04 Mayıs 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
S9KJHSIVI1996SALI CUMHURİYET SAYFA HABERLER Sözde Kürt 1>arlanentosu • OSLO (Cumhuriyet) - Exil Küdıstan ParlaTnertosu, 6'ncı genel kongTesni Norveç'in başkentı Oslo'da dün •başlattı. Carşamba akşamı sona ere;ek toplantinın açılışı Norveç parlamentosu Stortîngefteyapıldı. Açılışa, Niorveçli parlamenterlerden oluşan Da\amşna Komitesi ile Kürt HaUan Konseyi, Norveç hsan Hakları Enstitüsî. Norveç Düşünce Özgiirlüğü Forumu. Norveç HelsİT\kiK.omitesi, Norveç YazarlarBirlıği, Uluslararası Âf Örgütü Norveç Subesi. Noneç İşçi Sendikahn Konfederasyonu ve Norveç PEN KulJbü katıldı. Niyazov'un temasları • ANKA.RA (Cumhuri\et Bürosu)-Sağlık denetimınden geçmek için İstanbul'a gelen Türkmenıstan De\let •Başkanı Saparmurat Niyazo\ \e he\etinin Ankara'daki temaslarının gündemınde "petrol \e doğalgaz'" yer alıvor. Cumhurbaşkanı Süleşman Demirel \e Niyazo\. görüşmelere ilışkin ortak birbildinyı ımzalarken ikı ülkenin enerji bakanlıklan arasında petrol \e doğalgaz ticareti konusunda görüşmeler \apıldı. Devlet Bakanı Abdullah Gül. Türkive \e Türkmemstan araMndakı tıcaret hacminin 1 mılyardolara çıkanlnıasını hedefledıklerıni bildirdi. Çiller'in imza yetkisi • ANKARA (ANKA) - Anayasa Mahkemesi. atama. nakil \e görevden alma kararnamelerinin başbakan dişinda koalısyon örtağı dığerpartiye mensup başbakan yardımcısı tarafından da imzalanmasını öngören \asanın iptali istemiy le açılan davayı gündemıne aldı. Yüksek mahkemenin. bu hafta esastan görüşmeye başlaması beklenen yasayı iptal etmesi halinde Başbakan Yardımcısı Tansu Çiller'in. Başbakan Necmettın Erbakan karşısındaki gücü elinden alınmış olacak. Erbakan'dan ek zam vaadi • ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - Başbakan Necmettın Erbakan, rnemurlara kaynak J>aketlerinden gelir sağlandıkça ek artış yapılacağı vaadinde bulunurken '"Allah'ın verdiği zenginlikleri harekete aeçiriyoruz" dedi. Erbakan."REFÂHYOL'un "hayali" olarak nitelendiren kaynak paketlerinden üçüncüsüvle de Hazine'ye 8-10 milyar dolarlık gelir sağlanmasının hedeflendiğini ve Güneydoğu illeri ağırlıklı olmak üzere 200 bin ışsize istihdam sağlayacak 60"a yakın proje hazırlandığını bildirdi. Savaş kapşıtlan davası • ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - Genelkurmay Askeri Mahkemesi'nde fıalkı askerlikten soğutmak suçundan tutuklu olarak yargılanan Osman Murat Ülke'nin bugün yapılacak duruşmasını Avrupalı savaş karşıtları da ızleyecekler. 1 Eylül 1995 tarihinde ''askere gitmek istemediğini ve vicdani ret hakkını kullandığını" açıklayan Ülke hakkında. 2 aydan 2 yıla kadar hapis cezası isteniyor. Sağlık bütçesi • ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - Sağhk Bakanı Yıldırım Aktuna. 1992 yılında başlatılan \e ekonomik yetersizlik Lçindeki kişilere \erılen yeşil kart uygulaması ile ügilı suiistimaller nedeniyle şimdiye kadar 49 bin 64 kartın iptal edildiğini açıkladı. 1992 yılında başlatılan uygulama ile şjmdi\e kadar toplam 5 mihon 492 bin 604 kışıye kartverildiğini belirten Âkruna. ekonomik durumu iyi elduğu halde, sahte beyanlarla kart alanlann yeşıi kartlannın iptal edildiğini. şişirilmiş faturalann da ilgililerden tahsiline başlanıldıâını bildirdi. TBMM Plan ve Büt;e Komisyonu'nda. Sağhk Bakanlığı'nm 1997 bütcesi görüşülerek kabul edildi. ÇİZMEDEN YL KARI MUSA KART Cumhurbaşkanı Demirel. •maf\a-de\let-aşiret' ilişkileri hakkında 'fare\i \akalamak için e%i \akma\alım' dedi. Hozat Başkan Doğan: Ölüm ensemizde ANKARA (Cumhuriyet Bürosu)-Tunceli"ye bağlı Hozat ilçesinin CHP'li Belediye Başkanı Celal Doğan. bölgede köylerin boşaltılması nedeniyle vaşanan sorunlann yoğunlaşarak arttığını belirterek "Ölümiin soluğunu ensemizde hissedi\oruz~dedı. Doğan. uzun süredir bağımsız beledıve başkanı olarak tzörev yaptığını. CHP Genel Başkanı Deniz Baykal'ın Tunceli ıncelemeleri sırasında partiye katıldığını anımsatarak ~CHP"nin çizgisinin doğru olduğunu ve sorunları çözümii .vönündegirişimde bulunacağına inanıvorum" dedi. Doğan. ıdeolojilerın öne sürüldüğü gibi ortadan kalkmadığını belirterek inançları nedeniyle politika yaptığını anlattı. REFAHYOL'un basından intikam hazırlığına muhalefet sert tepki gösteriyor 4 Besleme basın istiyorlar'ANKARA (Cumhurhet Büro- su) - REFAHYOL hükümetinin bugün yapılması beklenen 'basın' konulu genel görüşmenin ardm- dan. yeni bir sansür vebaskı tasa- nsı\ la basından öç alma hazırlığı- na muhalefet sert tepki gösterdi. CHP Ankara Millet\ekih Yılmaz Ateş, "besleme basın \aratılmaya çalışıldığınr belirtirken. ANÂP Adana Milletvekıli Iğur Aksöz. basına yargısız infaz yapıldığı gö- rüşünü dile getirdi. TBMM Danışma K.uruiu"nun bu sabah yapacağı toplantıda. RP'nin "basın" konulu genel gö- rüşme önergesinin gündeme geti- rilmesi beklenıyor. Muiıalefetin tepkısı nedeniyle Danışma K.uru- lu"ndano\birliği\lekararçıkartı- lamayacağından. RP'nin önerisinin bugün öğleden sonraTBMM Genel Kuru- lunda oylanacağı bildiril- di. Çoğunluğu saglayama- dıkları için geçen hafta mu- halefetten arka arkaya "gol" yi>en REFAHYÖL ortaklarının oylamada ço- ğunluğu sağlamalan duru- munda, "basın" konulu ge- nel görüşme bugün gerçek- leştinlecek. ANAP'ın "basın yayın- dan sommlu gölge bakarn", Adana Millenekili Uğur Aksöz. RP'nin basına "yar- gısız infaz" uygulamak is- tediğini söyledi. Aksöz. Su- surluk'taki trafik kazasının ardından de\ let-mafya iliş- kileri \e birçok karanlık işin üstüne giden basını Basına yarçjlSIZ İnfaz Muhalefet, koalisyonun basını cendereye alma girişimlerine karşı büyük tepki gösteriyor: CHP Ankara Milletvekili Yılmaz Ateş. besleme basın yaratılnıak istendiğini söylerken ANAP Adana Milletvekıli Uğur Aksöz de basına yargısız infaz yapıldığını ileri sürdü. susturmak isteyen hükümetin, bu nedenle apar topar Meclis'e bir genel görüşme önergesi \erdiğini. amacın yasaklaşıcı hükümlerge- tırmeden önce. kamuoyu oluştur- mak olduğunu sövledı. Önergenin daha ilk satırında. "Med>a teröristtir" deme cüreti gösterildığıne dıkkat çeken Ak- söz. "Susurluk'ta esrarı. u> uştu- rucusu. silahıyla yakalananlara •terörist'demejeThükümet. bası- na bunu demecüretini nasıl göste- ri\or? Bu demokrasi a\ ıbıdır"de- di. Hiikümet ortaklarının da birbı- ri^le çeliştiğinı kavdeden Aksöz, sözlerini şöyle sürdürdü: "D> P'liNamık Kemal Zeybek. basın özgürlüğü>le ilgili yasa ha- zııiadıklannı sö>lerken, RP'li Ka- zan basın için 'Avağına pranga eli- ne zincır bağlayacağını. kalemini kıracağım. ağzına bant yapıştıra- cağım" diyor. Ortaklann söylem- leri \c tasanlan farklı. Hiikümet karanlık ilişkileri orta>a çıkaran, Susurlukola\ ını aydınlatmaya ça- lışan 4. kuvvet basına daha fazla özgüriük, destek, çalışanlarına sos>al haklar \ermesi gerekirken. "Sen sus Resmi Gazete ol. hatta okul gazetesi. du\ar gazetesi ol. şıir yaz. resım >ap' di>or. Genel görüşme ters tepecek." 'Duvargibiler'' ANAP Genel Başkan Yardım- cısı İbrahim Yaşar Dedelek de. "Basın kapalı birçok olavı ortaya çıkanyor. Bizim dahi gücümüz >etmiyor. Geniş yetkileıie donatıl- mış bir komis>on kurulsun, ola\- Hükümette sansür çelişkisiANKARA (Cumhuriyet Bürosu) -T-iükümet ortaklan DYP ve RP"nin, Basın Yasası'nda yapılacak yeni düzenlemeler konusunda "çok başh" çalışma yürütmeleri dikkat çekti. Basından sorumlu Devlet Bakanı DYP'li Narrnk Kemal Zeybek, kendi yürüttüğü çalışmanın yasanın tümünde bir değişiklik içerdiğini belirterek, "DYP ve RP gruplannda yapılan çalışma ise, bir teklif. yani benim çalışmama yama > apıyorlar" dedi. DYP Genel Başkan Yardımcısı Hayri Kozakçıoğlu ise. DYP"nin hayali üretilen haberlere karşı önlem almasından yana olduğunu, ancak RP'li Adalet Bakanı Şevket Kazan'ın hazırladığı yasa taslagından haberi bulunmadıfeını kaydetti. Devlet Bakanı Zeybek, DYP"ve RP Grup yöneticilerinin Basın Yasası konusunda ayrı bir çalışma yaptıklannı söyledi. Kandisinin Basın Yasasf nın tümünün değişririlmesini öngören bir çalışma yürüttügünü kaydeden Zeybek. "Gruplann ortak çalışması bir teklif, yani benim çalışmama yama yapıyoriar" dedi. Grupların hazırladıklan çalışmanın yasalaşmasının söz konusu olamayacağını kaydeden Zeybek, "Benim genişleterek yürüteceğim çalışmam sonunda yasalaşır" diye konuştu. RP Samsun Milletvekili Musa L'zunkaya ise. TBMM Plan ve Bütçe Romisyonu'nda Sağlık Bakanlığı bütçesi görüşülürken. "Medvayı bakanlık faaUyetlerini duyurmaya mahkûm edelim" sözleriyle partisinin medyaya bakış açısını ortaya koydtı. Bu konuda yapıiacak yasa değişikliğine grup olarak destek vereceklerini vurgulayan Uzunkaya. "Sağlık herkesi ilgüendiriyor. Tanıtım için bakanlığın bütçeden ödenek ayırmasına gerek yok. ilgili yasada değişiklik yapalım ve medyayı, sağhk programlannı \a\ ımlamaya mecbur edelim'* görüşünü savundu. ların üstüne gidilsin,di\e ha\kırı- >oruz. Ama du\ar gibiler" dive konuştu. CHP Ankara Milletvekili Yıl- maz Ateş. REFAHYOUun de- mokratik hukuk de\ letini sa\ unan kesimleri sindirmeve çalıştığını >ö\ ledi. Ateş şu görüşleri dile ge- tirdi. "Özgür, demokratik basın yeri- ne, 1908'lerin. I95«"lerin basınını \aratmak istedller. Demokles'in kılıcı gibi basının üzerinde baskı \aratnıak istediler. Ben >atandaş olarak haber alma ö/gürlüğüm açısından. getirecekJeri >asaya e\et" divemem. Gazeteci kökenli bir milletvekili ve CHP'li olarak da "e\et" divemem." Ateş. bugünlerde halkın "iyi ki medya var" dediğini akta- rırken de, "Medya demok- rasimize tuzaklân duyur- du. Kuruluş amacı hırsız- lıkları örtmek olan RE- FAHVOL'un basını ceza- landırmaya gücü yetmez" dedi. CHP Genel Sekreter Yar- dımcısı Atila Sa\ da. RE- FAHYOL hükümetinin "\olsu/lukları önlevemez- sen gerçekleri sakla basını sustur" \ öntemi u\ gulama- ya hazırlandığını belirterek. "Bu antidemokratik bir tu- tumdur. Basının susturul- ma\a çalışılması. hükümeti kurtarmaz: si\asal ve sos- yal çürüme\ i önlemez. Tam tersine üstünü örtme çaba- ları çürüme\i kökleştirir, hastalığı yayar" dedi. TGS Genel Başkanı Sonay, taslakla Abdülhamit döneminin aratılmayacağını söyledi Basın kuruluşlarından sert tepkiİstanbul Haber Servisi - Basınla ılgılı ha- zırlanan yeni "tasan taslağı" basın meslek örgütlerinin sert tepkisine neden oldu. Tür- kı\e Gazeteciler Sendikası (TGS) Genel Başkanı Ziya Sonsç, taslakla "Abdülhamit döneminin aratılmayacağını" \ urgularken. Türkiye Gazeteciler Cemiyeti (TGC) Baş- kanı Nail Güreli de taslakla ilgili girişimle- rı, ıktıdarın bir süredir basına karşı \ ürüttu- ğü kampanyanın birparçası olarak niteledi. Basın Konse\ i Başkanı Oktay Ekşi ise tas- lağın hükümetin programında vaat edilen "şeffaflık" ilkesine aykırı olduğunu belirtti. Hazırlanan yasa tasansının yalnızca ba- sını ve gazetecileri değil. muhalefet partile- rini. demokratik kitle örgütlerini. bilim adamlannı \e \ azar. çızer. sanatçılan sustur- mayı amaçladığını belirten TGS Genel Baş- kanı Ziya Sonay, daha önce kimi iktidarlar tarafından denenen yasakların kendilerine güç katmadığının görüldüğünü ifade etti. RP'nin Basın Yasası Taslağf nın Abdülha- mit dönemini aratmav acak bir sansür döne- mine girilmesini öngördüğünü kaydeden Sonay. "Basınımız, bizim de eleştirdiğimiz kimi yozlaşmalara karşın. gerçekleri okur- lanna aktarmayı her cezavı göze alarak sür- dürmegeleneğindenaynlmayacaktır"dedi. TGC Genel Başkanı Nail Güreli. yaptığı yazılı açıklamada, medya hakkında Genel Görüşme açılabilmesi için iktidann RP ka- nadı tarafından önümüzdeki salı aünü Mec- lis'e önerı getirileceği haberleri bulunduğu- nu belirterek bu girişimin basını susturma- \ ı hedetleyen v asaklav ıcı önlemlere ve bas- kı yasalanna gerekçe hazırlama\ı amaçla- dığını öne sürdü. Genel Görüşme'nin ardından. gizlitutul- maya çalışılan bir yasa teklifinin de Mec- lis'ten hızla geçirilmek istenileceği endişe- sını taşıdıklarını belirten Güreli. şu görüş- lere yer verdi: "İktidar temsilcilerinin basın için söyle- diklerû'Kendı emrinde yönetim istiyor' sö- zünü, iktidar için. 'Kendi emrinde basın is- tiyor' şeklinde söylemek daha doğrudur. A- ma bu niyetlerine erişemeyeceklerdir." Basın Konseyı Başkanı Oktay Ekşi'de açıklamasında yalan \e\a iftira niteliğı ta- şıyan habere aklı başında herkesin karşı çı- kacağını belirterek. ancak hükümetin bu ya- sa tasansıyla halkm gerçekleri öğrenmesi- nin engellendiğini kaydetti. Ekşi bugün Ka- zan'ın getirdiği önerinın bundan 40 vıl ön- ce Adnan Menderes'in "Çanlanna ot üka- ma" iddiasıyla çıkartılan 6732 sayılı yasay- la aynı olduğunu öne sürdü. Çağdaş Gazeteciler Derneği Genel Baş- kanı Ismet Demirdöğen ise yaptığı açıkla- mada. "Basın toplumun aynasıdır. Aynaya kızılmaz" dedi. RP'nin her alanda iflas et- miş olduğunu ifade eden Demirdöğen. ba- sını suçlayarak kendini aklamaya çalıştığt- nı öne sürdü. SIFIR NOKTASII ORAL ÇALIŞLAR e-mail: [email protected] Herkes gibi ben de basından şikâyetçiyim. Yıllarımı verdiğim bu meslek ne yazık ki büyük bir çürüme içinde. Medya, çeşitli sı- nırlamalar nedeniyle görevini la- yıkıyla yerine getiremiyor. Basının giderek kartellere dö- nüşmesi ve medyanın bir sana- yi dalı haline gelmesi. basının başlı basına büyük sermaye grubu olarak ortaya çıkmasına neden oldu. Televizyonun ve kit- le iletişim araçlannın olağanüs- tü büyümesi, devlet-basın ilişki- lerini, haber alma özgürlüğünün boyutlannı da yeniden günde- me getirdi. Türkiye'de haber alma özgür- lüğü olduğunu söyleyebilir mi- yiz? Bence hayır. Yürürlükteki basın yasası, ceza yasaları, ba- sın özgürlüğünün önündeki en büyük engeller. Ayrıca büyük basın tekellerinin hükümetlerle olan kredi ilişkileri de onları bu ilişkileri doğrultusunda yayın yapmaya zorluyor. Büyük basın tekelleri, onların arkasındaki ser- maye gruplan hükümetle ilişkile- Kazan Cezaevinde BBC Dinliyordu rine bağlı olarak yayın yapıyor- lar. Bir basın tekeli, hükümetle olan ilişkisi iyi ise hükümeti des- tekleyecek haberleri ön plana çı- kanyor, ilişkisi kötü olan ise hü- kümeti sıkıştıracak ve dize geti- recek bir çaba içine giriyor. Mad- di çıkarların yansıması olan ya- yın çizgisi, medyaya olan güve- ni sarsıyor. Bizim gibi işin uzma- nı olanlar, acaba bugün ne oldu da bunu manşete çıkardılar so- rusunu sorup, bu sorularına sa- tır aralarından cevap arıyorlar. Sermayenin olağanüstü bü- yümesi, medyanın tiraj ve rey- tıng kaygısını her şeyin önüne geçiriyor. Ben daha çok izlen- dim, ben daha çok okundum ya- nşması, gazetecileri semt pazar- larının çığırtkanlarına dönüştü- rüyor. Bu arada haber doğruy- muş. insanların yaşamını altüst ediyormuş, kimsenin umurunda değil. Haber bültenlerinin gide- rek "realiti şov"a dönüşmesi de bunun sonucu. Gazete patronuyla, gazeteci arasındaki bağ da giderek baş- ka bir boyut kazanıyor. Çok yük- sek maaş alan basın yıldızları, kraldan fazla kral taraftarı kesi- lerek, rekabet nedeniyle olma- dıkşeyleryapıyorlar. Patronların birbiri arasındaki kavganın silah- şörleri olan bu yıldızlar, en aşa- ğılık saldırıları karşı patrona ya- parak kendi patronlarının gözü- ne girmeye çalışıyortar. Aynı adamların ve kadınların bir süre sonra sövdükleri patronunun emrine girmeleriyle ahlaksızlık diz boyu hale geliyor. Bu arada, mesleğin hamalı olan basın emekçilerı, yani mu- habider ve diğer çalışanlar, bu yozlaşma içinde oraya buraya sürükieniyorlar. Örgütlenmeleri yasak, sendikalı olmaları yasak, itiraz etmeleri yasak. hatta istıfa etmeleri bile yasak. Çünkü diğer patronla yapılan anlaşma onları ömür boyu açlığa mahkûm ede- bilir. Basının yozlaşmasının asıl ne- denı basın özgürlüğünün olma- yışı. Tekelleşme özgürlüğü da- ha da kısıtlıyor. Tekelleşen basın devleri, diğer basın kurumlarını yok etmek amacıyla, baskı, teh- dit, haksız rekabet yollannt kul- lanmaktan çekinmiyorlar. Gaze- tecilere getirilen ceza uygulama- ları, basın patronlannı rahatlatı- yor. dik başlı gördükleri yazarla- rı, muhabirlerı ceza yasalarıyla korkutarak ıstedıklerı an kapı önüne koyabılıyorlar. Basındaki yozlaşmanın asıl nedeni. devletin yasalar ve kre- di muslukları yoluyla getırdiği sı- nırlama ve baskılar. Yeni hükü- met. var olan sınırlamalar yetmi- yormuş gibi, daha fazla sınırla- malar getirerek basını lyıce gö- revini yerine yapamaz hale ge- tirmeye çabalıyor. Şevket Ka- zan, "devletin sıyası ve mali ıti- bannı sarsan veya kamunun te- laş veya heyecanına neden olan veya havadisleri yanlış metinle- ri.." cezalandıracaklarını açıkla- dı. "Devletin siyası ve mali itıba- rı" ne demek? Buna kim karar verecek? Şevket Bey mı? Nec- mettin Bey mi? Itibardan ne kast ediliyor? Uyuşturucu şebe- kelerinin itibarı mı? Kumar maf- yasının ittbarı mı? Çağdaşlık düşmanı örgütlenmenin itibarı mı? Yarın siz de zor koşullarda gerçek haberleri dinlemek ister- siniz. Şevket Kazan, 12 Eylül dö- nemınde cezaevındeyken kula- ğını BBC haberlerini almak için radyoya dayıyordu. Gerçekleri ingiliz basınından öğrenmeye çalışıyordu. O günlerı unutma- masını diliyorum. Yann yine ba- sın özgürlüğüne ihtiyacı olabi- lir... iktidar sonsuz değil. ama ha- berler sonsuza kadar devam edecek. POLtTİKA GUNLUGU HİKMET ÇETİNKAYA Harran Üniversitesi... Nurcuların Harran Üniversitesi'nde örgütlen- melerine gösterilen hoşgörüyü "Özerk-demok- ratik ve bilimsel üniversite" isteyen gençlerimıze gösterebiliyor muyuz? Ne gezer!. Bu ülkede öğrenci gençlik ezilir, horlanır... Ankara veistanbul'datekmelenen.saçlarından tutularak yerlerde sürüklenen gençler ne istiyor- lar? Onlar özerk ve demokratik bir üniversite istiyor- lar... Karşılarına çıkanlar kim? Irkçı ve şeriatçı tosuncuklar... Bu tosuncuklar, Anadolu üniversitelerinde ör- gütlenmelerini tamamladılar yıllar Önce... Anadolu üniversiteleri bilimden uzaklaştırıldı ve 'tarikat şeyhleri'n\r\ denetiminde medreseye dönüştürüldü... Oralardaki demokrat, yurtsever öğretim üyele- ri ırkçı ve şeriatçı yapılanmaya karşı mücadele ettiler, gerici kadrolann tüm engellemelenne kar- şın ödün vermediler... YÖK, tüm bu olup bitenleri sadece izlemekle yetindi, siyasal iktidarların buyruğunda olduğunu kanıtladı... Harran Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Servet Armağan'ın görevinden alınması elbet önemli bir gelişme, ama ya diğer Anadolu üniversitelerinde- ki "ırkçı ve şeriatçı' yapılanma nasıl çökertilecek? Nurcu Abdülkadir Badıllı, Halil Gönenç ile Su- udi prens Muhammed Faisal Al Suud'a fahri doktora verenler Harran'da kalacaklar mı? Kimi Anadolu üniversitelerinde, öğrencılere "iran Is- lam devrimi, Türkiye 'de de gerçekleşecek" diyen öğretim üyeleri yerlerinde oturacaklar mı? işin ilginç yani YÖK, Harran Ünıversitesi'ndeki 'şeriatçıyapılanma 'yı 4 yıl süreyle izledi ve sonun- da karara vardı: "Bu örgütlenmenin amacı, laik demokratik cumhuriyeti yıkmaya yöneliktir..." • • • Şimdi size bir mektubu özetleyerek sunaca- ğım... Bakın neler oluyor üniversitelerde: "Ağustos 1996'da Harran Üniversitesi çeşitli dallarda sınav açtı. Sınav sonucunda Abdullah Taştekinyabancı dil sınavında, Almancadan 100 üzerinden 80 aldı, bilim sınavında da diğer rakip- lerini geçerek araştırma görevlisi oldu. Girdiği dal, kamu yönetimi bölümü. Aynı şahıs, Eylül 1996'da Gazi Üniversitesi'nin açtığı kamu yöne- timi bölümü yüksek lisans sınavına girdi. (Zanne- dersem bölümün alt dalı olan siyaset bılimi 2'n- ci öğretim sınavıydı. Her bölümün birkaç tane alt dalı oluyor.) Sınav sonucunda Almancadan 30 üzerinden 8 aldı ki, bu 100 üzerinden 27 yapıyor. Bilim sınavında ise 70 üzerinden 3 aldı ki, bu da 100 üzerinden 4 yapıyor. Gördüğünüz gibi Harran Üniversitesi Kamu Yö- netimi Bölümü'nün yaptığt-s/navın sonuçlartyla Gazi Üniversitesi Kamu Yönetimi Bölümü'nün yaptığı yüksek lisans sınavı sonuçları arasında dağlar kadar fark var. Halbuki Gazi Üniversite- si'nin yüksek lisans dil sınavı çok kolaydır. Buna rağmen Abdullah Taştekin hem dil sınavında hem de bilim sınavında son sırada yer alıyor. Ve bu şa- hıs, ağustosta yapılan sınav sonucunda Harran Üniversitesi'ne araştırma görevlisi olarak girdi." • • • Tarikat şeyhlerinin 'denetiminde' bulunan okul, yurt. dershane ve evlerdeki 'şeriatçı örgütlenme- yi' hoşgörenler, aynı hoşgörüyü niçin öğrenci gençliğe göstermezler? Nedeni açık: Öğrenci gençlik, aydınlık bir Tür- kiye için özerk, demokratik ve bilimsel üniversi- te istiyor; tarikat şeyhleri ise ülkeyi ortaçağ ka- ranlığına götürmek için şeriatçı örgütlenme isti- yor... Devleti yönetenler sanırlar ki tarikat şeyhlerine ödün vermezlerse siyasal gelecekleri tehlikeye girer... Sultanbeyli'yeAtatürkanıtınıTuğgeneralDoğu Silahçıoğlu'nun yaptırıp koydurmasını 'anti-de- mokratik' bulan numaracı cumhuriyetçiler, şeriat- çı yurtlardaki Mustafa Kemal'in büstüne tükü- ren tarikat şeyhlerinden 'nasiplenirler' ve bu yüz- den de onları koruyup yanlarında yer alırlar. Sonra ne yapar numaracı cumhuriyetçiler? Demokrasi, insan hakları, yaşama özgürlüğü üzerine ahkâm keserler, 'sendikal hak ve özgür- lükler' denilince de "Bırakın çağdışı şeyleri" de- yip gerçek yüzlerini gösterirler... Bu ülkede imam-hatip liselerinin Refah Partisi güdümünde olduğu tartışılır, ama tarikat şeyh- lerinin okulları, yurtları. vakıfları, dershaneleri tar- tışılmaz... Tarikat şeyhlerinin okullarında yetenekli öğren- ciler vardır. Ancak o öğrenciler cumartesi ve pa- zar günleri kimi evlerde toplanır ve şeriat eğitimi görür. Kimse bu öğrencilerin o evlerde ne yaptığını araştırmaz, 'Islam cumhuriyeti' kurma planlarıy- la ilgilenmez... Bu yurtlar. dershaneler, hanlar, hamamlar, ya- lılar, katlar, hastaneler. okullar, şirketler nasıl kurulur, üzerine gidilmez... Sahi bu paralar nereden gelir? Kırgızistan'da. Azerbaycan'daki yatırımları kim finanse eder? Bu köşeyi izleyenler yıllardır olup bitenleri gö- rür, ama devleti yönetenler görmemezlikten ge- lir.,. Bu arada bir soru: "Tarikat şeyhleri ABD aleyhine niçin tek kötü söz söylemez? Tarikat şeyhleri niçin sık sık ABD'ye gider?" • • • 13 yıl önceTurgut Özal'ın, daha sonra Bülent Ecevit, Deniz Baykal'ın 'yağdanlığı' olan takke- siz liboş bakın ne demiş: "Hocam, inanınız (Fethullah Hoca 'ya söylüyor) Deniz Gezmiş yaşasaydı şimdi o da bizim gibi düşünürdü. Bu masada, sohbette o da aramız- da olurdu..." Hey Alpay Şahin, sende hiç utanmak, sıkılmak yok mu! Hey Alpay Şahin, hocaefendilerin peşin- den koşmanın nedenini bir açıklar mısın? Şahın'in 'döne döne' başı dönmüş... Dön Şahin dön. sana dönmek yakışır!.. Irternet: http: // www.planet.com.tr/Xn E ı.ıail: Hikmet .Cetinkaya << Planet.com. TR
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle