
safışı olduğu sa\ landı.
Dosyada. Tansu Çiller'in,
ABD yurttaşlığına başvuru
ve yurttaşlığa kabulüne
îJişkin belgelerin yanı sıra
"ÇiDerÖzelÖrgütü"
plarak nitelenen kişilerin,
Azerbaycan'daki darbe
firişimi, Çin'in Sincan
ölgesinde düzenlenen
kışkırtma girişimi, Iran'la
savaş kışkırtıcılığı.
Avrasya feribotunun
Jcaçınlması, uyuşturucu
ticareti, Tank Ümit, Asker
Simtko, Lazım Esmaili
cinayetleri. genelev
patroniçesi Matild
Manukyan'a saldın ve bu
saldındâ Özer Çiller'in
eski yardımcısı Mehmet
Urhan'ın öldürülmesi
olaylanna kanştıgına
ilişkin iddialar yer aldı.
Dosyada, MlT tarafından
yalanlanmayan. ancak
herhangi bir kuruma
verilmediği belirtilen
u
yeni MİT raporu" da
yer aldı.
Ordudan atılan dinci askerler gündemini Meclis'e taşıyan Refah Partisi şeriat istedi
RP: Diıı ile şeriat aynıANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - Yük-
sek Askeri Şûra'nın (YAŞ) irticacı ordu iiye-
Ierini ihraç eden karanyla ilgili tartışmalan
TBMM'ye taşıyan RP milletvekilleri. ''şeri-
at'' istemlerini genel kurul kürsüsünden di-
legetirdiler. RPGaziantepMiIletvekilı Bed-
ri Incetahtacı. "Din ile şeriat birbirinden av-
nlamaz" sözlenne tepki gösteren CHP'lile-
re, "Millet ne istiyorsa o gelecektir" v anıtını
verdi. RP'liler, Başbakan Necmettin Erba-
kanın YAŞ karannı onaylamasını göz ardı
ederek Milli Savunma Bakanı Turhan Ta-
yan'a yüklendiler.
TBMM Genel Kurulu'nda Milli Sav unma
Bakanlığı bütçesi görûşülürken sözalan RP
milletvekillerinin. kararlann anavasava av-
• RP Gaziantep Milletvekili Bedri Incetahtacı, "Din ile şeriat
birbirinden aynlamaz" sözlerine tepki gösteren CHP'lilere. "Millet
ne istiyorsa o gelecektir" yanıtını verdi. RP'liler. Erbakan'ın YAŞ
karannı onaylamasını göz ardı ederek Milli Savunma Bakanı
Turhan Tavan'a vüklendiler.
kın oiduğunu söylemelcrine karşın. doğru-
dan orduya yönelik eleştıri dile getirmemc-
leri dikkat çekti. Devlet Bakanı Abdullah
Gül. Bakanlar Kurulu toplantı.sının çıkışm-
dagazetecılerin "Hükümetordununga/ete-
Jereyansıyan uyansını nasıldeğericndirn or"
sorusuna. "Öyle bir uyarı yok. Ne uyansı
varmış"karşılığmı verdi. RP'lı Mehmet AJ-
ta>. orduda özclleştirmenin gerekliliğını an-
latırkcn sözii YAŞ kararlarına gctirdi. 69 or-
du mensubunun ihraç edilmcsinin kendisini
üzdüğünü anlatan Altay. bu insanlann görev-
lerine savunmalan alınmadan son verildiği-
ni öne sürdü. İhraçların. YAŞ yerine disiplin
mahkemelen vc Askeri Yargıtay tarafından
vapılması gercktiğıni belırten Altay, bu ka-
rarlann ordıınun yüzde95'ıni rencide ettiği-
nı ilerı *ürdü. Altay'ın sözlen iizerinc bazı
Bakan Tayan
'YAŞ
kararlan
doğrudur'
ANKARA (Cumhuriyet
Bürosu) - Milli Sav unma
Bakanı Turhan Tayan.
Yüksek Askeri Şûra'nın
(YAŞ) 58 irticacı subay ve
astsubayı ihraç eden kara-
n konusunda. bazı DYP
yöneticilerinden farklı ta-
v ır koydu. Isim vermeden
RP'nin siyasi polemik
yaptığını belirten Tayan,
"Ben de bir YAŞ iiyesiyim
ve aiınan kararlar doğru-
dur" dedi. Kimsenın na-
maz kıldığı ve oruç tuttu-
ğu için ordudan ihraç edil-
meyeceğini belirten Tayan,
"Koınuta kademesindeki
insanlar vicdan sahibi in-
sanlardır" dıye konuştu.
Tayan. TBMM'de
gazetecilerin sorulannı ya-
nıtladı. YAŞ konusundaki
tartışmalann anımsatılma-
sı üzerine. sadece YAŞ ka-
rarlannın değil, Cumhur-
başkam'nın bazı kararlan-
nın. Hâkimler ve Şavcılar
Yüksek Kurulu kararlan-
nın da yargı denetimı dı-
şında oiduğunu belirten
Tayan, "Bu bir ihtiyaçtan
doğmuştur. TSK'nin disip-
lin esasına göre tesis edil-
miş bir önenüi organıdır"
dedr. '
ÇİZMEDEN YUKARI MUSA KART
milletvekilieri. "Başbakan Erbakan neden
imzaladı? İmzalamasın o zaman" ıtirazında
bulundular. Bu eleştinlere Altay'ın yanı sı-
ra diğer RP milletvekilleri de yanıt vermedi.
ANAP'lı Yiicel Seçkiner, kendisininde or-
duda görev yaptığını. hiçbir zaman oruç tu-
tup namaz kıldığı için eleştirilmediâini söy-
ledi.
CHP Milletvekili Önder Kırü. RP'iiierin
eleştirilerinin gerçek olmadığını söylerken
bütün kışlalardacamı oiduğunu belirtti. YAŞ
kararlarını eleştirmek yerine RP'iiierin ana-
yasayıdeğiştirmesigerektiğine dikkat çeken
KJIİI. "Buradabazılan,bu karariariçinyar-
gısız infaz diyor. Yargısız infaz ise bu mahke-
menin başkanı genel başkanınız Erbakan
mıydj" diye sordu. Kırlı. "Sa-
yın Başbakan Erbakan, ince-
lcmiş, uygun görmüş ki inıza-
lanıış" dedi. RP Milletvekili
Incetahtacı. konuşmasırun
başında, genel kurulda yapı-
lan konuşmalarda söz alanla-
nn şeriatı eleştirdiklerini söy-
leyerek, bu açıklamalan eleş-
tirdı. İncetahtacf nın itirazla-
ra "Bu millet ne istiyorsa o ge-
lecektir" yanıtını vermesi
üzerine genel kurulda tartış-
malarya^andı.
lncetahtacı'nın "Din ile şe-
riat birbirinden ayrılmaz"
sözleri üzerine. C'HP'lı Algan
Hacaloğlu. "Şeriat mı getir-
mek istiyorsunuz?7
" diye ba-
ğırdı. Hacaloğlu, kendısine
"Millet ne istiyorsa o gelecek-
tir" diye yanıt veren Incetah-
tacı'v a. "Getirin de görelim
bakalınr diye tepki göster-
di. Partisıne sataşma olduğu
«erekçesiyle söz isteyen
CHP'lı O>a Arash. "Dindev-
leti kurulmasını istiyenier
varsa, açıkça söylesin" dedi.
Görüşmelerin tamamian-
masının ardından Tayan'a,
YAŞ kararlan konusundaçok
sayıdasoruyöneltildi. Konu-
nun demokratik hoşgörü için-
de değerlendirilmesi gerekti-
ğini belirterek hıç kimsenin
inancından dolayı ordudan
atılmadığını bildiren Tayan,
cumhuriyetın laik niteliğine
dikkat çekti.
Tayan. polislerin askerliği-
ne ilişkin soruya. "Bu konu-
da bir düzenİeme hazırlığı
içinde değili/. Kimse umut
içinde ulup beklemesio, bir an
önceaskeıiiğjni yapsın" yanı-
tını verdi.
Ecevit, Devlet Denetleme Kurulu'nun devreye sokulması gerektiğini söyledi
Çankaya'da 'Sıısıırlıık' zirvesi
BÜLENT ECEVİT
ANK.4RA (Cumhurivet Bürosu) - Cum-
hurbaşkanı Süleyman Demirel, "devlet-maf-
ya-siyaset" üçgenindeki karanlık bağlantılar
nedeniyle planladığı liderler zirvesi öncesin-
de seri görüşmelerinı tamamladı. DSPIideri
Bülent Ecevit. Susurluk skandalıyla ilgili so-
ruşturmaların "dalbudak
salnıasından" kaygılandı-
ğını belirtti. Ecevit. 1 saat
görüşmeden sonra yaptığı
açıklamada. devleti saran
karanlık ilişkilerağının OT-
tayaçıkanlması içinnelenn
yapılabıleceğini Demirel'e
ilettığıni kay dederek. şoy le
konuştu: "Bizim kaygımız
bu konuda yapılacak giri-
şimlerin zaman zaman dal-
budaksaracakolmasından-
dır. Bu kaygılann ortadan
kaldınlmas! için Cumhur-
başkanlığı'na bağlı Devlet
Denetleme Kurulu'nun
mutlaka dev reye sokulması
gereğini kendisine ilettim."
Demirel'in Devlet De-
netleme Kurulu'nun çalıştı-
nlması konusunda isteksiz
ve tereddütlü oiduğunu
kaydeden Ecevit, ANAP
lideri Mesut Ydmaz'ın ay-
nı yöndeki önerisine Demi-
rel'in "Kurul buaraşürma-
yı yapacak bilgi \e deneji-
mc sahip uzmanlardan
oluşmuyor" gerekçesiyle
karşı çıktığma işaretetti. Kurul tarafından ya-
pılacak inceleme. araştırmave denetlemeler-
de ilgili kuruluşvekışilenn konuya ilişkin ıs-
tenecek her türlü belge \e bilgiyi vermeklc
yükümlü oiduğunu kaydeden Ecevit. "Ka-
mu kurum ve kuruluşlan. kurul tarafından
gerek görülecek müfettiş. araşhrmacı ve diğer
u/nıan personeli kurul başkanlığı emrine gc-
çici olarak göndermek ve gerekli yardımı sağ-
lamakla yükümlüdürler. Kurul, gerekli gör-
düğü hallerde ve sürelerde sözleşmeli olarak
uzmançalıştırabilir"<Jedı. Görüşmede Irak'la
CHP lideri Baykal, olaydaki siyasi ilişkinin açığa çıkarılmasını istedi
'Tahrip kaygısı Susurluk
9
u örtmesin'
ANTALYA - CHP Genel Başkanı
Deniz Baykal, Susurluk olayında
devletin tahrip olacağı kaygısıyla,
olaym araştınlmasının önünün
kesilmemesi gerektiğini söyledi.
Baykal, Çiller'lerin çete
oluşumunda olduğu suçlamalanna
karşı da, "Tek taraflı suçlama
yapmak btze yakışmaz. Onenıli olan.
gihenilir soruşturma ile gerçegin
ortava çıkartılmasi. Olayda siyasi
Oişki olduğu göriilüyor vt' bunun da
açıklanması gerekir"dedi.
AJcdeniz Üniversitest Jktisadi ve
Idari Bilimler Fakültesi tarafından
düzenlenen 'Türidye-Avnıpa
İBşkileri Nereye Gkliyor?' lconulu
panelde konuşan Baykal,
Türkiye'nin Avrupa ile ilişkilerinin
700 yıla dayandığını ve her zaman
da gergin bir şekilde devam ettiğini
anımsattı. Baykal, biryıl önce kabul
edilen gümrük birliğinden sonra
Avrupa Birliği'ne tam üyelik
konusunun gereklerinin yerine
getirilemedigini, bu konuda
Türkiye'nin hatalı oiduğunu
vurguladı. Baykal. biryılın israf
edilmiş yıl oiduğunu ancak hatalı
olan tarafın sadece Türkiye değil,
Avrupa'nın da yaniışlannm
bulunduğuna işaret etti. AÜ
Rektörû Prof. Dr. Vaşar Uçar,
Türkiye'nin Avrupa ilişkilennın
nereye gittiğinden önce Türkiye'nin
nereye gittiğinin konuşulması
gerektiğini anımsattı. IİBFDekanı
Prof. Dr. Yavuz TekeUoğiu da
Türkiye'de özgürlükler sorununun,
ülkemizin AB'den giderek
uzaklaşmasına olanak tanıdıgmı
vurguladı. Fransa Lille Üniversitesi
öğretim üyesi Dr. Deniz Akagüi
gazeteci Cengiz Çandar, eski DPT
Müsteşan. emekii Büyükelçi Dr. AK
Tîgrel ve Uluslararası ,Aıaştırmalar
Merkezi'nden Dr. Semih Vaner'in
katıldığı panelin çıkışında sorulara
yanıt veren Baykal, Susurluk
kazasmdan sonra ortaya çıkan
konulann mutlaka çözülmesi
gerektiğini vurguladı ve "Olayın
yeni yeni boyutlan ortaya çıkıyor.
Türkiye. bu olavın altında e/jfemez.
Cumhurbaşkam devletin tahrip
olmaması konusunda özen
gösterivor. Hic kuskusuz hepimiz bu
konuda özen ve önem gösteriyoruz.
Anıa devletin tahrip olması kaygısı
bu olaym ay dınlanması ihtiyacının
önünu kesmemeli'* dedi.
ılgılı görüşlerinı de ilettığıni kaydeden Ece-
vit, Amerika'mn Irak politakasınm iflas etti-
ğini ve Türkiye'nin bu konuda artık devreye
girmesı gerektiğini söy ledi. Kurulması plan-
lanan Kamu Güvenliği Müsteşarlığı konu-
sunda da görüş alışvenşinde bulunduklarını
kaydeden Ecevit, konuyla
ilgili bu kadar kurum var-
ken bu kuruluşa nıçın gerek
duyulduğunu anlayamadı-
ğını belirtti.
Cumhurbaşkam Demi-
rel. Ecev it'in Dev let Denet-
leme Kurulu'nun görev ve
yetkılerine ilişkin sözleri
üzerine yazılı açıklama
yaptı. Demirel. Devlet De-
netleme Kurulu'nun bugü-
ne kadar dev letin diğer or-
ganlarının görev üstlendiği
olaylar hakkında denetleme
yapmak iizere görev lendi-
rılmediğini belirterek.
"Devletin sadece bu işlerle
ilgili üniteleri dururkeruon-
lara güvensizlik anlamına
gelebilecek başka bir görev-
krdirme vapılmasından ka-
çınılmışör"dedı.
Ecev it'in ardından Demi-
rel ile görüşen BBPlideri
Muhsin Yazıcıoğlu, son
olayların ardından yurttaş-
lann psikolojik durumu ve
kaygılarını Cumhurbaşka-
nı'na ilettiğini sövledi.
IRMIKIAYDIN ENGIN e - mail: engin (<ı planet.com.tr
Pandora'nın Kutusu eski
Yunan'dan bir masaldır. O ku-
tu açılmamalıdır. Merak ya da
başka bir nedenle açıldığında
kutuya hapsedilmiş kötülükler
uçuşmaya başlar. Kapatmak
için artık çok geçtir.
Susurluk ilk patlak verdiğin-
de Pandora'nın Kutusu bir kez
daha Tırmık'a konuk olmuştu.
Meğer bir bildiğimiz varmış. O
günlerde sezgiyle değindiği-
miz kutu, bugün günlük yaşa-
mımızın birparçasınadönüştü.
Ekranlarda psikopat katiller, te-
tikçiler, mafyanın her boy ve
türünden karanlık adamlar,
gizli ve karanlık örgütlerin
adam öldürme aygıtına dönüş-
müş silahçıları sıram sıram boy
gösteriyor. Gazetelerin sayfa-
ları da aynı adamların itirafları,
tanıklıkları(!), "Abi bildiklerimi
bir söylesem, üüüüfff neler
olur neler" tehditleriyle dolup
taşıyor.
Bunlar size yansıyanlar.
Pandora'nın Kutusu
Bunlar gazete ya da TV haber
müdürlerinin süzgecinden ge-
çip ekrana ya da sayfaya gire-
bilenler.
Otuz gündür zaten işi başın-
dan aşkın gazeteciler ve özel-
likle haberle yatıp haberle kalk-
mak zorunda olan istihbarat
ameleleri, bir de "bildiklerini
anlatmak" üzere kuyruğa gir-
miş it uğursuz takımı ile uğra-
şıyoıiar. At izinin it izine karış-
tığı bir ortamda doğruyu yan-
lıştan, önemliyi önemsizden,
gerçeği yalandan, haberi pa-
lavradan anndırmaya çabalı-
yorlar.
Dedik ya Pandora'nın Kutu-
su açıldı. Bugüne dek örtülü
kalmış, karanlıklara sinmiş kö-
tülükler sapır sapır dökülmeye
başladı. Galıba bu Susurluk,
Milattan Önce ya da Sonra gi-
bi bir dönüm noktası oluyor.
Hatta oldu bile. Galiba yakın-
da daha kestirme yazıp çizip
konuşacağız: SÖ (Susurluktan
Önce), SS (Susurluktan Sonra)
diyeceğiz.
Bu satırların yazarı italya'da,
Belçika'da, (o zamanki) Batı
Almanya'da. Hollanda'daG/a-
dio örgütlerinın açığa çıkarılışı-
nı izledi. Burjuvademokrasisi-
nin gelişkinliğinı sınama olana-
ğı buldu. Yurttaşlık bilinciyle
donanmış ve.. örgütlenmiş
Batı Avrupalıların potansiyel
(ya da fiili) cinayet şebekeleri-
ni nasıl ve nereye kadar ayık-
ladıklarını adım adım gözleye-
bildi.
Bütün NATO ülkelerinde da-
ha 1952'de bu örgütlerin kurul-
duğunu öğrendı ve basit bir
akıl yürütmeyle, "Demek Tür-
kiye'de de var" yargısına ulaş-
tı. Ardından "Kontrgerilla, Se-
ferberlik Tetkik Dairesi, Ozel
Harp Dairesi, Özel Harekât
Komutanlığı" gibi çeşitli ad ve
kılıflar altında Türkiye'de etkin-
lik gösteren kuruluşlarla "Tür-
kiye Gladiosu "nun bir ve aynı
örgütlenme olduğunda karar
kıldı.
Ancak Türkiye Gladiosu'nu
değerlendirirken galiba farklı
ölçütler de kullanmak gereke-
cek. Uzunca süre "öteki Gla-
dio'lar gibi bir Gladio" çerçe-
vesinde kaldığı, öteki Gla-
dio'lar kadar kana ve pisliğe
bulaştığı anlaşılan Türkiye Gla-
diosu, 1980'i (12 Eylül'ü) izle-
yen dönemde şiddetli bir dö-
nüşüme uğradı.
Hele Gorbaçov ile Busch
arasında silahlanmaya köklü
bir sınırlama getiren anlaşma-
dan ve hele hele 1989'da sos-
yalist sistemın çöküşünden
sonra NATO'nun işlevinin de-
ğişmesi zorunluğu ve NATO
çerçevesinde beslenip koru-
nan Gladio'ların VVashington
kaynaklı parasal kaynaklannın
tıkanmasıyla Türkiye Gladiosu
da bir seçme eşiğine geldi. (Bu
nolctada öteki NATO ülkelerin-
de Gladio örgütlerinın o gün-
lerde artık rasfiye edildiklerini,
en azından ciddi bir kısıtlama-
ya uğratılmış olduklarını göz-
den ırak tutmayın.)
Resmi kanallardan beslen-
me olanakları zayrfiayan, hatta
yer yer yok olan Türkiye Gladi-
osu'nun sivil(!) kanatları uyuş-
turucu, haraç, arsa rantları, çek
senet tahsilatı ve kumarhane
manolanndan oluşan karanlık
bir dünyaya yalınkılıç daldılar.
Bugünkü kirlenmenin aldığı
akla havsalaya sığmaz boyut-
ların bir başka açıklaması yok
gibi.. deyip bugüne nokta ko
yalım. Yarın da devam ede-
lim...
POLTIİKA GUNLUGÜ
HİKMET ÇETİNKAYA
Kaynarca'da İnfaz...
12 Aralık 1996... Saat 21.00 sıralan...
Pendik-Kaynarca'da beyaz renkli BMW marka
otomobil otomatik silahlarla taranıyor. Otomobil-
de bulunan iki kişi olay yerinde can veriyor...
Ölenlerden Ali Ateş Tunceli'nin Hozat ilçesin-
den, Engin Özeren ıse Elazığlı...
Ali 37, Engin 41 yaşında...
Ölen iki kişi Gebze'de 'Diliskelesi'nöe (Dilovası)
bulunan Dil-Koop'un taşımacılığını yapıyor,..
Ali ve Engin'in 12 Eylül 1980 öncesi bir sol örgü-
te bağlı olduklan söyleniyor...
Ali ve Engin, çevrelerinde onurlu, dürüst kişiler
olarak tanınıyor ve 'uyuşturucu mafyası 'yla uzak-
tan yakından ilişkileri olmadıklan belirtiliyor...
Acaba bu cinayet, sol örgüt içinde bir hesaplaş-
ma mıyöı?
Yaptığımız araştırmada böyle bir olasılık görül-
müyor. Çünkü Alı ve Engin'in bu işleri çoktan bı-
raktıkları yakın çevrelerince bilinıyor...
Kimi gazeteler, olayı 'uyuşturucu mafyasının iç
hesaplaşması' varsayım/na dayanarak verdiler...
Yukarıda beürttiğımiz gibi Ali ve Engin'in 'uyuş-
turucu kaçakçılığı 'yla uzaktan ve yakından bir iliş-
kileri olmadığı kesın...
O zaman?
Bu konuda değişik yorumlar yapılıyor...
Deniliyor ki:
"Gebze'de Dılıskelesi'ne, içinde kaçak Merce-
desler bulunan bır feribotun yanaşmasına karşı
çıktıklan için öldürüldü Alı ve Engin..."
Soruyoruz:
"Yanı Mercedes kaçakçıları mı vurdu Ali ve En-
gin '/?.."
Yanıt:
"Ama olay onu gösteriyor..."
Olay, kimi kuşkuları da beraberinde getiriyor. Sal-
dırganların içinde bulunduğu sahte plakalı mini-
büs terk edildikten sonra yakılıyor ve içinde Ka-
laşnıkof tüfekle çok sayıda boş kovan bulunuyor...
• • •
Anlaşıldığı kadanyla saldırganlar. olay yerine iki
araçla geliyorlar. İki araçtan biri olan minibüs yakıl-
dığına göre, eylemi o araçta gerçekleştirip diğer
araçla kaçıyorlar...
Infazın işlenış biçimi, bu işi yapanların profesyo-
nel oiduğunu kanıtlıyor.
Araçlardakı sahte plakalar, suç öğesi silahın o-
lay yerinde bırakılışı, minibüsün yakılması bunu
gösteriyor...
Bize kalırsa infaz, bır çetenın işi...
Bir de kullanılan silahın cinsi ve markası önemli:
Rusyapımı Kalaşnıkof...
Kaynarca'daki infazla ilgili söylentiler; işin için-
de mafya bağlantısı olduğu, Gebze Diliskelesi'nde
işlerini rahat görmek için Dil-Koop'a gözdağı veril-
diğiyolunda...
Hedef olarak seçilen Ali Ateş ile Engin Özeren'in
mafyayla uzaktan yakından ilişkisi yok.
İki genç insan 'solcu'kımlikleriniyitirmeden işya-
şamına adım atmışlar. Türlü işlere girip çıkmışlar.
Çoğu kez 'ülkücü mafya'nın hedef tahtası haline
gelmişler. Belki de Gebze Diliskelesi'ni kaçakçı-
lık işi için kullananlarla zaman zaman kapışmışlar...
Sonra ne olmuş?
Kaynarca'da yargısız infaz...
Üstelik profesyonelce...
Tıpkı Ömer Lütfi Topal cinayetinde olduğu gibi,
Kalaşnıkof tüfeği araç içinde bırakıp minibüsü ya-
kıp kaçmışlar...
• • •
Pendik Kaynarca'da önceki gün otomobilleri
çapraz ateşe tutularak taranan Ali Ateş ve Engin
Özeren'in infazlan bana, Akdenız ve Ege kıyılann-
daki 'ülkücü mafya' örgütlenmesini anımsattı...
1991 'de infaz Yasası 'ndaki değişiklikle cezaevin-
den çıkan kimi sol örgüt üyeleri, yaşam savaşı
vermek için ış kurmak istediler. Kimileri otopark,
çay bahçesi ihalelerine, kimileri kooperatiflerde ta-
şımacılık işlerıne girdiler...
Ayvalık'tan Çeşme'ye. Bodrum'dan Fethiye'ye
dek pek çok kıyı kesimınde İstanbul, Ankara, Izmir
gibi büyük kentlerde zar zor ayakta kalıyordu bu
gençler...
Birileri bir gün karşılarına 'ülkücü mafya'y\ çıkar-
dı...
Bu 'solcu gençler'in yapacakları iki şey vardı: Ya
onlara haraç verecekler ya da onlarla mücadele
edeceklerdi...
ikisini de pek çoğu yapamadı. Yapanlar ise hep
ölümle burun buruna kaldı...
Neden mi?
Devlet içindeki çeteler. bu 'ülkücü mafya'yla iç
içeydi...
Ali Ateş ve Engin özeren'in katilleri bulunacak
mı?
Şu aşamada yanıt vermek oldukça zor...
Bir kez daha altını çiziyoruz...
Alı Ateş ve Engin Ozeren, ne 'uyuşturucu maf-
yası 'ndandı ne de örgüt içinde bir hesaplaşma
peşindeydi...
Onlar dürüst ve onurlu insanlardı.
Ali ve Engin, Diliskelesi'nde kaçakçılığa karşı ta-
vır almışlardı...
Bu cinayeti işleyenleri güvenlik güçlerinin yaka-
laması hiç de zor değildir!..
Eğer yakalanırlarsa çok şey gün ışığına çıkacak-
tır...
Internet http: // www.planet.com.tr/Xn
E mail: Hikmet .Cetinkaya «ı Planet.com. TR
ACI BİR OLUM
Eşi bulunmaz insan. can dostumuz,
meslektaşımız
HÜSEYİN
ATAN'ı
yitirdik. Hepimizin başı sağ olsun.
Cenazesi. 14.12.1996 Cumartesi günü
(bugün) öğle namazından sonra Muğla
Kurşunlu Camii'nden kaldınlarak Yenişehir
Mezarlığı'nda toprağa verilecektir.
İSTANBUL TURlST REHBERLERİ
ESNAF ODASI VÖNETİM K.LRLLU