Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
SAYFA CUMHURİYET 10KASIM1996PAZAR
OLAYLAR VE GORUŞLER
Devrimi Yaratan 'Düşünce Devrimi'
Prof. Dr. BEDL4 AKARSU
A
tatürk'ıin ölümünün 58.
\ılındavız. "Hâlâ Ata-
türk mü?" divenlere.
"Atatürk ne yapmış" di-
ye soranlara özellikle son
sıllarda sık sık rastlanır
oldu. E\et. >ine Atatürk hem de herza-
mankinden daha fazla. Atatürk ne yap-
mış ki ö>le i7ii' Önce kısaca anımsata-
lıtn: İlkin. ezilnıiş çökmüş. umutsuz \e
umarsızbırlıalkı ulusal birlik altındn top-
lamış: vıkılmı^ bir imparatorluktan bir
ulus ve bağımsız bir dev let \aratmıij. Te-
okratık düzenden halk egemenliğine da-
yalı laik düzene geçmemizi. ortaçağ kül-
türünden çağdaş kültüre vönelmemizi
sağlamış: eğitim alanında dinsel düşii-
niiîNÜn verıne bılımsd dü^ünüşii koyınıii-
tu. En çok üzerınde durduğu da düşiinüş
devrimi ka\ ramı idı. Bütiin ınsanlarımı-
zı dü^ünen ınsanlar vapmak istivordu o.
Buıuırı Ja yolu laik eğıtimdı. Laik eğitim
ve eğitim birliğı ilkelenni verleştirerek
bilimsel eğitim sısteminı kurdıı Türk
ulusunukendi tarilıi \ekendi dili üzerin-
de bilınçlendirmek üzere Türk Tarih K.u-
rumu'nu ve Türk Dil Kurumu'nu kurdu.
Bugün "tarihimizle barışmak"tan söz
edenler. gerçek tarih araştirmalannın bu
kurumlarla ba^ladığını bılmezlikten «e-
liyorlar. Bugün bir kiiltürdili durumuna
gelen Türkçemizi de bu kurumlara. do-
layısıyla Atatürk e borçlu olduğumuzu
unutuyorlar. Daha sa\aş yıllarında
1921 'de Ankara'da Eğitim Şûrasf nı top-
laması da eğitime ne denli önem verdi-
f ini gösterir. Halk eğitimine de çok bü-
yük önem \eren Atatürk Halke\lerini
kurmuştu. Bu e\ lerde okuma yazma öğ-
renilir. bu e\ lerden piyano keman sesle-
ri yükselir. bııev lerde oyunlarsergilenir.
bu evlerde konferanslarverilirdi. Hukuk
devrimi ile Türk kadınını şeriattan kur-
tarıp topluma kazandırnıı^tı. O zamanın
sloganı "halkarağmen halk için"di. (Bu-
nu şimdılerde kimıleri !-eçkincilık dive
a^ağı görüvor: oysa bugün en gelişmiş iil-
kelerde halk eğitim ınerkezleri açılıyor.
yetişkinlerıçin.) Bır"kültürordusu~ ya-
ratmak (günıinuizde "dinordusıT'varat-
mayı tasarlıyorlar) \ebununla Türkulu-
sunu "dar katalı" bilgisizlerin elinden
kurtarmak ister Atatürk. Bunun da yolu
laik eğitim ve eğftim birliğidir \e bütiin in-
sanlanmıza eşiteğitimfirsatı\erebilmek-
tir. Bu düşüncelerini gerçekJeştirmek için
tüm ülkede eğitim seferberüğine girişmiş,
ilkokuldan iiniversiteve çağdaş yöntemle-
re davalı eğitim sistemini kurmuştu.
Bu eğitımden beklenen de: tarihin bir
ilerleme olduğunun bilincine varan. kül-
türün gelişmesinde katkısı olan, bu kat-
kıda bire> in rolünün bilincine \aran, ba-
ğıniMzdüşünebilen. kendi kendine karar
verebilen. kendi yolunu kendisi secebı-
len.düşünebilenözgürkışileryetıştirme-
sidir. Bu amaca erışilmi^ti de.
Önemle üzerinde durduğu bir konu da
ekonomidır Atatürk'ün. O tümüyle Tiir-
kiye'ningerçeklenne vegereksinmelerı-
ne uygun, planlı programlı birekonomı
Mstemi geliştirmıştir. De\ letçidir. anıa
totaliter bir sisteme dönüşebilecek olan
sosyalizmden yana değildir: özel girişi-
me yer verir, ama vabanıl (vahşi) kapita-
lizme dönüşebilecek olan liberalizmden
yana da değildir. Bu sistemi ılede 1929-
30 dünya ekonomıkbunalımını-Osman-
lı borçlannı da ödememize karşın - bıı-
nalımsız atlatan tek ülke olmuştur Tür-
kiye.V'e şimdi kalkmış birileri. bütün
bunların önemsiz işler olduğunu sikıl-
madan söyleyebilıyor.
Bu kısa anımsatmadan sonra Atatürk
düşüncesinin ilkelerinı. yine kısaca. birer
bırergözdengeçirelim: Ulusal bağımsız-
lık, özgiirlük ve laiklik temel ilkelerinin
başında gelir Atatürk"ün. Bu kavramla-
rın hepsı de tersyüz edilip sunuluyor şim-
dilerde. Örneğin: "Efendim.dünvadeğiş-
ti. artık bağımsızlık >ok, karşılıklı bağını-
lıJık \ar" diyorlar. Evet. dü/ıya değiştı.
hem de bunları söyleyenlerin asıl gerçe-
ği göremeyecekleri kadardeğışti: bunda
hiç kuşku yok. Karşılıklı bağımlılık bü-
tün dünyanın istediği bir şey. Ancak ta-
ratlar bağımsız olmadan karşıhklı ba-
ğımlılıktan söz ediiebilir mi? Her buy ru-
ğa baş egen, her yaptığı başkalarınca de-
netlenen köle bağımlılıgı içinde yaşayan
bir insan va da bir ulusun karşılıklı ba-
ğımlılığından söz ediiebilir mi? Karşı-
lıklı bağıntlılık, ister tek tek bireyler ara-
sında. ister dev letler ya da uluslar arasın-
da olsun. ancak özgür \ e bağunsız iıısan-
lar ve uluslar arasında oiabilir. Atatürk
bunu 75 yıl önce görmüştü: daha
1920"lerde "Bu düma yeni baştan dü-
zenlenmelidir" derken ultısların eşit hak-
laria içinde >er aldığı bir yeni dünya dü-
zeninden, bağımsız ulusların birbirine
bağımlı olduğu bir insanlık düzenüiden
söz ediyordu. Ama bağımulığın uyduluk
olmadığını anlayamazelbette "yeniman-
dacı" enteller.
Özgürlük \ e laiklik de tersy üz ediliy or.
Başıbosluk özgürlük sanıldığı gıbi. dın
örgütlen de sıvil toplum olarak gösten-
lip sözüm ona laıkiiğe karşı çıkılıyor.
Atatürk ün ılkeleri arasında çok önem-
li yeri olan ultısçuluk. halkçılık.devrim-
cilik \e devletçilik de -hem de ilkelenni d
okla Atatürk'ün simgelediği CHP'lıler-
cebile-kıvasıyaeleştıriliyor. Ele^tirıde-
mek de doğru mu bunlara0
Çünkü yal-
nızca yeriyorlar. alay ediyorlar. düşün-
celeri gerçek bir süzgeçten geçirmeden.
Örneğin devletçiliği alalım: Atatürk'ün
de\letçıliğini özeliikle ekonomi alanın-
da eleş.tırenler. sanırım Atatürk'ün eko-
nomi sistemini incelemeden giriş.işorlar
bu eleştirilerine. Atatürk'ün ekonomi sis-
temi planlı birekonomi sistemıdır. "llu-
sal anfla (misak-ı mılli) yurdu yabancı
işgalinden kurtaran Türk ulusu. bu sefer
de ekonomik bakımdan yabancı boyun-
duruğuna düşmemek için "ulusal emek
andrna(say mi>ak-ı mıllısılçağırır Ata-
türk. Buda planlı çalışmadır. "Askeri/.a-
ferle" bağınısızlığını yeniden elde etmıs
ulusun ekonomik bağımsızlığını da sağ-
laması gerekir. 1923 Izmir İktisat Kong-
resi'nde şunları söy lüyordu Atatürk: **En
pariak zaferimizin sağladığı. daha da sağ-
layabileceği meyveleri toplayıp onlardan
yararlanabilnıemiz için ekononiimi/in.
ekonomik egemenliğimizin \e bağımsız-
lığımı/ın şağlanması ve pekiştirilmesi ge-
rekJidir. İ'lkeji baundır hale getirecek
olan ekonomik nedenler, ekonomik çaba-
lardır... Bunun için övle bir ekonomi dö-
nemi gereklidir ki artık ulusumuz insan-
ca vaşamasını bilsin, insanca yaşamanın
ne>e bağlı olduğunu öğrensin ve bunu ger-
çekleştirmeye jönelsin. Bu ulus bö>le bir
dönemin tarihini \ a/acaktır. Böy le bir d(>-
nenıde, en biiv ük hak. en viiksek yer ça-
lışanlann olacaktir."
Daha kurulu.'jun ilk günlerinde 24 Ni-
sarı 1920'deuki-NunheralandakieksikIik-
lerıne değiııerek. şunlan söy lüyordu Ata-
türk: "Bueksikliklerigiderebilnıemiziçin
her şeye ihtivacımız \ardır. Ama bir tek
şartla: Ulusun özgürlüğü,dev letin bağım-
sızlığı sarsılmamak. zedelenmemek şar-
tıy la. İşte ulusun gelişmesi. ülkenin bay ın-
dırlaşması için gerekli her şeyi dışardan
almak konusunda pek u\anık. pek tedbir-
li da\ ranmalıy ı/. Dışarının > ardımını uy-
gun bulacağiA ama fekrar tekrar belirt-
tiğimiz gibi bağımsız kalınak hakkımız
ve veteneğinıizi her zanıan koruvarak."
( Atatürk'ün Söy Ie\ leri. TDR Yay". 196S.
S 40) Böylece Atatürk'ün yabancı .ser-
mayc kar^ısında olmadığını da görüyo-
rıız; ama bağımsızlığımızı yitirmcmek
koşulu ile. Bizinı için gerekli olan ba-
ğımsızlığımızı zedelemeyen ulusal bir
ekonomidir Atatürk'e göre. Bütün lıalkı
insanca yaşatacak olan bir program ge-
reklidir. Sınıfayrımı yapmaksizın ulusal
emekandı ile bir halk ekonomisi kurma-
lıdır. Bu da ancak devletçilik ilkesi ile
saglanabilirdi.
De\ letçilikten ne anladığını da kendi-
si açıklıvor Atatürk 1936"da. "Tiirki-
ve'nin tatbik ettiği devletçilik sistemi 19.
asırdanberisosyaİizmnazariyelerininile-
ri sürdükleri fikirlerden alınarak tercü-
me edilnıiş bir sistem değildir. Bu. Türki-
>e'nin ihtiyaçlarından doğmuş. I iirki-
>e*>e has bir sistemdir. Devletçiliğin biz-
ce manası sudur: Fertlerin hususi teşeb-
büslerini ve şahsi laalivetlcrini esas tut-
mak. fakat bü> ük bir milletin vegeniş bir
memleketin bütün ihtivaçlarını ve çok
şevierin >apılmadığını göz önünde tuta-
rak memleket iktisadivatını dv\ letin eli-
ne almak. Türkive Cumhuriyeti Devleti.
Türkive \atanında asııiardan beri ferdi
>e hususi teşebhüslcrlevapılmış olan şey-
leri bir an evvel yapmak istedi >e görül-
düğü gibi kısa bir zamanda yapmava nıu-
\aflak oldu. Bi/inı takip ettiğimi/ vol gi>-
riildüğü gibi liberalizmden de başka bir
sistemdir." I Karal. Atatürk 'ten Düşünce-
ler. 1969. S. 102) Ulusun yapisına en uy-
gun yol ne sosyalizm ne de lıberalizm-
dir. Atatürk'e göre. "Tanzimat'ın açtığı
serbest ticaret devri Avrupa rekabetine
karşı kendisini müdafaa edemeyen iktisa-
div atımı/ı bir de iktisadi kapitülasyon zin-
ciri ile bağladı. Teşkilat ve ferdi kıymet
noktai nazarlarından ikrisur sahasında
bizden çok kuvvetli olanlar memleketi-
mizde, bir de fa/la olarak, imriya/lı mev-
kide bulunuvoriardı. Temettü vergisi ver-
miyorlardı. Cümrüklerimizi ellerinde tu-
tuyorlardı. İstedikleri /anıan. istedikleri
eşyayı istedikleri şeriat tahtına memleke-
timize soku>orlardı. Bütün şuabat-ı ikti-
sadiyemize bu sayede hâkim-i mutlak ol-
muşlardı:" Bu sözleri I Mart 1922'de
söylemistir Atütürk Meclis'i açarken.
Bugün dıırumumuz o günlerden pek mi
farklı.' Neden bu durumun önüne geç-
mek için Atatürk'ün önerdiği \e dünya-
y a (özeliikle "mazlummilletiere")ömek
olarak sunduğu sistemi yeniden uygula-
mıyonız? "Plan değil, pilav istivoruz" slo-
ganı ile başlayan. bugün kimilerince 46
ruhu diye ö\ ünerek öne sürülen DP'nin
açtığı yolun bizi nerelere getirdiğini gör-
menin zamanı gelmedi mi? Ve de
CHP'nin kendi ilkelerine sarılmasının,
onlara sahip çıkmasının. Kendi tabanla-
rı saydıklan halkın da bunu istediğini
görmüyorlarmı.'Türkiye'nin bugün düs;-
tüğü durumdan çıkmasının tek yolu, Ata-
türk "ün açtığı Aydınlanma \'olu'na yeni-
den girmemiz. onun ilkelerinı tümüyle
yaşatmamızdır. Bu. yalnız kendi ülkemiz
için değil. dünyada bizi örnek alan az ge-
lismiş ya da gelişmekte olan uluslara kar-
si da göre\ inıızdir. Türk Dev rimi ile bir-
likte Türk tarihinde yeni birdönem açıl-
dığı gibi. dünya tanhinde de yeni bir çağ
açılıyordu. Bütün "mazlum milletler"in
yazgısı değişiyordu. Bir "t'çüncü Dün-
ya" doğuyordu. 21. yüzyılda yeniden ör-
nek bir ulu». Hegel'in dey ı>ıy le "tarihsel
ulus"olma görev inıızi. "kendisiningeliş-
tirdiği ilkeleri bütün insanlığa nıal etme.
bütün insanlıkölçüsündegenişletme*"an-
lamına gelen "tarihsel ulus" olma göre-
\imizi sürdürnıelivız
ARADABIR
BEHZAT AY
O'nu Aramaktayız
Her yıl. Gazi Mustafa Kemal'in Söylev'ini,
O'nun bu büyük yapıtmı. 15 ekımden başlayarak
okumaya başlarım. Gazi. 15-20 Ekim 1927'de 36
saatte okur Söylev'i. Ne var ki ben, bu büyük ya-
pıtı 36 saatte bitiremem. Kasım ayına sarkar oku-
mam. Bu yıl da öyle oldu. Büyük aydınlanmacı H.V.
Velidedeoğlu'nun basıma hazırlayıp Çağdaş Ya-
yınları arasında çıkan bu büyük yapıtı sanki yeni
okuyormuşum gibi oldum bu yıl.. ~
Ulusal Kurtuluş Savaşımızın ilk elden tutulmuş bir
güncesi. önemli bir tarih. başyapıt, kaynak kitaptır
bu... 400'ü aşkın önemli belgeleri içeren bu yapıt,
bir hesaplaşmayı da içermektedir.
Yeni Mandacıların, Sevr yandaşlarının, Lozan'ı
küçümseyenlerin çıkardıkları toza dumana, sıçrat-
tıkları çamura karşın Gazi Mustafa Kemal Atatürk'e
hayranlığım daha da artıyor...
Kurtuluş Savaşımızı örgütleyip başlatan ve utku
ile sonuçlandıran önder, büyük komutan, ulusal
kahraman. yurt kurtarıcısı ve devlet kurucusunun
dayancı. direnci, karşısındakıleri yenişi destanlık
bir konu...
Iki Amerikalı bilim adamı, baba-oğul Dupuy'la-
rın hazırladıkları büyük askeri tarih ansiklopedisin-
de, (onların deyişiyle "Kemal"\n adı parlamakta)
binlerce komutanın içinde en çok Gazi Mustafa
Kemal Atatürk övülerek şöyle söz edıliyor:
"Karizmatik yaratıcılığı, sıkı, ödün vermez azmi,
siyasal becerisi ve olağanüstü askeri dehası ile
Kemal, parçalanmış, bitkin, başkalarının merha-
metine bırakılmış ulusunu yeniden canlandırmış ve
onu tekrar birleştirmiştir. Bu başansını ilk planda
Yunanlılarla yürüttüğü savaş sırasında taçlandır-
dığı zaferlerle sağlamıştır..."
Atatürk'e saldırılarım her geçen gün arttıranlar
utansınlar...
işgal ordusu denize dökülünce. Lordlar ve Avam
kamaralarında heyecanlı anlar yaşanır. Işçi Partisi
lideri McDonald kürsüye çıkar ve konuşmaya baş-
lar:
"Nerede Başbakan Lloyd George? Bıze ne söz
verdi, ne sonuç aldı? Hazineyi boş yere masrafa
soktu. Hani Anadolu paylaşılacak. Boğazlar bizim
olacaktı? Heyhat. bunların hiçbiri olmadı. Şimdi
bunun hesabını versin!"
Lloyd George şöyle yanıtlar:
"Arkadaşlar, tarih dâhi yetiştirmekte pek cömert
değildir. Yüzyıllar pek seyrek olarak dâhi yetiştirir.
Şu şanssızlığa bakın kı, çağımızda o büyük dâhi-
yi Türk ulusu yetiştirdi. Ben O'na yenildim. Mus-
tafa Kemal'in dehasına karşı elden ne gelirdi?.."
Lloyd George bu konuşmasından sonra hemen
istifa eder...
Ve bu eski başbakan öldükten sonra Times ga-
zetesi bir sayfasını ona ayırarak, alaysama ile şöy-
le yazar bir yerinde: "Lloyd George'u, bir daha
ka/kmamak üzere Mustafa Kemal devirmiştir."
işte, yenik düştükleri halde Mustafa Kemal'i böy-
leövüyorlar...
Atatürk'e saldırılarım yoğunlaştıranlarda utanma
diye birşey yok...
Şimdi ölmüş bulunan bir cumhurbaşkanı, bir il-
çenın il olması dolayısıyla yaptığı konuşmada şöy-
le söylemişti: "Cumhuriyet döneminde önemli bir
şeylerin yapıldığı pek söylenemez."
Evet, böylesöylemişti... Belleklerimizdençıkma-
dı bu utanılası söz...
Oysa, 1929-1939 yılları arasında bütün dünya-
da sanayi üretimi yüzde 19 artarken Türkiye'de
yüzde 96 artmıştır... Mucize gibi bir durum.
Atatürk döneminde enflasyon yüzde eksi 2 iken,
bugün yüzde 85'tir...
Son yılların yöneticileri aslında halkımıza hesap
vermeliler. Dünyada 169 ülke arasında gelir dağı-
lımı en bozuk son 10 ülke arasına Türkiye'yi sokuş
nedenlerinin hesabını vermelidirler Bugün, ulusal
gelirin yarısının altında pay alan nüfusun yüzde
80'inin yaşamı cehennemseldir... Cennet azınlık,
baştaki yöneticHerle birlikte "dolce-vita" (tatlı ya-
şam) içinde, günlerini gün etmekteler. Bütün bun-
ların nedeni. son elli yıldan beri Kemalizmden uzak-
laşışımızdır. Her geçen gün Kemal Atatürk'ü daha
çok aramaktayız...
TARTIŞMA
Atatürk'ü Anarken...
ostlarım
bana
"Atatürk'ün
çok
yakınında
bulundun. o
zaman çocuk olmana
rağmen. kim bilir ne çok
anın vardır: onları yazıp
vayımlasana" diye sürekli
ısrar edip benı
yüreklendirdiler.
Ben de o büyük insanı
ölüm yıldönümü
dolayısıyla özel olarak
andığımız bugünlerde. bir
anımı yazmaya karar
\erdim.
\\\ I936. Bizailece
Fiorya'dayız. Ingiliz Kralı
VIII. Edv\ard İstanbul'a
büy ük kurtarıcı Atatürk'ü
görüp tanımaya geldi.
Ertesi gün Florya'da çaya
da\et edıldi
Biz de. Kralı yakından
görmek için: büyük ablam
Neclâ, misafirimiz Melek
Cevanşir. akrabamız Kemâl
Gürhan \e ben. köskün
köprüsünün yanına gidip
bekledık. Az sonra Atatürk
ve Kral Eduard köskün
kapısında göründüler. Her
ikisı de gayet zarif ve
Siktılar. bizim yanımıza
geldıler. Annnsadığım
kadarıvla Fransızca
konusuvorlardı.
Bizler her ıkı devlet
büyüğünü .«.ajgıyla
selamladık
O zaman Florya'nın kuınu
(Simdikiler bilmezler) çok
güzel. ince ve ünlüydü.
Atatürk; ablanıdan bir
parça kumu alıp
Ekselansları'na
götürmesinı istedi.
Rahmetlı ablam (o zaman
18 yaşındaydı) elleri
titreyerek. biravuç kumu
alıp. daha da yaklasarak
Kral ın beğenisıne sundu.
Edvvard kumu avuçlarına
aldı ve çok beğendiğini
söyledi. Bizler de. bu vesile
ile koskoca İngiltere
Kralı'nı yakından görmek
olanağına ka\tışmus olduk.
Yol üzerinde bıriken halk
"Vaşa, var orsesleriy le.
her ikı dev let büy üğiine
şevgı gösterilerınde
bulundular. Onlarda. lıalkı
selamlayıp. Florya Deniz
Köşkü'ne döndüler.
Sanıyorum ertesi akşam
(ya da ikı gün sonra) Kral
Eduard İngiltereve
dönnıek üzere. Sirkecıden
trenle ayrıldılar.
Küçükçekmece'den
geçcrken tren yavaş.ladı.
Küçükçekmece ve Florya
sakinlerı. biz. çocuklar.
gençler uğurladık Kral
Edvvard'ı ve
beraberindekilen.
He\ gıdı günler hey!
Sevgıli Atatürk. sen
döneminin en büyüğü idin.
Senı tanımak. konusmak.
görebılmck ıçın dünyanın
heryerınden; krallar.
ş;ahlar. prensler, devlet
baskanları, hep ayağma
geldıler.
Büy ük Atatürk. sen
aydınlıklar (nurlar) içinde
yat!..
Sevda Gürer Tagay
Ce\at Abbas
Gürer'in kızı
kkAçık Radyo
lyaşında^
Kâinatın
tüm seslerine,
renklerine ve
titreşimlerine
açık radyo.
"Açık
AJVMA VE 1. YILDOIVUMU
Em. Kd. Hak. Alb.
AHMET FARUK AKDEMİR
D:1921
Ö: 10 Kasım 1995 Saat: 17.30
Sevgili babamızı. Ata'mızla avnı günde ebediyete
uğurladık. Ayrılığın tanımlanamaz acısını varlığımızda
taşıyor, ikısinı de en derin özlemle anıvoruz.
Tann rahmet eylesın. Nur içinde yatsınlar.
Çoculdarı
F. Nilgün (Akdemir) - Cahit - Deniz - Onur
SELİMOĞLL
VEFAT ve BAŞSAĞUĞI
Cemiyetimız üyesi değerlı m f k
TUKHAN BAYRAKTAR
9 Kasım 1996 günü vefat etmıştir.
\'efatı camıamızda büyük üzüntü yaratan Turhan
Bayraktar'ın cenazesı 9 Kasım 1996 Cumartesi günü
ıkındı namazını müteakıp Fatilı Camıı'nden alınarak
Eyüp Mezarlığı'nda toprağa verılmı^tır. Bayraktar'a
Tann'dan rahmet. kederlı ailesıne ve üyelerimıze
başsaülığı dıleriz.
TÜRKİVE GAZETECİLER CEMl^ ETİ
S l L H
H L K U K
H Â K İ M L İ Ğ İ ' N D E N
DosyaNo: 1994 382
Esas
Davacı Selahattın
Harmankaya tarafından
davalılar Esin Öztop ve
müşterekleri aleyhıne
mahkememıze açılan
taksim v e ızalei şüyu da-
vasında: Dava konusu
Bevpazarı tapusunun
Rüstempasa Mahalle-
sı'nde bulunan 325 ada
l7
parseldehi5!.edarolan
davalılardan Lale Göl-
geç Oyman ve Aydın
Oyman'a dava dılekçesı
\e duru^ma günü teblığ
edilememış. adresleri
meçhul olup tanınmadı-
ğından bahisle tebligat
yapılamamıştır. bu ne-
denle davalılar Lale Göl-
geç Oyman ve Aydın
Oyman'ın duruşma aü-
nü olan 29.11.1996 günü
saat: 09.30'da bızzat
mahkememızde hazır
bulunnıaları \eya kendı-
lerinı bir vekılle temsil
ettirmelen. aksı takdirde
dava basıt usule tabı ol-
duğundan gıvap karan
çıkarılmaksızın
HLMK'nın 509-510.
maddeleri gereğince gı-
yaplarında karar veriîe-
ceği hususu dava dılek-
çesi ve duru^ma günü
tebliğı yerine kaım ol-
mak üzere ılan olunur.
22.10.1996
Basın: I 14600
SENİNLEYÎZ...
TMMOB Makina Mühendisleri Odası
ANKARA Şl BESİ
Yaşlılara/hastalara gündüzleri veya yatılı
destek verebilecek
REFAKATÇI BAYANLAR ARANIYOR
3 Evde çalışmaya hazır. sevgı dolu
J Ortaokul. lise ve üniversite mezunu
J 25-50 yaş arasında. sigara içmeyen
3 Eğitim almaya açık. ekibın üyesi
olabilecek
Adaylar lütfen MATURE'yi arayınız.
Tel: (216) 336 04 62 / 418 28 94
Sağlıklı, kendine güvenen, sorumluluk duyguları
gelişmiş, bağımsız kişilikli mutlu bir nesil
yetiştirilmesine katkıda bulunmak isteyen
EV OGRETMENLERI ARANIYOR
4 Z-c ; as arası Debet- .e çccükiar ÇOK sevıyor çocjğun e\-ınde
sevgı dotu ortamaa tam gun eğrtım
•/ennek ıstyorsanız
J Ulus. Bosîarc». Gozîeoe ve ısiedi§irız serntte çatışmak
ıstıyorsanız
JErekl c^retrr'en unuersrte veya lısemezünu. eğıtım almaya
a;iKsanLZ
Jiû*45 vaş arasır^a .e sı§ara ıcrrı^crsan :
MATURE ekıbının btr uyesı olmak
isteyen adaytar, lutfen bızı arayınız.
MATURE Eğitim &Aıle Danışmanlığı
Tel: (216) 336 04 62 / 418 28 94
PENCERE
At Izi Kurt Izine
Karıştı mı...
Holivut bu konuda ben diyeyim on. siz deyin kırk
film çevirdi. Loş bir odada, sırtı kameraya dönük
adam koltuğuna yayılmış. purosunun dumanların'ı
havaya savuruyor; karşısında gözü pek, kulağı ke:
sik görevli...
Görev veriliyor. alınıyor.
Gözü pek, kulağı kesik görevli, azılılar hapisha^
nesine giderek idamlıklan topluyor: :
- Bana bakın uğursuzlar, diyor, vatan için göre*
ve hazır mısınız?.. Operasyonu filanca ülkede ger*
çekleştireceğız. Ölüm Allah'ın emrı; ama, yaşa-
yanlar özgürlüklehne kavuşacaklar. Bu arada kaç-
mak ısteyeni ben mıhlarım, Var mısınız?..
Katiller sürüsünü kısa sürede muma çeviren göL
zü pek görevli. operasyonu başanyla yürütür. Ho'r
livut usulünce yazılan bu senaryo. yaşamdan alın,-.
mıştır.
1960'larda üniversite gençliği arasında solculuk
yayılıyordu. Sırtı kameraya dönük adam, kulağı ke-
sik görevliyi çağırdı:
- Sol fikirler gelişiyormuş...
- Ne emredersiniz?.. L
"- Iti kurda kırdırmak gerek..."
Kurtlar çağnldı, görevler verildi, solcu gençler bi-
rer birer öldürüldü. 'Ülkücü' adı verılen gençler, 'va-
tan görevı' yaptıklannı sanıyorlardı. Başlangıçta 'iti
kurda kırdırma operasyonu' başarılı gibi görün-
müştü; ama, toplumda terör tohumlandı.
Ve en kötüsü:
"At izi kurt ızine karıştı."
• >
Aradan yıllargeçti. 'kurtlar' öğrencilik yıllarını ge-
ride bırakmışlar, mafyalaşmışlardı; yine de 'vatan,
millet, Sakarya' adına neler yapmazlardı?.. Bu ku-
ral daha sonra da işleyecek, 12 Eylül döneminde.
Diyarbakır Cezaevi'nde tohumlanan teröre kar^
kotarılacaktı. Sonuçta ortaya kahraman mı, eşkıya
mı, mafya mı, hain mi, kıyıcı mı. hasta mı, kukla mt
olduğu belirsız profesyonel eylemcı türü çıktı. •
Interpol'ün aradığı Abdullah Çatlı'nın bayrağa
sarılan tabutunun ardından binlerce kişinin yürüme-
si neanlam taşıyor?.. .>
, Evet, at izi kurt izine karıştı. >
Ikisini bırbirinden ayırmadan yolumuzu bulmak.
olanaksızdır. ,
Yakup Cemil'in yaşamı çarpıcı ve öğreticidir^
gözünün pekliği, kıyıcılığı ve nişancılığıyla ünlü bıi
asker, Ikıncı Meşrutiyet'ten sonra Ittihatçıların fe-J
dailiğine sıvandı: Balkanlar'da komitacılık yaptı^
Babıâli baskınına katıldı; Harbıye Nazırı Nâzım Pa-
şa'yı vuran kişidir: Mahmut Şevket Paşa'ya dü-
zenlenen suikasttan sonra Enver Paşa'nın Harbi-
ye Nazırı olmasına katkıda bulundu; 'Teşkilat-i
Mahsusa'ya girdi; Enver Paşa'yı öldürmek için t u
J
zak hazırladığı savıyla tutuklanıp idam edildi.
Ne var ki Yakup Cemil bir değildi... '
Birinci Dünya Savaşı sonrasının kargaşasında,'
savaşın ve işgalin yakıp yıktığı Türkiye. baştan so-l
na gözü pek kıyıcılarla dolup taştı; Istanbul'da Rum'
Hrisantos'un şöhretı vardı, Anadolu'nun her yerin-
de çeteler türemışti; Çerkez Etem'den Topal Os-
man'a değm tümünü bir devlet düzeninde eritmek
için verılen savaşım çok büyüktür.
Cumhuriyet devletinde kanun egemenliğini kur-
mak, gülsuyuyla yapılacak iş değildi. -
•
Peki, aradan bunca yıl geçtikten sonra at izini kurt
izine yine nasıl karıştırdık?..
Bir kez karıştı mı, ikisini birbirinden ayırmak, sanıl--
dığından da güçtür.
SİMMA,M ' O - m E T O N STIDYODAÖĞRENİLİR!
İLETÎŞLM \'E SANAT ARAŞTIRMA1_'\R1 \.\KF\ (tSAV) sunar
MTV GAYRETTEPE STÜDYOLARINDA
EUROCOM JŞBIRLIÛIYLE
HAFTASONU İLETİŞİM SEMİNERLERİ
(23 KASIM 1996 -11 OCAK 1997 TARİHLERİ .\RASINDA)
TOPLAM 120 SAAT
SENARYO - YAPIM - YÖNETİM - KURGU - MÜZİK-
SESLENDİRME - SLNUCULUK - OYUNCULUK -
HALKLA ILİŞKİLER - SİYASAL KA.MPANYALAR -
İMAJ YARATMA- RENK VE BİÇİM ESTETÎĞİ - YENİ
İLETİŞİM TEKNIKLERI-BİLGİSAYARLI C.\NLANDIRM4...
SİIVEÎVIA, RADYO-TELEVİZYON
STÜDYODA UZMANLARDAN
ÖĞRENİLİR!
Müveddet ANTER-Okan ARIKAN - Evren ARIN - Suha ARIN
- AJaattin ASNA- Prof. Dr. Nurhan ATASOY-Doç. Dr. Veysel
BATMA2 - Prof. Dr. Cevai Ç.APAN- Dr. Feride ÇİÇEKOĞLU-
Nesli ÇÖLGEÇEN - Can DÜNDAR - Nadir GÖKTÜRK -
Prof. Dr. Naci GÜÇHAN - Prof. Dr. Nükhet GÜZ -
Prof. Dr. Ersan İLAL - Prof. Yıldız KENTER- Prof. Dr. Levent
KTLIÇ- Betûl MARDİN - Zi)a ÖZTAN - Prof. Dr. Bülent
SANKUR- Larm SES.AR - Dr. Haluk ŞAHİN - Doç. Dr. Nazmi
ULUTAK- Cihan ÜNAL- M. Adil YALÇIN - Turhan YAVUZ -
Yalçın YELENCE - Derviş ZAİM
Başvuru ve ayrıntılı biJgi için:
Tel: (0212) 275 22 72 - 275 22 73
Faks: (0212) 272 86 02
ISPARTA SLLH HL'KLK MAHKEMESİ'NDE.N
1996 123 esas
Da\aeı Sevıd Atasov veO>man Ata.soy \ekili tarafından da-
\ alılar Mehm'et Gökdal ve Ahmet Özkellekçi hakkında açılmış
bulunan rahlı>eda\asmın duruşmasında verılen ara kararı ee-
reğınce- Hale'n hparta ıh Cumhurivet cad. no. 38 2"dekj dûk-
kânda kiracı olarak bulunan Mehmet Gökdal ve Ahmet Özkel-
lekçrnın olup davalılardan Ahmet OzkelJekı,'i'nin teblıaaîa ya-
rar açık adre->len tespıt edilemedıSı v e kendısıne tebligat ya'pı-
lamadığındanbıınedenle Resmi Gazete'deılanendavetıyeteb-
liğınek"arar\enlmışolupduruşmagunü olan 19.11.1996 günü
saat(W.00'dadavalı \e\a vekıfımn duru^mada hazır bulunma-
lan. ak.M halde HLMK.nun 213 maddesıne göre durusmanın
gıv abında devam edeeeğı v e karar \ erilecelğı Tlanen tebliâ olu-
nur 15 10.1996 Ba>m: 113826
FATİH 4. SULH HUKUK MAHKEMESİ'NDEN
EN I996.S47
Mahkemetnızden \enlen 31 Kİ 1996 tarih ve 1996 847
es.
996 S99 savlı karar ile Rıze. Merkez. Melekköy. c. 108 01. s.
14 kütük'4'te nüfu^a kavıtlı HıİMîvin ve Saadet'ten olma
6 3.1994doğumlu KübraÇâlık'aavnı'yernufusuna kavtlı Ab-
durrahman Calık\asi.tayınedilmıstır "Ilan olunur. 31.10.1996
Basın. 115581
ERDEMLİ KADASTRO HÂKİMLİĞİ'NDEN
DosvaNo IW5 1"28
\fikfarnlda\aci \lali\e Hazıne>ı ile Lınnıu Kale \earkada^Ian tarafından da\alı Abdullah \y alcvhıne açılan is bu kadastro tespıtine ıtı-
raz davasinın vapılan \argtlamaMnda. da\alı Mehmet C'elebı oûlu. 1956 doğunılu Abdullah A\ "ın tüm arjmalara rağrnen teblıızata yararaçık
aıircM te^bi! eÜılemennş \e d«na Jılekv'Ctinfn ılancıı tebliğım; Karar \erılmr»tır Davalı. -\bilullah Av'ın durıi'!
nıa gûnü olan \Xs 12 '1996 ı>ü-
nu »•aaı 9 (Ml'djkı üuru^mava bızzat Lv)nıe>ı \cşd kendı-ım kanunı bir vekılle temsil cttımieM. ak.M takdirde duru>manın \0klu2unda vanıiıp
karar \erıleeeğı hu>UNiı davadılekçı'M venne gecerlı olmak üzere ılanen teblığ olunur. ' Basın: f 14496