01 Mayıs 2024 Çarşamba English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHURİYET 17KASIM1996PAZAR 10 PAZAR YAZILARI Resmi dairelerde LeninportreleriUkraynalı milliyetçilerin kafası kızmış yine. "Nedir bu adım başı rastlanan Lenin heykeUerT demişler. Ve hükümete gözdağı vermışler: "Ya kısa siirede biîttin Lenin hejkellerini yıkarsınız ya da biz her >ere Hitler heykelleri dikerizP Buyrun burdarı yakın! Ya Lenin gider, ya Hitler gelir.' flginç bir tehdit doğrusu. Son yıllarda Hitler"in yapıtlannın Rus faşıstlerı arasında vavgınlaştığı bilıniyor. Bunlar ideolojik ve silahlı eğitim kampları kuruyorlar. Legal, yan ]egal gazetelerçıkanyorlar. Kimileri televizyonlarda sağı solu tehdit edıyor. Demokrasiyle yenı tanışmanın şaşkınlığı içındekı Rusya'da, yönetim ancak son avlarda bu örgütlere karşı ufak tefek önlemler alma>a başladı. Ama koskoca Ikıncı Dünya Sa\aşı"nı canıyla ve kanıyla kazanan yaşh kuşaklann yürekleri bir kez daha dağlandı. Medya içinde kendini "liberal" savan bazı vorum satıcılarının. "keşkesa\aşı ka> betsev dik: biz de şimdi Alnıanva'nın zenginliğinden payımızı alırdık!" vaklaş.ımı açık yaraya tuz ektı. Neyse. Şu heykei konusuna dönelim. 1991 -1992 "de "he^ kel yıkma. de>irme. parçalanıa" nıodası vaygındı. Özellikle de Rusya'nın biiyük kentlerinde (Taşra ve öteki eskı Sovyet ülkeleri. bu konuda başından beri daha temkinli davrandı) Moskova'da Lenın'den Dzerjinskf ye kadar pek çok heykei kıtlesel saldırıiara hedef oldu. 1991 agustosunun gergin darbe günlerinde evinde oturan anti komünistler, M0SK0VA HAKAN AKSAY tehlıke geçınce sokaklara çıkıp "efelik" vaptılar; yeldeğirmenlerine değilse de, heykellere karşı savaş açtılar. Aynı sıralarda başta Mosko\a olma üzere bazı kentlerde yerel yönetimler mevdan, sokak \-e metro istasyonu adını değıştırmekte birbirleriyle yarıştılar. Lenıncı eaddelerin, de\rım meydanlarının tabelaları yenilendı. Halkın kafası, eski \e venı adlar arasında karıştı. Mektuplar adreslere ulaşmaz oldu. Insanlar metrolarda kaybolmaya başladı. Üstelik bu değişikliklere resmi bütçeden tonla para akıtıldı. Bu arada gülünç tablolar da çıktı ortaya. Örneğin. Leningrad bölgesinin merkezindeki Leningrad kentinde yapılan referandum kılpayıyla da olsa kentin adını değis,tirince. yeni adıyla St. Petersburg. adı hâlâ Leningrad olarak kalmava de\am eden eski bölgenın içinde sıkıştı kaldı. Zaman her şeyin ilacı dıvorlar. Zamanla heyecanlar vatıştı. Başka sorunlar \e günlük vaşamın sıradan sıkmtıları ağır bastı. Yıkılmamış Lenin heykelleri sıradan sıkıntıları ağır bastı. Yıkılmamış < Lenin heykelleri fark edılmez oldu. Değiştinlmemiş "marksistskaya" sokakları ve "komiinist" çıkmazlan eskisi gibi rahat yaşamaya de\ am ettiler. Seçım anfelerinde kınıileri bunda, "Zaten komünistler geri dönecek"yaklaşımmın etkisinı aradı. Ama seçimler iktıdarı değiştirmese de, eski dönemden kalan ideolojik işaretler \arlıklarını koruyordu. Geçen gün bir resmi daireve gıttım. Baktım odaların duvarlannda Lenın'in portreleri asılı. Acaba neden? Yerine kovaeak ağırhkta bir portre bulamıyorlar mı? Yoksa elleri mi değmıvor. Hani, evinizde çoktandır vapmak istediğiniz değişıkliği birtürlü zaman bulup yapamazsınızya!.. Heykei yıkıp tabela yenilemekle ne tarih degiştırihvor. ne de tarihsel gerçekler. K.eşke. heykelleri dikerken ve adları koyarken daha dikkatli olabilsek... 'En iyi Türk' ile 'en kötü Türk' BERLIN DİLEK ZAPTÇIOĞLL Bakmayın Almanya'nın Türk lobisi korkusuna, İobileşecek diye Türklere çifte vatandaşhğa karşı çıkmasına. Buradakı 2 milyon 300 bin Türkün azınlık halıne gelmesi ve lobileşmesi ıçin canla başla çalışanlar asıl onlar. Almanya'nın tavn tarihe "biiyük çeiişki" başlığı altında geçecek. Bu çelişkıli tunjm sonunda mutlaka Türk bir azınlığın oluşmasına ve kurumlaşmasına yol açacak. Hatta bir gün Alman>a"daki Türkler uluslararası hukuk çerçevesinde de "azınlık" haklanna kavuşabilecekler. Bunda ne Ankara, ne Türk basını ne televizyonları, ne milhvetçilık duygularımız, ne de kahraman direnişimız. ne de bedelsiz ithalat belirleyici rol oynayacak. Türklen, Alman toplumu lobileştirecek. Kağıt üzerinde Almanya yabancılanna asimilasyonu dayatıyor: Birinci, ikinci kuşaklar isterse gidebilir; burada doğup büyüyenlere otomatikman Alman pasaportu verilecek, yanı "giden gider, kalan sağlar bizimdir." Asimilasyonu yalnız yasa koyucu değil, asıl önemlisı toplum da dayatıyor Türklere: En iyi Türk. Türklüğü artık hiç anlaşılmavan Türk (Bu biraz zor. ne de olsa herkes Michael Jackson gibi saç, göz ten rengıni değıştiremiyor). En "kötü" Türk ıse kılık kıyafetiyle, başörtüsüyle. yanm agız Almancasıyla doiaşan Türk Yani çogunluk. Modernleşememiş, uyum sağlayamamış, her an potansiyel bir düşman olabilir. belki köktendincı, hatta PKK'li. belkı Türkiye'nin beşincı kolu. erkekse mutlaka kansını dövüyor. kadınsa zulüme maruz, genç kızsa zorla evlendirilıyor. sabahtan akşama kadar Türk müzigı dinleyip evinin bodrumunda ko>un kesiyor, milirarist. şoven, Asyalı yan barbar. bütün dertlerin İcaynagı o. Diyebilirsiniz ki "Onyargı bunlar. hem ne olacak, oniar da artık uyum sağlasın kabul görsünler." Ama çelişki burda başlıyor. Bınncısı.insanlarda ister istemez tepki doğuruvor: "Ben de senden u/ak dururum, üstüme gclnıe" tavrını körüklüyor. İkıncısı, "kötü Türk" dive damgalanmamak ıçin elinden gelenı >apıp asimıle olanlar da muradına eremiyor. Ne kadar "onlara" benzemeye de çalı^sa. hep karşisina "Sen nerelisin? Kaç >ıldır buradasın? Geri dönecek misin?" gıbı sorularla dıkılenler, onun "öteki" oldugunu ve cemivete dahıl olmadıgını hissettiriyorlar. Türkler kendılerıni geri çekip içlerine kapanınca da bundan yakını>or\e yıne "u\unısuzluktan" dem vuruvorlar. Almanya'dakı Türklerin Türkiye'ye fazla bağlılığından vakınıp Türk lobısınden öcü gibi korkan Alman toplumu. karşısma çıkan her Türkü "Kürtleri neden ezhorsunuz? l Ikenizde neden insan haklan >ok? Erbakan'ı nive iktidar vaptınız. İran mı olacaksınız?"gibi akıllı (!) sorularla bunaltıyorlar. Bir Alman gazetesindekı bu içeriklı vazıma lise öğretmeni bir Almandan şöyle birokur mektubu aldım. Adam Türklere "demokrasi) i öğrenmedikleri" için kızıvor. On dört. on beş yaşındaki ögrencilerine bir gün dersinde Türkıveciekı "insan haklan ihlalleri"nı anlatan bu ögretmen. sınıftaki Türk kökenli çocuklara dönüp "Ben sizin yerinizde olsam burada oturmaz. gidip kendi ülkemdeki demokrasi mücadelesine katılınm" demiş. Burda doğup büyüyen. Türkiye'yi ara sıra tatılden tanıyan. orda ne olup b'ttiğınden pek haberdar olmavan ama Alman futbol lıglenndeki son durumu ezbere bilen lı^eli gençlerımiz. öğretmenlerinın bu atağı karşısında afallamış ve susmuşlar. Bin de "Türkiye'ye siz mi akıl öğreteceksiniz. onlar kendileri halleder" dedıği ıçin öğretmeni tarafından "şoven" olarak damgalanmi:?. Ögretmen bu "ders"in ardından sınıfındaki Türk gençlennin boynunda ay vıldızîı kolvelerın arttığını müşahade ederek pek şaşırmış... Kısacası: Almanlar Türklen asimıle etmek ıstemiyor, azınlık bılıncinın gehstirmesı ve lobileşmesi için ellerinden gelenı yapıyorlar. Eğer Almanva'da hâlâ güçlü bir lobımız yoksa. bilin ki yalnız kendı becenksızliğındendır. TOPLUM 19701İ YILLARDA UNUTTUĞU GENÇÜĞI YENİDEN SAHİPLENECEK Mİ? ÖĞRENCİLERE YÖNELİK ÜNİFORMALI TERÖR GERİ TEPTİ POLİTİKADA İKİNCİ ADAM OLMAYIHAZMEDEMEYENLER. BUGDAYDA CİRKİN OYUN, TÜRKtYE DAHA ÖNCE HASTALIKLI DİYE GERİ ÇEVİRDİĞİ AMERİKAN BUĞDAYININASIL KABUL ETTİ? NUSRET DEMİRAL DEVLET, MAFYA VE SİYASET ÜÇGENİNİ YALNIZCA NOKTA'YA ANLATTI CEZAEVLERİNDEKİ TÜRKLERİN İNANILMAZ DRAMI GAZETELERİN TELEVİZYON SAYFALARINOA SÜREN GARİP REKABET. • İLMASTA'DA GKI ^AJIS ESSPSESl Miki Fare ile sarmaş dolaş Dış Haberler Servisi - Eurodisney 'in Paris vakjnlannda açtığı Planet Hollv \vood Cafe görkemli açılış kutlamalanna sahne oldu. Pek çok dünyaca ünlii sinema o\ uncusu Cafe've akın etti. Bütün Dhme% karakterieri de açılışta yerini aldı. Ünlü sinema <A uncusu Amerikalı >lelanie Griffith ile kocası İspanvol sinema ov uncusu Antonio Banderas. Miki Fare ile sarmaş dolaş fotoğraf çektirdi. Paristıki C afe'nin açılışıvla bütün dünyadaki Planet HoU> v»ood restoranlannın ,S4j ısı otuz sekize ulaştı. (Fotoğraf: REt)T«Rt Amerikalılann kulaklanBize 'gülünç' gelecek. ama Amerikahlar için 'önemli* bir detay günlük yaşamlarının 'daha az rahatsız edici ounası' için bazı konulara 'büvuk ciddiyetle' eğiliyorlar. Kafalannı bozan veya ruhlarına sıkıntı veren ne varsa hemen terk eden va da baskı gruplan olus.turan Amerikahlar. ınce detav lara takılıp sonuç elde edene kadar ısrarla peşinden gidiyorlar. Bunun •çarpıcıörneklerinden' bıri geçen günlerde VV'ashington DC'de yaşandı. Neymiş efendim. metro vagonlanndaki 'dikkat'anonslan kulak tırmalıyormuş ve insana sıkıntı veriyormuş... Sonra neymiş o azarlayıcı tonlama! Anonsa duyulan öfke. metro yönetımine vağdınlan 'tepki mektuplannda'uzun uzun dıle geririldi. "Sanki ilkokul hocamız bizi haşîıyor ve cezalandırı>or. Sabah-akşanı işegidip- gelirken bu tonda sesi duvmaktan bıktık!.. Daha kibar ve ricacı bir ses olamaz mı?.." Metroyla seyahat eden biri olarak benim VVASHINCTON FUAT KOZLUKLU de kulaklanmı tırmalıyordu. Ama bu ülkede yaşayan birçok Türk gibi Bayan Sandv Carroll'un sesine katlanıyorum. Türkiye'den kalma bir vurdumduymazhk! "Kapı kapanıyor. Lütfen kapıdan çekilin" anonsunun hemen arkasından sabırsız bir "Teşekkür ederiz"i eklivordu. Kapılar engellendiğinde ıse bır uyarı mesajı dev reye giriyordu. 'Sesin azarlayıcı' olduguna ilişkin nitelendirme. metro vetkilılerince 'anlayışla karşılandı' ve hemen değiştırilmesine karar verildi. Daha incelikli. rica*vurgusu ağır basan yenı anonslar hazırlandı. Metro yetkılıleri, \enı anonsun 300'den fazla metro \agonuna konduğunu. av sonunda toplam 764 vagonda "azarlavıcf olmayan 'şefkatli' sesin duvulacağını açıkladılar. Bakalım Uashingtonîuların yeni anonsa tepkisı ne olacak'1 Anonsu seslendiren 52 ya^ındakı Sandv Carroll. metrodakı "ünü* karşısında şa^ırırken tartışmaları 'anla>7şla karşıladığınr söyledı.. Bayan Carroll. tepkıler karşısında 'savunmasınryaparken. "azarlavRi tonda anonsu isteven kişinin, ağustos a> ında göre\ inden av rılarak Yunanistan'a giden eski metro genel müdür yarduncısı Fady P. Bassıly oldugunu' anlattı. Metro sözcüsü J. Roderick Burfield ise dinledıklen 30 örnek arasından Bayan Carroll'un sesini seçtiklerini, 'müşteriye en i\i şekilde hizmet etme anlav ışının bir parçası olarak'halktan gelen tepkiler üzenne yeni anons kayıtlan hazırlandıgını dıle getirdi. POLİTİKADA SORUNLAR ERGUN BALCI Suriye Sorunu Yazının başlığı belki de 'Çillersorunu' olmalıydı. Haberi gazetelerde okuduk. Suriye'nin VVashing- ton Büyükelçiliğı'nde Vst düzeyli bir Suriyeli dip- lomat' düzenlediği basın toplantısında PKK lideri Abdullah Öcalan'ın Suriye'de yaşamadığını kanrt- lamak için Dışışleri Bakanı Tansu Çiller'in bir sür reöncesöylediği "Apo'yu Kuzey Irak'ta elimizdeh kaçırdık" sözlerini kullanıyor. Şöyle diyor Suriye'li diplomat: "Türk hükümeti tarafından yapılan son açıklama da gösterdi ki, Öcalan Şam'da değil, Kuzey Irak'tadır. Türkiye, kendi iç sorununu dışarıya ihraç etmek istiyor. Bu nedenle Suriye 'yi suçluyor." Bilindiği gibi Çiller'in 8 kasımda yaptığı açıklama- da, "Kuzey Irak'ta gerçekleştirilen operasyonda 35 PKK'li ölü, 45 PKK'li de yaralı olarak ele geç- ti. Öcalankılpayıkaçtı. Yardımcılanöldürüldü"de- mişti. Çiller'in bu iddiası Genelkurmay tarafından dog- rulanmamış, askerı yetkililer "Bizim böyle bırolay- dan haberrmiz yok" demişlerdi. Çiller'in yaptığı gafın Suriye için iyi bir malzeme oluşturduğu görülüyor. Çiller Türkiye için sadece içeride değil, dış poli- tikada da taşınması çok zor bir yük niteliğine bü- rünüyor. Türkısh Daily News gazetesine bir demeç veren Avrupa Parlamentosu'nun ingiliz muhafazakârmil- letvekılı James Moorhouse bakın ne diyor: "Çil- ler'in adı Avrupa Parlamentosu'nda pis bir söz- cük.. Kimsenin Çiller'e saygısı yok." Evet, Türkiye'nin Dışışleri Bakanı ve Başbakan Yardımcısı Tansu Çiller hakkında Avrupa'nın görü- şü böyle. ABD deseniz, o çoktan Çiller'e notunu vermiş. • • • Çiller olayını burada noktalayıp, Suriye'ye döne- lim. Suriye'nin VVashington Büyükelçiliği'nde, duva- nnda Hatay'ı Suriye toprağı olarak gösteren bir ha- ritanın asılı olduğu odada düzenlenen basın top- lantısında Suriye'li üst düzey diplomat Hatay ko- nusunda ise şöyle konuşuyor: "Bizim Iskenderun dediğımiz eyalet, Fransızlar tarafından Türkiye'ye verildiğinde, Suriye'nin rızasına karşı gelindi. Bu- nu unutmayacağız. Hatay'ı Türkiye'ye ait göste- ren bır harıta yapmayız." Dığer bir deyişle adam, Hatay'ın Suriye'ye ait ol- duğu mesajını veriyor. • • • Suriyeli diplomatın basın toplantısı bize The New York Times'in ünlü yazarlarından Thomas Fried- man'ın 8 kasımda çıkan bir yazısmı anımsattı. Fri- edman bu yazısında Suudi Arabistan'da 25 hazi- randa meydana gelen ve 19 ABD'lı personelin ölü- müne yol açan bombalama olayında Suriye'nin parmagı olduguna ilişkin Riyad yönetiminin elinde güçlü kanıtlar oldugunu bildiriyor. Friedman'a gö- re, Suudı gizli servisi, bombalama olayına karışan Cafer MarauK adında Şii bir Suudi Arabıstanlının, Lübnan, Şam ve Suudı Arabıstan arasında bom^ balama olayından önce sık sık gidip geldığini sap- tamış. Riyad, Cafer Marzuk'un tutuklanması için Şam'a başvurmuş. Suriye önce talebi kabul etmemiş. An- cak Suudı Arabistan bastırınca, iran yanlısı Islami Cihad'\a yakın ilışkısi olan Cafer Marzuk Şam'da tutuklanmış. Suudi Arabistan, hemen Marzuk'u sorgulamak ıçın Şam'a bir heyet göndermiş. Ne var ki Suriye- liler, 18 eylülde Şam'a giden heyete, Cafer Maz- ruk'un cezaevinde intihar ettiğıni söylemişler. Su- udiler. Marzuk'un cesedini görmek isteyince Suri- yeliler adamın gömüldüğünü belirterek talebi red- detmışler. Böylece Suriye'nin, bombalama olayına karıştığını kanıtlayabilecek anahtar isim, Suriye ta- rafından ortadan kaldırılmış. Friedman, Riyad'ın bu olayı VVashington'a bildir- dığini ve Şam'dan kuşkulandığını belirttiğıni yazı- yor. Ancak Amerikan vatandaşlarına yöneltilen te- rör eylemlenne karşı son derece duyarlı olan Clin- ton yönetiminden bir ses çıkmıyor. Neden? Çünkü. VVashington'un, Ortadoğu banş süreci için Suriye'ye ihtiyacı var. Suriye, daha uzunca bir süre Türkiye'nin başını ağntacağa benziyor. Bu gerginlik devam ederken bölgede ilginç bir. gelişme olarak Suudi Arabistan'ın da Suriye'nin karşısında yer almaya başladığı gözleniyor. ->XI3. B1Ç*K Efflfâ BlVANrf Nohta Dergni, internet Web Adre»i:hıtp: »u».ıned>alt\ı.a>m mıku Nokta Dergîsj, E^Mai Adresi: noKt^^fned>aie\t.com MUĞLA ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ'NDEN Esas No: 1993 556 Karar No: 1995 735 Hâkim: Fe>zi Altınok 22793 Kâtip: Duryaz Tahtalı '' Davacı: Özdem Baksi- TEK Muğla V'ekili: Av. Ayşe Kara-Muğla Davalı: Beg Oto Sanayi ve Ticaret Ltd. Şti. adına sahibi Mehmet Ali Erbil-Gazi Mustafa Kemal Bul. 61 7 Maltepe-İstanbul Tedbire itiraz eden: Rahim \'ıldırım Vekilı: Av. Recai Görgülü Strazburg Cad. 32 17 Sıhhiye/Ankara Dava: Menfı tesbit Davatarihi: 27 8/1995 Karar tarihi: 27 II 1995 Davacı vekıli tarafından. davalı aleyhine açılan işbu davanın yapılan duruşmalan sonunda: Gereği düşünüldü: 1- Davacının Av. Recai Görgülü tarafından takibe konulu 17/10/1993 vade tarihli 1.700.000.-TL miktarlı senet hakkında 3. şahıs Ankara 17. İcra Müdürlügü'nün 1993 6991 sayılı takip dosyası ile takip açtığından ve iyi niyetli bulunduğundan, bu senet ile ilgili menfi tesbit ısteğinin reddine. icra dosyasıntn mahaüine gönderilme- sine. 2- Davacı tarafından davalı aleyhine açılan bu davanın kısmen kabulüne. 17 8 1993 vade tarihli 1.700.000.-TL bedelli. 17 9,1993 vade tarihli 4.450.000.-TL bedelh. 17 II 1993 vade tarihli 1.700.000.-TL bedelli. 17 121993 vade tarihli 1.700.000.-TL bedelh. 17 I 1994 tarihli 1.700.000.-TL bedelli. 17,2-1994 vade tar- ihli 1.700.000.-TL bedelli. 17 3 1994 vade tarihli 4.500.000.-TL bedelli. 17/4 1994 vade tarihli 1.700.000.-TL bedelli. 17,5 1994 vade tarih/ı 1.700.000.-TL bedelli. 17-6 1994 vade tarihli 1.700.000 -TL bedelli. 17-7 1994 vade tarihli 1.700.000.-TL bedelli. 17 8 1994 vade tarihli 1.700.000.-TL bedelli, 17 9/1994 tarihli 1.700.000.-TL bedelli. 17 10 1994 vade tarihli 1.700.000.-TL bedelli. 17/11 1994 vade tarihli 1.700.000 -TL bedelh, ve taraflararasında tanzim edilen 20. tek Renault otomobıl kam- panyası taahhütnamesinın 18. maddesinin (c) bendinde yazılı bedel hanelerı boş bırakılan 20 5 1993, 20 7 1993. 20 9 1993. 20 9 1993.'20-11 1993. 2011994, 20' 3' 1994 vade tarihl^bonoların kars.ılıksız kalması ve bedelinin araba olarak davacıya yasal süre içerisinde ödenmemesı nedeniyle iptallerine. Karann kesinleşmesine kadar 17/101993 tediye tarihli 1,700.000.-TL bedelli bono dışmdaki diğerbonolar hakkında mahkemece konulan 27 8 1993 tarihlı tedbir karannın devamına, karann kesinleşmesi halinde Ankara Ticaret Mahkemesı dosyalannın mahal mahkemesine ve icra dosyasının mahalline iadesine karar veriimiş olup, davalı Beg Oto Sanayi ve Ticaret Ltd. Şti. sahibi Mehmet Ali Erbil adına adresı meçhul olduğundantebligatyapılamamış olup. ilan tebligat vapılmasına karar veriimiş olmakla: Tebligat kanununun 28-31.maddesi gereğince. işbu hükmün yayımlandığı tarihten 15 eün sonra davalıya tebliğ edilmiş sayılacağı ilanen teblig olunur. 19/8.1996 Basın: 105237 I , İTHALAT PATLAYACAK I 0T0 PİYASASIKIZIŞACAK ŞİMDİ OTOMOBILZAMANI T PQATL L>QLAJt OLURSA C HAIMMOIAd? UZMANLARDAN ÖNERİLER FALDAN ÇIKAN HİSSELER BOKSATA GUVENIYORUM 1 BORSADAKİ REHBERİNİZ
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle