Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
Cumhuriyet
Imtiyaz Sahibi: Berin Nadi
Genel Yav ın Yönetmenı O r h a n E r i n ç # Dış Haberler Ergun Balcı • Utıhbarat Valçın
Genel Yayın Koordinatörü: Hikmet Çakır • Ekonomı Bülent Kızanlık • Kültur
Ç e t i n k a y a # Yazıı$lerı Müdürlerı HandanŞenköken #Spor Abdülkadir Yûcelman
fbrahim V'lldız .Dinç Tavanç (Sorumlu) • Makaleler Suni Karaörcn # Çevın SeUettin
0 Haber Merkezi Müdüru. Hakan Kara Torhan • Duzeltme: Abdullah \azıcı# Bılgı-fcki-
# Görsel Yonetmen Fikret Eser ge- Edibe Buğra • Fotoğrar' Erdoğan Köseoğlu
YaşınKunılıı İlhanSelçukıBa^kdn).
Orhan Erinç. Okla> KurTböke.
Özgen Acar, Hikmet Çetinkava.
Şükran Soner. Ergun Balcı. Dinç
Tayanf, Ibrahinı V ıldız, Orhan
Bursalı. Mustafa Balba>.
•\nkara TemMİcısı. Mustafa Balbay • Haber Mûdiırü: Müessese Müdunı ErolErkut#Ko- MEDVA C: • Yönetım MEDYA G: •
Doğan Akın Ataturk Buhan \ o 125. Kat:4. Bakanlıklar- ordınatör Ahmet Korulsan • Kunılu Başkanı-Genel Yı'netım Kunılu
AııkanıTe] 4I95O2O<"7
haî). Faks.4195027#lzmırTem- Muhasebe Bülent Yener • Idare Müdür Gülbin Erduran Başkanı - Genel
Mİcısi.SerdarKızık,H.ZıyaBlv 1352 S 2 3Tel 4411220. Hûs«yin Gürer • Işietme Önder • Koordınator Reha Mıidür İ slüa Ak-
Faks.4419117»AdanaTemsı!cısı.ÇetinYi|enoğlu,Inonü Çelik#Bılgı-lşlemNaUİııal#Bıl- Işıtman • Genel Mudur men • Murahhas
Cd 119S.No 1 Ka! l.Tel 3?22550. Fakj> 352257
0 °ısa>ar Sıstem Mfirii>et Çöer rardımcısı Vline Udağ uye BoraCönenç
Vavımlayan \e Basan: Venı Gun Haber \ian5i. Basın \e \a>mcılık \ S
TürkocaŞı Cad 39 41 Cagaloelu 3-S334 lslPK 246 hîanbul fei {0 212ı 512 05 05 (20 hai) Faks IO 212ı 513 s5 5EYLÜLI995 İmsak: 4.58 Güneş: 6 27 Öğle: 13.10 Ikindi 16.46 Akşam 19.42 Yatsı. 21.02 M E D V A C T e l 514 (P 53 - 513 95 80 - 513 8460-61. Faks 511S466
Çarettayı tüfeKle
öldüpdüler
BOZYAZI(AA)-İçel'in
Bozyazı ılçesine bağlı
Gözsüzce köyünde, tüfekle
öldürülmüş bir caretta-
caretta kaplumbağa '
bulundu. Bozyazı Doğal
Hayatı Koruma Derneğı
Başkanı Mustafa Kayhan,
caretta-carettalann
öldürülmesine tepki
göstererek "Bu konuda
herkes eğıtilmeli" dedı. Bır
tûr olaylara üzüldükJerini.
ancak ellerinden bir şey
gelmediğini ifade eden
Kayhan, nesli tükenen bu
hayvanlann korunması için
herkesin eğitilmesi
gerektiğini söyledi.
Ağaçlandıpmaya
'devler ilgisiz
• DıYARBAKIR
(Cumhuriyet) - Millı
Ağaçlandırma ve Erozyon
Kontrolü Seferberlik Yasası
kapsamında Diyarbakır'da
dün gerçekleştirilen
toplantıya. Çevre Bakanhğı
ve DSl temsilci
göndermedi. Toplantıya
davet edilen çok sayıda
kamu kurum ve kuruluş
temsilcisinden yalnızca
15'ınin katılması Vali
Yardımcısı Saadettin
Kalkan'ın da tepkisine
neden oldu. Vali Yardımcısı
"Önemli bir toplantı
olmasına rağmen az sayıda
insan görüyorum. Olaym
direkt sorumlululan olan
DSİ ve Çevre Müdürlüğii
temsılcılerinın
bulunmayışını da
garipsedim'" dedi.
Sarmısak
Festivali
• KASTAMONU
(Cumhuriyet) - 9.
Uluslararası Taşköprü
Kültür ve Sarmısak
Festivali. çeşitli etkinliklerle
kutlandı. 31 ağustos- 3
eylül tarihlen arasında
gerçekleştirilen etkinlıkler
kapsamında 'En Kalıteli
Sarmısak" yanşması, yüze
yakın sarmısak üreticisinın
katılımı ıle yapıldı. Jüri
üyeleri, Çaycafer
Köyü'nden Hüseyin
Babayiğit'i birinci, Bük
Köyü'nden Hamdi Şen'ı
ikinci. Alama Şişli
Köyü'nden Satılmış Koç'u
da üçüncü olarak seçti.
Piknikte 'ateşe'
son
• lZMİR(AA)-64. Izmir
Enternasyonal Fuan'nda ilk
kez tanıtımı yapılan Zibro
Gril'in, vatandaşlara orman
yangınına neden oimadan
piknik yapma keyfini
yaşatacağı bildirildi. Zibro
Gril'in üreticileri pratik
kullanım imkânı sağlayan
grilin. evde, balkonda.
bahçede, piknikte kısaca
istenilen yer ve zamanda
ateş yakmadan
kulianılabileceğini söyledi.
Piknik rüpü ve çakmakla \e
aynı zamanda tamirat
işlerinde de kullanılan grilin
tanıtım fiyatı 3.5 milyon
lira. 2.5 kilo ağırlığında. 24
cm yükseklik ve 36 cm
çapındaki gril. çanta içinde
kolaylıkla taşınabiliyor. 150
gr cakmak gazı ile 15 kılo et
pişirilebiliyor.
Yöresel
yemekler 'iş
kapısı'
• tZMİR (AA) - Lezzeti ve
besin değeri açısından
yurtdışında da aranılan Türk
mutfağı. bu kez bilinmeyen
yöresel yemeklen ıhraç
etmeye hazırlanıyor.
Anadolu'nun yöresel
yemeklerinden
yararlanılarak dargelirli
kadınlara iş olanağı
yaratacak bir proje,
uluslararası kuruluşlardan
da destek gördü. Kadın
Emeğini Değerlendirme
Vakfı tarafından hazırlanan
"Yöresel Yemeklen
Değerlendirme Projesi".
Birleşmiş Milletler Kadırun
Kalkınmaya Katılımı Fonu
ile Devlet Bakanlığı
Kadının Statüsü ve
Sorunlan Genel
Müdür!üğü'nce fınanse
edilecek.
Van Gölü'nde
kefal var
• TATYAN (AA) - Refah
Partisi Bitlis Millervekili
Zeki Ergezen'in. "Van
Gölü'nde canavar
gördüğüne" ilişkin
açıklamalanna tepki
gösteren Bitlis'in Ahlat
ilçesi eski Belediye Başkanı
Halis Gökbulak, "Bu iddia
tamamen asılsızdır. Gölde
kefal balığından başka bir
şey yok" dedi.
Kentin nazım planı olmayınca, meydan bilim dışı önerilere kalıyor:
6
böl ve yönet' pLaruOKTAY EKtNCt
Istanbul Büyükşehir Belediye Baş-
kanı Recep Tayyip Erdoğan, yerel se-
çimler sonrasındaki ilk basın toplan-
tılanndan birinde. Sözen döneminde
belediye meclisinde onaylanarak iti-
razlar için bir ay süreyle askıya çıkar-
tılan Istanbul Nazım Planı'nı eleştir-
miş vebelli çıkarçevrelennin rantpla-
nı olduğunu ileri sürerek uygulamaya
koymayacağını söylemişti. Yine Er-
doğan "ın aynı günlerdeki açıklamala-
nna göre rantı değil, Istanbul'u düşü-
nen yeni bir nazım plan, en geç 9 ay
içerisınde tamamlanıp yürürlüğe gire-
cekti. (Cumhuriyet/ 15 Mayıs 1994)
Aradan geçen yaklaşık 17 aya rağ-
men başkanın sözünü ettiği yenı plan
hâlâ yürürlüğe giremediği gibi. Istan-
bul'daki bu plansızlığın yarattığı başı-
boş ortam içersinde kenti sözüm ona
kurtarmak yine bilim dışı önerilerin
gündeme getirilmesi de daha bir kolay
oluyor.
Orneğin DYP Istanbul Millervekili
Bahattin YüceTin ortaya attığı ve Baş-
bakan Tansu Çiller'in de her nedense
dört elle sanldığı "tstanbul'u 3'e bö-
terekyönetme" projesi, bu dünya ken-
tinın sistemli olarak nazım plansız bı-
rakılmasından kaynaklanan karanlık
ve yağmaya açık kaos ortamından güç
alıyor.
Ote yandan aslında Büyükşehir Be-
lediyesi'nin ilgili uzman birimlerinde
çoktan tamamlanan yeni nazım plan
ise temelde yine belli çıkar çevreleri-
nin rant beklentilerine yanıt vermedi-
ği için olsa gerek. Recep Tayyip Erdo-
ğan tarafından uygun buîunmuyor.
Dolayısıyladameclisinonayınasunu-
lamıyor.
Planstzlığın yarattığı boşluk
Belkı de çoğu kimse, 22 Ağustos
1995 gecesi HBB televızyonundaki
Günlerin Getirdiği adlı programa dek.
İstabul'u üçe bölme planının henüz
tartışılan bir öneri olduğunu bilmıyor-
du. Projenin sahibi ofduğunu söyle-
yen Bahattin Yücel de aynı program-
da bunun henüz kesinleşmediğini be-
lirtirken. yeni kurulan Istanbul 2001
Kurulu'nun da çalısmalan sırasında
gerek görürse üniversitelerden ve mes-
lek kuruluşlanndan görüş alabileceği-
ni belirtiyordu.
Ne var ki bu zorunlu açıklamaya
rağmen bir ülkenin başbakanı ile baş-
bakan yardımcısının. henüz kesinleş-
meyen ve hatta bilim ve uzmanlık çev-
• Istanbul Milletvekili Bahattin Yücel*in önerdiği ve
Başbakanlığın da sahiplenerek kamuoyuna ilan ettiği
"İstanbul'un üçe bölünmesi" planı, kenti yine nazım plansız
bırakan politikalann yarattığı kaos ve yağma ortamından
yararlanılarak gündeme getiriliyor.
relerinden görüş bile alınmayan sıra-
dan bir öneriyi tutup harita üzerine iş-
leyip İstanbul'u3'ebölen birplanpaf-
tasının önünde sanki hükümet kara-
nymış gibi basın toplantısı yapmala-
nnın yine bilime ve hukuk devleti an-
layışına ne kadar uygun düşrüğü soru-
su ise yanıtsız kalmıştı.
Tartışılan bir öneriyi TV ekranlann-
dan ve basındaki fotoğraflardan mil-
yonlarca insana "tşte İstanbul'un kur-
fuluş planı" dercesine gösteren başba-
kan ve yardımcısı. çok yakın bir za-
manda bu öneri duyarlı bilim çevrele-
rince de sehırcilik acısından geçersiz
bir düş olarak ilan edildiğinde, acaba
onlan yine Bahattin Yücel mi kurta-
racaktı?..
Kuşkusuz kentsel yagmanın böyle-
sine doruğa ulaştığı bir Istanbul'da, yi-
ne böylesıne zengin düşgücü ile orta-
ya atılan reçetelerin genelde ilgiyle
İcarşılanmasının temel nedenini, yine
plansızlığın yarattığı bulanıklık ıçen-
sindekı kavram kargaşası ve bilinçsiz
ortam oluşturuyor.
Kenti kurtarmak isteyenler, nazım
planın neden hâlâ geciktirildiği konu-
sunda beledıyeden hesap sormalan ge-
rekirken. şehir denen tarihsel ve sos-
yal bütünlüğü parçalayarak yine plan-
sızlığın sürmesini öngören böl ve yö-
net kuralını gündeme getiriyorlar.
Nazım plan neden gecikhor?
Evet, Istanbul'uasıl kurtaracak olan
ve her uygar kentin yine uygarca ya-
şayabılmesi. gelışebilmesı. korunabil-
mesı için olmazsa olmaz koşul olan
nazım plan, neden geciktiriliyor?
Bu sorunun yanıtı, yine son zaman-
larda basına da yansıyan kimi imartar-
tışmalannda açığa çıkıyor.
Örneğın nazım plan ilkelerinde,
haklı olarak tstanbul'un kuzeyindeki
geriye kalan ormanlık alanlann arîık
kesinlıkle kcrunması gerektiği savu-
nuluyor Oysa Sanyer Belediye Mec-
lisi'nin tavsiye karan aldığı ve Recep
Tayyip Erdoğan'ın da sıcak baktıgı an-
laşıfan Rumelikavağı-Garipçe sırtla-
nndaki sık çamlarla kaplı ormanlık
alanda kurulmak istenen Koç Üniver-
sitesi kampusu, bu ilkeyle taban taba-
na çelişiyor. Bu nedenle de planda çö-
züm bulunana kadar, nazım plan çalış-
ması sonuçlanamıyor.
Benzer şekilde yine Recep Tayyip
Erdoğan \e ekibinin ısrarla yapacak-
lannı söylediklen Şışli'dekieski lETT
garajı arazisine dikilecek dev iş mer-
kezi de İstanbul'un nazım plan hedef-
lerine ters bir karar.
Öte yandan Şişli Belediye Ba§kanı
Gülav Atığ'ın da vnrtdışında çevreci
proje olarak tanımladığı ve "Şişli-
2020" adını verdiği, bölgeyi Ne\v Y-
ork'un Manhattan görüntüsüne sok-
maya aday gökdelenler dizisi planı da
aynı nedenlerle nazım plana ters bir ta-
san.
Bütiin bu gibi çok özel rant beklen-
tilerinin dışında Büyükşehir yönetımi-
ni nazım plan acısından sıkıntıya so-
kan bir başka gelişme de ISKl'nin su
havzalan için hazırladığı son yönet-
melik taslağmdaki yeni ve yoğun imar
haklan. Yine nazım plan ilkelerinde
havzaların mutlaka korunmalan ge-
rektiği savunulurken. ISKt'nin yönet-
melik taslağmda buna aykın kuralla-
nn yeralması, planın onay sürecini ge-
ciktiren önemli dayatmalar arasında.
Hele yine son günlerde açığa çıkan
ve Topkapfdaki eski otogaralanına is-
tanbul'un fethini canlandıracak birdü-
zenlemeyi öngören projeye ise bu tür
alanlan sivasi beklentiler yerine top-
luma kazandırmayı benimseyen nazım
plan ilkelennde hiç yer yok. Buna kar-
şın siyası hedefi plan hedeflerinden
önde gören anlayış da elbette ki çağ-
daş şehircilığin kurallanna pek sıcak
bakmıyor.
Görülüyor ki ne bu yönetim Istan-
bul'u plansızlıktan (yani yağmadan)
kurtarabilecek. ne de merkezi hükü-
met şu son önerileriyle bu bilim ve hu-
kuk dışı süreci durdurabilecek. Ya da
en azından şu yılan hikâyesine dönen
1 '50 bin ölçekli Istanbul Metropoliten
Alan Nazım Planı, sehırcilik ilkeleri-
ne uygun ve gerçekten kamu yarannı
gözetir biçimde yürürlüğe girinceye
kadar. durum bunu gösteriyor.
Elbette yine de bu planı hiç ödün-
süz uygulayabilecek bilime ve kente
saygılı. demokratik bir çağdaş yöne-
timin de Istanbul'a kazandınlması
koşuluyla...
700 yaşındaki
çınara prötez
OZCAN OZGUR
MUĞLA - Muğla'da
700 yaşındaki çınarağacı-
nı yaptığı müdahale ile
yok olmaktan kurtaran
Prof. Dr. Jlçin Asianboğa.
mimari yapılarda olduğu
gibi anıt ağaçlann koru-
maya alınmalannın onlan
kurtarmadığınt sövledı.
Asianboğa. "Bu 700 yılük
çınar gibi yüzlerce ağaç
müdahale beb'yor. Müda-
hale edilmeyen ağaçlar.
tescillenst de yok olup gidi-
yor" dedi.
Muğla'nın Bozüyük ka-
sabasında 700 y ıldır yaşa-
yan ulu çınar ağacı önce
ortasından yanldı, ardın-
dan buna rağmen gelişme-
sini sürdüren dallarını
gövdesi taşıyamaz hale
geldi.
Çınann devrilip yok ol-
masına gönülleri razı ol-
mayan Bozüyüklüler, Ege
Üniversitesi Peyzaj Mi-
marlığı Bölümü'ne baş-
vurdular.
Başvoıru sonucu Bozü-
yük'e gelen Peyzaj Mi-
marlığı öğretim üyelerin-
den orman mühendisi
Prof Dr. İlçin Asianboğa
ve ekibi ulu çınara müda-
halede bulunarak "protez-
ledfler". Bu protez işlemı-
nin Avrupa'da özellikle
Fransa. Almanya ve Ingil-
tere'de uygulanmakta ol-
duğunu ve Türkiye'de ilk
kez Bozüyük'te uygulan-
dığını belirten Prof. Dr. II-
çın Asianboğa. yaptıklan
işlemi şöyleanlattı:
"Çınar ağacı 700 yaşın-
da. Gövdesi yanlmış ve
gövde ağacın hâlâ gelişen
dallannı taşıyamıyor. Biz
yaptığınıız işlemle ikiye ay-
nlan ağacı matkapla delip,
deliklerden demir çubuk-
lar gecirdik ve ağacı bütün
hale getirdik. Ağaçta geli-
şim sürerken bu demir çu-
buklar, ağacın kabuğu ai-
tında kalacak ve göriin-
mez olacaklar. Bu müda-
h^ale bu ağacı bir yüz \ıi da-
ha yaşatır."
Prof. Dr. Asianboğa, so-
rulanmızı yanıtlarken Ba-
tı ülkelerinde "ağaç ope-
ratörlüğü** mesleğı oldu-
ğunu belırterek "Ülkemiz-
de henüz böy le bir şey yok.
Anadolu'da yüzlerce koru-
ma altına alınmış tescilli
ağaç var. Bir o kadar da
tescilü olmayan vardır. Sa-
dece Muğla'da 100'ünüze-
rinde tescilli anıt ağaç bu-
lunmakta. Ne var ki bun-
lann çoğu yaşlı ve hasta;
müdahaleyi bekliyor. O
nedenle ağaç operatöıiü-
ğünün geliştirilmesi ve bu
anıt ağaçlara zaman geçi-
rilmeden müdahale yapıl-
ması gerekmekte" dedı.
"Sallan yuvarian" ya da dümadakj adıyla Rock and
RolL 1950'lerin hayli başından beri dinmeyen bir dans
fırtinası... ABD'nin Cleveland kentinde. bu dansın
adına bir saray \~avrusu bile yapıldı. Cleveland linıanını
kent merkezine bağlaan kıvı volu üzerindeki modcrn
mimari örneği bina 1 Evlül Dünya Banş Günü'nde,
banşa adanarak açılmışb. (Fotoğraf: REUTERS)
otopsifilıııikafaları kanşürdı
GÜRHAN UÇKAN
STOCKHOLM-Ingiliz belgesel filmci
RaySantflH'nınelindebulunan ve 1947'de
ABD'nin New Mexico eyaletindeki Fort
Worth askeri hava üssünün yakınına düştü-
gü ileri sürülen L'FO enkazındaki 5 uzay-
lıdan birinın otopsisini gösteren film, Is-
veç'te ilgiyle ızlendi.
4 Temmuz I947'de Fort VV'orth üssü ya-
kınlannda garip bırolayın gerçekleştiği ön-
ceden de biliniyordu. Ne var ki önce "gök-
ten düşen disk biçiminde bir uzay aracı"
olarak tanımlanan olav. ertesi gün
u
mete-
oroloji balonu"na çevrilmışti. Ancak kaza-
yı görenler, bu açıklamayla yetinmemişler-
di. Isveç'in özel TV kanallanndan TV 4'te
pazar akşamı gösterilen programda, 3 da-
kika süresınce insana çok benzeyen, saçsız.
altı el ve ayak parmaklı. kertenkele gözlü
ve küçük bir "cismüı" otopsısı yapıldı. Fil-
mi çeken genç teğmen. orijinalini askeri
arşive verdıkten sonra kendisi için bir kop-
ya saklamış. Ingilız Santilli'ye daha sonra
100 bin dolara satıldığı ileri sürülen fılmin
orijinali. yine söylentilere göre Isvıçre'de
bir kasada kilitli. Koca ABD'de güvenilir
kasanın neden bulunmadığı akla geliyor.
Otopsi filminde söz konusu cismin iç or-
ganlannın insanlannkıne benzemediğı. ka-
fatası içinden çıkanlan kitlenin beyinden
çok karaciğere benzediği görülüyor.
Izleyicilerin kafasını kanştıran şunlardı:
4 Temmuz 1947 "de söz konusu yerde ga-
rip bir şey yaşandığında herkes görüş bir-
liğinde. Alınan olağanüstü önlemler. böl-
geye kimseyı sokmama \ s. resmi kayıtlar-
da bulunuyor. Yani tarih ve ortam yalan de-
ğil. Belli ki balon vs. düşse bu tür önlem-
ler alınmamış olacaktı. Üstelik gökten disk
biçiminde bir cismin düştüğü. ordu tara-
fından açıklanan ilk basın bildınsinde yer
alıyor.
Bu durumda akla iki olasılık geliyor: Ya
hava kuvvetlen değişik bir uçak modehnı
deniyordu v e başaramadı > a da açıklamak-
ta güçlük çektiği bir fenomenle karşılaşın-
ca. acizliğini "karşı tarafa"* belli etmek ıs-
temedı. tlk olasılıgı kabul edersek. böyle
bir şeyin 48 yıl nasıl gızlı tutulabildiğini an-
lamakta güçlük çekeriz. Yani deneye katı-
lan ve emekl i olan hiçbir asker ağzından bir
şey kaçırmadı? Bölgede radyoaktif bır sı-
zıntı ve ardmdan gelen sorunlar yaşanma-
dığı için, olayın başansız biratom bomba-
sı taşınması denemesi olmadığı belli.
tkınci olasılıkta ise akla ilk gelen soru.
nasıl olup da bunca kişinin susrurulabıldi-
ği oluvor TV 4"teki yayında, bölge halkı-
nın resmen "çölün derinliklerine götürii-
lüp orada bırakılmakla" tehdit edildıği y-
er alıvor. anıa neden tek bir kişinin böİge-
den kaçıp gördüklerinı en yakın kentteki bir
gazetede vs. açıklamadığını anlamak güç.
Alternatif Zabıta Haftası çeşitli etkinliklerle başladı
RP'den Âtatürksüz kutlama
MEHMET DEMİRKAYA
Istanbul Bü>aikşehir Belediye Baş-
kanı Recep Tayyip Erdoğan, Zabıta
Haftası'nın tarihini değiştirdi. Geçen
yıl 1 -7 ağustos tarihleri arasında kut-
lanan hafta programında yer alan Tak-
sim Atatürk Anıtı 'na çelenk konulma-
sı bu yılki programda yer almadı.
RP'li Istanbul Büyükşehir Beledive
yönetiminin, alternatif Zabıta Haftası
dün çeşitli etkinliklerle başladı. ilk tö-
ren, İstanbul'un ilk kadısı Hızır Bey
Çelebi'nin Unkapanf nda bulunan me-
zan başında yapıldı.
Istiklal Marşfnın okunmasından
sonra Tayyip Erdoğan mezara çelenk
koydu. Okunan dualardan sonra Erdo-
ğan Unkapam'ndan belediyeye kadar
yüriidü.
Belediye önünde Kartal Belediyesi
Mehteran Bölüğü'nün gösterisini izle-
dikten sonra salondaki toplantıya katı-
lan tstanbul Büyükşehir Belediye Baş-
kanı Tayyip Erdoğan. burada yaptığı
konuşmada. zabıtaya silah verilmesi
gerektiğini söyledi. Geçen yıllarda I-
7 ağustos tarihleri arasında kutlanan
Zabıta Haftası bu yıl 4-8 eylül tarihle-
İlk tören, Hızır Bey Çelebi'nin (Jnkapanı'ndaki mezan başında yapıldı.
ri arasma alındı.
Istanbul Büyükşehir Belediyesi yet-
kılileri haftanın tarihının değiştirilme-
sindekı gerekçeyi şoyle açıkladı:
"Bu vil zabıta haftasım kutlamak icin
İhtısab Nezareti" vaniZabıta Bakan-
lığı'nın kurulduğu 4 Evlül 1826 tarihi-
ni esas atdık"'
1990vılındanben 1-7 ağustos tanh-
len arasında kutlanan hafta ile ilgili.
Türkıye Belediye Zabıtalan Vakfi Baş-
kanı Şinasi Yalçın ise şunları söyledi:
"Biz 1990 yılında bir araştırma yap-
tırdık. Belediye Zabıtası'nın kuruluş
\ ıldönüınü kutlaması yapacağımızdan.
buna ilişkin bir tarih saptanmasını is-
tedik. Araştırma sonucunda. zabıtanın
ilk kez bir bağımsız müdüriük adı al-
tında teşkilatlanmaya 1 Ağustos 1956
yılında başlandığı ortaya çıktı.
Her kadın biraz
Carmen'dir
DÎNÇ TAYANÇ
Kaç kez izledığımı ben bi-
le anımsayamıyorum Car-
men'i. Operasmı, balesını,
fılmmi, modern ya da klasik
danslarını... Her binni izle-
dığimde. aynı duyguya kapı-
lıyorum "Bundan ötesi ol-
maz artik." Ve her yenisiniiz-
lediğimde de aynı şeyi yineü-
yorum, "Olurmuş!
1
"
Önceki gece. Açıkhava'ya
gıderken gene aynı duygular
ıçındeydım. çıkarken de ay-
nı şeyleri söylüyordum...
Bugüne dek izledigım tüm
Carmen'lerden belleğımde
kalan Carmen'in kendısınin
tümü ıle bıraz Don Jose, bi-
raz Manuela, biraz da Esca-
mıllo olurdu. Bu kez. sahne-
de Ispanyol flamencosunun
tüm ınceliklerinı modern
dans adımlanyla bütünleştı-
ren öyle çok Carmen. Don
Jose, Manuela ve de Esca-
millolar var kı, hangı bırinı
anımsayacağımı, daha doğ-
rusu hangı bırinı ızleyeceğı-
mi şaşınyorum.
Bale-flamenco Car-
men'indeki, Bizet'in unutul-
maz müzi|mi bile unutulur
kılan 'düzenleme' önce ku-
lagımı tırmahyor, ardından
kendine alıştınyor. sonra da
Carmencıta'nın büyüsüne
kapılmış tüm erkekler gibi
•aguşuna' çekiyor.
Oniarca dışmin giysilerin-
den oluşan renk cümbüşü ıle
birtekı bile sekmeyen adım-
lanndan kaynaklanan bütün-
lük, koca sahnedekı onca sa-
natçıyı tek birCarmen'de bü-
rünleştinyor.
Şöyle bir çevreme göz atı-
yorum, ne kadar hanım ızle-
yici varsa. onlann da sahne-
dekı erkekler için bencileyin
düşündüklerı gözlerinden.
soluksuz (ya da soluk solu-
ğa) oturuşlanndan. kıpırda-
nışlanndan belli... Aslında.
gözlenmızin önündekı sah-
neye bakıp soluk soluğa kal-
mamak. yennde durmak
mümkün değıl. Çünkü san-
hede öyle bır 'sahne' var kı.
müzık bile oyunun müzıklı
olduğunu unutup susuven-
yor... Sahne, Carmen"ın Don
Jose'yi baştan çıkarma sah-
nesi kı nasıl baştan çıkarma.'
Estetık erotizm dıye bır sanat
türetilse, başyapıtı bu sahne
olurdu herhalde... Içımden
"Bu sahneyi Vlelih Gökçck
görsf. tüm rükürdüklerini
yutardı" dıye geçinyorum...
Ardından dağda haydut-
larla 'bütünleşen'. matadora
boğanın boynuzlu olduğunu
unutturan Carmen çıkıyor
sahneye... Bizet'in müzıgı
flamencolaşıyor. flamenco-
ya Ispanyol halk şarkılannın
'betimsi' erkek seslen kan-
şıyor... Dişı ve erkeklerin ala-
bildıgine dans ettiği bır sah-
nede, Carmen masanın üze-
rine fırlayıp oyunun en çarpı-
cı danslanndan bırine koyu-
lurken, onunkisiyle aynı al-
lıkta giysıleriyle bir 'üçüncü
cüıs' fırlıyor yanına. Erkek
desem, dişilığine; dışı desem
erkekliğıne hakaret bir hû-
nerle ve de bendenizin naçi-
zane yorumuna göre "Car-
men'in içindeki erkeksi vah-
şet ve kötülüğü" sevdalılan-
na sergilemeye çalışıyor. A-
ma nafıle! Erkek olup da,
Carmen'in dişiligınden öte-
sinı görebılmek mümkün
mü?
Oyun ikı saati aşkın sürüp.
ıkı dakikada bıtmış gibi geli-
yorınsana... Cıkarken. kulak
konugu oluyorum ızleyici
yorumlanna. Kımi "tnsan-
lardan yapılmış boğa olaga-
nüstüydü di'mi?" dıyor, ki-
mı "Öyküyü bilmesem, bu-
nun Carmen olduğunu anla-
yamazdun" demekte...
"Dervişseniz. fikrinizkzikri-
nizbirolsun" dergıbı hmzır-
ca gülümsüyorum hepsine...
Neşeyle, elimdekı broşü-
rü açıp, dahabu yıl dünyadan
göçüp gırmış olan AguOar'ın
kendi Carmen'ıne getirdıgı
yorumu okuyorum: "Bana
göre Carmen'in ruhu sürek-
li bir kîmlik arayışı içindedir.
Toplumumuzun koyduğu
standartlar. kimliğini dışa
vurmasını engellemektedir.
Sosyal acıdan yükselmeyi ve
günlük yaşamın tekdüzeü-
ğinden kacmayı düşlemekte-
dir."
Broşürü kapatıp. "Kimbi-
lir bizim toplumumuzda nice
Carmenler vardır?" diyo-
rum. Kararlıyım, eve gidınce
Bizet'in Carmen'inın Maria
Callas'tan yorumunu pikaba
koyacak, sqnra da gözlerimı
yumup son Carmen'imı düş-
lemeye koyulacağım...
Sherlock Holmes'a
mektup yağıyor
ÖZGÜR ULUSOY
"Onu burada, müzemde
saklıyorum" demıştı Sher-
lock Hoimes. "Mavi Sa-
fir"de. Ünlü dedektıfın
Londra'da "oturduğu" ev 27
Mart 1990'da Sherlock Hol-
mes Müzesi olarak açıldı. Ba-
ker Caddesi 221 b, dünyanın
belkı en çok bilınen adresıdir
şimdı. 100 yıldır Sherlock
Hoimes ve Dr. VVatson adına
mektup yağıyor bu adrese.
Zemın kattan. Hoimes ve
Vvatson'ın 25 yıl paylaştığı
çalışma odasının bulunduğu
binnci kata çıkan merdıven
tam onyedı basamaktan olu-
şuyor. Holmes'un arka tarafa
bakan yatak odasının kapısı
bu çalışma odasına açılıyor.
Dr. VVatson'ın ikinci kattaki
yatak odası arka bahçeye ba-
kıyor; evsahibesi Mr. Hud-
son'ın odası da NV'atson'ınki-
ne bitişik. Odalarda, Dr. Wat-
son'ın, arkadaşınm macera-
lannı kaleme alırken sözünü
ettiği eşyalar sergilenıyor.
Sherlock Holmes'un oda-
sındakı sehpanın üzerinde,
dedektıfin yalnızca adını
duymuş olanlann bile tanıdık
olduğu kemanı. pıposu ve ku-
laklannı örten ekose şapkası
yer alıyor.
Ancak, müzenın asıl ama-
cı Sherlock Hoimes uzman-
lannı tatmin etmek. Sözgeli-
mi, Dr. VVatson'ın "dostu-
mun garip huylan"diye sö-
zünü ettiği alışkanhklan: Iran
işi terlıklerin içindeki pipo tü-
tünü; Holmes'un evdeki atış
talımlerinın sonucu duvarda
açılan kurşun deliklen... Hol-
mes'un deneylerde kullandı-
ğı kimyasal maddeleri ıçeren
kavanozlar, deney tüplen.
Gümüş sigaralık, opera göz-
lükleri...
Bütün bu eşyalar, gözlem
yeteneği. aynntılara verdiği
önem. saatlerce yemeden iç-
meden, uyumadan tek bir o-
lay üzennde yoğunlaşabilme
gücü, olaylar arasında bağ-
lantı kurabilme yeneteğiyle
ünlü dedektifi yaşatıyor.