Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
SAYFA CUMHURİYET 21 AĞUSTOS 1995 PAZARTESJ
HABERLER
Küpt liderler
döndü
• Dİ VARBAKIR
(Cumhuriyet) - Kuzey
Irak'ta kanlı iktıdar
mücadelesine giren Irak
Kürdistan Demokrat
Partisi ile Irak Kürdistan
Yurtseverler Birligi
arasındaki sorunlan
çözmek üzere ABD'nin
girişimlen sonucu
Dublin'de bir araya gelen
Kürt heyetleri. dün öğlen
saatlerinde THY'nin
tarifeli uçağı ile
Diyarbakır'a geldiler.
KDP temsiicisi ve
Politbüro üyesi Sami
Abdurrahman ile KYB
temsilcisi Neçirvan
Mustafa başkanlığındaki
heyetleT. daha sonra
kendilerine tahsis edilen
bir helikopterle Kuzey
Irak'ın Selahattin kentine
gittiler.
Sargın için
TGC'de toren
• İSTANBIFL(AA)-
önceki gün evinin
balkonundan düşerek
yaşamını yitiren Meydan
gazetesi cski
yazarlanndan Vehbi
Sargın'in cenazesi bugûn
toprağa verilecek. Bügün
saat 11,30'da Türkiye
Gazeteciler Cemiyeti'nde
Sargın'in cenazesi
başında bir tören
düzenlenecek. Sargın'in
ölüm nedeni kesin olarak
belirlenemezken, cinayet
masası yetkililerinin
cinayet ve intihar
olasıhldannı üzerinde de
durduklan bildirildi.
Vehbi Sargın, Meydan
gazetesindeki dış haberler
koordinatörû ve köşe
yazarlığı görevinden 4 ay
önce aynlmıştı.
Gazeteye
bomba
• İstanbul Haber Servisi
- Türkiye gazetesinin
hafta sonu nedenıyle
kapalı bulunan
Bağcılar'daki bürosunun
kepengine bırakılan poset
içindeki bombanın,
uzman ekipler tarafından
etkisiz hale getırildiğı
bildirildi. Yapılan ıhbar
üzerine Beyoğlu Caddesi
36 numaradaki binanın
Türkiye gazetesi
bürosuna gelen bomba
uzmanlannın
incelemeleri sonucu,
poşetin içinde el yapımı
ve ani ateşlemeli boru
bomba olduğu beliriendi.
Demirerm
Keçeiryi kabuki
• İSTANBUL (AA)-
Cumhurbaşkanı
Süleyman Demirel, eski
DYP İstanbul tl Başkanı
Orhan Keçelı ve
arkadaşlannı kabul etti.
Keçeli. görüşme öncesi
yaptığı kısa açıklamada.
Cumhurbaşkanı'na
kimseyi şikâyet için
gelmediklerinı,
partilerinin kurucusu olan
Demirel ile dertleşmek
için bu randevuyu talep
ettiklerini söyledi. Orhan
Keçeli, yaklaşık 1.5 saat
süren görüşmelerden
sonra yaptığı açıklamada
da Demirel ile ülke
meseleleri ve partililerin
ona olan bağlılığı
konusunda görüştüklerini
söyledi.
Yılmaz, temel
attı
• İstanbul Haber Servisi
- Anavatan Partisi Genel
Başkanı Mesut Yılmaz,
hükümetin, verdiği hiçbir
sözü yenne getirmediğini
söyleyerek "Vatandaş
sizden memnunsa buyrun
seçime gidelim" dedi.
Mesut Yılmaz, dün
Büyükçekmece
Belediyesi'nde başlatılan
kanalizasyon projesinin
son bölümü olan 4
kilometrelik atık su
kuşakJama kolektörü
ınşaatının temelini attı.
Daha sonra
Büyükçekmece
merkezinde düzenlenen
caddelerin açıhşını yapan
Yılmaz, son olarak da
Tepecik belde binasının
açıhşını yaptı.
TüPkHş'te
muhalefet
• ANKARA (AA) - Türk
Harb-lş Sendikası Genel
Başkanı Izzet Çetin,
Türk-lş'in mevcut
yönetiminden hoşnut
olmadıklannı bildırerek,
4-10Aralıkl995
tarihlerinde yapılacak
Türk-lş Genel
Kurulu'nda öneri gelmesi
halinde, genel başkanlığa
adaylığını koyabileceğini
söyledi.
Curnhurbaşkanı, Bosna-Hersek'teki gelişmeler ve görüşlerini Cumhuriyet'e anlattı:
ABD'de havuç ve sopa varHaber Merkezi - Cumhurbaşka-
nı Süleyman Demirel, ABD'nm
Bosna-Hersek için gündeme getir-
diği 'fikirler dizjsi'nin, temelde ta-
rafları bir araya getirmeyi amaçla-
dığını ve 'havucu almayan tarafa
sopa n^tıbjcagıi'' söyledi. Sırpla-
ra karşı Hırvatlar ve Boşnaklarca
gerçekleştirilen ortak harekâtla or-
taya çıkan yeni durumun banş için
çok büyük bir firsat yarattığını %oır-
gulayan Demirel, Romanya, Bul-
garistan, Makedonya, Arnavutluk,
Bosna-Hersek, Hırvaristan ve Slo-
venya devlet başkanlanyla yaptığı
görüşmelerin. 'Balkanlar'daki bü-
yük hadisenin' ıfade edilmesıne
firsat yarattığını vurguladı. Demi-
rel, Bosna ve Hırvaristan'daki Sırp-
lara karşı Boşnaklar ve Hırvatlar
tarafından düzenlenen ortak hare-
kâtın olgunlaştınlmasında kendisi
aracılığıyla Türkiye'nin rolü bu-
lunduğunu söyledi.
Cumhurbaşkanı Demirel, Cum-
huriyet yöneticileri ile yazarlan-
nın, başta dış politika olmak üze-
re, Türkiye gündemindeki sorunla-
ra ilişkin sorulannı yanıtladı.
Cumhurbaşkanı. banşın sağla-
namaması durumunda Batı'nın
Bosna-Hersek'ten çekilmesinin ar-
dından Türkiye, Iran ve Pakistan
gibi ülkelerin katılımıyla oluşturu-
larak bölgeye gönderilebileceği
öne sürülen bir 'Islam ordusu'nun
'pratiği ounadığınr ve yarar sağla-
mayacağını söyledi.
Bosna-Hersek Cumhurbaşkanı
Alia Lzzetbegoviç'e, "Yannı silin,
bugünü kazanın. Hırvatlarla fede-
rasvonu şimdiden çatlatmayın" tel-
kininde bulunduğunu bildiren De-
mirel, Balkanlar ve Kafkasya'da
banşın, dünyanın zaferi olacağını
vurguladı.
Çözüm arayışlan
Demirel; farklı etnik, dıl ve din-
sel kimliklere sahıp insanlann eşit
yurttaşlar olarak bira rada yaşama-
sının Türkiye Cumhuriyeti'nin te-
melindeki ilke olduğuna dikkat çe-
kerken Balkanlar, Kafkasya, Orta
Asya ve Rusya'da da banş için ay-
nı zeminın yaratılması gerektiğine
işaret etti.
Demirel'in, Cumhuriyet'in so-
rulanna verdiği yanıtlar şöyle:
- Bosna-Hersek'teki çözüm ara-
yışlan nasıl bir zemin üzerinde ge-
İişiyor?
- Geçen üç sene zarfinda Bosna-
Hersek meselesi çok tartışıldı. Bü-
yük şikâyetler oldu. Bosna-Her-
sek'te meydana gelen olaylar, Bir-
leşmiş Milletler ve Avrupa'da Gü-
venlik ve Işbirliği Teşkılatı'nı
(AGlT) çok zor duruma soktu. Ne-
redeyse BM'nin geleceğı tartışıhr
hale geldi. Ve tüm dünyada banşı
sağlayacak, koruyacak kuruluş
olup olmadığı tartışıldı. Herkes
birbirini kötüledi. Ama netice iti-
banyla Bosna-Hersek'te örgütsel
olarak devletin dağılmasından son-
ra bölünmenin içinden çıkan Bos-
na-Hersek Devleti ile Hırvatistan
Devleti topraklannda meydana ge-
len olaylar fevkalade düşündürücü
ve acı olaylardır. Şimdi herkes bir-
bırine, "Haydi ey komşular şuna
bir çare bulalım" dedi. Biz de de-
dık bütün dünyaya, zaman oldu şi-
kâyet ettik. Nasıl şikâyet etmeye-
ceksiniz ki. 600 bin kişi evinden-
yerinden oldu, 200 bin kişi hayan-
nı kaybetti. Kadınlar, çocuklarçok
perişan oldular. Açlık, sefalet. Ve
gerçekten Avrupa'nın ortasındabir
kan gölü meydana geldi.
tç içe yaşayan insanlar söz konu-
su. Iç içe çoğrafyada yaşayan in-
sanlar arasındaki kapı, banş bozul-
duğu zaman kapanıveriyor. Işte o
zaman iç içe yaşayan insanlar et-
nik, dinsel bir olaya kanşıyorlar.
Sırplar. Hırvatlar ve Boşnaklar. Ya-
ni Ortodoks Sırp, Katolik Hırvat,
Müslüman Boşnak. Bunlar bir ara-
da yaşarken sonra bağımsız devlet
olunca bırbınne düştüler.
- Bosna-Hersek'in bölünmesini
öngördüğü bildirilen ABD planı-
nın zamanlamasına ilişkin değer-
lendirmeniz nedir? Pian neleri ön-
görüyor?
- Çok değişik safhalardan geçti
mesele. Bunlan tekrarlamak iste-
miyorum. Yalnız. son defa yapıl-
mak ıstenen şey, yanı Amerika'nın
yenı hazırladığı taslak planı iyı an-
layabilmek için gelişmeyi anlat-
tım. Amerika niçin yeni bir plan
ortaya koyma ihtiyacını duymuş-
tur? Işte burada çok önemlı bir ge-
lişme oldu.
Bihaç üzerine Bosna-Hersekli
Sırplann ve işgal edilmiş Hırvat
topraklanndaki Sırplann taarruzu-
na karşı Hırvatlarla Boşnaklann
beraberce ortaya çıkmalan ve da-
ha sonra da hemen onun akabinde
Hırvatlann işgal edilmiş topraklar-
da bağımsızlık ilan eden Sırplann
üzerine varması. buradaki şartlan
bir anda çok değişrirmiştir.
Şımdi sanıyonım ki bu hadiseler
başladığından beri bu kadar önem-
li bir firsat dünya kamuoyunun
önüne çıkmamıştır. "Değişen şart-
lar" dediğimiz zaman, bu zamana
kadar hiç söz dinlemeyen, sadece
güç kullanan ve her bastığı yeri de
işgal eden Sırplann durumu. Çün-
kü Bosna-Hersek Devleti ılan edil-
diği zaman nüfusun yüzde 44*ü
Boşnaklardır. Nüfusun yüzde 3l'i
Sırplar, nüfusun yüzde 17'si Hır-
vatlardır.
Toprağa geldiğimiz zamansa,
yüzde 70"i Müslümanlar ve Hır-
vatlann. Simdı geçen üç sene zar-
fındaki savaş. topraklann yüzde
Cumhurbaşkanı Süleyman Demirel, dış politikava ilişkin görüşlerini gazetetnizin yöneticileri Orhan Erinç, Hikmet Çetinkaya, İbrahim
Yıldız, Hakan Kara ve Doğan Akın'a anlatü. (Fotoğraf: HATİCE TUNCER)
RUSYA HANGt POZİSYONU SEÇTİ
Rusya bir şey
yapamadı
llk defa olarak Sırplar durak-
ladılar. Ve Yeni Yugoslavya de-
nilen devlet ise bu hadise karşı-
sında bir şey yapamadı. Daima
moral güçle, başka güç alıp al-
madığı ayn mesele, moral güç
aldıklan Rusya, bu hadise karşı-
sında bir şey yapamadı. Nihayet
Hırvatistan topraklannın üzerin-
den göçen insanlann ıstırabı da-
ha fazla. Bu defa, bugünkü şart-
lar değişti. Bunun altını çiziyo-
rum. Amerika bunun farkına var-
dı. Sanıyorum ki yalnız Ameri-
ka değil, bunun farkına varan.
Evvela bu eski Yugoslavya'da,
geçen üç sene içerisinde birbir-
leriyle kanlı bıçaklı olan insanla-
nn tümü bunun farkına vardı.
Onemli firsat
Yani sen bana yaparsan, ben
de sana yapanm. Yapanm, ama
sonu yoîc. Şimdı eğer bu firsat
kaçınlmazsa. bir banş umudu
vardır. Bunu çok önemli bir fir-
sat olarak görüyorum. Amerika
bir planla ortaya çıkıyor değil as-
lında. Amerika bir fikirler dizisi
sayılabilecek birdurumla ortaya
çıkıyor. Ve diyor ki: "Arük, her-
kes gelsin, banş imkânlan yara-
tahm." Temas grubunun elinde-
ki, temas grubunun yaptığı yüz-
de 49-51 ya da 51-49 pianı (Bos-
na-Hersek'te Sırplarile Boşnak-
lar-Hırvatlar arasında öngörülen
toprak paylaşımı) dahi bu büyük
düşüncenin içinde. Bu olur, baş-
ka şekil olur. Sırplar, sözünü din-
letemediği intibaını dünyaya ve-
ren ve gerçekten çok büyük, ya-
ni anlatılamayacak kadar meza-
lime maruz kalmış Boşnaklar. Ve
topraklannın üçte birinin işgal
alttnda üç sene kalmasına sabır-
la tahammül etmiş Hırvatlar. Ve
Bosna-Hersek'te yine evvela
Sırplarla, sonra Müslümanlarla
kapışmaya girmiş Hırvatlar. Ya-
nı bu kargaşada bu veya şu şekil-
de taraf olmuş, bundan çok bü-
yük zarar görmüş, eğer bu hadi-
seler devam ederse bundan son-
ra da zarar görecek taraflann tü-
münün bir araya gelmesi lazım.
Şimdi Amerika planı ya da tek-
lifı devam ediyor, genel olay bu-
dur.
Açıklıkla söylüyorum, bu fır-
satı kaçırmamalan lazım. Bura-
dan banş çtkabilir. Buradan ba-
nş çıkmazsa taslak planda 'ha-
vuç-sopa' metodu var. Yani evve-
la bu fikirler dizisi, havuçtur. Dü-
şünce bir çağndır; gelin bir an-
laşmaya varalım. Arkasında so-
pa var. Yani havucu almazsanız,
arkasından sopa geliyor. O da şu.
Eğer anlaşmaya vanlamazsa. bu
takdirde ambargo kalkacaktır.
Her taraf için kalkar ambargo.
Evvela çekilip gıdılecektir. Ve
denecektir ki: "Buyurun!" Yal-
nız bunu derken Amerika, eğer
Amerika'nın ortaya koyduğu dü-
şünceye karşı çıkarlarsa (Sırp-
lar), Boşnaklara yardımcı olabi-
leceğini beyan ediyor. Tabıi aynı
şekilde kabul ehneme, Boşnak-
lar tarafından olursa da aynı şe-
kilde yardımı onlara yapacağını
belirtiyor.
Bana göre iyi bir şey yapıyor-
lar. O da şu; dünya kamuoyunun
karşısına böyle kesin bir şey çı-
karmadan önce danışıyorlar. Iş-
te Ruslarla, bizlerle, Fransızlar-
la, Almanlarla konuşuyorlar.
Şimdi gidecek Belgrad'da taraf-
larla konuşacak. Belkı bir şey çı-
kar. Bu gibi meselelerde yüzde
99 şansla, yüzde bir şans eşittir.
Ben böyle bir imkânı veriyorum.
HERKESİN EŞİT SAYILACAfil SİSTEM
Balkanlar'a
Türkiye modeli
Ben 21 temmuz günü Zenica'ya
gittim. Orada Bosna-Hersek Cum-
hurbaşkanı Sayın lzzetbegovıç'le
konuştum. Kendisine dedim ki:
"Eğer siz bugünden bu federasyo-
nu çadaûr, bu sürtümneye girerse-
niz yok olursunuz." Buradaki en
önemli hadise, dışandan birinin
gelip sizi mıhlamasını beklemek
yerine, siz, burada kendi varlığını-
zı devam ettirmenin yolunu bulun.
Siz beraberlik havası (Hırvatlarla)
vermezseniz, bu karşı tarafin işi-
ne gelir. Yarmı kafanızdan silin,
bugünü bir kazanın. Zaten bugü-
nü kaybettiğin zaman, yaruu yine
düşünürsün.
Benim bu görüşmemden sonra
Hırvatlarla Boşnaklar bir araya
geldiler, çok güzel bir anlaşma or-
taya koydular.
Bihaç'a birlikte harekât yaptı-
lar. Bundan sonra Krayina harekâ-
tı yapıldı. Ve Bosna-Hersek'in
şartlan değişti.
'Alınacak pek çok
ders var'
Aslında Bosna-Hersek olayın-
dan çıkanlacak pek çok ders var-
dır. Bir çoğrafyada kaç çeşit insan
bir araya gelmiş, kaç dil konuşu-
luyor, kaç din yaşıyor. Aşağı kıs-
mı var, Kosova kısmı var. Burada
Müslümanlar var, Türkler var, Ar-
navutlar var. Balkanlar denen olay
ilginçtir, 'Balkanizeobna' diyebir
tabir var. Kafkasya ve Balkanlar,
dünyanın en enteresan iki bölgesi.
Değişen dünya şartlan içerisinde,
eğer Kafkaslar'daki ve Balkan-
lar'daki değişik inançlara, değişik
ırk kökenine, değişik kültürlere
mensup ınsanlar bir arada yaşama-
yı başarabilirlerse, bu dünyanın
zaferi olacaktır. Ve bir arada yaşa-
mayı serbest bıraksınlar, çünkü
bunlar bir arada yaşamışlar. Yum-
niğu koymuş yaşatmış. Yumruk
yokken İcendi nzalanyla bir arada
yaşamayı başarabilirlerse, federas-
yon şekli, konfederasyon şekli, şu
şekil, bu şekil vs. Amaç bir arada
yaşamayı başarabilmek. Sanınm
ki bence Bosna-Hersek olayından
çıkanlacak dersin içerisinde, bu
etnosite olayı, kültür dil, din fark-
lılıklanndan doğan sıkmtılariç içe
yaşamayı acaba zorlaştıracak mı?
Zorlaştınrsa kan kaçınılmazdır.
Temel ilke eşitlik
Yine bu insanlar bir arada yaşa-
mayı başarabilirlerse, işte burada
çok yeni bir pencere açılıyor. Ben
Bulgaristan'ın Köklüce kasabası-
na gittim.
Orada aşağı yukan 10 bine ya-
kın nüfus var. Nüfusun yüzde 95'i
Türk. llk defa böyle bir bölgeye
gittim. Halka dedim ki: "ŞartJar
değişıniştir. Siz arhk, ülkenin dı-
şında bir ulussunuz. KJnûnle eşit?
Bulgar asundan gelen insanla eşit
Yani siz Türk sovundan gelen in-
sanlar olarak. bizinı kardeşleri-
mizsiniz. Bundan böyle sizi tevkif
etmeyecek, ayırmayacak olan bu-
günkü idarenizsizeadaleti sağla>»-
cakhr." Böy le olacaktır, olmalıdır.
Yalnız oradaki halk için değil bu.
Aşağı-yukan bütün bu devletlerle
konuştum.
Örneğin Makedonya Devlet
Başkanı bu fikre çok açık. Başka
türlü zaten bu coğrafya üzerinde-
ki bütünlüğünü arz etmesi müm-
kün müdür? Yani Arnavut asıllısı-
na da, Türk asıllısına da,
Müslümanına da, Hıristiyanına
da aynı eşit muamele yapılacak.
Aşağı-yukan bizim cumhuri-
yetimizin tabanında yatan çok
büyük prensiptir bu.
70"ıni Sırplann eline verdı. Ve bu
topraklardaki insanlan çıkardı. Ve
bütün dünya "Yapmayuı, etmeyin.
Bu insankğa sığmaz" dediyse de
Sırplann önüne geçemedi.
'Yaptıklan, Sırplann
başına geldi'
Yalnız Srebranica'da 39 bin kişi
göçmen oldu ve 7 bin kişi de öldü,
toplu mezarlara gömüldü. Ve hiç-
bir şeyi dinlemeyen Sırplar, şimdi
bakın Bihaç'la başlayan sonra Hır-
vatistan'a ait topraklarda yaşayan
Sırplar göçmen oldular.
llk defa olarak Sırplar, kendile-
rinin başkalanna yaptıklan hadi-
senin kendilerinin başına gelmiş
olmasının sıkıntısıyla karşı karşı-
vadır.
Evet şimdi dünya bu hadise kar-
şısında. Çünkü nihayet evlerinden,
topraklanndan, yerlerinden olan
insanlar, itılen İcakılan insanlar,
kim olursa olsun hangi milletten
olursa olsun, insandır. İyi, ama 600
bin kişi yerlerinden, yurtlanndan
olurken o insanlann hallerini anla-
makta zorluk çeken kamuoyu, şim-
di 200 bin kişilik yeni bir göçmen
kavimiyle baş başadır.
- Anlaşma saglanamazsa Ba-
ü'nın Bosna-Hersek'ten tanıamen
çekileceği ve bölgeye Türkiye, İran,
Pakistan gibi ülkelerin askerlerin-
den oluşacak bir Islam ordusu'
gönderilebileceği spekülasyonlan-
nı nasıl değerlendiriyorsunuz?
- Meseleye bence his planıyla
hiç bakmamak lazun, akıl planıy-
la bakmak lazım. Meseleyi bir İs-
lam-Hıristiyan meselesi haline ge-
tirmemek gerekir, getirildiği tak-
dirde işin içinden hiç çıkılamaz.
Böyle bir şeyin başan şansı çok
tartışılabilir, bu bir. lkincisi; böyle
bir şeyin kazananı da olmayacak-
tır. Ne 1 milyar 200 milyon Müs-
lüman homojendir ne de 3 milyar
Hıristiyan homojen. Bunlar zaman
zaman birbirleriyle dahi savaşırlar.
Ben onun için Müslümanlardan
bir ordu meydana getirilip burada
sa\'aşa gjrmenin pratiğini görmü-
yorum. Ve bunun oradaki Müslü-
manlara yaran olacağı kanaatinde
değilim. Buradaki önemli olay şu:
Oradaki Müslümanlan daha fazla
ezdirmeden ve varlıklanm muha-
faza ederek bu kargaşanın içinden
DOGRU OLAN YAPILDI
Ortak harekâtta rolümüz oldu
Sanıyorum ki benım Romanya, arkasından
Bulgaristan, arkasından Makedonya, Arnavutluk
ve Bosna'dan sonra Hırvatistan gezilerim ve bu
arada da Slovenya Cumhurbaşkanı'nın buraya
gelmesi, Balkanlar'daki büyük hadisenin ifade
edilmesine firsat tanımıştır.
Aşağı yukan bütün bu devletlerle konuştum.
Örneğin Makedonya Devlet Başkanı, bu fikre
çok açık. Başka türlü zaten bu coğrafya
üzerindeki bütünlüğünü arz etmesi mümkün
müdür? Yani Arnavut asıllısına da, Türk
asıllısına da, Müslümanına da. Hıristiyanına da
aynı eşit muamele yapılacak.
Aşağı yukan bizim cumhuriyetimizin tabanında
yatan çok büyük prensiptir bu. Bunu sağlarsa
Balkanlar, bunu sağlarsa Kafkaslar, bunu
sağlarsa Orta Asya, bunu sağlarsa Rusya'nın bu
yeni açılan dönemde banşa bakan kapılan,
pencereleri açılacaktır.
- Sırplara karşı girişilen ortak Hırvat-Boşnak
harekâtında. şahsımz aracılığıyla Türkiye'nin
girişimlerinin önemli bir payı oldu mu?
- Bizim önemli rolümüz olmuştur. Doğrusu da
budur. Nerice anyoruz. Amaç bağcıyı dövmek
değil, üzüm yemek. Nitekim Amerika bu
sorunlan anlamaya yönelmiştir; Almanya
anlamaya yönelmiştir. Çok önemli bir olay. Ve
gittiğim zaman Almanya sefiriyle. Amerikan
sefiriyle kısa bir yemekte bir araya geldim. Gerçi
o yemekte yüz yüze bir konuşma olmadı, ama
manidar bir olaydır. Yani bunun bir anlamı
vardır. Anlamaya'yönelmişlerdir, çok önemlidir.
çıkarmak
Bizim açımızdan tabii bir an ev-
vel banşa gidilmesinin sayılama-
yacak kadar faydalan var. "Banş
olmaz" demekle gitmiyor. Bakın
bu Ortadoğu Banş Konferası'nda
Israil ile Filistinliler arasında her
gün atılan bir adım, bütün zorluk-
lara rağmen banş için kazanımdır.
Sadece küsmekle, kızmakla, ağla-
makla, bağırmakla olacak bir iş de-
ğil. Soğukkanlılıkla ve akılcılıkla
ve bir miktar sindire sindire bir ba-
nşa gidilmesi lazun.
Şunu ifade edeyim ki "Pratiği
yok" derken, yani ulaşmak bir o-
lay, lojistik başka bir olay. Şimdi
buraya niçin bir müdahale yapıla-
madı.
Belki tartışılabilir, art niyetler
var diye. Belki art niyetler de var-
dır. Esas mesele, Vietnam psikozu-
dur: lngiltere Başbakanı Major ba-
na söyledi: "Girersek çıkamayız."
Eski Fransa Cumhurbaşkanı Mit-
terrand bana söyledi: "Düşman
ldın?Hedefkinı?"
Bu terörle aynı şey, ne diyorlar
ona, gündüz külahlı. gece silahlı.
Göze alamamışlar. Bu dağlarda da
zaten tkinci Dünya Savaşı'nda Al-
manlara karşı bir çete savaşı yürü-
tülmüş, ondan dolayı da İngıliz Ge-
nelkurmayı askeri uzmanlan da
çok çekimser davranmışlardır.
Bence o çeşit cepheleşmeye değil
de yine bunu bir insanlık meselesi
olarak rurmak, olaya "insanlar
Müslüman olsun, Hıristivan olsun,
Hırvat olsun, Sırp olsun birbirleri-
ni incitmeyecek şekilde yaşamanın
yoUaruu aramalılar" penceresin-
den bakmak lazım.
SÜRECEK
BIZBIZE
ERDAL ATABEK
Sevgiye Yer Kalmadı mı?..
Uzakdoğu'da bir Budist tapınağında geçmiş bir
olayı anımsadım. Bu tapınak bilgeliğin gizlerini ara-
mak için gelenleri kabul ediyordu ve burada geçer-
li olan incelik, anlatmak istediklerini konuşmadan
açıklayabilmekti. Bir ı jn tapınağın kapısına bir ya-
bancı geldi. Yabancı kapıda öylece durdu ve bekle-
di. Burada sezgisel buluşmaya inanılıyordu, kapıda
tokmak ya da çan, zil türünden ses çıkaran bir ge-
reç yoktu. Bir süre sonra kapı açıldı, içerdeki "bilge-
likaracıyıcısı" kapıda duran yabancıya baktı. Bir se-
lamlaşmadan sonra sözsüz konuşmalan başladı.
Gelen yabancı, tapınağa girmek ve burada kalmak
istiyordu.
İçerdeki bir süre kayboldu, sonra elinde ağzına
kadar suyla dolu bir kapla döndü ve kabı yabancıya
uzattı. Bu "Yeni bir arayıayı kabul edemeyecek ka-
dar doluyuz" demekti.
Yabancı tapınağın bahçesine döndü, aldığı birgül
yaprağını dolu kabın içindeki suyun üstüne bıraktı.
Gül yaprağı suyun üstünde yüzüyordu ve su taşma-
mıştı.
İçerdeki Budist saygıyta eğildi ve kapıyı açarak ya-
bancıyı içeriye aldı.
Suyu taşırmayan bir gül yaprağına her zaman yer
vardı.
Bu sevgiydi ve sevgiye her zaman yer bulunurdu.
*••
Nicedir hayatımızda sevgiye yer bulamadığımızı
düşündüm. Bize sevgıyi anlatan bir olayı haber yap-
mıyoruz. Bize sevgiyi anlatan bir kişiyi dinlemiyoruz.
Bize sevgiyi anlatan bir duyguyu görmüyoruz. Bize
sevgiyi anlatan bir yazı yazmıyoruz, böyle bir yazıyı
okumuyoruz.
Bir Polonya filminde Nazi dönemi anlatılıyordu.
Nazı komutanı güzel bir evı komutanlık merkezi yap-
mıştı. Evin güzel sahibesi üst kata çıkmıştı ve az gö-
rünüyordu. Komutan bu kadına âşık olduğunu anla-
dı ve aralarında şöyle bir konuşma geçti:
- Madam, aşkımız beni zayıf düşürüyor.
- Hayır komutan, sevginiz sizi insan yapıyor.
İnsan ruhu da doğanın bir parçasıdır ve doğa gi-
bi boşluk kabul etmez. İçinde sevgiyi banndırama-
yan insan nefretle dolar ve insanlıktan uzaklaşır.
Nefret etmeden birine kötülük yapamazsınız.
Nefret etmeden birini öldüremezsiniz.
Nefreti içinde banndırmak isteyen insan önce ken-
disinden nefret etmek zorundadır.
İçinde nefreti yaşatan insan yüreğindeki sevgiyi
kovmuştur. Artık onu bulması çok zordur ve bunun
ağır bedelini ödeyecektir.
Sevgisizlik ağır bir yüktür ve insan bundan kurtul-
mak için çok kötü şeyler yapar.
• • •
Acımak sevgi değildir, üstünlüğün kabulüdür.
Hoşgörü sevgi değildir, istemediğine katlanmak-
tır.
Bağımlılık sevgi değildir, gereksinmenin karşılan-
masıdır.
Sevgi, değer vermesini bilmektir.
Sevgi, yaşama hakkını kabul etmektir.
Sevgi, varolmaktan kıvanç duymaktır.
Sevgi, birlikte olmaktan sevınç duymaktır.
Sevgi, eşitliğin duyumsanmasıdır.
Sevgi, bütün yapay aynmlann hayattan çıkarılma-
sıdır.
Sevgi, bilinçtir.
Sevgi, insan olmaktır.
:
•••
Sevgiyi hayatımızdan kovduk ve yerine parayı koy-
duk.
Para için yaşıyoruz, para için eğitim görüyoruz,
para için meslek ediniyoruz, para için çalışıyoruz, pa-
ra için birbirimizi çtğniyoruz, para için birbirimizi al-
datıyoruz, para için savaşıyoruz.
Sevgiyi hayatımızdan kovduk ve yerine üstün ol-
mayı koyduk.
Üstün olmak için yaşıyoruz, üstün olmak için ya-
nşıyoruz, üstün olmak için kendimizden başkasının
aşağı olmasına çalışıyoruz.
Sevgiyi hayatımızdan kovduk ve nefreti içimize
çağırdık.
Birbirimizden nefret ediyoruz, nefretle yaşıyoruz,
nefretle çalışıyoruz, nefretle dövüşüyoruz, nefrene öl-
dürüyoruz.
Para, üstün olmak ve nefret etmek hayatımızı dol-
duruyor.
Hayatımız da savaşlarla, dünyayı yağmalamakla,
birbirimizi bogazlamakla geçiyor.
Sevginiz olmadıktan sonra daha çok paranız olsa,
daha üstün olsanız, daha çok toprağınız, eviniz, ara-
banız, malınız olsa ne olur?
Sevginiz yok ve hiçbir şeyiniz yok.
Belki de yeniden öğrenmemiz gereken budur.
Aydınlardan
mülteci
kampına ziyaret
ATAOL
BEHRAMOĞLU
TUZLA - 58 Türk aydı-
nından oluşan Eîosna için İn-
sanlık Girişimi, Bosna Her-
sek'tekı temaslannı sürdurü-
yor. Dün Tuzla Valisi ile gö-
rüşen heyet daha sonra has-
tane ve mülteci kamplannı
ziyaret etti. Heyet, bu sabah
da Saraybosna'ya girebılme-
nin yollannı araştıracak.
Zenica'da önceki gün Bır-
leşmiş Milletler'e bağlı Türk
bırliöıni ziyaret eden Bosna
İçin insanlık Girişimi heye-
ti, burada bırlik komutanı
Kurmay Albay Ahmet Ber-
beroğiu'ndan bilgi aldı. Kur-
may Albay Berberoğlu, bu-
güne kadar birlik revinnde
80 ameliyat yapıldığını, bın-
lerce kışınin doktor muaye-
nesinden geçtiğini bildirdı.
Daha sonra Zenica Beledıye
Meclisi Başkanlık Salo-
nu'nda yapılan konuşmalar-
da Zenica tanıtıldı.
Bosna'nın Tahran'ı olarak
adlandınlan Zenica sokakla-
nnda, tesettürlü Boşnak ka-
dınlan dikkat çekiyor. Hava
kıriiliğı bakımından dünya-
nın en kirli sanayı kentleri
arasında yer alan Zenica,
"Müslümanlann gelenek ve
kimlikkrini korumak iste-
melerinin yanı sıra, modern
dünyada da kendilerine bir
yer bulmak istedikleri yer"
sözleriyle tanıtılıyor.
Zenica'daki temaslannı
bitiren heyet, Zenica-Tuzla
yolu, Çetnik (şoven Sırp)
bıriıklennin denetiminde ol-
duğu için Tuzla'ya, sapa ve
ormanlarla kaplı dağhk bir
arazıden geçerek Breza üze-
rınden ulaştılar. Breza'da
toplu mezarlann bulunduğu
parklardan geçilirken büyük
toprak tümseklerinin üzerin-
de bulunan çiçeklerin henüz
tazeliklerıni koruduğu dik-
kat çekti.
Bınalan kurşun ve şarap-
nel izleri taşıyan köylerin ya-
kınından geçılerek gece geç
saatlerde Tuzla'ya vanldı.
Yörenin en büyük turistik
oteli Tonikve'nin harabe ha-
lindeki binası, heyet tarafin-
dan üzüntüyle karşılandı.
Tuzla, askeri cepheleri ve
problemlen en büyük olan
Bosna-Hersek kenti olarak
tanımlanıyor. Önceki geceyi
Tuzla Palas'ta geçiren heyet,
dün Tuzla Valisi ile görüştü.
Hastane ve mülteci kampla-
nnı ziyaret etti. Heyet bu sa-
bah aynı yoldan Zenica'ya
dönerek Saraybosna'ya gire-
bilmenin olanaklannı araş-
tıracak.