06 Mayıs 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
9KASIM1996 CUMARTESİ CUMHURİYET SAYFA EKONOMI AB ile ortaklık ihracattaki engelleri kaldırmaya yetmedi, son olarak ham bez ihracatma geçici kota getirildi Gümrük birliğiyle değişen bir şey yok s s eisR&K B ı ı u e i • Türkiye, Rekabet Kurulu'nu kurup çalıştıramadığı. Akreditasyon Kurulu'nu kuramadığı ve Gümrük Kanunu'nu çıkaramadığı için AB'ye ihracatta gümrük birliği öncesindeki, uygulamalarla karşılaşıyor. Domates salçası, demir-çelik ve pamuk ipliğinden sonra antidamping soruşturmasına uğrayan hambezde 21 kasımdan itibaren kota uygulanacak.. HULYAGENÇ Gümrük birliği, Avrupa pazannın kapılannı ihracatçıya açmaya yetmedi. Rekabet Yasası'nun işlemediği gerekçesiyle Avrupa Birliği (AB) tarafından sıkı talube alınan Türk sanayicisi ve ihracatçısı, 3'üncü dünya ülkelerine uygulanan anti-damping soruşturmalanyla karşı karşıya bırakıhyor. Son »larak 21 kasımdan itibaren hambeze geçici kota uygulama karan alan AB. Türkiye'nin gümrük birliği ile ihracatta kota ve engellerin kalkacağı beklentisini de boşa çıkanyor.Gümrük birliğine girişte Türkiye'nin en iddialı olduğu tekstil sektöründe bile anti-damping soruşturmasına rnaruz kalan ihracatçılar, AB'nin getirdiği sınırlamalan aşarnadılar Türk özel şektörü bir yandajı Bakanlar Kurulu'na iletilen 22 aday üye arasından 11 kiijinin bir an önce seçilerek Rekabet Kurulu'nun oluşrurulmasını beklerken. diğer yandan AB'nin gümrük birliğinden önceki yaklaşımını ortaya koyan. ihracat sınırlamalan birbiri ardına geliypr. AB bu zamana kadar pamuk ipliği. tekstil üriinleri. domates salçası ve demir çelik ürünlerinde Türk ihracatçısı ve sanayicisi hakkında soruşturma başlatarak. anti-damping vergisi Ödenmesini karara bağlamıştı. Son kararla bunlara ham bez de eklenmiş oldu. Türkiye'nin 1995 yılında Avrupa ile ekonomik bütünleşme yönünde çaba gösterdiğini belirten Türkiye Ihracatçılar Meclisi Başkanı Okan Oğuz, bu çabanın gümrük birliği anlaşmasının imzalanmasının ardından yerini duyarsızhğa bıraktığını vurguladı. Türkiye'nin Avrupa'ya sırtını döndüğünü belirten Oğuz, Türkiye'nin verdiğîsözleri yerine getirmediğini v urgulayarak. "Gümrük kanunu. Türk Akreditasyon Kanunu çıkanlmadı. Üçüncü ülkelerie AB'ye paralel serbest ticaret anlaşmalan imzalanmadı. Daha şimdiden ciddi olıımsıı/lııklannı görme>e başladığımız Rekabet Kurulu oluşturulamadr diye konuştu. AB'nin tekstil üriinleri ve tekstil hammaddelerine. domates salçasına ve demir çelik ürünlerine anti-damping vergisi uyguladığını belirten Oğuz. Türkiye'nin Brüksel'e adeta arkasını dönmesi ihracatımızı olumsuz yönde etkilemektedir. TİM olarak yaptığımız araştırmada anti-damping vergisinin kaldmlmasıy la ihracahmızın 250-300 milvon dolar civannda artacağı saptanmıştır" dedi. Anti-damping vergilerinin ve anti- damping soruşturmalannın nedenini Rekabet Kurulu'nun oluşturulamamış olmasına bağlayan Oğuz. "Kurulun oluşturulamanıış olması, ihracatımız açısından tam anlamıyla bir gaflettir" diye konuştu. Rekabet Kurulu'nda yer alacak kişilerin belirlenmesine karşın kurulun göreve başlatılmamasını büyük bir duyarsizlık olarak değerlendiren İktisadi Kalkınma Vakfı (İKV) Başkanı Meral Gezgin Eriş. AB'nin rekabet ortamı olmadığı gerekçesiyle Türk ihracatçısını 3'üncü dünya ülkelerinde olduğu gibi anti- damping soruşturmalanna maruz bıraktığını dile getirdi. AB'nin Türkiye"de Rekabet Yasasf nın işlerlik kazanmaya başlamasıyia birlikte direkt soruşturma açamayacağını bildiren Eriş. bu gibi durumlarda Gümrük Birliği Ortaklık Konseyi'nin devreye gireceğini belirterek, "Türkiye'yi istişareye tabi tutacak. Türkiye kendini savunma fırsatı bulacak ve anti- damping soruşturmasım gerektirecek bir durum olmadığını anlatabilecek" diye konuştu. Pamuk ipliğindeki anti-damping soruşturmasının birbuçuk ay içinde sona ereceğini söyleyen tstanbul Tekstil ve Hammaddeleri İhracatçılan Birliği Başkanı Evrensel Erdoğan. soruşturma sonunda AB'nin lehimizde karar vermesi halinde pamuk ipliğinden anti-damping \ergisi alınmayacağını bildirdi. Ham bezdeki anti-damping soruşturmasında son aşamaya gelindiğini kaydeden Erdoğan. anti-damping oranın firmalara göre belirlendiğini açıklayarak. ~Bu oran yüzde 14 ile yüzde 18 arasında değişivor. AB'ye firmalannın anti damping sonışturması çerçevesinde başvurmayanlara ise yüzde 25 vergi uygulanacak" dıye konuştu. Sanayi Bakanlığı Müsteşan Ersan Yavuz, Rekabet Kurulu için 22 adayın ilgili kuruluşlarca belirlenerek. Bakanlar Kurulu'na ilelildiğini \ urgulayarak. "Bakanlar Kurulu 22 adaydan 11 üye seçmesi gerekiyor. Bu konunun Bakanlar Kurulu'nun gündemine 15 günden önce getirilmesi nıümkün değildir" dedi. Öte yandan ham bez ve pamuk ipliğine uygulanan anti-damping soruşturmalannın dışında Türkiye ye, domates salçasındaki 16 bin 500 tonluk kotayı aşması üzerine. 1996 yılının ilk yansında 16.8 oranında ortak gümrük tarifesi uygulanırken, yılın ikinci yansında bu oran 16.2'ye düşürüldü. Aynca AB, Türkiye'nin televizyon üretiminde kullanılan parçalan sıfır gümrükle ihracat yapmak kaydıyla Uzakdoğu'dan ithal etmesi üzerine. televizyon ihracatında telafi edici vergi konulmasını istemişti. Gümrük müfettişleri tasarıyı elestirdi Kara paraya gümrük denetirni eksikEkonomi Servisi - Kara paranın önlenmesinde. güm- rüklerde gerçekleştinlmesi gereken denetıınin unutul- duğu \e yasa tasansının bu boyutuy la sonuç alıcı olama- yacağı öne sürüldü. Güm- rük Müfettişleri Derneği. Kara Paranın Aklanması- nın Önlenmesi \ e Uyuştu- rucu Maddelerin Murakebe- si YasaTasansı'nda incele- me \ e soruşturma yapan bi- nmler açısından önemlı ek- siklikler bulundugunu sa- vundu. Dernek. yetkinın gümrük müfettişlerine ve- rılmesıni isterken. gümrük ve dış ticaret işlemlerinden kaynaklanan yolsuzlukla- nn incelenmesi ve soruştu- rulması konusunda Türki- ye'deki en genış bilgi v e tek- nolojik donanıma sahıp mesleki bırım olduklannı ileri sürdü. Kara paranın kaynağı- nın önemli bir bölümünün silah. uyuşturucu madde. tarihi eser ve ticarı eşyaka- çakçılığının olduğuna dik- kat çeken Gümrük Müfet- tişleri Derneği yetkilileri. "Gümrük \e dış ticaret iş- lemleri kara para akJanıa yöntemi olarak kullanıl- maya uyguri nitelik taşıyor. Hayali ihracat olay ları ka- ra para aklanmasının en etkili yöntemlerinden bi- ri oldu. Kara para trafi- ğinin uluslararası bir bo- yut taşıdığı dikkate alın- dığında gümrük \e dış ti- caret işlemlerinin bu ko- nudaki önemi çok açık bir şekilde kendini gösteri- yor" açıklamasını yaptılar. Tasarıda yetkili kılınma- sı öngörülen Maliye Bakan- lığı denetim elemanlan. bankalar yeminli murakıp- lan ve Hazıne kontrolörle- rınin 1918 sayılı yasa uya- nnca "kaçakçılığın men ve takibi" konusunda in- celeme ve soruşturma yap- ma y£flulerinin bulunma- dığını da hatırlatan yetkili- ler. bunun uygulamadan beklenen faydayı azal- tacağını ifade ettiler. Odalar, tebliğdeki belirsizlik nedeniyle başvuru formlarını onaylamıyor Trilyonlanıı KOBI'lere gidişi şüpheli Kamu-sen'in arastırmasi: 4 kişilik aileye 57 milyon lira gerekli ANKARA (ANKA) - Türkiye Kamu Çalışanları Sendikalan Konfederasyonu (Türkiye Kamu-Sen). ekim ayında dört kişilik bir aile- nin geçinebilmesi için en az 57 milyon lira gerektiğini bildirdi. Türkiye Kamu-Sen açık- lamasında. ekim ayında dört kişilik bir ailenin geçinebil- mesi için 57 milyon 297 bin liranın gerekli olduğu belir- tilirken, yapılan araştırmada, •mutfak harcamalannın yanı sıra konut. yakacak. giye- -cek. ulaşım. haberleşme. egi- tim ve saglık harcamalan da dikkate alındı. Ekimde iki kişilik bir ai- lenin geçinebılmesı için 39 milyon 740 bin liranın. üç ki- şilik bir ailenin geçinebil- mesi için de 67 mıKon 297 bin liranın gerekli olduğu kavdedildi. Araştırma, ailelerin aylık temel tüketim harcamalan- nın yüzde 33'ünü besin. voiz- de 16'sını konut. yüzde 12 si- ni giyim. yüzde 10'unu ev eşyalan. yüzde 8'ini ulaşım \ e haberleşme. yüzde 7'sıni yakıt, yüzde 4'ünü kültür, eğitim ve eğlejıce. yüzde 2'sini bakım hızmeti ihtiyaç harcamalan ile saglık. yüz- de 6'sını da diğer harcama- larm oluşturdugu varsayı- mınadayandınldı. SEDA OĞUZ Ekonomide yüzde 97 ağırlığa sahip ol- makla birlikte. toplam kredilerden >üzde 3 oranında pa> alabilen Küçük ve Orta Boy Işletmeler'e (KOBİ) dağıtımı amaç- lanan 5 trilvonluk Hazine kredilerine, baş- vuru işlemlen başlamadan gölge düştü. Hazine'nın, Yatınmlan ve Döviz Ka- zandırıcı Hizmetlerı Teşvik Fonu'ndan Halk Bankası kanalıyla küçük veorta boy i^letmelere (KOBİ) kullandıracağı 5 tril- vonluk kredi uygulamasındaki belirsizlik- ler. kredilerin yine gerçek sahıplerine git- meyeceği şüphesini dogurdu. İlk yılı öde- mesiz. 4>ıl vadeli. yüzde 30-40 faizli ca- zipkoşulİukredileriçinHalkBankası'nın yetkili kılınarak. Türkiye çapındaki oda- lardan üyesi olmayan işletmeler de dahil olmak üzere resmi onay vermelerinin is- tenmesinin. kredilerin dağıtımında bazı usulsüzlüklere neden olabıleceği kuşkusu- nu ortaya çıkardı. Hazıne'nin KOBl'ler için bugüne kadar ilk kez kez uygulayacağı KOBİ kredi sis- temiyle ilgili 31 Eİdm tarihli tebliğin be- lirsizlikleri nedeniyle. bazı sanayi ve tica- ret odaları kredi talebinde bulunan işlet- melerin Halk Bankası tarafından dağıtılan formlannı tasdik etmeye çekimseryakla- şıyor. Halk Bankası formlarına. herhangi bir inceleme yapmadan onay vermelerinin doğru firma seçımini engelleyebileceği uyansını, Türkiye Odalar veBorsalarBir- lıgi ile Hazine'ye ileten odalar, önümüz- deki hafta Ankara'da Devlet Bakanı l'fuk Söylemez başkanlığında bir toplantı yapa- rak konuya çözüm arayacaklar. Cyesi olan firmalann faaliyetleriy le il- gili belge düzenleyen odalara. geçen ay yayımlanan kararnameyle. Halk Bankası tarafından KOBİ"leredağıtılan soru form- lanndaki "Hazine Müsteşarlığf nea uy- gun bulunan bölümleri"nin onaylanması görev inin verildigini belirten bazı oda yet- kilileri. konuy la ilgili olarak şu açıklama- ları yaptılar: "Kararnameye açıklık ge- tirmesi gereken 31 Ekim tarihli tebliğ- deki belirsi/likler, kredi dağıtımının ob- jektifliği konusunda bazı endişeleri ge- tiriyor. Halk Bankası tarafından KO- Bİ lere verilecek başvuru formları bir- kaç. kez değişikliğe uğradı. Tebliğde, sözkonusu formlardaki, müşteşarlıkça uygun bulunan bölümlerin tasdik edi- leceği belirtilmiş ancak müsteşarlığın neyi uygun bulduğu belli değil. Diğer il- ginç bir konu. odalardan üyesi olma- yan firmalara da tasdik vermesi isteni- yor. 200-300 firmanın yararlanabilece- ği. ancak binierce firmanın baş\ uraca- ğı kredi dağıtımının nasıl bir sisteme göre yapılacağı belirsiz." Bazı odalann, başvuruda bulunan fırma- lan üye yaptıktan sonra onay verebilece- ği konusunda ısrarlı olması nedeniyle, uy- gulamaya girmesi şimdilik zor görünen KOBl kredileri, kalkınmakta olan yöre- lerde 20 milyar. diğer bölgelerde ise 15 mil- yar işletme başına kredi kullandınlması- nı kapsıyor. Kredi kapsamında teşvik bel- gesi alacak olan işletmeler, yatınm indi- rimi veçeşitli vergi istisnalan avantajlanna da sahip olabilecek. İTO'nun araştırması ekonominin tabanındaki rahatsızlığı ortaya koydu Küçük sanayiciler de istikrar istiyor Ekonomi Servisi - Küçük ve orta ölçekli sanayiciler istikrarsızlıktan rahatsız. Istanbul Ticaret Odası (İTO) Yönetim Kurulu Başkanı Mehmet Yıldınm KOBl'lerin en fazla istikrarsızlıktan şikâyetçı olduklannı vurgulayarak. bu kesimin ekonomideki büyük payları ile orantılı ilgi beklediklerini ifade etti. Yıldınm. İTO tarafından yapılan Küçük Sanayi Kapasite Kullanım araştırması sonuçlanyla ilgili yaptığı açıklamada küçük sanavinin I995'de tartisız ortalamaya göre yüzde 62.49 tartılı ortalamaya göre yüzde 67.47 kapasite ile çalıştıgını belırterek. kapasite kullanımının cam mamul ile taş ve toprağa dayalı eşya sanay ıı gibi sektörlerde yüzde 45'lere kadar düştügünü ifade etti. Yıldırım. tam kapasite ile çâlışamama nedenleri arasında ilk sırayı talep yetersizliğinin aldığım. bunu finansman güçlüğü. hammadde teminindeki zorluk, pazarlama sorunu, teknoloji yetersizliği. işçilerle ilgili sorunlar ve enerji sorunlarının takip ettigini kaydetti. Yıldınm. açıklamasını şöyle sürdürdü: -Küçük imalat sanay icilt'rimi/ genel olarak ekonominin istikrarsızlığından rahatsız olduklannı ifade etmekte, iilke ekonomisinde önemli bir yer tutmalanna rağnıen kendilerine yeterii imkânın sağlanamadığını belirtmektedirler. Ham ve yardımcı madde temininde yaşanan fiyat istikrarsulığı. tünı sektörleri etkilerken. ithal ham >e yardımcı maddelerdeki gümrük \ergileri ve fonlann kaldınlmasını, dış ticaret rvjiminde yeni düzenlemeler yapılarak küçük sanayici lehine yeni inıkânlann yaratılmasını talep efmişlerdir. Aynca talep yetersizliği konusunda firmalar istikrarh bir ekonomik düzen beklentisinde olduklannı, haksız rekabetin önlenmesi. kaliteli nıal üretiminde standardın sağlanması için TSE'nin daha etkili olması, faturasız mal satışlannın önlenmesi ve yeni dış pa/arlar için fuarlara ilginin arttnlması gerektiğini dile getirdiler." ÇİFTÇİ DOSTU /SADULL\H Tütünde Sömürü Devam Edecek, Üretici Yine Kaybedecek MANİSA - 1996 yılı ürünü tütün için gerekli hazırlıklar başladı. Üreticiler tü- tünlerini kırdılar. kuruttular ve balya ha- line getirdiler. 11 kasımda daTekel'in eks- perleri köy ve kasabaları dolaşarak tes- pit yapacaklar. Onun arkasından da Ege Ekici Tütün Piyasası açılacak!.. Muğla, Denizii, Aydın, Izmir, Manisa ve Balıke- sir bölgelerinde tütün kalitesi çok iyi. Re- kolte 124 milyon kilo olarak tahmin edi- liyor. Bu rakam, hükümeti de sıkıntıya sokmayacak, üreticiyi de üzmeyecek!.. Ancak. milyonlarca tütün üreticisi. geç- miş yıllardaki uygulamaları düşündük- çe kuşkuya kapılıyor. Uykulan kaçıyor... 12.2.1996 tarihli Cumhuriyet gaze- tesinde 1995-1996 yılı Ege Ekici Tütün Piyasası'nın açılışı ile ilgili yazdığım ya- zıdan bir bölümünü tekrarlamakta ya- rar görüyorum: "Milyonlarca tütün üreticisi ne yazık ki, bu yıl da oyuna getirildi. Hükümet i 1996 yılı ekici tütün piyasasını açma- dan önce, tüccar Ege'de köy ve kasa- balara baskın düzenler gibi gece yan- s/ girdi ve tütün alımlannı başlattı. Ih- racatçı tüccarın iki gün içinde 113 mil- yon kilo olarak hesaplanan Ege tütün rekoltesinin yarısına yakınını satın aldı- ğı ileri sürülüyor. Geçen yıllarda tücca- rın piyasa açılmadan önce kaliteli tütün yetiştiren bazı üreticilerte anlaşma yap- tıklan görülmüştü. Ancak, böylesine fır- tına gibi sürdürülen ve üreticileri 'şok'a sokan pazarlık yöntemleri ile bitirilen alım-satım yaşanmamıştı. Tütün böl- gelerinde üreticilerde halk da şaşkın ve tedirgin. Hatta, Tekel mensuplan da. Nitekim, üreticilerbuşaşkınlık içinde Te- kel'in fiyat açıklamasını beklemeden tüccar ne verirse tütününü satıyor."1 Ben bu satırları başkalarından din- leyerek yazmadım. Olayın geçtiği gece Manisa. Saruhanlı, Kapaklı, Kayalıoğlu ve Akhisar gibi yogun tütün ekimi ya- pılan çevrelerde inceleme yapıyordum. Faciayı üreticilerle birlikte yaşadım. Yasalarımıza göre tütün piyasaları açılmadan önce, alım-satım yapmak yasaktır. Tekel'in vereceği fiyat ise pi- yasa açılana kadar gizli tutulur. Hiç kim- seye söylenmez. Hele, tüccar ve ihra- catçıya rakamın şakası bile yapılmaz... Ama, geçen yıl tüccar piyasa açılma- dan önce mal alımı da yaptı. Baş /iyat da üç aşağı beş yukan belli olmuştu. Zi- ra, piyasa açılışına 10 veya 15 gün ka- la herkesin dilinde dolaşan baş fiyat ra- kamları daha sonra Tekel tarafından resmen açıklandı... Tabii, bu ortamda başlayan Ege Eki- ci Tütün Piyasası'nda kazanan gene tüccar. kaybeden de üretici o : - 1980 yılından sonra bu sonuçlar tu- tün üreticisinin kaderi haline geldi. 15 yıl bu kader devam etti. Gelışmelere bakınca bu yıl da değişen bir şeyin ol- mayacağı anlaşılıyor. Hükümetler tütün piyasasını Tekel'in uzman kadrolarına bı- rakana kadar da bu kötü kader değiş- meyecek!.. Işte... Bu yıl da üretici geçmiş yılla- rın korkusu içinde yeni piyasaya hazır- lanıyor. Ama, bazı isteklerinin yerine ge- tirilmesi için kararlı bir tutum izleyecek. Örneğin, üretici kuruluşları ve üreticiler Ege Ekici Tütün Piyasası'nın erken açıl- masında ısrarlı olacak. Tüccar daha faz- la kazansın diye piyasa açılışının şubat ayı sonuna bırakılmasına şiddetle kar- şı çıkacak. Tütün tespitleri ocak ayının başına kadar bittiği takdirde, piyasanın 15 ocakta açılabileceğini ileri sürenler var... Üretici uçan kuşa borçlu Eğer, piyasanın açılışı gecikirse üre- tici büyük sıkıntılara katlanmak zorun- da kalacaktır. Zira, kasım. aralık ve ocak aylan üreticilerin parasızlıktan kıvran- dıkları aylardır. Bankalara, tefecilere ve esnafa borcunu zamanında odemesi gerekir. Aksi halde, borçlarının faizi iki katına çıkacaktır. Üreticiler. geçen aya kadar tütüne baş fiyat olarak 500 bin lira istiyorlardı. An- cak, arka arkaya gelen zamlar, hele ma- zotun birden bire 50 bin liraya fırlama- sı üreticileri korkuttu. Aynca, maliyet hesaplarını da altüst etti. Şimdi yeni bir fiyat düşünmeye başladılar. Belki de is- teyecekleri fiyatı aralık ayı ortalarına ka- dar açıkiarnayacaklar. Son ana kadar ge- lecek zamlan maliyet hesapları içine katmaya çalışacaklar... Hükümet ve tüc- car üreticinin soyulmasına imkân ve- ren düzenin değişmesini engelliyor. Ör- neğin, bu tür piyasa düzeni üreticinin eli- ni kolunu bağlıyor ve fiyat araştırması- na fırsat vermiyor. Buna karşılık tüccar hükümeti de etkileyerek bütün kozları eline geçiriyor. Piyasa, tüccann istedi- ği zaman açılıyor. Fiyatlar ihracatçının yararı düşünülerek tespit ediliyor. Alım sırasında tüccarın dediği oluyor. Ürün bedellerinin ödenmesinde de zamanla- mayı tüccar ayarlayabiliyor. Halbuki, tütünde de "açıkarttırma"\\ sisteme geçebilsek üretici rahat bir ne- fes alabilecek. Tütünler bir satış bölge- sinde toplanacak ve kalitesi üzerine ya- zılacak. İhracatçılar datütünleri görerek üreticinin gözü önünde fiyat verecek... Dahası var... Bu sistemde açık art- tırmanın arkasından tütünü alan tüccar en çok 5 veya 10 gün içinde parasını vezneye yatırmak zorunda olacak. Pa- rasının tamamı ödenmeyen tütünün başka yere nakledilmesine izin yerilme- yecek... Böylece üretici hem tütününü gerçek değeri üzerinden satabilecek hem de parasını peşin olarak alabilecek... Tütün üreticisinin bir başka önemli sorunu da özgür kooperatifçiliğe kavu- şabilmek. Şu anda bölgesel koopera- tifler var ama, başlarında birlik olmadı- ğı için güçlenip piyasada etkin hale ge- lemiyorlar. Mevcut hükümet, yasalarda birliklere özerklik tanınmasını sağlaya- cak değişikliklere yanaşmadığı için üreticiler de kukla bir birlik kurmaya yanaşmıyorlar. Sonuçta da "tütünde sömürü" devam edip gidiyor!.. • IŞÇININ EVBENİNDEN ŞÜKRAN SONER Dinsizin Hakkından... Çiller-Ağar ilişkisinde besbelli ki: 'Dinsizin hak- kından imansız geldi." Ağar önceleri istifa etmemek için direnmeye ça- lıştı. Hatta "İstifaetmeyezorlanırsamkonuşurum" anlamına gelen. hafif yollu şantaj kokan sözcükler de etti. Ama anlaşılan Çiller-Ağar ikili görüşmesinde kartlar el değiştirdi. Çiller Ağar'ı istifaya ikna (!) et- ti. Şimdilik Erbakan'ın taktiği geçerli. Ağar'ın isti- fası ile devlet-mafya-aşiret ortaklığına ilişkin orta- ya çıkmış en büyük skandal. Cumhurbaşkanı'nın bile "vahim" demekten başka sözcük bulamadığı Susurluk olayı küllendirılmeye çahşılacak. Kadeıierini, çıkarlarını Erbakan-Çiller ikilisine ve REFAHYOL ortaklığına endekslemiş olanlar, dün bir rahat nefes aldılar. iki çekirge, bir kez daha başa- rılı bir sıçrayış yapmış görünümündeler. Ağar kendi sözlerine göre, "istifa etmekle, suçu üzerine almış olmayı". Çiller tarafından harcanma- yı içine sindirir mi? Kişisel kanımı sorarsanız, Ağar konuşmasının öncelikle kendisi olmak üzere, ülkü- daşlanna verebileceği büyük zararlar konusunda ik- na (!) edilmiş olmalı. Ağar, Çıller'in çok kısa bir ik- tidar süreci içinde bu köşede sayamayacağımız kadar çok adamını harcamış olmasını içine sindi- remese bile susacaktır. Hiç bundan önce harcananlardan sesini çıkaran oldu mu? Ya çaresiz, dava (!) uğruna harcandıkla- rına çok güzel ikna (!) ediliyorlar ya da konuşmala- rının öncelikle kendilerine vereceği zararlardan kor- kuyorlar. • • • Erbakan cephesinde durum biraz daha da va- him. O cephede harcanma olayları b'le şimdilik giz- li kalıyor. Nimetlerin (!) paylaşımında ülkücü cephede ya- şanan ayrışma, radikal Islamcı cephede henüz tam ortaya çıkmadı. Eski yeni polis müdürlerinin açığa çıkan kapışmaları, Söylemez çetesi-Bucak aşire- ti çatışması, Civangate'i yaratan hesaplaşmalar ya da trafik kazalarına borçlu olduğumuz skandallar. benzeri olaylar ortalığa pek saçılmıyor. Mercümek skandalı o cephede olup bitenlere göre öylesine devede kulak ki Hoca ve takımı bu anlamda öylesine şerbetliler ki... Önceki gün adli- ye koridorlannda Mercümek'ı uzaktan uzunca bir süre izledim. Kirli işlerden hesap vermeye gelmiş, yargılanan bir insandan çok, vatan kurtarmış kah- raman havalarında dolaşıyordu. Erbakan-Çiller cephelerinde, işi bitip, pasta pay- laşım çarkının dışına atılanlar, harcananlardan bir- ikisı, öfke ve kırgınlıkla. bildiklerinin şöyle bir bölü- münü açıklamış, konuşmuş olsalardı. bugün ne Çiller ne de Erbakan adlannda birileri başımızda olur- du. Bırakınız iktidarı, partilerinin başlarından bile çoktan uzaklaştınlmış, ülküdaşlan-kaderdaşlan ara- sındaki yerlerini bile çoktan yitirmiş olurlardı. Ne de olsa çıkar ittifakının boyutu büyüdükçe, işi biten- lerin harcanması, unutulması da kolaylaşıyor. Tek ölçü güç ve iktidarın elde tutulması sayılıyor. • • • Erbakan-Çiller ikilisi boşuna mı olamazı olur ya- pıp şantaj üzerine kurulmuş bir iktidar ittifakında bu- iuştular. Şimdi de bırakmamak için, onlar için bile "kabul edilemez, yenilip yutulamaz" diye düşünü- len her şeyi içlerine sindirebiliyorlar. • • • Yukarıdakiler bu tabloda yaşayıp giderken, aşa- ğıdakilere su dalgaları örneği yansımaları oluyor. Yi- ne önceki gün Mercümek'in vatan kahramanı gibi dolaştığı, aynı Istanbul adliyesi koridorlannda po- lis dayağından çıkmış üniversite ögrencilerini ya- kından gördüm. Aşağı yukan bir otuz yıldır polis da- yağınınhertürünü, işkence örneğini yakından gör- müş, aşılanmış biri olduğum halde, ağladığımı gös- termemek için çocukların arasından kaçarak geç- tim.Yine de bir genç avukatın, sorgu odasının ka- pısındaki görevlilerden birine "Ne olur köpek ısırıl- mışları öncelikli sorguya alın, kuduz aşısı için za- man kalmıyor" yalvarmasını duymaktan kendimi kur- taramadım. Adliye koridoriarında görevli polisler bile ortaya çıkan tablodan utanmış gibiydiier. Ko- ridorlarda her birinin bir başka tarafı sarılı, yüzü-gö- zü çürük içindeki gençleri pek itip kakmıyorlardı. Dinsizler ve imansızların bu düzene el koymala- nnı, zaman zaman çıkar kapışması içinde birbirlerini yemelerini daha ne kadar böyle seyredip duracağız bakalım!.. Devlet Bakanı Söylemez'in çağrısı Factoring ihracat sektöriuıe yönelsin Ekonomi Senisi - Sayı- ları son 4 yılda 4 kat artan factoring şirketlerine hükü- metten destek sözü. Facto- rıng Derneği ile İktisadi Araştırmalar Vakfı tarafin- dan ortaklaşa düzenlenen -Türkiy e'defactoring esas- lan ve uygulamaları 11 ko- nulu seminere yazıh bir me- saj gönderen Devlet Baka- nı Ufuk Söylemez. Türki- ye'de 58 tane factoring şir- keti bulundugunu. bunla- nn aktiflerinin toplam bü- yüklüğünün ise 42.5 tril- yon lira olduğunu belirterek, sektörde faaliyet gösteren şirketlerin yaptıklan işlem- lerin yüzde 16'sının ihracat alanında gerçekleştiğini vurguladı. Gümrük birliğinin ger- çekleşmesiyle birlikte ih- racat factoringinin daha faz- la önem kazandığına dikkat çeken Söylemez. mesajın- da özetle şu ifadelere yer verdi: "Hükünıetin bir üyesi olarak factoring şirketleri- nin tüm sorunlannı hallet- mekiçinsöz \eriyomm.Sek- tör Türk nıali sistemi için- de şuanda küçük bir paya sahip. Ama factoring daha fazla tanındıkça bu payın da artacağına inanıyonım.' 1 Factoring Derneği Baş- kanı Ismail Emen ise 1992 yılında sayısı 12 olan fac-, toring şirketlerinin bu yıl içinde 47'ye yükseldiğini belirterek. 4 yılda yaşanan bu artışın mali piyasalann böyle bir enstrümana ihti- yaç duymasından kaynak- landığını kaydetti. Emen, aynca factoringın Türki- ye'ye vadeli ihracata karar verildiği dönemde gelmesi- nin zamanlama açısından çok yerinde olduğunu da ifade etti. ŞIRKETLERDEN R4BERLER SFNGER FURN1TURE COMPANY tarafından mevcut 6 bayiye 1996 yılı sonu itibanyla 7 yeni bayi ve 2 SFC Shovvroom eîdeneceği belirtildi. Yatak odası, yemek odası ile sehpalardan oluşan Singer üriinleri ABD'den ithal ediliyor. VKiM'nin, eylül ayında hizmete giren Bolu ve Edirne magazalarından sonra kasım ayı içinde Antalya ve îzmır mağazalannın hizmete gireceği. böylece YKM'nin Türkiye genelinde mağaza sayısının 38'e ulaşacaöı açıklandı. COMMERCL\L UNİON SİGORTA nın tekne sahiplerine yönelik yeni ürünü Tekne Paket Sigortası ile portföyünü genişiettiği açıklandı.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle