Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
SAYFA CUMHURİYET 25 EYLÜL 1995 PAZARTESİ
HABERLER
AKPM heyeti
Strazbourg'a
gitti
• İstanbul Haber Servisi -
DYP Milletvekilı Saıt
Kemal Mimaroğlu
başkanlığındaki Türk
Parlamanterler Grubu, 25-
29 tarihleri arasında
yapılacak Avrupa Konseyi
Parlamanterler Meclısı
(AKPM) Genel Kurulu"nun
sonbahar toplantılanna
katılmak için Strasbourg'a
gitti. AKPM'nin nisan
ayında Türkiye aleyhinde
aldığı karan protesto
ederek, haziran ayında
yapılan genel kurul
toplantılanna katılmayan
Türk parlamanterter,
Avrupa Konseyi Bakanlar
Kurulu'nun. genel kurul
karannı onaylamaması
üzerine yeniden toplantılara
katılmaya karar verdi.
Türkiye için
önemli dava
• STRASBOURG (AA) -
Rum \atandaşı Titına
Loizidou'nun. Türkiye
aleyhine Avrupa Insan
Haklan Mahkemesi'ne
yaptığı başvuru ile ilgili
duruşma bugün
Strasbourg'ta yapılıyor.
Titina Loizıdou. 1989
yılında bır grup Rum bayan
ile birlikte Kıbns'ta yeşil
hat boyunca yaptıklan
gösteriden sonra. tampon
bölgeyı zorla geçtikleri için
KKTC polisi tarafından bir
süre gözaltına alınıp daha
sonra serbest bırakılmıştı.
Kıbns Rum yönetimi. Rum
vatandaşının, gözaltında
bulunduğu süre içinde kötü
muamele gördüğü ve Türk
kesiminde bulunan evine
gırişinin engellendıği
gerekçesiyle Avrupa Insan
Haklan Komisyonu'na
başvurmuşru.
'hterstar
kundaklandı'
hJdiası
• ANKARA (Cumhuriyet
Bürosu) - Interstar'ın
Atatürk Bulvan üzerinde
bulunan Ankara
Temsilcilığı'nin
kundaklandığı öne sürüldü.
Emniyet yetkililen ise
olayın bir kundaklama
olmadığın söyledıler.
Ititerstar yetkililerinden
alınan bilgiye göre, dün
saat 15.00sıralannda.
kimliği belirsız kişilerce
temsılcılığin kapısına.
içinde mazot bulunan
gazete kâğıdına sanlı bir
bidon yakılarak bırakıldı.
Çıkan yangının,
çalışanlarca söndürüldüğü
belirtildi. Emniyet
yetkilileri ise olayın bir
kundaklama olmadığını.
yangına kapının önünde
içinde kâğıt bulunan bidona
atılan. söndürülmemiş bir
sigara izmaritinin neden
olduğunu belirttiler.
İFA ödüllii
sanatçılardan
yandım konseri
• İstanbul Haber Servisi -
İstanbul FM bu yıl ikincisi
düzenlenen "İFA Altın
Ödülü'" törenıne katılan
sanatçılar. geliri Bosnalı
Çocuklara Yardım Vakfi'na
bırakılmak üzere bir konser
verdiler. Bostancı Gösteri
Merkezi'nde düzenlenen
törende. Ahmet Kaya,
Coşkun Sabah, Çelik,
Demet. Yıldız Tilbe, Soner
Anca ve Suat Suna
'İstanbul 106 FM Altın
Ödülü" alırken. Gökhan
Aksoy, tbrahım Erkal, İpek
Erdem. Jale, Naşide
Göktürk ve Yeşim Salkım
ise "İstanbul FM Özel
AJtın Ödülü"ne layık
görüldüler. Fınalde sahneye
çıkan Barış Manço da
"Onur Ödülü" aldı.
Molotofhı
saldınlap
• tstanbul Haber Servisi -
Okmeydanı Fatıh Sultan
Mehmet Caddesi üzerinde
dün alcşam saat 21.00
sıralannda korsan gösteri
düzenleyen yirmi kişilık bir
grup. aynı cadde üzerindeki
dört katlı bir binanın giriş
katındaki "Kuşcu
Kardeşier Gıda Pazan"na
molotofkokteylli attı.
Saldın sonucu çıkan yangın
Beyoğlu itfaiye ekiplerince
söndürüldü. Onceki gece de
Şişli Ergenekon Caddesi
üzerindeki lş Bankası
Şubesi'ne,
G.Osmanpaşa'daki brr
kuruyemişçiye.
Bahçelievler'de bulunan
Samanyolu Bakkalıyesi'ne,
Sanyer'deki Ülkü Ocağı ile
bitişiğinde bulunan
Esnaflar Kıraathanesi'ne ve
Ferahevler Gıda Pazan'na
molotofkokteylli saldınlar
yapıldı.
CHP'nin, şeriatçı-ırkçı kadrolaşmaya yer verdiği raporunda, parlamentonun,
sivil-asker iç güvenlik ve istihbarat birimlerini kontrol edemediği vurgulandı:
Devlet içinde devlet varANKARA (Cumhuriyet Büro-
su) - CHP Genel Başkanı Deniz
Bavkal'a. Başbakan Tansu Çiller
ile hükümet pazarlığı öncesinde
verilen ve "şeriatçMrkçı" kadro-
laşmayı anlatan verilerin yer aldı-
ğı raporda, ülkedekı içgüvenlik
sorunlanna da değinilerek. "dev-
let içinde devlet'* uyansında bulu-
nuldu.
Devlet mekanizması içinde ya-
zılı olmayan. özel yasalara göre
yönetilen "ikinci bir devlet" olma
yolunda olduğu vurgulanan rapor-
da. içgüvenlik organizasyonu ve
kuruluşlannın örgütlü suçlar, tero-
rizm ve teknik suçlarla mücadele
edebilecek yetenek ve yapılanma-
da olmadığı dıle getınldi. Genel-
kurmay Başkanlığı'nın. içgüven-
likle ılişkisinin kesilmesı gerekti-
ğı kaydedilen raporda. polis köken-
lilerin il valilıklerine. asker kö-
kenlilerin bakanlıklara \e önemli
kamu kuruluşlanna atanması uy-
gulamasının durdurulması istendi.
Raporun. "içgüvenlik bölii-
mü"nde. gel işmiş. demokratik ül-
kelenn aksine. Türkiye'de ıçgü-
venlığin. yan askeri bir kamu hiz-
meti olarak kabul edildiği belirti-
lerek. "Askerler, içgüvenliğimizin
sağlanmasını tamamen sivil otori-
teye bırakmamaktadııiar. Yan as-
keri içgüvenlik anlayışı, demokra-
tikleşme ve sivilleşmc hedeflerinin
önündeki en önemli engeldir. Shil
otorite ve parlamento, içgüvenlik
kuruluşlan ile iç istihbarat servis-
lerini tam olarak kontrol edeme-
mektedir. denedeyememektedir**
denıldı.
İçgüvenlik konseptınin açık, be-
lırli. çağdaş ve dinamık olmadığı
savunulan raporda. "günlük olay-
lara göre pahatif çözüm üretildi-
ği" kaydedildi. Raporda. güvenlik
kuruluşlannın; eğitim, örgütlen-
me. hizmet anlayışı. donanım ve
ışbirliği anlayışlan. demokrasiye.
hukuk dev letine, insan haklanna
bakış açılan açısından, çağın ve
toplumsal dinamiklerin gerisinde
kaldığı vurgulandı.
İçgüvenlik organi-
zasyonu ve kuruluş-
lannın örgütlü suçlar,
terorizm ve teknik suç-
larla mücadele edebi-
lecek yetenek ve yapı-
lanmada olmadığı di-
Ie getirilen raporda,
içgüvenlik kuruluşla-
nndaikili, üçlübaglı-
lıklar görüldüğü ve bu
bağlılık sisteminin hiz-
mette hızhlık ve et-
kinliği engellediği be-
lirtildi. Raporda şöy-
le devam edildi:
"Özefliklel980son-
rası dönemde. içgü-
venlik kuruluşların-
da; militaristveva pa-
ramililarist inançlar.
polis devleti anlayışı.
hukuk devleti anlavı-
şına, demokratikleş-
meye, shiHeşmeye, üı-
san haklanna tepki.
Atatürk alev htarlığı,
tarikat bağlılıkları,
rüşvet ve yiyicilik, po-
litik anlamda sağ ve
aşın sağyanhkk, kapi-
talist güç odaklan ve
mafya ile sıkı ilişki,
mesiek şovçnizmi yük-
selen ve güçlenen de-
ğerler olmuştur."
Raporun sonuç bölümünde, Türk
içgüvenlik organizasyonunun me\ -
cut anlayışı ile "devletmekaniana-
sıiçinde,yazılı ohnayan,özel kanu n-
lara göre yönetilen ikinci bir dev-
let olma yolunda" olduğu belırti-
lerek, alınacak önlemler şöyle sı-
ralandr
Baykal. görüşmede Çiller'e CHP'nin şeriatçı - ırkçı
kadrolaşma raporunun satırbaşlannı sözlü olarak iletmiş.
- Bu gidiş en kısa sürede durdu-
rulmalı ve içgüvenlik kuruluşlan,
sivil otoritenin denetimine alınma-
hdır.
- Hükumetler. içgüvenliğin ken-
dı sorumluluklannda, mıllı ancak
sıvil bir kamu hizmeti olduğunu
açıkça deklare edebilir.
- Genelkurmay Bas-
kanlıgı'nın içgüvenlik-
le açıkça ilişkisi kesile-
bilir.
- İçgüvenlik kuru-
luşlannın. kendilerini
sivıl otoriteden tecrit
eden hizmet ve örgüt-
lenme anlayışlan, şo-
venist politikalan dur-
durulabilır.
- tçişleri Bakanlı-
ğı'nda güçlü. kişiligi
olan, demokrasiye ve
siv il otoritev e bağlılığı
tartışılmayan, hukuk
devleti anlayışına sa-
hip çıkan bir politika-
cı görevlendirilebilir.
Bu bakan, Jandarma
Genei Komutanlığj ile
Emnivet Genel Mü-
dürlüğü'nü önemli öl-
çüde kontrolü altına
alabilir.
- Olağanüstü Hal
Bölge Valisi ile asa-
yiş komutanı arasın-
dakı vetkı paylaşımı
kısa sürede gözden ge-
çirilebılır ve böylece
asayiş komutanının
OHAL Valisi'ne, iç-
güvenlik ve il jandar-
ma komutanlannın il
valilerine bağlanması
sağlanabilir.
- MİTin sivilleşririlmesi çalış-
malaru süratle ve etkin bir anlayış-
la sürdürülebilir.
- Emniyet Genel Müdürlüğü'ne,
sıvil kökenli. demokrat. çağdaş,
hukuk devleti anlayışına sahip çı-
kan bir vali atanabılir.
- İstihbarat ve içgüvenlik hiz-
mederinde koordinasyon belirli öt-
çüde sağlanabilir.
- İçgüvenlik birimlerindeki aşı-
n sağcı, tarikatçı. rüşvetçi, huku-
kun üstünlüğü düşüncesine karşı
örgütlenmenin üzerine süratle ve
cesaretle gidilebilir.
- Polis kökenlilerin il valilikleri-
ne, asker kökenlilerin bakanlıkla-
ra ve önemli kamu kuruluşlanna
atanması uygulaması durdurula-
bilir.
- CHP kamu yönetimine, içgû-
venliğe ve terörolaylanna bakış açı-
sını geliştirebilir, bu konudaki mü-
dahalelerini ve politikalannı etkin
hale getirebilir. Raporun, "Türki-
ye\vi tehdit eden terör odaklan"
başlığı altındaki bölümünde de
PKK. Kuzey Irak'taki Talabani ve
Barzani güçleri, Ermeni terör ör-
gütleri. şeriatçı terörörgütleri. 1980
öncesi ülkücü örgütlerin kalıntıla-
n, Avnıpa Türk Federasyonu (ül-
kücü Türk dernekleri), Muhsin
Yazıcıoğlu errafında toplanan \e
"gençlik arasında önemli provo-
kasyonlar yataratan terorist grup-
lar" ile aşın sol terör odaklannın.
Türkiye için tehdit oluşturduğuna
işaret edildi. Raporda "bölücü te-
rörolayuıın" nedenleri. "uluslara-
rası politik vejeopoUtik konum, iç
polhîka. sosyo-ekonomik ve vönet-
sel nedenler" olmak üzere 4 ana
başlıkta toplandı.
SUREC»
CHP raporu:
Birçok valigörevden ahnmah
ANKARA (Cumhurivet Büro-
su) - Koalısyon hükümetinin so-
na erdiğı Deniz Baykal-Tansu Çil-
ler görüşmesi öncesinde CHP li-
derine sunulan ve 'şeriatçt-uiiçı'
kadrolaşmayı anlatan raporda.
cumhuriyet ve Atatürk ilkeleriy-
le CHP'nin tercihlerine karşı ol-
malan nedeniyle valılenn yüzde
23"ünün kesinlıkle görevden Xn-
ması istendi. '
Başka nedenlerle valilerin yüz-
de 9'unun görevden alınmasında
ısrarlı olunması istenen raporda,
CHP'nin eylemli valilikte kalma-
sı için ısraretmesi gereken perso-
nel oranı yüzde 13 olarak göste-
rildi.
Raporda, CHP'nin görevde kal-
ması için ısrarlı olması gereken üst
düzey merkez görevli sayısı ise '0'
olarak yer aldı.
'11 vali görevde kalsırT
Raporun *\'alilerin genel sivasi
değenendinnesi' bölümünde, va-
lilerin yüzde 36'sının (31 kişi) şe-
riatçı-tarikatçı-aşın sağcı. yüzde
37'sinin (32 kişi) sağ veya liberal
eğilimli, yüzde 10'unun (9 kişi)
siyasal anlamda renksiz veya opor-
tünist tavır gösterdiği, yüzde 17'si-
nin (14 kişi) de sosyal demokrat
kökenli olduğu bildirildı. Vali ve
üst düzey görevlilerin yüzde
13'ünün (20 kişi). 'cumhuriyet
ve Atatürk ilkeleri ile CHP'nin
tüm siyasal tercihlerine karşı ol-
maları nedeniyle^kesinlikle gö-
revden alınması istenen raporda,
yüzde 9'unun da (8 kişı). değişik
nedenlerle görevden alınmalann-
da ısrar edilmesi gerektıği kay-
dedildi. Valilerin yüzde I3'ünün
(11 kişi) görevde kalması için
CHP'nin ısrar etmesi gerektiği
belirtilen raporda. görevde kal-
ması için ısrarlı olunması gereken
üst düzey merkez görevlısı bu-
lunmadığı vurgulandı.
Merkez vali ve gerekçeleri
Raporda. hangı kontenjan için
önerilirse önerilsin, eylemli vali-
liğe atanmasına CHP'nin kesin-
likle karşı çıkması gereken mer-
kez valileri ile gerekçeleri şöyle
sıralandı:
M. Zeki Demirkan (Köktendin-
ci-tarikatçı), MitatÇekin(kökten-
dinci-tarikatçı), CengizBulutfkök-
tendınci-tankatçı. Hakkındayol-
suzluk ıddialan var), Muzaffer
Ecemiş (köktendincı-tarikatçı-aşı-
rı partizan). Şefîk Kalkanfkök-
tendinci-tarikatçı). FikretGüven
(köktendinci-tarikatçı-problem-
İi). Alpaslan Karacan(köktendin-
ci-tarikat önderi-tehlikeli). Mus-
tafa Demir(köktendinci-tarikat-
çı). Necati Bilican (ANAP parti-
zanı. Hakkındaönemli yolsuzluk
ıddialan var). A. Fuat Çapanoğ-
lu (köktendincı-tarikatçı) Bolat
Bolatoğlu (köktendinci-tankatçı-
problemli). Süleyman Oğuz (ki-
şiliği ile ilgili ıddialar-tehlikeli).
,\li Sakallı( köktendınci-tarikatçı-
aşın partizan-yeteneksiz). Musta-
fa Bahtettin Demirer (köktendın-
ci-tarikatçı-yeteneksiz), Ayhan
Tanju (aşın partizan->eteneksiz).
Mustafa Malav(köktendınci-tari-
katçı-problemlı). Refet Küçüktir-
vaki( köktendinci-tarikatçı-önem-
li yolsuzluk iddıalan). BehçetGü-
ler (kişıliğıyle ilgili önemli iddi-
alar). Necati Develioğlufpartızan-
yeteneksız). Güner Orbay (parti-
zan-veteneksiz-problemli). Arif
Akbulut (partizan-veteneksiz-
problemli). Hanefi Demirkoljkök-
tendinci-tarikatçı). Ş. Ergun Ozak-
man (partizan-yeteneksiz), Bay-
barsSezerler (önemli yolsuzluk id-
dialan), Nusret Mimaroğlu (kök-
tendinci-tarikatçı-kişıliği ile ilgi-
li iddialar).
SÜRECEK
ANAP'lı Bulut'tan iddia
4
DYP, döviz karşılığı
transfer teklif etti'
ANKARA (Cumhurivet
Bürosu)-Yenı hükümet kur-
ma çalışmalan sürerken,
transfer pazarlıklan hızlan-
dı. ANAP İzmir Milletve-
kili Cengiz Bulut. kendisi-
ne ANAP'tan istifa edip
DYP'ye geçmesı için dö-
viz hesabı önenldiğıni söy-
ledı. Bulut. "*Karaparaba-
balan Tansu Çiller'in yeni-
den hükümet kurabilmesi
için, harekete geçti. Çiller'e
millervekili eksiğini tamam-
lama sözü
verdL Kimse.
karakaşuka-
ra gözü için
bir partiden
istifa edip di-
ğerinegitnıez.
Transferlerin
büyükçoğun-
luğunun al-
hnda mutla-
ka bir bit ye-
niği vardır"
dedi. Bulut.
Cumhuri-
yet e yaptığı açıklamada,
bazı işadamlannın kendi-
sini arayarak partisınden is-
tifa edip DYP'ye geçmesı-
ni önerdiklerini söyledi. Bu-
lut. şöyle dedı:
"Beni aravanlar.' Lütfen
bunu bır rüşvet olarak algı-
lamayın, ama siyaset için
borçlanmış olabilirsiniz.
Başka türlü alacaklannız.
vereceklenniz olabilir. Si-
ze yardımcı olalım. İsterse-
niz size Türkiye "de bir ban-
kada ya da yurtdışında bir
bankada hesap açalım.
Mark mı. dolar mı Türk pa-
rası mı ne istersen. ne ka-
dar istersen verelim' dedi-
ler." Cengiz Bulut, kimse-
nin babasının hatın için par-
ti değiştirmediğini ileri sü-
rerek şunlan kaydetti:
"Bugünekadar kim par-
tisini değiştirmişse mutla-
ka aJtında bir bityeniği var-
dır. Tabii bu tür şevlerin is-
pan güçrür. Çoğunhığunun
altinda bit yeniği var diye-
lim. Ama kimse kimsenin
kara kaşı. kara gözü için
gitırıez, Mudaka alûnda ağır
meseleler var-
dır. Şimdi,
Tansu Çilkr'i
iktidara geti-
renler,serma-
ye gruplan-
dır. Onlar,
Çiller hükü-
metinin deva-
mını istiyor-
lar. Çiller hü-
kümetinin
devamını iste-
yenler arasın-
da. namuslu
para babalan olabilir. ama
kara para babalan da var.
Para babalan, Çiller'in bir
azınlık hükümeti kurması
için ihtiyaçduvduğu millet-
vekillerini kendisine sağla-
ma konusunda söz verdiler.
Bunlar.çeşitli milletvekille-
rine çeşitli öneriler götürfl-
yorlar. Bu, para onerisi de
olabilir, başka öneriler de
olabilir. Bizi de bugünlerde
aravanlar var. Ama yanıt
vermiyonız. Bugüne kadar
partisınden av nlıp bir baş-
ka partive gidenler, bundan
sonra gidecekler, çok çok
i\i araştınlnıalıdır."
• Yfeni hükümetin
kurulması için
çalışmalar sürerken
DYP'nin.
milletvekillerine para
önerdiği söylentilert
yoğunlaştı. ANAP
Milletvekili Bulut,
*Kimse kara kaşı, kara
gözü için bir partiden
istifa edip diğerine
gitmez" dedi.
CHP LİDERİ BAYKAL:
Hükümet yamalı bohça
ANKARA (Cumhuriyet Büro-
su) - Başbakan Tansu Çifler'in ye-
nı hükümet kurma arayışlarını de-
ğerlendiren CHP Genel Başkanı
Deniz Bavkal.Türkiye'nın "yama-
lı bohça hükümetlerle" önündeki
bır \ılı değerlendirmesınin müm-
kün olmadığını söv ledı.
Deniz Baykal. Cumhuriyet'e ver-
diği demeçte, yeni hükümet senar-
yolannı değerlendirdi. Türkıve'nın
önündeki bir yıtı "yamah bohça
hükûmetler'" ile değil. ciddi bırko-
alisyonla değerlendırebıleceğıni
vurğulayan Baykal. DYP ile ANAP
arasında. kurulacak bır koalisyonun
yanlış olmayacağını belirttı. Bay-
kal. "Ama, bunun gerçekleş.mesi
söz konusu değilse yamalı bohça
hükümetlerie Türkive'nin bu bir
yılını değerlendirmesi mümkün de-
gildir. Bu konudaki girişimler ül-
keve zarar verir. zaman harcaür"
dedi.
Son günlerde DYP. MHP ve Bü-
lentEcevit'li bir hükümet senaryo-
ları üzerinde durulduğuna da dik-
kat çeken Baykal. bu modelle.
MHP'nin, DYP-CHP koalısyonu
dönemındeki gizli ortaklığının de-
şifreedıldığinı söyledi. Baykal. şöy-
le dedı:
"Üzerinde durulan model DYP,
MHP ve Ecevit. Bundaki olav da
kamuoyunu çok telaşlandırmadan
üçlü işbirüğiıti nasıl takdim edilece-
ğidir. DYP-SHP ve ardından da
D\T-CHP hükümf tleri dönemin-
de, MHP perde arkasında gizli or-
tak konumunda işleri yürütüyor-
du. Şimdi bu tablo ortava konuldu
ve deşifre edildi. \eni hükümet ku-
rulurken çokaçık biçimde bu gözü-
kecek. kimse kinıseyi saklayama-
yacak arük."
Baykal, söz konusu üçlü mode-
lin nasıl i$leyeceğineilişkınde dört"
ayn alt modelın gerıştirildiğmedik-
kat çekerek, ilk modelin, Tansu Çil-
ler'in hükümeti kurmasının ardın-
dan genel müdür. müsteşar ve şu-
be müdürlüklerinın özellikle MHP
tarafmdan paylaşılması üzerine ku-
rulduğunu kaydetti.
Baykal. diğer seçenekleri de şöy-
le sırâladı: "Ya da MHP'ye 'Sen
biraz geride dur, bırak bunu DSP
ile yapalım' diyeceklerdir ve
MHP'den buna güvenoyu vermesi
istenecektir. Ya da hükümeti açık-
ca paylaşacaklardır. Bir başka ola-
süıkda, DSP'ye "MHP ile DYP bır
araya gelsin. sen buna destek ver"
diyecektir."
Bu olasılığın tam bır "vurgun
hükümeti* olacağını kaydeden Bay-
kal. "Bu.korkunçbirşevolacakür.
Çok tehkiledir"diye konuştu.
Baykal. DYP'nın CHP ile yeni-
den hükümet kurma olasılığının ise
çok güç olduğunu da sözlerine ek-
ledi.
'Çeto'yu kalbimize gömdiik
BIZBIZE,
İstanbul Haber Servisi - Gazetemizın eski yazıışleri
müdürlerinden Çetin OzbayTak. dün hüzünlü bir törenle
toprağa verildı. Çetin Özbayrak için Teşvikjye Camii'nde
öğle namazının ardından cenaze namazı kılındı. Namazın
ardından bır süre eller-üzennde taşınan Özbayrak'ın
cenazesi. uzun bıraraç konvoyu eşlığınde Nakkaştepe
Mezarlığı'na götürüldü. Özbayrak "ın eşi Nazan
ÖzbajTak ve kızı Aslı Özbayrak. göz> aşlanna
bogulurken dostlan onu bu son yolculuğuna hüzünle
uğurladılar. Türkiye Gazeteciler Sendıkası Başkanı Ziya
Sonay ve yönetim kurulu üyelerı, Türkiye Gazeteciler
Cemıyetı Başkanı NailGüreli ve yönetim kurulu üyeleri.
Dunya Gazetesi Sahıbı ve Başyazarı Nezih Demirkent,
gazetemiz Genel Yayın Yönetmeni Orhan Erinç. Genel
Yayın Koordinatörümüz Hikmet Çetinkaya.
Cumhuriyet Vakfı Müdürü Oktay Kurtböke, İdare
Müdürümüz Hüseyin Gürer, Millıyet Gazetesi
Başyazan Altan Öymen, Mılliyet gazetesi yazan .Xh
Sirmen, Hürriyet gazetesi yazan Yalçın Bayer de
Özbayrak'ın cenaze törenine katılanlar arasındaydı.
Törende aynca, aralannda yazar Yaşar Kemal, Türkiye
Pen Yazarlar Derneği Başkanı Şükran KurdakuL Ara
Güler, Semih Balcıoğlu, Tan Oral, Orhan Duru, Sezer
Duru, Deniz Som. Turhan Ilgaz, Mehmet Güleryüz,
Mücap Ofluoğlu, Erol Günaydui, Erol Toy, Demirtaş
Cevhun. Tanju Gürsu'nun da bulunduğu çok sayıda
sanatçı ve gazeteci de hazır bulundu.
(Fotoğraf: HATtCE TUNCER)
ERDAL ATABEK
Çocuğun Varsa
Derdin mi Var?..Geleneğe göre 'çocuğu olmak', hem aile birliğinin
amacıdır hem de soyu sürdüren yeni filizin mutlulu-
ğudur. Onun için de bütün evliliklerin sonrasında 'ço-
cukbeklentısi', ailenin ortak merakı olur. Ailenin top-
rak ve hayvan mülkiyetini sürdüren 'erkek çocuk'
gereksinmesi, tarım toplumlannın üretim ilişkilerinden
kaynaklanıyordu. Endüstriye yönelişin üç yüz yılı da
kadının emeğınden pay alışına, bağımsızlık kazanı-
şına, kendi özel mülkiyetine sahip oluşuna tanık ol-
du. Ailenin yalnız, çocuk doğurmasını, onları bakıp
büyütmesini beklediği kadın da artık toplumsal üre-
timin de kişisel mülkiyetin de ortağı oldu. Şimdi er-
kek çocuktan da kız çocuğundan da beklenenler
değişmektedir. Ailenin çocuklarla ilgili sorumluluğu
da sadece onlann evlendırilmeleriyle sınırlı kalmamak-
tadır, çok önceden başlamaktadır.
Bugün 'çocuklann eğitimi', ailelerin erken sorum-
luluklanndan birinı oluşturmaktadır. 'Çocuğun iyibir
eğitim alması', bu konuda bilinçlenen daha çok ai-
lenin çok önemli sorunu olmaktadır. 'lyi bir eğitim'
dendiği zaman anlaşılan da 'Ingilizce eğitim veren
okullarya da kolejlerde okumak' olduğu için aileler
de 'çocuğun bu okullara gihş sınavtanna hazırtan-
ması' hedefine odaklanmaktadır. Başka bir seçene-
ğin bulunmaması da bu hedefin giderek bir 'eğitim
endüstrisi'ne dönüşmesine yol açmaktadır.
Ailelerin ikinci bir erken sorumluluğu da 'çocuğun
ev dışmdakihayatı' ile ilgili olarak artmaktadır. Buluğ
çağına yaklaşan çocuk-gencin ev dışında ne yaptı-
ğı, nerelere gittiği, kimlerle arkadaş olduğu, oralar-
da nelerle uğraştığı, özellikle büyük kentlerde ailele-
rin korkulu rüyası olmaktadır.
Liselerdeki şıddet olayları, uyuşturucu maddelerin
gizlice kullanımıyla ilgili dehşet verici örnekler, poli-
tik ilginin gizli bir örgüte yönelmesi olasılığı gibi pek
çok neden, ailelerin uykusunu kaçırmakta, ne yapa-
caklarını bilememenin huzursuzluğunu yaşatmakta-
dır.
Buradaki en önemli sorun, geleneksel toplumun rol
belirleyici kurallan etkısini kaybederken modern bir
toplumun rollerinin aileler açısından bilinmemesi, be-
nimsenmemesi, çocuk açısından da çelişkiler içine
ginlmesidir. Geleneksel toplumun 'baba' rolüde, 'an-
ne' rolü de, 'erkek çocuk' ya da 'kız çocuk' rolleri de
belirgindı; kuralları belliydi, bu kurallar toplumsal
onay görmekteydi. Kişinin birey olarak sorumluluğu
değil, herkesin 'aile sorumluluğu' ör)em\iyd\. Bu sos-
yal yapının da yanlışları elbette vardı, baskıcı kimliği
değişmeliydi, bıreyi gelıştırmeyen etkileri aşılmalıy-
dı. Ama bu değişım, sindırilmesine zaman bırakma-
yan bir hızda olunca, değişen 'kişilik rolleri' yerine ye-
ni ve belirgın kurallar konamayınca, hiç kimse neya-
pacağını bilemez oldu.
Babalar ve anneler, çocuklanyla 'nasıl ilgilenecek-
lerini' şaşırmış durumdalar. Baskı yaparlarsa çocu-
ğu bunaltmaktan çekindikleri için, kendi 'rollerini'
bulamıyorlar. Yaptıklannın baskı olup olmayâcağı ko-
nusunda karar veremiyorlar. 'llgilenmek' sadece sor-
mak, gereksinmelecini karşılamak olduğu zaman da
çocuğun iç dünyasina hiç gıremediklerinin farkında-
lar. Çocuklannı yöntendirip yönlendinmeme arasında
seçim yapamıyorlar. Yönlendirmek istedikleri zaman
da nasıl davranacaklarını bilemiyorlar. Bir çocuğu
'özgür kılmakîa 'başıboş bırakmak' arasındaki far-
kın nerede başlayıp nerede bittiğini karariaştırmak-
ta zorlanıyorlar.
Çocuklar için de aynı güçlükler söz konusudur.
Onlar da kendi 'bağımsız olma' istekleriyle anne-ba-
ba şefkati arasında sıkışmış durumdalar. Kişilikleri-
ne bağımsızlık kazandırmak için gıriştikleri başkaldı-
rı, onlan -kendi açılanndan bile- yanlışlara yöneltir-
ken ne yapacaklannı bilemiyorlar.
Bütün bunlara, ailelerin değişik yapılannı, kişisel psi-
koloji farklannı. beklenti aynlıklannı eklediğiniz zaman
ortaya çıkan tablonun karmaşık olması da kaçınılmaz-
dır.
Bir anlamda 'çocuklanyla ilişkiler' konusunda ai-
lelerimiz yalnız bırakılmıştır. Sadece ortaya bir sorun
çıktığı zaman suçlanmakta, 'zamanında çocuklany-
la ilgilenmedikleri için' sorumlu tutulmaktadır. Aslın-
da ailelere taşımalan çok güç olan bîryük yüklenmek-
te, sonra da sorumlu tutularak suçlanmaktadırlar.
Toplumun bugünkü karmaşık ortamında, cinselliğin
böylesıne ortalığa dökülüp pazar malı yapılmış du-
rumunda, uyuşturucudan para kazananlann rahat-
ça çalıştığı bir ortamda, içki içmenin büyüme gös-
tergesi sayıldığı, markalı giyinmenin heryolla modern-
leşme olarak tanıtıldığı bir dengesizlikte genç bir kız,
genç bır erkek 'kişiliğini nasıl bulacaktır?'.Or\\ara kim
ya da kimleryol gösterecek, arkadaş olacak, yardım
elini uzatacaktır?
• • •
Bu değişim, birçalkantıdır. Tarım toplumundan en-
düstri toplumuna geçerken, geçmişten geleceğe
uzanan kilometre taşında bu çalkantıların yaşanma-
sı olağan sayılabilir. Ama tam da bu noktada ailele-
re de genç insanlara yardımcı olacak kurumlara bü-
yük bir gereksinme vardır. Devlet de, belediyeler de,
toplumun bütün örgütleri de (sendikalar, mesiek ku-
ruluşlan, vb.) bu değişımin sağlıklı olması için çaba
harcamak yükümlülüğündedir. Gençliği statlara dol-
durmakla, pop konserlerine ya da arabesk müziğe
yöneltmekle bu görev yapılamaz.
Toplumda 'aile ve gençlik eğitim-danışma kurum-
ları' kurulmalıdır. Buralarda yapılacak çalışmalarta
'aile eğitimi' sağlanmalı, aileler, bir çocuğun büyü-
mesinden genç insan psikolojisine kadar her konu-
da aydınlatılmalıdır. Gerek ailelerin gerekse gençle-
rin her sorunu için 'danışacakları' yerler kurulmalıdır.
Çocuklann ve gençlerin 'kişilik eğitimi' için bütün
eğitim kurumlarında program değişiklikleri yapılma-
lıdır.
Aileler suçlanmamalı. onlara yardımcı olunmalıdır.
Gençler suçlanmamalı, onlara arkadaş olunmalıdır.
Bu, bütün toplumun görevidir. Bu soruna aldınş et-
meden 'iyi eğitim vermek'başanlamaz. Vereceğiniz
eğitim de beklenen işe yaramayacaktır.
Beklemeden işe başlamak. Başka çaremiz varmı?
İLAN
BOĞAZLIYAN KADASTRO
MAHKEMESİ'NDEN
1994105
Davacı Hüsamettın Şahın tarafından davalılar Davut
Şahın ve Muammer Şahin aleyhlerine, Bogazlıyan. Ye-
nıpar kasabası. Selanik mahallesınde kain ada: 119, par-
sel: 77 j|e ilgili tespite ıtıraz ve tescil davasında. davalı-
lardan Muammer Şahın'e dava dılekçesı. duruşma gün
ve saatını bıldinr davetiye tebliğ edılememiştır. Muam-
mer Şahın'ın 15.11.1995 günü saat 09.00"da mahkeme-
de hazır bulunması. bır vekiî tarafından da temsıl edil-
medığı takdırde tahkıkat ve yargılamaya yokluğunda de-
vam edileceği ve hüküm venleceğı ilanen tebliğ olunur.
Basın: 42980