Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
21 AĞUSTOS 1995 PA2ARTESİ CUMHURİYET SAYFA
HABERLER
Türkiye, karayolunu toplu taşımacılıkta yüzde 80 oranında kullanırken, bu oran Batı'da yüzde 26
Ulaştnak ya da ulaşmamakİstanbul Haber Servisi -
Türkiye"de son 5 yıl içinde
35 bin insan trafik
kazalannda hayatını
kaybederken büyûk
kentlerde günde 2 saatimiz,
yılda 27 günümüz yollarda
geçiyor.
Buna karşın ülkenin toplu
insan ve yûk taşımacılığının
yüzde 80'i karayollanyla
yapılıyor. Tüm dünyanın
tercihi olan rayh sıstem ise
I950'Iı yıllardan bu yana
hiçbir gelişme
göstermeden. mevcut olanlarla idare .
ediyor.
Motoriaşma endeksi
Uluslararası göstergelerde.
"Motorlaşma endeksi" kalkınmanın
göstergesi sayılıyor. Motoriaşma
-endeksi. "*bir ülkede motorlu taşıt
başına düşen nüfus sayısı"na denilıyor.
Örneğin ABD'de her 2.3 kişiye l araç
düşüyor. İstatistıkler Ingiltere'de 4,
Almanya'da 7. Türkiye'de ise her 100
kişiye bir araç düştüğünü gösteriyor.
Buna rağmen ulaşım ve trafik
• Son beş yılda, 35 bin yurttaşımızı trafik kazalannda
kaybederken her yıl 27 günümüzü de sadece işten eve gidip
gelirken yollarda geçiriyoruz. Bu arada trilyonlarca lira,
otomobil sektörü ve yan sanayiinin kasalanna akıyor.
• Avrupa'da toplu taşımacılık yüzyıldan beri özellikle raylı
sistem ve metro ile yapılıyor. Avrupa Topluluğu ülkeleri hızlı
tren yollannı 3 bin kilometreye çıkanp var olan tren yollan
hatlanna da 20 bin kilometre daha eklemeyi planlıyorlar.
Türkiye'de ise kullanılan demiryollarının yüzde 9O'ı
1945'lerdenkalma.
sorununu. kişi başına düşen araç sayısı
daha az olan ülkelerden çok daha
yoğun biçimde yaşıyoruz.
Otoyolu hamlesi
Raylı sistem ve metro seçeneği yerine,
1957-60 dönemı ile başlatılan, otoyol
hamlesinı hâlâ sürdürüyoruz. Köylere,
kentlere yollar yapıyoruz. Oy istemek,-
gazete tirajını arttırmak için "Herkese
bir araba" vaat ediyonız. Gümrük
birliğinden ucuz araba bekliyoruz.
Kampanyalarla.l4
çpk ucuza yerli ve
ithal otomobil" pazarhyoruz. Enerjisi
ve kendisıyle dışa bağımlı olduğumuz
karayolu taşıtlannı 'çok seviyoruz' ama
sadece son beş yılda. 35 bin
yurttaşımızı trafik kazalannda
kaybederken her yıl 27 günümüzü de
sadece işten eve gidip gelirken yollarda
geçiriyoruz. Bu arada trilyonlarca lira
para da otomobil sektörü ve yan
sanayiinin kasalanna akıyor.
Taşımacılık
Avrupa'da toplu taşımacılık yüzyıldan
beri özellikle raylı sistem ve metro ile
yapılıyor. Avrupa Topluluğu ülkeleri
hızlı tren yollannı 3 bin kilometreye
çıkanp var olan tren yollan hatlanna
da 20 bin kilometre daha eklemeyi
planlıyorlar. Türkiye "de ise kullanılan
demiryollannın yüzde 9O'ı 1945'lerden
kalma. Ülkeler arası ulaşımda bile hız
kazanmak için denizaltından
toplutaşım yapılırken bizim ülkemizde
toplu taşımactlığın yüzde 80'i karayolu
ile sağlanıyor. Batı ülkeleri ise
karayolunu, toplu taşımacılığin ancak
yüzde 26'sında kullanıyor. Türkiye'de
yük ve insan taşımacılığtnda kullanılan
ağır taşıtlar, toplam araç sayısının
yüzde 60'ı kadar iken
Avrupa ülkelerinde ağır
taşıtlar trafiğin ancak
yüzde 25'ini oluştunıyor.
Deniz yolları
Denizlerimizde yolcu
taşımacılığı da
demiryollannın
durumundan farklı değil.
Son zamanlarda özellikle
Boğaz hattında çalışan
Şehir Hatlan vapurlannın
özelleştirilmesi
çaltşmalan. bu taşımacılığı
daha da zora sokuyor.
Ülkemizde 18 ve daha yukan
grostonluk gemi sayısı yaklaşık 4800
kadar. Bu gemilerin yaklaşık yüzde
65'i yük, yüzde 30'u yolcu, yüzde 5'i
de tanker.
Oç tarafı denizlerle çevrili ülkemizde
karayolu toplu taşımacılığını büyük
ölçüde hafifletmesi gereken yolcu
gemilerinin sayılan da gün geçtikçe
azalıyor. Kırk elli yıl önce Karadenız
kıyılanna, Akdeniz'e yapılan seferlerin
birçoğu iptal edildi. Bugün ise sadece
Istanbul-lzmir arası haftada bir sefer
yapılıyor.
Istanbufliı başının
çaresine bakıyor
• Kentin ulaşımının yaklaşık yüzde 65'i, çok sayıdaki küçük araçla,
özel işleticiler tarafından sağlanıyor. Kamuya ait belediye otobüsleri,
banliyo trenleri, Şehir Hatlan vapurlan, tramvay, hızlı tramvay, tünel
ve nostaljik tramvay ise toplutaşımın ancak geriye kalan yüzde 35'lik
kısmını sağlayabiliyor.
Istanbul Haber Servisi - Ülkemiz nüfusu-
nun yaklaşık yüzde 12'sınin yaşadıği Istan-
bul'da trafiğe kayıtlı 1 milyon 400 bin mo-
torlu araç bulunuyor. Bu araçlar Türkiye'de-
ki. tüm motorlu taşıtlann yüzde 20'sini oluş-
tunıyor. Bunlann arasındaki özel otomobil-
lerin sayısı ise tüm ülkedeki otomobillenn
yüzde 24'ü kadar. Tüm bunlara her gün
400'e yakın yeni araç daha katılıyor.
2020 yılında nüfusunun
yaklaşık 18-20 milyon olma-
sı beklenen lstanbul'da, 5-6
milyon aracın daha trafiğe
çıkması kaçınılmaz görülü-
yor. Bu araçlann yaratacağı
trafik, hava kirliliği ve gürül-
tü kirliliği ile otopark sorunu.
tstanbul'un kısa ve uzun va-
dede çözüm bekleyen en bü-
yük sorunlan arasında yer
alıyor.
lstanbul'da her gün 7.5
milyonu aşkın insan yolcu-
luk yapıyor. Bu yolculuklann
yaklaşık yüzde 18'i sayılan
850 bini bulan özel otomo-
billerle yapılıyor. İETT ve
lialk otobüsü yüzde 25, mini-
büsler yüzde 23, taksi ve dol-
muş yüzde 6. servis araçlan
ise yüzde 15 dolayında yolcu
taşıyor. Raylı taşıtlar ise ts-
tanbul ulaşım ihtiyacmın an-
cak yüzde 7'sini taşıyabiliyor.
Geniş bir kıyı potansiyeline
sahip olan şehirde, deniz ta-
şımacılığı payı da sadece
yüzde 6 dolayında kalıyor.
Bu rakamlara göre kentin
ulaşımının yaklaşık yüzde
65'i, çok sayıdaki küçük
araçla, özel işleticiler tarafın-
dan sağlanıyor Kamuya aıt belediye oto-
büsleri, banliyo trenleri, Şehir Hatlan vapur-
lan, tramvay, hızlı tramvay, tünel ve nostal-
jik tramvay ise toplutaşımın ancak geriye
kalan yüzde 35'lik kısmını sağlayabiliyor.
Kullanılan tüm özel ve kamuya aıt toplu
taşıma araçlannı 33 bine yakın işletici ça-
lıştınrken, yolculann yüzde 35"i ulaşım için
bırden fazla araç kullanıyor.
Bu yıl hazıran aymda yapılan 3. Ulaştır-
17 değişik
ulaşım yolu
İstanbul büyüklüğünde-
!fe dünyanın çeşitli kentle-
jinde günlük uİaşımı sağ-
layan otobüs. tren. tram-
vay, metro, gibi sayılan 4-
5'i geçmeyen toplu ulaşım
araçlan bulunurken istan-
bul'da 17 çeşit ulaşım ara-
cı kullanıbyor. 17 bin tak-
si günde 600 bin yolcu ta-
şıyor. Dünyanın çoğu ül-
kesinde kullanılmayan mi-
nibüslerin sayısı ise 6700'i
yasal ve yaklaşık 1500 ka-
dan korsan olmak üzere
8200 dolayında. Dolmuş
sayısı 600, özel halk oto-
büslerinin sayısı ise 806.
Işyerine ve okuia aktarma
yapmadan, daha güvenK
ve rahat bir yolculuk yap-
mak için neredeyse zorun-
lu olan servis araçlannın
sayısı ise 25 bine yaklaş-
mış durumda.
ma Kongresi bildirilenne göre, Asya ve Av-
rupa yakalan arasında ulaşımı sağlayan de-
niz taşımacılığı, İstanbul ulaşımının yakla-
şık yüzde 6'sını oluşturuyor. Kongre sırasın-
da, "İstanbul halkı doğal ulaşım yolu olan de-
nizden yeterince yararlandıntayor mu" so-
rusuna "'olumsıız" yanıt verilıyor.
Her iki yaka arasında günde yaklaşık 8
yüz bin insan yolculuk yapıyor. Bunun yak-
laşık üçte ikisi köprüler
üzerinden karayolu araçla-
n ile üçte biri de deniz
araçlan ile ulaşım sağlıyor.
Boğaz köprüleri, iki ya-
ka arasındaki toplu taşıma-
cılığın yüzde 24'ünü ger-
çekleştiriyor. Geriye kalan
yüzde 76'lık toplu taşıma
ise deniz ulaşım araçlan ile
yapılıyor.
Yolculann yandan faz-
lası özel ve halka açık top-
lu taşıma araçlan ile yol-
culuk ederken yüzde 38'i
özel otomobili. taksiyi ve
dolmuşu kullanıyor
Vapurrahat
Türkiye Denizcilik Işlet-
meleri Şehir Hatlan'na
bağlı vapurlar, deniz ulaşı-
mını seçenlerin yüzde
90.5'ini taşıyor. Yüzde 8'ı
de deniz dolmuş motorla-
nnı tercih ediyor. Geriye
kalan yüzde 1.5'i ise deniz
otobüsleriyle yolculuk edi-
yor. lstanbul'da deniz ula-
şımınını seçen vatandaşlar
arasında yapılan bir anket
sonucuna göre en çok süre-
nin kısalığını dikkate alı-
yorlar. Büyük bir kısmı da rahathğı için ter-
cih ediyor.
istanbul"da kent içı raylı sistemler (banli-
yo trenleri) ile günde 300 bin kişi seyahat
ediyor. Bu insanlar toplam 101 banliyo tre-
ninden yararlanıyor. Banliyöler kent gene-
lindeki toplu taşımanın yüzde 4.1 'ini oluş-
turuyor. Sirkeci-Topkapı arası çalışan çağ-
daş tramvay ise günde 40 bin yolcu tarafın-
dan kullanılıyor. İstanbul soskaklanndan herhangi bir fofoğraf. Küçük araçlarla çözülemeven sorun sürüp gidiyor.
w
Kuşaktan kuşağa' Demirel ve 3. köprü!..
OKTAY EKİNCİ
Cumhurbaşkanı SüJevman De-
mirrL, İstanbul Büyükşehir Bele-
diye Başkanı Recep Tayyip Erdo-
ğan'ın kentin sorunlan hakkında
sunduğu brifingin ardından yine
*3. köprü'yü önerdi.
•• ""Vlne" diyorum. çünkü Demi-
rel bunu hep yapıyor ve söz ne
zarnan Istanbul'dan açılsa, Bo-
ğaz'a 3. köprü önerisini mutlaka
gündeme getiriyor
Uzun ömürlerdileyerek söylü-
yoran; eğerbu önerisi de gerçek-
leşir ve Boğaziçi yine köprüyle
geçiürse DemireFin, bukez 'dör-
düncüsünü'dc isteyeceğinden
eminım.
Çûnkü yine kendi deyimiyle,
1970'lerde 'birincigerdanlığı' ls-
tanbul'un boynuna taktığında. o
yıllardaki mimarlık ve bilim çev-
relerinin özetlediği şekilde aslın-
da hd güzel kenti 'köprüler tuza-
ğma
1
iten anlayışın da ılk büyük
adınını atmış oluyordu...
A:aba Demirel, 3. köprüde ne-
den ısrar ediyor?
Lstelik bunu, gerek yerel yöne-
tirrıın gerekse merkezi yönetimin
ilgil birimlennin "İstanbul'aar-
tık_ oncelikle ray b tüp geçit gerc-
kiyw" şeklınde ortak bir karara
varoklan şu umutlu donemde ne-
denvine gündeme getiriyor'.'
I-ioşgörüsüne sığınarak belirte-
• Demirel, 3. köprünün kuzeye yapılması durumunda, İstanbul'un elde kalan son yaşam
kaynaklarının da yok olacağına, 2. köprünün yarattığı Sultanbeyli gibi kaçak kentlerin bu kez
tüm ormanlık alanlan ve su havzalannı da istila edeceği gerçeğine anlaşılan pek aldırmıyor.
İstanbul Boğazı üzerinde kurulan köprüler birer kuşağı temsil ediyor. Bakalım kurulacak üçüncü geçiş, yeni kuşağın eseri olacak mı?
yim ki Demirel kuşkusuz bir şe-
hircilik uzmanı ya da ulaşım
plancısı değil.
Zaten öyle olmadığını, yine
özellikle kendisinin savunduğu
kararlarla İstanbul'a yapılan iki
köprüye rağmen, kentin bugün
içinde bulunduğu trafik 'okanık-
lığı' yeterince kanıtlıyor.
Uzmanlar, 3. bir köprünün de
ulaşımı rahatlatmayacağinı, çün-
kü yine 'insanlann'değil. araçla-
nn ulaşımına yarayacağını vur-
guluyorlar. Artık, hemen tüm uy-
gar kentlerde olduğu gibi önce-
likle insanlann yine uygarca ula-
şımını sağlamak gerektiğini ve
bunun için de metroyla bütünle-
şecek birprojeyle Boğaz'ın raylı
tüp geçitle geçilmesi gerektiğini
-deyim yerindeyse- haykmyor-
lar...
Ama Sayın Demirel şehircilik
uzmanı olmadığı için bütün bun-
lara pek kulak asmıyor. Hele. yi-
ne 3. köprünün kuzeye yapılma-
sı durumunda. tstanbul'un elde
kalan son yaşam kaynaklannın da
yok olacağına, 2. köprünün ya-
rattığı Sultanbeyli gibi kaçak
kentlerin bu kez tüm ormanlık
alanlan ve su havzalannı da isti-
la edeceği gerçeğine anlaşılan
pek aldırmıyor.
Peki, bu açık gerçeklerin görü-
lebilmesi için artık, uzman olma-
ya bile gereksinim duyulmazken
yıllann deneyimli mühendisi Sa-
yın Demirel. Istanbul'ubugünkü
duruma düşüren görüşlerinde ne-
den bir değişiklık yapmıyor?
Aslında bu sorunun da yanıtı-
nı. büyükşehir belediyesindeki
brifingde yine kendisi veriyor:
"Birinci köprü birinci kuşak,
ikinci köprü ikinci kuşaktır, şim-
di İstanbul'a üçüncü kuşak la-
zun" diyor.
Evet, iştebunakatılıyorum. !s-
tanbul'a gerçekten 'üçüncü bir
kuşak' lazım.
1950 ve 1960 kuşağı. Atatürk
döneminin demiryolu uygarlığı-
nı bir çırpıda körelterek sözde
'Küçük Amerika' olmak adına bu
ülkeyi karayolu yağmasına tutsak
etti. 1. köprü, işte bu rutsaklığın
gerdanlığı olarak İstanbul'a takıl-
dı.
1970 ve hele 1980 kuşağı. yi-
ne karayolu tutsaklığını bu kez
'otomotiv' ve 'otoyoUar" impara-
torluğuna bağladı. Türkiye yine
demiryolsuz, İstanbul da yine
metrosuz ve tüp geçitsiz kalırken
rant ve talan ekonomısi tüm ülke-
yi kıskacı altına aldı.
Bu her iki karayolcu kuşakta
da Sayın Demirel vardı ve üstelik
12 Eylül 'ün vefasızlık yaptığı dö-
nemin dışında. karar makamla-
nnda da yine kendisi bulunuyor-
du. Şimdi artık, gerçekten üçün-
cü bir kuşağın bu ülke ve bu kent
üzerinde söz ve karar sahibi ol-
masının zamanı geldi. hatta geçi-
yor.
Bu üçüncü ve 'yeni' kuşak, 40
yıllık yanlışlara artık son verme-
îi. Karayolu ve otoyol yerine çağ-
daş demiryolunu, rant ekonomi-
si yerine üretim ekonomisini,
yağma yerine korumacılığı, kişi
yaran yerine toplum yarannı,
Nevv York'a benzemek yerine ts-
tanbul'a benzemeyi ve 3. köprü
yerine raylı tüp geçiti savunmalı...
Eğer. 'büyükler' ve onlann ya-
nındakiler izin verirse, Türkiye
artık, bu yeni kuşağı özlemle bek-
liyor. Yoksa 20. yüzyıl bitecek, a-
ma 'yiizyılın yanlışûn' yine bit-
meyecek.
CUMHURIYET'TEN
OKURLARA
ORHAN ERINÇ
Buyrun Cenaze Namazına
Laiklığın dinsizlikolduğu görüşünü savunan ve bu-
nu kanıtlamak için bin dereden su getiren şeriatçılar
zor durumda. Bu kez de Suudı Arabistan'da şeriat
adına kafanın kılıçla kesilmesi yöntemiyle uygulanan
idamların ve onun dayanağı olan kadı kararlannın şe-
riata uygun olmadığını kanıtlamaya çalışıyorlar. Bu
çabayı sürdürenler arasında Osmanlı hükümdarla-
nndan sonra "Hâdim-ül-haremeyn-üş-şehfeyn" sa-
nını kullanan Suudı Arabistan Kralı'na "Fahad Haz-
retleri" deyip el pençe divan duranlar da var.
Bunlar partılerinde ve medyalarında hocaefendile-
rin, şeyhlerin, lıderlenn açıklamalarına yer verıp. şe-
riatın Suudi Arabistan'ın uyguladığı gibi olmadığını
söyleyedursunlar, Suudi Arabistan'ın gazeteleri ise
tam tersini yazıyorlar: "Krallığın şenat yasalannı de-
ğıştireceğinı sananlar, salaklar cennetinde yaşayan-
lardır... Bu teraneler ve baskı girişimleri kesinlikle
abestir. Islami kurallar, krallığı yönetenlerin ve halkın
en kuîsal değerien olarak kalacaktır."
Bakalım bizim şeriatçılar şimdi ne yapacaklar. ile-
ri sürdükleri dogru ise Suudi Arabistan'ı "Darül Harb"
ilan etmeleri gerekiyor. Ya da Kâbe'yi ve Hazreti Mu-
hammed'in Türbesi'ni bu şeriatı bilmez kimselerin
elinden kurtarmak için girişimde bulunmaları. Baka-
lım bunları nasıl kıvıracaklar.
•
Başyazanmız Nadir Nadi'yi aramızdan ayrılışının
4'üncü yıldönümünde dün saygı ve sevgiyle andık.
Atatürk ilke ve devrimlerinın, demokrasinin, özellik-
le de laikliğın dirençlı savunucusu Nadir Nadi'nin ku-
rumsallaştırdığı yayın ilkelerimızin doğruluğu yaşadı-
ğımız olaylaria bir kez daha belgelenmiş oldu.
•
Geçen hafta gündemin en önemli maddesini oluş-
turan konu, Suudi Arabistan'ın insan haklarını hiçesa-
yarak, şeriat yasaları gereği, uyuşturucu kacakçısı
olduklan gerekçesiyle 4 Türk'ü idam etmesiydı. Idam-
larta ilgili diplomatik girişımler. tepkiler ve halen Su-
udi Arabistan'daki cezaevlerinde bulunan 40 Türkün
durumuna ilişkin gelişmeleri Ankara Büromuz ve İs-
tanbul Haber Servisimiz izledı.
•
Irak liden Saddam Hüseytn ın iki kızı ile damatla-
nnın Ürdün'e kaçmalarıyla ortaya çıkan gelişmelerin
Türkiye kamuoyunda yarattığı yankılar da diğer
önemli gündem maddelerinden birisiydi. Konuyla il-
gili gelişmeleri ve Başbakan Yardırncısı Hikmet Çe-
tin'in, Irak'taki iç huzursuzluğun bölgeye taşmasın-
dan Bağdat yönetimini sorumlu tutmasına ilişkin gö-
rüşlerini, Ankara Büromuzun haberiyle kamuoyuna
duyurduk.
•
Irak'taki son gelişmeler ile Dublin'deki Kürt toplan-
tısınının sonuçlarını Cumhuriyet'edeğerlendıren Irak
Milli Türkmen Partisi Genel Başkanı Muzaffer Ars-
lan'ın görüşlerinı arkadaşımız Ergün Aksoy okurla-
rımızaaktardı.
•
Bütünleşme kurultayının sancılannı üzerinden ata-
mayan CHP'de gözler 9 eylülde yapılacak kongreye
çevrildi. CHP'deki kurultay yanşı ve il kongrelerinde
yaşanan gelişmeler ile geçen haftanın bir başka
önemli gündem maddesini oluşturan erken seçlm
tartışmalannı Meclis Büromuz'dan Türey Köse, Dür-
dane Kocaoğlu ve Ayşe Sayın izlediler.
•
özelleştirme Idaresi Başkanı Ufuk Söylemez'in
KlT'len sattıktan sonra "gönülrahaîlığıyla" özel sek-
töre gideceği yolundaki görüşlerini Esra Yener ha-
berleştirdi.
•
YÖK'ün, "şeriatçı, ümmetçı, köktendinci ve tarikat-
çıbirkadrolaşmayagidildiğı"gerekçes\y\e Inönü Üni-
versitesi Rektörü Prof. Dr. Mehmet Yücesoy ve ba-
zı yöneticiler hakkında soruştuıma başlatmasını, Bü-
lent Sanoğlu'nun haberiyle duyurduk.
•
Geçen hafta içinde yayımlamaya başladığımız pro-
mosyon araştırması, bu hafta promosyon yapan ga-
zete yöneticileri ve meslekı kuruluşların görüşleriyle
devam etti. Zafer Aknar ve Ayşe Yıldınm'm hazır-
ladığı haberlerden çıkan sonuca göre, promosyon
yanşı tüm hızıyla devam edecek ve gazeteler pro-
mosyon yapmak uğruna, verdikleri hafta sonu ekle-
rini de bir daha çıkarmayacak.
•
Yeni eğitim dönemı yaklaşırken İstanbul Haber Ser-
visi'nden Figen Atalay, Ankara Bürornuzdan ise
Emine Kaplan, eğitim sorununu tüm boyutlanyla iş-
lediler.
•
Nükleerdenemeler ve protestolar: Fransa'nın ardın-
dan Çin'in de nükleer denemelere kalkışması, tüm
dünyadaki çevrecilenn tepkilerıni topladı. Çin'de gös-
ten yapan Greenpeace'cilerın gözaltınaalınması, ser-
best bırakılması ve tepkilerle ilgili Türkiye'deki geliş-
meleri İbrahim Günel aktardı.
•
Önümüzdeki pazartesıye kadar gönlünüzce bir haf-
ta geçirmeniz dileği ve saygılanmızla.
KORKUTELÎ MAHKEME SATTŞ MEMURLUĞU
EsasNo 1993'262 Karar No: 1993-46"
Satılarak ortaklıöın giderılmesine dair Korkutcli Sulh
Hukuk Mahkemesrnih 1993 262 E.. 1993467 K savılı
26.6.1995 tanhli kesınleşen karan gereğince. Mahkeme
Satış Memurluğu'nun 1995 6 esas sayılı dosyası ılt »a-
tış isteyen vekilinin talebı ile,
1- Korkutelı ılçesi, Süleklerkövü (Aydınpman) Hüyü-
kaltı mevkiınde 1119 sayılı parsclc aıt 3375 m2 mıkta-
nndaki taşınmazm değennin 16 875 000.-TL olarak ma-
halli bilirkişi İsmet Uzun tarafından belirtılmıştır.
2-Korkuteli ılçesi, Süleklerköyü. aynımevkıide 1125
sayılı parsele ait 270 m2 miktanndakı taşınmazm değe-
rinin 1.35O.OOO-TL olarak mahalli bilirkişi İsmet Uzun
tarafından belirtılmiştir. Yukanda kayıtlan belırtılen ta-
şınmazlann malıkler hanesınde a. M: Rıza kansı Fat-
ma'nın 1059,1067 ve 1119. 1127 noluparsellerin tama-
mının 144 hissesinin 40 sehımtnın ıntifa hakkı vardır,
şeklınde şehr verildiği cihetle dosyada soyadı \c adresı-
nin bulunmadığı. bu nedenle kendılerine teblığ yerine
kaim olmak üzere ilan olunur. Basın: 37992
MADEN ASLtYE HUKUK MAHKEMESİ
EsasNo: 199530Tanhi: 02.08.1995
Davacı Gülten Kızılelma'nın davalı Hasan Kızılelma
aleyhine açmış bulunduğu boşanma davasının yapılan
açık yargılamasında veriîen ara karan uyannca:
Davalı DiyarbakırÇüngüç Malkaya Köyücilt no:027/
01, sayfa 93, kütük 64'te nüfusa kayıtlı, Mehmet ve Gül-
1i oğlu 1956 doğumlu Hasan Kızılelma. tüm aramalara
rağmen adresi tespit edilemedığınden. davalının
4.10.1995 günü saat 9.00'da bırakılan duruşmaya gelme-
sı, gelmedığı takdırde HUMK'nın 213 ve 377. madde-
leri gereğı davanın yokluğunda devam edeceği ve karar
verileceğı davetıye ve dava dılekçesı yenne kaım olmak
üzere, ilanentebliğ olunur. 02.08.1995 Basın: 38158