03 Mayıs 2024 Cuma English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
Cumhuriye!İmtivaz Sahibi: Berin Nadi Genel Yayn Yönetmeni: Orhan ErinçO Gcnel Yayın Koordinatörü: HikmetÇetin- ka>a 0 Yazıiilcrı Yli'ıdürleri: İbrahim Yıldız I)ııK la\an<; ıSorumlu). • HJ- borMcrkjzi Müdüru. Hakan Kara9Gor- sel Yönetmen: Fikret Eser Dıs Habcrlcr: Şinasi Damşoğlu • Istıhbarat: Cengiz Yıldırım OEkonomı: TJülent kızanlık # Kültür: Handan Şcııköken 9 Spor: Abdülkadir ^ ücelnıan 0 Makalckr: Sanıi Karaören 9 Düzcltnıc: Abdullah \ azıcı # Fmoünif: Erdoğan Köseoğlu • BİL'I-BCILV. Edibe fiuğra 9 Yurt Haberlen: Mehmet Faraç Y.nın kuRilıı: İlhan Sdçuk* Ba$kan ı. Orhan Erinç. Okta> Kurtbökt'. Hikmet Çetinkaya. Şökran Soner. Ergun BakL Dinı; Ta\anç, İbrahim Yıldız. Orhan Bursalı. Mustafa Balba\. Hakan Kara. Ankara Tenısıleisı: Mustafa Balbav 9 Haber Müdüru: Doğan Akın AtatürkBuKarıNo: 125. Kat:4. BaLınlıklar-Ankara Tel 414502ü (7 hatl. Faks: -11^502" 9 İzmır Tenısıleisı: Serdar Kızık. H. Zıya BK. 1352 S. 2 ? Tel: -441122ü. Faks: 44Nl l7 9 Adana Temsılcısi: Çetin Yiğenoğlu. InönüCd. II9S. No:l Kat:l. Tel: 3522550. Faks: 3522570 Müessese Müdüru: Erol Erkut 9 Koordinaıör: Ahmet Korulsan 9 Muhasebc: Bülent Yener 9 Jdare: Hüseyin Gûrer 9 İşletme Önder Çelik 9 Bilgi-İşlenı Nail İnal 9 Bılgısayar Sistem: Mürüvet Çil«r MEDYA C: • Yonelım kurulu Baskanı - Genel Mudür: Cüibin Erduran 9 Koordinaıör Reha Işıtman # Gcncl Müdür Yardımcisı: Mine Akdağ Tel: 514 ÇP 53 - 513 95 80-513 »460*1,Faks: 5118466 ^a>ımla\un \e Basan: Yem Gün Haber Aiansı. Basm \e Yayıncılık A.Ş. Turkooîîi t aJ. >> 4] l"a&ık>glu 34334 lst."PK:246 İstanbul fe!. IO 212> 5 ı2 05 05 <20han Faks: ı. 3HASIM19% Imsak:5.04 Giineş: 6.30 Öğle: 11.55 tkındi: 14.39 Akşam: 17.05 Yatsı: 18.26 TSK'nin planlı tatbikatları • ANKARA (AA) - Türk Silahlı Ku\"vetleri'nin (TSK) planlı tatbikatlanndan "KararIılık-96"4-9 kasım. "Toros-2 96" da 5-7 kasım tarihleri arasında gerçeklestirilecek. Kuzey Kıbns ve Doğu Akdeniz'in uluslararası hava sahası ve sularında yapılacak olan tatbikatlara. Kıbns Türk Barı$ Kuvvetleri, Deniz Kuv vetleri ile Hava Kuv vetleri Komutanlığı birlikleri katılacak. Madeni 50 bin liralıklar • ANKARA (ANKA) - Hazine. yeni bastırdıgı 50 bin liralık madeni paralan 12 kasımdan itibaren tedavüle çıkartıyor. Yeni 50 bin liralıklann ön yüzünde ay yıldız. dokulu asma yapraklan desenleri ve 50 bin lira yazısı yer alırken. arka yüzünde de •'Türkiye Cumhuriyeti" yazısı ve Atatürk rölyefi bulunuyor. 1. ODTÜ Caz Günleni • ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - Ankara Caz Derneği'nce düzcnlenen "1. ODTÜ Caz Günleri'" yarın başlıyor. ODTÜ Kültür Işleri Müdürlügü, ODTÜ müzik toplulukları. Terazi Tasarım ve Manhattan'ın katkılarıyla gerçekjeştirilecek; Kaçan Keçi. Önder Focan Group, Lodos. Ruacan Beşlisi. Emin Fındıkoğlu Grubu. Tuna Ötenel Beşlisi. Acip Trippin gıbi grupların da katılacağı caz günleri, 8 kasıma kadar sürecek. Sultansazlığı Cenneti Büyükşehir Belediye Başkanı'nm 'SİT düşmanlığı' tarih ve doğa yağmasmı körüklüyor Erdoğan IstanbuFu 'sevmiyor' Kuş KAYSERİ(AA)- Kültür ve Tabiat Varlıklannı Koruma (KTVK)Genel Müdürlüğü. birinci derece doğal SÎT alanı olan Sultansazlığı Kuş Cenneti'ne izinsiz müdahalede bulunduklan gerekçesiyle. DSl 12"nci Bölge Müdürlüğü yetkililerı hakkında yasal işlem yapılmasını istedi. OKTAY EKİNCİ Son zamanlarda katıldığı hemen her toplantıda 'tek amacının çok sevdiği İstanbul'a hizmet etmek olduğunu' söyleyen Büyükşehir Belediye Başka- nı Recep Tayyip Erdoğan. yine son günlerdeki özellikle 'SIT'lerle ilgili' açıklamalarıyla aslında İstanbul'u hiç de öyle 'gönülden' sevmediğini sanki dışa v uruyor. Çünkü Erdoğan'ın •kaklırılmasını" istediği Koruma KuruUarTnın temel görevi. tstanbul'u "güzel İstanbul' ya- pan tarih. kültür ve doğa değerlerini ko- rumaya dönük kuralları beîirlemekten başka bir şey değil. Yine Erdoğan"ın •iptalini" istediği SİT kararlan ise ts- tanbul'unbugüzelliklerininbozulma- dan ve tahrip edilmeden. deyim yerin- deyse "özenle ve sevgiyle" imar görme- sinden başka hicbir amaç ve anlam ta- şımıyor... Bunedenle. IstanbuTuvetümbuül- keyi gerçekten seven hemen herkesin öncelikle yapması gerekenlerin başın- da 'koruma kurullannı politik ve eko- nomik baskılara karşı korumak' geli- yor. Bu kurullan kaldırmak yerine. bilim- sel ve toplum yaranna karar alma ola- naklannı güvenceye bağlayacak bir "özerk" yapılanma içinde görev yap- malannı savunmak. sadece yine ken- ti ve ülkeyi değil. "uygarhğı sevme- niıTde temel koşulu. Benzer şekilde SlT kararlan için de "çe\ re ve insan sevgisinin'" gereği olan davranış biçimi. bu kararlan "yıprat- mak" değil. Çağdaş şehircilik ahlakı Hem yasalar. hem de "çağdaş şehir- cilik ahlakı" SlT kapsamında özel bir değer verilen bölgelerin "koruma amaçlı imar planlanyla" kentsel ve toplumsal kullanıma açılmasını öngö- rüyor. Yine aynı yasalanmızda bu planla- n yapmakla göre\ li belediyelerimiz, eğer "küttürü ve doğaji ezmeyen" bir planlı imarhizmeti yerine. "yağmaöz- gürlüğü" anlamına gelen SİT düşman- lığını körüklerlerse, kent. çe\ re ve in- san için değil. "ekonomik >e siyasal rant" için sevgi duyguları besleyen yönetimler olarak tarihe geçecekleri çokaçık... Recep Tayyip Erdoğan"ın Koruma Kurullan'yla \ e SlT'lerle ilgili düşün- celeri, elbette ki **Bü\ükşehir Beledi- ye Başkanı" olduğu için böylesine önem taşıyor. Geçenlerdeki son konuşmasını yap- tığı Mühendisler ve Mimarlar Gru- bu'nun kahvaltı toplantısına bu göre- vi nedeniyle değil de *sade\atandaş" olarak katılsaydı. dile getirdiği görüş- ler hiç kuşkusuz İstanbul için bu den- li "tehlikeir sayılmayabilırdi. Konu. va- tandaşın bilgisizliğine bağlanır. eği- tim eksikliginden vakınılabilirdi... • Recep Tayyip Erdoğan bir yandan İstanbul'u sevdiğini söylüyor, diğer yandan koruma kurullarının kaldırılmasını istiyor. Ancak bu arada bu kurullann bugüne kadar istanbul için yaptıklannı, örneğin Rumeli Hisan ve Anadolu Hisan'nın Fatih Köprüsü altında kalmasını önlediklerini. Eyüp Sultan Camisi' nin de Haliç Köprüsü altında ezilmesine engel olduklarını unutuyor. Erdoğan. yine sadece bir "RP'li" \ atandaş olarak. sözgelimi eğer Koru- ma Kurullan olmasaydı: "Rumeli ve Anadolu hisarlarının bugiin Fatih Sul- tan Mehmet köprüsü'niin altında. hat- ta Eyüp Sultan Camisi'nin de E5 Ka- rayolu'nun geçtiğî Haliç Köprüsü altın- dakalaeağın]''şimdi bilmeyebilir. Anıt- larKurıılu'nun 1970'lerdeki mücade- lesi sonucunda bu ve buna benzer bir- çok tarihsel zenginliğin "karavolu kat- liamından kurtarıldığım" belki de ya- şamı boyunca hiç duymamıştır. Ne var ki o > ıllarda "ilgisi vemerak- ları farklı olduğu için" bu gıbi geliş- melerden hiç haberi olmasa bile. şim- di bir beledive başkanı olarak İstanbui için kimlerin ne gibi çabalargösterdi- ğini en azından "öğrenerek" konuşmak ve "bilenleredanışarak"görüş üretmek gibi de -yasalarda yazmayan- "etik" bir sorumluluğu var. Benzer şekilde Recep Tayyip Erdo- ğan. aynı kahvaltılı toplantıda "San- yer, Beykoz ve Üsküdar'ın SİT olama- yacağı" yönündeki fikirlerini de yine herhangi bir "bilgisiz vatandaş~ üslu- buyla sereserpe dile getiriyor. Övünülen nâam plan Oysa kendisi. daha bir yıl önce bu bölgelerdeki doğal ve kültürel zengin- liğin korunmasını öngören bir nazım planı "övTİnerek" onayladı ve "İşte bi- zim planımız" diyerek göğsünü ka- barttı. Şimdi kaldırmak istediği Ko- ruma Kurulu da. kentin imarla ilgili bir başka organı olarak. işte bu "Nazım Plan hükmünün" artık sözde kalma- ması ve "yaşamageçmesi" için bu böl- geleri izleyen aylar içinde SİT olarak belirledi. Nitekim yine Erdoğan'ın onayladı- ğı bu Nazım Plan'a itiraz edenîer de Koruma Kurulu değil. "RP'li Sarıver, Beykoz ve Üsküdar belediyeleri" ol- duîar. Aynı belediyeler, elbette ki SİT kararlanna da yine aynı nedenle itiraz ediyorlar... Evet. tstanbul'un Büyükşehir Bele- diye Başkanı. İstanbul'a karşı hembil- gi yoksunu. hem de sevgi yoksunu. Bilmemek. kuşkusuz çok da önem- li değil. Niyet edilirse her şey öğreni- lebilir. Ama ya "sevmemek"!.. Bilmem bu eksiklik acaba nasıl aiderilebilir?.. Vîll*flirn 1^î rahibelertarafindanyönetilenSacredHeart(KutsalKalp) ını misafirhanesiniziyaretetti.Ziyarerindensonrahalkınyoğunilgisiyle Caller Prensesi Diana'nın A\ ustraha'nın Sidney kentine yaptığı üç karşılaşan Diana. birçok insanla el sıkışarak onlara moral vermeye günlük yardını gezisi diin sona erdi. Diana, >oksullann kaldığı ve çalıştı. (Fotoğraf: REUTER) İtirazlar yersiz' Tokarhn nükleer savunması • Çevre Bakanı Ziyaettin Tokar, gelişmiş ülkelerdeki nükleer santralların "mısır tarlalan kadar" çok. çıkardıkları atığın ise yılda "bir kamyon yükü" kadar olduğunu belirterek Türkiye'de de nükleer santral kurulması gerektiğini söyledi. İstanbul Haber Servisi -Çevre Bakanı Ziyaettin Tokar. çevreci kamuoyunun nükleer enerjiye yaptığı itirazların \ersiz olduğunu belirterek. "Gelişmiş ülkelerde mısır tarlalan gibi nükleer santral var" dedi. ABD'de 110. elektrik enerjisinin yüzde 70'ini nükleer santrallarla karşılayan Fransa'da 57 nükleer santral bulunduğunu kaydeden Tokar. nükleer enerjinin. diğer enerji türleri gibi dışa bağımlı olmadığını ve ucuz olduğunu ileri sürdü. Türkiye'nin hidroelektrik kapasitesinin arttınlmasına karşı olmadığını. ancak enerji kaynaklannın çeşitlendinlmesi gerektiğini belirten Çe% re Bakanı Tokar, Türkiye'de bir uranyum zenginleştirme tesisinin de kurularak nükleer enerjinin dışa bağımlılıktan kurtanlacağını söyledi. Gelişmiş ülkelerdeki nükleer santrallann çokluğunu ifade etmek için "mısır tarlalan gibi" ifadesini kullanan Ziyaettin Tokar. nükleer santralın bir yılda çıkardığı tehlikeli atığın "bir kamyon yükü kadar" olduğunu, bunun da çevre ve insan sağlığı açısından kontrol edilebilirbir miktar olduğunu belirtti. Bakan Ziyaettin Tokar. çevrecilenn asıl Ermenistan ve Bulgaristan'daki geri Sovyet teknolojisinin ürünleri olan nükleer santrallara muhalefet etmeleri gerektiğini belirtti. 'Nükleer enerji dışa bağımlı, pahalV Nükleer Enerji Mühendisi Prof. Dr. Tolga \arman da nükleer enerjinin kesinlikle dışa bağımlı ve pahalı bir enerji türü olduğunu söyledi. Prof. Tolga Yarman. ülkemizde uranyum bulunmasının biranlamı olmadığını belirterek, doğal uranyumun nükleer yakıt halinegetirilmesi için yurtdışındaki zenginleştirme tesislerine gönderilerek işlenmesi aerektisini kavdetti. SAK USTUNDE MÜJDATGEZEN Cumhuriyet Elli binin üstünde insan, Anıtkabir'i ziyaret etti. Ellerinde bayraklar yüzbinler sokaklarda bayram yaptı. Bunun adı: Cumhuriyet Bayramı'dır. Ben 29 Ekim'de doğdum. MSM her yıl 29 Ekim'de açılır. Kadıköy Belediyesi bu yıl gene Cumhuriyet Balosu düzenledi ve insanlar smokinlerle tuvaletlerle dans ettiler. Yani yüzde 21 'lik gövde gösterilerine böylesi yüzde 79'luk gösteriler, bu ulus var oldukça sürecek. Bizi eskilere, gerilere götürmek isteyenler ise, yalanlarıyla baş başa kalmaya mahkûm olacaklar. 73. Yıl hepinize kutlu olsun. Benim de doğum günüm kutlu olsun. Spor televizyoncuları Kısa bir süre önce birbirleri hakkında söylemedik söz bırakmayan spor programcıları. transfer yaparak kanal değiştirdiler. Şimdi, şiddetle karşılarında bulundukları kanallardan para alıyorlar... Acaba parayı alınca insan hemen fikrini değiştirebilir mi?.. Tabii bunu parayı alanlara sormak lazım. Bana hep ters gelmiştir de... Kitaplar Mücap Ofluoğlu ağabeyim, kitabını göndermiş. Ne kadar güzel, ne kadar akıcı. Şehir fiyatrosu'nun eski günlerini okurken gözlerim doldu. Ne kadar çok şeyi paylaşmışız... Kadıköy Belediyesi Atatürk'ün Nutuk'unu Hrfzı Veldet Hoca'nın güzel Türkçesiyle yeniden basmış... Bilgi Yayınevi sahibi Ahmet Küflü de yeni bastığı kitapları göndermiş. Gelecek haftasözedeceğim... TÜYAP'ın kitap fuarlarında kitap imza günleri başlıyor. Yoğun işlerim nedeniyle katılamayacağım, ama sizlere salık verirım. Kitap kitaptır. Hiç kitap okuyanla okumayan bir olur mu?.. Necmettin Hoca'nın maçıTürkiye-Nijerya milli futbol maçı yerine yapılan Nijerya B Karması-Ankara Karması maçmı Necmettin Hoca da izledi. İki bin civarında muhteşem bir seyirci kalabalığı ile. Hoca umuyordu ki, böyle bir tatil gününde tüm Ankaralılar, bu maça gelirler. Refah için de muhteşem bir gövde gösterisi olur. TRT 1 maçı naklen verdi. Şimdi ben düşünüyorum. Eğer TV maçı vermeseydi Hoca'nın ertesi günkü beyanları muhtemelen şöyle olacaktı: "Binlerce kişi tribünleri hınca hınç doldurdu ve iyi ki böyle bir organizasyonu yapmışız, verdiğimiz sözleri nasıl tuttuğumuz bir kere daha görüldü. "Ne sakıncası var. keyif senin değil mi, ne istersen söyle... Yetmiş beş yaşındaki amca doktora gelmiş: - Doktorcuğum, benim seksen yaşında bir arkadaşım var, haftada üç defa ilişkide bulunduğunu söylüyor. Bir de yetmiş sekizlik bir arkadaşım var, o da iki kez olduğunu söylüyor, acaba ben ne yapayım bu durumda? deyince doktor: - Sen de söyle, demiş... Neyzen'e gidememek İnsan bazen bu büyük kentte oturduğuna pişman oluyor. Uçağım sabah 09.10'da Samsun'a kalkacak. Günlerden cumartesi. Trafik fazla olmaz bu saatte. iki saat önce araba benzin almaya gidiyor. Eşimle biniyoruz. Saat dokuza on var, biz daha Kalamış'tan Beşiktaş'a zor gelmişiz. Tabii uçağı kaçırdık. ilk kez uçak kaçınyorum. Şoför şaşkın durumda. Neyzen Tevfik'in heykelini açacağım Bafra Kolay'da. Telgraf, faks, telefon... Gidemedik. Ama en kısa sürede Kolay'a gideceğim. Pazarlık ve duvarlık sözler: İki kişi YA ATATURK'U SEV YA DA ANITKABİR'E GİTME.. (Herzamanki çifte standartlarınızı artık millet yemiyor) MSM Tiyatro Bölümü sınavına yüzün üzerinde kişi katıldı. Sınava giren yakışıklı birgenç kazanamadı. Hemen arkasından giren bir genç ise okula aiındı. Sınav kurulunda Savaş Dinçei, o her zamanki zarif fantezisi ile bir senaryo üretti: Yirmi yıl sonra Bolu Dağı'ndaki Varan Tesisleri'nde bu iki kişi karşılaşıyor. Biri kazanan biri kaybeden öğrenciler. ikisi de artık orta yaşlı. Kazanamayan soruyor: "Beni hatırladın mı ?", "Çıkartamadım", "Yıllar önce MSM sınavlarına girmiştik", "Tamam, şimdihatırladım", Türk Tiyatrosu Şimdi bir de başımıza sahtekâr tiyatro yapımcıları türedi. Bir iki firmayı kandırıp sponsor olarak adlarını bir iki yerde geçirip, derme çatma yabancı oyunları sağda solda sahneleyip buradan çıkar umuyorlar. Bunlara gelecek haftalarda değineceğiz. Belki isim işim açıklayarak. Ama bizim asıl hedefimiz 'Bizim Tiyatromuz'... Bizim biçimimizi, bizim yazarlarımızla oluşturacağım. MSM'de bir yazarlık bölümü açtık. Burada değerli oyun yazarları dersler veriyor. Odenekli tiyatrolar, bu yıl bu konuda bir adım attılar. Yerli oyunlar ağırlıkta. Oyun yazarlarının bir an önce TV parodisi yazmayı bir kenara bırakıp tiyatro oyunları yazmaya yönelmelerini salık veririz. Kısa kısa da olsa sürdüreceğiz bu yazıları. "Sen neleryapıyorsun", "Tiyatrocu oldum, Ankara 'dan turneden dönüyorum, otobüsle yemek molası verdik, ya sen neler yapıyorsun?", "Ben biliyorsun sınavı kazanamadım. Ticaretle uğraştım, birşirketim var, otobüsten in, ben de İstanbul'a dönüyorum, seni arabamla bırakırım.. hem de konuşuruz." Kaybedenin Mercedes'ine biniyorlar ve oradan uzaklaşıyorlar. Tiyatrocu yolda inerek bir dolmuşla Edirnekaprdaki evine, kaybeden de arabasıyla Etiler Ulus'taki köşküne hareket ediyor. Mektup arkadaşım izmir'den Aslı Dinçman benim mektup arkadaşım. Yıllar önce doktorlar "Fazla bir iş yapamaz, spastik" demişler. Oysa Aslı şimdi ilk kitabının yazımını bitiriyor. Bana 'Yorgun Insanın Yasası'ndan alıntılar göndermiş. (GÜNDÜZ DİNLEN Ki GECE RAHAT UYUYABİLESİN-TEMBELLİKTEN KİMSE ÖLMEMİŞTİR) Yekta Güngör SİGARA İÇİN. TEK KİŞİLİK BİR ODADA, TUVALETTE, DARACIK OTONUZUN İÇİNDE. (Nasıl kokuyor biliyor musunuz?) TRT 1 'de 28 ekim günü saat 14.00'te yayımlanan bir programda, Anayasa Mahkemesi Başkanı konuşuyordu. izledim. "Siyasetçiler benim konuşmalarıma 'O ne karışıyor?' diyorlar. Ben fikirlerimi söyleyemeyecek miyim?.. Hangi islam ülkesinde kadın erkek eşitliği var? Hem laiklık düşmanı olacaksınız hem de anayasaya, bizlere saldıracaksınız. Bu siyaset değildir. Ayrıca bunları söylemek de sadece siyasetçilerin tekellnde değildir..." Yekta Güngör Özden devlet televizyonundan bunları söyleyecek kadar yürekli. Helal olsun. Bu gibi insanlar da olmasa zaman zaman insan umutsuzluğa kapılabilir. Pazarın fıkrası - Hemşerim nerelisin? - Lazım. - Ne tarafından? - Her tarafımdan Kandemir Eski ortağım Kandemir Konduk'u çok severim. Yıllar sonra gene birlikte çalışıyoruz. Kando MSM'de yeni açılan Yazarlık- Yaratıcılık Bölümü 'ne başkan oldu. Başkana hoş geldin derken mutluluğum, onunla yeniden bir şeyleri paylaşıyor olmak. Nereden nereye geldik? Ellili yıllarda istanbul Sarıyer'de bir cinayet işiendi. Sarıyer Güzeli Sevim diye bir genç kız. ağaçlık bir yerde ölü bulundu. Günlerce. aylarca hatta yıllarca gazeteler bununla uğraştılar. Nereden nereye geldik? Bu gün gazeteleri açıyorum. Ölüm artık vak'a-i adiyeden haberler arasında. OKUYUN: SÖYLEV (Kadıköy Belediyesi Yayını) İZLEYİN: TİYATROLAR (Sezon açıldı) SEVİN: CUMHURİYET BAYRAMI Çetin Altan Biz onun yazılarıyla büyüdük. İlhami Soysal, Refik Erduran, Çetin Altan. O devirde hep onlar yazarlar, bize onların yazıları yol gösterirdi. Çetin Altan'ın salt köşe yazarlığında değil, oyun yazarlığında da edebiyatta da kalemi anlatılır gibi değildir. Beni hemen yakalar ve inanılmaz düşlere götürür... Şimdilerde gene mahkeme koridorlarında Altan. Öyle utanıyorum ki anlatamam. Benim ülkem. benim güzel insanlarım gerçekten bu denli aşağılanmaya müstahak mı acaba?.. Gerçekten layık olduğumuz biçimde mi yönetiliyoruz?.. Ben hiç sanmıyorum. Bu nasıl olsa bir gün bitecek. Buna bu halk bir gün 'dur' diyecek. Yeter artık. İl olmak istiyorum ilgililere sesleniyorum. Beni de il yapın. Her seçim yörenizde bol boi atıp insanlara umut veriyorsunuz. Utanmanız yok.. biliyorum. Ama en büyüğünüz bile söylese inanmam. Sizin bir çıkarınız olmasa hiçbir yeri il yapmazsınız. Hadi beni il yapın da göreyim. Gerçekten nasıl oluyor da utanmıyorsunuz anlayamıyorum yahu... Beni güldürenler Uzun yıllar yurtdışında kalmış bir arkadaşımız yıllar sonra Türkiye'ye kesin dönüş yaptı. Memleketini özlemiş, insanlarım özlemiş, hentbol maçlannı özlemiş. ilk olarak bir maça gidiyor. Kendisi Fenerbahçeli. Başlıyor bağırmaya: "Ya ya ya şa şa şa, Fenerbahçe çokyaşa." Bağırıyor, ama bakıyor ki böyle bağıran kimse yok. Hep Galatasaray'ın aleyhinde küfürler. O da başlıyor eski, anımsadığı. Galatasaray'ı kızdırıcı sloganı atmaya: "Sarı-Kırmızıııı, erik hırsızıııı." Buna tuhaf tuhaf bakıyorlar. Bizimki akvaryumdan çıkmış acemi balık gibi. Birtürlü adapte olamıyor. Bu sloganlar artık çooook gerilerde kalmış. Şimdi: "Sahaya ineriz, ananızı öperiz" gibi (ana avradı bol) küfürler var... Bizimki, başı önde maçtan çıkıyor. Kalamış'taki evine doğru üzgün üzgün yürüyor. . Bu acıklı durum beni çok güldürdü. Anlattı yana yakıla.. "Sen yurtdışından değil, uzaydan geldin galiba" dedim. "Artık maçlarda sloganlar böyle."
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle