03 Mayıs 2024 Cuma English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHURİYET 23 KASIM 1996 CUMARTESİ 12 HABERLER Eski Içişleri Bakanı Hasan Fehmi Güneş, 'Yeni bir iç güvenlik örgütü oluşturulmalı' dedi 'Devlet yasalan çiğnememeli'eröre karşı, iktidarlann örtülü örgütlenmeyi amaçladıklannm görüldüğünü belirten Güneş, "Kurulan o örgütün içinde tetikçi olarak. kendisine ülkücü diyen kişiler kullanılmış" dedi. aşka ülkelerde de bu tür örtülü vapılann bulunduğunu söyleyen Güneş, "O ülkelerde. bizdeki gibi katliam sanığı, Interpol bültenleriyle aranan sorumsuz insanlar kullanılmaz" diye konuştu. MFYASE İLKNL'R -Sızinfoakanolduğunuz dönemde polisin ya da geniş anlamda devletin nıafya dediğimiz gizİi güç odakiarnia ilişkisi bu kadar geliıjmiş, nıivdi? CÜNEŞ: Gerek benım görev li olduğum. gerekse öncekı CHP iktıdarı döneminde dev iet yapısı için- de Özel Harp Dairesi gibi örtülü örgütlenmelenn ol- duğunu bilıyorduk. Ama zaman zaman öyle ey lem- lerle karşılaşırdık kı. bizim bildiğımiz sağcı ya da solcu suç örgütlerinin bovunu aşar büvüklükte \e profesvonellıktevdı O zaman bır başka vapılanma- nııı kuşkusunu daima taşırdık. Ve bunun üzerine gi- dilirdi. Tabii bırşeyidüzeltmemızlazım. Bubirpo- lismeselesı. polisin kurduğu ilişkiJer falan değil. Si- >ası iktıdann.de\leterkını kullananbazı güçodak- lannın bilgisi disinda sadece polis örgütünün böy- le bir ilişkivi kurnıasi. bövle biryapılanmavı oluş- rurması mümkündeğildir. Burada muhatap aİmamız gereken. sıvasi iktidar \e de\ İet erkini sorunısuzca kullanan güç odaklandır - Peki sizin döneminizde Özel Harp Dairesi'nde aranan suçlular kullamJn or raujdu? Başka iilkele- rin örtülü örgütlerindesuçluların kullanıldığıoluvor rou? GÜNEŞ: Özel Harp Dairesi. bılındığı gıbı ülke- nin işgali halınde halkın diremş örgütlenmesıni vap- mak v e çete sa\ aşlannı düzenlernek amacı> la oluş- turulmuşrur. Yani ilk bakısta masum biramacı var- dı. Ancak işin içine girildikçe göriildü ki. görev len- dirilenlerde\ letin denetiminde değıl. örgüt tümüy- le de dev İet denetımı dışında. Onun üzenne bilınen tartışmalar çıktı. Ondan ba^ka da ışte böy le bir Ko- münizmle Mücadele Derneklerı gıbı biryapı oluş- turulmuştu daha öncekı bir tarihte. Sonra o bir par- tıııin gençlık kolu haline getınldı - O da başlangıçta de\ letin içinde mi oluşfurulmuş- tu? "Örtülü örgütlenme' Gİ NEŞ: Eh yanı övle savılmalıdır. O da bir ör- tülü gırışimdı. Daha sonra bu tentorval güç oluşru- rulmayaçalişildı. Aneak bugun karşılaştığımızola- yı bunlarlaaçıklamamızçok kolav değıl. 1980dar- besi sonrasındayeni koşullar. venı olusumlarla kar- şılaşıldı. Sovyetler Birliği'nın dağılması. Orta As- ya'da venıoluşumlar. ASALAetkınliklerininartma- sı ve Güneydogu'daki yoğunlaşan terör olayları gi- bi. Bunlara karşı. o dönemden sonrakı iktidarlann yeni tür örtülü örgütlenmeyi amaçladıkları görülü- yor. Bu. amaçiadıkları örtüki örgütlenme>i de kur- muşlar. Kurmuşlar ama o örtülü örgütün içinde te- tikçı olarak. bir anlamda da parça bas.ı ış vapaıı ki- şiler olajrak kendisine 'ÜlkiieiT diyen sıyasi şiddet örgiitlerinin ceza tdıdıdi altındaki elemanlarını kuf- lanmışlar. Bence olayın en \ahım yanı budur. Baş- ka ülkelerin de bu tür faalıyetleri ve bu amaçla kur- duklan örtülü vapıları \ardir. Ama onun kuralları. hukuku ve resmi göre\ li elemanları bellidir. Bizde- ki gıbı ceza tehdıdı altında. katliam sanığı. Interpol bültenlerivle aranan sorumsuz insanlar. sanıklar >a da suçlularbu türola>larda kullanılmaz. Kaldı ki. kullanılanlar açısıııdan da bu şereflı bir iş değildir. Bıranlamda kıralık katıl gıbisinız. parça başı işya- pıyorsunuz ve karşılığında para alıyorsunuz. Karşı- lığındabırtakımhımavelersağlıvorsunuzveohima- yelerı ba^ka nıafyözetkinliklerde kullanıyorsunuz. Evet bugünkü durumu biraz böyle açıklamak müm- kün. - Bu karanlık ilişkilere maf>a nitelenıesi doğru nıu sizce? GÜNEŞ: Şu anda karşı karşıva olduğumuz aca- ba bir mafya konıisu mu. yoksa sivasi suç işleven yeni bır suç örgütü tipı mi? Bunu birbinnden ayır- mamızlazım. Bir mafya olayı. >ani çok voğun, çok ürkütücü\etoplumuçoksarsıcı bovuttaolabilir. Bu bürokrasidekj çürümevi. bozulmav ı gösterir. Ama dev İet erkini kullanan güç odaklan siyasi suç işlet- mek için tehdit altındaki. sanık durumundaki. ka- çak durumundaki ıllegal insanlan kullanıyorsa. bu çok daha \ahım bırşeydir. Orada devlet erkini ilgi- lendiren birçürüme söz konusudur. Benim anlava- bildiğim kadanyla. eski karatasçı militanlan. de\- let erkini kullanan bazı güç odaklan. içeride \a da dışanda belli konular içın tetikçi olarak göre\len- dirmi^lerdir. Sonra o kişiler. bu eylemlen nedeniy- le sağladıklan a\antajlan. güç kuilanma olanakla- nnı mafyöz ilişkilere. eylemlere de dönüştürmüşler- dır. Maf\a da kuşkusuz bir MIÇ örgütüdür. Ama bi- liyorsunuz mafyada temel hedef. temel amaç. para- saldır. akçalıdır. ekonomLk çıkardır. Ha bunun içın siyasi gücü kullanır. siyasi himayeyi kullanır. Bura- da siyasi güç \e a\anta|ları kullananlar. sıyasai şid- det için sağlanan imkânlardan \ararlanmaktadırlar. Yani böy le bir iç ıçelikvaramaöncelikli olan \ebi- H A S A N F E H M İ G Ü N E Ş 1934 Akyazı Sakaıya doğumlu olan Hasan Fehmi Güneş, Sakaıya ilköğretmen Okulu 'nu bitirip bir süre öğretmenlik, Ankara İ niversitesihukuk Fakültesi'ni bitirip savcılık, ayukathkyaptt. I9'5'te CHP adayı olarak Sakarya Senatörü seçildi. t'çüncü Ecevit hükümetinde Içişleri Bakanı olarak görev yaptı Bakanhk dönemi kısa sürmekle birlikte çok olumlu izlenimler bıraktı. Terör olgusunu bir bütün içerisindegörmeyi kısa zamanda basarması ve olaylara soğukkanlı yaklasımı kamuoyunun sağ-sol olarak iki kutba bölündiiğü bir dönemde bile ideolojik karşıtlarından da saygı görmesine yol açN. 12 Eyliilaskeridarbesinden sonra avukatlıkyaparken SODEP'egirdi. Bupartinin Halkçı Parti ife birleşmesinden sonra olıışan SHP'de İstanbulil Baskanlığıgörevinegetirildi. 1987seçimlerinde İstanbul milletvekili seçildi. Güneş halen CHP Parti Mectisi üyeliğiyapıyor. zim üzerinde daha çok durmamız gereken. de\ İet er- kini kullananlann \erdigı görevdir. Istıfa eden bır bakan divor ki: 'Bundan sonra devlet adına kimse riskalmaz". Demek ki. de\ İet adına \enlmis. bu gö- re\ ler. Bu akıl alır >e> değildir. Bakın başka de\ let- lerin de örtülü örgütleri, örtülü eylemlerde kuilanı- lıyor olabilir. Ama orada kaçkınlar kullanılmaz. Bunlara kanlı işler olduğu için "ıslak iş' derler He- le hiçbir dev İet kendi ülkesi içinde böyle bir örgüt kullanmaz. K.atiyen kullanılmaz. Eğerkullanılıyor- sa. bu devlete kar$ı, topluma karşı bir suçtur. Uze- rinde durmamız gereken budur. Şimdi kullanıldı mı acaba.' İşaretleronu gösteriyor. - Sadece eski ülkücüler mi kullanıldı bu tür işler- de? GÜNEŞ: ttirafçılann da bu tür ışlerde kullanıldı- gı söj'lenmektedir. Bu uygulama gösterijor kı. ül- kücü dıve anılan suç örgütleri resmileştirilmiş ve ak- lanmıştır. - Peki şu anda de\ letin, parlamentonun içinde bu- lunduğu cürüme, kirlenme. ne ad verirseniz, nasıl düzelecek? GÜNEŞ: Önce şunu söylemek istiyorum: bu so- run çözülür mü? Ben çözüİeceğine inanıyorum. Çok da zor olduğu kanısında degilim. >eter ki siyasi bir kararlılık olsun. Şu andaki siyasi iktidar çözüm ara- yışı içinde değildir. Aksine sanık telası ıçindedir. Olayı gözdcn kaçırmava çalışmaktadır. küçümse- meye \e unutturmaya çalışmaktadır. Bu. aslında ti- pık bir sanık davranışıdır. Ben Sayın Cumhurbaş- kanı'nın da tatmin edicı düzeyde duyarlılık göster- diği kanısında değilim. Ben anayasadaki Cumhur- başkanlığı'nın \etkıleri ve görev lerıyle ilgilı düzen- lemelerin bu konuda daha etkın olmasınt sağlava- cak kurallar ve kolaylıklar getirdığini düşünüyo- rum. Anavasa'nın 159. maddesini okursanız cum- hurbaşkanına bu konuda verilen \etkilerı görürsü- nüz. Cumhurbaşkanı bakanlar kuruluna başkanlık edebilir. kendisine bağlı denetleme kurulunu hare- kete geçirebilir. Bunlann hiçbıri yapılmamıştır. Dev letin hukuk içerisinde çözemeyeceği hiçbir so- run olamaz. Öyle ise hukuk dışı örgütlenmelere. hu- kuk dışı suç tıplerine dev letin tenezzül etmemesi la- zım. Şimdi ne vapılabilir'.' Birorganıze suçla karşı karşıya\ız. Bu\eni bırkavramdırTürki\e için. Or- ganıze suçlarda. orgutiü suçlarda önce suça karşı. suç örgütlerıne karşı daha güçlü resnıi örgütler kur- mak lazım. Açık. ortada ve resmı. Önemli olan bir konu daha \ar. Biz mutlaka yeni bir iç güvenlik ör- sütii kurmalıvız. İcisleri Bakanı acıkladı Koruculann suç dosyası kabank ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - Içişle- ri Bakanlığf nın vaptığı dökümegöre. 1985 yılından beri işine son verilen 2? bin 22 köy korucusu. 296 adam öldürme. 84 uyuşturu- cu kaçakçılığı. 69 silah kaçakçılığı olmak üzere birdizi suçun uygula\ıcısı oldu. DSP Izmir Millenekili Uakan Tartan'ın yazılı soruönergesini yanıtla\an Içişleri Ba- kanı Meral Akşener. olağanüstü hal bölge- sinde toplam 47 bin 444 geçici. 3 bin 96 gö- nüllü kdy korucusunun bulunduğunu. mü- cavir alanda da 4 bin 871 korucunun görev vaptığını belirrti. 14 duyarlı ilde toplam 20 bin "91 korucunun görev vaptığını kaydeden Akşener. diğer ıllerdeki korucu sayısının 704 olduğunu bildirdi. Akşener'in verdigi bilgi>e göre. köy ko- ruculannın 1985 yılından beri toplam 530 suç işlediği saptandı. Koruculann en çok iş- ledıği suçlar sıralamasında. cinayeti. uyuş- turucuve silah kaçakçıiığıızledı. Içişleri Ba- kanı Akşener'in verdigi bilgiye göre. 11 yıl içinde 296 kişıyi öldüren korucular. geçen yıl 4 adam kaçırma olayına kanştılar. Son 12 v ılda 77 kö\ korucusu kadın kaçımia suçunu işlerken. aynı sürede 84 köy korucusu uyuş- turucu kaçakçılığı. 69 korucu da silah ve tnühimmat kaçakçılığı yaparken vakalandı. MarsanHoMingyine vergiden kaçti AVŞE SAY1.N ANKARA - 198"-1993 dönemını kapsayan 7 yılda ödediği toplam ku- rumlar vergısı 29 milyon 609 bin lıra olan. 1993 yılında v ergı kaçırdığı bel- gelenen DYP Genel Başkanı ve Baş- bakan Yardımcısı Tansu Çiller'e aıt Marsan Holdıng'in, 1994ve 1995>ıl- larında da de\lete kurumlar vergısi ödemediği ortaya çıktı. TBMM Tansu Çiller"ınMalv arhğı- nı Soruşrurma Komisyonu'na aileve ve şirketlerine ait 185 adet vergi be- yannamesi geldi. Bu belgelerde. aıle- ye aıt şirketlerın "zararetnüş" göste- rilmesı nedenıyle. "sembolik" miktar- larda kurumlar vergısı ödediği. DYP lıderınin eşi Özer Lçuran Çiller'in başvurusu üzenne 1987_vılından itıba- ren ise gayrimenkul sennaye geliri be- yanından vazgeçtığı ortaya çıktı. is- tanbul Defterdarlığf ndangelenbılgı- lere göre Mert-Berk ÇiJJer kardeşlerin de vergı mükellefıyetlerine rastlan- mazken. Tansu-Özer Çiller çifti de 1987 yılından beri menkul \e gayri- menkullennden hıç gelir elde etme- diklenni ılerı sürerek beyana tabi ge- lir vergısi mükellefiyetini terk ettiler. Komısyondakı belgede şöyle denildi: "tstanbul Defterdarlığı'nın Malive Bakanlığı'na yazmış olduğu yazıda. Mert Çiller \e Berk ÇiUer'in İstanbul Defterdariığı'nabağiı vergidairelerin- de mükellefiu'tkavırJanna rastlanma- dığı. Tansu Çiller \e Özer L çuran Çil- ler'in ga>rinıenkulsermavi' iradından Sarı\er Vergi Dairesi mükellefi olduk- lan. ancak 1987 vılı 12. avı itibanvla mükelleflyeti terkerrikleri beiirienmiş- tir." Özer Çıller"ın. 1987 vılında Sarı- verA'ergı Daıresi'ne verdığı dılekçe- de. "Be\anatabigelirimiz\t)ktur~ ıçe- rıklı bıldirimde bulunduğu kaydedıl- di. Böv lece, Çiller çıftının. Tansu Çil- ler'in maaşlarından "kaynağından" kesılenlerdışında 1987 sonundan be- ri gelır vergisı ödemedıklen ortava çıktı. Çiller aılesi gıbı gayrimenkul varlığı bulunan mükelleflerın. örne- ğin "ga>rimenkul sermaye iradı" ka- tegonsınde "be>anatabi kazanç" üze- rınden gelır vergısı ödedıklerıne ışa- ret edıldı. Gelir vergisı vükümlülü- ğünde bağh bulunulan \ergi dairesi •Mkâmet" esasınca belırleniyor. Buna göre. Çiller aılesınin gelır vergisı vü- kümlülüğüne ilişkin kay ıtlar. Yenı- köv "de oturduklan ıçin Sarıver Vergı Dairesi'nde tutuluvor. Çiller ailesine ait Marsan Marmara Holdıng AŞ. Cumhuriyet'ın daha ön- ce ortaya çıkardığı belaelere göre 1987. 1988. 1989 ve 199Ö vıllannda de\ lete tek kuruş kurumlar vergisı ödemedı. Marsan Holdına. 1991, 1992 ve 1993 vıllannda da toplam 29 milyon 609 bm lıra kurumlar \ergisi ödemekle yetindı. Bövlece. Türkı- ve'de "President" v e "Denge" adlı yat- lann sahıbı olan. ABD'de mılvarlarca liralık vatırımlar \apan Marsan Hol- dmg'ın 7 vjlda ödedığı toplam kurum- lar vergisı, 25 milyon lira alan bır ış- çinin ücretınden 1 yılda kesilen gelir vergisinin bile gensinde kaldı. Marsan Ntarmara Holding. 1993 v ı- lıkazançları içın 1994 yılında vaptığı beyanda. 7 mılyar 376 milyon lira tu- tarında kurumlar vergısı ıstısnasından "usulsüz" yararlanarak vergı kaçırdı. Komıs>onun vaptığı ıncelemeler. Marsan Holdıng'in. son ıki yılda da devlete hıç kurumlar vergisi ödeme- dığinı ortava çıkardı. Komisvona u- laşan belgelerde. "Marsan Holding AŞ, I994>e 1995takvim>ıllarındaise >ergive tabi kurum kazancı (matrah) bejanetmemiştir"denilerek.Çiller'ın şırketinin son ıkı >ılda da kurumlar vergisi ödemediği bıldirildı. Çıllerailesinin ortak olduğu ve bır bölümii tasfıyeedılen Aytaş. Yeşilyurt Turızm AŞ. Avtaş, Mitaş. Sankim. Marso. MarkırnAŞ'nın de 1991 -1995 yıllan arasında zarargöstererek vergi ödemedıkleri belırlendi. üneş, "Kaldı ki, kullanılanlar açısından da bu şerefli bir iş değildir. Bir anlamda kiralık katil gibisiniz, parça başı iş yapıyorsunuz ve karşılığında para alıyorsunuz" dedi. İktidarın bilgisinde Suç — — örgiitüne siyasal güvence - Bugünkü Emnivet örgütünün dışında mı? GÜNEŞ: Evet. Bugünkü emnivet dediğimiz \ahut polis dediğimiz iç güvenlik örgütü. eğiti- miyle. donatımıv la. vönetimıv le polis dev leti ör- gütüdür. Bunu inkâretmevelım. Bu devlet, bas- kıcı bır polis devletidir. Burada muhatap aldı- ğım. örgütteki insanlar değil. siyasi iktidar ya da iktidarlardır. Çağdaş ve demokratik bir devletin ıç güvenlik örgütünü kurmalıv ız. Eğıtımıyle. do- natımıyla. yönetımıyle, örgüt şemasıyla yeni bir iç güvenlik örgütü kurulmalıdır. Bunun içinde polis vardır. kırsal polis anlamındajandarma var- dır. Benim önerim, muvazzafaskerlerden oluşan jandarmanın artık iç güvenlikte kullanılmaması vesınırgüvenliği>le görev li olması doğrultusun- dadır. Buna çok önem veriyorum. Çağdaş. de- mokratik bir toplumun gereksınimi olan iç gü- v enlik örgütünü kurarsak pek çok olumsuzluğun önünü kesmiş olurıız. - Sizin döneminizde Özel Harp Dairesi va da benzerlerinin yaptığı ev lemlerin üzerine gidebili- vor muvdunuz? GÜNEŞ: Efendim, onu böyle çok net görmez- sinız. Hissedersiniz. Baştan söylemeye çalıştı- ğım gibi öyle olavlarla karşılaşırsınız ki, o bir profesvonel.dörtbaşımamurörgüttarafındaniş- İenmiş bir suçtur. Öyle bir kundaklama olayı ile karşılaştık ki biz. bu bildiğimiz TNT kalıplarıy- la falan yerine getirmek mümkün değildir; belki savaş malzemesi olarak kullanılan büyük tahrip kalıpJannı kullanmak gcrckjr. Bmılanhissiakr- 'sihiz'. Ama bizim o dönemirhizde bellî Blçüde anlaşıldı. Ayncalıklı kişiler - Son olay da gösteriyor ki, bu tür oluşumlar, ekonomikçıkarsağlamayadönüközel göre\ ler de almışjar. GÜNEŞ: Bu özel suç örgütüne verilen görev- leri yerine getirmesi için bazı siyasal güvence- ler. ayncalıklar veriliyor. O kadar resmı görevler veriliyor ki. adres olarak da karakollar gösterili- vor. tabutları bayraklara sanhyor. artık tam res- mileşmiş bir hale geliyor. Silahlar, uzman kart- lan, yeşil pasaportlar ve silah taşıma ruhsatlan veriliyor. Ceplerine. 'Buarkadaşayardımcıolun. bizim adımıza çahşıyor' vazan dokunulmazlık kartlan konuluyor. Eee bütün bunlar büyükavan- tajlar. Parça başı iş yaptıktan sonra vahut belli bir görev i yenne getirdikten ya da getiremedikten sonra, bu avantajlarını sizin dediğiniz gibi maf- yöz, ekonomik çıkar sağlamaya dönük ev lemler- de kullanıvor. Bugüne kadar sövlenenler doğ- ruvsa. bir bölümü va da yansı doğruvsa. olağa- nüstü ekonomik olanaklar içinde bunlar. Büyük mal varlıkları edinmişler. Akıl almaz zenginlik- lere ulaşmışlar. Bu avantajlannı bu tür ışlerde de kullanıvorlar. Mafya tarzı işlerde siyasi gücü kul- lanarak ekonomik çıkar saghvorlar. - Polis teşkilatı içinde dürüst. başarılı ve hizip- lere, gruplara \a da çetelere vanaşmadan meslek- te bir vere gelmek bu koşullarda neredey se ün kân- sız. O zaman iyi bir göreve gelmek iste>ip de ge- lemcven dürüst ve başanlı polisleri büv ük bir teh- like beklnor öj le değil mi? 'Namuslu kalmak çok zor' GÜNEŞ: Çok yeni olmasa bile. benim görev yaptığım dönemde de daha sonra da sürdürebil- diğimilişkıler içinde Emnivetörgütünde son de- rece yetenekli. çok iyi yetişmış. çok dürüst ele- manlanmız olduğunu bilivorum. Övünülecekde- recede başanlı. O polis filmlerinde seyrettığimız dedektiflerden çok daha üstün ve bunları olav, lar içinde kanıtlamış gözü pek insanlar var. Bizim görev de bulunduğumuz sırada. örgütlü suç. or- ganize suç kav ramına yeniydik. Adi suçla örgüt- lü suçu avıramıvorduk. Onu. örgütlü suçla mü- cadele ederken arkadaşlanmız öğrendiler. İngıl- tere'ye, başka ülkelere terör kurslanna gıniler. Çok acı çektiğim bir olay şudur; 1980 sonrasın- da bu arkadaşlarımızın hepsi va resen emekli edildi. ya ihraç edildi ya da kızağa çekilerek ce- zalandırıldı. Istanbul'da Abdi İpekçi'nin vurul- ması olav ında, gecesıni gündüzüne katarak, be- nim bıldiğim bir hafta hiç uyumadan. ayağından botunu çıkarmadan çalışan insanlar şimdi aynı şehirde hurda kâğıtçılık yapıyorlar Bunlar örgü- tün dışına atıldı. İçinde kalanlar pasif noktalara getirildi. Veo dönemde çok bilinçli birpolitikay- la Polis. milliyetçi ve dinci bir biçimde mollalaş- tırıldı. Benim dönemimde polis mevcudu 40-50 bin civanndaydı. Şimdi bunun dört katı. Böyle tehlikeli biryapılanmayagidildi. Örgüt içindeki yükselmelerdebuşekiîdeoldu. Bupolisteki bo- zulmadır aslında. "\'eni, çağdaş. demokratik bir toplumun güvenlik örgütü kurulmalıdır" derken bu şikâvetlerimin sonucunu da söylemiş oluyo- rum. Hem bu çete oluşumlan. siyasi iktidann bilgisi dışında olmaz. Onun kusuru, kuşkusuz si- yasi vöneticilere aittir. O dönemde eğer yöneti- cilik yaptıysak bize de bizim partiye de aittir. Çünkü hiçbir çete. siyasi iktidann bilgisi dışın- da resmi görev le görev lendirilemez. Bu mümkün değil. Ben buna inanmam. Tabii bu süreç açılır- sa. başlarsa,öyleanlaşılıyorki busürecegirilmiş; o zaman teşkilat içinde namuslu ve başanlı per- sonel için namuslu kalmanın seçeneği çok azdır. POLİTIKA VE OTESt MEHMED KEMAL Siyasette Geceler... Siyasette geceler ve sabahlar belli olmaz; her ge- cenin birsabahı ve hersabahın birgecesi vardır. Ay- dınlık bir "ikbal" sabahını, karanlık bir "ıdbar" ge- cesi örtüverir. Bunun Istiklal Mahkemeleri döne- minde birçok örnekleri vardır. Paşa'nın çok yakını Ayıcı Arif darağacına gıderken, "Paşa'nın haberi yok mu, Paşa'ya haber verin, beni ipten alır" der. Oysa, Paşa'nın haberi vardır, belkı pencere önün-. de gündüzün ışımasını gözlüyordur. Istiklal Mahkemeleri döneminde çok adam asılJ mıştır, çok kişi de yağlı urgan altında kurtulmayı beklemiştir. Doğu adaletinde ikisinin ortası yoktur, ya ipe gidersin ya da ipten kurtulursun. Ya devlet başa ya kuzgun leşe özdeyişi bu amaçla söylen- miştir. ismet Paşa ayağına kapanan Töpçu İh-1 san'a. "Çok geç kaldın" der. ; İpten kurtulurken de ipe geç yaklaşırken de saj kın gecikmemelidir. Topçu fhsan, Paşa'nın gölge- sinde aldığı makam ve mevkileri geride bırakırken ipten kurtulmayı becerebilmiştir. • Izmir Istiklal Mahkemesi'nde paşalar, başta Kâ- am Karabekir olmak üzere salona gırerken hepsi ayağa kalkmıştır. Kıyama kalkış, biryandan ipe yak- laşırken. bir yandan kurtuluşa doğrulmadır. Adnan Menderes, baskı makinesini işletir, "Bat- tal Gazı ordularında mı bizi devireceksin paşa!.." derken bir gün Imralı'da ipe gideceğini düşünmüş müydü? Battal Gazi diye küçümsediği subaylar onu Yas- sıada'da yargılamışlardı. Siyasette bir kez ölüm yolu açılmasın, iz sürer gi- bi ardından gelen gelene olur. Bunlar son dönemın ağır okka örnekleri... Cumhuriyet'ten bu yana Yüce Divan yolu çok açılmıştır. Bu yolda kimi suçlanarak sonuca ermiş, kımi yolda tıkanmıştır. Bakanlar Yüce Dıvan'a git- mişlerdir. Bir başbakan Yüce Divan'a gider mi, git- mez mi tartışmalıdır. Siyasetin karanlığına Çiller sı- kıştı. Onu bu cendereden kurtarmaya koalisyon protokolü de yetmez. Bu ikinci soruşturma, malvar- lığına ait, ötekileri de bunu izleyecektir. Bu denli do- ruklara çıkmamıştı. Menderes. Orhan Apaydın'a, "Beni ipten kurtar, ötesi kolay..." demişti. Menderes ipi tanıyordu. Çetin Altan anlatıyor, İsmet Paşa, muhalefettey- ken, böyle durumlarda şöyle dermiş: "Hukuku çiğnerseniz sonra sizin de sığınacak bir yeriniz olmaz." Nitekim hukuku çiğneyenlerin nasıl hukuka sarıldığı çok görülmüştür. Sıkıyönetim mahkemelerinde okkanın altına gel- miş olan sanıklar. hukuktan başka sarılacak dal bu- lamamışlardır. DP'nin güçlü hatiplerı hep hukuk di- ye bağırmışlardır. Bu konuda deneyli olan Çetin Al- tan şöyle yazar: "İsmet Paşa haklıydı, ucuzprim ve gösteriler için ilkelere boş verenler, aslında kendi kuyularını kazı- yorlardı. Süleyman Bey benım dokunulmazlığımı kaldırtmak için Meclis 'te seferbertik ilan etti de ne oldu? Kendisi de sonunda Zincirbozan 'a düşme- dimi?" Güneydoğu'da uygulanan politikanın siyasal yan- ları henüz tartışmaya açılmamıştır. Doğruyu göste- ren paşalar oldyğugibi, yolunu şaşırtanlan da var- dır. Milliyetçifik, yurfseverlik, Kürtfük, Türklük gibi ch lalı söylevlerden sonra ışîn bir de özü var. Özün tar- tışması tozun tartışması değildir. Tortusu kalır. Her iktidar, "Basın hürdür" der. "Yasayla düzen- lenir" diye ardını getirir. Basını gene "yasayla" dü- zenliyorlar mı? Bu yazıyı ya da benzerini ben birkaç kez daha mı yazdım. bana mı öyle geliyor? Basın hürmüş ha!.. BULMACA SEDAT\AŞAYA\ SOLDAN SAĞA: 1/lnsandahayvan- larla cınsel ilışki kurma ısteğiyle or- taya çıkan davra- nış bozukluğu. 2/ 3 Asya'da bır ülke... Mezar. 3/ Ender. seyrek... Önüne getırıldığı bırimı bınle çarpan önek. 4/ Radyoaktıf bo- zunmanın dozunu ölçmekte kullanı- 8 lan birım. 5/ llkel Q benlık... Fazladan kılınan namaz ya da tutu- lanoruç. 6/Mimarlıktasü- tunların yüzeyindeki yan yana ıçbükey oluklara ve- nlen ad... Israil'in para bı- 3 nmi. 7/ Erkekligını gıder- 4 mek. ığdiş etmek. 8/ Oy- c lumlu Leyleğebenzerbır kuş. 9/ Spor karşılaşmala- ° nnda seyircıleri coşturan 7 kımse... Apansız. g YTKARIDANAŞAĞIYA: Q l/\aş ya da kuru erıkle ya- 1 2 3 4 5 6 7 8 pılan birtürsebze vahnısı. 2/Müstahkem ver... Sahipolma, kazanma. iktısap. 3/ Bır ışık va da ısı kavnağından vayılan ışınların toplandığı >er... Czerıne bır şev dayandınlan bılgi 4/Taflan çubuklarından vapılan ve resım çızımınde kulla- nılan kömürkalem... Bır savaş uçağı tipı. 5/Yabanıl hayvarr bannağı... Crperme. 6/ Dışlerın dıplennde ve kaplarda olu- şan kireç tabakası. 7/Terlemekten v a da sıcaktan v ücutta gö- rülen küçük pembe kabartılar... Baryumun sımgesı. 8/ Vi- layet... " — tutmuş goncalan açılmış Güllerı varbızım güle benzemez" (Karacaoğlanl 9/ Sıtma mikrobunu aşılayan sivrisınek... Birnota. İLAN T.C BÜYÜKÇEKMECE ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ.NDEN 1996 82 Esas Davacı Türk Telekomünikasyon A.Ş. vekili tara- fından davalı Fevzi Mol aleyhine açılan tazminat da- vası sebebi ile davalı adına tebligat yapıiamadığın- dan davalıya duruşma gününün ve dava dilekçesi- nin ilanen tebliğine karar venlmiştir. Karar gereğince davacı Türk Telekom A.Ş. veki- li tarafından mahkemeye verilen 11.10.1996 tarihli di lekçesi ile idareye aıt kabloya dav al 1 Fev zi Mol' un 17.319.780.- TL zarar verdiğini. bu zarann banka faizi ile birlikte tahsilini talep etmiş olup duruşma günii 17.12.1996 günü saat 12.00"yebırakılmıştır. Işbu ilanın gazetede neşri tanhinden itibaren 7 güngeçtikten sonra cevap vermesüresinin başlaya- cağı adı geçen davalının duruşmaya katılmadığı ve- ya kendisini temsil ettirmediği takdirde yargılama- ya devamla gıyabında karar verileceği hususu ila- nen tebliö olunur. 6.11.1996 Basın: 117650
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle