Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
9KASIM1996 CUMARTESİ CUMHURİYET SAYFA
EKONOMI
AB ile ortaklık ihracattaki engelleri kaldırmaya yetmedi, son olarak ham bez ihracatma geçici kota getirildi
Gümrük birliğiyle değişen bir şey yok
s s eisR&K B ı ı u e i
• Türkiye, Rekabet Kurulu'nu kurup çalıştıramadığı. Akreditasyon Kurulu'nu
kuramadığı ve Gümrük Kanunu'nu çıkaramadığı için AB'ye ihracatta gümrük birliği
öncesindeki, uygulamalarla karşılaşıyor. Domates salçası, demir-çelik ve pamuk
ipliğinden sonra antidamping soruşturmasına uğrayan hambezde 21 kasımdan
itibaren kota uygulanacak..
HULYAGENÇ
Gümrük birliği, Avrupa pazannın
kapılannı ihracatçıya açmaya yetmedi.
Rekabet Yasası'nun işlemediği
gerekçesiyle Avrupa Birliği (AB)
tarafından sıkı talube alınan Türk
sanayicisi ve ihracatçısı, 3'üncü dünya
ülkelerine uygulanan anti-damping
soruşturmalanyla karşı karşıya
bırakıhyor. Son »larak 21 kasımdan
itibaren hambeze geçici kota uygulama
karan alan AB. Türkiye'nin gümrük
birliği ile ihracatta kota ve engellerin
kalkacağı beklentisini de boşa
çıkanyor.Gümrük birliğine girişte
Türkiye'nin en iddialı olduğu tekstil
sektöründe bile anti-damping
soruşturmasına rnaruz kalan
ihracatçılar, AB'nin getirdiği
sınırlamalan aşarnadılar Türk özel
şektörü bir yandajı Bakanlar Kurulu'na
iletilen 22 aday üye arasından 11
kiijinin bir an önce seçilerek Rekabet
Kurulu'nun oluşrurulmasını beklerken.
diğer yandan AB'nin gümrük
birliğinden önceki yaklaşımını ortaya
koyan. ihracat sınırlamalan birbiri
ardına geliypr. AB bu zamana kadar
pamuk ipliği. tekstil üriinleri. domates
salçası ve demir çelik ürünlerinde Türk
ihracatçısı ve sanayicisi hakkında
soruşturma başlatarak. anti-damping
vergisi Ödenmesini karara bağlamıştı.
Son kararla bunlara ham bez de
eklenmiş oldu. Türkiye'nin 1995
yılında Avrupa ile ekonomik
bütünleşme yönünde çaba gösterdiğini
belirten Türkiye Ihracatçılar Meclisi
Başkanı Okan Oğuz, bu çabanın
gümrük birliği anlaşmasının
imzalanmasının ardından yerini
duyarsızhğa bıraktığını vurguladı.
Türkiye'nin Avrupa'ya sırtını
döndüğünü belirten Oğuz, Türkiye'nin
verdiğîsözleri yerine getirmediğini
v urgulayarak. "Gümrük kanunu. Türk
Akreditasyon Kanunu çıkanlmadı.
Üçüncü ülkelerie AB'ye paralel serbest
ticaret anlaşmalan imzalanmadı. Daha
şimdiden ciddi olıımsıı/lııklannı
görme>e başladığımız Rekabet Kurulu
oluşturulamadr diye konuştu. AB'nin
tekstil üriinleri ve tekstil
hammaddelerine. domates salçasına ve
demir çelik ürünlerine anti-damping
vergisi uyguladığını belirten Oğuz.
Türkiye'nin Brüksel'e adeta arkasını
dönmesi ihracatımızı olumsuz yönde
etkilemektedir. TİM olarak yaptığımız
araştırmada anti-damping vergisinin
kaldmlmasıy la ihracahmızın 250-300
milvon dolar civannda artacağı
saptanmıştır" dedi.
Anti-damping vergilerinin ve anti-
damping soruşturmalannın nedenini
Rekabet Kurulu'nun oluşturulamamış
olmasına bağlayan Oğuz. "Kurulun
oluşturulamanıış olması, ihracatımız
açısından tam anlamıyla bir gaflettir"
diye konuştu. Rekabet Kurulu'nda yer
alacak kişilerin belirlenmesine karşın
kurulun göreve başlatılmamasını
büyük bir duyarsizlık olarak
değerlendiren İktisadi Kalkınma Vakfı
(İKV) Başkanı Meral Gezgin Eriş.
AB'nin rekabet ortamı olmadığı
gerekçesiyle Türk ihracatçısını 3'üncü
dünya ülkelerinde olduğu gibi anti-
damping soruşturmalanna maruz
bıraktığını dile getirdi. AB'nin
Türkiye"de Rekabet Yasasf nın işlerlik
kazanmaya başlamasıyia birlikte direkt
soruşturma açamayacağını bildiren
Eriş. bu gibi durumlarda Gümrük
Birliği Ortaklık Konseyi'nin devreye
gireceğini belirterek, "Türkiye'yi
istişareye tabi tutacak. Türkiye kendini
savunma fırsatı bulacak ve anti-
damping soruşturmasım gerektirecek
bir durum olmadığını anlatabilecek"
diye konuştu.
Pamuk ipliğindeki anti-damping
soruşturmasının birbuçuk ay içinde
sona ereceğini söyleyen tstanbul
Tekstil ve Hammaddeleri İhracatçılan
Birliği Başkanı Evrensel Erdoğan.
soruşturma sonunda AB'nin lehimizde
karar vermesi halinde pamuk
ipliğinden anti-damping \ergisi
alınmayacağını bildirdi. Ham bezdeki
anti-damping soruşturmasında son
aşamaya gelindiğini kaydeden
Erdoğan. anti-damping oranın
firmalara göre belirlendiğini
açıklayarak. ~Bu oran yüzde 14 ile
yüzde 18 arasında değişivor. AB'ye
firmalannın anti damping
sonışturması çerçevesinde
başvurmayanlara ise yüzde 25 vergi
uygulanacak" dıye konuştu.
Sanayi Bakanlığı Müsteşan Ersan
Yavuz, Rekabet Kurulu için 22 adayın
ilgili kuruluşlarca belirlenerek.
Bakanlar Kurulu'na ilelildiğini
\ urgulayarak. "Bakanlar Kurulu 22
adaydan 11 üye seçmesi gerekiyor. Bu
konunun Bakanlar Kurulu'nun
gündemine 15 günden önce getirilmesi
nıümkün değildir" dedi.
Öte yandan ham bez ve pamuk
ipliğine uygulanan anti-damping
soruşturmalannın dışında Türkiye ye,
domates salçasındaki 16 bin 500
tonluk kotayı aşması üzerine. 1996
yılının ilk yansında 16.8 oranında
ortak gümrük tarifesi uygulanırken,
yılın ikinci yansında bu oran 16.2'ye
düşürüldü. Aynca AB, Türkiye'nin
televizyon üretiminde kullanılan
parçalan sıfır gümrükle ihracat
yapmak kaydıyla Uzakdoğu'dan ithal
etmesi üzerine. televizyon ihracatında
telafi edici vergi konulmasını istemişti.
Gümrük müfettişleri tasarıyı elestirdi
Kara paraya gümrük
denetirni eksikEkonomi Servisi - Kara
paranın önlenmesinde. güm-
rüklerde gerçekleştinlmesi
gereken denetıınin unutul-
duğu \e yasa tasansının bu
boyutuy la sonuç alıcı olama-
yacağı öne sürüldü. Güm-
rük Müfettişleri Derneği.
Kara Paranın Aklanması-
nın Önlenmesi \ e Uyuştu-
rucu Maddelerin Murakebe-
si YasaTasansı'nda incele-
me \ e soruşturma yapan bi-
nmler açısından önemlı ek-
siklikler bulundugunu sa-
vundu. Dernek. yetkinın
gümrük müfettişlerine ve-
rılmesıni isterken. gümrük
ve dış ticaret işlemlerinden
kaynaklanan yolsuzlukla-
nn incelenmesi ve soruştu-
rulması konusunda Türki-
ye'deki en genış bilgi v e tek-
nolojik donanıma sahıp
mesleki bırım olduklannı
ileri sürdü.
Kara paranın kaynağı-
nın önemli bir bölümünün
silah. uyuşturucu madde.
tarihi eser ve ticarı eşyaka-
çakçılığının olduğuna dik-
kat çeken Gümrük Müfet-
tişleri Derneği yetkilileri.
"Gümrük \e dış ticaret iş-
lemleri kara para akJanıa
yöntemi olarak kullanıl-
maya uyguri nitelik taşıyor.
Hayali ihracat olay ları ka-
ra para aklanmasının en
etkili yöntemlerinden bi-
ri oldu. Kara para trafi-
ğinin uluslararası bir bo-
yut taşıdığı dikkate alın-
dığında gümrük \e dış ti-
caret işlemlerinin bu ko-
nudaki önemi çok açık bir
şekilde kendini gösteri-
yor" açıklamasını yaptılar.
Tasarıda yetkili kılınma-
sı öngörülen Maliye Bakan-
lığı denetim elemanlan.
bankalar yeminli murakıp-
lan ve Hazıne kontrolörle-
rınin 1918 sayılı yasa uya-
nnca "kaçakçılığın men
ve takibi" konusunda in-
celeme ve soruşturma yap-
ma y£flulerinin bulunma-
dığını da hatırlatan yetkili-
ler. bunun uygulamadan
beklenen faydayı azal-
tacağını ifade ettiler.
Odalar, tebliğdeki belirsizlik nedeniyle başvuru formlarını onaylamıyor
Trilyonlanıı KOBI'lere gidişi şüpheli
Kamu-sen'in arastırmasi:
4 kişilik aileye
57 milyon lira gerekli
ANKARA (ANKA) -
Türkiye Kamu Çalışanları
Sendikalan Konfederasyonu
(Türkiye Kamu-Sen). ekim
ayında dört kişilik bir aile-
nin geçinebilmesi için en az
57 milyon lira gerektiğini
bildirdi.
Türkiye Kamu-Sen açık-
lamasında. ekim ayında dört
kişilik bir ailenin geçinebil-
mesi için 57 milyon 297 bin
liranın gerekli olduğu belir-
tilirken, yapılan araştırmada,
•mutfak harcamalannın yanı
sıra konut. yakacak. giye-
-cek. ulaşım. haberleşme. egi-
tim ve saglık harcamalan da
dikkate alındı.
Ekimde iki kişilik bir ai-
lenin geçinebılmesı için 39
milyon 740 bin liranın. üç ki-
şilik bir ailenin geçinebil-
mesi için de 67 mıKon 297
bin liranın gerekli olduğu
kavdedildi.
Araştırma, ailelerin aylık
temel tüketim harcamalan-
nın yüzde 33'ünü besin. voiz-
de 16'sını konut. yüzde 12 si-
ni giyim. yüzde 10'unu ev
eşyalan. yüzde 8'ini ulaşım
\ e haberleşme. yüzde 7'sıni
yakıt, yüzde 4'ünü kültür,
eğitim ve eğlejıce. yüzde
2'sini bakım hızmeti ihtiyaç
harcamalan ile saglık. yüz-
de 6'sını da diğer harcama-
larm oluşturdugu varsayı-
mınadayandınldı.
SEDA OĞUZ
Ekonomide yüzde 97 ağırlığa sahip ol-
makla birlikte. toplam kredilerden >üzde
3 oranında pa> alabilen Küçük ve Orta
Boy Işletmeler'e (KOBİ) dağıtımı amaç-
lanan 5 trilvonluk Hazine kredilerine, baş-
vuru işlemlen başlamadan gölge düştü.
Hazine'nın, Yatınmlan ve Döviz Ka-
zandırıcı Hizmetlerı Teşvik Fonu'ndan
Halk Bankası kanalıyla küçük veorta boy
i^letmelere (KOBİ) kullandıracağı 5 tril-
vonluk kredi uygulamasındaki belirsizlik-
ler. kredilerin yine gerçek sahıplerine git-
meyeceği şüphesini dogurdu. İlk yılı öde-
mesiz. 4>ıl vadeli. yüzde 30-40 faizli ca-
zipkoşulİukredileriçinHalkBankası'nın
yetkili kılınarak. Türkiye çapındaki oda-
lardan üyesi olmayan işletmeler de dahil
olmak üzere resmi onay vermelerinin is-
tenmesinin. kredilerin dağıtımında bazı
usulsüzlüklere neden olabıleceği kuşkusu-
nu ortaya çıkardı.
Hazıne'nin KOBl'ler için bugüne kadar
ilk kez kez uygulayacağı KOBİ kredi sis-
temiyle ilgili 31 Eİdm tarihli tebliğin be-
lirsizlikleri nedeniyle. bazı sanayi ve tica-
ret odaları kredi talebinde bulunan işlet-
melerin Halk Bankası tarafından dağıtılan
formlannı tasdik etmeye çekimseryakla-
şıyor. Halk Bankası formlarına. herhangi
bir inceleme yapmadan onay vermelerinin
doğru firma seçımini engelleyebileceği
uyansını, Türkiye Odalar veBorsalarBir-
lıgi ile Hazine'ye ileten odalar, önümüz-
deki hafta Ankara'da Devlet Bakanı l'fuk
Söylemez başkanlığında bir toplantı yapa-
rak konuya çözüm arayacaklar.
Cyesi olan firmalann faaliyetleriy le il-
gili belge düzenleyen odalara. geçen ay
yayımlanan kararnameyle. Halk Bankası
tarafından KOBİ"leredağıtılan soru form-
lanndaki "Hazine Müsteşarlığf nea uy-
gun bulunan bölümleri"nin onaylanması
görev inin verildigini belirten bazı oda yet-
kilileri. konuy la ilgili olarak şu açıklama-
ları yaptılar: "Kararnameye açıklık ge-
tirmesi gereken 31 Ekim tarihli tebliğ-
deki belirsi/likler, kredi dağıtımının ob-
jektifliği konusunda bazı endişeleri ge-
tiriyor. Halk Bankası tarafından KO-
Bİ lere verilecek başvuru formları bir-
kaç. kez değişikliğe uğradı. Tebliğde,
sözkonusu formlardaki, müşteşarlıkça
uygun bulunan bölümlerin tasdik edi-
leceği belirtilmiş ancak müsteşarlığın
neyi uygun bulduğu belli değil. Diğer il-
ginç bir konu. odalardan üyesi olma-
yan firmalara da tasdik vermesi isteni-
yor. 200-300 firmanın yararlanabilece-
ği. ancak binierce firmanın baş\ uraca-
ğı kredi dağıtımının nasıl bir sisteme
göre yapılacağı belirsiz."
Bazı odalann, başvuruda bulunan fırma-
lan üye yaptıktan sonra onay verebilece-
ği konusunda ısrarlı olması nedeniyle, uy-
gulamaya girmesi şimdilik zor görünen
KOBl kredileri, kalkınmakta olan yöre-
lerde 20 milyar. diğer bölgelerde ise 15 mil-
yar işletme başına kredi kullandınlması-
nı kapsıyor. Kredi kapsamında teşvik bel-
gesi alacak olan işletmeler, yatınm indi-
rimi veçeşitli vergi istisnalan avantajlanna
da sahip olabilecek.
İTO'nun araştırması ekonominin tabanındaki rahatsızlığı ortaya koydu
Küçük sanayiciler de istikrar istiyor
Ekonomi Servisi - Küçük ve orta
ölçekli sanayiciler istikrarsızlıktan
rahatsız. Istanbul Ticaret Odası
(İTO) Yönetim Kurulu Başkanı
Mehmet Yıldınm KOBl'lerin en
fazla istikrarsızlıktan şikâyetçı
olduklannı vurgulayarak. bu
kesimin ekonomideki büyük
payları ile orantılı ilgi
beklediklerini ifade etti. Yıldınm.
İTO tarafından yapılan Küçük
Sanayi Kapasite Kullanım
araştırması sonuçlanyla ilgili
yaptığı açıklamada küçük
sanavinin I995'de tartisız
ortalamaya göre yüzde 62.49
tartılı ortalamaya göre yüzde
67.47 kapasite ile çalıştıgını
belırterek. kapasite
kullanımının cam mamul ile
taş ve toprağa dayalı eşya sanay ıı
gibi sektörlerde yüzde 45'lere
kadar düştügünü ifade etti.
Yıldırım. tam kapasite ile
çâlışamama nedenleri arasında ilk
sırayı talep yetersizliğinin aldığım.
bunu finansman güçlüğü.
hammadde teminindeki zorluk,
pazarlama sorunu, teknoloji
yetersizliği. işçilerle ilgili sorunlar
ve enerji sorunlarının takip
ettigini kaydetti. Yıldınm.
açıklamasını şöyle sürdürdü:
-Küçük imalat
sanay icilt'rimi/ genel olarak
ekonominin istikrarsızlığından
rahatsız olduklannı ifade etmekte,
iilke ekonomisinde önemli bir yer
tutmalanna rağnıen kendilerine
yeterii imkânın sağlanamadığını
belirtmektedirler. Ham ve yardımcı
madde temininde yaşanan fiyat
istikrarsulığı. tünı sektörleri
etkilerken. ithal ham >e yardımcı
maddelerdeki gümrük \ergileri ve
fonlann kaldınlmasını, dış ticaret
rvjiminde yeni düzenlemeler
yapılarak küçük sanayici lehine
yeni inıkânlann yaratılmasını talep
efmişlerdir. Aynca talep yetersizliği
konusunda firmalar istikrarh bir
ekonomik düzen beklentisinde
olduklannı, haksız rekabetin
önlenmesi. kaliteli nıal üretiminde
standardın sağlanması için TSE'nin
daha etkili olması, faturasız mal
satışlannın önlenmesi ve yeni dış
pa/arlar için fuarlara ilginin
arttnlması gerektiğini dile
getirdiler."
ÇİFTÇİ DOSTU /SADULL\H
Tütünde Sömürü Devam Edecek, Üretici Yine Kaybedecek
MANİSA - 1996 yılı ürünü tütün için
gerekli hazırlıklar başladı. Üreticiler tü-
tünlerini kırdılar. kuruttular ve balya ha-
line getirdiler. 11 kasımda daTekel'in eks-
perleri köy ve kasabaları dolaşarak tes-
pit yapacaklar. Onun arkasından da Ege
Ekici Tütün Piyasası açılacak!.. Muğla,
Denizii, Aydın, Izmir, Manisa ve Balıke-
sir bölgelerinde tütün kalitesi çok iyi. Re-
kolte 124 milyon kilo olarak tahmin edi-
liyor. Bu rakam, hükümeti de sıkıntıya
sokmayacak, üreticiyi de üzmeyecek!..
Ancak. milyonlarca tütün üreticisi. geç-
miş yıllardaki uygulamaları düşündük-
çe kuşkuya kapılıyor. Uykulan kaçıyor...
12.2.1996 tarihli Cumhuriyet gaze-
tesinde 1995-1996 yılı Ege Ekici Tütün
Piyasası'nın açılışı ile ilgili yazdığım ya-
zıdan bir bölümünü tekrarlamakta ya-
rar görüyorum:
"Milyonlarca tütün üreticisi ne yazık
ki, bu yıl da oyuna getirildi. Hükümet
i 1996 yılı ekici tütün piyasasını açma-
dan önce, tüccar Ege'de köy ve kasa-
balara baskın düzenler gibi gece yan-
s/ girdi ve tütün alımlannı başlattı. Ih-
racatçı tüccarın iki gün içinde 113 mil-
yon kilo olarak hesaplanan Ege tütün
rekoltesinin yarısına yakınını satın aldı-
ğı ileri sürülüyor. Geçen yıllarda tücca-
rın piyasa açılmadan önce kaliteli tütün
yetiştiren bazı üreticilerte anlaşma yap-
tıklan görülmüştü. Ancak, böylesine fır-
tına gibi sürdürülen ve üreticileri 'şok'a
sokan pazarlık yöntemleri ile bitirilen
alım-satım yaşanmamıştı. Tütün böl-
gelerinde üreticilerde halk da şaşkın ve
tedirgin. Hatta, Tekel mensuplan da.
Nitekim, üreticilerbuşaşkınlık içinde Te-
kel'in fiyat açıklamasını beklemeden
tüccar ne verirse tütününü satıyor."1
Ben bu satırları başkalarından din-
leyerek yazmadım. Olayın geçtiği gece
Manisa. Saruhanlı, Kapaklı, Kayalıoğlu
ve Akhisar gibi yogun tütün ekimi ya-
pılan çevrelerde inceleme yapıyordum.
Faciayı üreticilerle birlikte yaşadım.
Yasalarımıza göre tütün piyasaları
açılmadan önce, alım-satım yapmak
yasaktır. Tekel'in vereceği fiyat ise pi-
yasa açılana kadar gizli tutulur. Hiç kim-
seye söylenmez. Hele, tüccar ve ihra-
catçıya rakamın şakası bile yapılmaz...
Ama, geçen yıl tüccar piyasa açılma-
dan önce mal alımı da yaptı. Baş /iyat
da üç aşağı beş yukan belli olmuştu. Zi-
ra, piyasa açılışına 10 veya 15 gün ka-
la herkesin dilinde dolaşan baş fiyat ra-
kamları daha sonra Tekel tarafından
resmen açıklandı...
Tabii, bu ortamda başlayan Ege Eki-
ci Tütün Piyasası'nda kazanan gene
tüccar. kaybeden de üretici o : -
1980 yılından sonra bu sonuçlar tu-
tün üreticisinin kaderi haline geldi. 15
yıl bu kader devam etti. Gelışmelere
bakınca bu yıl da değişen bir şeyin ol-
mayacağı anlaşılıyor. Hükümetler tütün
piyasasını Tekel'in uzman kadrolarına bı-
rakana kadar da bu kötü kader değiş-
meyecek!..
Işte... Bu yıl da üretici geçmiş yılla-
rın korkusu içinde yeni piyasaya hazır-
lanıyor. Ama, bazı isteklerinin yerine ge-
tirilmesi için kararlı bir tutum izleyecek.
Örneğin, üretici kuruluşları ve üreticiler
Ege Ekici Tütün Piyasası'nın erken açıl-
masında ısrarlı olacak. Tüccar daha faz-
la kazansın diye piyasa açılışının şubat
ayı sonuna bırakılmasına şiddetle kar-
şı çıkacak. Tütün tespitleri ocak ayının
başına kadar bittiği takdirde, piyasanın
15 ocakta açılabileceğini ileri sürenler
var...
Üretici uçan kuşa borçlu
Eğer, piyasanın açılışı gecikirse üre-
tici büyük sıkıntılara katlanmak zorun-
da kalacaktır. Zira, kasım. aralık ve ocak
aylan üreticilerin parasızlıktan kıvran-
dıkları aylardır. Bankalara, tefecilere ve
esnafa borcunu zamanında odemesi
gerekir. Aksi halde, borçlarının faizi iki
katına çıkacaktır.
Üreticiler. geçen aya kadar tütüne baş
fiyat olarak 500 bin lira istiyorlardı. An-
cak, arka arkaya gelen zamlar, hele ma-
zotun birden bire 50 bin liraya fırlama-
sı üreticileri korkuttu. Aynca, maliyet
hesaplarını da altüst etti. Şimdi yeni bir
fiyat düşünmeye başladılar. Belki de is-
teyecekleri fiyatı aralık ayı ortalarına ka-
dar açıkiarnayacaklar. Son ana kadar ge-
lecek zamlan maliyet hesapları içine
katmaya çalışacaklar... Hükümet ve tüc-
car üreticinin soyulmasına imkân ve-
ren düzenin değişmesini engelliyor. Ör-
neğin, bu tür piyasa düzeni üreticinin eli-
ni kolunu bağlıyor ve fiyat araştırması-
na fırsat vermiyor. Buna karşılık tüccar
hükümeti de etkileyerek bütün kozları
eline geçiriyor. Piyasa, tüccann istedi-
ği zaman açılıyor. Fiyatlar ihracatçının
yararı düşünülerek tespit ediliyor. Alım
sırasında tüccarın dediği oluyor. Ürün
bedellerinin ödenmesinde de zamanla-
mayı tüccar ayarlayabiliyor.
Halbuki, tütünde de "açıkarttırma"\\
sisteme geçebilsek üretici rahat bir ne-
fes alabilecek. Tütünler bir satış bölge-
sinde toplanacak ve kalitesi üzerine ya-
zılacak. İhracatçılar datütünleri görerek
üreticinin gözü önünde fiyat verecek...
Dahası var... Bu sistemde açık art-
tırmanın arkasından tütünü alan tüccar
en çok 5 veya 10 gün içinde parasını
vezneye yatırmak zorunda olacak. Pa-
rasının tamamı ödenmeyen tütünün
başka yere nakledilmesine izin yerilme-
yecek... Böylece üretici hem tütününü
gerçek değeri üzerinden satabilecek
hem de parasını peşin olarak alabilecek...
Tütün üreticisinin bir başka önemli
sorunu da özgür kooperatifçiliğe kavu-
şabilmek. Şu anda bölgesel koopera-
tifler var ama, başlarında birlik olmadı-
ğı için güçlenip piyasada etkin hale ge-
lemiyorlar. Mevcut hükümet, yasalarda
birliklere özerklik tanınmasını sağlaya-
cak değişikliklere yanaşmadığı için
üreticiler de kukla bir birlik kurmaya
yanaşmıyorlar.
Sonuçta da "tütünde sömürü" devam
edip gidiyor!.. •
IŞÇININ EVBENİNDEN
ŞÜKRAN SONER
Dinsizin Hakkından...
Çiller-Ağar ilişkisinde besbelli ki: 'Dinsizin hak-
kından imansız geldi."
Ağar önceleri istifa etmemek için direnmeye ça-
lıştı. Hatta "İstifaetmeyezorlanırsamkonuşurum"
anlamına gelen. hafif yollu şantaj kokan sözcükler
de etti.
Ama anlaşılan Çiller-Ağar ikili görüşmesinde
kartlar el değiştirdi. Çiller Ağar'ı istifaya ikna (!) et-
ti.
Şimdilik Erbakan'ın taktiği geçerli. Ağar'ın isti-
fası ile devlet-mafya-aşiret ortaklığına ilişkin orta-
ya çıkmış en büyük skandal. Cumhurbaşkanı'nın
bile "vahim" demekten başka sözcük bulamadığı
Susurluk olayı küllendirılmeye çahşılacak.
Kadeıierini, çıkarlarını Erbakan-Çiller ikilisine ve
REFAHYOL ortaklığına endekslemiş olanlar, dün bir
rahat nefes aldılar. iki çekirge, bir kez daha başa-
rılı bir sıçrayış yapmış görünümündeler.
Ağar kendi sözlerine göre, "istifa etmekle, suçu
üzerine almış olmayı". Çiller tarafından harcanma-
yı içine sindirir mi? Kişisel kanımı sorarsanız, Ağar
konuşmasının öncelikle kendisi olmak üzere, ülkü-
daşlanna verebileceği büyük zararlar konusunda ik-
na (!) edilmiş olmalı. Ağar, Çıller'in çok kısa bir ik-
tidar süreci içinde bu köşede sayamayacağımız
kadar çok adamını harcamış olmasını içine sindi-
remese bile susacaktır.
Hiç bundan önce harcananlardan sesini çıkaran
oldu mu? Ya çaresiz, dava (!) uğruna harcandıkla-
rına çok güzel ikna (!) ediliyorlar ya da konuşmala-
rının öncelikle kendilerine vereceği zararlardan kor-
kuyorlar.
• • •
Erbakan cephesinde durum biraz daha da va-
him. O cephede harcanma olayları b'le şimdilik giz-
li kalıyor.
Nimetlerin (!) paylaşımında ülkücü cephede ya-
şanan ayrışma, radikal Islamcı cephede henüz tam
ortaya çıkmadı. Eski yeni polis müdürlerinin açığa
çıkan kapışmaları, Söylemez çetesi-Bucak aşire-
ti çatışması, Civangate'i yaratan hesaplaşmalar ya
da trafik kazalarına borçlu olduğumuz skandallar.
benzeri olaylar ortalığa pek saçılmıyor.
Mercümek skandalı o cephede olup bitenlere
göre öylesine devede kulak ki Hoca ve takımı bu
anlamda öylesine şerbetliler ki... Önceki gün adli-
ye koridorlannda Mercümek'ı uzaktan uzunca bir
süre izledim. Kirli işlerden hesap vermeye gelmiş,
yargılanan bir insandan çok, vatan kurtarmış kah-
raman havalarında dolaşıyordu.
Erbakan-Çiller cephelerinde, işi bitip, pasta pay-
laşım çarkının dışına atılanlar, harcananlardan bir-
ikisı, öfke ve kırgınlıkla. bildiklerinin şöyle bir bölü-
münü açıklamış, konuşmuş olsalardı. bugün ne
Çiller ne de Erbakan adlannda birileri başımızda olur-
du.
Bırakınız iktidarı, partilerinin başlarından bile
çoktan uzaklaştınlmış, ülküdaşlan-kaderdaşlan ara-
sındaki yerlerini bile çoktan yitirmiş olurlardı. Ne de
olsa çıkar ittifakının boyutu büyüdükçe, işi biten-
lerin harcanması, unutulması da kolaylaşıyor. Tek
ölçü güç ve iktidarın elde tutulması sayılıyor.
• • •
Erbakan-Çiller ikilisi boşuna mı olamazı olur ya-
pıp şantaj üzerine kurulmuş bir iktidar ittifakında bu-
iuştular. Şimdi de bırakmamak için, onlar için bile
"kabul edilemez, yenilip yutulamaz" diye düşünü-
len her şeyi içlerine sindirebiliyorlar.
• • •
Yukarıdakiler bu tabloda yaşayıp giderken, aşa-
ğıdakilere su dalgaları örneği yansımaları oluyor. Yi-
ne önceki gün Mercümek'in vatan kahramanı gibi
dolaştığı, aynı Istanbul adliyesi koridorlannda po-
lis dayağından çıkmış üniversite ögrencilerini ya-
kından gördüm. Aşağı yukan bir otuz yıldır polis da-
yağınınhertürünü, işkence örneğini yakından gör-
müş, aşılanmış biri olduğum halde, ağladığımı gös-
termemek için çocukların arasından kaçarak geç-
tim.Yine de bir genç avukatın, sorgu odasının ka-
pısındaki görevlilerden birine "Ne olur köpek ısırıl-
mışları öncelikli sorguya alın, kuduz aşısı için za-
man kalmıyor" yalvarmasını duymaktan kendimi kur-
taramadım. Adliye koridoriarında görevli polisler
bile ortaya çıkan tablodan utanmış gibiydiier. Ko-
ridorlarda her birinin bir başka tarafı sarılı, yüzü-gö-
zü çürük içindeki gençleri pek itip kakmıyorlardı.
Dinsizler ve imansızların bu düzene el koymala-
nnı, zaman zaman çıkar kapışması içinde birbirlerini
yemelerini daha ne kadar böyle seyredip duracağız
bakalım!..
Devlet Bakanı Söylemez'in çağrısı
Factoring ihracat
sektöriuıe yönelsin
Ekonomi Senisi - Sayı-
ları son 4 yılda 4 kat artan
factoring şirketlerine hükü-
metten destek sözü. Facto-
rıng Derneği ile İktisadi
Araştırmalar Vakfı tarafin-
dan ortaklaşa düzenlenen
-Türkiy e'defactoring esas-
lan ve uygulamaları
11
ko-
nulu seminere yazıh bir me-
saj gönderen Devlet Baka-
nı Ufuk Söylemez. Türki-
ye'de 58 tane factoring şir-
keti bulundugunu. bunla-
nn aktiflerinin toplam bü-
yüklüğünün ise 42.5 tril-
yon lira olduğunu belirterek,
sektörde faaliyet gösteren
şirketlerin yaptıklan işlem-
lerin yüzde 16'sının ihracat
alanında gerçekleştiğini
vurguladı.
Gümrük birliğinin ger-
çekleşmesiyle birlikte ih-
racat factoringinin daha faz-
la önem kazandığına dikkat
çeken Söylemez. mesajın-
da özetle şu ifadelere yer
verdi:
"Hükünıetin bir üyesi
olarak factoring şirketleri-
nin tüm sorunlannı hallet-
mekiçinsöz \eriyomm.Sek-
tör Türk nıali sistemi için-
de şuanda küçük bir paya
sahip. Ama factoring daha
fazla tanındıkça bu payın
da artacağına inanıyonım.'
1
Factoring Derneği Baş-
kanı Ismail Emen ise 1992
yılında sayısı 12 olan fac-,
toring şirketlerinin bu yıl
içinde 47'ye yükseldiğini
belirterek. 4 yılda yaşanan
bu artışın mali piyasalann
böyle bir enstrümana ihti-
yaç duymasından kaynak-
landığını kaydetti. Emen,
aynca factoringın Türki-
ye'ye vadeli ihracata karar
verildiği dönemde gelmesi-
nin zamanlama açısından
çok yerinde olduğunu da
ifade etti.
ŞIRKETLERDEN R4BERLER
SFNGER FURN1TURE COMPANY tarafından
mevcut 6 bayiye 1996 yılı sonu itibanyla 7 yeni bayi
ve 2 SFC Shovvroom eîdeneceği belirtildi. Yatak
odası, yemek odası ile sehpalardan oluşan Singer
üriinleri ABD'den ithal ediliyor.
VKiM'nin, eylül ayında hizmete giren Bolu ve
Edirne magazalarından sonra kasım ayı içinde
Antalya ve îzmır mağazalannın hizmete gireceği.
böylece YKM'nin Türkiye genelinde mağaza
sayısının 38'e ulaşacaöı açıklandı.
COMMERCL\L UNİON SİGORTA nın tekne
sahiplerine yönelik yeni ürünü Tekne Paket Sigortası
ile portföyünü genişiettiği açıklandı.