Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
SAYFA CUMHURİYET 17KASIM1996PAZAR
10 PAZAR YAZILARI
Resmi dairelerde LeninportreleriUkraynalı milliyetçilerin kafası
kızmış yine. "Nedir bu adım başı
rastlanan Lenin heykeUerT demişler.
Ve hükümete gözdağı vermışler: "Ya
kısa siirede biîttin Lenin hejkellerini
yıkarsınız ya da biz her >ere Hitler
heykelleri dikerizP Buyrun burdarı
yakın! Ya Lenin gider, ya Hitler
gelir.' flginç bir tehdit doğrusu.
Son yıllarda Hitler"in yapıtlannın
Rus faşıstlerı arasında vavgınlaştığı
bilıniyor. Bunlar ideolojik ve silahlı
eğitim kampları kuruyorlar. Legal,
yan ]egal gazetelerçıkanyorlar.
Kimileri televizyonlarda sağı solu
tehdit edıyor. Demokrasiyle yenı
tanışmanın şaşkınlığı içındekı
Rusya'da, yönetim ancak son avlarda
bu örgütlere karşı ufak tefek
önlemler alma>a başladı. Ama
koskoca Ikıncı Dünya Sa\aşı"nı
canıyla ve kanıyla kazanan yaşh
kuşaklann yürekleri bir kez daha
dağlandı. Medya içinde kendini
"liberal" savan bazı vorum
satıcılarının. "keşkesa\aşı
ka> betsev dik: biz de şimdi
Alnıanva'nın zenginliğinden payımızı
alırdık!" vaklaş.ımı açık yaraya tuz
ektı.
Neyse. Şu heykei konusuna dönelim.
1991 -1992 "de "he^ kel yıkma.
de>irme. parçalanıa" nıodası
vaygındı. Özellikle de Rusya'nın
biiyük kentlerinde (Taşra ve öteki
eskı Sovyet ülkeleri. bu konuda
başından beri daha temkinli
davrandı) Moskova'da Lenın'den
Dzerjinskf ye kadar pek çok heykei
kıtlesel saldırıiara hedef oldu. 1991
agustosunun gergin darbe günlerinde
evinde oturan anti komünistler,
M0SK0VA
HAKAN
AKSAY
tehlıke geçınce sokaklara çıkıp
"efelik" vaptılar; yeldeğirmenlerine
değilse de, heykellere karşı savaş
açtılar.
Aynı sıralarda başta Mosko\a olma
üzere bazı kentlerde yerel yönetimler
mevdan, sokak \-e metro istasyonu
adını değıştırmekte birbirleriyle
yarıştılar. Lenıncı eaddelerin, de\rım
meydanlarının tabelaları yenilendı.
Halkın kafası, eski \e venı adlar
arasında karıştı. Mektuplar adreslere
ulaşmaz oldu. Insanlar metrolarda
kaybolmaya başladı. Üstelik bu
değişikliklere resmi bütçeden tonla
para akıtıldı. Bu arada gülünç
tablolar da çıktı ortaya. Örneğin.
Leningrad bölgesinin merkezindeki
Leningrad kentinde yapılan
referandum kılpayıyla da olsa kentin
adını değis,tirince. yeni adıyla St.
Petersburg. adı hâlâ Leningrad olarak
kalmava de\am eden eski bölgenın
içinde sıkıştı kaldı. Zaman her şeyin
ilacı dıvorlar. Zamanla heyecanlar
vatıştı. Başka sorunlar \e günlük
vaşamın sıradan sıkmtıları ağır bastı.
Yıkılmamış Lenin heykelleri sıradan
sıkıntıları ağır bastı. Yıkılmamış <
Lenin heykelleri fark edılmez oldu.
Değiştinlmemiş "marksistskaya"
sokakları ve "komiinist" çıkmazlan
eskisi gibi rahat yaşamaya de\ am
ettiler. Seçım anfelerinde kınıileri
bunda, "Zaten komünistler geri
dönecek"yaklaşımmın etkisinı aradı.
Ama seçimler iktıdarı değiştirmese
de, eski dönemden kalan ideolojik
işaretler \arlıklarını koruyordu.
Geçen gün bir resmi daireve gıttım.
Baktım odaların duvarlannda
Lenın'in portreleri asılı. Acaba
neden? Yerine kovaeak ağırhkta bir
portre bulamıyorlar mı? Yoksa elleri
mi değmıvor. Hani, evinizde
çoktandır vapmak istediğiniz
değişıkliği birtürlü zaman bulup
yapamazsınızya!..
Heykei yıkıp tabela yenilemekle ne
tarih degiştırihvor. ne de tarihsel
gerçekler. K.eşke. heykelleri dikerken
ve adları koyarken daha dikkatli
olabilsek...
'En iyi Türk' ile
'en kötü Türk'
BERLIN
DİLEK
ZAPTÇIOĞLL
Bakmayın Almanya'nın Türk
lobisi korkusuna, İobileşecek diye
Türklere çifte vatandaşhğa karşı
çıkmasına. Buradakı 2 milyon
300 bin Türkün azınlık halıne
gelmesi ve lobileşmesi ıçin canla
başla çalışanlar asıl onlar.
Almanya'nın tavn tarihe "biiyük
çeiişki" başlığı altında geçecek.
Bu çelişkıli tunjm sonunda
mutlaka Türk bir azınlığın
oluşmasına ve kurumlaşmasına
yol açacak. Hatta bir gün
Alman>a"daki Türkler
uluslararası hukuk çerçevesinde
de "azınlık" haklanna
kavuşabilecekler. Bunda ne
Ankara, ne Türk basını ne
televizyonları, ne milhvetçilık
duygularımız, ne de kahraman
direnişimız. ne de bedelsiz ithalat
belirleyici rol oynayacak.
Türklen, Alman toplumu
lobileştirecek. Kağıt üzerinde
Almanya yabancılanna
asimilasyonu dayatıyor: Birinci,
ikinci kuşaklar isterse gidebilir;
burada doğup büyüyenlere
otomatikman Alman pasaportu
verilecek, yanı "giden gider,
kalan sağlar bizimdir."
Asimilasyonu yalnız yasa koyucu
değil, asıl önemlisı toplum da
dayatıyor Türklere: En iyi Türk.
Türklüğü artık hiç anlaşılmavan
Türk (Bu biraz zor. ne de olsa
herkes Michael Jackson gibi saç,
göz ten rengıni değıştiremiyor).
En "kötü" Türk ıse kılık
kıyafetiyle, başörtüsüyle. yanm
agız Almancasıyla doiaşan Türk
Yani çogunluk.
Modernleşememiş, uyum
sağlayamamış, her an potansiyel
bir düşman olabilir. belki
köktendincı, hatta PKK'li. belkı
Türkiye'nin beşincı kolu. erkekse
mutlaka kansını dövüyor. kadınsa
zulüme maruz, genç kızsa zorla
evlendirilıyor. sabahtan akşama
kadar Türk müzigı dinleyip
evinin bodrumunda ko>un
kesiyor, milirarist. şoven, Asyalı
yan barbar. bütün dertlerin
İcaynagı o. Diyebilirsiniz ki
"Onyargı bunlar. hem ne olacak,
oniar da artık uyum sağlasın
kabul görsünler." Ama çelişki
burda başlıyor.
Bınncısı.insanlarda ister istemez
tepki doğuruvor: "Ben de senden
u/ak dururum, üstüme gclnıe"
tavrını körüklüyor. İkıncısı, "kötü
Türk" dive damgalanmamak ıçin
elinden gelenı >apıp asimıle
olanlar da muradına eremiyor. Ne
kadar "onlara" benzemeye de
çalı^sa. hep karşisina "Sen
nerelisin? Kaç >ıldır buradasın?
Geri dönecek misin?" gıbı
sorularla dıkılenler, onun "öteki"
oldugunu ve cemivete dahıl
olmadıgını hissettiriyorlar.
Türkler kendılerıni geri çekip
içlerine kapanınca da bundan
yakını>or\e yıne
"u\unısuzluktan" dem
vuruvorlar. Almanya'dakı
Türklerin Türkiye'ye fazla
bağlılığından vakınıp Türk
lobısınden öcü gibi korkan
Alman toplumu. karşısma çıkan
her Türkü "Kürtleri neden
ezhorsunuz? l Ikenizde neden
insan haklan >ok? Erbakan'ı nive
iktidar vaptınız. İran mı
olacaksınız?"gibi akıllı (!)
sorularla bunaltıyorlar.
Bir Alman gazetesindekı bu
içeriklı vazıma lise öğretmeni bir
Almandan şöyle birokur
mektubu aldım. Adam Türklere
"demokrasi) i öğrenmedikleri"
için kızıvor. On dört. on beş
yaşındaki ögrencilerine bir gün
dersinde Türkıveciekı "insan
haklan ihlalleri"nı anlatan bu
ögretmen. sınıftaki Türk kökenli
çocuklara dönüp "Ben sizin
yerinizde olsam burada oturmaz.
gidip kendi ülkemdeki demokrasi
mücadelesine katılınm" demiş.
Burda doğup büyüyen. Türkiye'yi
ara sıra tatılden tanıyan. orda ne
olup b'ttiğınden pek haberdar
olmavan ama Alman futbol
lıglenndeki son durumu ezbere
bilen lı^eli gençlerımiz.
öğretmenlerinın bu atağı
karşısında afallamış ve susmuşlar.
Bin de "Türkiye'ye siz mi akıl
öğreteceksiniz. onlar kendileri
halleder" dedıği ıçin öğretmeni
tarafından "şoven" olarak
damgalanmi:?. Ögretmen bu
"ders"in ardından sınıfındaki
Türk gençlennin boynunda ay
vıldızîı kolvelerın arttığını
müşahade ederek pek şaşırmış...
Kısacası: Almanlar Türklen
asimıle etmek ıstemiyor, azınlık
bılıncinın gehstirmesı ve
lobileşmesi için ellerinden gelenı
yapıyorlar. Eğer Almanva'da hâlâ
güçlü bir lobımız yoksa. bilin ki
yalnız kendı
becenksızliğındendır.
TOPLUM 19701İ YILLARDA
UNUTTUĞU GENÇÜĞI
YENİDEN SAHİPLENECEK Mİ?
ÖĞRENCİLERE YÖNELİK
ÜNİFORMALI TERÖR GERİ TEPTİ
POLİTİKADA İKİNCİ ADAM
OLMAYIHAZMEDEMEYENLER.
BUGDAYDA CİRKİN OYUN,
TÜRKtYE DAHA ÖNCE HASTALIKLI DİYE GERİ ÇEVİRDİĞİ
AMERİKAN BUĞDAYININASIL KABUL ETTİ?
NUSRET DEMİRAL DEVLET, MAFYA VE SİYASET ÜÇGENİNİ
YALNIZCA NOKTA'YA ANLATTI
CEZAEVLERİNDEKİ TÜRKLERİN İNANILMAZ DRAMI
GAZETELERİN TELEVİZYON SAYFALARINOA SÜREN
GARİP REKABET.
• İLMASTA'DA GKI ^AJIS ESSPSESl
Miki Fare ile sarmaş dolaş
Dış Haberler Servisi - Eurodisney 'in Paris vakjnlannda
açtığı Planet Hollv \vood Cafe görkemli açılış
kutlamalanna sahne oldu. Pek çok dünyaca ünlii sinema
o\ uncusu Cafe've akın etti. Bütün Dhme% karakterieri de
açılışta yerini aldı. Ünlü sinema <A uncusu Amerikalı
>lelanie Griffith ile kocası İspanvol sinema ov uncusu
Antonio Banderas. Miki Fare ile sarmaş dolaş fotoğraf
çektirdi. Paristıki C afe'nin açılışıvla bütün dünyadaki
Planet HoU> v»ood restoranlannın ,S4j ısı otuz sekize ulaştı.
(Fotoğraf: REt)T«Rt
Amerikalılann kulaklanBize 'gülünç' gelecek. ama Amerikahlar
için 'önemli* bir detay günlük
yaşamlarının 'daha az rahatsız edici
ounası' için bazı konulara 'büvuk
ciddiyetle' eğiliyorlar.
Kafalannı bozan veya ruhlarına sıkıntı
veren ne varsa hemen terk eden va da
baskı gruplan olus.turan Amerikahlar.
ınce detav lara takılıp sonuç elde edene
kadar ısrarla peşinden gidiyorlar. Bunun
•çarpıcıörneklerinden' bıri geçen
günlerde VV'ashington DC'de yaşandı.
Neymiş efendim. metro vagonlanndaki
'dikkat'anonslan kulak tırmalıyormuş ve
insana sıkıntı veriyormuş... Sonra neymiş
o azarlayıcı tonlama! Anonsa duyulan
öfke. metro yönetımine vağdınlan 'tepki
mektuplannda'uzun uzun dıle geririldi.
"Sanki ilkokul hocamız bizi haşîıyor ve
cezalandırı>or. Sabah-akşanı işegidip-
gelirken bu tonda sesi duvmaktan bıktık!..
Daha kibar ve ricacı bir ses olamaz mı?.."
Metroyla seyahat eden biri olarak benim
VVASHINCTON
FUAT
KOZLUKLU
de kulaklanmı tırmalıyordu. Ama bu
ülkede yaşayan birçok Türk gibi Bayan
Sandv Carroll'un sesine katlanıyorum.
Türkiye'den kalma bir vurdumduymazhk!
"Kapı kapanıyor. Lütfen kapıdan çekilin"
anonsunun hemen arkasından sabırsız bir
"Teşekkür ederiz"i eklivordu. Kapılar
engellendiğinde ıse bır uyarı mesajı
dev reye giriyordu. 'Sesin azarlayıcı'
olduguna ilişkin nitelendirme. metro
vetkilılerince 'anlayışla karşılandı' ve
hemen değiştırilmesine karar verildi.
Daha incelikli. rica*vurgusu ağır basan
yenı anonslar hazırlandı.
Metro yetkılıleri, \enı anonsun 300'den
fazla metro \agonuna konduğunu. av
sonunda toplam 764 vagonda "azarlavıcf
olmayan 'şefkatli' sesin duvulacağını
açıkladılar. Bakalım Uashingtonîuların
yeni anonsa tepkisı ne olacak'1
Anonsu
seslendiren 52 ya^ındakı Sandv Carroll.
metrodakı "ünü* karşısında şa^ırırken
tartışmaları 'anla>7şla karşıladığınr
söyledı.. Bayan Carroll. tepkıler
karşısında 'savunmasınryaparken.
"azarlavRi tonda anonsu isteven kişinin,
ağustos a> ında göre\ inden av rılarak
Yunanistan'a giden eski metro genel
müdür yarduncısı Fady P. Bassıly
oldugunu' anlattı. Metro sözcüsü J.
Roderick Burfield ise dinledıklen 30
örnek arasından Bayan Carroll'un sesini
seçtiklerini, 'müşteriye en i\i şekilde
hizmet etme anlav ışının bir parçası
olarak'halktan gelen tepkiler üzenne yeni
anons kayıtlan hazırlandıgını dıle getirdi.
POLİTİKADA
SORUNLAR
ERGUN BALCI
Suriye Sorunu
Yazının başlığı belki de 'Çillersorunu' olmalıydı.
Haberi gazetelerde okuduk. Suriye'nin VVashing-
ton Büyükelçiliğı'nde Vst düzeyli bir Suriyeli dip-
lomat' düzenlediği basın toplantısında PKK lideri
Abdullah Öcalan'ın Suriye'de yaşamadığını kanrt-
lamak için Dışışleri Bakanı Tansu Çiller'in bir sür
reöncesöylediği "Apo'yu Kuzey Irak'ta elimizdeh
kaçırdık" sözlerini kullanıyor.
Şöyle diyor Suriye'li diplomat: "Türk hükümeti
tarafından yapılan son açıklama da gösterdi ki,
Öcalan Şam'da değil, Kuzey Irak'tadır. Türkiye,
kendi iç sorununu dışarıya ihraç etmek istiyor. Bu
nedenle Suriye 'yi suçluyor."
Bilindiği gibi Çiller'in 8 kasımda yaptığı açıklama-
da, "Kuzey Irak'ta gerçekleştirilen operasyonda
35 PKK'li ölü, 45 PKK'li de yaralı olarak ele geç-
ti. Öcalankılpayıkaçtı. Yardımcılanöldürüldü"de-
mişti.
Çiller'in bu iddiası Genelkurmay tarafından dog-
rulanmamış, askerı yetkililer "Bizim böyle bırolay-
dan haberrmiz yok" demişlerdi.
Çiller'in yaptığı gafın Suriye için iyi bir malzeme
oluşturduğu görülüyor.
Çiller Türkiye için sadece içeride değil, dış poli-
tikada da taşınması çok zor bir yük niteliğine bü-
rünüyor.
Türkısh Daily News gazetesine bir demeç veren
Avrupa Parlamentosu'nun ingiliz muhafazakârmil-
letvekılı James Moorhouse bakın ne diyor: "Çil-
ler'in adı Avrupa Parlamentosu'nda pis bir söz-
cük.. Kimsenin Çiller'e saygısı yok."
Evet, Türkiye'nin Dışışleri Bakanı ve Başbakan
Yardımcısı Tansu Çiller hakkında Avrupa'nın görü-
şü böyle.
ABD deseniz, o çoktan Çiller'e notunu vermiş.
• • •
Çiller olayını burada noktalayıp, Suriye'ye döne-
lim.
Suriye'nin VVashington Büyükelçiliği'nde, duva-
nnda Hatay'ı Suriye toprağı olarak gösteren bir ha-
ritanın asılı olduğu odada düzenlenen basın top-
lantısında Suriye'li üst düzey diplomat Hatay ko-
nusunda ise şöyle konuşuyor: "Bizim Iskenderun
dediğımiz eyalet, Fransızlar tarafından Türkiye'ye
verildiğinde, Suriye'nin rızasına karşı gelindi. Bu-
nu unutmayacağız. Hatay'ı Türkiye'ye ait göste-
ren bır harıta yapmayız."
Dığer bir deyişle adam, Hatay'ın Suriye'ye ait ol-
duğu mesajını veriyor.
• • •
Suriyeli diplomatın basın toplantısı bize The New
York Times'in ünlü yazarlarından Thomas Fried-
man'ın 8 kasımda çıkan bir yazısmı anımsattı. Fri-
edman bu yazısında Suudi Arabistan'da 25 hazi-
randa meydana gelen ve 19 ABD'lı personelin ölü-
müne yol açan bombalama olayında Suriye'nin
parmagı olduguna ilişkin Riyad yönetiminin elinde
güçlü kanıtlar oldugunu bildiriyor. Friedman'a gö-
re, Suudı gizli servisi, bombalama olayına karışan
Cafer MarauK adında Şii bir Suudi Arabıstanlının,
Lübnan, Şam ve Suudı Arabıstan arasında bom^
balama olayından önce sık sık gidip geldığini sap-
tamış.
Riyad, Cafer Marzuk'un tutuklanması için Şam'a
başvurmuş. Suriye önce talebi kabul etmemiş. An-
cak Suudı Arabistan bastırınca, iran yanlısı Islami
Cihad'\a yakın ilışkısi olan Cafer Marzuk Şam'da
tutuklanmış.
Suudi Arabistan, hemen Marzuk'u sorgulamak
ıçın Şam'a bir heyet göndermiş. Ne var ki Suriye-
liler, 18 eylülde Şam'a giden heyete, Cafer Maz-
ruk'un cezaevinde intihar ettiğıni söylemişler. Su-
udiler. Marzuk'un cesedini görmek isteyince Suri-
yeliler adamın gömüldüğünü belirterek talebi red-
detmışler. Böylece Suriye'nin, bombalama olayına
karıştığını kanıtlayabilecek anahtar isim, Suriye ta-
rafından ortadan kaldırılmış.
Friedman, Riyad'ın bu olayı VVashington'a bildir-
dığini ve Şam'dan kuşkulandığını belirttiğıni yazı-
yor. Ancak Amerikan vatandaşlarına yöneltilen te-
rör eylemlenne karşı son derece duyarlı olan Clin-
ton yönetiminden bir ses çıkmıyor.
Neden?
Çünkü. VVashington'un, Ortadoğu banş süreci
için Suriye'ye ihtiyacı var.
Suriye, daha uzunca bir süre Türkiye'nin başını
ağntacağa benziyor.
Bu gerginlik devam ederken bölgede ilginç bir.
gelişme olarak Suudi Arabistan'ın da Suriye'nin
karşısında yer almaya başladığı gözleniyor.
->XI3. B1Ç*K Efflfâ BlVANrf
Nohta Dergni, internet Web Adre»i:hıtp: »u».ıned>alt\ı.a>m mıku
Nokta Dergîsj, E^Mai Adresi: noKt^^fned>aie\t.com
MUĞLA ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ'NDEN
Esas No: 1993 556 Karar No: 1995 735
Hâkim: Fe>zi Altınok 22793
Kâtip: Duryaz Tahtalı ''
Davacı: Özdem Baksi- TEK Muğla
V'ekili: Av. Ayşe Kara-Muğla
Davalı: Beg Oto Sanayi ve Ticaret Ltd. Şti. adına sahibi Mehmet Ali Erbil-Gazi
Mustafa Kemal Bul. 61 7 Maltepe-İstanbul
Tedbire itiraz eden: Rahim \'ıldırım
Vekilı: Av. Recai Görgülü Strazburg Cad. 32 17 Sıhhiye/Ankara
Dava: Menfı tesbit
Davatarihi: 27 8/1995
Karar tarihi: 27 II 1995
Davacı vekıli tarafından. davalı aleyhine açılan işbu davanın yapılan duruşmalan
sonunda:
Gereği düşünüldü:
1- Davacının Av. Recai Görgülü tarafından takibe konulu 17/10/1993 vade tarihli
1.700.000.-TL miktarlı senet hakkında 3. şahıs Ankara 17. İcra Müdürlügü'nün
1993 6991 sayılı takip dosyası ile takip açtığından ve iyi niyetli bulunduğundan, bu
senet ile ilgili menfi tesbit ısteğinin reddine. icra dosyasıntn mahaüine gönderilme-
sine.
2- Davacı tarafından davalı aleyhine açılan bu davanın kısmen kabulüne.
17 8 1993 vade tarihli 1.700.000.-TL bedelli. 17 9,1993 vade tarihli 4.450.000.-TL
bedelh. 17 II 1993 vade tarihli 1.700.000.-TL bedelli. 17 121993 vade tarihli
1.700.000.-TL bedelh. 17 I 1994 tarihli 1.700.000.-TL bedelli. 17,2-1994 vade tar-
ihli 1.700.000.-TL bedelli. 17 3 1994 vade tarihli 4.500.000.-TL bedelli. 17/4 1994
vade tarihli 1.700.000.-TL bedelli. 17,5 1994 vade tarih/ı 1.700.000.-TL bedelli.
17-6 1994 vade tarihli 1.700.000 -TL bedelli. 17-7 1994 vade tarihli 1.700.000.-TL
bedelli. 17 8 1994 vade tarihli 1.700.000.-TL bedelli, 17 9/1994 tarihli 1.700.000.-TL
bedelli. 17 10 1994 vade tarihli 1.700.000.-TL bedelli. 17/11 1994 vade tarihli
1.700.000 -TL bedelh, ve taraflararasında tanzim edilen 20. tek Renault otomobıl kam-
panyası taahhütnamesinın 18. maddesinin (c) bendinde yazılı bedel hanelerı boş
bırakılan 20 5 1993, 20 7 1993. 20 9 1993. 20 9 1993.'20-11 1993. 2011994,
20' 3' 1994 vade tarihl^bonoların kars.ılıksız kalması ve bedelinin araba olarak davacıya
yasal süre içerisinde ödenmemesı nedeniyle iptallerine. Karann kesinleşmesine kadar
17/101993 tediye tarihli 1,700.000.-TL bedelli bono dışmdaki diğerbonolar hakkında
mahkemece konulan 27 8 1993 tarihlı tedbir karannın devamına, karann kesinleşmesi
halinde Ankara Ticaret Mahkemesı dosyalannın mahal mahkemesine ve icra
dosyasının mahalline iadesine karar veriimiş olup, davalı Beg Oto Sanayi ve Ticaret
Ltd. Şti. sahibi Mehmet Ali Erbil adına adresı meçhul olduğundantebligatyapılamamış
olup. ilan tebligat vapılmasına karar veriimiş olmakla:
Tebligat kanununun 28-31.maddesi gereğince. işbu hükmün yayımlandığı tarihten
15 eün sonra davalıya tebliğ edilmiş sayılacağı ilanen teblig olunur. 19/8.1996
Basın: 105237
I , İTHALAT PATLAYACAK
I 0T0 PİYASASIKIZIŞACAK
ŞİMDİ OTOMOBILZAMANI
T PQATL L>QLAJt OLURSA
C HAIMMOIAd?
UZMANLARDAN ÖNERİLER
FALDAN ÇIKAN HİSSELER
BOKSATA GUVENIYORUM
1
BORSADAKİ REHBERİNİZ